18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denizlı PB PB PB PB A A A A 19 18 20 19 23 21 22 20 Zonguldak PB 18 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas HB PB PB PB PB PB PB B 12 16 18 18 16 15 16 15 A 23 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van A A A A A A PB B 26 25 19 22 21 18 14 12 Bütün bolgelerimız az bulutlu ve açık geçecek. Marmara Qg|O iie yurdun iç ve do- H . . .. ğu kesımlerinde yer h e l s ı n K I ÂVRİİPA yer sis görülecek. Stockholm Y 7 Hava sıcaklığı de- Londra ğışmeyecek. Ruzgâr Amsterdam guney ve batı yön- Brüksel lerden hafif, ara sıra orta kuvvette ese- cek. Y Y _ 9 10 Y 12 Bonn Y 11 Munih Y 11 Mılano Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y Y Y Y Y Y Y 9 16 13 16 18 17 18 20 Y 18 İSY Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB PB PB PB PB 19 13 15 15 11 16 24 Şam 18 Parçalı bulutlu i Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu ^ ^ f t YaÇjTiurtu Kartı Sulukar . Gök gürültûlü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada bi kullanarak irtica hamleleri yapan takkeli Nec- riıettin'lerie, demokrasiyi kendi düşünce ve ilke- leri doğrultusunda yorumlayıp takkeli Necmet- tîn'leri savunanlara yanıt, , Sonuç bölümündeki kimi cümleler gerçeği ifa- de ediyor. Başsavcı,"... Refah Partisi'nin kavgasını verdi- ği hususlargerçekleşirse, Türkiye Cumhuriyeti'nin din kurallan esas alınarak yönetilen ülkelerden farklı olacağını ifade edebilecek aklı başında tek kişi çıkacağını sanmıyonım" diyor. Ne ki, onca belge ve bilgi ile hazıriadığı sözlü açıklamasında Başsavcı, takıyye namı altındaki takkeli Necmettin'lerinyalancılığını, ikiyüzlülüğünü sergileyen son örneği söyleme fırsatını kaçırıyor. Kayseri'nin RP'li Belediye Başkanı Şükrü Kara- fcpe, geçen yıl 10 Kasım törenlerine "içi kan ağ- layarak" gittiğini söylüyordu. Bu yıl yakasına Ata- türk rozeti takarak Atatürk e olan saygısını anla- tarak katılıyor. Bu örneği takıyye olarak kullanabilir miyiz? Ya da takıyye sınırtarı içine alabilir miyiz? Yoksa?.. Ada- tnırgeneldetakkeli Necmettin'leri "tekbirtipe"\n- dirgeyip sımgeleyecek bir heykeltıraşa modellik Vapsın diye vermeli miyiz? . Kuşku yok; demokrasiyi bir örtü gibi kullanıp al- tında çeşitli işler çeviren takkeliler adına Baştak- keli Necmettin, Başsavcı'ya karşı savunma yapar- ken insan haklanndan girip Batı uygarlığından çı- kıyor. Son günlerdeki söylemleriyle eylemlerine bir göz âtınca göreceksiniz: Refah, yüzünü Batı'ya çevir- diğini söylüyor. Kadın eli sıkmayan, başta yıllarca birlikte olduğu Fehim Adak gıbilerini tersliyor. Ata- türk'e inandırıcı olmayan övgüler sıralıyor. . Hepsi yalan! Rumla aynı kapta Belkı tuhaf bulacaksınız ama, Baştakkeli Nec- mettin'in son tutum, davranış ve söylemlerinin hangi anlama geldiğini, Kıbrıs Rum yönetimi lide- fl Klerides, Rum TV'sınde öyle güzel açıklıyor ki... - Kıbns sorunuyla ılgılı uluslararası arenadaki mü- zakere stratejisını, bir soruyu yanıtlarken aynen şöyle açıklıyor: ' "Bu işin inceliği, püf noktası, bir öneriyi kabul e- der gibi görünüp karşı tarafın o öneriyi reddetme- şini sağlamak ve o tarafı uzlaşmaz olarak dünya- ya teşhir etmektir" diyor. " Baştakkeli'nin taktikleriyle Klerides'in bugüne kadar uyguladığı politikalar arasında bir fark göre- Jailiyor musunuz? ; Içimizdeki Baştakkeli'yi, dışımızdaki Klerides'i takıyye sanatında ayn kaplara koyabilir misiniz? -- Al birini vur ötekine... g Denktaş. Klerides'in TV'deki açıklamasıyla "gerçekyüzünü ortaya koyduğu"nu söylüyor. ' Ya takkeliler ne yapıyor? Yayın organlan Milli Ga- zete'nin dünkü manşeti: "Bugün 'demokrasi' kendini savunacak" diyor. •: Türkiye, Baştakkeli'nin RP kampındaki yeni adı- Hı böylece öğrenmiş oluyor: "Demokrasi!" • Sözlü açıklamada Baştakkeli Necmettin'in par- tiyi hangi öğelerle savunacağı ıkinci manşette yer âhyor: ' - "Demokrasi, insan haklan ve özgüriüklerin temi- natı olan Refah Partisi, siyasi bir davaya kurban edilemez." .'• Bu yutturmacaları kullanarak saman altından su yürütenleri; New York Tımes gibi bir gazete "ılım- k Islamın Türkiye'deki sesi" diye, ehven-i şer ka- bul ettiği RP kapatılmasın diye savunuyor. Refah, irticaya; kuşku yok ki, New York Times, ABD'nin ulusal yararianna hizmet veriyor. Peki ama, Kazan Şevket gibi bir numaralı tak- kelinin uygulamaya koyduğu "her cuma 20 cami ile ilişki kuran iki RP'li milletvekili" programına ne demeli? ; Ha, o mu?.. • Kazan'ın "kişiselgörüşü". Partiyi bağlamaz! " Yalancılığın bini, bir paraya... Barıs treni davası Kiözaltına alma emıini Mehmet Çaglar verdP Istanbul Haber Servisi - Dünya Banş Günü etkinlık- leri kapsamında "Musa An- ter Banş Treni" yolculan oJarak Türkiye'ye gelen ve 3 Eylül'de Mım Ötel'de basın açıklaması yapmak istedik- Ien sırada polis tarafından dövülerek gözaltına alınan sânıkJarın "Toplanü ve Gös- ttji Yürüyüşleri Vasası'na muhalefet etmek'' suçundan yargılandıklan davada polıs- ler, tamk olarak dinlendi. Po- lis memurlan, heyetın gözal- tma alınması emrini Istanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Çağlar'ın verdiğıni söylediler. ' Şişli 2. Asliye Ceza Mah- kemesi'nde görülen davanın dün yapılan oturumuna yurt- dfşından çok sayıda izleyici katıldı. Tanık polisler, olay gunünde Mim Otel'de bir tö'plantı yapıldığını telefon ihban üzerine öğrendikleri- ni söylediler. Sanıklara nasıl müdahale ettiklerini anlat- maktan kaçınan polisler, camlann nasıl kınldığını açıklamakta da güçlük çekti- ler. Tanıklardan sonra söz alan avukat Ercan Kanar, Mim Otel'de toplanmanın suç olmadığrnı belirttı. Sanıklardan Şanar Yur- datapan ise olay günü çeki- len video kasetleri ve fotoğ- raflan mahkemeye sundu. Önümüzdeki celse Çağlar'ın dinlenmesıni kararlaştıran mahkeme başkanı, yabancı sanıklann sabıka kayıtlannın sorulması için duruşmayı er- teledi. Adliye bınası önünde şar- kılar söyleyen sanıklann ba- sın açıldaması yapması polis tarafindan engellendi. Yur- datapan. bu sırada bir polis tarafindan tartaklandı. Japonya'dan tembellere B Baştarafı 1. Sayfada balan dahil. kumandayla ca- hştınlabilen her türlii elekt- rikli ve elektronik araca iste- nen komutlan verebılmek mümkün. "Technos Japan" şifketinın, "Himeji Teknolo- jÜEnstitüsü"nün işbırlıği ile g^liştırdiğı yenı ûrün. bir bil- gjsayar ile beta dalgalannı yakalayan bir gözlükten olu- şuyor. Kullanıcının bilgisa- yann program mönüsünden çalıştrrmak ya da kapatmak ıstediği aygıta bakarak ıçin- den "sessiz birünlem" çıkar- ması, beyin dalgasının göz- lükler kanahyla bilgısayara, bilgisayar aracılığıyla da se- çilen aygıta, istenen komuta dönüşerek ulaşmasını sağh- yor. koruyorum 9 • Baştarafı 1. Sayfada laşıldığını belirterek açıklama yapmayacağını söyledi. Savaş, sözlü açıldamalannda ağırhklı olarak laikliğe aykın ey- lemlerin odağı ounanın anayasa ve Siyasi Partiler Yasası uyannca kapatma nedeni olduğuna dikkat çekti. Savaş, bir siyasi partinin, suç işleyen parti üyelerini ihraç ederek sorurnluluktan kurtulama- yacağını vurguladı. Başsavcı Sa- vaş, RP Genel Başkanı Erba- kan'ın söz ve eylemlerinden ka- nıtlarsıralayarak "Bir partinin ge- nel başkanı sıfaünı taşnr an bir ki- şinin, Laikliğe a>kın her sözü ve ey- lemi parti kapatma nedenidir. Miiktveküi, hatta başbakan olma- sı partiyi sorumluhıktan kurtar- maz" dedi. Savaş, Erbakan"ın Sı- vas-Sıcak Çermik'te yaptığı ve ci- hatçağnsını içeren konuşması ko- nusunda eski Deniz Kuvvetlen Komutanı emekli Oramiral Gü- wn Erkaya'nın da tanıklığına baş- vurarak u Ben bu konuşmanın Milli Güvenlik Kurulu'nda oku- nup okunmadığını oramiral Er- kaya'ya sordum, 'Okuduğunu, Erbakan'ın konuşmayı inkâr et- mediğini, başını öne eğmekle ye- tindiğini' söyledi" diye konuştu. Savaş, RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan'ın 'kanlı rejim değişikliğme' ilişkin sözleri konu- sunda. "Bin ydhk takrvye gelene- ğinin en büyük üstadı kabul edi- len RP Genel Başkanı Erbakan'ın bu sö/Jerinin ne anlama geldiğini açıklığa kavıışturmak için söyle- diklerinin hiçbiri inandırıcı değil- dir. Acaba bu konuşmayı televiz- yon kameralannda izleven mil- yonlarca kişiden bir teki dabi inandına bulmuş mudur" görü- şünüdilegetirdi. Savaş, anayasal ve yasal dü- zenlemelerle Anayasa Mahkeme- si kararlanna karşm, RP'nin tür- ban konusunda direndiğini anını-.. . satarak şöyle devam etti: "Oğren- rilerin başörtüsü takmalannın la- iklik ilkesine aykın olduğu kesin- leşmiş yüksek mahkeme karany- la belgelenmesine karşm Erbakan dahil, RP'nin tüm yöneticileri, kendüerine m getirdiği inancr. la henıen her konuşmalannda okul- larda ve hatta devlet dairelerinde başörtüsü Ue öğrenim görme ve çahşmamn ana\ asal bir hak oldu- ğunu ısrarla kküa ederek halkı kış- kuimışlar, eylemler düzenlemiş- ler, hatta Genel Başkan Erbakan 'iktidar olduklannda rektörlerin başörtüsüne selam duracağını' bir seçün konuşmasında ileri sûrebil- miştir." Sav'aş, daha sonra Avrupa in- san Haklan Mahkemesi'nin tür- ban konusundaki kararlannı mah- keme heyetı üyelerine sundu. Savaş, parti kapatma tartışma- lanna da değinırken "Anayasa Mahkememize parti kapatma gö- revi,yeni kumlmuş \e>a taban bu- lamamg partileıie uğraşmak için mi verildi" diye konuştu. Savaş, yasal ve anayasal koşullann olus- ması durumunda, iktidarda dahi olsalar siyasi partiler ve yönetici- leri hakkında anayasayı ihlal suç- lamasıyla dava açılabileceğini vurguladı. Başsavcı Savaş'ın sözlü açık- lamalan ve heyet üyelerinin soru- lan nedeniyle uzaması üzenne toplantıya 14.30'da yeniden bir araya gelmek üzere saat 12.30'da ara verildi. Başsavcı Savaş, saat 14.30'dan itibaren heyet üyeleri- ne RP'nin kapatılması isteminin gerekçelerini anlatmayı sürdürdü. Savaş, saat 15.05'te sona eren açıklamalannın ardından, Anaya- sa Mahkemesi'nden aynlışında gazetecilerin sorulan üzerine. "Ben sözlü açıklamanu yaptim. Ben dahil herkesin, bundân sonra vereceği karara saygı göstermesi lazım" dedi. Savaş'ın aynlmasının ardından mahkeme heyetince Erbakan söz- lü savunmasını yapmaya davet edıldi. RP ile ilgili kapatma dava- sının açılmasından hemen sonra oluştumlan hukuk komisyonu, Erbakan'ın dün yapması gereken sözlü savunma için yaklaşık bin sayfalık bir çerçeve metin hazır- ladı. Anayasa Mahkemesi'ne da- ha önce sunulan iki yazılı savun- mada olduğu gibi sözlü savunma- yı da kapatma davasının usul açı- sından yanlış açıldığı savı üzeri- ne kurmayı planlayan Erbakan, dün sabahın erken saatlerinden itibaren komisyon üyeleriyle evinde bir araya geldi. Aynı saat- lerde Anayasa Mahkemesi'nde sözlü savunmasını yapan Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcısı Sa- vaş'ın 38 sayfadan oluşan konuş- ma metnınin Erbakan ve kurmay- lanna iletildiği ögrenildi. Erbakan, RP milletvekilleri Süleyman Arif Emre, AK Oğuz, Mustafa Kamalak, Şeref Malkoç, Şevket Kazan, Mehmet Ali Şa- hin'le birlikte saat 15.50'de Ana- yasa Mahkemesi'ne gitti. Erba- kan'ın mahkeme binasına girişi sırasında yoğun izdiham yaşanır- ken "Sakarvahlar" olarak bilinen  t n t İ İ r k «^r^risii Ayasofya Mûzesi Ali Sanü Boyar Sergi /\iailiriV » e i g l M Salonn'nda Atatürk'ün fotoğraflarının yer aklığı bir sergi açıldı. 10-16 Kasım tarihkri arasında gezilebilecek sergide 44'ü Atatürk ve 12'si Ayasofya müzesi fotoğraflan olmak üzere toplam 56 fotoğraf yer alıyor. tstanbul Va- li Yardımcısı Fahir Işıksı/'ın açüğt sergide yer alan Atatürk fotoğraflarının Yümaz Dinç ar- şivine ait olduğu belirtildi (Fotoğraf: KADER TUĞLA) koruma grubu Anayasa Mahke- mesi'nin güvenlik görevlilerince binaya alınmadı. Mahkeme heye- ti saat 16.00'da Erbakan'ın sözlü açıklamalannı dinlemeye başla- dı. Erbakan, Savaş'ın ek kanıt ve iddialar dile getirdiğini belirterek 10 günlük ek süre isteminde bu- lundu. Mahkeme, RP'ye 18 kası- ma kadar ek savunma süresi ver- di. RP'liler Erbakan'ın bin sayfa- dan oluştuğu bildirilen savunma metni ve eklerinin bulunduğu iki çanta ve yanlarında getirdikleri klasörlerle birlikte Vural Savaş'ın savunmasının yer aldığı teyp ka- sedıni de alarak Erbakan'ın evi- ne gittiler. RP lideri, çerçeve met- ni belli olan sözlü sa\r unmasında, partisinin laiklik karşıtı hareketle- rin odağı olduğu yönündeki iddi- alan çürütmeye çalışırken yazılı savunmalarda olduğu gibi RP'nin faalıyetlenni uzun uzun anlatarak Atatürk ilkelerine bağlı oldukla- nnı vurgulaması bekleniyor. Anayasa Mahkemesi, sözlü açıklamalann tamamlanmasının ardından raportörün dosyaya iliş- kin raporunu bekleyecek. Yüksek mahkemenin 11 üyeden oluşan heyeti, Özden'in belirleyeceği bir tarihte toplanarak kapatma iste- mini karara bağlayacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Ozden de çıkışta gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Kendisine yönelmiş kamera ve teypleri görünce, "Hayrola ben mi yargdanıyorum" diyen Özden, ek süre konusundaki tavır değişik- liklerinin anımsatılması üzerine şunlan söyledi: "Mahkemeterden kimse hesap soramaz, O günün koşuilannda süre vermeye gerek görmemiştik. Bugün başsava 38 sayfalık yeni bir dilekçe verdL Sa- vunma hakkı çok kutsaklır. Kim- se Anayasa Mahkemesi hakkında kötü düşünmesin, saMinmayı ra- hat \-apsinlardiye ek süre verdik." Ozden, "Dava 1998emikalâ- cak" sorusuna da "Sürecin sark- ması ya da sarkmaması gibi bir endişeıniz >^ da çabamızyok. Her şey olağan yürüyor, niye sarksm" dedi. Türldye'nin Avrupa yolu kapah• Baştarafı 1. Sayfada rafinı dahil etme yollan aradığına dikkat çe- kiliyor. Fransa'nın Türkiye adına AB konu- sunda yaptığı girişimkr ise Almanya'yı kız- dırdı ve Bonn, Paris'e 'Aracıya ihtiyacımız yok' diye tepkı gösterdi. Başbakan Mesut Yılmaz'ın. Türkiye'nin, tam üyelik yolunu açmasa da 'durumu kur- taracak' nitelikte göriilen Avrupa Konferan- sı'na davet edilmesi görüşüne sıcak baktığı belirtildi. Başbakan Yardımcısı Büleot ¥JX- vit ile Kıbns işlerinden sorumlu Devlet Ba- kanı Şükrü Sina Gürel'in ise daha temkinli olduğu ve Türkiye'yi tam üyelığe götürme- yecek bir Avrupa Konferansı'na katılun kar- şılığında Kıbns konusunda yumuşamaya gi- dilmemesi gerektiğinde ısrarlı olduklan be- lirtildi.' Ahfîanya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans- Joachim Vergau, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'm Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile yaptığı görüşmenin ardından Türkiye'yi Avrupa Konferansı'na davet etmesine tepki gösterdi. Vergau, Almanya'nın önceki gün- kü Briiksel toplantısında Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in yaptığı açıklamanın yeni bir şey olmadığına işaret ederek şöyle dedi: "Al- manya'nın Türkiye lehine görüş belirtmek için başka politikacılaruı araya girmesine ib- ti> acı >ok. Bizim Türkiye üe doğrudan görüş- me kanallanmız bulunuyor. Ayrıca Türki- ye'nin. AB'ye ada> hğına ilişkin statünün ka- mtlanması için Avrupa Konferansı'na da ih- tiyaa yok. Çünkü zaten bu statüye sabip. Av- rupa Konferansı'nın Türkiye açısından önemü bir değişiklik getireceğini de düşün- müyorum." Fransa'nın ortaya attığı Avrupa Konferan- sı, AB üyesı 15 ülke, Kıbns Rum kesımi da- hil tam üye adayı 11 ülke ile tam üyelik yo- lu kapalı tutulan Türkiye'nin de katılımıyla 15+11 + 1 ilkesine dayanılarak yılda bir kez toplanılacak bir platform. Bu konferans, mevcut haliyle tçişleri ve Adalet bakanlıkla- n arasında eşgüdümün sağlanması gibi ko- nular üzerinde duracak, ancak tam üyelik için gerekli olan kurumsal bir diyaloğu içerme- yecek. Bunun yerine AB, Gündem 2000 ra- porunda öngördüğü gibi Rum kesiminin ya- nı sıra Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Po- lonya dahil dört ülke ile üyelik müzakerele- rini büyük bir olasılıkla 1998 Nisanf nda ay- n bir platformda başlatacak. Üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Türkiye'ye tüm üyelik yolunu açacak katılım öncesi strateji verilmesine karşı çıkan Almanya'nın içi do- lu bir Avrupa Konferansı'na Ankara'nın ka- nlunma sıcak bakmasının mümkün ohnadı- ğına dikkat çekti. Aynı diplomat şu göriişü di- le getirdi: "tçi boş bir konferans için Alman- ya engeünin aşıhnası önemü bir gelişme değil. Yunanistan. gümrük birliğinin bile çalışma- sına engel oluyor. AB, Avrupa Konferansı'na davet ederek Türkiye'ye ashnda hiçbir şey venniyor, ama bunun karşıhğında Kıbns gi- bi çok ağır bir bedeli Türkiye'ye ödetmeye kalkışabilir. 'Bakın Türkiye'ye tam üyelik yolu açılıyor. Kıbns Türklerinin Rumlar ile birlikte AB'ye üyelik müzakerelerine katılı- mı sağlansın' gibi bir yaklaşun içine girebi- ürteK" AB'nin, Türkiye'ye, GB + diye anılan bir formülü içeren özel statûden öteye bir öneri getirmesinin beklenmediği kaydedildi. Buna göre Yunanistan vetosu aşılırsa GB işletile- cek ve hizmetlenn serbest dolaşımı başlatı- lacak. AB, Türkiye'ye tam üyelik karşılığm- da insan haklan, Kıbns ve Yunanistan ile so- runlannın Lahey Adalet Divanı'na götürül- mesi gibi bir dizi koşullar öne sürüyor. Türkiye ve AB arasında 24 Kasım'da ya- pıknası öngörülen ve taraflar arasında sorun- lann masaya yattığı tek platform olan Ortak- lık Konseyi'nin toplanması konusunda ise pürüzler yaşanıyor. AB, Türkiye'ye ilişkin henüz bir ortak tutum belirleyemedikleri için Konsey toplantısının yapümamasını ve bu- nun yerine bir gayriresmi yemekte buluşul- masını önerdi. Ankara ise AB'yi Lüksemburg zirvesi ön- cesi bir tutum belirlemeye zorlamak için Or- taklık Konseyi'nin toplanması yolundaki ta- lebini birliğe iletti. Türkiye'ye tam üyelik yolunu açacak bir platformda buluşmaya hazır olmadığı anla- şılan AB, Ankara ile ilişkilerinin nasıl bir se- yir izleyeceğini, 20 Kasım'da istihdam ve ar- dından 12 Aralık tarihinde yine Lüksem- burg'da yapacağı zirve toplantısında resmi- leştirecek. Nelson Ledsky Kıbns'tan vuııvıtluLEYLA TAVŞANOGLU ABD'nin eski Kıbns özel koordina- törü emekli büyükelçi Nel- son Ledsky, Kıbns sorunu- nun çözümüne "pembe göz- lükle bakügını" söyleyerek "Sorun 1998'de mutiaka çözülecektir" di- yor. Ledsky, Türkiye'deki iç politi- ka çalkantılan konusunda da sivil toplum kuruluşlanna önemli so- rumluluklar düştüğünü ifade eder- ken Siyasi Partiler Yasası'nın de- ğiştırilmesi gerektiği ve TBMM'de milletvekıllerini denetleyecek bir "ahlâk komitesi"nın kurulmasının zorunlu olduğunu savunuyor. Ledsky, AB'nin Tüıkiye'ye sırtı- nı dönmesi durumunda Türkiye'nin başka işbirliği olanaklan aramak durumunda kalacağını ve bunun da ABD'nin gözünde "felaket" anla- mma geldiğini telafTuz ediyor. Bü- yükelçi Nelson Ledsky geçen gün- lerde Ankara ve tstanbul'da temas- lar yaptı. Pazartesi akşamı da Hyatt Re- gency Oteli'nın balo salonunda Ledsky'nin başkanı olduğu Was- hington merkezli sivil toplum kuru- luşu National Democratic Institute (Ulusal Demokrasi Enstitüsü) ile Türkiye Siyasal Ekonomik Sosyal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) bir grup gazeteciye ortak bir basın ge- cesi düzenlediler. Gecenin açılışını TÜSES Başkanı Prof. Taner Berk- soy ve büyükelçi Ledsky birlikte yaptılar. Daha sonra Ledsky, Türki- ye'ye 1974'ten ben gelip giden, Türkiye'nin yanında. Türkiye'yi dektekleyen bir yabancı olarak ül- kenin iç politik durumunu değer- lendirmek istediğine değindi. Led- sky aynca Kıbns sonınunun çözü- müne de "pembe gözlükle baktı- ğı"nın altını çizdi. Büyükelçi Ledsky, halefi Rk- hard Holbrooke'un sorunu çöz- mekte kararlı olduğunu vurgular- ken "Kıbns'ta (Güne» 1998 seçiııı- lerinden sonra yeniden BM Genel Sekreteri'nin 1992-93 ydlannda ha- arladığı fîkirler dizisi ve güven art- üna önlemlerin ele alınması oiana- ğı bulunabilir. YalnızKıbns sorunu- nun çözümünü AB tam üyeliğine bağlamak. durumu karmaşık hale getirdi. Bu konu göz ardı edilebUir- se çözüm olanaklan daha kolay bu- lunacaknr" dedi. 13 Aralık'ta AB'nin Kıbns Rum kesiminin tam üyeliğini görüşece- ği gerçeği ışığında konunun nasıl bir yana itilebileceği sorumuza Ledsky şu yanıtı verdi: "13 Ara- lık'ta yapılacak Avrupa Konferan- sı'nda AB bunun bir \olunu bulma- lı. Daha önce de karmaşık konular- da yoilar bulunmuştu. Brüksei'de baalanbirşeylerierteiemekiçinça- rekr bulmakta ustadırlar." Nelson Ledsky daha sonra Türkiye'nin iç pohtikasınadöndü. 14aydadörtkez Türkiye'ye geldiğini ve TÜSES'le birlikte çoğulcu demokratikleşme için ortak çalışmalar yaptıklannı anlattı. Ülkede son birkaç yıldır si- vil toplum örgütlerinin iyice güç- lendiklerine dikkat çeken Ledsky. "SürekH Aydınlık tçin Bir Dakika Karanhk" eyleminin sivil toplu- mun uyanışının önemli bir göster- gesi olduğunu söyledi. Siyasi Partiler Yasası'nın değiş- tirilmesi, TBMM'de de milletvekil- lerini denetleyecek çok ciddi bir "ahlak komitesi" kurulmasının zo- runluluğuna işaret eden Ledsky, si- yasi yaşamda "şeffaflık"ın şart ol- duğunu belirterek "MDletvekilleri servet beyanı wrhx>rlar.Ama bu hiç- bir yerde açıklannuyor" dedi. Büyükelçi Ledsky 1 sözlerini şöy- le sürdürdü: "Avrupa Türkiye'ye sırtmıdönerse laikpotitikacılann işi zoriaşacak. Avrupa Türkiye'ye bu dönemde destek vermeli. Burada ABD'nin tutumu çok açık. Biz hep Türkiye'nin Avnıpa'nm bir parça- sı olduğunu savunduk. AN rupa onu reddederse, Türkiye işbiıüği için başka yeıiere bakışlannı çevirecek, bu da felaket anlamına gelecektiıf RP'nin 1995 seçimlerinde başa- nlı olmasının tabana inebilmesine bağlı olduğuna önemle dikkat çe- ken Ledsky, "Öbür siyasi partiler 10 yıldır bunu yapamadı. Ankara'da- ki temaslanmızda baa siyasi lider- lere bunu anlatük. RP'den sonra en iyitaban örgütü DYP'devar. DSPise bunureddediyor,merkezden ve 1-2 kişi tarafindan yönetilmek istiyor" diye konuştu. Büyükelçi, "Türkiye'de sizce hangi hipotetik koşullarda darbe olur" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Ordu, bu ülkede birkaç müdaha- leyaptı. ÜsteükTürkordusunun ya- pısıöbürülkelerdekinden farkk As- kerier laikliği korumak Lstediklen- ni söylüyortar. Ben buna inanmak istiyorum. Ama laik çoğulculuktan uzaklaşma belirtileri ortaya çıkarsa müdahale edebilirler. Şu anda ise müdahale istemiyor.gündeükyöne- timi de>Tahnaeğüiminde görünmü- yorlar. Birsüreönce Türkiye'de giz- li bir darbe yapıkiığı söylendL Ben bunu askeri müdahaleolarak kabul etmiyonım." Türkiye"de MGK'nin rolünü na- sıl algıladığı yolundaki sorumuza karşıhk Ledsky şunlan söyledi: "MGK demokrat bir kurum de- p . Belki baa durumlarda MGK yasaldır. ABD ya da Türkiye'de ol- sun. gizli işler yapan kunımlardan hoşlanmam." Geçmişte Türki- ye'nin atlattığı darbe deneyimleri- ne dönen Ledsky, sözlerini şöyle sürdürdü: "Pasif siyasi partilerüı ataleti darbelerkan bir izah olamaz. O sıralarda laik hükümetien açıkça işievyapamadıklan için darbelerol- muştur. Ben Türkiye'de siyasi >aşa- mın 1-2 yıl içinde toparlanabileceği- ni görüyorum. Sivil toplum kuru- luşlan f ürkiye'nin geleceğinde çok önemü roller oynayacaklardır. Şim- diden oynamaya başladılar bile. Bu arada kadınlann da siviltophun ku- nıhışlan oluşturmalan son derece cesaret verkd ve sevindiricidnf Mahmut Kacar 'Hedefim Atatürk değil' ÖZCANGÜNEŞ MEHMET ALt SOLAK ŞANLIURFA/ANTAK- YA - Şanhurfa'daki 10 Ka- sım törenlerinde elinde Kuran'la eylem yapan "Anıtkabir meczubu" Mahmut Kaçar, tbrahim PEj^amber'in putlarla mü- cadele ettiği yer olması ne- deniyle Şanlıurfa'da eylem yaptığını söyledi. Ata- türk'ü değil putlara tapan- lan hedeflediğini öne sü- ren Kaçar, "Ben deü değil akıUıyım" dedi. Şanlıurfa ve Hatay'daki şeriatçı ey- lemlere tepkı yağdı. Anıtkabir'de 10 Kasım 1994'te elinde Kuran'la eylem yapan, bir süre ceza- evinde yattıktan sonra ser- best kalan Mahmut Kaçar, önceki gün Şanliurfa'da gerçekleştirdiği eylemi ar- kadaslanyla birlikte karar- laştırdıklannı bildirdi. Şanhurfa'daki 10 Kasım törenlerinde Atatürk Anıtı önünde protokolün önüne çıkarak. "Sizi Kuran'a da- vet ediyorum, putlara tap- mayın, Kuran'a tapm" di- ye bağıran Kaçar, Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorgusunun ardından dün basın mensuplannın önü- ne çıkanldı. Kaçar, hedefî- nin Atatürk değil puta ta- panlar olduğunu öne sür- dü. Anıtkabir eyleminin ardından cezaevinde yattı- ğı sırada, Hatay ve tzmir'de eylem yapan Bahattin Top- rak, Bekir Özbal ve tstan- bul'da eylem yapacak olan diğer arkadaşlan ile tanış- tığını kaydeden Mahmut Kaçar şunlan söyledi: " Hapiste olduğum sıra- da bu arkadaşlar zi>areti- me geliyorlardı. Anıtka- bir'deki olaya sempati duy- muşlardı. Konuştuk, soh- bet ettik. O kardeşierimiz de 'Biz nasıl Allah yolunu en güzel şekilde tebliğ ede- biliriz' diye düşünüyorlar- dLHabib-i Neccar, Ashab- ı Kehf, tbrahim Aleyhisse- lam'ın tebliğini, onlann kendi başladıklan yerlerde yapmamn daha hayırh ola- cağma inandık. Kura çek- tik. Kurada bana L rfa çık- üT Ziyaretçileri Cezaevinde yattığı sıra- da, eski milletvekili Hasan Mezarcu RP Van Millet- vekili Fethullah Erbaş, Ri- ze MilleK'ekili Şevki Yü- maz ile Akit Selam ve Ye- ni Şafak gazetesi yazarlan- mn da aralannda bulundu- ğu birçok kişi tarafindan ziyaret edildiğini anlatan Kaçar, cezaevinde olduğu sırada kendisine yardım gönderildiğini belirterek şöyle devam etti: u Ben sosyaüstim. tslami biümler okumadım. Aye- tülkürsi'yi de bUmiyonım. Ama yapoğmı bir şov değD- dir. Ben deü değilinı. Deü, sapık dediler. Ama kendi doktorlan bana akılü rapo- ru verdL Bana deü demek- ie doktorlan, sakurgan de- mekle avukatlan yalanb- yorlar." Antakya'da eylem ya- pan Kınkkale doğumlu, Ankara Abidinpaşa Lisesi tarih öğretmeni Bekir Öz- bal'm da Emniyet Müdür- lüğü'nde sorgulanması sü- rüyor. tzmir'deki eylemci Bahattin Toprak'ın ise An- kara DGM'ye gönderildiği ögrenildi. Olaya tepki gösteren ki- şi ve kuruluşlar, eylemi şiddetle kınadılar. Hatay Barosu Başkanı Nabi tnal, Antakya Belediye Başkanı Bekir Karabacak, ANAP 11 Başkanı Sakıp Alban, DSP 11 Başkam Yasin BaL Esnaf ve Sanatkâr Odalan Birliği Başkam KemalBu- lut, KESK Şube Başkanı Mahmut Karacık, Diş He- kimleri Odası Başkanı Ne- bil Seyfettin. yayımladıkla- n mesajlarda, bu tür davra- mşlann Atatürk'e bağhlığı arttırdığını vurguladılar. RP tl Başkam Sadullah Er- gin de, olayı kınadıklannı bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle