05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 1mtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru Orhan Erinç 0 Genel Ya>in Koordınaîörü. Hikmet Çetinka>a # Yazıışlen Mödürlen: Ibrahim Yüdız - Dinç Tayanç • Sorumlu Müdur Fikret llkiz © Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara •Göısel Yönetmen: FikretEser Dış Haberier. Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat: Cengiz Yüdınm 0 Ekonomı Mefamet Saraç • Kültür Haodan Şenköken 0 Spor \bdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yaaa#Fotoğraf: ErdoğanKöseoğlu 0Bügı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Habeıien: Mehmet Faraç YaunKurulu. tDnnSdfuk(Başkan). Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Hikmet Çı-tinkaya. Şüknuı Soner. Ergun Bala, Dinç Tayanç. İbrahim Yıldız, Orhan Bunvah. Mustafı Balbay. Hakın Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balba> Aatürk Bulvan No 125.Kat 4,Bakanhklar-AnkaraTel:4195020(7hat), Faks: 4195027 0 lzrrur Temsilcısı Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352 S.2'3Tel4411220, Faks 4419117 • Adana Temsücısi: Çetm Yiğenoğlu, hönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel:363 12 11. Faks-363 12 15 Müessese Müduru Lstün Akmen # Koordınatör \hmet Korulsan # Muhasebe Bülent \ o>er«tdare HJK-vin Gûrer • lşletroe Önder Çefik • Bılgı- îşlem. \aîl tnal # Bılgısa>ar Sıstem Mürüvet Çikr»SaDş FaaletKuza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbîo Erduran # Koordinatör* Reha Işıtman • Genel Müdür Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-51384«Wl,Faks 5138463 Yavımlayın *e Ba&ao: Yeıu Gun Haber Ajansı, Basın \e Yavuıcıhk A.Ş TurtocagıCai39 41 Cağalo|]u 34334 kt PK 246 IstanbuJ f el ((1212) 512 05 05 (20 ha!) Faks (0/212) 5!3 85 95 29EKIM1997 Imsak: 4.57 Güneş: 6.24 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.44 Aksam: 17.12 Yatsı: 18.33 Çello çalan robot • Çeviri Servisi - Tokyo'da önceki gün açılan Uluslararası Robot Fuan'nda. Elektro- Komünikasyon Üniversitesi profesörlerinden Makoto ICajitani'nin gelıştirdıği çello çalan robot büyük ilgi çektı. Mubot (raüzisyen robot sözcüklerinin bileşimi) adı venlen robot çelloda 30 parça seslendirebiliyor. Aynı üniversitenin geliştirdifi gitar çalan başka bir robot da 51 parçayı kusursuz çalabiliyor. Kadın Araştırmaları Derneği • Haber Merkezi - Kadın Araştırmalan Derneği, Istanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi ile ortaklaşa kadınlara yönelik ücretsiz kurslar açacak. Kasım ayı içerisinde başlayacak olan 16-30 yaş arası genç kız ve kadınlara konfeksıyon sektörüne işçi olarak girebilmelerini sağlayacak kurslara katılmak isteyenler Veznecıler'deki 1Ü Öğrenci Kültür Merkezi'ne 11 Kasım 1997 tarihıne kadar başvurabilirler. Bergama karamna temyiz • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Çevre Bakanlığı. Izmir 1. Idare Mahkemesi'nin Bergama altın madeniyle ılgıli karannı temyize hazırlanıyor. Çevre Bakanı Imren Aykut, "taraflann, her türlü mahkeme karanna itiraz etme haklan bulunduğuna" dikkat çekerek kamu kuruluşlannın bu haklannı "ne olursa olsun" kullandıklannı söyledi. Bakanlığın temyize gıtmesi durumunda. başvuruya, "siyanürlü yöntemı insan ve çevre sağlığına aykın" bulan Danıştay 6. Daıre'nin bakacağı belirtilıyor. Kmlay Haftası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kızılay Haftası dün başladı. Cumhurbaşkanı Demirel, yayımladığı mesajda, vatandaşlardan başta kan bağışı olmak üzere bütün imkânlanyla kurumu desteklemelerini ıstedi. Kızılay Genel Başkanı Kemal Demir de kurumun bu yılın dokuz aylık dönemınde 477 mılyar 717 milyon liraya ulaşan yardımlarda bulunduğunu bildirdi. Demir, ülkemizin kan iirünleri ihtiyacını karşılayacak ve yurtdışına olan bağımlılığı azaltarak döviz tasarrufu sağlayacak olan kan ürünleri fabrikası kurulacağını da sözlerine ekledi. Termik santral için son karan Bakanlar Kurulu verecek, antma tesislerinin temeli 2 Kasım'da atılacak Gökova'ya Şirnak Valisi tabp• Şırnak Valisi Halil Ulusoy, Gökova için en uygun çözümün santralı Şırnak'a taşımak olduğunu söyledi. Ulusoy '"Böylece hem Gökovalılar kurtulur hem de Şırnaklılara istihdam olanağı doğar" dedi. Haber Merkezi - Muğla Valisi Ce- mil Sernadh, Gökova (Kemerköy) Ter- mik Santrah'nın kapatılması veyaça- lıştınlması konusunda son karan Ba- kanlar Kurulu'nun vereceğıni belirtir- ken Şırnak Valisi HaKl Lluso>. sant- rala talip oldu. Ulusoy. "Böytece hem Gökovalüarhem de Şımaklıİarkurtu- lur' dedı. Enerjı ve Tabıi Kaynaklar Bakanlı- ğı'nın, Türkıye'nin enerji ihtıyacmın karşılanması için, bu tür santrallara ihtiyaç bulunduğu yönündeki açıkla- malannın yanı sıra Çevre Bakanlı- ğı'nın, yöredekj termik santrallann doğayı ve çevreyı kırlettiği gerekçesiy- le kapatılması gerektiği yolunda iste- mı bulunduğunu kaydeden Serhadlı, "Mahkemenin de santrallann kapatıl- ması doğrultusunda karan bulunuyor. Bir hukuk devieti olmamıza rağmen, Bakanlar Kurulu'nun konu hakkın- da vereceği karan bcklemekten başka çaremiz kalmıyor'' dedi. Öte yandan Şırnak Valisi Halil Ulu- soy, Gökova Termik Santralı için en et- kıli çözümün, santralı Şımak'a taşımak olduğunu bildirdi. Şımak'ın Silopi il- çesındeki kömürün kükürt oranının yüksek olduğunu, santral için uygun kömür cinsinin, bu bölgede bulundu- ğunu belirten Ulusoy. şöyle konuştu: "Termik santral için altyapı hazır. Böy- lece bem Gökova ve Gökovalılar kur- tulur, hem de Şırnak kurtulur. Göko- va Termik SantnüTıun Sflopi'ye ku- rulması balinde, Şırnak'a büyük bir is- tihdam kazandınlmjş olacaknr. An) duruma gelen asfaltit ocaklannın ça- lışnnlması halinde, ülke ekonomisine büyük katkı sağlanır." Termik santralın Şırnak'ta kurul- ması halinde bölgenın elektrik sorunu- nun da çözümleneceğini ve en az bın 500 kişiye iş olanağı sağlanacağını kaydeden Ulusoy, "BöyleceGökova'da bulunan vatandaşlannuz da, kendile- rine göre büyük sorun teşkil eden ter- mik santraldan kurtulmuş olacaklar- dır. Bunu Şırnak halkı canı gönülden istemekte ve istelderine cevap bekle- mektedir" dedi. Türkıye Elektnk Üretim ve Iletim A.Ş.'nin (TEAŞ) geçen yıl Kasım ayın- da yapım anlaşmalannı imzaladığı "desülfrizasyon" baca gazı antma te- sislerinin temeli, 2 Kasım 1997 Pazar günü Başbakan Mesut Ydmaz'ın ka- tılacağı bir törenle atılacak. Türk-Al- man fırma konsorsiyumunca kurula- cak antma tesislerinin yaklaSik 18 ay- da tamamlanması öngörülüyor. Izmir Çe\Te Hareketi Avukatlan, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Mesut Yılmaz'a telgraf çekerek 31 ekimde yapılacak Gökova Termik Santralı desülfürizasyon ünitesinin temel atma törenirun iptal edilmesini ve geçmişte verilen sözlerin yenne getirilmesini istediler. ALT1NBİLEK: YALNIZCA HtDROELEKTRİK ENERJİ YETMEZ DSİ'den nükleer santrala yeşil ışık ŞAM.IURFA (AA) - Türkıye'nin hidrolik kaynaklı enerji yatınmlannı yürüten Devlet Su Işleri (DSİ) Genel Müdürü Prof. Doğan Altmbüek, artan enerji ihtiyacı kar- şısında Türkıye'nin mutlaka yeni termik. nükleer ve do- ğalgaz santralı kurup enerji üretmesi gerektiğini bildir- di. Enerji yatınmlannı hidrolik kaynaklar açısından de- ğerlendiren Altınbilek, enerji açığını gidermek için her yıl 1 milyar dolar harcayarak 1000 megavat kurulu güç- te hidroelektrik santrallar kurmak gerektiğini vurguladı. Altınbilek aynca. 70 içme suyu ve sulama amaçlı ba- rajlara enerji üretilmesi için santrallar kurulması öneri- sinde bulundu. Altınbilek, yapımı devam edenler yanın- da Çoruh nehri üzerinde, yüzde 100 yabancı kredı ile 4- 5 baraj yapılacağını bildirdi. Altınbilek, Türkiye'nin enerji ihtiyacının önümüzde- ki yıllarda artacağını, halen yüzde 8.5-9 olan yıllık ener- ji artış oranıyla, Türkiye'nin 6 milyar kilovvatsaat (kwh) olarak açıklanan enerji açığını hidroelektrik santrallany- la gidermesınin mümkün olmadığını vurguladı. Türkiye'nin halen hidroelektrik santrallarda enerji po- tansiyelinin 10 bin megavat olduğunu, 3 bin megavatlık da yürütülen projeleri bulunduğunu belirten DSİ Genel Müdürü, su tutulmaya başlanan GAP'ın Dicle havzasın- daki Kral Kızı ve Dicle barajlan da dahil. enerji amaçlı halen 32 adet tesis olduğunu bildirdi. 2010'a kadar sadece hidrolik kaynaklar açısından 26 bın megavat enerjiye ihtiyacı olacağını. bunedenle 13 yılda her yıl 1 milyar dolar harcayarak 1000 megavatlık sant- rallar kurmak gerektiğini anlatan Altınbilek, "Bu durum- da bütün hidroelektrik enerji potansiyetini tam olarak kul- lansak, Uretsek bik, bu acığı kapatmanııza >etnıe>e«ktir. Bu nedenle termik, nükleer ve doğal gaz santrallar kurup, enerji üretmek zorundayız" şeklinde konuştu. Santral önerisi Mevcut içme suyu ve sulama amaçlı 70 baraja da sant- rallar kurularak enerji üretilmesi önerisinde bulunan Al- tınbilek. "Örneğin L'luboriu barajında. normal zaman- larda sulamada kuilanıldıgı gibi santral kurularak ener- ji üretilebflir. Özel sektör burada kuracağı santralla, 20 megavat enerji üretsin. Bu ekstra bir enerji üretimi olur" dedı. Avrupa 'nın 'zencisi; Çmgmder Baüblara göre rursızuk, \ankesicilik, dilenciükyapanve hastalık taşıyan Çingeneler hiçbir zaman "'terbi>« edilemez." Çeviri Servisi - Bugüne dek sürekJı dışlanan, horlanan ve şiddete maruz kalan Çingene- ler kendilerini kabul edecek ül- ke arayışım sürdürürken Batı- lı ülkeler, Orta AvTupa ülkele- rinden göç eden Çıngenelere siyasi siğınma hakkı vermeye yanaşmıyor. Tîıne dergisi son sayısında. Batı Avrupa'da Çingenelenn yol açtığı "bunalıına'' geniş yer ayırdı. Geçen hafta sonu tngiltere'nin I)over limanında siyasi sığınma hakkı isteyen 234 Çingenenin gümrük kapı- lannda bekletilmesi, konuyu dünya ka- muoyunun gündemine getirdi. Ülkenin önde gelen basın organlannın manşet- ten verdiği haber, yamızca Ingiltere'de değil, tüm Batılı ülkelerde sert tartış- malara yol açıyor. Çingenelenn boynunun \aırulması- nı yasal bireylem olarak kabul eden In- giltere Kralı 8. Henr>''nin iktıdannın üzerinden 450 yıl geçmesine karşın tn- gilizlenn Çingenelere karşı besledikle- ri olumsuz duygular azalmış değil. Di- ğer Avrupa ülİceleri de bu tutumu "uit- çıhk" olarak saymadıklan gibi, tngiliz- Çingenelerin batıya göc yolları İNGlLTEREv V Varşova* POLONYA ÇEK CUM. Jfiyâna-'SLOVAKY^ # Sa)zbutg •-Bratela 'STURYA^ MACARİ'STAN JL leri haklı gösterecek gerekçelerin ardına sı- ğınarak bir anlamda kendileriru de göçe karşı korumaya çalışıyorlar. Batı'da yüzlerce yıldır yaygın olan görü- şe göre Çingeneler yerleşik düzeni sevmez; fal bakarak. keman çalarak para kazanır; kamp ateşi çevTesınde dans edip şarkılar söy- ler. Ote yandan hırsızlık, yankesıcilik, dı- lencilikle suçlanan Çingenelerin hastalık taşıdığı ve hiçbir şekilde "terbiye edileme- diğj" iddialan da sıradan AvTupahnın ortak görüşü. Nazi soykınmmda bir milyon Çin- genenin öldürülmesı bıle bu inancı değiş- tirmeyeyetmedi. Geçen ağustos ayından başlayarak bu- güne dek aralıksız süren Çingene göçünde, genellikle lngiltere ve Kanada gibi Batılı ül- keler hedefseçildi. Toplumbilimcı- ler. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi Orta Avrupa ülkelerinde son derece kötü koşullarda yaşayan Çin- genelenn Batı'ya göçlerinın her tür- lü engellemeye karşın süreceğini tahmin ediyor. Hümanist görüşleri ile tanınan Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı Vadav Havel'in ülkesinde bile Çin- genelere yönelik 1.250 saldın ola- yının meydana gelmesi, ırkçı giri- şiminlerin yönetimlerden bağımsız bır ıv- me kazandığrru gösteriyor. Slovakya ve Al- manya, Çingenelere yönelik sistematik bir kıyımın söz konusu olmadığını ıddia etse de "dazlaklar" eylemlerini her geçen gün arttınyor. Bu düşmanca tutumlara karşı ortak bir sa- vunma stratejısı gelıştinnek amaeıyla ERRC (European Roman Rıghts Center- Avrupa Roman Haklan Merkezi) isimli bir örgüt ku- ran Avrupah Çingeneler, özellikle eski ko- münist ülkelerdeki ırkçı ve düşmanca ey- lemlere karşı yasal bir mücadelenin teme- lini oluşturma çabasındalar. Bu ülkelerde or- taya çıkan sorunlann tüm sorumluluğunu. günah keçisi olarak Çingenelere yükleyen ırkçılar, kanlı propagandalan ve şiddet ey- Avrupalılann, "yerleşik düzeni sevmeyen" insan- lar olarak gördükleri Çingenelerin durumu Tûr- kiye'de de pek farkh değU. (TAR1K TINAZAY) EROZYONLA MUCADELE HAFTASI 8 KASIM'DA BAŞLAYACAK GAP^ta aşırı sulamaya dikkat İstanbul Haber Servisi - Bu yıl 5. kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaç- landırma ve Doğal Varlıklan Koru- ma Vakfı (TEMA), 8 Kasım'da baş- layacak Erozyonla Mücadele Hafta- sı'nı. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'ın katılımıyla Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda Nilüfer konseri ile açıyor. Erozyonla Mücadele Haf- tası'nın başlaması dolayısıyla 8 Ka- sım saat 10.30'da da TÜYAP'tan Tak- sim Anıtı'na doğru bir yürüyüş ya- pılacak. TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca. TEMA Ikinci Başkanı Ni- hat Gökyiğh ve Bayındır Holding temsılcısi Kamurarı Çörtük. konuy- la ilgili dün Bayındır Holding bina- sında bir basın toplantısı düzenledi- ler. TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca. toplantıda yaptığı konuşma- da, erozyonun ertelenemez bir konu Çarşı'da. satın aldıklannızın karşılığını, Çarşı Kredi Karunızla kolayca ödersiniz. Dilerseniz peşinatsız. vade farksız^ taksitle... Dilerseniz nakit, % 10 indirimle... Üstelik. özel indirimlerden, fırsatlardan. avantajlardan öneelikle haberdar olur, öncelikle yararlanırsınız. "Parasız veriyorlar!" olduğunu belirterek GAP'ın hayata geçmesiyle birlikte bölgede aşın su- lamadan kaynaklanan erozyonun hız- landığina dikkat çekti. Babil Uygar- lığı'nm çöküşünün de aynı nedenle; aşın sulama ve buna bağlı erozyon- la gerçekleştiğini anımsatan Kara- ca, TEMA'nın kuruluşundan bu ya- na giderek büyüyen toplumsal des- teğin kendilenne cesaret ve umut verdiğini söyledi. Karaca, Türkiye'nin artık çöl ol- mayacağına inanmaya başladığını kaydetti. TEMA tkinci Başkanı Ni- hat Gökyiğit de, "Her yakaya bir ye- şil yaprak" kampanyasının 10 mil- yon kişiye ulaşması halinde, kendi- lerini hedeflerine ulaşmış sayacakla- nnı söyledi. TEMA'nın, her yıl 1 milyar 400 milyon ton verimli toprağın denizle- re, barajlara akıtan Türkiye'nin hız- la çölleştiği gerçeğini tüm ulusun or- tak davası haline getirdiğini belirten Kamuran Çörtük, TEMA'ya bundan sonra da desteklerinin süreceğini söy- ledi. Bayındır Holding sponsörlü- ğünde gerçekleştirilecek 8 Kasım 13.30'da Lütfı Kırdar Kongre Salo- nu'ndaki Nilüfer konserinden elde edilecek gelirin tamamının TEMA Vakfı'na bağışlanacağını duyuran Çörtük, şunlan söyledi: "Türkiye, en korkunç doğal afet- lerden biri olan erozyonun tehdidi al- ondadır. V ıllardır, saytsız uy^arhğa be- şikHk etmiş bu değerti topraklar ne yazık ki gün geçtikçe ayağımızın al- ündan yavaşyavaş kaymaktadır. Yüz- vıllar boyu atalanmızı üzerinde ba- rmdıran bu topraklara ihtiyacımız var. Doğaya sahip çıkmak, uygaruğın bir ölçüsüdür." 7, 5,3 ve 2.5 milyon liraya satıla- cak olan Nilüfer'in konseri biletleri Vakkorama Mağazalan'ndan ve TEMA Vakıf merkezinden satın alınabilecek. • Çttrsı duıı ctkmak ısl**nuyornm. s SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN "Hücre Sabır Tanımaz Demirerin, tekrarlamaktan hoşlandığı o deyime, hiç dikkat ettiniz mi? Bat'dan ('Sistem 1 ) bah- setmesi gerekti mi, nedense 'Uygar Dünya' deme- yi tercih ediyor: 'uygahık' onlann malıymış gibi!... Ne de uygardırlar ya!.. Türkiye'de -hele cezaev- lerinde- insan haklanna riayet edilmediğini öne sü- ren Almanlar; daha kırk yıi önce, Dachau, Mattha- usen, vb. 'temerküz kampları'nda, hemcinslerini türlü eziyet ve işkence ile öldürenler değil midir? İn- san Haklan 'şampiyonu' Fransızlann, kapalı kapılar ardında ne haltlar yediğini, Cezayir'in bagımsızlığı için savaşan Ebû Tâlib'e sormalısınız!.. 'Abbas Yol- cu'da anlatmıştım: Paris Emniyet Müdürlüğü'nde (La Pr'efecture), gözaltına alınmıştım (1950), kal- dığım kısa süre içınde, nezarethaneye, dayaktan kan revan içinde bir adam getirdiler: Alman olmak- tan başka kabahatı yoktu; nasıl ki, kamplardaki 'gaz odası'nda ölenlerin, 'Yahudi' olmaktan başka kaba- hatlan olmamıştır. 'İnsan Haklan', öyle mi? En mcxiem, en acımasız sorgulama yörrtemlerini, o 'uygar dünya' geliştirip uygulamıyor mu? En 'şaşmaz' işkence araçlannı, on- lar gerçekleştinnediler mi? Yanlış hatırlamıyorsam, insanın insanı 'kapatmasını' önce Batlı toplumla- nn keşfettiğini Foucautt yazmıştı; önce cüzzamlıla- n 'kapatıyoriardı', sonra 'delileri' kapattılar, sıra 'suç- luları' kapatmaya geldi. 'Kapatılmışlığın' fecaatini, Soljenitsin ne yaman anlatmıştır. Oysa sizden ol- mayan, sizin kafanızla düşünmeyeni 'kapatarak' harigi ruh huzuruna vanlabilir ki? Sanınm Dostoyevs- kiy'in lâfıdır: "... sağduyu sahibi olduğunu kanıt- lamanın yolu, bir başkasını kapatmaktan geç- mez." Insandan başka hangi yaratık, 'türdeşini' kapata- rak cezalandınyor? Boşuna 'Hame Hamini Lupur / İnsan İnsanın Kurdudur' denilmemiştir. 'Hücre'den çıkan, artık giren adam' değildir... ücre cezasına' ya doğrudan mahkemece hük- mediliyor, ya da 'içerde' işlenmiş bir suçtan ötürü, Cezaevi Yönetimince! Dahası, 'siyasiler1 için -gözaltında, tutuklu ya da hükümlü olması farketmez- oldum olası kullanılan 'özelinfaz' hücreleri vardır; on- lardan 'geçen' bir insanın, oraya girmeden önceki insan olabilmesi, artık mümkün değildir 'dışardaki' dünyaya ait olmadığı hissinden uzun, çok uzun bir süre kurtulamayacaktır: hele bir de, el ve ayaklann- dan 'prangaya vurulmuş'sal.. Tutukluyu kahreden bir başka duygu nedir? Da- ima infazcının, infaz edilene oranla, daha basit, da- ha az bilgili, daha az görgülü, daha az insaflı olma- sı mı? Insaflısı hiç mi çıkmaz? Çıkmasına çıkar da, o zaman onun mertiametine tahammül taşınmaz yük olur: ne demışler, "Bir arslan sırtı için en ta- hammül edilmez yük, merhamettir." 1941 llkba- hanna doğru, Izmir Hapishanesi'nden lisedeki sı- nrf arkadaşımıza yazdığımız bir mektupta, bu deyi- şi kullanmıştık: bunu bize ödettiler. Tartıştığımız ne? Hücre Sistemi, yeni cezaevlerin- de 'Oda Sistemi' adıyla uygulanacakmış,ona tepki! Çünkü, "Hücre sabır kabul etmez!"; EceTemelku- ran, uzman hukukçulara sormuş. demişler ki:"... tec- rit tecrittir 1,4,6 kişi farketmez. Yeni sistemde insanlan yine 24 saat tecrft edecekler; işte bu Tür- kiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykındır; çünkü bu sözleşmelerde kabul edilen standartlara göre, kişiler, ancak günün belli sa- atlannda tecrit altmda tutulabilirler, diğer saat- larda cezaevindeki toplulukla ilişki kurmakta serbesttirler. Üstelik tutuklulann, daha suçu ke- sinleşmemiş insanlann da tecritten payını al- ması hukuka aykındır." (Cumhuriyet/Dergi, 12 Ekim 1997) Onlara katılmamak mümkün mü? Hele bizim ku- şağın 'eski tüfekleri' yürekten katılacaktır: onlar ki ay- larca süren 'gözaltı' süreleri yaşamışlar; bunun ço- ğunu, Sansaryan Hanı'ndaki 'tabutluk' hücrelerin- de geçirmişlerdir. 'İnsan Hakları'ymıs!...' Selâhatbn Usta'yı, bır daha hiç görmedim, bah- sedildiğinı de duymadım; oysa ben sözünü et- tim, yine edeceğım. Bazan, acaba gerçekten var mıy- dı? diye kuşkulandığım olmuştur; oysa Nuri lyem, Can Boratav, Safa Yurdanur da oradaydılar. Uzun kışgecesi, 'iyipolisi'oynayan nöbetçi, 'ısın- sınlar' gerekçesiyle hücreleri açar, ortadaki büyük de- mir soba çevresinde toplanılmasına göz yumardı. Lâf kapmaya çalıştığı, belli. Selâhattin Usta'yı o gece- lerin birinde tanımıştım: uysal, yumuşak başlı bir adamdı; ırkçı/turancılar'ın da 'içeriye alındığı' sı- ra, hücre mevcutlannı ikiye çıkarmışlar, diyordu ki: "-.. yanıma kim düşse, iyi: Nihal Adsız/Halden an- lar bir adamdı, dertleşirdik; zaman zaman, insan kısmı bunalıp, konuşacak birini anyor!" O, dediğine göre, onsekiz aydır 'hücredeydi'; na- sıl mı olur, basit: 'Polis Vazife ve Selâhiyeti Kanu- nu 'nun 'madde-i mahsusuna' göre, İnönü 'Cumhu- riyeti'nde gözaltı süresi üç ya da altı aydı; 'mahalli mülkiâmir. icâbında uzatmak selâhiyetine sahip!'. Se- lâhattin Usta, yüksek sesle konuşmayı unutmuş- tu, adeta fısıltıyla konuşuyordu. Ondokuz yaşımda filandım, ne kadar etkilendiğimi anlatamam. Hâlâsıt- malı san ampul alacasında, onun incelmiş yüzünü görürgibi olur; adamın iliklerine işleyen fıstrtısını işi- tirim: "... insan kısmı konuşacak birini anyor!" 'İnsan haklan'ym\ş\.. Sen ne anlatıyorsun, arka- daş? 'Nâzım Hikmet'in Kemal Tahir'e Mektupla- n'nı olsun, okumadın mı? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle