Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t 12 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Klasik ıııüzik yaymiları özen beküyor
Klasik müzik dınleyicisi geniş Idtle de-
ğildir. Bır avuç da olsa klasik müzigin
kendine özgü geleneğini bilen, belli bir
kültür birikimine sahip kişiler; ya da ken-
dini eğitmek. kJasik müziğin derin dünya-
sından kânı almayı öğrenmek isteyenler-
dir. KJasik müzik dinleyicisine sunulan
radyo ve televizyon programlannda onla-
nn bekJentileri de belli özelliklerdir: Din-
ledikleri yapıtın başlığı, bestecisi ve yo-
rumculannın doğru telaffuz edilmesi ve
konser kayıtlannda sesin iyi aktanlması.
Özel kanallann amacı geniş kitleye ses-
lenmek olduğundan klasik mûzik yayım-
cılığına pek rağbet etmezler. TRT ise dev-
letten yardım alan tek kanal olarak eğiti-
me hizmet amacıyla klasik müzik yayım-
cılığmı yerine getirmeye çalışmaktadır.
Gecenin en geç saatinde de olsa klasik bir
konser yayımlandığı zaman onu kendine
özgüdinleyicisı orurup izlemektedir. Kal-
dı ki bu konserlerin çoğu önceden duyu-
rulmadan. pat diye yayıma sokulduğun-
dan mûzikseverler de raslantıyla yakala-
mak durumundadır. Hatta birbirlerine te-
lefonla haber verenlere, yakaladıklan an-
da banda alip ertesi gün izleyenlere de ta-
nık oluyoruz. Bu arada sunuculann bilgi-
sizliğı. konser yayımlannın olmadık yer-
lerde kesilmesi. hiçbir anons yapılmadan
bir dığer vapıta ya da reklama bağlanma-
sı giderek artan yakınmalanmız. Anlaşt-
lan son zamanda bu özensizlik diz boyu
oldu ki, bize gelen telefon ve mektupla-
nn da sayısı arttı.
İşte bir müzik emekçisinin, tstanbul Şe-
hir Orkestrası'nm kıdemli kemancılann-
dan Dr. Hamit Alacaboğ)u'nun mektubun-
dan birkaç satır: "25 Ekim gecesi sanınm
saat 00.01 sıralannda TRT 2'de uzun san
saçu güzel bir hanım kız orkestra eşiiğin-
de Sarasate' nin Zigeuner weısen ini, arka-
dan Saınt Saens'in Rondo Capriccı-
oso'sunu. sonra da Bizet' nin Carmen Fan-
tezisı'ni çalıyor.Tam anlamıyla virtüöz bir
sanatçı. Birkaç gün önce de aynı keman-
cıdan Paganini'nin konçertosunu dinle-
miş. tekniğinc hayran kalmıştım, ama adı-
nı bir tüıiü öğrenememistim. Bizim ham
hum şarolopspikerden bir Anastasia ısmi-
nı duyabıldım. Üsttarafını anlayamadım.
Bant devam edıyor. 'Şimdi de Mozart'ın
Requiem'ini dınleyeceksiniz': Bu eseri
çoksevryorum. Dünyalar benim oluyor. A-
ma hangi orkestra? Şef kim? Solistler?
Koro?AnlayabUene aşkolsun. Arkasmdan
ath kovalarımşcasına konuşma>i marifet
sayan. ağn bumu birbirine dolaşnğı için de
ne dediği anlaşılamayan, sözcüklerin son
yarriannı yutan acayip bir spiker. Requiem
başbdL Saranm iiç bötiim dinlediktenson-
AlaLİasik müzik dinleyicisinin radyo ve televizyon programlanndan beklentileri belli
özelliklerdir: Dinledikleri yapıtın başlığı, bestecisi ve yorumculann doğru telaffuz
edilmesi, konser kayıtlannda sesin iyi aktanlması. Ancak sunuculann bilgisizliği, konser
yayımlannın olmadık yerlerde kesilmesi, hiçbir anons yapılmadan bir diğer yapıta ya da
reklama bağlanması giderek artan yakınmalanmız. "
ra müzikkayboMu. Ama görüntü sürüyor.
Bir başka spiker saatlerin 00.02'de bir sa-
at geri alınacağını anons ettL Arkadan ha-
berler. hava durumu (konser görüntüsü
sürüyon) Reklamlar... Ve sonunda a>™ gö-
rüntü üzerine bir film ya da dizinin sesle-
ri gehneve başlamaz mı? Çıldırmak işten
değiL O güzeiim Requiem'in caruna bun-
dan daha güzel okunamazdı.
Ertesi gün saat 23.00 sıralan. TRT 3'ü
açryorum. Dört el piyano. Hüseyin Ser-
met ve tanımadığım bir piyanist Petnış-
ka'yı çalryor. Ardından Ravel'in İspanya
Bahçeleri'ni dinfiyonız. Eşjne ender rast-^
lanacak güzellikte bir konser. Vine ham
hum şarolop bir anonstan aniayabDdiğun
kadanyla arkadan Debussy'den üç par-
çave sonra da Rachmaninof' un bir eseri.
Rachmaninof deyince zevkten dört köşe
oluyorum. Aaaa! Bir de bakrvorum Ravel
tekrar başlryor. Belki yanm saat Kimse
farkında degiL Neden sonra Debussy'ler
de bitrvor. Sıra Rachmaninof ta. Efen-
dim? Ne Rachmaninofu? Ham hum
şorolop bir anons, çalanlann adı dahi
verilmeden, haydi allahaısmarladık!
Yahu binlerce kişinin maaş aldığı şu
J RT'de tek kişi olsun yayınları izlemez
mi? Bu resmen ilgisizlik ve laubaliliğin
daniskası ve TRT'nin acınacak halinin
göstergesidir."
Daha nice nice ömek verilebilir bu du-
yarsızlıklara. Geçen yıl da bir okurumuz
ilginç biryanlışın altını çizmişti: TRT'nin
klasik müzik programlanndan birinde Sir
Adrian Boult'un sık sık CBSO'yu zıyaret
ettiğıni (ki bu ünlü şef turist olarak bile
Türkıye'ye gelmemiş) anlatırken sürekli
Anatote Fistoulan'nın fotoğrafi gösteril-
miş.
Cumartesi sabahı konserlerinın büyük
özveri ile naklen yayıma kavuştuğunu bi-
liyoruz. Yönetmenler bir gün önceden gi-
dip provayı izliyorlar, gerekli sololann
önüne mikrofon yerleştiriliyor, müziğin
akışı hakkında notlar alınıyor. Ama yine
de bu akış kameralarla gerektiği gibi ve-
rilemiyor. Partisyon okumasını bilen bir
konservatuvar öğrencisi bu iş için hafta
sonlan çalıştınlamaz mı? Bırakın solo ya-
pan çalgıyı göstermeyi, orkestranın kalbi
olan başkemancıyı, hatta bazen şefı dahi
göremiyorsunuz. Alkış sahnesinde de ge-
nellikle kameralar halka döndüğü için ço-
ğu kez başkemancıyı hiç bilemeden prog-
ramlar sona eriyor. Aynca her seferinde
sunucunun konser hakkında verdigi bilgi-
leri bir iki kez önceden okumuş olmasmı
diliyor izleyiciler. Işte bir özensizlik, bir
dikİcatsizlik ömeği: Uç hafta önceki lstan-
bul konserinden yapılan yayımda sunucu
Prokofiyerin kantatı Alexander Nevs-
ki'nin aslında Eisenstein'in fılmi için ya-
zıldığını anlatırken Eısenstein yerine
Einstein demez mi?
TRT madem klasik müzik donanımlı
sunucu bulamıyor, o zaman altyazı geç-
sin bu programlara diye bir öneri gelmiş-
ti. Tam bunun üstüne geçen haftaki Izmır
yayınını izliyordum. Canh yayuı bağlan-
tısı geç gerçekleştiği için programın başı-
nı göremedik. (Bir futbol maçmda bu tek-
nik anza yaşansa ne kıyamet kopardı kim-
bilir.) Teypten gelen bir ses ve yaylı çal-
gılann kısık tınılannı duyuyorduk. Aman,
altyazı geçtiler. Neyse ne çalındığını şim-
di anlayacağız! Altyazıda Öhan Osmon-
baş- "NutuİL" Doğal olarak sonradan da
bu yapıtın açıklanmasma sıra gelemedi.
Çünkü orkestranın müdürü ve solıstle
söyleşiler vardı arada. Biz de hıç öğrene-
medik neydi o teypten gelen sesler, nasıl
bir yapıttı bu, ya da Ühan Osmonbaş kim-
di?
Meraklılan için açıklama: tlhan Us-
manbaş (1921-)in "Gençliğe Hitabe"
başlıklı yapıtı orkestra ve konuşmacı için
1973'te yazılmıştır.
Son iki haftadır Pazar Konseri kapsa-
mında Hikmet Şimşek tstanbul Devlet
Opera ve Balesi'nin 5 Ekim günkü Dani-
markatemsilındenalınhlar sundu. Ancak
temsili gerçekleştiren hiç kimsenin adı ne
anons edildi ne de alt yazı olarak geçti.
TRT ekibi taa Danimarka'ya kadar gidip
kayıt yapıyor, iki hafta Pazar Konseri bu
temsile aynlıyor ve denizleri geçenler
derelerde boğuluyor. Yine meraklılara
açıklayalım: Bu temsilde orkestrayı şef
Antonio PiroDi, koroyu Gökçen Koray
' yönetiyordu. Başrollerde Jaclin Çarkçı,
Erol Uras, Efsun Öztoprak ve Mete Uğur
yer alıyordu.
, Slovak grafik
sanatçılarmın
'sergisi
Kültür Servisi -Dünyaca ünlü Slovak gra-
fik sanatçılan Vladimir Gazovk ve Katarina
Vavrova'nın çalışmalan ile Juraj SteinhubeL
Drahomir PriheL Ladislav Cerba, Marta
MIicho>% Lubomir Ferko, Ivica Markovico-
va. Pavol Macho. Mkhal Gavula ve Martin
Masarovic adlı 9 Slovak sanatçınm cam ya-
pıtlanndan olusan karma sergi 18 Kasım sa-
lı günü tstiklal Caddesi'ndeki Emlak Sanat
Galerisi'nde açılıyor. Slovak Cumhuriyeti Is-
tanbul Başkonsolosluğu, Slovak Kültür Ba-
kanlığı. Slovak Sanatçılar Birliği ve Emlak-
bank tarafından düzenlenen sergi. 2 Aralık
tanhine dek ziyaret edilebilecek.
Sergiye katılan çok önemli iki Slovak gra-
fık sanatçısından bin olan Vladimir Gazovic,
1939 yılında Bratıslava'da doğdu. 1961-67
yıllan arasında Prof. VTncent Hloznik yöneti-
mindeki Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğ-
renim gördü. 1967-82 arasında Bratislava Gü-
zel Sanatlar Akademisi 'nde öğretmenlik yap-
tı. Bugüne dek 18 kişisel sergi açan ve ulus-
lararası platformda da birçok ödüle sahip olan
Gazovic, halen Bratislava'da baskı, çizim ve
illüstrasyon çalışmalannı sürdürüyor.
1964 yılında Bratislava'da doğan Katarina
Vavrova ise Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki
eğitimini 1984-90 yıllan arasında Prof. Albin
Brunovky gözetiminde tamamladı. Yaşamak-
ta olduğu Pezinok'ta serbest grafık, çizim ve
boyama konulannda çalışmalannı sürdüren
- Vavrova'nın da bugüne dek açtığı beş kişisel
• sergisi, yurtdışında katıldığı karma sergiler
1
ve çeşitli ödülleri bulunuyor.
Blues 'un usta yorumcuları dört saatlik birprogram sunacaklar
EfesPilsen BluesistanbuVdaKültür Servisi- Blues'un usta yo-
rumculan, bu yıl 8. yılını kutlayan E-
fes Pilsen Blues Festivali'nde biraraya
geliyorlar. Blues'un devleri Eddie
Kirkland & the Energy Band, Nappy
Brovvn & the Eclectk City Band ve
AJlison King'in yanı sıra, bu yıl ilk
kez bir Türk blues grubu olan tstan-
bul Blues Kumpaıryası festivale katı-
lıyor.
Organizasyonunu PozroTin üstlen-
diği. 7-9 Kasım tarihleri arasında An-
kara Hilton'da başlayan, bugünden
cumartesiye dek lstanbul Hilton Con-
vention & Exhibition Center'da süre-
cek olan festival, 17-19 Kasım'da tz-
mir Hilton Oteli'nde, 21 -22 Kasım ta-
rihleri arasında AntalyaSheraton'dan
sonra 24-25 Kasım'da da Mersin Hil-
ton Oteli'nde sürecek.
Gelenekselleştirdigi Efes Pilsen
Blues Festivali'yle kültürel hayatın
vazgeçilmeyenlerinden biri olan Efes
Pilsen, bu yıl da blues dünyasının en
ünlü ve en renkli isimlerini, yaklaşık
4 saat sürecek bir blues maratonunda
müzikseverlerle buluşturmanrn keyfi-
ni yaşayacak.
Festivalin yıldızı 1950'li yıllarda
John Lee Hooker ile beraber üne ka-
vuşan, blues, soul, funk ve rock'a yat-
kın sesi, gitar ustahğı ve üstün sahne
performansıyla hâkim olan Eddie
Kirkland, devasa fiziği ve çok güçlü
esı
Türkiye İş Bankası ve Mimar Sinan Üniversitesi'nin
katkılanyla düzenlenen panele,
resim sanattyla ilgilenen herkes davetli...
Konuşmacılar: Prof. Dr. Tamer BAŞOGLU
Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü
Prof. Kerim SÖİVRİLİ
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Öğretim Üyesi
Dr. Kıymet GİRAY
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi
Tarih: 13 Kasım 1997 Perşembe
Saat: 14.00
Yer: Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu
' ' ' • Fındıklı - İstanbul
vokallerinden dolayı "Manpower" di-
ye anılan Nappy Brown ve The Eclec-
tic Chy topluluğu. buğul u sesi ile blu-
es'un yanı sıra, jazz standartlanndan
fusiona kadar tüm türlerde söy leyebi-
len ABison King, blues'un kökleri ve
farklı biçimleriyie Orta Doğu, Asya
ve Batı Afrika halk müziklerini kol-
lektivist bir orijinallikle birleştiren ls-
tanbul Blues Kumpanyası Efes Pilsen
Blues Festivali'nde müzikseverlerle
buluşuyorlar.
'It's The Blues Man' adlı albümüy-
le büyük beğeni toplayan Kirİc-
land'ın, 196O'lı yıllarda gerçekleştir-
diği çalışmalan arasında Stax Re-
cords adına yaptığı albüm çahşması
ve Otis Redding'le yaptığı 3 yıllık
turne sayılabilir. 70'li yıllann başm-
dan itibaren kendi liderliğindeki ça-
hşmalara başlayan Kirkland. o gün-
den bu yana liderliği hiç bırakmayan
bir sanatçı.
iki kuşak blues ve soul'un en iyisi
olarak saygı uyandıran hem güçlü bir
şarkıcı hem de usta bir gitarist olan
Eddie Kirkland, funk, rock ve co-
untry blues'a kolaylıkla hâkim olabi-
liyor. Her yıl kendisini 48 hafta yol-
larda tutan dopdolu bir turne progra-
mına sahip. Kirkland'ın (vokal, ar-
monika, gitar) grubu the Energy
Band; Gregg Hoover (vokal, gitar),
James Thacker (vokal, bas) ve Dar-
ren Thiboutot (vokal, davul)dan olu-
şuyor.
a
Manpower" olarak anılan
Nappy Brovvn ise "Lemon Squeezin
r
'
Dadd>", "Wen,WeflBab>" ve "Don't
Be Angry" gibi birçok büyük hite im-
za atan ve en çok "Night Time is the
Right Time" ile tanınan bir blues us-
tası. Sanatçının 1996'mn sonunda çı-
kan son albümü Nappy Brovvn - Kip
Anderson - 'Best Of Both VVorids' bo-
luescular Ankara'dan
sonra şimdi de
îstanbul'da. Eddie
Kirkland& The Energy
Band, Nappy Brown &
The Electric City Band,
Allison B. King ve
lstanbul Blues
Kumpanyası, bugün, yann
ve cuma günleri 19.30'da,
cumartesi ise saat 14.00
ve 19.30'da Hilton
Convention& Exhibition
Center'da müzikseverlerle
buluşacaklar.
ogie - vvoogie blues klasiklerini içeri-
yor. Allison King ise Amerika'nınen
yoğun tempolu vokalistlerinden biri
olarak tanınıyor. Dağarcığında soul
vokalleri için mükemmel malzeme-
ler olan sızı ve acının yanısıra, blues
tarihini ve müzikal deneyimini bann-
dıran gizemli buğulu sesiyle Allison
B. King, hem The American Rock
Ensemble, Rob Massongale Grubu,
Scott Adair Dans Orkestrası, Dr.
Brovvn's Code Blue Revue'da söyle-
yen hem de kendı dörtlüsü olan The
BitterThree ile çalışmalannı sürdürü-
yor. Caz standartlanndan fusion'a ka-
dar tüm türlerde söyleyen King, gırt-
laktan söylüyor. güzel ve acı; zeki ve
olağan; pürüzlü ve yumuşak.
Efes Pilsen Blues Festivali'ne bu
yıl ilk kez katılan lstanbul Blues
Kumpanyası Ekim 1993'te SarpKes-
kiner tarafından kuruldu. tlk zaman-
larda blues'un kökleri ve farklı biçim-
leri üzerine yoğunlaşan topluluk, son-
radan bu formlan Orta Doğu, Asya ve
Batı Afrika halk müzikleri ile birleş-
tirerek icra etmeye başladı. "Kökler"
adlı albümleriyle cajun, gospel, spri-
tüel, worksong gibi siyah müzik
formlannın Türkiye'de yorumlanabi-
leceğini kanıtladı. Kumpanya, blues
tarihinin eski zamanlanna yaptığı yol-
culuklardan getirdiklerini, festival se-
yircisiyle paylaşmak istiyor.
Festivalin lstanbul biletleri îstan-
bul'da tüm Vakkorama'lardan temin
edilebilir. Izmir'de, Vakkorama Al-
sancak ve Beymen Alsancak'ta satı-
şa sunulan biletler, 7 Kasım'dan itiba-
ren de Antalya'da Vakkorama, Mer-
sin'de Vakkorama ve Hilton'dan ahna-
bilecek.
Yves Montand'a
DNA testine tepki
Kültür Servisi -
Fransız şarkıcı ve ak-
tör Yves Montand'ın
ölümünün 6. yılında
Pere Lachaise Mezar-
lığı'ndaki mezanmn
DNA testi için açıla-
cak olmasına yakın
çevresi ve ailesi büyük
tepki gösterdi. Fransa
Sağhk Bakanı Ber-
nard Kouchner yaptı-
ğı açıklamada, Paris
istinaf mahkemesinin
aldığı karara göre sanatçı-
nın yaşarken kabul etme-
diği DNA testinin meza-
nndan çıkanlarak yapıla-
cak olmasına şiddetle kar-
şı çıktıgını belirtti. Yves
Montand, 1991 yılında ge-
çirdiği ani kalp krizi sonu-
cu yaşamını yitirmişti. Bu
tanhten bir süre önce Yves
Montand, şu anda 22 ya-
şındaolan ve sanatçının öz
kızı olduğunu iddia eden
Aurore Drossard'ın DNA
testi isteğini hayattayken
de reddetmışti.
Sanatçının yakın çev-
resi tarafından bu olay,
Yves Montand'a yapüabi-
lecek en büyük saygısızlık
olarak görülüyor. Mon-
tand'ın üvey kızı Catheri-
ne ADegret ise bir Fransız
radyo kanalında yaptığı
açıklamada 'Zavallı yaşlı
bir adamın mezanndan çı-
kanlarak, NÜcudunda
otopsi yapılmasını kor-
kunç buluyonım' dedi.
Montand, hayatta>1cen akt-
rıs Simone Signoret ile ev-
liydi ve çiftin çocuğu yok-
tu. Montand'ın sadece
1988 yılında eşi Carote
Amiel'den bir çocuğu var.
Ulusal Ahlak Danışman-
hk Komitesi (CCNE) üye-
si ve genetik uzmanı Axel
Kahn ise Paris istinaf
mahkemesinin isteğini
•anormaT olarak nitelen-
dirdi ve konuya dair şu
açıklamayı yaptı: 'Yves
Montand'dan böyle bir is-
tekte bulunulmuş ve ken-
disi testi reddetmişti. Bir
insanın yaşarken karşı çık-
oğı bir olayın. ölümünden
sonra gerçekleştirilecek ol-
masınu sanatçının sözleri-
ni önemsemevip.onun say-
gınhğına karşı gelmek ola-
rak görüyorum.'
DN1A testinin sonuçla-
n 1998 Haziran ayından
önce Fransa'da yayımla-
nacak. Test sonuçlan
olumlu olursa, Aurore
Drossard, Montand'ın res-
mi mirasçısı olmaya hak
kazanacak. Fransız yasa-
lan, ölen kişinin mırasının
hayatta olan öz çocuklan
arasında eşıt olarak pay-
laştınlmasını öngörüyor.
"Anastasia"nın
prömiyeri
• Kültür Servisi - 20th Century
Fox yapımı animasyon film
"Anastasia"nın prömiyeri
önceki akşam gerçekleştirildi.
Filmde Anastasia'yı Meg Ryan
seslendiriyor.
Mısıp'da anıtmezar bulundu
I Kültür Servisi -Mısırü antik eserler araştırmacısı
Fedaı Helmı. antik fıravun çizimlerini inceliyor. 1930
yılında bulunduğundan bu yana kumlar altında olan
Giza piramidinin içindeki iki anıtmezar önümüzdeki
ay halkm ziyaretine açılacak.
Münih Füarmoni Orkestrasrnda
karmasa
I Kültür Servisi - Münih Filarmonı Orkestrası'nda
görev alması beklenen Amerikalı şef James Levme'in
maaşma resmi otoritelerden tepki geldi. Münih
Filarmoni Orkestrasrnın daimi şefi Sergıu
Cleibidache ölmesi üzerine, şeflik görevine
Metropolitan Orkestrasrnın şefi Levine'in gelmesi
düşünülüyordu. Christian Ude yaptığı açıklamada
şehir heyetiyle birlikte sözleşmenin tekrar
görüşüleceğini söyledi. Ude, konuşmasında fılarmoni
orkestrasını, dünyanın en iyi şeflerinden binni
getinnek için fazla para ödemeyi istemediğinden
dolayı eleştirdi.
Mehmet Güleryüz'ün nesimleni
Atatürk Kültüp Merkezi'nde
• Kültür Servisi-Mehmet
Güleryüz'ün, kraft kâğıt
üzerine uyguladığı 15 adet
büyük boyutlu boya-desen
çalışmalan, 4 Aralık
tanhine dek Atatürk Kültür
Merkezi Salonu'nda
izleyicilerle buluşacak.
Galeri Artist tarafından
organıze edilen sergi
süresince Mehmet
Güleryüz, günün belirli
saatlerinde seyircinin
izleyebileceği, ortalama aynı ebatlarda 5 ayn desen
çahşması daha gerçekleştirecek. Akrilik malzemenin
tercih edildiği büyük boyutlu desen çalışmalan
Mehmet Güleryüz'ün desen polemiğindeki iç
meselelere dair çeşitli ipuçlan sunuyor. Figürün
ağırlıklı olarak ele alındığı desenlerde sanatçı.
görülenin ötesine ve figürün banndırdığı içselliğe
işaret ediyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen
serginin bir diğer ilginç yanı ise, Güleryüz'ün sayısız
desen defterlerinden birinin, birebir ölçekte kitap
haline getirilerek sergilenmesi olacak. Sanatçı, sahafta
rastladığı boş sayfalan bulunan eski bir deftere, 1996-
97 yıllannda farklı suluboya teknikleri kullanarak
imajiner dünyanın değişen durumlan üzerine çeşitli
desen çalışmalan gerçekleştirmiş. Defterin her bır
sayfası ayn ayn bir bütünsellik içerisinde orijinal
defterin yanında izleyicilere sunulacak.
Guggenheim müzelerine bir yenisi
daha eklendi
I Kültür Servisi -New York Guggenheim Müzesi,
geçen salı günü Robert Delaunay'ın resimleriniden
olusan bir sergiyi Berlin'de açtı. Guggenheim Vakfı
yöneticisi Thomas Krens yaptığı açıklamada
"Guggenheim doğru zamanda doğru yerde" dedi.
1999 yılında Bonn'daki Guggenheim Müzesi "nin
Berlin'e taşmacağından söz eden Krens, "Berlın yine
Avrupa'nın en aktif şehirlennden biri olacak. Bir
bakıma da kendi ülkemize dönüyoruz, çünkü müzenin
ilk yöneticisi Hilla Rebey Prusyalıydı" diye konuştu.
Berlin'de açılan müzenin miman ise Amerikalı
Richard Gluckman. Krens müzede her yıl büy-ük
sergilerin düzenleneceğini ve bu sergilerin daha sonra
sırasıyla NewYork, Venedik ve Bilbao'daki
Guggenheim müzelerinde yer alacağmı sözlerine
ekledi.
BUGÜN
• AKSANAT'ta yönetmenlığinı G. KelN&S.Do-
nen'ın yaptığı 'Singing In The Rain" adlı film saat
12.30'da videodan ızlenebilir.
• tDOB AKM Büyük Salon'da saat 20.00'de 'Kugu
Gölü'nü sahneliyor.