Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
*» TEMMUZ 1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Doğu
Perinçek
eleştirdi
•ANKARA
(<Tumhuri>et Biirosu) -
Isçi Partisı(lP)Genel
Başkanı Dogu Perinçek.
hiç kimsenın. bayrak ile
. b»ezi birbirine
" kanştırmaması
gerektiğini belirterek
"Bavrağındeseni ve
renkleri tarih içinde
oîuşur. bayrak yaratmak
için. yeni bir tarih
yaratmak gerekir" dedi.
Bayragr ve Mustafa
(Cemal'ı, "Çillerve
Türkeş'lere'" teslim
edenlerin. tarihin en
büyük yalancılıgına
ortak olacaklarını
sa\unan İPGenel
Başkanı Doğu
Perinçek. "Bavrağa ve
Mustafa Kemal'e
. içtenlikle değer
vermek. emekçi halkı
seferber etme isteğının
ve de\ rimciliğin en
_somut göstergesidir"
,görijşünü dile getirdi
Mercümek
ifade verecek
• ANKARA
(Cumhurijet Biirosu) -
RP-Süleyman
Mercümek ılişkılerini
araştırmak üzere
kurulan komisyon. 17
temmuzda Süleyman
Mercümek'ın
dinlenmesini
karariaştırdı.
RP'ye de bir yazı
yazılarak "Mercümek
partinize kayıtlı mı"
sorusuna yanıt
isteneceği bildirildi. 9
'kişilik komisyonun
dimkü toplantısına
sadece4 üve katıldı.
Komisyonun şu anda
DYP'lı üvesı
bulunmazken. RP'li
üyelerden Kemalettin
Göktas da CHP'li
Mustafa KuFun
başkanlığını tartışmaya
açtı. Edınılen bilgiye
göre Göktaş.
"Başkanlığı
hazmedemiyoruz. Kul.
partimize karşı
önyargılı. RP'ye kin
besliyor. Bu komisyon
tarafsız. rahat
"Çahşatnaz" dedi.
Kul'un ıse "Seçildim ve
görevimedevam
ediyorum ' diyerek bu
itirazlan işleme
koymadığı öğrenildı.
Epbakan'ın ilk
genelgesı
• ANKARA (AA)-
Başbakan Necmettin
Erbakan. yayımladığı ilk
genelge ile kamu kurum
ve kuruluşlanna
personel alımını ikinci
bir emre kadar
durdurdu.
Anayasa Mahkemesı.
Yargıtay. Danıştay.
Dışişleri Bakanlıgi,
devlet bakanlıklan.
Yüksek Öğretim
Kurumu. Milli Güvenlik
Kurulu Genel
Sekreterliği ve
Başbakanlık merkez
teşkilatlannın yanısıra.
Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliği ile
TBMM Genel
Sekreterliği'nedebilgi
için gonderilen
genelgenin son
bölümünde ise kamu
kurum ve kuruluşlanna
personel alımı için
tasarlanan sınavlar ile
dahaönce vapılmış,
ancak sonuçlan henüz
açıklanmamış sınavlann
da iptal edildiğini
bildinldi.
Boşnakların oy
sorunu
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Dışişleri Bakanlıgı.
Bosna-Hersek'te 14
eylülde yapılacak
seçimlerde, Türkiye'deki
Boşnak mültecilerin oy
kullanmalan için gerekli
çalışmalara başlandığını
"kaydetti.
"Dışişleri Bakanlıgı
Sözcüsü Büvükelçi
Ömer Akbeİ, dün
düzenlediği basın
toplantısında. Anadolu
'Kalkınma Vakfrnın,
"Boşnak mültecilerin
kaydedilmelerini ve oy
kuİlanmalarını sağlamak
amacıyla bir seçim
"merkezi oluşturdugunu
"bildirdi. Akbel.
'"Türkiye. Bosna-
Hersek'te kalıcı bir
banşın ve devlet
bütünlüğünün
getirilmek suretiyle
demokratik seçimlerin
gerçekleşmesine
'bağlı olduğuna
inanmaktadır" dedi.
ANAP lideri Mesut Yılmaz'dan sonra, DSP lideri Bülent Ecevit de güvence verdi
'REFAHYOL'a çözüm var'A.NKARA (Cumhuriyet Biirosu)-ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dan sonra.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de "RE-
FAHYOL güvenovıı alamazsa. başka seçe-
nekler çıkar" açıklamasını vaptı.
Ecev it. hükümet sorununun. erken seçi-
me gerek kalmaksızın saglıklı çözüme ka-
\ uşması için her türlü çabav ı gösterecekle-
rini vurgularken; REFAHYOL güvensizlik
oyu almadan. kendisini ve partisini herhan-
gi bir hükümet modeli} le bağlamayı dogru
bulmadıâını söyledi.
DSP ifderı. REFAHYOL'a alternatif hü-
kümet için. ANAP'ın da -RPileortaklıksı-
rası bana gelir hesabı/ıı defterden sihnesT ge-
rektieine dikkat çektı.
ANAP'tan sonra. DSP'den de REFAH-
YOL" un güvenoyu alamaması durumunda.
yeni bir hükümet seçeneği ortaya çıkabile-
ceği açıklaması vapıldı. Muhalefet liderle-
ri. bu açıklamalaria DYP ıçındeki muhalif-
lere güvenoylamasında "hayır" demelen
için cesaret v ermek amacıyla. erken seçime
gerek kalmadan bir seçenek yaratılabilece-
gini vurguladılar.
~ DSPgrubunda REFAHYOL hükümetine
güvenoyu verilmemesi konusunda grup ka-
RP'ye teslim Oldll' Hükümetin güvenoyu alamaması
durumunda başka seçeneklerin ortaya çıkabileceğini söyleyen DSP
lideri Bülent Ecevit. "Çiller, Meclis denetiminden kaçabilmek
uğruna, RP'ye teslim olmaktadır" dedi. DSP'de güvenoylamasında
ret oyu vermek için grup kararı çıkarıldı.
rarı alındı.
DSP lideri Ecevit. dün partisinin grup
toplantısının açılışında v aptığı konuşmada:
toplumun büyük bölümünün laik. demok-
ratik cumhuriyet konusitndakı duvarlılıgı.
RP'vi rejim için tehlikeli gördüğü v e dini si-
vasete alet ettigi için RP'ye kırgın olduğu-
nu >övledi.
Ecev it. "Bu çoğunlukSav ın Çiller'ede kır-
gındır. hatta küskündür. Savın Çiller. Mec-
lis denetiminden kaçabilmek uğruna, RP'ye
teslim olmaktadır" dedi.
Toplumun. yolsuzluk sav larını örtbas et-
mek ve Meclis dcnctinıini cngelleme işlev i
üstlendiöi için de bu hükümete tepkili oldıı-
guna dikkat çeken DSP lideri. "RP-DYP
koalisyonu, adeta bir kara para aklama ey-
leminedönüşmüştür. Hükümetin böylesi bir
ahlak zaafına dav anıvor olması. sözde değiL
özde temizlik isteven birçok RP'li>i de derin-
den yaralamış ve 'adil düzen' edebiyatının
içtenliğinden kuşkuva düşürmüş olmalıdır.
Böj le bir ahlak zaafına davalı bir hükümet-
ten herhalde ülkeye havır gelmez" dıve ko-
nuştu.
t
Güvenoyıı erken seçim getirir'
Ecevit. hükümetin güvenoyu alamaması
durumunda. erken seçımin kaçınılmaz ola-
cağı görüşünede katılmadığını >öv ledi. Ece-
v ıt. ~Tersine,asılbu hükümet güvenoyu alır-
sa, çok geçmeden >leclis bir erken seçim zor-
lamasıyla karşılaşır. Çünkü RP'nin kaynak
varatan değil. kavnak tüketen bir futumla.
sorumsu/ca bir seçim ekonomisi uvgulava-
cağı ve kendince en uvgun zamanda erken
secimi kaçınılmaz duruma getirip tek başı-
na iktidara gelmeye ulaşacağı bellidir. Her-
halde, dönüşümlü başbakanlık sırası. Sav ın
Çiller'e gelmeden çok önce. bu plan uvgula-
maya konulacaktır" dedi. RP'nin. DYP-
AMAP rekabetini kızıştırarak kendi iktidar
şansını yükselttiğıne dikkat çekerı Ecev it. söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"RP, DYP ile AJNAP'ı köşe>e sıkıştırarak
başka hükümet seçeneklerinin önünü tıka-
mıştır. Bu tıkanıkük. ancak pazartesi günü
hükümete güvensizlik oyu \eriierek aşılabi-
lir. Ancak o zaman, kanıuovunun içine sin-
direbileceği başka hükümet seçeneklerinin
voluaçılabilir. Çünkü, RP'li hükümet olana-
ğı gündemden çıkınca, siyaset alanında ye-
ni birortam oluşacaktır.o yeni ortamda baş-
ka hükümet olanakları gündeme gelecektir.
Şimdi>e kadar ANAP ile DYP'nin lafını et-
seler bile, ciddi\e almadıklan çoğunluk hü-
kümeti modelleri \eva sağlam bir güvenoy u
temeline da\alı değişik hükümet modelleri
gerçekleşebilir duruma gelecektir. O arada,
ANAPdaDYP-RPhükümetigüvenovu ala-
mazsa. bu partivle ortakhk sırası bana ge-
lırhesabını defterden silmelidir. Meclisin
hükümete gü\ensizlik oyu \ermesi\le olu-
şabilecek yeni ortamda da DSP hükümet so-
runun erken seçime gerek kalmaksızın sag-
lıklı çözüme ulaşabilmesi için elinden gelen
çabav ı göstereeektir."
DYP'de parti içi muhalefet
Kuruculardan
'ret ver' çağnsı
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
ANK.AR4 (Cumhuriyet
Bürosu)-D\P'H40kurucu.
DYPmifletvekillenne. Nec-
mettin Erbakan ve Tansu
Çiller'in karşılıklı olarak
Meclis soruşturmalannı ra-
fa kaldımıak amacıy la kurul-
dufiunu ileri sürdükleri RE-
FA~HYOL hükümetine "ha-
>ir" ovu verme çagrısı vap-
tı. Muhalifler. oylamayaka-
tılmamanın "evet" oyu ver-
mekle a> nı oldugunu sav un-
dular.
REFAHYOL hükümeti-
nin güvenovlaması öncesi.
DYP Genel Idare Kurulu
(GİK) üyeleri Ordu Millet-
vekili Refaiddin Şahin, Ba-
ki Tuğ ve Osman SeyTı ile
eskı TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk ve eski D\P
Genel Başkanı Yüdınm Av-
cı'nın da aralannda bulundu-
gu 40 muhalif kurucu. D^•p
milletvekillerinin "vicdanı-
na seslendi". RP ile koalis-
yon kurulmasının yadırga-
nacak bir yanı bulunmadı-
ğını. ancak Çiller'in "rejim
düşmanı. sistem dışı > e ülke-
\i karanlığa götüreeek par-
ti" nitelemelerinin unutul-
madıgını ifade eden muha-
lifler. vaptıklan açıklamada
şu görüşlere yer \erdiler:
"54. koalisyon hükümeri-
nin oluşturulmasının temelin-
de, farklı program \ e kadn)-
lann bir mutabakat çerçe-
vesinde ahenkleştirilmesin-
den çok, vüksek ahlaki değer-
lere sırt çev rilerek Sa> ın Çil-
lerile Savın Erbakan'ın mec-
lis somşturmalarının karşı-
lıklı olarak rafa kaldınlnıa-
sı bulunduğu herkesçe ma-
lumdur."
REFAHYOL'un ahlaki de-
gerler nedeniv le geçmiş dö-
nemlerde kurulan koalisyon-
larla kanştınlmaması uyan-
sı vapılan açıklamada. D\'P
milletvekillerineşöylesesle-
nildi: "Güvenoyuoturumu-
na katılnıamanın bu hükü-
mete "kabul' oyu vermekle
bir oldugunu i>i bilen millet-
vekilkTİmizin. oturuma ka-
tılıp 'ret' oyu vererek hem
tarihi bir \ebalden kurtula-
caklanna hem de faalivetle-
rini hâlâ DYP\\i eritme >ö-
nünde de\am ettiren DYP
Genel Başkanı veGenel Mer-
kez sonımlulannın çabalarn
nı boşa çıkaracakianna inan-
mak istivoruz."
C ü v e n o y I a m a s ı n d a k i l i t p a r t i
BBP'nin koşulu ortakhk
ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - 7
milletvekili bulunan Büyük Birlık Partisı
(BBP). koalisyona üçüncü ortak olarak
alınmamaiarı durumunda. REFAHYOL'a
güvenoyu vermeyeceklerini açıkladı. BBP
Genel Sekreteri Okkeş Şendiller. "*Bütün
yolsuzluklann üzerine, bu Necmettın
Erbakan, Tansu Çiller, Muhsin Yazıcıoğlu
da olsa. üzerine gidebilmemiz için
hükümetin içinde yer almamız gerekir.
Yoksa. hükümetin günahına ortak
olurken. sevabından favdalanamayız"* dive
konuştu.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Reeep
Kınş. dün düzenlediği basın toplantısında.
partisinin içinde yer almadıgı bir hükümet
oluşumuna güvenovu vermeyeceklerini
bildirerek. ikili koalisyonun üçlü
koalisyona dönüştürülmesi isteminde
bulundu. RP ve DYP'nin üzerindeki soru
işaretlerinin giderilmesi için hükümette
yer almalannın vazgeçilmez bir koşul
oldugunu vurgulavan Kınş. "İkili
koalisyon revize edilir; protokol, program
ve hükümet çatısı BBP'nin de hassasiyeti
dikkate alınarak veniden gözden geçiriiir
ve ikili koalisyon üçlü bir koalisvona
dönüştürülürse güvenovu \erebiliriz" diye
konuştu.
BBP Genel Sekreteri Ökkeş Şendiller de
RP tarafından partilerinin genel başkanı
Muhsin Yazıcoğlu'na. kabıne listcsi
Köşk'e çıkmadan önce vapılan bakanlık
teklifini "saygısızlık olarak"
nitelendirdiklerinı belirterek. şu görüşleri
dile aetırdı: "^a/ıcıoğlu'na vapılan bu
teklif, BBP Genel Başkanı olarak değil,
şahıs olarak vapıldı. Yani Yazıcıoğlu. teklifî
kabul etsevdi. RP kontenjanından
hükümete girecekti. Bu, nıantık dışı bir
olaydır. Biz. bunu bü>ük bir savgısızlık
olarak değerlendirdik. BBP küçük
hesaplann partisi değildir. Bi/im
vazgeçilmez şartınıız, özellikle siyasetin üst
seviyelerinde bulunan insanlar üzerjndeki
şaibelerin ortadan kaldırılması için
yolsuzluklann üzerine gitmek. Bunu da
ancak hükümette yer alarak
denetleyebiliriz."
Hükümetin kurulu^ biçimini de
beğenmediklenni belirten Şendilli.
RP'nın özellikle örtülü ödenek konusunda
iyi bir sınav vermediğini. bu nedenle hiç
kimseve üüvenmediklerinı sövledi.
CHP Hderi Baykal:
Erbakan etkili deterjan
ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel Baş-
kan ı Deniz Ba> kal. R P-DY P
koalisyonunun "yolsuzluk
anlaşnıası" üzerine kurul-
dıığunu belirterek Başba-
kan Necmettin Erbakan'ın.
Dışişleri Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı Tansu Çil-
ler'i aklayabilmek için "et-
kilideterjan" rolünü üstlen-
diğini sövledi. Erbakan'ın.
~Bizimleortakhk yapan süt-
ten çıkmış ak kaşık olur"
sözlerinı anımsatan Bav kal.
"SankiSayın Erbakan etki-
li bir deterjan: volsuzlukla-
n y ıkar, temizler, aklar" de-
d\. ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın alternatif
hükümet öncrisini de değer-
lendiren Baykal. "Yamalı
bohça hükümeti olmaz.
Kimst' bizden sosyal demok-
ratların belirleyiciolmadığı
bir hükümet modeli içinde
ver almamızı beklemesin"
di>e konuştu. CHP grubu.
REFAH\'OL'a güvenoyu
vermemek konusunda bağ-
la>ıcı kararaldı. Genel Baş-
kan Baykal. partisinin Mec-
lis grubunda > aptığı konuş-
mada. RP'li bir iktidarla so-
nuna kadar mücadele ede-
ceklerini belirterek ciddi bir
hükümet formülünün orta-
ya çıkabilmesi için 124sos-
val demokrat milletvekili-
nin hükümet kurma inisiya-
tifini ele alması gerektiğini
vureuladı.
R>-DYPortakhğının,bir
siyaial tercih. dayanışma ol-
madığını. volsuzlukları ak-
lama aınacı taşıdıgını kav-
deden Baykal. "Hükümet
bir ülkenin onurudur, şere-
fidir. Türk halkının onuru-
nu temsil eder. Ama bu ko-
alisyonun, bu kavramları
dikkate alarak kurulduğu-
nu söv lemek mümkün nıü-
dür" dedi. Bav kal. RP'lı bir
hükümetin kurulmasıyla
Türkiye'nin dünva ülkeleri
arasındaki venni kaybedece-
ğini. ılişkilerin askıya alı-
nacağını. ekonomik denge-
nin bozulacağını ifade etti.
Erbakan'ın, "Atatürkçü.la-
ikliğe sa>gıir bir tablo çiz-
meye çalıştığına dikkat çe-
ken Bav kal .""Ancak laikli-
ği güvence altına alacak olan
8 yıllık zorunlu eğitim uv-
gulamasına karşı çıkıyoriar.
Erbakan. bu konuda ödün
\ermemek için bakan değiş-
tirebiliyor" dive konuştu.
Erbakan'ın malvarlığı ile
ilgili soruşturma önergesi-
ni engellediği gerekçesiyle
Bülent Ecevit'e de çatan
Ba> kal. "Eğer bu soruştur-
ma açılsaydı, şimdiki Baş-
bakan, Meclis komisyonla-
rında hesap veriyor olacak-
tı. Bunu engellemek için hu-
kuki gerekçeler bahanesi or-
tava atılamaz" dedi.
IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
(Galiba) 1986 sonbahannda. Ital-
ya'nın 'Toscana' bölgesinde, 'Bin
Kulelı Kent'dıye anılan San Cimi-
niano kasabasının karşı yamaçla-
rında, ünlü 'Chianti' şaraplarının
üretildiği bağlarda yüzlerce mev-
simlik tanm işçisi kannca ömeği ça-
hşıyordu.
Bağbozumuydu.
Asmalardan kopardığı salkım-
ları koca sepete hünerle yerleşti-
ren kara gözlü, kara kıvırcık saçlı
bir işçi delikanlı sordu:
- Neyce konuşuyorsunuzslzara-
nızda?
-Türkçe.
Gözleri parladı:
- Müslümansınız yani.
- Eeee, evet!
Üstünde çiğ damlalan parlayan
bir koca üzüm salkımı uzattı. Birsır
verirgibi konuştu:
- Ben de Müslümanım. Faslı-
yım. Ama sakın belli etmeyin. Be-
ni Pedro dıye bilıyor bağ sahıbi. is-
panyol sanıyor. Adım Abdullah.
- Niye saklıyorsun adını Abdull...
îki Anı, Bir Soru...
- Pedro, Pedro!.. Bu kara Kato-
lıkler, Müslümana iş vermezler.
Aman sakın belü etmeyin. Bu iş iyı
iş. Para birikttrip evieneceğim.
Müslüman olduğumu anlarlarsa
hemen kapının önüne koyarlar....
italya'nın en gelışkın bölgesinde,
o düşler kışkırtan Toscana'da Ka-
tolik bağnazhk, bir Müslümanın,
işçi olarak dahı aralannda bulun-
masma hoşgörüyle bakamıyordu.
0 akşam içtiğımız Chianti biraz
^irke gibi miyai ne?
• • •
1962 kışında Erzincan'ınTercan
ilçesinin 'adı lazım değil' bir kö-
yünde istanbullu Emil B., yedek-
subay öğretmen olarak askerlık
görevını yapıyordu. Ataları ispan-
yol engizısyonundan kaçıp istan-
bul'a göç etmış Yahudiferdi. 450 yıl-
dır bu topraklara kök salmış bir
Yahudı aılesınin bilgılı. şaşılacak
kadar alçak gönüllü. doğma büyü-
me İstanbullu oğluydu.
Paydos zıli çoktan çalmış. öğren-
cilerevlerine gitmişlerdi anlaşılan.
Emil'in ve öteki öğretmenin loj'man
olarak kullandıklan bölüm okulun
arkasındaydı.
Ve her yer gözalabildiğine kar-
dı.
Ürkütücü sessizliğin içinden hı-
nltılar duyuldu. Atı alelacele bağ-
layıp arkaya dolandık. Bırkaç sa-
niye (bereket sadece birkaç sani-
ye) donduk kaldık.
Okulun öteki öğretmeni. çamyar-
ması benzerı Kahraman (adı ger-
çekten Kahraman'dı). Emil B.'yı
yere yatırmış. Dev gibi bedeniyle
üstüne çökmüş. Elinde koca bir
kasap bıçağı, yankısı dağlardan
duyulmacasına gürlüyor:
- Kelıme-ı şehadet getırulan ga-
vur. Ulan cenabetgıdıyorsun. Ge-
tirulan, tezdavran, kelime-i şeha-
det getır.
Artık, Allah bize Zaloğlu Rüstem
gücü mü verdi. Kahraman (!) öğ-
retmen. tanıklık ederiz de başı be-
laya gırer diye fazla dırenmedı mı.
bilemem. Suratındasırtlan sırrtma-
sına benzer bir gülücükle kalktı.
Baştan ben sevmedığinı sık sık
belli ettığı komşu köyün yedeksu-
bay öğretmeni Aydın Engin'e bak-
tı:
- Burası Sünni köyü arkadaş.
Zaten etrafımız Alevi kâfin'eri ile
sanlmış. Bu köyde gâvur yaşat-
mam ben. Er geç kelime-i şeha-
det getirecek bu kâfir.
Yerel yöneticılere anlaftık. Emil
B. yakınlardaki bir Alevi köyüne
nakledildi. Kahraman (!) Hoca'nın
Erzurum'a tayıni çıktı. Emil B.. ke-
lıme-ı şehadet getirmeden ve bo-
ğazı kesilmeden görevini tamam-
ladı. Sünnı bağnazlık. varlıklarına
zorunlu olarak katlandığı Alevilere
bir de Yahudi eklenmesıne en kü-
çük bir hoşgörü göstermek niye-
tinde değildi.
Bütün dinlere eşrt uzaklıkta (ama
bayağı uzakta) durduğumu sanıyo-
rum. Ama inananlarm inançlarıyla
alay etmeyi hiç düşünmedim ve
alay etmedim.
Türkiye'de Müslümanlığı birya-
şam biçimi olarak belleyenlere hiç
ıtirazım yok. Bunun kişinin kendi öz-
gür seçimi olduğunu düşünüyo-
rum. Genellemelerden hoşlanmı-
yorum. Ama yanımda, yöremde.
geçmişimde, bugünümde tanıdı-
ğım sosyafistlerin, Marksistlerin,
ateistlenn, aydınların hıçbirinde de
tersi b/r 'hoşgöriısüzlük' gözleme-
dim. Yanı kendimden kuşkum yok.
Faslı Abdullah'la bir bağbozumun-
da omuz omuza keyıfle çalışırdım
veEmtlB.. benım lyı birarkadaşım-
dır.Ama -Sünniya da Katolik- bağ-
nazlar, aynı hoşgörüyü taşıyorlar
mı?
Refah'ın hükümetin büyük or-
tağı olduğu bugünlerde nedense
bu soru kafama takıldı.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
âÜZekâ Üzürlü
"Örtülü Mercümek Hükümeti" güvenoyu alabilir
mi?
Alıp almaması beni pek ilgilendirmiyor.
Asıl olan laik ve Atatürkçü Tansu Çiller'le. dini si-
yasete alet eden Hacı Necmettin Erbakan'ın nasıl
anlaşacaklandır...
DYP'liler 'anlaşma noktası'v\\ şöyle açıklıyorlar:
"Biz ülkenin geleceği için bu ortaklığı kurduk. Biz
ve Refah kendi programlarımızı bir kenara koyup ül-
ke çıkarian için bir hükümet programı hazırladık..."
Devlet Bakanı RP'li Abdullah Gül daha ilginç bir
yaklaşımda bulunuyor:
"Biz tek başımıza hükümet kuramayacağımızı an-
ladık. O yüzden de Erbakan Hoca değişti, çünkü o
gerçeği gördü..."
Acaba gerçek neydi?
Bakan Gül, bu gerçeği anlatmıyor...
Devlet Bakanı Abdullah Gül'le Turizm Bakanı Ba-
hattin Yücel 32. Gün'de Mehmet Ali Birand'ın so-
rulannı yanıtlarken birbirlerıne öyle güzel pas veriyor-
lar ki şaşırıp kaldık...
Maşallah ıki bakan da demokrasi kahramanı. De-
mokrasi uğruna her türlü özveriden kaçmayacakla-
rını bir kez daha vurguladılar...
Benim merak ettiğim şu 'adil düzen masalı 'nın eko-
nomik yaşama geçirilmesi. Ama Hoca'nın çevresi
buna da bir kılıf bulmuş.
Diyorlar ki:
"Ekonomi bizde değil, DYP'de..."
Hay Allah, şimdi ne yapacağız?
Biz 'adil düzeni' bekliyoruz...
Yani Adi-I-Düzen!
işte bu nedenle Abdurrahman Dilipak bile tedir-
gin...
Diyor ki:
"Erbakan müdahaleci bir başbakan; hem yolsuz-
luklann üzerine gidecek, hem rüşvet olmayacak, dış
müdahaleler engellenecek. Bürokratlar karar veren
değil, verilen kararı uygulayan. bu anlamda müşavir,
yardımcı, kolaylaştırıcı bir rol oynayacak. Bu bürok-
ratlann Erbakan 'a ayak uydurması kolay değil. Erba-
kan'ın kendi kadrosunu kurması da zaman alacak.
Bir başka sorun da bu hükümetin kendini engel-
leyenyapısı. Erbakan, Çiller'in Batıcı politikasını, öte-
ki bakanlıklannyolsuzluklannı engellemeye çalışırken
Çiller, Erbakan 'ın Islam dünyasına ve Müslümanlara
yönelik kolaylaştırıcı çabalarını engelleyecek. Siyasi
engellemeler yanında tehdit ve şantajlar gündeme
gelecek.
Bütün bu yorumlar için belki vakit erken. Önce hü-
kümet programını bir görelim. Ardından güvenoyu
ve 20 Temmuz!"
• • •
RP'ye destek veren Mehmet Şevki Eygi'nin 'Mil-
li Gazete'de dün ilginç bir yazısı çıktı. Eygi yazısını
şöyle noktalıyordu:
"Müslümanları bu hale düşüren ya zekâ özurlülü-
ğüdürya da hainlik. Başka izah bulamıyorum..."
Eygi neden kızmıştı bu kadar?
Ele aldığı konu cami ve Müslürnanlar üzerineydi...
Okuyalım:
"Artık canıma tak etti, yazacağım: Bizim belimizi
büken birinci amil (faktör) zekâ özüriülüktür. Zekâ, öl-
çülebilen bir şeydir. Türkiye insanına göre tadil edil-
miş 10 (zekâ katsayısı) testleriyle kişilerin zekâsının
derecesi öğrenilebilmektedir. • *
Zekâ özürlülüğün veya öteki tabirie gerizekâlıltğtn
alamet-i farikası, camilerdeki 'Aziz Müslüman, ayak-
kabını öyle tutma, böyle tut, e ml!' levhalandır.
Sonra, şu iman ve küfür topyekûn savaşı esnasın-
da üç şerefeli minareler, yüz bilmem kaç desibel ba-
ğıran hoparlörler, ezan okuyan saatler, kutsal mabet-
lerimizi lunaparka çeviren ışıldaklar, zınldaklar. fınldak-
lar, yel aletleri, kaloriferler, sabit ü seyyar mikrofon-
lar, renkli ampullerdir hamakatin alat ü edevatı.
Küçücük caminın minaresinin upuzun ve bol şe-
refeli olmasıyla Müslümanlann ızzeti, selameti ve te-
rakkisiarasında irtibatkurabilen zekâlara geri ve özür-
lü demeyip de ne diyecektim?
Müslümanlar bilgiyle, aksiyonla, estetikle yükselir-
ler.
Cehalet, aksiyonsuzluk, kötü aksiyon, çirkinlik ve
sanatsızlık bizi batırıyor
llmi araştırma yok, bilgi bankası yok, stratejik tet-
kikler enstitüsü yok, hikmet yok; ahlak ve fazilet za-
yıflamış; sanat yok, mimarlık yok, kimlikli ve kişilikli
kılık kıyafetyok, edebiyatyok... Sonra da bunca yok-
luk içinde Müslümanlık ve Müslümanlar ilerliyormuş.
Neyle ilerliyormuş? Beton binalaha, darbuka hopar-
lörlerle, keyfiyetsiz ve vasıfsız kemmiyetle, arrivizm-
le, nifak veşikakile, ittifaksızlık ve vifaksızlıkla... Bun-
larla ileheme, fütuhat ve yücelme olacağı hangi ki-
tapta yazılıymış?
Altı saatte yeni bir cami yapılıyormuş. Beş saatte
biryapılsa ne olacak? llim yok, irfan yok; Şeriat ilim-
leri okutulmuyor, tasavvuf gelenekleh unutulmuş,
beş vakitte cemaatyok, hele sabah veyatsı namaz-
lannın cemaati büyük ölçüde terk edilmiş. Islamcı ko-
damanlar camiye gelmezler, 'Postmodernizm, strük-
tür, dadaizm, kübizm...' diyezırvalayan entelMüslü-
man gençler ezan okunurken cafelerde çene çalar,
Müslümanlardan toplanan trilyonlar plansız prog-
ramsız harcanırken Müslümanlar nasıl ilerliyorlar-
mış?"
• • •
Sıkıntı salt DYP'de yok, RP'de de var...
Bir RP milletvekili, Refahyol ortaklığını bakın nasıl
değerlendiriyor:
"Bizseçmene ne söz vermiştik?Bizim de DYP'den,
ANAP'tan farkımız kalmadı..."
Hükümet programı ise dün okundu. Şimdi sıra gü-
venoylamasında.
Örtülü Mercümek Hükümeti acaba güvenoyu ala-
bilir mi?
Alsa ne olur, almasa ne olur!..
Benim merak ettiğim bir konu ise Fethullah Gü-
len Hoca'nın şu anda ABD'de oluşu. Gülen, Aydın
Menderes'ı ziyaret ediyor. kimi Amerikalılarla görü-
şüyor...
Hani ne derler?
Bayram değil, seyran değil. eniştem beni niye öp-
tü?..
• • •
TRT'nin birinci kanalında 13.00 ve 24.00 haberle-
rini izliyor musunuz?
Utku Şensoy ve Altan Aşar yönetimindeki bu ha-
ber programları yurtta ve dünyada olup bitenleri en
iyi biçimde izleyiciye yansıtıyor. Özel televizyonların
'reyting' savaşı yaptığı günümüzde 'devlet televizyo-
nu' diyenlere TRT 'gazetecilik dersi' veriyor.
Fuat Kozluklu Amerika'dan. Zeynel Lüle Brük-
sel'den, Murat ilem Yunanistan'dan bir gün sonra
gazete sayfalarına giren haberleri aktanyor.
Politikadan sanata, spordan ekonomiye dek 'her
çeşit haber'i TRT-1 'de izliyoruz. Özellikle Istanbul
Borsası'ndan yapılan canlı yayında Hilda Özdoğan,
ekonomiye siyasi yorum da katarak 'borsayı' izleyi-
ciye sevdirmeyi ustaca başarıyor.
Utku Şensoy, Altan Aşar ve TRT emekçilerini kut-
luyorum!..
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (n Planet.com. TR