27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 23 OCAK 1997 PERŞEMBE HABERLER Adxet Bakanı Kazan, Uğur Mumcu suikastıyla ilgili haberlerin spekülasyondan ibaret olduğunu söyledi ; Yağar da Yeşil de tanık değiTAM<_AR\(A'HKA) - Adalet Bakanı ŞcketKızan. gazeteci - yazar Uğur Vfıraca «Jiksstylaılgili sürpriz angın (rhaı \ağar ya da Yeşil kod »dr/la ıçklarular yapan kişilerden »eıhangibin slmadığını bildirdi. Zazan. ?• um<u suikastıyla ilgili toraştıma hcklunda ANKA'nın »orjlann yantlarken olayın tanığıyla japılan haberenn spekülasyondan bare: clcuğuaıı ve gerçeğı jarsıtrr.aiığın bildirdi. tsim vererek İenangi resıri bir kurumu yıpratmak Btemecijinı Hldiren Kazan'ın soralara r erdi5i yanıtlar şöyle: - Mumcu suikâsünda tanığa ulaşüdığı açıklamaıız oldu, ancak bunun kim dduğu ktnusnnda berraklık oluşmadı. Tanıktan sanığa ulaşüması konusunda ne kadar ümitlisiniz? KAZAN: Şimdi hazırlık soruşturması sürüyor ve gizlidir. Gizli olmasına rağmen bizım yakından takibımiz söz konusudur. Ankara DGM zaman zaman beni bilgilendirir. TBMM'de son gelen bilgıyı kamuoyuna duyurdum. Bu tanık kim, herkes ısrarla bana bunu soruyor. Ben de bu soruya cevap vermiyorum. Cevap vermem. soruşturmanın gelişmesini engelleyebilir. Ama şunu görüyorum, basında, 'Kazan'ın tanığı fos çıktT gibi birtakım ısimler açıklandı. spekülasyon yapıldı. Hemen ifade edeyim, bu isimlerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yok. - Tanık Orhan Yağar ya da Yeşil kod adıyla açıklamalar yapan kişüer değil mi? Aynca, Yeşil kod adıyta ilgili yaşanan enflasyonla ilgili değerlendirmeniz nedir? Tanık, JİTEM ajanı olabiür mi? Değilse Jandarma Cenel Komutanhğı neden yalanlamadı? KAZAN: Biz resmi kuruluşlann ismini kullanmadan suçun failine doğru gitmek durumundayız. Resmi kurum ismini kullandığımız z^man, Türk basınında yanlış bir çarpıtma var. Bu doğru, güzel olmayan ve halkın güvenini sarsıyor. Her kurumun içinde birtakım bazı yanlış yapan insanlar olabilir. Her torba findığın içinde birkaç çürük olur. Burada bizim hedefimiz yanhşhğı yapanı, o suçluyu bulmaktır. Jandarma Genel Komutanhgı'nın açıklama yapıp yapmaması benim görev alanımda değil. Yeşil enflasyonu konusunda tabii bir hasta da bizım Kocaeli'nden çıktı. - Eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'ya, 'Bu işin altına giremem' şeklindeki açıklamasuu nasıl degerlendirirsiniz? Yine aynı şekUde DGM Savcısı Ülkü Coşkun'un da 'Devlet isterse bu iş çözülür' şeklinde açıklamalan olmuştu. tldsini birlikte nasıl değerlendiriyorsunuz? KAZAN: Gazetelerdeki Âğar'la ilgili haberleri okudum. Ancak bazı yazılar bana ait olmadığı halde nasıl bana aitmiş gibi yayımlanabiliyorsa, bu da o tûr bir şey olabilir. Kesinlik kazanmadân ve emın olmadan değerlendirme yapmam yanlış olur. - Herhangi bir devlet ajanuun Mumcu suikastuıda görev alması söz konusu olabilir mi? KAZAN: O konuda bir şey söylemem mümkün değil. Mafya. siyasetçi ve bazı polislerin ılişkısine devlet bütün ağırlığıyla gidiyor. Hiçbir şey de gizlemiyor. Hiçbir yere, hiçbir etki de yapmıyor. Şu anda dosyalann hepsi ilgili savcılıkJara intikal ettirildi. Bundan sonra görevli olan onlar. Karanlık güclerce öldürülüşünün üzerinden 4 yıl geçti Türkiye Mumcu'yu bağnna basıyorHaber .Merkea- Arabasına konulan bomba>la kalleşçe katlediler gazetemız yazan Uğur Mumcu. ölümünün 4. yılında yırdun dört bir yanın- da düzenlenecek etkinlikler- le anılacak. Ankarada yann Mum- cu'nun öldürûldüğü yerde gerçekleştirilecek ilk törende saygı duruşunda bulunula- cak, mum yakılacak ve ka- ranfil bırakılacak. Buradaki törende CHP Grup Başkan- vekili Önder Sav ile Mum- cu'nun eşi Güldal Mumcu bı- rer konuşma yapacak. Daha sonra Mumcu'nun Cebeci Asn Mezarlığı'ndakı Anıt Mezan ziyaret edilecek Akşam da Çankaya Beledı- yesi Sergı Salonu'nda Uğur Mumcu Araştırmacı Gazete- cilik Vakfı'nca (um:ag) dü- zenlenen "Uğur Mumcu'nun ardından" konulu toplantı ile Dil ve Tarih Cografya Fakül- tesi'nde 'Uğur Mumcu'97' et- kinliği gerçekleştirilecek. Uğur Mumcu. bombalı sa- ldın sonucu ölümünün 4. yı- lında Istanbul'da da çeşitli et- kinliklerle anılıvor. DÎSK Ge- Srvil toplum örgüderi, siyasi partUer, sendika ve dernekler, kısaca bütün Türkiye, tüm yurtta Uğur Mumcu'yu bir dizi etkinlikle anacak. nel Sekreteri Kemal Daysal. Mumcu su- ikastının aydınlatılmasının. Susurluk ka- zasıyla ortaya çıkan kirlı ılişkilerj^gf dınlatılmasına bağlı olduğunu bejirttı, CHP Istanbul fi Örgütü'nün Taksim - Harbiye Uğur Mumcu Anıtı arasında bu- gün düzenleyecegi 'Uğur Mumcu Yürü- yüşû'ne CHP Genel Sekreteri Adnan Kes- kin, çok sayıda CHP milletvekili katıla- cak. DİSK ve KESK konfederasyonlan tarafından da desteklenen yürüyüş. Saat 12.00'de gerçekleştirilecek. CHP il yöne- timi tüm laik. demokrat ve 'Mumcu dos- tu' olanlan yürüyüşe davet etti. Mum- cu'nun meslektaşlannın ve basın kuruluş- ;Japaı^dajdavetlı olduğy yünîyûş.te.TJgur Mumçulnuri fikirleri ve tespitleriyle bir- likte günümüzde yaşayan siyasal kirlen- meye, faili meçhullere ve gericiliğe tep- ki içeriği taşıyan dövizler taşınacak. CHP il örgütü yetkilileri, amacı "Mumcu'nun ölümünün hemen ardın- dan oluşan kenetknmevi ve tepkili toplu- mu yeniden göstermeyi, aklın ve bilimin güzelliğini bir kez daha anımsatmak" ola- rak belirlenen yürüyüşün kirhliğe, yobaz- lığa ve tepkisizliğe cevap olmasının dü- şünüldüğü söylediler. Daysal, yaptığı ya- zıh açıklamada, Mumcu suikastuun ay- dınlatılmasının, Susurluk kazasıyla orta- ya çıkankırli illşkilerin aydınlatılmasına bağlı olduğunu vurguladı. Kemal Daysal, Mumcu suikastımn. de- mokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesi- nin önünde duran önemli bir engel oldu- ğunu ifade etti. Daysal, "Bizler bu olayın üzerine yeterince gidemezsek. siyasi ikti- darlar olaylann açığa çıkmasını sağlamak bir yana, kapanması için gayret göstere- ceklerdir" göriişünü savundu. Daysal, tüm işçilen, Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Mnammer Aksoj'u anma etkinliklennç katılmaya çağırdı. CHP Beşiktaş tlçe Gençlik Kolu da bu- gün saat 15. OO'te Beşiktaş Uğur Mumcu anıtı önünde bir tören düzenleyecek. Ba- sın açıklamasıyla başlayacak olan tören- de, müzik ve şiir dinletisi ve 1975 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan Sesleniş yazısının okunması yer alacak. Gençler aynca, Mumcu'nun anıtında bugün akşamdan 24 Ocak sabahına kadar nobet tutacaklar. Gazetemiz bahçesinde ya- nn saat 12.00'de gerçekleşti- rilecek törene. gazeteciler, sendikacılar ve Mumcu'nun sevenleri katılacak. Mumcu içın gazetemiz ile TGC ortak- laşa düzenlediğı tören yann gazetemiz bahçesinde saat 12.00'de gerçekleştirilecek. Saat 10.00'dan itibaren ga- zetemiz bahçesinde toplanma başlayacak. 12-.00'de gerçek- leştirilecek törende, gazete- miz adına, yazanmız Dr. Er- dal Atabek. TGC Başkanı Na- U Güreli ve DİSK Genel Baş- kanı Rıdvan Budak birer ko- nuşma yapacak. ÇYDD, Uğur Mumcu'yu ölümünün 4. yı- lında Atatürk Kültür Merke- zi'nde (AKM) özel bir prog- ramla anacak. Saat 14.OO'te başlayacak toplantının açılış konuşması- nı Prof. Dr. Necla Arat yapa- cak. Uğur Mumcu Araştırma- cı Gazetecilik Vakfı'nın (um:ag) Harbiye'de Lütfı Kır- dar Kongre Salonu'nda ger- çekleştireceği anma toplantı- sı saat 21.30'da başlayacak. Lütfi Kırdar'da düzenlenecek olan anma toplantısıyla ilgili biletlerin Ak Merkez, Capitol, Kadıköy ve Bağ^jat Câddesi'ndeki Park Bravo ve PoJo rnağa- zalanndan 1 milyon liraya edinüebilece- ği belirtildi. Izmir'de Çankaya'daki Evrensel Kül- tür Merkezi'nde_bugün bir dia gösterisi düzenlenecek. "Öldürülen Gazeteciler ve Çizgüerle Sesleniş" konulu dia gösterisi sonrasında, DSP Izmir Milletvekili Ha- kan Tartan ve ÇGD Ege Şube Başkanı Ahmet Delikçi birer konuşma yapacak- lar. MERAL ÇATLININ KOMİSYONA VERDİĞt BİLGİLERDEN 'Çatlı'yı hapisten devlet çıkardı'ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - TB- MM Susurluk Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Meral Çath, mahkeme karan- na göre 18 yıldır aranması gereken katli- am zanlısı ülkücü eşi Abdullah Çath'mn. 1980 sonrasında devlet ıçin operasyon yapmasmın karşılığında, o dönem ceza- e^'inde bulunan MHP Genel Başkanı Al- parslan Türkeş ve katlıam mahkûmu Ha- İuk Kırcı'nın serbest bırakılmasını istedi- ğini açıkladı. Kenan E\Ten'in eşıni iyi tanıdığını id- dia eden Catlı. "E\Ten, vumurtalı saldın- ya uğradığı Abnanya gezisinde eşimle gö- rüştü" dedı. Eşinin Ağar'ı çok iyi tanığı- nı belirten Meral Çatlı "Hüseyin Kocadağ evunize gelirdi. tsviçre'deki cezaevinden Abdullah'ı devlet kaçırdı" diye konuşru. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, partisinin son kongresmden sonra eşıne teşekkürlerini ilettieini söyleyen Çatlı. "Eşim ANAP'bydı" dedı. çâtlı'nın bu açıklamasına sınirlenen ANAP'lı üye Ya- şar Topçu toplantıyı terk etti. Komısyonun dünkü toplantısmda. Abdullah Çâtlı'nın eşi Meral Çâtlı'nın yanı sıra iş ortafı Ahmet Baydar ile kaza- da ölen Gonca Us'un kardeşi Arzu Yaman'ın bilgısine baş- vurdu. Alınan bilgiye göre Meral Çatlı, eşinin, Susurluk skandalının ardından tçişleri Bakanlığı'ndan ıstifa ermek zorunda kalan Mehmet Ağar'ı 'çokijitanıdığım'. eski MFTçi Korkut Eken ve BBP lideri Muhsin YazKrıoglu ile sık sık telefonla görüştüğünü, Sedat Bucak'la aitedostu' olduklan- nı söyledi. Çatlı. Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili tbrahim Şahin'le bir kez karşılaşmış olabileceğini bildirdi. Meral Çatlı. Abdullah Çâtlı'nın Özer Çfller'ı tanıdığını tahmin etti- ğinı söyledi. Abdullah Çâtlı'nın Sami Hoştan'la da çok iyi arkadaş olduğunu belirten Meral Çat- lı, "Fransa'da birlikte tatilyap- ük" dedi. Ahnan bilgiye göre Çatlı, 1978 yılında Bahçelievler kat- liamını gerçekleştirmekten sa- nık olan eşinin, devlete çalış- ması önerisini kabul etmek için 'devletten üst düzey bir yetkiliden'karşılık istedığinı bildirdi. Çatlı'nmkonu ile ilgi- li sorulara. "Kimi aradığuu bil- miyorum, ama kendisi de\ let- ten üstdüzey bir yetkilkien, M- parslan Türkeş ve Haluk Kırcı'nın serbest bırakılmasını istedi" dediği öğrenildı. Me- ral Çath'mn anlattığı 1980 sonrası dönem- de Türkeş, partisinin kapatılmasıyla ilgi- li dava nedeniyle Mamak Askeri Çeza- evi'nde, Haluk Kırcı da 7 TlP'li gencin öl- dürüldüğü Bahçelievierkatliamının sanı- ğı olarak hapishanede bulunuyordu. Me- ral Çâtlı'nın, komısyonun çeşitli sorulan- na verdiği yanıtlar şöyle: Kocadağ'la tanışma: Hüseyin Koca- dağ'la tanışırdık. evımize gelirdi. Koca- dağ. eşime 'Mehmet' diye hitap ederdı. .Ama gerçek ısmını bildiğini sanıyorum. Sedat Bucak aıle dostumuzdu. Abdullah Çath ile tanışma: Uise ytlla- nnda Çatlı'yla tanıştım. Son sınıftayken okulu yanm bırakarak evlendik. Çâtlı'nın Bahçelievler katliamına kanştığı söylen- di. Evimıze polisler geldi. Ardından 12 Eylül oldu. Eşim çok tedirgındı. "Yurtdı- şına çıkmamızı zorlayanlar var" dedi. Bunlar devlete yakın birileri olabilir. Cezaevinden kaçınlma: Eşim sonra Fransa'ya gitti, ardından bizi Paris'e aldır- dı. Çok zor günler geçırdik. Göçmen pa- rası aldık. Burada Orail ÇeKk çok yardım- cı oldu. Bir gün posta kutumuza torba bı- rakmışlar. Eroın kaçakçısı dıyerek kocamı tutukladılar, tsviçre'de yattı. Ziyarete gıt- tiğimde bana "Geridöneceğim" dedi. On- dan bir hafta sonra da kaçınldı. (Meral Çâtlı'nın, komisyon üyelerinin, eşini ki- min kaçırdığı yönündeki sorusuna, MÎTi ima ederek, devlet yetkililerinin kaçırdığı yanıtını verdiği bildirildi.) Ahmet Baydar da. Çatlı'yı Özbay kim- liğınde 2.5 yıl önce gece hayatında tanı- dığını söyledi. BOTAŞ ihalesıne birlikte girdiklerini kaydeden Baydar. BAYSA ad- lı şirkette ortaklardan bir bölümünün ay- nlması nedeniyle Çatlı'yı ortak olarak önerdığıni belirtti. Komisyon Başkanı Mehmet Elkatmış. toplantıdan sonra yap- tığı açıklamada, Meral Çath'mn oldukça kapsamh, aydınlatıcı bilgiler verdiğini be- lirterek "Bugüne kadar en doyurucu bil- gi veren kişiydi. Bu düğümlerden hiç de- ğilse birkaçuu çözmemize yarduncı oldu" dedi. Bakan ReCai Kutan'dan Fîkri Sağlar'a yanıt 4 Özbay sonradan girdi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Susurluk Araştırma Komisyo- nu üyesi, CHP tçel Milletvekili Fİkri Saglar'ın soru önergesini yanıtlayan Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı Re- cai Kutan. BOTAŞ "tan ihale alan şirke- te MehmetOzbay takma isimlı Abdul- lah ÇanYnın 4-5 ay sonra ortak oldu- ğunu bildirdi. Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanı Kutan, Işçi Partisi Genel Başkanı Do- ğu Perinçek'in açıkladığı 2. MİT rapo- runda "Çiller Özel Örgütü"nün sevk ve idaresınden sorumlu olduğu belırtı- len eski MlT"çi Korkut Eken'in 3 Ha- ziran 1996 tarihinde BOTAŞ Genel Müdürlüğü ile ilişiğinin kesildığini açıkladı. CHP'li Sağlar. Başbakan Necmettin Erbakan'ın yanıtlaması istemiyle ver- diği soru önergesinde. Abdullah Çat- lı'ya yeşil pasaport, emniyet amiri, em- niyet görevlisi kimlikleri verildığine ilişkin savlar ile Interpol' ün aradığı bir kişinin cenazesinın Türk bayrağına sa- nlması konusunda soruşturma açılıp açılmadığını sormuştu. Sağlar, aynı önergede Korkut Eken'in BOTAŞ ile bağlantısı ve Çath'ya buradan ihale ve- rildiği savlannı da gündeme getirmiş- ti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan, önergenin bakanlığını il- gilendıren bölümünü yanıtlarken, Kor- kut Eken'in BOTAŞİa bağlantısı ko- nusunda şu açıklamayı yaptı: "Korkut Eken 8 Kasım 1990 tarihinde BOTAŞ Genel Müdüıiüğü'ne intisap etmiş olup, 8 Nisan 1993 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda, 8 Ey- lül 1993"tarihinde Başbakanhk'ta.2 Ağustos 1994 tarihinde ise İçişleri Ba- kanlığı Emni>etGenel Müdiirlüğü'nde göreviendirilmiş, 12 Nisan 19% tarihin- de tekrar BOTAŞ Genel Müdürlüğü'ne iade edilmiş ve 3 Haziran 1996 tarihin- de de ilişiği kesUmiştir.'" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Kutan. BOTAŞ Genel Müdürlü- ğü'nden "Mehmet Özbay yada Abdul- lah Çath isimli şahsa herhangi bir iha- le verihnediğini" bildirdi. SIFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]. TÜSlAD'ın raporundaki radı- kal çözüm önerileri, geniştartış- malara neden oluyor. TÜSlAD'ın söyledikleri, gelişmiş ya da orta gelişmiş bir kapıtalıst ülkede ra- dikal olarak kabul edilemez. Ör- neğin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) konusundaki öneri bun- lardan birisi. Asker, hükümet ve Cumhurbaşkanı'nın içinde yer aldığı olağanüstü bir karar meka- nizmasının demokratik bir ülke- de yer alması mümkün değil. As- keriık, ülkenin güvenliğiyle ilgili bir devlet görevi. Askerlenn, se- çilmişler tarafından atanması ve seçilmişler tarafından görevden alınması gerekir. MGK'nin varlığı, Meclis üze- rindeki tartışılmaz ağırlığı, iki as- keri darbenin mirası. Buna 27 Mayıs dönemini de ekleyebilınz. Çünkü askerin ağırtığının artma- sı 27 Mayıs'la başlıyor. TÜSİAD ne diyor? Genelkuımay, Mılli Sa- vunma Bakanlığı'na bağlanmalı diyor. Normalı bu zaten. Milli Sa- vunma Bakanı'nın, bir devlet memuru olan Genelkurmay Baş- kanı'nın gerisine ıtilmesi demok- îşadamları Ne Yapmak tstiyor? ratik bir ülkede düşünülemez bi- le. Ana muhalefet partısi lideri bi- le askerin gensinde durmak zo- runda kalıyor. Bu durumun de- ğiştinlmesıni istemek, radıkal bir öneri halıne geliyor. Asıl anormal olan bu. TÜSlAD normali söylü- yor. Kürt sorununa, Terörle Müca- dele Yasası'na, imam-hatip okul- lanna, laikliğin savunulmasına yaklaşımlan da normal demok- ratik bir içeriğe sahip. Ancak, Türkiye'de yönetim anlayışı ve yasal yapılanma o kadar geriye götürülmüş kı; bu tür demokra- tik talepleri öne sürmek bile ola- ğanüstü bir girişım olarak kabul ediliyor. Patronlann, Türkiye'nın bu or- tamında böyle bir raporu yazmış olmaları veyazdıklannı kararlılık- la savunmaları ne anlam ifade ediyor? TÜSlAD'ın siyasi yaşa- ma ilişkin tezler öne sürmeye hakkı var mı? Patronlar acaba bugün neden böyle konuşuyor- lar? 1990'lardan bu yana büyük patronların olaylara yaklaşımı değişti. Alışık olmadığımız me- sajlarla ortaya çıkmaya başladı- lar. Yalnız TUSİAD değil; Iktisadi Kalkınma Vakfı, Türkiye Ticaret Odalan ve Borsalan Birliği, İstan- bul Ticaret Odası gibi burjuvazi- nin örgütleri, şu andaki yöneti- min anti-demokratik tutumunu, Türkiye'deki otoriter siyasi yapı- lanmayı, Kürt sorununa şiddet dışında bir çözüm aramayan mi- litarist anlayışı eleştiriyoriar. Cem Boyner'in Yeni Demokrasi Hare- keti lideri iken öne sürdüğü sivil toplumcu tezler, Sakıp Saban- cı'nın Kürt sorununa ılımlı yakla- şımı da aynı doğrultudaydı. İki askeri darbenin kaymağını yiyen işadamlan; daha öncelen askeri darbelerden yarar sağlar- ken, şimdi neden militarızmle ters düşüyorlar? 12 Eylül ve 12 Mart askeri darbelerinden sonra. işçi sendikalarının çalışmaları baskı altına alındı. Grev hakkı ya- saklandı. Ülkenin maddi olanak- ları işadamlannın emrine sunul- du. Büyük sermaye bu yolla ken- disini yenilemevealtyapısını mo- dernleştirme olanağı elde etti. 1960'lann sonunda Haliç çevre- sinde toplanmış kınk dökük Tür- kiye sanayisi, 25-30 yıllık süreç içinde olağanüstü büyüdü ve kendini yeniledi. Dış piyasalara açıldı, yatınm olanaklarını geniş- letti. Askeri darbelerin de desteğiy- le kendini yenileyen, büyüyen büyük burjuvazi; şimdi siyasi ya- pısının liberalleşmesini talep edi- yor. Bazılan, burjuvazinin bu yol- la sahtekârük yaptığını düşünü- yorlar. Hayır, tersine, büyük bur- juvazinin sınıfsal çıkarian; Türki- ye'nin siyasi ve yasal yapısının değişimini gerektinyor. Geçmiş- te asken darbelerden medet u- man patronlanmız, şimdi Türki- ye'nin mıliter sisteminin sivilteş- mesini sınıfsal çıkarian açısından gerekli görüyorlar. Türkıye'nin bugünkü kan ve kaos ortamın- dan büyük sermaye sahipleri de sıkıntı çekiyorlar. Güneydo- ğu'daki savaş; onlann ticari ola- naklannı kısıtiıyor, ülkenin mad- dı olanaklannın silahlanmaya harcanmasına neden oluyor. işçi sınrfmın kısa vadedeki çı- karian da, orta sınıflann kısa ve orta vadedeki çıkarian da mo- dern birtoplumu, bir hukuk dev- letini gerektiriyor. Böyle bir deği- şimden rahatsız olan kesimler ise, otoriter yapılanmadan, sa- vaştan siyasi ve ekonomik rant elde edenler. Onlar, demokratik- leşme isteyen her çıkıştan büyük rahatsızlık duyuyortar ve böyle çıkışlar yapanlan susturmaya ça- lışıyoriar. TÜSlAD patronlann se- si, onlar konuşsun. Işçiler konuş- sun, öğrenciler konuşsun, kadın- lar konuşsun, memurlar konuş- sun. Yalnızca elinde iktidar olan- lar, silah olanlar mı konuşacak? Şimdiye kadar onlar konuştu. Manzara ortada... Daha çok konuşmaya ihtiyacımız olduğu bir kez daha ortaya çıktı. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Devlet Eliyle Uyuşturucu Nedense yabancılar bize bir suçlamada bulun- duklarında hep tüylerımiz dıken diken oluyor, Türklük hormonlarımız en üst düzeye vuruyor ve kafatasımız atıyor. Avrupa Parlamentosu'nda "Türkiye'de işkence yapılıyor" mu dendi? Çok satan gazetelerimizin manşetleri hazırdır. Avrupalı, Türk düşmanı olur hemen... Aslında, bu gazetelerimizin hepsinde de ülkemizdeki işken- celer üzerine haber ve yorumlar yayımlanmıştır; ama ne gam! Yine benzer durum yaşıyoruz bugünlerde: Bir Alman mahkemesinin tutanaklarına, Türkiye'de devletin ve siyasilerin uyuşturucu kaçakçılığına örtülü destek verdıği saptaması geçince, yine benzer kıyametı kopardık: "SkandaU". Devletin Susurluk'ta kazaya uğramasının ar- dından ortaya dökülen kirli çamaşırların, "ûst düzey devlet görevlilerinin" uyuşturucu kaçak- çılığı içinde olduğunu gösterdiğini unuttuk! Yüzmilyonlarca dolarlık dünya çapında bir uyuşturucu trafiği... Bu trafiğin kilit noktalarında Türk mafyası ve devlet içindeki uzantılan... Paylaşım kavgaları ve cinayetler. Belçika'da bir uyuşturucu kaçakçısı, günlerdir Ağar'ın uyuşturucu olayının içinde olduğunu ileri sürüyor. Çâtlı'nın, Avrupa uyuşturucu kaçakçılığının ' odak noktalanndan biri olduğu anlaşılıyor. Kara paralar ve aklamalar terörle mücadele ti- mi yönetıcilerine kadar uzanıyor... Avrupalılar olayın adını koyduklarında tepemiz atıyor. Ağarkim? En son görevi İçişleri Bakanlığı. Yani yüksek devlet görevlisi. Kırmızı pasaportu var. En büyük hamisı "Bakan düzeyinde". Çatlı kim? Ağar'dan da güçlü ve "yüksek devlet görevli- si". Çünkü birkaç kırmızı pasaportu var. 20 yıldır devletin tetikçısi, bombacısı, yaptığı işler bakı- mından "en üst düzeyde" görevli. Ve diğerleri: Hepsi devletin görevlileri. Belçika'da bir uyuşturucu babası bas bas ba- ğınyor. "Ben devlet ve bakanlarla işbirliği yap- tım" diye. Kimsenin aldırdığı, iddiaları araştırdığı yok. Adamın söyledikleri Alman mahkemesinin za- brtlanna geçince, kıyameti koparıyoruz... • • • Devlet eliyle, devletin olanakları kullanılarak ya- pılan uyuşturucu kaçakçılığı, ülkemize, ülkemiz insanlarına, gençlerimıze, çocuklanmıza, gelece- ğimize karşı işlenmiş en büyük cinayetlerden biri değil midir? Hiçbirimiz olayın bu yönü üzerinde kıyameti kopanmıyoruz. Uyuşturucu kullanımı son yıllarda nasıl ve niçin bu kadar yaygınlaştı, liselere kadar indi ve genç- ler bir de uyuşturucudan patır patır ölmeye baş- lacMar?. - . - . • ••Sorgulamryortaz.-- ' • r " • — '"'' Devlet eliyle uyuşturucu madde organizasyo- ' nu, ülkemize, geleceğimıze karşı işlenmiş en bü- yük cinayetlerden biri. Almanlara kızacağımıza, bir Cumhuriyet savcı- sı hemen harekete geçmeli ve Susurluk'la orta- ya dökülen ve Alman mahkeme tutanaklarına ka- dar giren uyuşturucu trafiğinin bütün bu ilişkileri- ni kapsamh bir soruşturma konusu yapmalıdır. • • • Son bir merak notu: Devlet görevlilerinin ele geçirdiği esrar, eroin, kokain gibi uyuşturucu maddelere nasıl bir işlem yapılıyor, bunlar nerede saklanıyor acaba? Uyuşturucunun perışan ettiği aileler merak et- miyor mu? Yakınlari: Soruşturma yenilensin BitJis dosyası yeniden MSB'de ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'le aynı kazada yaşa- mını yitıren Pilot Tuğrul Sezginler'in aılesı, takıp- sizlikle sonuçlanan soruş- turmanın yeni bulgular ışı- ğında yenilenmesi için Milli Savunma Bakanlı- ğı'na başvurdu. Genelkur- may eski Başkanı ve DYP Kilis Milletvekili Doğan Güreş ise -Eşref Bitlis'in uçağma sabotaj \-apıkiığuıa ilişkin ciddi duv umlanmız var" açıklamasını yapan Adalet Bakanı Şevket Ka- zan' a verdiği yanıtta, sabo- taj iddialannı reddederek - Insan raporlara bakar, bi- lenlere sorar da konuşur" dedi. Bitlis'in uçağının pilotu Tuğrul Sezginler'in ablası Saime Sezginler ile avuka- tı Nusret Senem dün düzen- ledikleri basın toplantısın- da, ÎTÜ'nün olayla ilgili olarak hazırladığı raporun yeni kanıt olarak değerlen- dirilmesi gerektiğini belır- terek, soruşturmanın yeni- lenmesi istemiyle Milli Sa- vunma Bakanlığı'na baş- vurduklannı bildirdiler. Se- nem, Pilot Tuğrul Sezgin- ler'in ailesinin, uçağın üre- ticisi firma aleyhine açtığı tazminat davasının görül- düğü Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin is- temi üzerine tTÜ Uçak Mühendisliği Bölümü'nce bilirkişi raporu hazırlandı- ğını anımsattı. Raporda, motor anzası ya da buzlan- manın etkili olduğuna. pi- lotaj hatasının bulunduğu- na ve firmanın kusurlu ol- duğuna ilişkin kanıt bulun- madığı saptamalanna yer verildiğini kaydeden Se- nem, raporda "Kaza günü öncesindeki gece, hangar ci- vanndaki bir nöbetçi tara- fından bildirilen kimliği bi- linmeyen Idşi ile motor iç aksamının enkaz yerinde bulunmaması ve saglam ve muka\ im olan motor zarfi- nın parçalanmamış ve hat- ta fazla deforme olmanıış görünrüsü karşısında sabo- '• taj ihtimali gözden ırak tu- lulmamalıdır" dendığıne ; işaret etti. ; Bilirkişi raporunun ceza ; hukukunda çok önemli bir kanıtolduğunu vetakipsiz- . likle sonuçlanan hazırlık , soruşturması sırasında as- , keri savcılık tarafından gö- rev lendirilen bir bilirkişi heyetinin bulunmadığını vurgulayan Senem, şu gö- rüşü dile getirdi: "Buna rağmen subay kişilerden oluşan enıir komuta zuıciri- ne bağlı kişilerin mütalaala- n bilirkişi raporu gibi kabul edip, takipsizlik karan ve- ren soruşturmanın devamı isteklerini reddeden ma- • kamlarm orta>a çıkan bi- « lirkişiraporundan sonra bu , kadar güçlü bir kanıttan ' sonra bir gün bile bekleme- • den soruşturmayı açmalan • gerekirdi.'* Dönemin Genelkurmay "•> Başkanı, DYP Kilis Millet- vekili Doğan Güreş'in ola- , yın hemen ardından yaptı- ğı açıklamada, "buzlan- ma" gerekçesini bildirdiği- ni anımsatan Senem. Do- ğan Güreş ile KKK Güver- cinlik Eğitim Okulu Ko- '• mutanı Armağan Kuloğ- , lu'nu soruşturmayı örtbas , etmekle suçladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle