03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3EYLUL1996SALI HABERLER Çakıcı'dan Ağar'a tehdit iddiası • lZMİR<Cumhuriyet Ege Bürosu) - İki polis memurunuTi kendı aralarında y aptığı telsiz k.onuşrnasında yeraltı dünyasının ünlü ısirrilerindern Alaattın Çakıcı'nın adının geçmesi. polisörgütü yöneticılennı hareketegeçirdi. Dün sabah erken saatlerde ikı polisın aralannda vaptığı telsiz konu-şmas'.nda. 'AlaattinÇakıcı'nın adamlan Mehmet Ağar'ı da tehdit etmiş.bilivor musun?" sözleri. emnivet örgütünü ayaga kaldırdı. Olayın. iki polis memurunun kendi aralannda konuşurlarken telsiz mandalının açık olmasi nedenıyle duyulduğu. daha sonra merkezin uyansıvla telsızın kapatıldığı öğrenilidi. Köye dönüşe destek vaadi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De\ let Bakanı M. Salım Ensarioğlu. PKK'nin yaranığı terör baskısı \e gü\enlik nedenıyle köylerini terk etmiş yurttaşlardan isteyenlenn gen dönüşünün sağlanacağını bildirdi. Ensarioğlu. yaptığı yazılı açıklamada "Geri dönüş yapılacak köylerdee\İerin \e ahırların yapımı \e onanmı için aile başına ekonomık destek hükümetimizce saglanacaktır. Buamaçla bıTıllere gerekli ödenekler gönderilmektedir" dedı Terör nedeniyle kapalı olanokullann yeniden eöitıme açılması konusu üzennde önemle durduklannı söyleyen Ensarioğlu. "'Bölgede halkınbelli başlı uğraşssı olanhavvancılık. ancılık. halı-kılim dokumacılığı yanmda her türlü tanmsal faalıyet ve sulama gibi alanlarda da mutlak surette devlet desteğı sağlanacaktır" diye konuştu. ÇHter Ürdün'e • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ba^akan Yardımcısı \e Dı>4İen Bakanı Tansu Çıller. Ürdünlü meslektaşı. Dıs^len Bakanı ve aynı zaıranda Başbakanlık görevıni yürüten Abdülkerim Kabariti'nın dautlisi olarak iki ülke araında bir süredır en üst düz;vde dev am eden siyasi diulogçerçevesinde burin Amman'a gidivor. Çfo'in, Ortadoğu'nun ıltıriı Müslüman ülkesı Cıciin'ün, koalisyonun bü>ükortağı tslami görişlü RP"nin bölgeye ihsnin izlediği polıtikalar korusunda duyduğu enoşeyı gidereceği beirtıldi. RPIi başkana soruşturma RP'li başkana sıruşturma |KONY\ EREĞLİ (Cımhuriyet) - Konyanın E:ğli ılçesinde. RP'li İlçe Bikanı Kazım Akyurt hatkında. bir TY pRgrammda "Bu rejimi deriştıreceğiz"' dediği »rekçesıyle cumhunyet sa-.cıhğı tarafından sooı>turma açıldı. Ereğli Csmhuriyet Savcısı Hiseyin Fikri Yılmaz. yjttaşlann başvurusu "ûsnne Akyurt ileyerel tse\iz>cnda yayımlanan pDgramı yöneten Yılmaz Attnsoy hakkında da sjuşturma başlatıldığını btdirdi. Dava arkadaşları | ANKARA (ANKA)- kjalişycn ortaklan Başbakan Necmettin tbâkan ıle yardımcısı TımuÇ ller'in yolları bu tzmahkemede kesişecek. E*akan\e Çiller. eski tagırmı:millet\ekili Vahmut Alınak'ın ievhlerne açtığı da\ada jırİıkte .argılanacaklar. fnkara'da 5 temmuz günü atuklu \e hükümlülenn ^ültsel Caddesi'ndeki nplantısı sırasında polis nrafindın tartaklanan ^Inak, iövülmesinden vüıûtmenin başındakilerin »rumluoldugunu avjnank Erbakan ve Ciiier'den ortaklaşa 100 nilyon iıra manevi azmnatisteminde îulundu Savaş karşıtlan her yerde banş rüzgârları estirdi, halkların kardeşliğini vurguladı i GÜNDÜZ GÖZÜYLE Banş bütün canlılariçin• Didim'deki etkinlikler, teröre canını veren banş yanlısı Uğur Mumcu'nun adının verildiği caddeye tabelanın asılmasıyla başladı. İstanbul'da ise "Banş Günü' törenine katılanlar barış şarkıları söyledi. ÖDP, HADEP, KESK\eİHD tarafından önceki gün düzenlenen Banş Şenliği'nde Yedikule Zindanlar'ını dolduran binlerce kişi barış sloganlan attı. MLĞLVİSTANBLL (Cumhu- riyet)- "Savaşy alnızca politikacıla- nn politika vapması, tekeüerin si- lah satması için geçerlidir. Ban> se- nin. benim, tüm canlılann >e do- ğanın özgürce yaşaması için gerek- lidir." Ege'nin iki yakasındakı msan- lann birbırlerıne do.stluk iletileri- nin kısaca özetıydı bu tümceler Önceki gün kutlanan Banş Gü- nü'nde. Dıdim'den karşı kıyıya gönderilen bu mesajlan Ege'ye bı- rakan. Didım'in "Banş Nolcula- rfydı. Türkçe v e Yunanca olarak hazır- lanan mesajlar. Ege'nin dostluk denızı olmasını isteyen insanlar tarafından şişelenne yerleştirilmış- ti. Ege'ye bırakılacakmesajlannba- zılannda şöyle denıyordu. "Ege kararmasın, banş denizi olarak kalsın." "Ne iyi bir savaş vardır, ne kötü bir banş." Didim'de hazırhklar sürerken. karşı taraf Yunanistan'da "şove- nizm" barışa yasak getinyordu Yunanistan'dan denize açılıp banş iletileri veçiçeklerinidenızebıra- kacaklara şöyie deniliyordu: "Burada şo\enizm \\ ice yüksel- di. size izin \erirsek,dönüşte si/i ko- ruyamay ız, gideınezsinLt." "t'unanıstan'dakı gelişmelere \e savaş çığırtkanlığına karşı. banşı sa\ unmanın güzellığını ıse Didim Beledıye Başkanı Mehmet So>sa- Özgürlüğe uçurulan beyaz gü\ercinler, barış gönüllülerinin dileğini yansıtıyordu. (K.EREM ILGAZ) lananlatıyordu " Evrenin en büyük çirkinliğidir savaş.Sa>aşın ka/ananı olmaz. Yüı binlervaşamını.nıilyonlarsevdik- lerini, kcntler tarihlerini \ e tüm in- sanlar insanı insan \apan değerie- rini yiririrler. Tüm insanlar için ba- nş istiyoruz." Dün> anın peL çok yerinde sa\ aş olduğunu kavdeden So\salan. sa- \a^ın rantını yıyen Mİah tüccarla- nnı. "Ülkek>r.\eterlibeslenme,e0- rim, sağlık gibi olanakları yokken ürettiklerini silahlanmaya harcı- yor. Silah tüccarlannın dünya ka>- naklannı ellerinde tutmak isteyen emperyalist ülkelerin çıkardıklan savaşlan engelleyebilmek, dünya insanlannm birbirierini st'\ mesi \e y üksck sesle barışı istemesiy le ola- sı~ dıyerek anlatıyordu. Dıdim'deki etkinlikler. teröre canını \eren barı^ \an11M l'ğur \1u..ıcu'nun adının \erildıği cad- deye tabelanın asılmas>ıyla başla- dı. Ce>han Mumcu'nun tabelay ı as- masının ardından. Ankara Fotoö- rat'Sanatçılan "nın "Banş Fotoğraf- lanSergisi'görüldü. Ceyhan \1um- cu.Leziz Onaran. Anıl Çeçen ve Seyfi Oktayın katıldığı panelde soru somıak için söz alan bir din- !e>icinin söylediği. katılımcılann ortak düşüncesini \ansitıyordu: ~Ben de>ieteödediğinı paralann sa>aş >atirımlanna lıarcanmasını istemiyorum." Barı^ın değerinııı ancak yitiril- diği zaman anlaşıldığını belirten Onaran. günümüzdeki sava^larda katledilen si\ illeri şöyle anlatıyor- du: ~Arîık sa\aşlar da namussuzlaş- tı..." Se> fi Oktay. banşı anlamak için sa\aşın kötülüğünü görmek ge- rektiğini vurgularken. Anıl Çeçen jeologlann iFginç bir saptamasını aktardr. "Paylaşılamayan Ege'de kıyılar karşılıklı olarak birbirine yaklaşı- yor. Kıyılar tamamen birleştipnde sa\aş çığırtkanları ne yapacak?~ Cevhan Mumcu da. ın^anlann barış için silahlanmasının yanlış- lığını \urguluyordu. Panelin ardından. Didim iskele- sınden denize açılırken. karşı taraf- tan da aynı amaçlı insanlann yola ko\ulabilmi> olmasını diliyordu lıerkes. Her şeye karşın "BanşYbl- culan" zeytin dallannı dostluk ve ^e\gı mesajlannı Ege >ulanna bı- rakırken. son derece mutluydu \e banş özlemi ıçındeydi. Bir arada kutladılar Istanbul'da ıse. 'Banş için Bir .ArayaÇaüşmaGrubu'nun. Atatiirk Kültür Merkezi'nde düzenlediğı 'Banş Günü' törenine katılan çe- şıtli etnik kökenden insanlar. ba- nş şarkıları söyledi. ellerinı bir- bırlerine kenetlediler. \raştırnıa- cı Yazar Mehmet Metiner. barışın sağlanması ıçın demokratık bir devlete ihtıyaç olduğunu belirte- rek "Akan kanın durması için her- kesin bir araya gelmesi zorunlu- dur. Kürdüy le. Türküy le. .\le>isiy- te bu galakside yaşayacağız" der- ken, eski bir banş gönüllüsü Re- ha İsvan. sa\ aş zaferleri istemedi- ğini söyledi. Gazeteci Can Dündar. medyanın savaşlardakı rolüne dik- kat çekıp. banşa inanan bütün güç- lenn medyanın bu rolünü görüp bir önlem almasını istedığı gece- de. Aiman Parlamentosu Neşiller Grubu üyesi Cem Özdemir. "An- neler savaşa hayır deyin" çağrısı y aptı. Semah göstenlennın de ya- pıldığı gecenın sonunda Tomris Özden.Zeynep Poyraz'ın annesı Menekşe Poyraz. eşı Siirt'te ölen Elmas Kızıİdemir. karde^lerini ınezralanndakıbirçatışmadakay- beden Medine Çetinkaya \e oğlu ölen Naziye Tural el ele tutuşup. Türkçe. Kürtçe \e İngilizce "Ba- rış, aşjti, peace" istediler. "Barış hemen şimdi 1 " 1 Eylül Dünya Barış Günü ne- deniyle ÖDP. HADEP. K.ESK. \e İHD taratından önceki gün düzen- lenen Banş Şenliği'nde Yedikule Zindanlan'nı dolduran binlerce ki- şi, on iki saati aşkın süreyle bir yandan banş sloganlan atarken bir yandan da ses sanatçılannın türkü- lenyle coştu. eğlendi. Akşam saatlerinden sonra sıray - la sahneye gelen Ezginin Günlü- ğü Grubu. Edip Akbayram. Fer- hatTunç'unşarkılannaeşlıkeden banşse\ erler sık sık "Süahlar sus- sun, banş hemen şimdP dive slo- gan attılar. Düzenleme komıtesi- nin kararlan dışında slogan atan grupları uyaran gecenin sunucusu tiyatro sanatçtsı Orhan Aydın. herkesi "barış kışkırtıcısı" ol- maya çagırdı. Gecenin sonlannı doğru Nahi- de Diktaş isımli bir PK.K.'linın an- nesiyle. Zahide Çarsan isinılı bir asker annesi bırlikte barı> ateşi yaktılar. Anneler "Banş istiyoruz" diye bağırdılar. Anneler sahneye geldikleri sıra- da ışıklar söndürüldü ve binlerce kişininyaktığımumveçakmaklar- la aydınlanan tarihi mekânda nıuh- teşem bir görüntü oluştu. Gençler son olarak sahneye çıkan Grup Bu- lutsuzluk Özlemi'nin parçalarış la coştu ve halaylaryerini çılgın dans- larabıraktı. Gazi Mahallesi'nde öldürülen Sezgin'in annesi Sabahat Engin anlatıyor 'O öldü, kardeşleri işkence yorgunu' ECETEMELKUR\N ANKAR.-V -Sabahat Engin. anlatmak ıs- temiyorönce. "Şiındianlatsanı.bir hafta ken- dimegelemem" dıvor. Sonra herkes bılsin diye söylüyor. "Bizimartıkçaremizyoktur. sabnmız da kalmamıştır." Çünkü. 