Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 TEMMUZ 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tepkîler
Siyasüerin
farklı
cezaevi
yorumlan
• Cezaevlerinde ölüm
•orucunun bitmesiyle
siyasi partiler değişik
yorumlar yaparak
İepkilerini dile
getirdiler. ÖDP.
ölenlerin sorumlusunun
RP olduğunu
belirtirken. İPise
playlardan koaÜsyon
Jıükümetini suçladt.
DYP ise Ağar'ın
genelgesini savundu.
RP. olaylardan önceki
hükümeti sorumlu tuttu.
CHP de Kazarûn istifa
etmesi gerektiğini
"bildirdi.
ANKARA/İSTANBUL
(Cumhurhet) -
Cezaev lerındeki ölüm
•orucu eylemının
bitmesine. sivasilerden
bırbirinden degışık
lepkiler geldı. ODP Genel
Başkanı Ufuk L'ras.
düzenledığı baMiı
toplantısinda.
cezaev leriyle ilgili
saglanan uzlaşnıa
sonrasında hastanelere
götürülen ölüm orucu \e
açlık grevinde bulunan
tutuklu ve hükümlülerin
saf lık durumlanndan
endişe ettiğini belirterek
hastalara vererli bakımın
yapılmadığını önc sürdü
Uras. "Mademki anlaşma
sağtanabiliyordu, peki
niçin 12 kişinin ölmesi
beklenildi? Bu konuda
RP'nin olduğu kadar
başta DSP \e CHP olmak
iizere tiinı partilerin
sorumluluğu \ar. Tüm bu
vasadıklanmı/ gösterivor
ki ce/aevlerinin denetimi
siyasilerin elinden alınıp
sivil örgütlere
bırakılmairdive konuştu.
ÖDPden yapılan yazılı
açıklamada. RP Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan'ın "olası bir RP
iktidannın kanlı ını kansız
mr olacağı sorusu'"
anımsatılarak "RP
iktidara kanla gefcJi"
dendt. Işçi Partisı Genel
Sekreteri .Mehmet Bedri
Cültekinde 12 kişinin
açlık gre\ inde ölmesınin
sorumlulugunun RP-DYP
iktidanna ait olduğunu
sö>ledi. Gültekin
düzenledgi basın
toplantiMnda, açlık
grev lerine karşı akıl
almaz bir duvarsızlık
sergilendiğıni ilen sürdü.
" " r B
Yardımcısı Rızallucak.
açlık grevinin önceki
hükümet tarafından
kendilerine bırakılan kötü
bir miras olduğunu
söyledi. Ulucak. daha
önceki bakanların bir
tarafmış gibi teröristlerle
ve siyasi tutuklularla bir
sözleşme ımzaladıklannı
\e hapıshanelerin
idarelerinin tamamen
pnların eline geçtiğini
ileri sürdü. DYP Genel
Başkan Yardımcısı
.Vlehmet Gölhan da dün
düzenlediği basın
toplantı.sında. kimlikleri
ye işledikleri suç ne
olursa olsun eezaev lerinde
açlık gre\i ve ölüm orucu
tutanlann tümünün
yurrtaş olduğunu
\urguladı. "Insan hayatı
her şeyin üstündedir"
diyen Gölhan. saglanan
uzlaşmanın siyasi istismar
konusu yapılmamasını
istedi. Bu olaylardan
herkesin ders alacağı
aoktalann bulunduğuna
işaret eden Gölhan.
ojaylann başlamasına
neden olan DYP'li eskı
Adalet Bakanı Mehmet
Ağar'ın genelgesini de
savundu. ANÂP Genel
jîaşkan Yardımcısı Yaşar
Okuyan. ölüm oruçlannın
ijurdurulmasının olumlu
bir geli^me olduğunu
sövledi. Okuvan. açlık
gre\ i yapanlarla
hükümetin nasıl bir
anlaşma
ge.ç.ekleştırdiğınin önemli
olduğunu belirterek
"Makul ve insani talepler
kabul edildiyse sonuç
sevindiricidir"' dedı. CHP
Jstanbul II Başkanı
Alehmet Ali
.Qzpolatyaptığı yazılı
açıklamada. ölüm oruçları
süresince kamuoyunu
oyalayan Adalet Bakanı
Kazan'ın ıstıfa etmesi
gerektiğini bildirdi.
Bayrampaşa'da tutuklularla yaptığı görüşmelerle ölümlerin ve müdahalenin
önüne geçen gruptan Av. Eşber Yağmurdereli, 'ölüm-kalım' sürecini anlattı
'Şiddete zemin yaratddı'BERATGÜNÇIKAN
Eşber Yağmurdereli'. Düşünceierinden
dolayı uzun yıllar cezaev inde yatmış.
avukatlık yapması engellenmiş. pasaport
verilmemiş bıradam. Yağmurdereli.
önceki gün, o çok iyi bıldiği
koğuşlardaydı yine. Demirkapılardan
geçti. havalandırmalarda vürüdü.
avukatlarla görüş odalannda oturdu. Bu
kez kendi istegiyle girdi cezaevıne ve
yaklaşık dokuz saat sonra yine kendi
isteğıyle çıktı.
Çıktığında. 69 gündür hayat, onur ve
ölüm arasındaki o incecik köprü de
kaldınldı, cezaev lerindekı ölüm orucu
bitti. Ama geride on ıki ölümü bırakarak.
Yağmurdereli. tutuklularla yaptığı
görüşmeyi anlattı, nelerın istendiğini,
verilmesinin neden bu kadar uzun zaman
aldığını ve ölüm orucu bitmeseydi nelerin
yaşanabileceğini:
- Cezaev inde kaldığınız süre icinde neler
yaptınız kimlerle görüştünüz?
Yağmurdereli - Önceki gün saat 15.00'te
girdim cezaevine. Cezaevi temsilcileriyle
görüştüm. onlann iç tartışmalarına
katıldım. Orada. yerde ölüm orucuna
katılan. bilinci kapalı olanlar vardı. birde
henüz cezaevinden çıkanlmamış cenaze.
Arkadaşlar kendi talepleri çerçev esınde
bir formülasyon sundular. Anlaşma
sırasında aydınların ve sanatçıların da
bulunmasını istediler.Ziilfii Livaneli \e
Yaşar Kemal'i çagırdtm. Sonra Ercan
Kanar, Halil Ergün ve Ercan Karakaş'la
RP milletvekili Mukadder Başeğmez
geldi. Vali ve cumhurivet savcısı da
oradaydı. Bir süre temsilcilerle avukat
görüşme yerinde konuştuktan sonra tekrar
içeri girdik. Ve orada Omraniye
Cezaevi'nin de kullanılabileceği çıktı.
Birkaç telefon görüşmesinden sonra
talepler kabul edildi ve orada bulunanların
da imzasıyla onaylandı.
- Imzalavanlar kimlerdi?
Yağmurdereli - Biraz önce isimlerini
söylediklerim. tmzalarla anlaşmaların
kalıcı olması sağlandı. Gece 23.30'da da
dişan çıktım.
- Tutuklulann diğer taleplerine ne oklu?
Yağmurdereli - Tutuklular cezaev ıne
geçen hafta ıçınde gelen bakanlık heyetıne
yedi maddelik taleplerıni ıletmışti. En
önemli olanı Eskişehir Cezaevi'nin siyasi
tutuklulara kapatılmasıydı. Istanbul'da
tutuklananlann Istanbul yargı
çevresindekı cezaevlerinde kalması
isteniyordu. bu talep kabul edildi. Diğer
taleplerden biri tutuklulann mahkemeve
ve hastaneye götürülürken işkenceye
uğramamalanydı. Bir diğeri, ,
zıyaretçilerinin de dö vülmemesu ., .
gözaltına alınmamasıydı. Bunlar da kabul
edildi.
- Bu kararlar sadece ölüm orucu ya da
açlık grevi yapılan cezaevlerini mi
kapsıyor?
YağmurdereB- Hayır. Taleplerden birisi
bu kararların bütün cezaevlerini
kapsamasıydı; çünkü Türkıye'de ne kadar
cezaev i varsa o kadar statü var. Keyfi ve
farklı uygulamalaryaşanıyor. Bir
standartlaşmaya gidilmesi istendi ve bu da
kabul edildi.
- Başka talepler.-
Yağmurdereli - Yasaklanmamış yayınların
cezaevine gırmesı ve tutuklulann kendi
aralarında sportıf. kültürel faaliyetlerde
bulunabilmeleri. Bunlar da kabul edildi.
- Tutuklulann Gebze ve Ümraniye
Cezaevi'ne getirilmesi hemen sonuca
kavuşrurulabilecek ve yerine geririlip
getirilmediği hemen görülebilecek bir
talep. Diğerlerinin uygulanacağına
inanıyor musunuz?
Yağmurdereli - Orada. benım, Yaşar
Kemal ve Zülfü Livaneli'nın içinde
bulunduğu bir izleme komitesi
oluşturduk. Imzalanmızla taahhüt altına
girdiğimiz durumu sürekli izleyecek ve
aksamalarya da farklılaşmalar meydana
gelirse müdahale edecek. en azından
kamuoyunda bunu venıden tartışacağız.
- Adalet BakanlıgL ölüm orucuna girenleri
örgütk-rin zorladığı kişiler olarak
tanımlıyor. Siz onlarla konuştunuz. ölüm
orucuna girenler kim?
Yağmurdereli- Bakan sadece bunu değil,
pek çok şeyi gerçek dışı ifade etti ve
kamuoyunu şartlandırmaya. cezaevlerinde
yaşayanlara karşı olumsuz bir izlenim
yaratmaya çalıştı. Ölüm orucu
vapmadıklannı, cezaevine erzak
yıgdıklarını söyledi. "Fakslan, cep
telefonlan var" dedi. Ölümler erzak
yığtlmadığını gösterdi. Cezaevi yönetimi
\e cumhurivet s;ı\cısı da ifade ettı ki.
bakanın f'ak.s dedığı aslında cezaev iııin
"görülmüşrtir" damgasını taşuan
yazışmalar. Yani mektup gibi
kııHandınyor faksı. Evet. cezaev lerınde
telefon \ar ama. mafya olanlarda. devlet
adamlanyla karanlık ışleri olan kışilerde
var. Sadece cep tclefonu değil. silah ve
başka şev ler de ınev cııt.
- Bunlan cezaevinde sizinle birlikte olan
milletvekilleri de gürdü mii?
Yağmurdereli - Adalet Bakanı'nın
söylediğı her şevın gerçekle ilgisi
oimadığını kamuovu anladı. Ve o içeri
giren insanlar da anladılar. Ölüm
orucunda olanlann koğuşunu tek tek
gezdik. tek tek konııştuk. \'e
milletvekilleri de bakanlık açıklamalarıyla
ortamın bırbırını tutmadığını gördüler ve
ifade ettıler. Belkı başka ortamlarda da
ifade ederler.
- Siz ce/ai'vinde kaldığınız süre içinde
ölüm orucuna katıldım/ ıııı?
geldı.
- Ya 9 Temmuz $e\ ket Kazan genelgesi?
Yağmurdereli - O da durumu pek
değiştirmedi. Bazı uzak iller genelgeden
çıkanlnıış olmasına rağmen Istanbul
dışına gönderiliyorlardı. Dünkü
uzlaşmayla bu sakınca onadan kaldınldı.
Devlet. bu genelgelerle öngördüğü statü
çerçev esınde gayrimeşru bir temelde
konumlanmıştı. Cezaev ındeki insanlar da
hayatlarını ortaya koymak suretiyle
devletı tekrar nıeşru zemine çekebildiler.
- SİA insanların haklarını alabilmek
anıacıvla kendi vaşamlarını ortaya
kov malarını ona> lıyor musunuz?
Vağnıurdereli- Türkıve'de bir özellik var.
12 Mart'tan başlayarak. özellıkle 12
Eylül'den sonra gelişen ve yoğunlaşan bir
biçımde bir terör hukuku yaratıldı. Ve
devlet terörii. vasallaşmayı öngören bir
hukuk içinde kendini ifade etmcye
başladı. Dev let. cezaevine koyduğu
insanları. vani düzen muhalifİerini de
Avukat Eşber Yağmurdeneli, devletin cezaevlerinde bir şiddet ve terör hukuku uygu-
ladığını, genelgelerle bu hukukun zemininin varatıldığım sövledi.
Yağmurdereli - Ölüm orucuna değil ama.
en fazla yirmı yedi gün olnıak üzere açlık
grevine katıldım. Ama şimdi bu insanları
ölüm orucuna götüren nedenler çok farklı.
- Nedir bu nedenler?
Yağmurdereli - Bir kere. dev let geçen yılın
ortalanndan başlayarak cezaev lerine
vönelik polıtikasını tanı bir şıddete. teröre
dönüştürdü. Buca \e Ünıraniye
cezaevlerinde sekız kişi katledildi. 1
Mayıs olaylarında da daha miting
başlamadan üç kişış ı öldürmek suretiyle
provokasyon ortamı varatıldı ve 6
Mayıs'ta Mehmet Ağar'ın genelgeleri
geldi. Bu genelgeler içeriği itibariyle
sadece uluslararası hukuku değil, bızim iç
hukukumuzu da bir tarafa attı. Bu
genelgeye göre Istanbul'dakı tutuklular
genelgede tek tek vazılı olan Sinop.
Kütahya, Kastamonu gibi illere
gönderilerek hâkinı önüne çıkanlmalan
engellendi. llk durusmada tahliye olma
durumu olabilecek ınsan bile mahkeme
önüne çıkamadığı ıçın yıllarca cezaev inde
kalmak zorunda bırakılacaktı. Bu.
sav unma hakkının. hatta 500-600 yıllık
hukuktaki gelişnıelerin de tümüyle reddi
anlamına gelivor.
- Bu genelge vargıva nasıl yansKİı?
Yağmurdereli- Her sanık tutuklandıktan
sonra yargılanmak zorundadır. Çok
ilginç.. Istanbul'da beş tane DGM ve
hâkimleri. savcıları var. Bunlar. üç aydır
önlerine sanık getirilmediği için duruşma
yapmıvorlar. Ama bundan rahatsızlık da
duvmuvorlar. Türkıve artık bövle bir vere
doğrudan düşman olarak gördüğünden, ve
bu düşmanlan da toplu bir yerde
bulunduğundan ve savunnıasız
olduğundan onlara saldırma hakkını
elinde tuttuğunu düşünüyor. Her
istediğinde de bunu yapabılıyor. Hiçbir
savunma aracı olmayan insanlann,
saldırılan püskürtmek ıçin kendi
bedenlerini bu tarzda kullanmaktan başka
hiçbir yollan vok. İnsanların yemeden,
içmeden her gün dakika dakika ölüme
gitmeleri, bırey olarak baktığınız zaman
dünyanın en zor işlerinden bıri. Ama
içinde bulundukları şartlar göz önüne
alındığında kendilerine yöneltilen şeyleri
kabul etmeleri. kendi kimliklennin ve
onurlarının reddi olacağı için bu türde bir
karşı çıkışı normal karşılamak gerekıyor.
- Siz 69. günde, yani ölüıııün içinde
görüştünü/. ses tonları, psikolojileri
nasüdı?
Yağmurdereli- Ben bu psikolojiyi
ev velden de bılıyorum. Eğer insanları
ölüm orucuna ya da açlık grev ıne getiren
gerekçeler haklıysa -kı bu olayda
haklıydı- insanlar kendi iç hesaplaşmalan
suretivle böyle bir karar veımiş ve bunun
uygulamasına geçmişlerse. o kararlılık
sonuna kadar devam ediyor. Ölüm
orucuna iten şartlar değişmediği sürece de
o kararlılığm değışmesi mümkün değil.
- Sizce kamuovu yeterli tepkiyi gösterdi
mi?
Yağmurdereli - Cezaev leri konusunda
başından beri kamuoyunun önyargılı bir
tutumu var. Kamuoyu dediğimiz, tek tek
ortalama insanlann oluşturduöu o
topluluk, bütün etkilere acık. İnsanların
devlet propagandasından \e bu
propagandayı doğrudan yansıtan medya
denen aracın etkisinden kolayca
kurtulnıaları mümkün değil. Bunu ancak
yaşayarak ve kendi hayatlannda görerek
anlayabiliyorlar. Kendilerine söylenen,
gazete sayfalarında yazıian. ekranlardan
yansıyan her şeyın doğru oimadığını.
hatta bilınçli olarak gerçeğin tam
karşıtının söylendığıni kavrıyorlar
yaşadıkca. Bu son üç aylık deney de bunu
gösterdi. Kamuovunda. egemen medyanın
devletin polıtikasını propaganda etmiş
olmasına rağmen geçmıştekı açlık
grev lerine oranla ölüm oruçlarına çok
daha fazla duyarhiık oldu. Yani, elli
kişılik. yüz kişilik tepki gösteren
gruplann ötesınde özellıkle son hafta
ıçınde. beş bin -on bin kişilik gruplar
devletin bu polıtikasını Istanbul'un.
Ankara'nın alanlannda reddettiler. Ve ben
yine bu süreç ıçınde daha ev\el hıç
beraber olmadığım. bir sürü ınsanla
birlikte olma şansını yakaladım. Bu
insanlar Türkiye'deki yazarlardır.
sanatçılardır . Onun için bu sefer bu
poütika istenen sonucu vermedı.
Kamuovunda ters teptiğıni \e bunun için
müdahaleve karar \erdıklenni
düşünüvorum.
- Eğer uzlaşma olmasaydı hem dışanda
hem de cezaevinde neler yaşanırdı?
L'zlaşma neleri önledi?
Yağmurdereli -Bu konuda akıl yüriitmek,
bir öngörüde bulunmak ıstemiyorum
ama.. göstergeler çok açık. Öğrendiğime
göre benim cezaev inde bulunduğum süre
içinde. yürüttügüm müzakere sona erene
kadar müdahale ertelenmiş. Cezaev ine
geldiğım zaman dıştan müdahalenin
şartlan hazırlanmıştı. Bütün hastanelere
personel çağrılmış, hazırlık yapılmıştı. Bu
duyumları almıştık. MGK tavsiye dı>e
adlandırılan talimatı verdıği. yeni
hükümet de kendi siyasi durumu ve
konumu bakımından o tavsıyeyi bir
talimat olarak algıladıgı ıçin müdahale
kaçınılmazdı. Müdahale olsaydı şunlar
olurdu- Sadece ölüm orucunda olan
insanlar değil. aynı zamanda o
müdahaleve karşı çıkacak insanlar da -
çünkü hiç kımse boyun eğmeyecekti.-
ölecekti. belki müdahale edenlerde zarara
uğrayacaktı. Ve bu çatışmanın ızleri, dalga
dalga toplumsal dokunun gözeneklerine
kadar uzayacak. tarihin belleğine
yazılacaktı. Ve belki de Türkiye bugünden
öngörülemeyen. öngöriilemejecek olan
daha yoğun bir kaosun içine itilecekti.
Vakıa bugün yaşadığımız da odur. Bugün
de istikrarlı ülkede yaşamıyoruz. çünkü
bu ülkede bir savaş var. Ama o zaman çok
daha olumsuz şeylerin olması
beklenebilirdi. Çabamızla işte bu
engellendi. Böylesi yeni bir ortama kadar
bu ve benzer olaylar geçiktirildi.
- Bir daha mı?
Yağmurdereli - Dev let. tarih içindeki
kendi konumu bakımından buna ihtiyaç
duyduğu için, her zaman bu tür olaylara
yol açacak tavırlarda bulunması
beklenebilir. Onun için bütün
kamuoyunun gelişmelericarşısında uyanık
olması gerekiyor.
- Bu uyanıklık nasıl sağlanabilir?
Yağmurdereli- însanları duyarlı kılacak
olan o ülkedeki kitle iletişim araçlarıdır.
Onlargerçeği yazmak, tehlikelere işaret
etmek zorundadırlar. Ama ne yazık ki,
bugün. bu anlamda sorumlu bir medyası
yok bu ülkenin.
-Bu ölüm orucu ve ölen 12 kişi sizce tarihte
nasıl yer alacak?
Yağmurdereli- Bu bir dırenıştir ve
kazanılmıştır. Eğer bu insanlar kendi
bedenlerini ortaya koymak suretiyle,
kendi onurlannı. kendi onurlarıvla
beraber bu ülkedeki bütün namuslu
insanlann onurlannı savunmasalardı,
belki ilerideki daha başka saldırı
karşısında bu halk saldınyı çok daha fazla
bedeller öde>erek bertaraf edebilecekti.
Dolayısıyla ödenen bu bedel, gelecekte
ödenecek çok daha pahalı bedellerin bir
karşılığı olmuştur.
- Cezaevine tutuklu ya da hükümlü
olmadan üstelik kendi isteğinizle girdiniz.
Ne hisserriniz. ne düşündünüz?
Yağmurdereli - Orası benım vabancı
olmadığım bir hava. Sanki bir koğuştan
diğerine gidermişim ya da uzun zamandır
görmedigim insanlan yeniden görmüşüm
gibi birşey. Ama insanın cezaevine kendi
arzusuyla girip kendi arzusuyla çıkması
yine de değişik bir duygu.
r
SlFlk NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Pasomu kaybettim.
hükümsüzdür.
SAMİYEÖZBAŞ
Türkiye, ölüm oruçlarında
saglanan bir uzlaşma ile büyük
bir felaketin eşiğinden döndü.
12 gencecik insan bu arada ya-
şamlarını yitirdiler. Doktorfarın
söylediğine göre birçoğu be-
denlerindeki kalıcı sakatlıkları
ömür boyu taşıyacaklar.
Ülkeyi yönetenler, insanlann
yaşamına değer vermedikleri
için son dakikaya kadar işi sü-
rüncemeye bırakmaktan vaz-
geçmediler. 10 gün önce varı-
labilecek bir uzlaşma, yalan
yanlış beyanatlarla ertelendi.
Ölümler başlamadan önce
RP İstanbul Milletvekili Bahri
Zengin'i aradığımda ona der-
dimi bir türlü anlatamamıştım.
Şevket Kazan'ın açıklamaları-
nın yanlış bilgılendiımeden kay-
naklanmış olabileceğini söyle-
diğimde, bana inanmadı. Eski-
şehir'den sevk konusunun te-
mel talep olduğunu söyledi-
ğimde de bir iletişim kurama-
mıştık.
O gün bu uzlaşma sağlana-
Dikkatimiz Eksilmesin...madı diye kendi kendime çok
hayıflanıyorum. Bu insanlann
hiçbiri ölmeyebilirdı. Şevket Ka-
zan'a "Bunlar içeride yemek
yiyorlar" bılgisıni kim veımişti,
doğrusu çok merak ediyorum.
Şevket Kazan'a "Ölüm orucu-
nu PKK yönlendiriyor" diyen
kimdi? "Savaş esiri olmayı ıs-
tiyorlar" yalanını kim uydur-
muştu? Bunların hepsinin araş-
tırılması gerekıyor. Çünkü bu
yolla bir saptırma yapıldı. Bü-
tün Türkiye'yi kana bulayabi-
lecek bir senaryonun sınırın-
dan dönüldü.
Şevket Kazan'ın kendısinin
de bu yanlış yönlendirmeyi ya-
panları saptaması gerekir. Yok-
sa bütün bu yalanlar onun sır-
tına kalacak.
Hepsini ya kendisi kasıtlı ola-
rak ortaya attı ve kışkırtma ama-
cıyla kullandı ya da birilerı ta-
rafından bilinçli olarak yanlış
yönlendirildi. Bu mutlaka orta-
ya çıkarılmalı.
•••
Son aylarda inanılmaz bir şe-
kilde tırmandırılan iç gerilim.
neyse ki ilk kez biraz duruldu.
Eğer müdahale olsaydı. önü
alınamaz yeni bir sürece daha
gırecektik. Devlet içindeki sert-
lik yanlılannın önü iyice açılacak-
tı.
Epeyce yara alarak da olsa
ölüm oruçlarının sona erdiril-
mesinde, Türkiye'nin duyarlı
kamuoyu önemli rol oynadı.
Başta tutuklu aileleri olmak üze-
re, kitle örgütleri, insan Hakla-
rı Derneği, çeşitli partilerin du-
yarlı temsilcileri, aklı başında
bazı devlet görevlileri, olağa-
nüstü bir gayret göstererek dev-
let içinde şiddet yanlılannın tez-
gâhlamak istedikleri oyunu boz-
dular.
Ölüm orucundakiler, çok hak-
lı ve makul ısteklerıni, canları
pahasına savunmaktan vaz-
geçmediler. En doğal haklarını
elde edebilmek uğruna insan-
ların canından olması, Türki-
ye'nin bir ayıbı, hepimizin ayı-
bı.
• ••
Tutuklular, en kritik ve temel
taleplerini kabul ettirdiler. Ancak
geride bir yığın sorun duruyor.
Günlerdirçocukları ölmesin di-
ye çırpınan kolu kanadı kırık
anneler, tutuklu aileleri, polis
copu yemekten kurtulamadı-
lar. Cenazelerini alırken bile sal-
dırıya uğruyorlar. Devletin tu-
tuklu ve mahkûmlara hoyrat tu-
tumu sürüyor.
Uziaşmanın sağtanmasından
sonra hastanelere götürülen
koma halindeki tutuklulara ya-
taklarında kelepçe takıldığını
tutuklu yakınlan anlattılar. Sevk
zinciri uygulaması sürüyor. Bu-
na benzer birçok uygulamanın
bir an önce sona erdirilmesi ge-
rekiyor. Biz dışardakilere, uz-
iaşmanın gerçekleşmesinde ça-
ba sarfedenlere daha önemli
görevler düşüyor.
Sinema sanatçısı arkadaşım
Halil Ergün'le dün, bundan
sonra neler yapabiliriz diye ko-
nuştuk. Çünkü bir uzlaşma met-
ni imzalanmıştı, bu metni imza-
layanlar arasında Halil de var-
dı.
Tutukluların en doğal hakla-
rının sağlanması görevi önü-
müzde duruyor. Bugüne kadar
tutuklulann haklı taleplerinin
gerçekleşmesi için çaba sar-
feden herkese görev düşüyor.
Onlann bir hukuk devletinde
olması gereken tüm haklan sağ-
lanmalı. Devlet, verdiği sözü
tutmalı ve bir hukuk devleti gi-
bi davranmalı.
Bunun takipçisi olmalıyız.
POLMKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Issızlık...
Gece sessizdı...
Ölümün o kahredici soğukluğunu duyar gibi oluyor-
duk.
Toprağa verilen genç bedenler bilinmez bir zama-
nın ıçindeydiler. O bilinmez zamanın içinde insan yü-
reğinin derinliğınde sanki kılıçtan bir ız bırakıyorlardı...
Yetmiş güne yaklaşan bir ölüm orucu sona dogru
yaklaşırken kapılar açılıyor, kapılarkapanıyordu...
Oral Çalışlar telefonun öbür ucundaydı ve söyle di-
yordu bana:
"Galiba uzlaşma gerçekleşlyor. Şimdi ben Bayram-
paşa'ya hareket ediyorum haberin olsun..."
Gece sessizdi...
Birden Puşkin'in bir dizesi çalındı sessizliğin için-
de:
"Issızlıkta karanlığında tutsaklığın
Sessizce uzayıp gidiyordu günlerim
Tanrısız, esinsız, gözyaşsız, yaşamsız ve sevgisiz-
dim."
Zamanla çürümüş ve üzgün bir ses yankılanıyordu
salonun orta yerinde... O ses ölüm çığlıklarını taşıyor-
du dalga dalga.
Pablo Neruda'nın "Her an ölüm, ne çok bitmemiş
ölüm törenleh" sözleri camlarda, aynalarda yankıla-
nıyordu. Güçsüz tutkular yaşlı gözlerde ıssız öpüşle-
ri taşıyordu.
Sonsuz bir gölgenın kanadında, genç öiülenn be-
denindezaferçığlıkları atmak benım işim degildi. Ben
de tıpkı Aydın Engin gibi "Ölme Çocuk" diyordum,
ölümün adını bıldiğim için.
Yıllar önce Saffet'e dediğim gibi, yıllar sonra onla-
ra hep aynı şeyleri söyledim:
"Ölmeye hakkınız yok!"
Ben de Aydın gıbı hıç onlara katılmadım, o yolda yü-
rümedim ama.. hep onları anladım...
Ama onlar hep bızım gibi düşunenlere 'oportünist-
revizyonıst' dedıier...
Çünkü onlar. şiddetin, devrimci mücadele olduğu-
na inanıyorlardı...
Bize kızıyorlar, öfke duyuyorlardün de, bugün de...
Oysa biz onları hep sevdik. hep anladık...
Teröristin sağcısı solcusu. dincısi dinsızi, devnmci-
si olmayacağını anlattık.
Kızdılar, öfkelendıler, tehdıtettiler... Kendilerini 'halk
savaşcısı' olarak tanımladılar.
Onlara 'ölmeyin' dedik...
Yine kızdılar, öfkelendıler ve şöyle dediler:
"Biz halkımız ıçın oluyoruz..."
Onlar bizı sevmeseler bile, biz onları hep sevdik, ku-
cakladık. onları anladık..Yargısız infazlarda. ölüm oruç-
larında kmlırlarken kahrolduk.
Ne olursunuz artık ölmeyin çocuklar!..
• • •
Sessiz bir gece...
Polis otoları, ambulanslar...
Sıren seslerini duyuyor musunuz?
Istanbul'da, izmir'de, Ankara'da, Bursa'da hastane-
ye taşıyorlarsizi!..
Güneşten kavrulan bitkılergibi böyle ölüme koşmak
niye?
Bu genç bedenlerin ölmeye hakkı yok!
Ister kızın, ister öfkelenin, ister haın olarak görün ama
ölüm kurtuluş değil, ölüm devrımcıliğın bir parçası hiç
değil!..
Sönmüş çiçekleri yeşertecek olan sizlerdiniz. sizler
bu ülkenin vazgeçilmez umuduydunuz...
Ama ölerek, öldürerek değil!
Coşkun ırmaklara benzeyen yaşamlannızı yirmi yaş-
larında yalnızlığın orta yerinde çürütmeyin...
Çocukların ve yaşlılann bilmediği bir gecede kanat-
ları kesilmiş ve can çekişen bir kuşun uykusuzluğunu
düşünmeyin...
• • •
Gece sessiz ve karanlık...
Şu ana dek 12 genç beden ölümün o soğuk yüzü-
neteslim oldular...
Bir utanç içindeyim...
Sorgu dolu gözlerde hüzün bulutu dolaşıyor. Gece-
nin içinde bir ses çığlığa dönüşüyor.
Susuyorum, konuşamıyorum!..
Hastanelerde onca genç insan...
69 gün bekleyen Mehmet Bey, Şevket Bey ve di-
ğerleri...
Göz göre göre ölüme gönderdiniz bu genç insan-
ları...
Artık ölmeyin çocuklar!..
Yalvanyorum size.. ölmeyin!..
Toplum olarak. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras'ın
şu çağrısına destek verelim:
"Cezaevlenndeki sorunlan ağırlaştıran, insanlann
ölmesine gözyuman, kamuoyunu yanıltacak iddialar
ileri sürerek açıklamalar yapan ve gerçekleh çarpıtan,
siyasi ve insaniyetersızliklehnı suçu başkalannın üze-
rine atarak örtmeye çalışan, adalet yerine adaletsız-
lik dağıtan, toplumun değişik kesımlerinde şiddet eği-
liminin artmasına neden olan Refah Partisi Kocaeli Mil-
letvekili Şevket Kazan'ın derhal işgal ettiği koltuğu
boşaltmasını talep ediyoruz."
Adalet Bakanı Şevket Kazan 12 ölümün hesabını
vermeli!
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya <" Planet.com. TR
'Yerel yönetiıııler
Ankara'nın öminde'
Tl'RHAN NARLER
ÇANAKKALE-CHP Ge-
nel Başkanı Deniz Bavkal.
yerel vönetimlenn vatırım-
lan kanalize ettikten sonra
Ankara'nın önüne geçtiğini
belirterek "Bir zamaıılar
Türkive'vi \nkara sürük-
lerdi, Ankara lokonıotifti.
Ancak Ankara artık en ön-
de değil. Çünkü Anadolu,
Ankara'nın önüne geçmi^-
tir"dedı.
Bıgada 380. Çanakkalede
480 konutun tapu dağıtım
töreninde konuşan Denı?
Bavkal, kavnak aravan An-
kara'nın. başarılı beledıyele-
rin nasıl kaynakyarattıklan-
nı dikkatle izlemesini iste-
di.
Bavkal. şöv le devam ettı:
"Toplu Konut İdaresi'nin
Türkrye'nin konut sorunıı-
nun çözünıüne dönük avır-
dığı kav naklann >erel vöne-
tinılerinin sorumluluğu ve iş-
biıiiği ile çözmeve dönük il-
ginçbir modd Biga veÇanak-
kale'de uvgulanıyor. Kav nak
yaratma v anşının Türkivc'dc
ön planda bulunduğu birdö-
nemde 500 nıilvara. 486 ko-
nutyapılmış. Bunun250 ınil-
vannı Toplu Konut İdaresi
vernıiş. diğer 350 milvan da
v urttaşlarımın kendi kav-
naklanv la sağlanmış. İşte si-
ae Türkhe'nin konutsorunu-
nun çö/ümii için ortava ko-
nan kavnak. Ankara'da kav-
nak aravanların dikkatine
sunulur."
C anakkale'de uygulanan
nıodelin kendisıne Türki-
ye'de beledıyelenn ülke yö-
netimmın öniinde duran so-
runlan çözme açısından şim-
diye kadar kullanılmamış bü-
yük bir bınkimi nasıl ortaya
koyduğunu düşündürdüğü-
nü ifadeîden Deniz Bavkal.
şunlan söyledi.
"Belediyelerimi/ Türki-
ve'nin sorunlannırı çözümü
açısından gerçekten çok
önemli katkılar verebilecek
kuruluşlardır. \erei \ önetim-
lerin. vani halkın doğrudan
kendi nv lanv la Mirlediği ilk
aşama\iinırinıikliılarlannı
daha etkili bir biçimde dev-
reve sokmak zorunda> ız."