Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
KKTC'de mark
vurgunu
• Istanbu) Haber Servisi -
Kıbns Türk Banş Kuvvetleri
Komutanlığı'nda (KTBK)
görevli TC uynıklu subay-
astsubayı dolandırdığı öne
sürülen emekli Hava Yarbay
Burhan Bayazıt'ın oğlu
Burçin Bayazıt. Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyetı
(KKTC) Polis Genel
Müdûrlüğü tarafından
aranıyor. KTBK Komutanı
Korgeneral Ali Yalçın olayla
ilgili soruşturma başlatırken,
KTBK Komutanlığı
yetkılileri tarafından yapılan
ilk araştırmada asken
personelın Burçın Bayazıt
tarafından dolandınldığının
ortaya çıktığı anlaşıldı.
Rraride frengi
mikrobu
• BURSA (Cumhuriyet) -
Bursa Devlet Hastanesi'nden
firar eden Çeçen uyruklu
Viskhan Abdurrahmanov'un,
Hepatıt B vırüsünün yanı sıra
frengi mikrobu taşıdıgi da
bildirildi. Devlet Hastanesi
Başhekimı Dr. Değer Kaya,
tahlıl sonuçlannın bu
hastalıklann çocukJukta
geçirilmiş ya da halen devam
ettiğinin göstergesi
olabileceğini belirterek,
"Hastanın hem sağlığını hem
de ılışkide bulunduğu
insanlan dikkate alarak
mutlaka tetkilderini
tamamlatması gerekır" dedi.
Abdurrahmanov 'u muayene
eden başhekım yardımcısı ve
intaniye uzmanı Dr. Necmi
Tunç da ciddi karaciğer
rahatsızlığı tespit edilen
hastanın "sirozdan bir önceki
aşamayı" yasadığını
belirterek, "Hastatedavi
olmadığı takdirde hem siroza
yakalanabilir, hem de
hastalıklan bulaştırabilir"
dedi.
TGC okul
yaptıpıyop
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyetı (TGC) tarafından
yapılan açıklamada,
cemiyetin adma bir
ilköğretim okulu yaptınlması
kararlaştınldı. TGC Başkanı
Nail Güreli'mn İstanbul
Valısi Kutlu Aktaş, ve
İstanbul t] Mılli Eğitim
Mfidfirü Omer Balıbey ile
birlikte bugün cemiyet adma
yapılacak olan okul için
protokol imzalayacağı
belirtildi.
Öğretmen
atamalarında hile
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Mılli Eğitim
Bakanlığı'nm 3 ekımde
gerçekleştirdıği öğretmen
atamalannda hile yapıldığı
iddıasında bulunuldu. 16 bin
350 öğretmenın bilgisayar
aracılığıyla yapılan
atamalannda kura çekimine
dışandan müdahale edildiği
öne sürülürken, Personel
Genel Müdürü Muhsin
Şener'in de sağlık sorununu
gerekçe göstererek istifa
ettiği öğrenildi. Milli Eğitim
Bakanı Hıkmet Uluğbay, bir
milletvekılınden alınan ihbar
nedeniyle müfettişlerin
soruşturma başlattığını
bıldırdi.
Istanburun
kurtuluşu
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul'un kurtuluşu, önceki
akşam düzenlenen çeşitli
etkinliklerle kutlandı.
Kadıköy Belediyesi ve
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği (ÇYDD),
Istanbul'un kurtuluşunu ve
Atatûrk'ü. Atatürk'ün Büyük
Söylev'ini seslendirerek
anarken İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan, Istanbul'un
kurtuluşunun 74. yıldönümü
kutlamalan çerçevesınde
önceki akşam bir resepsiyon
verdi.
Kamu girişimciliği
• Ekonomi Senisi - Elektrik
Mühendislen Odası'nın
düzenlediğı "Türkiye'de
Kamu Ginşımciliğinin
Dünü. Bugünü, Yannı" adlı
sempozyumunun ikinci
gününde Türkiye'deki kamu
gırişimciliğinın durumu
değerlendirildi. Oturumda,
"Türkiye'de Kamu
Ginşimcılıği" başlıklı bir
tebliğ sunan gazetemiz
yazan Prof. Dr. tzzettin
Önder, özelleştirmeye karşı
sonuç alabilmek ıçin varolan
politikalara uyum
sağlamadan, aykın fikirlerin
ısrarlı ve belirgin bir şekilde
savunulmasının gerekliliğıne
işaret etti. Petrol-lş Sendikası
Genel Başkanı Bayram
Yıldınm ise sunduğu
teblığde "Sendikalar
özelleştirme sürecınde
kesınlıkle özelleştirme
pohtıkalanna alet
olmamalıdır" dedi.
Savunma Sanayii'nin MSB denetimi altına alınması projesinde kavga büyüyor
Savunmada yetld tarbşması• Gelirini oluşturan
tüketim maddelerine
yapılan zamlar ile bütçesi
katlanan müsteşarhğın,
'milli silahlanma
direktörlüğü' adı altında
yeniden yapılandınlması
çabalannın altında,
doğrudan silah alımı
yapmayı tercih eden lobiler
ile asker-sivil çekişmesinin
yattığı savlanıyor.
LALE SARIİBRAHİMOĞLU
ANKARA - Savunma harcama-
lannı katlayan Türkiye'de, yerli
bir savunma sanayii altyapısının ku-
rulmasına öncülük eden Savunma
Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile ye-
niden yapılandırma çalışmalan
başlatan Milli Savunma Bakanlı-
ğı (MSB) arasındaki asker-sivil
kavgası büyüyor. SSM'nin, Milli
Silahlanma Direktörlüğü (MSD)
adı altında MSB'nin kontrolüne
geçmesi çalışmalannın arkasında,
doğrudan silah alımı yapmayı ter-
cih eden lobiler ve askerler ile si-
viller arasındaki güç kavgasının
yattığı öne sürülüyor.
MSB'nin hazırladığı ve son şek-
lini verdiği çalışmaya göre, siya-
si otoritenin ağırlığının hissedildi-
ği özerk yapıdaki SSM'nin, MSD
adı altında MSB'de müsteşar yar-
dımcısına bağlı olarak faaliyet gös-
termesi öngörülüyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Savunma Sana-
yii Müsteşarlığı (SSM), 1985 yılmda Savunma Sana-
yiini Geliştirme Başkanlığı (SAGEB) adı altında ku-
ruldu ve 1989 yüında da müsteşarlık düzeyine çıka-
nldı. SSM, Türkiye'de kuruluş amacı çerçevesinde
yerli bir savunma sanayii altyapısının kurulmasına
öncülük ediyor; yabancı ve yerli özel sektörü özendi-
riyor ve projelerin sonuçlandınlmasında askerlerin
yanı sıra sivillerden oluşan profesyonel bir kadro ile
çalışıyor.
Geliri spor loto, toto, Milli Piyango, at yanşlan, Te-
kel ürünleri, gelir vergisi ve akaryakıt tüketim vergi-
sinden yapılan kesintilerin biriktiği fonda toplanan
SSM, MSB bütçesinden pay almıyor. Yasaya göre, hü-
kümetler bu fondan genel bütçeye aktarma yapabili-
yorlarya dakendi bütçelerinden SSM'ye aktarmaya-
pıyorlar. Ancak genelde, hükümetler SSM'nin bütçe-
sinden kendilerine kaynak aktarması yapıyorlar.
Geçen hafta oynanan Sayısal Loto'dan elde edilen
hasılattan payına yaklaşık 3 trilyon liranın (yaklaşık
200 milyon dolar) düşmesi beklenen SSM'nin, büt-
çesine kaynak oluşturan ürünlere yapılan aşın zam-
lar sonucu son iki yılda gelırlerinde de önemli artış
oldu. SSM'nin bu yılki büteesinin 1.5 miryar dolan
bulması bekleniyor. SSMyüda yaklaşık 1.5 milyar do-
lar civannda bir ortak üretim ve doğrudan alımı ger-
çekleştiriyor. MSB'nin de yılda 1.5 milyar dolar ci-
vannda ağırlıklı doğrudan silah alımı gerçekleştirdiği
belirtiliyor.
MSB'nin 1997 bütçesindekipayı yaklaşık yüzde 10
civannda, 651 trilyon lira (yaklaşık 3.7 milyar dolar)
olarak belirlendi. Diger yandan SSM'nin mevcut ve
geleceğe dönük projeleri için harcamanın 17 milyar
dolan (yaklaşık 3 katrilyon lira) bulması bekleniyor.
Türkiye'de bir ulusal savunma
sanayii altyapısı kurulması ama-
cıyla 1985 yılında oluşturulan ve
bu çerçevede yerli ve yabancı sek-
törün işbirliğinde milyarlık proje-
leri başlatan SSM, müsteşarlık dü-
zeyinde ve MSB. başbakan ve ge-
nelkurmay başkanına bağlı olarak
görevyapıyor. SSM'nin, MSB'nin
denetimine geçmesi yönünde za-
man zaman girişimler oldu. ancak
ilk kez bu yöndeki görüşler bir ta-
san haline getirildi. MSB'nın sı-
kı denetimi altında yeniden yapı-
landınlması öngörülen SSM'nin
doğrudan alım yapacağı ya da or-
tak üretimin gerçekleştirileceği
projelerde son karan Savunma Sa-
nayii lcra Komıtesi venyor. tcra ko-
mitesinin karar veren üyeleri ise
milli bavunma bakanı, başbakan ve
genelkurmay başkanmdan oluşu-
yor. 12 yıllık özel sektör bırikimi
bulunan SSM'nin yeniden yapılan-
dırılmasının perde arkasmdakı
amacı ile lehte ve aleyhteki gö-
rüşler şöyle sıralanıyor:
• Dünyanın her yerinde asker-
ler, savunma işlerinde gücün elle-
rinde olmasım isterler. Nitekim
1961-1%3 yıllan arasmda ABD
Başkanlıgı yapan ve suikast sonu-
cu öldürülen Joim F. Kennedy dö-
neminde, Savunma Bakanlığı'na si-
villerin istihdam edilmesi ve SSM
benzeri bir örgütlenmenin kurul-
masına askerler uzun süre diren-
di.
• Türkiye'de de askerler, sa-
vunma ahmlannda ve ortak üreti-
mınde kontrolün yeniden kendi-
lerine verilmesini istiyorlar. Diğer
yandan SSM'nin kaynaklannın
artması ve yasalara göre bu payı-
nın bir kısmını gerektiğinde siya-
si otoriteye devretmesi bazı proje-
lerin aksamasına neden oluyor.
Ancak SSM'nin geliştirdiğı proje-
lerde son karann icra komitesin-
de venldiği anımsatılarak, genel-
kurmay başkanının bu toplantıda
itiraz hakkı bulunduguna dikkat
çekiliyor.
• Çok az miktarda ortak üretim
projesi geliştiren ve ağırlıklı ola-
rak doğrudan alım yapan MSB 'nin
bu projelerde toplam yerli katkı
payının yüzde 5 civannda olduğu-
na dikkat çekiliyor. Bünyesinde
savunma sanayii gıbi özel bir alan-
da yetişmiş İcadroyu banndıran
SSM'nin ortak üretim projelerin-
den yerli katkı payı ortalama yüz-
de 50'nin üstüne çıkabiliyor.
• Büyük ölçüde doğrudan silah
alımı gerçekleştiren MSB'nin,
SSM'nin yerine bir Silahlanma
Direktörlüğü kurma çalışmasın-
da, doğrudan silah satışı yapan ve
Türk sanayisine katkıda bulunmak
istemeyen güçlü lobilerin de etki-
sı bulunuyor.
Yargıdan Çillere
'Tepkilere
duyarlı
davranm'
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA-Ankara 26. As-
liye Hukuk Mahkemesı. DYP
Genel Başkanı Tansu Çilfcr' in
kişilik haklanna hakaret edil-
diği gerekçesiyle açılan dava-
yı reddederken DYP liderinın
"eleştirüere kayıtsız kalıp top-
lumun susmasını isteyemevece-
ğmi" ka> detti.
MehmetAKBirand ın hazır-
ladığı 32. Gün programında
16 Arahk 1996 günü Baym-
dırlık ve Iskân Bakanı Yaşar
Topçu, soruları yanıtladı.
Çatlı'nın Topal cınayeti
zanlılanndan olduğunu belirten
Topçu, cinayet sonrası
silahlann kimler tarafından
Ankara'ya getirildiğını sordu.
Birand'ın, "Siz kimler olduk-
lannı biliyor musunuz" soru-
suna Topçu şu karşılığı ver-
mişti: "Ben Idm olduklannı
tabükibifiyorum-Diyorumki
bu olayda Sayın Mehmet
Ağar'ın ve Sayın Başbakan
Yardımcısı Tansu Çıller'in eşi
Özer Çiller'in ismi geçmekte-
dir. Olay Çatlı'ya fatura edili-
yor. Çatlı'nın işin içinde oldu-
ğu doğru, onun yanı sıra Ağar
ile Sedat Edip Bucak'a da fa-
tura edilip kapatılmava çalışı-
hyor."
Bu program üzerine Anka-
ra Cumhuriyet Başsavcıhğı'na
baş.vuran Çiller ailesi, Topçu
ile açıklamalannı yayımlayan
Shovv TV ve AKS TV AŞ yö-
neticileri hakkında manevi
tazminat davası açtılar.
Dava dilekçesinı inceleyen
Ankara 26. Asliye Hukuk Yar-
gıcı Yusuf Uluç, ret karan ve-
rirken "Kamuoyunun ve var
olan basla gruplannın. aynı
zamanda dördüncü güç duru-
rmında bulunan basının sesine
kulak vermek, gösterikn tep-
Idlere duyariı davranmak, de-
mokratik sistemin vazgeçflmez
unsurlan olduklannı kabul et-
mek, hukuk devleti olmanm
bir gereğkür" dedi.
t s t a n b u r d a
hayırsever kişi ve kuraluş-
lar tarafından yapünlacak4 ilköğretim
okulumın daha protokolü valilikte imzalandı. Imza töreninde konuşan İstanbul Valisi Kutlu Aktaş. havir-
sever yurttaşlar \e kuruluşlar tarafından yapımına başlanan okullann toplam dcrslik sa>ısının 416'ya ulaş*
tığını ve bu okullann malhetinin 1 trilyon 600 mihar tuttuğunu söyledi. fmzalanan protokollerin 150 ders-
liğin yapımını öngördüğünü kaydeden Aktaş. bunlaria 7 bin 500 çocuğun okuma olanağı bulacağıru bil-
dirdi. Valilik tarafından yaptınlacak 800 dersliğin de ihalesinin yapddığını beiirten Aktaş, "Temmuz ayı-
na kadar 2 bin 500 derslik yapbrmayı hedeflemiştik. Bağışlar böyle devam ederse hedefımize daha önce
ulaşacağtz
71
dedi Aktaş, Ümraniye'de yaptınlacak olan 72 derslikli "İstanbul Ticaret Odası İlköğretim
Okulu"nun İstanbul'daki en büyük okul olacağuu vTirguladı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Topal cinayeti sanığı Ali Fevzi Bir'in sorgulaması sürüyor
Polis, DGM'den 2 gün süre aldı
İstanbul Ha-
berServisi- "Ku-
marhaneterkra-
lı" olarak bili-
nen Ömer Lüt-
fü Topal'ın öl-
dürülmesi ve
Susurluk davası
kapsamında gıyabi tutuklu olarak
aranırken önceki akşam Ümraniye
Çekmeköy yakınlannda bir çiftlik
evınde gözaltına alınan ve asayiş şu-
be müdürlüğünde tutulan AK Fev-
ziBir'in sorgulanması için polis İs-
tanbul DGM'den iki gün süre aldı.
Hakkında İstanbul DGM ve Sa-
nyer Cumhuriyet Savcılığı'nca gı-
yabi tutuklamakaran bulunan Bir'in
dün hangi mahkemeye çıkanlaca-
ğı taroşma konusu oldu. Polis Bir'in
sorgulanması için DGM savcıla-
nndan ek süre istedi. Susurluk so-
ruşturmasını yürüten İstanbul DGM
Savcısı Aykut Cengiz Engjn, daha
önce yakalanıp sorgusu yapılama-
dığı ıçin hazırlık evTakı aynlan Bır'e
sorulmasını istediği konulan içeren
bir listeyi asayiş şube müdürlüğü-
ne göndererek iki gün gözaltı sü-
resi verdi.
Topal cinayeti soruşturmasını
yürüten Sanyer Cumhuriyet Baş-
savcısı Veli Engin Arslan'ın da so-
rulmasını istediği sorulan içeıen
bir listeyi polise gönderdiği ifade
edildi.
Bu gelişmelerden sonra Bir. ak-
şam saatlerinde Şişli Etfal Hasta-
nesi'ne götürülerek muayene edil-
dikten sonra tekrar şubeye getiril-
di. Asayiş şube müdürlüğünde bir
açıklama yapan Bir'in avukatı Ad-
nan Uçar. Bır"in bugüne kadar ne-
den teslim olmadığı yolundaki bir
soruya, "Müvekküinı hem Susur-
luk, hem de Topal davasında kesin-
likle suçsuz olduğuna inandığı için
deSOerin toplanmamış olmasını göz
önüne aldığı için testim obnadı" ya-
nıtı verdi.
Uçar, Susurluk davası kapsamın-
da gıyabi tutuklu sanık olarak ara-
nan özel timde görevli polis memur-
lannın teslim olduklan dönemde
müvekkili Bir'i de teslim etmek
ıçin DGM savcılanndan AykutCen-
gizEngin ile görüştüğünü, ancak sa-
nıklann polis olması nedeniyle em-
niyetten zarar görebileceği endişe-
siyle müvekkilinin bu düşünceden
vazgeçtiğini söyledi.
Uçar başka bir soru üzerine mü-
vekkilinin Topal'ın kumarhanele-
rinin resmi ortağı olmadığını, an-
cak Topal ile sözlü anlaşma sonu-
cu yüzde 25 hissesi bulundugunu
kaydetti.
Topal'ın öldürülmesi olayında
özel timciler ve AbduDah Çath'yla
cep telefonlanyla görüşmesiyle dik-
kat çeken Ali Fevzi Bir, hem "adam
öldürmek" hem de "sflahlı teşek-
kül otusturmak" ve "aranan kişi-
leri sakJamak" suçlanndan aranı-
yordu.
Süphe uyandırdı
Eğitime
katkı payı
kuşkulu
HÜLVAGENÇ
Maliye Bakanlığı, "eğitime
katkı payı" adı altında topla-
nan hesapta ne kadarpara bi-
riktiğini açiklamaktan kaçı-
nırken ilgili çevreler; fonda
biriken paranın iç borç öde-
melennde kullanıldıgını id-
diaetti.
8 yıllık zorunlu temel eği-
tim yasası çerçevesinde eği-
time destek vermek amacıy-
la toplanan bağış ve katkıla-
nn, bütçeye aktanlmak yeri-
ne özel bir hesapta bekletil-
diğini ve nemalandınldığını
söyleyen fon araştırma uz-
manı Ati Rıza Aydın, hükû-
metin "usulsüz" davTandığı-
nı iddia ederek "Eğitime kat-
kı adı altında toplanan bu ba-
gışlan, hükümetin özel he-
sapta bekletmesi genel mai il-
kelere aykındır" dedi. Özel
banka hesabında toplanan
paralann ne zamana dek "bu
hesapta" tutulacagımn bilin-
mediğini belirten Aydın, ya-
sanın uygun görülecek za-
manda nemalandınlan para-
nın bütçeye özel ödenek ve
gelir kaydı olarak aktanlma-
sını öngördüğünü anımsattı.
Gazi Üniversitesi Maliye
Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Oğuz Oyan da eğitime
katkı payı adı altında topla-
nan paralann genel bütçe ha-
vuzuna aktanlması gerekti-
ğini savunarak söz konusu
bağışlann bütçe içindeymiş
gibi gösterilip özel bir he-
sapta bekletildiğini vurgula-
dı. Oyan, "Bu dunım bütçe
içidisiplinitörpülüyor'' diye
konuştu.
Fonlann 1984-1991 yılla-
n arasında kötüye kullanıldı-
ğını anımsatan Oyan, ülke
genelinde seferberlik halin-
de başlatılan "eğitime katkı
payı"nm şüphe altına sokul-
masımn yanlış olduğunu dile
getirdi.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
HOOYılıYokmuSaymalı?
Roger Garaudy'nin, Islamın özü ile o özden yo-
la çıkılarak getirilmiş olan kuralları birbirinden ayır-
dığını yazmıştım. Oz değişmezdi; ama 1400 yıl
öncesinin koşullarına getirilen çözümlerle bugün-
külerin aynı olamayacağı da açıktı.
Cevdet Hatipoğlu, uzunca bir mektupta buna
karşı çıkıyor:
"Yazınızda bahsettiğiniz kişi Islam dinini yeni
kabul etmiş, bu nedenle de Kuran 'ı iyice incele-
me ve dolayısıyle de anlama fırsatını bulamamış..."
Garaudy'nin Müslüman doğmadığı doğru da Is-
lamı bilmediği doğru değil. Bu konuda. Islam din-
bilimcilerin "uluslararası"doruk toplantılannaçağ-
nlacak kadar bilgili ve birikimli...
Üstelik de Garaudy, bu görüşü savunan ne ilk
ne de son isim... Sudanlı Prof. Abdullahi Ahmed
An-Naim'den Pakistanlı dinbilimci Fazkır Rahman,
Muhammed Abduh'dan Prof. Said Yazıcıoğ-
lu'na kadar; aynı görtişü savunmuş o kadar çok
isim var ki.
• • •
An-Naim'e göre Müslümanlığın kurallarını ikiye
ayırmak gerekir: Islamın doğuş döneminde Mek-
ke'de inen ayetlerin oluşturduğu kurallar ve Me-
dine döneminde oluşan kurallar.
Mekke'den inerr ayetler. ahlak ve adalet gibi
"genel" kavramlan içerir. Düşünce özgürlüğünü ve
dinde zorlama olmaması gerektiğini buyurur.
Oysa Medine döneminde, artık Müslümanlar
kendi devletlerini kurmaktadıriar. Somut sorunla-
ra çözüm getirmeye yönelik somut hükümler söz
konusudur.
Prof. An-Naim şöyle diyor:
"Şeriat, ikinci dönemin kurallanna dayanılarak
oluşturulmuştur. Medine ayetleh ile çatışan Mek-
ke ayetleri, geçersiz sayılmıştır. Oysa bu hüküm-
ler, genel ve ebedi değil, tarihsel koşullann ürü-
nüdür... Bugün şeriat denilen şey, Kuran 'ın bir bö-
lümünün benimsenip, diğerinin dışlanmasıdır. Ter-
sini yapmak gerekir."
Yani, Medine dönemindeki kuralların, "geçici
olduklan için" dışlanmasından.. ve de Mekke dö-
nemindeki kurallann, "genel ve kalıcı" olması ne-
deniyle benimsenmesinden yana...
• • •
Türkiye'de de aynı görüşü savunan dinbilimci-
lervar.
AÜ llahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi llhami Gü-
lerdebunlardan birisi. Üstelik de çahşmalarını Mı-
sır'da sürdürmüş.
Güler'e göre Kuran'daki "Ey inananlar" sesle-
nişi, ömeğin bugün Türkiye'de yaşayan Müslü-
manlan kapsamtyor... Kuran'ın ındiğı dönemdeki
"müm/n"leri kapsıyor. O dönemin toplumsal, kül-
türel, siyasal ve ekonomik koşullarını paylaşanla-
nn uymalan gereken kurallan koyuyor.
Eski Diyanet Işleri başkanlanndan Prof. Said
Yazıcıoğlu da aynı görüşte:
"Dinde değişmeyen, Kuran'da belirtilen, genel-
likle inançla ilgili genel kavramlardır... Modern ha-
yat karşısında insanlanmızın pek çok problem ve
ihtiyaçlan söz konusudur. Bunlann cevabı, asırlar-
ca önce, o dönemlerin özelliklerine ve şartlanna
göre bulunan çözümlerde aranamaz..."
Muhammed Abduh da Kuran'daki ayetleri üçe
ayınyor Inanç, ibadet ve muamelad... İlk ikisiyle
ilgili olanlann değişmeyeceğini, ama üçüncüsüy-
le ilgili olanlann değişeceğini söylüyor.
Nedir o üçüncüsü?
Güncel sorunlara getirilen çözümler!
• • •
Cevdet Hatipoğlu'nun yazıma bir karşı çıkışı da
"/cad/n"lar1a ilgili:
"Gerçek Islamda kadının kara çarşaf giymesi
ve peçe takması gibi zorunluluklar yoktur... Yazı-
nızda Kuran 'ın kadını hayvan düzeyinden alıp ikin-
ci sınıf da olsa bir insan düzeyine yükselttığini
söylüyorsunuz. Gerçek Islamda kadının ikinci sı-
nıf olması söz konusu değildir."
Güzel!
Peki, kadının mirastan erkeğin yarısı kadar pay
alması.. iki kadının tanıklığının ancak bir erkeğin-
kine eşit sayılması.. erkeğe dört kadına kadar ev-
lenmek hakkı tanınması.. erkek açısından kansını
boşamanın bu ölçüde kolay olması...
Tüm bunlar ve benzerieri acaba ne anlama gel-
mektedir?
• • •
Islam onu katılaştırarak yüceltemez.
Müslümanlığa en büyük hizmeti An-Naim'ler,
Garaudy'ler, Yazıcıoğlu'lar ve benzerieri veriyorlar.
En büyük kötülüğü de Müslümanlığı 1400 yıl ön-
cesinin koşullanna getirilmiş birkaç güncel kurala
indirgeyenler yapıyorlar.
Orta Asya Türkleri arasında kadın-erkek eşitliği
vardı.
Eğer Islam -kadının deveden bile değersız sa-
yıldığı- Arabistan'da değil de Orta Asya'da doğ-
muş olsaydı... Acaba -gene de- kadını erkeğin ya-
nsı durumuna mı indirirdi?
Hz. Muhammed, o günün Arabistan'ında "ka-
dın- erkek eşitliği''ni savunsaydı... Acaba yaymak
istediği dini kabul edecek kimse bulabilir miydi?
Koç Üniversitesi'ne arazi onayıHaber Merkezi- Danıştay Idari Da-
va Daireleri Genel Kurulu, Mimarlar
Odası ile eskı tstanbul Mimarlar Oda-
sı Başkanı Oktay Ekinci tarafından.
Koç Üniversitesi'nin arazisiyle ilgili
olarak açılan davayı sonuçlandıran Da-
nıştay 6. ve 8. Daireleri Müşterek Ku-
rulu karanna karşı yapılan temyiz baş-
vunısunu ve 'bu aşamada yürütme-
nin durdurulması" istemıni reddetti.
Genel kurul, Koç Üniversitesi'ne
Bakanlar Kurulu'nun arazi tahsisi, Or-
man Bakanlığı'nm ise 'kesin izin' ve
'tahsis' kararlannın iptal istemlerini
reddeden 6. ve 8. Dairelen Müşterek
Kurulu karannı böylece onaylamış ol-
du.
Genel kurul, aynı müşterek kuru-
lun, Bayındırlık ve lskân Bakanlığı'nın,
nazım planda resen yaptığı değişikli-
ğı geri aldığı için 'davanın bu bölümü-
ne ilLşkin bir karar verilmesine gerek
olmadığı' yönündeki hükmüyle, söz
konusu tahsis kararlanna dayanarak
bahçe ruhsatı düzenleyen Sanyer Be-
lediyesi'nin bu işleminin iptali yönün-
deki kararlannı da geçerli kıldı. Böy-
lece Koç Üniversitesi 'ruhsatsız ve
plansız' kalmasına karşın, kendisine
tahsis edilen orman arazisinde üniver-
site kurma hakkım yitirmemiş oldu.
Dava sûreci
Mimarlar Odası ve Oktay Ekinci,
istanbul Rumelihisar yöresindeki Mav-
ramolaz devlet ormanı içindeki 160
hektarlık alanın 49 yıllığma Koç Üni-
versitesi'ne tahsisıne ilişkin Bakanlar
Kurulu karanyla. Orman Bakanlığı'nm
'kesin izin' ve 'tahsis' kararlannın ip-
tali istemiyle dava açmışlardı. Dava-
da aynca, Bayındırlık ve Iskaân Bakan-
lığı'nın bu tahsis kararlanna dayana-
rak resen onayladıgı İstanbul Metro-
politan Alan Alt Bölge Nazım tmar Pla-
nı Değişikliği ile Sanyer Belediye Baş-
kanlığı'nca düzenlenen bahçe duvan
ruhsatının iptali de talep edilmişti.
Danıştay 6. ve 8. Daireleri Müşte-
rek Kurulu da Bakanlar Kurulu Kara-
n ile Orman Bakanlığı'nm işlemleri-
nin ıptal ıstemini reddederken Sanyer
Belediye Başkanlığı'nın verdiği du-
varruhsatını iptal etmişti. Müşterek ku-
rul aynca, Bayındırlık ve lskân Ba-
kanlığı'nın hazırladığı imarplanı hak-
kmda "bu karar geri alındığı'' gerek-
çesiyle karar verilmesine yer olmadı-
ğına karar vermişti.
Bu karara karşı davacılann yaptığı
temyiz başvurusunu ve 'bu aşamada
yürütmenin durdurulması' istemıni
ise Danıştay Idari Dava Dairelen Ge-
nel Kurulu reddederek sonuçlandır-
dı.Koç Üniversitesi'ne ait binalann te-
meli, Sanyer Rumelifeneri'nde tahsis
edilen arazide, Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in de katıldığı bir tören-
le atılmıştı. Koç Üniversitesi'nin bu
inşaata devam edebilmesi için yeniden
imarplanı yapılarak bina ruhsatı alması
gerek iyor.
Yurttaş f
Necmettin Erbakan!
Biz çetelerden arındırılmış saydam bir hukuk devleti özlüyoruz. Elıımız elektrik düğmesıne
bu amaçla gidiyor. Siz ister glu glu dansı yapın, ister mum söndürün, istef mehter marşı çalın,
ister kös dinleyin! Ama arkadaşlarınızla birlikte tek bir soruyu, iktıdarda ya da muhalefette
olmanıza göre agız değiştirmeden, halisane duygularla, takiyesiz bir içtenîikle yanttlayın:
"Bugün Susurluk için ne yaptın?"
Dokunulmazlıkları kaldırın
Çetelere dokunun
A Y O I N L I K İ Ç İ N
YURTTAŞ GİRİŞİMİ