27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Son şekli verilen sosyal güvenlik paketinde değişik emekJilik yaş seçenekleri yer aldı Reform paketi taraflara sunulduANKARA /ADANA (Cumhuriyet) - Bakanlar Kurulu 50-55 yaşında ilke ka- ran alırken ve Çalışma Bakanlığı ayn- caek önlemler paketi hazırlarken Eko- nomik ve Sosya! Konsey'de (ESK) oluşrurulan komisyonun hazırladığı re- form paketinin son şekJi sosya) tarafla- ra sunuldu. EmekJilik yaşımn 50-55 sı- nırının da üzenne çıkartılmak istenme- sine sert tepkı gösteren DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, sendikalı olsun olmasm herkes! yürümeye ve meydan- lara çıkmaya çağırdı. Türk-îş, DlSK, Hak-İş, TtSK, TESK, Türkije Işçı Emeklıleri Cemıyeti'nce dün son kez yapılan toplanttda sunulan reform paketinde. 50-55 yaş üzerinde Bakanlar Kurulu'nda prensıp karanna vanlmasına karşın degişik yaş seçenek- lerine yer verildi. Raporda. emeklilik yaşı konusunda üzerinde uzlaşmaya vanlan 50-55 yaş • Türk-îş, DÎSK, Hak-Iş, TİSK, TESK, Türkiye tşçi Emeklileri Cemiyeti'nce son kez yapılan toplantıda sunulan reform paketinde, 50-55 yaş üzerinde Bakanlar Kurulu'nda prensip karanna vanlmasına karşın değişik yaş seçeneklerine yer verildi. Emeklilik yaşının 50-55 sınınnm üzerine çıkartılmak istenmesine tepki gösteren DİSK eyleme hazırlanıyor. seçeneği dışında TÎSK'in orta vadede ıstediğı 55-60, Hazine Müsteşarlığı'nın ve DPT koordinatörlüğünde oluşturu- lan kunıluşlann katılımıyla hazırlanan Sosyal Güvenük Temel Yasası Tasla- ğı'nda öngörülen 58-60, yüksek yaş sı- nın olarak da 60-60 önerilenne yer ve- nldi. Geçişli-geçışsiz olmasına göre ge- tireceği katkı ve kurumlann finansman açık durumu hesaplanan raporda, 15 yıl geçiş süreli 50-55 yaşının getırilmesi durumunda finansman açığının gayn safi müli gelire (GSMH) oranının 1998'de yüzde 3.37, 2000 yılında yüz- de 5.14, 2050 yılında ise yüzde 14.84 olacağı hesaplandı. Geçışsiz olarak 60- 60 sınınnm uygulanması durumunda ıse açık miktannın 1998'den ıtibaren düşmeye başlayarak 2050 yılında yüz- de 1.93'e ineceği belirtildi. Raporda- işçi, işveren ve esnaf kesi- minin sosyal yardım zammının de\am ettirilmesı, ancak ödemelerin Hazine tarafından karşılanması ıstemine kar- şın. mevcut gösterge tablosuna eklene- rek sosyal güvenh'k kuruluşlannın öde- meleri karşılığında prim almaları öne- rildi. SSK ve Bag-Kurgöstergelerinin me- mur maaş katsayısından aynlması öne- rilen raporda, Bakanlar Kurulu'nca be- lırlenecek >eni bir katsayıya bağlanma- sı gerektiği kaydedildi. Raporda, sosyal yardım zammının göstergeye dönüştü- rülmesiyle prime esas kazancın alt ve üst sınırlannın yükseltilmesinin sağla- nabileceği, böylece yılda yaklaşık 54 trilyon lira ek gelir elde edileceği kay- dedildi. Prim tahsılat oranınında her 1 puanlık artışın SSK'de 6.4 trilyon lira, Bağ-Kur'da 2 trilyon lira gelir sağlaya- cağı belirtildi. Prime esas kazanç üst sınınnm TB- MM 'deki tasanda olduğu gibi asgari üc- retin 3 katına çıkanlması durumunda tahakkuk bazında 88 trilyon lira, 4 katı olması durumunda da 132 trilyon liraek gelir oluşacağı kaydedildi. Raporda, Türk-lş'in bunu kabul etmedi|i. Hak- Iş ve TlSK'in ise bu durumun emeklı aylıklanna da yansıtılmasını istediği be- lirtiJdi. Raporda, devletin denetiminde iste- ğe bağlı olarak uygulanacak özel sigor- tacılığın da teşviic edilmesi önerisine de yer verildi. Emeklilik yaşının 50-55 yaş düzeyi- nin de üzerine cekilmek istenmesine. "Bumın adı rnezardaemekliliktir " diye tepki gösteren DÎSK Genel Başkanı Bu- dak, "Ilk uyan olarak arakk ayının ilk haftasında bütün yöneticüer, işçi temsü- cileri ve işsizkalan arkadaşlanmjzla An- kara'ya yüriiyeceğiz" dedi. Sorunun çözümünün prim miktannı ya da çalışma süresini artırmakian değil kayıt dışı ekonomiye müdahale edilme- sinden ve sigortalı işçi sayıstnı çoğalt- maktan geçtiğini vurgulayan Budak "Sosyal patiama ohnaz drvenJer, bugün olnıaz, yann ofanaz ama öbiir gün oiur. Gelin hep birtikte konuşup çözfim buJ- maya çalışaJım" diye konuştu. İCDAS'ın yayını toplatıldı Ilköğretim okuüannda Erdoğon propogandosı lstanbul Haber Servisi - İGDAŞ tarafından hazırlanan ve ilköğretim okuilanna ücretsiz dağıtılan "'Çevre flkokul Ünite Dergisi''nde, lstanbul Büyükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip Enioğan'ın propagandası yapılıyor Ayet ve hadislere de yer verilen dergide "örtülü din propagandası" yapıiırken, dergidekı bir şiirde "dua etmemek için bilgisayar öf^ettiler" ifadesi dikkat çekıyor. lstanbul U Milli Eğitım Müdürü Ömer Baiıbey. Küçükyalı Merkez İlköğretim Okulu'na gönderilen 400 adet derginin toplatılarak okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldığmı belirtırken, 50 bin adet bastınlan derginin lstanbul'daki çok sayıda okula dağıtıldığı öğrenildı. RP'li lstanbul Büyükşehir Belediyesı 'ne bağlı lGÖA#*arafından yaklaşık 50 bın adei hazn-lanan ilköğretim öğrencileruıe yonelik dergide, lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın. göreve geldiğinden bu yana hava kirliliğine karşı savaş açtığı belirtılerek şu görüşlere yer veriliyor: "tstanbul'un havasuu temizlemeye, doğalgaa yayguılaştırnıaya çalışmaktadır. Onun başaniı çalışmaJan sonucu, 1986 yılında kurulan İGDAŞ bugün 4 milyon ıstanbulluya doğalgaz ulaştırnuştır. Arnk televizyonlarda kirlilik raporian açıklannuyor, sokağa çıkma yasaklan konulmuyor. ÇocukJar tertemiz ha*avı ciğerlerine çekerek güvenle okuilanna gidiyorlar. Güle oynaya parklarda koşuyoriar. Belediye Başkanımız R. Tayyip Erdoğan'a ve İGDAŞ'a önce çocuklar olmak üzere, tüm Istanbullular teşekkür ediyor." Dergide yer alan Me\1ana İdris imzalı bır şıırde ıse "İneği yalnız süt kutulannda görroek / Çiçeği tanımamak / Ve dua etmemek için / Bügisayar öğrettüer" ifadesiyle telaiolojiye karşı mesaj veriliyor. Dergide Erdoğan'ın çocukJara çevre bihnciyle ilgili bir yazısı da yer alıyor. Dergide aynca "Yiyiniz, içiniz. israf etmevüıiz, Muhakkak ki AUah israf edenleri sevmez" şeklındeki ayet iie "Kıyamet gûnünde bile olsanız, eğer eünizde bir fidan varsa onu dikûıiz" ve "Nehir kenaruıda bile olsanız abdest alırken suyu israf etme\iniz" hadislerine yer veriliyor. Soruşturma sürüyor Tunceli'de yinefaiU meçhul cinayet Yurt Haberleri Servisi -Tunceli 'de uzun bir aradan sonra bir faili meçhul cinayet daha işlendi. 36 yaşındaki Ali Ekber Şahin, Tunceli'nin Mazgirt ilçesine bağlı Aktarlar Köyü'nde elleri arkadan bağlandıktan sonra kafasından kurşunlanarak öldürüldü. Ailesiyle birlikte Almanya'da işçi olarak ;alıştıktan sonra bir süre önce tek başına runceli'ye dönen Ali Ekber Şahin, inceki gün öğle saatlerinde bir faili neçhul cinayete foırban gitti. Cesedi Uctarlar Köyü'nün dışında bulunan iahin'in ellerinin arkadan bağlandığı ve afasma iki kurşun sıkıldığı belirlendi. löyMierin. durumu Mazgirt Cumhuriyet avcılığı'na bıldirmesine karşın Şahin'in ;sedinin 48 saat arazide beklerildiği ldırildi. Köylüler, savcılığın cesede )kunulmasını istemediğini, ndarmanın da güvenlik nedeniyle köye Imediğini öne sürdüler. Eşi ve cuklannın halen Almanya'da yaşadığı lirtilen Şahin'in kimler tarafından, ;in öldürüldüğü konusunda bilgi inilemedı. Cinayeti gördükleri öne •ülen bazı köylülerin de can güvenliği knıyle olayla ilgili konuşmak :medikleri bildirildi. Cınayetle ilgili uşrurma sürdürülüyor. Seslerinî ancak simit satarak duyurabilen küçük sanatçılar' artık okullu ofdular Urfa'nın her köşesi müziği yaşıyor MEHMETFAR4Ç ŞAiNLR RFA - Kimi zaman mağaralardaki u dağ yaülan"'nda, kimi zaman da Osmanlı mi- marisının en güzel ör- neklerini oluşturan saray örneği evlerde, "sırage- celeri"nde sergiienen Urfa müziği artık "mek- tepfi." Alaylı sanatçılann gıpta ile baktığı Urfa'run yenı "İbo"lan anık okullarda yetişıyor. İbrahim Tatlıses ten Mirkelam'a değin sayı- sız sanatçı yetıştiren Şanlıurfa'da, kimılerine göre suyu. kimilerine göre de "isofu nedeniy- le büyük bir türkücü po- tansiyeli var. Bupotansi- yelin akademik olarak değerlendırilmesi için devlet 7 yı1 öncehareke- te geçmiş. Urfa'da önce Kültür Bakanlığı'na bağlı bir TürkHalk Mü- ziği Korosu oluşturul- muş. Bu koro sıra gece- Koridorlannda her an bir L'rfalı gencin sesinin yankılandığı okula müzisyen olnıaya karar vermiş 54 genç,özel$ınavlariaaünnıış. (Fotoğraf: ÖZCANGÜNEŞ) lennde yetişen çok sayıda Urfalı sanat- çıyı bünyesine almış ancak bu yetersız kalmış. Ürfa'lılar. güzel seslerini ancak sokaklarda sımit, kacak tütün ya da su satarken duyurabilen küçük fbo'lann da elınden tutulması gerektiğıni belirtmce bu kez Mılli Eğitim Bakanlığı harekete geçmiş. Bakanlık Karaköprü yolu üze- rindekı eskı öğretmen okulunu geçtıği- miz yıllarda önce Müzık Lisesi ardın- dan da Güzel Sanatlar Lisesi "ne dönüş- türmüş. Kondorlannda her an bir Urfa- lı gencin yanık sesinin yankılandığı ıkı katlı bu okula müzisyen oimaya karar vermiş 54 Urfalı genç, özel sınavlarla alınmış. Gençlerönce nota, sonra ses sonra da enstrümaîi eğitimi ahyorlar. Okulda iki müzik öğretmeninin yanı sıra Urfalı ye- rel sanatçılar da ders veriyor. Yakasmda Atatürk rozetli çağdaş öğ- retmenlerin görev yaptığı Güzel Sanat- larLisesi. Urfa'nın gözbebeği olarak nı- teleniyor. Yerel yöneticilerin bağnazlığı hakım kılmaya çalıştıkları kentte, eşraf da kız çocuklannı bu okula göndererek güzel sanatlar eğitimi aldınyor.Sokak- larda simit satan yoksul Urfalı ile kentin eşrafmın çocuklan aynı sıralarda müzik eğitimi alıyor, kımı zaman pıyanonun başmdakimi zaman da ellennde keman- larlayeteneklerinı sergilıyorlar. Kenteş- rafinın çocuklarından Mdiha DemirkoL Semra Şelli, Neşe Ozta$, Nedinı Kara- dağb. Bedih YbUuk, L mut Bakikol,Dflek Bayır. Canan Yusufoğlu, Dt'na Ozülkü, Alımet Fedai v e Abmet Çakalb gibi ara- lannda çok yeteneklilerin de bulunduğu çocuklar, Türk Halk ve Türk Sanat mü- ziği için umut venyorlar. Hepsi ana ders olarak piyanodersı alıyor. Hiçbiri nota- sız çalamıyor. okuyamıyor. Bu yıl ilk kez mezun verecek okulda, çocuklar arasında Harran Üniversıte- si'nde yeni açılan mürik bölümünü ve büyük kentlerdekı konservatuvarlan he- defleyetıler de var. OkuJ yöneticileri tüm öğrencilerin konservatuvarlar ile güzel sanatlar fakültelerinin müzık bölümleri- ne yönlendirildiğini söylüyorlar. Tüm bu güzellikler içinde Gözel Sa- natlar Lisesi'nin sorun- lan da var. Ömeğin 13 branş öğretmeni gerek- sinimi tüm girişimlere karşın giderilememiş. Okulda 5 piyano, 8 ke- man, 1 viyola, 4 gitar ve vıırmaJı-üflemeli çok sa- yıda müzik aleti olması- na karşın öğrenciler öğ- retmen sıkmhsı çekiyor. Urfa'da müzik bir ta- raftan akademik çizgiye kayarken, ŞURKAV Halk Müziği Korosu gi- bi ekjplerde yerel müzik kültürünü yaşatmak için mücadele veriyor. Asün- da alaylı olarak nitele- nen bu tür gruplarla, akademik eğitim alan öğrenciler arasında gizli bir kıskançlık, bir çekiş- me de yaşanıyor. Çok güzel hoyrat. gazel ve türkü okuyan ses sa- natçılannı bünyesinde banndıran ŞURKAV Korosu'nun şefi Necati Aydınlı. müzığin mek- teplere girmesinın Urfa gibi müzikle yoğrulan bir kentte yerel kültürü dejenere edeceği endişesinde. Ona göre."îyi müzisyen korolarda yeti- şir. Müzik okullan yerel kültürü yaşata- mazlar-." "Merkebin makamla anırchğı kent" olarak anılan Şanlıurfa'da nota ile oku- yan gençlerle. yüzyıllardır süren gazel geleneğinin temsiicıleri arasında türkü gibi yanıJc, şarkı gibi neşeli bir rekabet sürüyor. Türkü. Urfa'nın mağaralann- da. Necati Aydınlı ve arkadaşlannın ye- rel kültürü yaşattığı saray ömeği konak- larda, Harran Ünıversitesı'nin kam- pusunda ve Güzel Sanatlar Lisesi'nin kondorlannda da susmuyor... Urfa her köşesinde musikiyi yaşıyor. ffazeteeilerden NadirV tel^raf Asü Nadir ' den grt^ci^CllCl u c i l n d l U I C IVMglOl va pü .EskiGün ^ gazetecüer vapü.EskiGüneş.GünajdınveTangazetesiçalışaıı- lan, Asil Nadir'in Lefkoşa'daki adresinc telgraf çekerek •alacaklannı ödemesiru" istediler. İstanbuL Ankara ve İzmir'de dün alışıla- gelmişin dışında bir gösteri yaşandı. Bugüne kadar eylemcüeri izleyen gazetecOer,dün kendi haklanm alabilmek için Istanbul'da Sir- kecL Ankara'da Cinnah Caddesi'ndeki Kavaklıdere Postanesi. izmir'de ise Cumhuriy et Vleydanı'ndaki Bü>ük Postane öniindeydi- ler. Asil Nadir'in sahibi olduğu Güneş, Giinaydın. Tan gazetelerinde çaiışan ve birikmiş ücretlerini kidem ta/minatlannı alamayan gazeteciler, i>i niyetii bir şeküde 7 yıldır alacaklaruun ödenmesini bekledikierini söylediler. Gazeteciler, "GösterdJgimiz tüm iyi tü- yet suiistimal edildi. Şunu herkes biuneli ki bizim emeğimûin karşılığı son kuruşuna kadar ödenmeden ldmse Tiirki>e'de başka bir tkari girişinıde bulunamaz. Buna izin verme>iz. Asil Nadir de bunu çok hi bilmeü'dir" açıklamasını yapftlar. (TJĞUR GÜNYÜZ) İP lideri Perinçek'e beraat İstanbul HaberServisi- Aydınlık Dergisi 'nde 6 şubatta yayımlanan yazısında "Sincan'da tanklann şeriatçıuğın üzerine yüriimesini al- kışlarla karsdıyorum" sözlerine yer verdiği için "Halkı din, diL ırk farkı gözeterek kışkırrmak" suçundan yargılanan fşçi Partisı Genel Başka- nı Doğu Perinçek beraat etti. Mahkeme heyeti. suçun unsurlannın oluşmadığına karar verdi. lstanbul 1 Vo'lu DGM'de görülen davanın dün yapılan son oturumunda esas hakkındaki görüşü sorulan savcı, derginin sorumlu yazıiş- len müdürü Zahide Kuhsar Şenoğlu'nun ceza- sının sorumlu yazıişleri müdürlerinin cezala- nnı erteleyen yasa gereğince ertelenmesinı, Doğu Pennçek'in ise beraat etmesini ıstedı. Perinçek ıse Sıncan'da "şeriatprovalanmn" yapıldığı günlerde kendisinin "TankJar, şeriat- çıiığm üzerine yürüdüğü zaman, onlan elbette alkışlıyonız. Çünkü ortaçağ güçlerine karşı Cumhuriyet Devrinti'ni savunmak, herkesin görevidir" açıklamasını yaptığını anımsattı. Suçun unsurian oluşrnadıği gerekçesiyle Perin- çek'ın beraatine karar veren mahkeme heyeti. Aydınlık Dergisi sorumlu yazıişlen müdürü Zahide Ruhsar Şenoğlu'nun cezasını da, "so- rumluyazıişleri müdürlerinin cezaiannın crte- lenmesini" öngören 4304 sayılı yasa gereğin- ce erteledi. Perinçek sav tınmasında seriatçj- lığı tasfıve etmenin Cumhuri- vet'in görevi olduğunu söyledi. Levent LPG tüpü patladı: 20 yaralı İstanbulHaber Servi- si - Levent'teki bir büfe- de LPG tüpünden sızan gaz nedeniyle dün sabah bir patiama meydana geldi. Patiama sonucu 3 'ü ağır 20 kişi yaralan- dı. lstanbul Valisı Kuttu Aktaş, olaya açık bıra- kilan tüpten sızan gazın ateşie temas etmesinin yol açüğını belirtti. AJc- taş, yaralılann tüm teda- vi ücretlerinin valilikçe karşılanacağını söyledi. Sanayi Mahallesi Sultan Selim Caddesi 1 numarada bulunan Hü- seyin Alan'a ait "Tuana Bûfe" adlı kafeteryada saat 07.45 sıralannda, LPG tüpünden sızan gaz, büyük bir gürüitüy- le patladı. Olayda. büfe- de bulunan ve yoldan geçen yaklaşık 20 kişi, çeşitli yerlerinden yara- landı. KaldınldıkJan Özel Levent Hastane- si'nde tedavi altına alı- nan yaralılardan 2'sinin sağlık durumlannın cid- di olduğu öğrenildi. Pat- iamayerine gelen Aygaz Müşteri Hizmetleri Mü- dürü Gürkan Topuzlar da olayuı kesinlıkle tüp- gazpatlaması olmadığı- nı, LPG tüpünün hortu- mundan sızan gazın si- gara veya elektrik kon- tağından patladığının sanıldığını belirtti. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Madalyonlar Hep İki Yüzlüdür! "Madalyonun Öteki Yüzü" başlıklı yazımdaki ana düşünceye büyük destek geldi. Hiç bekleme- diğim kadar. O yazıda, aydın kişinin de Güneydoğu'daki as- ker kadar yürekli olması gerektiğini savunmuş- tum. Mayına basma olasılığını bıle bıle doğru bil- diği yolda yürümesini. Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdereli olayla- nndan yola çıkmıştım. Düşüncem coşkuyla paylaşılırken, bir not geldi Istanbul'dan. Cumhuriyet'in uzman isimlerinden Halil Nebiler'in bir notu. Ben madalyonun "öteki yüzü'nü vurgulamış- tım. Sayın Nebiler ise "asil yüzü"ne -Yağmurde- reli olayı ile ilgili olarak- ışık tutuyordu. • • • Çok özlü ve özenli hazırlanmış olan bilgilerde 5 nokta dikkatimi özellikle çekti. 1) Eşber Yağmurdereli hakkında ilk dava 1978 yılında Samsun'daaçılıyor. Savcı "suç konusu eş- ya"yı saklamaktan iki yıl hapsıni istiyor. Bu arada sıkıyö'netim ilan ediliyor. Ve aynı savcı bu kez 7- dam" istiyor. Olayaynı olay. Sanık aynı sanık. Savcı aynı sav- cı. Avukat Nebi Barfas soruyor: - Ne değişti de idam istediniz? Savcı, cüppesini çıkanp duruşma salonunu terk ediyor. 2) Sanıklann hepsine de işkence yapıldığı dok- tor raporian ile kanıtlanmış. Yağmurdereli'nin ba- şındaki yanık izleri, sekız ay sonra bile iyileşme- miş. Oysa kendisinin "örgüt lideri" olduğuna da- ir, işkence görmüş bu kişilerin ifadelerinden baş- ka da kanıt yok. Mahkemenin gerekçelı karannda, "bu konuda yazılı kanıt bulma olanağının bulunmadığı" yazı- lı... ve Yağmurdereli 13 yıl cezaevinde kalıyor. 3) Şartlı tahliyenin gerçekleşmesinden kısa bir süre sonra, Yağmurdereli bir açıkhava toplantı- sında kısa bir konuşma yapıyor. Bölücü propagan- da yaptığı öne sürülerek hakkında dava açılıyor. Polis konuşmaları kaydetmiş. çözmüş ve sav- cılığa göndermiş. Avukat mahkemede soruyor: - Tutanak doğru değil! Tutanakta adı bulunan polıslerin yansı tutanağı ımzalamamış. Soruldu- ğunda, bazıları ya tutanağı ya da bandı hatırlamı- yoriar. Böyie bir tutanağa nasıl itibar edelim? Mahkemenin söz konusu bandı istetmesi iste- niyor... Herkesin önünde dinlensin ve o sözlerin gerçekten de söylenip söylenmedikleri anlaşılsın diye. Ama öne sürülen suçun tek kanıtını ne mahke- me, ne sanık ve hatta ne de Yargıtay göremıyor. 4) Aynı toplantıda yaptığı konuşmadan dolayı, Hava-lş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin de yar- gılanmaktadır. O'nun suçu da aynı... "Bölücülük propagandası". Ikisi için de ayn ayn bant çözüm tutanaklan var. Ikisi de ellennde yazılı bir metin olmadan "irti- calen" konuşmuşlar. Ve ne kadar ilgınçtir kı ikisi de "tutanaklardaki 14- 75 satırtık bölümlerde her nasılsa noktası virgülüne kadar aynı şeyleri söy- ledikleri için" mahkûm oluyorlar. CMUK'a göre, mahkeme kararlan gerekçeli ya- zılmak zorunda. Oysa Yağmurdereli'nin son mahkûmiyetinin onaylanmasıyla ilgili Yargıtay ka- rannda gerekçe yok. Ve avukatın "gerekçe yazıl- sın" talebi bile reddediliyor. 5) Yağmurdereli 1977 sonuna kadar Samsun Havza'da yaşamış ve avukatlık yapmış. DİSK ve TÖS-DER davalarına bakmış. Evı ıkı kez kurşun- lanmış. Savunduğu sanıklaria, önderi olduğu öne sürü- len Acilciler grubunun çizgısi hiç de birbırine ya- kın değil. Yakın/an kendisinin PKK örgütünü sık sık eleştirdiğini söylüyorlar. Ve ekliyorlar: - Siyasal çizgisi PKK hareketine değil, ÖDP'ye yakın. Zaten kendisi de Özgürlük ve Dayanışma Par- tisi'nin kuruculanndan! ••• Halil Nebiler'in yolladığı nottaki bilgilerin büyük çoğunluğu somut şeyler. Ve de çok düşündürü- cü. Ama beni düşündüren bir başka nokta daha var. Yargıtay nasıl olup da her iki mahkûmiyet ka- rarını da onaylamış? Herşey ortada... Şimdı karar sizlerin... Cüldal Mumcu'ya para cezası Savcı Ulkü Coşkun'a açılan dava reddedildi A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Askeri Yüksek Idare Mahkemesi, Uğur Mumcu cinayetinin sonışturmasını savsakladığı gerekçesiyle eski DGM savcısı Ulldi Coşkun hakkında açılan davayı reddederek davacı Güldal Mumcu'ya 600 bin lira para cezası verdi. Ortak Hukuk • Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu iie Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'nun Mumcu suikastını araştırmakla görevlendirilen eski DGM savcısı Ülkü Coşkun hakkmda soruşturmayı savsakJadığı, iz ve delil kaybertirdiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğu anımsatılarak şöyle denildi: "GüJdal Mumcu'nun Adalet Bakanlığı'na yaptığı şikâyet sonuçlanmış ve İ Ikü Coşkun'un görevi savsaklamadan dolayı cezalandınlması istenmiştir. Ancak bu istem, Vlilli Savunma Bakanlıgı'nca gerekçesiz olarak reddedilince, Güldal Mumcu, Askeri Yüksek jdare Mahkemesi'nde dava açmıştır." Açıklamada, bu davanın oyçokluğuyla reddedildiği belirtılerek Güldal Mumcu'ya da 600 bin lira para cezası verildiğine dikkat çekildi. Açıklamada. "Böylece, soruşturmayı savsaklayan Ülkü Coşkun hakkmda hiçbir işk'm yapılmazken. bu konuda şikâyet te dava açma hakkını kullanan Güldal Vfumcu cezalandınlmış olmakte ve iç hukuk yotlan da tüketilmektedir" denıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle