Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tutuklu yakınları
için sergi
• ANKARA (AA) - Plastik
Sanatçılar Platformu'na
bağlı 29 ressam ve
heykeltıraş. gelin tutuklu
yakınlanna bağışlanmak
üzere sergı açtı. Sanatçılar.
yaptıkları ortak basın
açıklamasında, sergiyle
sanatın "tepkisel yönünün"
ortaya konulduf unu
belirterek. tutuklu yakınlan
içınduvarlılık
gösterilmesinı istediler. Bu
tavnn sanatçılar tarafından
sergilenmesinın önemlı
olduğuna işaret edilen
açıklamada. "içsel
sorunlanmızla
boguştuğumuz
atölyelenmızden
kafalanmızı sokaklara
çevirmenin zamanı geldi.
Çünkii önünde sonunda
sokaklara çıkmak
zorundayız" denıldi.
Sanatçılann bırer
yapıtlanyla katıidıklan
sergide, çeşıtli konu ve
teknıklerle çalışılan eserler
yer alıyor. Geliri tutuklu
yakınlarına bağışlanacak
sergı. hafta boyunca
TMMOB Sergı Salonu'nda
görülebifecek.
PKK saldırısı:
2ölü
• MUŞ /ERZİNCAN
(AA)- Muş'un Hasköy
llçesi"nde. taş ocaklarına
saldıran teröristler. bir kişiyi
öldürdü, 6 kişiyi yaraladı.
Sabaha karşı Hasköy'e 13
kilometre uzaklıktakı taş
ocaklanna saldın
düzenleyen bir grup böliicü
terörist, buradakileri etkisiz
feale getirerek. silah zoruyla
bölücü propaganda yaptılar.
Daha sonra. taş ocağı
bekçisi oldugu belirtilen
Mehmet Özbay'ı öldüren
teröristlerin. rastgele açtıgı
ateş sonucu. henüz kimliğı
belırlenemeyen 6 kişi
yaralandı. Erzincan'tn
Kemaliye
ılçesi Başbaglar Köyü
Jandarma Karakolu'na
saldıran terönstler. bir eri
şehit ettı. Dün gece
23.00 sıralarında
Başbaglar Jandarma
Karakolu'na saldıran bir
grup terörist, uzun namlulu
silahlarla ateş açtı.
Jlk ateş sırasında
bir erin şehit olduğu
Barış cephesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Demokrası ve
Banş Partisı (DBH)
cezaevlerindeki ölüm orucu
ve açlık
grevlerinin bitirilmesi için
Banş cephesi
eluşturulmasını önerdi.
DBP genişletilmış
Parti Meclisi (PM) toplantısı
18 il başkanının da
katılımıyla parti genel
merkezinde dün
yapıldı. DBH Genel
Sekreteri Fehmi
Demir. toplantıda
cezaev lennde yaşananlar,
açlık grevleri ve siyasi
partilerin mıtinglerinin iptal
edilmesi konulannda banş
cephesi oluşturulmasına
karar verildiğini bildirdi.
Polisin öfkesi
• KADIKÖY(AA)-
Kartal'da. Özel Harekat
Timi'nde görevil birpolis
memuru. tartıştığı 4 genci
beylik tabancasıyla
ayaklanndan vurarak
yaraladı. Ev taşımakta olan
polis memuru Sürmen,
müziğın sesınin kısılmaması
üzerine. kardeşi Naşit
Sürmen ile gençlerin yanına
gıttı. Erkan Sürmen.
tartışma sırasında
gençlenn küfrederek
kendısine saldırdığı
gerekçesiyle. beylik
tabancasıyla
Eyüp Ayyıldız, Ömer
Köroğlu. Hüseyin Azizoğlu
ve Özkan İnce'yi
ayaklanndan vurdu.
ABD, Çekiç Güç'ü TBMM Dışişleri Komisyonu'nda anlatacak
RP, Çekiç Güç'te çıkış arıyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Incirlik'te konuşlu Çekiç
Güç'e "evet" diyenlen muhalefet-
teyken "VüceEHvan'a"götürmek-
le tehdit eden koalısyonun büyük
ortagı RP. topu TBMMye atma
arayışJannı sürdüriiyor. Başbakan
Necmettin Erbakan, Çekiç Güç so-
rumlulugunu üzerinden atmak
için; ABD'li yetkilileri. TBMM
Dışişleri Komisvonu'na bilgı ver-
melen yönünde ikna ettı.
Erbakan. Çekiç Güç konusunda
ne bir anlaşma ne de bir karar alın-
madığını belirterek "Karar sadece
metot ve prensipler üzerinde alın-
nuştır" dedi. Erbakan, ABD'nın
Ankara Büyükelçisi Marc-Gros-
man'a. TBMM Dışişleri Komisyo-
nu'nda, herpartinin kendi arzusu-
na göre soru soracağını da vurgu-
layarak "Çekiç Güç konusunda
TBMM'nin yetkisine sahip olabil-
mek için. Dışişleri Komis\onu'na
gidip yapmak istedikleri işin Tür-
kiye'nin milli menfaatlanna, aley-
hiiieoimadığı hakkında büfün par-
tilerimizi ikna etmeüdirier" dıye
konuştu.
Muhalefetteyken Çekiç Güç'ü,
"terör örgütü PKK ve Ermenis-
tan'a yardım etmekje" suçlayan
Erbakan lıderlığindekı RP. atacagı
gen adıma kılıf arayışını sürdürii-
yor. Erbakan, önceki gün görüştü-
gü ABD Birleşmış Milletler Daimi
Temsilcisi Madeleine Albrighfı.
uluslararası güce destek veren
ABD yetkihlennin. TBMM Dışiş-
leri Komisyonu'na bu hafta ıçinde
bilgi vermeleri yönünde ikna erti.
Meclıs'te yapılacak gizlı oturu-
ma katılmayacaklarını açıklayan
muhalefet partilerinın, komısyon
toplantılannı da boykot etmesi
bekleniyor.
KKTC'ye yaptıgı birgünlük ge-
zi dönüşünde, uçakta gazetecılenn
Muhalefet, yabancı ülke temsilcilerinin bilgi vereceği komivvon toplantılannı boykot edecek.
sorulannı yanıtlayan Erbakan,
ABD'li yetkililerle önceki gün
yaptıgı görüşme konusunda bılgı
verdi. "Çekiç Güç konusunda
ABD'li yetkililer anlaşma sağlandı-
ğını söylüjorlar; bu doğru mu" so-
rusuna Erbakan. şu yanıtı verdı:
"Hayır. Bizün dünkü görüşme-
miz.karşılıkJıbirfikirtcatisi\di. Ye-
ni hükümete başanlar dilediler. İki
ülkenin münasebetlerini geliştir-
mek için, bir iyi niyet görüşmesin-
de bulunuldu. Bu konuda 'ne bir
anlaşma. ne de bir karar' alınma-
mıştır. Karar sadece metot vepren-
sipler üzerinde aiınmışfır. Bu bikft-
ğiniz gibi bir değişimdir ve jeni bir
metottur. Bugüne kadar bu metot-
ta çalışılmadığı için, birtakım ka-
rarlar Mecfo'in önüne konuidu ve
geçirildi. Meclis, bu kararlan de-
ğjştirmek \e>a yerine alternarif bir
şe> koyma imkanına sahip olatna-
dı. Şimdi. önce kommon her şe>i
sonuna kadar inceleyip bilgi aldık-
tan sonra, ülke mcnfaarlan ne> i ge-
rektirijor bunu oluşturacak. Mec-
lis'te kapalı oturum \apilacak, bir
oluşum orta> a çıkacak >e Milli Gü-
venlik Kunılu, Meclis'in ne istedi-
ğini bilerek teklifini yapacak On-
dan sonra hükümet konuyu formü-
le edecek. Daha sonra bu karar.
Meclis'in önüne getirilecek. MecJis
yinebu karan reddetmek, tenkit et-
mek, değiştirmek hakkına sahip
olacak ve Meclis ne diyorsa o yapt-
lacak."
Erbakan. "ABD'nin Ankara Bü-
yükelçisi Marc Grosman'a, TB-
\f "VI Dışişleri Komisyonu'nda so-
ru sorulacak mı" sorusuna da, her
partinın kendı arzusuna göre soru
sorabıleceğını vurgulayarak şöyle
dedi: "Gayet tabii soru sorulacak.
Serbest biçimde. her parti kendi ar-
zusuna göre soru soracak ve orada
da fikir beyan edecek. ABD, artık
tek yanlı dayarmaya gitmeyecek \e
Türkiye'nin milli menfaatlannı
dikkate alacaktır. Biz kimsevk ara-
CHP'li Esref Erdem
'Yalan rüzgân
biraydatükendi'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel Sekre-
ter Yardımcısı Eşref Erdem
RP'nin iktidara geiışınin ar-
dından bir aya yakın süre
geçtiğini ve bu süre içinde
RP'nin program ve ıddiaları-
nın "hayal iirünü" olduğu-
nun ortaya çıktığını söyledi.
Erdem dün düzenlediği
basın toplantısında, RP'li hü-
kümetın ılk gaftnı de\lete
kaynak bulma konusundaki
yaklaşımlanyla yaptıgını an-
latarak şunlan söyledi: **Çe-
kiç Güç RP'nin bugüne ka-
dar çok ağır eleftirilerde bu-
lunarak Türkiye'den nıutla-
ka girmesi gerektiğini ileri
sürdüğü bir konuydu, ama
Sayın Erbakan geldigi çokia-
da büyük bir telaşla konuyu
örtbas etmeye çalışıyor. TB-
MM "nin bu konuyu gizli otu-
rumda görüşmesini istiyor.
Halkın bu görüşmeleri tzle-
mesini engellemeye çalışıyor.
Bizgizli oturum olması duru-
munda bu görüşmelere katıl-
mayacagu."
Komünistlerden hesap sorulmasını istedi
Cumhuriyet okıırlamıa
DYP'li Annç'tan tehdit
ŞAHAPAVCI
ALİAĞA- DYP İzmir Millerveki-
li Turan Annç'ın. Aliağa ılçe teşki-
latının düzenlediği yemekteki konuş-
masında, Petkim ve Aliağa Rafineri-
si 'nde cebinde Cumhuriyet gazetesi-
ni gizieyerek çalışanların ve komü-
nıstlerin oldugunu belirtip onlardan
hesap sorulmasını istemesi büyük
tepki yarattı. Petrol-lş Sendıkası ve
CHP ilçe örgütü. yaptıklan açıkla-
malarla Annç'ı protesto ederek "Bu
tür kin ve intikam politikalanyla bir
yere varamaz" dediler.
DYP ılçe teşkılatının 12 temmuz-
da yapılan day anışma yemegine Dev -
let Bakanı Işılay Saygın la bırlike ka-
tılan Turan Annç, yaptıgı konuşmay-
la büyük tepkı aldı. DYP ilçe başka-
nı Enver Yiğit'in, iş alanlan için ye-
ni yatırımlar talep ettiğinı belirtmesı
üzerine soz alan Annç, gecede şun-
lan söylermşti:
"Aliağa da yeteri kadar devlet yatı-
nmı var. Aliağa"ya o kadar yatînm
yaptık da ne oldu? Petkim'den kaç oy
çıkıyor, raflneriden kaç oy çıkıyor?
Cebinde Cumhuriyet gazetesi gizle-
yerek çalışanlardan hesapsorun, ora-
da komünistler var, oradan bize oy
çıksın, ondan sonra bize gelin."
mızın kötü olmasını istemiyorıız.
Amacımız milli menfaatlanmızın
zedelenmemesidir. Çekiç Güç ko-
nusunda TBMM'nin yetkisine sa-
hip olabilmek için, Dışişleri Komis-
yonu'na gidip yapmak istedikleri
işin Türkiye'nin milli menfaatlan-
na. aley hine olmadığı hakkında bü-
riin partilerimizi ikna etmtlidirler.'"
Gece yansı operasyonu
ABD'nın bakan sıfatıyla Anka-
ra'va gönderdıği Albright, önceki
akşam Türk yetkililenyle yaptıgı
görüşmenin ardından bir saat ge-
cikmelı olarak düzenlediği basın
toplantısında, sorulara geçmeden
önce yazılı bir basın açıklamasını
okudu. Albright, bu açıklamasmda
şöyle dedi:
"Bugün (önceki gün) Türkiye ve
diğer küalisyon ortaklarunızla yap-
tığımı/ görüşmelerde Türkiye'nin
endişelerini gidermeye çalıştık. Biz
ve Kuzey Irak halkı için bu konu-
nun (Çekiç Güç'ün Incirlik'teki
varlığı) kayda değer önenıi ışığında
her iki hükümetimizde de *Huzur
Harekâtı'mn (Çekiç Güç) devamı
konusunda fikirbirliği oluştu. Hü-
kümerim. Türk parlamentosunun
birkaç gün içinde operasyonun gö-
rev süresinin yenilenmesi konusun-
da karar vermek dummunda o(-
duğunu biliyor. Ve pariamentonun
'Huzur Harekâtı'mn görev süresi-
ni uzatacağı konusunda ümitliyiz.
Bu, Türkiye'ye empoze ettiğimiz
bir operasyon değil,ama dahaziya-
de her iki ülkenin çıkanna hizmet
eden bir operasyondur."
Gece 20.00 sularında sona eren
basın toplantısının ardından Alb-
nght'ın açıklamasından haberdar
olduğu anlaşılan Dışişlen Bakan-
hğı Müsteşarı Büyükelçı Onur
Öymen ile Albright arasında bir
telefon görüşmesı yapıldığı öğre-
nıldı. Öymen'in Albrıght'a "Türk
hükümeti ile Çekiç Güç konusun-
da fîkirfoirliğiiçindey iz" volundakı
sözlerinden Ankara'nın duyduğu
rahatsızlığı ilettiği belirtildi.
L'st düzey asken yetkilılenn ise
gerek hükümete. gerekse muhale-
fete verdigi brifınglerde, Çekiç
Güç Türkiye'den aynlsa dahı
ABD'nin Irak'a ilişkin politikala-
n doğrultusunda mutlaka Ortado-
gu'da bir yere konuşlandınlacagı-
na dıkkat çektikleri belirtiliyor. As-
keri yetkililer. Çekiç Güç'ün Ür-
dün ya da Kıbns'a taşınabileceği-
ni de kaydediyorlar.
TSK. Çekiç Güç'ün Türkiye'de
kalması karşılıgında Kuzey Irak'ta-
ki PKK kamplanna yönelik ope-
rasyonlar için smır ötesi harekât
yapabiliyor. Üst düzey askeri yet-
kililer. TSK'nin operasyonlanna
Çekiç Güç nedeniyle ses çıkarma-
yan koalisyon ortaklannın. bu gü-
cün başka bir ülkeye taşınması ha-
linde sınır ötesi operasyonları en-
gel leyecekleri ne di kkat çekiyorlar.
$IFİ%NOKTASH ORAL ÇALIŞLAR
"Europalia yapılmıyor, Türki-
ye önemli bir olanağı elinden
kaçırdı" haberi, belki bir çoğu-
nuz için fazla bir anlam ifade et-
meyebilir Zaten Türkiye gibi ya-
rın başımıza ne geleceğı belli
olmayan bir ülkede, Europalia
da ne oluyor diyebilirsiniz.
Uzun süredir kamuoyuna
yansıyan ve Türkiye için çok
şeyler kazandırabileceği söyle-
nen Europalia'da neler olduğu-
nu merak edip araştırdım. Oğ-
rendiklerim karşısında hayret-
ler içinde kaldım.
önce Europalia'nın ne oldu-
ğunu ve bizimle ilişkisini kısaca
anlatmakta yararvardiye düşü-
nüyorum. Europalia, her iki yıl-
da bir Belçika'da düzenlenen
ve üç ay süresince bir ülkenin
kültür, sanat, tarih vesosyal ya-
şamını tanıtmayı amaçlayan
festival türü bir etkinlik. Bu fes-
tivalde sergiler, tiyatro gösteri-
leri, konserler yer alıyor.
Europalia'da her iki yılda bir
bütün Avrupa ülkeleri tek tek
tanrtılıyor. Bu tanıtıma, Japon-
ya gibi bazı Uzakdoğu ülkeleri
de ekleniyor. 1996 yılı da Türki-
ye Europaliası şekilnde karar-
laştınlıyor.
Europalia'yı Kaybettiren Kafa...
Bu etkinlikler devlet güdü-
münde olmasın diye, o ülkeden
tanınmış bir isim genel direktör
olarak belirleniyor ve bu genel
direktörün yöneticiliğinde et-
kinlikfer planlanıyor.
Türkiye'nin tanrtılacağı çalış-
maların genel direktörlüğüne
Bülent Eczacıbaşı getiriliyor.
Eczacıbaşı, bu etkinlikleri orga-
nize etmek amacıyla, herdalda
birerdirektöratayarak çalışma-
lara başlıyor. Türkiye'nin ve
dünyanın birçok önemli ismi,
bu etkinlikleri hayata geçirebil-
mek için kollan sıvıyorlar.
•••
Türkiye açısından en önemli
çalışma, sergiler alanında yo-
ğunlaşıyor. Sergiler direktörlü-
ğüne de Türk Islam Eserlen Mü-
zesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer
getiriliyor. Çalışmaları yürüten-
ler, 12 büyük sergi için ciddi bir
hazırlık yapıyorlar. Bu 12 sergi-
nin çapını tanımlayabilmek için,
"KanuniSultan Süleyman Ser-
gisi büyükiüğünde 12 sergi"
ifadesi kullanılıyor.
Eğer 1997 Eylül ayında Tür-
kiye Europaliası gerçekleşebil-
seydi, Avrupa'nın merkezinde
üç ay boyunca 12 büyük sergi
yer alacaktı. Bu 12 büyük ser-
gi, çalışmalan yürütenlerin be-
lirttiğinegöre Anadolu tarihin-
deki Doğu-Batı karşılaşmasını
gözler önüne serecekti".
•••
Ne yazık ki bütün bunlar ger-
çekleşemiyor. Birçok uluslara-
rası çapta sanatçımızın da yer
alacağı etkinlikler güme gıtmiş
durumda. Üstelik, böylebirola-
nak, saçma sapan ilkellikler yü-
zünden kaçınlıyor.
Etkinlikler, önce Belçikalılann
Türkiye'deki insan hakları ihlal-
leri konusundaki rezervleri ne-
deniyle bir yıl erteleniyor ve
1996 yılında yapılması planla-
nan Europalia 1997 yılına kalı-
yor.
Bu yıl, Türkiye'deki yetkilile-
rin yaptıgı anlamsız hatalar her
şeyin berbat olmasına yol açı-
yor. ANAYOL koalisyonu döne-
minde bu konunun sorumlusu
Devlet Bakanı AJi Talip Özde-
mir'in bir müşavirinin müdaha-
lesi her şeyin kanşmasının baş-
langıcı oluyor. Müşavir, Europa-
lia Kanunu'nun, etkinliklerin bir
yıl ertelenmesi nedeniyle kadük
hale geldiğini söylüyor ve dev-
letin bu iş için ayırdığı paraların
kullanılmasına engel oluyor. Bu
nedenle ciddi bazı araştırma ve
çalışmalar durma noktasına
geliyor. Araştırmacılar randevu
ve incelemelerini iptal ediyor-
lar.
Ardından dönemin Kültür Ba-
kanı Agâh Oktay Güner'in en-
gel lemeye varan müdahaleleri
başlıyor. Türkiye'den sergi için
gönderilecek tarihi eserieri ver-
meyeceğini, Batılıların bunları
iade etmeyebileceklerini söylü-
yor. Araştırma yapan yabancı
bilım ınsanlannın çalışmalan bi-
linçli ya da bilinçsiz sekteye uğ-
ratılıyor.
Kaynaklann kesilmesi, Kültür
Bakanı'nın anlamsız şoven gi-
rişimleri, zaten tereddütlü olan
Avrupa ülkelerini iyice tedirgin
ediyor ve 17 temmuz tarihinde
Europalia'yı ülkeler temelinde
bundan böyle yapmayacakları
kararını alıyorlar. Yeni karara
göre, artık Avrupa şehirlerinin
tanıtıldığı etkinlikler yapılacak.
Artık "Europalia Türkiye"
yok. Ancak, ortada hazırlanmış
ve son aşamasına gelmiş 12
büyük sergi var. Bu sergiler yer-
li ve yabancı 35 bilim insanın
yıllardırsürdürdüğü çalışmalar-
la önemli bir aşamaya gelmiş
durumda.
•••
En azından bu 12 sergi yaşa-
ma geçirilebilir. Bülent Eczacı-
başı ve arkadaşlan hiç olmaz-
sa bunca çabanın ürünü olan
bu sergileri bitirip ortaya çıkar-
malılar. Kanuni Sultan Süley-
man Sergisi çapında 12 büyük
sergi çok önemli bir birikimi ifa-
de ediyor. Bu birikimi Türki-
ye'nin ve insanlığın hizmetine
sokmak da önemli bir görev.
Bir şeylerin, bazı ahmak ve-
ya önyargılı göreviller nedeniy-
le kaybedildiği bîr gerçek. An-
cak ortaya çıkan önemli bir bi-
rikimi de değerlendirmek gere-
kiyor. Eczacıbaşı'ndan, çalış-
malarını tamamlamasını bek-
liyoruz.
O sergiler, yaşama geçirilsin.
8u bileönemli bir kazanç sayılır.
POLİTİKA GÜTVLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
'SeninGözlerini Sevdik'...
Önce meydanlan, caddeleri, sokakları tanıdık.
Hüznü ve sevdayı en uysal öğütlerle büyüttük...
Cezaevlerini, işkenceleri gördük!..
Ardından çoğalan yalnızlığımıza seslendik:
"Sevdiysek böyle büyük
Böyle hüzünlü böyle sevinçli
Senin gözlerini sevdik..."
Henri de Regnier ı de sevdik, İvan Davitkov'u
da... Nedim ı de kucakladık, Nabi'yi de... Nef'i'den
de okuduk, Karacaoğlan dan da...
Kimi zaman ağladık, kimi zaman güldük... Umu-
dumuzu hiç yitirmedik...
Loş uçurumları, mazi boşlukları ve sonrasızlığı
Afphonse de Lamartine'den öğrendik. Kıskanç
zamanı başka kıyılara sürüklenirken anladık. Dev
boyutlu, uğultulu dalgalara hiç aldırmadık.
Akşamın sessizliğinde büyüyen bir ağaca baktık
uzun uzun...
Dedik ki:
"Ve büyüyecek ağaç
büyüyecek akşamın yüreği üzerinde,
üzerinde yürüyecek benim yureğimin."
Örümcek ağı gibi parlayan kuşkulara hiç aldırış
etmedik. Acıya, ihanete hep göğüs gerdik. Bulut
sürülerinde bıle sevdayı yakalamasını bildik...
Edip Cansever'le tanıştık, mutluluğun mahzun-
luk oldugunu anladık fotoğraflarda. Kalıcı bir gü-
lümsemeyle sessizliğe bile tanık olduk. Bir gün es-
ki mevsimleri yakalayıp birbirimize sorduk:
"Kader mi, acı mı, hüzün mu dünyanın rengi
Mahzunluk mu yoksa yaşam
Ve doğruyu söyleyen yalnız
O mu, Rilke mi
Ölümü içinde taşıyan..."
• • •
Yüreklerimiz kıpır kıpırdı Troyalı kadınlarla dans
ederken. Idyia yfa sevişırken Apollon bile kıskanır-
dı.
Kınından sıyrılmış bıçak gibiydik, yıldızlargibi de-
lişmendik...
Aşktı bir hüküm süren o eski zamanlarda...
Gözbebeklerimizdeki kırlangıçlar göçmezlerdi
güneye...
Vasko Popa'dan Ezra Pound'a uzanan gece
üzerimize gelirdi çıplak göğüsleriyle...
Meydanlarda çoğaldık kıskanç zamana yenik
düştüğümüz halde...
Kimimiz Che'ye hayrandık; kimimiz Fidel'e, Le-
nin'e, Mao'ya taptık; kimimiz ölüme gittik Nik-
sar'da, Nemrut'ta...
Hiç yılmadık... Hep sevdik, hep âşık olduk. Umut-
larımızı en kötü günlerde, zindanlarda bıle çoğalt-
tık...
Bizi sadece sevgililerimiz anlamadı...
Hepsi birer ikişer terk etti bizi...
Şarkılar söyledik, şiirfer yazdık...
Hep ama hep âşık olduk...
Sarhoş olduk liman kentlerinde, avare olduk o es-
ki sokaklarda; karaya vurduk yunuslar gibi, cehen-
nemin orta yerine düştük...
Hiç yılmadık, yıldıramadılar... ' -•;
Gözlerimiz ktrık bir kayığa takılı kalsa bile düşü-
nü unutan biz olmadık hiçbir zaman...
Fuzuli'yi ezberledik, Pir Sultan Abdal'la birtikte
olduk, Nesimi'yletokalaşıp Yunus Emre'yleta
n|
Ş-
tık...
Ve sorduk:
"Sen bir sulu sepken olsan
Kanadım kırmaya gelsen
Ben bir deli poyraz olsam
Tepsem dağıtsam ne dersin"
Hem suskun. hem gururlu, hem konuşkan hem
decoşkulu olduk...
Yolun alacakaranlığında, bir gün geldi çok yorul-
duk...
• • •
Hüznü ve sevdayı en uysal öğütlerte büyüttük.
Meydanlan tanıdık, caddeleri sokaklan mesken tut-
tuk.
Ne sevgililerimiz anladı bizi ne meydanlar, so-
kaklar, caddeler ne de işçi sınıfı...
Pedro Salinas okuyup bir saçma gökyüzünde
bırakılmış, yıkılmış, inanılmaz düşler yakaladık. Çe-
kilmez adam olmayı, hapishaneyi. bağımsızlık sa-
vaşını. ihaneti, aşkı ve kavgayı Nâzım'dan öğren-
dik.
içki kadehleri gibi buğulanırken Attilâ ilhan'ı.
kendimizi rüzgâra karşı siper ederken Cemal Sü-
reya'yı tanıdık...
Çelik dökmeye hazırlanan eller gördük; mitralyö- •
zü türküleştiren, türküleri mitralyözleştiren eller de...
Günler gitgide kısaldı, yağmurlar başlamak üze-
reydi...
Tüm sevgililerimiz bir gün geldi terk ettiler bizi...
Meydanlar. sokaklar, caddeler tanımaz oldu hiç-
bırimizi...
Biz sadece şiirlerde kaldık, yüreklerden silindik,
tıpkı istanbul gibi ağladık:
"şimdi gökler mecnun rüzgâryolcu bulutlar
şimdi yürek sarhoş kâğıt sarhoş kalem sarhoş
minareler elpençe divan durmaktan usanmış
mavi yeşil neon lambalan bir sönüp bir yanıyor
son tramvaylar fren çözüp uykuya uzanmış
ye iliklerine kadar geçmiş efkâr
İstanbul şehrı ağlıyor."
ALAADDIN HOTEL
••••
tncekum Alaaddin Hotel, Türkiye'nin yeşil turizm beldesi Antalya'nın Alanya ilçesi Avsallar kasabasında Akdeniz'in
berrak kıyılannda huzur, spor. eğlence dolu bir ortama sahiptir.
Antalya Havaalanı'na 98 km. uzakiıkta olan İncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasitelidir.
Yılm 300 gününiin güneşli geçtiği ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yöresindeki otelimizin odalan ile tüm
kapalı alanlan merkezi ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donatılmıştır.
Özel banyolu odalanmız otomatik telefon, 4 kanal müzık yayını, uydu yayın TV sistemi ile otelimiz tatilde evinizi aratmayacakttr.
İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapalı barlar, sauna, kondisyon merkezi, disco, 2 yüzme havuzu, özel plaj alanı, iskele, su
sporlan merkezi, tenis kortu bulunmaktadır.
Otelimiz 150 kişilik simültane çeviri sistemi toplantı salonu, 500 kişilik restoran. alakart restoran, pasta salonu, televizyon salonu, oyun
odası, alışveriş mağazalan ve manzara teraslan ile unutamayacağınız bir tatil sunmaktadır.
tncekum Alaaddin Otel'in mutfak ustalan da gece müziği eşliğinde zengin açık büfeleri ile Türk yemeklerinin lezzetini sizler e bir kez daha
tattıracaktır.
Rezervasyon için: (0242) 517 14 91 (6 hat) İncekum - ALANYA