Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 23 OCAK 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Adxet Bakanı Kazan, Uğur Mumcu suikastıyla ilgili haberlerin spekülasyondan ibaret olduğunu söyledi
;
Yağar da Yeşil de tanık değiTAM<_AR\(A'HKA) - Adalet Bakanı
ŞcketKızan. gazeteci - yazar Uğur
Vfıraca «Jiksstylaılgili sürpriz
angın (rhaı \ağar ya da Yeşil kod
»dr/la ıçklarular yapan kişilerden
»eıhangibin slmadığını bildirdi.
Zazan. ?• um<u suikastıyla ilgili
toraştıma hcklunda ANKA'nın
»orjlann yantlarken olayın tanığıyla
japılan haberenn spekülasyondan
bare: clcuğuaıı ve gerçeğı
jarsıtrr.aiığın bildirdi. tsim vererek
İenangi resıri bir kurumu yıpratmak
Btemecijinı Hldiren Kazan'ın
soralara r
erdi5i yanıtlar şöyle:
- Mumcu suikâsünda tanığa ulaşüdığı
açıklamaıız oldu, ancak bunun kim
dduğu ktnusnnda berraklık
oluşmadı. Tanıktan sanığa ulaşüması
konusunda ne kadar ümitlisiniz?
KAZAN: Şimdi hazırlık soruşturması
sürüyor ve gizlidir. Gizli olmasına
rağmen bizım yakından takibımiz söz
konusudur. Ankara DGM zaman
zaman beni bilgilendirir. TBMM'de
son gelen bilgıyı kamuoyuna
duyurdum. Bu tanık kim, herkes
ısrarla bana bunu soruyor. Ben de bu
soruya cevap vermiyorum. Cevap
vermem. soruşturmanın gelişmesini
engelleyebilir. Ama şunu görüyorum,
basında, 'Kazan'ın tanığı fos çıktT
gibi birtakım ısimler açıklandı.
spekülasyon yapıldı. Hemen ifade
edeyim, bu isimlerle uzaktan
yakından hiçbir ilgisi yok.
- Tanık Orhan Yağar ya da Yeşil kod
adıyla açıklamalar yapan kişüer değil
mi? Aynca, Yeşil kod adıyta ilgili
yaşanan enflasyonla ilgili
değerlendirmeniz nedir? Tanık,
JİTEM ajanı olabiür mi? Değilse
Jandarma Cenel Komutanhğı neden
yalanlamadı?
KAZAN: Biz resmi kuruluşlann
ismini kullanmadan suçun failine
doğru gitmek durumundayız.
Resmi kurum ismini kullandığımız
z^man, Türk basınında yanlış bir
çarpıtma var. Bu doğru, güzel
olmayan ve halkın güvenini sarsıyor.
Her kurumun içinde birtakım bazı
yanlış yapan insanlar olabilir. Her
torba findığın içinde birkaç çürük
olur. Burada bizim hedefimiz
yanhşhğı yapanı, o suçluyu
bulmaktır. Jandarma Genel
Komutanhgı'nın açıklama yapıp
yapmaması benim görev alanımda
değil. Yeşil enflasyonu konusunda
tabii bir hasta da bizım Kocaeli'nden
çıktı.
- Eski Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar'ın Mumcu'nun eşi
Güldal Mumcu'ya, 'Bu işin altına
giremem' şeklindeki açıklamasuu
nasıl degerlendirirsiniz? Yine aynı
şekUde DGM Savcısı Ülkü Coşkun'un
da 'Devlet isterse bu iş çözülür'
şeklinde açıklamalan olmuştu. tldsini
birlikte nasıl değerlendiriyorsunuz?
KAZAN: Gazetelerdeki Âğar'la ilgili
haberleri okudum. Ancak bazı yazılar
bana ait olmadığı halde nasıl bana
aitmiş gibi yayımlanabiliyorsa, bu da
o tûr bir şey olabilir. Kesinlik
kazanmadân ve emın olmadan
değerlendirme yapmam yanlış olur.
- Herhangi bir devlet ajanuun
Mumcu suikastuıda görev alması söz
konusu olabilir mi?
KAZAN: O konuda bir şey
söylemem mümkün değil. Mafya.
siyasetçi ve bazı polislerin ılişkısine
devlet bütün ağırlığıyla gidiyor.
Hiçbir şey de gizlemiyor.
Hiçbir yere, hiçbir etki de yapmıyor.
Şu anda dosyalann hepsi ilgili
savcılıkJara intikal ettirildi. Bundan
sonra görevli olan onlar.
Karanlık güclerce öldürülüşünün üzerinden 4 yıl geçti
Türkiye Mumcu'yu bağnna basıyorHaber .Merkea- Arabasına
konulan bomba>la kalleşçe
katlediler gazetemız yazan
Uğur Mumcu. ölümünün 4.
yılında yırdun dört bir yanın-
da düzenlenecek etkinlikler-
le anılacak.
Ankarada yann Mum-
cu'nun öldürûldüğü yerde
gerçekleştirilecek ilk törende
saygı duruşunda bulunula-
cak, mum yakılacak ve ka-
ranfil bırakılacak. Buradaki
törende CHP Grup Başkan-
vekili Önder Sav ile Mum-
cu'nun eşi Güldal Mumcu bı-
rer konuşma yapacak.
Daha sonra Mumcu'nun
Cebeci Asn Mezarlığı'ndakı
Anıt Mezan ziyaret edilecek
Akşam da Çankaya Beledı-
yesi Sergı Salonu'nda Uğur
Mumcu Araştırmacı Gazete-
cilik Vakfı'nca (um:ag) dü-
zenlenen "Uğur Mumcu'nun
ardından" konulu toplantı ile
Dil ve Tarih Cografya Fakül-
tesi'nde 'Uğur Mumcu'97' et-
kinliği gerçekleştirilecek.
Uğur Mumcu. bombalı sa-
ldın sonucu ölümünün 4. yı-
lında Istanbul'da da çeşitli et-
kinliklerle anılıvor. DÎSK Ge- Srvil toplum örgüderi, siyasi partUer, sendika ve dernekler, kısaca bütün Türkiye, tüm yurtta Uğur Mumcu'yu bir dizi etkinlikle anacak.
nel Sekreteri Kemal Daysal. Mumcu su-
ikastının aydınlatılmasının. Susurluk ka-
zasıyla ortaya çıkan kirlı ılişkilerj^gf
dınlatılmasına bağlı olduğunu bejirttı,
CHP Istanbul fi Örgütü'nün Taksim -
Harbiye Uğur Mumcu Anıtı arasında bu-
gün düzenleyecegi 'Uğur Mumcu Yürü-
yüşû'ne CHP Genel Sekreteri Adnan Kes-
kin, çok sayıda CHP milletvekili katıla-
cak. DİSK ve KESK konfederasyonlan
tarafından da desteklenen yürüyüş. Saat
12.00'de gerçekleştirilecek. CHP il yöne-
timi tüm laik. demokrat ve 'Mumcu dos-
tu' olanlan yürüyüşe davet etti. Mum-
cu'nun meslektaşlannın ve basın kuruluş-
;Japaı^dajdavetlı olduğy yünîyûş.te.TJgur
Mumçulnuri fikirleri ve tespitleriyle bir-
likte günümüzde yaşayan siyasal kirlen-
meye, faili meçhullere ve gericiliğe tep-
ki içeriği taşıyan dövizler taşınacak.
CHP il örgütü yetkilileri, amacı
"Mumcu'nun ölümünün hemen ardın-
dan oluşan kenetknmevi ve tepkili toplu-
mu yeniden göstermeyi, aklın ve bilimin
güzelliğini bir kez daha anımsatmak" ola-
rak belirlenen yürüyüşün kirhliğe, yobaz-
lığa ve tepkisizliğe cevap olmasının dü-
şünüldüğü söylediler. Daysal, yaptığı ya-
zıh açıklamada, Mumcu suikastuun ay-
dınlatılmasının, Susurluk kazasıyla orta-
ya çıkankırli illşkilerin aydınlatılmasına
bağlı olduğunu vurguladı.
Kemal Daysal, Mumcu suikastımn. de-
mokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesi-
nin önünde duran önemli bir engel oldu-
ğunu ifade etti. Daysal, "Bizler bu olayın
üzerine yeterince gidemezsek. siyasi ikti-
darlar olaylann açığa çıkmasını sağlamak
bir yana, kapanması için gayret göstere-
ceklerdir" göriişünü savundu. Daysal,
tüm işçilen, Uğur Mumcu ve Prof. Dr.
Mnammer Aksoj'u anma etkinliklennç
katılmaya çağırdı.
CHP Beşiktaş tlçe Gençlik Kolu da bu-
gün saat 15. OO'te Beşiktaş Uğur Mumcu
anıtı önünde bir tören düzenleyecek. Ba-
sın açıklamasıyla başlayacak olan tören-
de, müzik ve şiir dinletisi ve 1975 tarihli
Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan Sesleniş
yazısının okunması yer alacak.
Gençler aynca, Mumcu'nun anıtında
bugün akşamdan 24 Ocak sabahına kadar
nobet tutacaklar.
Gazetemiz bahçesinde ya-
nn saat 12.00'de gerçekleşti-
rilecek törene. gazeteciler,
sendikacılar ve Mumcu'nun
sevenleri katılacak. Mumcu
içın gazetemiz ile TGC ortak-
laşa düzenlediğı tören yann
gazetemiz bahçesinde saat
12.00'de gerçekleştirilecek.
Saat 10.00'dan itibaren ga-
zetemiz bahçesinde toplanma
başlayacak. 12-.00'de gerçek-
leştirilecek törende, gazete-
miz adına, yazanmız Dr. Er-
dal Atabek. TGC Başkanı Na-
U Güreli ve DİSK Genel Baş-
kanı Rıdvan Budak birer ko-
nuşma yapacak. ÇYDD, Uğur
Mumcu'yu ölümünün 4. yı-
lında Atatürk Kültür Merke-
zi'nde (AKM) özel bir prog-
ramla anacak.
Saat 14.OO'te başlayacak
toplantının açılış konuşması-
nı Prof. Dr. Necla Arat yapa-
cak. Uğur Mumcu Araştırma-
cı Gazetecilik Vakfı'nın
(um:ag) Harbiye'de Lütfı Kır-
dar Kongre Salonu'nda ger-
çekleştireceği anma toplantı-
sı saat 21.30'da başlayacak.
Lütfi Kırdar'da düzenlenecek
olan anma toplantısıyla ilgili biletlerin
Ak Merkez, Capitol, Kadıköy ve Bağ^jat
Câddesi'ndeki Park Bravo ve PoJo rnağa-
zalanndan 1 milyon liraya edinüebilece-
ği belirtildi.
Izmir'de Çankaya'daki Evrensel Kül-
tür Merkezi'nde_bugün bir dia gösterisi
düzenlenecek. "Öldürülen Gazeteciler ve
Çizgüerle Sesleniş" konulu dia gösterisi
sonrasında, DSP Izmir Milletvekili Ha-
kan Tartan ve ÇGD Ege Şube Başkanı
Ahmet Delikçi birer konuşma yapacak-
lar.
MERAL ÇATLININ KOMİSYONA VERDİĞt BİLGİLERDEN
'Çatlı'yı hapisten devlet çıkardı'ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - TB-
MM Susurluk Araştırma Komisyonu'na
bilgi veren Meral Çath, mahkeme karan-
na göre 18 yıldır aranması gereken katli-
am zanlısı ülkücü eşi Abdullah Çath'mn.
1980 sonrasında devlet ıçin operasyon
yapmasmın karşılığında, o dönem ceza-
e^'inde bulunan MHP Genel Başkanı Al-
parslan Türkeş ve katlıam mahkûmu Ha-
İuk Kırcı'nın serbest bırakılmasını istedi-
ğini açıkladı.
Kenan E\Ten'in eşıni iyi tanıdığını id-
dia eden Catlı. "E\Ten, vumurtalı saldın-
ya uğradığı Abnanya gezisinde eşimle gö-
rüştü" dedı. Eşinin Ağar'ı çok iyi tanığı-
nı belirten Meral Çatlı "Hüseyin Kocadağ
evunize gelirdi. tsviçre'deki cezaevinden
Abdullah'ı devlet kaçırdı" diye konuşru.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın,
partisinin son kongresmden sonra eşıne
teşekkürlerini ilettieini söyleyen Çatlı.
"Eşim ANAP'bydı" dedı. çâtlı'nın bu
açıklamasına sınirlenen ANAP'lı üye Ya-
şar Topçu toplantıyı terk etti. Komısyonun
dünkü toplantısmda. Abdullah Çâtlı'nın
eşi Meral Çâtlı'nın yanı sıra iş
ortafı Ahmet Baydar ile kaza-
da ölen Gonca Us'un kardeşi
Arzu Yaman'ın bilgısine baş-
vurdu. Alınan bilgiye göre
Meral Çatlı, eşinin, Susurluk
skandalının ardından tçişleri
Bakanlığı'ndan ıstifa ermek
zorunda kalan Mehmet Ağar'ı
'çokijitanıdığım'. eski MFTçi
Korkut Eken ve BBP lideri
Muhsin YazKrıoglu ile sık sık
telefonla görüştüğünü, Sedat
Bucak'la aitedostu' olduklan-
nı söyledi. Çatlı. Özel Harekât
Dairesi Başkan Vekili tbrahim
Şahin'le bir kez karşılaşmış
olabileceğini bildirdi. Meral
Çatlı. Abdullah Çâtlı'nın Özer
Çfller'ı tanıdığını tahmin etti-
ğinı söyledi.
Abdullah Çâtlı'nın Sami
Hoştan'la da çok iyi arkadaş
olduğunu belirten Meral Çat-
lı, "Fransa'da birlikte tatilyap-
ük" dedi.
Ahnan bilgiye göre Çatlı,
1978 yılında Bahçelievler kat-
liamını gerçekleştirmekten sa-
nık olan eşinin, devlete çalış-
ması önerisini kabul etmek
için 'devletten üst düzey bir
yetkiliden'karşılık istedığinı
bildirdi. Çatlı'nmkonu ile ilgi-
li sorulara. "Kimi aradığuu bil-
miyorum, ama kendisi de\ let-
ten üstdüzey bir yetkilkien, M-
parslan Türkeş ve Haluk Kırcı'nın serbest
bırakılmasını istedi" dediği öğrenildı. Me-
ral Çath'mn anlattığı 1980 sonrası dönem-
de Türkeş, partisinin kapatılmasıyla ilgi-
li dava nedeniyle Mamak Askeri Çeza-
evi'nde, Haluk Kırcı da 7 TlP'li gencin öl-
dürüldüğü Bahçelievierkatliamının sanı-
ğı olarak hapishanede bulunuyordu. Me-
ral Çâtlı'nın, komısyonun çeşitli sorulan-
na verdiği yanıtlar şöyle:
Kocadağ'la tanışma: Hüseyin Koca-
dağ'la tanışırdık. evımize gelirdi. Koca-
dağ. eşime 'Mehmet' diye hitap ederdı.
.Ama gerçek ısmını bildiğini sanıyorum.
Sedat Bucak aıle dostumuzdu.
Abdullah Çath ile tanışma: Uise ytlla-
nnda Çatlı'yla tanıştım. Son sınıftayken
okulu yanm bırakarak evlendik. Çâtlı'nın
Bahçelievler katliamına kanştığı söylen-
di. Evimıze polisler geldi. Ardından 12
Eylül oldu. Eşim çok tedirgındı. "Yurtdı-
şına çıkmamızı zorlayanlar var" dedi.
Bunlar devlete yakın birileri olabilir.
Cezaevinden kaçınlma: Eşim sonra
Fransa'ya gitti, ardından bizi Paris'e aldır-
dı. Çok zor günler geçırdik. Göçmen pa-
rası aldık. Burada Orail ÇeKk çok yardım-
cı oldu. Bir gün posta kutumuza torba bı-
rakmışlar. Eroın kaçakçısı dıyerek kocamı
tutukladılar, tsviçre'de yattı. Ziyarete gıt-
tiğimde bana "Geridöneceğim" dedi. On-
dan bir hafta sonra da kaçınldı. (Meral
Çâtlı'nın, komisyon üyelerinin, eşini ki-
min kaçırdığı yönündeki sorusuna, MÎTi
ima ederek, devlet yetkililerinin kaçırdığı
yanıtını verdiği bildirildi.)
Ahmet Baydar da. Çatlı'yı Özbay kim-
liğınde 2.5 yıl önce gece hayatında tanı-
dığını söyledi. BOTAŞ ihalesıne birlikte
girdiklerini kaydeden Baydar. BAYSA ad-
lı şirkette ortaklardan bir bölümünün ay-
nlması nedeniyle Çatlı'yı ortak olarak
önerdığıni belirtti. Komisyon Başkanı
Mehmet Elkatmış. toplantıdan sonra yap-
tığı açıklamada, Meral Çath'mn oldukça
kapsamh, aydınlatıcı bilgiler verdiğini be-
lirterek "Bugüne kadar en doyurucu bil-
gi veren kişiydi. Bu düğümlerden hiç de-
ğilse birkaçuu çözmemize yarduncı oldu"
dedi.
Bakan ReCai Kutan'dan Fîkri Sağlar'a yanıt
4
Özbay sonradan girdi'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Susurluk Araştırma Komisyo-
nu üyesi, CHP tçel Milletvekili Fİkri
Saglar'ın soru önergesini yanıtlayan
Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı Re-
cai Kutan. BOTAŞ "tan ihale alan şirke-
te MehmetOzbay takma isimlı Abdul-
lah ÇanYnın 4-5 ay sonra ortak oldu-
ğunu bildirdi.
Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı
Kutan, Işçi Partisi Genel Başkanı Do-
ğu Perinçek'in açıkladığı 2. MİT rapo-
runda "Çiller Özel Örgütü"nün sevk
ve idaresınden sorumlu olduğu belırtı-
len eski MlT"çi Korkut Eken'in 3 Ha-
ziran 1996 tarihinde BOTAŞ Genel
Müdürlüğü ile ilişiğinin kesildığini
açıkladı.
CHP'li Sağlar. Başbakan Necmettin
Erbakan'ın yanıtlaması istemiyle ver-
diği soru önergesinde. Abdullah Çat-
lı'ya yeşil pasaport, emniyet amiri, em-
niyet görevlisi kimlikleri verildığine
ilişkin savlar ile Interpol' ün aradığı bir
kişinin cenazesinın Türk bayrağına sa-
nlması konusunda soruşturma açılıp
açılmadığını sormuştu. Sağlar, aynı
önergede Korkut Eken'in BOTAŞ ile
bağlantısı ve Çath'ya buradan ihale ve-
rildiği savlannı da gündeme getirmiş-
ti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Recai Kutan, önergenin bakanlığını il-
gilendıren bölümünü yanıtlarken, Kor-
kut Eken'in BOTAŞİa bağlantısı ko-
nusunda şu açıklamayı yaptı: "Korkut
Eken 8 Kasım 1990 tarihinde BOTAŞ
Genel Müdüıiüğü'ne intisap etmiş
olup, 8 Nisan 1993 tarihinde Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda, 8 Ey-
lül 1993"tarihinde Başbakanhk'ta.2
Ağustos 1994 tarihinde ise İçişleri Ba-
kanlığı Emni>etGenel Müdiirlüğü'nde
göreviendirilmiş, 12 Nisan 19% tarihin-
de tekrar BOTAŞ Genel Müdürlüğü'ne
iade edilmiş ve 3 Haziran 1996 tarihin-
de de ilişiği kesUmiştir.'"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Kutan. BOTAŞ Genel Müdürlü-
ğü'nden "Mehmet Özbay yada Abdul-
lah Çath isimli şahsa herhangi bir iha-
le verihnediğini" bildirdi.
SIFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.
TÜSlAD'ın raporundaki radı-
kal çözüm önerileri, geniştartış-
malara neden oluyor. TÜSlAD'ın
söyledikleri, gelişmiş ya da orta
gelişmiş bir kapıtalıst ülkede ra-
dikal olarak kabul edilemez. Ör-
neğin Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) konusundaki öneri bun-
lardan birisi. Asker, hükümet ve
Cumhurbaşkanı'nın içinde yer
aldığı olağanüstü bir karar meka-
nizmasının demokratik bir ülke-
de yer alması mümkün değil. As-
keriık, ülkenin güvenliğiyle ilgili
bir devlet görevi. Askerlenn, se-
çilmişler tarafından atanması ve
seçilmişler tarafından görevden
alınması gerekir.
MGK'nin varlığı, Meclis üze-
rindeki tartışılmaz ağırlığı, iki as-
keri darbenin mirası. Buna 27
Mayıs dönemini de ekleyebilınz.
Çünkü askerin ağırtığının artma-
sı 27 Mayıs'la başlıyor. TÜSİAD
ne diyor? Genelkuımay, Mılli Sa-
vunma Bakanlığı'na bağlanmalı
diyor. Normalı bu zaten. Milli Sa-
vunma Bakanı'nın, bir devlet
memuru olan Genelkurmay Baş-
kanı'nın gerisine ıtilmesi demok-
îşadamları Ne Yapmak tstiyor?
ratik bir ülkede düşünülemez bi-
le. Ana muhalefet partısi lideri bi-
le askerin gensinde durmak zo-
runda kalıyor. Bu durumun de-
ğiştinlmesıni istemek, radıkal bir
öneri halıne geliyor. Asıl anormal
olan bu. TÜSlAD normali söylü-
yor.
Kürt sorununa, Terörle Müca-
dele Yasası'na, imam-hatip okul-
lanna, laikliğin savunulmasına
yaklaşımlan da normal demok-
ratik bir içeriğe sahip. Ancak,
Türkiye'de yönetim anlayışı ve
yasal yapılanma o kadar geriye
götürülmüş kı; bu tür demokra-
tik talepleri öne sürmek bile ola-
ğanüstü bir girişım olarak kabul
ediliyor.
Patronlann, Türkiye'nın bu or-
tamında böyle bir raporu yazmış
olmaları veyazdıklannı kararlılık-
la savunmaları ne anlam ifade
ediyor? TÜSlAD'ın siyasi yaşa-
ma ilişkin tezler öne sürmeye
hakkı var mı? Patronlar acaba
bugün neden böyle konuşuyor-
lar?
1990'lardan bu yana büyük
patronların olaylara yaklaşımı
değişti. Alışık olmadığımız me-
sajlarla ortaya çıkmaya başladı-
lar. Yalnız TUSİAD değil; Iktisadi
Kalkınma Vakfı, Türkiye Ticaret
Odalan ve Borsalan Birliği, İstan-
bul Ticaret Odası gibi burjuvazi-
nin örgütleri, şu andaki yöneti-
min anti-demokratik tutumunu,
Türkiye'deki otoriter siyasi yapı-
lanmayı, Kürt sorununa şiddet
dışında bir çözüm aramayan mi-
litarist anlayışı eleştiriyoriar. Cem
Boyner'in Yeni Demokrasi Hare-
keti lideri iken öne sürdüğü sivil
toplumcu tezler, Sakıp Saban-
cı'nın Kürt sorununa ılımlı yakla-
şımı da aynı doğrultudaydı.
İki askeri darbenin kaymağını
yiyen işadamlan; daha öncelen
askeri darbelerden yarar sağlar-
ken, şimdi neden militarızmle
ters düşüyorlar? 12 Eylül ve 12
Mart askeri darbelerinden sonra.
işçi sendikalarının çalışmaları
baskı altına alındı. Grev hakkı ya-
saklandı. Ülkenin maddi olanak-
ları işadamlannın emrine sunul-
du. Büyük sermaye bu yolla ken-
disini yenilemevealtyapısını mo-
dernleştirme olanağı elde etti.
1960'lann sonunda Haliç çevre-
sinde toplanmış kınk dökük Tür-
kiye sanayisi, 25-30 yıllık süreç
içinde olağanüstü büyüdü ve
kendini yeniledi. Dış piyasalara
açıldı, yatınm olanaklarını geniş-
letti.
Askeri darbelerin de desteğiy-
le kendini yenileyen, büyüyen
büyük burjuvazi; şimdi siyasi ya-
pısının liberalleşmesini talep edi-
yor. Bazılan, burjuvazinin bu yol-
la sahtekârük yaptığını düşünü-
yorlar. Hayır, tersine, büyük bur-
juvazinin sınıfsal çıkarian; Türki-
ye'nin siyasi ve yasal yapısının
değişimini gerektinyor. Geçmiş-
te asken darbelerden medet u-
man patronlanmız, şimdi Türki-
ye'nin mıliter sisteminin sivilteş-
mesini sınıfsal çıkarian açısından
gerekli görüyorlar. Türkıye'nin
bugünkü kan ve kaos ortamın-
dan büyük sermaye sahipleri de
sıkıntı çekiyorlar. Güneydo-
ğu'daki savaş; onlann ticari ola-
naklannı kısıtiıyor, ülkenin mad-
dı olanaklannın silahlanmaya
harcanmasına neden oluyor.
işçi sınrfmın kısa vadedeki çı-
karian da, orta sınıflann kısa ve
orta vadedeki çıkarian da mo-
dern birtoplumu, bir hukuk dev-
letini gerektiriyor. Böyle bir deği-
şimden rahatsız olan kesimler
ise, otoriter yapılanmadan, sa-
vaştan siyasi ve ekonomik rant
elde edenler. Onlar, demokratik-
leşme isteyen her çıkıştan büyük
rahatsızlık duyuyortar ve böyle
çıkışlar yapanlan susturmaya ça-
lışıyoriar. TÜSlAD patronlann se-
si, onlar konuşsun. Işçiler konuş-
sun, öğrenciler konuşsun, kadın-
lar konuşsun, memurlar konuş-
sun. Yalnızca elinde iktidar olan-
lar, silah olanlar mı konuşacak?
Şimdiye kadar onlar konuştu.
Manzara ortada... Daha çok
konuşmaya ihtiyacımız olduğu
bir kez daha ortaya çıktı.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Devlet Eliyle Uyuşturucu
Nedense yabancılar bize bir suçlamada bulun-
duklarında hep tüylerımiz dıken diken oluyor,
Türklük hormonlarımız en üst düzeye vuruyor ve
kafatasımız atıyor.
Avrupa Parlamentosu'nda "Türkiye'de işkence
yapılıyor" mu dendi?
Çok satan gazetelerimizin manşetleri hazırdır.
Avrupalı, Türk düşmanı olur hemen... Aslında, bu
gazetelerimizin hepsinde de ülkemizdeki işken-
celer üzerine haber ve yorumlar yayımlanmıştır;
ama ne gam!
Yine benzer durum yaşıyoruz bugünlerde: Bir
Alman mahkemesinin tutanaklarına, Türkiye'de
devletin ve siyasilerin uyuşturucu kaçakçılığına
örtülü destek verdıği saptaması geçince, yine
benzer kıyametı kopardık: "SkandaU".
Devletin Susurluk'ta kazaya uğramasının ar-
dından ortaya dökülen kirli çamaşırların, "ûst
düzey devlet görevlilerinin" uyuşturucu kaçak-
çılığı içinde olduğunu gösterdiğini unuttuk!
Yüzmilyonlarca dolarlık dünya çapında bir
uyuşturucu trafiği...
Bu trafiğin kilit noktalarında Türk mafyası ve
devlet içindeki uzantılan...
Paylaşım kavgaları ve cinayetler.
Belçika'da bir uyuşturucu kaçakçısı, günlerdir
Ağar'ın uyuşturucu olayının içinde olduğunu ileri
sürüyor.
Çâtlı'nın, Avrupa uyuşturucu kaçakçılığının '
odak noktalanndan biri olduğu anlaşılıyor.
Kara paralar ve aklamalar terörle mücadele ti-
mi yönetıcilerine kadar uzanıyor...
Avrupalılar olayın adını koyduklarında tepemiz
atıyor.
Ağarkim?
En son görevi İçişleri Bakanlığı.
Yani yüksek devlet görevlisi. Kırmızı pasaportu
var. En büyük hamisı "Bakan düzeyinde".
Çatlı kim?
Ağar'dan da güçlü ve "yüksek devlet görevli-
si". Çünkü birkaç kırmızı pasaportu var. 20 yıldır
devletin tetikçısi, bombacısı, yaptığı işler bakı-
mından "en üst düzeyde" görevli.
Ve diğerleri: Hepsi devletin görevlileri.
Belçika'da bir uyuşturucu babası bas bas ba-
ğınyor. "Ben devlet ve bakanlarla işbirliği yap-
tım" diye.
Kimsenin aldırdığı, iddiaları araştırdığı yok.
Adamın söyledikleri Alman mahkemesinin za-
brtlanna geçince, kıyameti koparıyoruz...
• • •
Devlet eliyle, devletin olanakları kullanılarak ya-
pılan uyuşturucu kaçakçılığı, ülkemize, ülkemiz
insanlarına, gençlerimıze, çocuklanmıza, gelece-
ğimize karşı işlenmiş en büyük cinayetlerden
biri değil midir?
Hiçbirimiz olayın bu yönü üzerinde kıyameti
kopanmıyoruz.
Uyuşturucu kullanımı son yıllarda nasıl ve niçin
bu kadar yaygınlaştı, liselere kadar indi ve genç-
ler bir de uyuşturucudan patır patır ölmeye baş-
lacMar?. - . - .
• ••Sorgulamryortaz.-- ' •
r
" • — '"''
Devlet eliyle uyuşturucu madde organizasyo- '
nu, ülkemize, geleceğimıze karşı işlenmiş en bü-
yük cinayetlerden biri.
Almanlara kızacağımıza, bir Cumhuriyet savcı-
sı hemen harekete geçmeli ve Susurluk'la orta-
ya dökülen ve Alman mahkeme tutanaklarına ka-
dar giren uyuşturucu trafiğinin bütün bu ilişkileri-
ni kapsamh bir soruşturma konusu yapmalıdır.
• • •
Son bir merak notu: Devlet görevlilerinin ele
geçirdiği esrar, eroin, kokain gibi uyuşturucu
maddelere nasıl bir işlem yapılıyor, bunlar nerede
saklanıyor acaba?
Uyuşturucunun perışan ettiği aileler merak et-
miyor mu?
Yakınlari: Soruşturma yenilensin
BitJis dosyası
yeniden MSB'de
ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral Eşref
Bitlis'le aynı kazada yaşa-
mını yitıren Pilot Tuğrul
Sezginler'in aılesı, takıp-
sizlikle sonuçlanan soruş-
turmanın yeni bulgular ışı-
ğında yenilenmesi için
Milli Savunma Bakanlı-
ğı'na başvurdu. Genelkur-
may eski Başkanı ve DYP
Kilis Milletvekili Doğan
Güreş ise -Eşref Bitlis'in
uçağma sabotaj \-apıkiığuıa
ilişkin ciddi duv umlanmız
var" açıklamasını yapan
Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan' a verdiği yanıtta, sabo-
taj iddialannı reddederek
- Insan raporlara bakar, bi-
lenlere sorar da konuşur"
dedi.
Bitlis'in uçağının pilotu
Tuğrul Sezginler'in ablası
Saime Sezginler ile avuka-
tı Nusret Senem dün düzen-
ledikleri basın toplantısın-
da, ÎTÜ'nün olayla ilgili
olarak hazırladığı raporun
yeni kanıt olarak değerlen-
dirilmesi gerektiğini belır-
terek, soruşturmanın yeni-
lenmesi istemiyle Milli Sa-
vunma Bakanlığı'na baş-
vurduklannı bildirdiler. Se-
nem, Pilot Tuğrul Sezgin-
ler'in ailesinin, uçağın üre-
ticisi firma aleyhine açtığı
tazminat davasının görül-
düğü Ankara 13. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nin is-
temi üzerine tTÜ Uçak
Mühendisliği Bölümü'nce
bilirkişi raporu hazırlandı-
ğını anımsattı. Raporda,
motor anzası ya da buzlan-
manın etkili olduğuna. pi-
lotaj hatasının bulunduğu-
na ve firmanın kusurlu ol-
duğuna ilişkin kanıt bulun-
madığı saptamalanna yer
verildiğini kaydeden Se-
nem, raporda "Kaza günü
öncesindeki gece, hangar ci-
vanndaki bir nöbetçi tara-
fından bildirilen kimliği bi-
linmeyen Idşi ile motor iç
aksamının enkaz yerinde
bulunmaması ve saglam ve
muka\ im olan motor zarfi-
nın parçalanmamış ve hat-
ta fazla deforme olmanıış
görünrüsü karşısında sabo- '•
taj ihtimali gözden ırak tu-
lulmamalıdır" dendığıne ;
işaret etti. ;
Bilirkişi raporunun ceza ;
hukukunda çok önemli bir
kanıtolduğunu vetakipsiz- .
likle sonuçlanan hazırlık ,
soruşturması sırasında as- ,
keri savcılık tarafından gö-
rev lendirilen bir bilirkişi
heyetinin bulunmadığını
vurgulayan Senem, şu gö-
rüşü dile getirdi: "Buna
rağmen subay kişilerden
oluşan enıir komuta zuıciri-
ne bağlı kişilerin mütalaala-
n bilirkişi raporu gibi kabul
edip, takipsizlik karan ve-
ren soruşturmanın devamı
isteklerini reddeden ma- •
kamlarm orta>a çıkan bi- «
lirkişiraporundan sonra bu ,
kadar güçlü bir kanıttan '
sonra bir gün bile bekleme- •
den soruşturmayı açmalan •
gerekirdi.'*
Dönemin Genelkurmay "•>
Başkanı, DYP Kilis Millet-
vekili Doğan Güreş'in ola- ,
yın hemen ardından yaptı-
ğı açıklamada, "buzlan-
ma" gerekçesini bildirdiği-
ni anımsatan Senem. Do-
ğan Güreş ile KKK Güver-
cinlik Eğitim Okulu Ko- '•
mutanı Armağan Kuloğ- ,
lu'nu soruşturmayı örtbas ,
etmekle suçladı.