29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
*» TEMMUZ 1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Doğu Perinçek eleştirdi •ANKARA (<Tumhuri>et Biirosu) - Isçi Partisı(lP)Genel Başkanı Dogu Perinçek. hiç kimsenın. bayrak ile . b»ezi birbirine " kanştırmaması gerektiğini belirterek "Bavrağındeseni ve renkleri tarih içinde oîuşur. bayrak yaratmak için. yeni bir tarih yaratmak gerekir" dedi. Bayragr ve Mustafa (Cemal'ı, "Çillerve Türkeş'lere'" teslim edenlerin. tarihin en büyük yalancılıgına ortak olacaklarını sa\unan İPGenel Başkanı Doğu Perinçek. "Bavrağa ve Mustafa Kemal'e . içtenlikle değer vermek. emekçi halkı seferber etme isteğının ve de\ rimciliğin en _somut göstergesidir" ,görijşünü dile getirdi Mercümek ifade verecek • ANKARA (Cumhurijet Biirosu) - RP-Süleyman Mercümek ılişkılerini araştırmak üzere kurulan komisyon. 17 temmuzda Süleyman Mercümek'ın dinlenmesini karariaştırdı. RP'ye de bir yazı yazılarak "Mercümek partinize kayıtlı mı" sorusuna yanıt isteneceği bildirildi. 9 'kişilik komisyonun dimkü toplantısına sadece4 üve katıldı. Komisyonun şu anda DYP'lı üvesı bulunmazken. RP'li üyelerden Kemalettin Göktas da CHP'li Mustafa KuFun başkanlığını tartışmaya açtı. Edınılen bilgiye göre Göktaş. "Başkanlığı hazmedemiyoruz. Kul. partimize karşı önyargılı. RP'ye kin besliyor. Bu komisyon tarafsız. rahat "Çahşatnaz" dedi. Kul'un ıse "Seçildim ve görevimedevam ediyorum ' diyerek bu itirazlan işleme koymadığı öğrenildı. Epbakan'ın ilk genelgesı • ANKARA (AA)- Başbakan Necmettin Erbakan. yayımladığı ilk genelge ile kamu kurum ve kuruluşlanna personel alımını ikinci bir emre kadar durdurdu. Anayasa Mahkemesı. Yargıtay. Danıştay. Dışişleri Bakanlıgi, devlet bakanlıklan. Yüksek Öğretim Kurumu. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve Başbakanlık merkez teşkilatlannın yanısıra. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile TBMM Genel Sekreterliği'nedebilgi için gonderilen genelgenin son bölümünde ise kamu kurum ve kuruluşlanna personel alımı için tasarlanan sınavlar ile dahaönce vapılmış, ancak sonuçlan henüz açıklanmamış sınavlann da iptal edildiğini bildinldi. Boşnakların oy sorunu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Dışişleri Bakanlıgı. Bosna-Hersek'te 14 eylülde yapılacak seçimlerde, Türkiye'deki Boşnak mültecilerin oy kullanmalan için gerekli çalışmalara başlandığını "kaydetti. "Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü Büvükelçi Ömer Akbeİ, dün düzenlediği basın toplantısında. Anadolu 'Kalkınma Vakfrnın, "Boşnak mültecilerin kaydedilmelerini ve oy kuİlanmalarını sağlamak amacıyla bir seçim "merkezi oluşturdugunu "bildirdi. Akbel. '"Türkiye. Bosna- Hersek'te kalıcı bir banşın ve devlet bütünlüğünün getirilmek suretiyle demokratik seçimlerin gerçekleşmesine 'bağlı olduğuna inanmaktadır" dedi. ANAP lideri Mesut Yılmaz'dan sonra, DSP lideri Bülent Ecevit de güvence verdi 'REFAHYOL'a çözüm var'A.NKARA (Cumhuriyet Biirosu)-ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dan sonra. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de "RE- FAHYOL güvenovıı alamazsa. başka seçe- nekler çıkar" açıklamasını vaptı. Ecev it. hükümet sorununun. erken seçi- me gerek kalmaksızın saglıklı çözüme ka- \ uşması için her türlü çabav ı gösterecekle- rini vurgularken; REFAHYOL güvensizlik oyu almadan. kendisini ve partisini herhan- gi bir hükümet modeli} le bağlamayı dogru bulmadıâını söyledi. DSP ifderı. REFAHYOL'a alternatif hü- kümet için. ANAP'ın da -RPileortaklıksı- rası bana gelir hesabı/ıı defterden sihnesT ge- rektieine dikkat çektı. ANAP'tan sonra. DSP'den de REFAH- YOL" un güvenoyu alamaması durumunda. yeni bir hükümet seçeneği ortaya çıkabile- ceği açıklaması vapıldı. Muhalefet liderle- ri. bu açıklamalaria DYP ıçındeki muhalif- lere güvenoylamasında "hayır" demelen için cesaret v ermek amacıyla. erken seçime gerek kalmadan bir seçenek yaratılabilece- gini vurguladılar. ~ DSPgrubunda REFAHYOL hükümetine güvenoyu verilmemesi konusunda grup ka- RP'ye teslim Oldll' Hükümetin güvenoyu alamaması durumunda başka seçeneklerin ortaya çıkabileceğini söyleyen DSP lideri Bülent Ecevit. "Çiller, Meclis denetiminden kaçabilmek uğruna, RP'ye teslim olmaktadır" dedi. DSP'de güvenoylamasında ret oyu vermek için grup kararı çıkarıldı. rarı alındı. DSP lideri Ecevit. dün partisinin grup toplantısının açılışında v aptığı konuşmada: toplumun büyük bölümünün laik. demok- ratik cumhuriyet konusitndakı duvarlılıgı. RP'vi rejim için tehlikeli gördüğü v e dini si- vasete alet ettigi için RP'ye kırgın olduğu- nu >övledi. Ecev it. "Bu çoğunlukSav ın Çiller'ede kır- gındır. hatta küskündür. Savın Çiller. Mec- lis denetiminden kaçabilmek uğruna, RP'ye teslim olmaktadır" dedi. Toplumun. yolsuzluk sav larını örtbas et- mek ve Meclis dcnctinıini cngelleme işlev i üstlendiöi için de bu hükümete tepkili oldıı- guna dikkat çeken DSP lideri. "RP-DYP koalisyonu, adeta bir kara para aklama ey- leminedönüşmüştür. Hükümetin böylesi bir ahlak zaafına dav anıvor olması. sözde değiL özde temizlik isteven birçok RP'li>i de derin- den yaralamış ve 'adil düzen' edebiyatının içtenliğinden kuşkuva düşürmüş olmalıdır. Böj le bir ahlak zaafına davalı bir hükümet- ten herhalde ülkeye havır gelmez" dıve ko- nuştu. t Güvenoyıı erken seçim getirir' Ecevit. hükümetin güvenoyu alamaması durumunda. erken seçımin kaçınılmaz ola- cağı görüşünede katılmadığını >öv ledi. Ece- v ıt. ~Tersine,asılbu hükümet güvenoyu alır- sa, çok geçmeden >leclis bir erken seçim zor- lamasıyla karşılaşır. Çünkü RP'nin kaynak varatan değil. kavnak tüketen bir futumla. sorumsu/ca bir seçim ekonomisi uvgulava- cağı ve kendince en uvgun zamanda erken secimi kaçınılmaz duruma getirip tek başı- na iktidara gelmeye ulaşacağı bellidir. Her- halde, dönüşümlü başbakanlık sırası. Sav ın Çiller'e gelmeden çok önce. bu plan uvgula- maya konulacaktır" dedi. RP'nin. DYP- AMAP rekabetini kızıştırarak kendi iktidar şansını yükselttiğıne dikkat çekerı Ecev it. söz- lerini şöyle sürdürdü: "RP, DYP ile AJNAP'ı köşe>e sıkıştırarak başka hükümet seçeneklerinin önünü tıka- mıştır. Bu tıkanıkük. ancak pazartesi günü hükümete güvensizlik oyu \eriierek aşılabi- lir. Ancak o zaman, kanıuovunun içine sin- direbileceği başka hükümet seçeneklerinin voluaçılabilir. Çünkü, RP'li hükümet olana- ğı gündemden çıkınca, siyaset alanında ye- ni birortam oluşacaktır.o yeni ortamda baş- ka hükümet olanakları gündeme gelecektir. Şimdi>e kadar ANAP ile DYP'nin lafını et- seler bile, ciddi\e almadıklan çoğunluk hü- kümeti modelleri \eva sağlam bir güvenoy u temeline da\alı değişik hükümet modelleri gerçekleşebilir duruma gelecektir. O arada, ANAPdaDYP-RPhükümetigüvenovu ala- mazsa. bu partivle ortakhk sırası bana ge- lırhesabını defterden silmelidir. Meclisin hükümete gü\ensizlik oyu \ermesi\le olu- şabilecek yeni ortamda da DSP hükümet so- runun erken seçime gerek kalmaksızın sag- lıklı çözüme ulaşabilmesi için elinden gelen çabav ı göstereeektir." DYP'de parti içi muhalefet Kuruculardan 'ret ver' çağnsı ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ANK.AR4 (Cumhuriyet Bürosu)-D\P'H40kurucu. DYPmifletvekillenne. Nec- mettin Erbakan ve Tansu Çiller'in karşılıklı olarak Meclis soruşturmalannı ra- fa kaldımıak amacıy la kurul- dufiunu ileri sürdükleri RE- FA~HYOL hükümetine "ha- >ir" ovu verme çagrısı vap- tı. Muhalifler. oylamayaka- tılmamanın "evet" oyu ver- mekle a> nı oldugunu sav un- dular. REFAHYOL hükümeti- nin güvenovlaması öncesi. DYP Genel Idare Kurulu (GİK) üyeleri Ordu Millet- vekili Refaiddin Şahin, Ba- ki Tuğ ve Osman SeyTı ile eskı TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk ve eski D\P Genel Başkanı Yüdınm Av- cı'nın da aralannda bulundu- gu 40 muhalif kurucu. D^•p milletvekillerinin "vicdanı- na seslendi". RP ile koalis- yon kurulmasının yadırga- nacak bir yanı bulunmadı- ğını. ancak Çiller'in "rejim düşmanı. sistem dışı > e ülke- \i karanlığa götüreeek par- ti" nitelemelerinin unutul- madıgını ifade eden muha- lifler. vaptıklan açıklamada şu görüşlere yer \erdiler: "54. koalisyon hükümeri- nin oluşturulmasının temelin- de, farklı program \ e kadn)- lann bir mutabakat çerçe- vesinde ahenkleştirilmesin- den çok, vüksek ahlaki değer- lere sırt çev rilerek Sa> ın Çil- lerile Savın Erbakan'ın mec- lis somşturmalarının karşı- lıklı olarak rafa kaldınlnıa- sı bulunduğu herkesçe ma- lumdur." REFAHYOL'un ahlaki de- gerler nedeniv le geçmiş dö- nemlerde kurulan koalisyon- larla kanştınlmaması uyan- sı vapılan açıklamada. D\'P milletvekillerineşöylesesle- nildi: "Güvenoyuoturumu- na katılnıamanın bu hükü- mete "kabul' oyu vermekle bir oldugunu i>i bilen millet- vekilkTİmizin. oturuma ka- tılıp 'ret' oyu vererek hem tarihi bir \ebalden kurtula- caklanna hem de faalivetle- rini hâlâ DYP\\i eritme >ö- nünde de\am ettiren DYP Genel Başkanı veGenel Mer- kez sonımlulannın çabalarn nı boşa çıkaracakianna inan- mak istivoruz." C ü v e n o y I a m a s ı n d a k i l i t p a r t i BBP'nin koşulu ortakhk ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - 7 milletvekili bulunan Büyük Birlık Partisı (BBP). koalisyona üçüncü ortak olarak alınmamaiarı durumunda. REFAHYOL'a güvenoyu vermeyeceklerini açıkladı. BBP Genel Sekreteri Okkeş Şendiller. "*Bütün yolsuzluklann üzerine, bu Necmettın Erbakan, Tansu Çiller, Muhsin Yazıcıoğlu da olsa. üzerine gidebilmemiz için hükümetin içinde yer almamız gerekir. Yoksa. hükümetin günahına ortak olurken. sevabından favdalanamayız"* dive konuştu. BBP Genel Başkan Yardımcısı Reeep Kınş. dün düzenlediği basın toplantısında. partisinin içinde yer almadıgı bir hükümet oluşumuna güvenovu vermeyeceklerini bildirerek. ikili koalisyonun üçlü koalisyona dönüştürülmesi isteminde bulundu. RP ve DYP'nin üzerindeki soru işaretlerinin giderilmesi için hükümette yer almalannın vazgeçilmez bir koşul oldugunu vurgulavan Kınş. "İkili koalisyon revize edilir; protokol, program ve hükümet çatısı BBP'nin de hassasiyeti dikkate alınarak veniden gözden geçiriiir ve ikili koalisyon üçlü bir koalisvona dönüştürülürse güvenovu \erebiliriz" diye konuştu. BBP Genel Sekreteri Ökkeş Şendiller de RP tarafından partilerinin genel başkanı Muhsin Yazıcoğlu'na. kabıne listcsi Köşk'e çıkmadan önce vapılan bakanlık teklifini "saygısızlık olarak" nitelendirdiklerinı belirterek. şu görüşleri dile aetırdı: "^a/ıcıoğlu'na vapılan bu teklif, BBP Genel Başkanı olarak değil, şahıs olarak vapıldı. Yani Yazıcıoğlu. teklifî kabul etsevdi. RP kontenjanından hükümete girecekti. Bu, nıantık dışı bir olaydır. Biz. bunu bü>ük bir savgısızlık olarak değerlendirdik. BBP küçük hesaplann partisi değildir. Bi/im vazgeçilmez şartınıız, özellikle siyasetin üst seviyelerinde bulunan insanlar üzerjndeki şaibelerin ortadan kaldırılması için yolsuzluklann üzerine gitmek. Bunu da ancak hükümette yer alarak denetleyebiliriz." Hükümetin kurulu^ biçimini de beğenmediklenni belirten Şendilli. RP'nın özellikle örtülü ödenek konusunda iyi bir sınav vermediğini. bu nedenle hiç kimseve üüvenmediklerinı sövledi. CHP Hderi Baykal: Erbakan etkili deterjan ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Baş- kan ı Deniz Ba> kal. R P-DY P koalisyonunun "yolsuzluk anlaşnıası" üzerine kurul- dıığunu belirterek Başba- kan Necmettin Erbakan'ın. Dışişleri Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Tansu Çil- ler'i aklayabilmek için "et- kilideterjan" rolünü üstlen- diğini sövledi. Erbakan'ın. ~Bizimleortakhk yapan süt- ten çıkmış ak kaşık olur" sözlerinı anımsatan Bav kal. "SankiSayın Erbakan etki- li bir deterjan: volsuzlukla- n y ıkar, temizler, aklar" de- d\. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın alternatif hükümet öncrisini de değer- lendiren Baykal. "Yamalı bohça hükümeti olmaz. Kimst' bizden sosyal demok- ratların belirleyiciolmadığı bir hükümet modeli içinde ver almamızı beklemesin" di>e konuştu. CHP grubu. REFAH\'OL'a güvenoyu vermemek konusunda bağ- la>ıcı kararaldı. Genel Baş- kan Baykal. partisinin Mec- lis grubunda > aptığı konuş- mada. RP'li bir iktidarla so- nuna kadar mücadele ede- ceklerini belirterek ciddi bir hükümet formülünün orta- ya çıkabilmesi için 124sos- val demokrat milletvekili- nin hükümet kurma inisiya- tifini ele alması gerektiğini vureuladı. R>-DYPortakhğının,bir siyaial tercih. dayanışma ol- madığını. volsuzlukları ak- lama aınacı taşıdıgını kav- deden Baykal. "Hükümet bir ülkenin onurudur, şere- fidir. Türk halkının onuru- nu temsil eder. Ama bu ko- alisyonun, bu kavramları dikkate alarak kurulduğu- nu söv lemek mümkün nıü- dür" dedi. Bav kal. RP'lı bir hükümetin kurulmasıyla Türkiye'nin dünva ülkeleri arasındaki venni kaybedece- ğini. ılişkilerin askıya alı- nacağını. ekonomik denge- nin bozulacağını ifade etti. Erbakan'ın, "Atatürkçü.la- ikliğe sa>gıir bir tablo çiz- meye çalıştığına dikkat çe- ken Bav kal .""Ancak laikli- ği güvence altına alacak olan 8 yıllık zorunlu eğitim uv- gulamasına karşı çıkıyoriar. Erbakan. bu konuda ödün \ermemek için bakan değiş- tirebiliyor" dive konuştu. Erbakan'ın malvarlığı ile ilgili soruşturma önergesi- ni engellediği gerekçesiyle Bülent Ecevit'e de çatan Ba> kal. "Eğer bu soruştur- ma açılsaydı, şimdiki Baş- bakan, Meclis komisyonla- rında hesap veriyor olacak- tı. Bunu engellemek için hu- kuki gerekçeler bahanesi or- tava atılamaz" dedi. IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: [email protected] (Galiba) 1986 sonbahannda. Ital- ya'nın 'Toscana' bölgesinde, 'Bin Kulelı Kent'dıye anılan San Cimi- niano kasabasının karşı yamaçla- rında, ünlü 'Chianti' şaraplarının üretildiği bağlarda yüzlerce mev- simlik tanm işçisi kannca ömeği ça- hşıyordu. Bağbozumuydu. Asmalardan kopardığı salkım- ları koca sepete hünerle yerleşti- ren kara gözlü, kara kıvırcık saçlı bir işçi delikanlı sordu: - Neyce konuşuyorsunuzslzara- nızda? -Türkçe. Gözleri parladı: - Müslümansınız yani. - Eeee, evet! Üstünde çiğ damlalan parlayan bir koca üzüm salkımı uzattı. Birsır verirgibi konuştu: - Ben de Müslümanım. Faslı- yım. Ama sakın belli etmeyin. Be- ni Pedro dıye bilıyor bağ sahıbi. is- panyol sanıyor. Adım Abdullah. - Niye saklıyorsun adını Abdull... îki Anı, Bir Soru... - Pedro, Pedro!.. Bu kara Kato- lıkler, Müslümana iş vermezler. Aman sakın belü etmeyin. Bu iş iyı iş. Para birikttrip evieneceğim. Müslüman olduğumu anlarlarsa hemen kapının önüne koyarlar.... italya'nın en gelışkın bölgesinde, o düşler kışkırtan Toscana'da Ka- tolik bağnazhk, bir Müslümanın, işçi olarak dahı aralannda bulun- masma hoşgörüyle bakamıyordu. 0 akşam içtiğımız Chianti biraz ^irke gibi miyai ne? • • • 1962 kışında Erzincan'ınTercan ilçesinin 'adı lazım değil' bir kö- yünde istanbullu Emil B., yedek- subay öğretmen olarak askerlık görevını yapıyordu. Ataları ispan- yol engizısyonundan kaçıp istan- bul'a göç etmış Yahudiferdi. 450 yıl- dır bu topraklara kök salmış bir Yahudı aılesınin bilgılı. şaşılacak kadar alçak gönüllü. doğma büyü- me İstanbullu oğluydu. Paydos zıli çoktan çalmış. öğren- cilerevlerine gitmişlerdi anlaşılan. Emil'in ve öteki öğretmenin loj'man olarak kullandıklan bölüm okulun arkasındaydı. Ve her yer gözalabildiğine kar- dı. Ürkütücü sessizliğin içinden hı- nltılar duyuldu. Atı alelacele bağ- layıp arkaya dolandık. Bırkaç sa- niye (bereket sadece birkaç sani- ye) donduk kaldık. Okulun öteki öğretmeni. çamyar- ması benzerı Kahraman (adı ger- çekten Kahraman'dı). Emil B.'yı yere yatırmış. Dev gibi bedeniyle üstüne çökmüş. Elinde koca bir kasap bıçağı, yankısı dağlardan duyulmacasına gürlüyor: - Kelıme-ı şehadet getırulan ga- vur. Ulan cenabetgıdıyorsun. Ge- tirulan, tezdavran, kelime-i şeha- det getır. Artık, Allah bize Zaloğlu Rüstem gücü mü verdi. Kahraman (!) öğ- retmen. tanıklık ederiz de başı be- laya gırer diye fazla dırenmedı mı. bilemem. Suratındasırtlan sırrtma- sına benzer bir gülücükle kalktı. Baştan ben sevmedığinı sık sık belli ettığı komşu köyün yedeksu- bay öğretmeni Aydın Engin'e bak- tı: - Burası Sünni köyü arkadaş. Zaten etrafımız Alevi kâfin'eri ile sanlmış. Bu köyde gâvur yaşat- mam ben. Er geç kelime-i şeha- det getirecek bu kâfir. Yerel yöneticılere anlaftık. Emil B. yakınlardaki bir Alevi köyüne nakledildi. Kahraman (!) Hoca'nın Erzurum'a tayıni çıktı. Emil B.. ke- lıme-ı şehadet getirmeden ve bo- ğazı kesilmeden görevini tamam- ladı. Sünnı bağnazlık. varlıklarına zorunlu olarak katlandığı Alevilere bir de Yahudi eklenmesıne en kü- çük bir hoşgörü göstermek niye- tinde değildi. Bütün dinlere eşrt uzaklıkta (ama bayağı uzakta) durduğumu sanıyo- rum. Ama inananlarm inançlarıyla alay etmeyi hiç düşünmedim ve alay etmedim. Türkiye'de Müslümanlığı birya- şam biçimi olarak belleyenlere hiç ıtirazım yok. Bunun kişinin kendi öz- gür seçimi olduğunu düşünüyo- rum. Genellemelerden hoşlanmı- yorum. Ama yanımda, yöremde. geçmişimde, bugünümde tanıdı- ğım sosyafistlerin, Marksistlerin, ateistlenn, aydınların hıçbirinde de tersi b/r 'hoşgöriısüzlük' gözleme- dim. Yanı kendimden kuşkum yok. Faslı Abdullah'la bir bağbozumun- da omuz omuza keyıfle çalışırdım veEmtlB.. benım lyı birarkadaşım- dır.Ama -Sünniya da Katolik- bağ- nazlar, aynı hoşgörüyü taşıyorlar mı? Refah'ın hükümetin büyük or- tağı olduğu bugünlerde nedense bu soru kafama takıldı. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA âÜZekâ Üzürlü "Örtülü Mercümek Hükümeti" güvenoyu alabilir mi? Alıp almaması beni pek ilgilendirmiyor. Asıl olan laik ve Atatürkçü Tansu Çiller'le. dini si- yasete alet eden Hacı Necmettin Erbakan'ın nasıl anlaşacaklandır... DYP'liler 'anlaşma noktası'v\\ şöyle açıklıyorlar: "Biz ülkenin geleceği için bu ortaklığı kurduk. Biz ve Refah kendi programlarımızı bir kenara koyup ül- ke çıkarian için bir hükümet programı hazırladık..." Devlet Bakanı RP'li Abdullah Gül daha ilginç bir yaklaşımda bulunuyor: "Biz tek başımıza hükümet kuramayacağımızı an- ladık. O yüzden de Erbakan Hoca değişti, çünkü o gerçeği gördü..." Acaba gerçek neydi? Bakan Gül, bu gerçeği anlatmıyor... Devlet Bakanı Abdullah Gül'le Turizm Bakanı Ba- hattin Yücel 32. Gün'de Mehmet Ali Birand'ın so- rulannı yanıtlarken birbirlerıne öyle güzel pas veriyor- lar ki şaşırıp kaldık... Maşallah ıki bakan da demokrasi kahramanı. De- mokrasi uğruna her türlü özveriden kaçmayacakla- rını bir kez daha vurguladılar... Benim merak ettiğim şu 'adil düzen masalı 'nın eko- nomik yaşama geçirilmesi. Ama Hoca'nın çevresi buna da bir kılıf bulmuş. Diyorlar ki: "Ekonomi bizde değil, DYP'de..." Hay Allah, şimdi ne yapacağız? Biz 'adil düzeni' bekliyoruz... Yani Adi-I-Düzen! işte bu nedenle Abdurrahman Dilipak bile tedir- gin... Diyor ki: "Erbakan müdahaleci bir başbakan; hem yolsuz- luklann üzerine gidecek, hem rüşvet olmayacak, dış müdahaleler engellenecek. Bürokratlar karar veren değil, verilen kararı uygulayan. bu anlamda müşavir, yardımcı, kolaylaştırıcı bir rol oynayacak. Bu bürok- ratlann Erbakan 'a ayak uydurması kolay değil. Erba- kan'ın kendi kadrosunu kurması da zaman alacak. Bir başka sorun da bu hükümetin kendini engel- leyenyapısı. Erbakan, Çiller'in Batıcı politikasını, öte- ki bakanlıklannyolsuzluklannı engellemeye çalışırken Çiller, Erbakan 'ın Islam dünyasına ve Müslümanlara yönelik kolaylaştırıcı çabalarını engelleyecek. Siyasi engellemeler yanında tehdit ve şantajlar gündeme gelecek. Bütün bu yorumlar için belki vakit erken. Önce hü- kümet programını bir görelim. Ardından güvenoyu ve 20 Temmuz!" • • • RP'ye destek veren Mehmet Şevki Eygi'nin 'Mil- li Gazete'de dün ilginç bir yazısı çıktı. Eygi yazısını şöyle noktalıyordu: "Müslümanları bu hale düşüren ya zekâ özurlülü- ğüdürya da hainlik. Başka izah bulamıyorum..." Eygi neden kızmıştı bu kadar? Ele aldığı konu cami ve Müslürnanlar üzerineydi... Okuyalım: "Artık canıma tak etti, yazacağım: Bizim belimizi büken birinci amil (faktör) zekâ özüriülüktür. Zekâ, öl- çülebilen bir şeydir. Türkiye insanına göre tadil edil- miş 10 (zekâ katsayısı) testleriyle kişilerin zekâsının derecesi öğrenilebilmektedir. • * Zekâ özürlülüğün veya öteki tabirie gerizekâlıltğtn alamet-i farikası, camilerdeki 'Aziz Müslüman, ayak- kabını öyle tutma, böyle tut, e ml!' levhalandır. Sonra, şu iman ve küfür topyekûn savaşı esnasın- da üç şerefeli minareler, yüz bilmem kaç desibel ba- ğıran hoparlörler, ezan okuyan saatler, kutsal mabet- lerimizi lunaparka çeviren ışıldaklar, zınldaklar. fınldak- lar, yel aletleri, kaloriferler, sabit ü seyyar mikrofon- lar, renkli ampullerdir hamakatin alat ü edevatı. Küçücük caminın minaresinin upuzun ve bol şe- refeli olmasıyla Müslümanlann ızzeti, selameti ve te- rakkisiarasında irtibatkurabilen zekâlara geri ve özür- lü demeyip de ne diyecektim? Müslümanlar bilgiyle, aksiyonla, estetikle yükselir- ler. Cehalet, aksiyonsuzluk, kötü aksiyon, çirkinlik ve sanatsızlık bizi batırıyor llmi araştırma yok, bilgi bankası yok, stratejik tet- kikler enstitüsü yok, hikmet yok; ahlak ve fazilet za- yıflamış; sanat yok, mimarlık yok, kimlikli ve kişilikli kılık kıyafetyok, edebiyatyok... Sonra da bunca yok- luk içinde Müslümanlık ve Müslümanlar ilerliyormuş. Neyle ilerliyormuş? Beton binalaha, darbuka hopar- lörlerle, keyfiyetsiz ve vasıfsız kemmiyetle, arrivizm- le, nifak veşikakile, ittifaksızlık ve vifaksızlıkla... Bun- larla ileheme, fütuhat ve yücelme olacağı hangi ki- tapta yazılıymış? Altı saatte yeni bir cami yapılıyormuş. Beş saatte biryapılsa ne olacak? llim yok, irfan yok; Şeriat ilim- leri okutulmuyor, tasavvuf gelenekleh unutulmuş, beş vakitte cemaatyok, hele sabah veyatsı namaz- lannın cemaati büyük ölçüde terk edilmiş. Islamcı ko- damanlar camiye gelmezler, 'Postmodernizm, strük- tür, dadaizm, kübizm...' diyezırvalayan entelMüslü- man gençler ezan okunurken cafelerde çene çalar, Müslümanlardan toplanan trilyonlar plansız prog- ramsız harcanırken Müslümanlar nasıl ilerliyorlar- mış?" • • • Sıkıntı salt DYP'de yok, RP'de de var... Bir RP milletvekili, Refahyol ortaklığını bakın nasıl değerlendiriyor: "Bizseçmene ne söz vermiştik?Bizim de DYP'den, ANAP'tan farkımız kalmadı..." Hükümet programı ise dün okundu. Şimdi sıra gü- venoylamasında. Örtülü Mercümek Hükümeti acaba güvenoyu ala- bilir mi? Alsa ne olur, almasa ne olur!.. Benim merak ettiğim bir konu ise Fethullah Gü- len Hoca'nın şu anda ABD'de oluşu. Gülen, Aydın Menderes'ı ziyaret ediyor. kimi Amerikalılarla görü- şüyor... Hani ne derler? Bayram değil, seyran değil. eniştem beni niye öp- tü?.. • • • TRT'nin birinci kanalında 13.00 ve 24.00 haberle- rini izliyor musunuz? Utku Şensoy ve Altan Aşar yönetimindeki bu ha- ber programları yurtta ve dünyada olup bitenleri en iyi biçimde izleyiciye yansıtıyor. Özel televizyonların 'reyting' savaşı yaptığı günümüzde 'devlet televizyo- nu' diyenlere TRT 'gazetecilik dersi' veriyor. Fuat Kozluklu Amerika'dan. Zeynel Lüle Brük- sel'den, Murat ilem Yunanistan'dan bir gün sonra gazete sayfalarına giren haberleri aktanyor. Politikadan sanata, spordan ekonomiye dek 'her çeşit haber'i TRT-1 'de izliyoruz. Özellikle Istanbul Borsası'ndan yapılan canlı yayında Hilda Özdoğan, ekonomiye siyasi yorum da katarak 'borsayı' izleyi- ciye sevdirmeyi ustaca başarıyor. Utku Şensoy, Altan Aşar ve TRT emekçilerini kut- luyorum!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (n Planet.com. TR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle