23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r / SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL1996 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Etnk çeşitlilik iç savaşı derinleştirirken, komşulan da bu girdaba çekiyor Afganistan'ın kaderiProf. Dr. TJRKKAYA ATAÖV (1) I992 başırJa Bırleşmiş Milletler tmsilcıliğine sığınmış oan Afganistan'ın eski Cumhırbaşkam Dr. Muhammd Nccibullah, buradan ainıp lınç edildikten onra elektrik direğıneasldı. Başkent Kıbil'i ele geçiren ve kendinı Jinci olarak gören Taloan gerillalan, aynca devbt başkanından başlayarakkaçmiş olan en üst düzey vönetıcilerini de şeriat adına asacaklarını ilan ettıler O Birleşmı, Milletler bınasını 1938 sonunda görmüştürr. Kum torbalarıvk çevrıli, güvensiz br yerdı. Sivil halkın yoğun olduğu yerlere teptlerin ardından atılan füzeler düşüyordu. Bütün bunlar askeri yönden gereksiz. sıyasal açıdan zararlı ve ınsancıl bakışla da savunulanazdı. 1992'deNedbullah devrildiğinde geçici dönemde de\ let başkanı olan S. Müceddidi aılesınin erkek üyeleri daha önce • Afganlı deyince daha çok toplam nüfusun yüzde 40-60'ını oluşturan "Paştun" ya da "Pathunlar" akla gelir. Türki, Tacik, Özbek, Türkmen, Kazak, Pamiri, . Kıpçak, Arap, Kırgız, Moğol, Hazara ve daha pek çok etnik grup vardır. öldürülmüş olduğu halde, genel af ılan etmış \e iilke dışılık statüsüne sahip Bırleşmiş Milletler binasına sığınanlara ılişmemiştı. Bu kez Necibullah'ın oradan sürüklenerek çıkanlışı, ortamın daha da sertleştiğını. hatta vahşıleştiğinı gösteriyor. Bu \esileyle Afganistan "daki çelişkiler, vakın geçmişin bazı ılginç Türk-Afgan ilişkılerı, Necibullah'ın bana mektubu ve bu ülkeyi kanlı bir ıç savaş batağına itip orada bırakan bazı büyük devletlerin sorumluluklarına ilişkın düşüncelerimi özetlemek ıstıyorum. Afganistan mozaiği Afganistan da etnık bir mozaıktır. "Afganlı" deyince daha çok toplam Sovyetler'le işbirliği yaparak işbaşına gelen Necibullah ve kardeşinin acı sonu. Necibullah bir süredir Birleşmiş Millet- ler binasında mülteci olarak yaşıyordu. Yönetimi ele geçiren Taleban, eski devlet başkanını astı... (Fotoğraf:REUTER) nüfusun vüzde 40-60'ını oluşturan -Paştun" ya da "Pathanlar" akla gelır. Ülkeyi son 250 yıldır genelde onlar yönettiler Ahmed Şah'ın 1747'de kurduğu Dürrani devletinde peş peşe gelen Saddozav ve Muhammedzav gıbı hanedanlar hep Paştun'du. En verimli topraklar daha çok onların elindeydi. 1978'de dış dünyada Marksist diye bilınen rejım kuruluncaya değin, Türkı ve Tacik tarım ışçılerinde Paştun kökenliler tarafından sömürüldüklen duygusu egernendi. \ma onlann dışında Tacik. Özbek, Türkmen. Hazara. Aymak, Fersivan, Gucar, Baluçi. Kırgız. K.azak, Nuristanı. Pamiri, Kıpçak. \rap, Cat. Vaki, Mogol ve daha başka etnık gruplar vardır. Bu halklann Orta Asya, lran ve Pakistan'la bağlantılan sürmekteydi. Görüldüğü gibi bunlann bir bölümü Türkidir. Kâbil, Herat. Balh, Gazne ve Kandehar'da sık sık Türk hanedanlar egemen oldu. Ülkemizde ilkokul çocuklan bile Gazneli Mahmud ile Kutbeddin Aybek'ın aynı zamanda Türk tarihınin seçkin simaları arasında olduklannı bilirler. Bazı Türki kavimler kalabalıktır da. Örneğin Özbeklerle Türkmenler iki milyon kadardır. Adlan az duyulmuş olan Türki Avmaklar da 800 bini bulurlar. Kırgızlara akraba olan Hazara kökenli bakanla makamında Türkçe konuştuğumu anımsıyorum. Üstelık bu halklann komşu ülkelerde de uzantıları var. Afgan sınırlarının birzamanlar Oman Körfezı'nden Tibet'e ya da Bengal yakınlanna uzandığı da az bilinir. Bu yüzden. özellıkle Pakistan'la aralannda "Paktunistan" sorunu dıve bu komşusunun kuzeybatı bölgesını ilgilendiren bir toprak anlaşmazlığı ara sıra v üzeye çıkar. Etnik kökene dayalı olarak derinleşen bir iç savaş, komşulan da bu girdaba çekme tehlikesıni ıçınde taşımaktadır. Bu nedenle 1992'de Peşaver'de katıldığım uluslararası bir toplantıda Afganistan'ın toprak bütünlüğüne saygı önerim genel kabul görmüştü. Savaşmak yerine ivı komşuluk. davanışma ve gelişen ticarel ilişkılerı, tümü ıçın yararlı, hatta gereklidır. Afganistan'dan çevreye yayılan çatışmalar çok yakınımıza kadar gelebılir. İslam: Birleştirici mi. bölücü mu? Çok ufak Sıh ve Hindu toplulukları dışında, Afganistan neredeyse tümüvle Müslüman bir ülkedır. Hatta nüfusun vüzde 9O'ı Hanefi, Sünnıdır. Şıı. Kızılbaş. Farsivan ve İsmaililer gen kalan yüzde 10'u oluşturuyor. Ancak bu ülkede Islam bazen birleştirici. bazen de bölücü rol ovnamıştır. Hındıstan'da Sıhlere ve tngılızlere karşı kovarken. Herat'ta lran tehdıdini uzaklaştırırken ve Kâbil'dekı Marksçı vönetime cephe alırken Islam bırleştiricıydi. Ama geçen yüzv ılda başkent Sünnı-Şiı çatışmalanna sahne olmuş, örneğin Emir Abdurrahman Şii Hazaralara karşı silaha başvurmuştu. Özbeklerle Tacikler birbirlerini islam adına öldürdüler. İslamcı akım siyaset sahnesine Marksçı partiler çıkınca zayıfladı, ama ortadan kalkmadı. Topluma tepeden buyrukla yabancılaştırılmak ıstendiğinden, belki de bir ölçüde doğal sayılabilecek bir tepki gösterdi. Bu tepki dışarıdaki İslamcı devletler ve Amerika tarafından silah ve parayla desteklenince, sonuç iç savaş ve ulus-devletin çökmesi oldu. Tüm merkezkaç güçler harekete geçti. Etnik farklılıklar, mezhepler, kabileler ve kentli-köylü ayrımı yüzeye çıktı. Çeşitli mücahit ve göçmen gruplar bir araya bir daha gelemedi. Afganistan'ın tüm • Çok ufak Sihve Hindu topluluklan dışında Afganistan Müslüman bir ülkedir. Hanefi ve Sünniler ağırlıklı olmak üzere Şii, Kızılbaş ve ismaililer de bulunmaktadır. Bu ülkede İslam bazen birleştirici .,. bazen de bölücü bir rol oynamaktadır. tarihinde kentle kırlık bölge arasında bir çelişkı. bir çatışma vardı. Burada kent sözcüğünden daha çok, devletın tümünü sımgeleyen başkent Kâbil anlaşılmalıdır. Kentte sivaset ortasınıfın, bürokrasinin ve öğrencılerin tekelindeydı. Kövlünün gözünde kentliler. kırlık bölgelerle ılgılenmezlerdi. Köylü, toprak ağasına ve zengin tüccara sürekli borç ıçindeydi. Çok düşük ücretle çalışan köylü, sık sık lngılız yönetimi altında Hindistan'a ve 1947'den sonra da Pakistan'a gıdıp ış aramak zorunda kalırdı. Merkezle çevre sürekli olarak çatışmış ve başkent, biraz da Somali'yı andınrbiçimde, kendi başına bir kabile gıbi görünmüştür. Bu nedenle. kırlık bölge yukarıdan, başkentten gelen ılenve dönük hareketlere oldum olasıya karşı koymuştur. 1920'lerde Emir Abdullah'ın reformlarına da 1978"den sonra solcu halk iktıdanna da din adına karşı koymuştu. Her iki büyük olayda da tutucu ve kente karşı kuşkucu köylü tav n ya da o yoldan dın kazandı. Kenti de kırlık bölgeyi de içine alan "Afgan ulusu" bir türlü oluşamadı. İkısı arasındakı çatışma da daha çok silahla bir çözüme götürüldü ve yerli sözcükle "cirga" ya da bir çeşit meclıs tartışması yoluyla değil. Yarın: Atatürk ve Amanullah ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL TRT'dtn emekli olacağıın Sorit: Kısa adı TRT olan. Tiirkhe Rad\o \e Televizyon Kurumu'nda, sözleşmeli ve sigortalı olarak çalışmaktayun. Bu yıl içinde TRT'den emekli olacağım. Ve emekli avhğımı SSK bağlava- cak. Kıdem ödencesi üzerine kuşkulanm >ar. Bu konuda bil- gi alnıak istediğim ilgililer. bana kıdem ödencesini her çalış- ma yılı için 30 milyon dolayında ödeyeceklerini sövlediier. Al- dığun sözleşme ücreti 70 mihonun iistündedir. \azilanmzdan iztediğim kadarıv la. kıdem tazminatı tavanının 50 mih onu aş- tığını bilivorum. Oğrenmek istediğim: Bu yıl içinde SKK'den emekli olursam. bana kıdem ödencesi hangi \asava göre öde- nir ve tutan ne olur? S.Y. YANIT: 2954 sayılı Türkıye Radvo ve Televız>on Yasası'nın 50. naddesı TRT'de çalışan "personelın özlük haklan" ıle ılgılıdir. Bu naddede. sözleşmeli çalışanlar "ısteklen halınde. T.C. Emekli San- Jığı ve Sosyal Sıgortalar Kurumu ıle ılgılendınhr" denılerek. söz- eşmelılere, iki sosyal güvenlık kurumundan bınnı seçme hakkı ta- ıınmıştır. Yasanın 8. maddesinde TRT'nın. "tarafsız bir kamu tüzelkışilığı- ıe sahıp" oltiuğu \ urgulanmış ve böylece. TRT'nın bir kamu kuru- luşu olduğu tartışmasız dunıma getirılmiştır 1475 sayılı Iş Yasası'nın "kıdem tazminatı" ıle ılgılı 14 madde- sinde: "T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sos> al Sigortalar Kanunu'na ve- va yalnız Sosval Sigortalar Kanunu'na göre vaşhlık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan ışçıye bu kamu kuruluş- lannda geçırdiğı hızmet sürelerının toplamı üzerınden son kamu ku- ruluşu ış\erenınce kıdem tazminatı ödenir" denilmektedır Iş Yasası uyarınca. sıze kıdem tazminatı ödenmesı gerekır. Kaldı kı TRT Yasası Geçıcı Madde 7'de. "T.C. Emekli Sandığı ıle ılgılen- dınlenlere kıdem tazminatı ödenmez" denılerek. Sosval Sigortalar Kurumu ile ilgilendırilenlere kıdem tazminatı ödeneceğı vurgulan- mıştır. Açıkliğa kavuşması gereken konu. ödenecek kıdem tazminatı tu- tannın ne olacağıdır. Kıdem tazmınatının tavan sınırı, tş Yasası"nın 14. maddesinde "Kıdem tazmınatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanunu'na tabıenvüksekdevletmemuruna5434sayılıT.C. Emekli Sandığı Ka- nunu hükümlenne göre bir hızmet yılı ıçın ödenecek azamı emeklı- lık ıkramıvesını geçemez" denılerek belırlenmiştır 1 Temmuz 1996'dan geçerlı katsayı v e gostergelere göre, en yük- sek Devlet Memuru olan. Başbakanlık NÎusteşan"nın alacağı vıllık emeklılık ıkramıyesı. 53 mılvon 312 bin 500 liradır. Bu ikramiye, kı- dem tazmınatının da tavanıdır. Başbakanlık Müsteşarı'nın beş ayn ödeme birimınden oluşan. 1 vıl hizmet karşjlığı alacağı emeklılık ıkramıvesının hesabı: İkramive Birimi 11 Genel Gosterge Ikramnesı 2| Ek Gosterge lkramı\e>ı 3) Kıdem Ikramı>esı 4ı Taban Ikranme 5) (\) Ozel Ta7mınat Ikramıv esi Toplam ıkramıye \e de kıd taz ta\ Gösterge 1 500 8 000 500 1 000 9 500 \ \ \ \ \ katsa\ ı 2.550 = 2 550 = 2 550 = 15^00 = 2 550 = = Tutarı 3 825 000 20 400 000 1 275 000 15 700 000 12 112 500 53.312.500 POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Sanat Güneşi... Köroğlu, "Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" der. Teke tek. karşılıklı dövüşmek varken araya silah gır- dı. TV'nin başına oturmuş doğru dürüst haber bül- tenini seyrederken, alttan bir bant geçıyordu: "... öldü..." - Kim ölmüş? - Ne zaman ölmüş? - Neden ölmüş? Her şey boşlukta geçıyor. Bantın bir daha dönüp dolaşıp geçmesinı bekliyorsunuz. Şu TV. hem iyı hem kötü bir araç. Bant dönüyor. Geldi, geçiyor. Haberı tamamladı: "Zeki Müren öldü." Zeki Müren ölmüş. Zekı Müren izmır'de ölmüş. Artık haberler süzülüyor, akıyor, odanıza doluşu- yor, sizin bir parçanız oluyor. Haberden geçilmiyor. Acıdan durulmuyor. Bir iki dakıka oncenın haberiy- le geçmişin haberleri bırbırine karışıyor. Televizyon çekımıne katılmadan önce Ankara Radyosu'nda ılk şarkısını okuduğu mıkrofon arma- ğan ediliyor. Zeki Müren armağanını alırken fenala- şıyor, önce bir iskemleye oturuyor, sonra makyaj odasına alınıyor. Arkadaşlarıyla söyleşmede dıreni- yorsa da, tadı yok! - Bir güneş batıyor. - Ne güneşi? - Sanat güneşi.. Tören yapılacaktı. Bu törene yüreği dayanamadı. Yürek çatladı. Direnci 65 yılmış. Böyle yürekler için büyük şairimiz, "Yürek değil çankmış" der. Ödül törenı yapılacaktı. Süleyman Demirel'e haber veriyorlar. Ödül törenı kalsın. Devlet törenı yapılsın. Arkadaşımdı. Arada bir konuşurduk. İki gün önce konuşmuştuk. Hal hatır etmıştik. 1950'den bu yana bir rüzgâr gibi esmıştı. Münir Nurettin Selçuk nasıl Osmanlının son armağanıy- sa Zekı Müren de 1950 sonrasının sanatçısı olmuş- tu. Her zaman sanat gündemının tepesınde yennı almıştı. Sanat üstü davranışıyla. sahne düzeniyle, gıyımiyle kuşamıyla, gızli açık yaşamıyla dorukta olmayı başarmıştı. Sayısız ödüller almıştı. Öğrenci- liğinden beri bırçok ödül almıştı. Okulları birincilik- le bitirmıştı. Resim, desen, şiır ve musikiyi birlıkte götürmüştü, sinemayı da. Aldığı en anlamlı ödül 'Devlet Sanatçılığı'ydı. Dev- let katında bırçok sanatçıya bu ad verılırken, Zeki Muren'e de verılmıştı. Yoksa ona Paşa denılıyordu. Ona dostları takma ad koymuşlardı, pek seviyor, hoşlanıyordu: "Adım, Mesut... Soyadım, Bahtıyar" diyordu. Iki- si bırden, "Mesut Bahtiyar" oluyordu. Şairdı. Kendisı için uyaklı, ölçülü dizeleri vardı: Şarkılara duygu veren Çilelere göğüs geren Dertlı gonüllere gıren Işte benim Zeki Müren. Sevgi dolu bir dünyası vardı, bunu öteki insanla- ra sunuyordu. Sevımlı bir ıpekböcegiydi: Bodrum'a çekilmiş. kozasını örüyordu. Güzel manolya!.. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 -y-n+r ıVı 1 11 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLD\NS\CV. 1/ Ege Denızınde yaşayan uzun bir ' balık.2/Padışahva 2 da \ezır kavukla- rında bulunan tüy 3 ya da püskiil bıçı- A mındekı sorguç... Kavak. 3/ Soğur- ma. emme. . "Çı- kış" anlamında kullanılan spor te- nmı. 4/ Kadınsı davranişları olan 8 erkek. 5/ Çamaşı- n nn az kırlı suyu... Doğu Slav halkı. 61 Vıla- yet... Anadolu'nun kırsal ^ kesımınde erkekler arasın- da diizenlenen >âren top- ^ latılanna v erilen ad. 7/ Ağ- 3 n Dagı'nın bir başka adı. 4 8/Lstünbıryetkmıngücu- c nü sımgeleven değnek... Danımarka. Norveç ve ts- ° veç'ın ufak para bırımı 9/ 7 lnsanın.demek istediğim g sözle anlatmak ıçın ba^- g vurduğu araç... Eski >apı ya da kent kalıntısı. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/Vezüv 'ün lavlan altında kalan ünlü Roma kentı... Peygam- berlen Hud'u dınlemedıklen ıçın Tanrı tarafından vok edı- len kav ım. 2/ Sovundan gelınen kımse... Futbolda topa ka- vıs venlerek yapılanhafıf \uruş. 3/Tek kışılık bir spor yel- kenlısı . Demır>olu. 4/Balık vakalama aracı... Lluslarara- sı Basketbol Federasşonu'nun sımgesı. 5/ Aşrıca değerlı ta^larla süslü olmavan. altın ya da gümüşten yapılmış ku- yumculuk ışleri. 6/llaç.. Eski Mısır'da güneş tannsı. II Ha>- va. gaz. buhar gıbı şeylen çekıp emmeve varayan avgıt. 8^ Bir çalgı... Bir nota. 9/ Bir çeşıt parlak ıpeklı kumaş. (\) Ek gostergesı 6.400 \e daha vüksek olanların emekli ikramı- yesıne. Özel Tazmınat 1996'da yüzde 50 oranında uygulanmaktadır. Ücretınız 70 mıKon dolav ındaolduğuna göre. kıdem tazmınatını- zın 30 mılvondan deSıl. tavan sınırolan 53 milyon 312 bın 500 lira üzennden ödenmesı îş Yasası gereğıdır. İLAN T.C. ŞANLIURFA1. ASLİYE HUKUK MAHKEIVIESİ'NDEN Esas: 1990 754 Karar: 1996 593 Davacı SSK Gen. Müd. temsılcısı Mehmet Şansal ta- rafından davalılar Ruhı §ımşek ve ark. ale>hıneaçtığı rü- cuen tazmınat davasının vapılan yargılamalan sonunda verılen karar gereğınce: Da\alılardanRuhıŞımşek. GalıpTütüncülerveAlı th- san Özcan (Koyuncu) hakkında çıkanlan teblıgatlann ad- reslennın vetersız olduğundan bahısle teblıgat yapılma- dığıveadreslenbellıolmadığındanŞ. Urfa 1. AslıyeHu- kuk Mahkemesf nce venlen 4.7.1996 gün 1990-754 esas 1996 593 savılıkararlatoplam49.126^497.75 TL. tazmı- natın davalılardan tahsılıne karar verildığınden ışbu hük- mün teblıgat yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olu- nur. 4 9.1996 Basın: 108003
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle