14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Maden sahalannm santrallara ait olmadığı ve bu nedenle devredilemeyeceği belirtildi Kömür ocaldarmm devri yargıda BANUSALMAN ANKARA - Türkiye Elektrik Üretim ve tletim AŞ'nin (TEAŞ), 10 termik santralın 20 yillık işleöne hakkını verir- ken, Türkiye Kömür Işletmeleri'ne (TKl) ait olan kömür ocaklannı devre- demeyecegine dikkat çekildi. Açılan davalarda. Maden Yasası uyannca dev- letçe işletilmesi gereken sahalann özel sektöre verilmesinde "ruhsat devri ol- maksızm işletme hakkmın devri" adı al- tında "kanuna karşı hik yoluna" başvu- rulduğu savunuldu. Türkiye Maden-lş Sendikası'nın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hakkında açtığı davada, 12 termik sant- raldan kömür ile çalışan 9'unun işletme hakkının maden sahalan ile birlikte devri karannın iptali ve yürütmenin durdurulması istendi. Resmı Gazete'de 16 Kasım 1996 tarihinde yayımlanan 12 termik santralın 20 yıllığına devrine T1 A. ürkiye Maden-lş Sendikası'nın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hakkında açtığı davada, 12 termik santraldan kömür ile çalışan 9'unun işletme hakkının maden sahalan ile birlikte devri karannın iptali ve yürütmenin durdurulması istendi. Resmi Gazete'de 16 Kasım 1996 tarihinde yayımlanan 12 termik santralın 20 yıllığına devrine ilişkin ilan üzerine aynı tarihlerde açılan davanın dilekçesinde, maden sahalannm söz konusu santrallara ait olmadığı, bu nedenle devrin olanaksız olduğu vurgulandı. ilişkin ilan üzerine aynı tarihlerde açı- lan davanın dilekçesinde, maden saha- lannm söz konusu santrallara ait olma- dığı, bu nedenle devrin olanaksız oldu- ğu vurgulandı. llanda yalnızca devredilecek 12 sant- ralın kurulu güçleri ve tahmini işletme hakkı bedellerinin yer aldığına dikkat çekilen dilekçede, 20 yıllık işletme hak- kı devredilecek santrallardan Hamita- bad, Ambarlı ve Çatalağzı dışındaki 9 santralın hammadde kaynağının lınyit kömürü olduğu ve bunlann kendilerine ait maden sahalan bulunmadığı kayde- dildi. Madenleri işletme hakkının TE- AŞ'ta değil TKt'de olduğu ve bu ku- rum tarafından 9 santrala kömür veril- diği vurgulanan dilekçede, devir işle- minin "maden sahalan ile biriikte (kö- müıie çalışanlar için)" bölümü için yü- rütmeyı durdurma ve iptal istendi. Termik santrallarla birlikte Ege Lin- yitleri Işletmesi Bölge Müdürlüğü'nden kömür alan Soma A ve Soma B termik santrallan ile Garp Linyitleri Bölge Müdürlüğü'nden kömür alan Tunçbi- lek santralının maden sahalanyla biriik- te devrinden vazgeçildi. TBMM Başkanvekili DSP'li Uluç Gürkan ile bağımsız Ankara Milletve- kili Gökhan Çapoğiu'nun Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine açtık- lan davanın dilekçesinde de maden sa- halannın devri gündeme getirilmişti. Dilekçede, bakanlığın ilanında. idare hukukunda olmayan "maden sahalan- nın ruhsat devri olmaksızın işletme hak- kmın devri'" gibı "yeni bir kavnun ka- zandınJdığı" belirtilirken, 3213 sayıh Maden Yasası'nda ve ilgili yasalarda böyle bir düzenlemenin olmadığı vur- gulandı. 2840 sayılı linyit ve demir sa- halannın bazılannın iadesini de düzen- leyen yasaya göre, devredilecek maden sahalannm "kamu kuruluşlan uhdesin- de kalması ve devletçe işktilmesi" öngö- rülüyor. Dilekçede, Anayasa Mahke- mesi'nin karanyla 2840 sayılı yasa kap- samına giren maden sahalannm işletil- mesinin idari bir işlemle devredileme- yeceğinin kesinleştiği belirtilirken, "Anayasa gereği, maden sahalannın müUdyetinin devri zaten mümkün değö- dir" denildi. Bakanlığın işleminin, anayasanın 6. maddesindekı "Hiçbirorgan kaynağuu anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz" hukmüne de aykın oldu- ğu vurgulanan dilekçede, bakanlığın iş- letme izninden söz ediyor ohnası duru- munda Maden Yasasf nın işletme izni- nin devredilemeyeceğine ilişkin açık hükmüne aykın davrandıgı belirtilirken şöyle denildi: "Davalı idare eskidüzen- temedeki rejimi çağnştıracak bir yön- tem benimsemiş, yarattığı terim karma- şasıyia 3213 sayılı kanununrejiminido- lanmaya çalışmıştır. Bakanlığın işlemi Maden Kanunu'na aykındır ve bu ay- kınlık gizlenmek için' kanuna karşı hile yolu' kuilanılmışbr." EMO Danıştay'a başvurdu 'Yap-lşlet Yasası'na iptal yoluANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektrik Mühen- disleri Odası (EMO), hükü- metin enerji sektöründeki özelleştirmelerde bırçok projeye dayanak yaptığı Yap-lşlet Yasası'nın iptal edilmesı için Danıştay'a başvurdu. EMO'nun avuka- tı Gökhan Candoğan, Da- nıştay'ın bu istemi Anayasa Mahkemesı'ne göndermesı ve yüksek mahkemenin de iptal karan vermesi duru- munda hükümetin yargı ka- rarlanna karşın sürdürdüğü ihalelerin de iptal edileceği- ni söyledi. Avukat Candoğan, Yap- lşlet Yasası'nın "somut norm denetimi" yoluyla in- celenmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurul- masına ilişkin istemlerini Danıştay'a dün verdi. EMO'nun dilekçesinde, Bakanlar Kurulu karan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 10 Temmuz 1996 tarihli tebligi ile açılan Gebze, lzmir, Adapazan, Ankara doğalgaz santralla- n ve Iskenderun ithal kömü- re dayalı santral ihalelerinin iptali için açılan davada 19 Şubat'ta yürütmenin durdu- rulmasma karar verilmesı- ne karşm, 28 Şubat'ta ihale- nin gerçekleştirildiği belir- tildi. Dilekçede. Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kara- nnın kesinleşmesiyle ihale- lerin yasal dayanaktan yok- sun kalması karşısında, ba- kanlığın ihaleleri iptal et- mek yerine 4283 sayılı Yap- tşlet Yasası'nı çıkararak iş- lemlere devam ettigi, 17 Ekim'de de ihalelerin so- nuçlandınldığı kaydedildi. EMO'nun başvurusunda, elektrik enerjısinin bir "ka- mu hizmeti" olması nede- niyle, sektörde özel sektö- rün yatınm yapabilmesi için "imtivaz sözleşınesi" yapıl- ması zorunluluğunun bu- lunduğuna dikkat çekti. Ya- sayla sözleşmelerin Danış- tay denetiminden kaçınl- mak istendiği belirtilen di- lekçede, "Danıştay deneti- minden kaçınma isteğinin altinda, yabancı şirketlerin ülke yöneticilerine kendi is- teklerini kabul ettirme çaba- sında başanlı olmalan yat- maktadır. Yabancı şirketkr uluslararası tahkün konu- sunda ısrar etmektedir" de- nildi. Anayasaya göre, iha- lelerin Özelleştirme Yasa- sı 'na göre yapılması gerek- tıği belirtilen dilekçede. ba- kanlığın yasaya dayanma- dan işlem yapması nedeniy- le işlemlerin iptalinin gerek- tiği savunuldu. Yap-lşlet Yasası'nın, yar- gı karanyla dayanaksız ka- lan ihalelerin tamamlanma- sı amacıyla çıkanldığı kay- dedilen dilekçede. "Yasaçı- karümış olmasına rağmen, yok hükrnünde işiemlere da- yanan ihalenin canlandınl- ması olanakh değildir. \ asa- ya rağmen, Danıştay'ın yü- rütmeyi durdurma karan geçerlidir ve idare bu kara- ra rağmen işlem tesis ettiği için anayasayı ihfaüetmiştir" görüşüne yer verildi. Yasa- ya eklenen ek geçicı mad- deyle, hukuksal olarak dur- ması gereken ihalelerin. bu yasayla tamamlanacağının hükme bağlandığının belir- tıldiği dilekçede, "Geçmişe etkili yasa çıkararak, yok- lukla malûl idari işlemlere dayah fıili durumlar yasa ile geçerli duruma getirilemez. Bu nıadde anayasa aykın- dır" denildi. Candoğan, EMO'nun başvurusunun kabul edile- rek iptal karan verilmesi du- rumunda, ihalesi tamamla- nan 5 santralla birlikte, fizi- bilite çalışmalan süren 6-7 santral ihalesinin de Yap-lş- let Yasası ile yapılması yo- lunun kapanacagını belirtti. 1 X . iVT^^liei t n r k l n n r l ı Türidycl.ÇocukMecfisiİstanbuI'datoplandL' 4 Dahai>ibirçc*TE, daha ivi bir yaşanT İTI.C1/1IS1 l u p i c u i t u g ? m ı a rtı n datoplanançocuklar,nasıl bir Türkiye istediklerine karar vereeekler. Sıvı gıda slo- ganı altında toplanan çocuklar, nasıl bir Türkiye istediklerine karar verecekler. SIM gıda işle- me ve ambalaj kuruluşu Tetra Pak'ın "Yeniden Kazanma Postası" kampanyası çerçevesinde gerçekleştirdiği Türkiye 1. Çocuk Meclisi dün Ho- liday lnn Otelinde toplandı. 80 ilden 160 çocuğun kaüldığı mecliste konuşan Tetra Pak Genel Müdürü Jerome Bayİe, "Çocuklanmız içinde >»• şadıklan çe\re hakkında bügi verecekler. Nasıl bir Türkiye görmek istedikkrini anlatacaklar" diyekonuştu. (Fotoğraf: SAADET USLU) Sosyal güvenlik için savaşıyorlar Eddie Kirkland & The Energy Band Nappy Brown & The Electric City Band Allison B. King İstanbul Blues Kumpanyası BLUES...BLUES...BLUES... Sonbaharın, aşkın ve hüznün müziği blues'u doya doya dinlemeye hazır mısınız? O halde Efes Pilsen Blues Festivali'nde buluşmak üzere... ANKARA HILTON 7,8,9 Kasım 1997 Saat 19 30 Bllet satış: 24 Ekım 1997 den rbbaren Vakkorama (0-312) 425 22 85, Pok) Karum (0-312) 426 82 34, Dost Music Center (0-312} 425 80 57. Attantıs & Hi-R Musıc Center (0-312) 426 90 29 Taylan Elektronik (Ataku!e( (0-312) 439 32 79 İSTANBUL HILTON CONVENTION & EXHIBITION CENTER 12,13,14 Kasım 1997 Saaf 19.30,15 Kaam 1997 Saat 14 00 ve 19 30 Bilet satış: 24 Ekım 1997den ıtibaren Vakkorama Suadıye .'0-216) 350 87 42, Rumeli (0-212) 234 42 81. Taksım (0-212) 251 28 88 Gallena 10-212) 559 54 44. Akmerkez (0-212) 282 09 65 İZMİR HILTON 17,18,19 Kasım 1997 Saat: 19.30 ş: 31 Ekim 1997"der ıtibaren Vakkorama Alsancak (0-232) 421 65 90, Beymen Abancak (0-232) 422 72 75 ANTALYA SHERATON 21.22 Kasım 1997 Saat: 19 30 * '. " • BHet satış: 7 Kasım 1 9 9 7 ^ ıtibaren Vakkorama Antalya (0-242) 241 93 67. MERSİN HILTON j . ' 24,25 Kasım 1997 Saat: 19 30 f ş: 7 Kasım 1997den ıtibaren Mersın Hılton (0-324) 326 50 00, Vakkorama Adana (0-322) 453 30 52 Kapılar konserlerden 1 saat önce açılacaktır. Gece boyunca fast-food servisi vardır. Organizasyon: (0-212) 244 33 94 EFES Pilsen in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. SERPtLGÜNDÜZ Burhanettin Demircioğtu veHatkeEser... Bu iki insan sosyal gü- venlikle yatıyor sosyal gü- venlikle kalkıyor. Sosyal gü- venliği kendilerine meslek edinmişler. Sosyal güvenlik konusunda sorunlan olanla- ra yol gösteriyorlar. 11 yıl- dan beri bu işi yapıyorlar ve binlerce kişiyi emeklı etmiş- ler. Neredeyse tanıştıklan her insanın yüzüne bakıp "sosyal güvenliği var mı, yok mu" anlar durumdalar. Sosyal güvenlik uzmanı olan bu iki insan sosyal gü- venliğin Türkiye'de uzman kişiler tarafından masaya yatınldığına inanmıyorlar. Sosyal güvenlik uzmanı ola- rak Burhanettin Demircioğ- lu geç emekliliğe şiddetle karşı olduğunu vurguluyor. Sosyal güvenliğin kurtulu- şunun da yaşta olmadığını savunuyor. Kişilerin sigortalı olduk- lan tarihten emekli olacakla- n tarihe kadar bütün sosyal güvenlik işlerini izlemek, damşmanlık yapmak ve bil- gi vermek amacıyla böyle bir iş seçmişler. Burhanettin Demircioğlu'na göre dünya- da anayasası olan ülkelerin içinde en çok sosyal güven- likle ilgili madde Türkiye'de var. İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi'nde ise "tn- san olmak sıfaöv la her insan sosyal güvenlik hakkuıa sa- hiptir" der. "Şimdi kim geüp sizin sigortanız hakkında bfl- gi verdi" diye soruyor Bur- hanettin Demircioğlu. - Peki Türk vatandaşlann- da, sosyal güvenlik uzmanı- na danışmak gibi bir alışkan- lık var mı? "Yeni yeni oluş- maya başladı. Kişinin yaşı ne olursa olsun sosyal güvenlik içinde yer almasmı arzu edi- yoruz.kişilerin çeşhti hakla- nnın olduğunu onlara anla- • Sosyal güvenlik konusunu kendilerine meslek edüımiş iki insan Hatice Eser ve Burhanettin Demircioğlu. 11 yıldır bu işi yapıyorlar ve binlerce kişiyi emekli etmişler. Neredeyse tanıştıklan her insanın yüzüne bakıp "sosyal güvenliği var mı, yok mu" anlar durumdalar. nyoruz. Sosyal güvenlikte e- sas amaç sigortahlann ve hak sahiplerinin korunma- SL" Türkiye'de sosyal güven- liği sağlayan çok fazla ku- rum var. Emekli Sandığı, Bağ-Kur. SSK. özel şirketler ve özel sandıklar. Hepsi be- lirli aşamalarda bir katkı sağlıyor. Demircioğlu ve Es- er'in üzerinde çalıştıklan konu "Vatandaş en pratikşe- kildesosyal güvenliği nasıl el- de eder, nasıl emekli olur ve havatmı nasıl garantini alb- na alabilir.r "Kimsc anlamasm diye kanşık bir meıaıat yapmış- lar. Bir kere en büyük sıkın- ö bu" diyor Burhanettin De- mircioğlu. Konuşmasının devamında "Bağ-Kur'da koşullar çok farkk Emekli Sandığı ve SSK'de de farkh. Türkiye'de 2 mihon 600 bin civannda bir emekli olduğu sanılıyor. Şimdi emekli olan bu insan- laruı her birisinin farkh fark- h hizmetteri var. Türkiye'ııin nüfusu ile emekli oranına baktığınız zaman emeklile- rinin az olduğu; anıa toplam sigortab ile emeklilik oranına baktjğmız zaman aktif sigor- tah savısının daha azolduğu, kaçak çahşan insanlann sa- vmnın çok olduğu ortaya ÇH kıyor. Emekli olan insanla- nn yaş ortalamasının ise 5Tye geldiği gözlenhor. Bu- nu 60'kra çekmeveçahşıyx)r- lar" diyor Demircioğlu. Sosyal güvenlik uzmanı olarak Burhanettin Demırci- oğlu geç emekliliğe şiddetle karşı olduğunu vurguluyor. Açıklamalanna göre emek- lilik yaşının 57-60 olması durumunda bile sosyal gü- venlik meselesi 2035 yılın- da ancak düzlüğe çıkabilı- yor. Gelişmiş ülkelerdeki yaşamstandartlan ile Türki- ye'deki koşullar farkh oldu- ğu için emekliliğin yaşa bağ- lanmış olmasını doğru bul- madıklannı belirtiyor De- mircioğlu ve şöyle diyor: "Sosyal devietm içinde sos- yal güvenlikte olmak güzel bir şe>. Eğer devlet sosyal devlet değüse sıkınü yarab- yor" Şili, Arjantin? bazı Gü- ney Amerika ülkelerinde uy- gulanan özel sigorta mode- linin Türkiye'ye monte edil- meye çalışıldığını anlatan Demircioğlubunun Türkiye Cumhuriyeti'ni sosyal dev- let olmaktan çıkardığını söy- lüyor. Burhanettin Demir- cioğlu ve Hatice Eser bu ko- nuyla ilgili bir vakıf kurma- ya karar vermişler ve bir yıl kadar önce çahşmalar baş- latılmış. "Sosj-al güvenüğe yaşam vakfi." Slogan ise *l Ike sosyal güvenliksiz kal- masın." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI İki Önder, Tek Yanlış Fikret Bila'nın CTV'deki programında Ecevit ve Baykal'ı birer hafta ara ile izledik. Farkiıydılar. Ama bir yanlışta buluştular. Ecevit, Atatürk'ü "ideolojiler üstü" yaptı çıktı. Kemalizmi unuttu. Baykal ise gergindi, sinirliydi. Kıvrandı durdu. Açık olmamak, kafalan kanştırmak için elinden ge- leni yaptı. "Kemalistiz" ya da "Kemalist değiliz" dememek için, tüm hünerlerini döktürdü. Kemalizmin mirası sayesinde orada olduklarını unuttular. Kemalizmi dışlayanlan gücendirmeme- ye çalıştılar. ••• Sayın Ecevft'in savı bilimsel değildi. Çünkü Kemalizmin kendisi bir ideolojidir. İdeolo- jiler üstü bir ideoloji de elbette ki olamaz. Kemalizm "demokratik toplumcu" bir çağdaş- laşma ideolojisidir. Kemalizmi oluşturan altı ilkeden "Cumhuriyet- çilik, Ulusçuluk ve Laiklik" Fransız Devrimi ile ide- olojik yakınlığını oluşturur. "Halkçılık, Devletçilik ve Devrimcilik" ise toplumcu ideoloji ile, yani sos- yalizm ile buluşulan noktalardır. Ama belirli bir ideoloji ile tam anlamıyla çakış- mamak, iki ayrı ideolojinin Türkiye koşullarında "özgün" birsentezinioluşturmak.. "ideolojilerüs- tü" olmak anlamına gelmez. (Sosyal demokrat ideolojinin kendisi de sosyalizm ile liberalizmin bir sentezidir.) Kemalizm "demokrasi, kalkınma ve sosyalada- let" gereksinmelerini karşılayan bir ideolojidir. Ba- zı ideolojilerie yakınlığı vardır. Ve bazı ideolojilere de "kesin çizgilerte" karşıdır. Ama ideolojiler üstü değildir! • • • Sayın Baykal kendi kendisiyle çelişkiliydi. Bir yandan, Kemalizmin bir dogma, bir katı ka- lıp olmadığını.. değişime ve gelişime açık olduğu- nu vurguladı. Ama öte yandan da 1920'lerden farklılıklannı kanıtlamak istercesine, inatla "Biz Ke- malist bir partiyiz" demekten kaçındı. Atatürk'e sahip çıktı, Altıok'un partinin malı ol- duğu anlamına gelecek şeyler söyledi. Ama "Ke- malistiz" dememekte kahramanca direndi. Peki Altıok başka, Kemalizm başka bir şey mi? Ya da CHP'nin bugünkü genel başkanı acaba şöyle mi düşünüyor: - Altıok'u kabul ediyoruz, ama onunla yetinmi- yoruz. Dünyanın ve Türkiye'nin koşulları değişti; biz de Atatürk'ün ilkelerinin üzerine başka şeyler ekledik. Kemalizmi aştık ve adımıza da "Yeni Sol" dedik... Bu durumda da iki olasılık var. Ya o "eklenenler Kemalizmle, yani Altıok'un oluşturduğu çerçeve ile çelişkilidir. O zaman Altı- ok'un hangilerini atacağınıza karar vermeniz ve Kemalizmden vazgeçtiğinizi açıklamanız gerekir. Ya da ekledikleriniz Kemalizmle uyum ıçindedir, yani Altıok'un çağın koşulları içinde geliştirilmesin- den ve açılmasından ibarettir. O durumda da "Ke- malistiz" demenize hiçbir engel yoktur. "Yeni Sol" dediğiniz zaman oy deste.ğiniz artı- yor mu ki, Kemalist kimliği vurgulamaktan kaçlntp, kendinize başka yaftalar arıyorsunuz? *•• 1920'lerinCHP'si.. 1950'lerinCHP'si.. 1970'le- rinCHP'si.. Üçü de birbirinden çok farklıydı. Çünkü Türki- ye'nin koşulları değişmişti. Ama üçü de Kemalist çizgiye sadıktı. Kemalizmin özünden sapmadan. O ilkelerden yolaçıkarak, aklın ve bilimin ışığında, çağın gerek- lerine uygun "yeni ve daha ileri" çözümlerin tem- silcisi olarak sahnedeydiler. Üçü de Kemalisttiler. Ama değişen koşullara o uyumu sağlayacak ve toplumun hep öncüsü ola- cak bir konumu korumasaydılar, işte asil o zaman Kemalist olmaktan çıkarlardı. Kemalizm, 1920'lerin bekçilıği değildir. Ama Anadolu Aydınlanması'nın temelindeki özün ve o özü oluşturan ilkelenn bekçiliğidir! Bugün eğer Atatürk, 59 yıl öncesinden daha güçlüyse.. bu, değişen ve gelişen koşullann Ke- malizmi haklı çıkarmış oluşundandır. Çünkü Ata- türk ve O'nun yaptıklannın çerçevesini oluşturan Kemalizm bir bütündür. Ecevit'in de Baykal'ın da şöyle demeleri gere- kirdi: - Hiç kuşku yok ki, biz Kemalist bir partiyiz. A- ma Kemalizmi geçmişin bekçilıği olarak değil. ge- leceğin öncülüğü olarak anlıyoruz!.. Biz 1920'ler- de yanan ışığın, iki binli yıllara taşınmasına talibiz! Bir araya gelebilseler ve bu söylemde birleşe- bilseler. hem kendileri büyürier, hem partileri bü- yür, hem de Türkiye esenliğe çıkar. Asil Nadiretelgraf çekecekler Mağdur gazeteciler haklannı anyorlar • Işadamı Nadir'den alacağı olan gazeteciler ikinci toplantıyı yaptılar. Toplantıda aldıklan kararla bugûn Nadir'e telgraf çekecek olan gazeteciler haklannın ödenmesini yineleyecekler. tstanbulHaberServisi- muştu. Nadir"le görüşme İşadamı Asil Nadir'den çağnsına yanıt alamayan alacağı olan eski Güneş. komite, önceki gün T- Günaydın ve Tan gazete- GC'de ikinci toplantısını leri çalışanlan, bugün ls- yaptı. 76 gazetecinin ka- tanbul, Ankara ve Iz- tıldığı toplantı so:ıunda, mir'de telgraf eylemi ya- bugün saat 11.00'de Iştan- pacak. Gazeteciler. Na- bul/Sirkeci Büyük Posta- dir'e çekecekleri telgrafla ne, Ankara'dan Kavakh- "Hakkımızı öde" diye- dere Postanesi ve Iz- cekler. mir/Alsancak"taki Büyük Nadir'in Türkiye'ye Postane'den Nadır'e telg- gelişiyle paralannı alabi- raf çekme karan alındı. lecekleri yolunda umutla- Alacaklı gazeteciler önü- nan çalışanlar, aradan ge- müzdeki haftalarda Anka- çen yaklaşık altı aya rağ- ra'ya giderek eski Güneş men bir sonuç alamayın- çalışanı olan TBMM Baş- ca, bir araya gelerek hak- kanvekili Uluç Gürkan ve lannı aramaya karar ver- Dışişleri Bakanı tsmail mişlerdi. Bu amaçla 3 ka- Cem'le görüşecekler. sım'da Türkiye Gazeteci- Eski Güneş ve Günay- ler Cemiyeti (TGC) Bur- dın gazetelerinın patronu hanFelekSalonu'ndatop- olan Asil Nadir, geçen lanan mağdur gazeteciler. mayıs ayında K.KTC"den Asil Nadir'den Alacaklı tstanbul'a gelerek kentin Gazeteciler Komitesi en pahalı otelı olan Bey- (ASİLALACAK) adını lerbeyi'ndeki Basphorus taşıyan bir komite kur- Hotel'de kalmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle