Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLUL 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bir kitaba beş
sonuşturma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Basın
Savcılığı. gazeteci-yazar
Yılmaz Odabav'nın "Düş
ve Yaşarn" adiı kjtabında
yeralan "Türksolu
pratığine eleştirel bir
bakış" başlıklı yazısı
hakkında 5 ayn soruşturma
açtı. Odabaşı dün >aptığı
açıklamada, sa\cılığın
soraşrurmalardan 2'sı
hakkında göre\ sizlık karan
vererek De\let Gihenlık
Mahkemesi'ne se\k
ettığıni belırterek dığer 3
soruşturmanın sürdüğünü
anlattı. VazarCezmı
Ersöz'ün kitapta yer alan
söyleşısi nedenıyle Ersöz
hakkjnda da soruşturma
açıldığını anlatan Odabaşı,
kitapta soruşturma konusu
olan yazının daha önce
bölümler halınde çeşıtlı
gazetelerde yayımlandığını
kaydettı.
"Varto olaylanı
PKK'nin işi"
• MERSLN(AıNKA)-
Içışlen Bakanı Mehnıet
Ağar. RP İsranbu)
Millet\ekilı Mehmet Fuat
Fırat'ın. " Varto olayları
kadın da\ası" ^eklindeki
ıddıalannın akılcı
olmadığını söyledı Ağar. bu
tür ıddialann uluorta
açıklanmasının sakıncalı
olduğunu da öne sürerek
olaylan. Fırat kod adlı Jmdat
Bıngöl'ün düzenledığını.
örgütün üst düzey
yetkılılennden olan
Bıngöl'ün gözaltında
olduğunu sö'}!edı.
Yüce toprağa
verildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tedav ı gördüğü
Bayındır Tıp Merkezf nde
yaşamını vitıren Eskı ODTÜ
Öğretım Lvesi Prof. Dr.
Rüştü Yüce dün Cebecı Asrı
Mezarlıâf nda topraSa
verıldı 27 Mart I994teki
yere! seçımferde ANAP'tan
Ankara Büyükşehır Beledıve
Başkanlıgfna da ada> olan
Yüce içın Ankara'da ilk
tören göre\ yaptıgı ODTÜ
Mühendislik Fakültesi
önünde yapıldı. Törene.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yıhnaz'ın yanı sıra çok '
sayıda ANAP mılletvekili,
Yüksek Öğretım Kurumu
Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz, bazı ünıversıtelerın
rektörlerı. öğretım ü>elen.
arkadaşları, aılesi ve
yakınlan katıldı.
lcraatın içinden
• ANKARA (Cumhurijet
Bürosu) - RP Genel Başkanı
ve Başbakan Necmettın
Erbakan "ın. 8.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
döneminde vapılmasını
eleştırdığı "lcraatın
Içınden" programıyla halkın
önüne çıkjnaya hazırlandığı
öğrenıldı. Erbakan'ın.
RP'nın görüntüsünü
yenılemek amacıyla tanıtma
komısyonu kurdurduğu
bildinldı. Hükümetın 100.
gününde başlayacak olan
"lcraatın Içınden"
programına ilişkın son
hazırlıkların tamamlandığı
kaşdedıldı.
CHP'den heyet
• ANKARA (Cumhurivet
Bûrosu) - CHP Genel
Sekreten Adnan Keskın, son
günlerde Dıyarbakır Cezaevı
ile Yarto ve Yüksekova'da
>aşanan gelışmelerle ılgıli
olarak 3 ayn hejetın
görevlendinldiğini bildirdi.
Keskin. dün düzenledığı
basın toplantısında.
Yüksekova'da ortava
çıkanlan "üniformalı
çete''ye partisının 6 ay önce
hazırladığı raporda dıkkat
çekildiğmi anımsattı.
Keskin. Yüksekova'ya
ola> lan incelemek iizere
milletvekillen Orhan Yelı
Yıldırım \e Yılmaz Ateş ıle
PM üyesi Esat Canan'ın.
Yarto'va Havdar Oymak,
Sabn Ergül veZekı
Çakıroğlu'nun, Divarbakır'a
Yahya Şımşek. Yusuf Öztop
ve Alı Rıza Bodur'un
göndenleceklerinı belırttı.
SibeMise
• HaberMerkezi-Raks
Eğitım. Kültür ve Sanat
Vakfı tarafından Izmir'de
yapılarak mılli eğıtıme
armağan edilen. CD romlu
İnternetlı Narhdere Rasım
Önel Tıcaret Mesfek
Lisesi'ni, 3 ekimde
Cumhurbaşkani Süleyman
Demırel törenle açacak.
Raks'ın kurucusu ve
Yönetım Kurulu Başkanı
Aslan Önel'ın babasının
adını taşıyan, 480 öğrencı
kapasıteli lısede. CD-romlu
eğitım setlenv le. Internet
bağlantılı en gelışmış
bılgısayariarla öğretım
yapılacak.
Başbakan, Ağar ve DYP'nin karşı olduğu kararname çıkmadan Libya'ya gideceğini açıkladı
Erbakan'dan Ağar'a restANKARA (Curnhurhet Bürosu) -
Başbakan ÎN'ecmettin Erbakan,
Türkıye'nin Güneydoğu polıtıkasını
eleştıren ve bölgede Kıirdıstan
kurulmasını ısteyen Libya'ya ziyaretıni
DYP'nın ıtırazına karşın programa aldı.
Başbakanlık Basın Merkezf nce yapılan
açıklamada, Erbakan'ın, 2-8 ekım tanhlerı
arasında Mısır. Lıbya ve Nijerya'ya
gideceği bıldirildi. Içışlen Bakanı
ıMehmet Ağar. geçen Bakanlar Kurulu
toplantısında, ülkesının ulusal gününde
Türk hükümeti ve Türk Silahlı
• Içişleri Bakanı Mehmet Ağar, Türk hükümeti ve Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne ağır suçlamalarda bulunan Libya Devlet Başkanı
Muammer Kaddafi'nin ziyaret edilmesine itiraz etti. Ağar
kararnameyi imzalamazsa Erbakan'ın gezisi 'özeP statüde olacak.
Kuvvetleri'ne ağır suçlamalarda bulunan
Libya Devlet Başkanı Muammer
Kaddafi'nin ziyaret edilmesine itiraz ettı.
Ağar'ın, bu toplantıda, bazı temasların
Türkiye'nin uluslararası çıkarlanna ters
düştüğüne dikkat çekerek "Bırakınonlar
sizinyanınıza gdsûT dediğı öğrenıldı.
Ağar. "Gezi kararnamesi önüme
geldiğinde düşünüriim" demesıne karşın
Erbakan Lıbya ziyaretıni kesinleştırdi.
Ağar'ın kararnameyi ımzalamaması
durumunda Erbakan'ın bu ülkeye
gezisınin sadece "özeJ" statüde kalacağına
dıkkat çekıldı.
Lıbva lıden Kaddafı. RP'lı Devlet Bakanı
AbdullahCiilve DYP'lı Devlet Bakanı
Yine Akşener
Basına
DYP'den
bir tehdit
daha
• Meral Akşener,
tabanlarına bazı basın
organlanm boykot içın
çağn yapabileceklerinı
söyledi.
ANKARA (Cumhuri-
>et Bürosu) - DYP Genel
Başkan Yardımcısı Mera!
Akşener. hakkında soruş-
turma açılmasına neden olan
basına vönelik lehdıtlerini
sürdürerek DYP tabanına
bazı basın organlan ve "mar-
kalarr boykot çağrısında
bulunabıleceklerını sövle-
dı. Akşener. -geneJ başkan
\ardımcılan yapacaklan ko-
nuşmanın nıiıhtevasıru basın
müşa>irinebildirirvebuçer-
çeve içinde bir metin haar-
lanır" dıverek açıklamada
DYP Genel Başkanı Tansu
Çillerın eşı Özer tçuran
Çiller'ın "etkin olduğu" \ö-
nündekı ıddıalan doğrula-
vıcı ızlenım verdı.
DYP hderı Çıller'e eleş-
tırı yöneiten basin organla-
nm -tükürüklebogmakla"
tehdit eden Genel Başkan
Yardımcısı Akşener, dün dü-
zenledığı basın toplantısın-
da, hakkında sav cılık tarafın-
dan soruşturma başlatılma-
sına neden olanaçıkJamasın-
dan "pişmanhkduymadıgı-
nı" söyledı. Basınla kışısel
bir sorunu olmadığını, kuv -
vetleraynlıgı ve basın özgür-
lüğüne ılışkın kurallar çer-
çevesındeozguryayınıdes-
tekledıklenni söyleyen Ak-
şener, partılere yönelık eleş-
tirel tutumlann basın özgür-
lüğünübelırleyensınırlardı-
şına çıkmaması gerektıgını
belırttı. Gazetecılerin, açık-
lamada sert bir üslup kulla-
nıldığını anımsarmalan üze-
nne, -İsluptartışılabilir.O
hangi pencereden bakfığını-
za bağh. Ama özünden sap-
mamak lazmT dıyen Akşe-
ner. basının bunu tehdit ola-
rak vorumlamasımn kendı-
sıne vönelik "kontra tehdit
olduğunu" söv ledı.
Meral Akşener. "Düma-
nın hiçbir ülkesinde bu ka-
dar kişisel ve hunharca sal-
dınlar vapılmamıştır" dedi.
Uvarılarının dıkkate alın-
maması durumunda 5 mil-
yondan fazla DYPseçmeni-
ne bazı basın organlannı ta-
kıp etmemelerı ve bazı
"markalan kullanmamala-
n" çağrısında bulunabıle-
ceklennı söyleven Akşener,
-Buoisun istemiyoruz. Çün-
kü bundan ilkolarakbasın-
da emeği.vie. alınteriylegeçi-
nen sizlerin etkileneceğini
bilivoruz. Bunlan vapmak
istemivoruz" dedı
ÇİZMEDEN YUKARI
Namık Kemai Zejbek'in ziyareti
sırasında, devlet televizyonundan yaptığı
konuşmada Özetle şövle dedı:
u
Türİd>e'de bağımsızlık isteyen
milvonlarca Kürt vaşıvor \e bu Kürtler,
Türk kılıcı ile eziliyorlar. Türk ordusunun
Kürtleri avlaması \e Irak içlerine kadar
takip etmesi, riim dünvanın gözleri önünde
mevdana geliyor. Kürdistan devltti
nihavttte kurulacakfır. Ordular ve vahşilik,
bir devletin kendi kendini yönetme hakkını
elde etmesi isteğinde caydıncı
olanıavacaktır; ordular vorulacaktır.
Cellatlar şorulacaktır ve
kılıç, kırbaç ya da bıçak
düşecektir. Neden Amerika
ve Baülı dev letler Kürtleri
her gün katleden Türk
kılıcı ile işlenen bu
eviemleri
durdunrıuyorlar."
RP'h Devlet Bakanı
Abdullah Gül, bu ülkedeki
temasların ın ardından
gazetecılere yaptığı
açıklamada, Kaddafi'nin
sozlenne tepkı
gösterdıklermı, ancak
Erbakan'ın ziyaretınin
"•ekonomik" temele
oturduğunu söyledı
Afrıka gezısının
programını Dışışlerı
Bakanlığı'nı devre dışı
bırakıp büyükelçılerle
doğrudan görüşerek
hazırlayan Erbakan,
dıplomatlann yoğun ısran
üzerıne. ABD'nın terörü
destekleyen ülkeler
lıstesınde bulunan Sudan'ı
ziyaret etmekten vazgeçtı.
RP'nin şenatçı terör
örgütü Müslüman
Kardeşler'e ılımlı
bakmasından ve
Erbakan'ın bu konuda
"arabuluculuk"
istemınden rahatsız olan
Kahıre yönetımi ise
Başbakan'a zorakı randevu
verdı. Erbakan'ın, Iran ve
L'zakdoğu gezısınde
olduğu gibi Afrika
zıyaretine de genış bir
gazetecı. işadamı ve partilı
topluluğuylagıtmesi
bekleniyor. Erbakan'a eşlık
edecek heyet. seyahat
önce^ınde
havalımanlarındakı sağlık
merkezlerınde
"sanhumma" aşısı
yaptıracak.
Akşener, RP'nin şeriatçı kadro çalışmalanm sadece izlediklerini resmen açıkladı
DYP kadrolaşmaya seyirciANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller'ın, hakkında açılan
soruşturmalann ardından
kurdugu REFAHYOL
hükümetinde "rejimin güvencesi
olacağı" yönündeki vaadine
karşın DYP, laiklik karşıtı
kadrolaşmanın "sadece
izJeneceğini" resmen açıkladı.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı .Meral Akşener,
koalisyonun büyük ortağı RP'nin
şeriata >aklaşma>ı esas alan
çabalarının nereye ulaşacağı
konusunda, "Beklejelim,
görelim" değerlendırmesinı
yapmakla yetindi.
'Endişem yxtk'
Akşener, dün diizenlediği basın
toplantısında, Afganistan'da
radıkal Islamcı Taleban grubunun
yönetimı ele geçirdikten sonra
şenat ılan etmesi ve öncelıkle
kadınlara vönelik baskıların
yürürlüğe girmesini nasıl
değerlendirdigine ilişkin soruya
şu yanıtı verdi:
"Türkiye, demokratik, laik bir
cumhuriyettir. Bu ilkelerden
vazgeçilmesi söz konusu değildir.
Bunu hedctleven bir sijasi parti
anavasava göre suç işlcmiş
demekrir.
Türkiye adına endişem yok.
Vanlış yapanlann önüne
• DYP Genel
Başkan
Yardımcısı Meral
Akşener, "RP'nin
somut
uygulamalan
programda
yazmıyor.
Siz laiklik karşıtı
çalışmalan
izlemekle mi
yetineceksiniz"
sorusuna,
"Bekleyelim,
görelim" yanıtını
vermekle yetindi.
kanunlar çıkar. Daha sonra,
sizlerin beğenmediği fıkirier
çerçe\e$inde istekler v-arsa,
karşısına legal örgütier çıkar.
Afganistan'daki olaylara çok
üzüldüm. Onlar adına çok da
endişelendim.
Ancak Türkivedeki kadınlara
bü* ük Ataturk'ün verdiği
haklann çok kolav alındığı
iddialan varsa da bunlann doğru
olmadığına inanıvorum. Türk
kadını haklarını hak elmiştir."
Anti-Laik kadrolaşma
Akşener. Adalet Bakanlığı'nda
laiklik karşıtı kadrolaşma. kabine
üyelennın şeriatçı tutuklulan
ziyaret etmesi ve Başbakan
NecmeHin Erbakan'ın
Türkiye'nin dış politika
çıkarlanna ters düşen
Müslüman ülkelerle ilişkilere
özel önem vermesine koalisyon
ortağı olarak nasıl bir tavır
izleyeceklerinın sorulması
üzerine, hükümetın
protokol ve programı
bulunduğunu her iki partinin de
bunun dışına çıkamayacağını
söyledi.
Akşener, -RP'nin somut
uygulamalan programda
yazmıyor. Siz laiklik karşıtı
çalışmalan izlemekle mi
jetineceksiniz" sorusuna,
*Bekle>elim, görelim" yanıtını
vermekle yetindi.
IRMIKIAYDIN ENGtN e-mail: engin@planet.com.tr
Gulam Hazret'in kızı Neşide
ben tanıdığımda, 1980 Oca-
ğı'nda, 13 yaşındaydı. Kömür
gözlennin dennliklerinde çocuk-
luktan genç kızlığa geçışin ışıl-
tılarına, okuma yazma bilme-
nin ve meslek okulunda karma-
şık birtekstil makinesini kullan-
mayı ögreniyorolmanın gururu
eşlikediyordu. KınkdökükAze-
ri Türkçesiyle bana anlatıyor-
du:
- Keljurnalist diğne! O mak-
gina çalıcakh. Başşmgda duran
men olmayacağım. Ben baş-
şmgda duracakzahmetkeşgız-
lann muallimesi olacağım...
Babası Gulam Hazret, tripor-
törüyle (üç tekerlekli motosiklet)
yük taşıyordu. Kızının okuma
yazma bılmesi ve zahmetkeş-
lere (işçilere) muallimeliğe (ka-
dın öğretmen) yönelmiş gelece-
ği, onu kıvandınyordu.
Gulam Hazret kızıyla övünü-
yordu. Kızına bu yaşam ufkunu
sağlayan Afganistan Demokra-
tik Halk Partisi'nin ateşli biryan-
daşıydı.
Gulam Hazret'i, Kâbil'in ta-
nımlanması zor yoksulluğuna
taban tabana zıt Inter Contı-
nental Ofe//'nin servis kapısın-
da, birtrıportörkasası portakal
Gulam Hazret'in Kömür Gözlü Kızı
boşaltırken tanıdım. Afgan baş-
kentinde kaldığım 13 gün bo-
yunca benim şoförüm, çevir-
menim, siyasi danışmanım, kı-
lavuzum ve arkadaşım oldu. Tri-
portörünün arkasıncla bütün Kâ-
bıfi adım adım dolaştık. Hayber
Geç/d/'ne beni götüren kömür
kamyonunu da o buldu ve dö-
nüşümde beni gene o karşıla-
dı. Havaalanında uçağımın te-
kertekleri yerden kesildiğinde o
uzakta, küçük birnokta gibi kal-
mıştı, ama el salladığını görebi-
liyordum. Hatta belki hafiften
ağladığını da. Ben de dolan göz-
lerimi yanımda oturan iri kıyım
Özbek halı tüccanndan sakla-
maya çabalamıştım.
Gulam Hazret'in evinde bir-
kaç kez konuk oldum. Safranlı
etli pilava kaşık salladım ve bar-
daktan değil, tabaktan içilen sa-
n çayı yudumladım.
Neşide bugün 29 yaşında bir
kadın olmalı. Eğer yaşıyorsa...
• • •
Kör Molla Muhammed
Ömer'i tanımadım. Ama benzer-
lerini gördüm. Su ağası aşiret re-
islerinin vurucu gücü Mücahit-
lef\ gördüm. Adam basına 10
dolara, silah varsa 15 dolara,
silah ateşlenecek ve dumanı çı-
kacaksa 18 dolara TV kamera-
lanna poz veren mücahrt taslak-
lanndan, Pakistan sınınnda, ün-
lü Hayber Geçidi yakınlannda
yuvalanmış savaşçı mücahitle-
re kadar epey adam gördüm.
Bana kınk dökük Özbek ya da
Azeri Türkçeleriyie, dinsiz komü-
nist işgalcılere karşı verdiklerı
kutsal savaşı anlattılar. Tarraki
hükümetinin başlattığı, Babrak
Karmal hükümetinin sürdür-
rrieyeçahştığı 'Su Reformu'nun,
Allah'ın nizamına karşı gelmek-
le eşdeğer olduğunu anlattılar
Ülke topraklannın yüzde 46'sı-
nı kapsayan dağ çayırlan ve ot-
laklarda su kaynaklarını elinde
tutan aşiret reıslerinin bütün
ekonomik ve toplumsal gücü-
nü silip süpürüveren 'Su Ftefor-
mu'nun Afgan halkında yarat-
tığı gelecek umudunun dolay-
sız tanığıyım ben. Bu gelecek
umudunun, Afgan toplumunun
derinliklerine kök salmış dinsel
liderlerde, aşiret reislerinde ya-
rattığı ölümcül korkunun ve az-
gın öfkenin de dolaysız tanığı-
yım.
Bu yazı Afganistan'da, çok
yoksul, çok geri, çok çok geri
bir Asya ülkesinde dış destek-
le, hatta baskryla sosyalızm kur-
ma denemesini tartışmayacak.
Bu başka bir yazının konusu ol-
sun. Siyasal islamın çeşrtli renk-
lerinden oluşan gerici koalisyo-
nun, Afganistan Demokratik
Halk Partisi'ni iktidardan uzak-
laştırdığı Nisan 1992'den bu ya-
na, silahlı ve vahşi bir saldın gü-
cüne dönüşmesine; binlerce ki-
lometre uzakta, Cezayir'de, "Af-
ganiler" diye anılan ve Afganis-
tan'da eğitilmiş şeriatçı çetele-
rin cinayetlerine de bir başka
gün değinelim. Kanlı iç savaşyıl-
larında birikmiş deneyimlerin,
bugün Afganistan'ı siyasal İsla-
mın en gerici, en kanlı vurucu
kadrolannı üreten bir merkeze
dönüştürdüğünü de bugünlük
geçelim.
Ben bugün, kömür gözlü Ne-
şide'nin izindeyim?
O kanlı iç savaş yıllannda, Kâ-
bil'e yağmur gibi yağan bom-
balann altından sağ çıkabildi mi
acaba? Meslek okulunda o kar-
maşık tekstil "makginası" kul-
lanmayı iyice öğrendı mi? "Zah-
metkeş gtzlann muallimesi" ola-
bildi mi acaba?
Ben tanıdığımda, daha 13 ya-
şındayken kadının özgürleşme-
sine giden yolda dev adımlar
atmıştı Neşide. Tek gözlü Mol-
la Muhammed Ömer şimdi Af-
ganıstan'ın yeni egemeni. tlk
uygulamaya soktuğu şeriat ya-
sası da kadınların çalışmasını
yasaklamak ve sokağa çıktıkla-
rında peçe takma zorunluğunu
getiımek oldu. Yoksul, çok yok-
sul Afgan halkının en acil soru-
nu buymuş anlaşılan. Çalışma-
yan, sokağa çıktığında ille de pe-
çelenen kadınlarla Afgan halkı-
nın yoksulluğu son bulacak her-
halde.
Kör Molla böyle buyurdu.
Neşide, Kâbilli triportör sü-
rücüsü, arkadaşım Gulam Haz-
ret'in kömür gözlü, güzel kızı
Neşide şımdi ne yapıyor acaba?
"Keljurnalist Amca"nın elin-
den hiçbir şey gelmemecesi-
ne, Istanbul'da çok yağışlı bir
sonbahar sabahında, öfkeyle
bilgisayarın tuşlarına bastığını
ve sürekli Neşide'yi düşündü-
ğünü ona nasıl duyursam?
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yasak Mor Şehir...
Gözlerinı kısarak bakıyor, siyah uzun saçlarını
rüzgârda savuruyordu...
İlk kez orada gördüm onu...
Tienanmen Meydanı'nda on binleryürüyordu...
Kavganın ardından boyun eğiliyordu o geleneğe...
Bir düş yağmurunda Vtctor Segalen'in gülüm-
semen için çiçekler verdiği akşamüstü sevişmele-
rinde yorgun düşmüştün.
Titreyen ellerin, simsiyah gözlerin ve kalın etli du-
dakların dört mevsımın alacası içinde arzuluydu.
Şımdi sana Victor Segalen'in seslendiği gibi 'Ya-
sak Mor Şehir'in o gizemli havasından esinlenerek
haykırmak istiyorum...
Beni sıkılmadan dinle ve hiçbir yere kaybolma!..
Orada olmayı, ansızın çıkıp gelivermeyi, giyinik
ya da çıplak görünmeyi, kişilığinin gözle görünür ağır-
lığıyla etkilendiğimi savlamıyorum kesinlikle...
Zamansız ne bir öfke ne de kıskançlık duyuyo-
rum...
Ne sesimle yargıçlara, ne acımasız bir bakışla
başkaldıranlara, ne de başlan tırnaklara asacak in-
sanlara yanıt vermeyi düşünüyorum yağmurlu bir
günün sabahında...
Ben delice koşturan, koşturup da aradığını bu-
lamayan, zaman zaman o yüzden bunalan, yaşa-
mı günübirlik avuntular sanan insanlara seslenmek
istiyorum...
Ama şaşırtıcı gücünle egemen oluyoryokluğun...
Bir müzik çalınıyor gölgenın onurunda, bir çocuk
evin camlarmı boyuyor gönlünce...
O çocuk güzeller güzeli!..
Kimi zaman hırçın, kimi zaman sakin!..
Yüreğinde bir sevda onun iç evreninde rüzgâr
kanat düşlerle serpiliyor...
Bir zaman tünelinden geçiyorum, eskimiş albü-
mün o sarıya kaçan fotoğraflarla dolu sayfalarında
belkı de hiç farkında olmadan kendımı arıyorum...
Ona dıyorum kı:
"Gülümsemen, bakman için yalvaracaklar; terk
edildiğinde olacak ve genç kız olarak armağanlan
geri çevirdiğinde.
Dileğini söylemen için yalvaracaklar, özlemini
duyduğun süsler; kırmızı gecelikler, şiirier, türküler
veözveriler..."
• • •
Sıyah uzun saçların rüzgârda savrulurken ben
Pekin'den Kuzey'e gidiyordum...
Tienanmen Meydanı'nda oluk oluk kan aktığını
o geceöğrendim...
Yasak Mor Şehir yasa bürünmüştü ve lotus çi-
çekleri bilıyorum ki ağlıyordu...
Birden seni düşündüm, gözlerinin karasını anım-
sayarak...
Alnından tek kurşunla ölen o çocukla bir gün ön-
ce konuşmuştuk anımsıyor musun?
Içimde bir öfke seli kabardı...
Gözlerımden yaşlar aktı...
Sen Semih El-Kasım'ı tanır mıydın, hiç sorma-
mıştım...
O şöyle dedi, gecenin sessizliğı içinde:
"saatlerce durup
dinlendiler kûçük kumsalda
uyudular
sabah kumda temizlediler ayaklannı
orada - doğada ey atamın haJkı
öldüler..."
Bir ateş yandı bedenimde ve ruhumda. Bir ze-
hirli çağ kilitlendı çevremizde.
Tuhaf ayinlerde güzel okunuyordu miladımız...
Ey sevgili yüreğim, yüreğın!
Ey siyah saçlı, kara gözlü güzel kız!..
Vatanın gülleri tomurcuklandı kanından, kanın ışı-
ğı yaseminin kurşunundan!..
Sen Pekin'de yıllar önce, ben Kudüs'te bugün
ölüyorum...
Sevişmeyi bile öğrenemeden tam on beş yaşın-
da...
Yak ateşimi bedeninde ve ruhunda...
Derin yaramda yıka beni kanımla...
Kuru, kurumuş buğday güneşim...
Ben ekmeği dişlerimle kırarım mezbahanda...
• • •
Kara gözlerini kısarak bak bana son defa... Elle-
rimi tut üşüyorum, sonra sımsıkı sanl bana... Uçurt-
mamı havalandır mavi goğe doğru, topaomı çevir,
yüreğimi coştur ama sakın ağlama...
Ben Pekin'de, ben Kudüs'te, ben Dublin'deyim
çocüksu düşlerimle hiç büyümemek için...
Kocan gelir geceleyin, savaşı anlatır; konuşma-
lar hep ölüm üstünedir.
Eavan Boland'ın dizeleri takılır aklına, açılan pen-
cerenin perdesine baktığında...
Bizim acılanmız binlerce yıl Önce oluştular. Dışa-
nnın tarihidir onlar hep dışannın tarihi oldular.
Bugün burada irlanda Denizi'nin hışırtısını duyu-
yor musun?
Ben yine gözlerimi yumuyorum, alışılması güç
bir yaşamı seçiyorum...
Ayışıklı ırmaklar, silah sesleri, zamansız ölümler...
Sokul bıraz yanıma, gözlennı aç, sana anlata-
caklarım var...
'Yasak Mor Şehir'ln ışıkları bak yanmıyor!..
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya ig Planet.com. TR
HfKMET ÇETİNKAYA
AŞIK KADINLAR SOKAĞI
Once bakıştılar. Soluksuz
kaldılar bir sure...
Erkek, kadının elıne
dokundu. sonra başını
onune eğdı usulca .
Bir zaman tünelinden
geçıyor gıbıydıler Belkı
bıraz da duş
yorgunuydular
Kadın ıçındekı coşkuyu
dışa vuramıyordu Gozlerını
kaçırıyordu erkeğın
gozlerınden .
Birden "kırmızı
mektupiara" daldı.
Dedıkı
"Bir çıçeğı bıle yumuşacık
dokunuşlara sahıp bir
aşkla seven sana ınat ben
çığlık çığlığa bağırarak
dıkenlerı sevmeyı
surdureceğım ..*
300.000 TL. (KDV dahıll
j Çağ Pazaıfama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sokale -
i No: 9/B Cagatoğlu- istanbut Tel:514 01