03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF* CUMHURİYET 31 OCAK 1997 CUMA HABERLER Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğlu, Susurluk araştırma komisyonuna ifade verdi Özer Çfller'e ağır suçlamaAYŞESAYHS ANKARA-TBMM Susurluk Araştır- ma Kcnis>onu'na bilgi veren Ömer Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğ- lu. mü.ekkilinin ölümüyle ilgili Özer Çfllerlçuranındaadınıngeçtiğınisöy- ledı. S-isurluk kazasından 3 gün sonra Topal'n ilk eşi SafiyeBenli ile aralann- da geçer. bir dıyaloğu aktaran Marakoğ- lu. "Kmdisine kirnlerden şüphelendiği- ni sordum. Bana Özer Çiller'in adını te- lafTuz ettL Ancak ayruıtı anlatmadı" de- di. Kornsyona gelen Emniyet Genel Mü- dürlüğû tstihbarat Daıre Başkanı Emin Asian da. > asadışı ışlere kanşmış bazı ki- şilere veşil pasaport \erilmesi konusun- daadres olarakeskı Içışlen Bakanı Meh- metAgar'ı gösterdı. Aslan. TankÜmit ile bu kişının ış ortağı olduğu ileri sürü- len Yaşar Öz'e Ağar'ın sözlü talimatıy- la yeşil pasaport verilmesı için referans verdiğını söyledi. TBIMM Susurluk Araştırma Komıs- yonu dıinkü toplantısında, Emniyet Is- tihbarat Daire Başkanı Emin Aslan' ın yanı sıra. Ömer Lütfü Topaj'ın avukatı Ekrem Marakoğlu ile Tank Ümit'ın am- cası Cemalettin Ümit'in bilgisine baş- vurdu. Komisyon. çagrılı olduğu ıçin bilgi vermeye gelen ve Emniyet Genel Müdürliiğü İstıhbarat Daire Başkan Yar- dımcısı Hanefı Aveı" ın ıse zamanın ye- terli olmaması nedeniyle gelecek hafta dinlenmesine karar venldı. Ömer Lütfü Topal'ın 33 yıl avukatlı- ğını yapan Ekrem Marakoğlu. Susurluk komisyonuna yaptığı açıklamalan sıra- sında Topal cinayeti ile ilgili Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller'ın de isminin geçtiği iddialann da bulundu. Susurluk kazasından 3 gün sonra Topal'ın ilk eşi Safiye Benli ile aralannda geçen bir di- yaloğuaktaran Marakoğlu, "SafiyeHa- nım'la yemek yiyor, televizyondaki ha- berleri izliyorduk. Safiye Hanım kaza gö- rüntülerini izlerken 'Kocamın kanı yer- de kalmadı' gibi bir cümle kullandı. Ben de kendisine kimlerden şüphelendigini sordum. Bana Özer Çiller'in adını telaf- fuz etti. Ancak aynntı anlarmadT dedi. Ekrem Marakoğlu Istanbul Emniyet Müdürü ve DTP tstanbul Mılletvekıli Necdet Menzir'e de ağır suçlamalar yö- neltti. Marakoğlu Cavit Çağlar, Ömer Lütfü Topal ve Necdet Menzir arasında, Çağlar'ın bir kişiden 3 milyon dolarlık alacağı nedeniyle sürtüşme yaşandığını ileri sürdü. Çağlar'ın alacaklı olduğu ki- şiye Topal'ın sürekli yardım ettığinı, o dönemde de Topal'ın bu kişiye birmik- tar para aktaracağını kaydeden Mara- koğlu, "Bunu Çağlar duyuyor ve alaca- ğını Topal'ın ödemesini istiyor. Çağlar, Necdet Menzir'i helikopteriyle Bursa'ya getirtiyor. Menzir, bir içki masasında To- pal'ın da tanıdığı bazı insanlara 'Eğer bız bu para>ı tahsil edemezsek asanz keseriz. ' tehdidinde bulunuyor. Bunu duyan Topal da Çağlar'a 'Devlet gücü- nü arkasma alıp da tahsilatçılığa soyun- masm' mesajını gönderiyor" diye ko- nuştu. Marakoğlu. Susurluk'taki trafik ka- zasında ölen Hüseyin Kocadağ ile ilgili de ceşitli iddialarda bulundu. Necdet Menzir ile Hüseyin Kocadağ'ın Topal'ın sahibi olduğu Emrperyal Gazino'ya bir kez kumar oynamaya gittikJerini söyle- yen Marakoğlu, sonra gelişen olaylan şölye anlattı: "Menzir ile Kocadağ kumar oynar- ken Topal'ın adamlan tarafından fotoğ- raflan çekildi. Görüntüleri alındı. Men- zir'i gazinoya götüren Kocadağ'dı. Bu fo- toğraflar yüzünden Kocadağ, İstanbul Emniyet Miidiir Yardımcılığı görevin- den alındr Marakoğlu, Kıbns'ta Çatlı ile To- pal'ın buluştuğunu da doğrularken Bod- rum'da öldürülen Topal'ın ortağı Hik- met Babataş olayının da araştınlması ge- rektığini kaydetti. Komisyondaki ifadesinde hayatının tehlikede olduğunu belirten Marakoğlu, "Behcet Cantürk'ü öldürdüler. onun avukatlannı, ardından da Topal'ı öldür- düler. Şimdi sıra bana geliyor. Her an ba- şuna bir şey gelebilir. O yüzden. bütün bildiklerimi burada anlatmak istiyo- rum" dedi. Marakoğlu, komisyon çıkışında gaze- tecilere Menzir'le ilgili suçlamalan ko- nusunda "Ne münasebet, benim birta- kım duyumlanm vardı. Bunlan söyler- ken 'Güya' diyerekinanmadığımısöyle- yerek bu duyumlanmı aktardım" dedi. Bir başka soru üzerine de Marakoğlu, Ömer Lütfii Topal'ın oğlu Murat Topal ile "Arnavut Sami" olarak bilınen Sami Hoştan'ın ortaklığınm sürdüğünü söyle- di. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın, Mehmet Ağar'ın Emniyet Ge- nel Müdürlügü döneminde hazırlattığı 50 kadar sahte belgeyi düzenledığinı ile- ri sürdüğü Emniyet İstıhbarat Daıresı Başkanı Aslan, Yaşar Öz ve Tank Tutuktu üç özeltimd İanık'olduİstanbul Haber Servisi - Ömer Lüt- fü Topal cinayetiyle ilgili olarak 'cü- rfim iştemek, cete ohışturmak' suçuy- la Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan 3 özel tim görevlisi dün "tanık" oldu. 3 özel tim görevlisi, Istanbul'da ya- kalandıktan sonra Ankara'ya gönde- rilmeleri ve serbest kalmalanyla ilgili olarak. aralannda istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yancroglu'nun da bu- lunduğu 4 emniyet yetkilisi hakkında başlatılan "görevi ihmal" soruşturma- sında savcıhğa ayn ayn 2 saat süreyle ifade verdi. Soruşturma sonunda dava açıhrsa Yazıcıoğhı ve diğer 3 emniyet yetkilisi, 3 yıla kadarhapis ve "memu- ıfyetten meo" cezasıyla yargılanacak- lar. Adalet Bakanı Şevket Kazan, eski Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tıığ, Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İb- rahim Şabin. Kemal Yazıcıoğlu, Bilgi Ünal, FatihÖzkan ve Ahmet Duranaip hakkında ilgili mercilere soruşturma başlaülması amacıyla bilgi verildiğini söylemişti. Susurluk soruşturmasını inceleyen istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılan DYP'li milletvekilleri Sedat Bucak ve Mehmet Ağar'ın dokunul- mazlığının kaldınlması için fezleke hazırlamaya başladılar. DGM savcılan, fezlekenin önümüz- deki hafta tamamlanacağını kaydetti- ler. Hakkında tutuklama karan çıktık- tan sonra kaçan Ziya Bandırmaboğhı ile ilgili soruşturma sürüyor. Olayda kusuru bulunduğu öne sürülen Özel Tim Amiri Başkomiser Yusuf Karaku- cak hakkında tstanbul Adliyesi'nde suç duyurusunda bulunuldu. Susurluk Komisyonu'nun ANAP'lı üyesi Yaşar Topçu 'Oral Çelik'i Celal Adan yönlendirdi' ANKARA (Cumhuriyet Büresu)/- Abdi İpekçi cinayetinin kilıt isimlenndeB ülkücü Oral Çelik'ın, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın Belçika'da AbduUah Çatlı ile görüşerek kumar borcunu sildirmek istediği yolundaki savı. ANAP'ta büyük tepkı yarattı. Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu'nun ANAP'lı üyesi Yaşar Topçu. Çelik'in. DYP İstanbul tl Başkanı eski MHPTi Celal Adan'la görüştükten sonra komısyona bilgi verdiğini, dolayısıyla ifadelerinin düzmece olduğunu savundu. Topçu. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in öldürülmesinde bir numaralı sanık olan Adan'ın, Bahçelievler katliamı sanığı ülkücü Abdullah Çath ve Oral Çelik'i yurtdışına kaçıranlar arasında da yer aldığını vurguladı. Oral Çehk, TBMM Susurluk Komisyonu'nda önceki gün verdiği ifadede. ANAP'lı bazı yönetıcilerle geçmiş dönemde yakın ilişki içinde olduğunu, Abdullah Çatlfnın ANAP'lı olduğunu ve Mesut Yılmaz'a genel başkan seçildiği kongrede destek verdiğini savundu. Çelik aynca. Çatlı'nın 1984 yılında Y'ılmaz'la görüştüğünü ileri sürerek "Ben görüşmede yoktum, ancak Yılmaz. Ankara'daki bir kumarhaneye olan borcunun sildirilmesini Çatlı'dan istemiş. Sonra ne olduğunu bilmiyorum" dedi. Oral Çelik'in, cıddı dayanaklarla sunamadığı bu iddiası ANAP'lılann tepkisıne yol açtı. Mesut Yılmaz: Aklı yerinde mi? ANAP Genel Başkanı Yılmaz, Oral Çelik'in iddialannı yalanlayarak "Akli muhakemesi yerinde mi bilmiyorum. kimden talimat alıyor, nereden uyduruvor. bilmiyorum. Uydururken bile ölçülü olmak gerekiyor. Ben 1984'te BekMka'ya hiç gitmedim" dedi. Yılmaz. Meclis Başkanlığı'na başvurarak Susurluk Komisyonu'ndan Oral Çelik'in ıfadelerini istediğini. inceledikten sonra hakkında hem suç duyurusunda bulunacağını . hem de tazmtnat davası açacâğını bildırdı. ANAP Genel Sekreteri Yaşar Okuyan. Mesut Y'ılmaz'ın yalan ifade verdiği ıçın Oral Çelık hakkında suç duyurusunda bulunacağını ve dava açacâğını bildırdi. Okuyan, kendisinin de Oral Çelik'i tanıdığı yolundaki iddialan yalanlayarak "Bunlar tamamen hayal mahsulü senanodur r değerlendirmesini yaptı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Agâh Oktay Güner de dün düzenlediği basın toplantısında. kendisinin Çelik ile işbirliği yaptığı ve Mesut Yılmaz'la ilgili iddialan şöyle yanıtladı: "Mesut Y ılmaz'ın mason olduğunu kldia ettikleri gibi kumar borcu olduğunu söyieyenler de genel başkanı yıpratma çabasındalar. Ben 1980 öncesinde 4 yıl MHP'de millervekiliydim. Aynca Ticaret Bakanrydun. Yaşar Okuyan da partimizin basın nıüşavirivdi. Daha sonra MKYK üyesıydi Bunlar hezevandan ibarettir. Bu arkadaşlar benimle hangi işbirtiğini vapmışlar, kendilerine ispat hakki tanıyorum. Ben yaşamınun 27 yıhnı siyasete verdim. Bunun hesabını veririm." Susurluk Komisyonu'na verilen ıfadelenn anmda kamuoyuna yansımasına da tepki gösteren Güner, "Susurluk Komisyonu'nu orta oyununa çevirdiler" göruşünü savomdu. Topçu. Mesut Yılmaz'la ilgili çeşitli iddialan gündeme getiren Oral Çelik'in komısyona gelmeden önce DYP İstanbul ll Başkanı eski ülkücü Celal Adan'la konuştuğunu ileri sürdü. DYP kökenli olan Topçu. şunlan söyledi: "Çatnve Çelik'i yurtdışına kaçıranlar arasında Celal Adan da var. Bunlar yakın arkadaşlar. Arasürdık. 1984 yılında Mesut Bey, kesinİikle Belçika'va gitmemiş.'' Topçu daha sonra, Adan'ın kendini arayarak Oral Çelik'i kesinİikle yönledirmediğini ve kendisinden bunu düzeltmesini istediğini söyledi. Ümit'e Ağar'ın talimatı üzerine yeşil pa- saport verilmesi için referans verdiğini açıkladı. Aslan. komisyonun bu konuda- ki sorulanna şöyle yanıt verdi: "Mehmet Ağar, Emniyet Genel Mü- dürlügü döneminde. bazı kişilere yeşil pasaport verilmesi için yardımcı ol marru- zı isterdi. Hatta bir keresinde Sayın Ağar bizzat arayarak Tank Ümit ve Yaşar Öz'e pasaport verilmesi için referans ol- mamı ve işlemin hızlandınlnıasını istedi. Ben de 'Sayın Ağar'ın talimatıyla' no- tunu düşerek bu iki kişiye referans ola- rak imza attım. Bunda bir sakınca gör- medim. çünkü bunlar aranan kişiler de- ğillerdL" Aslan. JtTEM'in kuruculanndan Bin- başı Cem Ersever'le birlikte öldürülen itirafçı Mehmet Deniz'e ıse silah taşıma ruhsatı verildiğini doğruladı. Ömer Lüt- fü Topal cinayeti ve Abdullah Çatlı ile ilgili herhangı bir bilgisinin bulunmadı- ğını söyleyen Aslan, emniyet istihbara- tında Çatlı gibi kişilerin kesinİikle kul- lanılmadığını ileri sürdü. Aslan, Hüse- yin Kocadağ için de "İyi bir polis oldu- ğunu bilirim. Ancak ne tür işlere kanş- tıgı konusunda bilgim yok" dedi. Komısyona bilgi veren Tank Ümıt'in amcası Cemalettin Ümit de yeğenıni, Susurluk skandalının ardından görevden alınan eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin'in talimatıyla, eski MtT'çi Korkut Eken'in öldürttüğünü söyledi. Cemalettin Ümit. Tank Ümit'i, ülkücü katliam sanığı Abdullah Çat- lı "nın sorguladığını söyleyen MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Ey- mür'ün açıklamalannı doğnıladı. Ce- malettin Ümit, Tank Ümit'in kaçınldık- tan sonra bir çiftlik evinde tutulduğunu ve sorgulandığını; kaçırma olayını. eski Özel Harekât Daıre Başkan Vekili İbra- him Şahin'in korumalannın gerçekleş- tirmiş olabileceği savlannı dile getirdi. Çocuklannı 'kurban' veren aileler birbirinden güç aldı Acılarını kendüerinedöktüler NECATİAYGIN İZMİR - Çocuklannı Ankara ve tzmir DGM'le- rine "kurban veren" anne ve babalar İzmir'de dert- leştiler. Onlan en iyi kendileri anlayabilırdi. Onlar da en iyisini yaptılar acılannı birbirlerine döktüler. Ra- hatlamadılar... Bundan sonra 'ne yapılabilir'e ka- fa yordular. Bakışlanyla da bize "Yardıma gelin. destek verin" çağnsı yap- tılar... Ankara'da gözaltına alı- nan ve DGM'de 18 yıl 20 ay ağır hapis cezasına çarptınlan Metin Kalyon- cu'nun ablası Handan Er- sezer ile aynı davadan 18 yıl 20 ay hapis cezası alan Bülent Karataş'ın babası Ali Karataş. çocuklannın suçsuz olduklanna ınandıklannı, bu- nu tüm kamuoyuna duyurmak için el- lerinden gelen her şeyi yapacaklannı söylüyorlar. Handan Ersezer ile Ali Karataş, ilk iş olarak. kendi çocukla- n gibi suçsuz olduklanna inandıklan Manisalı gençlerin aileleriyle birlikte hareket etmeye karar verdiklerini, bu nedenle Izmir'e geldiklerini belirti- yorlar. Çocuklannın kamuojıında te- rörist' gibi tanıtılmaya çalışıldığına öfkelenen Ersezer ve Karataş tepkile- rinı şöyle dile getiriyorlar: "Bizhn çocuklanmız, devleti soyma- dı. Cumhuriyetin temeline dinamit koymadı. Ne yaptılar? Ne mi yaptılar? Parasızeğitim istediler. Düşündükleri- ni söylediler. İşte bunun için suç işledi- Çocuklannın nerede olduğunu bilivoriar. ama neden orada olduklanm bilmiyorlar. ler. Bu suçu biz her zaman işledik, iş- işleyenlerin vanındav ız. İşte bu neden- lemeye de devam edeceğK." le çocuklanmızı bugüne dek olduğu tnsan Haklan tzmir Şubesi'nde gibi bundan sonra da yalnız bırakma- Manisalı gençlenn aileleriyle tanışan yacağız. Onlann suçsuzluğunu tüm Ankaralı aileler, çocuklannın haklılı- ğını tüm kamuoyuna duyurmak için gerekirse il il dolaşmayı kararlaştırdı- lar. Fetullah Kıbç ile eşi Leman Kılıç da araya girerek. Asuman Erda'nın açıklamalannı desteklediklerini belir- tiyorlar ve sözlerini şöyle sürdürüyor- lar: "Bizün çocuklanmız doğruyu söy- ledikleri için suçlular. gerçeği gördük- leri için suçlular, demokrat olduklan için suçlular, bazı yaşıtlan gibi kahve köşelerinde oyun oynamadıklan için suçlular. Düşünmek suçsa biz bu suçu kamuoyuna duyurmaya çaJışacağız." Çocuklannı DGM'lere kurban ve- ren ana babalar daha işin başında ol- duklanm söylediler. Adalete hâlâ inanmak istediklerini belirttiler. So- nuç alınıncaya kadar birlikte hareket etmek için sözleştiler. Aynı durumda olan, olmayan tüm analan. babalan, kardeşleri yardıma çağırdılar. Cumartesi Anneleri her hafta kay- bolan çocuklanndan bir haber alabil- mek için meydanlan dolduruyor. Her gün onlara yeni anneler. babalar ekle- niyor. UZYAZI/ ORHAN BİRGİT Anavatan Partisi Istanbui Mıl- letvekıli Halit Dumankaya, dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na çok yerinde bir başvuruda bulundu ve TUR- BAN Soruşturması ile ilgili ön- ceki geceki oylamada ortaya çı- kan sahte oylan hangi milletve- killerinin kullandığının araştınl- masını istedi. Dumankaya, soruşturmanın açılıp açılmaması için yapılan gizli oylamaya katıldıkları ileri sürülen üç milletvekilinın basılı oy pusulası kullanmadığını, be- yaz kâğıtlara oylannın biçimini el yazısı ile yazıp imzaladıklarını saptamış. Çiller ve Ömer Bilgin hakkında Meclis soruşturması açılmasına gerek olmadığını 7 oya karşı 8 oy ile kabul eden so- ruşturma komisyonu raporunun görüşüldüğü salı günkü birle- şimde bulunmayan üç DYP'li milletyekili Ergun Özdemir, Er- gun Özkan ve Şamil Ayınm, soruşturma önergesınin ve dün Meclis Başkanlığı'na yapılan başvurunun sahibi Halit Du- mankaya oylamada olmadıklan halde adlarına oy kullanılan bu üç milletvekilinin adına hareket eden üç sahteci üyenin ortaya Parlamentodaki Susurluk! çıkartılmasını, Meclis itiban adı- na istemekle çok yerinde bir iş yapıyor. Kımi devlet görevlilerinin, sah- te evrak düzenlediğine, ne yazık ki zaman zaman tanık olunuyor. Son Susurluk o/ay/nda da yeşil pasaport gibi, sürücü kimliği ya da silah taşıma ruhsatı gibi sah- te belgelerin düzenlendiğı orta- ya çıktı ve bunlar bir çetenin var- lığı üzerinde soruşturmalar açıl- masına yol açtı. Türk Ceza Kanunu'nun suç saydığı her eylemin faili, yasanın gösterdiği cezaya çarptırılır ve faraza, sahte evrak düzenlemiş ise sabıka siciline "saA)fec/"lik- ten hükümlü olduğu yazılır. Bu sabıka sicili, o kişinin peşini bı- rakmaz; örneğin devtet memu- ru olmasını da hele hele millet- vekili seçilmesini de engeller. Türk Ceza Kanunu, sahteciliği "yüz kızartıa suç" olarak nite- lendirir. Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın saygıdeğer üyeleri, şapkalannı önlerıne koyarak lütfen şu satır- lann altını çizsinler: Bir oylamada genel kurul sa- lonunda bulunmadıkları halde, üç milletvekilinin oylamada Çıl- ler ve Bilgın'ı Yüce Divan'a git- mekten kurtarmak için oy kul- lanmış göründüğü ileri sürülü- yor. Bu iddialann arkasından, DYP'liler de Anavatan Partisi Manisa Milletvekili Ekrem Pak- demirli ile CHP Meclis Grubu Başkanvekili Hatay Milletvekili Nihad Matkap'ın ve DYP'li Ha- tay Milletvekili Ali Uyar'ın da oy- lamada olmadıklan halde san- dıktan oylannın çıktığını, birle- şim kapandıktan sonra TBMM Başkanı'na ihbar edenler olmuş. Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nin üç sıyasi partısınden kımi milletvekilleri adına sahte oy kul- lanan arkadaşları kimlerdir? Kimlerdir bu 8 saygıdeğer üye? Kimlerdir? Sade yurttaş olsa, genel se- çimde başka seçmenin oyunu kullanmaya kalksa ve yakalan- sa cezaevini boylayacak? Va- tandaş olarak Laleli piyasasında sahte pasaport, ehliyet gibi ev- rakları hazıriarken polise yakayı ele verirse karakol, ikinci şube, mahkemeden sonra yine ceza- evi yolunu tutacak. Sahte oy kullanan milletvekili var ise ne olacak? 12 Eylülcülerin Kurucu Mec- lis üyeliğine değer gördükleri, sonradan SHP ve CHP kapıla- rından geçerek DYP'ye hicret e- den Kamer Genç, dünkü Mec- lis birieşimınde bu milletvekille- rinin kurtarıcı rolüne soyunmuş- tu. Hiç kimsenin milletvekilleri- nin eylemleri hakkında bu tür bir ırdeleme yapamayacağını söy- leyerek sahtecılerin eylemlerinin üzerine şal örtmeye kalkıştı. Bir de kestirme yol gösterdi. Önceki günkü oylamayı geçer- siz sayıp yenilemek yoluna gidi- lebilirmiş. O işin kolay yönüdür. Oylama- da bulunmayan Deniz Baykal, Murat Karayalçın gibi Çiller'in eski ortaklanna ve dahı oylama- ya katılmayan kimi CHP'Iİ ve DSP'Iİ milletvekillerine hatadan dönüş kapısı açmak, ama so- nunda yine Çiller ve şerikini Yü- ce Divan'dan kurtarmaktır. Çünkü gelemeyen DYP'liler ile gelmeyen Refahlılan, pazar- lık masasında buluşturup genel kurula sokmaktir. Evet, Anavatan Partisi Meclis Grubu Başkan Vekili Başesgi- oğlu'nun dün Meclis kürsüsün- den söylediği gibi, bu sahtecili- ğin peşini bırakmamak gereki- yor. TBMM Başkanlık Divanı'nın kurduğu beş kişilik komisyon, elbette sahteci milletvekillerini perde önüne çıkartmalıdır. 4 şu- bat gününe kadar verilen çalış- masüresinin sonucunu her yurt- taş beklemelidir. Bakalım parlamentodaki Su- surluk Komisyonu'nu ne yapa- cak? "Bizim de aramızda yoldan çıkanlar olursa yakalanna yapı- şırız" diyecek mi? Yoksa son zamanlarda de- mokratik düzene ınanmış olan- lann kalp çarpıntısına düşmesi- ni gerektirecek bir yolu seçıp sahte oyların üzerine şal örtme- ye kalkacak mı? O şal, sadece o oylan değil, parlamenter düzenı de örtebılir efendıler... BffiBAKIMA SERVER TANİLLt TÜSİAD'ın Raporu Derken... Ülkece içınde bulunduğumuz durum, aslında, tam da Fuzulî'nin ünlü gazeline başlarken söyledik- leri gibidir: "Dost biperva felek birahm devran bi- sükûn I Dert çoh hemdert yoh düşmen kavi tali ze- bun." Içinde bulunduğu koşullardaki çaresizliğin- den yakınıyor şair. Ah, gençler anlayabilseydi de hepsini yazabilseydim şiirin! Dışarda durum kötü, içerde kötünün kötüsü; ken- di içinde "istikrar"\ olmayan bir devleti dışardan da -fırsat bu deyip- taşlariar. Niçin yapmasınlar? Demokrasi demişsıniz, yasaklarla dolu bir rejim koymuşsunuz ortaya; aydınlar, "Solsuz demokra- si olmaz" diye haykırmışlar, siz solun ocağını sön- dürerek tutuculuğu ve gericiliği okşayıp meydanı ona açmışsınız: "Cumhuriyet'in temel yasalan" vardır, onlara gözünüz gibi bakmanız gerekirdi, a- ma adım başında çiğnenmelerine seyirci kalmışsı- nız; siyasal demokrasi ile "sosyal demokrasi" iç içe olmalıdır demişler. Siz, birtalan düzeni kurup işle- tenlere alkış tutmuşsunuz. Nereye gelebilirdiniz bu kafayla? İşte, bugün gelip durduğunuz yere! Buradan sonra, çöküşü önlemek için yapılabile- cek iki şey vardır: Bir yandan, Cumhuriyet'in temel ilkelerini yerlerde sürüklenip çiğnenmekten kurta- rarak yeniden ayakları üzerine dikmek; öte yan- dan, siyasal ve sosyal ıçeriğiyle demokrasiyi kur- mak. Niçin bu ıç içelik? Çünkü, Cumhuriyetiniz yıkılırsa, demokrasiyi uy- gulayacak başka bir düzen de bulamayacaksınız. Hele şeriatçı gerıciliğin kazan kaldırdığı bir yerde, bir ümmet toplumunda, Ortaçağ karanlığıyla kör- leşip kalırsınız. Cumhuriyet ve demokrasi, sizin için hayatmemat sorunudur. Önce kendi yurdunuz, insanınız için. Dışarıyı da hesaba katmak istiyorsanız, unütmayı- nız, çağdaş dünyada kazandığınız saygınlık, baş- ta devrimci bir Cumhurıyet'i kurmanızdan kaynak- lanıyordu; onu, demokrasiyle de güçlendirmek, si- zi daha da onurlu bir hale getirir. Düşmanlarınızın da söyleyeceği tek söz kalmaz... • TÜSİAD'ın geçenlerde açıklanan "Türkiye 'deDe- mokratikleşme Perspektifleri" adlı raporunu, işte bu düşünceler içinde okudum. TÜSİAD, vaktiyle şöyle hareket etmişti, şimdi gü- nah çıkarıyor gibi düşüncelere -aslında haklı da ol- salar- pek dalmadım; ayrıca vaktimiz yok buna, tehlikeler kapımızda; bir de, ınsanların ve kurum- ların gelip durdukları nokta önemli. TÜSİAD, ku- rumlaşmış büyük sermaye, Türkiye burjuvazisinin önemli bir parçası; onun demokrasi istemleriyle or- taya çıkmasını göz ardı edemeyiz. Sonra öyle bir dönemdeyiz ki, dinci gericilik, kendi burjuvasını, çember sakallı bir hinoğluhin alayını yetiştirmeye başlamıştır: onun, yann-öbürgün kalkıp demokra- si havalannda -geçici de olsa- şeriatçı fınldaklarçe- rvirrneyeceği ne mümkün? TÜSlAD'ın bıT erdemi de şurada ki, konuyu cid- diye almış ve raporunu, Profesör Bülent Tanör ça- pında bir bilım adamının kalemine havale etmiş. Sayın Tanör'ün hazırladığı raporda işaret ettiği noktaları, okurtarım gazetelerden okumuşlardır. Bu önerilerin, Diyanet işleri'nden Kürt sorununa vann- caya değin, tek tek hepsini biliyoruz. Değerii bilim adamımızın yaptığı, onlara daha da açıklık getirip bir bütün halinde gözler önüne koymasıdır. O görevini hakkıyla yapmıştır; teşekkür borçlu- yuz kendisine. Şimdi görev, onlan yaşama geçirmesi gereken parlamentoda ve elbette partılerde. Siz işin nankörlüğüne bakınız ki, raporda sözü edilen kımi noktalan enine boyuna tartışabilecek özgür yasal bir ortam bile yok ülkemizde. Ama olsun, tartışmalıyız, tartışacağız. Avrupa istediği için değil, hayır biz istediğimiz için; bizim sorunumuz bu başta! Onları tartışmayı göz ardı eder, hele hele yaşa- ma geçmeleri için ağırlığımızı koymayı savsaktar- sak, olsa olsa gericiliğın ekmegine yağ sürmüş olu- ruz. O gericilik ki, hayır gözünüzden asla kaçmış olamaz, kaçmamalı da, kendi düzenini ağır ağır kurmaktadır; tafaşizmden esinlenip üniformalı "ko- rumacılar''ına kadar hiçbir şeyi eksik bırakmama- ya çalışıyor. Efendim, onlar başkaydı bunlar başka mı diyor- sunuz? Şaşanm aklınıza!.. Muhaliflerine rest cekti Ecevit: DSP'ye bilerek geldiniz ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit, ıtirazı- na karşın. tarikat liderleri- nin devlet zirvesinde ka- bul gördüâü Başbakanlık Konutu'ndakı iftar yeme- ğiyle ilgili genel görüşme önergesi hazırlayan millet- vekillerine rest çekti. Ecevit, "parti disiplini- ne aykın davranmakla" suçladığı önergeci millet- vekillerini. -DSP'nin kül- türünün ne olduğunu. siya- set üslubunun ne olduğu- nu bile bile veya öyle görü- nerek seçildiniz. DSP'lile- rin oylanyla seçilmiş her- kes, eğer siyasal yaşamını bu partide sürdürmek isti- yorsa, parti kültürü ve üs- lubunu içine sindirmek zo- rundadn'" diye azarladı. Ecevit. REFAHYOLdan kaygı duyan bazı çevrele- rin "askerlereçağn" çıkar- masını da, "Aüah esirgesin, demokrasinin yeniden bir kesintiye uğraması duru- munda Türkive dünyada büsbütün yalnızlaşu"'* söz- leriyleeleştirdi. Kadın kuruluşlarının temsilcileri tarafından "ta- rikatiar v« sokla birlik" ko- nulannda sıkıştınlan ve bir gnıp toplantısında "Olum- lutarikatlardavar" sözle- n eleştiri konusu olan Ece- vit, Başbakan Necmettin Erbakan'ın tarikat yemeği konusunda hazırlanan ö- nerge nedeniyle de eleştiri oklanna hedef oldu. 28 milletvekilinin hazırladığı önergeden imzalan geri çektiren DSP lideri, dün- kü grup toplantısında bu milletvekillerine disiplin tehdıdiyle rest çekti. Kesebir kovuldu DSP'den ihraç edilen Edirne Milletvekili Erdal Kesebir bu karann mahke- mece iptal edilmesi üzeri- ne katılmayaçahştığı grup toplantısına alınmadı. DSP Grup Başkanvekili Hikmet Uluğbay'ın "yap- tığınız prmokasyon" söz- leriyle toplantıyı terketme- sıni istediği Kesebir. "Zor- lamayla, zulümle, hukuk hiçe sayılarak bir yere va- nlamaz. Artık bundan sonra şikâyetim Bülent Ecevit'ten" diyerek salon- dan aynldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle