25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M> OCAK1997IERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dev.etts dini düzen isteyen RP'ye Anayasa Mahkemesi kararlan engel 'Türban devletî dinsefleştirir'AJVKAJU (Cnnhurivet Bürosu) - FP'nin. kanu çaltanlan ve üniversite öŞrencileriıe türba serbestisi getirerek kamu düzeııni din.elleştırme girişımi- m. Anayasi Mahkenesi 'rün türbanın la- ü devlet dizeni vekamu hukukuna ay- kn olduğu yönünlekı kararlan engel ouşturuyor Yükstk mahkeme. çeşitli kirarlannda. "\asâar dine dayanamaz vı bağlananaz. YasJar,ilkcHcrini dinden dcğfl yaşamian \e hıkuktan aJmazlarsa. hıkuk devlrti niteiği zedelenir. Ulusal dfvlette, her din içiı ayrı yasal düzenle- meolanuu-görû^üıü bildirdi. RP"nin rirban scbestı getirilmesine ilişkin girişinleri. ytsal düzenlemelerın anayâSaya uygunbgunu denetleyen Anayasa Mıhkem<si'nin geçmiş dö- nenlerde bu<onudad kararîannı günde- megetirdi. lurgutCzaTınbaşbakanlığı döneminde iniversie öğrencilerine tür- ban serbestia getıreı 254" sayılı YÖK Yasası 'nda değışıkJik yapılmasına ilişkin yasa, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi. Yüksek mahkemenin 5 Temmuz 1989 tarihinde yayımlanan gerekçeh ka- rannda, türban serbestisi getiren yasa- nın uygulama alanının devlet kurumlan olduğuna işaret edilerek şövle denildi: "Devlet birimlerindeki giysilerie özel- liği gereği kinıi meslek givsileri dışında, kadınlarevde, sokakta,özelişyerierinde, tarlada, bağda-bahçede, yazukta. inanç- lan, gelenek vegörenekleri gereği istedik- lerini giyinebilmektedir. Diizenleme, de\- let kuruluşian olan yükseköğretim ku- rumlannda. gi\ sinin bir parçası da sa\> labiJecek başörtüsü kullanuruyla ilgilidir. Sorun, biryasal düzenlemenin din kurai- larına. dinsel inançlara ve gerekJere göre yapıhpyapılmayacağı noktasında yoğun- laşmaktadır... Önemli olan bir düzenle- menin dine göre yapılıp yapılamavacağf- dır." Kararda, düzenlemenin. kamu kuru- luşlannda dinsel kökenli bir kurala ge- çerlik kazandırarak giyimle din arasın- da doğrudan ilışki kurması nedeniyle anayasanın laikliğı düzenleyen 2. ve 24. maddesi yönünden de incelendıği belir- tildı. Kararda. aynntılı bir laıkJik değer- lendırmesıne yer verilirken sonuç bölü- münde iptal gerekçeleri özetle şöyle açıklandı: - LaıkJik. devlet ve toplumun karşılık- lı laik tutumunu da ıçenr. Bu da birleş.- tiricilikJe sonuçlanır. Birleştiricilık. din- selbağdadeğıl. Atatürk millıvetçiliğin- de. ulus bağında. ulusal değerlerdedır. Jncelenen yasa maddesi ıse dinsel inanç gereğine yer vererek Atatürk milltyetçi- liği iîkesiyle çelişmektedir. - Dava konusu madde "dini inanç se- bebiyfe—" ibaresini taşıdığından demok- ratikJik ilkesine ters düşmektedir. Ulusal egemenlik kavramı. demokratık yapının temelidır. Demokratik düzen ise dinsel gereklen egemen lulmayı amaçlayan. şe- riat düzenınin karşıtıdır. Dinsel gerekle- ri. yönetimle ağırlık \eren bir düzenle- me demokratık olamaz. Demokratik devlet. ancak laik dev lettir. Dinsel gerek- li dilzenlemeler. dinsel çabalan, zorla- malan, bunlar da dinsel aynlıklan geti- rir. Sonuçta demokrasınin özgürlükçü, çoğulcu, hoşgörücü nıteliği kalmaz. - Laiklık, bıreysel, toplumsal düzeyde ve devlet işlerinde metafizık dışında öz- gür düşünce gereklerine bağlanır. Kı'şi- sel ve toplumsaJ yasamın sıyasal yön- den düzenlenmesınde akJın ve bilimin gereklerini zorunlu kalar. Herhangi bir dinin teolojik baskısına uyulmasını ön- ler. Bu nedenlerle incelenen kural iaik- lik ılkesiyle uvuşmamaktadır. - Din. ulustan kaynaklanan bir değer olmadığtndan temelini ulusal istencin oluşturduğu bir düzende hukuk kaynagı sayılması olanaksızdır. Egemenlifın ulusta oluşuna dayanan hukuk düzenin- de tannsal buyruklara dayalı ilahi istenç arasında ılişki kurulamaz. - Yasalardine dayanamaz ve bağlana- maz. Yasalar, ilkelerinı dinden değil ya- şamdan ve hukuktan almazlarsa, hukuk devleti nıteliği zedelenir. Dine dayanan yasalar. vicdan özgürlüğünü benimse- mediğinden her din için a>n yasa gere- ği ortaya çıkanr. Ulusal bir deviette bu tür bir düzenleme olamaz. Böyle düzen- lemeler. din kurallannı benımsemeyen- Jeriçin baskı aracı sayılabileceği gibi ay- n dinier içın de a)nlık aracı olur. - Egemenliğin bağsız koşulsuz ulusta olması ilkesi, dinde olmadıgının kanıtı- dır. Cumhuriyet, ulusal egemenlığin hu- kuksal bıçimi olduğundan. dinsel olgu- lann etkisi dışındadır. Teokratik devlet düzeni laik olmaz. ama dinlere hoşgörü- lü bakabilir. Türban 'RP'den geri adırn yok' A.NKARA (Curoluriyet Bürosu)- Hükimetin <P ka- nadının kamu kurum v: kuru- luşlannda türbın takılnasına olanak sağlayacak yöıetme- lik değışiklığirı uygulımaya koyma planınn koalijyonda yarattığı sıkınt sürüy>r. RP Grup Başkanvekıli sâlh Ka- pusuz. bu konuda ger adım atmalannın söz konusu ola- mayacagını. DYP'li bszı ba- kanlanntepkilıaçıkJanalan- nın hıçbirbağlayıcılıgı bulun- madığınj belırterek "Hedefî- tniz insan haklannın ditkate alınması. Bu >asakçı nuntığı kabul etmemizsöz konısu de- ğil*' dedi. DYP Grup Başkan- vekilı Ali Rıza GdniJ ise RP'nın kamu kuruluşlannda getirmek istediğı düzen eme- nin protokole aykın olduğu- na dikkat çekti. RP Grup Ba$kanvekJIi Sa- lih Kapusuz, dün parlarrento- da düzenledığı basın toolan- tısında MehroetAldrin"Ta- rih tekerrürden ibaret derier. İbret aluısaydı tsaih tektrrür mü eder" dızelenni anımsa- tarak herkesın tarihten ders alması gerektıgını sö)ledı. Son günlerde birhükümet bu- nalımı oldugu ızlenimi yara- tılmak istendiğinı belirten Sa- lih Kapusuz. "Bazı hükâmet yetkilileri kişisel göriişlerini açıklannşlandır. OnJann »çık- lamaJannın hiçbir bağlajıcıb- ğıyoktur"dedı. Kapusuz ka- mu kurum ve kuruluşlannda türban serbestisi, kurbar, de- rilerinın Türk Hava Kuru- mu'na bagışını öngören yö- netmeligin değiştırilmesi. ka- rayoluyla hacca gidilmesi ve Taksim'e cami yapılmasına ilişkin girişimlenn hükümet bunalımını tırmandırdıgının öne sürüldüğünü belirttı. DYP Grup Başkanvekili Alı Rıza Gönül. RP'nın gün- demi türbanda odaklandır- masından duyduklan sıkıntı- yı "Türkiye'ninönceliklime- selesi bu değfl" görüşüyle di- ie getirdi. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) İstanbul Habcr Senisi - CHP Kadın Kollan, Türk Kadınlar Birliğı, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi kadınlar, RP'nin türbanı yasallaştırma girişimlerini "peçe"yle protesto ettiler. Kadınlar, >"üzlerindeki peçeleri "Tarihin Karanlığı-Taribin Çöplüğii" yazılı kutuya attılar. Taksim Atatürk Anıtı önünde dün bir araya gelen kadınlar. RP'nin türbanı yasallaştırma girişimıne karşı çıkmak ıçin laik kadın örgütlerine güçbirliği çağnsında bulundular. CHP tstanbul tl Başkanı MehmetAJi Özpolat'ın da katıldığı açıkhmada. ~ lansu politik acı-Hacının kölesi bacı", "Örtülü mafva. örtülii Meclis istemiyoruz", "Ödenegini örttü. sıra bize mi gekü" ve "Peçeli çetelere son" yazılı dövizJer taşıyan kadınlar. önce ellerindeki peçelerle yüzlerinı kapadılar. Daha sonra peçeleri çıkaran kadınlar. üzerinde "Tarihin Karanuğı-Tarihin Çöplüğü'* yazısı yer alan bir kutuya artılar. CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu, Refah Partisi 'nin türbanı bir tür şeriat üniforması olarak gördüğünü belirterek "Bütün Türkiye bunun masum bir inanç örtünmesi olmadığını çok iyi bilmelidir" dedi. Okuducu, REFAHYOL hükümetinin "SusuriukJann karaniıkta kalması için" hergün yenı bırkaranlık uygulamayla gündem değiştırdiğini öne sürerek Taksim camisi projesinin de bu anlayışın ürünü olduğunu söyledi. Türkiye'dekı laik, demokratik kamuoyu ve siyasi parrilerin kadın kollannı "ortaçağ özlemeilerinin Türki>e'nin geleceğini değiştirme çabaianna mevdan vermcmek" üzere göreve çağırdığını sövleyen Okuducu. "PartiJerinizin cumhurijeti tarikatlara peşkeş çekmesine ian vermeyiniz r dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Bilge Bilgiç, demokratik rejimlerde kamu düzenınin korunabilmesi ıçin ınsanlann belli kıyafet kurallanna uyması gerektiğini ıfade ederek "Bugün masurn türban isteğJ içinde başlayan anlaviş, vann Türkiye Cumhuriyeti'nin tetnellerini yıkjnaya yönelik harekete dönüşecektir'' diye konuştu. Türk Hukukçu Kadınlar Derneğı Başkanı avukat Aydeniz Tuskan da hükümetin türban konusunu gündemde rutması ile yıllardır ögretım üyesi-öğrenci ve avukat-hâkim arasında var olan kutuplaşmanın kamu kurumlanna taşınmak istendiğinı ileri sürdü. Adalet Bakanı Kazan, "Üç-beş kişi için kıyamet koparmanın manası var mı?" dedi 6 Aczmendiler Türkiye'nîn hippisf EVİNGÖKTAŞ ANKARA-Adalet Bakanı Şev- ket Kazan, cumhuriyetin laik ve çağdaş yapısına karşı "şeriat" is- terniyle Türkiye genelinde her ge- çen yıl yaygınlaşarak mücadele e- den Aczmendilen, "Türkiye'nin hippileri" olarak degerlendirdi. Kazan, devletin, yurttaşlann kılık ve kıyafetiyle "uğraşOğuıı'' savu- narak. " Üç-beş kişi için kıyamet koparmanın manası var mı" diye konuştu. Şeriat istemiyle eylem yapan Aczmendilerin "tehlike oluştura- cak"kadarkalabalık olmadıkJan- nı ileri süren Kazan. "tnsanlaıın kılık ve kıvafetlerine arOkdevletin bu kadar müdahale ermemesi ge- rekir. Bövle, bu tür üç-beş kişiola- bilir toplumun tcinde. Yani üç-beş kişi için krvamet koparmanın ma- nası var mı" diye konuştu. Kazan, şunlan söyledi: "Türkiye'de konuşaniann, ko- nuşmaktan zivadegözlem yapma- lan gerekir. Bugün işte Kızılav, iş- te Sıhhiye, işte Ulus: İstanbul'da işte Sultanahmet,işte Eminönü,iş- te Bevazıt, işte Konak Meydam. Gezin dolaşın. Şu tele\iz>on ek- ranlarmda tartışılan konudan bir şeyler görüjor musunuz? Ybk efendim. hayır. Televizjon ekran- lanna üç-beş tane adanı getirerek bunlar böyle olmaz. Tablova ba- kın; Türki>e'nin böyle bir mesele- si yok. Birtakını insanJar Türki- ye'dc mesele icat etmeye çaJışrvor- lar. Yani üç-beş kişi için kıvameti koparmanın manası var mı? 64^ mihon insan huzur içinde vaşryor Türkive'de. Bunların içinde birta- kım insanlar varmış, olabilir. Her toplumda var. Avrupa'nın da hip- pileri var. Bunlar da Türkiye'nin hippüeri Bu insanlan mukayese etmek için kıyafetleri açısından konuşuyorum. İ ç-beş kişi birara- va gclmişler, devleti yıkacaklar- nuş, bu mümkün mü? Yani artık kılık kıvafete devletin bu kadar müdahale etmemesi gerekir. Bu her şeyden önce demokrasinin ÜJ- kede olmadifjı \c\x bazı kişiierin demokrasive tahammüledetnedi- ği manasına gelir." Sakallan kesilmedi EskişehirÖzel Tıp Cezaev i'nde tutuklu bulunan Aczmendilerin bugün yapılacak duruşmaya geti- rilmeyecekleri bildırildi. Acz- mendilenn. DGM'nın karanna karşm. saç ve sakallannı kesme- mekte direnip cezaevinde zikir yapmaya devam ettikleri belirtil- di. Ankara ] No'lu DGM'de tu- tuklu olarak yargılanan 125 Acz- mendinin. kılık ve kjyafetleri dev- rim yasalanna aykjn olduğu için bundan sonraki duruşmalara alın- mayacaklan kararlaştınlmıştı. Mahkeme başkanı. Aczmendi- leri uzun sakallı, sankJı, asa ve cüppelı olarak duruşmaya gönde- ren cezaevi savcısı hakkında da suç duyurusunda bulunmaya kararvermişti. Kadın milletvekillerinden laiklîk uyarısı 4 Iran9 Afganistan ohnak istemiyoruz'ANKARA (Cumhuriyet Birosu) - Bağımsız Millet- vekıli Ayseli Göksov ile ka- dıa kuruluşlan temsilcileri- nb muhalefet liderlerini "hiklik ve çağdaş yaşamın ktrunması" konusunda sı- kiitırmalannın ardından dinde bazı kadın milletve- kileri ortak basın toplantısı yzmrak "İran, Cezayir ya diAfganistan olmakistemi- y«ruz. Gidişat tehlikelL Tür- baı. şeriatçılann forması. CımhuriyetçiJer, cumhuri- yei yıkmak isteyenlerkadar ceurolmau" mesajı verdı- leı TBMM'de önceki gün. 2Cyı aşlcın kadın kuruluşu- nvn temsılcileri. DYP'den istfa eden Ayselı Göksoy öıüerliğinde DSP. ANAP ve CIP liderlerini zıyaret etti- leı Caygılannı dilegetırirken ö'P'li kadınlara da yükle- j kadın milletvekıllerınin ı açıklama ve mesajlan şöyle: Imren Aykut: 70 yıJlık cumhuriyetin temel ilkeleri hedefleniyor. tnsanlann kı- lık kıyafetine müdahaleyi onaylamıyoruz. Ama hukuk devletinde kamu kuruluşla- nnda giyim ve davranışla- nn kurallan vardır. DYP ka- nadındaki bazı kadın bakan- lardan olumlu seslergeliyor. Ancak bunlan sövleyen ba- kan arkadaşlar kendı bakan- lık birimlerinı bir dolaşsın- lar. Tesettürlü kadınlann oturduğunu görsünler. Bızi aldatmaya çalışmasınlar. OyaAraslı: REFAHYOL. devletin. cumhuriyetin te- mel nıtelıklerini hedef alı- yor. Türkiye. yeni bir ana- yasa] yapıya sokulmak iste- niyor. İran, Afganistan, Ce- zayir bu tür girişimler so- nunda teokratik devlet çık- mazına sürüklendi. AyseliGöksoy: Kabuk de- ğiştirme sürecindeyiz. Ba- şörtüsünü, Çin'deki Maocu- lann forması gibi, şeriatın forması olarak getiriyorlar. Şimdi bu seçmenJenne me- saj rru, yoksa bir erken se- çim hazırlığı mı? "Biz iste- dik, ama tek başunıza yapa- madık, bizi tek başunıza ik- tidara getirinr mi diyecek- ler? Ters manada bır reform yapılmak istenıyor. Burada. daha önce içinde bulundu- ğum partıye de esef ediyo- rum. Sükût etmek. kabul et- mek demektir. DYP'li kadın bakanlar ve milletvekıllen uyuyor mu? Gencay Güriin: Başörfü konusu hoşgörü gibi sunu- luyor. Bunun altında cum- hunyet ilkelennın değıştiril- mesı yatıyor. Bu hoşgörü>ii isteyenlereilerine fırsat geç- tiğinde, kendileri gıbı dü- şünmeyenlere a>nı hoşgörü- >ii gösterecekler mi? Cum- hunyete baglı kuşaklar. onu yıkmak ısteyenler kadar ce- sur ve savaşmaya hazır ol- malıdır. MumcuVa karanfil Gazetenıi/i ziyaret eden İlke Çocuk Kulübü öğrencile- ri. bömbalı bir suikast sonucu öldürülen gazetemiz >a- zan tğur Mumcu köşesine karanfil bırakülar. Oğren- ciler. Mumcu'nun 'çeteleri ortaya çıkardığ? için öldürüldüğü'ne inandıklannı belirttiler. ÇocukJar "Çete- leri nasıl değerlendiriyorsunuz"' sorusunu da "Pis, iğrenç'" diye yanıtladılar. Gazetemizin servislerini dola- şarak bir gazetenin nasıl hazııiandığını yerinde gören öğrenciler, gazetelerin en fazla spor savfalannı ve do- larla aldıklan harçlıklarını takip edebilmek için de ekonomi sayfalannı okuduklannı sövlediler. Gazetele- rin nasıl basıldığı konuvuna bü> ük merak duyduklan gö/lenen çocuklann, ga/etemizdeki ge/ileri sırasın- da en eğlendikleri servisise fotoğrafhanenin 'karanlık oda'sı oldu. (Fotoğraf: KADER TUGLA) ARAYIŞ TOKTAIV1IŞ ATEŞ Refahlı Seçmenler Değerli arkadaşım ve meslektaşım, DSP Millet- vekili Bülent Tanla'nın gönderdiği "Refahlı Seç- menler Araştırması" (Aralık 1996) üzerıne epeyce yazıldı- çizildi. Ancak çok gecıkmeli de olsa, bu ra- por konusundaki düşüncelerimı ve Refahlı seçme- nin davranışlan çerçevesindeki değerlendirmemi, ben de okurlanmla paylaşmak istiyorum. PİAR-Gallup tarafından yapılan bu araştırma, ge- rek yöntem, gerek ömek yapısı ve denek sayısı ve gerekse zamanlama açısından çok ciddı bir araş- tırma niteliğindedir ve bu nedenle yorumlanması- na herkesin katkıda bulunması gerekir. Çok ilginç bir bıçimde, bu araştırmayı yapanla- rınkimi "yoa/m/a/7na"katılamadığımı,öncelikledi- le getirmek isterım. Daha doğrusu Refah'ı iktidara getiren faktörler ve Refahlı seçmenin profıli konu- sundaki yorumlara katılrnakla birlikte. "Refah Par- tili seçmenin her koşulda partisının politikalannı desteklediğı görülmektedir" ve "Refah Partısi'nin iktidarda bulunduğu süre zarfında yıpranmadığı, oy potansıyelinde köklü birerozyona uğramadığı, başbakan vepartisinin desteklendiği görülmekte- dir" biçiminde dile getirilen yorumlara ciddi itiraz- lanm vardır. En basit örnek olarak "Bu pazar bir mılletvekili genel seçimi olması halinde hangi partiye oy ve- hleceği" (3.1.2) sorulduğu zaman, gene Refah'a oy verecegini söyleyenlerin oranı yüzde 81.9'da kal- maktadır. Yani Refah'a oy verenlerin yüzde 18.1'i, yani yaklaşık yüzde 20'si Refah'a yenıden oy ver- meyeceklerini dile getirmektedirler ki o dönemde yapılan araştırmalara göre Refah'ın oyu yüzde 17'lere düşmüştür ve bu soruya verilen yanıtlan doğrulamaktadır Eğer Refah seçimlere katılmazsa kime oy vere- cekleri sorulduğu zaman da Refahlı seçmenlerden sadece yüzde 40.1 'i, "Başka partiye oy vermem" yanıtını vermektedir ki benim tahminlerime göre gerçekten Refah'ın "militan oy ve seçmenınin" oranı bu kadardır. Refah'a oy veren seçmenlerin, "Refah 'ın oy ora- nının artmasında etkili gördükleri hususlar" arasın- da en önde gelenler, "RP'nin dığer siyasal parti- lerden farklı' olanbirpartıolması"(yüzde25.7) ve "RP ve parti yöneticileh diğer partilere oranla da- ha dürüsttür" (yüzde 17.3) oimaktadır ki toplam yüzde 43 olan bu iki yanıttaki imajın, son zaman- larda epeyce yıprandığına kuşku duyulmaması ge- rekir. Refah seçmeni, Refah'ın hem pek de "fark- lı" olmadığını hem de pek "dürüst" olmadığını gör- müştür. Refah seçmenine göre Türkiye'nin en önemli so- runları şunlardır: Anarşı ve terör (yüzde 27.2), enf- lasyon ve hayat pahaîılığı (yüzde 8.4), demokrasi ve insan haklan ihlalı (yüzde 6.2), ekonomık geliş- me ve kalkınma (yüzde 6.9), işsizlik (yüzde 6.2). Bunların toplamı yuzde 54.9 tutmaktadır kı bir baş- ka partiye oy veren seçmenlerde de benzer bır tab- lo elde edilmesi olasıdır. Türkıye'dekı ekonomik koşullann nasıl olduğu- na dair bir soruya alınan yanıtlar da beni doğrula- maktadır. Ekonomik koşullann bır yıl öncesinden daha iyi olduğunu söyleyen/erın oranı sadece yüz- de 38'dir. B«- yrt sonra daha iyi olacağını umut eden- lerin oranı da yüzde 41.5'te kalmaktadır. Bu rakam- lar, Refahlı seçmenlerin, partilerinin ıcraatından pek de "umutlu" olmadık/annı ortaya koymaktadır. Sürekli olarak dile getırdiğimiz bır husus, Refah'a oy veren seçmenlerden önemli bir bölümünün "adil düzen"yalanına kanmış oldukları ıdi. "Türkiye'nin öncelikle çözmesi gereken ekonomik sorununun ne olduğu" sorusuna verilen yanıtlar da bu görü- şümüzü doğrular niteliktedır. Yüzde 43.2 ışsızlik, yüzde 33.3 enflasyon ve fiyatların artışı ve yüzde 9.1 zenginler ve yoksullar arasındaki refah farkını dile getirmektedirler ki bunların toplamı yüzde 85.6 oimaktadır. Ayrıca Refahlı seçmenin yarısı (yüzde 49.3) Türkıye'de zenginler ve fakirler arasındaki uçurumun büyüdüğünü düşünmektedirler. Refahlı seçmenin sadece yüzde 60.6'sı "Anaya- sada Islami hükümlenn olmasının Türkiye ıçin iyi olacağını" düşünmektedir. "Demokratik değerlere zarar vermeden Islami kurallara uyulabileceğıni düşünen Refahlı seçme- nin oranı yüzde 51.6'dır. Gene bu seçmenlerden yüzde 21'/ kadınlann kapalı gıyinmesı ve başörtü takılmasını yasaklamak istemektedır. Çarşafın ya- saklanmasını isteyen Refahlı seçmen oranı yüzde 50, toplu taşıma araçlannda kadın ve erkeklehn ay- nlmasının yasaklanmasını isteyen Refahlı seçmen oranı yüzde 48'dir. Kadın ve erkeklehn ayn eğiti- minin yasaklanmasını isteyen Refahlı seçmen ora- nı da aym, yani yüzde 48'dir. Refahlı seçmenler arasında. partisinin "yoksul- lann ve toplumda ezilen kesımlerin partisi" oldu- ğunu düşünenlerin oranı yüzde 33.1 olarak görül- mektedir kı bu da bizim "Refahlı" profilımize tü- müyle uygundur. Refahlı seçmenin partisinin vaatlerıyle ıcraatının birbirine uyduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 59.4'tür. DYP koalisyonu ve türban konusu dışın- da Refahlı seçmenin yarıdan fazlası, hükümetin ic: raatını ya desteklemiyor ya da fikrinin olmadığını söylüyor. Seçmenlerden sadece yüzde 57.3'ü bu koalisyondan "güçlenerek" çıkacaklarını düşünü- yor. Asfında bu araştırmada çok ilginç sonuçlar var. Ama yerim o'ar. Ancak öyle sanıyorum ki aldığırn örnekler, yazımın başında dile getirdiğim hususla- rı destekliyor. Fakat biz, "Akdeniz ülkesiyız". "Ta- raftan" olduğumuz "şey"e fazla bağlanırız. Bu ıs- ter bir parti olsun. ıster bırfutbol takımı. isterse bır kurum ya da kulüp. Laiklik söz konusu olduğu za- man yeri göğü birbirine katan ve TBMM'yı basa- cak kadar gözü kararan DYP'li hanımlar, şimdi Çil- fer'i neden destekliyorlarsa, bizim Önol'la Işı- tan,Fenerbahçe uğruna nasıl Ali Şen'ı savunuyor- larsa, Refahlı seçmenler de partilerine o ölçüde sahip çıkacaklardır. Arna acaba nereye kadar? işte orası pek bilin- mez... Bakanlıktan memurlara 'göstermelik' sendika ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve • Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 4 aylık bir gecikmeden sonra kamu çahşanlanna bugünkü fıilı örgütlenmelerinın de gerisinde bır düzenleme öngören vasa taslağı sundu. Memurlara grev ve toplusözleşme hakkı tanımayan taslağın yasalaşması durumunda. askeri. güvenlik ve yargı alanlarında çalışan siviller ile üst düzey kamu çalışanlannın sendikalı olmaM da yasaklanarak kurulu bulunan bazı sendıkalar kapatılacak. Konfederasyoniann, taslakla ılgılı göriışlennı ve djğijiklık onenlennı 3 şubat pazartesı günü bakanlığa ıleteceklen bıldınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle