Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
9 Genel Yayın Koorduıatörü. Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıışlen Mudürien tbnüıim
Yüdız - Dinç Tajanç 9 Sorumlu Müdür
Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdünr
Hakan Kara 9Gönsel Yönetmen: Fikret Eser
D15 Haberler Şinasi Danışoğlu 9 Istıhbarat Cengiz
Yüdınm 9 Ekonomı Mehmet Saraç 9 Kûltur
Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yüceiman
9 Makaleler. Sami Karaören 9 Düzehme Abdutah
Yazra9FotDgraf Erdoğan köseoğlu 9Bügı-Belge
E<Ube Buğra 9 Yuıt Haberien: Mehmet Faraç
Yaym Kurulu. llhan Sdçnk(Başkan),
Orhan Erinç, Oktav Kurtböke.
Hikmet Çetinkava,Şfiknuı Soner,
ErgunBala,DinçTayaııç, İbrahun
Yıldız, Orhan Bursall, Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbay Atatüric Bulvan No:
125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara fel. 4195020 (7 hat),
Faks:419502791zmirTemsilcısi SerdarKınk,H.Zıya
Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 9 Adana
TemsilcısiıÇetinYigeno^u, înönüCA 119S.No:lKatl,
Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 16
Müessese Mûdurû: f srûn Akmen #
Koordınatör Ahmet KoruLsan •
Muhasebe Bâient Yener#ldare Hüseyin
Görer • Işletme Öoder Çefik • Bü'gı-
Işlem Nail tnal # Bılgısa\ar Sıstem.
Mfirihet Çfler • Saoş. Fuilet Kuza
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran • Koordınator. Reha
Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdag Tel 514 07 53 -
5139580-51384«Wl,Faks 5138463
Ya>ımla>aıı ve Basan: Yeru Gûn Haber Ajansu Basın ve Yayıncıhk A Ş
Turkocajı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 tst PK 246 Istanbul Tei (»212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0,212)513 85 95
19EKİM1997 Imsak: 5.47 Güneş: 7.13 Öğle: 12.56 tkindi: 15.55 Akşam: 18.26 Yatsı: 19.46
Çevre gezginleri
• İstanbul Haber Sevisi -
Kendilenne "Çevre
Gezginleri" adı veren iki
genç, Türkıye'dekı çevre
sorunlanna dikkat
çekebilmek amacıyla
yürüyerek ıki yıllık
Türkiye turuna çıkıyor.
Amaçlannın çevTe
sorununun entelektüel bir
sorun olmaktan çıkanlıp
tabana yayılmasını
sağlamak olduğunu
belirten Çe\Te Gezginleri
Platformu üyesi Çetin
Asena, bu nedenle
Türkiye'nin degişik
bölgelerinde çevre
etkinlıkleri yapacaklannı
söyledı. Yollanna yaya ve
otostopla devam edecek
grubun yolculuk boyunca
ıhtiyaçlannın
karşılanabilmesi ıçin
açılan banka hesap
numarası ise şöyle: T.C. tş
Bankası Beşıktaş Şubesi
2452986.
Küresel ısınma
• SYDNEY(AA)-"Sera
etkısı" olarak bilinen
küresel ısınmanın
önümüzdeki > ıllarda tüm
dünya ıklimıni
etkileyeceği ve yalnızca
AvTJstralya'ya maliyetinin,
yaklaşık 13 mılyardolar
olacağı bildırildi.
Birleşmiş Milletler'in
Aralık ayında Japonya'da
düzenlenecek olan
toplantısına sunulacak
raporda. sera etkisi yapan
gazlar yüzünden dünyanın
her bölgesinin ekonomik
ve çe%Te sorunlanyla yüz
yüze olduğu belirtildi.
Bugay'ın 'Sıradan ve yaşamın içinde' dediği dizi Türkiye gündemini yakından izledi
'Bizmıkiler' on yaşmda• Önce Yavuzer Çetinkaya, ardından Yaman Okay ve Ayton
Sert'i, son olarak da Orhan Çağman'ı yitirdiler. Dizinin
emektarlanndan Erdal Özyağcılar da "Bizimkiler"den aynldı.
Ancak tıpkı gerçek yaşamdaki gibi acı ve tatlı olaylann bir arada
yaşandığı dizi yoluna devam ediyor.
MUNEVVER OKTAN
Leyla Hanım artık yalnızdı. Yıllarca ay-
nı yastığa baş koydugu hayat arkadaşı
Hüsnü, bundan böyle yanında olamaya-
caktı. Neyse ki, onu yaşama bağlayan iki
oğlu vardı. Bir de Hüsnü'yle ortak anı-
lan... Ama bu anılann arasına elinde ol-
madan Hüsnü'nün "ölüm"ü de giriver-
mişti. Bunlan düşünerek iç geçiren ka-
dın, "An Hüsnü ah, bana bunu da nu ya-
pacakun"dedıgözyaşlannaboğularak...
Bu akşam ekran karşısına geçen izle-
yiciler *Bizimkiler"in yukandaki sahne-
sini içleri burkularak izleyecek. Ve Ley-
la Hanım'ınacısına ortak olacaklar... Di-
zide Leyla Hanım'ı oynayan Güzin Özi-
pek'in acısı ise daha büyük. Çünkü hem
10 yıldır aynı dizide oynadığı rol arkada-
şı Hüsnü'yü, hem de 40 yıllık bir dostu-
nu.. Orhan Çağman'ı yitirdi. Röportaj sı-
rasında duyduğu denn ûzüntü her halin-
den belliydi. Bir ara gözyaşlanna engel
olamadı. Ama kendıni toparladıktan son-
ra "Duygusalltgıın için özür dilerim" dı-
yecek kadar da inceydi. Gerçek yaşam-
da da " Bizimkiler"de oldugu gibi iki oğul
sahibi Özipek, acısını. "Zor günkryaşa-
dım. Çekimler de sürdüğü için sinirierim
çok gerginleşti. Orhan benim cokyakınım-
dı. 40 yıldır birtikte çalışryorduk. Ka\ga-
ü. kaprisli haline karşın çok se\ diğinı bir
insandı. O hep içimizde. Onu beraber ya-
şıyoruz" diyerek dıle getıriyordu. 10 yıl-
dff aynı seti paylaşüğı arkadaşlan için, "Kz
artık birbirimizin nefes alışını biliyoruz"
yorumunu yapan Güzin Özipek, dizinin
yeni bölümlerinde "dulbüyükanne
T>
tip-
îemesiyle ekrana gelecek.
Orhan Çağman "Bizünkfler"ın ilk kay-
bı değıl. Önce YavıızerÇetinkaju, ardın-
dan Yaman Okay ve Ayton Sert Tıpkı ger-
çek yaşamda olduğu gibi, 'Bizimkiler "de
de acı ve tatlı olaylar bir arada yaşanıyor.
Yaşamın içindeki dizi
"BizünkUer"in yaratıcısı Umıır Bu-
gay. yoğun ilgi görmenin nedenini, dizi-
nin "sıradan ve yaşamın içinde" oluşuna
bağlıyor. "Bu sıradanlık içinde sanat da
var, yaşam da var. Dizi, gününUn sosyo-
politiktümgelişmelerini içinde vaşıyor ve
tarnşıyor. Orneğin. 1988'de Türkiye'de
neler olmuş, bugün nasıl bir yönetim bi-
çimi içindeyiz? O yıllardaki bölümierine
bakarak bunu anlayabiliriz" diyen sena-
rist Umur Bugay. dizide toplumun her
kesimini temsil eden karakterlerin oldu-
gunu söylüyor. "812^11016^1 izleyenle-
rtn kendilerinden bir şeyler bulduğunu da
ifade eden Bugay, 50 kişilik oyuncu kad-
rosuyla bunu yansıtmaya çalıştıklanna
inanıyor.
Dizide eleştiri alan tiplemelerinin de ol-
duğuna dikkat çeken Bugay, kapıcılar,
muhasebeciler ve maliyeciler gibi mes-
lek gruplanndan tepki aldıklannı belir-
tiyor. Umur Bugay, "Bir komedi son de-
rece şeref sahibi insanlarla yapdamaz. Ko-
medi ounası için mutlaka insanlann za-
aflan otacak, mutlaka biryerlerden bir şey-
ler aşıracak, birbhierine ahlaksızhk ya-
pacaklar. Bir cetvel gibi dognı insanlar-
la komedi, hele mizah yapmak tnümkün
değü" diyor.
Biri 'Bizimkiler'in yaratıcısı Umur Bugay (sağda), diğeri 10 \ıDık dizinin ilk gü-
nünden Mbaren Leyla Hanım'ı canlandıran oyuncu Güzin Özipek.. tkisinin de
hedefı "812^11016^1 yeni on yıllara taşımak. (Fotoğraflar: KADER TUĞLA)
Dizinin yeni oyuncusu 'Şükrü'yü yaşatacak
Dinçel: Zoru seçtim
Savaş Dinçel, Erdal Özyağcılar'ın diziden
aynlması nedeniyle iki bölümdür
karşımıza "Şükrü" tiplemesiyle çıkıyor.
"Bizimkiler'' ailesine yeni katılan Dinçel,
zoru seçtiğını düşünüyor.
"•Ahşkanük"lardan vazgeçmenin
zorluğu gibi izleyiciler de 10
yıldır Şükrü olarak Erdal
Özyağcılar'ı benimsedi.
Genellikle dizinin çok
tutulan karakteri
aynlınca onu ya yangın
çıkararak ya da araba
kazasıyla öldürmenin
yolunun arandığı film
endüstrisinde, Savaş
Dinçel
l
*Şükrü"yü
yaşatacak. Dinçel
rolün teklif
edilmesini ise şöyle
anlatıyor: "Umur
Bugay'la aramızda
şu diyalog geçti. Ben,
'Inşallah aklından
geçen için beni çağırmamışsındır' dedim.
O da "Tamamen ondan dolayı çağırdım'
dedL Kan ter içinde kaldun. Hemen 'Bir
viskı ver' dedim. İçip başladık ağlamaya,
sinirierimiz bozuhnuştu."
Dinçel "Şükrü" karakterinin kendisi için
Umur Bugay tarafindan yazılmış bir kişilik
olduğunu belirterek şunlan söylüyor: "Ben
bu karakteri o>7iamaya çahşacagım.
Önceki Şükrü ile bir mukayese söz konusu
olmamalı. Ben ne kadar yapabilhorsam o
kadan olacak. Sonuçta biz rol yapanz."
"Oğhım Adam Otacak" dızisinde de Umur
Bugay'la birlikte çalıştığına dikkat çeken
Savaş Dinçel, "BizHnkUer"in çekiminden
çıkıp AKM'de "Godot'yu Beklerken" adlı
tiyatro oyununda sahne alıyor.
Bugüne kadar çeşitli karakterleri
canlandırdığını da hatırlatan sanatçı,
"Şükrü" tiplemesini kendi yorumuyla
sürdürecegine işaret ediyor. Savaş Dinçel
sözlerini. "Bizimkiler ailesi beni
yadırgamadu umanm halk da
yadırgamaz*' şeklinde noktalıyor.
ustalara yenilmeyen Karatekin
'Satranç için
sponsor gerek'
BAR1Ş DOSTER
Adı Tamer Karatekin. 16 yaşında. tstanbul Lisesi 1.
sınıf öğrencisi. Herkes onu geçen hafta sonu yaptığı sat-
ranç maçında dünyanın en büyük satranç oyunculann-
dan Kasparov'la berabere kalmasıyla tanıdı. Aynı anda
29 satranç oyuncusu ile maç yapan Kasparov, 28 kişiyi
yenip bir tek onunla berabere kalmıştı. Oysa bu, Ta-
mer'in ilk başansı değildı. Şimdiye dek birçok ulusla-
rarası satranç turnu\r
asında Türkiye'yı başanyla temsil
etmiş, daha önce de Karpov ile berabere kalmıştı. Fakat
aynı gün yine çok genç bir satranççı olan Lmut Atakişi
Karpov'u yendıği için Tamer"in adı bu denli öne çıkma-
mıştı. Tamer okul çıkışında sorulanmızı yanıtladı:
- Satranca nasd başladuı? Günde kaçsaat ayuiyor, na-
sıl çahşıyorsun?
Satranca, 6 yaşınday-
ken eski bir satranç ha-
kemi olan dedemin des-
teğiyle başladım. Ilko-
kulda şampıyonluklar
kazanınca hevesim art-
tı. Bu, özgüvenımi ve
derslere olan konsant-
rasyonumu olumlu et-
kiledı. Her gün en az
yarım saatimi satranca
ayınnm. Yazın günde
en az 7 saatimi ayınyor-
dum. Yabancı dil bil-
diğımden satrançla il-
gili dünyanın kabul et-
tiği hocalann yayınla-
nnı okuyorum. Henüz
intemete bağlanmadım
ama, yakında bağlan-
mayı düşünüyonım. O
zaman dünyada istedi-
ğim oyuncuyla maç ya-
pabilirim.
- Satrançkonusunda
en büyük sıkıntılar ne-
ler?
En büyük sorun
sponsor ve uluslararası
Satrançta Karpov ve Kaspa-
rov 'la berabere kalan Tamer
Karatekin, başan için spon-
sor desteğinin \anı sıra ulus-
lararası turnuvalann da
önemli olduğunu söylüyor.
turnuvalara katılma sonınu. Bu işte sponsor çok gerek-
li. Mesela yurtdışında turnuvalara katılan her satranççı-
nın bir tane diz bilgısayan var. Bu sayede rakiplerinin
maçlannı izlıyor, satranç konusundaki çeşitli program-
lan yükleyip bunlarla kendilerini geliştiriyorlar. Aynca
uluslararası turnuvalara daha sık katılımının sağlanma-
sı ve Türkiye'de de bu tür turnuvalann yapılması şart.
- Sence iyi bir satranççı nasd olmab?
lyi satranççı tüm stillen başanyla oynamalı. Kaspa-
rov çok hırslı ve atak oynar, iyi konsantre olur. Karpov
ise daha pozisyoneldir. Büyük oyuncularla oynarken
temkınlı olmak gerekir. Karpov çok centılmen oldugu
için zaman zaman bilerek berabere kalıyor. Satrançta
belli bir yere geldikten sonra çok iyi hocalar lazım. Bu
olmazsa yerinde sayma başlar.
MÜJDA GEZE SAK USTUNDE
İsim
Asuman Arsan'ın cenazesinde eski bir
arkadaşımı gördüm. "Dün Cumhuriyet'te
yazını okudum. Jsmini terkediyormuşsun. Bizimki
oynatıyor dedim. Sen o ismi kolay mı yaptın?"
dıye takıldı bana. Tam anlamamış oyunumu. İsim
olmaktan daha önemli şeyler olduğunu anlatmak
istiyorum. İsim sahibi olmak zor değil ki bızim
ülkede. Rize Milletvekili Şevki Yılmaz az mı ünlü
yani?... İşte onunki de isim benimki de. Ama öyle
olup da ünlü olacağıma hiç olmayayım daha iyi.
Benim adıma bir sürü film yapıldı, yüzlerce dizi
çekildi. Pek çoğu beni mutlu etmemiştir bunlann.
Ama okulumu açtığımdan bu yana mutluyum. Bir
kitabım çıktığında mutluyum. Bu yazılar için
sizlerden övücü mektuplar aldığımda mutluyum.
Bunlann hiçbirinin isimie ilgisi yok. Magazini son
derece gerilerde olaylar. Ama nedense beni daha
çok mutlu ediyor işte. O nedenle de bu hafta bir
harf de adımdan attım. Kaldı sekiz hafta.
Kestaneci
Erdinç Köksal doktorlarla ilgili anı-şaka
kitabında bir olayı şöyle anlatıyor: Profesör
kestane satan hastasının doktoriardan daha fazla
para kazandığını öğrenince adama şu öğüdü
vermiş:
- Evladım biz seni inşallah iyi edip çıkartacağız.
Ama mutlaka git annenin babanın elini öp. Onların
kıymetini bil. Seni doktor yapmayıp kestaneci
yapmışlar.
Beni Güldürenler
Geçtiğimiz gecelerden birinde bizim evde
toplandık. Münir Özkul, eşi - Murat Somay -
Kandemir Konduk, eşi - Savaş Dinçel, eşi -
Kemal Sunal, eşi - Yaman Tüzcet, eşi - Mustafa
Alabora (O'nun eşi yok, çok eşlilıği tercih etmiş
durumda... Kara Metek'te yani.) Ayşen Gruda, hep
birlikte eski günleri andık, güldük durduk. O gece
anlatılanlar ve'ne zaman anlatılsa beni güldürecek
.olan bir komikliği anlatacağım. Yaman'la Ayşen çok
tartışııiar. O gece Ayşen bir konuyu hatırlayamadı.
Yaman Ayşen'e: "Sen erkedbunadın" diyince Ayşen
yanıtladı: "Ama sen zamarfında bunadın."
Bir gün bir belediye başkanı
ile konuşuyorduk. "Akıllı
başkanlar alt yapı ile uğraşmaz,
çünkü o işler görünmez, yer
üstünde, parklar yeşillikler,
boyalı kaldınmlar yapacaksın, o
zaman kıymetli sanııiar seni"
demişti. Bir eleştiri getiriyordu
bu sözleriyle. Gerçekten
Bir kereyle...
Bir kereyle bir şey
olmaz sözü sanıyorum
sadece bizim dilimizde
var. Bu sözü sık sık
kullanınz. Zamanında
cumhurbaşkanlan bile
kullanagelmişlerdir.
Ben düşündüm acaba
bir kereyle neler olur
diye. Bakın neler
olabiliyor: Güneş
dünyaya bir kere
çarpsa/ Bir insanın
tam kalbine bir yere
ateş edilse/ Biri
kendini bir kere otuz
katlı bir gökdelenin
damından aşağı atsa/
Bir ülke bir ülkeye bir
kere "sana savaş ilan
eff/m"dese/
...Örnekleri siz çoğaltın
artık ve görün, bir
kereyle neler
olabiliyor...
Altyapı
doğruymuşsöyledikleri. Bunu
iki kez üst üste sel felaketine
uğrayan Istanbullular bir kez
daha gördüler. Ben denize otuz
metre mesafede oturuyorum.
Azıcık yağmur yağsa yolu sel
basıyor. Yani denize otuz
metrelik yoldan suyu
akıtamıyorlar. Üstelik burası
İstanbul, dolayısıyla Türkiye'nin
ünlü bir semti. Alt yapısı
olmayan her şey gibi bu güzel
kent de böylece göçüp gidiyor
işte. Alt yapı, alt yapı diye dıdin
dur. Alt yapısı olmayan
siyasetçilerle yönetilen
ülkelerden ve o ülkelerin
kentlerinden hayır beklemeyin.
v^v/;';,';?;^','/;
Utanma
j nsanda utanma duygusu kayboldu
I mu, artık ondan hertürlü yalan dolan
beklenir. Istanbul'u sel götürdüğü, altı
kişinin öldüğü gün, biri toplantı yapıyor
ve: "Istanbul'a çağ ağlattık" diyor.
Gruptakiler de alkışlıyor. Zaten o
grubu ekranda gördüğümüz zaman
yüzlerindeki meymenetten ne
olduklannı anhyoruz. Yalan, bunlar için
peynir ekmek. Gıdalan olmuş. Yalan
söylemeden duramıyorlar. Erbakan
diyor ki: "Geçen yıl benim hükümetim
zamanında Akdeniz'de bu tatbikat
yapılmadı, yaptırmadım." Büyükelçi
çıkıyor "Heryılyapılır, geçen yıl da
yapıldı" diyor. Bunlann yalanlanna
aldanan bir avuç aptal, Türkiye'yi
nereye götürmek istiyor?...
Bana gelenler
Gaziantep'ten Ranâ Mamatlıoğlu... Güzel
mektubunu okudum. Uzun ama anlamlı. Sana
başan diliyorum. Çok istemek ve başlamak
yapmanın ve gerçekleştirmenin yansıdır...
• Hürriyet Mahallesi Kadıoğlu Sok. No: 24
adresinde oturan genç okurum tiyatrocu olmak
istiyor. Ama mektubuna adını ve soyadını ve
oturduğu kentin ismini yazmayı unutmuş. •
Ankara'dan Artay Çolaktaş da nefıs bir anektod
yazmış. O dişdoktoru deyimleriyle yazmış ama ben
adapte ederek anlatayım: Küçüğü dişçiye
götürmüşler. Dişçi Zühal hanım yeni bulduğu
metodu uyguluyor. Dişçi demiş ki çocuğa: "Bak
korkulacak bir şey yok. önce şu aynayla
bakacağım, sonda ile ayıracağım." Çocuk dişçinin
elindeki penseyi göstererek: "O zaman ona ne
gerek var?" diye sorunca dişçi: "Onlar Mazhar-
Fuat-Özkan gibidirler, birbirlerinden hiç ayrılmazlar"
demiş. • Mustafa Yıldız/Aşkın Uzam Ulkesi-Sevda
ŞenerA'aşamın Kırılma Noktasında Dram Sanatı...
İki nefis kitap. • Fakslara gelince: Biri çok önemli.
ADD Kadıköy Şubesi'nden geliyor. İstanbul Merkez
Şube üyelerinin bir ricası olarak dile getirilmiş. "75
Kasun'da yapılacak genel kurulun çok az bir
katılımla gerçekleşeceğinden endişe ediyorlar. Bu
şubeye kayıtlı bütün üyeler. Haydi, demokratik
katılımınızı gösterin. 15 Kasım'da sandık başına"
diyor. Diğer faks Ankara Ekin Tiyatrosu'ndan.
"Memleket Hikâyeleri" adlı oyuna özgüriük istiyorlar.
38 yörede gösterime yasaklanmış. 17 Ekim'den
itibaren Ankara'da gösterilerini sürdürecekler. •
"Siyaset Dergisi 3. Kuruluş Yıldönümü"nüe
Geleneksel Odül için bir anket düzenlemiş. •
Ataköy'den Nuran Çakıroğlu, Bakırköy Osmaniye
bölgesinde açtıklan sanat evinde Atatürk'ü
çocuklara sevdirmek amacıyla bir oyun hazırlamamı
istiyorlar. Oysa Ankara Halk Tiyatrosu'nun elinde
bunun hazın var. Oradan edınebilirsiniz. Başarılar. •
Giresun Bulancak'tan Selim Doğan Nebioğlu ADD
üyesi. Mektubunda bir avukattan söz ediyor aynı
dernekten. Burada yazamayacağım. Ama genel
merkezin ilgilenmesinde yarar olcluğu kanısındayım.
Tüm mektuplarateşekkürler. KADIKÖY-İSTANBUL
adresine yazabilirsiniz.
Pazarın
fıkrası
Bursa Ahmet Vefik Paşa
Tıyatrosu Müdürü Emin
Gümüşkaya'dan geldi bu
hafta pazann fıkrası:
Temel zayıflama
bisikletine binmiş ama
pedalı ters çeviriyor.
"Neden böyle geri geri
çevihyorsun Temel?" diye
sormuşlar. Temel: "Ben
şişmanlamak istiyorum"
demiş.
Meslekler
Uydurukçular; tarihimizin
ve ülkemizin ünlü
meslekleri arasında baş
sırayı alan meslek grubu
mensuplarıdır. Özellikle
ülkemizde bu işten çok
para kazanırlar.
Politikanın en sağ
ucunda yer alan bu
gruptakiler, genel olarak
grup halinde
uydurukçuluk yaparlar.
Ama bireysel olarak da
yaptıklan olur. Ne var ki
bireysel uydurukçuluk
eğer işlerine gelmezse,
aynı partiden de olsalar
onları hiç acımadan yan
yolda bırakabilirler.
Uydurukçular, uysa da
uymasa da bu işi
yaparlar, çünkü
görürler ki uydurukçulara
inanan bir sürü salak var.
Ne diye bunlara
uydurukçuluk
yapmasınlar?...
Uydurukçular son derece
varlıklı meslek grubuna
girmektedirler, çünkü
bunlann bir kolu olan
üfürükçülerle işbirliği
yapıp parayı götürmeyi iyi
bilirler. Tanrı hepimizi
uydurukçulardan
korusun.
Bilgi çağına girdiğimiz şu
ikibinli yıllarda, bilgisiz
kalmaktan korktuğum için
bizim gazeteyi didik didik
okuyorum. Çünkü hem
pahalı hem az sayfalı.
Sevda Şener'in kitabı
Doğrusunu isterseniz henüz bitirmedim,
okuyorum. Çünkü kocaman bir kitap.
"Yaşamın Kınlma Noktasında Dram Sanatı".
Sanınm her tiyatro sanatçısının başucundan
ayırmaması gereken bir yaprt olmuş bu. Çok
emek var, çok araştırma, yılların birikimi.
Sevda Şener dostuma, tiyatroya gönül veren
herkes adına teşekkür ediyorum.
Çocuklar için
Sevgili Arkadaşlanm...
Sizlere küçük de olsa bir yer ayırdım. Oyle istediniz.
"BirBulut Olsam"dan minicik bir şiiri sunuyorum:
TELEFON
Telefon çalınca ben/Açıp "alo" diyorum/ "acaba
kimi aradınız?"
Babamı isterlerse babamı veriyorum/ başka ad
söylerlerse
"yanlış efendim" diyip hemen kapatıyorum.
Size bu minicik şiiri durup dururken yazmadım.
Televizyon reklamlannda küçük bir kız var.
Durmadan babasını cep telefonundan anyor. Siz
sakın böyle bir şey yapmayın. Çünkü o cep telefonu
aynı zamanda "cep yakan telefon". Bu deyimi
bilmezsiniz. Çok pahalı olan şeyler için söylenir.
Anlaştık mı?... Çünkü o çok parayı sonra, yine
babanız ödeyecek. Onun yerine defter kitap alırsınız
daha iyi. Hoşçakalın.
Pazarlık ve duvarlık sözler
Ben ne isem ne durumdaysam, eylemlerim
de ona uygun olmalı. Montaigne
SİGARA İLE İLGİLİ TEK SÖZ ETMEDİĞİME DİKKAT
EDİYOR MUSUNUZ? MERSİ.