04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
»TEMMUZ 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 ^ KJasik repertuvann bu rnevsimki yıldızlarının ilk safında Shakespeare dört yapıtıyla parladı. Peter Brook'un "Hamlet'i eksen seçerek gerçekleştirdiği. ama Danimarkalı prensin başına gelenleri yansıtmakla yetinmeyip sahnelerin arasına. hatta bazen ortasına soktuğu katkılarla oyunculuk sanatının birçok özelhklerinı de seyircilere tanıttığı. ş.imdiye dek eşi görülmemiş özgün b»ir gösteriydi. • Fransız klasik yazarlarından dördü birçok sahnede yer aldı. Moliere"in însandan Kaçan'ı da (Misanthrope), "TartuftVü de aynı zyunanda. değışık tiyatrolarda sahnelendıler. Octave Mirbeau'nun "Bır Hızmetçınin Güncesi" adlı ilginç romanından sahneye uygulanmış tek kışilik oyunla çok yeteneklı genç bir kadın oyuncu keşfetti Parisliler: Lara Rougon. Paris'te her akşam yüz elliye yakm oyunun sahnelendiği tiyatro sezonunun ardından... Klasildenleıı güldüriilere...COŞKLN TUNÇTAN RARİS - Pans'ın. kınııleri birkaç sa- lonlu. yüzü aşkın tıyatrosunda. her ak- şam. yüz elliye yakın oyun sahneleniyor. Afişte aylarca kalanlan da var. değişik nedenlerden kısa süre se>ircilere sunu- lanlan da Bu satırları artık 'geçen' diye nitelen- direbilecek bir me\simın sonlannda ya- zıyorum. Eylül 1995"ten bu yana tıyat- rose\erlerin bu kentte görebildikleri tem- siller arasinda kendi seyrettiğim yakla- şık \üz tanesını tek tek anımsayarak. Ama burada tümünden. kısaca da olsa söz edebilmem olanaksız. Shakespeare dört yapıtıyla parladı Klasik repertu\ann bu mevsimki yıl- dızlannın ilk safında Shakespeare dört vapıtıv la parladı. En alişilmamış biçim- de. çok çağdaş bir yorumla sahnelenmiş olmasına karşın "Romeo >e Juliet" son kerte ınandıncıydı. "Kral Lear"in yö- netmenı de geleneksel bir gösten yarat- maktan kaçınmıştı. ama bu dramın ıçe- nğını zerre kadarzedelememıştı. Othel- lo, baştan sona. göz kamaştıran barok bir bıçemle sunulmuştu. Bu iiç temsilin başrollenni ünlü sanat- çılar üstlenmiştı. Dördüncüsü ise.Peter Brook'un "Hamlet"ı eksen seçerek ger- çekleştirdiği. ama Danımarkalı prensin başına gelenlen yansıtmakla yetinmeyip sahnelerin arasına. hatta bazen ortasına soktuğu katkılarla oyunculuk sanatının birçok özelliklerinı de seyircilere tanıt- tığı. şimdiye dek eşi görülmemiş özgün bir gösteriydi Değişik tiyatrolardan fc Misanthrope' ve 'Tartuffe' Fransız klasik yazarlarından dördü birçok sahnelerde >er aldı. Moliere'ın İnsandan Kaçan'ı da (Misanthrope). "Tartuffe""ü de. aynı zamanda. değişik tiyatrolarda sahnelendiler. tlkinın küçük bir özel sahnede. en ünlü devlet tiyatro- lanndan birine kıyasla çok daha başan- lı oynanması yılın beklenmedik olayla- nndan biriydi. Ikıncisı ise. Ariane Mnouchkine'in yönetıminde günümüzün Cezayiri'nde ortalığı kasıpka\uranyobazlığıyansıtır- ken: Benno Besson'un yorumunda. yazıl- dığı 17. yüzyılda Fransız toplumunun gülünç hatta acınacak yönlerini ortaya döküyordu. Racine'in üç trajedısı oynan- dı: ">lithridate", -Phedre" \e "Andro- maque". İlk ikisı tanhsel Comedie França- ıse'de. ötekısı beledıye tiyatrolanndan birinde. Yönetmenlerin bu yazann yapıt- lannı yorumlayışlannın bırbirterinden haylı değişik olmalanna karşın. her se- ferinde. dilin akıcılığı. dizelerin üstün güzelliğı bir kez daha belirlendi. Mari- vaux. çoktandır. bu denlı güncel olma- mıştı. İkisi özel sahnelerde. ötekisi dev- let tıyatrolanndan birinde sunulan oyun- lannın uçu de ("Çifte Vefasızlık", "Tut- kunun İkinci Sürprizi". "Yalanlı İç Dök- meler") bu yazann 18. yüzyıldan bu ya- na hiç eskımedığını. y iireklerdekı kasır- galann dünden bugüne renk değiştirme- diklerini. güçlerini yitirmediklerini ka- nıtladılar Mussef nin ne yazık ki ender sahnelenen bir oyunu. "Fantasio". çok hareketli \eespri dolu bir yorumla sunu- lunca. me\ sımın en ilginç başanlanndan bıri oldu. Beckett'in 'Oyunun Sonu' Labiche. yüzyılımızın başında en ünü yayılan Fransız güldürü yazarlarından. Bu mevsim. iki yapıtı çok ilgi çektr "Ben", bir de "Chambaudet DurağT. Çağımızın Fransız klasiklerinden say ılan dört yazann. Claudel. Giraudoux. Ano- uilh \e Genet'nm "Değiş,Tokuş", "Elekt- ra". "Colombe" ve "Hizmetçiler" adlı yapıtlan da mevsimin ilginç ve başanlı sanat olaylan arasmdaydı. Irlanda asılh olmasına karşın tümünü Fransızca yaz- dığı üstyapıtlanyla Nobel ödülü kaza- nan Beckett'in "Oyunun Sonu" ıse bel- kı onuncu kez sahnelendı. Yüzyılımızın ünlü yabancı yazarlann- dan bu me\ sim en çok Oscar VVilde'in \ e Çehov'un adları duyuldu. \\ ılde'ın kişi- liâini \e yaşamını yansıtan "C33." bü- yük ilgi çekerken. yazdığı "İdeal Bir Ko- ca" \e "Direşken Ölmanın Önemi" adlı yergili güldürüleroynandıklan tıyatrola- n çok uzun süre doldurdular. Çehov'un Martı'sı bıri belediyenin. biri özel, iki ti- yatroda. aynı haftalarda sergilendı. Ay- ncaKariaradlıöyküsündenesinlenerek oluşturulan oyun Comedie Française'de çok beğenildi. Me\ simin kalburüstü çağ- daş yazarlan arasında Brecht'i ("BeşPa- ralık Opera"). Strindberg'ı ("Ölüm Dansı") \ e Gogol'ü de ("Bir Deiinin Ha- tıra Defteri") saymak gerek. Fransa'da halkın çoğunluğu tıyatroya sırf güldürü. hatta daha da fazla yeğledı- ği 'sulu güldürü'len seyretmek için gı- diyor Bu tutumu benım onaylamam. hele paylaşmam tabıı kı olanaksız. Ama ger- çeği yadsımak da anlamsız. Bu tür tem- sillere akın edenler neden onları seçtık- leri sorulunca hep aynı yanıtı tekrarlı- yorlar: "Yaşam genellikle zor ve sıkıntılı. Bizi güncel tasalardan uzaklaştıran, kah- kahalara boğarak her günkü dertlerimi- zi unutturan oyunlar gerek!" gıbı. Ney- sekı güldürülerin kimılerı gerçekten de- nnve değerli yapıtlar Bu mevsim sey- rettığımiz "Sanat","Cuppiellolar'da^ rt- başı". "Harold ve Maude". "Gigli Con- cert"."BüyükOkul" gıbı Ama "bul\ar tnatrosu" diye nıtelenen tür -ki en çok seyirci çeken her zaman o- kımı tıyatro- se\erlerin ancak midesinı bulandınr. Ör- neğın. bu me\sım "Gezegen Kürk~."İşi NiniŞe Bırak", "Erkek A\cısı" falan. Tek kişilik ıkı oyun gördüm. geçen ey - lülden berı. Birinın oyuncusu erkek: As- sisili Francesco adlı ünlü din adamıyla ılışkıli Öbürü Fransız klasik yazarların- dan Octave Mirbeau'nun "Bir Hizmetçi- ninGüncesi" adlı ilginç romanından sah- neye uygulanmış. Bu nedenle çok yete- nekli genç bir kadın oyuncu keşfetti Pa- risliler: Lara Rougon. İki kişilik oyunlann başansı Bu me\sım sahnelenen iki kişilik oyunlann tümü muazzam başan kazan- dı. Önce kişilennın biri erkek, biri kadın ola"'3n sayayım: "KumdaDüğün"(Bir ba'^çıvan bilmeden bir yazann hazırladı- ğ 1 romanın kahramanı oluyor). "Rast- lantının Adamı" (Bir trende. aynı kom- partımanda oturan iki yolcu). "Evlilik Yaşamından Sahneler" (Ingmar Berg- man'ın aynı adlı filmınin sahneye uygu- lanmış şekli), "Sığınak" (Sakat kızıyia kentten uzak bir e\e çekilmiş yaşlıca bir jdamın beklemediği bir ziyaret). iki er- kekli oyunlara gelınce: "Son Yavlım Vteş" (N'apoNon'un son sürgünündekı yaşantısından görüntüler). "Çatışma" (Biri deneyli. ötekisi genç iki rahıbın hem ısyan hem hoşgörüyle yoğrulmuş zor ılışkilen), "YoJculuk" (Bir baba oğu- lun bırlıkte çıktıklan biryolculuğun bek- lenmedik gelişmeleri). Paris'te, herbırinin sanat yönetmeni başka. dört de\let tıyatrosu \ar Ode- on'dan Tartuffe nedeniyle. Comedie FrancaLse'den birçok oyun sayarak bah- settim. Birincisinın ikinci adı Av rupa Tı- yatrosu: Çeşitli ülkelerden gelen toplu- luklar, kendi dillerinden temsiller sunu- yorlar. (Işıklı bir panoda sürekli birbın- ni izleyen metin çe\ irileri sayesınde. o dili bilmeden de konuyu ızlemek çok ko- lay). Ikincisi Fransa'nın en eskı sanat top- luluğu ve dünyanın en ünlü sanat ocak- larından bin. Chaillotıse. zamanında Je- an Vilar'in yönettığı Halk Devlet Tiyat- rosu'nu barındıran. ardından birkaç kez müdür değiştiren. şimdı ıse Jerome Sa- varj'nin yönettiğı bir yer. Temsilleri ço- ğu kez birbırlerınden hayli değişik bı- çemlerdeoluşturuluyor, amaSa>ar>'nın kendi yönettiğı gösterilerin özgün bir ozelliği var: En klasik, en denn yapıtları bile, on- lan hiç zedelemeden. geniş halk kıtlele- rı ıçin aynı zamanda sık sık eğlendirici bir ha\aya büründürmeyi çok ustaca be- cenyor. Saymadığım bir Colline kaldı. Paris'in en yeni. en modern tiyatro bına- sı. I987"de açılışından bu yana başında- ki müdür aynı: Arjantın asıllı dünya ça- pında ünlü yönetmen Jorge Lavelli. Salt çağdaş oyunlara yer venyor programla- nnda. Başanlı, ödül alan temsilleri çok. Son bir aynntı: Bu dört devlet tiyatrosu- nun herbinnın, bin büyük. biri küçük iki salonu var. Ben bu satırları yazarken Paris'teki tüm tiyatroların sorumlulan hanl hanl gelecek mevsimin ilk temsilini hazırla- mak. hatta daha sonrakilen belirlemek çabası içindeler. Önümüzdeki ey lülden gıderek kentin her köşesıne konulacak afişlerde neler okuyacağız? Şimdılık (ödenekli tiyatroları saymazsak) pek açıklanmadı bu! Londra <da Verdi mevsimi• Ünlü îtalyan besteci Giuseppe Verdi'nin tüm yapıtlannın sahneleneceği Verdi Festivali 2001 yılına dek sürecek. Kültür Servisi - Bertolucci'nin " vecento" fılmı, Italya'da Yerdi'nin ölüı habenyle başlar: "Verdi" diye haykın habercı. "emorto!" (Verdi öldü!) 2"? ocak 1901"de yaşama veda büyük İtalyan besteci Giuseppe Ver di'nin Milano'daki kalabahk cenaze tö renine katılanlardan fütürist Marinetti. Verdı'nın tabutuna ışaret ederek. "İtal- ya'nınruhuorada\atryor"demıştı. "La Traviata". "Rigoletto", "Don Carios" "Othello", "Nabucco", "II Trovatore* "Aida" gibı. dünv a opera repertuvannı vazgeçılmez yapıtlanna imzasını ata Giuseppe Verdı'nın ölümsüzlüğünü kutlamak amacıyla İngıltere'de Co\ent Garden Operasfnda başlayan etkinlik- lersürüyor. K.raliyetOperası.2001 yılı- na dek her y ıl gerçekleştirilecek Verdi festhalleriyle. ünlü bestecınin tüm yapıtlannı sahnelemeyi ve seslen- dırmeyi amaçlıyor. KraliyetOperasrnın 6 yıla uzanan bu kapsamlı festivali her yıl beklenilen kalitede gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceği ise merak konu- su. Geçen yıl izleyicisinı hayalkırıklığı- na uğratan festi\alın bu yıl da yeterlı öl- çüde parasal kaynak bulamaması festi- vale gölge düşürüyor. Co\ent Garden bu yıl. en başanlı gişe hasılatını. isvıç- relı yönetmen Luc Bondy'nin imzasını taşıyan "Don Carios" ile yapmayı umut ediyor. "Don Carios"da opera dünyası- nın yenı gözdesi İtalyan tenor Roberto Alagna'nın rol alması, bu umutlan güç- lendiriyor. 1996 Verdi Festivali'nde, "Don Carlos"un yanı sıra "Nabucco", "Gio\annad'Arco","LaTraviata" (Ro- berto Alagna ile eşi Angela Gheorghiı başrollerde). "II Corsaro" \e "Alzira' da yer alıyor. Festi\alde aynca kon- feranslar. söyleşiler ve bir de sergi gerçekleştiriliyor. Özgürlük şarkılan... "Nabucco"da yurt özlemi çeken Yahudılerin. "Mac- beth"de sürgündeki İskoçla- nn acılannı duyuran Giusep- pe Verdi, gerçek bir popülist. her za-man halkının özgürlü- ğünden yana olmuş bir sanat- çıydı. Bunun yanı sıra yapıt- lanndakişiselanlamdadabir özgürlük. daha doğrusu bir "özgürieşme' arayışından söz edilebilır. Verdi"nin en çok sevilen operalarından "La Travi- ata"da Violetta'ya söylettiği ary a "Semprelibera" (Yalnız- ca özgürlük) ya da Requ- iem'inde sopranonun söylediği "Libera Me"de (Beni Serbesi Bırak) açıkça ortaya konduğu gibi. Verdi'nin burada sözünü ettiği özgürlük, herkesin mutlu olmak için talepte bulunma hakkının bulunması ya da ölüm korkusundan bir an olsun sıynl- ma, özgürieşme temasıdır as- lında. Insanlar ışte bu nedenle şarkı söyleme gereksinimi du- yarlar. Verdi"nin operalarında açıkça ortaya konan da işte bu gerçekiıktır. Verdi'nin ilahi komedisi Verdi, tıpkı Titian ya da Rembrandt gibi uzun yaşadı \e üretkenliği. yaratıcılığından hiç- bırşey yitirmeden sürdü. llkope- rası 1839 yılında sahnelenmişti, sonuncusu "FalstafT 1893 yı- lında izleyici önüne çıktı. An- cak yaşamında 13 yıl süren uzun bir sessizlik dönemi de \ar. Yaşamının son 35 vılın- da yalnızca yedi opera yazan Giuseppe Verdi, 1874 yılında Requiem"den sonra uzun bir sessizliğe gömülmüş. yıllar sonra "Othello" \e "FalstafT" ile bir an- lamda yaşama dönmüştü "Othello"da müziğiyle geçen günlerin. belkı de geç- mişte kalmış bir mutluluğun hatırasını, "FalstaflTda dünyanın kendi yokluğun- da da döneceğinın bılincıni yansıtan Verdi, agnostikbakışaçısıyla bir anlam- da kendi ilahi komedtsini tamamlıyor- d ^ Sevmeyi öğrenmek^ Verdi "nin operalannda, büyük badire- ler atlatarak bilinçlenen karakterlerın öykülen anlatılır. Bu karakterler. sonun- da se\meyi öğrenirler. Sayısız öyküler aracılığıyla izleyiciye ulaşan temel iz- lek. Verdi'nin operaîanndan alınacak te- mel ders budur. Bu da her bir kışınin. sırtında bırer zırh gibi taşıdığı karaktennin önüne ge- çip başarabileceği bir şeydir ancak. acı- dır. izleyici açısından da seyri zordur. Verdi'nin müziğı, "insanlığın nıüziği" olarak nitelendirilmiştir. Ünlü besteci- nin bu müziği yazarken ınsanlığa dair hiç aklından çıkarmadığı bir tek şey. onu opera bestecileri arasında bambaşka bir yere oturtmuştur: Bu anahtar sözcük, coşkudur. Verdi'ye çağdaş yorumlar 20 temmuza dek sürecek 1996 \ erdi Festivali'yle birlikte Londra opera dün- yasında yaz sezonunda süren hareketli- lik, t>eraberinde kimi tartışmalar da ge- tirıyor. Festiv alde yer alan kımi operalara ge- tirilen çağdaş yorumlar tutucu eleştir- menleri kızdmyor. Öte yandan, 1998 yı- lında sahnesiz kalacak Kraliyet Opera- sı'nın Covent Garden'dan başka bir me- kan bulma zorunluluğu ve bunun festı- vale nasıl yansıyacağı tartışılıyor Ama şimdılık. Londra da Verdi mevsimi sü- riiyor... ALINTILAR TAHSIN YUCEL Sözler Yerini Bulmazsa Konfüçyüs, bin yıllar ötesınden, "Adlandırmalar doğru olmazsa, sözler yerini bulmaz; sözler yerini bulmazsa, devlet ışleriyürümez" diye seslenir bize; arkasından, sözlerın yerini buimamasının dinden sa- nata, yargıdan günlük edımlere değin her alanda yol açacağı aksaklıkları sıralar. Bilgelıği bile sözlerin ye- rınde kullanılmasına bağlar: bilge. sözlen yerinde kullanmaya, kullandığı zaman da birer eylem olarak gerçekleştirmeye özen gösteren kışidır. Ama sözle- rin kullanımı hertoplumda kurallara bağlanmıştır. Il- kel denılen kımi toplumlarda bile, sözün kullanımı- ntn hem lyice sınırlandığı, hem de sıkı kurallara bağ- landığı bilinir. Bizim toplumumuzda da, en azından yakm dö- nemlere değin, her şeyin her yerde söylenmediğıni, söylense de hep aynı bıçımde söylenmediğıni bıli- riz. Kımi tarikat şeyhlerının mürıtlerine zaman zaman haftalarca sürebılecek "dil oruçlan" verdığını duymu- şuzdur; Anadolu'nun değişik bölgelerinde. yeni ge- iınlerin kaynataları, kaynanaları ve başka büyükler önünde "gelinlik ettiklerıne", yani onların bulundu- ğu yerlerde konuşmadıklanna, yanıt vermek kaçınıl- maz olunca da ancak baş devinılerıyle yanıt verdık- lerineçoğumuztanıkolmuşuzdur. Herçevrenın ken- dince yasak (ya da tabu) sözcuklerı bulunduğu da, söylenecek kımi sözcüklenn kötü etkısıne karşı ge- ne sözcüklerle koruyucu önlemler alındığı da bildi- ğimiz bir şeydir: örneğin benim annem, kötü koku- lu ya da çirkin görünüşlü bir yer, nesne ya da kişi- den söz etmek zorunda kalınca. söze "Yüzünüze güller", diye girmeyi hiç unutmazdı. Hiç kuşkusuz, daha pek çok önlemden. pek çok sınırlamadan söz edilebilır. Ne olursa olsun, nerdeyse tüm toplumla- rın sözün ölçülü ve yerinde kullanılmasına önem ver- dıği kesin. Sıradan anlatılar ve oyunlar da toplumların Kon- füçyüs'ün çağrısına uymakta ne denlı haklı oldukla- nnı kanıtlar bize. Oyle ya, biraz yakından bakılacak olursa, bu yapıtların büyuk çoğunluğu sözlerin ye- rinde ve zamanında kullanılmamasından doğan yı- kımları sergılemek için yazılmış gibi bir izlenim uyan- dırır. Geçen gün bir Yeşılçam filmıni bir süre izleye- ceğim tuttu, gözlemım bir kez daha doğrulandı. Genç bir hanım genç bir adamla yakın bir ilişki ku- rar, ılişkı de meyvesını vermekte gecikmez: nur to- pu gibı bir kız çocuğu. Ne var kı, daha durum anla- şılmadan, genç adam o kentten ayrılmak zorunda kalır. genç hanım da. genç adamın ardına düşmeyi, ona bir kızı doğduğunu söylemeyı gururuna yedire- mediği için, en gurur kırıcı aşağılamalara katlanır, ama yoksul. yaşlı ve hasta bir adamla evlenıp kızını büyütür: tam rahat edeceğı sırada da ölüm gelıp ka- pıya dayanır; bu kez. kadının candan bir dostu olan bir hanım, kızının varlığından habersız, ama parasal açıdan iyıce yükünü tutmuş babayı bulup her şeyı anlatır; tam işler duzelmek üzereyken. mutsuz an- nenın dostu gecıkmış babaya çok önemlı bir uyarı- da bulunur: genç kız bunu hıçbır zaman bılmemelı- dir. "Kendi yavrumdan onun öz babası olduğumu giz- leyecek miyim?" diye sorar adam. "Evet", derölmüş kadının dostu, "Perıhan bir an bile annesinın hafıf bir kadın olduğunu duşünme- melı; bu nedenle de gerçek babasının sız olduğu- nuzu öğrenmemelı." işte böyle! Sözler olgulara denk getirilse, gerçek zamanında ve olduğu gıbı söylense. her şey yolun- da gıdecektır, ama. hayır. "Başımıza ne geliyorsa, sözlerin olgulara uydurulmamasından geliyor", der- siniz ister istemez. Bu kadarla kalsa, gene lyı! Dur- mamacasına konuşulur bu arada. söylenmesı gere- kenin söylenmesini önlemek için aşırı oranda söz üretilir, işler büsbütün karışır, bunalıma yenı bunalım- lar eklenir. Öyle ki, elinizde olmadan, aşırı söz üreti- mıylesözlerin "yerınıbulmaması"arasında dolaysız bir bağıntı kurmaktan kendınızı alamazsınız. Gerçek de budur. Hiç kuşkusuz, birkaç yıl öncesinin en büyük kitle partısinin başına getırilen bayan Çiller'ın o gün bu- gün kitleler önünde yaptığı tüm konuşmalan bir ara- ya getirseniz de "Ya bitecek, ya bıtecek" ya da "Can verilir, çakıltaşı verilmez" türünden yinelemeleri ata- rak öğeleri bırbirine bağlı bir metin oluşturmaya kalk- sanız, on altı sayfayı geçemezsinız; aynı ışlemi Er- bakan hocanın aynı süre ıçinde yaptığı konuşmala- ra uygulasanız, "taklıtçıler", "batıllar", "rantıyecı- ler", "siyonistler". vb. çıktıktan sonra. otuz sayfaya zor ulaşırsınız. ama, ışte, bir araya gelip el sıkışarak ağız değiştirmelerınden sonra. her iki önderın de hem gereğinden fazla konuştukları, hem de(belki bı- raz da bu yüzden) kendi kuşkulu doğrularının bile be- risinde kaldıkları iyice ortaya çıktı: eski söylem yeni söylemi. yeni söylem eski söylemi yalanlıyor. bu da yalnız söylemlerin içeriğine değil, söyleyenlerin kışi- liğine de gölge düşürüyor. Nedeni açık: söz varlığın uzantısıdır. Malraux, "İnsan yaptığı şeydir", diyor- du. ama Konfüçyüs'ün bılgesinın 6özlerini birer ey- lem olarak gerçekleştirmeye çalışmasına bakılırsa. insan söylediği şeydir de: sözlerimiz, göndermede bulundukları nesneleri ve olguları yanlış tanımladık- ları, saptırdıkları, birbirine eklendikçe çeliştikleri za- man bile, bir anlam, bir bıldirı iletirler ıster istemez; hiçbir şey söylemeseler de bizı söylerler. Erbakan ile Çiller de, söylemlerinın lyıden iyiye karışıp çeliştiği şu son günlerde. hiçbir zaman tanımlanmadıklan ölçü- de lyi tanımlanıyorlar: şımdi, değıştıklerı ölçude çe- lişen sözlerinin ışığında. apaçık görüyoruz kimlik- lerinı. Perihan eninde sonunda gerçek babasının kim ol- duğunu öğrenir. Hemingvvay'in otopsisinden sonuç alınamadı • SANTA MOMCA (A\) - 2 temmuz günü e% inde ölü bulunan ünlü sınema o\uncuj.u \e fotomodel Margaıı\ Hemıngwa> ın cesedıne otopsı yapıldı. Ancak. Hemingvvay'in ölümündekı gızemi. otopsi de aydınlatamadı Adlı tabıplıkten yapılan açıklamada. Hemınguay "ın cesedınde. ölümünün nedenını aydınlatacak herhangı bırtra\ma ya da zorlama belırtısıne rastlanmadığı belırtıldı. Açıklamada Hemıngway"ın herhangı bırzehırlenme nedeniyle ölmüş olabıleceğı üzermde durulduğu. ancak bu soruya yanıt \erecek toksıkolojık testlerın sonuçlarının ıkı haftadan önce alınamayacağı kaydedıldı. Nasneddin Hoca karikatür yanşması jürisi • KültürSenisi - 16. Lluslararası Nasreddın Hoca Kankatür \arışması Büyük Jürısı belirlendi. Başkanlığını Semıh Balcıoğlu'nun yaptığı ulusiararası jurıde Romanyadan Albert Poch. Yunanıstan"dan Bas Mıtropoulos. Türkıye'den Turhan Selçuk. Canol Kocagöz. Gürbüz Doğan Ekşıoğlu. Ferıt Öngören. Necatı Abacı. Necmı Rıza Ayça. Mehmet Çağçağ. Metin Peker. Fransa'dan Mustafa Ramezanı. Ingıltere'den Roy Raymonde yer alıyor. Katılım tarıhı 30 hazıranda sona eren yanşmaya yoğun bir şekılde kankatür gelmeye devam ediyor. Karikatürcüler Derneğı yetkılılerı, bu yoğun ilgi karşısında postadakı gecıknıelenn sanatçılan mağdur etmemesi ıçın büyük lürının toplanacağı 23-26 temmuz tarıhıne kadar gelecek kankatürlerın de değerlendırmeye alınacağını belırttıler. Yanşmaya katılma adresı: Kankatürcüleı Derneğı. 'ierebatan Sarnıcı çıkışı. Sultanahmet-tstanbul.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle