Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 1997 SALI
OLAYLAR VE GÖRUŞLER
Demokrasi ve Toplum
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN
E
ksiklikleri, çarpıklıkla-
n, zayıflıklan saptanıp
izlense de demokrasiyi
yaşamak. dünyada ulu-
sal amaç durumuna
geimiştır. Evrensel il-
keler ve değerler bağlamında özgün
yerini koruyan demokrasi, Tûrkiye-
miz için düş olmaktan çıkmış. 1923
Cumhuriyetiyle gerçeğe dönüşmüş-
tür. Amasya Genelgesi'nden başlaya-
rak "Erzurum, Sıvas kongreleri ve
TBMM'nin açılışıyla kanıtlanan hu-
kuksallık ve ulusal egemenlik, de-
mokrasiyi amaçlayan Cumhuriyetle
kurumlaşmıştır. Her yönden tam ba-
ğımsızlığı, özgürlükleri ve sağlıklı
güvenceleri öngörerek insan haklan-
na bağhlık ve saygıyı onur sayan an-
layış, sonuçsuzkalan deneyimlerden.
isyan. cana kıyma girişimleri ve savaş,
tehlikelennden sonra utku kazanmış-
tır. 1950'densonrakikimidüzenleme.
uygulama ve işlemlerin kaçınılmaz
kıldığı 1960'la ona özenen 1971 ve
1980 olaylan bıîe Türk ulusunun de-
mokrasiye yakınlığını \e bağlılığını
kesememiştir. 1808 Sened-i Ittifak'ı.
1839 Tanzimat \e 1856 Islahat Fer-
manlan, demokratıkleşme çabalan-
nın tarihsel belgeleridir. Kimi yeni-
leşme ve ilerleme atılımlan, Batı'dan
alınan yasalar, 1876 Anayasası (Ka-
nun-i Esasi) ile Mecelle, gelışmeleri
hızlandırmışsa da hukukun üstünlü-
ğüne dayanan çağdaş yapılanmanın
temeli kurtuluş ve kunıluş evresinde
atılmıştır. Bugünkü anayasanın "_.in-
san haklanna saygılu Atatürk milli-
yetçiligine bağlu Başlangıçta belirtilen
temel ilkekre dayanan, demokratik,
laik ve sosyal bir devlet.." olarak ta-
nımladıgı Türkiye cumhuriyeti, ana-
yasal demokratik düzeni benımseyen
parlamenter sistemle yönetilmektedir.
Kimi kişi ve kuruluşlarkendi anlayış-
lannın çerçevesine yerleştirmeseler.
kimi bozukluklan yaşansa da demok-
rasinin bır yaşam biçimi, bır öz, bir
dünya görüşü ve insanhk iklimi ola-
rak yeğlendiğı tartışmasızdır. Tartışı-
lan. aksaklık ve aykınlıklann önlenip
giderilmesi, sakıncalann, dışlanması,
daha iyi, daha yaygın, daha düzeyli.
daha doyurucu ve kapsamh biçimde
yaşanması için yapılması gerekenler-
dir. Bana göre, bireyler ve kurumlar
olarak bu konuda üzerimize düşen-
lerdir.
Gereksinimleri karşılama çabası,
ortak uğraş olarak algılanmadıkça ters
düşenler, yalnız ve güvencesiz kalan-
lar bulunacaktır. Günümüzde toplum-
sal ve ekonomik öngörüleri ve çö-
zümleriyle yaşanan birçok ülkenin
erişmek istediği, "anayasal demokra-
si"dir. Anayasanın nasıl anlaşıldığını
belirlerken tek yetkili olarak yaptığı
yorumlarla yasalann iptal edilip edil-
meyeceğini kesin biçimde kararlaştı-
ran anayasa yargısının bir tür yeniden
yazarcasına güncelleştirdiği anayasa
nedeniyle adı verilen "anayasal de-
mokrasi"mizi hep birlikte çağdaş dü-
zeye yükseltmeliyiz. Yerel yönetimle-
rin, yerel demokrasiyle güçlendiril-
mesi de bu kapsamdadır.
Demokrasi bir öğreti, bireğitim, bir
yönetim yöntemi, bir terbiye, bir di-
siplin, özverili ama ödünsüz bir özen
olarak da tanımlanabilir. Asla başıbo-
zukluk, başıboşluk, gelişigüzellik ve
kuralsızhk değildir. Bir yanda haklar
ve yetkiler. öbûr yanda ödevler ve so-
rumluluklarla dengelenen hukuksal
bir sınırlamadır. Gelenekler, görenek-
ler, ülke koşullanyla uyuştuğu oran-
da uygunluğu onanan bir uzlaşma ça-
tısıdır. İstediği gibi yazmak, konuş-
mak, da\ ranmak ve yaşamak serbest-
liği değildir. Birbirine katlanma, hoş-
görü, anlayış, hak ve özgürlüklere
karşılıklı saygı, hukuka bağlılıktır.
Çoğunluğun ezmemesi için azlığın
haklannın sağlıklı güvencelerle ko-
runduğu düzendir. Demokratik yurt-
taş anlayışı, demokrasinin gerçek da-
yanağıdır. Gerçek güvence de, erdem-
li yurttaştır. yurttaşlann yüreklerinde
ve beyinlerindeki yeridir, sağduyudur.
Demokrasi yalnız devletin, yasama
yürütme ve yargı organlannın değil,
yurttaşlann ve medyanın herkesin
sayması gereken bir değerdir. Çoğul-
cu, katılımcı, saydam bir kurallar ve
kurumlar dizgesidir, bir kültürdür, bir
erdemdir.
Anayasa Mahkememiz demokrasi-
yi, egemenliğin belli sınıflar yaranna
kullanılmadığı, iktidara gelmede ve
iktidardan aynlmada serbest ve genel
seçimin tek yol olarak benimsendiği,
toplumdakı tüm düşünce ve görüşle-
rin yasama organında temsiline ola-
nak tanındığı, halkın gereksinimleri-
ni, kamuoyuna açıklayıp ortaya koya-
cak araç ve kurumlann örgütlenip ça-
lıştığı, iktidann bunlar üzerinde siya-
sal baskısının, vesayetinın ve telkini-
nin olmadığı; kamusal yetkilerin ana-
yasa ile belirlenmiş sınırlar içinde kul-
lanıldığı; sınırlann demokratik top-
lum düzeni gereklerini aşmadığı bir
düzen olarak değerlendirmektedir.
Yalnız siyasal partilerin varlığı ve
seçım olgusu demokrasi için yeterli
değildir. Yönetime tam katılmak, de-
mokrasinin doğal gereğidir. Atatürk
milliyetçiliği ve laikJik, bizim demok-
rasimizin dayanaklanndandır. Devle-
tin kuruluş felsefesini yadsıyarak Ata-
türkçülüğe karşı çıkanlann yanılgıla-
n, özel amaçlı yıkıcı, bölücü ve sap-
kınlann gerçek dışı suçlayıp karala-
malan ne olursa olsun, laiklik de de-
mokrasinin önkoşuludur. Demokra-
sinin olmadığı yerde laiklik vardır
ama laikliğin olmadığı yerde demok-
rasi yoktur.
Başta din ve vicdan özgürlüğü ol-
mak üzere tüm hak ve özgürlüklerin
güvencesi, bağımsızlık, egemenlik ve
demokrasinin kaynağı; siyasal, hu-
kuksal ve ulusal birliğin dayanağı: in-
sanhk, eşitlik. kardeşlik, dostluk, ba-
nş, hoşgörü, aydınlanma. bilimsellik,
akılcılık. uygarlık, çağdaşlık, ahlak,
adalet ve onur da demek olan laiklik,
dinlerin olduğu yerde vardır. olmadı-
ğı yerde yoktur. Çağdaş demokrasiler,
gelişen ve gerçekleşen laikliğin ürü-
nüdür. Kimi kötü örneklere dayanmak
boşunadır. Demokrasi, çok boyutlu
karmaşık bir düzen olarak anlatılabi-
lir. Tarihsel süreçteki siyasal, toplum-
sal, ekonomik etkenleri birlikte irde-
lemek gerekir. Dinsel rejimlerde tan-
nya dayanan yönetim, demokrasiler-
de halka dayanır. Varsayımla gerçek
ikisini ayınr. Ölçü, geçerlilik ve usdur.
Din siyasallaşırsa, demokrasi dinsel-
leşir. Günümüzde demokrasilerin en
büyük tehlikesi, yaşamayı, konıyup
yaraşır olmaktan fazla düşünerek,
sapmalara ve yozlaştırmaya aldınş-
sızlık ile şeriatçı akımlardır. Inanç sö-
mürüsü, tarikat kadrolaşmasıdır. Kö-
tüye kullanmaya olur veren demokra-
si gerçekçi, bilimsel değil, "göster-
melik demokrasidirT
Demokrasiden yararlanarak de-
mokrasiyi yıkmaya çalışanlara karşı
uyanık ohnalıyız. Demokrasi kültürü-
müzü ve inancımızı, bilinçle doku-
malıyız, sanatla zenginleştirmeliyiz.
Hukuksuz ve korumasız demokrasi
olmayacağını unutmamalıyız. De-
mokrasi ne fantezidir, ne dogma kalı-
bı. Ortak siyasal değer olarak hepimiz
omuzlanmızda taşımahyız. Yaşanan
demokrasiyi, tüm kötülüklere, yol-
suzluk, aykınlık. çelişki, tutarsızlık
ve adaletsizliklere olanak tanımaya-
cak yaşanabilir, gerçek, özlenen de-
mokrasiye çevirmeliyiz. Sözde kal-
maktan kurtarmalıyız. Siyasal parti-
lerin düzeni ve yasama organının olu-
şumu öncelik ve ivedilik taşımaktadır.
Bireysel özgürlükleri toplumsal de-
ğerlere yeğleyen anlayış. demokrasiy-
le bağdaşmaz. Dinlere zarar veren tu-
tumlann ilkelliği, özü özgürlük olan
demokrasiyle uyuşmaz. çatışır. Ken-
dini savunamayan zavallı bir demok-
rasi düşünülemez. Kimi af gibi ödün-
leriyle ilkelerin yozlaştınlması, de-
mokrasinin doğasına aykındır. Ba-
ğımlılık da demokrasiye ters düşer.
Özgürlüklerin yanlış anlaşılması.
inanç sömürüsünde olduğu gibi de-
mokrasiye zarar verir. tnsan haklan-
na aykın dünya görüşleri böyle yayıl-
maktadır. Azlığın çoğunluk olma hak-
kı hukuk içinde savunulabilir. anarşi
ve terörle değil. Demokrasi sayesin-
de iktidar olanlar değişik oyunlarla
ona kıymamalıdır.
Çoğunluğun zorunu da, azlığın da-
yatmasını da olanaksız kılan, toplum-
sal banş, ulusal uzlaşma ve uygar
uyum düzeni demokrasiyi, demokra-
si olmaktan çıkarmak, demokrasi düş-
manlığı asla bağışlanamaz. Hukuka,
yargıya saygısı olmayanın demokrat-
lığı aldatmacadır. Çünkü demokrasi
hukukun özümsenmesidir. Sahte de-
mokratlardan, sahte dindarlardan ve
sahte Atatürkçülerden uzak durmalı-
yız. Bilimle inancı karşı karşıya geti-
ren bilgısiz, insanhk ve demokrasi
karşıtlanndan da, teokrasinin karan-
lığından çıkan kimilerinin gözleri, de-
mokrasinin aydınhğıyla kamaştığın-
dan, kapanmaktadır. Gerçek demok-
rasi konusunda eğitilmesi gerekenle-
rin, ikilemli demokrasi nutuklannı
dinlemekten kurtulmak için siyasetle
ılgılenilmelidir. Vatanımızı kurtaran,
devletimizi kuran; onur ve erdem sa-
yılan hak ve özgürlükleriyle ümmetin
parçası olmaktan çıkanp kişilikli bi-
reyler düzeyine getirdiği yurttaşlan-
mızla ulusumuzu oluşturan Türkiye-
mizle özdeşleşerek kurumlaşan yüce
Atatürk'ün "umudumuz" diye nite-
lendirdiği gençliğimize cumhuriyeti
emanet edip soylu kanını dayanak
göstermesi çok anlamhdır. Düşünce-
si. bilgisi, inancı özgür, kafa yapısı
sağlıklı, bedenleri güçlü, yüksek ka-
rakterli gençlerimize verdiği, sonsu-
za değin bağımsız yaşatarak yükselt-
me ve geliştirme ödevi, tarihsel bir
çağndır.
Demokrasiler, toplumlannı yansı-
tır. 1leri toplumlar, ileri demokrasiyi
yaşar. Demokrasi zıtlaşma, çekişme,
kavga ve çirkinlik değildir. Kimileri-
nin kendine uygun gördüklerini, baş-
kalanndan esirgediği düzen hiç değil-
dir. Yönetim yapılanmasına ilişkin ki-
mi önerilerin tartışmaya açıldığı gü-
nümüzde, halkın, sahibi olduğu hak-
lan en iyi biçimde kullanmasına ola-
nak veren demokraside yoğunlaşmak
gerekir. Ulus, devletin sahibidir. Ona
ilişkin her şeyi herkes tartışmalıdır.
Kapalı rejimler çağı geçmiştir. Teok-
ratik monarşi (dinsel ağırlıklı kişisel
yönetim)den demokrasiye geçen Tür-
kiye'de aydmlık, aydınlann katkısıy-
la ulusça korunacaktır ve arttınlacak-
tır. Toplumun yenilenme, atılım ve ay-
dınlık istemleri yetkili organlarca her-
halde doyurucu biçimde yanıtlana-
caktır. Kamu düzenini bozan davra-
nışlann demokratik hoşgörüyle savu-
nulması, demokrasiye düşmanlıktır.
Kimse, varlık nedenini yadsıyamaz.
Sakınca ve zararlan açık partizanhk,
köktendincilik ve etnik aynmcılık
tehlikelerinin nedenleri, amacı ve
uluslararası boyutu gözetilip devlet
aykınhklardan anndınlmahdır. Bu
konulan savsaklama, demokrasiyi yi-
tirmekle sonuçlanan kötüye kullan-
madır. Baskı ve gözdağından uzak or-
ganlararası uyumla ulusal aydınlık
amacında birleşılmelidir. Anayasa ve
kimi yasalar, daha önce anlayış de-
ğişmelidir.
Demokrasi, bir anlamda tam hu-
kuksalhktır. Yargı kararlanna uyma-
yan, hukukun üstünlüğunü benim-
semeyen yönetimlerin demokratlığı
inandıncı olamaz. Bağımsız yargı hu-
kuk devletinin,bu yolla da demokra-
sinin en gerçek göstergesidir. Bu ne-
denle demokrasiyi düzeyli kılan ana-
yasa yargısı, siyasal kuruluşlarla seç-
menlerden gelebilecek tehlikelere
karşı rejimin güvencesidir. Seçmen
çoğunluğunu demokrasinin özgürlük-
çü yörüngesine çekmek, ulusal ilke-
ler çevresınde toplamak konusunda
etkinliği giderek artmaktadır. Aslo-
lan, demokrasi bilincidir. Korumadı-
ğımız hak ve özgürlüklere layık ola-
mayız ve hiçbir özgürlük vatanımız-
dan daha kutsal değildir.
Sorunlan çözmede öncülükle yü-
kümlü üniversitelerimizin demokrasi-
ye katkısı çok önemlidir. Bu nedenle
üniveriste sorunlan öncelikle ele alın-
malıdır. Toplumsal aydınlığımızın bi-
limsel kaynağı olan yükseköğretim
kuruluşlannın bu işlevini özet değin-
memle konuyu belirtebilmişsem kı-
vanç duyanm. Yapıyı birlikte koru-
malıyız. Eğitim, bu istencin ilk koşu-
ludur. Demokrat olmayanlar, demok-
rasiyi koruyamazlar. Demokratlık
söylemle ddğil, eylemle kanıtlanır.
Öncelikle devlet organlanndaki tüm
görevlilerin, demokrat,özgür düşünce
ve inancı savunan, laik, yansız ve ni-
telikli yurttaşlar olması gerekir.
Demokrasi, hepimizin onurudur.
Değerini bilelim, yükseltelim, yaşata-
lım, kökleştirelim ki kimse bozama-
zın.
/7T) YEŞ1L ELMA
\ S Seyahat Acentası
Taksim: 0212 2495211 - 0212 2495217
Levent: 0212 2842124 - 0212 2842417
Cumhuriyet Bayramı'nda
(25-29 Ekim '97)
4 gece - 5 tam gün
BUDAPEŞTE
transferier, rehbedik hizmetleri dahil.
Aydınlanmanın şansına
sahip olamıyordu.
1997 öğretim >ıh çağda;
cğitimde yeni bir
başlangıcın müjdecisi
olsun..
Onlar ve hepimiz için..
ÇAĞDAŞ
EĞİTİM VAKFI
Tel:0212-27i2S99Fab:
0212-2İ6 13 54
Yakıjbünk Eüler Şb. Ça
BağtşHesapHo: 2012776
KÜLTÜR • SANAT
ECumhuriyet
kitap kulübü
Türkiye'nin ilk Kitap Kulübü
Yenilenerek Açıldı
Pazartesı hariç hergün saat 10.00-19.00
I.MZA
Gl'NLERİ
K
L. A.
TAKSİM SERGİ SALONU
Adres: Istıklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim-lstanbul Tel:252 38 81/82
arananaus*Js I NE MALARI
MALTEPE'DE AÇILDISİNEMA & ALIŞVERİŞ ve EĞLENCE MERKEZİ
Atatörk Cd No:41 / MALTHPE [Beledıye Yanı) Tel 0 216 İA2 60 30
KAYIP DÜNYA (JURASSic PARK) SALON A
PENCERE
6 Ekim ve 29 Mayıs...
Çok uzun bir süreden beri "6 Ekim " ile "29 Ma-
yıs" tarihlerinin anlamını her yıl yineliyorum: "Sü-
rekli aydınlık için bir dakika karanlık" eylemi gibi
bir şey bu; yaşadığımız günün ışığını söndürüp
"zaman tüneli"ne yönelirsek "bir ülkeyi fethet-
mek° ile "biryurdu savunmak" arasındaki çağ far-
kıyla uygartık çelişkisıni anlamak kolaylaşır.
Fatih Sultan Mehmet'in Istanbul'u fethetme-
si, 15'incı yüzyıl dünyasındaki "gücü gücü yete-
ne" kuralına uygundur. Üstelik "fetih" İslamda
dinsel içerikli bir kavramdır; ama günümüz dev-
letler hukukuna göre yasaktır. Biz okullanmızda
1453'ü nasıl belleriz?.. "Ortaçağı kapatıpyeniça-
ğı açan fetih" değil mi?.. Bu konuda Prof. Sina
Akşin'in "Türkiye'nin Yakın Tarihi" adlı kitabından
bir alıntı yapmakta yarar var:
"... bizde bu çağ ayrımını benimseyenler,
1453'ü Fatih'in 'Rönesans Prensi' kimliğini ve/ya
da fethin Islamiyet, Türklük bakımından önemi-
ni vurgulahar. Bu yaklaşım doğru ve Osmanlı
devletinin Istanbul fethiyle beylikten imparator-
luğa diye özetlenebilecek çok kökten bir dönü-
şüm geçirmiş olduğu muhakkak olmakla birlik-
te, bunu Türkler bakımından bir çağ değişikliği
olarak değerlendirebılirmiyiz? Ben sanmıyorum.
Batılılar 1453'ü çağ değişimi olarak değerlendi-
rirken Osmanlılara çok da olumlu sayılamayacak
bir rol veriyohar. Buna göre fetihle birlikte Istan-
bul"dan Italya'ya kaçan Bizanslı bilim adamlan
orada hümanizmi ve Rönesans 'ı başlatmışlardır.
Yani bu görüşe göre Osmanlılannki bir tür 'itele-
me' işlevinden İbarettir."
•
Istanbul'da her yıl 'Fetih Bayramı' yapmak,
başkasının toprağını işgal ettiğimızi mehtertakı-
mıyla dünya âleme ilan etmektir. Bu işi de her ne-
dense gericiler üstleniyorlar. Oysa 1453'ten bu
yana geçen beş yüz yılda Istanbul vatan toprağı-
na dönüşmüştür.
•
16 Mart 1920'de düşman Istanbul'u işgal etti;
demek ki 467 yıl sonra haçlı-emperyalist ordula-;
n Istanbul'u ele geçirdiler...
Her şey bıtmiş miydi?
Mustafa Kemal olmasaydı, evet.
Yalnız Istanbul değil, bütün ülke camilerle de-
ğil, kiliselerde donatılacaktı.
Ne var ki dinciler "6 Ekim"] görmezlikten gele-
rek "29 Mayıs"\ propaganda malzemesi gibi kul-
lanmak politikasını güderler. Peki Atatürk olma-
saydı Anadolu ve Istanbul'un yüzde 99'u Müslü-
man olabilecek miydi?
Yokcanım...
Anadolu'nun ben diyeyim yüzde 70'i, siz deyin
75'i Hıristiyan olacaktı.
6 Ekim'i "Istanbul'un ikinci kez fethi" diye yo-
rumlayanlar var.
Tepeden tırnağa yanılgı.
Atatürk, fatih değildi.
Osmanlı Devleti "fetih" üzerine kurulmuştu;
Cumhuriyet devleti "yurtta banş, dünyada banş"
ilkesinde temellendi. Mustafa Kemal için gerek-
siz savaş "cinayet"\e anlamdaştır; 6 Ekim, adı
üstünde "Istanbul'un kurtuluşu"dur.
Yurt savunması ile fetih, kavramı arasında kos-
koca bir insanhk tarihi var.
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN HÜKÜM ÖZETl
Esas No: 1997/908 Karar No: 1997' 1045
Hâkim: Kemal Guzel 20998
Kitip: Nuran Taşkıran Zevtınburnu Sulh Hukuk
Mahkemesi'nce venlen 26.9 1997 tanhlı 1997/908 esas,
1997/1045 karar sayılı ılam ile Harun Mustafa Dinli ha-
ciraltına alınarak Harun Mustafa Dınli'ye annesı Nec-
miye Dınli vasi tayın edilmıştır. Bu husus ılan olunur.
26.9.1997
Basın: 43427
293 89 78 (3 HAT)
SURPRIZ BABALAR SALON B
SIYAH GIYEN ADAMLAR SALON C
1 1 . 1 5 - 1 3 . 4 5 - 1 6 . 1 5 - 1 8 . 4 5 - 2 1 . 1 5
K A R Y A İ Ş L E T M E S t D İ R
•m
M
H B
tfH
n
En
saı
ttî-'4*1I»8Hl
AGülden Kut
Resim Sergisi
19 Eylül-10 Ehm'9?
ASMALIMESCİT S A N A T GALERİSt
SofyahSk. No:5/1 Beyofllu/İST Tel: (0212) 249 69 79
üç sanatçı üç mekan
7 Ekim- lOKasıın 1997
MİNE SANAT GALERİSİ
Batany* Cd Sokullu Sk. No 1 Kad*5y
Tet 21&345 64 40 - Fac 21&346 7810
•: Kültür
|Sanat
; ilanlarınız
î İçin:
İ 293 89 78
; (3 hat)
ŞİŞLİ2.SULH
HUKLTC
HÂKtMLİĞİ'NDEN
1997 1019
Sıvas ıli, Merkez
mahallesi, Akdeğir-
men Mahallesi, cılt
001-09, sayfa no: 3.
kütük sıra no: 745'te
nüfusa kayıtlı bulunan
ölü Hırant ve ölü So-
pik'ten olma 8'3/1981
doğumlu Enna Seyran
ile nüfusa kayıtlı bulu-
nan 25/7' 1986 do-
ğumlu Arda Seyran
kardeşlere:
Emınönü, Saraçis-
hak. 026/3, 68, 164'te
nüfusa kayıtlı bulunan
ve halen lst. Tayyareci
Ritfan Sokak, Köşem
Apt. no: 2 daire: 4'te
ikamet eden ablalan
Eva Taşçfnın vası
tayinıne karar veril-
mıştir. llanen
du\-urulur. 9.9.1997
Basın: 42609
BURSA İKÎNCİ SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997/13 Esas
Davacı Bedrettin Bılen vekili Av. Namık Tanca ta-
rafından davalılar Alı Tuğrul vs. aleyhine mahkeme-
mize açılan ortaklığın giderilmesi davasının yapılan
açık duruşması sırasmda verilen ara karan gereğince:
Davalı Gülseren Özdemir adına çıkartılan dava dilek-
çesi ve duruşma günü tebliğine havi davetiye bila teb-
liğ iade edilmiş, yaptınlan zabıta tahkikatında tebli-
gata yarar açık adresi tespit edilemediğinden dava di-
lekçesi ve duruşma gününün Türkiye genelinde ya-
yınlanan ve tirajı 100.000'ın üzerinde olan bir gazete-
de ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla. Adı geçen
davalı Gülseren Özdemir'in duruşmanın yapılacağı
12.11.1997 günü saat 9.30'da bizzat mahkememizde
hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil et-
tirmesi. aksı takdirde duruşmalara yokluğunda
devamla karar verileceği HUMY'sı 509 ve 510. mad-
deleri gereğince davetiye yerine kaim olmak üzere
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 43476
YEŞİLYURT KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas: 1991/78
Davacı Ismet Selvi tarafindan Mehmet Orhan vs.
aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasında ya-
pılan duruşmalar sonunda; Gözene köyündeki 359,
360, 361 ve 362 parsel sayılı taşınmazlann kadastro
tespitine itiraz edilmiş, bu taşınmazlann Ismet Selvi
adına tesciline karar verilmiş ve karar ölü Mehmet
Orcan (Orhan) mirasçılanna tebliğ edilemediğinden
adlanna ilanen tebligat çıkanlmasına karar verildi-
ğinden bu şahıslar (mirasçılar) Makbule, Sultan, Bes-
sey. Memet, A>TIUT, Cemal ve Zeliha Orcan (Or-
han)'ın bu karann (ilanın) tebliğinden itibaren 15 gün
içerisinde itiraz yoluna başvurabilecekleri, aksi tak-
dirde hükmün kesinleşeceği karar teblıği yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 43487
ADANA1. İŞ MAHKEMESİ'NDEN
1992/498 Esas > 1997/636 Karar
Davacı Selah Düşünmez vekili Av. Fadime Geçioğ-
lu tarafindan davalılar Sapeksa SSK Gen. Müd. ve Sa-
kıp Sabancı, Şevket Sabancı ve Özdemir Sabancı mi-
rasçılan vs. aleyhine açılan tespit davasında davalılar-
dan Sevgi Sabancı. Sevıl Sabancı ve Marut Sabancı
adına davetiye daha evvel ilanen yapılmış olduğundan
ve aşağıdaki karar da bu davalılann yokluğunda veril-
miş bulundugundan bu ilanın yayın tarihinden itiba-
ren 15 gün sonra adı geçenlere ilanen tebligat yapıl-
mış sayılmasına karar verilmiştir. Karar metnı: Dava-
cının davasının reddine, harç alınmasına yerolmadığı-
na ve yapılan mahkeme masraflannın da\acı üzerinde
bırakılmasına, 650.000 TL. ücreti vekâletin davacıdan
alınarak davalı SSK ve Sapeksa'ya verilmesine Yar-
gıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 29.9.1997
Basın: 43547
Gümrük komisyoncu
stajyer personeli belgemi
zayi ettim, hükümsüzdür.
ORHANAKTAŞ
Gümrük komisyoncu
stajyer personeli belgemi
zayi ettim, hükümsüzdür.
AYŞEERDOĞAN
PROMAVt Promosyon San. ve Dış Tic. Ltd. Şti"ne ait
Küçükyalı VD. 7330066093 numaralı vergi levhası
çalındığından dolayı 13.08.1997 tarihinden itibaren
hükümsüzdür.