02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 1997 PAZAR HABERLER Bölgeye yayılan örgütlerin 10 Nisan'dan bu yana hızlandırdığı eylemlerde, onlarca insan yaşamını yitirdi Karadeniz terörden huzursuzYiırtHaberleri Servisi - Güneydoğu'yu kana bulayan PKK. taşeron olarak kullan- dıği TİKKO ve DHKP-C ile birlikte ger- çekleştirdiği eylemlerle Karadenız'i hu- zursuz ediyor. Tunceli'nın Aliboğazrnı kullanarak Sıvas ûzerinden bölgeye yayı- lan örgûtün 10 Nisan 1997'den bu yana hızlandırdığı eylemlerde, onlarca insan yaşamını yitirdi. Bölgenin birçok kesi- mınde koruculük uygulamasma geçılir- ken silahlanma da hız kazanıyor. PKK. Karadenız'e sızma planlannı 1992 yılında Tunceli ûzerinden Sıvas böl- gesine yayılarak gerçekleştırmeye başla- dı. Örgüt Sıvas kırsaltnda 1997 yılı baş- lannda da DHKP-C ve TİKKO örgütle- riyle "Birleşik Giiçler" adı altında eylem protokolü ımzaladı. 5 Temmuz günü, To- kat Niksar'ın Dönekse Köyü'ndekı bir sığınakta ele geçırilen fotoğraflarda DHKP-C ve PKK ışbırliğı ilk kez belge- lendi. Fotoğraflarda DHKP-C Tokat so- rumlusu Selahattin Yavuz ile PKK bölge sorumlusu Mehmet Topbaş'ın yan yana olduğu görüldü. Terör örgütlerinın Kara- deniz bölgesindeki eylemleri TİK- KO'nun 1992'de Almus Gümeleönü Kö- yü Jandarma Karakolu'na yaptığı baskın- la başladı. tki erin yaralandığı bu olayın ardından örgütün lideri Baba Erdoğan'ın cesedi bir arazide gömülü olarak bulun- du. Bu operasyonun sonunda Almus"a bağlı Çambulak, Arısu ve Mescit köyle- rinın muhtarlan. muhbirlik savı ile köy meydanlannda halkın önûnde TİKKO militanlannca öldürüldüler. Almus Gü- meleönü Köyü Jandarma Karakolu'nun tekrar taciz edilmesi üzerine düzenlenen operasyonda biri kız üç TlKKO'cu öldü- rüldü. 1997 yılında terör olaylan hız kazan- dı. 10 Nisan günü merkeze baglı Yağ- murlu Belediye Başkanı Hasan Utku, muhbirlik yaptığı iddıasıyla iki terörist tarafindan güpegündüz öldürüldü. Bu sı- rada olaylara TİKKO ve DHKP-C "nin yanı sıra PKK'nin da kanştığı duyuldu. Ancak bu kanıtlanamadı. 26 Mayıs gecesi Tokat'taki Kurtuluş Un Fabrikası'nı basan teröristler, fabnka sahibi Mustafa ÇrvL eski TEDAŞ Müdü- rü Naci Özen ve TEDAŞ Başmüfettişi Ahmet Duygu'yu kaçırarak öldürdüler. 5 Temmuz günü, Niksar Dönekse Kö- yü'nde dört DHKP-C'li bir uzman çavu- şu öldürdü, bir eri de yaraladı. 27 Temmuz akşamı Atmus'un Cihat beldesinde TÎKKO militanlanyla çıkan çatışmada bir astsubay ve bir er yaralan- dı. Tokat'ın ardından terör eylemleri Or- du'da görülmeye başladı. Ağustos ayın- da Mesudiye ilçe girişinde bir minibüsü durduran terönstler, bir polis memurunu şehıt ettiler. Bu olayın ardından bölgeye gönderilen Özel Tim polisleri. ağustos ayında önce bir yurttaşı sonra da çoban- lık yapan iki kardeşi terörist oldukJan ge- rekçesiyle öldürdüler. 14 Ekim'de Ordu'nun Gürgentepe ilçe- si Işıktepe beldesinde çıkan çatışmada bir PKK'linin öldürülmesi, bölgede PKK varlığını kanıtladı. Bu çatışmanın ardın- dan Mesudiye ve Aybastı kırsalındaki 300 kişiye silah dağıtıldı, Fatsa'daki ko- mando taburu da bölgeye kaydınldı. Ordu'daki son olay da önceki akşam gerçekleşti. Aybastı ılçesınin Hisarcık Köyü'ne gelen bir gnıp terörist, Çubuk- çu ailesinin evini yaylım ateşine tuttu. Olayda 17 yaşındakiN. Ç. ile Kevser Çu- bukçu (22) öldü. MelekÇubukçu da ağır yaralandı. Yeni hedef Giresun Teröristlerin önemlı eylem alanlann- dan bın de Giresun. 21 Temmuz'da da Alucra - Şebınkara- hisar yolunda bir aracı durduran terörist- ler bir orman memurunu, 11 Ekim'de de aynı güzergahta ıkı vatandaşı katlettiler, bir kişiyi de yaraladılar. 13 Ekim günü Şebınkarahısar'a bağlı Dereköy yakınla- nnda bulunan Beronar Madencilik tesis- lerine baskın düzenleyen 10 kadar PKK'li, madende görevli Mustafa Tete. Bulgar asıllı Peter Bakalov ve \tan(js Milkovadlı üç mühendisı yanlannaalarak kaçtılar. Mühendıslerden Mustafa Te- te'nın cesedi bir gün sonra bulundu. Di- ğer iki mühendıs de olaydan iki gün son- ra Sıvas'ın Suşehri ılçesi yakınlarında serbest bırakıldı. Şebinkarahisarciaki olaylar nedeniyle bölgeye 40 kişilik Özel Tim göndenldi. İlçe Kaymakamı Vlahmut Kıhçdoğan. bölgedeki gönüllü köy koruculanna silah dağıtılacağını açıkladı. Vatandaşın hu- zursuz olduğu Şebınkarahisar"a önceki gün 20 araçla gelen MHP'liler de gövde gösterisi yaptılar. Olaylara tepkı gösteren ANAP, DSP, CHP, RP ve MHP ilçe başkanlan dün ya- yımladıklan ortak deklarasyonda. devle- tin bölgede daha genış güvenlık önlemı almasını istediler. Şebinkarahisar Belediye Başkanı Meh- met Ozdemirde bölgedeki olav lann "üç- beşçapulcunun işi olmadıgını" behrterek "PKK, diğer sol örgütierle anlaşma yap- mış ve yöreyi zoriamaktadır" dedı. Tokat, Ordu, Giresun üçgenınde gıde- rek hız kazanan terör olaylan Karadenız'i huzursuz ediyor. Can güvenliğı ıçın hız- la silahlanan yöre sakınlen devletten et- kin önlemler bekhyor. Komsomol' toprağa veriliyor • tstanbul Haber Servisi - TKP'h "Komsomol Hasan" bugün saat 16.30'da Ümraniye'deki Kocatepe MezarlığYnda toprağa verilecek. Asıl adı Hasan Asmaoğlu olan ve önceki gün ölen 84 yaşındaki "Komsomol Hasan", 1913 yılında Bulgaristan'da dcğdu. Bulgaristan Komünist Partisi'nin gençlik örgütü olan Komsomol'da görev alan ve "Küçük Hasan" diye de anılan Asmaoğlu; 1930'lann başında Türkiye'ye geldi ve TKP'ye katıldı. 1935'te gözaltına alınan Asmaoğlu ıdamla yargılandı ve Nazım Hikmet'le birlikte cezaevinde yattı. Çeşitli aralarla uğradığı takibatlar nedeniyle uzun süre cezaevİennde yatan Komsomol Hasan, son olarak bir huzurevınde yaşamaktaydı. Tüp faciası: olu • KONYA (Cumhuriyet)- Konya'nın Cihanbeylı ilçesi Ağabeyli Köyü'nde çadırda yakılan LPG tüpünden sızan gaz, aynı aileden 5 kişinin ölümüne yol açtı. Konya'nın Ilgın ilçesıne bağlı Yukan Çığıl beldesinden pancar söküm işi ıçin Ağabeyli Köyü'ne gelen 5 nüfuslu Koç ailesi tarlada çadır kurdu. Gece üşümemek ıçin aparat taktıklan LPG tüpünü yakan aile. çadınn her tarafinı da sıkıca kapattıktan sonra uyudu. Ancak tüpten çıkan gaz, Mehmet ve Fatma Koç çifti ik çocuklan Abdullah Koç (18)EmineKoç(22)vebir yaşındaki R.K.'nin ölümüne neden oldu. Avpupalı sosyalistler • BRÜKSEL(AA)- Avrupa Sosyalist Partisi'nin Brüksel 'de düzenlediği "AB'nin genişlemesi" konulu seminere katılan ve Brüksel'de çeşitli temaslarda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, Avrupalı sosyalistlerin, Ankara hükümetine iyimser baktıklannı söyledi. Avrupa Sosyalist Partisi'ne27 ülkeden üye partilerin genel başkanlannı temsil eden yetkililerden oluşan bir komitede, AB'nin genişlemesi konusunu izlediğini belirten Hacaloğlu, 1976'dan beri Sosyalist Enternasyonal üyesi olan CHP'nin, gözlemcı sıfatıyla bünyesinde yer aldığı Avrupa Sosyalist Partisi'ne "ortak üyelık" başvurusunu resmen ilettiğini açıkladı. İP'ye saldırı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Ülkücü olduklan öne sürülen bir grup. Işçi Partisi Karşıyaka ilçe bınasına saldırdı. Saldırganlar parti bayrağını yırttıktan sonra kaçtılar. İP Karşıyaka tlçe Başkanı Saim Gözek, partilerine yönelik saldınlann yoğunlaştığını belirterek Çatlı gibi ülkücü katilleri teşhir eden mafya-tarikat ortaklanna karşı mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi. Yaşar Kemal'den Almanya'ya eleştiri 5£faşizmini tanıyan Alman halkının, kendi açısuıdan dünyada en çok demokrat olması gereken halk olmasına rağmen Türkiye'den gelen- lere 3. sınıf insan muamelesi yaptklannı betirtti. Bunun Almanlara yakışacak bir iş olmadığını kaydeden kemal. 80 mirvonhık bir AJ- manya'nın, 2.5 mihonu asimile etmesinin bir işine varamayacagını ifade etti. Yaşar KemaL, konuşmasında Türk sivasi sistemini de eleş- tirdi. Türkiye'de "oyuncak bir demokrasi"" bulunduğunu iddia eden Yaşar Kemal, Güneydoğu sorunu haJledilmeden Türkiye'nin de- mokrasive kavuşamavacağını söyledi. Yaşar Kemal, Atatürk'ün. büyük işler yapan ve sömiirülen dünya insanına örnek olan bir lider okiuğunu belirterek Atatürk'ünerkenölmesinintalihsizlikolduğunu söyledi. Yaşar Kemal ödülünü bugün alacak.(Fotoğraf: REUTERS) 10'a yakın okula gözaltı Kımuı kursu ve yurûora denetimANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Ankara Valilıği, Milli Gü- venlık Kurulu'nun irtica uyan- sından sonra Ankara'da 72 Kuran kursunu kapatırken. Ankara II Millı Eğitım Müdürlüğü de KJ- yafet Yönetmeliği'ne u>Tnayan 10'a yakın okul hakkında soruş- turma başlattı. Yurt genelindeki teftişler sıra- sında belirlenen 15 yatılı Kuran kursu Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'na bildirildi. Kuran kurslan, okul ve yurt denetimleri arttınl- dı. Kıyafet Yönetmeliği'ni delen okullar hakkında soruşturma başlatılırken, kaçak Kuran kurs- lan da kapatılıyor. Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu, 72 kaçak Kuran kursunu kapattıklannı bil- dırdi. Izinsiz yatılı Kuran kursla- nnı da izlemeye aldıklannı belir- ten Şahinoğlu, "Diyanet İşleri Başkankğı Kuran kurslan Yö- netroeüği'neaykın egitimveren- leri kapaüyoruz" dedi. Ankara ll Millı Eğiti'm Müdürü Behçet Ya- vuz, Kıyafet Yönetmeliği'ne uy- mayan okullan gözaltına aldı. Yaviız. soruşturma başlatılan okullann çoğunlukla özel oldu- ğunu belirterek, "Bu okullarda öğretmen ve öğrencilerin dersle- re türbanla girdiklerini saptadık. Ankara'da 10'a yakuı bu tür okul hakkında soruştunna başlatük' dedi. tl Mılli Eğitim Müdürlü- ğü'nde oluşturduğu ekiple bu tür okullar üzerindeki denetimlerini arttırdıklannı belirten Yavuz, DYP Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökdemir'in akrabası Seyran- bağlan Okulu Müdürü Meral Gökdemir hakkında da soruştur- ma başlatıldığını bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığı müffettişlerin- ce yapılan yurt denetimleri de de- vam ediyor. DYP liderinden taktik savası ÇiUer'in MHP'yi 'bölme'hesabıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Merkez sağdakı parti- ler, gözlerini kurultay sürecine giren MHP'ye çevirdiler. ANAP-DYP-BBP arasında de- lege a%ına dönüşen MHP ku- rultayı için RP de beklemeye geçti. Ülkücülenn bütünleşe- memesine dayalı hesaplar ya- pan DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller, " böt-parçala" takti- ği uyguluyor. Alparslan Türkeş'ın ölü- müyle lider arayışına giren MHP'de büyük kurultay için geri sayım başladı. 23 kasımda yapılacak kurultayda genel başkan Devlet Bahçeli. Tuğrul Tûrkeş ile kurultayda anahtar rolü oynayacak olan Ramiz Ongun yanşacak. 1319 dele- gesi olan MHP. merkez sağda- ki ANAP-DYP ve BBP için taktik savaşlanna neden oldu. Milliyetçi ve muhafazakar ta- bana yönelen Çiller. BBP lide- ri Muhsin Yazıcıoğlu ile birlik- te olan ve bir dönem ülkücü ha- reketin içinde olan danışman- lan Mümtazer Türköne, Hüse- yin Kocabıyık ve Şfikrü Kara- ca'yı MHP konusunda özel olarak görevlendırdi. MHP ve ANAP çevrelerinden alınan bilgiye göre Türköne, Kocabı- yık ve Karaca'nın, Çiİler'e ku- rultayda en zayıf adaylan des- tekleme telkininde bulunduğu öğrenildi. Danışmanlann Tuğ- rul Türkeş'in seçilmesi duru- munda MHP'nin yeniden der- lenip toparlanacağını bu ne- denle böl- parçala taktiği uy- gulanmasını istedikleri bildiril- di. Çiller'in, danışmanlanrun Türkeş'i devTe dışı bırakacak planlara ağırlık vereceği kay- dedildi. Atamalar DSPde ANAP'a boyun eğiyor HAKAN DtRİK İZMİR - Hükümetteki "atama karmaşasr sürii- yor. DSP'lı Mılli Eğitim Ba- kanı Hikmet Uluğbay tara- findan Nığde Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanan An- talya llköğretim Müfettışı Feridun Yazgan'ın. ANAP'lılann araya gırme- si üzenne yeni göre\ i ancak bir gün sürdü. DSP Niğde tl Başkanı YaşarTekeli, "Niğ- de kamuoyunda atamanın ANAP-vaÛ-milB eğitim mûsteşan üçlüsü nedeniyle geri alindığ] kanısı yaygın'" dedı. DTP Genel Başkanı Hü- samettin Cindoruk'ıın çı- kışlanyla zaman 2arnan Kn- ze dönüşen hükümetteki atamalar, bu kez de ; Niğde Milli Eğitim Müdürlü- ğü'ndeki karmaşayla yeni- den gündeme geldi. Niğ- de'de 19 yıl süreyle görev yaptıktan sonra Antalya'da ilköğretim müfettişliği gö- revini sürdüren Feridun Yazgan, 29 Eylül'de Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nden ge- len kararname üzerine göre- vinden ilişiğini kesti. 1 Ekim'de yeni görevine baş- lamak üzere Niğde'ye giden Yazgan'dan Milli Eğitim Bakanhğı'ndaki birtoplan- tıya katılması için Anka- ra'ya gitmesi istendi. Bura- da Hikmet Uluğbay ve Mil- li Eğitim Bakanlığı Müste- şan Bener Corgan tarafin- dan Niğde'deki görevine de- vam edemeyeceği bildirilen Yazgan'a DSP Genel Mer- kezi'nde de ANAP'ın işe kanştığı iletildi. DSP Genel Merkezi'nin "Bu iş bizi aş- ti" diyerek gönderdıği Yaz- gan'ın geri döndürülmesi için DSP Niğde ll Başkan- lığı girişimlerde bulundu. Bakanlığa ve DSP Genel Merkezi'ne faks çekerek Feridun Yazgan'ı istedikle- rini belirten DSP'lilere "ko- alisyon hükümetinin gerek- leri" anımsatıldı. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Bayrampaşa Cezaevi Savcı- sı Necati Özdemir'in görev- den alındığını duyduğumda, "Şevket Kazan'ın yapamadı- ğını Oltan Sunguıiu yaptı" di- yerek söylendim. Necati Özde- mir, geçen yıl 12 kişinin yaşa- mını yitirdiği ünlü ölüm oruçla- nnın ardından Bayrampaşa'ya atanmıştı. Göreve atanır atan- maz, cezaevindeki gerginliği azaltacak, ailelerin çektiği ezi- yetleri ortadan kaldıracak ça- balar içine gireceği sözünü ver- di. Ölüm oruçlarının hemen ar- dından bir grup gazeteci ve ay- dın kendisini ziyaret ettik ve hoşgeldin dedik. Bize cezaevi- ni gezdirdi, siyasi tutuklularia görüşmemiz olanağını sağladı ve insan haklarına duyartık göstereceği konusunda elin- den geleni yapacağını belirtti. işin doğrusu, Necati özde- mir'in iyi niyetli açıklamalannı o zaman kuşkuyla dinlemiştim. Birçok bürokrat, göreve gelir gelmez önce bir şeyler yapmak ister, ancak koşulların kendisi- REFAHYOL'un Yapamadığını ANAP'lılar Yapıyor ne dayattığı yeni duruma ge- nellikle boyun eğer. Hele Bay- rampaşa Cezaevi gibi bin türiü sorunun üst üste bindiği bir yerde, cezaevi savcılığında ba- şan kazanmak hayal gibi bir şeydi. İstanbul gibi bir megapolde, siyasi tutuklulann en etkili olan- lannın ve adli tutuklulann en ka- badayılannın yaşadığı bir me- kanı düzene sokup, bir sonuç elde edebilmek; ancak üst dü- zey yöneticilenn ve hükümetin desteğiyle gerçekleşebilirdi. Necati Özdemir, REFAHYOL döneminde çok kötü koşullar- da savcılık yaptı. Cezaevinin kapılarını basına ve kamuoyu- na cesaretle açtı. Tutuklularia sıcak ilişkiler kurdu. Iç gerilimi asgari düzeye indirdi. Siyasi tutuklulann bir gece- yansı polis tarafindan ceza- evinden alınıp işkenceye götü- rülmesine izin vermedi. Yasala- ra ve mahkumlann haklarına karşı dikkatli davrandı. Bu ne- denle REFAHYOL'un Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın hışmı- na uğradı. Birkaç kez görevden alınmanın eşiğine geldi.-Kamu- oyunun tepkisinden çekinen Kazan, Özdemir'i görevden al- maya cesaret edemedi. Şimdi Kazan'ın yapamadığını ANA- SOL- D'nin iyi tanıdığımız anlı şanlı Adalet Bakanı Oltan Sun- gurlu gerçekleştirdi, kendisini kutluyoruz (!). Ondan da ancak böyle bir iş beklenirdi. Bravo! ANASOL-D işe yarar bürok- ratlan görevden alma operas- yonlannı hızlasürdürüyor. Ada- let Bakanı'ndan önce Sağlık Bakanı da benzer bir eyleme imzasını atmıştı. Konya Devlet Hastanesi'nin ömek Başhekimi Ahmet Kart, bir geceyarısı operasyonuyla görevine veda etmek zorunda kaldı. Konya gi- bi siyasi Islamın etkili olduğu bir ilde, çağdaş, çalışkan, her- kesin sevgisini kazanmış bir başhekimi almayı da ancak ANASOL-D becerebilirdi. Kazalarda ölümleri önlemek için plan yapması gereken Sağlık Bakanlığı'nın 'cesettor- banızı yanınıza alacaksınız' ge- nelgesi çıkarması ne kadar akıl almaz bir işse, Ahmet Kart'ın görevden alınması da aynı şe- kilde akıl almaz. Ahmet Kart'la ilgili çok olumlu müfettiş rapor- lanndan söz etmeyeceğim. Bu- nu gazeteler defalarca yazdı- lar. Beni, Sağlık Bakanhğı'nda- ki vurgunlar ilgilendiriyor. Öme- ğin 7 TlP'liyi hunharca öldüren Haluk Kırcı'nın Sağlık Bakan- lığı'ndan aldığı ihaleler ne ol- du? Yeni Sağlık Bakanı, bu ko- nuda hangi adımlan attı? Sağlık Bakanı, hangi amaç- la Ahmet Kart'ı görevden aldı? llaç vurgununun tekerine ço- mak soktuğu için mi? Yoksa, 'Bakın devlet hastaneleri böy- le modern ve temiz yerier hali- ne getirilebilir' mesajını verdiği için mi? ANAP'lı bazı bakanlann çağ- daş bürokratlan görevden alıp, kıyıma devam etmesi koalis- yon ortağı DSP'yi ilgilendirmi- yor mu? Onlann böyle dertleri yok mu? Yoksa onlar da kendi altlannda oluşan bazı çıkar çe- telerinin esiri mi oluyortar? Bü- lent Ecevrt, son dönemde 'dü- rüst, çıkar peşinde koşmayan lider' imajıyla büyük prestij sağlamıştı. Iktidarçürütür'de- yimi DSP için de işlemeye baş- ladı. Bu bürokratlann görevden alınması, CHP'yi de ilgilendir- miyormu? Çünkü hükümet, bi- raz da onlann desteğiyle ayak- ta duruyor. Garip ama gerçek; teğmen doktor Necdet Güçlü'yü öl- dürmekten yargılanıp mahkum olan ülkücü Ibrahim Doğan, TBMM'de doktorluk yapmaya devam ederken Konya Devlet Hastanesi'nin başanlı başheki- mi doktor Ahmet Kart ve Bay- rampaşa Cezaevi'ni soluk alı- nan bir yer haline getiren savcı Necati Özdemir, görevlerinden alınıyor. ANASOL-D'nin. RE- FAHYOL'dan acaba ne farkı var? Düşünüp duruyorum. MtKRO DINÇ TAYANÇ Yüzkaramız: 4 Y Mistık inanışa göre insanlığın yüzkarası Mah- şer'in Dört Atlısı; hırs, salgın hastalıklar, doğal yı- kımlar ve savaş! Benim mistiğe takıldığım yok ama gene de 1997 Türkiyesi'nin yüzkarasına takılmadan edemiyo- rum: 4 Y! Y'lerin ilki "yalancılar", ikincisi "yüzsüzler", üçüncüsü "yobazlar", sonuncusu ve en bir yüz- karası ise "yalakalar"... İnsanlığın aklı başında ve sağduyulu insanlan, nice yüzyıldır hırslara kapılmamak, salgın hasta- lıklara çözüm üretmek, doğal yıkımlara karşı ön- lemler almak ve de savaştan kaçınmak için elle- rinden geleni artlarına koymuyorlar. 1997 Türkiyesi'nin aklı başında ve sağduyulu insanlannın ise elleri kolları bağlı! Yalancılar, yüz- süzler, yobazlar ve yalakalar gözlerimizin içine ba- ka baka ortalıkta cırit atıyor. Nasıl mı? Kolay; bir yanda kendilerini koruyup kollayan birileri var, berı yanda birbirlerinı kolluyoriar da on- dan! Adem'in gayri meşru oğullan ile Havva'nın ne- sebi gayri sahih kızlarından türeme bu ilk Y takımı yalancılar, genellikle siyaset sahnesinde boy gös- teriyor ya da boy gösteren bir korkuluğu arkasın- dan yönetiyor! Önce kendilerini allayıp pullamakla başlıyorlar yalanlarına. Ne bilimsel unvanları kalıyor ortaya serilmedik, ne etkileyicilikleri, ne de güzellikleri(!) Ardından "ülkenin tarihine ak sayfa açmalar" mı istersiniz, "adil düzen kurmalar" mı; "enflasyon denenkeratayıdizegetirmeler"mi istersiniz, "Tür- kiye 'yi gümrük birliğıne sokup da Avrupa 'yı titret- meler" mi; yoksa şehr-i İstanbul'u yağmur duala- nyla suya kavuşturmalar mı istersiniz, "şak diye emredip de terörünbelinikırmalarmı", yoksa ol- madık uluslararası toplantılarda "masayı üç kez yumruklayıp da istedığıni kopartmalar" mı istersi- niz, "alın teriyle(!) kazanılmış servetlerini satıp sa- vıp ulus uğruna harcamalar" mı?.. Akılsızlıklarına ne geliyorsa zırvalamaya girişi- yortar. İşin tuhafı, bizler de "yiyoruz"\ Ana fikir Yalancının mumu yatsıya dek yanar. ikinci Y takımı yüzsüzlerin türediği köken, birin- cisiyleaynı... Üstüne üstlük, birinci takımda oyna- yanlar, mumları söner sönmez ikinci takımdaki yerterini aldıklarından, hayli kalabalıklar! Bu takım, işler sarpa sarıp da yolun sonu çık- maza saplandığında, yalan zırvaladıkları rahatlık- la ortalığa dökülüyor ve en şirin(!) sıntkanlıklanyla girişıyorlar yüzsüzlüklenni sergilemeye. Artık, altyapısına çivı çakılmamış şehr-i Istan- bul'un yağmura teslim olmasının "Allah'ın işi ol- malan" mı istersiniz, yoksa "hesabını veremeye- cekleri tek kuruşu olmayan alın teh(!) servetlerini falancanınkiyle takas etmeyi önermeler" mi; maf- yoza ilişkilerine devleti bulaştırmanın "devlet adı- na kurşun sıkanın da yiyenin de kahraman sayıl- malan" mı istersiniz, yoksa din tacirleriyleyapılan ,işbjrliğirıin aslmda "laikliğin teminatı oknalan'nv; düşmeyen keratanın nedenini "ücretlerdeki artı- şın enflasyonu körüklediğine parmak basmalar" mı istersiniz. yoksa haklarındaki tüm kanıtlanmış suçlamaların "aslında komplo olduğunu söyle- meler" mi?.. İşin tuhafı, bizler bunlan yemiyoruz ama, "yer- miş gözükmekten" de geri durmuyoruz! Ana fikir Yüzsüzün suratına tükürülse "yağ- mur yağıyor" der. Üçüncü Y, takım değil, yalancı ve yüzsüzler ile aynı kökten türemiş bir "sürü" yobazlar! Çıkarlarına çıkar katmak, çıkarlannı pekiştirmek için, iktidar olmak için söylemeyecekleri yalan, yapmayacakları yüzsüzlük olmadığı gibi tüm bun- lara ulaşabilmek için din sömürüsü ve de ticare- tinden de geri kalmıyortar. Önceleri yeraltının karanlığından su yürütüyor, biraz palazlandıklannda da aydınlığı karartmaya sı- vanıyorlar ki artık "şeriat elden gidiyor"\ar mı is- tersiniz, yoksa "dinsizler, Allah'a sövüyoriar" mı; yoksa diri diri yakılmış onlarca aydın canın ardın- dan "şanlı kıyam hezeyanlamalan" mı istersiniz, yoksa yaban ellerinde kırılan Müslümanlar için toplanan paralan "güvenilir(!) ve ehl-i namus(!) ka- salarda toplayıp cebellezietmeler" mi; Bedevi ça- dınnda ulusal onuru ayaklar altına aldınp da dö- nüşte "Zaferie geliyorum" demeler mi istersiniz, yoksa "karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşmalar" mı... İşin tuhafı bizler bunlan ne yiyoruz ne yer gözü- küyoruz ama, gene de el birliğiyle besleyip se- mirtmekten de geri kalmıyoruz! Ana fikir Hacıdan, hocadan, ille de karanlık ge- ceden öte duracaksın. Dördüncü Y'ye gelince, yalakalar da ilk üçüyle aynı kökten sürme... Takım desenizdeğil, sürü de- seniz değil; sanki bir mağma katmanı bunlar... Bir bakıyorsunuz üniversite kürsülerindeler, bir bakıyorsunuz TV ekranlan ya da medya sütunla- rında! Kah "yalı komşuluğu hatınna", kah "sanşın güzelin"aşkına, kah "bitirdiği vebitireceğiişlerin" çıkanna, kah caize "kapmak kaygısına "çanakso- rular" mı istersiniz, yoksa "methiye düzmeler" mi; efendileriyle "zar tutmalı tavlalar mı" istersiniz, yoksa "bugün övdüğüne, pir aşkınaf!) yann söv- meler" mi... işin tuhafı bizler bunlan hem yiyoruz, hem yer gözüküp izliyor ya da okuyoruz, hem ken- di elceğizlerimizle besleyip semirtiyoruz, hem de adlanna "gazeteci" demek gafletine düşüyoruz! Ana fikir Her kapıya bir it, her medyaya bir ya- laka gerekir(!) ••• Ana fikrin ana fikri: Yavuz hırsızların ev sahibi- ni bastırmalan yavuzluklanndan değil, ev sahibi- nin hoşgörü adlı bir düşe daldığı derin uykusun- dandır. Çevre ile iletişimi bozuk, ezberci. boyun eğen, nzacı, düşünceye kapalı, kaderci ve özgüvensiz kuşaklar yetiştirmek kimlerin işine yarayabilir ki?.. ÇAĞDAŞ EĞİTtM VAKFI Tel: 0212-276 28 99 Faks: 0212-286 13 54 Vakıfbank EtUer Şb. Çev Bağış Hesap No: 2012 776
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle