Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
3. Uluslararası Istanbul Caz Festivali'nin yönetmeni Görgün Taner, bu yıh değerlendirdi:
Cazseverier ydchzlan yesfediCUMHUR CANBAZOĞLU
On üç gün boyunca zengin
programıyla müzıkseverleri her
gece Açıkhava ve AKM'ye çek-
meyi başaran, yukselen düzeyiy-
le gelecek yıl için de olumlu sin-
yalJer \eren 3. Uluslararası fstan-
bul Caz Festivali'nin birdökümü-
nü çıkarmak, gelecek yıl içın
planlananlan öğrenmek üzere ls-
tanbul Caz Festiv ali'nin yönetme-
ni Görgün Taner'le artık gelenek-
selleşmeye başlayan söyleşimizi
yaptık. Teknik konularda ortaya
çıkan sorunlar, izJeyici koltuğun-
dan saptanamayan aynntılar, sah-
ne ardında yaşananlar, bır yıl bo-
yunca sabırla hazırlanan projeler,
yıldızlar, anılar söyleşinin ana
hatlannı çizdi...
- En can abcı soruyla başlaya-
lım. Caz festivalinde cazcılann
konserleri fazla dolmuyor. Neden
boş sıra kairvor bu konserlerde?
GÖRGÜN TANER- Evet, caz
konserlerini fazla dolduramadık.
Caz kapsamına girecek ChkkCo-
rea ve KeithJarrett konserleri ha-
ricinde en dolu gösteriler Lore-
ena McKennitt, Dead Can Dance
ve şov kategorisine sokabileceği-
miz Paco De Lucia, Al Di Meola,
John McLaughlin'kilerdi. Caz
kategorisınde Toshiko Akiyoshi
JazzOrchestra en az satan konser
oldu. Bunun yanında Charlie
Hunter dörtlüsü ve Jacky Terra-
son, Herbie Hancock konseri de
tahminimiz kadar ılgı görmedı.
Özetlersekyıldızlanbirarayage-
tirdiğimız caz konserleri sattı ve
star sistemi bu yıl da de\am ettı.
Birçok kışı kalktı, 'Loreena
McKennitt'üı caz festivaiinde isi
ne' dedi. Montreux'ye bakın. on-
lar da caz festivalı ama. döıtte üçü
caz değil. Onlar da caz sanatcıla-
nnı reggaecilerin, soulcuların
dünya müziği yapanlann arasına
monte ediyor. Bız hem bunu ya-
pıyoruz, hem de önümüzdeki yıl-
larda star olabilecek caz müzis-
yenlerini büyük grupların önüne
koyup tanrtmaya çalışıyoruz. Ör-
neğin Joshua Redman ı önümüz-
deki yıllarda Açıkhava'da bir üç
bin kişi izlevebılir artık.
- Bir de mekân sorunu var.
Açıkhava bu işi fazla kaldıramı-
yor. Aya (rini gibi yeni yerler dii-
şiinüyor musunuz ?
TANER-Mekân sorunu bizi
çok zorluyor. Bu mekânlan elden
geçirip kendımize uygun şekilde kullan-
mamız gerekiyor: projelen geliştiriyo-
ruz. Örneğin AKM'nin alt ve üst salon-
lannın kapılannı açacağız, saat I7.00'de
insanlar içeriye girecek, istedigi salonda
istediği konseri izleyecek. Belki seneye
AKM'de böyle bir uygulamayı başlata-
biliriz. Açıkhava da bana göre caza uy-
gun değil. Bir kere orada bir çevre soru-
nu var, dışanda minıbüscüler. kebapçılar,
mısırcılar filan. Otopark gibi alryapı so-
runlan da bol, ama bunlan kabul ediyo-
ruz, yapabileceğımiz fazla bır şey yok.
Açıkhava yukandan aşağı oturmalı ol-
duğu içın birçok konserimıze tersgeliyor
aynca. Ben herzaman ayaktadurulan bir
mekanı tercıh ediyorum. cazın mekânı
biraz böyle yerler. Ama elimizde başka
mekân yok. Seneye birkaç konser için
Esma Sultan'ı kullanmak istiyorum.
Açıkhava ve AKM kompleksi devam
edecek. AKM'deyedi, sekiz konser yap-
mak yenne bir veya iki pazar günü ora-
yı kullanmak istiyorum. Aya Irini öyle bir
mekân ki oraya uygun grubu getirmedi-
ğin zaman o mekânı çökertirsin. Mekân
orada konserin yüzde 30'u demek. Eli-
mizde bir EhisCostelloprojesi var. Olur-
sa tam Aya lrini'ye uygun bir konser.
- Bu yılki zengin program gelecek yıla
nasıl yansıyabilir ?
TANER- Meşhur bır klişemiz var.
ikincisi birincisinden, üçüncüsü ikinci-
sinden, dördüncüsü üçüncüsünden daha
iyı olacak dıye gidiyor. Gelecek yıl daha
iyi olacak, çünkü topladığımız para artı-
yor.
- Zengin program bir sonraki yıl iein
sponsor bulmayı kolaylaştınyor mu ?
TANER-Bize sponsor olan firmaların
karar mevkılerinde olan kişiler caza ya-
kın insanlar, sorunumuz olmuyor. Ama
bazı sponsorlarla görüşmeye gittiğimiz-
de 'Marcus MiMer kim* diyen de çıkı-
yor...
-tstanbtıTa özeUikJe gelmek isteyen yıl-
dız var mı ? Ne çekrvoryıldızlan biıraya?
TANER- Bir kere gelen ertesi yıl ye-
niden gelmeyi istiyor. Dışandan pek bel-
li olmayan bir malzeme sorunumuz var.
Bilmem ne marka davul. bas anfisi. mi-
di kablo filan; Türkiye'de en zor iş bu.
Sergk»Mendes-Unity"nin davulcusu Mi-
keShapirohergeldiğinde böyle konular-
da sorun çıkartıyor. Geçenlerde konuşur-
ken gittiklen her yerde şartlann olağa-
nüstü olduğunu, ama oralarda çok meka-
nik ve soğuk bir organızasyon buldukla-
nnı, bizdeki güleryüz ve canavar ekibin
bunlardan daha önemli olduğunu söyle-
di Işte özellikle sıcak davranış ve başlı-
başına Istanbul, yabancı cazcılan cezbe-
1- Paco de Lucia. 2- Al Di .Meola. 3- John McLaughlin. 4- Joshua Redman. 5- Marcus .Miller. 6- Loreena McKennitt. 7- Chick Corea.
8-SergioMendes.9-Toshiko AkiyoshL(Fotoğraflar: DEVRİM BARAN- KUBlLAY TÜNTÜL)
diy or.
- Cazcılarda uluslararası popçular ka-
dar kaprisli mi?
TANER- Tanınmalan ölçüsünde yıl-
dızlann kapnsleri de artıyor. Örneğin Ke-
ith Jarrett gibi kaprislisinı arasanız zor
bulursunuz. Al Di Meola gibisinı de. Bu
adamlara şöyle davranıyoruz; onlar abar-
tırlarsa biz beş kat abartarak i>>tekien kar-
şılıyoruz. Resti çok iyı görüyoruz. So-
nuçta kendıne uymasa da tamam diyor.
Bu yöntem çok iv i işlıyor.
- Sahne arkasındaki stres eşliğinde iz-
lediğiniz kunsetierden sizee en iyi ve en
köriisü hangisiydi ?
TANER- Bence Marcus Miller konse-
ri en iyisiydi. Herbıe değil, ama Jacky
Terrason konseri iyıydi Bu adamlar ha-
kikaten konser sanatçısı, sahnede birbaş-
ka oluyorlar. Keith Jarrett'le beşinci de-
cazı fazla tanınııyoruz. Böy le bir köşe açı-
labilir mi ?
TANER- Her yıl bir ülkeyi alıp oranın
cazını tanıtalımdiyedüs.ünüyoruz. Örne-
ğin Avustralya'da çokıyi gruplar var. Po-
lonyada çok iyi adamlar var. ama is büt-
çeye gelince projeieri ktsmak gerekiyor
ve aşağıdan yukanya çıkarken bu proje-
ler çizilıyor. Bu sene dursun dıyoruz.
Böyle işlere daha üç. dört senemiz var.
Çünkü hâlâ gişe kaygımız sürüyor.
- Festhalde yer aîacak bizim cazcıları
saptarken beiJi bir kalite gözönüne alını-
vor mu ?
TANER- Elimizde bır imkân var; fes-
tıval hazırlıyoruz. altyapıyı kuruyoruz.
bundan sonrası sanatçıyla ızley ıcininara-
sında iletişimin nasıl kurulacağına kalı-
yor. Türkiyeli sanatçılara bu imkânı sağ-
lıyoruz. sonrası onlara kalıyor. Bu görev
Financial Times'dan. Europeandan vedı-
ğeryayın organlanndan çok gazetecı gel-
dı. Hepsısözbirliğıetmi!>çes.ine. 'SizDo-
gu ile Bafı'nın arasındasınız. Bunlan har-
manlavan projeler üretin'.dedıler. Aslın-
da bu da bızını görev ımız değil. bız sa-
naiçı değilız. Sanatçı üretirve yaparsa biz
yer veririz.
-Noa programdaolmasına karşın bu >ü
Istanbul'a gelmedi. Bir tazminat ödeme-
si söz konusu mu ?
TANER- Bız de bazen aynı şev ı vapı-
yoruz. Örneğin ilk sene. festivale bır ay
kala Nathalie Cole konsenni ıptal etmış-
tık. Öyle bır zamanda iptalettikkibırgii-
nü gıtti. bır sürü para yitırdi. O da bıze taz-
minat davası açmadı. Bızde Noa'yaaça-
cak değıliz Hem işlemler uzun sürüyor,
hem de prestiji zedelıyor. Zaten o kadar
çek takıntılı adam var ki . (Jçaktan kor-
stanbul Caz Festivali'nin yönetmeni Görgün
Taner, bu yılki festivali değerlendirirken,
" Yıldızlan bir araya getirdiğimiz caz konserleri
sattı ve star sistemi bu yıl da devam etti" diyor.
Gelecek yılın konuklan arasında Santana, Deep
Forest, Andreas Wollenwaider, Pat Metheny, Nusrat
Fateh Ali-Khan, Goran Bregovic düşünülüyor, ama
kapanış Jan Garbarek ile olacak.
fa çalıştık. Tüm huysuzluğuna rağmen
bence sahnede olağanüstü. Tuşa elını at-
tığı anda başka bir dünyaya geçiyor Be-
ğenmediklerim arasında Sergio Mendes
ilk sırada. Toshiko Akiyoshide de biraz
hayal kınklığına ugradım doğrusu
-Konserierses bantlanna kav ıtediliyor
mu?
TANER- Dianne Reeves ve Toshiko
Akiyoshi konserlen Açık Radyo tarafin-
dan kayıt edildı Gen kalanlann bir kıs-
mının radyo kayıt hakkı bizde vardı. ama
kayıt etmedik.
- Montreu\ gibi biivük festivaller de-
neysel cazı önplana çıkarmaya başladı.
Denevselcazaprim vermevi planlıvor mu
festival?
TANER-Montreaux'nun deneye yö-
neldiği doğru. diğer festivallerde de gı-
dişat böyle. Çünkü big bandci çok az
adam kaldı, ama deney bizde şımdilik
caz kulüplerinde başlar. Gelecek yıl caz
kulüpleriyle ortak bir şeyler yapabiliriz.
Hip hop olsun. acid olsun onlann yeri
Açıkhava değil. onlann yeri dört, beş yüz
kişilik kulüpler.
- Konışulanmızdaki ve Avrupa'daki
değil amaolanaklan hazırlıyoruz, bızha-
zırîamazsak başka da hazırlayacak kim-
se yok Bizimkileri seçerken pozitif dav -
ranıyoruz. sonra sonuçlara bakıyoruz. İz-
leyıcısı bu yıl çok çok aşağılarda kalmı>-
sa. yaptığı müziğin bizim için olmadığı-
nı anlıyoruz ve ertesi yıl onu davet etmı-
yoruz. Bazen. 'Neden şu var, neden bu
yok' diye sorular geliyor. Dünyanın hiç-
bır yerinde böy le birşey sorulmaz. Örne-
ğin geçen yıl. \Neden Fahir Atakoğlu
var'!"denild'ı. Cevabı çok basit. kriterle-
rimize uydu. programa koyduk.
- Pi'kivi yabancı basının festivale ilgisi
nedüzevde?
TANER- Uluslararası arenada adımız
duyulsun diye dışandan gazeteci davet
ediyoruz.Geçen yıl Dovvn Beat'da yazı
çıktı bizımle ılgilı. Bizim için. festival
değil konserier silsilesi denildı. Doğru.
festival olmak çok uzun bir süreç.On ıkı
milyonluk bir metropolde festivalı nasıl
yayacağız? Bu senelerce bu külrürle yoğ-
rulmuş ülkelerde olur. Biz, dünyada ne-
ler olduğunu bilmek isteyenlere küçük
bir pencere açıyoruz. Bunun dışında Ba-
tı basınmda iyi şeyler çıkıyor. Bu yıl da
kanı var örneğin; son anda korkup gele-
meyeceğini söylüyor.Ne yapabilınz ki.
- Bu yıl Açıkhava'da eski alışkanlıklar
yine devam etti. Bazılan konserin başla-
masından yannı saat sonra gelip yerini
aradLpervasızca merdhenlerde. koridor-
da gezindi. Salonlardaki konser adabı
Açıkhava'va ne zaman gelecek ?
TANER- Askeri yöntemlerle baş ede-
mezsiniz. Konser başladıktan sonra tek-
me tokatla içeri almamak bıryöntem de-
ğil. Bu bir süreç. kapıda o deney ımi ya-
şayan adamın bir daha geç kalmamasını
umut etmekten başka bir yöntemimiz
yok. Adam 21.00'deki konsere 15 daki-
ka geç girip bunu en doğal hakkıymış gi-
bi gösteriyorsa yapılacak tek şey bunun
kötü bir davranış olduğunu ona anlat-
mak. İnsanlann ertesi sabalı işine geç
kalmaması, taksinin çift tanfe yazmama-
sı, insanlann kalkıpgıtmemesi için kon-
serleri öne çektik. Bu kez "Avdınlıkta
konser başlar mı* dediler. Bizim amacı-
mız en lyiyi yakalamak sonuçta. Dinle-
me kültürü de yavaş yavaş oluşacak. Ör-
neğin konserden aynlmanın bir adabı var.
Beeenmediğin konserde kimse senı tuta-
maz. kalkıp gidersin, ama onun
da bir yolu var. Adam tam solo-
sunu atarken kalkıp gidilmez.
Parça biter alkışlar sürerken sen
de fark ettirmeden kenardan ka-
çarsın. Bir bakıyorsun, paldır
küldür kalkıp gıdıyorlar. Bunlar
sanatçıya büyük saygısızhk.
-Merdiven biletisataraksizde
bu diizensizliğe katkıda bulunu-
yorsunuz ama..
TANER- Ayakta bilet satma
bizim ek gelirimiz olduğu için
bunun karşısında fazla duramı-
yoruz. Onu biz yaratıyoruz ama
merdıvenlerde oturanlara son
yanm saatte bilet satıyoruz kı bi-
raz erken gelen yerine otursun
geri kalan da merdıvenlerde ız-
lesin diye.
-Gelecek yıl için kim ler var lis-
tede?
TANER- Daha 350 gün var
ama kafamızda bazı ısimler şe-
killeniyor. Seneye belkı Santa-
na yapanz, Santana'nın zamanı
geldi. Hoş Santana cazcı değil.
ama bütün caz festivallerinde ça-
lıyor nedense. . Birkaç tane pro-
je var. Trilok Gurtu, Airto Mo-
reira ve Kudsi Erguner'le birlık-
te gelmek istiyor. Loreena
McKennitt, Dead Can Dance tar-
zı değişik dünya müziğine de-
vam edeceğiz. Mesela Deep Fo-
rest olabılır. Andreas V\ollen«a-
ider olabilir. Cazda bır Pat Met-
henyolabilir, epeydır gelmedi.
Herkes ne kadar sinirlense. bo-
zulsa da, Etıler'de ev tutacak de-
se de kapanışı yine Jan Garba-
rek yapacak. Çünkü bin defa gel-
se beş bin kişiyi getinyor konse-
re. Ama asıl amaç fazla izleyici
değil. yanlışanlaşılmasın. Bizim
programın rengine uyuyor. Ku-
zey soundunu bizim izleyici se-
viyor. Sonuçta gelecekler tem-
muz ayında gezeceklerden. tur-
nesi olanlardan seçilecek büyük
oranda. Nusrat Fateh Ali- Khan
ve Goran Bregovic'ı de düşünü-
yoruz. V\'eather Report projesi
vardı seneye, onun olmayacağı-
nı Zavvinuldan öğrendik. Kendi
başına çalacakmış.
-Uğraşıp da getiremediğiniz
kim var ?
TANER- Leonard Cohen"ın
sekiz senedirpeşindeyiz. Üç yıl
önce konuştuğumda menajeri
'Bir Cohen konseri için Vunanb-
lar on iki yıl bekledi; sizin daha
vaktinizvar', demışti. Birde fes-
tivallerde çalmamasına karşın Toın Wa-
its'i getirmeyi çok istiyoruz.
- Birazda rakamlardan konuşalım. Üç
yılda sizden en fazla parayı hangi isim al-
dı?
TANER- En fazla parayı alanlar Paco
de Lucia. Al Di Meola. John McLaugh-
lin; 60 bin dolar verdık onlara. Chick Co-
rea da pahalı ama onunki bir proje; tek
başına almıyor parayı. Ona da 50 bin do-
lar verdik.
- On üç günlük festivalden geriye bir-
çok anı kalmıştır. Bunlardan bir, iki tane-
siyle bitirelim bu yılın dökümünii»
TANER- Bence en ilginci üç gitar us-
tasınınçekişmesi. Al Di Meola'yladiğer
ikisinin arası çok bozuk, geçınemiyor-
lar. John'la Paco"nun arası iyi ama. Kon-
sere Al Di Meolaonlardan ayn geldi. Ar-
kadaşlannız nerede diye sordum, * Eşlik-
çilerim nerede bümiyorum' dedi. Arala-
nnda hakaret düzeyine varan bir çekiş-
me var ama sahnede kimse bir şey anla-
madı. belli etmediler. Loreena McKen-
nitt ise karardeğiştirme rekortmeni. Ara-
bayı örneğin beşte istiyor, beş dakika
sonra dört buçuk diyor, beş dakika son-
ra altı yapıyor. İlk gün böyle geçtı. Son-
ra menajeri geldi. "Sizhiç birşey yapma-
yin, beş dakika sonra eski fikrine döner'
dedi. Ama çok iyi niyetli bir kadın. Ay-
lar önce bır gün telesekreterde Loreena
McKennitt mesajı buldum. Birisi dalga
geçiyor zannettim. Çünkü şimdiye dek
hep menajerlerle ya da ajanslarla görüş-
tük, hiç sanatçı aramamıştı. Ama yine de
cevaben telefon ettim. Oymuş, Sesimizı
duymak istedığini söyledi ve 'Türkiye
nasıl bir yer, beni orada tanıyan var mı'
dıye sordu. Gıttikten sonra da bir çiçek
geldi. Üzerinde Loreena McKennnittya-
zıyor. Yine dalga geçilmesinden şüphe-
lendik. Bir çiçekçinin yanlış Ingilizce-
sıyleyazılmış kartla gelen birçiçekti. Çi-
çekçiye telefon ettik, 'Emir, Kanada'dan
geldi', dedi.Işte böyle ince ve hoş bir ka-
dın Loreena. Joshua Redman da çok şe-
ker bir insan. Tuvalete gitse saksafonu-
nu yanına alıyor. İlk geldıkleri gece bir
yerîere gidelim dedik. Bir baktık saksa-
fonunu yüklenip aşağıya indi. Yemeğe
gittiğimizi söyledik. 'Belki oradan bir
yeregideriz,oradaçalanm'. dedi. Chris-
tian McBride, 'Oğlum gideceğinıizyerde
Roy Hargrove çalacak, saksofoncusuna
avıp olur, çık saksofonu yukanya bırak',
diye kızdı. Neyse çıktı yukan, yanm sa-
at oldu, inmedi. telefon ettik. İndi, sak-
safon yine yanında. 'Hani bırakacaktın'
dedik. Düşünmüş.'Dursunonlanlan son-
ra çalanm belki', dedi. Hakikaten bekle-
di ve çaldı.
Dünya sanatçılannın Bosna dayanışması
KültürServisi-Uluslararası Sanatçılar Konvoyu 22
temmuz-8 ağustos tanhlerı arasında 'Bosna ile Daya-
nışma Kampanyası' düzenleyecek. Dünyanın çeşıtli
ülkelerinden müzısyen, aktör. dansçı. ozan. sınema
yönetmenı. görsel sanatçı ve diğer sanat dallannda ça-
İışan sanatçılardan oluşan konvoy 22 temmuzda yola
çikacak ve 6-7 agustos tanhlerinde Bosna'ya ulaşacak.
Komoyun amacı bugünün savaşan dünyasında banş
ve hoşgörünün vazgeçılmezligini vurgulayarak. sa-
natçılann da denn bır duyarlılıkla savaşın acılarını.
joksulluklannı çekenlenn yanında yer aldığını kıtle-
lereduyurmak.
Konvoyun Dogu Avrupa başlangıç noktası ise tstan-
bul. Bu nedenle Bilsak Istanbul'a gelecek olan sanat-
çılar konvoyu ile bırlıkte bır seri etkinhk düzenleye-
cek. 25-31 temmuz tanhlerı arasında Topkapı Darp-
hane'de gerçekleşecek etkınlıklere yerli sanatçılar da
katılacak. Etkınlıklere yurtdışından Daniel DeSouza,
SevgjAydın.Ham Khan katılacak. Sanatçılarıngönül-
lüolarak katılacaklan etkınliklerden kalan gelırle Bos-
na'ya çeşıtli ıhtiyaç malzemeleri göndenlecek. Ya-
bancı sanatçılar kendı ımkânlanyla gclecekleri istan-
bul"danTu?la"vageçerkenyerli sanatçılar sponsorbu-
lunamamasıvelstânburdanÜ'sküpveTuzla"yagü\en-
lı bırhat olmaması nedeniyleetkınlığın bu kiMmlan-
ııa katılamayacaklar. Türkıye'dekı etkinliklenn tama-
ınının sorumluluğunu tek başlanna üstlenen Bilsak
vetkılılen hiç olmazsa etkınlıkler süresince bütün sa-
natçıîardan destek beklediklerinı bıldirdı.
Av rupa"da Barselona'dan yola çıkacak kon\ oy \lar-
sılya. Nice. Bologna ve Venedık kentlerinde. Lond-
ra'dan yola çıkacak konvoy ise Parıs. Basel. Salzburg
\e Berlın kentlennde ıkı günlük etkınlıkler düzenle-
vecek. tlkadımlan Londra'da oluşan bu konvoyu Prof.
Nigel Osborn, Prof Davıd \Vllde. James Stephens, Ju-
lie Christie. Basia Balki Smajlov ic, Bibi Andersson, El-
din Tabusco, Rov Battersby, Jo L ndenvood, Rhian
Staples.JohnGraham Davies, PeterKennard,John Ke-
anegibı sanatçılardesteklıyor. Konvoya katılan sanat-
çılarise VVissam Boustanv. Pfeter Kennard. \1ado Ke-
rosev ic. Dodgv Grubu, Richard Cariton, Chila Kuma-
ri Burman. Claire Barber ve Pak Keung V\an, Pasca]
Dubois. Rujko Radovanovk. Avrupadaki etkinlikler-
den elde edılen gelır de Bosna içın kullanılacak.
James Dean in
'kayıp 'jîlmleri
ortaya çıktı
KültürServisi- Efsaneyer den doguyor. Ellilı yılların sı-
radan. sakın ve efendı gençl.imın yaşamma bır bomba gı-
bı düşen ıstenk ve her nasıhcJsı. aktörJames Dean"ın hay-
ranlannı sömürerek yaşayaıı'ican çevrelere bır müjdemız
var! Aktörün ellilı yılların baj'nda rol aldığı ve bugün kav-
bolduğu sanılan telev ızyon ıç n hazırlanmij üçdrama. VVyo-
mmg L'nıversıtesı arşıv lennc^ ortaya çıktı. Ölümünden 41
yıl sonra gün ışığına çıkan b>ı dramalar çekıldı'gınde. Dc-
an henüz şöhretryakalamam'* ve deneyim kazanmaya ça-
lışan bır tıyatro oyuncusuydt-
Oyuncuya aıt sağlam kaln"* t e k
telev izyon kavdı olan
bu dramalann su y üzüne çık1
*1 e n
vo k
Lew's bevaz tı^ört
ve deri ceket satış'lanna yaraJ'- Bu dramalarda oyunculu-
gunu ve karızmasını selı'ştırınc
k içın ovnayan Dcan. daha
sonra "Cennetin Doguşu"nd-ikı Cal Trask ve -Asi Genç-
Uk"tekı Jım Stark rollerindeb u
deneyımlcnnden çok _va-
rarlanacaktı.
Arşivde bulunan dramalann hepsı otuzar dakikafık \e
Dean hepsinde suçluyu oynuvor.
Dramalardan ılkı '•BoşEvrakÇantası". bu öyküde De-
an, saygın gözükebılmek içın bır evrak çantası alması gc-
rektiğine ınanan ve parası oln'adığı içın genç bır kadından
para çalmaya kalkan eskı bır MIÇIUVU canlandırıyor. Genç
kadınsa onu yaşantısını değijtınııesı içın ıkna etmeye ça-
lışıyor.
Ikıncı drama "Ölüm
Kapı Komşum" adını
taşıyor. Dean burada a^-
kına karşılık verme>en
bır kadını öldürmeye
çalışan hasta ruhlu bır
kapı bekçısı rolünde ve
pek çok yönden Marton
Brando nun '•Arzu
Tramvavı"ndaki oyu-
nunu andıran bır oy un-
culuk bergılıyor.
Dean. sonuncu dra-
ma "Büyük Hikâve'ck
bır kuyumcuyu soyup
dükkân sahıbmı öidü-
ren Rex Newman ro-
lünde karşımıza. Otuzar
dakıkalık dramalar bu
ay Amenkan telev izyo-
nunda gösterilecek.
Dean endüstnsıne ıvme kazandıracak olan bu dramalar
41 yıl önce ölmüş olmasına karşın efi.anesının her an bü-
yümekte olduğunu kanıtlıyor. Geçen ay L'S posta kartı ser-
v ısı. James Dean pullan ba^tı. Bu arada senaryo vazarı Do-
nald Spoto. Dean'ın tartışmalı yaşaınöyküsünü kaleme al-
dı ve aktörün "gay' olduğuyla ılgilı bırtartı^ma ba^lattı.
Dünyanın her yerinde James Dean fan klüplen vc Intcr-
net'te James Dean say falan yer alıyor. Ve ölümünün hcr\ ıl-
dönümünde yaşadıgı yen zıyaret eden eden 25 bin lıavra-
nı var. James Dean efsanesı büyüdükçe. ımajını somüren
tıcarı ağ da genişliyor.
Dean yaşarken reklamlarda oynamayı reddetmıştı. ama
son filmi "Devlerin Askı"nın çektmleri sırasında trafık ka-
zalan üzerine uyancı bırkonuşmayapmış veiöyledemış-
tı: "Araba kullanırken hız vapmayın, kurtardığınız havatbe-
nimki olabilir." İki hafta sonra. 30 Eylül l^55te bır araba
kazasında hurdaya dönen Cabno'sundan ne yazık kı sağ çı-
kamadı.
Opera dünyasının 'Othello' sorunu
Varmı Placido
Domingo'danbaşkası?
Kültür Servisi - Verdi"nın
-Othello"suna başrol oy uncu
bulmak. opera dümasının y ıllardır süregelen sorunuOpe-
ra repertuvarının başlıcaeserlennden bır7olan-Othelhı'vu.
ilk kez 1887yılında La Scalada tenor FrancescoTamağno
canlandırmıştı. Tamagnodan ^onra Othello'v la özde^leştı-
nlen ünlü tenorlar. Gio\anni Martinelli. Aureliano Pertile.
Mario del Monaco. Ramon \ inay, Jon Mckers ve Caruso
oldu. Gigli. Bjoriingya da bır Bergonzi ı5
e Othellova ya-
naşmadı. Pavarottl ancak konserlerde "Othello'"dan kesit-
ler seslendırdi, ama hıçbır zaman Othello olmadı. Günü-
müzde. Othello rolünü 20 yıldır tekelınde bulunduran te-
nor. Placido Domingo. Dünyanın çesıtlı kentlennde '•Otnel-
Io"yu kendı kadrolany la. hem de başany la sahneleveıı pek
çok opera kurumu var ama, bu rolün üsftesınden - hem se-
sı. hem oyunculuğu. hem sahnedekı \arlı«ı> la - gelebılen.
Othello'vu gerçek anlamda hakkını vererek sahıplenen.
Domingo.
Son günlerde gündeme gelen yenı bır ısım ise. Bolijoy te-
mellı. ünlü Rus tenor Madimir Âtlantov 'un öğrencısı Vla-
dimir Bogachov. Londradakı Co\em Gardenda sahnele-
nen "Othello" prodüksıyonundaeleştırmenlerınövguMJnü
kazanan 36 yaşındakı tenor, Domıngo'nun pabucunu dama
atacak adam gibi görünmese de baCraâı Dommao'dan ala-
bilecek tek ısım olarak nıtelendırıfıvor. Boaachov. şu sıra-
lar '-Othello"yu Hollanda Operası'nda canlandırıyor
GENÇ ETKIMJK - HDE BUGÜIV
Film Gösterimi
12.00 MagıcEye(30dk PeterShockey)
12.45 Çok Lfzak. Fazla Yakm (140 dk.Wım Wender>)
Konuşma
15.30 "Yurt- Yersizyurdsuziaşma-. konusmacr Ali Akav
Fertbrmans
(Gün boyu performans Tnnç Ali Çam. aün boyu happe-
nıng Yusuf Sayman)
17.00 "Evden Dışan. Nerden İçeri. Ordan Dı^an" (20
dk. Emre Koyuncuoğlu - yer: platform)
17.30 "Beyaz Koşu lskarp,n
ıe
n" (18 dk.. Tav Tuurul Tü-
jümet-Tütüncü.Nüket Akkava.DenızAtamtürk, BaturBc-
hrdı. Ayça Damacı, Kıvan tr
gun. Sertap Insel. Yeşıın Öz-
soy. Evren Yazıcı. Karın Yei;ç>an ve Sake Van DerZvvaag.
yer: platform)
18.00 "Vıdeo Bıldirı Performans" (Emre Koyuncuoğ-
lu. Nadı Güler. yer: platform)
1930/Kapaıûş