23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Demirel öğrencileri kabul etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Curnhunyet'in ılanınm 74. >ıldönümü nedenıyle Milli Eğitim Bakanı Hikmet UÎuğbay'ı \e her ılden gelen lise öğrencılennden oluşan heyetı kabul etti. Kurtuluş Savaşı'nın kahramalık destanı üzerinde kurulan Cumhuriyet'in önemıne dıkat çeken Demirel, "Atatürk, 'Cumhunyet'ı biz kurduk, siz koruyacaksınız' derken sLze verdiği önemi ortaya koymuştur" dedi. Karadayı yurda döndü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'nın Bonn kentınde yapılan BAB Genelkurmay Başkanları Toplantisı'na katılan Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dün Ankara'ya döndü. Karadayı. Etimesgut Asken Havaalanı'nda yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Batı Avrupa Birliği'nin (BAB) askeri yapısında en üst düzeyde etkin şekilde yer almakta olduğunu belırterek bundan böyle ıttıfak karargâhı tarafından planlanarak ıcra edilecek kriz yönetimi tatbikatlanna, Türkiye'nin. üye ülkeler gibi eşit şartlarda ıştırak edeceğini söyledi. Gökçek yargılandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP'li Anakent Beledıye Başkanı Melih Gökçek ın Keçiören Beledıye Başkanlığı döneminde Imar Yasası'na aykın davranarak görevi ihmal ettıği gerekçesiyle yargılanmasına Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün başlandı. Danıştay 2. Dairesı, II ldaresi'nin daha önce aldığı 'men-ı muhakeme' karannı bozmuş \e Gökçek"in 3 aydan 1 yıla kadar hapıs cezası ile yargılanmasına karar vermışti. 'TBB Sonuç BildİPJSi' • BATMAN (Cumhuriyet) - Batman'da süren iki günlük toplantının ardından hazırlanan Türkiye Barolar Birliğı sonuç bıldırisi dün açıklandı. TBB raporunda azalan terör olaylanna karşm göçün sürdüğüne dikkat çekilerek "Eskiden üreticı olan ve kendine güvenen insanlar. artık kent varoşlannda tüketici, ürkek ve tedirgın konuma düşmüşlerdir" denildi. RP Başkanlık Divanı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Başkanlık Divanı. Erbakan başkanlığında partinin genel merkezinde toplandı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan. partisınin demokrasi \e özgürlüğün bayraktarlığını yaptığını söyledi. Türkıye'nın temel sorununun demokrasınin sağlam şekilde kökleşmesi olduğunu kaydeden Erbakan, •"Fıkrini açıklayan insana teşekkür edilir. hapse konmaz"' dedi. 8 yıl için rock konseri • İstanbul Haber Servisi - Radyo D ile El Nino Rock Bar. 8 yıllık kesintisiz eğitime destek amacıyla 14 kasım cuma günü bir rock konsen düzenleyecek. Sırasehiler Caddesi'nde bulunan El Nino Rock Bar"daki konsenn biletleri tüm Vakkorama ve Raksotek mağazalannda satılacak. Konserin geliri Milli Eğitim Vakfı'na bağışlanacak. Açridama Haber Merkezi-tETT Genel Müdürlüğü tarafından \apılan yazılı açıklamada, İETT personelinin sendikalara üye olup olmamalan veya üyelikten aynlmalannın tamamen kendı hür iradelerince >apıldığı bıldirildi. \çıklamada, personelin itamalannın yasalara ve geleneklere uygun olarak yapıldığı da belirtildi. Devlet Denetleme Kurulu, hazırladığı çalışmayı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sundu Yolsuzhık raporu Köşk'teANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, yolsuzluk ola- yının, Türlaye'de "üzerinde özenkdunıl- ması gereken" bir boyut kazandığını vur- gularken, alınması gereken önlemleri, bir öneri paketi halinde hazırladı. Devlet Denetleme Kurulu tarafından, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel"in ta- limatı üzerine hazırlanan "Yolsuzlukla Mücadeleye Yardıma Olmak Maksadıy- la Alınması Gereken Tedbirier" başlıklı inceleme raporunda, yolsuzluğun neden- leri, türleri ve etkileri üzerinde durulur- ken, Türkiye'deki yolsuzluk sorunu, "sos- yo-ekonomik, siyasaL, ahlaki ve hukuld" yanlan ile el alındı. Raporda, Türkiye'deki yolsuzluk türle- ri içinde, ekonomik yolsuzluğun çeşitli şekillerde görüldüğü ifade edilirken, "Ekonomik yolsuzluğun en belirgin örne- ği olan kayıt dışı ekonomi \e genel anlam- da vergi kaçakçüığmm boyutiarı, çok yük- sek düzeydedir. Bütçe açıklan sürekli art- mış, enflasyon kronikleşmiş \e dış borç stoku fazlalaşmışOr. Dürüst vatandaşla- nn vergi yükü artarken kayıt dışı ekono- mik kazançlar, büyük oranda artış kay det- mektedir" denildi. Raporda, artan kamu harcamalanmn. enflasyon ve borçlanma ile karşılanması- nın, kronik bütçe açıklan ve kronik enf- lasyonun kaynağım teşkil ettiği de vurgu- landı. Ekonomik anayasanın gereküliği İnceleme raporunda, yolsuzluklarla mücadelede çözüm yollan çerçevesınde "EkonomikAnayasa"nın gerekliliği üze- nnde de duruldu. Türkiye'de, iç ve dış borçlanmanın var- dıgı büyüklük ve kısa dönemlerde birbi- nnden çok farklı koşullarda yapılan borç- lanma uygulamalarının, konuya ayn bir ciddiyet kazandırdığınm anlarıldığı rapor- da. "Bura'barla,kamu borçlanmalaruun, koşullar ve uygulama yönünden ' Ekono- mik Anayasa' düzeyinde yasal düzenle- melere tabi tutulması, tam bir ihtiyaç ha- line gelmiştir" görüşüne yer verildi. Raporda. Devlet Ihale Kanunu'nda Te- kabeti. şeffafuğı, taraflann güvenini ve ka- muoyu denetimini" sağlayacak değışık- liklenn yapılması gereğı üzerinde duru- lurken. özellikle vergi alanmda kayıp ve kaçaklan en aza indirmek ve vergileme- de adaleti sağlamak için, "servet ve gider beyanı" esaslannın yeniden vergi mevzu- atına alınması gerektiğı belirtildi. Raporda. siyasette temizliğin yerleş- mesı açısından da TBMM üyeliği ile bağ- daşmayan işleri önleme açısından, seçile- meyen milletvekillerinin nüfuz tıcareti yapmalannın önlenmesi gerektiği belirtil- di. Raporda. siyasi partilerin merkez yö- netimleri ile il ve ilçe örgütlennde başkan ve üye olarak görev alanlann da mal bil- dirimi vermek zorunda olan kişiler kap- samına alınması istendi. İnceleme raporunda, mal bildiriminin beş yılda bir yenılenmesi olaymın. orta ve üst düzey yöneticilerle, yolsuzluk açısın- dan hassas sayılabilecek görevlerde bulu- nanlar için "2 yıla" indirilmesi önerisine de yer verildi. Raporda, "DevletAhlak Yasası" adı al- tında, bir yasanın hazırlanması gerektiği vurgulanırken "Zira devletin ahlak yö- nünden yükselen kurallara göre yönetil- mesi, yolsuziuklarla mücadele açısından çokdeğertaşunaktadır" ifadesıne yer ve- rildi. înceleme raporunda, yolsuzlukla mü- cadelede, medyaya da önemli sorumlu- luklar düştüğü vurgulandı. Bir grup laik öğretim üyesinin şikâyeti üzerine BÇG, 3 üniversitede inceleme başlattı Isparta'da Atatürk karşıtı eğitim EVİN GÖKTAŞ ANKARA - 20 bın öğrencısıy- le Akdeniz bölgesınin en büyük yükseköğretım kurumu olan Sü- leyman Demirel Ünıversitesi'nde (SDÜ). Atatürkçülük aleyhinde bilgiler verilmesine Batı Çalışma Grubu(BÇG)elattı. Üniversitede ders kıtabı olarak okutulan Türk lnkılap Tarıhi ve Atatürk tlkelen adlı kitapta. Ata- türkçülüğün bir düşünce sistemi olmadığı. Atatürk'e muhalıf gö- rüşleri çocuklara anlatmanın doğ- ru olduğu savunuldu Kitapta. "Atatürk Ukeleri tarihimizin belli bir döneminde geçerli olmuş, o za- man rağbet ve revaç bulmuş dü- şüncelerdir. Bunlan yeni nesillere en doğru şeyler olarak empoze et- meye hakkımız yoktur" denildi. Ûnıversıte laık ve Atatürkçü görüşe sahip bir grup öğretim üyesinin şikâyeti üzenne BÇG'nin, SDÜ, Sıvas Cumhuri- yet Ünıversıtesi ve Erzurum Ata- türk Üniversitesi hakkmda geniş çaplı bir araştırma başlattığı öğre- nıldi BÇG'nin, herüçüniversite- de okutulan tüm ders kitaplannı ıncelemeye aldığı bıldirildi. SDÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal ve Yard. Doç. Dr. Ahmet Halaçoğlu tara- fından yazılan kitapta. devrim ta- rihi derslerinde Atatürk'ün öğren- cılere "insan üstü bir varük" gibi benimsetilmeye çalışıldığı kayde- dildi. Kitabın önsözünde. "muay- yen bir kkotoji" olarak tanımlanan Atatürkçülüğün. resmi okullarda çocuklara "empoze edildiği" ileri sürüldü. Kitabın 1. sayfasının son paragrafında, şu görüşe yer venl- di: "Atatürk'ün Ukeleri, tarihimi- zin muayyen bir dönemindegeçer- li obnuş. o zaman rağbet ve revaç bulmuş fikir ve düşüncelerdir. Bunlanyeni nesillere en doğru şey- ler olarak empoze etmeye hakkı- mız yoktur. Empoze edilmeye ça- hşüan bu düşünceler, tek parti dö- neminde ortaya çıkmıştır. 1997'nin 60 yıl ö'ncesi 1927-1937 dönemidir." 237 sayfadan oluşan kitapta, Atatürkçülüğün aleyhinde başka yazarlann düşüncelerine de yer verildi. Kitapta "Nevarkial- fabe değişikugi Türk kültür haya- ü için olumsuz bazı sonuçlar do- ğurmuştur. Vaklaşık900yühk kül- tür birüdmi arşrvk'rin tozlu rafla- nnda kalmıştır" görüşü savunul- du. Topaldavasındayeniiddialar Cinayetten bir gün önceki telefon konuşmasında, Topal'ın sinirlenerek sık sık Mehmet Ağar'ın ve Özer Çiller'in adını kullandığı belirtildi İstanbul Haber Servisi - Kumar- haneler kralı olarak tanınan Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesiyle ıl- gili yargılanan 4'ü özel tımci 6 sa- nığın. "Taammüden adam öMür- mek ve adam öldürmeye kanl- mak" suçundanyargılandığıdava- da sanıklann tahliye taleplen red- dedildi. Duruşmada ılk kez hâkim karşısına çıkan tutuklu sanık AB Fevzi Bir, hakkındakisuçlamayı reddederek Mehmet Özbay'ı üst düzey bir MlT görevlisi sandığını belirterek, Topal'ın Özbay'ın ku- mar oynamasını yasakladığını be- lirtti. Topal'ın öldüriilmesinden çı- kan olmadığını aksine zaran oldu- ğunu savunan Bir. "Topal ölmeden önce tsrailli ortağına para vermi- yordu. O öldü. İsrailliler Topal'ın çocuklanndan 46 milyon dolar al- dı. Topal'ın gazinolanndan kira borcu olan Akgün'ler gazinoya or- takoldu" dedi. Topal'ın ımam nıkahlı eşi Hilal Ahıntaş ise Topal'ın ölmeden bir gece önce sürekli olarak sinirli şe- kilde telefonda konuştuğunu söy- leyerek "En çok Mehmet Ağar ile Özer Çiller'in adı geçti" dıye ko- nuştu. Beyoğlu 1. Agır Ceza Mahke- mesi'ndeki duruşmada sorgusu yapılan tutukJu sanık Alı Fevzi Bir, Topal'ın öldüriilmesinden yakla- şık bir ay sonra, Ahlak ve Kumar Masası'ndan gelen bir polis me- murunun, kumarhane ortaklarını Asayiş Şube Müdürlüğü'ne çağır- dığını kaydederek gözaltında tu- tulduklannı daha sonra İbrahim Şahin tarafından Ankara'ya götü- rülerek sorgulandıklannı söyledi. Mehmet Özbay ile yakın arka- daşlık kurduklannı kaydeden Bir, kaza nedeniyle Susurluk'a gitme- diğini, ancak Nevşehir'dekı cena- ze törenine katıldığını ifade etti. Duruşmada daha sonra ifade veren eskı Asayişten Sorumlu Em- niyet Müdür Yardımcısı Bilgi Ü- nal, Topal olayıyla ilgili olarak gö- Fevzi Bir ifadesinde Ömer Lütfü zaltına aldıklan özel timciler. Bir ve Hoştan'la ilgili maddi delil bu- lamadıklannı söyledi. Ünal'dan sonra Hılal Altıntaş tanık olarak dinlendi. Altıntaş'ın daha önce Sanyer Cumhuriyet Savcıhğı'na verdiği ifade okundu. Altıntaş ifadesinde Topal'm öldü- rülmeden önceki gece çok gergın olduğunu ve sinirli sınirlı telefon görüşmeleri yaptığını söyledi. Te- lefon konuşmalannda Mehmet Ağar \e Özer Çiller'in adının da geçtığini ifade eden Altıntaş, "Ömer Bey, .\li Fevzi Bir ve Sami Bey için işe yaramaz adamlar di- yordu. Kendisi Özer ÇiUer'i de sev- mezdi. Hatta Yeniköy'de onlann yahsımn önünden geçmek istemez- di'* dedi. Topal öldükten sonra ls- railli ortağı Rumen Gabrieüi'ye 46 milyon dolar ödendiğını de anlatan Altıntaş, şöyle konuştu: "\liras bölüşülürkcn, Elif ve Topal'ın, Çath'yı bir MITgörevlisi Murat Topal bana gazinodan pay «rmek istediler. Ben bundan anla- madığınıı söyieverek kabul etme- dim. Bana Sheraton Oteli'nin gazi- nosunun yüzde 40 hissesini verdikr. Ben kendilerine "Benı babanızın katıl zanlılan Alı Fevzi Bir ve Sa- mi Hoştan'la nasıl ortak yapmak isterseniz' deyince Murat TopaL "O doğru değıl. OnJar babamın ka- tilleri değil' dedi. Sonra kısa bir süre sonra bana 105 milyon dolar borçla geldiler. Bu borcun yüzde 6O'ı bizûn, yüzde 4O'ı senin dediler. Bu borcun nereden geküğini sorun- ca bazı bankalara ve Malive Ba- kanlığı'na borcumuz olduğunu söyledikr." Sanıklardan Ercan Ersoy'un "Topal ölmeden önceevinizin etra- finda dolaşan beyaz arabadaki ki- şiler biz miydik'" sorusuna Altın- taş. "Havır" yamtını verdı. Duruşmada daha sonra Topal'ın sandığını söyledi. öldürüldüğu yerde bulunan silah- lann zaptını tutan polis memurla- n tanık olarak dinlendi. Dönemin Asayiş Şube Müdürlüğü Teknik Bürosu'nda çalışan Hasan Salük. Topal cinayetinden sonra koli ban- dı ile sanlmış iki şarjörün kendile- rine getirildiğini ve üzerinde bir parmak izi tespit edildiğini belirt- ti. Susurluk kazası sonrasında Şa- hin Ekli Mehmet Özbay gibi isim- lerin ortaya atılmasından sonra amirleri Behzat Yümaz'ın Ekli'nin parmak izi ile silahta bulunan par- mak izinın karşılaştınlmasını iste- diğinı belirten Saltık, "İki parmak izi aynı çıkınca. Ankara Eminye- ti'nden ÇaÜı'nın parmakizini iste- dik. Orada Çath'mn parmak izi vardı w bizdeki Şahin Ekli'nin par- mak izi ile aynı çıkıyordu" dedi. Mahkeme heyetı, delillerin top- lanmamış olması nedeniyle du- ruşmayı erteledi. İpekçi davası Ozbey'in ifadeleri îpekçi için istendi İstanbul Haber Servisi - İpekçi cinayetine adı kanşan Yaiçın Özbey'ın Almanya'da gözaltına alınmasının ardın- dan emniyet ırtibat görevlisi Nail Aydin'la yaptığı görüş- menin tutanaklan Abdı tpek- çı davası içın istendi. ÜlkücüOralÇelik'ınMil- lıyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi tpekçi'yı öldürme eylemıne kanştığı iddiasıyla yargılanmasına is- tanbul 4. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde devam edıldi. Oral Çelik'in de katıldığı duruş- mada müdahıl avukat Taner Oğuzgiray. CHP'lı FıkriSağ- lar'ın Başbakan Mesut Yü- maz'a yazdığı sorularla ilgi- li olarak Içişleri Bakanı Mu- rat Başesgioğlu'nun açıkla- masını mahkemeye sundu. Müdahıl avııkatlar Turgut Kazan ve Taner Oğuzgiray tarafından sunulan dılekçe- de, Başesgioğlu'nun TBMM Başkanlığı'na gönderdıği ya- zıda 1.5 kilogram eroınle Al- manya'da yakalanan Yalçuı Özbey'in, Büyükelçilık yet- kilileriyle görüşme yaptığını belirttıği ifade edildi. Görüş- meden sonra. "Yetkili kişiler- le görüşme sağlanırsa fayda- h bilgiler temin edikceğini" belirtmeleri üzenne Emniyet Irtibat Görevlisi Nail Ay- dın'ın aynntılı görüşme içın görevlendirildiği ve görüş- menin tutanaklannın "ilgili makama" gönderildiği kay- dedildi. Özbey'in, Ağca ile birlikte İpekçi suıkastine ka- tıldığını açıkça vurguladığı kaydedilen dilekçede, görüş- menin tutanaklannın mahke- meye gönderilmesı istendi. POLİTİKA GÜ1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Başörtüsü Eylemi... Günlerdir İstanbul Beyazıt Meydanı'nda toplanı- yoriar... Önceki gün yine Beyazıt Meydanı'nda bir araya geldiler... Hepsi başörtülü... Bir ara bağırmaya başladılar: "Buzulüm bitsin!.." Şeriatçı medya da aynı telden çalıyordu: "Bitsin bu zulüm!.." Topu topu 100 kişilik bir grup... Hepsi de başörtülü... RP milletvekilleri de oradalar... Eski devlet bakanlanndan Lütfü Esengün, Ah- met Cemil Tunç, RP milletvekilleri Muhammed Polat, Naci Terzi de başörtülü kızlara destek veri- yor... İnsan Haklan'ndan sorumlu eski Devlet Bakanı Lütfü Esengün, başörtülü kız öğrencilere şöyle ses- leniyor: "Sizhakkınızı istiyorsunuz, fazla bir şey istemiyor- sunuz. Bu bir ara dönemıdir. Sizin mücadeleniz ta- rihe altın harflerle geçecektir." Eski Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç, sazı eline alıyor "Örtünmek Allah 'ın emridır. Bu başörtüsü siyasi bir partinin simgesi değildir. Size bu baskıyı yapan- lar, totaliter düşüncenin özleyıcisidirter. Türkiye'de 63 üniversite varken bu zulüm birkaç üniversitede yaşanıyor. Bu üniversitelerdemokrasiye, ınsanhak- lanna saygılı olmak zorundadır..." Acaba sayılan 100 kadar olan başörtülü kız öğ- rencilere zulüm mü yapılıyor? HayırL Onlar kadınlık onurlannın korunduğunun bile farkında değillerL İstanbul Üniversitesi kız öğrencilerin başvuru formlanna yapıştınlacak oian fotoğrafa koşul geti- riyor: Saçları açık olacak ve yüz görünecek... Bu bir kuraldır ve kız öğrenciler bu kurala uymak zorundadır... Benzer kural, TBMM'de de vardır. Omeğin, ba- yan milletvekilleri pantolonla genel kurula katıla- mazlar. Yine bayan gazeteciler, pantolonla TB- MM'ye gıremezler... Bir başka kuraldan söz edelim. Pasaport için ka- dınlardan istenilen fotoğraflarda yüzün görünmesi koşuldur. Onun için yüzü göstermeyen örtülü fotoğ- raflargeri çevrilir... Bir başka önemli kural camilerde geçeriidir. Ca- milere başı açık olan kadın giremez... • • • Yasa ve kural tanımazlığın, demokrasi ve insan haklanyla ne ilışkisi vardır? Örneğin, Almanya'da Anayasayı KorumaÖrgütü ve yasalar, faşıst parti kurulmasını yasaklamıştır. Al- manya'da birileri ortaya çıkıp "Ben böyle parti ku- rarım, demokratik haklarım engellenemez" diye- mez... Yasa ve kural tanımamak bizım şeriatçı kesim için olağan sayjlıyor... Turgut Özal 2547 sayılı yasaya şöyle bir tümce eklemişti: "Dini inanç nedeniyle boyun ve saçlann örtü ve türbanla kapatılması serbesttir..." Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi'ne gitti ve geri dönmedi mi? Döndü! Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesi şöyleydi: "Üniversitelerde dini kurallara göre yapılan dü- zenleme, laiklik ilkesine ve anayasanın 174. mad- desine (devrim yasalanna) aykındır..." Mustafa Balbay geçenlerde yazdı. Lamia Bulut ve Şenay Karaduman adlı iki üniversite öğrencisi, başörtüsüyle derslere girmek istediklerini, ancak yönetimin buna karşı çıktığım (Türkiye'de yargı yo- lunun tükendiğini de belirterek) öne sürüp Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na başvurdular. Sonuç ne oldu? "Laik üniversiteler, öğrencilerin kılık-kıyafetlerine ilişkin kurallar koyarken bazı köktendincilerin yük- seköğretimde kamu düzenini bozmamalarını ve başkalannın inançlanna zarar vermemelerini sağla- maya özen gösterebilirier. Komisyon, laik üniversite gerekleri dikkate alın- dığında, öğrencilerin kılık-kıyafetlerinin düzenlen- mesinin ve bu düzenlemeye uyulmadıkça kendile- rine diploma verilmesi gibi bazı idari hizmetlerden yarariandırılmamasının, din ve vicdan özgüriüğüne bir müdahale oluşturmadığı düşüncesındedir. Şikâyet, sözleşmenin 27. maddesinin ikinci fık- rası anlamında açıktan açığa esassızdır. Bu neden- le komisyon, şikâyetin kabul edilemez olduğuna karar vermiştir." • • • Şeriatçılar demokrasiyi, bir yaşam biçimi olarak değil, amaçlarına ulaşmak için 'araç' olarak görü- yorlar... Her gece bir televizyon ekranında birkaç 'ahmak' da 'solcu' kimliğıyle ekrana çıkarılıp de- mokrasi ve insan hakları konusunda ahkâm kesi- yor... O kafalar, ÖDP Büyük Kongresı'nde kürsüye çı- kan DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak'ı yuhalıyor; o kafalar "Çetelerden hesap sorulsun" denildiğin- de "fasa fiso" diyen Necmettin Erbakan'ı şimdi- lerde 'demokrasikahramanı' olarak niteliyor... Türkiye'de kavram karmaşası sürüyor... CihatBaban ıleCihat Arman'ı 'cihat'\aeşdeğer gören kafalann demokrasiyle uzaktan ve yakından iligisi yoktur... Kimse kimseyi kandırmaya uğraşmasın!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya'/ raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Savaş, iddialan araştırmak üzere Diyarbakır'a gidiyor 'Hibe silahlarla çete silahlan aynı' ÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksekova Çetesi soruşturması sırasında DYP'li Yüksekova Belediye Başkanı Ali ihsanZeydan'ınevinde bulunan silahlar- la, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne hibe edildikten sonra kaybolan silahlann sen numaralannın aynı olduğu iddia edildi. Zeydan ailesi silahlann kendilerine, dö- nemin Genelkurmay Başkanı Doğan Gü- reş'in bilgisi dabilinde verildiğini öne sür- düler. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kudu Savaş, iddialan araştırmak üzere gelecek hafta Diyarbakır'a gidiyor. Yüksekova çetesi sanıkJan ikinci kez Başbakanlık Başmüfettişliği tarafından sorgulanmayı beklerken emnıyetin kayıp silahlanyla ilgili oldukça ilginç bir geliş- me yaşandı. Çete soruşturması sırasında Yüksekova DYP'li Belediye Başkanı Ali Ihsan Zeydan'ın evinde ele geçirilen si- • DYPli Yüksekova Belediye Başkanı Ali îhsan Zeydan'ın evinde bulunan silahlarla, emniyete hibe edildiği söylenen silahlann seri numaralannın birbirini tuttuğu ileri sürüldü. lahlar arasında bulunan Uzi ve Sten mar- ka silahlann seri numaralanyla, emniye- tin kayıp silahlannın seri numaralannın birbınni tuttuğu öne sürüldü. İddia sahipleri, Ali Ihsan Zeydan'ın evinde yakalanan silahlar arasında bulu- nan 13679 seri No'lu Uzi markatabanca ile 1625 seri No'lu Sten marka tabanca- nın, emniyetteki kayıp silahlann seri nu- maralannın karşılaştınlması halinde ay- nı olduğunun ortaya çıkacağını söyledi- ler. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş. iddialan araştırmak üzere gelecek hafta Diyarbakır'a gidecek. Savaş araştırmasına. Yüksekova çetesi soruşturmasında ele geçirilen ve halen Diyarbakır DGM ve Hakkâri Ağır Ceza Mahkemeleri adli emanetlerinde bulunan silahlann seri numaralan ile Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'nde kaybolan silahlann seri numaralannı karşılaştırarakbaşlaya- cak. Bu arada halen Hakkâri 1. Ağır Ce- za Mahkemesi'nde edilen davada. Zey- danlar, liderleri bulunduğu Pinyamiş aşi- retıne Kalaşnikof marka otomatik silah- lar ve roketatarlann kendilerine zamanın Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in bilgisi dahılınde askerler tarafından veril- diğini öne sürdüler. Ali thsan Zeydan'ın avukatı Hüsnü Ay- han.son yapılan duruşmada, ele geçirilen ruhsatsız silah ve roketatarlarla ilgili Ge- nelkurmay Başkanlığı'ndan bilgi ıstedi- ğini belirterek "Ali İhsan'uı amcası eski milletvekili Ahmet Zeydan, 500' e yakın ruhsatsız silahın Doğan Güreş'in bilgisi dahilinde, kendilerini PKK'den korumak amacıyla Genelkurma> Başkanhğı tara- fından verildiğini söyledi. Mahkeme Ge- nelkurmay'dan bu konuda bilgi istiyor. Şa- yet olumsuz bir yan gelirse Ahmet Zey- dan, eski Genelkurma) Başkanı Doğan Güreş'in ifadesine başvurulmasını isteye- eek" dedi. Yüksekova çetesi soruşturmasmda ha- len yargılanan sanıklann ve evlerinde ele geçirilen silahlar şöyle: Ali thsan Zeydan: 12 adet Kalaşnikof, 4 adet roketatar, 1 adet bombaatar. 1 adet G-5, 1 adet Uzi ve 1 adet Sten marka ta- banca; korucubaşı İsmet Ölmez: 4 adet Kalaşnikof; korucubaşı Hasan Oztunç 6 adet Kalaşnikof; korucu Cemal Ölmez 5 adet Kalaşnikof. 1 adet lav silahı. Fiyatı:500.000TL t f y K ı î a p K t J İ ü b ü Ç a ğ P a z Ş Ya-«*)atan Cad. Saüomsoğüt Sok. ^to•*B Cağaloğlıı-lstantjul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle