Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KASIM 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denizlı
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
19
18
20
19
23
21
22
20
Zonguldak PB 18 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
HB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
B
12
16
18
18
16
15
16
15
A 23 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
B
26
25
19
22
21
18
14
12
Bütün bolgelerimız
az bulutlu ve açık
geçecek. Marmara Qg|O
iie yurdun iç ve do- H . . ..
ğu kesımlerinde yer h e l s ı n K I
ÂVRİİPA
yer sis görülecek. Stockholm Y 7
Hava sıcaklığı de- Londra
ğışmeyecek. Ruzgâr Amsterdam
guney ve batı yön- Brüksel
lerden hafif, ara sıra
orta kuvvette ese-
cek.
Y
Y
_ 9
10
Y 12
Bonn Y 11
Munih Y 11 Mılano
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
9
16
13
16
18
17
18
20
Y 18
İSYÂ
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
19
13
15
15
11
16
24
Şam 18
Parçalı bulutlu i Sıslı Bulutlu k
Çok bulutlu ^ ^ f t YaÇjTiurtu Kartı Sulukar . Gök gürültûlü
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
bi kullanarak irtica hamleleri yapan takkeli Nec-
riıettin'lerie, demokrasiyi kendi düşünce ve ilke-
leri doğrultusunda yorumlayıp takkeli Necmet-
tîn'leri savunanlara yanıt,
, Sonuç bölümündeki kimi cümleler gerçeği ifa-
de ediyor.
Başsavcı,"... Refah Partisi'nin kavgasını verdi-
ği hususlargerçekleşirse, Türkiye Cumhuriyeti'nin
din kurallan esas alınarak yönetilen ülkelerden
farklı olacağını ifade edebilecek aklı başında tek
kişi çıkacağını sanmıyonım" diyor.
Ne ki, onca belge ve bilgi ile hazıriadığı sözlü
açıklamasında Başsavcı, takıyye namı altındaki
takkeli Necmettin'lerinyalancılığını, ikiyüzlülüğünü
sergileyen son örneği söyleme fırsatını kaçırıyor.
Kayseri'nin RP'li Belediye Başkanı Şükrü Kara-
fcpe, geçen yıl 10 Kasım törenlerine "içi kan ağ-
layarak" gittiğini söylüyordu. Bu yıl yakasına Ata-
türk rozeti takarak Atatürk e olan saygısını anla-
tarak katılıyor.
Bu örneği takıyye olarak kullanabilir miyiz? Ya da
takıyye sınırtarı içine alabilir miyiz? Yoksa?.. Ada-
tnırgeneldetakkeli Necmettin'leri "tekbirtipe"\n-
dirgeyip sımgeleyecek bir heykeltıraşa modellik
Vapsın diye vermeli miyiz?
. Kuşku yok; demokrasiyi bir örtü gibi kullanıp al-
tında çeşitli işler çeviren takkeliler adına Baştak-
keli Necmettin, Başsavcı'ya karşı savunma yapar-
ken insan haklanndan girip Batı uygarlığından çı-
kıyor.
Son günlerdeki söylemleriyle eylemlerine bir göz
âtınca göreceksiniz: Refah, yüzünü Batı'ya çevir-
diğini söylüyor. Kadın eli sıkmayan, başta yıllarca
birlikte olduğu Fehim Adak gıbilerini tersliyor. Ata-
türk'e inandırıcı olmayan övgüler sıralıyor.
. Hepsi yalan!
Rumla aynı kapta
Belkı tuhaf bulacaksınız ama, Baştakkeli Nec-
mettin'in son tutum, davranış ve söylemlerinin
hangi anlama geldiğini, Kıbrıs Rum yönetimi lide-
fl Klerides, Rum TV'sınde öyle güzel açıklıyor ki...
- Kıbns sorunuyla ılgılı uluslararası arenadaki mü-
zakere stratejisını, bir soruyu yanıtlarken aynen
şöyle açıklıyor:
' "Bu işin inceliği, püf noktası, bir öneriyi kabul e-
der gibi görünüp karşı tarafın o öneriyi reddetme-
şini sağlamak ve o tarafı uzlaşmaz olarak dünya-
ya teşhir etmektir" diyor.
" Baştakkeli'nin taktikleriyle Klerides'in bugüne
kadar uyguladığı politikalar arasında bir fark göre-
Jailiyor musunuz?
; Içimizdeki Baştakkeli'yi, dışımızdaki Klerides'i
takıyye sanatında ayn kaplara koyabilir misiniz?
-- Al birini vur ötekine...
g
Denktaş. Klerides'in TV'deki açıklamasıyla
"gerçekyüzünü ortaya koyduğu"nu söylüyor.
' Ya takkeliler ne yapıyor? Yayın organlan Milli Ga-
zete'nin dünkü manşeti:
"Bugün 'demokrasi' kendini savunacak" diyor.
•: Türkiye, Baştakkeli'nin RP kampındaki yeni adı-
Hı böylece öğrenmiş oluyor: "Demokrasi!"
• Sözlü açıklamada Baştakkeli Necmettin'in par-
tiyi hangi öğelerle savunacağı ıkinci manşette yer
âhyor:
' - "Demokrasi, insan haklan ve özgüriüklerin temi-
natı olan Refah Partisi, siyasi bir davaya kurban
edilemez."
.'• Bu yutturmacaları kullanarak saman altından su
yürütenleri; New York Tımes gibi bir gazete "ılım-
k Islamın Türkiye'deki sesi" diye, ehven-i şer ka-
bul ettiği RP kapatılmasın diye savunuyor.
Refah, irticaya; kuşku yok ki, New York Times,
ABD'nin ulusal yararianna hizmet veriyor.
Peki ama, Kazan Şevket gibi bir numaralı tak-
kelinin uygulamaya koyduğu "her cuma 20 cami
ile ilişki kuran iki RP'li milletvekili" programına ne
demeli?
; Ha, o mu?..
• Kazan'ın "kişiselgörüşü". Partiyi bağlamaz!
" Yalancılığın bini, bir paraya...
Barıs treni davası
Kiözaltına alma emıini
Mehmet Çaglar verdP
Istanbul Haber Servisi -
Dünya Banş Günü etkinlık-
leri kapsamında "Musa An-
ter Banş Treni" yolculan
oJarak Türkiye'ye gelen ve 3
Eylül'de Mım Ötel'de basın
açıklaması yapmak istedik-
Ien sırada polis tarafından
dövülerek gözaltına alınan
sânıkJarın "Toplanü ve Gös-
ttji Yürüyüşleri Vasası'na
muhalefet etmek'' suçundan
yargılandıklan davada polıs-
ler, tamk olarak dinlendi. Po-
lis memurlan, heyetın gözal-
tma alınması emrini Istanbul
Emniyet Müdür Yardımcısı
Mehmet Çağlar'ın verdiğıni
söylediler.
' Şişli 2. Asliye Ceza Mah-
kemesi'nde görülen davanın
dün yapılan oturumuna yurt-
dfşından çok sayıda izleyici
katıldı. Tanık polisler, olay
gunünde Mim Otel'de bir
tö'plantı yapıldığını telefon
ihban üzerine öğrendikleri-
ni söylediler. Sanıklara nasıl
müdahale ettiklerini anlat-
maktan kaçınan polisler,
camlann nasıl kınldığını
açıklamakta da güçlük çekti-
ler. Tanıklardan sonra söz
alan avukat Ercan Kanar,
Mim Otel'de toplanmanın
suç olmadığrnı belirttı.
Sanıklardan Şanar Yur-
datapan ise olay günü çeki-
len video kasetleri ve fotoğ-
raflan mahkemeye sundu.
Önümüzdeki celse Çağlar'ın
dinlenmesıni kararlaştıran
mahkeme başkanı, yabancı
sanıklann sabıka kayıtlannın
sorulması için duruşmayı er-
teledi.
Adliye bınası önünde şar-
kılar söyleyen sanıklann ba-
sın açıldaması yapması polis
tarafindan engellendi. Yur-
datapan. bu sırada bir polis
tarafindan tartaklandı.
Japonya'dan tembellere
B Baştarafı 1. Sayfada
balan dahil. kumandayla ca-
hştınlabilen her türlii elekt-
rikli ve elektronik araca iste-
nen komutlan verebılmek
mümkün. "Technos Japan"
şifketinın, "Himeji Teknolo-
jÜEnstitüsü"nün işbırlıği ile
g^liştırdiğı yenı ûrün. bir bil-
gjsayar ile beta dalgalannı
yakalayan bir gözlükten olu-
şuyor. Kullanıcının bilgisa-
yann program mönüsünden
çalıştrrmak ya da kapatmak
ıstediği aygıta bakarak ıçin-
den "sessiz birünlem" çıkar-
ması, beyin dalgasının göz-
lükler kanahyla bilgısayara,
bilgisayar aracılığıyla da se-
çilen aygıta, istenen komuta
dönüşerek ulaşmasını sağh-
yor.
koruyorum
9
• Baştarafı 1. Sayfada
laşıldığını belirterek açıklama
yapmayacağını söyledi.
Savaş, sözlü açıldamalannda
ağırhklı olarak laikliğe aykın ey-
lemlerin odağı ounanın anayasa
ve Siyasi Partiler Yasası uyannca
kapatma nedeni olduğuna dikkat
çekti. Savaş, bir siyasi partinin,
suç işleyen parti üyelerini ihraç
ederek sorurnluluktan kurtulama-
yacağını vurguladı. Başsavcı Sa-
vaş, RP Genel Başkanı Erba-
kan'ın söz ve eylemlerinden ka-
nıtlarsıralayarak "Bir partinin ge-
nel başkanı sıfaünı taşnr
an bir ki-
şinin, Laikliğe a>kın her sözü ve ey-
lemi parti kapatma nedenidir.
Miiktveküi, hatta başbakan olma-
sı partiyi sorumluhıktan kurtar-
maz" dedi. Savaş, Erbakan"ın Sı-
vas-Sıcak Çermik'te yaptığı ve ci-
hatçağnsını içeren konuşması ko-
nusunda eski Deniz Kuvvetlen
Komutanı emekli Oramiral Gü-
wn Erkaya'nın da tanıklığına baş-
vurarak u
Ben bu konuşmanın
Milli Güvenlik Kurulu'nda oku-
nup okunmadığını oramiral Er-
kaya'ya sordum, 'Okuduğunu,
Erbakan'ın konuşmayı inkâr et-
mediğini, başını öne eğmekle ye-
tindiğini' söyledi" diye konuştu.
Savaş, RP Genel Başkanı Nec-
mettin Erbakan'ın 'kanlı rejim
değişikliğme' ilişkin sözleri konu-
sunda. "Bin ydhk takrvye gelene-
ğinin en büyük üstadı kabul edi-
len RP Genel Başkanı Erbakan'ın
bu sö/Jerinin ne anlama geldiğini
açıklığa kavıışturmak için söyle-
diklerinin hiçbiri inandırıcı değil-
dir. Acaba bu konuşmayı televiz-
yon kameralannda izleven mil-
yonlarca kişiden bir teki dabi
inandına bulmuş mudur" görü-
şünüdilegetirdi.
Savaş, anayasal ve yasal dü-
zenlemelerle Anayasa Mahkeme-
si kararlanna karşm, RP'nin tür-
ban konusunda direndiğini anını-.. .
satarak şöyle devam etti: "Oğren-
rilerin başörtüsü takmalannın la-
iklik ilkesine aykın olduğu kesin-
leşmiş yüksek mahkeme karany-
la belgelenmesine karşm Erbakan
dahil, RP'nin tüm yöneticileri,
kendüerine m getirdiği inancr. la
henıen her konuşmalannda okul-
larda ve hatta devlet dairelerinde
başörtüsü Ue öğrenim görme ve
çahşmamn ana\ asal bir hak oldu-
ğunu ısrarla kküa ederek halkı kış-
kuimışlar, eylemler düzenlemiş-
ler, hatta Genel Başkan Erbakan
'iktidar olduklannda rektörlerin
başörtüsüne selam duracağını' bir
seçün konuşmasında ileri sûrebil-
miştir."
Sav'aş, daha sonra Avrupa in-
san Haklan Mahkemesi'nin tür-
ban konusundaki kararlannı mah-
keme heyetı üyelerine sundu.
Savaş, parti kapatma tartışma-
lanna da değinırken "Anayasa
Mahkememize parti kapatma gö-
revi,yeni kumlmuş \e>a taban bu-
lamamg partileıie uğraşmak için
mi verildi" diye konuştu. Savaş,
yasal ve anayasal koşullann olus-
ması durumunda, iktidarda dahi
olsalar siyasi partiler ve yönetici-
leri hakkında anayasayı ihlal suç-
lamasıyla dava açılabileceğini
vurguladı.
Başsavcı Savaş'ın sözlü açık-
lamalan ve heyet üyelerinin soru-
lan nedeniyle uzaması üzenne
toplantıya 14.30'da yeniden bir
araya gelmek üzere saat 12.30'da
ara verildi. Başsavcı Savaş, saat
14.30'dan itibaren heyet üyeleri-
ne RP'nin kapatılması isteminin
gerekçelerini anlatmayı sürdürdü.
Savaş, saat 15.05'te sona eren
açıklamalannın ardından, Anaya-
sa Mahkemesi'nden aynlışında
gazetecilerin sorulan üzerine.
"Ben sözlü açıklamanu yaptim.
Ben dahil herkesin, bundân sonra
vereceği karara saygı göstermesi
lazım" dedi.
Savaş'ın aynlmasının ardından
mahkeme heyetince Erbakan söz-
lü savunmasını yapmaya davet
edıldi. RP ile ilgili kapatma dava-
sının açılmasından hemen sonra
oluştumlan hukuk komisyonu,
Erbakan'ın dün yapması gereken
sözlü savunma için yaklaşık bin
sayfalık bir çerçeve metin hazır-
ladı. Anayasa Mahkemesi'ne da-
ha önce sunulan iki yazılı savun-
mada olduğu gibi sözlü savunma-
yı da kapatma davasının usul açı-
sından yanlış açıldığı savı üzeri-
ne kurmayı planlayan Erbakan,
dün sabahın erken saatlerinden
itibaren komisyon üyeleriyle
evinde bir araya geldi. Aynı saat-
lerde Anayasa Mahkemesi'nde
sözlü savunmasını yapan Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcısı Sa-
vaş'ın 38 sayfadan oluşan konuş-
ma metnınin Erbakan ve kurmay-
lanna iletildiği ögrenildi.
Erbakan, RP milletvekilleri
Süleyman Arif Emre, AK Oğuz,
Mustafa Kamalak, Şeref Malkoç,
Şevket Kazan, Mehmet Ali Şa-
hin'le birlikte saat 15.50'de Ana-
yasa Mahkemesi'ne gitti. Erba-
kan'ın mahkeme binasına girişi
sırasında yoğun izdiham yaşanır-
ken "Sakarvahlar" olarak bilinen
 t n t İ İ r k «^r^risii Ayasofya Mûzesi Ali Sanü Boyar Sergi
/\iailiriV » e i g l M Salonn'nda Atatürk'ün fotoğraflarının
yer aklığı bir sergi açıldı. 10-16 Kasım tarihkri arasında gezilebilecek sergide 44'ü Atatürk
ve 12'si Ayasofya müzesi fotoğraflan olmak üzere toplam 56 fotoğraf yer alıyor. tstanbul Va-
li Yardımcısı Fahir Işıksı/'ın açüğt sergide yer alan Atatürk fotoğraflarının Yümaz Dinç ar-
şivine ait olduğu belirtildi (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
koruma grubu Anayasa Mahke-
mesi'nin güvenlik görevlilerince
binaya alınmadı. Mahkeme heye-
ti saat 16.00'da Erbakan'ın sözlü
açıklamalannı dinlemeye başla-
dı. Erbakan, Savaş'ın ek kanıt ve
iddialar dile getirdiğini belirterek
10 günlük ek süre isteminde bu-
lundu. Mahkeme, RP'ye 18 kası-
ma kadar ek savunma süresi ver-
di. RP'liler Erbakan'ın bin sayfa-
dan oluştuğu bildirilen savunma
metni ve eklerinin bulunduğu iki
çanta ve yanlarında getirdikleri
klasörlerle birlikte Vural Savaş'ın
savunmasının yer aldığı teyp ka-
sedıni de alarak Erbakan'ın evi-
ne gittiler. RP lideri, çerçeve met-
ni belli olan sözlü sa\r
unmasında,
partisinin laiklik karşıtı hareketle-
rin odağı olduğu yönündeki iddi-
alan çürütmeye çalışırken yazılı
savunmalarda olduğu gibi RP'nin
faalıyetlenni uzun uzun anlatarak
Atatürk ilkelerine bağlı oldukla-
nnı vurgulaması bekleniyor.
Anayasa Mahkemesi, sözlü
açıklamalann tamamlanmasının
ardından raportörün dosyaya iliş-
kin raporunu bekleyecek. Yüksek
mahkemenin 11 üyeden oluşan
heyeti, Özden'in belirleyeceği bir
tarihte toplanarak kapatma iste-
mini karara bağlayacak.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Güngör Ozden de çıkışta
gazetecilerin sorulannı yanıtladı.
Kendisine yönelmiş kamera ve
teypleri görünce, "Hayrola ben mi
yargdanıyorum" diyen Özden, ek
süre konusundaki tavır değişik-
liklerinin anımsatılması üzerine
şunlan söyledi: "Mahkemeterden
kimse hesap soramaz, O günün
koşuilannda süre vermeye gerek
görmemiştik. Bugün başsava 38
sayfalık yeni bir dilekçe verdL Sa-
vunma hakkı çok kutsaklır. Kim-
se Anayasa Mahkemesi hakkında
kötü düşünmesin, saMinmayı ra-
hat \-apsinlardiye ek süre verdik."
Ozden, "Dava 1998emikalâ-
cak" sorusuna da "Sürecin sark-
ması ya da sarkmaması gibi bir
endişeıniz >^ da çabamızyok. Her
şey olağan yürüyor, niye sarksm"
dedi.
Türldye'nin Avrupa yolu kapah• Baştarafı 1. Sayfada
rafinı dahil etme yollan aradığına dikkat çe-
kiliyor. Fransa'nın Türkiye adına AB konu-
sunda yaptığı girişimkr ise Almanya'yı kız-
dırdı ve Bonn, Paris'e 'Aracıya ihtiyacımız
yok' diye tepkı gösterdi.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın. Türkiye'nin,
tam üyelik yolunu açmasa da 'durumu kur-
taracak' nitelikte göriilen Avrupa Konferan-
sı'na davet edilmesi görüşüne sıcak baktığı
belirtildi. Başbakan Yardımcısı Büleot ¥JX-
vit ile Kıbns işlerinden sorumlu Devlet Ba-
kanı Şükrü Sina Gürel'in ise daha temkinli
olduğu ve Türkiye'yi tam üyelığe götürme-
yecek bir Avrupa Konferansı'na katılun kar-
şılığında Kıbns konusunda yumuşamaya gi-
dilmemesi gerektiğinde ısrarlı olduklan be-
lirtildi.'
Ahfîanya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans-
Joachim Vergau, Fransa Cumhurbaşkanı
Chirac'm Almanya Başbakanı Helmut Kohl
ile yaptığı görüşmenin ardından Türkiye'yi
Avrupa Konferansı'na davet etmesine tepki
gösterdi. Vergau, Almanya'nın önceki gün-
kü Briiksel toplantısında Dışişleri Bakanı
Klaus Kinkel'in yaptığı açıklamanın yeni bir
şey olmadığına işaret ederek şöyle dedi: "Al-
manya'nın Türkiye lehine görüş belirtmek
için başka politikacılaruı araya girmesine ib-
ti> acı >ok. Bizim Türkiye üe doğrudan görüş-
me kanallanmız bulunuyor. Ayrıca Türki-
ye'nin. AB'ye ada> hğına ilişkin statünün ka-
mtlanması için Avrupa Konferansı'na da ih-
tiyaa yok. Çünkü zaten bu statüye sabip. Av-
rupa Konferansı'nın Türkiye açısından
önemü bir değişiklik getireceğini de düşün-
müyorum."
Fransa'nın ortaya attığı Avrupa Konferan-
sı, AB üyesı 15 ülke, Kıbns Rum kesımi da-
hil tam üye adayı 11 ülke ile tam üyelik yo-
lu kapalı tutulan Türkiye'nin de katılımıyla
15+11 + 1 ilkesine dayanılarak yılda bir kez
toplanılacak bir platform. Bu konferans,
mevcut haliyle tçişleri ve Adalet bakanlıkla-
n arasında eşgüdümün sağlanması gibi ko-
nular üzerinde duracak, ancak tam üyelik için
gerekli olan kurumsal bir diyaloğu içerme-
yecek. Bunun yerine AB, Gündem 2000 ra-
porunda öngördüğü gibi Rum kesiminin ya-
nı sıra Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Po-
lonya dahil dört ülke ile üyelik müzakerele-
rini büyük bir olasılıkla 1998 Nisanf nda ay-
n bir platformda başlatacak. Üst düzey bir
Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Türkiye'ye tüm
üyelik yolunu açacak katılım öncesi strateji
verilmesine karşı çıkan Almanya'nın içi do-
lu bir Avrupa Konferansı'na Ankara'nın ka-
nlunma sıcak bakmasının mümkün ohnadı-
ğına dikkat çekti. Aynı diplomat şu göriişü di-
le getirdi: "tçi boş bir konferans için Alman-
ya engeünin aşıhnası önemü bir gelişme değil.
Yunanistan. gümrük birliğinin bile çalışma-
sına engel oluyor. AB, Avrupa Konferansı'na
davet ederek Türkiye'ye ashnda hiçbir şey
venniyor, ama bunun karşıhğında Kıbns gi-
bi çok ağır bir bedeli Türkiye'ye ödetmeye
kalkışabilir. 'Bakın Türkiye'ye tam üyelik
yolu açılıyor. Kıbns Türklerinin Rumlar ile
birlikte AB'ye üyelik müzakerelerine katılı-
mı sağlansın' gibi bir yaklaşun içine girebi-
ürteK"
AB'nin, Türkiye'ye, GB + diye anılan bir
formülü içeren özel statûden öteye bir öneri
getirmesinin beklenmediği kaydedildi. Buna
göre Yunanistan vetosu aşılırsa GB işletile-
cek ve hizmetlenn serbest dolaşımı başlatı-
lacak. AB, Türkiye'ye tam üyelik karşılığm-
da insan haklan, Kıbns ve Yunanistan ile so-
runlannın Lahey Adalet Divanı'na götürül-
mesi gibi bir dizi koşullar öne sürüyor.
Türkiye ve AB arasında 24 Kasım'da ya-
pıknası öngörülen ve taraflar arasında sorun-
lann masaya yattığı tek platform olan Ortak-
lık Konseyi'nin toplanması konusunda ise
pürüzler yaşanıyor. AB, Türkiye'ye ilişkin
henüz bir ortak tutum belirleyemedikleri için
Konsey toplantısının yapümamasını ve bu-
nun yerine bir gayriresmi yemekte buluşul-
masını önerdi.
Ankara ise AB'yi Lüksemburg zirvesi ön-
cesi bir tutum belirlemeye zorlamak için Or-
taklık Konseyi'nin toplanması yolundaki ta-
lebini birliğe iletti.
Türkiye'ye tam üyelik yolunu açacak bir
platformda buluşmaya hazır olmadığı anla-
şılan AB, Ankara ile ilişkilerinin nasıl bir se-
yir izleyeceğini, 20 Kasım'da istihdam ve ar-
dından 12 Aralık tarihinde yine Lüksem-
burg'da yapacağı zirve toplantısında resmi-
leştirecek.
Nelson Ledsky Kıbns'tan vuııvıtluLEYLA TAVŞANOGLU
ABD'nin
eski Kıbns
özel koordina-
törü emekli
büyükelçi Nel-
son Ledsky,
Kıbns sorunu-
nun çözümüne
"pembe göz-
lükle bakügını" söyleyerek "Sorun
1998'de mutiaka çözülecektir" di-
yor. Ledsky, Türkiye'deki iç politi-
ka çalkantılan konusunda da sivil
toplum kuruluşlanna önemli so-
rumluluklar düştüğünü ifade eder-
ken Siyasi Partiler Yasası'nın de-
ğiştırilmesi gerektiği ve TBMM'de
milletvekıllerini denetleyecek bir
"ahlâk komitesi"nın kurulmasının
zorunlu olduğunu savunuyor.
Ledsky, AB'nin Tüıkiye'ye sırtı-
nı dönmesi durumunda Türkiye'nin
başka işbirliği olanaklan aramak
durumunda kalacağını ve bunun da
ABD'nin gözünde "felaket" anla-
mma geldiğini telafTuz ediyor. Bü-
yükelçi Nelson Ledsky geçen gün-
lerde Ankara ve tstanbul'da temas-
lar yaptı.
Pazartesi akşamı da Hyatt Re-
gency Oteli'nın balo salonunda
Ledsky'nin başkanı olduğu Was-
hington merkezli sivil toplum kuru-
luşu National Democratic Institute
(Ulusal Demokrasi Enstitüsü) ile
Türkiye Siyasal Ekonomik Sosyal
Araştırmalar Vakfı (TÜSES) bir
grup gazeteciye ortak bir basın ge-
cesi düzenlediler. Gecenin açılışını
TÜSES Başkanı Prof. Taner Berk-
soy ve büyükelçi Ledsky birlikte
yaptılar. Daha sonra Ledsky, Türki-
ye'ye 1974'ten ben gelip giden,
Türkiye'nin yanında. Türkiye'yi
dektekleyen bir yabancı olarak ül-
kenin iç politik durumunu değer-
lendirmek istediğine değindi. Led-
sky aynca Kıbns sonınunun çözü-
müne de "pembe gözlükle baktı-
ğı"nın altını çizdi.
Büyükelçi Ledsky, halefi Rk-
hard Holbrooke'un sorunu çöz-
mekte kararlı olduğunu vurgular-
ken "Kıbns'ta (Güne» 1998 seçiııı-
lerinden sonra yeniden BM Genel
Sekreteri'nin 1992-93 ydlannda ha-
arladığı fîkirler dizisi ve güven art-
üna önlemlerin ele alınması oiana-
ğı bulunabilir. YalnızKıbns sorunu-
nun çözümünü AB tam üyeliğine
bağlamak. durumu karmaşık hale
getirdi. Bu konu göz ardı edilebUir-
se çözüm olanaklan daha kolay bu-
lunacaknr" dedi.
13 Aralık'ta AB'nin Kıbns Rum
kesiminin tam üyeliğini görüşece-
ği gerçeği ışığında konunun nasıl
bir yana itilebileceği sorumuza
Ledsky şu yanıtı verdi: "13 Ara-
lık'ta yapılacak Avrupa Konferan-
sı'nda AB bunun bir \olunu bulma-
lı. Daha önce de karmaşık konular-
da yoilar bulunmuştu. Brüksei'de
baalanbirşeylerierteiemekiçinça-
rekr bulmakta ustadırlar." Nelson
Ledsky daha sonra Türkiye'nin iç
pohtikasınadöndü. 14aydadörtkez
Türkiye'ye geldiğini ve TÜSES'le
birlikte çoğulcu demokratikleşme
için ortak çalışmalar yaptıklannı
anlattı. Ülkede son birkaç yıldır si-
vil toplum örgütlerinin iyice güç-
lendiklerine dikkat çeken Ledsky.
"SürekH Aydınlık tçin Bir Dakika
Karanhk" eyleminin sivil toplu-
mun uyanışının önemli bir göster-
gesi olduğunu söyledi.
Siyasi Partiler Yasası'nın değiş-
tirilmesi, TBMM'de de milletvekil-
lerini denetleyecek çok ciddi bir
"ahlak komitesi" kurulmasının zo-
runluluğuna işaret eden Ledsky, si-
yasi yaşamda "şeffaflık"ın şart ol-
duğunu belirterek "MDletvekilleri
servet beyanı wrhx>rlar.Ama bu hiç-
bir yerde açıklannuyor" dedi.
Büyükelçi Ledsky
1
sözlerini şöy-
le sürdürdü: "Avrupa Türkiye'ye
sırtmıdönerse laikpotitikacılann işi
zoriaşacak. Avrupa Türkiye'ye bu
dönemde destek vermeli. Burada
ABD'nin tutumu çok açık. Biz hep
Türkiye'nin Avnıpa'nm bir parça-
sı olduğunu savunduk. AN rupa onu
reddederse, Türkiye işbiıüği için
başka yeıiere bakışlannı çevirecek,
bu da felaket anlamına gelecektiıf
RP'nin 1995 seçimlerinde başa-
nlı olmasının tabana inebilmesine
bağlı olduğuna önemle dikkat çe-
ken Ledsky, "Öbür siyasi partiler 10
yıldır bunu yapamadı. Ankara'da-
ki temaslanmızda baa siyasi lider-
lere bunu anlatük. RP'den sonra en
iyitaban örgütü DYP'devar. DSPise
bunureddediyor,merkezden ve 1-2
kişi tarafindan yönetilmek istiyor"
diye konuştu.
Büyükelçi, "Türkiye'de sizce
hangi hipotetik koşullarda darbe
olur" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Ordu, bu ülkede birkaç müdaha-
leyaptı. ÜsteükTürkordusunun ya-
pısıöbürülkelerdekinden farkk As-
kerier laikliği korumak Lstediklen-
ni söylüyortar. Ben buna inanmak
istiyorum. Ama laik çoğulculuktan
uzaklaşma belirtileri ortaya çıkarsa
müdahale edebilirler. Şu anda ise
müdahale istemiyor.gündeükyöne-
timi de>Tahnaeğüiminde görünmü-
yorlar. Birsüreönce Türkiye'de giz-
li bir darbe yapıkiığı söylendL Ben
bunu askeri müdahaleolarak kabul
etmiyonım."
Türkiye"de MGK'nin rolünü na-
sıl algıladığı yolundaki sorumuza
karşıhk Ledsky şunlan söyledi:
"MGK demokrat bir kurum de-
p . Belki baa durumlarda MGK
yasaldır. ABD ya da Türkiye'de ol-
sun. gizli işler yapan kunımlardan
hoşlanmam." Geçmişte Türki-
ye'nin atlattığı darbe deneyimleri-
ne dönen Ledsky, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Pasif siyasi partilerüı
ataleti darbelerkan bir izah olamaz.
O sıralarda laik hükümetien açıkça
işievyapamadıklan için darbelerol-
muştur. Ben Türkiye'de siyasi >aşa-
mın 1-2 yıl içinde toparlanabileceği-
ni görüyorum. Sivil toplum kuru-
luşlan f ürkiye'nin geleceğinde çok
önemü roller oynayacaklardır. Şim-
diden oynamaya başladılar bile. Bu
arada kadınlann da siviltophun ku-
nıhışlan oluşturmalan son derece
cesaret verkd ve sevindiricidnf
Mahmut Kacar
'Hedefim
Atatürk
değil'
ÖZCANGÜNEŞ
MEHMET ALt SOLAK
ŞANLIURFA/ANTAK-
YA - Şanhurfa'daki 10 Ka-
sım törenlerinde elinde
Kuran'la eylem yapan
"Anıtkabir meczubu"
Mahmut Kaçar, tbrahim
PEj^amber'in putlarla mü-
cadele ettiği yer olması ne-
deniyle Şanlıurfa'da eylem
yaptığını söyledi. Ata-
türk'ü değil putlara tapan-
lan hedeflediğini öne sü-
ren Kaçar, "Ben deü değil
akıUıyım" dedi. Şanlıurfa
ve Hatay'daki şeriatçı ey-
lemlere tepkı yağdı.
Anıtkabir'de 10 Kasım
1994'te elinde Kuran'la
eylem yapan, bir süre ceza-
evinde yattıktan sonra ser-
best kalan Mahmut Kaçar,
önceki gün Şanliurfa'da
gerçekleştirdiği eylemi ar-
kadaslanyla birlikte karar-
laştırdıklannı bildirdi.
Şanhurfa'daki 10 Kasım
törenlerinde Atatürk Anıtı
önünde protokolün önüne
çıkarak. "Sizi Kuran'a da-
vet ediyorum, putlara tap-
mayın, Kuran'a tapm" di-
ye bağıran Kaçar, Terörle
Mücadele Şubesi'ndeki
sorgusunun ardından dün
basın mensuplannın önü-
ne çıkanldı. Kaçar, hedefî-
nin Atatürk değil puta ta-
panlar olduğunu öne sür-
dü. Anıtkabir eyleminin
ardından cezaevinde yattı-
ğı sırada, Hatay ve tzmir'de
eylem yapan Bahattin Top-
rak, Bekir Özbal ve tstan-
bul'da eylem yapacak olan
diğer arkadaşlan ile tanış-
tığını kaydeden Mahmut
Kaçar şunlan söyledi:
" Hapiste olduğum sıra-
da bu arkadaşlar zi>areti-
me geliyorlardı. Anıtka-
bir'deki olaya sempati duy-
muşlardı. Konuştuk, soh-
bet ettik. O kardeşierimiz
de 'Biz nasıl Allah yolunu
en güzel şekilde tebliğ ede-
biliriz' diye düşünüyorlar-
dLHabib-i Neccar, Ashab-
ı Kehf, tbrahim Aleyhisse-
lam'ın tebliğini, onlann
kendi başladıklan yerlerde
yapmamn daha hayırh ola-
cağma inandık. Kura çek-
tik. Kurada bana L rfa çık-
üT
Ziyaretçileri
Cezaevinde yattığı sıra-
da, eski milletvekili Hasan
Mezarcu RP Van Millet-
vekili Fethullah Erbaş, Ri-
ze MilleK'ekili Şevki Yü-
maz ile Akit Selam ve Ye-
ni Şafak gazetesi yazarlan-
mn da aralannda bulundu-
ğu birçok kişi tarafindan
ziyaret edildiğini anlatan
Kaçar, cezaevinde olduğu
sırada kendisine yardım
gönderildiğini belirterek
şöyle devam etti:
u
Ben sosyaüstim. tslami
biümler okumadım. Aye-
tülkürsi'yi de bUmiyonım.
Ama yapoğmı bir şov değD-
dir. Ben deü değilinı. Deü,
sapık dediler. Ama kendi
doktorlan bana akılü rapo-
ru verdL Bana deü demek-
ie doktorlan, sakurgan de-
mekle avukatlan yalanb-
yorlar."
Antakya'da eylem ya-
pan Kınkkale doğumlu,
Ankara Abidinpaşa Lisesi
tarih öğretmeni Bekir Öz-
bal'm da Emniyet Müdür-
lüğü'nde sorgulanması sü-
rüyor. tzmir'deki eylemci
Bahattin Toprak'ın ise An-
kara DGM'ye gönderildiği
ögrenildi.
Olaya tepki gösteren ki-
şi ve kuruluşlar, eylemi
şiddetle kınadılar. Hatay
Barosu Başkanı Nabi tnal,
Antakya Belediye Başkanı
Bekir Karabacak, ANAP
11 Başkanı Sakıp Alban,
DSP 11 Başkam Yasin BaL
Esnaf ve Sanatkâr Odalan
Birliği Başkam KemalBu-
lut, KESK Şube Başkanı
Mahmut Karacık, Diş He-
kimleri Odası Başkanı Ne-
bil Seyfettin. yayımladıkla-
n mesajlarda, bu tür davra-
mşlann Atatürk'e bağhlığı
arttırdığını vurguladılar.
RP tl Başkam Sadullah Er-
gin de, olayı kınadıklannı
bildirdi.