03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLUL 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bir kitaba beş sonuşturma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Basın Savcılığı. gazeteci-yazar Yılmaz Odabav'nın "Düş ve Yaşarn" adiı kjtabında yeralan "Türksolu pratığine eleştirel bir bakış" başlıklı yazısı hakkında 5 ayn soruşturma açtı. Odabaşı dün >aptığı açıklamada, sa\cılığın soraşrurmalardan 2'sı hakkında göre\ sizlık karan vererek De\let Gihenlık Mahkemesi'ne se\k ettığıni belırterek dığer 3 soruşturmanın sürdüğünü anlattı. VazarCezmı Ersöz'ün kitapta yer alan söyleşısi nedenıyle Ersöz hakkjnda da soruşturma açıldığını anlatan Odabaşı, kitapta soruşturma konusu olan yazının daha önce bölümler halınde çeşıtlı gazetelerde yayımlandığını kaydettı. "Varto olaylanı PKK'nin işi" • MERSLN(AıNKA)- Içışlen Bakanı Mehnıet Ağar. RP İsranbu) Millet\ekilı Mehmet Fuat Fırat'ın. " Varto olayları kadın da\ası" ^eklindeki ıddıalannın akılcı olmadığını söyledı Ağar. bu tür ıddialann uluorta açıklanmasının sakıncalı olduğunu da öne sürerek olaylan. Fırat kod adlı Jmdat Bıngöl'ün düzenledığını. örgütün üst düzey yetkılılennden olan Bıngöl'ün gözaltında olduğunu sö'}!edı. Yüce toprağa verildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tedav ı gördüğü Bayındır Tıp Merkezf nde yaşamını vitıren Eskı ODTÜ Öğretım Lvesi Prof. Dr. Rüştü Yüce dün Cebecı Asrı Mezarlıâf nda topraSa verıldı 27 Mart I994teki yere! seçımferde ANAP'tan Ankara Büyükşehır Beledıve Başkanlıgfna da ada> olan Yüce içın Ankara'da ilk tören göre\ yaptıgı ODTÜ Mühendislik Fakültesi önünde yapıldı. Törene. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıhnaz'ın yanı sıra çok ' sayıda ANAP mılletvekili, Yüksek Öğretım Kurumu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, bazı ünıversıtelerın rektörlerı. öğretım ü>elen. arkadaşları, aılesi ve yakınlan katıldı. lcraatın içinden • ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - RP Genel Başkanı ve Başbakan Necmettın Erbakan "ın. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde vapılmasını eleştırdığı "lcraatın Içınden" programıyla halkın önüne çıkjnaya hazırlandığı öğrenıldı. Erbakan'ın. RP'nın görüntüsünü yenılemek amacıyla tanıtma komısyonu kurdurduğu bildinldı. Hükümetın 100. gününde başlayacak olan "lcraatın Içınden" programına ilişkın son hazırlıkların tamamlandığı kaşdedıldı. CHP'den heyet • ANKARA (Cumhurivet Bûrosu) - CHP Genel Sekreten Adnan Keskın, son günlerde Dıyarbakır Cezaevı ile Yarto ve Yüksekova'da >aşanan gelışmelerle ılgıli olarak 3 ayn hejetın görevlendinldiğini bildirdi. Keskin. dün düzenledığı basın toplantısında. Yüksekova'da ortava çıkanlan "üniformalı çete''ye partisının 6 ay önce hazırladığı raporda dıkkat çekildiğmi anımsattı. Keskin. Yüksekova'ya ola> lan incelemek iizere milletvekillen Orhan Yelı Yıldırım \e Yılmaz Ateş ıle PM üyesi Esat Canan'ın. Yarto'va Havdar Oymak, Sabn Ergül veZekı Çakıroğlu'nun, Divarbakır'a Yahya Şımşek. Yusuf Öztop ve Alı Rıza Bodur'un göndenleceklerinı belırttı. SibeMise • HaberMerkezi-Raks Eğitım. Kültür ve Sanat Vakfı tarafından Izmir'de yapılarak mılli eğıtıme armağan edilen. CD romlu İnternetlı Narhdere Rasım Önel Tıcaret Mesfek Lisesi'ni, 3 ekimde Cumhurbaşkani Süleyman Demırel törenle açacak. Raks'ın kurucusu ve Yönetım Kurulu Başkanı Aslan Önel'ın babasının adını taşıyan, 480 öğrencı kapasıteli lısede. CD-romlu eğitım setlenv le. Internet bağlantılı en gelışmış bılgısayariarla öğretım yapılacak. Başbakan, Ağar ve DYP'nin karşı olduğu kararname çıkmadan Libya'ya gideceğini açıkladı Erbakan'dan Ağar'a restANKARA (Curnhurhet Bürosu) - Başbakan ÎN'ecmettin Erbakan, Türkıye'nin Güneydoğu polıtıkasını eleştıren ve bölgede Kıirdıstan kurulmasını ısteyen Libya'ya ziyaretıni DYP'nın ıtırazına karşın programa aldı. Başbakanlık Basın Merkezf nce yapılan açıklamada, Erbakan'ın, 2-8 ekım tanhlerı arasında Mısır. Lıbya ve Nijerya'ya gideceği bıldirildi. Içışlen Bakanı ıMehmet Ağar. geçen Bakanlar Kurulu toplantısında, ülkesının ulusal gününde Türk hükümeti ve Türk Silahlı • Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, Türk hükümeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ağır suçlamalarda bulunan Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin ziyaret edilmesine itiraz etti. Ağar kararnameyi imzalamazsa Erbakan'ın gezisi 'özeP statüde olacak. Kuvvetleri'ne ağır suçlamalarda bulunan Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin ziyaret edilmesine itiraz ettı. Ağar'ın, bu toplantıda, bazı temasların Türkiye'nin uluslararası çıkarlanna ters düştüğüne dikkat çekerek "Bırakınonlar sizinyanınıza gdsûT dediğı öğrenıldı. Ağar. "Gezi kararnamesi önüme geldiğinde düşünüriim" demesıne karşın Erbakan Lıbya ziyaretıni kesinleştırdi. Ağar'ın kararnameyi ımzalamaması durumunda Erbakan'ın bu ülkeye gezisınin sadece "özeJ" statüde kalacağına dıkkat çekıldı. Lıbva lıden Kaddafı. RP'lı Devlet Bakanı AbdullahCiilve DYP'lı Devlet Bakanı Yine Akşener Basına DYP'den bir tehdit daha • Meral Akşener, tabanlarına bazı basın organlanm boykot içın çağn yapabileceklerinı söyledi. ANKARA (Cumhuri- >et Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Mera! Akşener. hakkında soruş- turma açılmasına neden olan basına vönelik lehdıtlerini sürdürerek DYP tabanına bazı basın organlan ve "mar- kalarr boykot çağrısında bulunabıleceklerını sövle- dı. Akşener. -geneJ başkan \ardımcılan yapacaklan ko- nuşmanın nıiıhtevasıru basın müşa>irinebildirirvebuçer- çeve içinde bir metin haar- lanır" dıverek açıklamada DYP Genel Başkanı Tansu Çillerın eşı Özer tçuran Çiller'ın "etkin olduğu" \ö- nündekı ıddıalan doğrula- vıcı ızlenım verdı. DYP hderı Çıller'e eleş- tırı yöneiten basin organla- nm -tükürüklebogmakla" tehdit eden Genel Başkan Yardımcısı Akşener, dün dü- zenledığı basın toplantısın- da, hakkında sav cılık tarafın- dan soruşturma başlatılma- sına neden olanaçıkJamasın- dan "pişmanhkduymadıgı- nı" söyledı. Basınla kışısel bir sorunu olmadığını, kuv - vetleraynlıgı ve basın özgür- lüğüne ılışkın kurallar çer- çevesındeozguryayınıdes- tekledıklenni söyleyen Ak- şener, partılere yönelık eleş- tirel tutumlann basın özgür- lüğünübelırleyensınırlardı- şına çıkmaması gerektıgını belırttı. Gazetecılerin, açık- lamada sert bir üslup kulla- nıldığını anımsarmalan üze- nne, -İsluptartışılabilir.O hangi pencereden bakfığını- za bağh. Ama özünden sap- mamak lazmT dıyen Akşe- ner. basının bunu tehdit ola- rak vorumlamasımn kendı- sıne vönelik "kontra tehdit olduğunu" söv ledı. Meral Akşener. "Düma- nın hiçbir ülkesinde bu ka- dar kişisel ve hunharca sal- dınlar vapılmamıştır" dedi. Uvarılarının dıkkate alın- maması durumunda 5 mil- yondan fazla DYPseçmeni- ne bazı basın organlannı ta- kıp etmemelerı ve bazı "markalan kullanmamala- n" çağrısında bulunabıle- ceklennı söyleven Akşener, -Buoisun istemiyoruz. Çün- kü bundan ilkolarakbasın- da emeği.vie. alınteriylegeçi- nen sizlerin etkileneceğini bilivoruz. Bunlan vapmak istemivoruz" dedı ÇİZMEDEN YUKARI Namık Kemai Zejbek'in ziyareti sırasında, devlet televizyonundan yaptığı konuşmada Özetle şövle dedı: u Türİd>e'de bağımsızlık isteyen milvonlarca Kürt vaşıvor \e bu Kürtler, Türk kılıcı ile eziliyorlar. Türk ordusunun Kürtleri avlaması \e Irak içlerine kadar takip etmesi, riim dünvanın gözleri önünde mevdana geliyor. Kürdistan devltti nihavttte kurulacakfır. Ordular ve vahşilik, bir devletin kendi kendini yönetme hakkını elde etmesi isteğinde caydıncı olanıavacaktır; ordular vorulacaktır. Cellatlar şorulacaktır ve kılıç, kırbaç ya da bıçak düşecektir. Neden Amerika ve Baülı dev letler Kürtleri her gün katleden Türk kılıcı ile işlenen bu eviemleri durdunrıuyorlar." RP'h Devlet Bakanı Abdullah Gül, bu ülkedeki temasların ın ardından gazetecılere yaptığı açıklamada, Kaddafi'nin sozlenne tepkı gösterdıklermı, ancak Erbakan'ın ziyaretınin "•ekonomik" temele oturduğunu söyledı Afrıka gezısının programını Dışışlerı Bakanlığı'nı devre dışı bırakıp büyükelçılerle doğrudan görüşerek hazırlayan Erbakan, dıplomatlann yoğun ısran üzerıne. ABD'nın terörü destekleyen ülkeler lıstesınde bulunan Sudan'ı ziyaret etmekten vazgeçtı. RP'nin şenatçı terör örgütü Müslüman Kardeşler'e ılımlı bakmasından ve Erbakan'ın bu konuda "arabuluculuk" istemınden rahatsız olan Kahıre yönetımi ise Başbakan'a zorakı randevu verdı. Erbakan'ın, Iran ve L'zakdoğu gezısınde olduğu gibi Afrika zıyaretine de genış bir gazetecı. işadamı ve partilı topluluğuylagıtmesi bekleniyor. Erbakan'a eşlık edecek heyet. seyahat önce^ınde havalımanlarındakı sağlık merkezlerınde "sanhumma" aşısı yaptıracak. Akşener, RP'nin şeriatçı kadro çalışmalanm sadece izlediklerini resmen açıkladı DYP kadrolaşmaya seyirciANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'ın, hakkında açılan soruşturmalann ardından kurdugu REFAHYOL hükümetinde "rejimin güvencesi olacağı" yönündeki vaadine karşın DYP, laiklik karşıtı kadrolaşmanın "sadece izJeneceğini" resmen açıkladı. DYP Genel Başkan Yardımcısı .Meral Akşener, koalisyonun büyük ortağı RP'nin şeriata >aklaşma>ı esas alan çabalarının nereye ulaşacağı konusunda, "Beklejelim, görelim" değerlendırmesinı yapmakla yetindi. 'Endişem yxtk' Akşener, dün diizenlediği basın toplantısında, Afganistan'da radıkal Islamcı Taleban grubunun yönetimı ele geçirdikten sonra şenat ılan etmesi ve öncelıkle kadınlara vönelik baskıların yürürlüğe girmesini nasıl değerlendirdigine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: "Türkiye, demokratik, laik bir cumhuriyettir. Bu ilkelerden vazgeçilmesi söz konusu değildir. Bunu hedctleven bir sijasi parti anavasava göre suç işlcmiş demekrir. Türkiye adına endişem yok. Vanlış yapanlann önüne • DYP Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener, "RP'nin somut uygulamalan programda yazmıyor. Siz laiklik karşıtı çalışmalan izlemekle mi yetineceksiniz" sorusuna, "Bekleyelim, görelim" yanıtını vermekle yetindi. kanunlar çıkar. Daha sonra, sizlerin beğenmediği fıkirier çerçe\e$inde istekler v-arsa, karşısına legal örgütier çıkar. Afganistan'daki olaylara çok üzüldüm. Onlar adına çok da endişelendim. Ancak Türkivedeki kadınlara bü* ük Ataturk'ün verdiği haklann çok kolav alındığı iddialan varsa da bunlann doğru olmadığına inanıvorum. Türk kadını haklarını hak elmiştir." Anti-Laik kadrolaşma Akşener. Adalet Bakanlığı'nda laiklik karşıtı kadrolaşma. kabine üyelennın şeriatçı tutuklulan ziyaret etmesi ve Başbakan NecmeHin Erbakan'ın Türkiye'nin dış politika çıkarlanna ters düşen Müslüman ülkelerle ilişkilere özel önem vermesine koalisyon ortağı olarak nasıl bir tavır izleyeceklerinın sorulması üzerine, hükümetın protokol ve programı bulunduğunu her iki partinin de bunun dışına çıkamayacağını söyledi. Akşener, -RP'nin somut uygulamalan programda yazmıyor. Siz laiklik karşıtı çalışmalan izlemekle mi jetineceksiniz" sorusuna, *Bekle>elim, görelim" yanıtını vermekle yetindi. IRMIKIAYDIN ENGtN e-mail: [email protected] Gulam Hazret'in kızı Neşide ben tanıdığımda, 1980 Oca- ğı'nda, 13 yaşındaydı. Kömür gözlennin dennliklerinde çocuk- luktan genç kızlığa geçışin ışıl- tılarına, okuma yazma bilme- nin ve meslek okulunda karma- şık birtekstil makinesini kullan- mayı ögreniyorolmanın gururu eşlikediyordu. KınkdökükAze- ri Türkçesiyle bana anlatıyor- du: - Keljurnalist diğne! O mak- gina çalıcakh. Başşmgda duran men olmayacağım. Ben baş- şmgda duracakzahmetkeşgız- lann muallimesi olacağım... Babası Gulam Hazret, tripor- törüyle (üç tekerlekli motosiklet) yük taşıyordu. Kızının okuma yazma bılmesi ve zahmetkeş- lere (işçilere) muallimeliğe (ka- dın öğretmen) yönelmiş gelece- ği, onu kıvandınyordu. Gulam Hazret kızıyla övünü- yordu. Kızına bu yaşam ufkunu sağlayan Afganistan Demokra- tik Halk Partisi'nin ateşli biryan- daşıydı. Gulam Hazret'i, Kâbil'in ta- nımlanması zor yoksulluğuna taban tabana zıt Inter Contı- nental Ofe//'nin servis kapısın- da, birtrıportörkasası portakal Gulam Hazret'in Kömür Gözlü Kızı boşaltırken tanıdım. Afgan baş- kentinde kaldığım 13 gün bo- yunca benim şoförüm, çevir- menim, siyasi danışmanım, kı- lavuzum ve arkadaşım oldu. Tri- portörünün arkasıncla bütün Kâ- bıfi adım adım dolaştık. Hayber Geç/d/'ne beni götüren kömür kamyonunu da o buldu ve dö- nüşümde beni gene o karşıla- dı. Havaalanında uçağımın te- kertekleri yerden kesildiğinde o uzakta, küçük birnokta gibi kal- mıştı, ama el salladığını görebi- liyordum. Hatta belki hafiften ağladığını da. Ben de dolan göz- lerimi yanımda oturan iri kıyım Özbek halı tüccanndan sakla- maya çabalamıştım. Gulam Hazret'in evinde bir- kaç kez konuk oldum. Safranlı etli pilava kaşık salladım ve bar- daktan değil, tabaktan içilen sa- n çayı yudumladım. Neşide bugün 29 yaşında bir kadın olmalı. Eğer yaşıyorsa... • • • Kör Molla Muhammed Ömer'i tanımadım. Ama benzer- lerini gördüm. Su ağası aşiret re- islerinin vurucu gücü Mücahit- lef\ gördüm. Adam basına 10 dolara, silah varsa 15 dolara, silah ateşlenecek ve dumanı çı- kacaksa 18 dolara TV kamera- lanna poz veren mücahrt taslak- lanndan, Pakistan sınınnda, ün- lü Hayber Geçidi yakınlannda yuvalanmış savaşçı mücahitle- re kadar epey adam gördüm. Bana kınk dökük Özbek ya da Azeri Türkçeleriyie, dinsiz komü- nist işgalcılere karşı verdiklerı kutsal savaşı anlattılar. Tarraki hükümetinin başlattığı, Babrak Karmal hükümetinin sürdür- rrieyeçahştığı 'Su Reformu'nun, Allah'ın nizamına karşı gelmek- le eşdeğer olduğunu anlattılar Ülke topraklannın yüzde 46'sı- nı kapsayan dağ çayırlan ve ot- laklarda su kaynaklarını elinde tutan aşiret reıslerinin bütün ekonomik ve toplumsal gücü- nü silip süpürüveren 'Su Ftefor- mu'nun Afgan halkında yarat- tığı gelecek umudunun dolay- sız tanığıyım ben. Bu gelecek umudunun, Afgan toplumunun derinliklerine kök salmış dinsel liderlerde, aşiret reislerinde ya- rattığı ölümcül korkunun ve az- gın öfkenin de dolaysız tanığı- yım. Bu yazı Afganistan'da, çok yoksul, çok geri, çok çok geri bir Asya ülkesinde dış destek- le, hatta baskryla sosyalızm kur- ma denemesini tartışmayacak. Bu başka bir yazının konusu ol- sun. Siyasal islamın çeşrtli renk- lerinden oluşan gerici koalisyo- nun, Afganistan Demokratik Halk Partisi'ni iktidardan uzak- laştırdığı Nisan 1992'den bu ya- na, silahlı ve vahşi bir saldın gü- cüne dönüşmesine; binlerce ki- lometre uzakta, Cezayir'de, "Af- ganiler" diye anılan ve Afganis- tan'da eğitilmiş şeriatçı çetele- rin cinayetlerine de bir başka gün değinelim. Kanlı iç savaşyıl- larında birikmiş deneyimlerin, bugün Afganistan'ı siyasal İsla- mın en gerici, en kanlı vurucu kadrolannı üreten bir merkeze dönüştürdüğünü de bugünlük geçelim. Ben bugün, kömür gözlü Ne- şide'nin izindeyim? O kanlı iç savaş yıllannda, Kâ- bil'e yağmur gibi yağan bom- balann altından sağ çıkabildi mi acaba? Meslek okulunda o kar- maşık tekstil "makginası" kul- lanmayı iyice öğrendı mi? "Zah- metkeş gtzlann muallimesi" ola- bildi mi acaba? Ben tanıdığımda, daha 13 ya- şındayken kadının özgürleşme- sine giden yolda dev adımlar atmıştı Neşide. Tek gözlü Mol- la Muhammed Ömer şimdi Af- ganıstan'ın yeni egemeni. tlk uygulamaya soktuğu şeriat ya- sası da kadınların çalışmasını yasaklamak ve sokağa çıktıkla- rında peçe takma zorunluğunu getiımek oldu. Yoksul, çok yok- sul Afgan halkının en acil soru- nu buymuş anlaşılan. Çalışma- yan, sokağa çıktığında ille de pe- çelenen kadınlarla Afgan halkı- nın yoksulluğu son bulacak her- halde. Kör Molla böyle buyurdu. Neşide, Kâbilli triportör sü- rücüsü, arkadaşım Gulam Haz- ret'in kömür gözlü, güzel kızı Neşide şımdi ne yapıyor acaba? "Keljurnalist Amca"nın elin- den hiçbir şey gelmemecesi- ne, Istanbul'da çok yağışlı bir sonbahar sabahında, öfkeyle bilgisayarın tuşlarına bastığını ve sürekli Neşide'yi düşündü- ğünü ona nasıl duyursam? POLflİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yasak Mor Şehir... Gözlerinı kısarak bakıyor, siyah uzun saçlarını rüzgârda savuruyordu... İlk kez orada gördüm onu... Tienanmen Meydanı'nda on binleryürüyordu... Kavganın ardından boyun eğiliyordu o geleneğe... Bir düş yağmurunda Vtctor Segalen'in gülüm- semen için çiçekler verdiği akşamüstü sevişmele- rinde yorgun düşmüştün. Titreyen ellerin, simsiyah gözlerin ve kalın etli du- dakların dört mevsımın alacası içinde arzuluydu. Şımdi sana Victor Segalen'in seslendiği gibi 'Ya- sak Mor Şehir'in o gizemli havasından esinlenerek haykırmak istiyorum... Beni sıkılmadan dinle ve hiçbir yere kaybolma!.. Orada olmayı, ansızın çıkıp gelivermeyi, giyinik ya da çıplak görünmeyi, kişilığinin gözle görünür ağır- lığıyla etkilendiğimi savlamıyorum kesinlikle... Zamansız ne bir öfke ne de kıskançlık duyuyo- rum... Ne sesimle yargıçlara, ne acımasız bir bakışla başkaldıranlara, ne de başlan tırnaklara asacak in- sanlara yanıt vermeyi düşünüyorum yağmurlu bir günün sabahında... Ben delice koşturan, koşturup da aradığını bu- lamayan, zaman zaman o yüzden bunalan, yaşa- mı günübirlik avuntular sanan insanlara seslenmek istiyorum... Ama şaşırtıcı gücünle egemen oluyoryokluğun... Bir müzik çalınıyor gölgenın onurunda, bir çocuk evin camlarmı boyuyor gönlünce... O çocuk güzeller güzeli!.. Kimi zaman hırçın, kimi zaman sakin!.. Yüreğinde bir sevda onun iç evreninde rüzgâr kanat düşlerle serpiliyor... Bir zaman tünelinden geçiyorum, eskimiş albü- mün o sarıya kaçan fotoğraflarla dolu sayfalarında belkı de hiç farkında olmadan kendımı arıyorum... Ona dıyorum kı: "Gülümsemen, bakman için yalvaracaklar; terk edildiğinde olacak ve genç kız olarak armağanlan geri çevirdiğinde. Dileğini söylemen için yalvaracaklar, özlemini duyduğun süsler; kırmızı gecelikler, şiirier, türküler veözveriler..." • • • Sıyah uzun saçların rüzgârda savrulurken ben Pekin'den Kuzey'e gidiyordum... Tienanmen Meydanı'nda oluk oluk kan aktığını o geceöğrendim... Yasak Mor Şehir yasa bürünmüştü ve lotus çi- çekleri bilıyorum ki ağlıyordu... Birden seni düşündüm, gözlerinin karasını anım- sayarak... Alnından tek kurşunla ölen o çocukla bir gün ön- ce konuşmuştuk anımsıyor musun? Içimde bir öfke seli kabardı... Gözlerımden yaşlar aktı... Sen Semih El-Kasım'ı tanır mıydın, hiç sorma- mıştım... O şöyle dedi, gecenin sessizliğı içinde: "saatlerce durup dinlendiler kûçük kumsalda uyudular sabah kumda temizlediler ayaklannı orada - doğada ey atamın haJkı öldüler..." Bir ateş yandı bedenimde ve ruhumda. Bir ze- hirli çağ kilitlendı çevremizde. Tuhaf ayinlerde güzel okunuyordu miladımız... Ey sevgili yüreğim, yüreğın! Ey siyah saçlı, kara gözlü güzel kız!.. Vatanın gülleri tomurcuklandı kanından, kanın ışı- ğı yaseminin kurşunundan!.. Sen Pekin'de yıllar önce, ben Kudüs'te bugün ölüyorum... Sevişmeyi bile öğrenemeden tam on beş yaşın- da... Yak ateşimi bedeninde ve ruhunda... Derin yaramda yıka beni kanımla... Kuru, kurumuş buğday güneşim... Ben ekmeği dişlerimle kırarım mezbahanda... • • • Kara gözlerini kısarak bak bana son defa... Elle- rimi tut üşüyorum, sonra sımsıkı sanl bana... Uçurt- mamı havalandır mavi goğe doğru, topaomı çevir, yüreğimi coştur ama sakın ağlama... Ben Pekin'de, ben Kudüs'te, ben Dublin'deyim çocüksu düşlerimle hiç büyümemek için... Kocan gelir geceleyin, savaşı anlatır; konuşma- lar hep ölüm üstünedir. Eavan Boland'ın dizeleri takılır aklına, açılan pen- cerenin perdesine baktığında... Bizim acılanmız binlerce yıl Önce oluştular. Dışa- nnın tarihidir onlar hep dışannın tarihi oldular. Bugün burada irlanda Denizi'nin hışırtısını duyu- yor musun? Ben yine gözlerimi yumuyorum, alışılması güç bir yaşamı seçiyorum... Ayışıklı ırmaklar, silah sesleri, zamansız ölümler... Sokul bıraz yanıma, gözlennı aç, sana anlata- caklarım var... 'Yasak Mor Şehir'ln ışıkları bak yanmıyor!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya ig Planet.com. TR HfKMET ÇETİNKAYA AŞIK KADINLAR SOKAĞI Once bakıştılar. Soluksuz kaldılar bir sure... Erkek, kadının elıne dokundu. sonra başını onune eğdı usulca . Bir zaman tünelinden geçıyor gıbıydıler Belkı bıraz da duş yorgunuydular Kadın ıçındekı coşkuyu dışa vuramıyordu Gozlerını kaçırıyordu erkeğın gozlerınden . Birden "kırmızı mektupiara" daldı. Dedıkı "Bir çıçeğı bıle yumuşacık dokunuşlara sahıp bir aşkla seven sana ınat ben çığlık çığlığa bağırarak dıkenlerı sevmeyı surdureceğım ..* 300.000 TL. (KDV dahıll j Çağ Pazaıfama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sokale - i No: 9/B Cagatoğlu- istanbut Tel:514 01
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle