25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1996 CUMA HABERLER Patronlardan Erbakan'a uyarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Sanayici ve jşadamlan Derneği (TÜSİAD) Başkanı Halis Komili. Başbakan Necmettin Erbakan'a yaptığı ziyarette, hükümet programından sapılmaması, piyasadaki güven unsurunun zedelenmemesi ve gümrük bırliğiyle ılgilı çalışmalann hızlandınlması konusunda uvardı. Erbakan'ın, gelecek haftalarda 100 yeni gelir kaynağını açiklayacağını bildiren Halis Komili. "Gayet enteresan fikirleri olduğunu gördük" diyerek, Başbakan'ın güven vermediSini ima etti. Türkiye îşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK.) Başkanı Refik Baydurda. görüşmede. serbest pıyasa ekonomisinden vazgeçilmeyeceği izlenimi aldıgını bildirerek, "Adil düzene inanmadığımi bundan be$ sene evvel de söyledim" dedi. Tüpkiye'nin kredi notu değişmedi • NEVVYORK(AA)- Önde gelen derecelendirme kuruluşlanndan ABD sermayeli Standard and Poor's'lSand P). Türkiye'nin B (^) olan kredi notunu değiştirmedi. ama düşürebileceğinı açıkladı. S and P, Türkiye'nin kısa dönemli dövizle borçlanmalan için verdiği notu ise yine değiştimieyerek "B' olarak açıkladı. S and P yetkılileri ise, şu anda gözlenen yön itibanyla, ekonomik politikalarve kamu finansmanındaki zayıflamanın de\am etmesi durumunda Türkiye'nin kredi notunun birkaç ay sonra düşürebileceklerini söylediler. Yerel ara seçim 3 kasımda • AiNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçim Kurulu(YSK). 2 eylüle kadar bo^alacak tüm belediye ve ıl genel meclisi üyelikJeri için 3 Kasım 1996 pazar günü yerel ara seçim yapılacağını bildirdi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan YSK. karanna göre, 2E>lül 1996tarihine kadar herhangi bir nedenle boşalan belediye başkanlığı, belediye ve il genel meclisi üyelikleri için 3 kasım pazar günü seçim yapılacak. Lojman tartışması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-REFAHYOL ortakları. güvenlik güçlerine sağlanan lojmanlar konusunda uzlaşmaya varamadı. Içişleri Bakanı Mehmet Ağar güvenlik güçlerinin lojmanlannın satılmayacağını belirtirken. RP Milletvekili Fetullah Erbaş. her jandarma karakolunun vanına 5-10 tane lojman yapılamayacağını savunaraİc. "Devletimiz bu kadar zengin değil" dedi. Rusya yanlısı Çeçen örgütü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rusya yanlısı bir Çeçen örgütü, Çeçenya dışında yaşayan Türkive'deki Çeçen diasporasını Moskova ile uzlaşma zeminınde buluşturma arayışlan çerçevesinde Ankara'ya geldi. Çeçenya'dan ilk kez Rusya destekli bir Çeçen örgütünün Türkiye'yi ziyaret ettığine de dikkat çekildi. Moskova Belediye Başkanı Yuri Luykov da, yann Belediye Başkanı Melih Gökçek'i ziyaret etmek için Ankara'ya gelecek. Senfrkenrte sel • SENİRKENT (AA)- Isparta'nın Senirkent ilçesinde tam biryıl sonra yeniden sel ve heyelan felaketi yaşandı. Kocadağ me\kiinden. saat 19.00- 19.15 arasında yağan yağmurun ardından gelen sel ve çamur tabakası. Yayla, Şeyhler. Taşmesut, Hıdırçelebi ve Pazar mahallelerinde sokaklan kapladı. Çamur yığını Hükümet Konağı'nın önüne kadar geldi. İlk belirlemelere göre sel baskınında 3 ev yıkıldı, 3 kişi de yaralandı. Senirkent'te 24 Temmuz 1995 tarihinde de sel ve heyelan felaketi yaşanmış ve 70'in üzerinde yurttaş ölmüştü. Bu arada Aydın'ın bazı ilçelerinde önceki gün meydana gelen selde 3 kişinin öldüğü bildirildi. Çekiç Güç ile PKK yan yana TSK, Irak'taki Çekiç Güç eşgüdüm merkezinin hemen yakınındaki PKK kamplannı fotoğrafladı. Yetkililer, bu karargâhın PKK'nin faaliyetinden haberdar olduğunu kaydetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türk Silahlı Ku\ - vetleri'nin (TSK) Başba- kan Necmettin Erbakan \ e diğer siyasi partilerin üst düzey yöneticilerine ver- dikleri Çekiç Güç brifin- ginde, çokuluslu gücün Ku- zey Irak'taki unsurunu oluşturan Askeri Eşgüdüm Merkezi'nin (MCC) he- men yakınında bulunan PKK kamplannın fotoğ- raflannın da gösterildiği öğrenildi. DSP Grup Baş- kanvekili IVfümtaz SoysaL, Çekiç Güçün Türkiye de- ki görev süresinin uzatılma- sı karşılığında MCC'nin Türk sınırlan içerisine çe- kilme koşulunun hâlâ gün- demde olduğunu kaydetti. Türkiye, ABD, Ingiltere ve Fransa'nın oluşturduğu ve Adana Incirlik Ûssü'nde konuşlu Çekiç Güç'ün gö- rev süresinin dolmasına 12 gün kala, gücün yapısının değiştirilmesine ilişkin pa- zarlıklar yoğunluk kazan- dı. TBMM'deki siyasi par- tilerin gücün süresinin uzatılmasına ilişkin tavırlannı netleştiımeye çalıştıklan günler- de TSK, bir brifing düzenleyerek Çekiç Güç ile ilgili bilgi verdi. Cumhuriyet'in al- dığı bilgilere göre, Başbakan Erbakan vedı- ğer siyasi partilerin üst düzey yöneticileri- nin katıldığı brifıngde, askerler, Türkiye'nin Zaho'dan Silopi'yealınmasını istediği MCC ile PKK ilişkisini kamtlayan fotoğraflar gösterdiler. Fotograflarda PKK kamplannın Zaho'da bulunan MCC karargâhına çok ya- kın olduğunun belirlendiği ve terör örgütü- • Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Başbakan Necmettin Erbakan ve diğer siyasi partilerin üst düzey yöneticilerine verdiği Çekiç Güç brifinginde, çokuluslu gücün Kuzey Irak'taki unsurunu oluşturan Askeri Eşgüdüm Merkezi'nin (MCC) hemen yakınında bulunan PKK kamplarının fotoğraflarının da gösterildiği öğrenildi. Refah Partisi'nin 1 ay önceki resmi görüşü 'Çekiç Güç Türkiye'yi bölecek' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılmasına iktidara gelince "yeşil ı$ık" yakan, ancak sorumluluğu Meclis'e atmaya çalışan RP, tam l ay önce TBMM Genel Kurulu'nda çokuluslu gücün bir "bela" olduğunu ve Türkiye'yi "böleceğini" dile getirdi. BayındırTık ve Jskân Bakanı Cevat Ayhan. 18 Haziran 1996'da RP Grup Başkanvekili olarak partisi adına parlamentoda yaptığı konuşmada, Çekiç Güç'ün Türkiye'yi bölmeyi amaçladıgını savunarak "Batılı güçler, Sevr Anlaşması ile ulaşamadıkları isteklerini. yeni bir merhale halinde Ortadoğu'da uygulamak istemektedirler. Kuzey Irak'ı ve Türkiye'yi böiecekler" görüşünü dile getirmişti. Ayhan, partilerin Çekiç Güç'e karşı görüşlerinin iktidara gelince değiştiğine dikkat çekerek süre uzatımını gerekli kılan bilgilerin saklı kalması zorunluluğu varsa TBMM'de gizli oturum yapılabileceğini kaydetmişti. Genel kunıl tutanaklanna eöre, Cevat Ayhan, TBMM'de RP grubu adına yaptığı konuşmada özetle şu görüşleri dile getirmişti: - Batılı güçler Sevr Anlaşması'nda tamamlayamadıklan, ulaşamadıklan. başanlı olamadıklan milli mücadelc, lstiklal Harbi hareketi sebebiyle orada akamete uğrayan taleplerini, istekierini, arzulannı yeni bir merhale halinde Ortadoğu'da uygulamak istemektedirler. Kuzey Irak'ı, Türkiye'yi böiecekler. Israil'in ve Ermenistan'ın genişlemesine zemin hazırlayacak daha da istikrarsız bir siyasi yapı oluşturacaklar, hedef budur. Clinton'ın Özel Kıbns Tem- sılcisi RichardBeattfeilebir- likte Atina ve Kıbns'a yaptı- ğı gezilerin ardından Anka- ra'ya gelmesine karşın, gün- deminin Kıbns ile ilgili sınır- lı olmayacağı. Çekiç Güç'ün de ağırlıklı olarak görüşüle- ceği bildirildi. Albright ve be- raberindeki heyetin Çumhur- başkanı Süleyman Denürel ve Başbakan Necmettin Erba- kan ile de biraraya geleceği kaydedildi. Albright: Görüşülecek çok konu var nün faaliyetlerinden bu merkezin haberdar olmamasınınolanaksızolduğuka>dedildi. Brifıngde, karargâhta görev lendirilecek ya- bancı askerlenn Kürtçe bilmelerine özen gös- terildiği. bu durumun da Türk tarafında ka- rargâhın işleviyle ilgili soru işaretlen yarat- tığına işaret edildi. DSP Grup Başkanvekili Soysal, önceki gecelrak'ınulusalgünüdolayısıyladüzen- lenen resepsıyonda, gazetecilenn soruları- nı yanıtlarken, MCC karargâhmın ileride ku- rulması olası bir Kürt de\ leti ıçın çalıştığı- nı belirterek "Bunusağırsultanbileduydu" dedi. Soysal. Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılmasına karşılık MCC'nin Türk sınır- ları içerisine çekilmesinin hâlâ bir pazarlık unsuru oluşturduğunu bildirdi. Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılma- sını ve MCC'nin Kuzey Irak'ta kalmasını isteyen ABD. bu istemlerini bugün Anka- ra'da temaslanna başlayacak ABD'nin Bir- leşmiş Milletler (BM) nezdindeki Büyü- kclçisi Madeieine Albright tarafından bir kez daha iletecek. Albrighûn. ABD Başkanı Bfll Albright, dün akşam An- kara'ya gelişinde Esenboğa Havalimanı'ndagazetecilere yaptığı açıklamada, günde- minde ikili ilişkiler ve Kıbns konusunun olduğunu söyledi. Albright, iki ülke arasında gö- rüşülecek çok konu olduğu- nu belirterek Kuzey Irak ve BM'nin Irak'a uyguladığı yaptınmlar konusunun da bü- yük olasılıkla ele alınacağını vurguladı. Görüşmelerde, Çe- kiç Güç uçaklannın günde 35 sorti yaparak Türk topraklan üzerinde uç- malarının Ankara da yarattığı rahatsızlık da gündeme getirildi. fopraklannın >aban- cı ülkelertarafından bu kadar yakından göz- lenmesinden rahatsız olan Türkiye'nin is- temi üzerine, Çekiç Güç pilotlannın eğitim uçuşlannın başka bırülkede yapılması be- nimsendi. Çekiç Güç'e destek veren ABD, Ingiltere ve Fransa'nın, olağanüstü bir ge- lişme olmaması durumunda, eğitim uçuş- lannın Suudi Arabistan'dayapılmasını karar- laştırdıkları kaydedıidi. Muhalefet, Çekiç Güç için yapılacak gizli görüşmeye katılmayacak REFAHYOL, keıuli kendini dinleyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Necmettin Erbakan'ın olağanüstü hal ve Çekiç Güç konusunda geri adım atmak için gerekçe yaratmak amacıyla TBMM'den iste- diği genel ve gizli görüşmeye muhalefet par- tilerinin katılmama kararı. hükümet ortakla- nnı yalnızca birbirlerinin görüşlerinı dınlemek zorunda bırakacak. Katılmama karannın. Er- bakan'ın olağanüstü hal ve Çekiç Güç konu- sunda alınacak kararlara muhalefeti de ortak etme girişimini başansız kıldığına dikkat çe- kildi. DYP'den istifaeden 8 milletvekili ve BTP'li Hamdi İ çpınarlar da görüşmelere katılma- ma kararı aldı. TBMM Danışma Kurulu'nun dün sabahki toplantısmda. iktidaronaklan. Çe- kiç Güç ile ilgili gizli göriişmenin 22 temmuz pazartesı günü: olağanüstü hal ile ilgiii genel göriişmenin do 24 temmuz çarşamba günü >apılmasım önerdıler. Toplantıda anla>ma saglanamaması üzerine ortaklar. önenyi ge- nel kurula getirdiler. Genel kurulda DYP ve RP'nin oylanyla öneri kabul edildi. ANAP Grup Başkanvekili Murat Başesgi- oğlu, dün düzenlediği basın toplantısmda. Türkiye'nin özkaynaklannın araştınlmasıyla ilgili genel görüşmeyle TBMM'de yanlış bir sürecin başlamasma neder. olan hükümetin tav- nnın olağanüstü hal ve Çekiç Güç konusun- da da sürdürüldügünü söyledi. Kuv vetler av- nlığı ve hükümet ile Meclis'ın görevlerinin birbırinden ayn olduğuna dikkat çeken Başes- gioglu. Mecİıs'in bir "istişare meclisi. danış- ma meclisi'" gibiçalıştırılmayacağını sövledı. Hükümetin, kendi aldığı risk ve sorumluluk- lara muhalefeti de ortak etmek istedığini sa- vunan Murat Başesgioğiu. "Bu da hem ana- yasal sistemimize hera de muhalefet gerçeği- nc avkındır" dedi. TBMM Başkanlığı'nın. başlangıçta Başba- kan Erbakan'dan gelen gene! göriişme ve giz- li görüşmeye yönelik talebi reddetmesi gerek- Kadmlar Çiller'den davacı Çok sayıda kadın kunıluşu, "seçim öncesi verdiği sözleri rutmadıgı ve kadın politikacı imajını zedelediği" gerekçesiyle Başbakan Yardımcısı ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkında iki av rı manevi tazminat davası açb. Kadınlar, bin lirahk manevi tazminat davasının kamuoyuna duyurulmasını da istediler. (Fotoğraf: SAADETUSİU) tığını savunan Başesgioğiu. şunlan söyledi: "Biziın karşı oldugumuz genel göriişme, mü- essesenin tahrip edilmesidir. Hükümetin gö- rev ini Meclis'e \ ükkvemezsiniz. Hükümet ise- niz iradenizi ortaya koyarsınu. Meclis de ona göre karar verir. Eğer hükümet, pazartesi gü- nüne kadar bu tavnnda ısrar ederse ANAPola- rak biz hükümetin bu da\ ranışına ortak olma- yacağız. katkı vermevecegiz."' DSPGrup Başkanvekili Mümtaz Soysal da olağanüstü hal ve Çekiç Güç ile ilgili genel görüşmelere katılmayacaklarını belirtirken parlamenter sistemin soysuzlaştınlmasma izin vermeyeceklerini sövledi. CHP'nın ise olağanüstü hal ile ılgilı genel görüşmeye ka- tılabıleceği belirtilirken Çe- kiç Güç konusundaki gizli otu- ruma katılma>acakları öğre- nildi. CHP liden DenizBavkaL Ankara dışında olduğu için, partinin kesın tavn konusun- da resmi açıklama yapılmadı. Retçiler de boykotta DYP'den istifa eden S mil- letvekili veonlarlabirlikteha- reket eden Necdet Menzir v e Üçpınarlar da genel görüşme- lere katılmama karan aldılar. Çekiç Güç ve olağanüstü hal konusunda vapacaklan göruY meden sonra birlikte karar ve- receklerini belirten Iznıir Mil- letvekili RıfatSerdaroğlu,*Be- raberov kullanacağız,ama gö- rüşmelere kanlmavacağız" de- di. 7 milletvekili bulunan BBP'nin genel görüşmeler ko- nusunda ızleyeceği tutum açık- lanmazken görüşmelere yal- nızca 279 milletvekiline sa- hip RP ve DYP'nin katılması bekleniyor. Muhalefet par- lilerine mensup 264 millet- vekili ise görüşmelere katıl- mayacak. ÜZYAZIIORHAN BİRGİT Başbakan'ın yanmda, hukuk- tan anlayan birtek, evet ilaç için de olsa bir tek insan yok muy- du ki; Interstar televizyonunun önceki akşam bir ceza ve tutu- kevindeki ölüm grevlerini yan- sıttığı bildirilen video bandına yayın yasağı koyan o yasadışı emri imzaladı. Gerçi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı Güvenlik işleri Baş- kanlığı'n:n Necmettin Erbakan imzasıyla interstar televizyonu- na gönderdiği yayını durdurma yazısında 3984 sayılı yasanın 25. maddesine dayanıldığı ileri sü- rülüyor. Ama o maddede "milli güven- liğin açıkça gerekli kıldığı hal- ler" ya da "kamu düzenliğinin ciddi şekilde bozulması kuvvet- le ihtimal dahilinde ise" gibi da- yanakJarla başbakanlara böyle bir yetki tanındığı söylenmektedir. Oysa hukuktan bir parça nasip- lenmiş olanların kolaylıkla anla- yacağı gibi bir ceza ya da tutu- kevinde kendilerine uygulanan koşullan değiştirtmeyi amaçla- yanlann başvurduklan ölüm oru- cunun öyküsünü görüntüleme- nin kamu düzeninin ciddi bir bi- çimde bozulması ile uzaktan ya- kından ilgisi yoktur. Yasanın o maddesi ancak bir ayaklanmayı, ülkeye yapılan bir saldırıyı ya da Türkiye'nin bir başka ülkeye karşı düzenlemek- te olduğu sınır ötesi bir harekâ- tı, önceden habervererek milli gü- Erbakan'ın Elleri...venliği, kamu düzenini bozmayı amaçlayacak bir televizyon ya- yınını mahkemeye başvurma- dan durdurma yetkisini başba- kanlara tanımaktadır. O da böy- le bir haberin verileceği, icranın mahkemeye gidecek kadar za- manı bulunmadığı haller için ge- çerli olacaktır. Başbakan'a kimse hatırlatma- dı mı ki, böyle bir yasak yazısı ile şayet bir Türk televizyonunun elindeki video bandının uygar dünyanın gözünden kaçınlması amaçlanıyorsa, bu 1996 yılında hiçbir anlamı olmayan bir kâğıt üzerindeki yasaktır. Çünkü o bandın kopyaları ya da yeniden hazırlanacak başka görüntüler, bugün değilse yarın yabancı bir ülke televizyonuna ulaştınlır; oynatılırveTürkiye'den de izlenir. Başbakan hangi çağdayaşa- dığını, Intermed denilen bir ola- yın dünyada 100 milyonu aşan abonesinin bulunduğunu, hiç değilse birteknik adam olarak bil- meliydi. Erbakan'a böylesine acaip bir yasak karannı onaylatanlar, as- lında bir gün ilgili bir kişinin Av- rupa mahkemesinde, politik ya da terör suçundan tutuklu veya hükümlülerle ilgili şikâyetleri için Türkiye Cumhuriyeti hükümetı- ni doğrudan hedef alacak bir belgeyi de sağlamış olmadılar mı? • • • Ben. Erbakan ve yakın çevre- sinin, bızim bildiğimiz anlamda- kı basından nasıl ürktüğünü ve açıkçası bu tür medyadan hoş- lanmadığını çok iyi bilirim. Biryı- lı aşan bir hükümet arkadaşlığı sırasında, o günkü Milli Selamet Partisi liderinin bir TRT ve Ana- dolu Ajansı'na hükmetme sev- dasını engellemek, bazı gazete- lerin yayınından hoşlanmadıkla- rı için punduna getirip sustur- maya çalışma isteklerini az mı gö- ğüsledim? Çeşitli zamları içeren bir paketin içine, kâğıdı da so- kan zamanın Sanayi ve Ticaret bakanının oyununu bozmak için Başbakan Ecevrt'in nasıl uğraş verdiğini bilmiyor muyum? Onun için ne Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti'ne yapılan polis baskını ne günün Sanayi ve Ti- caret bakanı eliyle gazeteleri pro- mosyonu yasaklama bahanesi ile hizaya getirme çabaları, benim için sürpriz olmuyor. Tansu Çiller'in omuz verme- si ve bazı entellerin rüzgârı ile geldiği iktidarda hocanın ne ka- dar kalacağı belli değil. Ama bu üçüncü gelişte ne ka- dar kadro koparabilir, özellikle adalet ve güvenlik gibi kilit nok- talarında ne ölçüde etkinlik sağ- larsa o Erbakan ve ekibinin ka- zanç hanesine yazılacaktır. Onun içindir ki Refah Partisi yanlısı bir- takım dernek ve vakıflarla yeni bürokrasi kadrolarının arandığı haberleri yayımlanmış ve tekzip edilmemiştir. Adalet kadrolan, hallaç önüne verilmekte, Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun üyeleri bir ahlak ve vicdan sınavına zorlan- maktadır. Kolay mı? Refah iktidardadır. Hak geldi- ği için, batıl olarak ne varsa el- bette gidecektir. "Hâkimiyet Al- lah 'ındır" ilkesine inanan bir po- litik görüş için, düşünce ve an- latma özgürlüğünün sının Suudi Arabistan ya da Kuveyt, übya ve iran'dan bir endaze bile fazla mı olsun diyorsunuz? Ve bu görüşünüzü, Türkiye'yi hâlâ Batı ülkeleri ile Amerika ile kıyaslayarak mı yapıyorsunuz? Ne diyecek Amerika, Erbakan iktidanna ki... Önceki gün gönderdiği de- meç-mektupla laikliğin Türkiye ile iyi ilişkiler için bir koşul olmadı- ğını, ancak insan hakları ile de- mokrasinin şart olduğunu söy- lemişti. Dün de özel temsilci Albright aracılığı ile "aman "denildi: "Çe- kiç Güç'ü kaldırma!" Amerika'nın çıkarlannı koru- manın ne demek olduğunu en iyi bilen siyaset adamlarımızın ba- şında Erbakan gelir. işte Suudi- ler ve işte Kuveyt. ABD bekçiliğini yapıp da insan haklarıymış, demokrasiymiş, VVashıngton için gerisi hikâye- dir... Başbakan'ın elleri, birileri ve belki de "Batı /cutobü"tarafından tutuldu ve sansürün kapkara mü- rekkebi ile dolu ıstampaya uza- tılarak parmakları bastırıldı. Er- bakan üç günden beri bir Abdül- hamit sansürcüsü olarak Bal- gat'ta değil, Yıldız Sarayı'nda yaşamanın düşü içinde kendisi- ni avutabilir. Ama durun... Başbakan'ı, kapıldığı düşten uyandıracak başkaca "zoriama- lar" da var: O, artık bir faiz düş- manı olmadığını, devletin de- vamlılığı adına kabul ettiğini TBMM kürsüsünden açıklayan Refah liderinin çok değil; bundan üç haftaki söylemine yakışan de- yimle bir Batı taklitçisidir. Ve 54. hükümetin başkanı, iyi birotomobil sürücüsü olduğunu herfırsatta söyleyen Üzeyir Ga- rih'i yalancı çıkartmayan bir "U" dönüşünü de ekonomiden son- ra dış politikada yaptı. Erbakan, ABD'nin mesajına önceki gece TBMM'de sözcüle- ri aracılığı ile yanıt verdi: Çekiç GüçyaşasınL. BIRBAKMA SERVER TANILLI Çalın Hâlâ Çalabilen Çanları••• Gazeteleri her açışımda Türkiye'de olup biten, bir şamar gibi iniyor yüzüme: Yalnız iktisadi dengeler al- tüstolmuş, doğusu batısına, köyleri kentlerine boşa- lan bir toplum değil bu; aklını ve sağduyusunu yitir- miş, korku ve şiddet üreten bir toplum söz konusu. Daha da acı olanı, korku ve şiddet kurumlaşmış... Düşünebiliyor musunuz? iki aya yakındır, açlık grevleri var hapishanelerde, ölüm orucuna yatılmış; iki aya yakındır, oğlunu kızını gözaltında kaybetmiş ve bir hayırlı haber için çırpı- nan analar, her cumartesi, neredeyse törenle copla- nıyor. istedikleri de pek yalın ve gerçekleştirilebilir türden şeyler; biraz insanca yaklaşım, yakınmalara ya- nıt verebilecek ve sorun çözülmüş olacak. Ama yüreklerin kulakları sağır" nedense. Ne önerirsiniz bu durumda? Şair, o yiğit şair, olanca açıklıkla hatırlatmasını ya- pıyor: "Dayan kitap ile I Dayan iş ile I Tırnak ile, diş ile I Umut ile, sevda ile, düş ile I Dayan rüsva etme beni." Ve inanıyorum ki, sizler de, o ölüm orucuna yat- mış gençlerin, başucundasınız her gün, direnç, ha- yatta kalmanın direncini aşılıyorsunuz onlara; ve her cumartesi günü, üzerlerine acımasızca inen polis coplarına göğsünüzü siper etmek için, o anaların ya- nında, Galatasaray'dasınız. Dayan rüsva etme beni! • • • Ve yeni bir yayınevi, Ayraç Yayınevi, bu acılı günle- rin çırpınışı içinde, birbirinden güzel kitaplarla, gelip direnişe katılmış bulunuyor. Okurlarına sunduğu ilk demerte şunlar var: Dieter Duhm'un yazdığı Kapitalizmde Korku; Engin Erki- ner'leDoğanGöçmen'in kalemealdıkları, Rusya 'da Komünistler Ne ıstiyor?; ve iki ozan /müzisyenin, Bob Dylan ve Leonard Cohen'in seçme şarkı ve şi- irlerinden oluşturulmuş iki kitap. Şimdilik bunlar! Dünya ve Türkiye üstüne başka ilginç eserler ise, yayınevinin gündeminde yeni kitap mevsimini bekli- yor. Bugün başka bir seçeneğinin olmadığı bağıra ça- ğıra ilan edilen. şu kapıtalizm var ya, onun başta ge- len niteliklerinden biri de, "korku üretmesi"d\r ve kor- ku üreterek egemenliğini bugün de sürdürüyor. O yüzden, hasta bir toplumdur kapitalist toplum; "sağ- lıklı" insanı ise, hasta oluşu dikkati çekmeyen biridir ve hep hasta kalacak bir insandır; ve kapitalizm hep hastalık üretecek bir toplum... Kapitalizme yöneltilmiş en ciddi eleştirilerden biri- dir Dieter Duhm'un kitabı. Eseri, Sargut Şölçün, o açık ve kıvrak Türkçesiy- le 1987'de yayımlamıştı. Şu içinde yaşadığımız yıilarda, kitap, bakıyorum daha da güncelleşmiş halde. Onu okumadan dün- yayı ve Türkiye toplumunda olan biteni anlamak müm- kün değil kanısıhdayım. Yalnız bizi kıvrandıran san- cıların kaynagını göstermesi bakımından değil, için- de çırpındığımız bunalımdan nasıl çıkılabileceğinin ipuçlarını da verdiği içindir ki, okunması "kaçınılmaz" bir kitaptır elimizdeki. Ayraç Yayınevi, onu okuyucu- larına yeniden sunarken pek yerinde bir iş yapmıştır. Korku yaratmayan bir topluma ulaşmak, korkuyu yaratan bir toplumu tanımaktan geçmiyor mu? Sonra siz, Rusya'da olanbitenle de yakından ilgili- sinizdir. ilginç şeyler oluyor orada. Kesin olarak tari- he "gömüldüğü" ileri sürülen bir "olgu"nun hayaleti dolaşıyor ortalıkta ve hayalet, bir şeylere yeniden can vermekte. Kimı çevrelerin hoşuna gitmediği içindir ki bu; madalyonun hep bir yüzü gösterilir halde; oysa olan biteni anlamak için madalyonun "öteki" yüzüne bakmak gerek. Engin Erkiner'le Doğan Göçmen'in ça- lışması, pek ciddi bir yardımcı bu yolda. Ayraç Yayınevi, bununla büyük bir boşluğu doldu- ruyor. Cohen'le Dylan'ı size hatırlatmaya gerek var mı? İlk rock ozanı diye biliniyor Dylan. Metin Solmaz'ın pek güzel belirttiği gibi, "Broad- vvay'dan Samanyolu'na kadar dünyayı şiddetin yö- nettiğine inanan bir ozan o." Öyle olduğu için de, şi- irlerinde göze en çok çarpan ironi, humor ve öfke. Cohen'e göre ise, sürekli bir savaş hali var dünya- mızda. Hüzünle, yer yer umutsuzlaşarak söylüyor söyleyeceğıni: "Parçalan ekleyebilirsinbirbirineI top- lamı geçmez eline yine de / Herkesi çağırabilirsin yürûyüşe / Bir davulyok ritim verecek I Heryürek ge- lecektir sevgiye I ama bir mülteci gibi I Hâlâ çalabi- len çanları çalın." Nasıl kulak vermez olursunuz bu sese? Evet tehlikedeyiz, çalın hâlâ çalabilen çanları!. TBMM Hayali İhracatı Soruşturma Komisyonu Başkanı açıklıyor-5 'Refah Islama zarar veriyor' DOĞAN AK1N ANK.\RA- DYP'nin ge- leceğinin pariak olmadığı >o- rumlanna katılıyor musu- nuz? - DYP artık kapanır. yeri- ne Büviik Türkiye doğar. Ve- ya tersi de olabılir. RP'nin ha- reketleri ise lslâma zarar ve- riyor. işte laikliğin fazileti burada ortaya çıkıyor. Yani dın \e devlet işlerini ayır- manın fazileti burada ortaya çıkıyor. Bir Müslüman in- san. dinimize göre, özüne ve sözüne güvenilen bir insan- dır. - RP'nin güvenilir olmadı- ğını mı sövlüvorsunuz? - Müslümanlığa siyaseti kanştırmamak lazım. RP'ye girmeyi düşünüyordum ben bir ara. Bundan sonra millet- vekili de olmam. girmem de. Benim dinimi siyasete alet et- ti. Siyasetin çirkin tarafı bu işte. RP'nin her olumsuzha- reketinin faturası artık Is- lam'a çıkarılacak. Bizim korktuğumuz da bu zaten. Bunlar aynı, toprakları da aynı. Aynı işe yanyorlar. Ör- tülü diyorsun. sonra sen ör- tüyorsun. - Darbe olasüığı yonımla- n, eski bir parlamanter ola- rak sizi rahatsız ediyor mu? - Askerler sakın müdahe- le etmesin. Askerler müda- hale ederse. bunlann değeri artar. Bunların değeri artı- vor. Bırakmillettakdiretsın bunları. Başka çaresi yok. Bizim görev imiz bu millete' faydalı olmak. Bir hafta ön- j ce Diyarbakır'dan geldim. Oradaki insanlan gördüm, sefil. perişan hallerde. Onlar da memleketin bir insanı,. ama çöplükten yiyecek an- vorlar. Bu memleket biravuç insana peşkeş çekilme için kurtanlmadı ki. Cumhuriyet, bunun için mi kuruldu? La- • zıyla. Çerkeziyle kuruldu bu memleket. Beni 9 köyden^ değil 19köydendekovsalar ben doğruyu söylerim. Son ' 10 yılın faturasını söyleye- yim mi size; eskiden politi- ' kacılardışarda para kazanır- dı, siyasette para arka plan- da kalırdı. Şimdi ise, siyaset- te ve idarede zenginleşme ön plana geçti. Tüm yolsuz- luklann temeli de burada ya- ' tıyor. Gazeteciler, milletve- killerininönünegeçmiş. Ba- ' sını kim temizleyecek, onu ' bilmiyorum. Haydi biz se- çime gidiyoruz da, sizi kim ', temizleyecek onu bilemıyo- t rum? Vallahi dürüst gazete- • cinin işi, siyasetçininkinden de zor! - Şimdi ne yapıyorsunuz? ' -Şimdi8yılçalıştım,80O '< milyon borçla aynldım. Bir firmanın Ankara'daki temsil- ciliğini yapıyorum. EI : kapısında alnımızın teriyle ' çalışıyoruz. Kimsenin önün- de boyun eğmiyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle