Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i
j
CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 1996 ÇARŞAMBA
DIZIYAZI
I
Sdîan ve Nesime gelecekten umutlu değiller ama geçmişin geri döneceğini umut ediyorlar
tŞeriat gelecekİstanbul düzelecek'.dı Sultan Akıl.
Oıaltı yaşında ve
Kiıkö} Anadolu
İmm - Hatip Lisesi
so^sınıföğrencisi.
Ya tı Nesime'den onu
ayan "şuıır". Sultan
ba:>rtülü ve
palösülü geziyor,
on;«göre daha
"şu.rlu'\ yani tannya
yaln oian Nesime ise
çaraflı.
çocuklarıItanbul'un "
Sultan ve Nesime. Onatarı birbirinden şuur'ları ayırıyor...
S
uitanbevli. istanbul'un Refah
Partili ılk beledıyesi. Yarım
kalmış ınşaatlar cenneti. bır
otoyol mucizesi... Adı Huzur
olanmağazalann. Hicret'li so-
kaklann ilçesi Sultanbeyli'de
bir batal dükkdnında konuşuyoruz Sul-
tan ve esime"yle. Dudulludaoturan Sul-
tan. dukân sahibinın yegeni. Nesime ise
birmüreri.Ikisibirbirini röportaj sırasın-
da tanıorlar.
Sulbı. Istanbu) dogumlu. ama ailesi Ar-
dahan'ı Göle ilçesınden. Babasıyirmial-
tıyıl öı.-e gelmiş kente. Altı yıl sonra köy-
liisü bikadınla evlenıp dönmemiş bir da-
ha Göi'ye. Beşı erkek altı kardeşler. En
küçügıbugün dört buçuk yaşında. Önce
Kavacı"ta yaşamış Akıl'lar. sonra Cmra-
niyeckşimdi de Dudullu'da. Baba» PTÎ
emekli,. annesi ise ev kadını. Nesıme ise
Samsuiu. Ikisinın de yaşi on altı. Sultan.
Kadıko Anadolu İmam - Hatip Lisesi son
sınıföğeneısı. Nesıme ise birvıl okumuş
imam-lıtip lisesınde. Sultan"ın başı örtü-
lii. Nesne ise sivah çarşaflar ıçinde. Sul-
tan. büin sorulan vanıtlıyor. kendinden
emin \<rahat:
-Beş rkek kardeş arasmda tekkızolnıak
bir avaraj mıydj?
SuJta- Aılem sen kızsın onlar erkek di-
ye bir ;.nnı yapmadı. Ben de okudum.
abılennde.
-Çocıklugunu anlatır mısın?
Sultaı- lç ıçe büyüdük biz kardeşlerim-
le. Şakaışırdık. Okula sabah gidipakşam
dönüyodum. Liseyi bitiren iki büyük
abim çaışivordu.
-İman-hatip senin terrihin mi?
Sultaı- Hem benim hem de ailemin ter-
cihi. tlk>kul dörtten beşe geçtiğim yaz ta-
tilinde hıran kursuna gitmiştim. Hem di-
ni eğitin istıyordum. hem diğer bilgileri
almak.
- Aileıizdeki dini >apj nedir?
Sultaı - Eğıtımlı tek benim.
- Okuila ögrendıkkriıı.ailenin kulaktan
dolma blgilerini etkiledi mi?
Sultaı - Tabii. Öğrendiklerımi onlara
aktardın.
- İ nivırsiteve gideeek misio, hangi fakiil-
te\e?
Sultar- Inşallah. Avukat olmak ıstivo-
rum.
- Ne btklhorsun hayattan?
Sultan- Kadınlann doğru dürüst eğitim
görmeleini istiyorum. Okula giderken
otobüse »inivorum, tıklım tıklım. Kimse-
nin kimsyi düşündüğü vok. Istanbul'dan
kaç kuşav geçti. neden bunları düzeltme-
diler. Şindiden sonra düzelteceklerini de
sanmıyoıum. Devlet daha kendini düzel-
temıyor. Hayat zaten zorluklarla dolu;
zamlar. fyatîar. yemek, içmek her şey so-
rım...
- Politilıayla ne kadar ilğilenhorsun?
Sultan- Bu ülkede yaşadığıma ve yaşa-
yacağnru göre düşünüyorum. Politikacı-
İar ise imanlan değil kendilerini diişünü-
yorlar hej.
- Sen bir politikacı olsan. neleri değişti-
rirsin?
Sultan- En azından insan haklannı sağ-
lanm. İnsjnlarhepaçkalıyorlar. Oradabi-
ri aç yata'ken adam gidiyor. kaç milyarlık
düğünleryapıyor. Yardımı önemsemiyor.
Vergiden <açıyor: ev inde çeşit çeşit yemek
yiyor. ann düşünmüyor diğerlerini.
- Kendini hangi parthe vakın hissedi-
\orsun?
Sultan - Refah Partisı.
- Onlar degiştirebilecekler mi?
Sultan- İnşallah.
-Nasıl olacak bu?
Sultan- Önce insanı düzeltmeli.
- İnsan nasıl düzelecek?
Sultan - İnsan sırf kendisinı değıl etra-
fınıdadüşünmeli.Dışülkelerebakıvorlar,
onun gibi olmaz. bunun gibi olmaz. Oysa.
herkesin kendine göre olmalı. Şu an oku-
ma diizeyi çok az. Okuyabilenler de bov a-
cılık yapıyor. Öncelikle kadınlanmız bil-
gilendirilmeli. Mesela doğu tarafına hep
asker yıgıyorlar. Neden asker yıgıvorlar
ki?OkuI yapsınlar. işyeri yapsınlar. fnsan-
laraçşimdi...
- Güne>doğudaki savastan rahatsızlık
mıdu>u>orsun?
Sultan - Doğal olarak. Kendi insanımız
onlar. Dogulu olsam da olmasam da insan
öldürülüyor orada.
- Bu savaşta taraf mısın?
Sultan - Hay ır. Kendi askerimiz ölüvor.
kö\deki insanlarölüyor. kö\ler yakıhyor.
Neden olsun ki'.'
- Neden bunlar oluyor sence?
Sultan - Dış ülkelenn bize
karşı olan hırsı. bizi yıkmava ça-
lışmaları.
- Çöziim ne?
Sultan - Bunlar de\ letten ge-
çer. ama.. tek çözürn şeriat. çün-
kü bizi yaratan Allah vernıiş bı-
ze seriatı. Siz bir makine yaptı-
nız diyelim o makıneyi sadece
siz çalıştırabilirsiniz. Allah da
işte bizi yarattı \e yaşama s^k-
(imizin adını şeriat. \anı Islam
olarak koydu. Insanlardünvada
ancak bu şekilde kurtulabilir.
Şeriat olmadan olmaz. Cünkü
insanın yaşama bıçımi öyledir.
Şeriat deniltnce zorla baş kapa-
tılacak deniliyor.
- Kapaftnayacak mısınız?
Sultan- Açık gezenleri Allah
kurtarsın. Kuran'ı Kenm'de de
bir hukuk \ar. insan haklannı
gözetiyor. insanın nasıl dıze ge-
leceğini biliyor.
- Kadın erkek ilişkisi nasıl di-
ze gelecek?
Sultan - Kadın erkek ilişkisi
de geçiyor orada. Bence kadını
en iyi koruvan şenattır.
- Bugünün kadınını nasıl ta-
njmlıyorsun?
Sultan - Kadını çalışmaya
zorluyorlar gibi geliyor bana.
Kadın da çalışmalı. kadın da dı-
şan\a açılmalı diyorlar. Halbu-
ki kadın yeri geldiğınde çalış-
malı. ama kadının gerçek yeri e-
v i. Koca zaten bunu y üklenmiş-
tir. kadını besle\ecektir. Kadın
sabahın erken saatinde kalkıyor.
o yorgunlukla otobüslere bini-
>or. sıkış tepiş. sonra gidiyor bır
de işyerinde eziliyor. Âkşam
evegelivor: yemektı.çamaşırdı. bırdeon-
larla uğraşıyor. O yüzden zor.
- Çahşmak kadına ürerimden gelen bir
güç kazandırmaz mı?
Sultan - Tabıı çalışsınlar ama uygun ol-
duktan sonra. Kadın erkek bir tutuyorlar.
halbukı bırdeğildir ki.
- İ'stün olan kadın mıdır?
Sultan - Allah katında aynıdır. ama ka-
dın erkekten daha az güçlü \e duyausal-
dır.
-Fizik giicü ınü akıl gücü nıii?
Sultan - Fızık gücü olarak. Mesela ka-
dın çalıvyor, çocuguna bakılmıyor. E\i
geçindiren kadındır. Erkek gidıp çalışmak.
onun vemeğını getırmek zorundadır. Verı
geldiğınde bızım dınımızde kadına hiz-
metçı bile tutulur. vani kadın mecbur de-
Nesime'nin isteği her şeye rağmen okumak...
ğıldır çama^ırını. bula>>ığını yıkamaya.
Köylerde sırtlannda odun taşıyorlar, din-
de kesınlikle öyle bır şe\ yok. lcabında
hizmetçi tuıabili\or>a tm>un. Çalışacaksa
ban ortamını düzgün tubun.
- Erkeğe \ üklenmi\or nıusun bu istekle-
rinle?
Sultan-Onu getınrken de cücü varsa di-
yoruz. Ev lenmeden önce sorarsın. adamın
gücü \ok;>a evlenmezsin. Her iki tarafta
anlavışlı olacak tabıı kı.
- İstanbul'da neler scni rahatsız ediyor,
bu şehri se\iyor musun.'
Sultan- Bilmenı hıç öy le bir sey düşün-
medinı. Ama çoğuhorgörüyor insanı, gö-
rünüş \e yaşay ı> bakımından. Şu anda hep
görünüşe bakıvorlar. fızığine şöyle böyle
diyorlar. Insanlar dövülüyor kimsenin
umurunda degil. Şu an da hırsız-
lık yapanlarçok. Nedenı yaşam-
lan. Adamlarda parayok. işyok.
Adam neyapacak hırsızlığaşö-
nelecek. bu sefer ne olacak hap-
se girecek. ailesi bozulacak. Du-
yuyoruz. kadınlann çoğu sahıp-
Nİzlikten şundan bundan kötii
vola düşüyorlar.
- İnsanlann zorunluluktan
hırsı/lık \aptıklannı sö.vlüyor-
vıııı. Şeriatta ise hırsı/ın kolu ke-
silir. Bu çelişki değil mi?
Sultan - Insanlar neden ek-
nıek çalıvor, hırsızlık yapıyor.
açlıktan. Bizde. şeriatta, durup
dururken hırsızlık yapmak ayıp-
tır ve cezalandınlır. Ama adam
açlıktan çalıyorsa o adamın de-
ğil. devletin suçu. Devlet mec-
burdur o adamı beslemeye, iş
güç \ermeye.
- Doğulu olduğun için insanla-
nn seni küçük gördüklerini his-
settin mi?
Sultan-Oluyordu. Karslıyım
>a Doğulular PKK'lı diye kü-
çümsüvorlardı. Ben de Kürtüm,
ama PKK'li mıyim diye soru-
vordum. Onlardışülkeden geli-
yor diyordum. Eğerben PKK'li
olsam nıye kendi kardeşimı vu-
rayım? Ben Kürtlüğümden şeref
duyuvorum. her insan birdeğil-
dir'ki'...
- Başın kapalı olduğu için dı$-
landığın oldu mu?
Sultan - Konuştuğum, tartış-
tığım, nışe kapanıyorsun diyen-
leroldu. Ben size demiyorum ki
neden açıksınız? Eğer bana so-
rarsanız anlatınm. Dinledikten
sonra gene aynı şeyi yapıyorsa-
nız o sizın anlayışınız ya da an-
layışsızlığınızdır.
Nesime'nin şeriat düşleriNesime'yi Sultan'dan ayıran çarşafa
bürimmüş olması. Nesime'ye göre tür-
banlı kadmla çarşaflı kadın arasındaki
fark -dikkatçekme" Çarşailı kadın yol-
da yürürken daha az dikkat çekiyor. Er-
kekîer çarşaflı kadınlara daha az laf atı-
yor.
Daha pek çok fark var, ama Nesime
röportaj yapıldığı sırada bunlan anımsa-
mıvor.
Imam-hatip lisesinde bir yıl okuduk-
tan sonra kendi isteğiyle aynlan Nesime,
Kuran kursuna gidiyor. Okuiu bırakma
nedeni ise öğretmenlerinin erkek olma-
sı. "Zekâm öyle düşük değil, hep takdir
aldım" dtyor "Ama Kuran dersine erkek
^retmen giriyor ve özel giinterde erke-
ğe söylemek çok zor. Bu yiizden a>nl-
dım/
Sultanbeyli ve Kâğıthane dışında ls-
tanbul'da başka birsemt bilmeven Nesi-
me, yaşadığı yeri seviyor. Onun yaşaya-
cağı yer köy tipi ve yeşili bol olmalı.
Yollarda önemli Nesime için düzgün ve
g£niş yollarda yürümeli.
fnanıyor ki Sultanbeyli de bugün ol-
masa bile. gelecekte düşlerini gerçek-
leştirecek Nesime'nin.
"Kendine nasıl bir hayat isfiyorsun?"
Nesime'nin bu soruva vanıtı "*oku-
mak"la başlıyor. Çekincelerine rağmen
yeniden okula dönmek. Kuran'ın yanı
sıra diğer ilimleri de öğrenmek, hoca ol-
mak, talebeler yetiştırmek ve Islamiyetin
yayılmasına katkıda bulunmak istiyor.
Çünkü ona göre Islamiyetin emirleri
yaşansa. kıyımlar. vurmalar oimayacak
bu ülkede. Çocuklar savaş görmeyecek.
Bütün bunların ancak şeriatla sağlanabi-
leceğine inanıvor.
Nesime. Şu andaki iktidara da güve-
niyor. Yavaş yavaş da olsa başörtüsü sı-
nırlaması kaldırılacak. devlet dairelerin-
de namaz kılınması sağlanacak ve Nesi-
me'nin istediği hayatm yolları açılacak..
-Kavacık, Ûmraniye ve Dudullu'nun dı-
şında nereleri bilKorşun İstanbul'da.?
Sultan - Kadıköv. Csküdar'ı biliyorum.
-Okul dışında neler yapıyorsun?
Sultan - Ev işlerini üstleniyorum. akra-
balanma yardımcı oluyorum.
- Onun dışında kendine ayırdığın za-
manlar var mı?
Sultan - Var. kitap okumayı seviyorum.
-Neleri okuyorsun?
Sultan- Bir Annenin Feryadı diye bir ki-
tap okudum en son. Daha önceleri de.Ma-
ria ve Ülkemi Anvorurrl'u okumuştum.
Bir de gazete okuyorum.
-Hangi gazeteyi okuyorsun?
Sultan-Türkiye. Köşeyazılannı okuyo-
rum.
- Ycni çıkan >a>ınlan Ldivor musun?
Sultan - Tek düşünceme bağlı kitapları
degil hepsini okumak istiyorum. amaeko-
nomik açıdan alma imkânım olmadı.
- IMiizik dinliyor musun?
Sultan - Evet. Hoşuma gıden her türlü
müziğı dinliyorum. özellikle de Türk sa-
nat müzigini seviyorum. Pop da dinliyo-
rum. ama öyle uzun sürelı hayran oldu-
ğum >ok.
- Tİ>atro>a. sinema\a gidiyor musun?
Sultan - Tiyatroya üç dört yıl önce git-
tim. bır okul oyununa. Sinemaya ise ço-
cukken gitmiştim, acıklıvdı, Türk filmiy-
di. Agladıgımı hatırlıyorum. gülüyorlardı
bana agladım dıve.
- Ailenk aranda sorun çıkmıyor mu?
Sultan - Çıkıyor tabii. her ailede olan
sorunlargibi.
-Dayak>edinmi?
Sultan -Hayır. yok öyle bir şey. Aldıgım
egitimden dolayı da onlara karşı çıkmıyo-
rum zaten. Kendi kararlanmı alabiliyo-
rum.
- Erkek arkadaşın oldu mu hiç?
Sultan - Hayır.
-Evlilik öncesi bir erkek arkadaşının ol-
nıası. onu tanıman doğal mı?
Sultan - Ailemin haben olmadan gez-
meye ve dolaşmaya karşıvım. Yıpranıyor
kadın. Şimdıki erkekler de o kadar anla-
yışlı degil. Gezmeve geliyor, dalgasını ge-
çiyor. Kızları yıpratıyorlar. Hem kadın
hem erkek yıpranıyor. Bence oldu mu bir
kere olmalı. o da zamanı geldiginde. Be-
nim erkeği tanımama ne gerek var kı o bir
kere olacak. egeranlaşırsak olurbu ışama
gezmek. dolaşmak. hayır... Ben kendi dü-
şüncemi aktaracağım. o da kendi düşünce-
sini aktaracak. Ailem de araştıracak.
- Bir evlilik nasıl olmalı sence?
Sultan - Se\gı. saygı anlayış olduktan
sonra her şey olur.
- Kaç çocuk istersin?
Sultan - Allah ne kadar verdiyse. Yok
şimdiki duruma göre üç dört. Ekonomik
koşullanma göre. Veren Allah onun nzkı-
nı da veriyorzaten. ama kendi bakabilece-
gime göre de ayarlanm .
. '•AvTupayakasmdaoereleregidnorsun?
Sultan - KaFşı-tarafı hiç bilmiyorum.
Geçtim ama bilecek kadar dolaşmadım.
- Hafta sonlan pikniğe gidhor musu-
nuz?
Sultan - Gideriz. Bizim o taraflar dağ-
lık. ormanlık. kendi suyumuz var. Akraba-
lanmızla gidiyoruz.
- Elinde değiştirme güciin olsa bu kent-
te neleri değiştirirsin?
Sultan - Bu kadar koskocaman şehri ta-
nımak zor. İş bakımından ve yerleşim ba-
kamından çok degişmeli. Insanlar göçle
geliyor. Gecekondu yapamıvorsa bile ba-
şına birçadırgeçiriyor. Neden geldi diyor-
lar, ne yapsın insanlar? Devlet de bakmı-
yor, iş, konut vermiyor. Hırsızlık, dolandı-
ncılık yaparsan çok para gelir eline. Ama
kendi alınterınle çalışırsan çok zor.
- Televizyon seyrediyor musun?
Sultan- Evet, sadece haberleri seyredi-
yorum.
- Neler korkutuyor seni?
Saltan - Daha gencim, o aşamalardan
henüz geçmedim. Bu yüzden korkularım
yok.
- İmam-hatiptcn sonra hukuk dnorsun
neden, hangi rür davalara bakacaksui?
Sultan- Bilmiyorum. hiç düşünmedim.
- Hangi derslerde basanlısın?
Sultan - Tarih \e cografya. Matematik-
te de iviydim ama öğretmen vok. stajver-
leri gönderiyorlar. Onlar da ögretemiyor,
üç dört kez öğretmen degişiyor. Yeterince
egitım alamıyoruz.
- Üni\ersite için kursa gidecek misin?
Sultan - Ailemin durumu el verirse gi-
deceğim. ama abim Kıbns'ta matematik
ögretmenligi kazandı ve para olmadığı için
gidemedi.
- Okıılda arkadaşlannla sohbet konula-
nn neler?
Sultan- Her konuda. hayatımız. düşün-
celerimiz. geleceğimiz hakkında konuşu-
ruz.
- Çarşafa girmeyi düşünüyor musun?
Sultan- O takva meselesi. Yani yaşayış,
şuur meselesi.
- Aradaki fark nedir? Biriniz çarşaflı,
diğeriniz başörtülü.
Sultan-Çarşafgiyen Allah katında nef-
sini yenmiş ve Allah'a daha yakın...
Yarın- Bîlardo tutkunu Ferhat
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNL4RI YILMAZ Ş!PAL
Sigortalı süre ve kıdem ayhgj
SORL: 657 sayılı De\let Memurları Kanunu'na tabi çalışanlar için
her \ıl 20 kıdem puanı verilmektedir. Bilindiği gibi bu kıdem puan-
ları emekli maaşına da yansımaktadir.Kamu hizmeti dışında geçen
hizmet süreleri için de bu kıdem puanının >erilip \erilmeveceğini
öğrenmek istnonım. ,- (H.Ş.)
30 Hazıran 1988 günlü Resmi Gazete'nin 'miikerrer' sa>ısında
yavımlanan 375 sayılı Yasa Hükmünde Kararname ile T.C. Emekli
Sandığı Yasası'nın 40. maddesi kaldınlarak sosyal yardım zammı
ödemesine son verilmiş. buna karşılık 657 sayılı Devlet Memurlan
Yasası. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler Personel Yasası. 3466 sa-
yılı Uzman Jandarma Yasası, 2914 sayılı Yüksekögretim Personel
Yasası \e 2802 sajılı Hâkimler ve Savcılar Yasası kapsamında gö-
rev \,apanlara. 1.000 gösterge sayısı üzerinden taban aylığı ile her
hizmet yılı için 20 gösterge sayısı karşılığı kıdem aylığı ödenmesi
öngörülmüştür. Ancak 25 ve daha fazla hizmet yılını dolduranlar
için kıdem aylık gösterge sınırı da 500 göstergede dondurulmuş-
tur.
375 savılı kararnamede '"hizmet vıllan itibarıvla ödenecek kıdem
aylığının tespitinde kazanılmış hak aylığının hesabında değerlen-
dinlen süreler esa.s alınır" denilmekredir. 5434 sayılı T.C. Emekli
Sandığı Yasası ek madde 4"te ise kazanılmış hak aylıkları vönüıı-
den şöyle denilmektedir:
"Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi görevlerde bulunduktan sonra
iştirakçi olanların. emeklilik keseneklerine, personel kanunlan ge-
reğince kazanılmış hak olarak aldıkları derece \e kadenıe aylıkları
üzerine, sigorta primi ödemek suretiyle geçırdikleri sürelerin. her
vıl bir kademe ilerlemesine ve tahsil durumlarına göre her 2. 3. 4
veya 5 yılı bır derece vükselmesine esas olacak şekilde eklenerek
bulunacak derece ve kademe aylığı esas alınır.
Bunlann. personel kanunlarına göre kazanılmış hak olarak aldık-
ları kademelenn ilerletildığı veva derecelerin yükseltildiği sürece,
emeklilik keseneğine esas kademeleri ilerletilir ve dereceleri )ük-
seltilir.Ancak bunlann emeklilik keseneğine esas aylık dereceleri-
nin yükseltilebilmesi için tahsil durumlan itibanyİa personel ka-
nunlan hükümlerine göre en son yükselebilecekleri dereceleri geç-
memeleri ve bir derecede en az geçirilmiş gereken yıl sayısı kadar
kademeden emeklilik kesenegı ödemış olmaları şantır.
Şu kadar ki 18'inci yaşın ikmalinden önce veva iştirakçi olduklan
tarihteki tahsil derecelerinden daha aşağı bir tahsil derecesinde si-
go'ia primi ödemek suretiyle geçirdikleri süreler dikkate alınmaz.
Sigorta primi ödemek suretiyle geçerli sürelerin. personel kanun-
ları hükümlerine göre memunyette geçmiş sa>ılmak suretiyle. ka-
zanılmış hak derece ve kademelerinin tespitinde degerlendirilen
kıstmları. bu madde uyannca emeklilik keseneğine esas aylığın
tespitinde avrıca nazara alınmaz."
Ek madde 18e göre sigortalı geçen her yıl 1 kademe ve her 3 yıl-
da I derece üerlemesini sağlamaktadır. Aynı madde de kazanılmış
hak aylığı öğrenim durumu ile ilgilidir.
Ek madde 18. sigortalı geçen sürelere derece ve kademe ilerleme-
sini sağlamaktadır. Aynca aylık bağlama oranı saptanırken sigorta-
lı geçen sürelerin riimü göz önüne alınmaktadır. 375 sayılı karar-
namede kıdem aylığına esas göstergenin, kamu ve kamu dışında
geçen sürelere göre belirleneceği belirtilmemiştir.
Görüşümüz, sigortalı sürelerin tümü emekli aylıkları yönünden
aylık bağlama oranına nasıl ki aynen yansıyorsa, kıdem aylığı he-
saplanırken de aynen yansıması gerektiği yönündedir.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEıHAL
GünGeceninKadehinde...
Ümit Sarıaslan, 1970'li yılların başında Hacıbek-
taş Ortaokulu'na öğretmen atanıyor. Kasaba Nevşe-
hir'le Kırşehir arasında. Kasabayı ilkgörüşü. Cebban
Oteli'ne iniyor. Hacıbektaş o yıllar iki dükkân bir çar-
şı. Yıl 1989, ağustos... Abdülkadir Paksoy'u çağırı-
yor. Destanını yazmak geliyor içinden Hacıbektaş'ın.
Öyle bir bahçe ki Anadolu
Herkim
Nereden gelirse gelsin
Ayırdına vanr bir gün
Sonsuzdan gelip
Sonsuza gittiğinin.
"Yazsana destanını şunun!.."
"Gün olur yazanm."
Gün gecenin kadehine vaktinde dolar
Demir tavında dövülür ' '
Selam sevgiye vaktinde ağar.
Abdülkadir'le Ümit Sarıaslan geçende ortak bir şi-
ir kitabı çıkardılar: Başak ve Asma..
Ortak şiir kitabı olur mu, demeyin olur işte. Bun-
dan yıllar önce Nâzım Hikmet'le Nail V. de ortak bir
şiir kitabı çıkarmamış mıydı? "1 + 1= 1."
Şimdi elimin altında duran, Hacıbektaş Destanf dır.
Art kapağında ve ardında yazılar var. Kitabı her gö-
ren bir övgü döşenmiş, döşeniyor. Kitabın hem de tez
günde ikinci basısı çıkmış. Az ilgi mi, az kavuşma mı?
Destan bizim halk edebiyatında bir türdür. Edebi-
yat tarihçisi Cevdet Kudretdestanı şöyle anlatır:
"Toplumu yakından ilgilendiren savaş, ayaklanma,
eşkıyalık, kıtlık, deprem, yangın, bulaşıcı hastalık,
salgın gibi çeşitli olaylar; toplumsal yergi ya da eleş-
tiri konulan, öğütler; dalkavukluk, korkaklık, gibi gü-
lünç huyları; pire, tahtakurusu, boz öküz gibi mizahi
olaylar için söylenır. Destanlar arasında esnaf, bek- •
çi, mirasyedi olanlan çok ünlüdür."
Eskiden istanbul'un toplum yaşamında mahalle ,
bekçilerinin özel bir yen vardı. Destanı da yazılmıştı. •
Bir dörtlük verelim:
Bekçiniz güler kaçarak
Sizlere geldim yelerek \
Ağam efendim sultanım
Bekçinize bahşiş gerek
Nâzım Hikmet'in Şeyh Bedrettin Oestanı bu tü-
rün biçimini değiştirmiştir. Bedrettin destanında tür
ve konu yenileşerek değişime uğramıştır. Nâzım ör-
nek alınarak türlü destanlar yazılmıştır. Şairler arasın-
da Fazıl Hüsnü Dağlarca. Vietnam savaşından bi-
zim istiklal, Dumlupınar destanını yazmıştır. Nâzım
Hikmet'in Kurtuluş Savaşı destanı unutulmamalıdır.
Abdülkadir Paksoy'un Hacıbektaş Destanı için Ad-
nan Binyazar şunları söylemektedir:
"... lyiyazıyor. Kendine güveni var. Ozanlıkta önem-
li bir aşamadır bu. Sözün yalınını buluyor. Bilgi çem-
berı geniş. Hoşgörüsü yüce bir arkadaş. Destanda
yer yer Nâzım etkisi görülmüyor değil; ama aşkolsun
şairin şair olana öykünmesıne! Nâzım Hikmet'ten
esintiler taşımak, ozanlığın doruk düzeyidir. Pak-
soy'un Türk şiirine getirdiği başka güzellikleriyikibu
esintilerle beslerrmiş.. Paksoy'un şiirinde çağdaŞlık '
ve geleneksel biçimler, duyumsamalar biryorum ka-
zanmış."
Nâzım başta olmak üzere destan yazanlar bir 'epo-
pe'ye yaklaşıyorlar. Epopenın anası da halktan fışkı-
ran kaynak değil midir?
Şair, "Dasitân(lar) şerhedensin bir nigâh-ı naz
//e"diyor.
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLftVN SAĞA:
l/"Çalım. kurum.
gösteri" anlamın- 1
da yerel bir söz- p
cük. 2/ Ölen bir
kimsenin ardından 3
yazılan şiir... Aka- .
)\x da denılen bü-
yükbırormanağa- 5
cı. 3/Givsi kolu...
Bırelektrolizaygı- "
tındaki artı kutup. 7
4/ En iyi. 5/
1942'deÇanakka- 8
le Boğazı açıkla- 9
rında batan ve 39
kışilik mürettebatının tü-
mü ölen Türk denızaltısı...
Hububattozu.â/Bırtürde-
nız taşımacılığı... Notada
durak ışareti. II "İrlanda 3
Cumhuriyet Ordusu..." Bir 4
elçilige baglı uzman. 8/AI-
kolsüz ıçecek. meşrubat...
"Her çıçekten — eyledık °
Arıya saydılar bizi" fPir 7
Sultan Abdal). 9/llkelbır
sılah. Osmanlıdevletınde
okul kıtaplarının genel adı.
YUKARIDAN A|AĞIVA:
1/Derv ışlerin giydiği kolsuz ve kısa hırka. 2/Bileşik bir şe-
yi oluşturan yalmç şeylerden her biri... Palamut balığınm i-
risi. 3/ Oluk ve yiv açmaya yarayan araç. 4/ Bir gıda mad-
desi... Telefon sözü... Duman lekesi. 5/ Maksim Gorki'nin
bir romanı... Iskambilde koz. 6/Güvenlik. 7/Evrenin düze-
ne gırmeden öncekı bıçimden yoksun. uyumsuz ve kanşık
durumu... Türk müzığinde bır makam. 8/Zafer... Kent. 9/
Bır şeyın esas tutan >üzü... Kıvırcık havlı bir cıns vün ku-
maş.
İLA\
T.C
FATİH ÜÇtnNCÜ ASLtVT HUKUK
HÂKEV1LİĞİ
Sayı: 1996 5
Davacı Yusuf Özüdoğru tarafından davalılar Zaruhi
Tömsü. Muharrem Altan Arslan. Rabiye Genoglu aley-
hine açılan tapu iptali tescil davasında:
Gündoğdu Sok. Dogu Apt. No: 5 D: 7 Merter-lstan-
bul'da mukım Muharrem Altan Arslan'a tebligat
yapılamadığı. zabıta marifetivle de adresinin tahkiki
mümkünolmadığındanadınailanen tebligat yapılmasına
karar verilmış olup, duruşmanın bırakıldığı 22.10.1996
günü saat 10.00'da ibraz etmek istediğiniz vesikalaria
bırlikte mahkemeye gelmenız ve>a vekıl göndermeniz,
aksı takdirde gıyap kararı tebliğ edılmeyerek duruşmaya
gıyapta devam edıleceği HUMK'nun 509 ve 510. nıad-
deleri gereğince davetiye yerine kaim olmak üzere ilan
olunur. 20.8.1996
Basın: 104417
Sigara içenler! Bugün kendinize
değerli bir fırsat verin: Sigarayı bırakın.
TÜRK KALP VAKFI
Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat
Faks: (0212) 212 68 35