03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7EKİM1997SALI 10 HABERLER Pascal Bonfface btanbıri'da • İstanbul Haber servisi - Çağımızın önde gelen uluslararası ilişkiler uzmanlanndan Fransız siyasetbilimci Pascal Boniface Yapı Kredi Yayınlan'nın davetlisi olarak Türkiye'ye geldi. Fransa Başbakanı ve Dışişleri Bakanı'na sıyasal danışmanlık da yapan Boniface. bugün saat 18.30'da Yapı Kredi Plaza Konferans Salonu'nda "Uluslararası Tutkulann Sonu mu?" konulu bir konferans verecek. Kuzeylrak operasyonu • Yurt Haberieri Servisi - Türk Silahlı Kuvvetleri'nın (TSK) Kuzey Irak'taki operasyonlan devam ediyor. TSK'ye ait uçaklar dün de bölgedekı çok sayıda kampı bombaladı. Operasyonlarda 10 terörist öldürüldü. Miziri bölgesinde PKK'nin büyük bir cephaneliği ortaya çıkanldı. Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda ise son bir hafta içerisinde 18 terörist öldüriilürken 8'i teslim oldu. Öztekin LDP'ye katHdı • Haber Merkezi - tşadamı Maral Öztekin, düzenlenen törenle Liberal Demokrat Parti'ye katıldı. Öztekin'irrpartiye katılma töreninde konuşan Genel Başkan Besim Tibuk. "Bir dönem siyaset hayatına katılan çok değerli bir insanın LDP'yi tercih etmesinden büyük mutluluk duyuyorum" dedi. DSPden kongre • İstanbul Haber Servisi - DSP İstanbul 11 Başkanlığı dün yaptığı yazılı açıklamada partinin büyûmesinden rahatsız olanlann davranışlannm el altmdan saldınya dönüştüğü bıldirildi. Açıklamada, İstanbul il yönetiminin 27 eylülde gerçekleştırdiğı 4. olağan il kongresınde yaşanan huzursuzluklann Ümit Ülgen ve Seher Dertop tarafından çıkanldığı belirtilerek bu kişilerin partiden ihraç edildiği kaydedildi. AydınArat toprağa verildi • ESKİŞEHİR(AA)- Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Aydın Arat, asri mezarhkta toprağa verildi. Arat için Reşadiye Camii'nde yapılan cenaze törenine DYP Genel Başkanı Tansu Çıller ıle DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cındoruk da katıldı. Çiller, Arat'ın eşi Ayfer Arat ile kızı \ e gelınıne başsağlığı dileğinde bulundu. Giillük'te şilep tehlikesi • MUĞLA(Cumhuriyet) - Güllük lskelesi'ne iki yıl önce bir anza sonucu demirlenen ve daha sonra kaderine terk edilen Arnavutluk bandralı "Durresi" adlı şilebin batmak üzere olduğu bildinldi. Halen içinde 4 bin ton perlit, 250 ton yakıt, 50 ton sintine bulunan şilebin batması halinde Güllük Körfezi'ndedeniz yaşamının 'felç' olacağı belırtiliyor. Çevreciler, şilebin bir an önce körfezden çıkanlmasını isterken, Çevre Bakanı Imren Aykut'un konuyu Bakanlar Kurulu'na götürdüğü öğrenildi. Grup Başkanvekili Karamollaoğlu, Anayasa Mahkemesi üyelerini örtülü şekilde uyardı RP savunmasmı verdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP, kapatma davasıyla ilgıli olarak Anayasa Mahkemesı'ne son savunmasmı verdi. RP Grup Başkanvekili Temel Karamollaoğlu, Anayasa Mahkemesi üyelennı örtülü şe- kilde uyararak "Her ne kadardelildenyok- sun bir dava ise de Anayasa Mahkemesi ûyeleri hukuki bir karar vereceklerdir. l nutulmamalıdır ki yargılayanlar da bir gûn yargılaıurlar'" dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Viıral Savaş"ın esas