Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYF* CUMHURİYET 31 OCAK 1997 CUMA
HABERLER
Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğlu, Susurluk araştırma komisyonuna ifade verdi
Özer Çfller'e ağır suçlamaAYŞESAYHS
ANKARA-TBMM Susurluk Araştır-
ma Kcnis>onu'na bilgi veren Ömer
Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğ-
lu. mü.ekkilinin ölümüyle ilgili Özer
Çfllerlçuranındaadınıngeçtiğınisöy-
ledı. S-isurluk kazasından 3 gün sonra
Topal'n ilk eşi SafiyeBenli ile aralann-
da geçer. bir dıyaloğu aktaran Marakoğ-
lu. "Kmdisine kirnlerden şüphelendiği-
ni sordum. Bana Özer Çiller'in adını te-
lafTuz ettL Ancak ayruıtı anlatmadı" de-
di.
Kornsyona gelen Emniyet Genel Mü-
dürlüğû tstihbarat Daıre Başkanı Emin
Asian da. > asadışı ışlere kanşmış bazı ki-
şilere veşil pasaport \erilmesi konusun-
daadres olarakeskı Içışlen Bakanı Meh-
metAgar'ı gösterdı. Aslan. TankÜmit
ile bu kişının ış ortağı olduğu ileri sürü-
len Yaşar Öz'e Ağar'ın sözlü talimatıy-
la yeşil pasaport verilmesı için referans
verdiğını söyledi.
TBIMM Susurluk Araştırma Komıs-
yonu dıinkü toplantısında, Emniyet Is-
tihbarat Daire Başkanı Emin Aslan' ın
yanı sıra. Ömer Lütfü Topaj'ın avukatı
Ekrem Marakoğlu ile Tank Ümit'ın am-
cası Cemalettin Ümit'in bilgisine baş-
vurdu. Komisyon. çagrılı olduğu ıçin
bilgi vermeye gelen ve Emniyet Genel
Müdürliiğü İstıhbarat Daire Başkan Yar-
dımcısı Hanefı Aveı" ın ıse zamanın ye-
terli olmaması nedeniyle gelecek hafta
dinlenmesine karar venldı.
Ömer Lütfü Topal'ın 33 yıl avukatlı-
ğını yapan Ekrem Marakoğlu. Susurluk
komisyonuna yaptığı açıklamalan sıra-
sında Topal cinayeti ile ilgili Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller'in eşi Özer Çiller'ın de isminin
geçtiği iddialann da bulundu. Susurluk
kazasından 3 gün sonra Topal'ın ilk eşi
Safiye Benli ile aralannda geçen bir di-
yaloğuaktaran Marakoğlu, "SafiyeHa-
nım'la yemek yiyor, televizyondaki ha-
berleri izliyorduk. Safiye Hanım kaza gö-
rüntülerini izlerken 'Kocamın kanı yer-
de kalmadı' gibi bir cümle kullandı. Ben
de kendisine kimlerden şüphelendigini
sordum. Bana Özer Çiller'in adını telaf-
fuz etti. Ancak aynntı anlarmadT dedi.
Ekrem Marakoğlu Istanbul Emniyet
Müdürü ve DTP tstanbul Mılletvekıli
Necdet Menzir'e de ağır suçlamalar yö-
neltti. Marakoğlu Cavit Çağlar, Ömer
Lütfü Topal ve Necdet Menzir arasında,
Çağlar'ın bir kişiden 3 milyon dolarlık
alacağı nedeniyle sürtüşme yaşandığını
ileri sürdü. Çağlar'ın alacaklı olduğu ki-
şiye Topal'ın sürekli yardım ettığinı, o
dönemde de Topal'ın bu kişiye birmik-
tar para aktaracağını kaydeden Mara-
koğlu, "Bunu Çağlar duyuyor ve alaca-
ğını Topal'ın ödemesini istiyor. Çağlar,
Necdet Menzir'i helikopteriyle Bursa'ya
getirtiyor. Menzir, bir içki masasında To-
pal'ın da tanıdığı bazı insanlara 'Eğer
bız bu para>ı tahsil edemezsek asanz
keseriz. ' tehdidinde bulunuyor. Bunu
duyan Topal da Çağlar'a 'Devlet gücü-
nü arkasma alıp da tahsilatçılığa soyun-
masm' mesajını gönderiyor" diye ko-
nuştu.
Marakoğlu. Susurluk'taki trafik ka-
zasında ölen Hüseyin Kocadağ ile ilgili
de ceşitli iddialarda bulundu. Necdet
Menzir ile Hüseyin Kocadağ'ın Topal'ın
sahibi olduğu Emrperyal Gazino'ya bir
kez kumar oynamaya gittikJerini söyle-
yen Marakoğlu, sonra gelişen olaylan
şölye anlattı:
"Menzir ile Kocadağ kumar oynar-
ken Topal'ın adamlan tarafından fotoğ-
raflan çekildi. Görüntüleri alındı. Men-
zir'i gazinoya götüren Kocadağ'dı. Bu fo-
toğraflar yüzünden Kocadağ, İstanbul
Emniyet Miidiir Yardımcılığı görevin-
den alındr
Marakoğlu, Kıbns'ta Çatlı ile To-
pal'ın buluştuğunu da doğrularken Bod-
rum'da öldürülen Topal'ın ortağı Hik-
met Babataş olayının da araştınlması ge-
rektığini kaydetti.
Komisyondaki ifadesinde hayatının
tehlikede olduğunu belirten Marakoğlu,
"Behcet Cantürk'ü öldürdüler. onun
avukatlannı, ardından da Topal'ı öldür-
düler. Şimdi sıra bana geliyor. Her an ba-
şuna bir şey gelebilir. O yüzden. bütün
bildiklerimi burada anlatmak istiyo-
rum" dedi.
Marakoğlu, komisyon çıkışında gaze-
tecilere Menzir'le ilgili suçlamalan ko-
nusunda "Ne münasebet, benim birta-
kım duyumlanm vardı. Bunlan söyler-
ken 'Güya' diyerekinanmadığımısöyle-
yerek bu duyumlanmı aktardım" dedi.
Bir başka soru üzerine de Marakoğlu,
Ömer Lütfii Topal'ın oğlu Murat Topal
ile "Arnavut Sami" olarak bilınen Sami
Hoştan'ın ortaklığınm sürdüğünü söyle-
di.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz'ın, Mehmet Ağar'ın Emniyet Ge-
nel Müdürlügü döneminde hazırlattığı
50 kadar sahte belgeyi düzenledığinı ile-
ri sürdüğü Emniyet İstıhbarat Daıresı
Başkanı Aslan, Yaşar Öz ve Tank
Tutuktu üç özeltimd İanık'olduİstanbul Haber Servisi - Ömer Lüt-
fü Topal cinayetiyle ilgili olarak 'cü-
rfim iştemek, cete ohışturmak' suçuy-
la Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan
3 özel tim görevlisi dün "tanık" oldu.
3 özel tim görevlisi, Istanbul'da ya-
kalandıktan sonra Ankara'ya gönde-
rilmeleri ve serbest kalmalanyla ilgili
olarak. aralannda istanbul Emniyet
Müdürü Kemal Yancroglu'nun da bu-
lunduğu 4 emniyet yetkilisi hakkında
başlatılan "görevi ihmal" soruşturma-
sında savcıhğa ayn ayn 2 saat süreyle
ifade verdi. Soruşturma sonunda dava
açıhrsa Yazıcıoğhı ve diğer 3 emniyet
yetkilisi, 3 yıla kadarhapis ve "memu-
ıfyetten meo" cezasıyla yargılanacak-
lar.
Adalet Bakanı Şevket Kazan, eski
Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, Emniyet
Genel Müdür Yardımcısı Halil Tıığ,
Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İb-
rahim Şabin. Kemal Yazıcıoğlu, Bilgi
Ünal, FatihÖzkan ve Ahmet Duranaip
hakkında ilgili mercilere soruşturma
başlaülması amacıyla bilgi verildiğini
söylemişti.
Susurluk soruşturmasını inceleyen
istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi
savcılan DYP'li milletvekilleri Sedat
Bucak ve Mehmet Ağar'ın dokunul-
mazlığının kaldınlması için fezleke
hazırlamaya başladılar.
DGM savcılan, fezlekenin önümüz-
deki hafta tamamlanacağını kaydetti-
ler. Hakkında tutuklama karan çıktık-
tan sonra kaçan Ziya Bandırmaboğhı
ile ilgili soruşturma sürüyor. Olayda
kusuru bulunduğu öne sürülen Özel
Tim Amiri Başkomiser Yusuf Karaku-
cak hakkında tstanbul Adliyesi'nde
suç duyurusunda bulunuldu.
Susurluk Komisyonu'nun ANAP'lı üyesi Yaşar Topçu
'Oral Çelik'i Celal
Adan yönlendirdi'
ANKARA (Cumhuriyet
Büresu)/- Abdi İpekçi
cinayetinin kilıt
isimlenndeB ülkücü Oral
Çelik'ın, ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'ın
Belçika'da AbduUah Çatlı
ile görüşerek kumar
borcunu sildirmek istediği
yolundaki savı. ANAP'ta
büyük tepkı yarattı. Meclis
Susurluk Araştırma
Komisyonu'nun ANAP'lı
üyesi Yaşar Topçu.
Çelik'in. DYP
İstanbul tl Başkanı eski
MHPTi Celal Adan'la
görüştükten sonra
komısyona bilgi verdiğini,
dolayısıyla ifadelerinin
düzmece olduğunu
savundu. Topçu. DİSK
Genel Başkanı Kemal
Türkler'in öldürülmesinde
bir numaralı sanık olan
Adan'ın, Bahçelievler
katliamı sanığı ülkücü
Abdullah Çath ve Oral
Çelik'i yurtdışına
kaçıranlar arasında da yer
aldığını vurguladı.
Oral Çehk, TBMM
Susurluk Komisyonu'nda
önceki gün verdiği ifadede.
ANAP'lı bazı yönetıcilerle
geçmiş dönemde yakın
ilişki içinde olduğunu,
Abdullah Çatlfnın
ANAP'lı olduğunu ve
Mesut Yılmaz'a genel
başkan seçildiği kongrede
destek verdiğini savundu.
Çelik aynca. Çatlı'nın
1984 yılında Y'ılmaz'la
görüştüğünü ileri sürerek
"Ben görüşmede yoktum,
ancak Yılmaz.
Ankara'daki bir
kumarhaneye olan
borcunun sildirilmesini
Çatlı'dan istemiş. Sonra ne
olduğunu bilmiyorum"
dedi. Oral Çelik'in, cıddı
dayanaklarla sunamadığı
bu iddiası ANAP'lılann
tepkisıne yol açtı.
Mesut Yılmaz: Aklı
yerinde mi?
ANAP Genel Başkanı
Yılmaz, Oral Çelik'in
iddialannı yalanlayarak
"Akli muhakemesi yerinde
mi bilmiyorum. kimden
talimat alıyor, nereden
uyduruvor. bilmiyorum.
Uydururken bile ölçülü
olmak gerekiyor. Ben
1984'te BekMka'ya hiç
gitmedim" dedi. Yılmaz.
Meclis Başkanlığı'na
başvurarak Susurluk
Komisyonu'ndan Oral
Çelik'in ıfadelerini
istediğini. inceledikten
sonra hakkında hem suç
duyurusunda bulunacağını
. hem de tazmtnat davası
açacâğını bildırdı.
ANAP Genel Sekreteri
Yaşar Okuyan. Mesut
Y'ılmaz'ın yalan ifade
verdiği ıçın Oral Çelık
hakkında suç duyurusunda
bulunacağını ve dava
açacâğını bildırdi. Okuyan,
kendisinin de Oral
Çelik'i tanıdığı
yolundaki iddialan
yalanlayarak "Bunlar
tamamen hayal mahsulü
senanodur
r
değerlendirmesini yaptı.
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Agâh Oktay
Güner de dün düzenlediği
basın toplantısında.
kendisinin Çelik ile
işbirliği yaptığı ve Mesut
Yılmaz'la ilgili iddialan
şöyle yanıtladı: "Mesut
Y ılmaz'ın mason olduğunu
kldia ettikleri gibi kumar
borcu olduğunu söyieyenler
de genel başkanı yıpratma
çabasındalar. Ben 1980
öncesinde 4 yıl MHP'de
millervekiliydim. Aynca
Ticaret Bakanrydun.
Yaşar Okuyan da
partimizin basın
nıüşavirivdi. Daha sonra
MKYK üyesıydi Bunlar
hezevandan ibarettir. Bu
arkadaşlar benimle hangi
işbirtiğini vapmışlar,
kendilerine ispat hakki
tanıyorum.
Ben yaşamınun 27 yıhnı
siyasete verdim. Bunun
hesabını veririm."
Susurluk Komisyonu'na
verilen ıfadelenn anmda
kamuoyuna yansımasına
da tepki gösteren Güner,
"Susurluk Komisyonu'nu
orta oyununa çevirdiler"
göruşünü savomdu.
Topçu. Mesut Yılmaz'la
ilgili çeşitli iddialan
gündeme getiren Oral
Çelik'in komısyona
gelmeden önce DYP
İstanbul ll Başkanı eski
ülkücü Celal Adan'la
konuştuğunu ileri sürdü.
DYP kökenli olan Topçu.
şunlan söyledi: "Çatnve
Çelik'i yurtdışına
kaçıranlar arasında Celal
Adan da var. Bunlar yakın
arkadaşlar. Arasürdık.
1984 yılında Mesut Bey,
kesinİikle Belçika'va
gitmemiş.'' Topçu daha
sonra, Adan'ın kendini
arayarak Oral Çelik'i
kesinİikle
yönledirmediğini ve
kendisinden bunu
düzeltmesini istediğini
söyledi.
Ümit'e Ağar'ın talimatı üzerine yeşil pa-
saport verilmesi için referans verdiğini
açıkladı. Aslan. komisyonun bu konuda-
ki sorulanna şöyle yanıt verdi:
"Mehmet Ağar, Emniyet Genel Mü-
dürlügü döneminde. bazı kişilere yeşil
pasaport verilmesi için yardımcı ol marru-
zı isterdi. Hatta bir keresinde Sayın Ağar
bizzat arayarak Tank Ümit ve Yaşar
Öz'e pasaport verilmesi için referans ol-
mamı ve işlemin hızlandınlnıasını istedi.
Ben de 'Sayın Ağar'ın talimatıyla' no-
tunu düşerek bu iki kişiye referans ola-
rak imza attım. Bunda bir sakınca gör-
medim. çünkü bunlar aranan kişiler de-
ğillerdL"
Aslan. JtTEM'in kuruculanndan Bin-
başı Cem Ersever'le birlikte öldürülen
itirafçı Mehmet Deniz'e ıse silah taşıma
ruhsatı verildiğini doğruladı. Ömer Lüt-
fü Topal cinayeti ve Abdullah Çatlı ile
ilgili herhangı bir bilgisinin bulunmadı-
ğını söyleyen Aslan, emniyet istihbara-
tında Çatlı gibi kişilerin kesinİikle kul-
lanılmadığını ileri sürdü. Aslan, Hüse-
yin Kocadağ için de "İyi bir polis oldu-
ğunu bilirim. Ancak ne tür işlere kanş-
tıgı konusunda bilgim yok" dedi.
Komısyona bilgi veren Tank Ümıt'in
amcası Cemalettin Ümit de yeğenıni,
Susurluk skandalının ardından görevden
alınan eski Özel Harekât Daire Başkanı
İbrahim Şahin'in talimatıyla, eski
MtT'çi Korkut Eken'in öldürttüğünü
söyledi. Cemalettin Ümit. Tank Ümit'i,
ülkücü katliam sanığı Abdullah Çat-
lı "nın sorguladığını söyleyen MİT
Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Ey-
mür'ün açıklamalannı doğnıladı. Ce-
malettin Ümit, Tank Ümit'in kaçınldık-
tan sonra bir çiftlik evinde tutulduğunu
ve sorgulandığını; kaçırma olayını. eski
Özel Harekât Daıre Başkan Vekili İbra-
him Şahin'in korumalannın gerçekleş-
tirmiş olabileceği savlannı dile getirdi.
Çocuklannı 'kurban' veren aileler birbirinden güç aldı
Acılarını kendüerinedöktüler
NECATİAYGIN
İZMİR - Çocuklannı
Ankara ve tzmir DGM'le-
rine "kurban veren" anne
ve babalar İzmir'de dert-
leştiler.
Onlan en iyi kendileri
anlayabilırdi. Onlar da en
iyisini yaptılar acılannı
birbirlerine döktüler. Ra-
hatlamadılar... Bundan
sonra 'ne yapılabilir'e ka-
fa yordular. Bakışlanyla
da bize "Yardıma gelin.
destek verin" çağnsı yap-
tılar...
Ankara'da gözaltına alı-
nan ve DGM'de 18 yıl 20
ay ağır hapis cezasına
çarptınlan Metin Kalyon-
cu'nun ablası Handan Er-
sezer ile aynı davadan 18
yıl 20 ay hapis cezası alan
Bülent Karataş'ın babası
Ali Karataş. çocuklannın
suçsuz olduklanna ınandıklannı, bu-
nu tüm kamuoyuna duyurmak için el-
lerinden gelen her şeyi yapacaklannı
söylüyorlar. Handan Ersezer ile Ali
Karataş, ilk iş olarak. kendi çocukla-
n gibi suçsuz olduklanna inandıklan
Manisalı gençlerin aileleriyle birlikte
hareket etmeye karar verdiklerini, bu
nedenle Izmir'e geldiklerini belirti-
yorlar. Çocuklannın kamuojıında te-
rörist' gibi tanıtılmaya çalışıldığına
öfkelenen Ersezer ve Karataş tepkile-
rinı şöyle dile getiriyorlar:
"Bizhn çocuklanmız, devleti soyma-
dı. Cumhuriyetin temeline dinamit
koymadı. Ne yaptılar? Ne mi yaptılar?
Parasızeğitim istediler. Düşündükleri-
ni söylediler. İşte bunun için suç işledi-
Çocuklannın nerede olduğunu bilivoriar. ama neden orada olduklanm bilmiyorlar.
ler. Bu suçu biz her zaman işledik, iş- işleyenlerin vanındav ız. İşte bu neden-
lemeye de devam edeceğK." le çocuklanmızı bugüne dek olduğu
tnsan Haklan tzmir Şubesi'nde gibi bundan sonra da yalnız bırakma-
Manisalı gençlenn aileleriyle tanışan yacağız. Onlann suçsuzluğunu tüm
Ankaralı aileler, çocuklannın haklılı-
ğını tüm kamuoyuna duyurmak için
gerekirse il il dolaşmayı kararlaştırdı-
lar. Fetullah Kıbç ile eşi Leman Kılıç
da araya girerek. Asuman Erda'nın
açıklamalannı desteklediklerini belir-
tiyorlar ve sözlerini şöyle sürdürüyor-
lar:
"Bizün çocuklanmız doğruyu söy-
ledikleri için suçlular. gerçeği gördük-
leri için suçlular, demokrat olduklan
için suçlular, bazı yaşıtlan gibi kahve
köşelerinde oyun oynamadıklan için
suçlular. Düşünmek suçsa biz bu suçu
kamuoyuna duyurmaya çaJışacağız."
Çocuklannı DGM'lere kurban ve-
ren ana babalar daha işin başında ol-
duklanm söylediler. Adalete hâlâ
inanmak istediklerini belirttiler. So-
nuç alınıncaya kadar birlikte hareket
etmek için sözleştiler. Aynı durumda
olan, olmayan tüm analan. babalan,
kardeşleri yardıma çağırdılar.
Cumartesi Anneleri her hafta kay-
bolan çocuklanndan bir haber alabil-
mek için meydanlan dolduruyor. Her
gün onlara yeni anneler. babalar ekle-
niyor.
UZYAZI/ ORHAN BİRGİT
Anavatan Partisi Istanbui Mıl-
letvekıli Halit Dumankaya, dün
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na çok yerinde bir
başvuruda bulundu ve TUR-
BAN Soruşturması ile ilgili ön-
ceki geceki oylamada ortaya çı-
kan sahte oylan hangi milletve-
killerinin kullandığının araştınl-
masını istedi.
Dumankaya, soruşturmanın
açılıp açılmaması için yapılan
gizli oylamaya katıldıkları ileri
sürülen üç milletvekilinın basılı
oy pusulası kullanmadığını, be-
yaz kâğıtlara oylannın biçimini
el yazısı ile yazıp imzaladıklarını
saptamış. Çiller ve Ömer Bilgin
hakkında Meclis soruşturması
açılmasına gerek olmadığını 7
oya karşı 8 oy ile kabul eden so-
ruşturma komisyonu raporunun
görüşüldüğü salı günkü birle-
şimde bulunmayan üç DYP'li
milletyekili Ergun Özdemir, Er-
gun Özkan ve Şamil Ayınm,
soruşturma önergesınin ve dün
Meclis Başkanlığı'na yapılan
başvurunun sahibi Halit Du-
mankaya oylamada olmadıklan
halde adlarına oy kullanılan bu
üç milletvekilinin adına hareket
eden üç sahteci üyenin ortaya
Parlamentodaki Susurluk!
çıkartılmasını, Meclis itiban adı-
na istemekle çok yerinde bir iş
yapıyor.
Kımi devlet görevlilerinin, sah-
te evrak düzenlediğine, ne yazık
ki zaman zaman tanık olunuyor.
Son Susurluk o/ay/nda da yeşil
pasaport gibi, sürücü kimliği ya
da silah taşıma ruhsatı gibi sah-
te belgelerin düzenlendiğı orta-
ya çıktı ve bunlar bir çetenin var-
lığı üzerinde soruşturmalar açıl-
masına yol açtı.
Türk Ceza Kanunu'nun suç
saydığı her eylemin faili, yasanın
gösterdiği cezaya çarptırılır ve
faraza, sahte evrak düzenlemiş
ise sabıka siciline "saA)fec/"lik-
ten hükümlü olduğu yazılır. Bu
sabıka sicili, o kişinin peşini bı-
rakmaz; örneğin devtet memu-
ru olmasını da hele hele millet-
vekili seçilmesini de engeller.
Türk Ceza Kanunu, sahteciliği
"yüz kızartıa suç" olarak nite-
lendirir.
Şimdi, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanı'nın
saygıdeğer üyeleri, şapkalannı
önlerıne koyarak lütfen şu satır-
lann altını çizsinler:
Bir oylamada genel kurul sa-
lonunda bulunmadıkları halde,
üç milletvekilinin oylamada Çıl-
ler ve Bilgın'ı Yüce Divan'a git-
mekten kurtarmak için oy kul-
lanmış göründüğü ileri sürülü-
yor. Bu iddialann arkasından,
DYP'liler de Anavatan Partisi
Manisa Milletvekili Ekrem Pak-
demirli ile CHP Meclis Grubu
Başkanvekili Hatay Milletvekili
Nihad Matkap'ın ve DYP'li Ha-
tay Milletvekili Ali Uyar'ın da oy-
lamada olmadıklan halde san-
dıktan oylannın çıktığını, birle-
şim kapandıktan sonra TBMM
Başkanı'na ihbar edenler olmuş.
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nin üç sıyasi partısınden kımi
milletvekilleri adına sahte oy kul-
lanan arkadaşları kimlerdir?
Kimlerdir bu 8 saygıdeğer üye?
Kimlerdir?
Sade yurttaş olsa, genel se-
çimde başka seçmenin oyunu
kullanmaya kalksa ve yakalan-
sa cezaevini boylayacak? Va-
tandaş olarak Laleli piyasasında
sahte pasaport, ehliyet gibi ev-
rakları hazıriarken polise yakayı
ele verirse karakol, ikinci şube,
mahkemeden sonra yine ceza-
evi yolunu tutacak.
Sahte oy kullanan milletvekili
var ise ne olacak?
12 Eylülcülerin Kurucu Mec-
lis üyeliğine değer gördükleri,
sonradan SHP ve CHP kapıla-
rından geçerek DYP'ye hicret e-
den Kamer Genç, dünkü Mec-
lis birieşimınde bu milletvekille-
rinin kurtarıcı rolüne soyunmuş-
tu. Hiç kimsenin milletvekilleri-
nin eylemleri hakkında bu tür bir
ırdeleme yapamayacağını söy-
leyerek sahtecılerin eylemlerinin
üzerine şal örtmeye kalkıştı.
Bir de kestirme yol gösterdi.
Önceki günkü oylamayı geçer-
siz sayıp yenilemek yoluna gidi-
lebilirmiş.
O işin kolay yönüdür. Oylama-
da bulunmayan Deniz Baykal,
Murat Karayalçın gibi Çiller'in
eski ortaklanna ve dahı oylama-
ya katılmayan kimi CHP'Iİ ve
DSP'Iİ milletvekillerine hatadan
dönüş kapısı açmak, ama so-
nunda yine Çiller ve şerikini Yü-
ce Divan'dan kurtarmaktır.
Çünkü gelemeyen DYP'liler
ile gelmeyen Refahlılan, pazar-
lık masasında buluşturup genel
kurula sokmaktir.
Evet, Anavatan Partisi Meclis
Grubu Başkan Vekili Başesgi-
oğlu'nun dün Meclis kürsüsün-
den söylediği gibi, bu sahtecili-
ğin peşini bırakmamak gereki-
yor.
TBMM Başkanlık Divanı'nın
kurduğu beş kişilik komisyon,
elbette sahteci milletvekillerini
perde önüne çıkartmalıdır. 4 şu-
bat gününe kadar verilen çalış-
masüresinin sonucunu her yurt-
taş beklemelidir.
Bakalım parlamentodaki Su-
surluk Komisyonu'nu ne yapa-
cak?
"Bizim de aramızda yoldan
çıkanlar olursa yakalanna yapı-
şırız" diyecek mi?
Yoksa son zamanlarda de-
mokratik düzene ınanmış olan-
lann kalp çarpıntısına düşmesi-
ni gerektirecek bir yolu seçıp
sahte oyların üzerine şal örtme-
ye kalkacak mı?
O şal, sadece o oylan değil,
parlamenter düzenı de örtebılir
efendıler...
BffiBAKIMA
SERVER TANİLLt
TÜSİAD'ın Raporu
Derken...
Ülkece içınde bulunduğumuz durum, aslında,
tam da Fuzulî'nin ünlü gazeline başlarken söyledik-
leri gibidir: "Dost biperva felek birahm devran bi-
sükûn I Dert çoh hemdert yoh düşmen kavi tali ze-
bun." Içinde bulunduğu koşullardaki çaresizliğin-
den yakınıyor şair. Ah, gençler anlayabilseydi de
hepsini yazabilseydim şiirin!
Dışarda durum kötü, içerde kötünün kötüsü; ken-
di içinde "istikrar"\ olmayan bir devleti dışardan da
-fırsat bu deyip- taşlariar.
Niçin yapmasınlar?
Demokrasi demişsıniz, yasaklarla dolu bir rejim
koymuşsunuz ortaya; aydınlar, "Solsuz demokra-
si olmaz" diye haykırmışlar, siz solun ocağını sön-
dürerek tutuculuğu ve gericiliği okşayıp meydanı
ona açmışsınız: "Cumhuriyet'in temel yasalan"
vardır, onlara gözünüz gibi bakmanız gerekirdi, a-
ma adım başında çiğnenmelerine seyirci kalmışsı-
nız; siyasal demokrasi ile "sosyal demokrasi" iç içe
olmalıdır demişler. Siz, birtalan düzeni kurup işle-
tenlere alkış tutmuşsunuz.
Nereye gelebilirdiniz bu kafayla?
İşte, bugün gelip durduğunuz yere!
Buradan sonra, çöküşü önlemek için yapılabile-
cek iki şey vardır: Bir yandan, Cumhuriyet'in temel
ilkelerini yerlerde sürüklenip çiğnenmekten kurta-
rarak yeniden ayakları üzerine dikmek; öte yan-
dan, siyasal ve sosyal ıçeriğiyle demokrasiyi kur-
mak.
Niçin bu ıç içelik?
Çünkü, Cumhuriyetiniz yıkılırsa, demokrasiyi uy-
gulayacak başka bir düzen de bulamayacaksınız.
Hele şeriatçı gerıciliğin kazan kaldırdığı bir yerde,
bir ümmet toplumunda, Ortaçağ karanlığıyla kör-
leşip kalırsınız.
Cumhuriyet ve demokrasi, sizin için hayatmemat
sorunudur. Önce kendi yurdunuz, insanınız için.
Dışarıyı da hesaba katmak istiyorsanız, unütmayı-
nız, çağdaş dünyada kazandığınız saygınlık, baş-
ta devrimci bir Cumhurıyet'i kurmanızdan kaynak-
lanıyordu; onu, demokrasiyle de güçlendirmek, si-
zi daha da onurlu bir hale getirir.
Düşmanlarınızın da söyleyeceği tek söz kalmaz...
•
TÜSİAD'ın geçenlerde açıklanan "Türkiye 'deDe-
mokratikleşme Perspektifleri" adlı raporunu, işte
bu düşünceler içinde okudum.
TÜSİAD, vaktiyle şöyle hareket etmişti, şimdi gü-
nah çıkarıyor gibi düşüncelere -aslında haklı da ol-
salar- pek dalmadım; ayrıca vaktimiz yok buna,
tehlikeler kapımızda; bir de, ınsanların ve kurum-
ların gelip durdukları nokta önemli. TÜSİAD, ku-
rumlaşmış büyük sermaye, Türkiye burjuvazisinin
önemli bir parçası; onun demokrasi istemleriyle or-
taya çıkmasını göz ardı edemeyiz. Sonra öyle bir
dönemdeyiz ki, dinci gericilik, kendi burjuvasını,
çember sakallı bir hinoğluhin alayını yetiştirmeye
başlamıştır: onun, yann-öbürgün kalkıp demokra-
si havalannda -geçici de olsa- şeriatçı fınldaklarçe-
rvirrneyeceği ne mümkün?
TÜSlAD'ın bıT erdemi de şurada ki, konuyu cid-
diye almış ve raporunu, Profesör Bülent Tanör ça-
pında bir bilım adamının kalemine havale etmiş.
Sayın Tanör'ün hazırladığı raporda işaret ettiği
noktaları, okurtarım gazetelerden okumuşlardır. Bu
önerilerin, Diyanet işleri'nden Kürt sorununa vann-
caya değin, tek tek hepsini biliyoruz. Değerii bilim
adamımızın yaptığı, onlara daha da açıklık getirip
bir bütün halinde gözler önüne koymasıdır.
O görevini hakkıyla yapmıştır; teşekkür borçlu-
yuz kendisine.
Şimdi görev, onlan yaşama geçirmesi gereken
parlamentoda ve elbette partılerde.
Siz işin nankörlüğüne bakınız ki, raporda sözü
edilen kımi noktalan enine boyuna tartışabilecek
özgür yasal bir ortam bile yok ülkemizde.
Ama olsun, tartışmalıyız, tartışacağız.
Avrupa istediği için değil, hayır biz istediğimiz
için; bizim sorunumuz bu başta!
Onları tartışmayı göz ardı eder, hele hele yaşa-
ma geçmeleri için ağırlığımızı koymayı savsaktar-
sak, olsa olsa gericiliğın ekmegine yağ sürmüş olu-
ruz. O gericilik ki, hayır gözünüzden asla kaçmış
olamaz, kaçmamalı da, kendi düzenini ağır ağır
kurmaktadır; tafaşizmden esinlenip üniformalı "ko-
rumacılar''ına kadar hiçbir şeyi eksik bırakmama-
ya çalışıyor.
Efendim, onlar başkaydı bunlar başka mı diyor-
sunuz?
Şaşanm aklınıza!..
Muhaliflerine rest cekti
Ecevit: DSP'ye
bilerek geldiniz
ANKAR.4 (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit, ıtirazı-
na karşın. tarikat liderleri-
nin devlet zirvesinde ka-
bul gördüâü Başbakanlık
Konutu'ndakı iftar yeme-
ğiyle ilgili genel görüşme
önergesi hazırlayan millet-
vekillerine rest çekti.
Ecevit, "parti disiplini-
ne aykın davranmakla"
suçladığı önergeci millet-
vekillerini. -DSP'nin kül-
türünün ne olduğunu. siya-
set üslubunun ne olduğu-
nu bile bile veya öyle görü-
nerek seçildiniz. DSP'lile-
rin oylanyla seçilmiş her-
kes, eğer siyasal yaşamını
bu partide sürdürmek isti-
yorsa, parti kültürü ve üs-
lubunu içine sindirmek zo-
rundadn'" diye azarladı.
Ecevit. REFAHYOLdan
kaygı duyan bazı çevrele-
rin "askerlereçağn" çıkar-
masını da, "Aüah esirgesin,
demokrasinin yeniden bir
kesintiye uğraması duru-
munda Türkive dünyada
büsbütün yalnızlaşu"'* söz-
leriyleeleştirdi.
Kadın kuruluşlarının
temsilcileri tarafından "ta-
rikatiar v« sokla birlik" ko-
nulannda sıkıştınlan ve bir
gnıp toplantısında "Olum-
lutarikatlardavar" sözle-
n eleştiri konusu olan Ece-
vit, Başbakan Necmettin
Erbakan'ın tarikat yemeği
konusunda hazırlanan ö-
nerge nedeniyle de eleştiri
oklanna hedef oldu. 28
milletvekilinin hazırladığı
önergeden imzalan geri
çektiren DSP lideri, dün-
kü grup toplantısında bu
milletvekillerine disiplin
tehdıdiyle rest çekti.
Kesebir kovuldu
DSP'den ihraç edilen
Edirne Milletvekili Erdal
Kesebir bu karann mahke-
mece iptal edilmesi üzeri-
ne katılmayaçahştığı grup
toplantısına alınmadı.
DSP Grup Başkanvekili
Hikmet Uluğbay'ın "yap-
tığınız prmokasyon" söz-
leriyle toplantıyı terketme-
sıni istediği Kesebir. "Zor-
lamayla, zulümle, hukuk
hiçe sayılarak bir yere va-
nlamaz. Artık bundan
sonra şikâyetim Bülent
Ecevit'ten" diyerek salon-
dan aynldı.