27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 23 OCAK 1997 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER Peru'daki ptliine eytemi • LLMA <AA) - Peru'nun raJcenti Limadat Japonya Eiyükelçisi'ninkonuunda 73kışiyi rehin tutan Tapac Aııaru Devrirnci Hareketi CVRTA) gerillalanrun ey erni sürerken cün sabah bitadan 5 el si.ah sesi duTildu. Bölgedeki eaueteciler. silah >eslennin biıa çevresinde nöbet tutan arenlik. gûçlerinia ncbet depşimi yaptıldar. saztten az ânce duyulduğunu sylediler. Bu araca, Kmlhaç sözcüsü Steven Aıderson, genllalar tanfmdan rehin tjtulan 73 kisnin lasa süre ıçinde seıbest bırakıltnalannm bedenmediğira söyledi. Aıderson, krizin sona emesi için sütdürûlen çabalara rağmeıı reh'nelerin bir süre daha bü/ükelçilik konutunca kaabilecekJerini bildirdi. Guatemala'ya UNESCO ödiilü • PARİS (AA)-Bırleşmiş M lletler Eğitim, Bilim ve KUtür Örgütü (UNESCO), GLatemala'da 30 yıldır sürcn iç savaşı sona erdirerek banş an.aşması imzalayan Devlet Başkanı Alvaro Arzu ıle genlla lideri Rolando Moran'ı 1996 banş ödülüne layık gördü. 145 bin dolarhk para ödûlü Arzu ile Moran arasında paylaştınldı. tlkkezl991yılında verilmeye başlanan UNESCO Banş Ödülü 1995 yılında BM Yûksek Komisen Japon Sadako Ogata almıştı. ABD'de bir saldın daha • \VASHINGTON (AA) - ABD'nin başkenti NVashington'da bir sağlık merkezinde patlama meydana geldiği bildirildi. Olayda ölen ya da yaralanan olmadığı belirtildi. Polis yetkilileri, Beyaz Saray'ın yakınındaki bir'klinikte TSİ 14.45'de meydana gelen patlamanm. Yüksek Mahkeme'nin kürtajın yasallaştınlmasına ilişkin karannın 24. yıldönümüne denk geldigini belirtti. ABD'de kürtaj karşıtı gruplarca kürtaj yapılan sağlık kuruluşlanna karşı girişikn saldınlar, son günlerde yeniden tırmanmıştı. Castro-Kanadah bakan görüşmesi • HAVANA(AA)-Küba lideri Fidel Castro, Havana'da, Kanada Dışişleri Bakanı Lloyd Axworthy'yi kabul etti. ABD'nin, Küba'yı ziyaret ettiği için eleştirdiği Kanadalı Bakan, Castro tarafindan Devrim Sarayı'nda kabul edildi. ABD, Kanada Dışişleri Bakanı Axworthy'in ziyaretini, diktatöriin ödüllendirilmesi olarak değeTİendirmişti. Ubyauçuş yasağma uymuyor • KAHtRE(AA)-Libya, Birleşmiş Milletler'üı uçuş yasağma uymayacağını ve uluslararası uçuşlara devam edeceğini bildirdi. Libyanın resmi haber ajansı JANA, Libyalı diplomatlann, BM'nin uçuş yasağına uyulmayacağıru Güveılik Konseyi Başkanı HisaAi Ovvada'ya resrıien bildiriıklerini duyurdu. Libyt Dışişleri Bakanı Öme El-Muntasser. geçen haftayaptığı açıklamada, ABD'li Steve Fosset'in balorla dünya turu sırasnda Libya hava sahaandan geçmesini gerelçe göstererek Libyı'mn BM'nin uçuş yasapna uymayacağını belirmişti. Hlünler'de çatştna • ZVMBOANGA(AA)- Filipiler'de hükümet ile imzianan banş anlamasına taraf olmayan bağnsızlık yanlısı Müaimanlar ile güvenlik güçm arasında meydana gele çatışmalarda 25 kişun öldüğü bildirildi. Askri kaynaklar, günydeki Mindanao adanda hafta başından bu yac şıddetli çatışmalar oldfunu, bölgeye destek gÜMalik gücü gör.erildigini belirttiler. Ça'.malar, Moro tslami Kuuluş Cephesi adlı örge bağlı militanlann bir kaoanın belediye basmını kaçırma girişimi sonsında başlamıştı. Türk Deniz Kuvvetleri'ne bağlı bir firkateyn ve iki hücumbotu yarın Ada'da olacak Hücumbodar Kıbns a demirtiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Deniz Kuvvetleri'ne bağlı bir firkateyn ve iki hücumbotu yann Kıb- ns'a gönderecek. Türkiye'den dün ay- nlan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "banş genükri" olarak ad- landırdığı gemilerin adaya gidişine kimseninkanşamayacagını vurgulayan Türkiye, "KKTC bağınısız bir devfct- tir" görüşüne dikkat çekti. Cumhur- başkanı Süleyman Demirel ile "ortak savunma deklarasyonu" imzalayan Denktaş, "Biz oyuna gelmedik, umut ederiz ld Batı da bu oyuna gelmez. Rumlar hizava gelir, füzeter gelmez'1 de- di. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Bü- yükelçi Onur Öymen. Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi'ne üye ülke- lerinin Ankaratemsilcilerine. Türkiye ile KKTC'nin imzaladıklan ortak dek- larasyon ile ilgili birbrifing verdi. Bri- fıngin ardmdan gazetecilerin sorulan- nı yanıtlayan Oymen, Yunan tarafımn Kıbns üzerinde savaş uçaklannın uç- masını kısıtlayan moratoryumu kabul etmemesinin, "banşın sağtanması ko- nusunda kimin samimi davrandığını gösterdiğini'' ilettığını kaydetti. Top- lantiyakatılan Rusya'nın Türkiye Bü- yükelçisi Vadim İgoreviç Kuznetsov, gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, S- 300 fuzelerinin satılmasının. Rum it- halataçısıyla Rus ihracatçısı arasında ticari bir konu olduğunu bildirdi. Bü- yükelçi, fuzelerin 16 ay sonra teslimi- nin "kontratta yer alan teknik bir madde" olduğunu söyledi. Kuznet- sov'un bu sözlerinin, ABD'nin "Rumlar, füze ststemleri 16 ay içinde getaıevecek garantisi verdiler" güven- cesinın gerçeğı yansıtmadığını ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyü- kelçi Önıer AkbeL, dün düzenlediğı ba- • KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'den • Türkiye-KKTC Ortak Deklarasyonu'na, dün aynldı. Denktaş Ankara'dan aynlışından önce Kıbns'taki garantör ülkelerden İngiltere tepki verdiği demeçte "banş gemileri" olarak gösterdi. Ortak deklarasyonun yararlı olamayacağı adlandırdığı gemilerin adaya gidişine kimsenin savunan İngiltere çözümün, silahlan arttırmada değil, kanşamayacağım vurguladı. karşılıkh olarak azaltmada olduğunu vurguladı. Kıbrıslı Rumlar'dan yeni öneri 'Adanın güvenliğini ABD üstlensin' LEFKOŞA (AA) - Kıbns Rum yönetimi, Kıbns'ın askersizleştirilmesini ve Kıbnsh Türkler'le Rumlar'ın güvenliğini ABD'nin üstlenmesini istedi. Rum radyosunun haberine göre, bu konuda bir açıklama yapan Rum yönetimi sözcüsü Yannakis Kasulides, "Ada'nuı askersizleştirilmesi ve ABD'nin Kıbnslı Rumlar'la Kıbnslı Türklerin güvenliğini üstlenmesi" durumunda, Kıbns sorunu>'la ilgili yeni bir sayfa açmaya hazır olduklanm bildirdi. Kasulides, bu açıklamayı, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nicholas Burns'ün, "Kıbns'taki tarafların, savaş uçaklannın uçmayacağı konusunda ABD'ye gfivence vermeleri durumunda, Kıbns Rum tarafımn Rus füzelerine ihtiyacı olmayacağı" şeklindeki sözlerinin hemen ardından yapü. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nicholas Burns, rumlann bu açıklaması öncesi düzenlediği bastn topîantısmda, Kıbns'ta taraflann 1996 temmuzundan beri yaptıklan görüşmeleri sonuçlandıramamalan nedeniyle büyük hayal kınklığı içerisınde olduklantu belirterek "Her şeye ragmen teküf üzerinde çafaşmaya devam edeceğjz" dedi. Burns, Ankara ve Atina'mn, ABDnin teklifinde bazı olumlu noktalar gördüklerini Lefkoşa'da temaslarda bulunan temsilci Carey Cavanaugh'a bildirdiklerini anlatarak ABD önerisinin kabul edilebileceği konusunda olumlu sinyaller aldıklannı söyledi. Burns, moratoryumun kabuî edilmesinin füze sorununun konuşuiması için diplomatik bir seçenek sunacağını da bildirerek bunun, bölgeye bir buçuk yıl sonra yerleştirilmesi düşünülen fuzelerin gereksizliğini ortaya koyabileceğini bildirdi. Kıbns Rum yönetimi, Türk ve Yunan savaş uçaklannın Kıbns üzerinden uçmalanna moratoryum uygulanmasıyla ilgili olarak ABD'li dıplomat, Cavanaugh'un önerisine olumsuz yanıt vermişti. sın toplantısında, bir soru üzerine fir- kateyn ve hücumbotlann KKTC'ye ne zaman gideceğinin kesinleşmediğini. ancak "bugünlerde" gönderilecekleri- ni kaydetti. Gemilerin adaya gönderil- melerinin uluslararası tepkilerin yo- ğunlaşmasına neden olup olmayacağı- na ilişkin bir soruya da yanıt veren Ak- bel "KKTC bağımsız bir deviettir. As- keri obun srvil olsun her türlü gemi bu ülkeyi ziyaret edebilir. Buna kimsenin diyecek bir şeyi olamaz. Kimse kanşa- maz" dedi. Başbakan Necmettin Erbakan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral ts- mail Hakkı Karadayı, firkateyn ve hü- cumbotlann yann hareket edecekleri- ni açıklamışlardı. Genelkurmay Baş- kanı Karadayı'nın, dün Gölcük'e gide- rek Donanma Komutanlığf nda ince- lemelerde bulunması dikkat çekti. Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin Rusya'dan S- 300 füzesi alma karanna misilleme amacıyla Ankara'da iki ülke arasında ortak savunma konseptinm oluşturulduğunu \e adadaki Yunan üs- leri yapımırun sürmesi durumunda Türkiye'nin de KKTC'de deniz ve ha- va üsleri kuracağı uyansını duyuran or- tak deklarasyonu imzalayan Denktaş, Cumhurbaşkanı Demirel ile Camlı Köşk'te son kez görüştükten sonra dün Türkiye'den aynldı. Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Denktaş, silah- lanmanın devam ettiği sürece Kıbns Türk halkının belirgin bir tehdit altın- da olduğunu belirterek "Çünkü süah- lanmanın maksadu Rum tarafi açıkça söylüyor, Kıbns'ın sözde Kıbns'ın ege- menliğini adanın tümüne yaymak ve is- tiladan kurtulmak olarak tanımlan- maktadır. Bu yanhş değeıiendirme ta- biatıyla barışgörüşmelerini engeUemiş- tir ve engellemeye devam etmektedir" dedL "Bizans oyunu' Denktaş, Rum tarafi ve Yunanis- tan'ın bağlı bulunduklan Batı'ya "Bi- zans (^imu" oynadıklannı vurgulaya- rak şunlan kaydetti-. -Biz oyuna geimedik. Umut ederiz ki, Baü da bu «> una gelmez. Avrupa bu oyuna gelmez. Gözkrini açar ve Kıb- ns'ta iki demokratik halkın, kendi ira- desindeyaşamasuun kimsey e zaran ol- madığnu, hak ve hukukun teceüesin- den ibaret olduğunu ve eğer iki taraf neticesinde olabileceğini, dıştan bir şe- yin empozesi imkanı bulunmadığınu Türkiye'nin Kıbns üzerindeki haklan- nın kâldınlamayacağuu kabul ederler. Ve Rumlar'a da söylerler ld, Rumlar hizava gelir, füzeye gelmez." Tİirkiye-KKTC Ortak Deklarasyo- nu'na, Kıbns'taki garantör ülkelerden tngiltere tepki gösterdi. Ingiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nden Cumhuri- yet'e yapılan sözlü açıklamada, ortak deklarasyonun adanın istikrara kavuş- turulması açısından yararlı olamayaca- ğı savunulurken çözümün. silahlan art- tırmada değil, karşılıklı olarak azalt- mada olduğu vurgulandı. Büyükelçi- lik, deklarasyonun, mevcut sorunlan daha da gerginleştirireceği görüşünü savıındu. KKTCheyeti Avrupa Konseyi Parlamenterleî Meclisi'nin (AKPM) Strasbourg'taya- pılacak toplantısma katılacak KKTG Parlamento Heyeti, bazı temaslarda bu- lunmak üzere dün Ankara'ya geldf. Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hakkı Atun başkanlığındaki heyet, bugün TBMM AKPM grubu ile bir araya gc- lecek. KKTC tanm ve Orman Bakanı Ke- nan Akuı. Tanm ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci'nin resmi konuğu olarak dün Ankara'ya geldi. Büyük Birhk Partısı (BBP) Genel Başkân Yardımcısı Orhan Kavuneu da, düzenlediği basın toplantısında, u Yu- nan ordusunun, Ege adalannı her çeşh silahla donatmasına karşı çıkmayan Türkiye'nin, Kıbns'a 2 füze yerleştiril- mesini savaş sebebi sayarak. çtğuklaria karşılaması düşündürücüdür" dedi. Bulgaristan Yeni başkan bunalımı devraldıDış Haberler Servisi - Bulgaristan'da Jelyu Jelev dönemi sona erdi. Ülkenin demokrasiye geçiş sürecinin ilk cumhurbaşkanı olan Jelyu Jelev, 7 yıl sonra dün sabah görev ini yeni Cumhurbaşkanı Fetar Stoyanov'a devTCtn. Stoyanov yeni görevine ülkedeki ekonomik ve siyasi bunalımı devralarak başlıyor. Devir-teslim için cumhurbaşkanlığı binası önünde düzenlenen askeri törende, Petar Stoyanov ve Jelyu Jelev, Genelkurmay Başkanı Tsvetan Totomirov'un eşliğinde ayn ayn tören kıtalanru selamladılar. Hükümet üyeleri, milletvekilleri ve yabancı misyonun da hazır bulunduğu tören. geçit resmi ve top atışlanyla sona erdi. Görevine dün resmen başlayan yeni Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov ile yardımcısı Todor Kavaknev, törenden sonra Sofya sokaklannda Kisa bir yürüyüş yaparak halkı selamladılar. Bulgaristan'm yeni Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov, 25 Mayıs 1952'de Filibe şehrinde doğdu. Sofya Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Stoyanov. Filibe'de 15 yıl avukatlık yaptı. Son seçimlerde Demokratik Güçler Birliği'nin DGB'den milletvekili seçilerek parlamentoya giren Stoyanov, geçen yıl ekim ayında birleşik muhalefetin cumhurbaşkanlığı aday adaylığı seçimini kazandı. Seçimlere birleşik muhalefetin ortak adayı olarak giren Stoyanov, 3 kasım 1996'da yapılan ikinci tur seçimlerde cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanlığı görevi dün resmen sona eren Jelyu Jelev, siyasi hayatına, geçen yıl kurulan Liberal AJternatif Partisi'nde devam edecek. Jelev'in, partinin bir süre sonra yapılacak olağanüstü kurultayında genel başkanlığa seçilmesi bekleniyor. Hükümet, 14 seçim bölgesinden 8'inde yolsuzluk olmadığını iddia etti Mîlose\iç ayak sürüyor Oğrencilerin vardüyalı protesto gösterikri aralıksız siiriiyor. (Fotoğraf: REUTER) Dış Haberkr Servisi - Uluslararası Topluluk, Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan MUoseviç'e yönelik baskılannı arttınrken Sırp yönetimi ise muhalefetin seçim sonuçlannın tanınmasını geciktirmek için zaman kazanmaya çalışıyor. Miloseviç hükümeti dün Adalet Bakanlığı'nca yürütülen bir araştırmanm sonuçlan tartışmalı 14 seçim bölgesinin 8'inde herhanğl biryolsuzluğa rastlanmadıgını ortaya koyduğunu açıkladı. Birlikte Koalisyonu îıderleri, muhalefetin hükümetin tanımadığı Belgrad zafenni kapsamayan karara ilişkin farklı görüşler öne sürüyorlar. Birlikte Koalisyonu avukatlanndan Goran Draganiç, hükümetin bu açıklamayla muhalefetin sekiz bölgede seçimleri kazandığını kabul ettiğini belirtti. \luhalefet liderlerinden Vuk Drasko\ r iç'in siyasal danışmanı Milan Boziç ise hükümetin Avrupa Gü\enlik ve Işbirliği Teşkılatı (AGÎT) raporunun bulgulannı reddedıp zaman kazanmaya çalıştığını söyledi. VVashington rahatsız ABD Dışişleri Sözcüsü Nicholas Burns, VVashıngton yönetıminin Başkan Miloseviç'in tutumundan çok rahatsız olduğunu belirterek Belgrad yönetimini, sorunu yasal manevTalarla içinden çıkılmaz bir duruma sokmakla suçladı. Bu arada. Belgrad Seçim Kurulu, taraflı olmakla suçladığı bazı yargıçlann görevden alınmasmı istedi. Seçim kurulu, Sırbistan Anayasa Mahkemesi ve Belgrad Mahkemesi yargıçlannın, muhalefetin, iktidar tarafindan tanınmayan seçim zafcrlerine ilişkin yaptığı başvurulan değerlendirirken taraflı davrardıklannı belirtti. Öte yandan Belgrad"da, avukatlann. yargıçlann ve öğretim üyelerinin de destei lediğı öğrenciler üç vardiya halinde gösterilerini sürdürüyorlar. OR ÜŞ/ Dr. EMÎN GÜRSES (htanbul Üniversitesi, SBF Uluslararası llişkiler Bölümü) Yayılmacı Yunan-Rum mılliyetçilerinin gelenekset amaçları değişmemiştir. 1960 KıbnsAnayasası'nın hareket alanını kısrt- ladığını önesürerekdeğiştirilmesi için su- rekli bir çaba içerisinde bulunan Maka- rios, 22 Ocak 1970 tarihinde Eleftheria gazetesine verdiği bir demeçte açıkça "Milliyoldan (Enosis) hiçbirzaman dön- mediğimi ispatlayacağım" diyordu.(1) Fakat Makarios'un hayallerini gerçekleş- tirmek için acele edenler vardı. Işin içine iktidan ele geçirme yanşı da eklenince acele işe EOKA-Bşeytanı kanştı. 1974'te EOKA-B faşist örgütünün Atina'daki as- keri cuntantn da desteğiyle uygulamaya koyduğu darbeden 5 gün sonra Londra ve Zürich anlaşrnalanna uygun koşulla- nn oluşması üzerine Ankara'nın Kıbns'a askeri müdahalesi gerçekleştirildi. Lond- ra ise garantör taraf olarak Türkiye'nin girişimine önemli bir tepki göstermedi, çünkü Makarios gibi EOKA-B liderliği de adadaki Ingiliz askeri üstlerinin kaldınl- ması istiyordu. Moskova ise yaptığı açık- lamada gelişmelerden Atina cuntasını suçlamış, sorunun çözümü için banşçı yollann tükenmiş olması nedeniyle bu ha- rekâtın kaçınılmaz olduğunu rfade etmiş- ti. (2) Moskova bu gelişmelerle NATO'nun Güney kanadında kopma olabileceğini Kıbns'taki krizin yeni boyutlan (mı)?umarken VVashington, bağlantısızlar ha- reketınde önemli bir yeri olan ve Mosko- va ileyakın ilişkiler geliştiren Makarios'tan kurtulmayı amaçlıyordu. Makarios'un Moskova yanlısı Komünist Parti (AKEL) ile ıttıfak biçimindeki ilişkileri de Soğuk Savaş ortamındaVVashington'u rahatsız etmekteydi. Israil ise. doğal olarak yanı başında Mısır gibi bağlantısızlar hareke- tinin önemli isimleriyle yakın ilişkileri olan bir Kıbns liderliği görmek istemiyordu. Türkiye ise bu dönemin koşullannda iki süper gücün çıkarlanna ters düşmeye- cek bir ortam bulmuş ve bazı Rum ve Yunan liderierinin yaptıklan hatalan de- ğerlendirerek 1974'te Kıbns'a müdahale edebilmıştir. VVashington Türkiye'nin mü- dahalesini tabii ki alkışlamamıştır, fakat stratejik nedenlerte Türkiye ıle ilişkilerini bozmayı göze almak istemediği için uya- nlannda fazla ileri gitmemiş ve böylece harekât gerçekleştirilebilmiştir. Kıbns, ko- numu itibanyla Doğu Akdeniz'deki ABD hegemonyasının (egemenliğinin) sürekli- liği için çok önemliydi. Dr. Kissinger, as- keri önemini vurgulamak amacıyla Kıbns adasını "batmaz bir uçak gemisi" olarak tanımlıyordu. Bu nedenle VVashington, Kıbns adasında kendisi ile ittifak yapma- ya dırenen hiçbir liderliğe göz yummaya- caktı. NATO bu gelişmelerden kısa dönem- de yara almış olmasına rağmen ABD, bağlantısızlar hareketınin önemli bir ismi olan Makarios'tan kurtulmuş ve Bat Ak- deniz'deki egemenliğini tehlikeye soka- bilecek olası gelişmeleri bertaraf etmiş oldu. Moskova ise, kısa dönemde elde ettiği yaran sürekli kılamadı. Anlamı ne? Yeni gelişmelenn anlamı nedir? Sov- yetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte kısa bir belirsizlik yaşandıktan sonra uluslarara- sı sistemde yeniden yapılanma gereği doğdu. ABD, Soğuk Savaş döneminde verdiği mücadelenin meyvelerini topla- mak için kendi öncülüğündeki NATO ara- cıhğıyla çalışmalarına başladı. İlk adımı ise Doğu Avrupa ülkelerini NATO'ya da- hil etme girişimi oldu. Doğu Avrupa ülke- lerinin NATO'ya üye olabilmek için ade- ta ABD'ye yalvanyor olmalan ise bu ül- kelerin Rusya'yı güvenlik açısından hâlâ riskli görmelerinden ileri geliyordu. Mos- kova ise buna kendi güvenliği nedeniyle karşı olduğunu ifade etti. Bir hegemon olarak dünyanın diğer bölgelerinde ken- di çıkannı ıigilendiren konularia doğru- dan ilgilenen VVashington, doğal olarak kendi ittifakı (NATO) içindeki sürtüşmele- re de bir son vermesinin zamanı gelmiş- tir. Kıbns sorununun uluslararası gün- demde yeniden tırmanışa geçişi 'hege- mon'un (ABD) bilgisi dışında olmamıştr. Fakat burada VVashington için de bir risk söz konusudur. Yeni gelişen Kıbns krizi Doğu Avrupa ülkelerine Moskova'nın şu mesajını iletecek: Görüyorsunuz, NATO ülkeleri birbirlerini tehdit ederken siz böy- le bir orgüte üye olmak için yalvanyorsu- nuz. VVashington açısından ise Lond- ra'nın da desteği ile Türkiye'ye dayatıla- cak olan şudur: Karşılıklı olarak Rum ve Türk bölgesi silahlardan anndınlsın. Bu da Atina'mn istediği bir sonuçtur. Böyle- ce adadaki Türk askeri birliklerinden kur- tulacağını hesap ediyor. SÜRECEK (1) RaufDenktaş, ''The Cvprus Problem", Foreign Polıcv, 1971:96, dipnot 2 (2) RM Cutler, 'The Soviet Union in the 1974 Cyprus Conflict", Soviet Studies, Januar, 198566. IŞ BASIN Sırbistan ve Baü MORTON ABROMOVtTZ (*) Batı. Yugoslavya knzınde başından ben "çekingen"' davranmıştır. Genel kanı, Balkanlar'da demokrasi kurulamayacağı yolundaydı. Ama ımkânsız sanılan şey oldu. Sırbistan'da tabandan bir demokratik hareket yükseldi. Strp halkı Miteeviç rejfMini ûlkeyi felâiete sürüklemekle suçluyor. Sırbistan'da bir siyasal değişiklik artık ciddı bir olasıhk olarak gündemdedir. Böyle bir değişim, Balkanlar'daki dinamikleri derinden etkileyebilir. Batı ise bu tablo karşısında her zamanki gibi yine bölünmüş durumda. Bazı AvTupa ülkelen Slobodan Miloseviçle muhalefetin anlaşmasını istiyor. Bu ülkeler hâlâ Miloseviç'ı Dayton Banş Anlaşmasrnın güvencesı olarak görüyor. Miloseviç, sahneden çekilirse Da>ion Anlaşmasf nın çökeceğinden korkuyorlar. Kabul etmeli ki. Sırp muhalefeti de fazla göz doldurmuyor. tki muhalefet lideri geçmışte aşın milliyetçi göruşlen savunmuştu. Muhalefet liderleri a>nca Bosna ve Kosova sorunlan hakkında ne düşündüklennı de henüz açıklamadılar. Ama her şeye rağmen Batı, Sırbistan diktatörü ıle ilişkisini kesıp tüm desteğini demokrasi hareketine \ermelidır, Sırbistan büyük bir ekonomik bunalımm ; ıçındedir. Bu bakımdan Baû,' • Miloseviç rejimine baskı yapabilir. Ban, biriık içmde hareket edip tüm ağırlığını Sırbistan'daki demokratik güçlerden yana koymalıdır. Alınması gerekli önlemler şöyle sıralanabıhr. • Sırbistan yönetimi, halka tüm demokratik haklan tanıymcaya kadar Batı Belgrad'a her türlü desteği kesmelıdir. • Miloseviç yönetimi diplomatik yalnızlığa itilmelidir. • Sırp hükümetiyle tüm ekonomik ilişkiler kesilmelidir. (21 Ocak) (*) Morton Abrommvitz ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi idL Silahlara ^rek yok ABD Devlet Başkanı Bill CBnton'm, 9O'lı yıllarda Latın Amerika'da gerçekleşen ekonomik ve demokratik gelişimi göz önüne alarak eski savunma ve dışişleri bakanlannın önerilerine kulak asmayıp bölgeye gelişmiş silah satişı yasağını sürdürmesi gerekiyor. Pentagon (Savunma Bakanlığı), Amerikalı silah satıcılannı ve silah alma peşinde olan Şili ordusunu düşünerek uzun zamandır silah satışına yönelik sınırlamalann kaldınlmasını savunuyordu. tlk silah yasağını. Latın Amerika'daki askeri yönetimlerin savaş çığırtkanlıgına ve bölgedeki insan haklan ihlallerine bir tepki olarak Jimmy Carter uygulamaya koymuştu. ABD Dışişlen Bakanlığı, yönetımin bölgesel silah yanşmı engelleme ve yoksui ülkelerin kıt kavnaklannı sıvıl gereksinimlere yönelrmelenni sağlama hedefi doğrultusunda sınırlamalann sürdürülmesinden yanaydı. Ama eski Dışişleri Bakanı Warren Christopher. görevinden avnlmadan kısa , bir süre önce eski Savunma J Bakanı WlUianı Perry ile <• birlikte silah satişı yasagının 1 kaldınlmasını önermıştı. Silah satışını savıınanlar, Küba ; dışındaki bütün Latin Amerika ülkelerinin seçimle ; ışbaşına gelen sivil yönetimler tarafindan yönetildiği ;• gerekçesini öne sürüyoriar. ;i Oysa, ABD'den silah almak ;', isteyen $ili'nin ordusu henüz j; tamamen si\illerin denetiminde değil. Şili'ye F- !< 16 satılmas.1 durumunda bu ' ülkenin komşulan olan Arjantin ve Brezilya'da, güç dengesıni koruyabilmek için silah almak zorunda kalacak. Geçenlerde ABD, Belanıs'un Peru'ya gelişmiş uçaklar satmasına. bölgesel dengelenn bozulacağı gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Başka ülkelerin Latin Amerika'ya silah satmasına karşı çıkan Amerika'nın aynı şeyı kendisinin yapması pek de manriklı bır şey olmasa gerek. (21 Ocak 1997)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle