Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
l
Çocuklara sahip
çıkalım'
• İstanbul Haber Servisi -
ANAP ll Kadm Kollan
Başkanı Sevgı Turanlı.
Manisa'da liseli gençlerin
işkencevle alınan ifadelere
dayanılarak toplam 76 yıla
mahkûm edilmelerini
protesto ederek
"Çocuklanmıza sahip
çıkalım" kampanyası
başlattı. Sevgi Turanlı,
ANAP lstanbul tl
Merkezfnde. ll Başkanı
Erdal Aksoy ıle bırlikte
düzenlediğı toplantıda.
ANAP'ın TBMM"ye
sunduğu kanun teklifine
destek istedi
ÇHD'den Göktepe
ppotestosu
• İstanbul Haber Servisi -
Çağdaş HukukçularDerneğı
(ÇHD) Metın Göktepe
Hukuk Komisyonu üyeleri ve
Göktepe ailesi. Göktepe'yi
öldüımekten sanık polislerin
gizlice ifadelerinın
alınmasını protesto ettı. Eyüp
Adliyesi'nde basın
açıklaması yaptıklan sırada
oıtaya çıkan bır kişı.
Göktepe'nin polisler
tarafından dövüldüğünü
gördüğünü öne sürdü.
Mahkemede tanıklık
yapacağını belirten En\er
Bök'ün ıfadelennı çelişkılı
bulan Göktepe ailesi avukatı
Kamil Tekin Sülek. "Bu
şahsın polis tarafından ortaya
çıkanldığı kuşkusundayım"'
dedi.
Çiller-Perinçek
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Genel
Başkanı, Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller'in eşi Özer Çiller'in,
Işçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek hakkında
kişilık haklanna hakaret
ettiği savıyla açtığı 5 milyar
liralık tazmınat davasının
gcrülmesine Ankara 3.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde
başlandı. Çiller'in avukatlan,
"nahkemeye sunulan Özer
Çıller ile yabancı bir firma
ansında yapılan şirketin
kuruluş anlaşması sözleşme
metni ve bu kurulan şırket
kanalıyla Rusya'dan getınlen
nûkleer maddelerin devlet
gûcü kullanılarak
Amanya'va sevk edildiği
yelundaki beyanlann, gazete
ve dergi haberlerinin kanıt
olımayacağını" savundular.
Mahkeme yargıcı, eksik
belgelerin tamamlanması
anacıyla duruşmayı erteledi.
Eski MÎT'çi Nuri Gündeş, Susurluk Araştırma Komisyonu'na açıkladı
'Ozer Bey'e rapor verdim'
AYŞE SAYIN
ANKARA-TBMM Susurluk Araştırma
Komisyonu'na bılgi veren eski MİT tstan-
bul Bölge Sorumlusu Nuri Gündeş. hazır-
ladıkları bazı raporlan, dönemın Başbaka-
nı, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çiller'in yoğunluğu nede-
niyle eşi Özer Uçuran Çiller'e verdiğini
açıkladı.
Komisyona bilgi veren katliam zanlısı
ülkücü Abdullah Çatiı'nın şoforü Habip
Aslantürk de Çatlı ile Ankara'ya yaptığı bir
gezide DYP Şanhurfa Mılletvekili Sedat
Bucak'la görüştüğünü, bırlikte MHP'ye ya-
kınlığıylabilinenSazakailesineait Yüksel
Inşaat'a da gittiklerini savundu.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyo-
nu, 1980 sonrasında ülkücülerin Ermeni te-
rör örgütü ASALA'ya karşı kullanıldığı
savlan ile ilgili olarak Milli Istihbarat Teş-
kilatı'nın (MİT) eski tstanbul Bölge So-
rumlusu Nuri Gündeş'ı dınledi. Gündeş,
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dan
sonra Susurluk Komisyonu'nda Özer Çil-
ler'i zan altında bırakabilecek açıklamalar
yapan ikinci ısım oldu.
Gündeş, Çiller'ın Başbakanlığı döne-
minde MİT lstanbul Bölge Sorumlulu-
ğu'na getirildiğini, bu göreve getırilmesin-
de halen DYP Kilis Milletvekili DoğanGü-
reş'in etkisi olduğunu söyledi. Görev yap-
tığı dönemde Başbakanlığa bilgi vermek
için hazırladıklan bazı raporlan Özer Çil-
ler'e verdiğini aktaran Gündeş, bunun ge-
rekçesini şöyle açıkladı:
"Tansu Hanım. Başbakan olduğu için
çokyoğun programı olurdu. Görüşmek zor
olurdu. O zaman ben bazı raporlan Özer
Bey'e bırakırdım. Bazen de Tansu Ha-
nım'ui özel kalemine bırakırdım."
Gündeş. ülkücülerin ASALA'ya karşı
kullanılıp kullanılmadığı yönündeki birso-
ruya şu karşılığı verdi:
"Ben Abdullah ÇatlTvı da Haluk Kır-
cı'yı da tanınam, ancak dev let bu rip kişile-
ri doğrudan ASALA'ya karşı kullanmaz.
Ancak istihbarat amaçh kullanılnuş olabi-
lir."
'Kım, ÇaÜTnın şirketine gelirdi'
Komisyona bılgi veren Abdullah Çat-
lı'nın şoforü Habip Aslantürk de Çatlı'nın
şırketlerinde şoforlük yaptığını anlattı. tşe
Çatlı'nın sahibi olduğu Sultanteks'te baş-
ladığını. daha sonra Çatlı'nın Ahmet Bay-
dar'la ortağı olduğu Baysa "da devam etti-
ğinı anlatan Aslantürk. "BenÇatiı'vı 'Meh-
met Özbay" olarak tamyordum. Öldükten
sonra Çatb'nın khn oldugunu öğrendim.
Baysa'daki bütün personel çok şaşırdı" de-
di. 1980 öncesı Türkıye Işçi Partilı 7 gen-
cın öldürülmesi eyleminde Çatlı ile birlık-
te suçlanan ve mahkûm olan Haluk Kır-
cı'nın, zaman zaman Baysa adlı şirkete gel-
diğini aktaran Aslantürk. u
Çath,Sami Hoş-
tan'la da tanışırdı. Ama ne komışurlardı,
negörüşüıierdi bUemem" dedi. Aslantürk,
Çatlı'nın süreklı sılah taşıdığını söyledi.
Çatlı"dan "•Mehmet abi" diye söz eden
Aslantürk, özetle şu bılgileri verdi:
u
Mehmet abi, Ahmet Baydar'Ia ortak ol-
duğu Baysa adlı şirkete a>da bir-iki kez ge-
lirdL Beraberindekelli-feÛi adamlar olurdu.
Mehmet abi, Sami Hoştan'ı da tanırdi, çün-
kü bir kere onlan beraber gördüm. Ama ne
görüşürlerdi. ne konuşurlardı bilmem.
Omer Lütfü Topal'ı tamyıp tanımadığını
bilmiyorum, hiç görmedim. Bir keresinde
beraber Ankara "\ a geldik. Sedat Bucak'ın
bürosuna gittik. Bir kez de Yüksel İnşaat'a
gittik. Gonca Us'la Mehmet abi bırlikte ya-
şariardı. AtaköVde bir e> fufmuşlardı. Sık
sık Abdullah adlı restorana giderlcrdi."
Komısyon üyesi FikriSağlar'ın getirdiği
Argun Çetin. Uğur Mumcu suikastını
düzenleyen kişileri eğittigını söyledi.
Çetin'nın daha önce Aydınlık dergisi ile
Kanal D'ye giderek aynı iddialan tekrar-
ladığı öğrenildi. Yapılan araştırmada ise
akıl tedavısi gördüğü ortaya çıkan Çetin
cıddiye ahnmadı.
Danıştay yürütmeyi durdurdu
'Ramazan mesaisi'
yargıdan döndü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-REFAHYOL hüİcü-
metinın "kamudüzeninidin-
selkştirme" gınşimleri ara-
sında sayılan "deviete rama-
zan düzeni" uygulaması yar-
gıdan döndü. Danıştav 12.
Daıresı, devlette mesai saat-
lerini iftar saatlerine göre dü-
zenleyen Bakanlar Kurulu
karanna yürürlügü durdurma
karan verdi
Danıştay 12. Dairesi, Bar-
tın Adlıyesı Yazıişlen Müdü-
rü Abdurrahman Güzel-
gûn'ün, memurlann mesaı
saatlennin ıftar saatlerine gö-
re düzenlenmesini öngören
Bakanlar Kurulu karannm
iptali istemiyle açtığı davada
yürürlüğün durdurulmasını
kararlaştırdı. Daıre. düzenle-
menın anayasanın başlangıç
hükümlenyle. laiklık ilkesmı
düzenleyen 2.10 ve 24. mad-
desıne aykın olduğuna oy-
çokluğuyla karar verdi. Kara-
ra muhalif kalan üyelenn,
başvurunun "menfaatilişkisi
yönünden" reddedilmesı ge-
rektigıni savunduklan öğre-
nildi. Karara yapılması olası
ıtıraz, Danıştay 1dan Dava
Daireleri Genel Kurulu'nda
görüşülecek.
Bakanlar Kurulu, iftar sa-
atlerinı dikkate alarak yaptı-
ğı düzenleme çerçevesinde,
13 ocak-8 şubat günlen ara-
sındaki mesaı saatlenni, 1 sa-
atlik geri almayla 08.00-
12.00 < 12.30-16.30 olarak
belirlemişri. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın de o-
naylamasının ardından karar,
Resmi Gazete'de 18 ocakta
yayımlanmıştı.
Karar uyannca. ıftar saat-
lerine göre ayarlanan mesaı
bitimi, bugünden itibaren
16.30'dan tekrar 17.30"a kay-
dınlacak. Danıştay'm.karar-
nameyi esastan ıncelemeye
alma süresinın genellıkle en
erken ıkı haftayı bulduğu; ip-
tal karan çıkmasa da rama-
zan ayının sona erdiği 8 şu-
battan önce tekrar iftara göre
mesaı düzenlemesıne gıdıl-
mesinin zor olduğu bildınldı
Emin Cölaşan davası
Mahkemeden Çiller
aleyhine karar
ANKARA (ANKA) -
Frankfurt Ağır Ceza Yar-
gıcı tarafından uyuşturucu
kaçakçılannı korumakla
suçlanan Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çiller'e bu
kez de yerli mahkemeden
karar çıktı.
Ankara 15. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi Yargıcı
Mustafa KıçahoğJu, "Hır-
sızlık ve Tansu" başlıklı
yazısında, Çiller'e "inanıl-
maz servetinin kökeni ka-
ranhktır, hırsızlıklann üs-
tüne girmcmiştir; tıpkı
Özallar gibi, aynı yolun
yolcusu"'diyerek hakaret
ettiği gerekçesiyle 1 mil-
yar 170 milyon lira tazmi-
nat ödemeye mahkûm edı-
len gazeteci-yazar Emin
Çölaşan'la ilgili hükmü
bozan Yargıtay karanna
uydu.
Mahkemenin. paylaştı-
ğı kararda "hırsızhklann,
yolsuzluklann bir an önce
önlenmesi. toplumun çü-
rümüş yanının bir an önce
temizlenmesi arük zaruret
noktasına gehnişse. düzel-
tilmesinde gecikildikçe si-
yasal iktidara. iktklan elin-
de bulunduranlara karşı
eleştirilerin artması, yo-
ğunlaşması ve sertleşmesi
de kaçınılmazdır" denildi.
lurkıy
ABD'niıl
kara listesiiîrle
A.\K.iR.-i (Cumhuriyet Bürosu) -ABD'nin; Batı Avruı
iilkelerinden, uyuşturucu kacajîçılığıııda transit olarak
kuUuuılaıı ve aralarında Türkiye'ıun de buluııdıığu hazj
Ortudoğu ülkelerine "diploınutik baskı" uygulaıııuasııtı
htediği kaydedildi. ABD Başkanı Bill Clıııtoıt 'ııı geçeıı
aralık ayımla Seuato re TemsUciier Meylisi 'ne yazdığı
nıektup'farda, uyuşturucu trafiğiyle ilgili olarak Türkiye Vıı/ı
" tBD için potansiyel telılikeli iilkeler listesiıule <>lılıı<>ıınu ",
ile/ide "telılikeli iilkeler"listesine koıtulabileceğini hildirdi.
ABD\leyuvımluıum "LlıısalUyuşturucu Denetim
Strutejisi-^5" raporunda, Afganistan ve Pakistan 'da artan
uyuşturucu üretiınine isuret edilirken Afganistan. İran,
Liibnan, Suriye ve Türkiye'nin uyuşturucu trafiğinin
htışluugüzergâhları olarak kuUaııüdığı kaydedildi.
ABD'nin bu ülkelerleilişkiyegeçerek teknikyardını.
istihbarat ve hilgi alışverişi ile konuyla ilgiliyasaların
yeniden düzenlenınesi alanlarmda işbiıiiği'yapacağı
vurgulanan raporda. bu komtda Batı Avrupa ülkelerinin de
devreve girmesi istendi. ABD Başkanı Clinton, 3 Aralık
1996\la ABD Senatosu Dış İHşkiler Komisyonu ve
TemsUciier Meclisi'/;/// ( luslararası İlişkifer Komisyonu
başkan ve iîylerineyazdığı mektııpta, Tiirkiye'ye de atıfta
bulundu. Clinton, Güneydoğu Asya'da üıetilen eroinin
büyiiJi kısnıının Türkiye ijzerinden Batı Avrupa 'ya
taşınıııasmııı kayçı verici oldugunu, ancak bu taşııuuı
eruinin Ajİp 'yi doğrudan etkİlediğine ilişkin b'nemli bir
durumuujhlmadtğını kuy ** * '
4
Türkiye uyuşturucu mafyasım korayor'
Europol raporunda Özer Çiller'in silah ve uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Duman'la ilişki içinde olduğu öne sürüldü
MURAT tLEM
ATİNA - Uyuşturucu konusunda, Tür-
kye'ye karşı bazı Avrupa ülkelerindekı
oumsuz tavnn dayandırıldığı noktalar
gin ışığına çıkmaya başladı.
Interpol'ün, Avrupa ayağı sayılan ka-
çıkçılık ve istihbarat birimleri ortak orga-
nzasyonu Europol'ün 1996 raporu. uyuş-
tırucu konusunda Türkiye'yi suçlayıcı
ifadelerle dolu. Raporda Avrupa ülkeleri-
ne sevk edilen uyuşturucu ile ilgili ticare-
tın büyük bölümünün Türk mafyasının
elinde olduğu vurgulanıyor. Türk hükü-
meti de organize cinayetleri cesaretlen-
dirdiği ve kara para aklama konulannda
kayıtsız kaldığı gerekçesi ile suçlanıyor.
Sadece 1995 yılında 110'dan fazla Türk
uyuşturucu kaçakçısının Avrupa ülkele-
rinde yakalandığı belirtilen raporun
önemli bölümlerinde şu görüşler yer alı-
yor: Rapora göre. 1995 yılında Avrupa ül-
kelerinde ele geçirilen eroinin yüzde 80
veya 90 oranındaki miktannın Güneyba-
tı Asya'dan getirildiğine dikkat çekiliyor.
Afganistan ağırlıklı bu uyuşturucunun
Türkiye'de işlendiği de vurgulanıp, Türk
mafyasının üretimden öte. sevkıyat ala-
nında faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Yi-
ne Türk mafyası. esrar imal eden çevrele-
re önemli miktarda hammadde temin edı-
yor. Türkiye'nin dışında Afganistan ve
Pakistan'daki laboratuvarlarda imal edilen
eroin, İran üzerinden Türkiye'ye ulaştık-
tan sonra burada son işlem yapılıp Avru-
pa'ya sevk ediliyor.
Irlanda'nın dönem başkanlığı sırasında
son şekli venlen Europol'ün u>Tişturucu
raporuna göre uyuşturucudan elde edilen
önemli miktardakı paralar ise başta tu-
IRMIKIAYDIN ENGİN
Ulke, siyasal sonuçlar ver-
rresı kaçınılmaz çalkantılar
icnde. Ülkenin geleceği tartışı-
lıor. Tartışanlar ülkenin gele-
eğini tartıştıklarının ayırdına
vMmamış bıle olsalar bu böy-
İ6.
Örneğin çete haberterine ku-
l^< veren, yargı üreten, buna
ugun siyasal konum belirle-
yw herkes, ister istemez ülke-
m geleceğinı belirleyen hal-
kılardan bırınde yer alıyor.
Çiller üstüne izlediği haber-
Irte birı, DYP'den soğuyorsa,
braaşkası Çiller'i bağnna bas-
na/a karar verıyorsa; MHP'nin
yiardırözenle besleyip, eğitip
tjyüttüğü kadroların, bugün
rasıl bir bela oluşturduğunu bi-
lıtce çıkaran -belki de fark et-
reden-yurtseverlikya da mil-
Iretçilik gibi kavramları da
pıden geçinyorsa; sosyal de-
rcxrat dünya görüşü çerçe-
\îande olup bitenlere akıl er-
crmeye çabalayan biri, ister
ıtemez sosyal demokrat dav-
p/rşlar üstüne de kafa yoru-
Yoruldu mu Bunlar?
yor...
Bu kadar da değil.
TV'lerin haber bültenlen, üç
beş yıl öncesının anlı şanlı özel
haber programlarını sollayıp
geçti. Her akşam, her kanalda
bır özel haber programı izliyo-
ruz.
Bu kadar da değil.
Ülkenin geleceğinı etkıleme-
mesi olanaksız gelişmeler bir-
biri üstüne düşüyor.
Anımsayın: Söylemezlerçe-
tesınin dumanı tüterken Susur-
luk patladı. "Dur, aman, ne olu-
yor" demeye kalmadan Topal
cinayeti yeniden alevlendi ve
altından cinai değil siyasi bir
fotoğraf çıktı. Daha onun tuğ-
lalarını yerine yerleştirmeye ça-
balarken Orgeneral Bitlis'in
kazayla değil, suikastla öldü-
rüldüğü bakan düzeyinde
açıklandı.
Ulusçak Agatha Christie -
John Le Carre romanlarının
dünyasındaepeyşaşkın, biraz
ürkek yaşarken TUSIAD rapo-
ru yayımlandı. TÜSİAD'çılar ra-
porlannı "tartışılsın" diye ya-
yımladılar. Öyle bir tartışma
başladı ki iş sonunda "Tartı-
şanlan döverim haaaa" nokta-
sına ulaştı.
Yani her biri bir ülkeyi sarsa-
cak, o ülkede siyasal akışı et-
kileyecek önemde, derinlikte
olaylar bırbiri ardına sıralanıyor.
Sokaktaki adamın bile bunlara
duyarsız kalması mümkün de-
ğil. Siyasi partilerse herhalde
sokaktaki adam değil.
Sade suya tirit kimi açıkla-
malan bir yana bırakırsak, yu-
karıda sıraladığımız olaylan ele
alırsak, son günlerde siyasi
partilerimiz, bu konularda ne
yapıyor, ne edıyor ve ne düşü-
nüyorlardersiniz? Susurluk ta-
mam. Olay patladığında siyasi
partiler kürsülere, alanlara çık-
tılar. Peki sonra? En hızlıları
Mesut Yılmaz'dı. Peki son on
gündür Mesut Yılmaz susmu-
yor mu sizce? Özel timcilerle
Çatlı'nın ılişkisi fotoğraflarla
belgelendi, Meclis Susurluk
Komisyonu'nda önemli tanık-
lar dinlendi. Ama Susurluk'un
ilk dönemındekı Mesut Yıl-
maz' ı ara ki bulasın.
Haydi ANAP'ı geçelim, Su-
surluk'un ilk dönemindeki et-
kinlikleriyle epey olumlu puan
toplamıştı. Daha bir süre idare
edebilır diyelim.
Peki CHR hele hele DŞP?
Bir örnek, salt bir örnek: TÜSİ-
AD raporu konusunda siyasi
parti. hele hele sosyal demok-
rat çizgidekı bir siyasi partı ola-
rak CHP ve DSP ne düşünü-
yorlar ?
Boru değil, siyasi parti bu.
Bır siyasi parti olarak ortaya
çıktığınız anda halka "Senin çı-
karlannı, şu programımla tem-
sil edeceğim, savunacağım.
Olaylara ve olgulara karşı alı-
nacak tavn saptayacak ve bu
tavnn örgütlü bir tavra dönüş-
mesi için öncülük edeceğim"
demiş oluyorsunuz.
Peki rasgele şeçtiğimiz bir
örnek olarak TÜSIAD raporu
konusunda sosyal demokrat
dünya görüşünü benimsemiş
kitleler nasıl bir tavır alacaklar?
Savunacaklar mı. destekleye-
cekler mı? Karşı mı çıkacaklar,
tepkı mı gösterecekler?Tartış-
malarda "O öyle değil, böyle
olmalı" demek ıçın hangi tanıt
(argüman) ve kanıtlardan yola
çıkacak ınsanlar? Bu tanıt ve
kanıtları ortaya koymak siyasi
partılerin görevi değilse ki-
min?..
Bu suskunluk duvarının bır
anlamı olsagerek. Dağarcıkla-
nnda söylenecek söz mü yok,
varsa söylenmesine bır engel
mi var?.. Yoksa... Yoksa yorul-
du mu bunlar?
Bunca patırtı gürültü arasın-
da, bu sorunun yanıtını deh-
şetli merak ediyorum...
nzm ve gaynmenkul alımı ile meşgul olan
şirketlerin yasal yatmmlannda kullanılı-
yor.
Kirli paranın aklanmasının Türkiye'de-
ki hukuk sıstemıne göre suç olmadığı be-
lirtilen raporda, Türk uyuşturucu mafya-
sının genellıkle aynı bölgeden olduklan-
na dikkat çekiliyor.
Rapor. Yunanistan'da yayımlanan To
Vima gazetesinde yer aldı ve gazetenin
haberine göre, Çillerler de kaçakçılık
olaylannda yer alıyor. Rapordakı ifadeler
kaynak gösterilerek yeralan haberdekı ıd-
dialara göre. Dışişleri Bakanı Tansu Çil-
ler'in eşi Özer Çiller. silah ve uyuşturucu
kaçakçısı Hüseyin Duman ile çok sıkı iliş-
kiler içinde. Özer Çiller'in söz konusu ki-
şi ile birlikte Ukrayna'dan kaçak olarak
nükleer madde ticaretı yaptığı da iddialar
arasında yer alıyor.
1995 yılında sadece Balkan ekseninde
4.852 kilo eroin ele geçirildiği belirtilen
raporda, söz konusu miktann yüzde
70'ınin Türk mafyası tarafından sevk edil-
diği ifade ediliyor. Bu ticaretten elde edi-
len korkunç miktarlardaki gelirin. devlet
içinde devlet haline gelen büyük şirketler
tarafından aklandığı iddia ediliyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Theodo-
ros Pangalos ve Dışişleri Bakan Yardım-
cısı Y'orgos Papandreu'dan sonra Kamu
Düzeni Bakanı Georgios Romeos da Eu-
ropol 'ün raporunu kaynak göstererek Tür-
kiye'yi AB'ye şikâyet edeceğini açıkladı.
Türkiye'den ikinci yalanlama
Dışişleri Bakanlığı. Almanya Dışişle-
ri Bakanı Klaus Kinkel'in Çiller'den
özür dilediğine ilişkin haberleri,
Bonn'un istemı üzerine ikinci kez ya-
lanladı. Almanyargıcın, Çiller'i uyuştu-
rucu kaçakçılannı kollamakla suçlayan
açıklamasını reddetmeyen Almanya. id-
dialara gerekçe olan kanıtlann Anka-
ra'ya gönderileceğini bildirdi.
GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
'Devlet
1
Dedik de...
Osmanlı Imparatorluğu'nun bir mırası olsa gerek,
devlet Türkiye'de hâlâ, mistik ve adeta "antropo-
morfik" (kişi gibi davranan) bir varlık olarak algıla-
nıyor. Siyasi konuşmalarda sık sık bir özne olarak
karşımıza çıkıyor devlet. Devletin "manevi şahsi-
yetinden" bahsediliyor. Devlet için kurşun atılıyor
ya da yeniliyor. Devletin bekası için bazı gerçekler
açıklanmıyor. "Devletimizin yurtdışındaki imajın-
dan" bahsediliyor vb... Bu türyaklaşımların gerçek-
liğe uymamak gibi bir sorunu var. Ama, önemli bir
avantajı da beraberinde getirdiği muhakkak. Yöne-
timdeyken çeşitli siyasi kararlar alan politikacılar,
işler sarpa sardığında, gerek bu kararlarını, gerek-
se sonuçlarını, hemen yüce ve ulvi bir "gerçekliğe
havale edip" kendilerini kolayca tartışma ve sorum-
luluk dışı bırakmayı deneyebiliyorlar.
Halbuki hepimiz biliyoruz ki, bir devlet bir per-
sonel ile yönetilir, belli kurumsal-teknolojik bile-
şenleri vardır ve belli mali kaynaklardan beslenir.
Personelin ideolojik ve sosyolojik özelliklerine,
teknolojik kurumsal yapının gelişmişlik ve kar-
maşıklık düzeyine ve mali kaynaklann geldiği ye-
re ve gücüne göre devlet, kendisine gelen belli po-
litika önerilerini ışleme tabi tutar, bazılarını işlem dı-
şı bırakır ve nıhayet belli polıtik sonuçlar üretir. Kı-
saca personel, teknoloji ve mali kaynaklan birfab-
rikaya, siyasi öneri ve talepleri girdilere, politıka-
ları da çıktıya benzetebiliriz. Devleti böyle, belki de
ilk anda mekanik gibi görünen bir şekilde düşün-
meye başlamanın ise sayısız faydaları var.
Ancak önce, personeli, teknolojiyi ve mali kay-
naklan sağlayan yere. yani ekonomik yapıya da kı-
saca bakmak gerekir. Yukarıdaki resmin mekanik-
liği böylece daha da azalacak. Bu ekonomik yapı,
belli çıkarları benimsemiş ve dürtülerle hareket e-
den bireylere ve bu bireylerin ortak özelliklerinden
oluşan karmaşık bir sınıflar matrisinin de yeridir.
Bu sınıflar matrisinin tarafları toplumsal zenginlik-
lerden daha fazla pay almak için birbirleriyle çeki-
şirken, rttifaklar, hatta bloklar kurarken, zaman za-
man uzlaşırken. hatta zaman zaman şıddetli çatış-
malara girerken, hem belli türlerde personeli eğıtir,
oluşturur ve devlete gönderirler, hem de belli poli-
tika talep ve önerilerini ifade edip, girdı olarak dev-
lete sunarlar.
Bu ekonomik yapı içinde devlete giden mali kay-
naklan sağlayan, teknoloji taşıyan, üreten ve ege-
men fikirleri ifade eden egemen sınıf ve tabakala-
rın devletin işleyışinı de belirleyeceğini, ya da da-
ha yumuşak bir ifadeyle, bunlardan gelen öneri ve
taleplerin öncelikle işlem göreceğini söyleyebiliriz.
Talepleri egemen sınıfınkilerle çelişen sınıflar ve
gruplar ise, politikalarını devlet katında işleme ta-
bi tuttuımak için aynca baskı oluşturmak, olağa-
nüstü durumlar yaratmak zorunda kalacaklardır.
Başanlı oldukları durumlarda bile devletin içinde,
işleme tabi tutulmak üzere gırdi olmayı beceren ta-
lepler, devletin makinesi tarafından yeniden şekil-
lendirilecek ve beklenenden çok farklı sonuçlara
yol açabileceklerdir, eğer yan yolda tasfiye edil-
mezlerse. Bu durum geçmişte, emekçi sınıflan tem-
Jiluı 11 IÜKÜI rıete yeten sosyal demokrat partiteriçin
çoksbiüyük sorufi ftldu. Sosyal demokrat polrttkaK
1
cılaı* sıksıkdevletpersoneli, kurumsal yapılanma
ve daha önemlisi mali kaynaklar tarafından ellerı-
nin kollannın bağlandığını gördüler.
Tabii bu resmi tamamlamak için, devleti bir de
dünya ekonomisı içine yerieştirmek gerekir. Küre-
sel ekonomik ve siyasi ilişkilerin söz konusu oldu-
ğu ortamda, mali kaynak, teknoloji ve hatta perso-
nellik ideolojik şekillenmesi çoğu zaman küresel
düzlemde oluşan bağlantılar tarafından şiddetle
etkilenir, zaman zaman da belirienebilirter. Devlet-
lerarası ilişkiler her zaman egemenlik ve bağımlılık
ilişkileri olduğu için, devletin uluslararası hiyerarşi
içinde bulunduğu yer ve bununla ilişkili olarak je-
opolitik konumlanması da devletin ideolojik, mali
kaynak ve personel gibi bileşenlerinin şekillenme-
sinde önemli bir rol oynayacaktır.
Böylece devlet, her türlü mistik kabuğundan sıy-
rılmış bir şekilde, maddi bir varlık olarak ele alına-
bilir. Böylece devletin kabul ettiği ya da dışladığı ıs-
teklerin hangi personel tarafından seçildiği, bu per-
sonelin hangi teknolojik ve kurumsal çerçeve için-
de hareket ettiği, hangi mali kaynaklara dayandığı
tek tek ele alınarak ayrı ayrı incelenebılir. Böylece
hem polıtik "çıktılann" sorumlulan, hem de bunla-
nn neden böyle davrandığı ortaya çıkanlabilir. Bu-
radan hareketle değişiklik önerileri de. hangi koşul-
larda, nasıl bir sınıflar matrisi içinde ele alınabile-
ceği, sınırlan genişletilmek isteniyorsa, hangi güç-
lerin ve kurumların karşıya alınması gerektiği konu-
şulabilir. Bu değişiklik önerileri, özellikle sınıflar iliş-
kisinin belli biryerinden, emekçilerin, yani toplumun
çoğunu oluşturanların ıstek ve önerileri açısından
bakılarak yapıldığında da ortaya oldukça ilginç, ba-
zen de şaşırtıcı sonuçlar çıkacağına emin olabili-
riz... Tabii, bunları hepimiz biliyoruz. Ancak tozun
dumana kanştığı şu günlerde tekrar hatırlamakta
bir yarar olabilir.
DYP'li belediye başkanı aranıyor
Üç trilyonluk eroin
ele geçirildi
H.4KKÂRİ (Cumhuri-
yet)-Türkiye uvuşturucu ne-
deniyle Avrupa ülkelennin
baskısı altındayken Hakkâ-
n'nin Yüksekova ilçesinde ıç
piyasa değeri üç trilyon lira
olduğu belirtilen 84 kilo ero-
in ele geçirildi. Olayla ilgısı
olduğu ıleri sürülen DYP'li
Büyükçıftlik Belediye Baş-
kanı HasanTaşel'ın arandığı
kaydedildi.
Büyük miktarda eroinin
İran'dan getirtilerek Yükse-
kova üzerinden Istanbul'a
nakliyatının gerçekleştirile-
ceği yolundakı ihbar üzeri-
ne, Hakkâri ll Jandamıa Ko-
mutanlığı Kaçakçılık Şube
Müdürlüğü ıle Yüksekova
Jandarma Komutanlığfna
bağlı ekipler. dün saat 14.00
sıralannda. Yüksekova-Van
karayolunun Yeniköprü mev-
kiınde sürücü Hacı Birol yö-
netimındekı Büjoikçifthk
Beledivesı'neait3OHA317
resmi plakalı kamyonda ara-
ma yaptılar. Resmi aracm ça-
murlukla tekerlekleri arasın-
daki gizli bölmede birerkilo-
luk torbalar halinde 84 paket
eroin ele geçirildi.
Hakkâri Valisi Kemal Çe-
lik, piyasa değeri üç trilyon
lira olan eroinle ilgili olarak
sürücü Hacı Birol'un gözal-
tına alındığını söyledi. Çelik,
olayla ilgısı olduğu iddıa edi-
len'DYP'li Büyükçıftlik Be-
lediye Başkanı Hasan Taşel
ile kardeşı Salih Taşel ve
Emin Birol'un firarda oldu-
gunu belırttı. Bölgedeki
uyuşturucu trafiğinin orga-
nizasyonunu ünlü uyuşturu-
cu kaçakçısı Hurşit Han'ın
kardeşi ReşhHan'ınyaptığı-
nın belirlendiğı ve soruştur-
manın sürdürüldügü bildiril-
dı.
Operasyonu gerçekleşti-
ren bır üst düzey askeri yet-
kilı. "Türkiye'de bu olavla-
nn altından hep geçid ikainet
tezkeresi ile otııran İranblar
cıkmaktadır. Bu zincirin her
halkasında oniann parmağı
olduğu belirlenmiştir™ diye
konuştu.