16 ya- şındakı Sezgin'in Gazi Mahallesı'ndeöldü- rülnıesının ardından her şey aslında yenı başlıyor: baskınlar. gözaltılar. işkence ve diğerlerı... Sabahat Engin, söze acı haber- le başlıyor: "'Sezgin \uruldu' dediler. Gaziosman- paşa Hastanesi'ne kaldırılmış. Hastanede "Ameliyatta' dediler. Ben beklerken dur- madan y aralı geliyor. Arabadan indirip sed- >e\e ko> uvorlar. polis durmadan yaralıları tokatlıyor." Bu kadarv icdansız olnıay ın. Bız gâ\ ur muy uz?' diye bağırmaya başladım." Anneye kımse çocuğunun öldüğünü söv- leyemıyorönce. yalnızbaşınabaygınlıkge- çirir. başa çıkamayız dive hastaneden has- taneye yolluyorlar. Sonunda doktorlardan bin. Sabahat Engin'ın boynuna sanlıp -Sez- ginçokgüzel bir insandı" diye ağlamay a baş- layınca. anlıyor Sabahat Engin. Sezgin'in öldüğünü. Sabahat Engin. oğlunu görmek için de günleree uğraşıyor. Sonunda komi- serin binni yakasından tutuvor silkeleme- ye başlı\or:"Bizyoksuluzdiyemiböyleya- pıyorsunuz? Hem öldüriiyorsunuz hem de göstermiy orsunuz." O zaman ilk kez aörüvor Sezain'i. "EI- leri mosmordu" divor ve artık güvensizli- ğınin son noktasındaki kuşkusunu anlatryor: "Oğlumdan kan alıp polislere \erdiler herhalde. Kendimi yiyip bitiriyorum, Sez- gin kan kaybından öldü diye." Sezgiıf in Gazi've gömüleceğıni duyun- ca bu sefer "Sana 15 gün cenaze yok" di- yorlar. Sabahat Engin günleree uğraştıktan sonra Sezgın'ın öîü bedenıne kavuşuyor. lanm 15 gün sonra geliyor, işkence yapmış- lar." Sabahat Engin. 14 yaşındaki Engin'e iş- kence yapıldığını öğrenince. eve gelen po- lislere bağtnyor. -(;idin söy îeyin amirlerinize. kendimizi ai- lecek benzinle şub«nin önünde yakacağız." Ertesi gün Engin bırakılıyor. ama her şey aynı. vine ev baskınları. Tam on kez aeli- • 16 yaşındaki Sezgin öldü diye bitmiyor, 4 çocuğu sürekli gözaltına ahnıyor. En son 14 yaşındaki Engin'i alıp "'kötü" şeyler yapmışlar. Sezgin'in mezartaşını yapan mezarcı da kurtulamıyor. Eve gece yansından sonra gelip. silahları çocuklannın kafalanna dayıyorlar. Oğullannm babası son baskını. "Ooo. bir haftadır yoktunuz merak ettik" diye karşılarken. Sabahat anne de "Polisleri senin çocuklann öldürmüştür" dediklerinde. "Öldürmüşlerse iyi yapmışlar" diye bağınyor. Artık Engin ailesinin sabrı kalmadı, ama çareleri de yok. Mezarbaşındayepyeni bir hayat başlıyor En- gin aılesi için. Silahlar. şubede geçirilen uzurı sıeceler. Sabahat Engin anlatıyor: "Beninı 4 oğlum >ar. ItTkere evimize ge- ce yarılannda baskın düzenlediler. Rambo- lar gelip kapı\ ı kıracak gibi çalıyorlar. Ca- nıa bakıyorum. silahlar dayanmış. Bir oğ- lumu 5 kere. iki oğlumu 2 kere. gözleri gör- meyen oğlumu da bir kere gözaltına aldılar. 14 yaşındaki Engin'imi alıp çok kötü şevler yapmışlar. Her seferinde gelip, küfür edip. kafalarımıza silah dayay ıp gidiyorlar. Oğul- yorlargece yarılannda veen sonunda artık herkesin sabrı taşıyor. Çocuklann babası Mahmut En0n. poîıslen görünce gülmeve başlıyor. "Ooo, nerede kaldını/. 8 gündür yoksunuz, merak ettik" diyor. Yumruklaş- ına başlıyor. Polisler. bıryerlerdepolıslerin öldürüldüğünü söyleyıp Sabahat Engın'e "Senin çocuklann öldürmüştür" dey ince Sabahat, tutamıvor kendini: "Öldürmüşlerse. iyi yapmışlar!" Bu sefer dayak ve kütür başlıyor. Saba- hat Engin. "Ne sabnmız kaldı, neçaremiz" diyor. Sabahat Engin'ın birogluöldürüldü. diğeroğullan dadedığıne göre ışkenceler- de yüklenen suçlarla Dev let Güvenlik Mah- kemesi'nde yargılanıyorlar. Annesinin bı- raktığı yerden gözleri görmeyen Ergün sür- dürüyor: "Bizim mezar taşlanmızı yapan mezar- cıyı bile gözaltına aldılar. Adamı tehdit et- mişler, işkence yapmışlar. Babam. olaylar sırasında mahalle>eşrerken.çocuğunu sor- duğu için dayak yedi. Aynı gece ağabeyimi, day ımı ve kardeşimi dö> düler sokakta. En- gin. şubede işkencedey ken 2 kere iç kanama geçirdi. Engin, annem ekmek yaparken e\- den 50 metre uzaklaşmış, hemen alıp götür- müşler. En sonunda beni de aldılar." Ergün. dolmuştan ahnıyor. "Seni kaybe- deeeğiz,listeyealmıştık,atlamışız"di\orlar. Ergün. gözlerinin görmediğini ve hiç bir olav a katılmadığını söyley ince day ak v e iş- kence başlıyor. Ergün. aiİelerin olaylardan önce birbirle- nnı tanımadıklannı. ama artık bırlikte ha- reket etmeye başladıklannı anlatıyor. Aile- ler bir dernek kuracaklar. artık haklar bir- likte aranacak diye anlatıyor. Yani artık bi- rine yapılan haksızlığı herkes sahiplene- cek. Ergün. "Onlann istediği gibi yaşama- yacağız. Sandılar ki, birini öldürecekler, onun da ailesi köşesine çekilecek. Bövle ol- madı. Şimdi de bunu önlemeye çalışıyorlar. Oy şa bu birlikteliği onlann yaptıklan yarat- tı" âivor. Düzz4Z//ORHAIN BİRGİT Başbakan'ın dış politikadaki büyük düşu diyebıleceğımiz "Is- lam NATO'su"r,uv. clası iki üye- si Irak ve Iran, Kıızey irak üze- rindeki otorite boşluğunu kenoı çıkarlan doğruitusunds rteğiş- tirmek için örtiilü bir savaş yü- rütürken Erbakan'ın "Bütün Müslüman ülkelerkardeştir" gö- rüşünü de bir kez daha yenilgi- ye uğrattılar. Yenilgiye uğrayan bir başka 'Made in Erbakan' patentli gö- rüş de 'Kürtlerarasındaki anlaş- mazlıkian islami söylemierie çöz- me' inancı oldu. Oysa. Başba- kan geçen ay ilk gezisini İran'a yapar ve Saddam Hüseyin'e de Şevket Kazan ile Mehmet Sağlam'ı gönderirken yıllardan benkendisini esir eden bu tür dü- şüncelerin içindeydi ve en büyük güvencesi de Kürt asıllı Irak yurt- taşı Şeyh Osman'a beslediği umuttu. Türkiye'nin öteden beri Orta- doğu'da özellikle komşuları ara- sında estırmeye çalıştığı ağa- beylık havası da, özellikle Batı devletlerinde çoktan geçerliliği- ni yttirmiş olmalı ki, Clintorîın böl- ge ile ilgili olarak telefonla konuş- tuğu devlet ve hükümet başkan- lan arasında adı geçmemekte- dir. Saddam'ıp Barzani ıle kol ko- la girip. iran liderlıği ile Talaba- ni ittifakına karşı yürüttüğü gö- rülen ve arkasında Amerika'nın Dengeler Değişirken... desteği olduğu yolundaki teş- hisleri çürütecek tek argümanın bile bulunmadığı harekât için. Ankara'nın. Bağdat'a mı, yoksa Tahran'a mı göz kırpacağını tah- min edecek bir hükümet üyesi. acaba mevcut mudur? Hükümet üyesini bırakınız. Re- fah Partisi liderliği, bu konudane diyebilecektir? Ya da genel baş- kanı Dışişleri Bakanlığı konutun- da yatıp kalkan DYP kurmayla- rı ne düşünmektedir? Refah Par- tisi yanlısı medyanın. Irak güç- lerinin kendi devletlerinin top- raklarında 36. paralelden yuka- rıya geçmelerinin doğal olup ol- madığını tartışan da yoktur. Bu medya, şimd tüm dikkatleri üni- versitelere kayıtlarını yaptıracak kız öğrencilerin başörtülü fotoğ- raflannı geri çevirme olasılığı bu- lunacak rektör varsa, onlann üzerlerine yüklenme hazırlıkla- nnı içeren yayınlar yapmakla avunmaktadır. Hatta daha da ileri giderek uğ- runa kan dökülen, can verilen bayrağımızla, başörtüsünü eşde- ğer gören yazılar kaleme alın- maktadır. Dünkü 'Akit' gazete- sinde bir köşe yazısında yer alan "Ağalar, paşalar, efendıler.. Unut- mayınız kı, Kurtuluş Savaşımız- da milletimızın ınancını şahlan- dıran, kadınımızın başındakı ınanç sembolü örtüydü. Unut- mayınızki. kadınımızın başında- ki örtü ile gönderlerimızde dal- galanan bayrak arasında hıçbir fark yoktur. Bayrağa el uzatmakla, başör- tüsüne de el uzatmak arasında da hiçbir fark yoktur" görüşü, pek yakında bayrağımızla fes ve kalpağı da yan yana getirırse her halde şaşmamak gerekecektir. • • • Birtoplumu. 'ulus'bilincinden 'ümmet' bilincine taşımak iste- yenlerin çabaları karşısında bir bölüm aydınımızın vurdumduy- mazlık aşılamaktaoluşunu, dün bu gazetenin ikincı sayfasında 'Ufkun Ötesini Görmek başlık- li yazısında ele alan değerli bi- lım adamı Prof. Dr. Cihan Du- ra, zaman zaman bu konulara değinmiş. başka aklı başındaki yurttaşlar gibi. yaklaşan tehlike- yi gösteriyor. Refah Partisi'ne. olmayan bir dünya görüşü mal etmeye kal- kışan ve birtakım sloganlan bu görüşün içeriğı imiş gibi tartış- ma konusu yapmakla kalmaya- rak göklere çıkaran sözde ilerı- cı bazı kişiler. daha üç ay olma- dan ekonomıden toplumsal alan- lara. ıç ve dış politikaya kadar adil düzen kaplaması altında piyasa- ya nelerin sürülmek ıstendiğini görmekie de uyanma eğilimin- de değiller mi? Bir yönetimin politikası, yan- hşlarladoluolabilir. Hatta yanlış- lar, dogrulardan da fazla olabi- lir. Ama o yönetim. politıkasız olursa asıl felaket o zaman bek- lenılmelıdir. Türkıye'nın şu an- daki durumu, ilkesiz politika ya da politikasız politika ile yönetil- mekte oluşudur. Ve işin en açı ta- raf ı da budur. iktidardakiler, Beyaz Saray'ın Körfez Savaşfndan bu yana Bağdat için yasak bölge olarak ilan ettiği ve bu kararını denet- lemek amacıyla da Çekiç Güç adını verdiğimiz özel kuvveti gö- revlendirdiği Kuzey Irak'taSad- dam+Barzani ittifakına karşı ilk günlerde bekledikleri ABD mü- dahalesının gerçekleşmemesi karşısında ne söylemeyı düşü- nüyorlar dersiniz? İktidardakiler. ABD'nin aslında "Tavşana kaç, tazıya tut" sözü- nü anımsatacak bir strateji ile Bağdat'laTahran arasındaki çe- kişmede Saddam'a gizli gizli ar- ka çıkarken olup bitenlerden MELIH CE\ DET ANDAY kendilerine hiç mi hiç bilgı veril- meyişi karşısında neler söyle- mek istiyorlar dersiniz? Amerika, Kuzey Irak kaynaklı yeni bir Kürt devleti için yıllardır aradığı liderin Barzani olduğunu mu deklare edecektir? CNN te- levizyonu, bölge ile ilgili haber- lerini süsleyen haritada Basra Körfezi'nden Adıyaman'a kadar uzanan taramalı bölümü 'Kür- distan' diye isimlendirirken Dışiş- lerimiz ve dış tanıtma örgütleri- miz ne yapmaktadır? Tabi; '-»enzer bir soruyu da, da- ha geçen haftanın sonunda, Moskova yakınlannda kurulmuş bir PKK köyü ile ilgili fotoğraf lar- da yer alan revirin kapısında Kı- zılay simgesınin içine geçirilmiş harita için ne söyleyeceklerini öğrenmek bakımından. bizim bazı aymaz aydınlarımıza yö- neltmek gerekiyor. Söz konusu harita, Basra Körfezi'nden Sı- vas'a kadar uzanan bir yöreyi PKK'nin hegemonya amaçlı böl- gesi olarak simgeliyordu. Onlarki, hâlâGüneydoğu'da- ki terörün ülke bütünlüğüne yö- nelik olmadığını yazmaktan usan- mayanlardır. Onlar kı PKK'nin tekziplerine karşın hâlâ bu tür avukathktan vazgeçmeyenler- dir. ilginçtir... Şimdi bu kimsele- rin en büyük müttefikleri de ba- şörtüleri bayraklaştıran Yeni Os- manlılar oluyor. İçki ve Kadın Mustafa Balbay yazıyor: Başbakan Necmettin Erbakan ağustos başında Yüksek Askeri Şûra üyelerıne Başbakanlık Konu- tu'nda akşam yemeğı vermışti. Yemekte sadece por- takal suyu dağıtılmış. Denız Kuvvetleri Komutanı Ora- miral Güven Erkaya'nın rakı, Karadayı'nın da şarap istemesi günün konusu olmuş. Laik Türkıye Cumhuriyeti' nde dinıne bağlı bir kişî, Başbakan olabilir (nitekim oldu), ama Başbakan SL- fatı ile kendi inanç ve tapınma bıçımlerini başkasına zorlayamaz. Buoca sade ve açık bir kuraldır bu. .: "Ben içmiyorum, sizdeıçmeyin" demek evsahip- liğine yakışmaz. üstelik evsahıbi bu çağrıyı devlet adına yapıyorsa hiç yakışmaz. Dahası var... Kimse kimseye dinsel yasakları zor1 - layamaz. Türkıye Cumhuriyeti lslamı bir devlet değil- dir. "Türk halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman- dır" dıyenler. devlet ile dini daha baştan karıştırmç olanlardır. Burada yasak olan eylem ve işleri, anaya- saya uygun olarak Türk Ceza Yasası saptamıştır, « kadar. Kendı köktendıncılik anlayışlarını yaşama geçiS- mek isteyen şeriatçılar. son zamanlarda kadın elı sık- mamayı yaygınlaştırmak için çabalarını arttırmışlar- dır. Kimı hanımın eli açıkta kalsa da bunlar utanmâ duymuyorlar. gerekirse "Bizim dinimizde kadın eli sl- kılmaz" diyorlar. Konunun şaşılacak yanı, ınanmış hanımların burV- dan hiç rahatsızlık duymamalarıdır. insan yerıne konmamayı kim, nasıl hoşgörebilir, anlayamıyorum. Bugünlerde ilgi ve beğenı ile okuduğum bir kitap var elimde: Vecihi Timuroğlunun Sosyal Yayınlar ara- sında basılan "Islam'ın 'Akl'a Bakışı Uzerine BirDe- neme" adlı yapıtı. Sayın Tımuroğlu'nun bu çahşma- sınahayranlıkduydum. kutlamatelgrafı çekmeğidü; şündüm. O düşüncçmi burada yerine getırıyorum. • Sayın Tımuroğlu. "akl" ıçın felsefe tarihi boyunca yapılan yorumları bir bir gözden geçırdıkten sonra is- lam'ın ona verdiği anlamı ve değerı dile getıriyor. Okuriarıma salık verırim. " Ben bu yazımda "akl" kavramı üzennde durmaya- cağım. o ışi başka yazılarıma bırakıyorum. î Ancak burada şuncasını belirtmeden geçmeyer yim; Kur'an'da ve hadislerde "aW"ın merkezı olaralj; "kalb" gösteriliyor. Bir hadisinde şöyle demış Peygamr ber: "Gözlerim uyudu, kulaklarım işitti ve kalbım akıl erdirdı." ilginç değil mi? inançla akıl birbirine karışıyor. i Yukarda bizdeki şeriatçıların kadın eli sıkmadıklaı-ı konusunu açmıştım. Sayın Timuroğlu'nun kitabın- dan bu konuya, daha doğrusu Islam'da kadına veri^- len değer konusuna değinen birkaç söz almak isti'- yorum. Bir hadis'te şöyle denıyor: ' "Kadınlann aklı eksiktir." ' Yazanmız şunu da eklıyor: \ "Bu kadın milletınin dinı de eksiktir. Gerekçesi de kadınlann aybaşı olmalandır." (Buhari. Hayız VI.) ! Sanatçı Yorgos Kousagiannidis 'Benzerliğimiz banşm nedeni' HÜLVATOPCLl Kımı zaman şarkılar ki- mı zamansa şürlerle anlatıl- dı banş. Ama farklı dili ko- nuşan insanlar için ta^ıdığı anlam değişmedi. 1 Evlül Dünya Banş Günü nede- niyle Türkiye ye gelen Yu- nanlı fotoğrat sanatçısı Vbr- gos Kousagiannidis'ın de- diğı gıbı. "Herkesindili,di- ni. ırkı farklı olabilir. Ama barış için farklılıkları değil. benzerlikleri bulmaya çalı- şalım." Istanbul Tabip Odası. 1>- tanbul Barosu. Elektrik \1ü- hendıslen Odası gibi 10'a yakın meslek örgütü tara- fından Dünya Barış Günü nedeniyle bir fotoğraf ser- gısı düzenlendi. Türkiv e' y i Aclan L raz" ın temsil ettiği sergiye \una- nistan'dan fotoğraf sanatçı- sı Yorgos K.ousagıannıdıs katıldı. Türkiye'ye Sela- nik'te fotoğraf öğrencisi olan Vasüiki Pigatsioti ile birlik- te gelen Kousagiannidis. Türkıye ile bağınm kişisel ilışkileri ıle geliştiğinı söv - lüyor. Kousagiannidis. ilk kez geldiği tstanbul'u "modern bir başkent" diye tanımlıyor. Ancak. modern İstanbul'da geleneksel vaşayan insan- lann da göze çarptığını v ur- guluyor. Istanbul'da. \'una- nıstan'la tarihi benzerlikler görmenin kendisinı sevin- dirdığini anlatan Kousagi- annidis. "İstanbul hem Yu- nan hem de Türk halkı için tarihi ortaklıklar taşıyor. Türkiye'de son zamanlar- da radikal İslamın gelişme- si bizi bu nedenle endişelen- diriyor. Çünkü ilerlemenin beklendiği bir ülke ortaça- ğadöndürühnekisteniyor" diyor. Uyanlar Yunanistan'la Türki- ye'nin ilişkilerinın gergın otduğu bir dönemde Türki- ye'ye gelmesinin tamamen tesadüf olduğunu \ urgu- layan Kousagiannidis. ser- giyi üç ay önce planladık- larını anlatıyor. Ancak Yıınanistan'dakı birçok arkadaşının kendisı- nı Türkive yegitmemesi ko- nusunda uyardığını da be- lirtmeden geçemıyor. Ar- kadaşlarının "Arabana ve sana zarar \erirler" sözle- nnı bıraz da espn katarak an- latan Kousagiannidis. '"Grf- dim ve sapasağlam karşı- nızdayım. Bunu yaptığıma pLvnan değilim" diyor. Tür^ kıye ıle Yunanistan arasın-- dakı sorunlann yıllardır sür- düğünü belirten Kousagi- annidis. Yunan halkı ile Türk halkının birbırlenne çok faz- la benzediğini söy lüyor. Yu- nanistan"dakı çok say ıda ki>- şınııı Türkive ıle bağlantısı olduğunu vurgulayaıı Ko- usagiannidi-,. şöyle konu- şuyor: < "Benim dedem yıllaröıv- ce Ordu'dan Yunanistan'â \orgos Kousagiannidis göç etmiş. bir akrabam ise Akdağ Vladeni'nden. Bîz Türkiye"vi anayurt olarak biliyoruz. O yüzden şimdi kendimi topraklanmda gi>- bihissediyorum. Milliyotçt lik son zamanlarda valnıi caTürkiye ile Nunanistan'da değil. tüm dünvada hızla g«t lişivor. İnsanlann köklerinf bağlı olmaları. \atanlarım sevmeleri tabii ki yanhş de*- ğildir ama se\ginin temelin- de başkalarına düşmanlık yoksa." "Farklılıkları değil. benr zerükleri bulabm" dıyen Ko^ usagiannıdis. Arnavutlul^. Türkıye \e Yunanistan'da çektiği fotoğraflan kendif sinin bile ayırdedemediğh nı söylüyor. Üç ülkenm ınsanlarının birbirine fazlasiy la benzedi- ğini ifade eden sanatçı, Türk \e Yunan halkını dünyaba^ rışi için kafalarındaki ön? vargıları v ıkmaya. birbırini anlamavaçağırıvor. ,"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle