04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9TEMMUZ1996 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Kardemir'de denetim tartışmasıANKARA ıANKA) - Geçen yıl nisan ayında özelieştirme idaresıyle varılan an- laşrna doğrultusunda yöre halkı. esnaf ve çalışanlanna devredilen Karabük Demir Çelik Fabrikalan'nda denetim huzursuz- luğu yaşanıyor. Ortaklann bir böiümü de- netçi seçiminin baskı altında olduğunu. de- netimde işçılerin yer almadığını öne sü- rüyorlar. Kardemir AŞ'nin devır sonra- sındaki faalıyetlerinin ele alındığı ilk ge- nel kurulunda. ortaklann bir böiümü de- netim konusundakı rahatsızlıkJannı dilege- tirdiler. Bironak. denetçi seçiminin bas- kı altında oiduğunu. bu nedenle tarafsız oy kullanılamayacağını belirterek genel ku- rulda bu konuda bir önerge verdi. Bir başka ortak ise. çalışanlann denetçiliğe se- çilemediklerinı. bunun da çalışanlar açı- sından mağdunyete yol açtığı görüşünü di- le getirdi. Aynı ortak. sendikanın bu ko- nuyu iyi anlatamadığını vurguladı. Genel kurulda. Kardemir'in geçen yıl- ki kânnın dağıtım konusu da ele alındı. Bu- na göre. şirketın geçen vılki kânnın yüz- de 50'likbölümününortaklaradağıtılma- sı kararlaştınidı. Ancak şirketin yatınm aşa- masında olduğu dikkate alınarak dağıtı- lacak kâr payının nakden ödenmesı yeri- ne arttınlacak sermavede ortaklann pay- larına mahsup ediimesi benimsendi. Konfeksiyon ihracatı masaya yatınlıyor AMMAN (AA) - Dış Ticaret Müsteşa- n Nejat Eren, ihracatta son aylarda ya- şanan gerilemenın. konfeksiyon ıhracat- tındaki düşüşten kaynaklandığını bildtr- dı. Eren, '* 15 temmuzda Ankara'da ya- pılacak toplantıda. konfeksiyon ihra- catındaki a/almanın nedenlerioi inee- leyeceğiz" dedı. Irak'a giden Dış Ticaret heyetine baş- kanlık eden DTM Müsteşan Eren. ihra- cattaki genlemede. siyasi istikrarsızlık- tan. gümrük birliğine kadar çeşitli etken- lerin söz konusu oldugunu ifade etti. Eren. bu unsurlann biraraya gelmesi so- nucu konfeksiyon ihracatında beklenme- dik bir düşüş oldugunu. bunun da ihraca- tın genelini olumsuzetkıledigini anlattı. Eren. gümrük birliğine gırerken. kon- feksiyonun bundan çok ıstifade edeceği- ni düşündüklerini. ancak gümrük birliği- ne gırildikten sonra konfeksiyon ihraca- tının anlaşılmaz şekilde düşmeye başla- dıgını söyledı. Doğu'ya 5 trilyon liralık kredi ERZURUM (Cumhuri\et)-Hazine Müsteşar Yardımcısı Nevzat Saygılıoğ- lu, Dogu ve Güneydoğu Anadolu bölge- lerindeki 22 ilde bulunan 124 yarım kal- mıştesise. Kalkınma Bankası aracılığı ile 5 trilyon lira kredi verileceğini bildirdi. Erzurum'da bulunan Saygılıoğlu. Kal- kınma Bankası'nın bir süre önce bölgede başlattığı araştırma çerçe\esinde. yanm kalmışyatınmlannelealındıgını \e uzun süren araştırma \e incelemele çalışmala- nnın tamamlanma aşamasma geldiğini be- lırrti. Saygılıoğlu. bölgesel kalkınmayı hızlandırmak ve ülke ekonomisine can- lılık getirmek amacıyla her iki bölgedeki yanm kalmış tesislerin acilen tamamla- narak üretime geçirilebilmesi için sefer- berlık başlatıldıgını kaydettı. Bölgedeki 22 ilde bulunan 124 yanm kalmış tesisin tamamlanabilmesi içinge- rekli kredi yardımının yakın gelecekte ya- pılacagını bildiren Saygılıoğlu. "Vanm kalmış tesislerin havatiyete geçirilmesi için Kalkınma Bankası bir araştırma başlattı. Araştırmalarda tesisin en az yüzde 75'inin tamamlanması ve tesis- lerin imalat sanayiine dönük olması şartı aranıyor" dedi. Coca Cola kendi şirketini kurdu ANKARA (ANKA) - Coca Cola. Orta Asya ül- kelerınde kola üretimı için Anadolu Endüstn Grubu'yla gerçekleştirdi- ği ortak'lıktan sonra. Tür- kiye'de alkolsüz içecek üre- tımine ve dagıtımına yönelik şirketlerini oluşturdu. Istanbul'da kurulan Coca Co- la Meşrubat Sanayii ve Ticaret AŞ'nin seımayesi 737 milyar lira olarak belirlen- di. Şiricette ABD'lf The Coca Cola Export Corporation. hisselerin hemen tamamına sahip olurken. Mehmet Cem Kozlu, Ya- vuz Çekirge, Ahmet Burak ve Thonıas Duane StilJ birer milyon lira tutannda sembolik pay edindiler. Şirketin yönetim kurulunda. The Coca Cola Export'un dı- şındaki tüm ortaklar görev aldı. Şirketin. maden v e içme sulan. meyve ve sebze su- ları dahil hertürlü alkolsüz içecekJerle. meş- rubat ve konsantrelerinın üretimi, ithala- tı ve ihracatinı yapacağı bildirildi. Yabancı sermaye 72 trilyon lira ANKARA (AA) - Türkiye cle faaliyet- te bulunan yabancı sermayeli firma sa- yısı. son 42 yılda. 3 bin 371 'e. bu firma- lann yabancı sermayeleri toplamı da 71.8 trilyon iiraya uiaştı. Türkıye'de faaliyet- te bulunan yabancı sermayeli firmalann toplam sermaye ıçindeki paylan da, yüz- de 49 düzeyinde bulunuyor. 1 Ocak 1954-30 Hazırân 1996dönemi- ni kapsayan verileregöre. yabancı serma- yeli firmaların 81 'i tanm, 45'i madenci- İik. 864'ü imalat ve 2 bin 381'i hizmet- ler sektöründe faaliyet gösteriyor. Firma sayısı açısından imalat sektöründe en faz- la tercih edılen faalıyet kolu 114 firma ile hazır giyim. 112 firmayla gıda oldu. Hizmetler sektöründe en büyük paya ise 1.380 firma ile ticaret. 327 firma ile tu- rizm sahip bulunuyor. TİSK'in daveti üzerine toplanacak gayri resmi Ekonomik ve Sosyal Konsey'de katılım krizi işçi TÜSIAD'ı muhatap görmüyor DİSK Başkanı Rıdvan Bu- dak, toplanüva TİSK tarafin- dan çağnldıklanru hatırlattı. CA.NAN SOYSAL Türkiye tşverenler Sendikası Kon- federasyonu (TİSK) tarafından 22 temmuzda düzenlenecek toplumsal uzlaşma zirvesi öncesinde TÜSt- AD'ın katılımı sorun oldu. DlSK ve Hak-lş Sendikası genel başkanlan. davetin TtSK'ten geldiğini ve söz konusu zirvede TÜSlAD'ın ağırlı- ğını hissertinnesi halinde toplantıyı Terk edeceklerini bildirdiler. Işçı sendikalan yöneticileri TÜStAD'ın sendikal fonksiyonu olmadığını kay- dettiler. TİSK Genel Sekreteri Kubilay Atasayar ise 22 temmuzdaki zirve- nin hıçbir siyasi amacı ve gündemi olmadığını belirterek. hedeflerinin bütün kesımlerlebirlikteTürkiye'nin rekabet gücünü arttırmak oldugunu söyledi. DlSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak 22 temmuzdaki toplantıya TtSK tarafından çağnldıklannı hatırlatarak. "Bizim muhatabımız her zaman TtSK'dir" şeklinde konuştu. Zirve- nın ılerleyen günlerde TÎSK'in de- ğil de TÜSİAD'ın djizenlediği bir toplantıymış gibı lanse ediimesi ha- linde katılmayacaklannı söyleyen Budak. işçi ve işverenin müşterek sorunlan oldugunu ve bunlann en kl- • DİSK ve Hak-İş Sendikası genel başkanlan, davetin TİSK'den geldiğini ve söz konusu zirvede TÜSİAD'ın ağırlığını hissettirmesi halinde toplantıyı terk edeceklerini bildirdiler. sa zamanda çözülmesı gerektigini ıfadeetti. Budak. sözlerini şöylesür- dürdü: " Kaynaklar, \ergi sonınu. denıok- ratik hakiar, anavasa değişiklikleri, sosyal hukuk ve sendikal hakiar aci- len çö/iim bekleven sonınlanmız. Eğer TİîSİAD çıkıpta biitün bu so- runlann çözümü için DİSK'in gö- riişlerini öğrenmek isterse, gideriz. Ama. ben bu toplantıya TİSK Baş- kanı Refik Ba>dur aracılığı> la katı- lacağım. Eğer, TİSK dışında bir ağır- lık hissedersek. gitmeyiz ya da terk ederiz.** Hak-lş Genel Başkanı Salim L;s- lu ise. toplantıya katılacakolan TÜ- SlAD ile ilgili kaygılannın oldugu- nu belirterek. bir emrivaki ile karşı karşıya kalmak istemediklerini \ ur- guladı. Uslu. TÜSİAD'ın kamuoyu önündeki imajınm pek iyi olmadığı- nı ve geçmişte gazete ilanlanyla hü- künıet düşürdüklerine dikkat çeke- rek. "Biz taraflann soğukkanh ola- rak. bir arada buluntnası gerektiği- ne inanıyoruz.Ama, bu istismaredil- memeü* şeklinde konuştu. L slu, söz- lerini şov le sürdürdü: "Eğer, bu zir- vede TÜSİAD'ın ağırlığını hisseder- sek toplantıyı hemen terk ederiz. TÜ- SİAD'ın hiçbirşekilde sendikal fonk- sivonu vok. Eğer, bövle bir yanlışlık gerçekleşirseişçi sendikalanyla TİSK arasında başlamış bulunan dhalogza- rar görmüş olur" TİSK Genel Sekreteri Atasayar ise toplantının özel bir gündemi ya da siyasi bir mesajı bulunmadığını belirterek. ancak toplantı içerisınde. gidişata göre bövle kararlaralınabi- leceğini vurguladı. Atasayar, Türkı- ye'nin önünde gümrük birlıği olgu- su bulunduğunu belırterek. bu top- lantının bö> le bir olguyla karşı kar- şıva olan Türkiye'nın rekabet gücü- nü arttırmayı hedefjedıöini ifade et- ti. Toplanüva. TÜSİAD. TOBB. TİSK. Türk-lş. Hak-lş. DlSK v e ön- de gelen sanayi gruplannın katılaca- ğını söv leyen Atasaş ar, "Ancak, son 10 aydırTürkiye'nin ciddi bir hükö- meti olsavdı ve Ekonomik ve Sosval Konsev riavata geçse>dl belki de bu zineve ihtivaç kalmavacaktı" dedı. Hak-İş Başkanı Salim L's- lu,TL SİAD ile ilgili ka>gı- larının oldugunu belirtti. Üretimde çalışan kamu işçi sayısı 1990'da 192 binden, bugün 107 bine düştü OzeHeştiınıeııiıı faturası işçiye çıküNURTEN VALÇ1N De\ let. özelleştirecegi yerlerde çalışan say ısını hızla azaltıyor. Kamu lktisadi Te- şekkülleri'nin (Klf) personel sayısı azal- tılarak yetersiz ve verimsiz hale getirildi- ği. böylece özelleştirmeye zemin hazırlan- dığı iddia ediliyor. Devlet lstatistik Ens- titüsü'nün (DİE). üretimde çalışanlann kamuda son 6 yılda yan yanya azaldığı- nı ortaya koyan verileri de bu iddiayı doğ- ruluyor. 1990 yılında üretimde kamu sektörün- de 192 bin 886 kişi çalışırken. bu rakam 1996'ya gelindiginde 109 bin 507'ye düş- tü. Kamu çalışanı sayısında en büyük dü- şüş. özelieştirme kapsarruna alınan sektör- lerde gerçekleşti. DİE verilerine göre imalat sanayiinde üretimde çalışanlar ocak-mart dönemin- de kamu kesiminde 7.9 azaldı. Aynı dö- nemde bu oran özel sektörde yüzde 9.4 art- tı. Sümerbank'ın özelleştirildiği mensu- cat sektöründe kamu çalışanı sayısındaki düşüş yüzde 20.9'u bulurken. ÖRÜS'ün satışının yaşandığı orman ürünleri sektö- ründeki düşüş yüzde 34.7 olarak gerçek- leşti. Orman ürünlerinde sadece ORÜS'te özelleştirmenin yapıldığı kasım ayı önce- sinde 3 bin 549 kamu çalışanı bulunuyor- du. • Son altı yılda yüzde 57 oranında azalan üretimdeki kamu çalışanı sayısında en hızlı düşüş, özelleştirme- ye konu olan orman ürünleri ve mensucat gibi sektörlerde kavdedildi. Kamuda çalışan sav ısındaki dü^üş. "bi- linçli olarak hizmette aksaklık varatmak ve böylece bundan sonrakj özelleştinne çalışmalan için zemin yaratnıak" olarak da değerlendiriliyor. Devrimci İşçi Sendikalan Konfederas- yonu (DlSK) Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak. kamu çalışanı say ıstnın azalma>ını hü- kümetlerin bilinçli olarak tercih ettığıni id- dia etti. Özelleştinne yapılan işletmeler- Ytllar Devlet Özel Toplam Yıllar Devlet Özel Toplam Üretimde çalışanlar '90 192.886 436.998 629.885 '94 145.864 367.930 513.804 '91 152.474 388.713 641.187 '95 125.719 403.744 529.463 '92 171.656 376.513 548.169 '96* 109.507 427.828 587.385 '93 157.052 375.995 533.047 -f MC ' (a •pTT (') İlk üç ayhk de istihdamın en aza indinldiğını vurgu- layan Budak. buralardan emekli olanlann yerine de yeni çalışan arınmadıgını be- lirtti. Rıdvan Budak "*Devletbilerekazça- lışanla hizmet vererek kalitev i düşüriiyor. Böylece bundan sonraki özelieştirme ça- lışmalanna zemin hazırlıyor" dedi. Kamu Işletmelerirıi Geliştırme Merke- zı Genel Sekreteri İlter Ertuğrul da ka- mudaki çalışan sayısında en çok düşüşün yaşandığı yerlerin mensucat ve orman ürünleri sektörleri olduguna dikkat çeke- rek bu sonuçta Sümerbank'ta ve ORL S'te gerçekleştirilen özelleştirmenin payı oldu- gunu ifade etti. Özelleştirmeye gerekçe ola- rak sunulan önerilerden hiçbirinin çözüm olamayacagının. kamuda çalışan sayısının günden güne azalmasıv la da bir kez daha ispatlandığını bçlirten İlter Ertuğrul. şöy- le dev am etti: "*Özel sektördeki çalışan sa- yısının artışında değişik parametreler ola- bilir. Ancak kamu çalışan sayısının azal- masının sebebinLözelleştinneyapılan sek- töıieıie düşüşün en çok vaşandığı sektör- ler karşılaştınldığinda çok net olarak gör- mek mümkiin." DİE tarafından açıklanan verilere göre imalat sanay ı genelinde çalışanlann sayı- sında ocak-mart dönemindeyüzde 5.2 lik bir artı^ yaşandı. Ancak kamuda tüm sek- törlerde çalışan sayısında düşüş yaşan- ması dikkat çekti. L retimde kamu çalışan sayısındaki düşüşün tersıne özel »ektörde y üzde 9.4'lük bir anış yaşandı. Özel sek- törde çalışan sayısının en çok arttıgı sek- törler yüzde 13.1 'le makine. vüzde IO'Ia mensucat ve 8.4'le orman ürünleri ile gı- da oldu. Kamuda en büyük düşü$ orman ürünleri ve mensucatın vanı iira yüzde 8.3'lekâğıt. basım ve 7.7 ile gıda sektör- lerinde gerçekleşti. Tarnnda taviz AB'den yana Türkiye'nin taleplerini kesin olarak geri çevirirken kendi beklentilerini kabul ettirmek için ısrarcı bir tutum sergiliyorlar Türkiye istedi AB vermedi HULYAGENÇ Dış Ticaret Müsteşarlıgının "karşılıklı ödün" iddialanna karşın Avrupa Birligi ile taviz pazarlığı tanmda da tek yanlı ve dengesiz bir tablo ortaya çıkarıyor. Bazı tanm ürünlerinde gümrüklerin yeniden belirlenmesi için 30-31 mayısta yapılan görüşmelerin içeriği, AB'nin istedigi tavizlerde ısrarcı tutum takındığını buna karşın Türkiye'nin birçok talebini, üye ülkelerin bu istekleri kabul etmeyeceği gerekçesiyle geri çevirdiğini açığa çıkardı. Türkiye'yi temsilen Brüksel'deki görüşmeye katılan yetkililer u İstenilen tavbJerin verilmemesi halinde AB've taviz verilmejeceği" şeklinde açıklama yapmalanna karşın, elde edilen görüşme tutanaklan Türkiye'nin şımdiden birçok isteğinden vazgeçtiğini gözler önüne serdi. Türkiye'nin taviz ıstediği ürünler arasında yer alan kabakta bile sıfır vergili tarife kontenjanı 500 tondan 850 tona çıkanlamazken. Türkiye'nin zev tinyagında gümrüklerin düşürü!me5İ isteği "ham >ağ ihracatına kısıtlama getirdiği için' gen çevrildi. Limon ihracatına yüzde 10'luk indirim isteyen Türkiye'nin bu isteği de. yapılacak indirimin ihraç fiyatlarında düşüşe neden olacağı ve piyasaya negatif müdahale anlamına geleceğj gerekçesiyle kabul edilmedi. Görüşmeler sırasında Türkiye'nin bu konuda ısrarcı davranmaması üzerine. ileri ki bir tarihte ayarlamaya ihtiyaç duyulursa ginş fiyatlannda indirim yapılacagına dair bir mektup teatisi imzalanmasına karar verildi. Fındıkta ise durum değişmedi. Aralık ayındaki görüşmelerde hükme bağlanan yüzde 3'lük gümrük vergisi anlaşmasının tekran ile yetinildi. AB'nin kuru madde oranı yüzde 30'dan yüksek olan domates salçasına 9 bin tonluk kontenjan ayırmasına itiraz eden Türkiye temsilcileri. anlaşmava vanlmaması üzerine. temmuzavı sonuna kadar yapılması planlanan ıkinci etap görüşmelerde bu konuya agırlık vermeyi planlıyorlar. Türkiye'yi Dış Ticaret Müsteşarlığı AB Genel Müdürü Reyhan Atmaca'nın, AB'yi de Tanm Genel Ylüdürlüğü'nden Helnıut Stadler'ın başkanlığındaki heyetlerin temsil ettiği toplantının içeriği açıga çıkınca. AB'nin tav ız talebinın büv ükbaş canlı hayvan, et ve süt tozu ile sınırlı olmadığı anlaşıldı. AB ayrıca. başta çav ve votka gibi ürünler olmak üzere. kesme çiçekten elmaya. şekerpancanndan rafine soyayagına kadar. çeşitli tanmsal ürünlerde bir dizı gümrük ayncalığı talep etti. Süt Et Gıda Creticilen ve Sanay icileri Birliği Başkanı ,\hmet Arsan. tanm ürünlerinin tek tek pazarlık konusu haline getirilmesine temelde karşı olduklannı belirterek. öncelikle AB ile Türkiye'nin tanm si.steminin birbirine entegre ediimesi gerektigini savundu. AB ülkelerinde sübvansiyonlann çok yüksek oldugunu v urgulayan Arsan. Türk üreticisinin de desteklenmesi gerektiğini kavdederek. "Türk tanmımn entegrasvonu için uzun süre gerekli. 5 vıllık hedefler beliıienmeli. Daha sonra ürün bazında görüşmeler vapılmalı" dedi. AB ile Türkivenın tanm sistemi birbirine yakınlaştığında tanm ürünlerinde gümrüklerin sıfırlanmasının görüşüîebileceğini kaydeden Arsan, aksı halde Türk tanmının yemiş oldugıı bu büyük darbenin ardından kendını toparlayamayacagını ileri sürdü. AB'nin tanm sektöründe koparacağı tavizlere büyük önem verdığıni belirten Arsan. "AB ülkeleri kendi mahsüllerinin ilk kez pivasava çıktıği dönemde. ithalatın iç pivasadaki fiyatlann etkilenmesine izin \ermezler. Bu nedenle Türkiye'nin özellikle nıev ve sebze ithalatında (av izii dönemleri arttırmak için yaptığı girişimlere AB tarafından olumlu bir cevapvermeyecektir" şeklinde konuştu. AB'nin istedigi tavızlerin ardı kesilmeyecegini dile getiren Arsan. herdefasında taleplerini biraz daha arttırarak Türkiye'nin karşısına çıkacağını vurguladı. Findlk: Yüzde 3'lük gümrük vergisi korundu. : Kuru madde oranı vüzde 30'dan çok olan salçay a topluluğun 9 bin tonluk kontenjan. anlaşmazlık yarattı. : Feta peyni- nnde Yunanistan kendi markasını tescil ettirmek isteyince farklı bir pey- nır ismi kullanıldı. Kabak: Türkiye'nin Mfır \ergili tanfe kon- tenjanını 500 tondan 850 tona çıkarma iste- öi reddedildi. KarpUZ: 14 bin ton- luk kontenjanın, tavizlı dönem dışında da geçer- li olması isteğine bunun uv aulandıâı vanıtı v erildi. LİmOfi: Türkiye'nın > üzde 10'luk gümrük ın- dirimı isteği ihraç fiyat- lannda düşüşe neden ola- cağı nedeniyle ertelendi. Zeytinyaği: Ham v ağ ihracatına kısıtlama getiren Türkiye'nın bu konuda taviz talep ede- meveceği öne sürüldü TÜRSAB'a göre BDT ülkelerinin turizm tercihlerinde de ilk sırada Türkiye var Ruslar Güney sahillerine bavulsuz geliyor TAHSIN AKÇA Türkiye'nin milyarlarca dolarlık bavul ticaretinde önemli pay sahibı olan Bağım- sız Dev letler Topluluğu (BDT) vatandaş- lan, özellikle ruristik bölgelere bav ulsuz da geliyor. Turizm Bakanlığı verilerine göre 1996 yılının ilk beş ayında Türkı- ye'ye 543 bin 521 BDT vatandaşı gelir- İcen. sadece nisan ayında Türkiye'yi ter- cih edenlerin sayısı İ 01 bin 893 oldu. Ma- yıs ayında ise bu rakam 156 bin 784'e uiaştı. Türkiye'nin şu anda Rusya'dan en çok talep gören ülke durumunda oldugu- nu belirten Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TL'RSAB) Başkanı Talha Ça- maş, bu yıl önceki yıllardan farklı olarak. Rusya ve Israil gibi yükselen yeni pazar- lar grubuna giren ülkelerden gelen turist sayısında önemli artışlarolduğunu kavdet- ti. Rusya"da olduğu gibi Israil'den gelen tu- rist sayısındaki artış da dikkat çekiyor. 1996 vılının ilk dört ayında Türkiye've gelen Israilli turist sayısı 64 bin 500 olur- ken. yalnız mayıs ayında gelenlerin sayı- sı 15 bin 159 olarak gerçekleşti. Havaalanlanndaki altyapı yetersizlik- lerinin söz konusu ülkelerden beklenen Ruslar son günlerde artık bav ullannın haşında değil güne> sahillerindegörüiiiyor. sayıda turist gelınesını engelledığinı kay- deden seyahat acenteleri. buna rağmen görülen artışın sevindirici oldugunu ifa- de etti. Rusların özellikle Antalya Hava- alanı'ndan giriş yaptığını söyleyen Irem TurGelen Turistler Ser\ isi Müdürü Süha Alnıtemiz, '"Milli havavollarının söz ko- nusu ülkelere v aptığı uçuşlar yetersiz ol- duğu için charter seferlerini tercih edi- vorlar. Ancak özellikle Antalya llava- alam'nın kapasitesi sınırlı olduğu için bu seferlere hergün izin verilmiyor. Te- sis sahiplerinin de genelde Ruslara kar- şı bilinç altına jerleşmiş önyargıları var. Bu nedenle charter seferlerinde diğer ülkeleri talep edivorlar" diye konuştu. Alnıtemiz. aynca kendilerine yakın ve ucuz gelmesi nedeniyle Türkiye've önce- lik veren BDT ülkelerinin. aynı zamanda iyi para harcayan turiste sahip olmalarına rağmen bu potansiyelin iyi değerlendiri- lernedığıni vurguladı. Özellikle Rus turistlerdeki artışın 2 yıl- da n bu yana aşamalı olarak devam ettiği- ni söyleyen Duru Turizm satış yetkilisi Aslı takanay, ise artık turistik amaçla da Türkiye've gelen Ruslann önceki yılların aksiııe tutumlu dav lannidvı leıcılı ellıkie- rini vurguladı. Takanay. " Eskiden tesis- lerin satış mağazalanndan özellikie Tiir- kive've özgü deri ve altın satın almak- ta tereddüt etnıeven Ruslar da artık Al- nıanlar gibi araşrırma yapmadan alış- veriş yapmıyorlar" dedi. Öte > andan Almany a'nın içinde bulun- duğu ekonomik durgunluğa rağmen. rakip ülkelerolan Mısırve Yunanistan"daki Al- man tunst sayısında düşüş yaşanırken. y ı- lın ilk 5 ayında Türkıye'ye gelen Alman- ların sayısında geçen yılın aynı dönemi- ne göre yüzde 73'lük artış gerçekleştiği de bildirildi. İŞÇİNÎN EVRENİNDEN ŞÜKR4N SONER Kaçaklar Güvenoylamasında en kötü sınavı veren milletvekil- leri sizce kimlerdi? Son günlerin akıl almaz çirkin pazartıklannda oyları- nı satanlar mı? Liderlerinin hışmından korkup, ihraç tehdidi altında inandığının tersine oy kullananlar mı? Bence onlardan da daha kötü duruma düşmüş, "ne Isa'ya ne Musa'ya yaranamamış" olanlar var: Milletin vekili kimliğine rağmen. Meclis'e gelip oyunu kullana- mayacak kadar yüreksiz davrananlar: Kaçaklar. Kaçaklar arasında iki ünlü isim var: Doğan Güreş ve Hayri Kozakçıoğlu. Biri yıllarca Genelkurmay Baş- kanlığı, diğeri olağanüstü hal valiliğı yaptılar. Atalarımız boşuna "Kahbına değil, yûreğine bakacaksın" deme- mişler. Türkiye'nin güvenliğinde en sorumlu görevler- de bulundular. Sonra siyasete atıldılar. Milletin vekili ola- rak pariamentoya geldiler. Ve oylarını kamuoyu önün- de kullanabilecek yürekliliği gösteremediler. Refah ve Erbakan ın iktidanna "evet"oyu verseler- di, asker arkadaşlarının. dostlarının yüzüne nasıl ba- kacaklardı? "Hayır" oyu kullanıp, Çiller'in hışmınauğ- rama ya da partiden ihraç edilmeyi de göze alamadı- lar. Ya ilk turda oylamaya katılmayan, sonra ANAP grup kararına uygun "ret" oyu kullanan Korkut Özal, Ce- mil Çiçek, Âbdülkadir Aksu, Ali Coşkun'u nereye otur- tacağız? Refah iktidan riske girerse. oylamaya katılma- maya niyetlendiklerini ya da daha kritik noktada"evef" oyu kullanacaklarını, risk ortadan kalkınca da partile- rinin grup kararına uyduklannı dunya âlem biliyor. On- lar kaçaktan da daha kötü, en kaypak yolu seçmiş bu- lunuyorlar. Peşlerinden sürüklenen inanmış krtlelerin vay hallerine. Oylamaya gün kala "evet" kararı veren, günlerdir medyanın yıldızı BBP'nin genel başkanı Muhsin Ya- zıcıoğlu ve arkadaşlarının da tarikatlarda çok önem- li, saygın yerleri olduğu söylenir. Erdeme, namusa oy- nayıp dururken, hem koalisyonun oluşumunun 'şaibe- li" oldugunu hem de "Müslümanm ikt/darını engelle- d/"sözünü kendisi için söyletmeyeceğini. "kerhen evet" oyu yereceklerini açıkladı. "Ötekiler Müslüman değil miydi? Laikler dinsiz mi- dir?" gibı Türkiye'yi gerçekten bugünkünden daha tehlikeli bir yola, çatışmaya sürükleyecek sorulan sor- mayacağım. Çünkü herkes çok haklı olarak, uzun uzun bu sorular üzerinde duracak? Ben Sayın Yazıcıoğlu'nun sözlerinden ortaya çıkan bir başka soru üzerinde durmak istiyorum. Evet Sayın Yazıcıoğlu, "Müslümanlık adına, tarikatler buyruğun- da yola çıkanlar, daha doğrusu şeriat düzenini de- mokrasi yerine koymak isteyenler, hep böyle şaibeli, kaypak, özüne, sözüne ğüvenilmez, takiyyeciler mi oluyorlar?" Müslümanlık en son ahlak dini. inanan ile Tann ara- sında aracıyı reddeden bir din. İnanmış bir Müslüman öncelikle ahlaklı olur. Ibadetini gösten, siyaset aracı ola- rak düşünemez. Aptesıni başkalarına ayaklarını yıka- tarak almaz. Gösten olsun diye orada-burada namaz kılmaz. Bu dünyada kimsenin hakkını yememek çabasında olduğu ve asıl kendini öbür dünyaya hazırladığı için de servet, mal, mülk tutkunu değildir. Hele de inançlan si- yasette böylesine çirkin, çıkarcı kullanmayı aklının kö- şesinden geçiremez. Demek ki siyasette "Müslümanlık" adına yola çıkıp, aslında, demokrasiyi, Müslümanı da özgür kılan laik dü- zeni yok etmeyi, şeriat düzenini getirmeyi, tarikat çı- karlarını kollamayı hedef alanlar, önemli bir çoğunluk- la "çıkarcı, kaypak, özüne sözüne güvenlimez, şaibe- li. harama el atmış, takiyyeciler" olarak gerçek Müs- lümanlar değil, büyük günahkârlar. Bu tablonun elbette Müslümanlıkla doğrudan hiçbir ilişkisi yok. Bütün dinlerde yobazlar, dini siyasette araç olarak kullananlar arasından çok fazla şaibeli. harama el atmış, çıkarcı, kaypak, özüne sözüne ğüvenilmez, büyük günahkârlar çıkmıştır. Dünyadinlertarihi, halkın dini inançlannı sömürerek, akıl almaz güçlü siyasi iktıdarlar kuran, servetler edi- nen, halkı ezen, işkence uygulayan, günahkâr din adamlan örnekleri ile doludur. Ortaçağ karanlığında, Hı- ristiyanlık adına milyonlan ezip-sömüren, din adamla- rının diktatoryası, kiliselerin akıl almaz zenginliği ile gü- cü yatmaktadır. Batı demokrasilerinde, din adamlarının, halkın dini inançlarını sömürerek vahşi iktidar kurmalarını orta- dan kaldıran toplumsal gelişme temel oluşturmakta- dır. Dini inançların halka rağmen. ruhbanların çıkaria- rına kullanılmasmı olanaksız kılan devrimler, dinde re- form yaşanmıştır. Doğal olarak da Batı demokrasilerinde Hıristiyan de- mokrat partilerin iktidanndan korkulmamaktadır. Bu partilerin iktidannda, dinin siyasette sömürü aracı ola- rak kullanılabilmesi ciddi anlamda gündemde değildir. Bizde öyle olabilecek mi? O aşamaya gelebilmiş olmayı çok isterdik. Ama bu günlerde çok fazla 1946 ruhundan söz edi- yorlar ya, özellikle o tarihlerden bu yana, dini siyasete alet edenlerin "büyük günahkâr" kimliklerine bakıp umutlanamıyoruz. Üstelik böyleleri sadece koalisyon ortaklan Refah'ta, DYP'de değil, o yıllardan bu yana bütün merkez sağ- da geçinen partiler, hatta zaman zaman solda olduk- lannı söyleyenler içinden de çıktılaı! Refah'ın iktidan ile Türkiye yeni bir döneme, yol ay- rımına gelmiş bulunuyor. Ya Refah inanmış Müslüman- ların ağırlık kazanacağı, şeriatı. tarikatları kullanan bü- yük günahkâriarm içlerinden ayıklanacağı, demokrasi içinde yerini alan bir parti olacak ya da siyaseti, dini inançlan buyuk çıkarlar ıçın kullanan, asıl günahkâr ve diğer partilerde de var olan bu kadroların açacaklan büyük yaralar nedeniyle, çok tehlikeli bir dönemeçten daha geçilecek. Görünen o kı asıl şimdi insan haklan. demokrasi, la- iklik savaşımı önem kazanmış bulunuyor. Halka en büyük zararı da korkaklar ve kaypaklar, takiyyeciler veriyor. Ziraat'ta sübvansiyon yolsuzluğu Tanmsal desteğe dolandıncı şebekesi DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Dev letin, ül- ke genelinde çiftçilerin ra- hat etmelerini sağlamak ama- cıyla uyguladığı ve bu yıl ia- de oranını yüzde 50'ye çıkar- dığı gübre sübvansiyonu. ba- zı açıkgözlertarafmdan amaç dışı kullanılıyor. Böy lece her yıl devletin kasasından mil- y arlarca lira boş yere gidiyor. Diyarbakır'da bugüne kadar milyarlarca lira değerınde gübre sübvansiyonu v urgu- nunu ortayaçıkaranmali şu- be ekiplerı, bu kez de Sil- v an"da bir şebekeyi ele geçir- di. AralanndaZiraat Banka- sı Müdürü, İlçe Tanm Mü- dürü, Ziraat Odası Başkanı ve gübre firması sahiplerinin de bulunduğu 5 kişi. yapılan incelemelersonucuyakalan- dı. Mahkemeye sevk edilen sanıklar tutuk'lanarak ceza- evıne gönderıldı. Mali şube ekipleri. yap- tıklan araştırma sonucunda. Silvan'dabulunan Korkmaz Ticaret'in Içel'den getirttiği 425 ton gübreyi 52 ayn fa- tura ile 36 çiftçiye satmış gi- bi gösterdiği. ancak gerçek- te gübrelerin satılmadığını saptadı. Gözetin altına alınan güb- re bayii Sadun ve kardeşi Yılmaz korkmaz, çıftçıler adına belgelerin usulsüzola- rak tlçe Tanm Müdürü Ha- san Ekinci ile Ziraat Odası Başkanı M.ZekiCan tarafın- dan düzenlendiğini ve söz konusu iadetutarlannı da Zi- raat Bankası Şube Müdürü Sadrettin Özkök'ün. mesai saatlerı dışında ödediğini açıkladılar. Bugüne kadar >e- bekenin. açıktan toplam 21 milyar 750 milyon lira vur- gun gerçekleştirdiâi bildiril- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle