Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
13
Yozgat
bölünüyorArkadaşımız Seyfi
Çelikkaya'nın
anlattığına göre
Yozgat
bölünüyor.
Bölme işlemi,
orta ve yüksek
okul
yöneticilerince
gerçekleştiriliyor. Okul
yöneticileri
öğrencilerin kentte
hangi salonlara
girebileceğini, hangi
kafeteryada
oturabileceğini, hangi
mağazadan alış-veriş
yapabileceğini listeler
halinde belirliyor.
Sonra öğrencilere
"Başka bir yere
giderseniz,
geleceğinizle oynamış
olursunuz" tehdidi
savruluyor. Listelere
alınan yerler
öğrencileri sağlık ve
fiyatyönünden
koruma ve kollamaya
yönelik olsa neyse de
bu yerieri işletenlerle
okul yöneticilerinin
ideolojileri paralellik
gösteriyor. Ortaya bir
de ticari işbirliği
çıkıyor! Olan Yozgat'a
oluyor, esnaf ve
dolayısıyla kent
bölünüyor!
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Yurtdışı gezilere
gidenler
siaortalanacakmış...
"Demirel'in gezilerine
sigorta primi dayanmaz!"
akamları çoğaltarak daha çok kafa karıştı-
rabiliriz: 1988 yılı bütçesi 14.8 katrilyon li-
ra harcama, 4 katrilyon lira açık öngörmek-
le birlikte bütçe açığının 1997 yılı gayri sa-
fi milli hasılanın yüzde 10 civarında gerçekleşmesi
halinde açığının yüzde 8'e düşürülmesi planlanıyor.
Ayrıca yüzde 3 büyümeye karşılık, enflasyonun
1988 yılı sonu itibarıyla yüzde 50'ye indirilmesi he-
defleniyor ki böylece enflasyona paralel olarak me-
mur maaşlan ve kamu kesimindeki işçi ücretlerine
yüzde 50 zam yapılacak.
Evet... Üç yıl sonra enflasyonu tek haneli rakama
indirmeyi tasariayan hükümetin ekonomi politikası
böyle. Bu politikanın özetini, dün bizim gazetenin
başlığı çok güzel yansıtıyordu:
"Çalışana darbe, rantiyeye para!"
Ekmeğin somunu 30 bin lira... Emeklinin maaşı 30
milyon lira. Çalışana yüzde 50 zam, Hazine Bono-
su alana yüzde 100 küsur faiz. Vatandaş cebinde-
Enflasyon
ki paraya bakıyor; cep delik, cepte para durmuyor.
Memurun alım gücü yüzde 30, işçinin yüzde 25
oranında düşmüş. 1988'de fakirin fukaralığı daha da
artacak. Rantiye yan gelip yatacak.
Üç ay önce ülkede siyasi bir bunalım vardı. Dev-
leti kuşatan tarikatlann tahribatı yaşanıyordu. Bu
hükümet kurulurken amaç bunalımı aşmak ve tah-
ribatı onanp ülkeyi seçime götürmekti.
Bugün ne değişti? CHP'nin dış desteği olmasa
yeni bir siyasi bunalımın ortasında bulacağız ken-
dimizi. Cami önlerindeki eylemlere bakmayın siz, ir-
tica sekiz yıllık eğitime göre altyapısını çoktan ha-
zırtadı bile. Tarikat şeyhleri Başbakanlık Konutu'nda
değil ama VİP salonlannda ağırlanıyor.
Ortaçağ karanlığı ile Susurluk karası arasına sıkı-
şan ülkeyi seçime götürmek yerine enflasyonu dü-
şürmek gibi üstüne hiç de vazife olmayan bir görev
üstlendi bu hükümet.
Hem de 2000 yılını hedefleyip. '
2001 'i hedefleyenleri de gördük biz!
Kimsenin kuşkusu olmasın ki bugün Susurluk için
pencerelerden çalınan boş tencereler yann işçi ve
memurların elinde meydanlara taşınacak. Boş ten-
cereler, birilerinin ekmeğine yağ sürecek!
Devlet Bakanı Işın Çelebi açıklamış:
"Aylık ortalama enflasyonu yüzde 3-3.5 dolayın-
da planlıyoruz."
Bu hükümete yine de şubat başına kadar süre...
Ocak ayı enflasyon oranı yüzde 3.6 çıkarsa önce
Çelebi istifasını vermeli, sonra Güneş Taner puro-
yu bırakmah ve ardından Mesut Yılmaz milletten
özellikle emeği ile geçinen vatandaştan özür dile-
yip eşi-dostuyla, arkadaşı-akrabasıyla hükümetten
de, siyasetten de çekilmeli.
PALAS PANDIRAS
Tahliyelerle yolgeçen
hanına dönen
hapishanelerimiz,
firartarla yol-çeçen
hanına benzedi!
—\MüfitBozacı I —
İstanbul'un kurtuluş gününde okullar
Öneri Melih Aşık'tan geldi... Dün
Milliyet'teki köşesinde yazdı. Istan-
bul'un kurtuluş günü 6 Ekim'de okul-
ların tatil olmasına değindi:
"Resmi törenlere okullar katılmadı-
ğına, öğretmen ve öğrenciler de tö-
renleri izlemeye gitmediğine göre bu
'tatil'in anlamı nedir? Böyle bir tatil
yerine okullarda çalışma grupları ku-
rularak 'istanbul'un Kurtuluşu'yla ilgi-
li konferanslar, slayt gösterileri vs. ha-
zırlansa... 6 Ekim sabahı ilk dersler-
de öğrencilere 'kurtuluş'la ilgili bilgi-
ler verilse.... Çok daha yararlı ve an-
lamlı olmaz mıydı?"
Öneriyi destekliyor ve Milli Eğitim
Bakanlığı'nın da gereğini yapacağını
umuyoruz.
Maltepe Pazarı, yangın bekliyor!
Istanbul'da pazar yerieri bir âlem.
Bostancı Pazan sokak aralannda ku-
rulduğu için cankurtaran giremeyince
bir vatandaş hastaneye yetiştirileme-
miş ve yaşamından olmuştu. Malte-
pe'de de aynı şikâyet. Semt sakinle-
ri valiliğe kadar verdikleri şikâyet di-
lekçelerine bir türlü yanıt alamıyor:
"Maltepe Pazarı, pazartesi günleri
yoğun taşıt trafiğinin bulunduğu cad-
de ve sokaklarda kuruluyor. Demiryo-
lu ile Bağdat Caddesi arasında tüm
yollar kapatılıyor. O gün
evinde hastalanan insanlar
sırtta taşınıyor. Bir yangın
çıksa, itfaiyenin müdaha- _
lesi söz konusu değil. Pazar-
cı esnafı da durumundan şikâyetçi
ama hiç bir yetkili hiç bir şey yapma-
yayanaşmıyor."
Depremden Korunma Haftası'
Çarpık kentleşme
afetlerde can
kaybını arttırıyor
Boğaziçi Üniverskesi Kandil-
li Rasathanesi ve Deprem Araş-
tırma Enstitüsü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Mustafa Erdik, artan
nüfus ve çarpık kentleşme sonu-
cunda, olası bir depremde Istan-
bul'da nüfusun yüzde 10'una ya-
kınının hayatını kaybedebilece-
ğini söyledi.
"Deprem Zararlanndan Ko-
runma Haftası" çerçevesinde
Istanbul Valiliği ve Milli Eğitim
Müdûrlüğü tarafından dün Kadı-
köy Halk Eğitim Merkezi'nde
''Deprem zararlarını azaltma-
nın yollan" konulu bir panel dü-
zenlendi. Panele Istanbul Vali
Yardımcısı Veli Aslan. ll Milli
Eğitim Müdürü Ömer Babbey,
ilçe milli eğitim müdüderi ve Is-
tanbul'daki liselerin müdüderi
katıldı. Panelde konuşan Prof.
Dr. Mustafa Erdik, tstanbul'da
olası bir deprem sonucunda nü-
fusun yüzde 10'una yakınının
hayatını kaybedebileceğini söy-
ledi.
Istanbul'da artan nüfus. çarpık
kentleşme ve hızlı yaptlaşmanın,
şiddetli bir depremde meydana
gelebilecek can ve mal kaybını
daarttırdığını belirten Erdik, "ts-
tanbul'da meydana gelebilecek
bir deprem, kırsal alandakin-
den çok daha vahim sonuçlar
doğuracaktır"dedi.
Istanbul'da son 2000 yıldır her
50 yılda bir şiddetli, her 300 yıl-
da bir de "çok şiddetli" deprem
olduğunu anımsatan Erdik, son
103 yıldır Istanbul 'da önemli hiç-
bir depremin meydana gelmeme-
sinin "olağandışı bir gelişme"
olduğunu vurguladı.
Prof. Lee Nichol Türkiyede
'Gripten korunmanm
tek yolu aşılanma'
İstanbul Haber Servisi - Dün-
ya Sağlık Örgütü Grip Gözleme
ve Izleme Ağı bu yıl Influenza
(grip) virüsünün Wuhan, Bavye-
ra ve Beijing (grip) kökenli oldu-
ğunu saptadı. Her yıl yapılan de-
ğerlendirme de, ikisi A ve biri de
B tipi virüs olmak üzere yol açtı-
ğı grip nedeniyle milyonlarca in-
san hastalanırken rısk grubunu
teşkil eden yaşlı grupta binlerce
kişi de yaşamını yitiriyor. "Roc-
kefeller ve Merck Manual
Ödülleri" sahibi Prof. Kristin
Lee Nichol "kötü'Virüs olarak
nitelendirdiği İnfluenza'dan ko-
runmanm tek yolunun aşılanma
olduğunu söyledi. Nichol, yakla-
şık 1.5 saat süren konferansından
sonra grip aşısı olmadığına hatır-
layarak kendini aşılattı.
Grip aşışı konusunda kamu-
oyunu bilgilendirmek amacıyla
Pasteur Merieux Cdnnaught fir-
masının davetlisi olarak ülkemiz-
de bulunan Nichol dün Çırağan
Sarayı 'nda düzenlenen eğitim se-
minerine katılarak bir konuşma
yaptı. Latince adı "İnfluenza"
olan grip virüsünün A. B ve C
türleri olmak üzere 3 çeşit oldu-
ğunu belirten Nichol. A virüsü-
nün özellikle yaşlılarda. B virü-
sünün ise çocuklarda etkisinin
yoğun olduğuna dikkat çekti.
Prof. Nichol herkesin grip virüsü-
ne karşı aşılanmasının sağlıklı bir
yol olduğunu vurguladı.
2 bin 600 hasta böbrek bekliyor
Toplum, organ nakli
konusunda isteksiz
İstanbul Haber Servisi- İs-
tanbul Tabip Odası Başkanı ve
l.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Has-
tanesi Genel Cerrahi Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan
Anoğol, Türkiye'de yaklaşık 2
bin 600 böbrek bekleyen hasta
olduğunu, ancak bu yıl 19 ka-
davradan alınan 32 böbreğin
hastalaranakledilebildiğini söy-
ledi.
İstanbul Tıp Fakültesi Hasta-
nesinde basın toplantısı düzen-
leyen Prof. Dr. Anoğul, organ
naklinin, tıbbi olduğu kadar sos-
yal bir olay olduğunu ve Türki-
ye'de başanlı operasyonlar ya-
pıldığını belirterek "Organ
nakli konusunda toplumumu-
zun istekli ve verici olmadığı-
nı görüyoruz. Oysa bu konu,
toplumun tümünü ilgilendiren
bir sorun ve bunun sorumlulu-
ğunu hepimi/in paylaşması ge-
rekir" dedi. Anoğul, "Saatler
önce ölmüş bir kişinin organ-
ları nakil için kullanılamaz.
Beyin ölümü gerçekleşmiş, an-
cak organları canlı durumda
olan ki$ilerden alınan organ-
lar, bir başka kişiye nakledile-
bilir'"açıklamasını yaptı.
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMİH POJtO?
BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇI
MIRMIRLAR UĞUR DLRAK
KAPA-T/IRAK K.ATI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ekim
2İ GÛNLÛK AÇLIK GRBVfL
1924'TE BU6ÜU, MOUANDAS KARAMÇAND GANPİ, HjAl-
PİSTAN'IH DELH/ K£NTİNOE,Z1 6ÜU SÜGPÜeOü6Ü
AÇLIK SREVİNE SON VEJSP/. BÛYÜK U/UTLİ UP€e,
I. DÛNYA SAU4ŞI BİTrrtTrEN SONRA, HİNPİSTAN'CA
Kj İN6İUZ SÖUÛRGE YÖNETİMİME K4Gf/ DİEE- '
H/fS GEÇMİÇrİ. KEMDİNE Ğ2GÜ EOILSİM (PHS/P)
PİRBNME VÖHTEMİYLE OAVRANAN GAAiOİ, ÖTE-
OEM &&& A/^LAeiAJOA ÇEÇİTLJ ANLAŞMAZLtK-
LAR BULUNAH HİNPU \ŞE MÜSLÜMANtARt OR-
TAK AMAçm g/GL£fT/£toBK /Ç//V,£ÖZ KOUU
AÇUK. GJZEI//Nİ YAPMIÇ, B4ŞA&U DA OLMOpU.
So/dct, Gandi aç/ık. <jre.vinin son gününde. gâ-
rülüyor. Bir Uintli karıkaHırcü de. onu, "ingiliz. as-
lamnın karabasanı, "olarak. canlandtrmıçfSağiâ).
UON-S NIGHTMARE
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Sosyalizm Savaşçısı...
ismet Paşa bir konuşmasında, "Aybar Mec-
lis'te 8 yıl kaldı, biz sosyalizmi ondan öğrendik"
der.
1965 yılında sosyalistler Meclis'e girince Mec-
lis'in düzeyi arttı. Tartışmalar ilgiyle dinlenir oldu.
Sosyalizm, tartışmalarda söylenir oldu. Bunun
ayırdına İsmet Paşa varmıştı. ismet Paşa, "Biz
sosyalizmi Aybar'dan öğrendik" der.
Mehmet Ali Aybar koşmaya her çocuk gibi kü-
çük yaşlarda başladı. Onun için siyaseti de ko-
şuyu da bırakmadı. Galatasaray Lisesi'nde iken
koştu. Her sınıfta koşuyordu. Koşuda sürat ya-
pıyordu. 200 metre koşucusu idi. Balkan oyun-
larında koştu. 4x100 bayrak yarışında birinci ol-
du.
Zamanla koşularda pist değiştirdi. Üniversite-
de de koştu. Hukukta da anayasa hukuku asis-
tanı oldu. Oradan devletler hukuku asistanı.
O dönemin Türkiye'sinde hukukla uğraşmak
hayli zor bir uğraştı. Durmadan yazılar yazıyor-
du.
Tek parti iktidarına karşı duruyordu. Ahmet
Emin Yalman'ın Vatan'ında yazıyordu. Çileli bir
koşuya başlamıştı. Siyasal iktidarın "ceberrut"
çizgisine oturmuştu.
Siyasette tez parladı. Demokrat Parti'den ba-
ğımsız milletvekili adayı olarak ortaya çıktı.
Seçilemedi.
Partiyi bırakmadı. Sürdürdü.
Seçimlerde başan sağlayamayınca bu kez der-
gi çıkardı. Istanbul'da Hür gazetesini çıkardı. Haf-
talık Hür dergisini çıkardı.
Sıkıyönetim dergiyi kapattı.
Izmir'e gitti. Orada Zincirli Hürriyet diye der-
giyi yeniden çıkardı. Izmir'de sıkıyönetim yoktu.
Hapse attılar.
1950 affına kadar iki yıl hapiste kaldı. 1950'de
bu sefer Demokrat Parti'den hapse girdi. Yılmı-
yordu, savaşıyordu.
1960'ta görece özgürlükler dönemi açılmıştı.
Bir devrim olmuştu. Askeri iktidar da Aybar'la
uğraştı. Uğraşanların başında Cemal Gürsel ge-
liyordu. 1960'ta İşçi Partisi'ne ve kurucuları ara-
sına girdi. Işçilerle birlikte TİP'İ kurdu. 1965 se-
çimlerinde 15 İşçi Partisi milletvekiliyle Meclis'e
girdi.
Işte İsmet Paşa'nın, "Bizsosyalizmi Aybar'dan
öğrendik" demesi bu döneme rastlar. 1969'da
seçimlere katılırsa da öteki partiler İşçi Partisi
Meclis'e girmesin diye elinden geleni yaparlar. 15
milletvekilinden ikisi ancak Meclis'e girer. Bütün
engeller önlerine konmuştur.
İşçi Partisi için engeller vardı. İstanbul Millet-
vekili Çetin Altan'ın Meclis'e girmesi engellen-
mişti. Artık işçi Partisi sadece iki milletvekiliyle
temsil ediliyordu.
Vietnam'da savaş vardı. Bu savaşın mahke-
mesine yargıç seçıldi. Yapılan duruşmalardan
sonra Amerika'yı savaş suçlusu ilan etti. Ameri-
ka'yı mahkûm etmişti.
12 Eylül faşizmi geldi. Aybar, boş durmadı, ölü-
müne kadar savaştı.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Güneydoğu
Anadolu'nun
bazı yörelerın-
de de yaşayan
dinsel bir toplu-
luk. 2/ Asya'da
bir ülke... Gö-
zeten, koruyan.
3/ Bir filmin ya
da oyunun gös-
terime girme-
den önce eleş-
tirmenlere. çe-
şitli ilgililere ve
dost çevresine sunul-
ması... Birgıda madde-
si. 4/ Bir ayakla iizenne
binilip öbür ayakla yeri
teperek yol alınan ço- 3
cuk oyuncağı. 5/ Is- 4
veç'te en büyük yöne-
timsel bölüm... Çelik
çomak oyununa ve bu
oyunda kullanılan değ-
neğe verilen ad. 6/ Şöh- 8
ret... Sert pullu bir ba- 9
lık. II Üçlü ya da dört-
lü gruplar halinde bırbirinın içine geçebılecek biçımde
yapılmış sehpa takımı... Püskürtü. 8/ Istanbul'da, Bizans
mozaik sanatının en güzel ömeklerini banndıran yapı.
9/ lskambılde bir kâgıt.. Bir mekânı örten kemerlı yapı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arsız. edepsiz, küstah. 2/
Rütbesiz asker... Karahindibanın sebze olarak yenen yap-
raklan. 3/ '"Yol, yöntem. kural" anlamında argo söz-
cük... Tasa. kaygı. 4/ lpliklerin boyanmak istenmeyen bö-
lümlerinin sanlarak boyaya batınlması yoluyla uygula-
nan bir tür boyama yöntemi... Hastalık, dert. 5/ San ya
da kahverengi doğal hıdratlı demir oksit. 6/ Sevgide al-
datma... "Hayır" anlamında kullanılan söz. II Birnota...
Havagazının bileşıminde bulunan renksiz ve az kokulu
bileşim. 8/ Kütahya'nın bir ilçesi... Radyumun simgesi.
9/ Dinsel tören ve kurallan... Buğdaygillerin başağında,
başakçıklan ya da çiçeği saran kabuk.
ADANA 7. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 1997 353
Davacı Yeter Doğan vek. Av. Yusuf Akjncı tarafından da-
valılar Kerim Saraç, Murat Şahınoğlu ve Şekerbank Şeker-
bank Genel Müd.lüğü aleyhine açılan haksız zenginleşmeden
doğan alacak davasının yapılan durusmasında verilen ara ka-
ran gereğince. Davalı Murat Şahinoğlu'nun Kızılay Cad. 71
sokak Kandilli Işhanı Kat 2 no 16 Adana şekJindeki adrcsıne
tebligat yapılamadıgı. a>Tica emniyet vasıtasıyla da adresi
tesbıt edilemedığinden. kendisıne teblıgatın gazete ilanı ile
yapılmasına karar verilmiş olup. Da\alı Murat Şahinoğ-
lu'nun duruşmanın bırakıldıgı 5.11.1997 günü saat 9 OO'da
bizzat mahkemeye gelmesı veya kendısini temsilen bir vekil
göndermesi. mahkemeye gelmediğı takdirde gıyap karan çı-
kartılmayacağı ve yokluğunda karar verileceğının bılinmesi,
tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
26.9.1997 Basın: 43040
ANKARA 8. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 1996/1137
Davalılar: 1, Güleser Toptur- Kızlarpınan Cad. No: 8/14- K. Ören-Ankara 2- Ahmet Koptur-
Kızlarpınan Cad. No: 8'14- Keçiören-Ankara Davacı Emine Yılmaz vekili tarafından davalılar
Güleser Koptur, Ahmet Koptur aleyhine mahkememizde açılan tazıninat davasının yapılan açık
yargılaması sırasında: Davalı Güleser Koptur'un Ahmet Koptur'un adresi yapılan adres tahkika-
tmda tebligata sarih adresi tesbit edilemediğinden duruşmanın bırakıldıgı 20.11.1997 günü saat
10.00 gününde mahkememizde bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettir-
meniz, duruşmaya gelmediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devara edileceği ve karar
verileceği HUMK.nun 509maddesine istinaden ihtar olunur. 18.9.1997 Basın: 43031
ADANA 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 1997/292
Davacı Necati Pala vek. Av. Yusuf Akıncı tarafından davalılar Kerim Saraç, Murat Sahinoğlu ve
Sekerbank TAŞ Genel Müd.lüğü aleyhine açılan haksız zenginleşmeden doğan alacak davasının ya-
pılan durusmasında verilen ara karan gereğince, Davalı Murat Şahinoğlu'nun Kızılay Cad. 71 sokak
Kandilli Işhanı Kat 2 no 16 Adana şeklindeki adresine tebligat yapılamadıgı. aynca emniyet vasıta-
sıyla da adresi tesbit edilemediğinden, kendisine tebligatın gazete ilanı ile yapılmasına karar verilmiş
olup. Davalı Murat Şahinoğlu'nun duruşmanın bırakıldıgı 5.11.1997 günü saat 9.00'da bizzat mah-
kemeye gelmesi veya kendisini temsilen bir vekil göndermesi. mahkemeye gelmediği takdirde gıyap
karan çıkartılmayacağı ve yokluğunda karar verileceğinin bilinmesı, tebligat yerine kaim olmak üze-
re ilanen tebliğ olunur. 26.9.1997 Basın: 43041