Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
1mtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeru Orhan Erinç
0 Genel Ya>in Koordınaîörü. Hikmet
Çetinka>a # Yazıışlen Mödürlen: Ibrahim
Yüdız - Dinç Tayanç • Sorumlu Müdur
Fikret llkiz © Haber Merkezı Müdürü
Hakan Kara •Göısel Yönetmen: FikretEser
Dış Haberier. Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat: Cengiz
Yüdınm 0 Ekonomı Mefamet Saraç • Kültür
Haodan Şenköken 0 Spor \bdülkadir Yücelman
0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah
Yaaa#Fotoğraf: ErdoğanKöseoğlu 0Bügı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Habeıien: Mehmet Faraç
YaunKurulu. tDnnSdfuk(Başkan).
Orhan Erinç. Oktay Kurtböke.
Hikmet Çı-tinkaya. Şüknuı Soner.
Ergun Bala, Dinç Tayanç. İbrahim
Yıldız, Orhan Bunvah. Mustafı
Balbay. Hakın Kara.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balba> Aatürk Bulvan No
125.Kat 4,Bakanhklar-AnkaraTel:4195020(7hat), Faks:
4195027 0 lzrrur Temsilcısı Serdar Kızık, H. Zıya
Blv 1352 S.2'3Tel4411220, Faks 4419117 • Adana
Temsücısi: Çetm Yiğenoğlu, hönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1.
Tel:363 12 11. Faks-363 12 15
Müessese Müduru Lstün Akmen #
Koordınatör \hmet Korulsan #
Muhasebe Bülent \ o>er«tdare HJK-vin
Gûrer • lşletroe Önder Çefik • Bılgı-
îşlem. \aîl tnal # Bılgısa>ar Sıstem
Mürüvet Çikr»SaDş FaaletKuza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbîo
Erduran # Koordinatör* Reha
Işıtman • Genel Müdür Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-51384«Wl,Faks 5138463
Yavımlayın *e Ba&ao: Yeıu Gun Haber Ajansı, Basın \e Yavuıcıhk A.Ş
TurtocagıCai39 41 Cağalo|]u 34334 kt PK 246 IstanbuJ f el ((1212) 512 05 05 (20 ha!) Faks (0/212) 5!3 85 95
29EKIM1997 Imsak: 4.57 Güneş: 6.24 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.44 Aksam: 17.12 Yatsı: 18.33
Çello çalan robot
• Çeviri Servisi - Tokyo'da
önceki gün açılan
Uluslararası Robot
Fuan'nda. Elektro-
Komünikasyon Üniversitesi
profesörlerinden Makoto
ICajitani'nin gelıştirdıği
çello çalan robot büyük ilgi
çektı. Mubot (raüzisyen
robot sözcüklerinin bileşimi)
adı venlen robot çelloda 30
parça seslendirebiliyor. Aynı
üniversitenin geliştirdifi
gitar çalan başka bir robot
da 51 parçayı kusursuz
çalabiliyor.
Kadın
Araştırmaları
Derneği
• Haber Merkezi - Kadın
Araştırmalan Derneği,
Istanbul Üniversitesi Kadın
Sorunlan Araştırma ve
Uygulama Merkezi ile
ortaklaşa kadınlara yönelik
ücretsiz kurslar açacak.
Kasım ayı içerisinde
başlayacak olan 16-30 yaş
arası genç kız ve kadınlara
konfeksıyon sektörüne işçi
olarak girebilmelerini
sağlayacak kurslara
katılmak isteyenler
Veznecıler'deki 1Ü Öğrenci
Kültür Merkezi'ne 11
Kasım 1997 tarihıne kadar
başvurabilirler.
Bergama
karamna temyiz
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-Çevre Bakanlığı.
Izmir 1. Idare
Mahkemesi'nin Bergama
altın madeniyle ılgıli
karannı temyize
hazırlanıyor. Çevre Bakanı
Imren Aykut, "taraflann, her
türlü mahkeme karanna
itiraz etme haklan
bulunduğuna" dikkat
çekerek kamu kuruluşlannın
bu haklannı "ne olursa
olsun" kullandıklannı
söyledi. Bakanlığın temyize
gıtmesi durumunda.
başvuruya, "siyanürlü
yöntemı insan ve çevre
sağlığına aykın" bulan
Danıştay 6. Daıre'nin
bakacağı belirtilıyor.
Kmlay Haftası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kızılay Haftası
dün başladı. Cumhurbaşkanı
Demirel, yayımladığı
mesajda, vatandaşlardan
başta kan bağışı olmak üzere
bütün imkânlanyla kurumu
desteklemelerini ıstedi.
Kızılay Genel Başkanı
Kemal Demir de kurumun
bu yılın dokuz aylık
dönemınde 477 mılyar 717
milyon liraya ulaşan
yardımlarda bulunduğunu
bildirdi. Demir, ülkemizin
kan iirünleri ihtiyacını
karşılayacak ve yurtdışına
olan bağımlılığı azaltarak
döviz tasarrufu sağlayacak
olan kan ürünleri fabrikası
kurulacağını da sözlerine
ekledi.
Termik santral için son karan Bakanlar Kurulu verecek, antma tesislerinin temeli 2 Kasım'da atılacak
Gökova'ya Şirnak Valisi tabp• Şırnak Valisi Halil Ulusoy, Gökova için en uygun
çözümün santralı Şırnak'a taşımak olduğunu söyledi.
Ulusoy '"Böylece hem Gökovalılar kurtulur hem de
Şırnaklılara istihdam olanağı doğar" dedi.
Haber Merkezi - Muğla Valisi Ce-
mil Sernadh, Gökova (Kemerköy) Ter-
mik Santrah'nın kapatılması veyaça-
lıştınlması konusunda son karan Ba-
kanlar Kurulu'nun vereceğıni belirtir-
ken Şırnak Valisi HaKl Lluso>. sant-
rala talip oldu. Ulusoy. "Böytece hem
Gökovalüarhem de Şımaklıİarkurtu-
lur' dedı.
Enerjı ve Tabıi Kaynaklar Bakanlı-
ğı'nın, Türkıye'nin enerji ihtıyacmın
karşılanması için, bu tür santrallara
ihtiyaç bulunduğu yönündeki açıkla-
malannın yanı sıra Çevre Bakanlı-
ğı'nın, yöredekj termik santrallann
doğayı ve çevreyı kırlettiği gerekçesiy-
le kapatılması gerektiği yolunda iste-
mı bulunduğunu kaydeden Serhadlı,
"Mahkemenin de santrallann kapatıl-
ması doğrultusunda karan bulunuyor.
Bir hukuk devieti olmamıza rağmen,
Bakanlar Kurulu'nun konu hakkın-
da vereceği karan bcklemekten başka
çaremiz kalmıyor'' dedi.
Öte yandan Şırnak Valisi Halil Ulu-
soy, Gökova Termik Santralı için en et-
kıli çözümün, santralı Şımak'a taşımak
olduğunu bildirdi. Şımak'ın Silopi il-
çesındeki kömürün kükürt oranının
yüksek olduğunu, santral için uygun
kömür cinsinin, bu bölgede bulundu-
ğunu belirten Ulusoy. şöyle konuştu:
"Termik santral için altyapı hazır. Böy-
lece bem Gökova ve Gökovalılar kur-
tulur, hem de Şırnak kurtulur. Göko-
va Termik SantnüTıun Sflopi'ye ku-
rulması balinde, Şırnak'a büyük bir is-
tihdam kazandınlmjş olacaknr. An)
duruma gelen asfaltit ocaklannın ça-
lışnnlması halinde, ülke ekonomisine
büyük katkı sağlanır."
Termik santralın Şırnak'ta kurul-
ması halinde bölgenın elektrik sorunu-
nun da çözümleneceğini ve en az bın
500 kişiye iş olanağı sağlanacağını
kaydeden Ulusoy, "BöyleceGökova'da
bulunan vatandaşlannuz da, kendile-
rine göre büyük sorun teşkil eden ter-
mik santraldan kurtulmuş olacaklar-
dır. Bunu Şırnak halkı canı gönülden
istemekte ve istelderine cevap bekle-
mektedir" dedi.
Türkıye Elektnk Üretim ve Iletim
A.Ş.'nin (TEAŞ) geçen yıl Kasım ayın-
da yapım anlaşmalannı imzaladığı
"desülfrizasyon" baca gazı antma te-
sislerinin temeli, 2 Kasım 1997 Pazar
günü Başbakan Mesut Ydmaz'ın ka-
tılacağı bir törenle atılacak. Türk-Al-
man fırma konsorsiyumunca kurula-
cak antma tesislerinin yaklaSik 18 ay-
da tamamlanması öngörülüyor.
Izmir Çe\Te Hareketi Avukatlan,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve
Başbakan Mesut Yılmaz'a telgraf
çekerek 31 ekimde yapılacak Gökova
Termik Santralı desülfürizasyon
ünitesinin temel atma törenirun iptal
edilmesini ve geçmişte verilen sözlerin
yenne getirilmesini istediler.
ALT1NBİLEK: YALNIZCA HtDROELEKTRİK ENERJİ YETMEZ
DSİ'den nükleer santrala yeşil ışık
ŞAM.IURFA (AA) - Türkıye'nin hidrolik kaynaklı
enerji yatınmlannı yürüten Devlet Su Işleri (DSİ) Genel
Müdürü Prof. Doğan Altmbüek, artan enerji ihtiyacı kar-
şısında Türkıye'nin mutlaka yeni termik. nükleer ve do-
ğalgaz santralı kurup enerji üretmesi gerektiğini bildir-
di. Enerji yatınmlannı hidrolik kaynaklar açısından de-
ğerlendiren Altınbilek, enerji açığını gidermek için her
yıl 1 milyar dolar harcayarak 1000 megavat kurulu güç-
te hidroelektrik santrallar kurmak gerektiğini vurguladı.
Altınbilek aynca. 70 içme suyu ve sulama amaçlı ba-
rajlara enerji üretilmesi için santrallar kurulması öneri-
sinde bulundu. Altınbilek, yapımı devam edenler yanın-
da Çoruh nehri üzerinde, yüzde 100 yabancı kredı ile 4-
5 baraj yapılacağını bildirdi.
Altınbilek, Türkiye'nin enerji ihtiyacının önümüzde-
ki yıllarda artacağını, halen yüzde 8.5-9 olan yıllık ener-
ji artış oranıyla, Türkiye'nin 6 milyar kilovvatsaat (kwh)
olarak açıklanan enerji açığını hidroelektrik santrallany-
la gidermesınin mümkün olmadığını vurguladı.
Türkiye'nin halen hidroelektrik santrallarda enerji po-
tansiyelinin 10 bin megavat olduğunu, 3 bin megavatlık
da yürütülen projeleri bulunduğunu belirten DSİ Genel
Müdürü, su tutulmaya başlanan GAP'ın Dicle havzasın-
daki Kral Kızı ve Dicle barajlan da dahil. enerji amaçlı
halen 32 adet tesis olduğunu bildirdi.
2010'a kadar sadece hidrolik kaynaklar açısından 26
bın megavat enerjiye ihtiyacı olacağını. bunedenle 13 yılda
her yıl 1 milyar dolar harcayarak 1000 megavatlık sant-
rallar kurmak gerektiğini anlatan Altınbilek, "Bu durum-
da bütün hidroelektrik enerji potansiyetini tam olarak kul-
lansak, Uretsek bik, bu acığı kapatmanııza >etnıe>e«ktir.
Bu nedenle termik, nükleer ve doğal gaz santrallar kurup,
enerji üretmek zorundayız" şeklinde konuştu.
Santral önerisi
Mevcut içme suyu ve sulama amaçlı 70 baraja da sant-
rallar kurularak enerji üretilmesi önerisinde bulunan Al-
tınbilek. "Örneğin L'luboriu barajında. normal zaman-
larda sulamada kuilanıldıgı gibi santral kurularak ener-
ji üretilebflir. Özel sektör burada kuracağı santralla, 20
megavat enerji üretsin. Bu ekstra bir enerji üretimi olur"
dedı.
Avrupa 'nın 'zencisi; Çmgmder
Baüblara
göre
rursızuk,
\ankesicilik,
dilenciükyapanve
hastalık taşıyan
Çingeneler hiçbir zaman
"'terbi>« edilemez."
Çeviri Servisi - Bugüne dek
sürekJı dışlanan, horlanan ve
şiddete maruz kalan Çingene-
ler kendilerini kabul edecek ül-
ke arayışım sürdürürken Batı-
lı ülkeler, Orta AvTupa ülkele-
rinden göç eden Çıngenelere
siyasi siğınma hakkı vermeye
yanaşmıyor.
Tîıne dergisi son sayısında.
Batı Avrupa'da Çingenelenn
yol açtığı "bunalıına'' geniş yer
ayırdı. Geçen hafta sonu tngiltere'nin
I)over limanında siyasi sığınma hakkı
isteyen 234 Çingenenin gümrük kapı-
lannda bekletilmesi, konuyu dünya ka-
muoyunun gündemine getirdi. Ülkenin
önde gelen basın organlannın manşet-
ten verdiği haber, yamızca Ingiltere'de
değil, tüm Batılı ülkelerde sert tartış-
malara yol açıyor.
Çingenelenn boynunun \aırulması-
nı yasal bireylem olarak kabul eden In-
giltere Kralı 8. Henr>''nin iktıdannın
üzerinden 450 yıl geçmesine karşın tn-
gilizlenn Çingenelere karşı besledikle-
ri olumsuz duygular azalmış değil. Di-
ğer Avrupa ülİceleri de bu tutumu "uit-
çıhk" olarak saymadıklan gibi, tngiliz-
Çingenelerin batıya göc yolları
İNGlLTEREv
V
Varşova*
POLONYA
ÇEK
CUM.
Jfiyâna-'SLOVAKY^
#
Sa)zbutg •-Bratela
'STURYA^ MACARİ'STAN
JL
leri haklı gösterecek gerekçelerin ardına sı-
ğınarak bir anlamda kendileriru de göçe
karşı korumaya çalışıyorlar.
Batı'da yüzlerce yıldır yaygın olan görü-
şe göre Çingeneler yerleşik düzeni sevmez;
fal bakarak. keman çalarak para kazanır;
kamp ateşi çevTesınde dans edip şarkılar söy-
ler. Ote yandan hırsızlık, yankesıcilik, dı-
lencilikle suçlanan Çingenelerin hastalık
taşıdığı ve hiçbir şekilde "terbiye edileme-
diğj" iddialan da sıradan AvTupahnın ortak
görüşü. Nazi soykınmmda bir milyon Çin-
genenin öldürülmesı bıle bu inancı değiş-
tirmeyeyetmedi.
Geçen ağustos ayından başlayarak bu-
güne dek aralıksız süren Çingene göçünde,
genellikle lngiltere ve Kanada gibi Batılı ül-
keler hedefseçildi. Toplumbilimcı-
ler. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya
gibi Orta Avrupa ülkelerinde son
derece kötü koşullarda yaşayan Çin-
genelenn Batı'ya göçlerinın her tür-
lü engellemeye karşın süreceğini
tahmin ediyor.
Hümanist görüşleri ile tanınan
Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı
Vadav Havel'in ülkesinde bile Çin-
genelere yönelik 1.250 saldın ola-
yının meydana gelmesi, ırkçı giri-
şiminlerin yönetimlerden bağımsız bır ıv-
me kazandığrru gösteriyor. Slovakya ve Al-
manya, Çingenelere yönelik sistematik bir
kıyımın söz konusu olmadığını ıddia etse
de "dazlaklar" eylemlerini her geçen gün
arttınyor.
Bu düşmanca tutumlara karşı ortak bir sa-
vunma stratejısı gelıştinnek amaeıyla ERRC
(European Roman Rıghts Center- Avrupa
Roman Haklan Merkezi) isimli bir örgüt ku-
ran Avrupah Çingeneler, özellikle eski ko-
münist ülkelerdeki ırkçı ve düşmanca ey-
lemlere karşı yasal bir mücadelenin teme-
lini oluşturma çabasındalar. Bu ülkelerde or-
taya çıkan sorunlann tüm sorumluluğunu.
günah keçisi olarak Çingenelere yükleyen
ırkçılar, kanlı propagandalan ve şiddet ey-
Avrupalılann, "yerleşik düzeni sevmeyen" insan-
lar olarak gördükleri Çingenelerin durumu Tûr-
kiye'de de pek farkh değU. (TAR1K TINAZAY)
EROZYONLA MUCADELE HAFTASI 8 KASIM'DA BAŞLAYACAK
GAP^ta aşırı sulamaya dikkat
İstanbul Haber Servisi - Bu yıl 5.
kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan
Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaç-
landırma ve Doğal Varlıklan Koru-
ma Vakfı (TEMA), 8 Kasım'da baş-
layacak Erozyonla Mücadele Hafta-
sı'nı. Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'ın katılımıyla Lütfi Kırdar
Kongre Salonu'nda Nilüfer konseri
ile açıyor. Erozyonla Mücadele Haf-
tası'nın başlaması dolayısıyla 8 Ka-
sım saat 10.30'da da TÜYAP'tan Tak-
sim Anıtı'na doğru bir yürüyüş ya-
pılacak.
TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin
Karaca. TEMA Ikinci Başkanı Ni-
hat Gökyiğh ve Bayındır Holding
temsılcısi Kamurarı Çörtük. konuy-
la ilgili dün Bayındır Holding bina-
sında bir basın toplantısı düzenledi-
ler.
TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin
Karaca. toplantıda yaptığı konuşma-
da, erozyonun ertelenemez bir konu
Çarşı'da. satın aldıklannızın karşılığını,
Çarşı Kredi Karunızla kolayca ödersiniz.
Dilerseniz peşinatsız. vade farksız^ taksitle...
Dilerseniz nakit, % 10 indirimle... Üstelik. özel
indirimlerden, fırsatlardan. avantajlardan öneelikle
haberdar olur, öncelikle yararlanırsınız.
"Parasız veriyorlar!"
olduğunu belirterek GAP'ın hayata
geçmesiyle birlikte bölgede aşın su-
lamadan kaynaklanan erozyonun hız-
landığina dikkat çekti. Babil Uygar-
lığı'nm çöküşünün de aynı nedenle;
aşın sulama ve buna bağlı erozyon-
la gerçekleştiğini anımsatan Kara-
ca, TEMA'nın kuruluşundan bu ya-
na giderek büyüyen toplumsal des-
teğin kendilenne cesaret ve umut
verdiğini söyledi.
Karaca, Türkiye'nin artık çöl ol-
mayacağına inanmaya başladığını
kaydetti. TEMA tkinci Başkanı Ni-
hat Gökyiğit de, "Her yakaya bir ye-
şil yaprak" kampanyasının 10 mil-
yon kişiye ulaşması halinde, kendi-
lerini hedeflerine ulaşmış sayacakla-
nnı söyledi.
TEMA'nın, her yıl 1 milyar 400
milyon ton verimli toprağın denizle-
re, barajlara akıtan Türkiye'nin hız-
la çölleştiği gerçeğini tüm ulusun or-
tak davası haline getirdiğini belirten
Kamuran Çörtük, TEMA'ya bundan
sonra da desteklerinin süreceğini söy-
ledi. Bayındır Holding sponsörlü-
ğünde gerçekleştirilecek 8 Kasım
13.30'da Lütfı Kırdar Kongre Salo-
nu'ndaki Nilüfer konserinden elde
edilecek gelirin tamamının TEMA
Vakfı'na bağışlanacağını duyuran
Çörtük, şunlan söyledi:
"Türkiye, en korkunç doğal afet-
lerden biri olan erozyonun tehdidi al-
ondadır. V ıllardır, saytsız uy^arhğa be-
şikHk etmiş bu değerti topraklar ne
yazık ki gün geçtikçe ayağımızın al-
ündan yavaşyavaş kaymaktadır. Yüz-
vıllar boyu atalanmızı üzerinde ba-
rmdıran bu topraklara ihtiyacımız
var. Doğaya sahip çıkmak, uygaruğın
bir ölçüsüdür."
7, 5,3 ve 2.5 milyon liraya satıla-
cak olan Nilüfer'in konseri biletleri
Vakkorama Mağazalan'ndan ve
TEMA Vakıf merkezinden satın
alınabilecek. •
Çttrsı duıı ctkmak ısl**nuyornm. s
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
"Hücre Sabır Tanımaz
Demirerin, tekrarlamaktan hoşlandığı o deyime,
hiç dikkat ettiniz mi? Bat'dan ('Sistem
1
) bah-
setmesi gerekti mi, nedense 'Uygar Dünya' deme-
yi tercih ediyor: 'uygahık' onlann malıymış gibi!...
Ne de uygardırlar ya!.. Türkiye'de -hele cezaev-
lerinde- insan haklanna riayet edilmediğini öne sü-
ren Almanlar; daha kırk yıi önce, Dachau, Mattha-
usen, vb. 'temerküz kampları'nda, hemcinslerini
türlü eziyet ve işkence ile öldürenler değil midir? İn-
san Haklan 'şampiyonu' Fransızlann, kapalı kapılar
ardında ne haltlar yediğini, Cezayir'in bagımsızlığı
için savaşan Ebû Tâlib'e sormalısınız!.. 'Abbas Yol-
cu'da anlatmıştım: Paris Emniyet Müdürlüğü'nde
(La Pr'efecture), gözaltına alınmıştım (1950), kal-
dığım kısa süre içınde, nezarethaneye, dayaktan
kan revan içinde bir adam getirdiler: Alman olmak-
tan başka kabahatı yoktu; nasıl ki, kamplardaki 'gaz
odası'nda ölenlerin, 'Yahudi' olmaktan başka kaba-
hatlan olmamıştır.
'İnsan Haklan', öyle mi? En mcxiem, en acımasız
sorgulama yörrtemlerini, o 'uygar dünya' geliştirip
uygulamıyor mu? En 'şaşmaz' işkence araçlannı, on-
lar gerçekleştinnediler mi? Yanlış hatırlamıyorsam,
insanın insanı 'kapatmasını' önce Batlı toplumla-
nn keşfettiğini Foucautt yazmıştı; önce cüzzamlıla-
n 'kapatıyoriardı', sonra 'delileri' kapattılar, sıra 'suç-
luları' kapatmaya geldi. 'Kapatılmışlığın' fecaatini,
Soljenitsin ne yaman anlatmıştır. Oysa sizden ol-
mayan, sizin kafanızla düşünmeyeni 'kapatarak'
harigi ruh huzuruna vanlabilir ki? Sanınm Dostoyevs-
kiy'in lâfıdır: "... sağduyu sahibi olduğunu kanıt-
lamanın yolu, bir başkasını kapatmaktan geç-
mez."
Insandan başka hangi yaratık, 'türdeşini' kapata-
rak cezalandınyor? Boşuna 'Hame Hamini Lupur
/ İnsan İnsanın Kurdudur' denilmemiştir.
'Hücre'den çıkan, artık giren adam'
değildir...
ücre cezasına' ya doğrudan mahkemece hük-
mediliyor, ya da 'içerde' işlenmiş bir suçtan
ötürü, Cezaevi Yönetimince! Dahası, 'siyasiler1
için
-gözaltında, tutuklu ya da hükümlü olması farketmez-
oldum olası kullanılan 'özelinfaz' hücreleri vardır; on-
lardan 'geçen' bir insanın, oraya girmeden önceki
insan olabilmesi, artık mümkün değildir 'dışardaki'
dünyaya ait olmadığı hissinden uzun, çok uzun bir
süre kurtulamayacaktır: hele bir de, el ve ayaklann-
dan 'prangaya vurulmuş'sal..
Tutukluyu kahreden bir başka duygu nedir? Da-
ima infazcının, infaz edilene oranla, daha basit, da-
ha az bilgili, daha az görgülü, daha az insaflı olma-
sı mı? Insaflısı hiç mi çıkmaz? Çıkmasına çıkar da,
o zaman onun mertiametine tahammül taşınmaz
yük olur: ne demışler, "Bir arslan sırtı için en ta-
hammül edilmez yük, merhamettir." 1941 llkba-
hanna doğru, Izmir Hapishanesi'nden lisedeki sı-
nrf arkadaşımıza yazdığımız bir mektupta, bu deyi-
şi kullanmıştık: bunu bize ödettiler.
Tartıştığımız ne? Hücre Sistemi, yeni cezaevlerin-
de 'Oda Sistemi' adıyla uygulanacakmış,ona tepki!
Çünkü, "Hücre sabır kabul etmez!"; EceTemelku-
ran, uzman hukukçulara sormuş. demişler ki:"... tec-
rit tecrittir 1,4,6 kişi farketmez. Yeni sistemde
insanlan yine 24 saat tecrft edecekler; işte bu Tür-
kiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere
aykındır; çünkü bu sözleşmelerde kabul edilen
standartlara göre, kişiler, ancak günün belli sa-
atlannda tecrit altmda tutulabilirler, diğer saat-
larda cezaevindeki toplulukla ilişki kurmakta
serbesttirler. Üstelik tutuklulann, daha suçu ke-
sinleşmemiş insanlann da tecritten payını al-
ması hukuka aykındır." (Cumhuriyet/Dergi, 12 Ekim
1997)
Onlara katılmamak mümkün mü? Hele bizim ku-
şağın 'eski tüfekleri' yürekten katılacaktır: onlar ki ay-
larca süren 'gözaltı' süreleri yaşamışlar; bunun ço-
ğunu, Sansaryan Hanı'ndaki 'tabutluk' hücrelerin-
de geçirmişlerdir.
'İnsan Hakları'ymıs!...'
Selâhatbn Usta'yı, bır daha hiç görmedim, bah-
sedildiğinı de duymadım; oysa ben sözünü et-
tim, yine edeceğım. Bazan, acaba gerçekten var mıy-
dı? diye kuşkulandığım olmuştur; oysa Nuri lyem,
Can Boratav, Safa Yurdanur da oradaydılar.
Uzun kışgecesi, 'iyipolisi'oynayan nöbetçi, 'ısın-
sınlar' gerekçesiyle hücreleri açar, ortadaki büyük de-
mir soba çevresinde toplanılmasına göz yumardı. Lâf
kapmaya çalıştığı, belli. Selâhattin Usta'yı o gece-
lerin birinde tanımıştım: uysal, yumuşak başlı bir
adamdı; ırkçı/turancılar'ın da 'içeriye alındığı' sı-
ra, hücre mevcutlannı ikiye çıkarmışlar, diyordu ki:
"-.. yanıma kim düşse, iyi: Nihal Adsız/Halden an-
lar bir adamdı, dertleşirdik; zaman zaman, insan
kısmı bunalıp, konuşacak birini anyor!"
O, dediğine göre, onsekiz aydır 'hücredeydi'; na-
sıl mı olur, basit: 'Polis Vazife ve Selâhiyeti Kanu-
nu 'nun 'madde-i mahsusuna' göre, İnönü 'Cumhu-
riyeti'nde gözaltı süresi üç ya da altı aydı; 'mahalli
mülkiâmir. icâbında uzatmak selâhiyetine sahip!'. Se-
lâhattin Usta, yüksek sesle konuşmayı unutmuş-
tu, adeta fısıltıyla konuşuyordu. Ondokuz yaşımda
filandım, ne kadar etkilendiğimi anlatamam. Hâlâsıt-
malı san ampul alacasında, onun incelmiş yüzünü
görürgibi olur; adamın iliklerine işleyen fıstrtısını işi-
tirim: "... insan kısmı konuşacak birini anyor!"
'İnsan haklan'ym\ş\.. Sen ne anlatıyorsun, arka-
daş? 'Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e Mektupla-
n'nı olsun, okumadın mı?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm