Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 7OCAK1997SALI
14 KULTUR
Bir süredir Napoli'de yaşayan Pavarotti, yeni yaşamında eskisi kadar mutlu olacağma emin
4O.yıhnda sahneyi bırakacakCÜRHAMÇKAN
STOCKHOLM - Dunyanın en unlu
ternrlanndan Luciano Pavarotti 29 Nı-
san 2001 "de ^ahnede 40 yıhnı doldur-
mut> olacağını \e sahneyı bırakacağını
»övledı
Nveç gazetesı Dagens Nyheter"ı Na-
pol dekı luks otel suıtınde kabul eden
Pa\arottı, 30 yıllık eşinden aynldıktan
sonra bırlıkte va!,amaya ba^ladığı yenı
sevgılısı. sekreten Nicoletta Manto\ani
ıle vok mutlu olduğunu da belırttı
Pa\arottı. bır suredır Napoli'de yaşı-
yor Opera sezonunu San Carlo Opera-
sı'r.da sahneye konulan "losca" ıle açtı
To^ca rolundekı Bulgar sanatçı Raina
Kabaivanska ıçın ~Bu rolü Mana Cai-
1as'tan sonraen başanholarak>apan ka-
dın" sozlenyle ovuyor Kendisinın can-
landırdığı Ca\ aradossı. oldukça hareket-
sız Oyle basamak fılan çıkmıyor \ma
ses olarak elestırmenlerden tam not al-
mıs durumda kaldığı suıtte opera tan-
hının efsane\ ı sesi Caruso da kalmış \e
hatta olmus
"Caruso.Caruso'vdu" dıyor Pavarot-
tı "Bizlerin taklitçileri olmaz. Herkes
kendi kariverini yapar. Kirnse kimsenin
\erini alamaz, doldurumaz."
Pa\arottı. halk kıtlelennı se\en. arayan
bın Opera >efı FrancescoCannessa'nın
operanın bır ust tabaka kulturu olmama-
sı gerektığını sa\unmasından oturu. \er-
di'nın ~Requiem"'ını \oksul dı* semtler-
den Pontıcelh"dek\ stadsumda 6 000 kı-
şının onunde soylemıs olmaktan çok
mutlu
"O gece, operanın kitlelere seslenen bir
sanat olduğunu kanıtladık. Istelik \er-
di'nin bu yapıtı. övle pek kolav sahnele-
nir bir >apıt da değil" dı>or
Pa\arottı. 4 yıl sonra sahneden aynla-
cağını so>luyor Halen 61 yasjnda
-29 Nisan 2001 "de sahnede 40. yılımı
doldurmuş olacağım. Bu da artık yeterli
bir sure demektir. Hoş. Babam 84 vaşın-
da ve scsi kusursuz. Hani o zaman biraz
bu kararım konusunda kuşku>a duşmu-
>or dcğilim."
\ Ietropolıtan dan bır y 11 once Donizet-
ti'nın "La fille bu Regiment"'ınde Tonıo
L uciano Pa\arottı, 29
Nısan 2001'de sahnede 40.
>ılını doldurmuş olacağını ve
sahneyi bırakacağını söyledi.
Opera\ ı bır kıtle sanatı
yapmak peşınde olan ünlü
tenor, "Bana daha \olun
başında>ken demışlerdı.
opera şarkıcılığı. nalbantlığa
benzer dı\e. Çünkü
sanatçınm boşa harcayacak
hıç vaktı yoktu. Nallanacak
at sayısı giderek azalıyordu.
Işte şimdi gerçekleşen,
adlann yeniden değer
kazanması Televızyonun ve
ışın ehli gazetecılenn
katkısıyla opera ızleyenlenn
oranı. yüzde ıkıden yüzde
yırmıye çıktı" diyor.
"Pavarottı ve arkadaşlan"
konserlenne Madonna,
Bruce Springsteen, Michael
Jackson ve Barbara
Streısand'ı da dahil etmeyı
tasarlıyor.
rolundevuhalanmıştı Dunyabasinı.Pa-
varottrnın artık bıttıgını yazmi!;tı Oıse
ınat etmış, bır ara repertuv ardarı kaldın-
lan vapnı yenıden sahneye getırmıs. \e
"sutkardeşi" Mirella Freni ıle buyuk ba-
s,an \apmı^tı
"Freni en i\i arkadaşım" dıyor
"Onunla aynı memeyi erndik. Nataktan
başka her şeyi paylaştık. İkimi/in de an-
nesi doğduğumuzda Modena'daki tutun
fabrikasında çalışıvordu. O nedenle bizi
enızirmemelerı gerekti. Bunu bir başka-
sı >aptı."
Luciano Pa\arottı operavı bır kıtle sa-
natı yapmak peşınde "*İ'ç tenor turne-
si"nde (Donıingo \e Carreras ıle) bunu
kanıtladığına ınanıyor Los \ngeles ta
tele\ızyondakı canlı vavını 1 5 mılyar
kısı ızlemis
1
torumu su
•*Bana daha y olun başındav ken demi>-
lerdi: Opera şarkıcılığı, nalbantlığa .ben-
zer. diye. Çunku sanatçmın boşa harea-
yacak hiç vakti yoktu. Nallanacak at sa-
vısıgiderekazalıyordu. İşte^imdi gerçek-
leşen. adlann \eniden değer kazanması.
Tele\İ7>onun \e işin ehli gazetecilerin kat-
kısı> la opera i/lovenkrin oranı, > uzde ikı-
den j iızde > irmi>e çıktı."
Pavarotti bın,oklannın ele>tınsıne al-
dırnıadan pop sanatçılam la ortak kon-
scre (.ıkarak buvuk knlclenn gonlunu ka-
zandı
Sting \e ItaKa'nın en gozde pop vıl
di2İanndan Zucchero bunlardan
Modena da Zuccero ıle bırlıkte duzenle-
dığı "Pavarottivearkadaşlan" adlı kon-
sere Liza Minelli. ABD den ozel olarak
gelıp ızlemı^tı
Pa\arottı ls\eçlı sınema elestırmenı
\e gazetecı Peter Loewe"nın >orulannı
>anıtlarkenbırdeıt^aattabulundu "Pa-
varotti ve arkadaşlan" dızısınde Ma-
donna, BruceSpringsteen. Michael Jack-
son \e Barbara Streisand'ı da dahıl et-
mevı tasarlı\or
Kendısinı. "Opera sanatını basitleşti-
ri\or. sanatın verini ticari çıkarlann al-
masuıısağlı>or"ijeklındeele>tırenlereşu
\anıtı \en\or
"Nedenmiş o? Ozgur bir ulkede vaşa-
mıvor muv U7? Hangi hakla kinıin opera-
va gidebileceğini. kimin de gidemevece-
ğinisaptıvoıiar. Konservatuvarbitirmiş-
ler ve bu \uzden operadan, bcnim berbe-
rinıden çok anladıklarını sanıvor. Vanlış.
Müzik. sırada oturup öğrenilecek bir
ders değildir. Dinlenen bir şevdır. Kimin
kendini futbol uzmanı olarak tanıtma
hakkı var? Futbolu izleyen. öğrenir de.
İtalva'dan kendi goruşunu sovleyen 50
mihon milli takım antrenorü \ar."
30 vıllık esinden geçen >ıl avnlınca
ltaha'da \er vennde oynamı^tı ko>u
katolıkler. sanatçının konserlennın boy-
kotedılmesını ıstemışlerdı Pa\arottı.of-
kelenenlere guluyor
"Yeni ilişkilerin, eski ilişkiler anlamını
bitirince doğduğunu anlamakta guçluk
çekivoıiar. Eski eşimin de beni anladığı-
nı sanmıvorum. Elimden geldiğince an-
latmava çalıştım. Şimdi çok mutluvum.
\ıcolerta bana her bakınıdan çok >ar-
dımcı oluvor. Onun savesinde cimnastiğe
>eniden başladım ve kondisumumu du-
zelttim."
\a ılerısı
1
"Kişi vaşlandıkça, gorebildiği gelecek
de daralır. Bu doğal bir şevdir. Çunku
>jı>antımızın variMiıı geride bırakmı-
şı/dır. NtTıs bir havatım oldu. Bugune
dek özgiın bir kariver \apma>ı başar-
dım. Şimdi Nicoletta'v la biriikte >eni bir
vaşamasahibim.Oncekivaşantim kadar
mutlu olabilmev i umut edivorum. \> nca,
bundan eminim de..."
YAZIODASI
Aîatürk 'ün 1917'de
imzaladığı defter bulundu
Ekr anlara direnen fîhn
80 yıl öncesine ait
Mustafa Kemal
Paşa imzası
NECMİ SÖNMEZ
MAINZ- \9 Arahk 19P gunu Tuğgeneral
Mustata Kemal Pa>a >anında Velıaht Prens
Mehmet Vahdettin. Zeki Paşa ba^ta olmak uzere
bır grup ust duzev CKmanlı asken gorevlıyle
bırlıkte Mman Ka\zen II.\Mlhelm\e Mman
Ordulan Baskomutanı Mareşal von Hindenburg
taratmdan Bad Kreuznach kent\nde abken
torenle kar^ılandılar 1 Dun\a Sa\a^ı'na
muttefık olarak katılan ıkı ımparatorluk
arasında "cephe mareti" programına dahıl
olarak gerçekleştınlen bu zıvaret. ı\ı ılı^kılenn
gelıştınlmesı açısından ozel bır onem ta^ıvordu
Hem \on Hindenburg. hem de o zamankı
Alman basını tarafından "Geliboluve
Anafartalar kahramanı" sıfatlan>la goklere
çıkarılan Mustafa kemal Pas>a. sadece ıkı gun
suren bu tur zı\aretler sırasında gelenek olduğu
uzere "Genel Karargâh Şeref Defteri"ne
ımzasını atmı^tı
Aradan 79 yıl sonra "Genel karargâh Şeref
Deften" Maınz Ba^konsolosumuz Gürsel
Demirok'un çabalan sonucu bulundu %e
gerçekle^tırılen bır toplanm la basma tanıtıldı
"Demir Defter" olarak nıteiendınlen bu belge.
Alman\a ıle Turkıve arasındakı eski silah
arkadaşlığını gundeme getırdı
Demırok'un gınsımlem le gunumuzde otel
olarak kullanılan eski Genel karargâh
bınasındakı buyuk salona "Ataturk Salonu"
ısmının venlmesı ve 1917 yılındakı zı>?retı
tanhı belgelenyle açıklavan bır anı koşesının
oluşturulması kesın olarak planlandı
23 Nısan 1997'de resmı bırtorenle açılacak olan
bu salon nedenıvle -\taturk resımlerınden
olusan bır »ergının. Turk-\lman ıliskılerını ele
alan bır sempozyumun \e çeşıtlı kulturel
etkınlıklenn duzenlenmesı planlanıyor
\ahe ırmağı kı\ü>mdakı tunstık Bad
Kreuzhnach şehn. 1 Dun>a Savaşı sırasında
Alman ordulannın genel karargâhı durumunda
olduğu ıçın adeta yerle bır edıldı \ma savaştan
sonra aslına uygun olarak adeta yeni ba^tan
kurulan bu kuçuk sehır. yuz vıllık yakın
tanhınde Turklerle ılgılı bırçok anıya sahıp
1918 yılındataşan ırmak yuzunden sularaltında
kalan kente Sultan Reşat, "silah arkadaşlığı"
çerçevesınde gelışen i>ı ıbşkılenn ayakta
kalması amacıvla 10 bın mark yardım
\ollamıştı
Bu nedenden oturu aynı yıl Istanbul'u hallaç
pamuğu gıbı atan bu>uk 1918 yangınında zarar
gorenler ıçın 2000 marklık yardım bu şehır
tarafından gondenlmış Bu tanhı dostluğa
da\anarak Bad kreuznach ıle Istanbul-Şışlı
beiedıvelen arasında "kardeş kent" anla^ması
ımzalanması planlanıvor
Kültür Senisi -
Fılm Festıvalı'nde 'L'mutVe-
ren Vonetmen' \ e 'Lmut Ve-
ren Senarist* SlYAD'da 'En
İvi Senaryo" \e 'Vardınıcı
Kadın O\uncu\ "T.C.Kültür
Bakanhğı Ödülü* gıbı odul ler
alan Berlın Fılm Festıva-
h'nde hakkında ovgu y azıla-
n çıkan 'Babam \skerde' fil-
mıne yonetmen-yapımcı ve
senanst olarak ımza atan
Handan İpekçi. fılmın Istan-
bul'dakı gostenmının uzenn-
den bır yıl geçmesıne kar^ın
televızyon kanallarının satın
alma onenlenne karşı dırenı-
yor
ıpekçı bu kararlı tutumu-
nun altmda yatan nedenı şoy-
le açıkh\or
"Filmlerin televizvon ka-
nallarında gosterilmesine
karşı değilim. \ncak bir fil-
min sinema salonlanndaki iz-
leyici potansivelini tüketmesi
gerektiğine inanıvorum. Bu
da en az uç y ıldır. Oniımüzde-
ki v ıl ben de fılmimi telev izvo-
Handan İpekçi'nin 'Babam \skerdc"si alternatif gösterim vontemivle il il sevircive ulaşıvor.
na vereceğim."
Alternatıt bır gosterım
yontemıyle "Babam \sker-
de"yı ıl ıl dola^tırıp sınema
salonlarında ızleyıcıyle bu-
lusturan Handan Ipekçı bu-
gune kadar ^dana'dan Bur-
sa'ya Manısa'dan Zongul-
dak a L^ak'tan Çankırı ya.
Eskı^ehır"den Aydın a \na-
dolu turnesi mısalı 17 ıl do-
lasan fılmın toplam 8433 ız-
leyıcıve ulastığını veasıl hc-
detının bu turneyı bır yıl da-
ha uzatıp 50 bın ızleucıve
ka\usmak olduğunu vurgu-
luvor
Ipekçı "Herverdebirgös-
teri vapıp bir haftada 28 se-
ansta toplanacak 500-1000 iz-
leyiciyi tek scansta >oğunlaş-
tınvorum.
Böylece hem salon sahibi
zarar etmediği gibi kâr da
sağlıvor hem de film sinema
salonlannda ı/leyicivle bulu-
şuvor" dıvor
Se^ılçam \onetmenlennm
fjlmlennı hemen telev ızvona
satarak kendi fılmlenne en
buvuk ıhanetı \aptıklarını
soyleyen Ipekçı "Film Kul-
tür Bakanhğı desteği, spon-
sor. televizvon vesaireden top-
lanan paravla değil, doğru-
dan sinema sev ircisinden top-
lanan paravla çekilir. O za-
man gerçek bir Turk sinema-
sıolur" dıvor
Uç ayrı sovval kesımden.
avnı yaşlarda çocukları olan
v e her bınnın babaları 12 Ey-
lul donemınde içerı alınan uç
aılenın. hapıshane goru^ gun-
lennde kesi!>en oy kulennın ıç
ıçe anlatıldığı "Babam \s~
kerde"de çocuk ovunı-ular
Ce\ lan Öcal, Gulnihal \azıcı
\ e \unusGencer'le ba^rolle-
rı \asemin \lkava, Mehmet
\tak. Zuhal Gencer. \\i Sur-
meli. Fusun Demirel ve Nıı-
rettin Şen paylaşıyorlar
Şehir Tiyatrolan'nda tek kişilik oyunlar' Maviydi Bisikletim' ve 'Kendi Gök Kubbemiz'
Gücünü sözden alan iki oyun
SE\GİS\NLI
Oncekelâmvardı Tıyatronuntah-
tında \ azar otururdu Sonra Artaud.
Grotowski, Molina çıktı Yazan tah-
tından ındırdıler "Kelimelerin kifa-
vetsb olduğunu" v ucudun dılıy le se-
vırcıyeulaşabıleceklerını. seyırcıyle
yekvucut olabıleceklerını ılerı sur-
duler Bu koku çok eskılere. Uzak-
doğu'nun Noh ve Kabukı"sıne. ^a-
kındoğu'nun Dıonvbos >enhklerıne
dayanan bır akımdı Ozellıkle Gro-
tovvskı. elınde bır avuç aktor ve he-
men hemen sınırsız zamanla ba^a-
nyı. kazancı hıç kaale almadan de-
neyımleryapıyordu Bır laboratuvar
yonetıyordu demek gerçekten uzak
olmaz
Yazarı ve sozcuklen tahttan ındır-
mek doğruv du. ama s>urgune gonder-
' mekyanhş Bedendılınınonculerı tı-
| \ atroy a bır hareket. bır bereket getır-
dılerama tıyatro yazınındabırbo^-
luk oldu Hem de dun> anın dort bır
bucağında Televız\on da gorsellı-
ğın altını çızınce dınlemey ı unuttuk
"Senin vüzünu değil, gozünu değil
sesini goresim geldi" dıyenler varsa
tıyatro sevenler arasında lstanbul
Şehır Tıyatrolan'nda bırer oyuncu-
nun sahne\ı doldurduklan ıkı o\unu
ızlesınler
Öz>
ı
ağcılar
<
ın oyunu başanlı
Dinçer Sumer'ın "Mavhdi Bisik-
letim", adlı oyunu ergenlıkçağında-
kı bır çocuğun aşkını. dostluklarını
sorunlannı. buyume sancılarını du-
yarh. doğal. sıcak bır bıçımde akta-
nyor
Benım gıbı Izmırlı olup da doğup
buyuduğunuz kentın sokak adlarını.
semt adlannı. ozellıklennı. renklerı-
nı ıçmızde du> mamak olabi değil Iz-
'Mavivdi Bisikletim'de Erdal Ö/jağcılar. "Kendi Gok Kubbemiz'de ise Toron Karacaoglu oynuyor.
mırlı olmayanlar da Turkçe'nın bu
kadar rahat. bu kadar akıcı bır dılle
konusulduğunu ışıtmekten buvuk
keyıt alacaklardır
Lnutma\alım Dınçer Sıımer a\nı
zamanda bır tıvatro ovuncusu
Ov ununda \ ar olan gorsel olanak-
lar Mustafa \labora'nınre|isı ve Er-
dal Ozyağcılar'ın başanlı ovunuvla
ıyıdeğerlendırılıvor Ovunametınde
olmayan telev ızvon çekımı bolum-
lerı katılmiij Ozvağcılarıma|ina uy-
gun du^uyor
Bunun ıçın yazarından ızın alın-
mıs mıvdı1
Emin değılım. ama Gro-
to>vski"den ben reıısorler yazaıın
metnıvle ovnamavı analarınııı sutu
gıbı hclal savıvorlar Bırbolumu ıçe
ıtılmıs va/arlıkarzularımı gerçekle^-
tırıvoı bu volla
\yhan Doğan'ın sahne gıvıııı ta-
sarımı Esin Engin'ın muzık duzen-
lemesı oyunun kâr hanesme >azıla-
bıhr
Yeni oj'unlannı bekli>oruz
Bır baijka oyuncu-yazar Sönmez
Atasov 'Kendi Gok Kubbemiz' ov u-
nuyla kar^ınıızda Bugune kadar
ovunculuğuağırbasnıı^tı -\maYah-
\a Kemal'ın ya^antisi ve s,ıırı ustune
yazdığı oyun bu yolda da ılerlemesı
gerektığını gosteren bır ı^aret
Toron Karacaoğlu'nu sahnede
gormek ve dmlemek boy le bır sanat-
çıyı erken emeklı etmenın ne kadar
yanlıs olduğunu du»unduruyor Ovu-
nun galasında genç ovunculann us-
talarına gosterdıklerı se\gı vesaygı
ku^aklar arasındakı kucaklaşnıa ge-
cenın en etkılı anlarından bınvdı
konserlerde scrgılerde. sanat et-
kmlıklennde pek az tıyatrocu gorur-
sunuz Bu konuda mesleğın yuzunu
ağartan nadır kis,ılerdendır Engin
Uludağ. Buvuk bır şaırı sahneye ge-
tırırken bakmanın gormenın ve du-
şunmenın ızlerını gormemek olası
mı1
' Sahne tasarımında Nurullah
Tuncer, ıllustrasyonlarda Rıfkı De-
mirelli, muzık duzenınde Hitav Da>-
can sıradan olmayan bır oyunun
emekçılen arasında
Toron Karacaoğlu'nu yeni o\un-
larda da gormeyı dılıvoruz
"Girdiğin av nada, geçmiş gibi di-
ğer kureve.
Sorma bir saniye. şuphev le sakın:
Vol İNereve?"
Cevap açık olmalı Tıyatroya
SELIM ILERI
Yayınevi Batıran Yazar
Oysa her şey ne kadar lyıcıl başlamıştı
Sevgılı İshak Reyna telefon etmış, iyı Şeyler Ya-
yınevi'nınyayın urettmını arttıracağını habervermış-
tı Bızımle çalışır mısınız dıye soruyordu
iyı Şeyler Gozumun onunden o guzel şıır kıtap-
langeçıverdı Sonra sanata karşı tıtız duyarlıbırad
Cevat Çapan...
Hemen yıllar oncesıne donmuştum O sıralar
HBB de Kıtap Kurdu dıye bır program yapıyordum
İyı Şeyler ın şıır kıtaplarını da elbette bır hafta ko-
nuk edecektık Dızının yaratıcısı Cevat Çapan ko-
nuğum olmuştu
O programda İyı Şeyler'ın bır fotoğraf sanatçısı-
nın. Paul McMillan'ın katkısıyla gerçekleşebıldıgı-
nı oğrendım McMıllan reklamcılıktan edındığı ka-
zancı, bıryandan da İyı Şeyler'ın varlığınayatırıyor-
muş
Işte o iyı Şeyler tekrar karşıma çıkıyordu İshak
Bey'e onlarla bırlıkte olmaktan mutluluk duyacagı-
mı belırttım Sanınm 1996'nın Hazıran ayıydı
Maçka'dakı sevımlı yonetım yenne gıttığımde
Cevat Bey'le İshak Reyna yı kuçuk bır arka odada
yaymevının yayın programını hazırlarlarken bulmuş-
tum
Neleryapabılırdık bırlıkte'' Hangı kıtaplanmın ye-
nıden basımını iyı Şeyler ustlenebılırdı? Yeni kıtap-
lar^ Şurdan burdan konuşurak umutla dolduran <
bır ıkı saat
Once Cumhunyet'tekı Gramofon Iğnesı yazıları-
nın bır kıtapta derlenmesı duşunulmuştu Ama o,
yazıları bır kez daha elden geçırmek ıstıyordum.
Benım onerım de Mıllıyet'tekı -kovulmadan once-
eskı yazılarımla Cumhunyet tekı koşe yazılanmdan
oluşacak bır seçmeler kıtabıydı Nıtekım Perısı Kaç-
mış Yazılar sonbaharda iyı Şeyler Yayınevi nden
çıktı Gramofon Iğnesı yazılarını 1997'ye bıraktık
İyı Şeyler uç dort ay ıçınde bırbırınden guzel kı-
taplar sundu okura Memet Fuat'ın usta ışı yazı-
ları, Memet Baydur'un renklı kıvrak koşe yazıları
ılk kıtaplardı Purtuklu kartondan kapaklar, kapak
duzenı tasarımı ıdıdasız bır ıncelıgı yansıtıyordu
Usta çevırmenler Tahsın Yucel, Ahmet Cemal,
Mehmet ve Sema Rrfat İyı Şeyler ın yayınlarına
katkıda bulundular Ishak Bey e belkı Tahsın Yu-
cel de yeni eserlerını sıze verır dıyordum Bu ara-
da Ahmet Cemal'm kımbılır kaç yıllık emegınden ılk
telıf kıtaplan burada yayımlandı Yıllann Sevin Ok-
yay'ı Ilk Romanım deyıverdı
O kadar haysıyetlı bır çalışma duzenı goze çar-
pıyordu kı Hatırlıyorum ve Destan Gonu/ter'ın ye-
ni basımlarından sonra yeni romammı İyı Şeyler e
onermek benım ıçın gonul borcu oldu
O ara dostum Hulkı Aktunç'la konuşmuştuk
Hulkı de yeni kıtaplarını İyı Şeyler e vereceğını soy-
luyordu İshak Reyna ıse 1997 de yaymevının çok
daha guçlenecegı kanısındaydı Kısacası karşılıklı
ıncelıge dayanan bır ortam soz konusuydu
Aralık başında Cemıl Şevket Bey Aynalı Dolaba
Ikı El Revolver'\ noktalayıp Maçka nın yolunu tut-
tum ve romanı yayınevıne teslım ettım Bır hafta
sonra yuz sayfanın dızgısı tamamlandı, duzeltıler
gonderıldı
Kapağını konuşuyorduk kıtabın, ne yapılabılırdı
Dızgı devam edıyordu. 97 de neler yapacağımızı
saptıyorduk
Yılın son haftası İshak Reyna aramış telefon,
mesaj Sıze onemhce tatsız bır haber vereceğım
notu iyı Şeyler'ı aradım şaşakaldım Paul McMıl-
lan ve ortagı Füsun Hanım yayınevını kapatma ka-
rarı almışlar kararı bıldırmışler Nasıl olur? Nıye
olur
1
? Bunca yazar çevırmen emegını sunmuş ba-
sılmış kıtaplar ne olacak benım roman ne olacak
Yanıtlar ıster ıstemez o kapatış kararında dugum-
lenıyor
Pekı nıye kapanıyordu İyı Şeyler
7
Zarar mı etmış-
tı
9
Beş altı aylık bır yayınevi nasıl zarar eder
7
Ser-
mayeyı yatıranlar, başlangıç yıllarını goguslemeyı
hıç mı duşunmemışlerdP
Bu soruların hıçbır onemı yok Sormak bıle yer-
sız Sermayesahıplenkararvermıştı olmuşbıtmış-
tı Bızlere de 'yayınevi batıran yazar' olmak sıfatı du-
şuyordu (Yazarlık ha^ atımda otuzuncu yıl ıçın hay-
lı hoş bır sıfat
1
)
Cemıl Şevket Bey Aynalı Dolaba Ikı El Revol-
ver'ın dosyasını koltugumun altına sıkıştırıp kuy-
ruğumu kıstırıp yagmurlu bır akşamda eve don-
dum Hıçbır şey duşunmuyordum
Şımdı de hıçbır şey duşunmuyorum Yalnız Ra-
dıkal gazetesınde tuhaf bır açıklama okudum İyı
Şeyler kapanmıyor yayın alanını daraltıyormuş
Barı bızlere de bır haber verselerdı
PEN, Boratav ve
Başgöz'ü savundu
Kultiır Senisi- Pt\\a-
zarlar Dernegı Ba^kanı
Şükran Kurdakul bır açık
lama yaparak Nasreddin
Hoca konusu çerçev esinde
Prof Dr Pertev Naili Bora-
tav ve Prof Dr İlhan Baş.-
göz'e yoneltılen saldınlan
kınadı kurdakul un açık-
laması ^oyle
TNESCO'nun 1996">ı
Nasreddin Hoca \ ıh olarak
ilan etmesinden sonra ulke-
mizde Nasreddin Hoca uze-
rine çeşitli bilimsel toplan-
tılar du/enlenmekte, kıtap-
lar yayımlanmaktadır.
Halkbilimcilerimi/. araş-
tırmacılarımız Nasreddin
Hoca fıkralarına değişik
açılardan vaklaşıp >eni ve-
nivorumlargetirmektedir-
ler.Bovlece Fıirkivevedun-
ya. Nasreddin Hoca'yı bir
halk bilgesi olarak tanıma
fırsatınj bir kez daha bul-
muş olmaktadır.
\ncak bu sureçte ne >a-
zık ki kimi bilim adamları
Nasreddin Hoca fıkralan
konusunda bilim dışı eği-
limler de sergilemektedir-
ler. Kimi yakışıksız ve nıus-
tehcen fıkralann bilcrekva
da bilmeyerek Nasreddin
Hoca fıkralan arasına ka-
tıldığını ileri surup bunlan
belirli olçutlerle ay ıklatııak
istomektedirler. Bununla
da yetınmeyip çalışmala-
rında bu tur fıkralara ver
veren bilim adamlarına bi-
lim dışı ve saygısı/ bir tu-
tumla saldırmaktadırlar.
Bunun son orneğini Prof.
Dr. Saım Sakaoglu vermiş-
tir. Prof. Sakaoglu. \nka-
ra'daki \ Mılletlerarası
Halk Kulturu kongresı'ne
bir bildirivle katılan uye-
miz Prof, Dr. İlhan Baş-
goz"ün. Nasreddin Ho-
ca'nın mustehcen bir fikra-
sını anlattığı gerekçesiyle
konuşmasını bitirmesine
ızın vermeden kursuden in-
dirilmesine yol açmıştır.
Prof. Sakaoglu. bununla da
vetinmevıp Turk Edebiya-
tıdergısinin Kasun 19% sa-
vısında vavımladığı 'Nas-
reddin Hoca'dan Ozur Di-
livorum' başlıklı yazısında
onur uvemiz Prof. Dr. Per-
tev Naili Boratav 'a. uyemiz
Başgoz'e ve takipçilerine,
Nasreddin Hoca'nın vakı-
şıksız ve açık saçık fıkrala-
rında çalışmalarında ver
verdiklerini. kendi gorıişu-
ne katılmadıklarını, Nas-
reddin Hoca'nın ahlaksiz.
hırsiz" olnıadığını soy leme-
dikleri için sakhrmakta, va-
zısınınsonundada Bıraka-
lını kervan(lar) yurusun"
diyerek hakaret etmekte-
dir." kurdakul Prof Saım
Sakaoglu nu PEN \azar-
lar Derneğı olarak kmadık-
larını belırttı ve bilimsel
aras,tırmalara sansurkonul-
masının toplumuıı msan-
lığın geleeeğı açısından
buyuk sakım.alar dogura-^
cağmı yıneledı