hakkmdaki mütalaasına ya- nıt niteliği taşıyan son savunmasmı dün veren RP. ICaramollaoğlu aracılığıyla Ana- yasa Mahkemesi üyelerini uyardı. Parla- mentoda düzenlediği basın toplantısında demokratik ülkelerde partilerin kapatılma- sı diye bir olayın bulunmadığmı iddia eden Karamollaoğlu, "Partikapatmak,halkira- desine pranga vurmak demektir. Anarşiye, terörc başvurarak düşüncelerini kabul et- tirmekisteyen partilerzaten partioima vas- fını yitirmişlerdir. Fikir ve düşüncelerin- den ötürii partilerin kapatüması da kesin- üklc söz konusu edilmemeli" diye konuşru. RP ile ilgili kapatma davası konusunda ka- muoyunda iki ayrt görüş bulunduğunu kay- deden Karamollaoğlu sözlenni şöyle sür- dürdü: "Küçük bir azmhk, aydın demok- rat geçinen bir çevTe RP'nin kapatüması konusunda karaıiı görünüyor. Davanın si- yasi olduğunu savunuyorlar. Ancak genel kanı davanın hukuki olduğu yönündedir. Her ne kadar delilden yoksun bir dava ol- sa da Anayasa Mahkemesi hukuki bir ka- rar verecektir. Unutulmamabdır ki yargı- tayanlarda birgün yargılanırlar. Mahkeme üyeleri önyargıh hareket ederlerse tarih önünde mahkûm olmaktan kurtulamaz- lar." Karamollaoğlu, karar tarihine ılişkin bir soru üzerine. "1 ay ya da 6 ay sonra olma- sının bir önemi yok. Yeter ki hukukun ge- reği yerine getirilsin. Biz Anayasa Mahke- mesi üyelerinin sayın başsavcı gibi hareket etmeyeceklerine, hukuka bağh kalacakla- nna inanıyoruz. Karann olası bir seçim sonrasına bırakılması bir hukukayıbı olur" yanıtını verdi. RP'nin esas hakkındakı savunması, AH Oğuz, Mehmet AM Şahin ile Şeref Malkoç tarafından dün Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği'ne sunuldu. RP millervekılle- ri, toplam 313 sayfadan oluşan esas hak- kmdaki savunmayı Genel Sekreter Bülent Serim'e verdiler. Basın mensuplanna bil- gi veren milletvekilleri, savunma hazırla- nırken Almanya ve Fransa'ya gönderdik- leri arkadaşlannın, o ülkelerin hukuk sis- temlerini tarandıklannı belirtti. Anayasa Mahkemesi. son yazılı savun- manın ardından. davayı açan başsavcı Vu- ral Savaş ile RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan veya onun belirleyeceği bir yet- kiliyı sözlü ifadeye çağiracak. Daha sonra dosya, Anayasa Mahkemesi raportörüne verilecek. Bu aşamadan sonra dava dosya- sı, raporunu hazırlaması için raportöre ve- rilecek. Anayasa Mahkemesi heyeti, rapo- run kendisine ulaşmasmdan sonra dosya- yı incelemeye alacak ve RP'nin kapatılma istemini karara bağlayacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, dün konuyla ilgili soru üzerine "Gereken işlemler yapıhr. Her şey ne ise o olur. Bizim için hiçbir işin diğerin- den farkı yoktur. Her işe ne işlem yapıyor- sak ona da o işlem yapılır" dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Savaş, RP'nin "Laiklik karşrtı eylemlerin odağı halinegeldigi gerekçesryle*1 kapatılması is- temiyle 21 mayıs günü dava açmıştı. Yük- sek mahkemenin. aleyhte karar vermesi durumunda partinin kapatılmasına "eytem ve işlemleriyle neden otduklan" saptanan ve gerekçeli karann altında isimleri bulu- nan milletvekiliennin, 5 yıl süreyle siya- set yapmalan yasaklanacak. Rüsvet iddiası 4 polis hakkmda dava açıldı KEREMILGAZ Sahte pasaportla gözaltı- na aldıklan bir kişiden rüş- vet aldıklan öne sürülen tu- tuklu 4 motosikletli polıs hakkında 10 yıla kadar ha- pis cezası isteniyor. İstanbul Emniyet Müdür- lüğü'ne bağlı motosikletli ekipte görev lı Birol Özder, HüseyinTuran, Erhan Kay- nak ve Nadir Deniz Aksa- ray'da yaptıkları arama so- nucu Firouz Moghadan isimli kişinin Renault 19 marka otomobılinde sahte pasaport ele geçirdiler. Fi- rouz Moghadan'dan 4 bin mark aldıktan sonra parayı aralannda paylaştılar. Daha sonra polislenn kendısinden sürekli para ıstemesinden rahatsız olan Moghadan, polisleri savcılığa ihbar et- tikten sonra yakalatarak gö- zaltına alınmasına neden ol- du. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırla- nan iddianameye göre tu- tuklu bulunan sanıklann "cebri irtikap" suçunu ger- çekleştırdikleri öne sürüle- rek haklannda dava açıldı. CHP heyeti, TIBSET'ten çıkanlan işçileri Petrol-lş İstanbul Şubesi'nde ziyaret etti. (KADER TUĞLA) TIBSET işçüerine CHPdesteği İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul milletve- killeri ve kadın kollan üyeleri, sendika istedik- len ıçın işten çıkanlan TIBSET ışçilerini dire- nişlerinin 64. gününde zi- yaret ederek destek verdiler. CHP İstanbul mılletvekillerinden Algan Hacaloğlu, 12 Eylül'den bu yana Türkiye'de hukuksuzluk, kuralsız- lık ve keyfiliğin egemen olduğunu söyleyerek emekçilerin örgütsüz- leştirilmek istendiğini belirtti. Mehmet Sevigen ise CHP'nin tüm çalışanlanB, ezilenkrin ve emekçi- lerin partisi olduğunu vurgulayarak "Sizinle day anışma içinde otrnak. si- ze destek vermek bizim en önemli görevimizdir" dedi. CHP İstanbul milletvekilleri Al- gan Hacaloğlu ve Mehmet Sevigen, • Sendikal hak istedikleri için işten çıkanlan TIBSET işçilerini ziyaret eden Algan Hacaloğlu, 12 Eylül'den bu yana sendikal mücadele ve dayanışmanın geriletildiğini söyledi. Hacaloğlu. CHP'nin emekçilerle dayanışma içinde olduğunu vurguladı. CHP Kadın Kollan Başkanı GûJdal Okuducu ve tstanbul Kadın Kolla- n üyeleri tıbbi gereçler üreten TIB- SET'ten, sendika istedikleri için çı- kanlan işçileri Petrol-tş tstanbul Şubesi'nde ziyaret ettiler. Algan Hacaloğlu, 64 gündür direnişte olan işçilere CHP olarak destek verdiklenni belİFterek 12 Eylül'den bu yana sendikal mücadele ve da- yanışmanın geriletildiğini anımsat- tı. Hacaloğlu, CHP'nin emeğin kit- le partisi olarak tüm emekçılerle ve çalışanlarla dayanışma içinde oldu- ğunu vurguladı. Hacaloğlu "Tür- Idye'de 12 Eylül'den bu yana hukuksuzluk, ku- ralsızhk ve keyfilik ege- men. Örgütsüz toplum yaratılmak isteniyor. Çalışma ve içişleri ba- kanlannı huradan göre- ve çağuıyor,gerekli ortamın sağlan- masına çahşmalannı istiyoruz" de- di. Mehmet Sevigen ise dayanışma olmazsa, başanya ulaşılamayaca- ğını kaydetti. CHP Kadın Kollan Başkanı Okuducu da emeğe karşı yoğun saldınlann yapıldığı Türki- ye'de emeğin örgütsüzleştirilmeye çalışıldıfını vurguladı. CHP'liler daha sonra Gazi Ma- hallesi'ne giderek TIBSET'ten çı- kanlan Ayten-Çetin Aktaş çifti ile Eylem Oral ve Ayhan Gündoğdu adlı işçilen evlerinde ziyaret ettiler ve gıda yardımında bulundular. Sigara Her nefeste fare zehiri soluyoruz ANKARA (AA) - "Gaz odalannda insan (Udürmek için kullaıulan hidrojen siya- nürü koklamak ister misi- niz? Ve>a bo\ a sökücü aseto- nu ağnnızasürmekya da fa- re zehiri arseniğini içinize çekmeyi düşünür müsü- nûz?" Herkesin ilk etapta "Kesinlikle ha>ır" diye ya- nıtladığı bu sorulan, ne ya- zık ki sigara tiryakilerinin aynı kararlılıkla reddetmesi mümkün değil. Milyonlarca insanın elin- den düşürmediği, sigarada kanserojen maddelerin yanı sıra, akla hayale gelmeye- cek pek çok zehir var. Tirya- kiler, her sigara içiminde normalde ellerini bile süre- meyecekleri maddeleri içle- rine çekiyor. Boya sökücü olarak kullanılan aseton, ni- kotin, roket yakjtı olan me- tanol, zehirli gaz karbonmo- noksit, sigarada yer alan Sinlaffce zehmten sadece bırkaçı... Naftalin, fare zehi- ri olarak kullanılan öldürü- cü zehir arsenik, çakmak ga- zı bütan, haşarat öldürücü DDT, yine sigarayla alınan zehirler arasında bulunuvor. 'Kamu girişimciliği' sempozyumunda, üretim araçlannın toplum yaranna kullanılması istendi Soysal: Ozelleştirme karşı devrimdir MümtazSoysal İstanbul Haber Servisi-DSP Zon- guldakMilletvekıli MümtazSoysal. özelleştirmenın aslında bir "karşı devrim" atağı olduğunu vurgulaya- rak yeniden karma ekonomi ve plan- lama dönemine geri dönülmesi ge- rektiğini söyledi. Bozulanı sokağa atmak yerine düzeltmek felsefesini savunan Soysal. "Nasıl 1919'da sö- mürgeciliğin şahikaya yüksddiği bir dönemde gidiş döndürüldüyse bu- gün de geri döndürülebUir. Bunu yapmak zorunda>ız. Yenildi denen kavramlann ycnilmediğini ispatla- mahyız" dedi. Türk Mühendis ve Mimar Odala- n Birliği'nin özelleştirmeye karşı bir platform oluşturmak ve mücadele stratejileri belirlemek amacıyla dü- zenlediği 3 günlük "Kamu Girişim- ciliginin Geçmişi, Bugünü ve Gelece- ği" adlı sempozyum dün Lütfü Kır- dar Kongre Merkezi'nde başladı. Sempozyumun açış konuşmasını ya- pan Soysal, U 1945'ten başlayarak masum bir görüntû altında nasıl cumhuriyet de\Tİmleri yıkılıyorsa şimdi de özelleşrirme adı altında kar- şı devrim yapılmaktadır" dedi. Soy- sal şöyle devam etti: "Soldayız diyenler, güç birliği ya- parak özelleştinne karşın kampan- yada yer almalılar. Işte bu sempoz- vıım bir dönüm noktası olabilir. Bel- ki de bugün bir mücadelenin ileride hatıria>acağınuz başlangıç tarihidir." Sempozyumun "temel ka\Tam- lar" konulu ilk oturumunda "Devle- ti Doğru Algılamak" başlıklı tebliğ- si sunulan Prof. Dr.Cem Eroğul, sö- mürülen sınıflann egemen sınıflann elindeki devleti kendi etkileri altına almak için çabalamalan gerektığinı savunarak bunun aksi bir durumun "sömürülen smıflann intihan" ola- cağını kaydetti. Eroğul. "Beğenelim ya da beğenmeyelûn, toplumun en güçlü hizmet vc baskı a\gıö devlettir. Bu aygıtj daima birUeri kullanır. Bu gerçeğe gözünü yuman toplumsal güçjer,kendidurumlannıdüzeltmek Telekom davası Bürokratiarayurtdışı yasağı görüşülecek ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara 6. Asliye Ceza Mah- kemesi, Telekom ve Posta Işlet- mesi'ndeki yolsuzluk dosyalan nedeniyle 34 bürokrat hakkmda açılan davada. yann başsavcıhğın "sanıklara yurtdışı >asağı ve ehü- yetlerine el konuhnasr istemini hükme bağlayacak. Yargılananes- ki Ulaştırma Bakanı Oğuz Tez- men'in avukatı Hasan Bıyıkh, da- vanın siyasi hesaplar yapılarak açıldıgını ve sorumlu olrnası gere- ken bazı bürokratlann kaymldığı- nı iddia etti. Tezmen'in. Belçika'daki oğlu- nun üzerindeki malvarlığını kaçır- dığına ilişkin suçlamanın doğru olmadığını sa\Tinan Bıyıklı. savcı- nın iddianamede yer yerçelişkile- re düştüğünü ileri sürdü. Bıyıklı şunlan söyledi: "İddianamede, müvekkUime yöneltilen suçlama ile iddianamenin öyküsü birbiriy- leçakışmamaktadır. Müvekkilim. sebebi açıklanamayan mahaıiığı- na sahip olmakla suçlanıyor. Bu nedenle cezalandınhnamız isteni- yor. O)*sa iddianamenin öykü bö- lünıünde anlanlan olaylar başka. Savo, bizden mal beyanmı son an- da alnuşdr. Henüz bunu inceteme firsaü bulmadan, beyan ettigimiz mallann gelirfcrimizle izah edile- meyecegi hükmüne varmış, dava- yı bu şekilde açmışür." Tezmen'ın, Belçika'daki reşit oğlunun malvarlığının beyanına kanşamayacağını söyleyen Bıyık- lı şöyle devam etti: "Müvekküi- nrin reşit olan, 25 yaşında pian oğ- lu içinbeyandabulunmasidiye bir şey söz konusu depdir. Hiçbir hu- kukçu, bir kimseden bir anne ba- badan, yabancı ülkede çahşan ço- cuklan adına mal beyanında bu- huunasmı isteyemez." Savcının iddianamesinde, mal- lann rayicini belirtmemekle suç- laması konusuna karşılık Bıyıklı, "Rayiç bedel takdire bağh birşey- dir. Ben malımı beyan etmişim. Rayiç bedelini tespit etmekisteyen gider. keşif yapar, biiirldşi getirir, tespit eder" dedi. Davanın siyasi amaçlarla açıldı- gını savunan Bıyıklı. aynı yönetim kurulunda görev yapan 2 kişı* suç- lanırken geri kalan 5 kişimn l4 süz- geçüstünde" tutulduğunu söyledi. Nükleer çöplük girişimine tepki 'Dünyanın baş belasını ülkemize sokmayalımy CMJTOTAN İZMİR - Akkuyu'da nükleer santralın yanı sıra bir de "nükleer çöplük'' kurulmasıyla ilgili çalış- malar yapıldığı yaklaşımını nük- leer karşıtlan ve çevreciler "deh- şet verfci'' olarak nitelendirdiler. Girilmesi yasak olan Akkuyu'da- ki santral bölgesine nükleer atık gömüldüğü savıyla daha önce sav- cılann göreve çağnldığını belir- ten yöre çevre örgütlerinin temsil- cileri, nükleerteknolojiyi terk ede- rek geri kalmış ülkelere pazarla- yanlann atıklannı da bu ülkelere gömmek istediklerini öne sürdü- ler. Nükleer karşıtlan, yıllardır üze- rinde hassasiyetle durduklan nük- leer atıklann gizlice Türkiye'ye gömülmesi konusunda tahminle- rin doğru çıktığmı, Akkuyu'ya nükleer santral yapılması duru- munda çöplüğün de işlerlik kaza- nacağını belirterek nükleer ihale- den vazgeçilmesini istediler. Doğu Akdeniz Cevre Dernekle- ri Ortak Sekreteri Oktay Demir- kan, nükleer teknolojiyi savunan- lann radyoaktif atıklardan kurtul- manın kalıcı ve güvenli bir yönte- mini bulamadıklannı vurgulaya- rak, "Ne yaak ki çöp mafyaa ara- cılığıyiaaöklan uluslararası deniz- lere atmak veya azgelişmiş ülkele- re depotamaktan öteye geçemedi- ler" dedi. Demirkan, yetkilileri nükleer ihaleden vazgeçmeye ça- ğırarak, "Dünyanın baş belası nükkeraüklan ülkemize bubşbr- mayahm" diye konuşru. ODTÜ Kimya Bölümü'nden Prof. Dr. İoci Gökmen de mevcut koşullaruı nükleer santral yapma- yı kesinlikle gerektirmediğini vur- guladı. Öte yandan Danıştay 6. Daire- si. sivil toplum örgütlerinin, Ak- kuyu'da nükleer santral kurula- mayacağma ilişkin dava baş- vurusunu reddeden yerel mah- kemenin karannı onayladı. Danış- tay, nükleer santral yapımına iliş- kin çalışmalann kalkınma planlan ve mevzuata uygun olduğunu, in- şaat aşamasına gelinmediğı için ÇED raporunun hazırlan- mamasının da aykınlık oluştur- madığını kararlaştırdı.. için kullanabilecekleri en büyük ola- nağı tepmiş olurlar" diye belirtti. Araştırmacı-yazar Metin Çulha- oğlu ise son dönemde sıkça kullanı- lan "toplumsal mülkiyet'' gibi kav- ramlann, devlet mülkiyetinden ayn, başka bir mülkiyet biçimıne karşılık düşmediğıni vurgulayarak üretim araçlannın tüm toplum yaranna kul- lanımını anlatan bir kavTam olduğu- nu ıfade etti. Çulhaoğlu, kapitalist sıstemin çelişkılenne son vermenin, ancak üretim araçlannın özel mülki- yetıne son verilmesiyle mümkün olabıleceğinı söyledi. Sungur Sav- ran da özelleştirmeye karşı çözümün sınıfsal mücadelede yattığını belirte- rek emekçilerin ortak bir cephe oluşturması gerekti- ğini ıfade etti. Devlet mülki- yetinin, işçi sınıfinın ve in- sanlığın toplumsal kurtulu- şu için vazgeçilmez bir araç olduğunu söyleyen SavTan. "Ancak devlet mülkiyeti, toplumsal mülkiyete doğru yükselen merdivende sade- ce bir basamakbr. GerekU- dir, ancak yeteıii değUdir" dedi. Dr. Tanay Sıdkı Uyar ise kamudan önce asıl özel sek- törün özelleşririlmesi gerek- tiğini vurgulayarak özel sek- töriin sürekli olarak devlet desteğıyle ayakta durdugu- nu bildirdı. 3. köprünün bi- le özel sektörü desteklemek için yapılmak istendığine dikkat çeken Uyar. özel sek- töre bugün tanınan imkân- lann. artık ülke insanlannm çıkarlanyla çatıştığını söy- ledi. Sempozyumda tebliğsi okunan gazetemiz yazan Prof. Dr. Yakup Kepenek, gelişmeci devlet anlayışının günümüzde bilim ve tekno- lojiye dayalı olması gerekti- ğini öne sürerek şunlan kay- detti: "Günümüzde geüşme- ci devlet, üretim olanaklan- nı geliştirmenin programla- yicısıdır. Türkiye'nin ana so- mnu sermayey i yakalamak- ür. Para sermayesinin üreti- me dönüştürülmesi yaşam- saldır ve bu sorun, ancak ulusal düzenlemelerk çözü- me ulaşırT Dünya Cocuk Cünü Düı, ırk.- Ne adına olursa olsun, 'savaş oyunu'nda ta- raf ounadıklan halde en fazla çocuklar zarar görüyor. Büyükler savaşıyor onlar ölüyor İstanbul Haber Servisi - "Kalkınnıay la ilgili sorunlar arasında hiçbiri, çocuklann da>ası kadar geniş ölçüde kabul görmüş değUdir, başka hiçbir dava çocuklann davası kadar harekete getirici güç taşımamaktadırf Eski Birleşmış Milletler Genel Sekreten Butros Gali'nin, bu umut veren sözleri günümüzde ne kadar geçerlıliğini korumaktadır? Dün kutlanan 'Dünya ; ÇocukGünü' başta savaşlar olmak üzere beslenmeden., eğıümc kadar dünya çocuklannı bekleyen sayısız \, tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Yapılan ""''' araştırmalar günümüzde dünyamızdaki her 100 çocuktan 85'inin bir veya bırkaç sorunla birlikte büyüdüğünü ortaya koyuyor. Bir başka deyişle her 100 çocuktan, ancak İ5'ınin mutlu olabildiğı göz önüne alınacak olursa bugün dünya yüzünde 2 milyar 125 milyon çocuk sorunlanyla baş başa durumda. Lzmanlar dünyada sürmekte olan savaşlar neticesinde son 10 yıl içinde 2 milyon çocuğun öldügünü 4-5 milyon çocuğun da sakat kaldığını, 5 milyon aşkın çocuğun da mülteci kamplanna sürüldüğüne dikkat çekiyor. Savaşın ardında bıraktığı bir başka gerçek de 12 milyon çocuğun evsiz barksız ortamda yaşamlanm sürdürmeleri. Tüm bunlara açlıktan ve sağlık ' koşullannın yetersizliğinin yol açtığı ölümler de J eklenecek olursa dünyanın çocuklar için hıç de öyle yaşanılası bir cennet olmadığı gerçeği ortaya çıkıyor. ' UNTCEF raporlanna göre uluslararası ölçekte ele alındığı takdirde dünyada en yoksul durumdaki 40-50 ülkenin dünyanın toplam geliri içindeki payının azalmasıyla toplam gelirden sadece yüzde 1 -1.5 pay alabıldığinı ortaya koyuyor. Tek tek ülkeler açısmdan bakıldığında ise gerek gelişmekte olan gerekse sanayıleşmış ülklerde, nüfusun en yoksul kesimleri yine aynı süreci yaşıyor. Bunun sonucunda da bugün 600 milyon çocuk beslenme yetersizliği içinde. 1 milyar 300 milyonu ise yoksulluk sınınnm altında ve sağlıklı ev ortamından uzakta yaşıyor. Yaşlan 6-11 arasında değişen 130 milyon çocuk okula gidemezken 400 milyonu temiz suya hasret bir biçimde yaşamlanm sürdürüyor. Tüm bu utanılacak istaüstiklere karşın 1990 yılında gerçekleştirilen 'Dünya Çocuk Zirvesi'nde alınan kararlar paralelınde yapılan çahşmalar ağır aksak da olsa olumlu bir görüntü çizıyor. Örneğin gelişmekte olan ülkelerdeki çocuklann yüzde 90'ından fazlasının yaşadığı 100 kadar ülke, bugün saptanan ıdeal hedeflere ulaşma yolunda önemli mesafeler almış durumda. Bir başka gelişme de her yıl özürlü duruma düşen. kör olan sakat kalan ya da zihınsel geriliğe uğrayan çocuk sayısında görülen azalmalar. '1990 Çocuklar İçin Dünya Zirvesi'nin ardından. hemen hemen bütün ülkelerin üzerinde anlaşmaya vardığı 2000 yılmın hedefleri öncelikli olarak şu başhklarda özetleniyor: - Beş yaşından küçük çocuk ölüm oranının üçte bir azaltılması ya da bu ölümlerin 1000 canlı doğumda 70'in altına düşürülmesı. -1990 yılı anne ölüm oranlanntn yan yanya azaltılması. - Beş yaşından küçük çocuklar arasında görülen beslenme yetersizliği vakalannın yan yanya azaltılması. - Bir ya^ından küçük çocuklar arasında bağışıklama oranının yüzde 90'a çıkanlması; çocuk felcinin yok edılmesi; kızamık vakalannda yüzde 95 azalma sağlanması. - Ishale bağh çocuk ölümlennin yan yanya azaltılması. - Bütün çocuklara temel eğitım sağlanması; ilkokul eğıtıminı tamamlamayan çocuk oranının, kız çocuklar dahıl yüzde 80'e yükseltilmesi. - Akut solunum yolu enfeksiyonlanna bağh çocuk ölümlennin üçte bir oranında azaltılması. - Bütün topluluklara temız su imkânlannın sağlanması. • Bugün 600 milyon çocuk beslenme yetersizliği içinde, 1 milyar 300 milyonu ise yoksulluk smınnın altında ve sağlıklı ev ortamından uzakta yaşıyor.Yaşlan 6-11 arasında değişen 130 milyon çocuk okula gidemezken 400 milyonu temiz suya hasret bir biçimde yaşamlanm sürdürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle