25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet | İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yonetmenı Orhan Erinç Genel Yaym lCoordınatoru Hikmet Çetinkaya 9 Yazuşlen Mûdurlen İbrahim Yüdız - DİDÇ Ta>anç • Sorumlu Mudur. Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdüru HakanKara#GonselYönetmen Fikret Eser Dış Haberier Şinasi Danışoglu • İstıhbaraı Cengjz Y ıldınm 0 Ekononn Mehmet Saraç • Kültur Handan Şenköken # Spor \bdülkadir \ ûcebnan • Makaleler Sami Karaöreo • Duzehme Abdullalı Yazıa# Fotoğraf Erdoğan Küseoğlu #Bılgı-Belge Edib« Buğra # Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Karulu tlhan Sdçuk (Başkan), Orhan Erinç. Oktay Kurttmke. Hikmet Çetinkaya, Şukran Soner, Ergun Bakv Dinç Tayanç. tbrahim \ ıldı/. Orhan Bursalı. Mustafa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Ataturk Bulvan \ o 125,Kat.4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Ktzık, H Zıva Blv 1352S.2/3Tel 4411220. Faks: 4419117 #Adaha Temsücisı Çetin Yiğenoğtu. lnonu Cd 119 S. No 1 Kat: 1, Tel:363 12 11. Faks 363 12 15 Muesseb£ Müdurü Üstün Akmen # Koordınator Ahmet Korulsan • Muhasebe Bûlent Yener^klan: Hüseyin Gûrer • Işleone Önder ÇeHk • Bıl'gı- lşlem Nail tnal • Bılgısavar Sıstem Mûrihet Çiler#Saas FaziletKuza MEDYA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordınator Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yaıdımcısı: Mine Akdağ Tel 514 O7 53 - 5139580-51384«Wl.Faks 5138463 >a>ımU\aD \e Basan: Yenı Gun Haber \jansi, Basın ve Yaymcılık A Ş TuÂocağıCad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel (0,212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 6EKIM 1997 Imsak. 5 33 Güneş: 6.59 Öğle: 12.59 lkindi: 16.11 Akşam: 18.46 Yatsı: 20.06 Moskova'da Tüpk modası • Haber Merkezi - Türkel Fuarcılık tarafından Moskova'da 1-5 ekim tanhleri arasında düzenlenen "3. Türk Moda Günlen" fuanna 90 Tûrk fırması katıldı. Fuarda, tekstıl. ıç ve dış gıyim, deri. tnko veörme, ayakkabı sanayi gibi bırçok daldakı standın yanı sıra defileler düzenlendı. Türkel Fuarcılık şırketinin Halkla tlişkıler Müdürü Ayşıl Kadıoğlu. amaçlannın, gelecek yıllarda yurtdışmda yalnızca Türk firmalann değıl yabancı firmalann da katılacağı uluslararası sektör fuarlan düzenlemek olduğunu söyledi. a kontenjan başvuruları • ANK4RA (Cumhumet Bürosu) - Ünıversıte ek kontenjanlanna başvurular bugün sona eriyor. ÖSYM Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre 1997 ÖSYS sonuçlanyla yükseköğretım programlanna yapılacak ek yerleştirme islemleri için başvurular bugün sona erecek Ek yerleştirme ıcin, Açıköğretım hanç önlısans programlannda 7 bin 421, lısans programlannda 16 bin 539 olmak üzere toplam 23 bin 960 öğrencı kontenjanı bulunuyor. 3 bin yıllık mezar • KASTAMONU (UBA) - Kastamonu'nun Tosya ılçesinde Frikyalılar zamanından kalma yaklaşık 3 bin yıllık olduğu tahmin edilen Naho mezan ortaya çıkanldı. Tosya ilçesinın Yazıçam mevkiinde bulunan bir tepenin altında bulunan Frikya mezan. Kastamonu Müze Müdürlüğü yetkılileri tarafından acil kurtarma kazısı yapılarak çıkanldı. Müze yetkil'leri mezann ıçinden herhangi bır şey çıkmadığını açıkladılar. Yetkililer, mezann önceden açılmış olabileceği ihtimali üzerinde durduklannı belirtırken mezann iç kısmında çıra isi olmast ve kapağın sol üst köşesındeki kınğın da bu yöndeki kuşkulan güçlendirdiğini kaydettiler. 21. yiizyıl: Afetler asrı • NEW YORK(AA)- Meteorolojı uzmanlan. gelecek yüzyılda havanın daha sıcak olacağını, ancak 21. yüzyılın doğal afetler açısından "zengin" geçeceğini bildirdiler. Havanın ne kadar ısınacağı konusunda kesin bir tahmin yapılamazken, doğal afetlerin türû, sayısı ve sıkhğı konusunda çeşitli tahminler ortaya atılıyor. Buna göre, 2100 yılında denızlerin yüzeyi 15-60 santim arasında yükselecek. Sulann 60 santim yükselmesi, kıyı kentleri açısından felaket oluşturacak. 1.5 trilyonkjk iskelet • NEWYORK(AA)- New York'taki Sotheby's müzayede salonunda satışa çıkanlan dünyanın ilk dinozor iskeleti, 8 dakika içinde 8.4 milyon dolara (yaklaşık 1.5 trilyon liraya) satıldı. Müzayede salonu yöneticileri, başlangıçta dinozor iskeletine bir milyon dolar değer biçmişlerdi. Tyrannosaur Rex cinsi dinozora ait 65 milyon yıllık iskelet, Chicago Doğa Tarih Müzesi tarafından satın alındı. Dünya Öğretmenler Günü'nde düzenlenen etkinliklerde öğretmenler grevli toplusözleşmeli sendika hakkı istedi 'Savaşa değil, eğiliıne bütçe'• Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle îstanbul'da Eğitim-Sen tarafından düzenlenen yürüyüşte gerici eğitim protesto edildi. Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı, son yıllarda mesleğin büyük yara aldığını söyledi. Haber Merkezi - Dünya Öğret- menler Günü. tüm dünyada ve Tür- kiye'de dün kutlandı. Eğıt-Der Ge- nel Başkanı, CHP PM üyesı Musta- fkGazakı, son yıllarda uygulanan po- litikalarla ülkemizde öğretmenlığin meslek olmaktan çıkanldığını sa- vundu. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uhığbay, hedeflennın en kısa za- manda öğretmenlik mesleğıni eko- nomık ve sosyal açıdan daha iyi ko- numa getırmek olduğu belırttı. Eğı- tim-Sen'e bağlı yaklaşık 500 öğret- men kara tahta ve büyük bır kalem- le dün Sultanahmet Meydanı'ndan Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yûrüdü. Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı, UNESCO tarafından ılan edilen Düny a Öğretmenler Günü ne- deniyle yaptığı açıklamada, bugün ülkemizde öğretmenlik mesleğinin tarihin hıçbır döneminde görülme- mış şekılde yara aldığını savundu. Ne- redeyse ışsız kalan bütün üniversite bitirenlerin öğretmen yapıldığını söyleyen Gazalcı. "Oğretmenyetiş- tirmenin ciddi bir planlaması olma- dığı için MiDi Eğitim Bakanhğı gerek- sinim duyduğu ögretmenleri zama- nında atayamamaktadır" dedi. Öğretmenlenn ekonomik sıkıntı- lanna da değinen Gazalcı, sorunla- nn çözümü için şu önerilerde bu- lundu: - Milli Egitım Bakanhğı üniver- sıte ile işbırliği yaparak geçmiş de- neyimlenmizden yararlanarak gü- nümüz koşullanna uygun öğretmen yetiştirme işini ele almalıdır. - Öğretmene çağdaş ülkelerde ol- duğu gibi toplusözleşmeli, grevli sendika hakkı venlmelidir. - Oğretmenlerin seçimlı kanlımıy- la yöneticiler degiştinlmeli, Atatürk- çü kadrolar işbaşına getirilmelidir. - Hazine'nin 12 Eylül'de aldığı Töb-Der mallan öğretmenlere gen verilmeli, İLKSAN demokratık bır statüye kavuştunılmalıdır. Kara tahtalı yürûyüş Eğitim-Sen Istanbul Şubeleri'ne üye yaklaşık 500 kışılik öğretmen grubu, dün saat 13.00'te Sultanah- met Meydanf nda toplandı. Burada kortej oluşturan öğretmenler, "Yaşa- sın grevli toplu sözleşme hakkunız", "Paralı eğitime ha\ ır~,"Özel okuDar, dershaneler kapaülsın", "Savasa de- ğü,eğitimebütce", "Gerid,faşist eği- time son", l ÇetelerMedis'te,öğren- ciler hapiste", "Yaşasın halklann kardeşJiği", "Çetelerhalka hesapve- recek" sloganlan atarak, alkışlarla Ca- ğaloğlu'ndakı ll Milli Eğitim Müdür- lüğü'ne yürüdü. Yürüyüş. sırasında öğretmenler üzennde Dünya Öğret- menler Günü yazılı maket kalem ile kara tahta, iki çocuk da "Korkuyla değü, özgür ve bağımsızyaşamak is- tiyoruz" yazılı dövız taşıdı. Daha sonra 11 Milli Eğitim Müdü- rü Ömer Baubey'le makamında gö- rüşen Eğıtım-Sen Istanbul Şube Baş- kanhn, milli eğitim müdürüne bırra- por sundular. Eğitim-Sen tstanbul 2 Nolu Şube başkanı Alaattin Dinçer, "Arbk bol ve boş vaatlere karnımtz tok, çözüm beklhoruz" dedı. Balı- bey de raporu ınceleyerek, bakanlı- ğa ileteceğini belirtti. Suttanahmet"ten Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yürüyen Eğhinı-Senüyeleri,ıniDi eği- tim müdürüne istemlerini içeren bir rapor \erdiler. (Fotoğraf: L'ĞUR GUNYÜZ) Barmenler ödüle koştu Beşinci Barmenler Koşusu önceki giin İstanbul'da gerçekleştirildi. Elmadağ Taşkışla önünden Maçka Svvissotel önüne kadar sürvn koşuda barmenler ve barmaidler, eUerinde dolu tepsilerle yanşü. Ji&B Rare Scotch Whisky firması tarafından Barmenler Derneği'nin katkılan ve Genvlik ve Spor İl Müdürlüğü Atletizm İl Temsilciliği'nin gözetimi ile düzenlenen koşuya, İstanbul'un değişik lokallerinden 58 bar görevlisi katıklı. Bavanlarda Fatma Ozdelen birinci, Yıldız Can ikinci, İlkmır Demir üçüncü olurken. erkeklerde Deniz Karabulut birinci, Erdinç Ergin iltinti, Yavuz Candan üçüncü geidi (yanda). Koşuda birinci gelen yanşmacılara İngÖtere seyahati armağan edildi (Fotoğraf: UGUR DEMİR) Gediz'e tersane tehdidi Gedizağzı'na yapılacak tersane balıkçılık ve yaban hayata darbe vuracak ŞEVKİAVCI FOÇ A - Foça'da Gedizagzı'na ya- pılması duşünelen tersane, bölge ba- hkçıhğını ve yaban hayaönı tehdit edı- yor. Altın Gemi adlı şirkete tersane yapılması için 49 yıllığına kıralanan Hazine arazisinin bataklık olarak gösterildiğı ve ÇED raporu hazır- lanmadıgı belirtiliyor. Kayıkbaşf nda bulunan ve tersane yapırru için kiralanan Hazine arazi- sinin tamamen bataklık olmadığını ve tanma kazandınlabilecek alan bu- lunduğunu belirten Ziraat Mühen- disleri Genç Oluşum Grubu'ndan AhmetTomar, Kıyı Kanunu'na gö- re kıyıda ve sahil şeridinde planla- ma ve uygulama yapılabilmesi için onaylı kıyı kenar çizgisinin bulunma- sı gerektiğini, ancak bu bölgede kı- yı kenar çizgisi tespitinin yapılma- dığını kaydetti. Tersane için kıyıda derinleştirme yapılacağını. bunun da su dengesini bozacağını ve tanmsal üretimi olumsuz etkıleyeceğini an- latan Tomar, şunlan söyledi: "Kıyı Kanunu'na göre, kryının do- ğal yapısını bozacak nitelikte kazı ya- pılamaz. Tersane yapılacak alanın imar planı bulunmamaktadır. Tersa- ne jannmı. birinci sınıfgavri sıhhi mü- essese olarak beiirlenmiştir. Ancak yönetmeliğe göre, yatmm izni, ruh- sat, sınıflandırma ve denetim için Bi- rinci Sınıf Gayri Sıhhi Müesseseler tn- celeme Kurulu oluştıırulmamtştır. En öncmlisi de, Su Crünleri Tüzü- ğü'nde, su ürünlerine zarar veren maddeterin iç sulara veya denizler- deki üretim yerlerine dökülmesi yst- saktır maddesi >er almaktadır. Bu- nun için bir an önce ÇED raporu ha- zuianmandn-." Foça Su Ürünleri Kooperatifı Baş- kanı İsmafl Mora. bölgede avlanan balıklann, tersanenin yapılması plan- lanan Gedızağzı'nda büyüyüp ge- liştiğını belirterek şunlan söyledi: "Nişantaşrndan başlayarak Tuz- la'ya kadar olan alan, doğal bir ba- lık çiftngi gibidir. Balık üretme çift- likleri bile bu bölgeden tül ağlarla yavru balık toplaıiar. Burası aynı za- manda her tür deniz kuşunun yem- lenip konakladığı bir alandır. Bu ger- çek herkesçe bilinirken tersanenin yapımına Lrin \ermek bölge balıkçı- lığîna veyaban ha>ata büyük bir dar- be indirmektir." Hayvan ve bitki adları ağırlıkta Soyadların kaynağı doğa e-posta: tan @ prizma.net tr ERZURUM(AA)-Türki- ye'de soyadlan hayvan ve bitkilerden maden cinsine kadar çeşitleniyor. Çoğun- luğu doğa varlıİdan ile mes- lek adlan ve tamlamalann- dan oluşan soyadlan arasın- da, bilirdönmez, gıcık. nasıl- bilirsin, malyemez, boynu- kahn, köşebent, özyetün, pi- liçve sülük gibi ilgınç olan- lan da bulunuyor. Türk Telekom kayıtlann- da yer alan bilgilere göre ars- lan, atmaca, akbaba, an, ba- lık, baykuş, bülbül, ceykn, kurt, çakal, dana, deve, do- ğan,ejder, fH, güvercin, ge>ik, kaplan.tilki gibi hayvan cins- lerinden esinlenerek alınan soyadlan özellikle göze çar- pıyor. Soyadlan arasında çiçek, meyve, ağaç, besin madde- leri ve bitki çeşıtleri de çok- ça görülüyor. Yeşil, san, mor, larmızı, bozgıbi renkler, Karadeniz, Akdeniz, Hazar gibi yer ad- lan yanmda yerleşim mer- kezlerinden esinlenerek alı- nan Erzurumlu, Istanbullu gibi soyadlan da bulunuyor. Maderder de sıkça ahnan so- yadlanndan... Bunlararasm- da. alün, gümüş, bakır, el- tnas, inci, tunç.en çok kulla- nılanlardan. Soyadlannı mesleklerden alanlar ise yoğun biçimde göze çarpıyor. Bunlardan bir bölümüşöyleArabacı, ba- kıra, baltacL bekçi, berber, bahçeci, cerrah.çadıra, çor- bacı, harmancı, hehacı, hı- zarcı, kadı,işçi,kahveci,ka- sap, kayikçı, kürkçü, semer- ci, tahtacı, terzi, topçu. DÜŞMAN IŞGALtNDEN KUBTULIŞUN Y1LDÖNÜMÜ KUTLANrvOR Özgür Istanbul 74 yaşında tstanbul Haber Senisi - Istanbul'un düsman işgalinden lcurtuluşunun 74. yıldönümü bugün törenlerle kutlanıyor. Taksim Atatürk Anıtı'na çelenkler konularak başlayacak törenlerde sivil toplum örgütlen de bir dizı etkinlik düzenliyor. lstanbul'un 6 Ekim 1923'te sona eren işgali özetle şöyle gelişmişti: Düşman kuvvetleri, 15 Mart 1920 gecesı 150 Türk aydınını turukladılar ve ertesi gün de lstanbul'un resmen ışgalinı duyurdular Başta nezaret bınalan olmak üzere resmı daıreler işgal devletlerinin denetımine geçti. Şehzadebaşı Karakolu'nu basan işgal kuvvetleri 6 eri şehit ettı, Meclis-ı Mebusan'ı basarak Rauf Orbay ve Kara Vasıf Bey'ı gözaltına aldılar. Istanbul, bir yandan Anadolu'daki gelişmeleri ızlerken bir yandan da direnış örgütlen kurarak ulusal harekete yardımcı oldu. Büyük zafenn ardından Trakya'yı devralmakla görevlendirilen Refet Paşa, 19 Ekim 1922'de Istanbul'a geldi. 1 Kasım 1922'de TBMM, hılafetle saltanatı ayırarak saltanatı kaldınnca Istanbul'dakı ıkı basjı yönetim sona erdı Son padışah Vahdettin 17 Kasım 1922'de Ingıliz gemısıyle lstanbul'dan kaçmca TBMM ertesi gün Abdülmecit Efendi'yi halife seçtı. 22 Kasım 1922'de Istanbul Komutanlığı'na atanan Selahattin Adil Paşa 16 Aralık 1922'de Ankara hükmetinin İstanbul temsılcıliğine atanan Adnan Bey (Adıvar) göreve başladı. 2 Ekim 1923'te Itilaf devletlerinin son birlıklen de lstanbul'dan aynldı 6 Ekim 1923 te Şükrü Naili Paşa (Gökberk) komutasındakı Türk birlıklen coşkulu bir törenle Istanbul'a gırdi. lstanbul'un kurtuluşu nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar bugün tatil. Sabah saat 09.00'da Taksim Atatürk Anıtı'na çelenkler konulduktan sonra saat 10.40'ta Vatan Caddesi'nde tören düzenleniyor. Kurtuluş etkinlikleri tstanbul Büyükşehir Beledıyesi tarafından Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda saat 20.00'de gerçekleştirilecek resepsiyondan sonra Okay Temiz ve Mehter Konsen izlenebılecek. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Kadıköy Belediye Başkanlığı saat 21.00'de lstanbul'un kurtuluşunu, Atatürk'ün büyük Söylev'ını seslendirerek kutlayacak. Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde gerçekleşecek etkinliği Meriç N'elidedeoğlu hazırlarken Ali Düşenkalkar ve Füsun Kostak sunacak. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Tarih Bizi ZorluyorL' Meraklısı bilir, Fransızcadabirdeyimvardır: "/7e- rin noktalannı koymak!"; herhangi bir olayı ad- lı adınca yerine koymak, açıkça değerlendirmek an- lamına geliyor; Regis Debray, önce YDD'cı 'takı- mının' ağızlannda gevelediklen olumsuz eleştırileri netleştirip, i'lerin noktalannı yerine koymuş, diyor kı: "...'daha az devlet, daha çok özgürlük', 'daha mütevazı bir devlet ve daha girişimci bireyler is- tiyoruz.' Ne demekse bu! Peki, bunun adını ne- den 'daha az cumhuriyet istiyoruz' diye koymu- yorsunuz? Yurttaşlann özerk olarak var olma- lannın, belli bir merkezi otoriteyi gerektirdiğine; ve kamusal çıkarlann kendinden emin ve ege- men baskı gruplanna hâkim olması gereğine inanmıyor musunuz? Cumhuriyet, ne jandar- ma/devlet, ne işletmeci/deviet; o daha fazlası', çok daha kapsamlı bir 'program'!" Meselenın kilidı burada. Cumhuriyet -ki 'kul'un ve 'teöaa'nın yerine 'birey'\, yâni 'yurttaş'\ koymuştur- o 'yurttaş'\n, toplumunda 'özerk' ve 'özgür' yaşa- yabilmesi için, 'merkezi' bir otorite getirir; ancak bu otorrte sayesindedir ki 'yurttaş', 'özerkliğini' ve 'öz- gürtüğünü' çeşitli baskı gruplanna karşı muhafaza edebilir. Debray, sozünün arkasını şöyle getirmiş, de- miş ki: "... aynı şeyler lâiklik için de geçerii, çünkü lâ- ikiik, Fransız tarihinin değişmez değeri; sryasi uy- gulamalar seyrekleştikçe, lâiklik daha çok tari- katlann, çeteîerin ve kiliselerin çevresinde ara- nıyor; oysa, devletin gücünün azalması demek, din adamlannın ve mafialann gücünün artması demek; bir yanda imam, papaz, mürşit bilmem ne; bir yanda para ve media 'baba'lan..." Lâiklik, yalnız 'ö/rey'in bireysellığinı, yânı özerklik ve özgürtüğünü korumakla kalmıyon aynı zamanda ulusal devletin, var olma gerekçesi; 'halifeyı', kapı dışan etmiş bir devrimin, güç kaynağı da, 'ulusal dev- let'! Yeni Dünya Düzeni'nin asla anlamadığı, anla- mak istemediği de, işte bu; çünkü, yapılan farklı! Allah'a ve Amerika'ya inanmak!.. Regis Debray'nin ABD ile Fransa arasındaki 'fa/*/;//^;'açıkladığı paragraflar, Fransa kelime- si yerine Türkiye kelimesi konulursa, ülkemizjn ve toplumumuzun koşullanna tıpatıp uyuyor. Önce ABD'nin değeriendirilmesine bir göz atalım mı? "...'Amerikan modeli'nin kafasını kemirdiği siz, Amerikan politikasının dine bandınldığını unut- muş olabilir misiniz? Orada federal devlet bir- leştirici bir güce sahiptir, çünkü bir teolojiye bağ- lanmıştır. Eğer merkezcil dinsel inancın kar- şı/ağırlığı tarafından dengelenmemiş olsaydı, merkezkaç eyilimli ekonomik bireycilik Ameri- kaV çoktan bölüp parçalamtş, herhangi bir azın- lığın komşusuna karşı savaşına çoktan yol aç- mış olurdu. Amerika'lı olmak demek, Allah'a -ve Amerika'ya- inanmak demektir. (In God we Trust) ...'Fransız istisnası' ile alay eden siz, Fransız ulu- sunun, dininize karşı vücut bulmuş olduğunu, bu- na karşılık esin kaynağı olarak gördüğünüz ku- zey Amerika ulusunun din tarafından yaratılmış olduğunu görmezlikten gelemezsiniz... (...) Ülke- miz Hristiyan ideolojisinden uzaklaştı, günü- müzde çimento olarak neyi kullanacaksınız? Sporu mu, bilimi mi, bireyciliği mi? Yandaki ta- pınaktan süper/marketi çıkanp almak ve ABD'nin programını ülkemize ithal etmek demek, uzlaş- ma sağlanmaksızın, toplumsal eşitsizlikleri, me- sihcilik olmadan mesihciliği yayan mekanizma- lan ithal etmek demektir. Ve 'tek ve bölünmez' cumhuriyet'i dinsel, ırksal, cinsel cemaatlere, bölgelere bölünmeye itmek demektir..." (Yeni Yüzyıl, 7 Haziran 1997) Aradaki benzerlik çok açık... Aradaki benzerliği kuşkusuz çoktan fark ettiniz! Osmanlı Imparatorluğu gibi, çok uluslu, çok dinli birtopluluktan, Müdafaa-i Hukuk Doktrini, an- cak lâikliğe yaslanarak, bir 'millet' çıkarmıştır, çün- kü sadece lâiklik, hangi inançtan olursa olsun, in- sanlann aynı yurt üstünde 'özgür' ve 'özerk' yaşa- malanna imkân sağlan nasıl Fransız Cumhuriye- ti'nde, Bröton, Bask, Flaman, vb çeşitli etnik grup- lar ya da Katolik, Protestan, Musevı, Müslüman vb. inançlar, ancak lâiklik sayesınde 'millet' kavramı içinde 'özgür' ve 'özerk' olabiliyortarsa; Türkiye Cumhuriyeti'nde de, ancak lâiklik yerieştikten son- ra, Sunnî, Alevî, Ortodoks, Gregoryen ya da Muse- vi olmak, 'fark etmiyor'; aynı yurt üstünde, aynı ulu- sun 'bireyi' ve 'yurttaşı' olmak hakkını, somutlaştı- nyor, 'Halife' egemenliğinde, hiçbir şekilde güven- ce attında olmayan, bu nitelik, ancak cumhuriyet döneminde 'merkezi otorite' tarafından güvence a5- tına alınmış oluyor. Böyle yapılanmış bır toplumda, devletin çimentosu olarak 'dinin kullanılması'müm- kün olabilir mi? Regis Debray, mümkün olamayacağını hangi ne- denlere bağlamış, şöyle bir göz atmak ister miydi- niz? Hayli öğretici ve ibret venci de, ondan öneriyo- rum: "...Tarih bizi zorluyor. İki yüzyıldan fazla bir sü- re oluyor, arbk 'Amerikalı'laşmaya niyetleneme- yiz, çünkü Fransa Cumhuriyet', 1793'de kralın ka- fasını keserken, kendini Tann'dan kesınlıkle ayır- dı, Tann, devletin dışında, kişisel inançlara yerieşti. Bu, kamu güçleri açısından, artı ahlâkî, ekono- mik ve siyasal yükümlülükler demektir; çünkü ko- ruyucu ilâhî güçlerin yokluğunda, sosyal devle- te ihtiyaç duyulur; para, yasadan daha hıziı ha- rekete geçtiğinde, parayı yakalamak için, daha çok yasaya gerek duyulur. Ne kadar çok piyasa varsa, o kadar çok kural mevcut olmalıdır. Ne ka- dar çok finansçı varsa, o kadar çok yargıca ve yasa koyucuya ihtiyaç duyulur..." (Yeni Yüzyıl, 7 Haziran 1997) Türkiye Cumhuriyerj için, sizce durum çok mu farklı? Cumhuriyet, 'Halife' ülke topraklannı terk et- tiği gün, din toplumsallıktan çıkıp bireyselleşmedi mi? Cumhuriyeti 'sosyalleştırmek' ihtiyacı, bu yüzden duyulmadı mı? Başlangıçta, 'piyasalar' merkezi oto- ritenin kesin ve dikkatli denetimi altında değil miy- di? Eğer hal böyieyse, Türkiye -bazılannın hâlâ san- dığı gibi- 'Küçük Amerika' olmaya 'niyetlenebilir' mi? Baksanıza, -büyüklerimiz, ne derse desin- tarih bi- zi bunun aksini yapmaya zoriuyor! http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://vwiw.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle