27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 Yozgat bölünüyorArkadaşımız Seyfi Çelikkaya'nın anlattığına göre Yozgat bölünüyor. Bölme işlemi, orta ve yüksek okul yöneticilerince gerçekleştiriliyor. Okul yöneticileri öğrencilerin kentte hangi salonlara girebileceğini, hangi kafeteryada oturabileceğini, hangi mağazadan alış-veriş yapabileceğini listeler halinde belirliyor. Sonra öğrencilere "Başka bir yere giderseniz, geleceğinizle oynamış olursunuz" tehdidi savruluyor. Listelere alınan yerler öğrencileri sağlık ve fiyatyönünden koruma ve kollamaya yönelik olsa neyse de bu yerieri işletenlerle okul yöneticilerinin ideolojileri paralellik gösteriyor. Ortaya bir de ticari işbirliği çıkıyor! Olan Yozgat'a oluyor, esnaf ve dolayısıyla kent bölünüyor! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Yurtdışı gezilere gidenler siaortalanacakmış... "Demirel'in gezilerine sigorta primi dayanmaz!" akamları çoğaltarak daha çok kafa karıştı- rabiliriz: 1988 yılı bütçesi 14.8 katrilyon li- ra harcama, 4 katrilyon lira açık öngörmek- le birlikte bütçe açığının 1997 yılı gayri sa- fi milli hasılanın yüzde 10 civarında gerçekleşmesi halinde açığının yüzde 8'e düşürülmesi planlanıyor. Ayrıca yüzde 3 büyümeye karşılık, enflasyonun 1988 yılı sonu itibarıyla yüzde 50'ye indirilmesi he- defleniyor ki böylece enflasyona paralel olarak me- mur maaşlan ve kamu kesimindeki işçi ücretlerine yüzde 50 zam yapılacak. Evet... Üç yıl sonra enflasyonu tek haneli rakama indirmeyi tasariayan hükümetin ekonomi politikası böyle. Bu politikanın özetini, dün bizim gazetenin başlığı çok güzel yansıtıyordu: "Çalışana darbe, rantiyeye para!" Ekmeğin somunu 30 bin lira... Emeklinin maaşı 30 milyon lira. Çalışana yüzde 50 zam, Hazine Bono- su alana yüzde 100 küsur faiz. Vatandaş cebinde- Enflasyon ki paraya bakıyor; cep delik, cepte para durmuyor. Memurun alım gücü yüzde 30, işçinin yüzde 25 oranında düşmüş. 1988'de fakirin fukaralığı daha da artacak. Rantiye yan gelip yatacak. Üç ay önce ülkede siyasi bir bunalım vardı. Dev- leti kuşatan tarikatlann tahribatı yaşanıyordu. Bu hükümet kurulurken amaç bunalımı aşmak ve tah- ribatı onanp ülkeyi seçime götürmekti. Bugün ne değişti? CHP'nin dış desteği olmasa yeni bir siyasi bunalımın ortasında bulacağız ken- dimizi. Cami önlerindeki eylemlere bakmayın siz, ir- tica sekiz yıllık eğitime göre altyapısını çoktan ha- zırtadı bile. Tarikat şeyhleri Başbakanlık Konutu'nda değil ama VİP salonlannda ağırlanıyor. Ortaçağ karanlığı ile Susurluk karası arasına sıkı- şan ülkeyi seçime götürmek yerine enflasyonu dü- şürmek gibi üstüne hiç de vazife olmayan bir görev üstlendi bu hükümet. Hem de 2000 yılını hedefleyip. ' 2001 'i hedefleyenleri de gördük biz! Kimsenin kuşkusu olmasın ki bugün Susurluk için pencerelerden çalınan boş tencereler yann işçi ve memurların elinde meydanlara taşınacak. Boş ten- cereler, birilerinin ekmeğine yağ sürecek! Devlet Bakanı Işın Çelebi açıklamış: "Aylık ortalama enflasyonu yüzde 3-3.5 dolayın- da planlıyoruz." Bu hükümete yine de şubat başına kadar süre... Ocak ayı enflasyon oranı yüzde 3.6 çıkarsa önce Çelebi istifasını vermeli, sonra Güneş Taner puro- yu bırakmah ve ardından Mesut Yılmaz milletten özellikle emeği ile geçinen vatandaştan özür dile- yip eşi-dostuyla, arkadaşı-akrabasıyla hükümetten de, siyasetten de çekilmeli. PALAS PANDIRAS Tahliyelerle yolgeçen hanına dönen hapishanelerimiz, firartarla yol-çeçen hanına benzedi! —\MüfitBozacı I — İstanbul'un kurtuluş gününde okullar Öneri Melih Aşık'tan geldi... Dün Milliyet'teki köşesinde yazdı. Istan- bul'un kurtuluş günü 6 Ekim'de okul- ların tatil olmasına değindi: "Resmi törenlere okullar katılmadı- ğına, öğretmen ve öğrenciler de tö- renleri izlemeye gitmediğine göre bu 'tatil'in anlamı nedir? Böyle bir tatil yerine okullarda çalışma grupları ku- rularak 'istanbul'un Kurtuluşu'yla ilgi- li konferanslar, slayt gösterileri vs. ha- zırlansa... 6 Ekim sabahı ilk dersler- de öğrencilere 'kurtuluş'la ilgili bilgi- ler verilse.... Çok daha yararlı ve an- lamlı olmaz mıydı?" Öneriyi destekliyor ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın da gereğini yapacağını umuyoruz. Maltepe Pazarı, yangın bekliyor! Istanbul'da pazar yerieri bir âlem. Bostancı Pazan sokak aralannda ku- rulduğu için cankurtaran giremeyince bir vatandaş hastaneye yetiştirileme- miş ve yaşamından olmuştu. Malte- pe'de de aynı şikâyet. Semt sakinle- ri valiliğe kadar verdikleri şikâyet di- lekçelerine bir türlü yanıt alamıyor: "Maltepe Pazarı, pazartesi günleri yoğun taşıt trafiğinin bulunduğu cad- de ve sokaklarda kuruluyor. Demiryo- lu ile Bağdat Caddesi arasında tüm yollar kapatılıyor. O gün evinde hastalanan insanlar sırtta taşınıyor. Bir yangın çıksa, itfaiyenin müdaha- _ lesi söz konusu değil. Pazar- cı esnafı da durumundan şikâyetçi ama hiç bir yetkili hiç bir şey yapma- yayanaşmıyor." Depremden Korunma Haftası' Çarpık kentleşme afetlerde can kaybını arttırıyor Boğaziçi Üniverskesi Kandil- li Rasathanesi ve Deprem Araş- tırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik, artan nüfus ve çarpık kentleşme sonu- cunda, olası bir depremde Istan- bul'da nüfusun yüzde 10'una ya- kınının hayatını kaybedebilece- ğini söyledi. "Deprem Zararlanndan Ko- runma Haftası" çerçevesinde Istanbul Valiliği ve Milli Eğitim Müdûrlüğü tarafından dün Kadı- köy Halk Eğitim Merkezi'nde ''Deprem zararlarını azaltma- nın yollan" konulu bir panel dü- zenlendi. Panele Istanbul Vali Yardımcısı Veli Aslan. ll Milli Eğitim Müdürü Ömer Babbey, ilçe milli eğitim müdüderi ve Is- tanbul'daki liselerin müdüderi katıldı. Panelde konuşan Prof. Dr. Mustafa Erdik, tstanbul'da olası bir deprem sonucunda nü- fusun yüzde 10'una yakınının hayatını kaybedebileceğini söy- ledi. Istanbul'da artan nüfus. çarpık kentleşme ve hızlı yaptlaşmanın, şiddetli bir depremde meydana gelebilecek can ve mal kaybını daarttırdığını belirten Erdik, "ts- tanbul'da meydana gelebilecek bir deprem, kırsal alandakin- den çok daha vahim sonuçlar doğuracaktır"dedi. Istanbul'da son 2000 yıldır her 50 yılda bir şiddetli, her 300 yıl- da bir de "çok şiddetli" deprem olduğunu anımsatan Erdik, son 103 yıldır Istanbul 'da önemli hiç- bir depremin meydana gelmeme- sinin "olağandışı bir gelişme" olduğunu vurguladı. Prof. Lee Nichol Türkiyede 'Gripten korunmanm tek yolu aşılanma' İstanbul Haber Servisi - Dün- ya Sağlık Örgütü Grip Gözleme ve Izleme Ağı bu yıl Influenza (grip) virüsünün Wuhan, Bavye- ra ve Beijing (grip) kökenli oldu- ğunu saptadı. Her yıl yapılan de- ğerlendirme de, ikisi A ve biri de B tipi virüs olmak üzere yol açtı- ğı grip nedeniyle milyonlarca in- san hastalanırken rısk grubunu teşkil eden yaşlı grupta binlerce kişi de yaşamını yitiriyor. "Roc- kefeller ve Merck Manual Ödülleri" sahibi Prof. Kristin Lee Nichol "kötü'Virüs olarak nitelendirdiği İnfluenza'dan ko- runmanm tek yolunun aşılanma olduğunu söyledi. Nichol, yakla- şık 1.5 saat süren konferansından sonra grip aşısı olmadığına hatır- layarak kendini aşılattı. Grip aşışı konusunda kamu- oyunu bilgilendirmek amacıyla Pasteur Merieux Cdnnaught fir- masının davetlisi olarak ülkemiz- de bulunan Nichol dün Çırağan Sarayı 'nda düzenlenen eğitim se- minerine katılarak bir konuşma yaptı. Latince adı "İnfluenza" olan grip virüsünün A. B ve C türleri olmak üzere 3 çeşit oldu- ğunu belirten Nichol. A virüsü- nün özellikle yaşlılarda. B virü- sünün ise çocuklarda etkisinin yoğun olduğuna dikkat çekti. Prof. Nichol herkesin grip virüsü- ne karşı aşılanmasının sağlıklı bir yol olduğunu vurguladı. 2 bin 600 hasta böbrek bekliyor Toplum, organ nakli konusunda isteksiz İstanbul Haber Servisi- İs- tanbul Tabip Odası Başkanı ve l.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Has- tanesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Anoğol, Türkiye'de yaklaşık 2 bin 600 böbrek bekleyen hasta olduğunu, ancak bu yıl 19 ka- davradan alınan 32 böbreğin hastalaranakledilebildiğini söy- ledi. İstanbul Tıp Fakültesi Hasta- nesinde basın toplantısı düzen- leyen Prof. Dr. Anoğul, organ naklinin, tıbbi olduğu kadar sos- yal bir olay olduğunu ve Türki- ye'de başanlı operasyonlar ya- pıldığını belirterek "Organ nakli konusunda toplumumu- zun istekli ve verici olmadığı- nı görüyoruz. Oysa bu konu, toplumun tümünü ilgilendiren bir sorun ve bunun sorumlulu- ğunu hepimi/in paylaşması ge- rekir" dedi. Anoğul, "Saatler önce ölmüş bir kişinin organ- ları nakil için kullanılamaz. Beyin ölümü gerçekleşmiş, an- cak organları canlı durumda olan ki$ilerden alınan organ- lar, bir başka kişiye nakledile- bilir'"açıklamasını yaptı. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİH POJtO? BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇI MIRMIRLAR UĞUR DLRAK KAPA-T/IRAK K.ATI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ekim 2İ GÛNLÛK AÇLIK GRBVfL 1924'TE BU6ÜU, MOUANDAS KARAMÇAND GANPİ, HjAl- PİSTAN'IH DELH/ K£NTİNOE,Z1 6ÜU SÜGPÜeOü6Ü AÇLIK SREVİNE SON VEJSP/. BÛYÜK U/UTLİ UP€e, I. DÛNYA SAU4ŞI BİTrrtTrEN SONRA, HİNPİSTAN'CA Kj İN6İUZ SÖUÛRGE YÖNETİMİME K4Gf/ DİEE- ' H/fS GEÇMİÇrİ. KEMDİNE Ğ2GÜ EOILSİM (PHS/P) PİRBNME VÖHTEMİYLE OAVRANAN GAAiOİ, ÖTE- OEM &&& A/^LAeiAJOA ÇEÇİTLJ ANLAŞMAZLtK- LAR BULUNAH HİNPU \ŞE MÜSLÜMANtARt OR- TAK AMAçm g/GL£fT/£toBK /Ç//V,£ÖZ KOUU AÇUK. GJZEI//Nİ YAPMIÇ, B4ŞA&U DA OLMOpU. So/dct, Gandi aç/ık. <jre.vinin son gününde. gâ- rülüyor. Bir Uintli karıkaHırcü de. onu, "ingiliz. as- lamnın karabasanı, "olarak. canlandtrmıçfSağiâ). UON-S NIGHTMARE POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Sosyalizm Savaşçısı... ismet Paşa bir konuşmasında, "Aybar Mec- lis'te 8 yıl kaldı, biz sosyalizmi ondan öğrendik" der. 1965 yılında sosyalistler Meclis'e girince Mec- lis'in düzeyi arttı. Tartışmalar ilgiyle dinlenir oldu. Sosyalizm, tartışmalarda söylenir oldu. Bunun ayırdına İsmet Paşa varmıştı. ismet Paşa, "Biz sosyalizmi Aybar'dan öğrendik" der. Mehmet Ali Aybar koşmaya her çocuk gibi kü- çük yaşlarda başladı. Onun için siyaseti de ko- şuyu da bırakmadı. Galatasaray Lisesi'nde iken koştu. Her sınıfta koşuyordu. Koşuda sürat ya- pıyordu. 200 metre koşucusu idi. Balkan oyun- larında koştu. 4x100 bayrak yarışında birinci ol- du. Zamanla koşularda pist değiştirdi. Üniversite- de de koştu. Hukukta da anayasa hukuku asis- tanı oldu. Oradan devletler hukuku asistanı. O dönemin Türkiye'sinde hukukla uğraşmak hayli zor bir uğraştı. Durmadan yazılar yazıyor- du. Tek parti iktidarına karşı duruyordu. Ahmet Emin Yalman'ın Vatan'ında yazıyordu. Çileli bir koşuya başlamıştı. Siyasal iktidarın "ceberrut" çizgisine oturmuştu. Siyasette tez parladı. Demokrat Parti'den ba- ğımsız milletvekili adayı olarak ortaya çıktı. Seçilemedi. Partiyi bırakmadı. Sürdürdü. Seçimlerde başan sağlayamayınca bu kez der- gi çıkardı. Istanbul'da Hür gazetesini çıkardı. Haf- talık Hür dergisini çıkardı. Sıkıyönetim dergiyi kapattı. Izmir'e gitti. Orada Zincirli Hürriyet diye der- giyi yeniden çıkardı. Izmir'de sıkıyönetim yoktu. Hapse attılar. 1950 affına kadar iki yıl hapiste kaldı. 1950'de bu sefer Demokrat Parti'den hapse girdi. Yılmı- yordu, savaşıyordu. 1960'ta görece özgürlükler dönemi açılmıştı. Bir devrim olmuştu. Askeri iktidar da Aybar'la uğraştı. Uğraşanların başında Cemal Gürsel ge- liyordu. 1960'ta İşçi Partisi'ne ve kurucuları ara- sına girdi. Işçilerle birlikte TİP'İ kurdu. 1965 se- çimlerinde 15 İşçi Partisi milletvekiliyle Meclis'e girdi. Işte İsmet Paşa'nın, "Bizsosyalizmi Aybar'dan öğrendik" demesi bu döneme rastlar. 1969'da seçimlere katılırsa da öteki partiler İşçi Partisi Meclis'e girmesin diye elinden geleni yaparlar. 15 milletvekilinden ikisi ancak Meclis'e girer. Bütün engeller önlerine konmuştur. İşçi Partisi için engeller vardı. İstanbul Millet- vekili Çetin Altan'ın Meclis'e girmesi engellen- mişti. Artık işçi Partisi sadece iki milletvekiliyle temsil ediliyordu. Vietnam'da savaş vardı. Bu savaşın mahke- mesine yargıç seçıldi. Yapılan duruşmalardan sonra Amerika'yı savaş suçlusu ilan etti. Ameri- ka'yı mahkûm etmişti. 12 Eylül faşizmi geldi. Aybar, boş durmadı, ölü- müne kadar savaştı. B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Güneydoğu Anadolu'nun bazı yörelerın- de de yaşayan dinsel bir toplu- luk. 2/ Asya'da bir ülke... Gö- zeten, koruyan. 3/ Bir filmin ya da oyunun gös- terime girme- den önce eleş- tirmenlere. çe- şitli ilgililere ve dost çevresine sunul- ması... Birgıda madde- si. 4/ Bir ayakla iizenne binilip öbür ayakla yeri teperek yol alınan ço- 3 cuk oyuncağı. 5/ Is- 4 veç'te en büyük yöne- timsel bölüm... Çelik çomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değ- neğe verilen ad. 6/ Şöh- 8 ret... Sert pullu bir ba- 9 lık. II Üçlü ya da dört- lü gruplar halinde bırbirinın içine geçebılecek biçımde yapılmış sehpa takımı... Püskürtü. 8/ Istanbul'da, Bizans mozaik sanatının en güzel ömeklerini banndıran yapı. 9/ lskambılde bir kâgıt.. Bir mekânı örten kemerlı yapı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arsız. edepsiz, küstah. 2/ Rütbesiz asker... Karahindibanın sebze olarak yenen yap- raklan. 3/ '"Yol, yöntem. kural" anlamında argo söz- cük... Tasa. kaygı. 4/ lpliklerin boyanmak istenmeyen bö- lümlerinin sanlarak boyaya batınlması yoluyla uygula- nan bir tür boyama yöntemi... Hastalık, dert. 5/ San ya da kahverengi doğal hıdratlı demir oksit. 6/ Sevgide al- datma... "Hayır" anlamında kullanılan söz. II Birnota... Havagazının bileşıminde bulunan renksiz ve az kokulu bileşim. 8/ Kütahya'nın bir ilçesi... Radyumun simgesi. 9/ Dinsel tören ve kurallan... Buğdaygillerin başağında, başakçıklan ya da çiçeği saran kabuk. ADANA 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1997 353 Davacı Yeter Doğan vek. Av. Yusuf Akjncı tarafından da- valılar Kerim Saraç, Murat Şahınoğlu ve Şekerbank Şeker- bank Genel Müd.lüğü aleyhine açılan haksız zenginleşmeden doğan alacak davasının yapılan durusmasında verilen ara ka- ran gereğince. Davalı Murat Şahinoğlu'nun Kızılay Cad. 71 sokak Kandilli Işhanı Kat 2 no 16 Adana şekJindeki adrcsıne tebligat yapılamadıgı. a>Tica emniyet vasıtasıyla da adresi tesbıt edilemedığinden. kendisıne teblıgatın gazete ilanı ile yapılmasına karar verilmiş olup. Da\alı Murat Şahinoğ- lu'nun duruşmanın bırakıldıgı 5.11.1997 günü saat 9 OO'da bizzat mahkemeye gelmesı veya kendısini temsilen bir vekil göndermesi. mahkemeye gelmediğı takdirde gıyap karan çı- kartılmayacağı ve yokluğunda karar verileceğının bılinmesi, tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 26.9.1997 Basın: 43040 ANKARA 8. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1996/1137 Davalılar: 1, Güleser Toptur- Kızlarpınan Cad. No: 8/14- K. Ören-Ankara 2- Ahmet Koptur- Kızlarpınan Cad. No: 8'14- Keçiören-Ankara Davacı Emine Yılmaz vekili tarafından davalılar Güleser Koptur, Ahmet Koptur aleyhine mahkememizde açılan tazıninat davasının yapılan açık yargılaması sırasında: Davalı Güleser Koptur'un Ahmet Koptur'un adresi yapılan adres tahkika- tmda tebligata sarih adresi tesbit edilemediğinden duruşmanın bırakıldıgı 20.11.1997 günü saat 10.00 gününde mahkememizde bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettir- meniz, duruşmaya gelmediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devara edileceği ve karar verileceği HUMK.nun 509maddesine istinaden ihtar olunur. 18.9.1997 Basın: 43031 ADANA 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1997/292 Davacı Necati Pala vek. Av. Yusuf Akıncı tarafından davalılar Kerim Saraç, Murat Sahinoğlu ve Sekerbank TAŞ Genel Müd.lüğü aleyhine açılan haksız zenginleşmeden doğan alacak davasının ya- pılan durusmasında verilen ara karan gereğince, Davalı Murat Şahinoğlu'nun Kızılay Cad. 71 sokak Kandilli Işhanı Kat 2 no 16 Adana şeklindeki adresine tebligat yapılamadıgı. aynca emniyet vasıta- sıyla da adresi tesbit edilemediğinden, kendisine tebligatın gazete ilanı ile yapılmasına karar verilmiş olup. Davalı Murat Şahinoğlu'nun duruşmanın bırakıldıgı 5.11.1997 günü saat 9.00'da bizzat mah- kemeye gelmesi veya kendisini temsilen bir vekil göndermesi. mahkemeye gelmediği takdirde gıyap karan çıkartılmayacağı ve yokluğunda karar verileceğinin bilinmesı, tebligat yerine kaim olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. 26.9.1997 Basın: 43041
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle