Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 23 OCAK 1997 PERŞEMBE
14 KULTUR
İlhan Erşahin ve Istanbul'a taşıdığı Eddie Henderson bu akşam CRR'de
New York'tan gelen bir caz yıldızı• New York'ta birlikte çalışan Eddie Henderson ve İlhan Erşahin bu akşam saat 20.30'da. davulda
çok yetenekli bir isim olan Kenny Wollesen, basta New Yorklu genç yeteneklerden Dong Weis,
piyanoda Ion Daviz ile beraber sahne alacaklar. Ağırlıklı olarak ilhan Erşahin'in bestelerini çalan
topluluk, hard pop temellerine oturan parçalannı funk ve çağdaş öğelerle süsleyerek yaratıcı olduğu
kadar dinlenmesi keyifli bir müzik çalıyor.
MEHMET ULUĞ
YakJaşık 10 yıldır New York'ta bir caz
savaşı veren İlhan Erşahin, son
zamanlarda bu amansız mücadelenin
meyvelerini toplamakta. Caz dünyasında
adını duyurmak ısteyen her genç
mûzisyenin uğrağı olan bu acımasız
şehir, pek çoğunu geri püskürtürken
azimli olanlann "Mekke^si olur. İlhan
da artık bu şehirde sürekli olarak
sahneye çıkan ve iyiden iyıye adını
duyurmayı beceren genç yeteneklerden
biri. Son 2 yıldır her cumartesı öğleden
sonra ünlü caz kulübü Sweet Basil'da
çalarak müziğıni ve çevresini genişleten
İlhan. artık bir New York'lu. Kenny
Barron gibi ustalann içkilerini keyifle
yudumlayıp müzik dınledikleri öğleden
sonralara dönüşüyor. İlhan, New York'a
geldıği ilk günlerden beri Eddie
Henderson ile birlikte çalışmakta. Eddie
Henderson"un "çok iyi arkadaşım" diye
nitelendırdiği İlhan, bu ustaya olan
hayranlığını da gizlemıyor.
Cotton Club'tn en parlak zamanlannda
bir dansçı olan annenin çocuğu olarak
1940 yıhnda New York'ta cazın ıçinde
doğan Eddie Henderson. ilk trompet
derslerini Louis Armstrong'dan aldığını
söylüyor. Dokuz yaşmdaki bu
tanışmadan sonra müziği hıç bırakmayan
Henderson, annesinin arkadaşlan olan
Duke Ellington ve Count Basie'nin yanı
sıra gene annesinin okuldan arkadaşı
olan Billie Holiday ile bırlikte büyüdü.
Babasının erken yaştaki ölümünden
sonra annesinin bir doktor ile evlenmesi
sonucu doktorluk mesleğıne yakın ilgı
duyan Henderson, önce müzik, ardından
da zooloji eğitimi gördükten sonra 1964
yılında Howard Cniversitesi'ne girerek
tıp eğitimini tamamladı. Okul yıllan
boyunca müzik çalmaya devam etti ve
bu dönem içınde Joe Henderson, John
Handy ve Philly Joe Jones gibi isımlerle
çalıştı. Mezun olduğu 1968 yılından
80'li yıllara kadar her iki mesleği birlikte
sürdüren sanatçı. bu dönem içinde
çalıştığı Herbie Hancock topluluğuyla
uluslararasj ün kazandı. Cazı elektronik
seslerle harmanlayan ve de fusion
tarzının en çarpıcı örneklerini sergileyen
bu toplulukta Bennie Mauphin, Julian
Prester, Buster Williams ve Büly Hart ile
birlikte Mwandisihl. Crossıngs ve
Sextant adlı albümlerde çaldı. 1973
yılında kendı projelerine ağırlık vermek
üzere topluluktan aynldı ve Realization
ve Inside Out adlı albümlerini yaptı. Bir
süre San Francisco'da yaşadıktan sonra
80'lı yıllann sonunda tekrar New York'a
yerleşerek akustikcaza dönüş yaptı.
Milestone plaklan için Dark Shadows ve
lnspiration adlı albümleri yapan
Henderson. bu çalışmalannda
kompozisyona ağırlık vererek ve John
Locke gibi önemlı bir vibrafoncudan
yararlanarak müziğine yeni bir boyut
kattı.
Bu akşam Cemal Reşıt Rey Konser
Salonu'nda 20.30"da sahne alacak olan
topluluk, llhan'ın ilk CD'si olan "She
Said" adlı albümünde çalan kadrodan
oluşuyor. Davulda çok yetenekli bir isim
olan ve Tonı NVaits'ten John Zorna
kadar birçok önemli isımle çalışmalan
bulunan Kenny VYöüesen yer alıyor.
Basta yer alan Dong Weis ve pıyanist Ion
Daviz Ne\v York'lu genç yeteneklerin
başını çekiyorlar. Ağırlıklı olarak İlhan
Erşahin'in bestelennı çalan topluluk,
hard pop temellenne oturan parçalannı
funk ve çağdaş öğelerle süsleyerek
yaratıcı olduğu kadar dinlemesi keyifli
bir müzik çalıyor. İzlenmesi tavsiye
edilir!
16. Grafik Ürünler
Sergisi 'nde ödüller
sahiplerini buldu
Kültür Servisi - Grafikerler
Meslek Kuruluşu'nun
AKM'de açtığı sergide
grafik tasanmcılan
ödüllenni aldılar.
lhap Hulusı Afîş Özel
Ödülü Esen Karol"a, Emın
Bann Logotayp Özel
Ödülü ve Otacı Amblem
Özel Ödülü Seiçuk
CebeciogJu'na, Şule
Sönmez ıllüstrasyon Ödülü
GMK'ye, TÜYAP Kitap
Kapağı Özel Ödülü
Timuçin Unan'a. Pandora
Kitap Tasanmı Özel Ödülü
Yeşim Deroir'e. Eczacıbaşı
Vakfi Yılın Genç Grafik
Tasanmcısı Özel Ödülü
Murat Yılmaz'a. Bıkem
Özsunay Özel Ödülü ıse
Funda Çolpan a verildi.
Broşür dalında Emine
Tüseral, Peün Türker ve
Esen Karol: Kültürel Afiş
Dalında Yeşim Demir, A.
Naci Fırat ve Esen Karol;
Afiş, Pankart, D. Kart
dalında Murat Yılmaz.
Basın llanı dalında Funda
Çolpan ve Murat Yılmaz;
Basın Kampanyası dalında
Murat Yılmaz ve Murat
Lafçı; Illüstrasyon dalında
Mehmet Llusel; Dergi
Kapağı dalında Murat
Lafçı, Tıpografi dalında
Llaş Eryavuz: Dergı llanı
dalında Funda Çolpan ve
Murat Lafçı; Faaliyet
Raporu dalında Erol
Egemen, Timuçin Ünen ve
Ali Gürevin; Tanıtım
Eşyası dalında Esen Karol
\e Yeşım Demir; Ambalaj
dalında Elif Pektaş, Bekata
Ozdikmen ve Serra
dalında Haluk Gedik,
Necdet Kara ve Alper
TungaŞen, Başlıklı Kâğıt
dalında Murat Yılmaz,
Yılmaz Aysan. Kitap
Kapağı dalında Mert Kunç,
Timuçin Unan ve Yeşim
Demir. Kitap dalında Esen
Karol. Joele Danon ve
Yeşim Demir; Logo dalında
Seiçuk Cebecioğlu; Dırect
Mailing dalında Mine Can
ve Yeşim Demir ödüle
değer bulundular.
Cemal Nadir'in ölümünün 50. yılı
Selma Kurdakul
Karikatür ÖdülüKültür Servisi -
Kankatürcüler Derneğı.
basın karikatürünün ilk
büyük ustası Cemal Nadir
Güler'ın ölümünün 50.
yılında bir kankatür
yanşması düzenliyor.
'Selma Kurdakul Karikatür
Ödülü' adını taşıyan
yanşma amatör ve
profesyonel tüm çızerlere
açık. Gönderilecek
karikatürlerin siyah'beyaz
olması gereken yanşmaya
en çok 3 çahşmayla
katılınabılir. Konunun
serbest olduğu yanşmaya
son katılım tarihi 17 Şubat
1997 olarak belirlendi.
Gönderilecek karikatürlerin
daha önce herhangi bir
yanşmaya katılmamış
olması gerekiyor. Yanşma
karikatürleri, kınlmayacak
biçimde ambalaj lanarak
Karikarürcüler Derneği.
Yerebatan Sarnıcı Çıkışı.
AlemdarCad.34410
Sultanahmet, Istanbul
adresıne elden ya da posta
ile ulaştınlabilir.
Yanşma seçicı kurulu
Cemal Nadir Güler
Semih Balaoğlu, Ferruh
Doğan, AHUviErsoy,
Kâmil Masaracı ve furhan
Sekjuk'tan oluşuyor. Selma
Kurdakul'un önerisi ile
düzenlenen yanşmanın
ödülleri, seçici kurulun
değerlendirmesi sonucu
belırlenecek 5
karikatürcüye 50'şer milyon
TL olarak saptandı.
Kankatürcüler Demeği,
yanşma karikatürlerinin
kıtaplaştınlması için
gınşimlerde bulunmayı
kararlaştırdı.
Mcuulela'runyaşamtndan bir değil iiçfilm
Dünyanın dört bir yanmdan gelen teklifleri reddeden Nelson Mandela,
yaşamının film haklannı Güney Afrikalı bir yapımcıya verdi
Kültür Servisi - Güney Afrıka'nın
De\ let Başkanı Nelson Mandela'nın
yaşamı. üç ayn filme konu oldu. Film
yapımcılan. Mandela'nın 1994 yılın-
da yayımlanan "Long VValk to Fre-
edom'' (Özgürlük Yolunda) başlıklı
otobıyografisininyayımlanmasından
da önce film haklannı satın almak
içm bırbirleriyle yanşa girmişlerdi.
Mandela'nın öyküsü, Hollyvvood ıçın
biçilmişkaftan: Sokaklarda başlayan
ırkçılık karşıtı mücadelesıni Afrika
Ulusal Konseyi'nın başkanı olarak
sürdüren. inançlan uğruna 27 yıl ha-
pis yatan. derken serbest bırakılıp ül-
kesinin devlet başkanı olan ve tüm
dünyada özgürlüğün simgesi haline ge-
len bir kahrarnan... Eskı kansı \Vîn-
nieMandelaileyaşadıgıolaylıilişkı-
nin fılme tuz biber katacağı da kesin!
Ancak fılm, Hollywood'lu yapım-
cılara 'yarolamadı'. Hollyvvpod'un ya-
nı sıra Kanada ve İngiliz film şırket-
lerinden, aynca BBC'den çok sayıda
teklif alan Nelson Mandela, filmin
yayın haklannı Güney Afrikalı ya-
pımcı Anant Singh'e verdi. Singh.
daha önce Whoopi Goldberg'ın baş-
rol oynadığı. Türkıye'de de gösterilen
"Sarafina" fılminin yapımcılığını üst-
lenmişti.
Nelson Mandela'nın bu karan sa-
natsal ya da tican kaygılarla değil,
politik nedenlerle aldığı yolundaki
söylentiler ise film çevrelerini meş-
gul etmeyi sürdürüyor. Mandela ise.
"AnantSingh son derecesaygıduy du-
ğum bir yapımcı; bu nedenle onun ge-
tirdiği teklifi kabul etmeyi uygun gör-
düm. Kendi sanatçılarımızı destekle-
mek bizim görevimizdir. Singh çok
becerikli bir adam; eline gerekli ola-
naklar verildiğinde çok iyi bir iş kota-
racağına inanıyorum" diyor.
Mandela'nın, zor koşullarda ayak-
ta kalmaya çalışan Güney Afrika film
endüstnsıni haıeketlendirmek için
böyle bir adım atmış olabileceği söy-
lenirken, bazı çevTeler de otobiyog-
rafisinin yayın haklannı Amerikalı-
lara vermesi üzenne aldığı tepkileri
neden gösteriyor. Anant Singh"in bu
ış için en uygun isim olup olmadığı
yolundaki tartışma ise sürüyor.
Tartışmalar dinmeden ikmci bir
Mandela fılminin çekileceği yolunda-
ki haberler ise ortalığı ıyice kızıştır-
dı. AmerikankabloluTVkanah Shovv-
time'ın yapımını üstlendiği bu ıkin-
ci film. Nelson Mandela'nın yaşamı-
nın 'onaylanmamış' versiyonu ola-
cak.
Filmde Mandela'yı, bir Güney Af-
rikalı değil, ünlü Amerikalı siyah
oyuncu Sidney Poitier canlandınyor.
Irkçı rejimin son devlet başkanı F\V
de Klerk'ı Michael Caine oynuyor.
Film, Güney Afrikalılan öfkelen-
dirdi; Önlara göre, Mandela'yı ancak
bir Güney Afrikalı canlandırmalıy-
dı... Güney Afrika'nın emektar tıyat-
ro sanatçısı Jon Kani. "Bu ülkede bu
rolün üstesinden son derece başany-
la gelebilecek çok sayıda sanatçı var.
onlardan biri de benim" dıyor. Tep-
•Onaylanmamış" versiyonda Mandela'yı canlandıracak olan Sidney Poitier (sağda), tepkilere karşılık
"Mandela'yı Mandela'dan başkası iyi oynayamaz. O oynadu bütün dünya iztedL." diyor.
ollywood'un yanı sıra Kanada ve İngiliz film şirketlerinden, aynca BBC'den çok
sayıda teklif alan Nelson Mandela, filmin yayın haklannı Güney Afrikalı yapımcı
Anant Singh'e verdi. Amerikan kablolu TV kanalı Shovvtime'ın yapımını üstlendiği
ikinci filmde ise Mandela'yı, Sidney Poitier canlandınyor. Bir de mart aymda
Londra'da gösterime girmesi beklenen yönetmenliğini Jo Menell ve Angus Gibson'ın
üstlendiği uzun metrajlı belgesel film var.
kileri çeken Poitier görüşüne gelince:
"Mandela'yı Mandela'dan başkası iyi
oynayamaz, Ooynadı. bütün dünya iz-
ledL."
"MandeiavedeKkrk"başhklı fil-
min, Singh'in yayın haklanna tecavüz
etmediği söyleniyor. Bu onaylanma-
mış ikinci versiyon, Nelson Mande-
la'nın yaşamının son yıllannı kapsı-
yor ve geniş olarak Mandela-de Klerk
ilişkisini irdeliyor. Bu filmde. basın-
da izlenen dışında hiçbirözel konu yok.
Buna karşın, film haberi gelir gelmez
Nelson Mandela'nın basın sözcüsü-
nün Mandela'nın bu filme onay ver-
mediği yolundaki açıklamayı yaptığı
biliniyor. Öte yandan. Mandela'nın
avukatının uyanlanna kulak asma-
yıp. fılm çekimleri için Güney Afh-
ka'ya gelen Oscarlı oyuncu Sidney
Poıtier'yi konuk ettiği de bir gerçek.
Onaylanmamış versiyonun yıl ıçin-
de göstenme girmesi beklenirken.
onaylanmış versiyonun yapımcısı
Singh'in henüz senaryoya bile el at-
madığı biliniyor. Richard Attenboro-
ugh'nun u
Gandhi"si ölçeğmde bir
film yapmayı tasarladığını anlatan
Singh, "Tarihsel bir füm olacak. .\ma
fîlmi izleyenler Mandela'nın insani ve
duygusal yönünü de kavTayacaklar"
diyor. Güney Afrikalı film eleştir-
menleri ise bunun kolay olmayacağı
kanısında: Mandela. otobiyografısin-
de özel yaşamından ve duygulartndan
hıç söz etmiyor. Singh'in Mandela'yı
canlandıracak oyuncu seçimi konusun-
da acele etmediği söyleniyor. FW de
Klerk rolü içinseAnthonyHopkins'in
adı geçiyor.
Mandela filmleri bu ikısıyle bit-
miyor; Bu yıl mart ayında Londra'da
gösterime girmesi beklenen bir de
uzun-metrajlı belgesel fılm var: Yö-
netmenliğini Jo MeneD ve Angus Gib-
son'ın üstlendiği "Mandela", Nelson
Mandela, ilk kansı Evelyn, ikinci ka-
nsı Winnie v e dostlanyla yapılan söy-
leşılerden oluşuyor. Bir arşiv fılmı
niteliğındeki belgesel, 'gelecek ku-
şaklariçin"gerçekleştırilmiş. Yönet-
menlennden Gibson.
u
Bugün dün-
yaya baktığımızda. insanlara örnek
olabilecek bir politikacı görmek çok
zor. Mandela ise örnek bir insan. Ya-
şamının öyküsü gelecekkuşaklara kal-
sın istedik" diyor. Johannesburg'da
göstenme giren belgesel. Güney Af-
rikalı izleyiciden beklenen ilgıyi gö-
remedi, umutlar Londra'ya kaldı. Ha-
reketli fîlmlen belgesellere yeğleyen,
aynca devlet başkanlan Mandela'yı
her gün zaten televızyondan izleyen
Güney Afnkalılar'ın öteki iki fılmı be-
ğenıp beğenmeyecekleri merak ko-
nusu.
SEVGİ ÖZEL
Şimdikı Türk Dil Kurumu'na, 2876 sa-
yı\ı yasa birçok görev v eriyor. Üstelik Baş-
İakanlığa bağlı bir devlet dairesi artık. So-
rumluluğu neden başkalanna atıyor resmı
TDK, •'Dil İzleme Kurulu"nun görev lerinı
jstlensin... Ağırlığını koysun, dili bozanla-
n, yabancı sözcük hayranlannı uyarsın...
Etevletın böyle birkurumu varsa, yeni "ku-
nıDar" niye? İş arayanlara yeni kapılar mı
ıçıbyor? Yasamn gerekJılığini savıınan Dev -
iet Bakanı Işılay Sayguı "Kanunun amacı
u Türkçe kullanılmasını sağlamak" dıy or.
Sayin Bakan'm öz Türkçeden neyi amaçla-
iğ'ını bilmiyoruz, ama çalışmalanndan so-
nımlu olduğu Atatürk Kültür Dil ve Tanh
Yüksek Kurumu'na bağlı Türk Dil Kuru-
tnu'nun "özTiirkçesiyse"bu, çokdüşünmek
şrek. Çünkii Ingılızce. Fransızca, Alman-
a vb. gibi dilkrden gelen sözcüklenn ye-
ine. Arapça, Farsçalan geçecek demektır.
Yasayladıl "düzenlenıesf'yapmak.Türk-
Türkçeyi Yasayla Korumak (2)
çe için yarar değil, zarar getirecek bir giri-
şımdir. Atatürk neden Türk Dil Kurumu'nu
özerk bir demek olarak kurmuş. neden si-
yasal iktidarlann etki ve baskısından uzak
kalması için kalıtından pay ayırmıştı; neden-
len ortada.
Eskiden kımi aymazlar. Atatürk'ün ve
kurduğu kunımun dile "müdahale" ettıği-
nı söyler dururlardı. Oysa Atatürk'ün kunı-
munun yasal buyurucu gücü yoktu. Bu ku-
rum tüm çalışmalannı, önerilerini toplu-
mun beğenisıne sunardı. Toplumun sözge-
cinden geçenler. aydınlann çabalanyla ya-
şamageçerdi. Bunun neresi "dilemüdaha-
İe" idi? İşte şimdı yapılan "dile nıüdahale"dir.
bu öyle bir "müdahale'T^ı, toplumun bel-
leğinden dil devrimini tümden çıkarmaktan
başka bir amacı olduğunu savunmak saflık
olur. "Dil İzleme Kurullan"nın, "imla, te-
lafnız ve gramer yanltşlannı" saptayacagı-
nı belirten. bu yanlışlann "niteliği, ağırbğı
ve tekran halinde" birtakım yaptınmlan
öngören taslak, resmi TDK'nin
w
imla"sını
kullanacakelbette. Resmi TDK'nin "yaşa-
yan Türkçe" anlayışı iyice yerleşecek. Bu-
güne değin resmi TDK'nin dil anlayışını ve
yazımını dikkate almayan birçok basın ya-
yın kuruluşuna gözdağı veriliyor bu taslak-
la. Taslak yasalaşınca. binlerce "yayTnevi"
adından başlayarak. dil politikasını resmi
TDK'ye uydurmak zorunda kalacak.
Sayın Devlet Bakanı. Atatürk cumhunye-
tinin bir kadını, birbakanı oldugunuzdan kuş-
ku duymak ıstemıyoruz. Gelin siz. Ata-
türk'ün "vasiyeti" üstündeki hukuk lekesinı
silmek için uğraşın. Atatürk'ün Türk Tarih
ve Dil kurumlannı eski tüzelkişiliklenne
kavuşturmak için bir yasa taslağı hazırlaym.
Yasayla dil düzenlenmez, bu dile "müdaha-
le^dır. Kaldı ki bu iş, sızden \e resmi TDK'den
çok. Milli Eğitim Bakanlığı'nadüşer. Birey-
lere dil bilinci verecek olan yasalar değil. eği-
tim kurumlandır.
Türk Dil Kurumu, eskiden olduğugibi Ata-
türk'ün öncülük ettiği dil devrimı doğrultu-
sunda Türkçenm bütün bıhm. sanat, teknik
kavramlannı karşılaması için özgürce çalış-
sın. Atatürk'ün kurumunun 51 yıllık çaba-
lan. çalışmalan, ürünlen olmasaydı Sayın
Devlet Bakanı. şimdi bozulduğundan ya-
kındığmız Türkçeye bile kavıışamazdık.
Uydurukça diye karalanan. özleşen bu
Türkçe olmadan. hiçbırimiz ne yazabılır, ne
konuşabilınz. Gelın Sayın Devlet Bakanı, ''di-
le mûdahale" eden biri olarak yazmasın si-
zı kültür tanhi. Çünkü Türkçe. dil devrimi-
ni yadsıyan resmı TDK'nin varlığına kar-
şın, dil devnmı doğrultusunda yenileşerek
gelişiyor. Dev letin bir dil polıtikası olmama-
sına karşın, kendi kaynağında gürül güriil akı-
yor. Yüzlerce bilimcinin, sanatçının kıtap-
lıklan dolduran binlerce kitabı, yüzümüzü
ağartıyor. Gelin Sayın Bakan, dil devrimin-
den çekinmeyin, yüreğınizi ve yüzünüzü
onlara çev ınn. Tasansı bile dil yanlışından
geçilmeyen bir yasayla, dilimize kurulan tu-
zağa öncülük etmeyın. Yıllar önce Ata-
türk'ün kurumu kapatüırken olacaklan bir
bir saydık, söyledik. Keşke yanılsaydık, za-
man bizleri haklı çıkardı, yine çıkaracak.
Ancak yara alan dılimiz olacak. Türkıye'nin
böylesı boş atıp dolu tutmaya çalışan aymaz-
lıklan deneme lüksü yok. Bir düşünün Sa-
yın Bakan. bizden söylemesi. Çünkü her di-
lın kendi yasalan vardır, bunlan bilmek ge-
rek önce.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Anday'ın Toplu ŞiîPleri
Kitaplaraklın, düşüncenin, yüreğin, taşıyıalarıdır.
Kıtapları, kımileri çok sever; kimileri ne hikmetse çok
korkar. Bir de kitaplara savaş açanlar vardır.
Kitaplara savaş açanlar, çağımızın cellatlarıdır; in-
sanların elinden bilgiyi ve imgeyi almak ısteyen cel-
latlar...
Aslında her kitap bir sevinç; yüreği ısıtan bir sı*
caklık ve ruhu aydınlatan bir ışıktır. -i
Armağan olarak birinden bir kitap almak insani
ne kadar mutlu kılarsa; birine kitap armağan etmeft
de en az o kadar mutlu kılar. Tabii sözümüz kitap1
severlere, bilgi âşıklanna, imgedüşkünlerine, oku-
ma serüvencilerine...
Yılın ilk günlerindendi ve her zaman olduğu gibj
Adam Yayınları'nın paketi elime ulaştığında; "Han}
gi kitaplar çıkacak" sevinci birdenbire yüreğimi kapr
ladı.
Yeni yılın kuşkusuz en anlamlı armağanlarından
biriydi (öteki armağanlara da teşekkür)... :
• !
Adam Yayınlan 1996'nın sonlarında Melih Cev*-
det Anday'ın Toplu Şiirieri'ni iki cilt olarak yayırrp-
ladı; her zamanki özenli basımla...
"Rahatt Kaçan Ağaç" başlığını taşıyan birinci cilf-
te; Anday'ın 1946-1975 yıllan arasında yayımlanan
altı şiır kitabı yer alıyor: Rahatı Kaçan Ağaç (1946)?,
Telgrafhane (1952), Yanyana (1956), Kolları Bağb
Odysseus (1962), Göçebe Denizin Üstünde (1970-JJ,
Teknenın Ölümü (1975). Ayrıca bu yıllar içinde ya1
zılmış ama kıtaplarına girmemiş şıirler de bu cilte
eklenmiş. ^
"Ölümsüzlük Ardında Gılgamış" başlığını taşı,-
yan ikinci ciltte de 1981-1995 yıllan arasında ya.-
yımlanan dört şiir kitabı yer alıyor: Ölümsüzlük Arr
dında Gılgamış (1981), Tanıdık Dünya (1984), G<>
neşte (1990), Yağmurun Altında (1995). >
Melih Cevdet Anday, ilkşiirini 1936 yılında yayım*-
lıyor (Ukde, Varlık Dergisi). Altmış yılı aşkın bir şiir
serüveni var Melih Cevdet Anday'ın. Bir bakıma çağ-
daş toplum "projesiyle" birlikte atbaşı gidiyor. ]
Melih Cevdet Anday'ın bu süreçte, yazınsal üre*-
timindeki bilgeliği ve sorgulamasıyla özgürlükçû
bir düşün adamı kimliğinde olduğunu bir kez dah$
vurgulamak gerekir.
• 5
Şiir kuşkusuz ki, Melih Cevdet Anday için bir ya^-
şama bıçımidir. Dünyayı anlama ve anlamlandırmş
edimindekı imgesel bir müziktir. "Anlama" ile "a/v
lamlandırma" bir kavram çifti olarak karşımıza ç\r
kan ana eksendir.
Mehmet H. Doğan, Anday'daki şiir ile anlam
ilişkisini şöyle betimliyor:
"Anday'ın şiirindeanlam arayışı, sonu gelmeye*-
cek bir arayıştır; hem ozanı için, hem okunı için.
Şiirini düz anlama değil de 'imgelerin çatışma
1
-
sı'ndan çıkacak anlama dayayan birşairiçin de çok
doğal bir şeydır bu. Yazılırken olduğu gibi okunur-
ken de, hatta her yeniden okunuşta hep yeniden
kurulması gerekir bu anlamın. Her bir yeniden ku-
ruluşta daha bir zenginleşir, daha bir şiirteşir."
Melih Cevdet Anday yaşayan (çağdaş) şiirimizin
doruklarından biridir. Şiirleri, tema çeşitliliğiyle do^-
ludut; ortak bir tema bulmak çok güçtürifÇÜn^ji zi,-
hinsel süreç çok geniş bir ilgi alanına, insariı hay-
retlere düşürecek derecedeki ilgi alanına yayılmış-
tır.
Ama. yine de "imgesel" bir çıkarımla, ortak bir
temaya doğru kendimizi zorlarsak, bence karşırr»-
za, (damıtılmış bir dilin üzerine kurulmuş bilge btr
söylem çerçevesindeki) ölümsüzlük teması çıkar;
Şiirin ölümsüzlüğü; şairin ölümsüzlüğü; yapıtın
ölümsüzlüğü...
•
Melih Cevdet Anday'ın toplu şiirleri, bir başya'-
pıttır kuşkusuz. Dergi ve gazetelerin çoksatar lis-
telerinde belki yer almayacaktır ama; Nobel alacak
evrenselzenginlikteki edebi bir yapıttır...
Dün faksıma gelen mesajı yayımlıyorum:
"Suç örgütlerini kuranlann ve onlara görev v$r
renlehn, mutlaka yargı önüne çıkartılması konusur\
daki kararlı isteğimi göstermek; olayı soruşturan kiç
şi ve mercilere destek vermek; demokratik, çağt
daş, şeffaf hukuk devleti özlemimi duyurmak için
1 Şubat 1997 Cumartesi gününden başlayarak,
her gün saat 21.00 'de ışığımı BİR DAKİKA sürey»-
le karartıyorum. ı
Ve bu ülkede yaşayan herkesi, bir ay süreyle h&r
gün saat 21.00'de ışıklannı karartmaya çağınyorumT'
Adam Kitabevi'nde Mumcu Hattası
• Kültür Servisi - Adam Kıtabevı, dört yıl önce
katledilen, gazetemız yazan, araştırmacı gazetecıliğın •<
ülkemizdeki en önemlı adı, değerlı gazeteci ve yazar >
Uğur Mumcu'nun anısına, kitabevinde 'Uğur Mumcu ,
Haftası' başlattı. 24 ocak 1993'te bombalı bir saldın
sonucu öldürülen Uğur Mumcu'nun kitaplan Adam ^.
Kitabevi'nde ayn bir yerde sergileniyor ve bütün Uğur
Mumcu kıtaplannda yüzde 10 indirim yapılıyor. Adam
Kıtabevi, -Uğur Mucu Haftası' 23-31 ocak tarihleri
arasında gerçekleştırilecek.
Tünkiye de 'Ulysses1
turlarında .
• Kültür Servisi - 20. yüzyılda düny a edebiyatını kökteıy
ve dennden etkileyen frlandalı yazar James Joyce'un
'Ulysses' adlı romanında öykünün geçtiği 16 Haziran
1904 tarihınin yıldönûmünde düzenlenen geleneksel "[
Bloom Günü'ne (Bloomsday),bu yıl Türkiye de katılacak;
Romanın kahramanı Leopold Bloom adına her yılın 16 •:
haziran günü Dublin'de düzenlenen geleneksel Bloom J
Günü'nde, dünyanın tüm Joyce severlen bir araya 3
gelecek. Festival havasında düzenlenen Bloom Günü'ndeı
Nevzat Erkmen'in çevirdiği ve Dublin Büyükelçisi Murat
Ersavcı tarafindan James Joyce müzesine hediye edilen <•
"Ulysses"'in Türkçesinden bölümler okunacak. , ı
Roxy'de caz, new wave, Latin geceteri
I Kültür Servisi - Roxy'nın önümüzdekı hafta programı
etnik cazdan, soul ve funk'a. new wave'den Latın i.
müziğine dek zengın bir programı ıçeriyor. Roxy'de bu •;
akşam Murat Öztürk Nevv Wave-Alternatıve, salı akşarm
Mehmet Günsur' Rock Diary, çarşamba akşamı Latin L>
Gecesi yer alıyor. (230 29 06) -;
BUGÜN .;
• CRR'de saat 2O.3O'de 'ilhan Erşahin Beşlisı ve Eddie'*
Henderson Konsen' tzlenebılir. (232 98 30)
• DOB'da saat 20.00'de, R. Strauss'un 'Salome' adlı 3
yapıtı sahnelenıyor. J
• AKS.\N.\T'ta saat 15.00'te lazerdısc'ten Prokofiev'ın
'Savaş ve Banş' orjerası izlenebılir. (252 35 00) '•
M EVHENSELKİTTCRMERKEZİ'nde saat 17.00'de"
Ken Loach'un yönettiğı 'Gızh Ajanda' adlı film
izlenebılir.
• ALMAN KÜLTLR MERKEZİ nde 'ÇevTesel Etki >
Değerlendınme Çalışmalan' başlıklı sempozyum .i
izlenebılir. (249 45 82)
• TAR4NTA BABU KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 16.00'da Yılmaz Güney'ın yönettıği
"Ağıt' adlı film ve saat 18.30'da "Ailede Şiddet' başlıklı o
söyleşi izlenebilir. (235 28 59) j