23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EKİM 1997 CUMARTESİ • * • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 tetanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak •Y PB Y PB Y Y Y Y Y •17 2Ü 17 18 24 24 2b 22 16 Sinop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya nY Y Y Y Y Y Y Y Y a16 19 23 21 15 17 20 15 26 Adana Mersin Diyarbakır Şanhurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars mY Y PB Y PB PB PB PB PB •26 25 24 26 19 21 19 18 16 Butun bölgelenmız çok bulutlu, Marmara'nın doğusu, Guney ve Iç Ege, Karadenız, iç Ana- dolu ile Doğu ve Gü- Helsınkı MMMMJL 13 Berlın Y 17 Y 11 neydoğu Anadolu'nun Stockholm batısı yağmuriu yer yer Londra Y 13 sağanak yağışlı geçe- A t d cek. Hava sıcaklığı yur- A m s T e r a a m 19 dun kuzeybatısında Bruksel Y 20 hissedilir derecede ol- Parıs mak uzere bütün yurtta Bonn B 21 Y MünÜT Y 16 Mılano Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB Y 15 20 15 20 12 24 24 PB 23 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Y PB PB PB PB PB PB PB 7 32 27 31 26 28 22 30 Şam PB 29 ParyaT i Sıslı L Çok bulutlu Ifc Yağmuriu \jJAflJ Karlı luiıltülu G U N C E L CCVEYTARC4YÜREK I Baştarafı 1. Sayfada nıpa'ya aidiyetini teyit etmiştir." Manşetin yanında da Yılmaz'la Kohl'ün neler ko- nuştuğu bir "zabıt (tutanak) titizliği" ile aktanlıyor- du. Doğrusu, mesleğimiz adına gurur veren, kıvanç duymamızı sağlayan bir haberdi bu ve Alman Baş- bakanı'nın başdanışmanına ikili görüşmeyi nasıl yazdırdığını öğrenme becerisine uzanan bir gaze- tecilik başansıydı. 24 saat bu duygularla yaşadık. Dünkü Hürriyet gözlerden kaçması için sayfanın bir köşesine iliş- tirdiği küçücük bir haberle keyfimizi kaçırdı. Başbakan Yılmaz, "Işte tarihi zabıtlar"a bir ya- lanlama gönderiyor. "Türk-Alman ilişkileri açısın- dan olumlu birşekilde sonuçlanan Bonn gezisin- den sonra Almanya tarafından yayımlanan basın bildirisini daha iyi anlaşılması için (medyatik) ga- zetecilerin sonjlan üzerine vermiş olduğu izahatın bir tutanak çerçevesine sokularak yansıtılmasın- dan" üzüntü duyduğunu bildiriyor. Aslına bakarsanız, yalnız Yılmaz değildi "rahat- sjzlıkduyan"... Türkiye'ye bir ölçüde hoşgörüyle bakmayı -ne- dense birdenbire- yeğleyen Kohl'ün ana sorunla- ra yaklaşımı Türk basınında zafer çığlıklan ile sap- tırılınca, Ankara'daki büyükelçilik, Bonn'da yayım- lanan Alman açıklamasından -dün sözünü ettiği- miz- "birkesiti" gazetelere fakslıyor. AJmanların Türkiye'nin AB'ye üyelik sorununda- ki yaklaşımlannın Türk basınında aktanldığı gibi ol- madığını Bonn'un resmi açıklaması kanıtlıyor. Tabii, basını zorduruma sokan bu türden gel-grt- ler, üzerinde durulması zorunlu olan asıl gerçeğin üstünü örtmüyor. Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın kendilerine uygun gördükleri kimi gazetecileri, özel uçakları- na alarak medyanın tümünü dışlayan önemli açık- lamalar yapmaları; kuşku yok, çeşitli açılardan iz- lediğimiz sakıncalan değiştirmiyor. Böyle gider mi? Uçaktaki özel seanslarda biyografilerini yazdır- salar, hadi bir derece. Ama Demirel de, Yılmaz da eleştirdikleri Turgut Özal'dan miras sakat bir ba- sın politikasını özene bezene sürdürüyorlar. 'Medyatik gazeteciler" sanki Türk kamuoyunun, üstelik medyanın bütününü temsil ediyormuş gi- bi,.. Ya da dört-beş gazeteci, öteki gazetecilere her açıdan meslekifarkatıyormuşgibi... Bu kısıtlı kad- ro ile Demirel'le Yılmaz "havada basın toplantıla- n" yapmayı siyasi bir beceri sayıyorlar. Devlet adamları, sorunları basın toplantılan dü- zenleyerek duyurabilir, tartışmaya açabilirler. Ama n"modyalik"' gazetecileri yeğlemeleri bastn sektö- -Tûndeki sululuklara destek oluyor. " Rahmetli Özal, gazetecileri üç sınrfaayırırdı: Ölü- münü bekleyen. öldüresiye üzerine giden gazete- ciler. Her fırsatta aleyhine yazanlar. Ozal'ı anlayan vesevenler... Demirel'le Yılmaz gazetecileri kaç sınıfa ayırıyor acaba? Başımızdan def edemediğimiz Şaibe Hanım, "özel uçak gazetecilerinin " siyaset dünyamıza ar- mağanı değil mi? Siyaset sanki bir bayrak koşu- süymuş gibi; Şaibe'yi Demirel'den aldılar, "leydi- nin topuk seslerini" öve öve demokratik rejimin ba- şma bela ettiler. Aynı kalemler bugün Şaibe'ye sövüyortar. Şaibe de "yeniden dirilebilmek" jçin koşturup duruyor. Eline verilen yazılı metni grup kürsüsünde okur- ken, "Karşımızda bir dehşet ittifakı var" diyor. Yazılı metinden öteki partilerle siyasetçilere, Çankaya'ya, medyaya ve askerlere söylemediği- ni bırakmıyor. Cumhurbaşkanı'nın yapmakta olduğu gibi, "de- mokratik rejimi yeniieyecek" arayışlara gerek yok. Türkiye'yi Şaibe Hanım'dan (şaibelilerden), Cumhuriyet'in temel niteliklerini yok etmeyi amaç edinen Necmettin'den (takkelilerden) kurtarmak; rejimin selamete çıkması için ilk aşamada yeter de artar bile. Ama efendim nerede, bizler nerede... ÖrgüÜerden Telekom yolsuzhığuna tepki AİVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektrik Mühendisleri Ödası (EMO) ile Haber-Sen, Türk Telekom ve Pos- ta tşletmesi genel müdürlerinin gö- revden alınmalanna ve çok sayıda üst düzey bürokrata yargı yolunun açıl- masına neden olan trilyonluk yolsuz- luk savlannın yıllardır sürüncemede • bırakılmasına tepki gösterdiler. EMO Ankara Şubesi Baskanı M. Sıtkı Çiğ- dem ve Haber-Sen Ankara Şubesi Başkanı Abdullah Kahraman. dü- zenledikleri basın toplantısında. yol- suzluk incelemesi konusunda açıkla- ma yaptılar. Yeni bazı iddialara da yer veren Kahraman. gereksinimle- rin ötesinde alınan telefon direkleri için Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar- Iıği'ndan açılan akreditiflere ilişkin belge ya da bilgi olmadığmı ileri sür- dü. 5 Nisan 1994'te başlayan ekono- mik bunalım nedeniyle bakım-ona- nm dışında, bütün harcamalann kısıl- dığına dikkat çeken Kahraman. "Anı- lan döncmde akreditif açılması. ba- kım hizmetleri dışında yatınma para harcanması yasak edilmişken Finlan- drya, Güney Afrika, Almanya gibi ül- kelerden Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşartağı'na akreditif açnrüarak, mil- yonlarca mark vedolarlık direk aiunı- na gjdilmiştir" dedi. Kahraman, şun- lan kaydetti: "Bu işlemler okluktan bir süre sonra ise Nevzat Sa>gılıoglu, Murat KuraL Oğuz Tezmen Hazine ve Dış Ticaret Müsteşaruğı'ndan Türk Telekom AŞ'yegeçerek yönetim kunıtu üyesi olmuşlardîr. Savgıboğlu ve Kural halen Türk Telekom AŞ'de yönetim kurulu üyesidir." Kahraman, Türk Telekom Yöne- tim Kurulu üyesi Şevki Develioğ- lu'nun 1.5 milyon direğin satın alın- dığı Finntrepo adlı Finlandiya şirke- tinde 1 yılı aşkın çalıştığını vurgula- dı. Kurura bünyesinde yeterli teknik "donanım-ve-personel btılunurken X-" 1 Bar santr&flânnın bakım ve temizlik işlerinin tNFO ve ETAŞ adlı şirket- lere ihale edildiğini belirten Kahra- man, şöyle devam etti: "Türk Tele- kom'da bu konuda yetişmiş uzman eleman olmasuıa ve stoklannda yıl- larca yetecek rnalzeme bulunmasına rağmen, altı ayda bir bu fırmalara 1 trilyon Türk Lirası ödeme yapılacak- tır. Aynı durum ankesörlü telefonlann bakımında da söz konusudur. Bu iş de ihaksiz olarak TELETAŞ AŞ'ye veril- mek üzeredir. Vuıe radvoiink istasvon- lannın bakımı. Nokia firnıasına veril- meve çalışılmaktadır." Dağlık bölgelerde yayınlann rahat izlenmesi için 3 milyon 700 bin do- lara alınan, ancak yaygın olarak kul- lanılmayan Mikro DalgaTV Dağıtım Sistemleri'nin (MMDS) Savunma Gereçleri Sanayii'nden alınmasının "Cefi Kamhi'nin hatınna" yapılıp yapılmadığı sorusunu gündeme geti- ren Kahraman. U SGS Profilo firma- sından alınan ve kaba bir hesapla abo- ne başı 2 mibar Türk Lirası tutan bu \atınmın Cefl Kamhi'nin hahnna ya- pıldığı doğru mudur?" diye konuştu. Kahraman. başta DYP olmak üzere Meclis'teki bütün partilerin Tele- kom'a çok yüksek oranda borçlan ol- duğunu. DYP'ye gösterilen sınırsız hoşgörünün nedenini de uzun süredir Ulaştırma Bakanhğı görevinin DYP'li bakanlarca üstlenilmesine bağladığını söyledi. Kahraman. şu sorulann da ilgili- lerce yanıtlanmak üzere beklediğini söyledi: - Idari personel olmasına rağmen 23 civannda ilin TV yayınının bakım. işlerme ve yatınmından sorumlu olan Ankara Bölge Vericiler Müdürü Sey- fi Apa>dın. TRT'de ikmal müdürüy- ken. hakkında "bir üst göreve gele- mez" şeklinde müfettiş raporu olma- sına rağmen neden halen bu görevde- dir. kim veya kimler tarafından rutul- maktadır'1 - Yüzlerce cep telefonunun bilgisa- yarlara kaydedilmediği. görüşme üc- retlerinin Türk Telekom AŞ Muhase- be ve Finansman Dairesi "nce ödendi- ği ve bu telefonlann şu anda kimler tarafından kullanıldığının bılinmedi- ğj doğru mudur? - Son zamanlarda Türk Telekom AŞ'ye yüzlerce memur ve mühendis alınmıştır. Bu işe alınan kişilerin sı- navsız olarak aiındığı ve kurum bü- rokratlannın yakınlan olduğu dogru mudur? - 1993 yılında Türk Telekom AŞ'nin Ogulbey deposundan çalınan 200 ton bakır (yaklaşık 15 kamyon) ile ilgili olarak. bir bekçi dışında (1 yılhapisteyatmıştır)hiçbiryetkilinin sorumlu turulmadığı doğru mudur? Kahraman. konunun teknik boyu- tuyla ilgileri nedeniyle Haber-Sen'in. malfkemeye müdahil olarak katılmak istediğini bildirdi. Çiğdem ve Kahraman, davanın si- yasi boyutuyla ilgili olarak şunlan söylediler: "Amacımız,bu davanın da Susurluk davası gibi olmamasıdır. Şu anda rüm belgelerin üzerinde, gerek adı sanık olarak geçenler. gerekse o dönemde müşterek sorumluluğu olanJaroturmaktadır. Olaylann oldu- ğu dönemlerdeki tüm jöneticüer so- ruşturma kapsanuna alınmalıdır." Telekom davası açüdı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türk Telekom ve Posta Işletmesi'ndeki 300 trilyon lira- hk yolsuzluk dosyalan üzerine açılan dava Ankara 6. Asliye Ce- tii za MahkTepı&si'nde görüjecek.. Hakkında dava açılan eski U- laştırma Bakanı Oğuz Tezmen. mal beyanında kendisi ve ailesi adına 7 adet ev-arsa. toplam 12 milyar lirahk döviz mevduatı bildirdi. Türk Telekom ve Posta tşlet- mesi'ndeki 34 üst düzey bürok- ratı kapsayan ve genel müdürlei" Cengiz Bulut ile Veli Bettemir'in görevden ahnmasına kadar uza- nan yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili davada, savcınm, bürokrat- lara yurtdışı yasağı konulması ve ehliyetlerinin geri alınmasına ilişkin istemleri de karara bağla- nacak. -'i3>4,bür(}kHrtın malvarlıkları üe banka hesaplanna ailelerinin- kiyle birlikte "•ihtiyati tedbir" koyduran savcı Ahrnet Adil Ku- bat'ın yeni istemlerinin en geç pazartesi günü sonuçlandınlma- sı bekleniyor. "Haksız mal edindikteri" gc- rekçesiyle 3628 sayılı yasanın 19-son maddesi uyannca yargı- lanan samklar hakkında 3 'er yıl- dan 5"er yıla kadar hapis cezası istenivor. CHP Cenel Sekreteri Adnan Keskîn 'Telekom soruşturması eksikyapıldı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Türk Telekom ve Posta tşletmesi Ge- nel Müdürlüğü'ndeki yolsuzluk sav- lannın görüşüldüğü davanın, yolsuz- luklann sadece bir bölümünü kapsa- dığını söyledi. Keskin. "Organizebir soygunun yürütüldüğü gerçeği. tna- alesef açılan davada yakalanamamış- tir" dedi. Keskin, düzenlediği basın toplan- tısında. "kamu kurumlannın varük- lannın usulsüz vöntemleıie kişisel zen- ginUklere akıanlmasının" Türki- ye'nin gündemindenyıllardırdüşme- diğini belirterek. bu durumun devle- tin denetim. araştırma ve soruşturma raporlannda da saptanmış olduğunu söyledi. Türk Telekom'daki yolsuz- luğun bunun en sıradan örneğini oluş- rurduğunu belirten Keskin. usulsüz- lüklerle ilgili olarak haklannda dava açılanlardan yalnızca ikisinin göre\- den alındığını belirterek, kanıtlann ortadan kaldınlma tehlikesinin oldu- ğunu söyledi. Keskin, gelişmelerin, L'laştırma Bakanı NecdetMenzir'in "gözbo>"a- ma> a yönelik. yasak savnıa anlayişını \Bnsittiginr öne sürdü. ECumhuriyet kitap kulübü Türkiye'nin ilk Kitap Kulübü Yenilenerek Açıldı Ozbey dosyası 22 aydır rafta Pazartesi hariç hergün saat 10.00-19.00 İMZA GÜNLERİ S/V KARMA SERGİ TAKSİM SERGİ SALONU Adres: Istıklal Cad. (Aksanat karşıs) Taksim-lstanbul Tel:252 38 81/82 B Baştarafı 1. Sayfada kanı Murat Başesgioğlunun \erdigi bilgi. Özbey'in 1997 yılı temmuz ayında tahli- ye edilmesinden sonra da bakanlığın hiç- bir girişimde bulunmadıâını ortaya koy- du. CHP Içel MilleUekiirFikriSağlar, 11 Ağustos 1997 tarihinde İçişleri Bakanı Ba- şesgioğlu'nun yanıtlaması istemiyle verdi- ği soruönergesinde. Ipekçi cinayeti önce- si Mehmet Ali Ağca'ya para yardımında bulunduğunu. Ağca'nın Kartal Maltepe Askeri Cezae\i"nden kaçınlmasında kul- lanılan arabanın kendisine ait olduğunu kabul eden Özbey'in Temmuz 1997'de Al- manya'nın Delmold Cezae\i'nde tutuklu bulunmasına karşın iadesiyle ilgili işlem- lerin ihmal edildiğini belirtti. Başesgioğlu. soru önergesine \erdiği yanıtta, 1978 yılında Almanya'ya kaçan Özbey'in Gelsenkirchen Mahkemesi'nde yargılanması sırasında "Mehmet .\li Ağca ile birlikte Abdi İpekçi ve Papa suikastına adının kanştığı ve Türkhe'ye iadesi duru- munda idam cezasına çarptınlacağuu" be- lirten savunmasıyla birlikte iltica talebi- nin Alman makamlannca kabul edildiği- ni belirterek. bu nedenle iadesinin redde- dildiğini kaydetti. Özbey'in 1993 yılında Almanya'da 1.5 kilogram eroinle yakalanarak tutuklandı- ğını ve verdiğı ifade sonucu koruma altı- na almdıgını bildiren Başesgioğlu. Öz- bey'in talebi üzerine Dışişleri Bakanhğı adına Almanya'da bulunan emniyet irtibat görevlisi Nail Aydın'm kendisiyle görüş- tüğüne dikkat çektı. Başesgioğlu. görüşmede Özbey'ın ko- ruma altına alınmasını ve yeni bir kimlik verilmesini istediğini kaydetti. Bu geliş- melerin ardından. Özbey'e u ölüm cezası" uygulanması olasılığının ortadan kalktığı ifade edilerek iade talebinin yeniden de- ğerlendirilmesi yönündeki baş\ - urunun Al- man Federal Cumhuriyeti"ne 10 Ocak 1996da iletildiğini belirten Başesgioğlu. -Alman tarafi son iade talebimizi cevapsız bırakmısrır" dedi. CHP Milletvekili Sağ- lar. soru önergesinde şu sorulan da yönelt- mişti: - Türkiye'de işlenmiş birçok cinayet ve karanlık olay la ilgili önemli bilgilere sahip olduğu söylenen ülkücü terörist Yalçın Öz- bey'in iadesi. 1995 tarihinden sonra Al- man hükümetinden neden talep edilme- miştir? Bu konuda sorumlularla ilgili her- hangi bir soruşturma açmayı düşünmekte misiniz? Özbey'in Türkiye tarafından Ara- Iık 1995'te iade talebi Alman hükümetin- ce niçin yerine getirilmemiştir? - Özbey e de Abdullah Çatü, Oral Çelik v e Haluk Kırcı gibi diğer örgüt arkadaşla- nna "şerefli vatandaş" statüsü ile tanınan devlet olanaklan kullandınlmış ve kolay- lıklar sağlanmış mıdır? Özbey'le Dışişle- ri 'nden iki kişi ve Türk polisinden bir he- yetin Detmold Cezaevi'nde görüştüğü id- diası doğru mudur? Aynca Türk yetkililer tarafından Özbey'e yeni kimlik ve pasa- port verildiği de söylenmektedir. Bu iddi- alar doğru mudur? - Özbey'in Alman hükümetinden iki gün izin alınarak Nebil Aydın ve başka yetkili- lerce cezaevinden çıkanlıp Fransa'ya gö- türüldüğü iddia edilmektedir. Böyle biro- lay gerçekleşmişse bu hangi nedenlerle ya- pılmış ve Özbey. Fransa'da kimlerle gö- rüştürülmüştür? Interpol nezdinde bu id- dialan araştırmayı düşünüyor musunuz? Meclis ihalesinde kuşku • Baştarafı 1. Sayfada Genel Kurul Şalonunu'n yeniden yapılmasına ilişkin ihaienin. TBMM Genel Sek- reteri NecdetBasanı'nın kız kardeşinin daire başkanı ola- rak görev yaptığı Emlak Ko- nut'a verilmiş olmasına dik- kat çekildi. Basanı, TB- MM'de son günlerdeki kad- rolaşrna hareketınde Kalem- li ile birlikte suçlanmış ve i- ki kız kardeşi ile bir yeğeni- ni Meclis'e aldığı belirtil- mişti. TBMM Genel Kurul Salonu'nun yenilenmesi sı- rasında koltuk. tahta sıralar ve avizelerin sökülmesine ilişkin ihalede usulsüzlük yapıldığı. en fazla 50 milyar liraya yapılabilecek bir iş için 503 milyar lira ödendi- ği için dönemin DSP'li TB- MM Idare Ajniri. Devlet Ba- kanı Mustafa Yılmaz ödeme emnne imza atmamıştı. Bu- nun üzerine ödeme. döne- min TBMM Başkanı Mus- tafa Kalemlf nin imzası ile gerçekleşmişti. O sıralarda. tartışma açmaması için yurt- dışı gezisi önerilen Mustafa Yılmaz'ın bunu kabul etme- diği de kulislerde dile getiril- mişti. tddialarla ilgili olarak 7 Ocak 1997'de gazetemizde çıkan haber üzenne hareke- te geçen DSP Grup Yönetim Kurulu, genel kurul salonu- nun yenilenmesi amacıyla yapılan harcamalann genel harcama usullerıne uyulma- dan gerçekleştirildiği ve yüksek miktara ulaştığı izle- nüni ile TBMM Idare Ami- ri Mustafa Yılmaz tarafın- dan onaylanmayan belgeler konusunu ele aldı. DSP Grup Yönetim Kurulu top- -lannsiHda. îıartarna belgele- rinin aynntılı biçimde ınce- lenmesine ve gerekirse Mec- lis'in denetim yollannın iş- letilmesine karar verildi. O dönemde şimdikı Maliye Bakanı Zekeriya Temizd ta- rafından hazırlanan incele- me raporunda. TBMM Ge- nel Kurulu'nun yenilenmesi işinin Emlak Konut'a veril- mesi sırasında 2886 sayılı ihale yasasma aykın davra- nıldığı görüşü savunuldu. Bunun üzenne DSP. TBMM Başkanlığfna başvurarak konunun ıncelenmesıni iste- di. Kalemji ise incelemenin Sayıştay tarafından yapılma- sını önerdı. Sayıştay tarafın- dan >apılan ilk ıncelemede, ihalede usulsüzlük yapıldığı yolunda rapor venldiği, an- cak daha sonra bu raporun "ihalcdt usulsüzlük yok" şeklinde değiştirildî|i ileri sürüldü. TBMM Genel Ku- rul Salonu'nun ihalesinin Emlak Konut'a verilmesin- de, işi yüklenen NUROL ve MESA'ya fazla para öden- mesinde mevzuata aykın bir durum olmadığı görüşünü bildiren Sayıştay denetçisi İbrahim Lzunoğlu'nun oğlu Olcay Lzunoğlu'nun. rapo- run verilmesinden birkaç gün sonra TBMM TV'ye açıktan memur olarak atan- dığı ortaya çıktı. Kalem- li'nin. Sayıştay raporunu gizlediğı de ileri sürüldü. Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtlayan Kalemlı. tüm ıddi- aları reddettı. Sayıştay de- netçısinin oğlunun TBMM TV'de göreve başlatılması- nın raporla bir ilgisi olmadı- ğmı sav unan Kalemli, "Söz konusu çocuğu. Sajıştay kö- kenü İbrahim adlı arkadaşı- mızın ricası üzerine ve rapo- run verilmesinden çok sonra işe almışız. Bana birçok rica gelhor. ben bunlann bir bö- lümünü kabul ediyorum. Bunda herhangi bir sorun yok" diye konuştu. Önce olumsuz, sonra olumlu rapor verilmesinin de söz konusu olmadığmı belirten Kalemli. "İsteyen arkadaşlara raporu verebileceğimi söyledim. Hatta bunu Başkanlık DKa- nı zabıtlarına da geçirdim" dedi. Kalemli. yeniden aday o- lup olmama konusunda. "Once arkadaşlar değerlen- dirmelerini yapıp kararlan- tu vcrsin. ben daha sonra ka- ranmı vereceğim" dedi. Ka- lemli'nın. adaylık başvuru- su için tanınan lOgünlüksü- renin sonunu bekleyeceği tahmin ediliyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada temsil edilmesini sağladılar. ANAP, BBP'yi Meclis'e taşıdı. Odateşekkürola- rak, REFAHYOL'la işbirliği yaptı. DYP cephesinde, ortak azığı Çiller'den kazığı olanlar bir araya geldi, Demokrat Türkiye Partisı'ni (DTP) kurdu. DTP, belki de bir rekora imza attı, ku- ruluşundan az sonra iktidara ulaştı. Grubunu da ik- tidarın ardından kurdu. Seçimde baraja takılan MHP'nin hesabına da i- ki milletvekili düştü. Son olarak Meclis'te bir şağ partimiz daha oldu. ANAP'tan aynlan Korkut Özal DP'nin başına ge- çerek, partiyi de Meclis'e taşıdı. Merkez sağın rakamsal dökümü şu:' ANAP 136, DYP 91, DTP 21, BBP 8, MHP 2, DP 1. Tümünü toplasan bir iktidar etmiyor. Ne zaman birlik tartışması olsa işin kolayına ka- çanlar, "Sandık" der, "bu işisandık çözer. Bizisan- dık birteştirsin". 1995tedesonuçsandıktasandık. Ama, herse- ferinde aynı sonuçtan usandık: ANAP'la DYP burun buruna... Zamanla DYP eridi. Çiller, istikrarlı bir biçimde partiyi birincilikten üçüncülüğe düşürdü. DYP'nin salı günkü grup toplantısına 30 millet- vekilinin katılmaması önümüzdeki dönem yeni çö- zülmelerin olabileceğini gösteriyor. Sağdaki hesaplar, seçime kadar. Rakamsal dö- kümün ardından hesapsal dökümü aktaralım: ANAP'lı milletvekilleri partiye daha fazla DYP'li gelmesini istemiyor. Eğer gelirse önümüzdeki se- çimde "liste başı" olma şansı azalacak. ANAP'a ge- çenlerin verdiği ilkdemeç. "Yuvama döndüm"olu- yor. Yuva neresi? Listenin seçilebilecek bir sırası... DYP'de kalanlar ıkılı hesap yapıyor... "Ohh giden gitsin, kalan liste başlan bizimdir" di- yenler var. "Biz de gitsek, liste garantisi verirler mi" soru- suna yanıt arayan var. DTP ise iktidara erken ulaştı ama, toplumda is- tediği yere ulaşamadı. Anadolu örgütlenmesi iste- nen hızda değil. DTP'nin grup kurarken yaşadığı sancının benzeri Anadolu'da örgüt kurarken yaşa- nıyor. Demirel'in Türkiyesi.. affedersıniz Demokrat Tür- kiye Partisi'nin yeni bir merkez sağ yaratma çaba- sının kısa sürede sonuç vermesi güç görünüyor. Once iki kolunla sar da... Korkut Özal'ın başına geçtiği DP'ye önümüzde- ki günlerde ANAP ve DYP'den katılımlann olabile- ceği iddia ediliyor. Yuşuf Bozkurt Özal'ın YP'si de ağabeyine katıjacak. Özal kardeşler siyaset sahne- • sinde, Turgut Özaiın. askerlerin hazıriayıp sunöu- ğtftitkensiz gül bahçesinde yaptıklannı hayal ede- rek hayalet gibi dolaşıyorlar. Korkut Bey, ANAP ve DYP'yi, ola ki RP kapatı- lırsa tabanını ben alırım diye korkutuyor. MHP, Turancılıktan komünizm düşmanlığına, var- lık nedenini oluşturan kaynakların kurumasının ar- dından, yeni düşman ve zenginlik arayışlarına de- vam ediyor. Genel görünüm böyle. Merkez sagda siyasetya- panlar bu kaygılar içindeyken Demirel'in parla- menter sistemin tıkandığını vurgulayıp başkanlık sistemi istemesine eski yol arkadaşlan da soğuk bakıyor. Önceki akşam siyasetin sağ ve sol yelpazesin- den katılanların olduğu bir yemekte bu konuyu da konuştuk. Mehmet Dülger. Demirel'in bu sistem- den umudunu kesip yeni sıstem aramasına şu fık- fayla karşılık verdi: Genç kızla delikanlı parkta oturuyor. Genç kız sevgilisine soruyor: - Ne düşünüyorsun? "Ahh" diyor, "ahtapot olsam da seni sekiz kolum- lasarsam". Genç kız karşılık veriyor: - Önce iki kolunla sar da... Basma K. Irak yasağı SERKAN DEMİRTAŞ HABfR - Türk basını. Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı'nın bıl- gisi ve desteği dahilinde ger- çekleştirilen Türkmen Ku- rultayı'nı izlemek üzere gel- diği Habur'dan Irak'a sokul- madı. Türkmen gruplannın birleştirilmesine yönelik olarak düzenlenen kurulta- yın kamuovoına daha geniş ulaştınlması için götürülen gazeteciler. Habur'da üç sa- at bekletildikten sonra sınır- dan geçmelerine izin veril- medi. Kürt partileri KDP ve KYP'nin yönetimindeki Kuzey Irak'ta Türkmenlerin de pozisyon bulmalanna yö- nelik olarak düzenlenen Türkmen Kurultayı, Türk basınına uygulanan Kuzey I- rak yasağını yeniden günde- me getirdi. Türk basınını da- vet eden Türkmenler Vakfı yetkilileri. KDP'nin gazete- cilerin güvenliğini sağlama garantisini veremediğini. Genelkurmay Başkanı'nın da yalnızca Anadolu Ajan- sı'nın Irak'a geçebileceğıni ilettiğini kaydettiler. KDP peşmergeleri ise kendilerine isimleri önceden bildirilen gazetecilerin K. Irak'a gıre- bileceklerini söylediler. Ku- rultaym. TSK'nın PKK'ye karşı düzenlediği operasyo- na rastlaması dikkat çektı. PKK saldırdı: 5 şehit • Baştarafı 1. Sayfada zenleyen bir grup terörist- le güvenlik güçleri arasın- da çatışma çıktı. Teröristle- rin ilk ateşi sırasında bir astsubay, bir uzman çavuş ve 3 er şehit oldu. bir uz- man çavuş ve 7 er de yara- landı. Şehitlenn cenazele- ri dün Van Askeri Hasta- nesi'nde Van Valisi Ab- dülkadirSan'nında katıl- dığı törenin ardından top- rağaverilmek üzere mem- leketlerine gönderildi. Genelkurmay Başkanlı- ğı Genel Sekreterliği. TSK tarafından icra edilen sı- nırötesi harekâta katılan personelin durumlanndan ailelerini bilgilendirmek amacıyla Diyarbakır Jan- darma Asayiş Komutanlı- ğı Karargâhfnda irtibat bürosu kurulduğunu açık- ladı. Ailelerin. 0-414- 2288210-14 numaralıtele- fonlardan bilgi alabileceği bildirildi. Sınırötesi operasyonla- nn durdurulması için giri- şimlerini sürdüren Irak Dı- şişleri Bakanı Muhammed El-Sahaf, dün BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuş- mada, Türk hükümetini "iyi komşuluk ve tarihi iliş- kilere ters düşen tehükeli bir politika uygulamakla" suçladı. Sahaf. ABD'ye de ağır suçlamalarda bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle