Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM1997SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Başkanlık Sistemsiz Çözüm...
Prof. Dr. BEDİ N. FEYZİOĞLU
C
umhurbaşkanının ülke-
deki siyasal bunalımın
ortadan kaldınlması için
"başkanlık ya da yan
başkanlıksisteminin tar-
üşılmasınj" istemesi ya-
zarlann ve siyasilerin başlıca iki gruba
aynlmasına neden olmuştur.
Bir kısım yazarlar. siyaset adamlan,
başkanlık sisteminin lehinde, başka bir
kısmı ise aleyhinde...
Cumhurbaşkanı, 4 yılda 6 hükümetin
değişmiş olmasını, yani hükümet istik-
rarsızlığını başkanlık sistemini gerekti-
ren en önemli nedenolarak ileri sürmek-
tedir.
Hükümetlerin sık sık değişmesinin,
ülkede istikrarlı bir kalkınma ve geliş-
me programının uygulanmasını elbette
güçleştırdiği doğrudur. Ne var ki bu gûç-
lüğü yenmenin yolu, başka bir deyişle.
istikrar ya da istikrarsızlık, bir ülkede
devlet başkanlığınm seçimi ve yetkile-
rinin tespitinden çok partiler ve seçim
kanunlan ile ilgilidir.
Bununla beraber, anayasamıza göre
cumhurbaşkanının bugûnkü yetkileri-
nin hükümet istikrarsızlığını önlemeye
yetip yetmeyeceğini de irdelemek gere-
kir.
1924 Anayasası, kuvvetler birliği il-
kesinden hareketle, daha sonra gelecek
cumhurbaşkanlannın nasıl davranacak-
lan bilinemediği içın Gazi Mustafa Ke-
mal Atatürk'e dahi Meclis'i feshetme
yetkisi veımemiştir.
1961 Anayasası kısmi bir kuvvetler
dengesi görüşünden hareketle, cumhur-
başkanına, oldukça uzun bir prosedürle
başbakanın istemi üzerine Millet Mec-
lisi seçimlerini yeniletme yetkisini ver-
mekle beraber bu yetki hiç kullanılma-
mıştır.
1982 Anayasası ise (mad.116) tek
meclisli parlamentonun feshedilmesini,
daha doğrusu, seçimlerin yenilenmesi-
ni isteme yetkisini cumhurbaşkanına
vermiştir.
Bu anayasa hükmünün uygulanabil-
mesi için de Bakanlar Kunılu'nun ya
99. maddeye göre bir gensoru sonucu
düşürülmüş olması ya da göreve başlar-
ken 110. madde gereğince güvenoyu
alamamış bulunması ya da görev sıra-
sında (111. mad. göre) güvenoyu ala-
mayarak düşürüimüş olduğu halde kırk
beş gün içinde yeni hükümetin kurula-
mamış ya da kurulup da güvenoyu ala-
mamış olması gerektir.
Anayasanın öngördüğü bu duruma
yakın koşullar bugünkü parlamentonun
iki koalisyon ve bir azınlık hükümetle-
rinin güvensizliğe düşmeleri durumun-
da meydana geldiği halde, cumhurbaş-
kanı, kendisınin güvenoyuna gereksi-
nim duymayacak bir hükümet kurdura-
rak seçimlere gitme yetkisini kullanma-
rruştır.
Son günlerdeki beyanlanndan anla-
şıldığına göre cumhurbaşkanı, bugünkü
anayasada mevcut yetkileri kullanmak
yerine, daha yetkili ve doğrudan devlet
başkanına bağlı bir hükümeti kurup de-
ğiştınme yetkisine de sahip bir başkan-
lık ya da hiç değilse bir yan başkanlık
sistemini tercih etmektedir.
Ne var ki partiler ve seçim kanunla-
nnda gerekli değişiklikler yapıhnadan
sırf anayasa değişikliği ile ülkede siya-
sal istikran sağlamak mümkün olama-
yacaktır.
Gerçekten Partiler Kanunu'nda parti
içi demokrasi kurulmadıkça, milletveki-
li adaylan esas itibanyla parti başkanı-
nın tensibi ile belırdikçe. siyasal siste-
min düzeltilmesi gereken ilk halkası bu-
rada belirmektedir. Milletvekillerinin
parlamentodaki bütün tutumlan ve dav-
ranışlan da kendi düşüncelerine ve seç-
menlerin istek ve eğilimlerine göre de-
ğil, parti başkamnın talimatına ve tutu-
muna bağlı kalmaktadır.
Bu itibarla ülkedeki siyasal sistemi
düzelrmek için öncelikle Siyasal Parti-
ler Kanunu'nu düzelrmek gerekir. Par-
tiye girmek isteyen yurttaşlann, kayıt
koşullan, üyelik belgeleri, aidat ödeme
usulleri, ilçe ve il yönetim kurullanna
seçilme prosedürü, ilçe ve il -kongrele-
rine katılma koşullan, bu kongrelerin
görüşme ve karar tutanaklan vs'jıin tan-
zim ve tertibi ile kayıtlannın muhafaza
usulleri yeni baştan tespit ve tayin olun-
malıdır.
Partiler Kanunu demokratik sıstemin
ilk kademesini ne oranda isabetle belir-
ler, çeşitli kademelerin karşılıklı yetki ve
sorumluluklannı ne kadar açıklıkla or-
taya koyabilirse, parti başkanlannın sul-
tası o oranda azalır ve parlamentoya gı-
recek milletvekilleri, parti başkanının
değıl gerçek seçmenlerin vekili olurlar.
Seçim kanunlannm belirleyeceği se-
çim sistemleridir ki ülkede gerçek de-
mokrasinin ve halk egemenliğinin dere-
cesini ortaya çıkanr.
Seçim sistemlerinin değişik şekilleri-
ni, bunlann karşılıklı yarar ve sakınca-
lannı burada ayn ayn inceleyip değer-
lendirmeye yer ve olanak yoktur. Ne var
ki şu kadannı belirtmeliyiz: Seçim ka-
nunlannda 1983'tenbuyanayapılan de-
ğişiklikler. seçımlerde yüzde 35-36 ora-
nında oy alan bir partinin parlamentoda
çoğunlugu elde etmesi yolunu açmıştır.
Böy lece halkın ancak yüzde 35-36'sı-
nın oylan ile Meclis'te kesin çoğunluğa
sahip olan bir parti başkanı, hükümeti
kurabilmekte ve ıstediği kararlan alıp
istediği kanunlan çıkarabilmektedir, is-
tediği vakit cumhurbaşkanı bile seçile-
bilmektedir.
Seçime katılan parti sayisı çoğalıp
hiçbin de yüzde 35 dolaymda dahi oy
alamayarak en çok yüzde 20-22 seçmen
oyu ile kalınca Meclis'te hiçbir parti tek
başma çoğunluğa erişememekte, güve-
noyu alabilmek için de hükümetlerin ko-
alisyonlarla kurulmak zorunlugu ortaya
çıkmaktadır.
Koalisyonu kuran iki ya da üç parti,
kendi aralannda iyi bir anlaşma ile uzun
vadeli bir plan ve program saptamayın-
ca da bir süre sonra aralannda anlaş-
mazlıklar baş gösterince, işte 4 yılda 6
hükümet zorunlugu, kısaca ülkede is-
tikrarsız bir siyasal durum hasıl olmak-
tadır. Öyleyse siyasal bunalımlara dü-
şühnemesi için sadece devlet başkanınnî
parlamento yerine doğrudan halk tara-
fından seçilmesi ve hükümetin parla-
mentonun güvenoyuna ihtiyaç kalma-
dan doğrudan devlet başkanı tarafindan
tayin edilmesi ve sadece ona karşı so-
rumlu olması yoluna başvurulması, so-
runun çözülmesi için yeterli olmayacak-
tır. Bu nedenle cumhurbaşkanının halk
tarafindan doğrudan seçilmesi ya da
başkanlık. yan başkanlık sistemine ge-
çilmesi yolu ile siyasal istikrarsızlığın
ortadan kalkıp kalkmayacağınm tartı-
şılmasından önce Siyasal Partiler Ka-
nunu ile seçim kanunlannın ne gibi dü-
zenlemelerden sonra istikrarlı bir parla-
mentoya ulaşılabileceğinin araştınlıp
belirtilmesi gerekir.
Böyle bir parlamentoya erişilebildiği
takdirdedir ki, ülkede ekonomik ve sos-
yal gelişmeyi sağlayacak bir hükümete
ve güvenilir bir cumhurbaşkanına ka-
vuşmak mümkün olacaktır.
Kendileri Başlattılar, Kendileri Bitirdiler!
MAHMTJT ALINAK
B
ir çete niçin
kurulur?
Herhalde
saklambaç
oynamak ya
da piknik
yapmak için değil. Çete,
"cüriim" işlemek için ku-
rulur; uyuşturucu, silah ka-
çakçılığı, adam öldürme,
ihale...
Son bir yılda Mehmet
Ağar, Sedat Bucak. İbra-
him Şahin_adlannı hemen
hemen her gün ya duyduk
ya da okuduk. Bunlar hak-
kında TCK'nin 313. mad-
desine aykınlıktan "...cü-
rüm işlemek için cemiyet
teşkir etmekten soruştur-
ma açıldı. Ama bu çete ni-
çin kuruldu, sorusu so-
rul(a)madı. Ve bu çete ne-
leryaptı. hangi suçlan işle-
di?! Bu soruşturmada han-
gi faili meçhul cinayetler
araştınldı? Tüm karanlık
işleri ve ilişkilen kapsayan
genel bir soruşturma neden
açılamadı? Binlerce insan.
yıldızlardan sıkılan kur-
şunlarla mı katledildi? Tür-
kiye üzennden Avrupa'ya
giden uyuşturucunun dev-
let ıçindeki adresi hangi
makamlardı? Trilyonluk
devlet ihaleleri kimlerin
aracılığıyla nasıl ve neyin
karşılığında bağlandı?
Rüşvet, haraç ve silah ka-
çakçılığı gibi artık gizlisi
saklısı pek kalmayan öteki
organizasyonlan da kattı-
ğınızda nereden bakarsanız
bakın, adres, devletin kapı-
sına çıkıyor. Neden mi?
Nedeni ortada. Bu işlenn.
devlet yetkisini ellerinde
tutanlann dışında "brarile-
mediğmT artık çocuklar da
biliyorlar!
Kimdir bu devlet yetlrili-
leri? Neredeler ve ne yapı-
yorlar? Onlar, bizleri hâlâ
yönetmeye devam ediyor-
lar, değıl mi?
Şımdi görüldü ki, "Nere-
ye kadar giderse gitsin..."
diyenlerin yaptıklan boşa
kürek çekmekmiş! Buna
göz boyama ve zaman ka-
zanma çabasını da ekleye-
bilirsiniz. Cumhurbaşkanı
Süleyman Denürei, Başba-
kan'agönderdiği 13 Kasım
1996 tarihli mektupta ba-
kın neler söylüyor: " J m -
niyet Harekât Dairesi'nin
bazı eleoıanlan uyuşturu-
cu, kumarhane, haraç top-
lama, adam öldürme gibi
işlere kanşmaktadır. Bun-
lar tçişleri Bakanı'ndan ve
Daire BaşkanTndan taü-
mat alryorlar_ Aşiret reisi.
devleti kuUanmaktadRL."
Ne oldu pekı? Hiçbir
şey! Olanlann ve söylenen-
lerin üstüne katınca bir ör-
tü çekildi. Nedeni açık: Ki-
mi suç ortağı, kimi de kor-
kuyor!
Devletin tepesinde ko-
pan kızılca kıyametin ne-
deni açıktı: Devlet içi ille-
gal örgütten olan küçük bir
kesim, kurallann dışına çı-
kıp özerkleşmişti. Rant
yalnız onlara aksın istiyör-
lardı.
"Merkez", baba şefka-
tiyle onlann kulaklannı ha-
fifçe çekti, hizaya getirdi.
Onlar (Ağar, Bucak, Şa-
hin...) artık evin uslu birer
çocuklandırlar! Baba yü-
reği onlan bağışlamış, ye-
niden bagnna basmıştı.
Suç makinesi çalışmaya
devam ediyordu. Bu ne-
denle "kanryon kazası" en
çok "merkez"in işine ya-
radı yorumlan yapılıyor.
Bu yorum ne kadar doğru,
tartışılabilır. Bazı suçlaror-
talığa saçılmadı değil, ama
onlarda bir süre sonra unu-
tulur gider.
Üstelik soruşturmanın
TCK'nin 313. maddesine
göre değil, 146. maddesine
aykınlıktan açılması ge-
rektiğini savunanlar da var.
Bu çevrelere göre, devlet
yönetiminin silah tehdidiy-
le ele geçirilmesi söz ko-
nusuydu. Faili meçhul ci-
nayetler ve yargısız infaz-
lar başta olmak üzere bu
coğrafyanın her kanş top-
rağmda işlenen tüm suçlar,
karanlık ilişkilen ve bun-
lann planlayıcılannı kap-
sayan binlerce kişilik mer-
kezi bir soruşturma başla-
tılmalıydı. Ve yargılamalar
bir spor salonunda halka
açık bir şekilde yapılmahy-
dı. Yapılacak olan budur.
Ama savcılar, bu suçu so-
ruşruramıyorlardı; güçler
dengesi buna uygun değil-
di!
TCK'nin 146. maddesi
bilinçli olarak görmezlik-
ten geliniyor. Mehmet
Ağar ve Sedat Bucak'ın,
TCK'nin 313. maddesine
aykınlıktan dokunulmaz-
lıklannın kaldınlıp yargı-
lanmalan büyük bir tehli-
kedir. Aylarca, belki de 1-
2 yıl sürecek olan sansas-
yonel bir yargılanma, son-
ra da zaman aşımından ya
da delil yetersizliğinden
aklanma ve kahramanlaş-
ma! Olacak olan budur.
Devlet içi suç örgütü de
böylece temize çıkmış ola-
cak. Bu büvük bir tehlike-
dir.
Bırakın, onlann davalan
"Divan"a kalsın!
Susurluk öncesi günlere
dönüyoruz yeniden.
Devletin tepesinde yaşa-
nacak yeni bir rant kavgası
ya da halkın demokratik di-
renmesi, sonınu yeniden
gündemleştirecektir.
Başta Mesut Yümaz ve
Necmettin Erbakan olmak
üzere bazı politikacılarla
medyanın bu kavgada kul-
lanılmalan herhalde tarih-
çilerce dikkatle incelene-
cektir.
Bir iki suçun dosyasını
Mesut Yılmaz'a açtınp ay-
larca süren bir kampanya
yürüttüler. Sonra da bu
dosyalan Necmettin Erba-
kan'a kapattırdılar. Tansu
Çiller'in dosyalan kapattır-
mak için can atması, işleri
daha da kolaylaştırmıştı.
Sonuç olarak: Kendileri
başlattılar, kendileri bitir-
diler. Işıklar nedsnse artık
yanıp sönmüyor! Başka bir
toplumsal tepktde yok!
Neden acaba?
SIEMENS TARHŞMA
Nükleer Enerjinin Dizginlenemeyen Zaran
SIEMENS 5ST-
Yeni Bir Çağın
Başlangıcı
Dünyanın renkli ekranlı
ilk cep telefonu
SiemensSIO.
Daha fazla bıigı
6 satırlık yuksek çozünüriu
renkİ! grafik ekran
Okunması kolay, algılanmasj kola»
Yüksek p«rfomiafis
Haf'rf Liîyum-İyon $tandart pı
sayesınde, 100 saat bekieme
10 saat konuîma suresı
• Renkli ekran âvar.îajı
2 farfclı renkteki t&tefan
,- rehbenyle özel we
i$ teJefonlarımn bırinrind^r
ayırt edtlebılme özelltğı
Ses kaydı
Görüşme sırasında
önemlı mejajlar için.
> ?Oîaniyelık görüşme kayıt olanagı
En iyi ses balitesı:
Ht-Fi yükıeltici, gürültü fittresi.
yüksek duyariıkta alıcı
:
Data aktarırm:
Kısa mesaj servisî, fafcs-data iietişimi.
Zengin aksesuar seçenekleri
eşimli pil, serbest görüşme krti,
otomobil için araç kitî, yüksek
performansİ! ve
gcçebılen anten
Y
önetim tekniği ülkeler ara-
sında en yüksek olduğu ül-
kelerde bile büyük israflara
yol açan. zararlı atıklannın
yıllar boyu ortadan kaldınl-
madığı, kaçaklann önlene-
mediği nükleer santraller konusunda dene-
yimi en eski iki ülkeden biri olan Kana-
da'dan son günlerde gelen basın haberleri
öğretici bulunarak burada özetlenmiştir.
Ontario Eyaleti'nin enerjisinin büyük
kısmını sağlayan Ontario Hidro, çok yaİcın-
da atom reaktörlerinin üçte ikisinden çoğu-
nu kapatacağını ya da belirsiz bir süre tama-
mını devTe dışı bırakacağını açıklayınca ül-
kede adeta bir atom bombası patladı. Kuru-
luşun başkanı ve en yüksek memuru Aflan
Kupds fırmaya bir yılda 8 milyar dolara
mal olacak bu karardan doğacak bütün so-
rumluluklan yüklendiğini bildiriyordu.
(Daha sonra bu zat istifa etmek zorunda ka-
lınca sözünün fiili önemi kalmadı).
Kapatılan ya da çalışmasına son verilen
santrallann hepsinin nükleer enerji üreten
santrallar olması akla çok önemli sorulan
getiriyor. 20 reaktörün kağıt üstünde eyale-
tin elekrriğinin yüzde 65'ini vermesi gere-
kirken aslında sadece yüzde 54'ünü karşı-
layabilmekteydi. Üstelik başka bir eyalette-
ki, New Brunsvvick eyaletinde Pointe Lep-
reu Nükleer Santralı güvensizlik rekoru kı-
rarken, Gentilly'deki kurulması gereken iki
santraldan binnin makıneleri 35 yıldan be-
ri depolarda bekletiliyordu. Nükleer enerji
kaynağı olacağı iddialanyla yola çıkılmış-
ken ülke ne yurtiçinde ne de dışında vaatle-
rini rutamamıştı.
Bu yanlışlıklann ortaya çıkanlması için
kurulan inceleme komisyonlannın ortaya
çıkardığı bazı gerçekler bu enerjinin itiba-
nnı epeyce gözden düşürmüştür. Bu rapor-
larda dizayn ve işletmede işlenen hatalar bi-
rer birer belirtilirken bu hatalardan kaçınıl-
ma yolunun bulunup bulunamayacağı konu-
lannda suskun kalınmıştır. Aynca daha tüy-
ler ürpertici bir nokta birçok santrallarda
sızmalann kamuoyundan gizlendiğinin sap-
tanması idi. Bu sızmalann bir kısmı hatta
uzunca bir zaman sürmüştür. Birçok güven-
lik önlemi savsaklanmıştır. Pek çok kazalar-
da onanmlar yetersiz ve yasak savıcı nite-
likte kalmıştır. Işin kötüsü şudur:
Şimdi kapahhnak istenen santrallann bir-
çoğunun bedeli daha ödenmiş değildir. On-
tario Hidro, bu borçlan ödemek için kapat-
tığı santrallardan gelecek paralara güven-
mekteydi. llan olunan borçlar 32 milyar do-
lardır. Ama iş burada kalmıyor, eğer firma-
nın tekel durumundan serbest rekabet hali-
ne geçmesi gerçekleşirse ülkenin her yeri-
ne dagtlmış enerji hatlannı da gözden çıkar-
mak gerekiyor. Bunlara harcanan para da
200 milyar dolan aşıyor.
Bir de şirket her işi dolambaçlı yapıyor.
7 enerji santralına ne zaman kapatılma tari-
hi uygulanacağını açıklamıyor. Hele şirket
başkan yardımcısı kapatılan santrallar yeni-
den açılacak haberini veriyor ise de, Onta-
rio Hydrodan sızan bilgilere göre bu haber
asılsız.
Aslında Ontario Eyaleti enerjide nükle-
eri seçmekle yaptığı hata dolayısıyla çok
ceza görecek. Çünkü Ontario'nun ödeye-
meyeceği borçlannı vergi toplayıp ödeme
zorunda kalacak.
Tûrksen Başer Kafaoğlu
Gen-Pa Gene! Pazartaoıa S».
Turkiye Genel Distribûtörû: (0212t 287
D*t» fnta (MJOI tç
Smto Tıam m Sanav A.Ş.
S İ Q
Tûrtıye Genel Mumeajb
(M Haberle»me Sbamleri
T.C.ANTALYA4.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
ÖRNEK 49 NO'LU ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ
DosyaNo: 1997/1654
Alacaklı: Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Vekili: A\. Melike Alpan
Borçlu. Menderes Özcan Şevket Tokus Cad. Gıda End. Meşrubat Paz. AŞ 7/5 Alanya
Borç miktan: 1.082.773.500.- TL borcunuzu, 8 5.1997 tarihinden tahsiline kadar >ıllık
%240 temerrüt faizi. faızin %5 gider vergisi. %10 avukatlık ücreti ve bu ücretin %5 gıder
vergısi ile takip gıderleri ile birlikte ödenmesi.
Takip mesnedi: Alacaklı bankanın bıreysel bankacılık binmı nezdınde açılan 4506-3410-
4724-7001 / 5400-/ 6350-0001-8521 no'lu kredı kartı hesabı, kredi kartı üyelik sözleşme-
si, kat ihtarnamesi, hesap özetleri.
Yukandakı adı ve adresi yazılı borçlu hakkında yapılan icra takibinde, borçlunun bilinen
adresine çıkanlan ömek 49 no'lu ödeme emri, adresten taşındığından/ ismen tanınmadığın-
dan bahisle bila teblığ ıade edilmiş. yapılan adres araştırmasından da netice alınamadığın-
dan, ödeme emrinin borçluya 7201 sayılı teblıgat kanununun 29-30 ve 31. maddelen gere-
ğince ılanen tebliğıne karar venlmiştır.
Kanunı sürelere 7 gün ilavesi ile yukandakı yazılı borç ve masraflannı ilanm gazetede
yayın tarihinden itibaren (14) gün içinde ödemeniz. borcun tamamına veya bir kısmına ve-
ya alacaklımn takibat icrası hakkında bir itırazınız varsa, senet altındaki iınza sıze ait değil-
se yine bu (14) gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu sene-
din sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayı reddettığıniz takdirde mercı önünde yapılacak du-
ruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vakı itırazınızın muvakkaten kaldınlacağı se-
net veya borca itırazmızı yazılı veya sözlü olarak icra daıresine (]4) gün içinde bildirmedi-
giniz takdirde aynı müddet içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi hal-
de hapısle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmazsanız veya hakikate aykın be-
yanda bulunursanız, hapisle cezalandınlacağınız. borç ödenmez veya itiraz edilmezse ceb-
ri icraya devam edileceği, takibe itiraz etttığiniz takdirde, itirazla birlikte tebliğ gıderlerini
ödemeniz ihtar ve teblığ olunur. (tc. If. K. 60) Basın: 46273
PENCERE
551nci Hükümetin
100'üncüGünü...
55'inci hükümeti 100'üncü gününde değerlen-
dirirken ne demeli?..
Önce kişilere bakmalı:
Necmettin Erbakan gittı..
Yerine Yılmaz geldi.
Şaibe Hanım gitti.
Ecevit geldi.
Gel-gıtın bu türlüsü bile alacakaranlık kuşağının
ülkesinde düğün bayram sayılıyor.
•
54'üncü hükümet ahlaksız bir anlaşmanın kirii
koalisyonu idi. Şaibe Hanım Takkeli Hoca'yia na-
sıl anlaşmıştı?.. Kirli pazarlıkherikisinindeyolsuz-
luk dosyalannı örtbas etmek üzerine gerçekleş-
memiş miydi?..
Şaibe Hanım yalancılığıyla ün yapmıştı..
Takkeli de takıyyeciliğiyle...
Ülke ikisinden de kurtuldu mu?..
55'inci hükümetin 100'üncü gününde bu kurtu-
luşun sevinci tükenmiş değil...
•
Milli Güvenlik Kurulu'nun asker kanadı son top-
lantılarda açık seçık ne diyordu:
"- Türkiye için en büyük tehlike irticadır.."
Takkeli ile Şaibe hiç seslerini çıkarmıyoriar, sus
pus oturuyorlardı.
MGK toplantısında asker ne diyordu:
"- 8 yıllık kesıntisiz öğretim!.."
Takkeli ile Şaibe başlarını sallıyoriardı:
- Evet efendim, sepet efendim...
Ağızlarını neden açmıyorlardı?.. Çünkü bu ikili,
politikayı saman altından su yürütmeyle bir tutan
kafa yapısında buluşmuşlardı.
Şaibe ile Tekkeli'nin şimdi Mesut Yılmaz'a 'on-
başı' demelerine bakmayın!... Onbaşının tanımı
"en küçük rütbeli asker"dir, Şaibe ile Takkeli'nin iki-
sinin de rütbesiz ve yüreksiz olduklan MGK top-
lantılarında anlaşıldı.
54'üncü hükümet, Cumhuriyet tarihi boyunca
toplumun başına gelen en büyük felaketti...
Kaç gün oldu kurtulalı?..
100 gün...
Olaya bu açıdan yaklaşan kişi, 55'inci hüküme-
tin 100'üncü gününü nasıl değerlendirir?..
Dengeyle..
Sabırla..
Hoşgörüyle..
Sağduyuyla..
Ne var kı geleceğe dönük kaygılann 100 günde
eksilmediğinı de söylemek gerek!..
Takkeli Hacı ile Şaibe Hanım ikilisinin ahlak dışı
ortaklığına karşı tepki irtica tehlikesinin potasında
koyulaşınca, 55'inci hükümetin yolu açıldı. Asker-
sivil dayanışmasının halk tabanında oluşan büyük
gücü, kara tehlikeye 'dur' dedi.
Yeter mi bu?..
•
55'inci hükümet, yalnız Meclis'te değil, parla-
mento dışında oluşan geniş tabanlı bir uzlaşmanın
itici gücüyte iktidara oturmuştur.
Ne var ki Yılmaz ile Ecevit, bu gücü boşa harca-
dıkları zaman, ülkeye en büyük kötülüğü yapmış
sayılacaklardır.
10O'üncü günde herkesin aklına takılan soru işa-
retlerinin çengelleri çoğalıyor. Halk çoğunluğunun
verdiği desteği yağma Hasan'ın böreğinde dilim di-
lim bölerek çıkar çevrelerine dağıtmak, şeriat yan-
lılannın ekmeğine tereyağı sünmek demektir.
100'üncü günde bu küçük uyannın kulaklara kü-
pe olmasında saymakla bitmez yarariar var.
ANTALYA4.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
ÖRNEK 49. NO'LU ÖDEME
EMRİNtN İLANEN TEBLİĞİ
DosyaNo: 1997/1665
Alacaklı: Yapı ve Kredı Bankası A.Ş.
Vekili: Av. Melike Alpan
Borçlu: 1. Şevkı Gündüz
KKK 40. P. Er Eğt. Amt. Er. Egt. Tb. 2. Mt. Bl. Isparta
2- Fikriye Gündüz- Aynı adres.
Borç miktan: 113.600.339. TL borcunuzu, 08.05.1997
tarihinden tahsiline kadar yıllık % 240 temerrüt faizi, fa-
izin % 5 gider vergısı, % 10 avukatlık ücreti ve bu ücretin
% 5 gider vergısi ile takip giderlen ile birlikte ödenmesi.
Takip mesnedi: Alacaklı bankanın bireysel bankacılık
bırimi nezdinde açılan 4506-3450-0142-8309 no.lu kredi
kartı hesabı, kredı kartı üyelik sözleşmesi, kat ihtarname-
si, hesap özetleri.
Yukandakı adı \e adresi yazılı borçlu hakkında yapılan
icra takibinde, borçlunun bilinen adresine çıkanlan örnek
49 no.lu ödeme emn, adresten taşındığından// ismen ta-
nınmadığından bahisle bila tebliğ iade edilmiş vapılan ad-
res araştırmasından da netice alınamadığından, ödeme em-
rinin borçluya 7201 sayılı tebligat kanununun 29-30 ve 31.
maddelen gereğınce ilanen tebliğıne karar verilmiştir.
Kanunı sürelere 7 gün ılavesı ile yukandaki yazılı borç
ve masraflannı ılanın gazetede yayın tarihinden itibaren
(14) gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kıs-
mına veya alacaklımn takibat icrası hakkında bir itirazınız
varsa, senet altındaki ımza sıze aıt değilse yine bu (14) gün
içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibin-
de bu senedın sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayı red-
dettiğinız takdirde merci önünde vapılacak duruşmada ha-
zır bulunmanız. buna uymazsanız vaki itirazımzın muvak-
katen kaldınlacağı. senet veya borca itirazınızı yazılı veya
sözlü olarak icra dairesine (14) gün içinde bıldırmediğiniz
takdirde aynı müddet içinde 74. madde gereğince mal be-
yanında bulunmanız. aksi halde hapısle tazyik olunacağı-
nız, hiç mal beyanında bulunmazsanız veya hakikate aykı-
n beyanda bulunursanız, hapisle cezalancüniacağınız, borç
ödenmez veya itıraz edilmezse cebri icraya devam edilece-
ği, takibe itiraz ettiğinız takdirde, itirazla birlikte tebliğ gi-
derlerim ödemeniz ıhtar ve teblığ olunur.
(lc. If K. 60)
Basın: 46272
Güzel Sanatlar Fakültesine
Özel Hazırlık dersi verilir
(0216)317 49 92
02862 no'lu s. basın
kartımı kaybettim,
hükümsüzdür.
UĞUR GÜNYÜZ
THY kimliğimi
kaybettim,
hükümsüzdür.
AZlZE ŞENDtL ÖRGEN