Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Doğramacı'nın
sağlık durumu
• A.NKARA (AA) - Eskı
YÖK Başkanı Prof. Dr.
Ihsan Dogramacf nın trafik
kazası geçiren kızkardeşi
Remziye Doğramacı'nın
durumunun ciddıyetını
'.oruduğu biidinldı. Önceki
akşam geçirdiği trafik
kazası sonrası ağır
varalanan ve Hacettepe
Üniversitesı Tıp
Fakültesı'ne kaldınlan
Remzıye Doğramacı'nın
sağlık durumunda bir
değişiklikolmadığı.
solunum avgıtına bağlı
olarak göğüs hastalıklan
yoğun bakım servisinde
tedavi altında
bulundurulduğu öğrenildi.
Aynı kazada yaralanarak
hastaneye kaldınlan \e
önceki gün ölen İhsan
Doğramacrnın diğer
kardeşi Sadiye Doğramacı
Çelebi"nin cenazesı de
bugün Hacıbavram
Camii'nde kılınacak öfle
namazından sonra Cebeci
Asri Mezarlığı'nda toprağa
verilecek.
Orman yangını
• SARIGÖL(AA)-
Manisa'nın Sarıgöl ilçesi
yakınlannda çıkan orman
yangınında 5 hektarlık kızıl
çam ormanı yandı.
Alemşahlı Köyü
Karanlıkdere orman
serisinde dün ögle
saatlerinde ba^layan yangın.
rüzgânn da etkisı> le kısa
sürede yayıldı. Manısa ve
ilçelenne bağlı ekıplenn
yanı sıra tzmır'den gelen
yangın söndürme
ekiplennın de katıldığı
söndürme çalısmaları
sonucunda yangın. saat
20.30'da kontroi altına
alındı.
Erdemir'in özelleştirilmesi karannm iptali için açılan dava reddedildi
'Mahkemenin kararı siyasi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ereğ-
li Demir-Çelik Fabrikası'nın özeileştınlme-
si"karannın iptali için Birleşik Metal-lş Sen-
dikasf nın açtığı dava. Ankara 6. Idare Mah-
kemesı tarafından reddedildi. ldare Mahke-
mesı, Erdemir'in özelleştırme karannın
"4046 sayılı yasa kurallanna aykın bulun-
madığı \e kamu yaranna a> kırı bir yön bu-
lun/nadığına*1
karar verdi.
Birleşik Metal-lş Sendıkası'nın. Erde-
mir'in yüzde 51.66 oranındakı kamu hisse-
lerinin satışına ilişkin Özelleştirme Yüksek
Kurulu'nun aldığı karar ve 20 Ocak 1995 ta-
rihinde yayımlanan ihale duyurusunun ipta-
li için açtığı da\a reddedildi. Sendika. dava-
yı yasanın amacının ekono-
mide venmlilik artışı ve ka-
mu gıderlerinin azalmasını
sağlamak olmasına karşın
kârlı \e verimli bir işletme
olan Erdemir'in satışa çıka-
rılması kararının bu amaca
uygun ol-madığını belirtir-
ken dığer gerekçeler şöyle
sıralanmıştı:
"Ülkenin yassı mamül
üretcn tek kuruluşu olması
nedeniyle tekel niteliğinde
bulunan Erdemir, özelleşti-
rilmcsi halinde kamu tekeli
özel tekcle dönüşecek. Hem
güvenlik hem de ekonomik
açıdan stratejik öneme sa-
hip bulunduğu için özelleş-
tirilmesi "kamu yaranna'
veyasanın 13. maddesine
aykırıdır. Değer tespit
yöntem \eçalışmalanka-
muoyuna duyurulmadığı
için açıklık ilkesi göz ardı
edilmişiir." ldare Mahke-
mesi ıse verdıği kararda,
Erdemir'in bütçeye yük ol-
madığını veTürkiye'nmen
kârlı şirketlerinden birisi
olduğunu kabul ederken bu
niteliktekı kuruluşların ö-
zelleştınlmesıyle ilgili ya-
• Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin karannı eleştiren Birleşik Metal-
İş Sendikası'nın açıklamasında. mahkemenin "yetkilerini aştığı"
belirtilerek "Ekonominin mantığı, genel olarak bütün KİT'lerin
özelleştirilmesini gerektiriyorsa buna uygun yasal düzenlemeleri
yapmak da yasama organının görevidir" denildi.
sada bir aynm bulunmadığı belırtildi. Mah-
keme heyeti karannda Erdemir'in özelleştı-
rilmesinin kanunun amacına aykın olduğu
görüşüne de katılmadığını kaydetti.
Erdemir'in stratejik önemi nedenıv le özel-
leştinlmesinin kamu yaranna aykın olduğu
ve özel tekel oluşturacağı ıddıasını değer-
lendiren mahkeme. bu konudakı kararını
şöyle açıkladı: "Erdemir,sermajesindeki ka-
mu hissesinin miktan ne olursa ulsun devlet
müdahalesinin söz konusu edilemeyeceği ta-
mamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ano
nim şirkettir. Bu şirketin kamu tekeli oldu-
ğundan söz edilemeyeceği gibi şirket serma-
yesindeki kamu hisselerinin özelleştirilmesh-
îe kamu tekelinin özel tekele döniiştürülme-
Bayramda türbeve lunaparkzjyareti
Bahar mevsimine rastlayan ba>-
ramlann. büyük kent stresini at-
maya yarayan mini tatillere döniiş-
mesi. bu mekânların ziyaretçi sayı-
sını pek etkilemiyor. Kent sokakla-
n boşalsa da buraları binlerce in-
sanın uğrak yeri oluyor bay ramlar-
da. İtişip kakışan yüzlerce insan
girmeye çalışırken bir o kadarı da
çıkmaya uğraşıyor. Bayram günle-
ri ziy aretçisi eksik olmayan türbe ve
mezarlıklar ile lunaparklar, bu
bayram da insanlarla dolup taştı.
İstanbul'da Eviip Sultan, Telli Ba-
ba ve Karacaahmet türbeleri, dua
eden, dilek dileyen insanlarm iç
dünyalarını rahatlatmalarına vesi-
le olurken lunaparklar da çocukla-
rın bayram harçlıkları sayesinde
çocukluklannı yaşamalarına ola-
nak sağladı. Kurbanlarını tiirbe-
lerde kesenler de et ve derilerini de
bu türbelere bağışladılar. (Fotoğraf:
KEREM ILGAZ)
si gibi bir hususun soyut bir iddia niteliğinde
kaldığı açıktır." ldare Mahkemesi, sendıka-
nın "Erdemir'in özelleştirilmesi sürecindeki
değer tespit yöntem ve çalışmalan ile sapta-
nan değerin kamuoyuna acıklanması " iste-
mini de yerinde bulmadı. Mahkeme. davalı-
nın, "Erdemir'in İstanbul Menkul Kıymet-
ler Borsası'nda işlem gördüğü, ihalenin bhi-
minden önce değere ait bir açıkJamanın ya-
pılmasının şirket hisselerinin Borsa fıyadan
üzerinde olumsuz etkilere yol açacağı ve spe-
külasyonlara neden olacaği, özelleştinne son-
rasında elde edilecek gelirin maksimize edil-
mesi açısından tehlikeli olan açıkJamanın da-
ha sonra yapılacağT savunmasını da "ma-
kul" buldu. Birleşik Metal-lş
Sendikası ise karan "sıyasi"
olarak nitelendirdi. Sendika
tarafından yapılan açıklama-
da, karann hukuka uygun ol-
madığı ve "Danıştay yoluna
başvuruiacağı" belirtildi.
Açıklamada, Erdemir'in
özelleştirilmesinin, "yasanın
amaçmaddesineaykınr
olma-
dığını kanıtlamak için "genel
gerekçe" ile TBMM Plan ve
Bütçe Komısyonu görüşlenne
dayandınldığı vurgulandı.
Mahkemenin bu belirleme bi-
çimiyle "idari yargının yetki
sınınnı aştığıT>
belirtılen açık-
lamada şöyle denildi: "Mah-
kemenin yapması gereken, bu-
kuku uygulamaktır. Ekonomi-
nin mantığı genei olarak bü-
tün KİT'lerin özelleştirilmesi-
ni gerektiriyorsa. buna uygun
yasal düzenlemeleri yapmak
da yasama organının görevi-
dir. İdare mahkemesi, kendi
göre\ ve yetki sınınnı aşarak
verdiği ve açıkça hukuka aykı-
n olan bu karanyla. yalnızca
Erdemir'in değiL tüm KİT'le-
rin özeUeştirilmesine yeşil ışık
yakmıştır."
Benim babarala üorunuın varda. Beni döverdi, annemi döverdi, kardeüimi döverdi. la^ananadım,
kaçtım. Lışarzda dört aene kaldım; tiner çektim, üokaklarda jattım. Orada, burada karrımı
dOjUrdum. Bö^ le bir şej hiç kiaöenir başına gelmeüin. A *
W w Korav , 10 Ya^ır.da
Hayat zor
henüz 10 yaş: anız
Koray'ın sokaga düşmesinin sebebi
diğerlerinden farklı degil. 0, evinde,
yuvasında bulamadıgı sıcaklıgı sokaklarda
aramak üzere yola çıkcı. $imdi ise durum
ortada...
Türkiye'de binlerce çocuk sokaklarda
yaşıyor. Ne yazık ki, büyük bir kısmı,
sövgüye, dayağa, tecavüze maruz kalıyor,
öldürülüyor. Sokaklarm kanunu onları
coplumdan gittikçe daha da uzaklaştırıyor.
Onlarm tedavi görmeleri, barmacak yer
Sol«a« Çccukign su rlafun ûcfetsa yaysfilanmasirtı safl'ayan Cumhunye! Gai«esı ne leçelıkuı ed'yof
bulabilmeleri; bir geleceğe sahip
olabileceklerine inanmaları lazım. Bu
çocuklaran insanca yasayabilraeleri
i ç i n ; o n l a r a yardım e l i n i u z a 11n.
Belki para, belki yiyecek, giyecek,
belki biraz zaman. . . ya da sıcak bir
gülüş . Onlara verecek bir şeyleriniz
oldugundan eminiz.
Bilgi ve yardım için: Tol:(0-212) 259 89 91
Hesap No: Türkiye Sokak Çocukları Vakfı
Akbank/valideçeşme Şubesi 10060/01-2
iaıdakt tot&Orat v« ısımıef m kunanmmda soKaı focuklar>na ^arat geımemeîırıe ûj°n jâslenlnjjlır
Turkıye
Sokak Çocuklan Vakfı
TEPKİSURUYOR
Çevre
için yeni
tehlike:
ANAYOL
İstanbul HaberSenisi- Sa-
nayi atıkları, rant baskısıyla
artan betonlaşma \e çarpık
yapılaşmanın tehdidi aljında
olan "doğal çevre" için. yeni
tehhke ANAYOL koalisyonu.
Kültür ve Tabıat Varlıkları
Koruma Kurullan'ndakı de-
ğişıkliğe tepkiler dinmıyor.
Mımar-yazar Cengiz Bektas
kurullardakı degışiklığı "fa-
ria*
1
olarak nitelendirdi.
ANAYOL hükumetının ye-
ni KültürBakanı AgâhOktav
Güner'ın. çevre ıçın pek çok
olumlu kararalmış olan koru-
ma kurulu üyelennı dağıtma-
sı ve Başbakan Mesut Vrf-
maz'ın. İstanbul Nâzım Pla-
nı'na karşı çıkması ve çok da-
ha kötüsü "çevreyi mevreyi
bir kenara btrakma anlayışı"
son olarak da SİT alanlannı
betonlaşmaya karşı koruyan
W
21 sayılı ilke karan
n
nı kal-
dırma gınşımlen çev re ıçın en
önemlı tehlike halıne geldı.
ANAYOL hükümetinın ilk
ıcraatlarından biri. Kültür ve
Tabıat Varlıklannı Koruma
Kurullan'nı u
hallaç pamuğu
gibi" atmak oldu. İstanbul. fz-
mır, Bursa ve Edırne'de bulu-
nan kurul üveleri v e müdüıie-
rinın birçoğu ya görevden
alındı ya da yerleri değiştıril-
dı. Koruma kurullanndaki de-
ğişikliğe tepkiler özetle şöy-
le:
Mimar yazar Cengiz Bek-
taş: -Kurullarda yapılan degj-
şiklik "bir facıa". Bu degişik-
likte herhangi bir gereklilik
yok. Külrürel gereklilik, Tür-
kiye'nin kalkınmasıyla ilgili
ekonomik gereklilik yok. Bu
sadece kendi çıkarları uğnı-
na bir şe\ leri değiştirmeçaba-
landır. Ö SİT ilan edilen yyr-
lerhepimizin can daman. L's-
telik herhangi bir kurulun
SİT karan vermesi bir kahra-
manlık olarak ortaya konu-
yor. Kesinlikle değil. Bu, zaten
olması gereken bir şey. SİT'e
karşı çıkanlar, oralan talan
edip kendilerinin pay alacak-
lan yapüaşmaya engel olun-
masın diye karşı çıkıyoıiar.
Hepimizin gerçekten, nefes
borusuna, kan dolaşımına
tıkaç konuyor. Bunun öte-
sinde, bütün mimarların,
bütün çevrecilerin sokağa
dökülüp böyle bir karara
karşı çıkmaİarı gerektiğine
inanıyorum."
Pro'f. Dr. Mimar Nezih El-
dem: "Kurullarda yapılan de-
ğişikliğin, SİT kararlannda
tersine bir değişikliğe yol aça-
cağını temenni ctnıiyorum.
Alınan SİT karaıian doğru-
dur veya yanlıştır, o tartışılır.
Ama onu değiştirmek netice-
sine varan bir kadro değişik-
liği diye bakarsam. Türki-
yc'den zaten zayif olan ümit-
İerimi büsbürün kesmem la-
zım. Biraz da kendimi zorlu-
yorum böyle düşünmeye."
Ağahan Ödülü sahıbı Dr.
Turgut Canse\er: "Bir anda
kurullar polirik tercihleri
açıkça ortada bulunan yöne-
timin aleti durumuna düşü-
rüldü."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Emekçinin Bayramı ve
Durumu
Curnhuriyet'e verdiğim yazıları, en geç bir gün önce-
sinin öğlen sularında teslim etmem gerekiyor. Bu ba-
kımdan bir gün öncesinin aktüel olaylanna deginmek
fırsatırp olmuyor. Zaten doğrusunu isterseniz, pek de
aktüaliteye girmek istemiyorum. Zaten bu konuda ka-
lem oynatan yeterince meslektaşımız var.
Bunlan yazmamın nedeni, dün gerçekleşmiş olan 1
Mayıs törenleri konusunda bir şeyler yazamıyor olmam.
Bu satırları kaleme aldığım sıralarda, görkemli törenler
bekleniyordu. Umarım bu yıl 1 Mayıs, yüksek katılımlı
ve gerçekten görkemli törenlerte kutlanmış olsun ye yıl-
lardır ezilen, itilip kakılan kol ve kafa emekçilerinin yü-
reklerinde dayanışmadan filizlenen sevinç ve umut çi-
çekleri açsın.
Gençliğimizde "eski tüfek"olarak isimlendirilen ve bu
cefa dolu yollara ömürlerini adayan ustalanmızın kimi
endişe ve korkularını ciddiye almazdık. "Canım" der-
dik, "Bunlar da artık çok evhamlı oluyor." Gerçekten,
yan masada oturan herkesi polis gibi görür, her lafta bir
provokasyon ve tuzak endişesi taşırlardı. Bilmıyorum,
belki de yaşın etkisiyle bizim kuşak da artık onlara ben-
zemeye başladı.
Her 1 Mayıs öncesinde, bir yandan umut ve sevinç,
bir yandan da derin endişeler duyar oldum. "Acaba bu
yıl da bazı tuzaklar kuracaklar mı?" Ya da "Acaba ne
gibi provokasyonlar yapacaklar" gibisinden düşünce-
leri kafamdan atamıyorum. Umarım bu yıl bir tatsızlık
çıkmamış olsun.
"Yeni Dünya Düzeni" denen aldatmaca içinde eme-
ğin ve emekçinin durumu çok zor. Sadece Türkiye'de
değil, dünyanın hemen her yerinde "sermaye"nin ege-
menliği, zulüm boyutlarına uiaştı. "Küreselleşme" ile
bırlikte artık sınırların kalkacağı ve tüm insanlarm eski-
sinden daha mutlu bir dünyada yaşayacağı yalanı pom-
palanırken dünyanın her yerinde emekçilerin sofralann-
daki ekmek biraz daha küçülüyor. Fakat bu yalanların
en ağır faturasını, gelişmekte olan ülkelerin emekçileri
ödüyor. "Yeni Dünya Düzeni", her ülkeye farklı bir gö-
rev biçiyor. Bizim gibi ülkelere düşen görev, "~mutfakhiz-
metleri." "Siz" diyorlar, "gıda ve tekstil uzmanısınız.
Ayrıca büyük bir turizm potansıyelınız var. Bırakın baş-
ka şeylerle uğraşmayı." ilk bakışta çok da mantıklı ge-
liyor.
Fakat dış tıcarette "mukayeseli maliyetler" diye bir
şey vardır. Emek yoğun üretimın, ileri teknolojiyle reka-
bet edebilmesınin hiçbir olanağı yoktur. Sızin 10 saat-
te ürettiğiniz mal ya da hizmeti, karşınızdaki adam 2 sa-
atlik üretiminin ederi ile karşılar. Sonra da bunun haklı
ve mantıklı bir mübadele olduğunu savunur. Ve kimi
akılsızlar da buna inanır...
"Yeni Dünya Düzeni" denen aldatmacada, "serma-
ye" için sınıriartümüyleortadankalkmaktadır. Ama "e-
mek" için sınırlar eskisınden çok daha yüksektır. Ve
emekçinin değeri eskisınden çok daha azdır. Ve sofra-
sında ekmeği gitgide küçülen emekçilerin seslerinı çı-
karamamalarının ve duyuramamalannın sonucu orta-
ya çıkan "haksız rekabet" çerçevesınde, kımılen ınanıl-
maz servetlere kavuşurlarken, bunu "Türk insanının ya-
ratıcı gücü" vb. gibisinden süslü sloganlarla sunmak-
tan da geri kalmazlar.
Türkiye'de emek ve emekçi "açlıkla terbiye edil-
mefr"istenmektedir. Hatta bu, bir ölçüde başarılmıştır.
Emekçılerimiz sermaye kesiminden ve çoğu zaman
onlarla aynı kaden paylaşan devletten, insanca bir ya-
şam sürebilecek ücret yenne, ış güvencesi talep eder
duruma sokulmuşlardır. Yanı "Aman beni ışımden at-
ma, sokaklara düşürme de ne verirsen ver. Razıyım"
der duruma düşürülmüştür emekçıler...
Sanki bunun suçlu ve sorumlusu emekçi kitlelermiş-
çesine, sokaklardaki ışsizler sözleşme masalarına ge-
tirilmekte ve "Bakın sizden çok daha az ücrete çalış-
maya hazır milyonlarca insan var. Şımarıklık etmeyin"
denilmektedir.
Bugün Türkiye'de "sermaye", Batı standartlarında
yaşamaktadır. Gerek yaşam koşulları, gerek tuketım
normları Batılı sermayedarlardan aşağı değildir. Hatta
Mauritus adalarında tatil bile yapabilmektedirter... Ve
bununla övünülmektedir.
Sermayenin Batı standartlarına ulaşması "övünüle-
cek" bir şey olarak görülmektedir, ama "emek" aynı
standartların yansını talep ettiğı zaman bunun adı "şı-
manklık" olmaktadır, hatta kimi zaman "vatan hainliği-
ne" kadar giden suçlamalar yapılmaktadır.
Türkiye'deki işsizler; devletin ya da sermaye kesimi-
nin sırtında değil, gene emekçi kıtlelerın sırtında taşın-
maktadır. Çalışan ve çalışamayan aynı sofraya kaşık
sallarken bunlar birbirlerine karşı tehdıt unsuru olarak
kullanılmaktadır. Aynca çalışan kesım içinde kılit kimi
kesimlere göreli olarak yüksek ücret verilmekte ve bu-
nu alamayanlann kızgınlıkları da buralara yönlendiril-
mektedir.
Gitgide artan "taşeronluk"h\zme'ûeriy\e, emekçi kit-
lenin kazanılmış haklan da gaspedilmektedir. "Karde-
şim" demektedir adam, "aynı hizmeti yanm maliyette
sağlarken neden daha fazlasını ödeyeyım?" Burada
maliyeti düşüren şey, emekçinin sofrasından eksilen ek-
mektir. Burada maliyeti düşüren şey. taşeronun üç ku-
ruşa çalıştırdığı insanın alın tendir. insafsız bir oyun oy-
nanmaktadır...
Ve emekçi kitleler bu "adaletsiz" ve "insafsız" düze-
nin değiştirilmesi için umutlannı "so/"a değil, "şeriata"
bağlamaktadırlar. "Dağlan" kurtancı gibi görmektedir-
ler. Ve dünyanın en nıtelikli üniversitelerinde eğitim gö-
ren "sermaye hızmetlileri", yaklaşan büyuk tehlikeler
karşısında, kafalannı devekuşları gibi kuma gömmek-
tedirler.
Insanlık tarihi buna benzer "senaryolarla" çevrilen
filmleri 19. yüzyılın ilk yansında da görmüştü. Ama o
"vahşı kapıtalızm" dönemı çoktan gerıde kaldı. Bunun
21. yüzyıl uzantısı olan "yeni liberalizm" dönemi de gün
gelecek tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Trafik terörü durmadı
Bayram kazalannda
62 ölü, 83 yaralı
ANKAR.A (AA) - Trafik
terörü. Kurban Bayramı tati-
lındededurmadı. Bayram ta-
tılı süresınce yurdun çeşıtlı
yerlerinde mevdana gelen
trafik kazalannda 62 kişı öl-
dü. 83 kişı de yaralandı.
Bayram süresince trafik
kazalannda yaşamını yitiren-
lenn adlan şöyle:
ZıyaÇakır(L'şak), Bahri-
ye Orak (Fethıye), Serkan
Erdal(Balıkesır). HasanKır.
Mehmet Dolgun (Adana),
HaticeGüdücü. İbrahimCö-
zütok(Ceyhan), Erol Aydın
(Zonguldak), Güldane Cö-
zen (Aksaray), Burcu Kap-
lan (Niğde). Döne Vıldız
(Gazıanterj), Nuri Özbek.
Hamiyet Ozkaynak(Nevşe-
hır), llaluk Koselerli. Ekrem
Ocak, Murat Ocak, Murat
Gül, V'akup Lysal (Çorum),
Kadriye Ateş, Se>im Onur
(Bergama). Fatma Özdemir
(Keşap), Aykut Bulut (Os-
manıye), İnan>ılmaz(Yüre-
gir),Veliz Bıçakçı (Van), Fah-
riye Zorlu. Yusuf Yûceer.
Z*ynep Yüceer (Muğla),
NecmiGümüş( Izmır), Yusuf
Delikaniı, Muhammed Ka-
raçam (Kahramanmaraş),
Tofıt Kıbç (Iğdır). Mustafa
Boyacı. Sıtkı L'yanbaba. Fat-
ma Uyanbaba. Mediha Say-
g)lı (Ankara). Gülnihal Gün-
doğan (Ankara), Sultan Al-
kan, Serkan Demirbaş (Ga-
ziantep). Aysel Ancı (Kilis),
Yüksel Sakallı. Hanife Ço-
ban (Fethiye). Hayati Kara-
ca, Mukaddes Aksu, Resul
Karul (Adana),Ömer Saltuk
(Gaziantep), Atilia Bostancı
(Zonguldak), Vedat Memiş
(Bursa). Sefer Bozdağ, Fatih
Bozdağ, Osman Bozdağ,
OkanOkyay(Mudanya),Se-
dat Altın (Âdana), Bişar İl-
baş.GülÇa\dar( Gaziantep),
Ahmet Süngü (Kayseri), Re-
şat Oral, Nacive Öral (Ço-
rum ),Gükeren Orbay. Emre
Orbay (Balıkesır), Hasan El-
dek, Birgül Eldek (Manısa).
Gülbayda Kabaş (Kütahya).