Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M> OCAK1997IERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dev.etts dini düzen isteyen RP'ye Anayasa Mahkemesi kararlan engel
'Türban devletî dinsefleştirir'AJVKAJU (Cnnhurivet Bürosu) -
FP'nin. kanu çaltanlan ve üniversite
öŞrencileriıe türba serbestisi getirerek
kamu düzeııni din.elleştırme girişımi-
m. Anayasi Mahkenesi 'rün türbanın la-
ü devlet dizeni vekamu hukukuna ay-
kn olduğu yönünlekı kararlan engel
ouşturuyor Yükstk mahkeme. çeşitli
kirarlannda. "\asâar dine dayanamaz
vı bağlananaz. YasJar,ilkcHcrini dinden
dcğfl yaşamian \e hıkuktan aJmazlarsa.
hıkuk devlrti niteiği zedelenir. Ulusal
dfvlette, her din içiı ayrı yasal düzenle-
meolanuu-görû^üıü bildirdi.
RP"nin rirban scbestı getirilmesine
ilişkin girişinleri. ytsal düzenlemelerın
anayâSaya uygunbgunu denetleyen
Anayasa Mıhkem<si'nin geçmiş dö-
nenlerde bu<onudad kararîannı günde-
megetirdi. lurgutCzaTınbaşbakanlığı
döneminde iniversie öğrencilerine tür-
ban serbestia getıreı 254" sayılı YÖK
Yasası 'nda değışıkJik yapılmasına ilişkin
yasa, Anayasa Mahkemesi'nce iptal
edildi. Yüksek mahkemenin 5 Temmuz
1989 tarihinde yayımlanan gerekçeh ka-
rannda, türban serbestisi getiren yasa-
nın uygulama alanının devlet kurumlan
olduğuna işaret edilerek şövle denildi:
"Devlet birimlerindeki giysilerie özel-
liği gereği kinıi meslek givsileri dışında,
kadınlarevde, sokakta,özelişyerierinde,
tarlada, bağda-bahçede, yazukta. inanç-
lan, gelenek vegörenekleri gereği istedik-
lerini giyinebilmektedir. Diizenleme, de\-
let kuruluşian olan yükseköğretim ku-
rumlannda. gi\ sinin bir parçası da sa\>
labiJecek başörtüsü kullanuruyla ilgilidir.
Sorun, biryasal düzenlemenin din kurai-
larına. dinsel inançlara ve gerekJere göre
yapıhpyapılmayacağı noktasında yoğun-
laşmaktadır... Önemli olan bir düzenle-
menin dine göre yapılıp yapılamavacağf-
dır."
Kararda, düzenlemenin. kamu kuru-
luşlannda dinsel kökenli bir kurala ge-
çerlik kazandırarak giyimle din arasın-
da doğrudan ilışki kurması nedeniyle
anayasanın laikliğı düzenleyen 2. ve 24.
maddesi yönünden de incelendıği belir-
tildı. Kararda. aynntılı bir laıkJik değer-
lendırmesıne yer verilirken sonuç bölü-
münde iptal gerekçeleri özetle şöyle
açıklandı:
- LaıkJik. devlet ve toplumun karşılık-
lı laik tutumunu da ıçenr. Bu da birleş.-
tiricilikJe sonuçlanır. Birleştiricilık. din-
selbağdadeğıl. Atatürk millıvetçiliğin-
de. ulus bağında. ulusal değerlerdedır.
Jncelenen yasa maddesi ıse dinsel inanç
gereğine yer vererek Atatürk milltyetçi-
liği iîkesiyle çelişmektedir.
- Dava konusu madde "dini inanç se-
bebiyfe—" ibaresini taşıdığından demok-
ratikJik ilkesine ters düşmektedir. Ulusal
egemenlik kavramı. demokratık yapının
temelidır. Demokratik düzen ise dinsel
gereklen egemen lulmayı amaçlayan. şe-
riat düzenınin karşıtıdır. Dinsel gerekle-
ri. yönetimle ağırlık \eren bir düzenle-
me demokratık olamaz. Demokratik
devlet. ancak laik dev lettir. Dinsel gerek-
li dilzenlemeler. dinsel çabalan, zorla-
malan, bunlar da dinsel aynlıklan geti-
rir. Sonuçta demokrasınin özgürlükçü,
çoğulcu, hoşgörücü nıteliği kalmaz.
- Laiklık, bıreysel, toplumsal düzeyde
ve devlet işlerinde metafizık dışında öz-
gür düşünce gereklerine bağlanır. Kı'şi-
sel ve toplumsaJ yasamın sıyasal yön-
den düzenlenmesınde akJın ve bilimin
gereklerini zorunlu kalar. Herhangi bir
dinin teolojik baskısına uyulmasını ön-
ler. Bu nedenlerle incelenen kural iaik-
lik ılkesiyle uvuşmamaktadır.
- Din. ulustan kaynaklanan bir değer
olmadığtndan temelini ulusal istencin
oluşturduğu bir düzende hukuk kaynagı
sayılması olanaksızdır. Egemenlifın
ulusta oluşuna dayanan hukuk düzenin-
de tannsal buyruklara dayalı ilahi istenç
arasında ılişki kurulamaz.
- Yasalardine dayanamaz ve bağlana-
maz. Yasalar, ilkelerinı dinden değil ya-
şamdan ve hukuktan almazlarsa, hukuk
devleti nıteliği zedelenir. Dine dayanan
yasalar. vicdan özgürlüğünü benimse-
mediğinden her din için a>n yasa gere-
ği ortaya çıkanr. Ulusal bir deviette bu
tür bir düzenleme olamaz. Böyle düzen-
lemeler. din kurallannı benımsemeyen-
Jeriçin baskı aracı sayılabileceği gibi ay-
n dinier içın de a)nlık aracı olur.
- Egemenliğin bağsız koşulsuz ulusta
olması ilkesi, dinde olmadıgının kanıtı-
dır. Cumhuriyet, ulusal egemenlığin hu-
kuksal bıçimi olduğundan. dinsel olgu-
lann etkisi dışındadır. Teokratik devlet
düzeni laik olmaz. ama dinlere hoşgörü-
lü bakabilir.
Türban
'RP'den
geri adırn
yok'
A.NKARA (Curoluriyet
Bürosu)- Hükimetin <P ka-
nadının kamu kurum v: kuru-
luşlannda türbın takılnasına
olanak sağlayacak yöıetme-
lik değışiklığirı uygulımaya
koyma planınn koalijyonda
yarattığı sıkınt sürüy>r. RP
Grup Başkanvekıli sâlh Ka-
pusuz. bu konuda ger adım
atmalannın söz konusu ola-
mayacagını. DYP'li bszı ba-
kanlanntepkilıaçıkJanalan-
nın hıçbirbağlayıcılıgı bulun-
madığınj belırterek "Hedefî-
tniz insan haklannın ditkate
alınması. Bu >asakçı nuntığı
kabul etmemizsöz konısu de-
ğil*' dedi. DYP Grup Başkan-
vekilı Ali Rıza GdniJ ise
RP'nın kamu kuruluşlannda
getirmek istediğı düzen eme-
nin protokole aykın olduğu-
na dikkat çekti.
RP Grup Ba$kanvekJIi Sa-
lih Kapusuz, dün parlarrento-
da düzenledığı basın toolan-
tısında MehroetAldrin"Ta-
rih tekerrürden ibaret derier.
İbret aluısaydı tsaih tektrrür
mü eder" dızelenni anımsa-
tarak herkesın tarihten ders
alması gerektıgını sö)ledı.
Son günlerde birhükümet bu-
nalımı oldugu ızlenimi yara-
tılmak istendiğinı belirten Sa-
lih Kapusuz. "Bazı hükâmet
yetkilileri kişisel göriişlerini
açıklannşlandır. OnJann »çık-
lamaJannın hiçbir bağlajıcıb-
ğıyoktur"dedı. Kapusuz ka-
mu kurum ve kuruluşlannda
türban serbestisi, kurbar, de-
rilerinın Türk Hava Kuru-
mu'na bagışını öngören yö-
netmeligin değiştırilmesi. ka-
rayoluyla hacca gidilmesi ve
Taksim'e cami yapılmasına
ilişkin girişimlenn hükümet
bunalımını tırmandırdıgının
öne sürüldüğünü belirttı.
DYP Grup Başkanvekili
Alı Rıza Gönül. RP'nın gün-
demi türbanda odaklandır-
masından duyduklan sıkıntı-
yı "Türkiye'ninönceliklime-
selesi bu değfl" görüşüyle di-
ie getirdi.
(Fotoğraf: İPEK YEZDANİ)
İstanbul Habcr Senisi - CHP Kadın
Kollan, Türk Kadınlar Birliğı, Türk
Hukukçu Kadınlar Derneği ve Atatürkçü
Düşünce Derneği üyesi kadınlar, RP'nin
türbanı yasallaştırma girişimlerini
"peçe"yle protesto ettiler.
Kadınlar, >"üzlerindeki peçeleri
"Tarihin Karanlığı-Taribin Çöplüğii"
yazılı kutuya attılar.
Taksim Atatürk Anıtı önünde dün bir
araya gelen kadınlar. RP'nin türbanı
yasallaştırma girişimıne karşı çıkmak
ıçin laik kadın örgütlerine güçbirliği
çağnsında bulundular.
CHP tstanbul tl Başkanı MehmetAJi
Özpolat'ın da katıldığı açıkhmada.
~ lansu politik acı-Hacının kölesi bacı",
"Örtülü mafva. örtülii Meclis
istemiyoruz", "Ödenegini örttü. sıra bize
mi gekü" ve "Peçeli çetelere son" yazılı
dövizJer taşıyan kadınlar. önce
ellerindeki peçelerle yüzlerinı kapadılar.
Daha sonra peçeleri çıkaran kadınlar.
üzerinde "Tarihin Karanuğı-Tarihin
Çöplüğü'* yazısı yer alan bir kutuya
artılar.
CHP Kadın Kollan Genel Başkanı
Güldal Okuducu, Refah Partisi 'nin
türbanı bir tür şeriat üniforması olarak
gördüğünü belirterek "Bütün Türkiye
bunun masum bir inanç örtünmesi
olmadığını çok iyi bilmelidir" dedi.
Okuducu, REFAHYOL hükümetinin
"SusuriukJann karaniıkta kalması için"
hergün yenı bırkaranlık uygulamayla
gündem değiştırdiğini öne sürerek
Taksim camisi projesinin de bu
anlayışın ürünü olduğunu söyledi.
Türkiye'dekı laik, demokratik
kamuoyu ve siyasi parrilerin kadın
kollannı "ortaçağ özlemeilerinin
Türki>e'nin geleceğini değiştirme
çabaianna mevdan vermcmek" üzere
göreve çağırdığını sövleyen
Okuducu. "PartiJerinizin cumhurijeti
tarikatlara peşkeş çekmesine ian
vermeyiniz
r
dedi. Atatürkçü Düşünce
Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Bilge
Bilgiç, demokratik rejimlerde kamu
düzenınin korunabilmesi ıçin ınsanlann
belli kıyafet kurallanna uyması
gerektiğini ıfade ederek "Bugün masurn
türban isteğJ içinde başlayan anlaviş, vann
Türkiye Cumhuriyeti'nin tetnellerini
yıkjnaya yönelik harekete dönüşecektir''
diye konuştu.
Türk Hukukçu Kadınlar Derneğı
Başkanı avukat Aydeniz Tuskan da
hükümetin türban konusunu gündemde
rutması ile yıllardır ögretım
üyesi-öğrenci ve avukat-hâkim arasında
var olan kutuplaşmanın kamu
kurumlanna taşınmak istendiğinı ileri
sürdü.
Adalet Bakanı Kazan, "Üç-beş kişi için kıyamet koparmanın manası var mı?" dedi
6
Aczmendiler Türkiye'nîn hippisf
EVİNGÖKTAŞ
ANKARA-Adalet Bakanı Şev-
ket Kazan, cumhuriyetin laik ve
çağdaş yapısına karşı "şeriat" is-
terniyle Türkiye genelinde her ge-
çen yıl yaygınlaşarak mücadele e-
den Aczmendilen, "Türkiye'nin
hippileri" olarak degerlendirdi.
Kazan, devletin, yurttaşlann kılık
ve kıyafetiyle "uğraşOğuıı'' savu-
narak. " Üç-beş kişi için kıyamet
koparmanın manası var mı" diye
konuştu.
Şeriat istemiyle eylem yapan
Aczmendilerin "tehlike oluştura-
cak"kadarkalabalık olmadıkJan-
nı ileri süren Kazan. "tnsanlaıın
kılık ve kıvafetlerine arOkdevletin
bu kadar müdahale ermemesi ge-
rekir. Bövle, bu tür üç-beş kişiola-
bilir toplumun tcinde. Yani üç-beş
kişi için krvamet koparmanın ma-
nası var mı" diye konuştu.
Kazan, şunlan söyledi:
"Türkiye'de konuşaniann, ko-
nuşmaktan zivadegözlem yapma-
lan gerekir. Bugün işte Kızılav, iş-
te Sıhhiye, işte Ulus: İstanbul'da
işte Sultanahmet,işte Eminönü,iş-
te Bevazıt, işte Konak Meydam.
Gezin dolaşın. Şu tele\iz>on ek-
ranlarmda tartışılan konudan bir
şeyler görüjor musunuz? Ybk
efendim. hayır. Televizjon ekran-
lanna üç-beş tane adanı getirerek
bunlar böyle olmaz. Tablova ba-
kın; Türki>e'nin böyle bir mesele-
si yok. Birtakını insanJar Türki-
ye'dc mesele icat etmeye çaJışrvor-
lar. Yani üç-beş kişi için kıvameti
koparmanın manası var mı? 64^
mihon insan huzur içinde vaşryor
Türkive'de. Bunların içinde birta-
kım insanlar varmış, olabilir. Her
toplumda var. Avrupa'nın da hip-
pileri var. Bunlar da Türkiye'nin
hippüeri Bu insanlan mukayese
etmek için kıyafetleri açısından
konuşuyorum. İ ç-beş kişi birara-
va gclmişler, devleti yıkacaklar-
nuş, bu mümkün mü? Yani artık
kılık kıvafete devletin bu kadar
müdahale etmemesi gerekir. Bu
her şeyden önce demokrasinin ÜJ-
kede olmadifjı \c\x bazı kişiierin
demokrasive tahammüledetnedi-
ği manasına gelir."
Sakallan kesilmedi
EskişehirÖzel Tıp Cezaev i'nde
tutuklu bulunan Aczmendilerin
bugün yapılacak duruşmaya geti-
rilmeyecekleri bildırildi. Acz-
mendilenn. DGM'nın karanna
karşm. saç ve sakallannı kesme-
mekte direnip cezaevinde zikir
yapmaya devam ettikleri belirtil-
di. Ankara ] No'lu DGM'de tu-
tuklu olarak yargılanan 125 Acz-
mendinin. kılık ve kjyafetleri dev-
rim yasalanna aykjn olduğu için
bundan sonraki duruşmalara alın-
mayacaklan kararlaştınlmıştı.
Mahkeme başkanı. Aczmendi-
leri uzun sakallı, sankJı, asa ve
cüppelı olarak duruşmaya gönde-
ren cezaevi savcısı hakkında da
suç duyurusunda bulunmaya
kararvermişti.
Kadın milletvekillerinden laiklîk uyarısı
4
Iran9 Afganistan
ohnak istemiyoruz'ANKARA (Cumhuriyet
Birosu) - Bağımsız Millet-
vekıli Ayseli Göksov ile ka-
dıa kuruluşlan temsilcileri-
nb muhalefet liderlerini
"hiklik ve çağdaş yaşamın
ktrunması" konusunda sı-
kiitırmalannın ardından
dinde bazı kadın milletve-
kileri ortak basın toplantısı
yzmrak "İran, Cezayir ya
diAfganistan olmakistemi-
y«ruz. Gidişat tehlikelL Tür-
baı. şeriatçılann forması.
CımhuriyetçiJer, cumhuri-
yei yıkmak isteyenlerkadar
ceurolmau" mesajı verdı-
leı
TBMM'de önceki gün.
2Cyı aşlcın kadın kuruluşu-
nvn temsılcileri. DYP'den
istfa eden Ayselı Göksoy
öıüerliğinde DSP. ANAP ve
CIP liderlerini zıyaret etti-
leı
Caygılannı dilegetırirken
ö'P'li kadınlara da yükle-
j kadın milletvekıllerınin
ı açıklama ve mesajlan
şöyle:
Imren Aykut: 70 yıJlık
cumhuriyetin temel ilkeleri
hedefleniyor. tnsanlann kı-
lık kıyafetine müdahaleyi
onaylamıyoruz. Ama hukuk
devletinde kamu kuruluşla-
nnda giyim ve davranışla-
nn kurallan vardır. DYP ka-
nadındaki bazı kadın bakan-
lardan olumlu seslergeliyor.
Ancak bunlan sövleyen ba-
kan arkadaşlar kendı bakan-
lık birimlerinı bir dolaşsın-
lar. Tesettürlü kadınlann
oturduğunu görsünler. Bızi
aldatmaya çalışmasınlar.
OyaAraslı: REFAHYOL.
devletin. cumhuriyetin te-
mel nıtelıklerini hedef alı-
yor. Türkiye. yeni bir ana-
yasa] yapıya sokulmak iste-
niyor. İran, Afganistan, Ce-
zayir bu tür girişimler so-
nunda teokratik devlet çık-
mazına sürüklendi.
AyseliGöksoy: Kabuk de-
ğiştirme sürecindeyiz. Ba-
şörtüsünü, Çin'deki Maocu-
lann forması gibi, şeriatın
forması olarak getiriyorlar.
Şimdi bu seçmenJenne me-
saj rru, yoksa bir erken se-
çim hazırlığı mı? "Biz iste-
dik, ama tek başunıza yapa-
madık, bizi tek başunıza ik-
tidara getirinr
mi diyecek-
ler? Ters manada bır reform
yapılmak istenıyor. Burada.
daha önce içinde bulundu-
ğum partıye de esef ediyo-
rum. Sükût etmek. kabul et-
mek demektir. DYP'li kadın
bakanlar ve milletvekıllen
uyuyor mu?
Gencay Güriin: Başörfü
konusu hoşgörü gibi sunu-
luyor. Bunun altında cum-
hunyet ilkelennın değıştiril-
mesı yatıyor. Bu hoşgörü>ii
isteyenlereilerine fırsat geç-
tiğinde, kendileri gıbı dü-
şünmeyenlere a>nı hoşgörü-
>ii gösterecekler mi? Cum-
hunyete baglı kuşaklar. onu
yıkmak ısteyenler kadar ce-
sur ve savaşmaya hazır ol-
malıdır.
MumcuVa karanfil
Gazetenıi/i ziyaret eden İlke Çocuk Kulübü öğrencile-
ri. bömbalı bir suikast sonucu öldürülen gazetemiz >a-
zan tğur Mumcu köşesine karanfil bırakülar. Oğren-
ciler. Mumcu'nun 'çeteleri ortaya çıkardığ? için öldürüldüğü'ne inandıklannı belirttiler. ÇocukJar "Çete-
leri nasıl değerlendiriyorsunuz"' sorusunu da "Pis, iğrenç'" diye yanıtladılar. Gazetemizin servislerini dola-
şarak bir gazetenin nasıl hazııiandığını yerinde gören öğrenciler, gazetelerin en fazla spor savfalannı ve do-
larla aldıklan harçlıklarını takip edebilmek için de ekonomi sayfalannı okuduklannı sövlediler. Gazetele-
rin nasıl basıldığı konuvuna bü> ük merak duyduklan gö/lenen çocuklann, ga/etemizdeki ge/ileri sırasın-
da en eğlendikleri servisise fotoğrafhanenin 'karanlık oda'sı oldu. (Fotoğraf: KADER TUGLA)
ARAYIŞ
TOKTAIV1IŞ ATEŞ
Refahlı Seçmenler
Değerli arkadaşım ve meslektaşım, DSP Millet-
vekili Bülent Tanla'nın gönderdiği "Refahlı Seç-
menler Araştırması" (Aralık 1996) üzerıne epeyce
yazıldı- çizildi. Ancak çok gecıkmeli de olsa, bu ra-
por konusundaki düşüncelerimı ve Refahlı seçme-
nin davranışlan çerçevesindeki değerlendirmemi,
ben de okurlanmla paylaşmak istiyorum.
PİAR-Gallup tarafından yapılan bu araştırma, ge-
rek yöntem, gerek ömek yapısı ve denek sayısı ve
gerekse zamanlama açısından çok ciddı bir araş-
tırma niteliğindedir ve bu nedenle yorumlanması-
na herkesin katkıda bulunması gerekir.
Çok ilginç bir bıçimde, bu araştırmayı yapanla-
rınkimi "yoa/m/a/7na"katılamadığımı,öncelikledi-
le getirmek isterım. Daha doğrusu Refah'ı iktidara
getiren faktörler ve Refahlı seçmenin profıli konu-
sundaki yorumlara katılrnakla birlikte. "Refah Par-
tili seçmenin her koşulda partisının politikalannı
desteklediğı görülmektedir" ve "Refah Partısi'nin
iktidarda bulunduğu süre zarfında yıpranmadığı,
oy potansıyelinde köklü birerozyona uğramadığı,
başbakan vepartisinin desteklendiği görülmekte-
dir" biçiminde dile getirilen yorumlara ciddi itiraz-
lanm vardır.
En basit örnek olarak "Bu pazar bir mılletvekili
genel seçimi olması halinde hangi partiye oy ve-
hleceği" (3.1.2) sorulduğu zaman, gene Refah'a oy
verecegini söyleyenlerin oranı yüzde 81.9'da kal-
maktadır. Yani Refah'a oy verenlerin yüzde 18.1'i,
yani yaklaşık yüzde 20'si Refah'a yenıden oy ver-
meyeceklerini dile getirmektedirler ki o dönemde
yapılan araştırmalara göre Refah'ın oyu yüzde
17'lere düşmüştür ve bu soruya verilen yanıtlan
doğrulamaktadır
Eğer Refah seçimlere katılmazsa kime oy vere-
cekleri sorulduğu zaman da Refahlı seçmenlerden
sadece yüzde 40.1 'i, "Başka partiye oy vermem"
yanıtını vermektedir ki benim tahminlerime göre
gerçekten Refah'ın "militan oy ve seçmenınin"
oranı bu kadardır.
Refah'a oy veren seçmenlerin, "Refah 'ın oy ora-
nının artmasında etkili gördükleri hususlar" arasın-
da en önde gelenler, "RP'nin dığer siyasal parti-
lerden farklı' olanbirpartıolması"(yüzde25.7) ve
"RP ve parti yöneticileh diğer partilere oranla da-
ha dürüsttür" (yüzde 17.3) oimaktadır ki toplam
yüzde 43 olan bu iki yanıttaki imajın, son zaman-
larda epeyce yıprandığına kuşku duyulmaması ge-
rekir. Refah seçmeni, Refah'ın hem pek de "fark-
lı" olmadığını hem de pek "dürüst" olmadığını gör-
müştür.
Refah seçmenine göre Türkiye'nin en önemli so-
runları şunlardır: Anarşı ve terör (yüzde 27.2), enf-
lasyon ve hayat pahaîılığı (yüzde 8.4), demokrasi
ve insan haklan ihlalı (yüzde 6.2), ekonomık geliş-
me ve kalkınma (yüzde 6.9), işsizlik (yüzde 6.2).
Bunların toplamı yuzde 54.9 tutmaktadır kı bir baş-
ka partiye oy veren seçmenlerde de benzer bır tab-
lo elde edilmesi olasıdır.
Türkıye'dekı ekonomik koşullann nasıl olduğu-
na dair bir soruya alınan yanıtlar da beni doğrula-
maktadır. Ekonomik koşullann bır yıl öncesinden
daha iyi olduğunu söyleyen/erın oranı sadece yüz-
de 38'dir. B«- yrt sonra daha iyi olacağını umut eden-
lerin oranı da yüzde 41.5'te kalmaktadır. Bu rakam-
lar, Refahlı seçmenlerin, partilerinin ıcraatından pek
de "umutlu" olmadık/annı ortaya koymaktadır.
Sürekli olarak dile getırdiğimiz bır husus, Refah'a
oy veren seçmenlerden önemli bir bölümünün "adil
düzen"yalanına kanmış oldukları ıdi. "Türkiye'nin
öncelikle çözmesi gereken ekonomik sorununun
ne olduğu" sorusuna verilen yanıtlar da bu görü-
şümüzü doğrular niteliktedır. Yüzde 43.2 ışsızlik,
yüzde 33.3 enflasyon ve fiyatların artışı ve yüzde
9.1 zenginler ve yoksullar arasındaki refah farkını
dile getirmektedirler ki bunların toplamı yüzde 85.6
oimaktadır. Ayrıca Refahlı seçmenin yarısı (yüzde
49.3) Türkıye'de zenginler ve fakirler arasındaki
uçurumun büyüdüğünü düşünmektedirler.
Refahlı seçmenin sadece yüzde 60.6'sı "Anaya-
sada Islami hükümlenn olmasının Türkiye ıçin iyi
olacağını" düşünmektedir.
"Demokratik değerlere zarar vermeden Islami
kurallara uyulabileceğıni düşünen Refahlı seçme-
nin oranı yüzde 51.6'dır. Gene bu seçmenlerden
yüzde 21'/ kadınlann kapalı gıyinmesı ve başörtü
takılmasını yasaklamak istemektedır. Çarşafın ya-
saklanmasını isteyen Refahlı seçmen oranı yüzde
50, toplu taşıma araçlannda kadın ve erkeklehn ay-
nlmasının yasaklanmasını isteyen Refahlı seçmen
oranı yüzde 48'dir. Kadın ve erkeklehn ayn eğiti-
minin yasaklanmasını isteyen Refahlı seçmen ora-
nı da aym, yani yüzde 48'dir.
Refahlı seçmenler arasında. partisinin "yoksul-
lann ve toplumda ezilen kesımlerin partisi" oldu-
ğunu düşünenlerin oranı yüzde 33.1 olarak görül-
mektedir kı bu da bizim "Refahlı" profilımize tü-
müyle uygundur.
Refahlı seçmenin partisinin vaatlerıyle ıcraatının
birbirine uyduğunu söyleyenlerin oranı yüzde
59.4'tür. DYP koalisyonu ve türban konusu dışın-
da Refahlı seçmenin yarıdan fazlası, hükümetin ic:
raatını ya desteklemiyor ya da fikrinin olmadığını
söylüyor. Seçmenlerden sadece yüzde 57.3'ü bu
koalisyondan "güçlenerek" çıkacaklarını düşünü-
yor.
Asfında bu araştırmada çok ilginç sonuçlar var.
Ama yerim o'ar. Ancak öyle sanıyorum ki aldığırn
örnekler, yazımın başında dile getirdiğim hususla-
rı destekliyor. Fakat biz, "Akdeniz ülkesiyız". "Ta-
raftan" olduğumuz "şey"e fazla bağlanırız. Bu ıs-
ter bir parti olsun. ıster bırfutbol takımı. isterse bır
kurum ya da kulüp. Laiklik söz konusu olduğu za-
man yeri göğü birbirine katan ve TBMM'yı basa-
cak kadar gözü kararan DYP'li hanımlar, şimdi Çil-
fer'i neden destekliyorlarsa, bizim Önol'la Işı-
tan,Fenerbahçe uğruna nasıl Ali Şen'ı savunuyor-
larsa, Refahlı seçmenler de partilerine o ölçüde
sahip çıkacaklardır.
Arna acaba nereye kadar? işte orası pek bilin-
mez...
Bakanlıktan memurlara
'göstermelik' sendika
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çalışma ve •
Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, 4 aylık bir
gecikmeden sonra kamu
çahşanlanna bugünkü fıilı
örgütlenmelerinın de
gerisinde bır düzenleme
öngören vasa taslağı
sundu. Memurlara grev ve
toplusözleşme hakkı
tanımayan taslağın
yasalaşması durumunda.
askeri. güvenlik ve yargı
alanlarında çalışan siviller
ile üst düzey kamu
çalışanlannın sendikalı
olmaM da yasaklanarak
kurulu bulunan bazı
sendıkalar kapatılacak.
Konfederasyoniann,
taslakla ılgılı göriışlennı
ve djğijiklık onenlennı 3
şubat pazartesı günü
bakanlığa ıleteceklen
bıldınldı.