29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4EKİM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7ürk Banş Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli subay ve astsubaylar dolandınldıklannı iddia ettiler KKTC'demarkvurgunuAİKUT KÜÇÜKKAYA Kbns Türk Banş Kuvvetleri Kmutanhğı'nda (KTBK) görevli TC u)7uklu subay-astsubaylar, emekli Emekli Hıva Yarbay Burhan Bayazrt'ın oğlu Bırçin Bayazıt tarafından ddandınldıklanm ıleri sürdüler. Yolsuzluk idiiası üzerine Burhan Bayazıt'ın. Girne Odu Pazan Müdürlüğü'nden tayinini isediği belirtildi. Bayazıt aılesi ise eylül ay başında Ankara Balgat'a yerleşti. Bu anda, emekli Yarbay Burhan Bayazıt, G--ne Ordu Pazan Müdürlüğü'nden Bilgat'taki Ordu Pazan Müdürlüğü'ne geırildi. Bedeli için dö\iz transferi yapmadan yurtdışında elde ettiği ve yurda getirmesi mtcburi olmayan dış kazanç ve tasarruflanyla bazı şahsi eşyalann yurda ithal edilmesinden faydalanmak isteyen subay-astsubaylardan bir kısmı kendilerine yabancı marka otomobil alması için Bayazıfa yaklaşık 100 bin Alman Markı tutanndaki parayı "el senedi" karşılığında verdı. Ancak, parayı veren astsubay ve subaylar. Bayazıt'ın verdiği sözü tutmadığını ve ortalıktan kaybolduğunu ileri sürdüler. Dolandınldıklannı anlayan subay-astsubaylar geçen ağustos ayı içerisinde Bayazıt hakkında KKTC'de dava açmak istediler. Ancak. subay-astsubaylar KKTC yasalanna göre ellerindeki "el senet"leri ile hak iddia edemedikleri için dava açamadılar. Burçın Bayazıt tarafından dolandınldıklannı söyleyen subay- astsubaylann isimteri ile Bayazıfa verdiklerini iddia ettikleri para miktarlan şöyle "Veteriner Teknisyen Kıdemli Astsubay Çavuş Mahmut Öztürk - 8.000 DM. Bando Astsubay Üstçavuş Yalçın Keskin - 5.750 DM, Ördudonatım Kıdemli Başçavuş Sinan Akgüneş -17.000 DM, Harita Tekniker Başçavuş Nurcan Küçiik - 11.000 DM, Gime Ordu Pazan Muhasebe Şefı sivil memur Adem Kaya - 7.995 DM, Astsubay Üstçavuş Uğur Özdogan - 9.000 DM, Levazım Asteğmen Nezih Tok 13.500 DM, Emekli Astsubay İbrahim Gülada - 10.000 DM." Öte vandan. KTBK Komutanlığı yetkililerinin olay hakkında bilgi sahıbı olduğu öğrenildi. Burçin Bayazıt'ın ise bir cinayete kurban giden kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın geçmişte kumarhanesini işlettiği Jasmıne Court Hotel'de kaldığı, subay ve astsubav ların ise KKTC'deki ülkücüler tarafından tehdit edildiği ileri sürüldü. KTBK mensubu subay ve astsubaylar Mercedes araba sahibi olmanın havalini kurarken dolandınldıklannı iddia ettiler. Hasan Ekinci Hükümete usulsüz ihale suçlaması \NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Ha- san Ekinci. Karadenız'de çeşitli kara- yollan ihalelerine "fesat karıştınkiı- ğuu" ileri sürdü. Ekinci. düzenlediği basın toplantı- sında. hükümetin, "sonucu önceden beüi olan ihalelerle"ANAP'lı inşaat şirketlerine "diyetödediğini*' söyledı. Ekinci. "Mflletveldli transferlerinde basında geniş olarak yer alan ve para yardımı yapan Başbakan Mesut Yıl- maz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın ar- kadaşı Rizeli işadamı Mehmet Cen- giz'e şimdi bir büyük diyet ödemek- tedir"dedı. Ekınci, kendisine birmü- teahhitin karayollannda, eski Genel Müdür Atalay Coşkunoğlu'nun yap- tığı tarzda bir ihale yapıldığını ihbar ettiğini belirterek. Çayeli-Hopa ara- sındakı karayolu ihalesinin 30 eylül- de yapıldığını ve 218 milyon dolarlık ıhalenin yüzde 50'sınin üzerindeki bölümünü Cengiz Inşaat'ın aldığını kaydetti. Ekinci, bu ihalelerle ilgili olâfafc&astfekan Yılmaz'maçıMama J yapması gerektiğini belirterek. "Bu" hükümetin korulmasında katkısı bu- lunanlar da şapkalannı önüne alıp dü- şünmelidir" dedi. Ekinci. gelecek günlerde. ANAP'ın "transfer teklif ettiği'' mil- letvekillerinden bazılannın. görüş- meleri televizyonlardan açıklayacak- lannı kavdetti. IÜ'ye bağlı enstitünün öğretim üyeleri tüm Türkiye'de eğitim programma başladı Adli Tıp'tan adalete katkıtPEK YEZDANİ Türkiye'de adaletin tecelli- si karşısındaki en büyük en- gellerden biri olarak görülen adli birimlerdeki eğitimsizlik ve bilgisizliğe "dur" demek için harekete geçildi. Istanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitü- sü'ndeki 18 öğretim üyesi. ad- li birimlerdeki görevlileri bil- gilendirmek amacıyla yurt ça- pında eğitim programı başlat- tı. IÜ Adli Tıp Enstirüsü Baş- kanı Sevil Atasoy, enstitünün kriminalistik laboratuvannda ABD ve Avrupa'daki çok az sayıdaki adli tıp enstitüsünde- ki yüksek teknolojilerin kulla- nıldığını belirtti. Son 10 yılda kaydettiği bü- yük gelişmelerle dünyanın sa- yılı yükseköğretim kurumlan arasına giren Istanbul Ünive- sitesi Adli Tıp Enstirü- sü."Adaletin tecellj etmesine katkıda bulunmak" aroacıyla. tûm Türkiye'de eğitim prog- ramına başladı. "Bilgi paylaş- tıkça artar" sloganıyla yola çıkan 18 öğretim üyesinin Bartın'da düzenlediği "Adli Bilimler Forumu"nda ıki gün boyunca toplam 27 saat eğitim verildi. Türkiye'de ilk kez ger- çekleştinlen bu foruma Bartm Valisi Fatih Eryıimaz ile De- niz Üs ve Garnizon Komuta- nı Denız Albayı Mustafa Öz- er başta olmak üzere ildeki hâ- kim, savcı, a\iıkat, polis. asker ve doktorlar yoğun ilgi gös- terdi. Bartın Valiliği'nin işbir- liğiyle düzenlenen ve Bartın Deniz Üs ve Garnizon Komu- tanlığf nın da desteklediği fo- rumda dinleyenlere, cinsel suçlarda mağdura yaklaşım- dan. DNA teknolojılen ile suçların aydınlatılmasına. el yazılannın incelenmesinden aile içi şiddete dek bırçok ad- li bilim konusunda bilgi veril- di. Öğretim üyeleri, Uğur Mumcu suıkastı başta olmak üzere faıli meçhul kalan bır- çok suikastın aydınlatılama- masının arkasında yatan un- surlardan bıri olarak gösteri- len olay yeri ıncelemesinde ve delıl toplanmasındaki yeter- sizlikleri de gündeme getirdı. Forumun açılış konuşması- nı yapan 10 Adli Tıp Enstitü Müdürü Prof. Dr. Sevil Ata- soy. enstitünün Türkiye'de gerçek anlamda kriminalistik eğitim veren tek yer oldugunu tÜ Adli Tıp Enstirüsü öğretim üyeleri ilk kez gerçekleştirilen bir uygulamay a imza atıyor. söyledi. Adli Tıp Enstitü- sü'nde üç büyük bilim dalı olan fen, tıp ve sosyal bilim- lerden gelenlerin adaletin hiz- metinde çalıştığını belirten Atasoy, bu özelliğin dünyada- ki hiçbir yükseköğretim kuru- munda olmadığını vurguladı. Adli bilimler konusunda yük- sek lisans ve doktora eğitimi veren IÜ Adli Tıp Enstitü- sü'nün, Adalet Bakanlığı'na bağlı Adli Tıp Kurumu'ndan farklı bir yapılanma olduğuna dikkatçeken Atasoy, "Bizün yetiştirdiğimiz çeldrdek kad- rodan Türkiye'de 10 yıl içinde adalet sisteminin oturacağına inanıyorum" diye konuştu. Atasoy enstitünün krimina- listik laboratuvannda da ABD ve Avrupa'daki çok az sayıda adli tıp enstitüsünde kullanı- lan yüksek teknolojilerin kul- lanıldığını belirterek, "Bizim- ki gibi bir kunıma dünyada ikinci kez rastlanmamakta- dır" dedi. Bartın'da başlattık-< lan gönüllü eğitim programii ., nı Türkiye'nın diğer illerinde de sürdürmek istediklerini be- lirten Atasoy. "Üniversitelerin artık kendi kapılanndan dışa- n çıkmalan ve bilgiyi tüm ül- keye birebir götürmeleri ge- rekmektedir" dedi. Kücük Fatma'nın ölumunun ardından Doktorlar açığa alındı ŞANLILRFA (Cumhuriyet) - Akrep sokması sonucu Dev let Hastanesi'ne kal- dınlan 3 yaşındaki FatmaGülter'emüda- hale etmeyerek ölümüne neden olmaktan sorumlu tutulan doktor t. Halil Sakar ile Birecik'te Cuma Karaca adli kişinin kö- pek ısırması sonucu kudurarak ölmesine yol açtıklan savlanan doktorlar Erdoğan Öz ve Mehmet Gürsel açığa alındı.Şanlı- urfa Valilıği'nden yapılan açıklamada, Dev let Hastanesi'nde 750 bin lira muaye- ne ücretı yatınlamadığı için tedavisini yap- mayarak Fatma Gülter'ın ölümüne yol aç- tığı öne sürülen Dr. Halıl Sakar'm, "görii- len lüzum" üzerine açığa alındığı belirtil- di. Açıklamada aynca, birköpek tarafından ısınldıktan sonra düzenli aşılama progra- mma alınan Cuma Karaca'nın tedavisinin 15. gününde ölmesi nedeniyle Erdoğan Öz ve Mehmet Gürsel adli doktorlann da açı- ğa alındığı kaydedildi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı thsan Av- a, Fatma Gülter'in ölümünden hastanede akrep serumu bulundurmayan ve hastalar- dan ücret almması talimatını veren Sağlık Müdürlüğü ile hastane yetkililerinin so- rumlu oldugunu öne sürdü. Olay günü has- tanede akrep serumu bulunmadığını, acil servis çalışanlanmn yazılı başvTirulanna karşın serum venlmedığıni öne süren Av- cı "Fatma Gülter'in ölümünün gerçek so- rumlulan da ortaya çıkanlmahdır" dedi 300 aileye 30 ton gıda dağıtıldı Avrupa'dangıda yardımı Yurt Haberleri Ser\isi- Avrupa İnsanlık İçin Yardım Gırişimi ile Avrupa Kıliseler Birliği. terörden zarar gören 300 aileye Tunceli'de 30 ton gıda yardımı yaptı. îki kuruluş terör yüzünden Diyarbakır, Hak- kâri ve Mersin'e göç eden Güneydoğlu- lara da yardım yapmayı planlıyor. Tunceli Valiliği'yle bir süre önce ilişki- ye geçen Avrupa İnsanlık İçin Yardım Gi- rişimi ile Avrupa Kiliseler Birliği, terör nedeniyle gıda kısıtlamasının uygulandı- ğı Tunceli köylülerine yardım seferberli- ği başlattı. Yardım fonlanndan karşılanan 30 ton gıda yardımı önceki gün iki kuru- luşun yöneticilen, Jürgen Neitzert ile Markus Heinze tarafından Tunceli"ye ge- tirtildi. Gıda maddeleri daha sonra Ova- cık Kaymakamı Yücel Yavuz'un da göze- tıminde Ovacık Hükümet Meydam'nda toplanan 300 aileye dağıtıldı. Tunceli Va- liliği'nın 1994 yılında Erzıncan'dan ge- tirrtiği 270 prefabrik konutta yaşayan aı- lelere birer çuval un, 25'er kilo şeker. bi- rer kilo çay ile beşer kilo da makama. pi- rinç. sabun. sıvı yağ ve zeytin dağıtıldı. Ta- mamı terörden zarar gören ve bu yüzden göç eden aileler. Avrupa'dan gönderilen yardımı almaktan se\inç duyduklannı söylediler. AvTupa Kiliseler Birliği yöne- ticilerinden Jürgen Neitzert de Ovacık'ta üç yıldır ilkel koşullarda yaşayan 300 ai- leye yardım yapmayı daha önce plandık- lannı, yardımı yerine ulaştırmaktan mut- luluk duyduklannı söyledi. Evet, 21 yıldır sadece İNGİLİZCE öğretiyoruz * İZMİR ŞUBEMİZ KENDİ BİNASINA TAŞINDI. 440 Sokak No: 5 Konak/İZMİR (Çok katlı otopark ve hastane yanı) MECIDIYEKOY MEKTUPLA OĞRETIM Cezaevi komitesi görev başında .\\KARA (Cumhuriyet Bürosu)-tnsan Haklan Der- neği (İHD) Ankara Şubesi tarafından oluşturulan Ce- zaevleri Komitesi. Iç Ana- dolu Bölgesfnde bulunan cezaevlerindeki incelemele- rine dün başladı. Komitede, lHD'nin yanı sıra Mımarlar Odası Ankara Şubesi, An- kara TIYAD. SES. Halkın Hukuk Bürosu ve Sosyalist Yurtsever Basın Platfor- mu'ndan temsilciler yer alı- yor. Alınan bilgiye göre komi- te katılımcılan, dün başla- yan zıyaret kapsamında ilk olarak Çankın E Tipi Ceza- evi'ni ziyaret etti. Komite, daha sonra Yozgat ve Amas- ya E tıpı cezaevlerini geze- rek cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve özellikle hücre tipi cezaevi uygulamalan konusunda veri toplayacak. Elde edilen veriler. komite bünyesinde çalışan uzman katılımcılar tarafından de- ğerlendirilerek ekim ayı or- talannda Ankara'da basın kuruluşlan ile sivıl toplum örgüt yöneticilerine brifing verilecek. Cezaevi Izleme Komitesi, aynı zamanda el- de ettiği verileri, değerlen- diımelerini. ilgili dev let ku- rumlanna ve yöneticilerine de sunacak ve gelecek hafta içinde de Adalet Bakanlığı yetkılıleri ile görüşmeye ça- lışacak. tHD Ankara Şubesi'nce dün yapılan yazılı açıklama- da. cezaevlennde bulunan adli ya da siyasi, kadın, er- kek veya çocuk tüm tutuklu ve hükümlülerin. her insan gibi temel ve vazgeçilmez haklara sahip olduğu belirti- lerek "tnsancayaşamakon- lann da son derece haklı ve meşru biristeıradir" denildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Osmanlının Başlangıcı Geçenlerde Izmirlı bir okurumdan çok nazik bir mektup aldım. Bir süre önce yazdığım bir yazıda- ki kimi hususlarla ilgili sorulan vardı. Söz konusu yazımda şöyle diyordum: "...Osmanlı Imparatorluğu bir 'din devleti' idi. Sultan Selim, hilafet makamını Istanbul'a getir- diğiiçin değil, daha işin başında, o zamanlar Bağ- dat'ta oturan Abbasi halifesinin izniyle kurulduğu için bir din devletiydi." Izmirli okurum Sayın Zeki Büyüktanır, "...Os- 'manlı Imparatoriuğu'nun kuruluşu 1299, Hula- gu'nun Bağdat'ı alıp Abbasi Hilafetine son verişi 1258. Arada 41 yıl var. Bu durum&a Osmanlı dev- leti kurulurken Konya'daki Selçuklu Sultanı'ndan izin istemesi, bu izin alınarak kendisine davul, tuğ gönderilmesi biçiminde olacakken birsürçü lisan mıdır. Yoksa gerçekten benim gözümden kaçan, bilmediğim başka gerçekler mi vardır?.." diyor. Sayın Büyüktanır'ın ilgisine teşekkür ediyorum. Şimdi bu sorunu genişliğine irdeleyelim. Mogolların ya da llhanlılann ilginç ve akılcı bir si- yasetleri vardı. Herhangi bir yeri fethettikleri za- man, tam bir "işgal" yapacaklanna, o yerde daha önce "hükümran" olan kimsenin yanına birtakım "danışman" ve "gözetmenler" dikerek iktidannı sürdürmesine izin verirlerdi. Tabii vergilerini sürek- li toplamak koşuluyla... Örneğin Selçuklular 1243'te Kösedağ Sava- şı'nda ağır bir yenılgi aldıklan zaman, Sultan 2. Gı- yasettin Kevhusrev, veziri Mühezzibüddin Ali'yi Moğol kumandan Baycu Noyin'e göndermiş ve yıllık yüksek bir vergi ve belli sayıda hayvan karşı- lığında tahtını koruyabilmişti. Ancak 1243 tarihli Kösedağ Savaşı'yla 1308 ta- rihinde son Anadolu Selçuklu hükümdarı Me- sud'un öldürülmesi arasındaki dönemde Konya Sultanlığı sadece biçımsel olarak varlığını sürdü- rebilmiştir. Mükrimin Halil Yinanç bu konuda şöyle yazar "Moğollar evvela Anadolu sultanlığını müstakil bırakarak yalnız kendisine vergi verir bir vaziyette tutmuşlarsa da, sonralan siyasi müdahalelere baş- lamışlar ve ilk önce nüfuzlan ve sonra da himaye- leri altına alarakyavaş yavaş 'tabi devlet' haline ge- tirmişlerdir." Anadolu'daki Türkmen beylikleri, bu süreç için- de yavaş yavaş Konya ile olan bağlannı koparmış- lar ve bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Osmanlı Beyliği bunlardan biridir. llhanlılann Bağdat'ta da benzer bir politika izle- diklerini tahmin edebilirız. "Abbasi Halifeliği" Mo- ğollann Bağdat'ı almalanyla sona ermemıştır. Da- ha sonra Bağdat'tan ayrılacak olan Abbasi hane- danı, Mısır'a sığınacak ve Yavuz Sultan Selim Mısır'ı aldığı zaman, son Abbasi halifesini de ora- da bulacaktır. Halifeyi Istanbul'a getiren Yavuz Sultan Selim, Ayasofya'da yapılan bir törenle hem "mukaddes emanetleri" ve hem de hilafet makamını Osman- lı ailesi adına devralacaktır. Konya Selçuklulannın 1308 tarihinde kesin ola- rak tarihten silindikleri düşünülürse, 1299'da ba- ğimsızlığını ilan eden Osmanlı Beyliği'nin, bu ba- ğırfiselığı Konya'dan çok, Bağdat'a ve llhanlılara karşı ilan ettiğini düşünmemiz yanlış olmaz. Fakat bu "baö'ms/z///c"da_eksiktır. Halil Inalcık'ın Âşık Paşazade, Oruç, Neşri vb. gibi tarihçilerden aktardığına göre Osman Ga- zi'ye beylik, yani siyasi hâkimiyet alametleri (ala- met-i mulukiya), Selçuk sultanı tarafından tevcih olunmuştur. Bu alametler Islamda, halifenin vela- yet suretiyle hâkimiyet ve icra yetkisini valilere ve sultanlara tevcihinde kullanılırdı. Böylece Selçuk Sultanı, halifeden aldığı yetkileri Gazi Uç Beyi'ne aktarmış sayılıyordu. Bu aktardıklarım Sayın Büyüktanır'ı haklı çıkar- tır mı bilemiyonjm. Fakat şunu biliyorum ki; Os- manlı Beyliği bağımsızlığını ilan ettiği 1299'dan önce oluşmuş ve daha sonra Konya'nın iyice güç- ten düşmesi üzerine bağımsızlığını ilan etmiştir. Gene aynı dönemde Osman Bey'in Bağdat'a elçi gönderdiğini biliyoruz. Fakat tarihimizin o dö- nemleri oldukça karanhktır. Zira o dönemle ilgili ilk bilgiler 15. yüzyıl başlarında yazılan kitaplarda bu- lunabilmektedir. Örneğin Ertuğrul Gazi'nin adına ilk kez, Yıldınm Beyazıt zamanında yaşamış olan Şemsettin Muhammedül Cezeri'nin "Tarihülls- lam "ında rastlanmaktadır. O dönem öylesine belirsizdir ki, Uzunçarşıh vb. gibi birdizi önemli tarihçimiz, Osmanlı'nın bağım- sızlığını elde etme tarihınin 1299 olmadığını ileri sürmektedirler. Osmanlı'nın kuruluş sürecini anahatlarıyla belir- lemek istersek şöyle bir gelişim olmuştur: Kayı boyu 1231'de Söğüt'e yerleştirilmiştir. Er- tuğrul Gazi 1281 'de ölünce beyliğe Osman Gazi gelmiştir. Çevredeki Bizans tekfurlarıyla başanlı savaşlar yapan Osman Gazi'ye 1284 yılında Kon- ya Sultanlıgı'ndan ilk "menşur" gelmiş ve bölge Osman Gazi'ye mülk olarak verilmiştir. Daha son- ra Konya ikinci bir menşur gönderecek ve 1289'da "beylik alametlerini" (tuğ, davul vb.) verecektir. 1299'da Sulamış Isyanı çıkacak ve llhanlılara karşı ayaklanan Sultan 3. Alaaddin Keykubat ye- nilerek tahtı bırakacaktır. Konya tahtı bir süre boş kalınca tüm Anadolu beylikleri çok rahatlayacak- lardır. Işte "bağımsızlık" anlayışı buradan kaynak- lanmaktadır. Fakat llhanlılar Konya tahtına Gryasettin Me- sut'u çıkaracaklar ve 1308 tarihinde öldükten son- ra artık tahta kimseyi çıkarmayacak ve "genel va- lilehe" yöneteceklerdir. Osmanlı Beyliği 1324'te bile llhanlılara vergi ödemekteydi. "Garip" bir gazete yazısı oldu. Ama umarım okuriarım yararlanırlar. İLAN T.C. ANKARA ASLİYE 23. HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1997 156 Davacı Başkent Elektnk vekılı tarafından davalılar Burak Inş. Taah. ve Tufan Kundakçı aleyhine açılan ala- cak davasında: Davalılar Burak Inş. Taah. ve Tufan Kundakçf ya çı- kanlan tebligatlar tebliğ edilememış ve adresleri de za- bıtaca saptanamamış olduğundan, duruşma günü olan 20.11.1997 günü saat 11.05 'te mahkememızde tüm de- lilleriniz ile birhkte hazır bulunmanız veya bir şekilde vekil ile temsil ettirmeniz gerekmektedir. Aksi halde HUMK.'nun 213-377. maddeleri uyarınca duruşmaya gıyabınızda devam edılecegı ve karar verileceği ihtarlı olarak tebligatlar yenne kaim olmak üzere teblıg olunur. 17.09.1997' Basın: 41668 / \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle