04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yöneımenı Orhan Erinç0 Genel Yavın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaja • Yazıı^Ien Mudurlerı. Ibrahim Yıldız, Dinç Ta\ anç (Sorumlu ı 0 Haber Merkezı Müdürü. Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dı> Haberlcr Ergun Balcı • Istıhbarur Ceneiz Yıldırım 9 Fkonomı: Bülent kı/anlık • Kuhur: Handan Senkökcn • Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Belgc Edibe Buğra • Yurt Haberkn. Mehniel Faraç Yjyın Kurulu İlhanSetçtıkıB,Lşkjiı). Orhan Eriıt{. Okla> Kurtböke. HikmetÇetinkava, Sükran Sont r. Ergun Balcı. IMn; Tayanç. İbrahim \ ildız. Orhan Bursalı, Mustafa Balfoa\. Hakan Kara. Ankara TemMİcısı. Mustafa Balbav • Haber Muduru: Doğan Akın Atatürk Bul% an No 125. KM 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4I9502Ü |7 bat). Faks: 4195027 • \zmu Temsılcısı: Serdar Kızık, H. Zıya Bl\. 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 441^117 • A j a n a Temsılcısı Çetin Yigenoğlu. Inönü Cd 119 S. No:l Karl. Tel 3522550. Faks- 3522570 Müessese Müdüni. Erol Erkut # Koordınatör: Ahmet Korulsan • Muhasebe Büknl Yeaer 0 İdare: Hüseyin Cürer 0 Işletme: Öoder Çelik 0 Bılgı-lşlem: Nail İnal 0 BılgısayarSıstemrMürûvrt Çiler MEDYA C: 0 Yönetım Kurutu Başkanı - Genel Mudur Gütbtn Erduran 0 Koordınator Reha Işıtman 0 Genel Müdür Yardımcısr Mine Akdag Tel 514 07 53 - 51395 SO-5138460*1. Faks:5l 18466 Ya\ımla>an ve Basan: Yenı Gun Haber \ıun>ı. Basın \e Yawncı!ık \ S Tür'kocaŞı C'ad 39 41 CaialoSlu 34334 L~t PK 246 l»unbul fel c(i 212) 512 05 05 ı2U haıı hdk* (0 212 ı 5 !3 S5 >»5 2MAYIS 1996 lmsak:4.I5 Güneş: 5.54 Öğle: 13.08 Ikindi: 16.57 Akşam: 20.08 Yatsı: 21.41 Güney Ege beşik gibi • Haber Merkezi- Arife gününden berı Güney Ege beşik gibı sallanmaya devam edivor. Dün nıeydana gelen ikı deprem Fethive, Dinar. Afyon ve Isparta'vı salladı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün \erdiği bılgive göre saat 10.20'de rasathaneye baglı Yerkesik Deprem lstasyonu'ndan yaklaşık 90kilometre uzaklıkta 3.8 şiddetinde meydana gelen deprem Fethıve'de hıssedildi. Saat 10.34'deDursunbey Deprem İstasyonu'ndan yaklaşık 180kilometre uzaklıkta meydana gelen 4.0 şıddetindeki deprem ise Dinar. Afyon \e Isparta'da hissedildi. FAO'dan uyarı • TELAVtV (AA)-BM Gıda ve Tanm örgütü FAO, Akdeniz ülkelerinin, gıda üretim yollannı degiştiımemeleri durumunda cıddi çevre sorunlan ile karşı karşıya kalacaklan uyansında bulundu. FAO tarafından Tel Aviv de yapılmakta olan A\ rupa Bölge Konferansı'na sunulan belgede. "eğilimin yönünün değiştirilmesi için acil ve kararlı önlemleralmaması durumunda. Akdeniz ülkelerinin tarımının ayakta kalabilmesi şüpheli" ifadesine yer \erildı. UNICEF araştjpması • DİVARBAKIR(AA)- BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yapılan araştırmada, 64 ülkede halen 110 milyon kara mayınının patlamamış durumda kurbanlannı beklediği bildirildi. Araştırmada, "uluslararası topluluklann. döşeli mayınlarla mıhlanıp kalan birdünyanın insanlara neler getirdiğini yavaş yavaş fark etmeye başladığını. ancak, etkın önlemlere başvuracak bir şoku henüz yaşamadığı" belirtildi. Araştırmada. haftada 800 insanın mayın tehlikesiyle karşı karşıya kaldıgı kaydedildi. Türkoloji ilgi bekliyor • KAVSERİ(AA)- Erciyes Üniversıtesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dah BaşkanıProf. Dr. Tuncer Gülensoy. Türkolojinın, gerekli ilgi ve maddı destek verilmediği içın yok olma tehlikesiyle karşı karşıv a bulunduğunu söyledi. Türkçenin Islamiyetten önce ve sonra çeşitli dillerin etkisi altında kaldığını anlatan Gülensoy. "dil istilasının" günümüzde de devam ettiğıni kaydetti. İran fıstığında aflatoksin • GAZİANTEP(AA)- Güneydoğu Tanm Satış Kooperatifleri Birliği Genel Müdür Yekili Mehmet Yüksel, gıda maddelerinde görülen aflatoksinin, en az "deli dana" hastalığı kadar ciddiye alınması gereken kanserojen bir zehir olduğunu kaydetti. Birlik bünyesinde. BM"nin desteği ile geçen yıl kurulan Lluslararası Aflatoksin ve Gıda Analiz Laboratuvan Yönetim Kurulu Başkanı da olan Yüksel, aflatoksinin en çok görüldüğü gıdalann "tran fıstığı, yer fıstığı. ceviz. kuru incir. kuru kayısı, hayvan yemleri, fındık, kırmızı biber ve rrusır" olduğunu söyledi. Pul da ihraç maddesi • ANKARA(ANKA)- Posta İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün koleksiyoncular için çıkardığı pullarda Türkiye'nin ihraç maddeleri arasmda yer alıyor. Genel Müdürlüğün her yıl pek çok konuda çıkardığı seri pullardan yılda ortalama 50 bin dolar kadar bir ihraç geliri elde ediliyor. Posta işletmeleri genel müdürlüğü filateli şubesi filatelik pul satışlanndan 1994yıhnda 1 milyar 600 milyon lira gelir elde etti. 1994"te aynca yabancı ülkelerdeki pulseverlere ve pul koleksiyon birlikierine de 43 bin dolarlık ihracat yapıldı. Altyapısı hazırlanmadan kurulan ve yeterli ödenek verilmeyen birçok fakültede öğretim üyesi ve bina sıkıntısı yaşanıyor Tütün deposunda üniversite eğitiııü• 1992 yılında hiçbir hazırlık yapılmadan açılan 21 yeni üniversite ve 2 yüksek teknoloji enstitüsünde, binaların inşaatı bitmediğinden eğitim geçici binalarda sürdürülüyor. Açılmasına karar verilen yeni fakülteler. ödeneksizlik ve öğretim üyesi yokluğundan açılamıyor. ANKARMCumhuriyetBürosu)-Öğ- retım üyesi \e altyapıda yaşanacak so- runlar dikkate alınmadan 1992 yılında aniden açılan 21 yeni üniversite ve 2 yüksek teknoloji enstitüsü. ödeneklerin çok kısıtlı olması nedeniyle kampusla- nnı oluşturamadıklan gibi. fakülte ve yüksekokul binalannın inşaat halinde olması nedeniyle geçici binalarda öğre- tim yapılıvor. Akademik kadrolann oluş- maması nedeniyle de köklü üniversite- lerin öğretim üyeleri ortaklaşa kulianı- lıyor. Bazı üniversitelerde yaşanan so- runlar ve son durum şöyle: Abant İzzet Bavsal l'niversitesi: Kanı- pusta mevcut 14 binadan yalnızca ikisi devlet tarafından vapıldı. Eğitim fakül- tesi binası ödeneksizlikten 7 yıldır ta- mamlanamadı. Teknik eğitim ve orman fakülteleri egitim-öğretimlerini Tekel ida- resinden kiralanan ve onanrm İzzet Bay- sal Vakfı'nca yaptınlan 3 katlı tütün de- posunda sürdürmek zorunda bırakıldı. 1996-1997 öğretim yılında hizmete gir- mesi planlanan tıp fakültesi öğrencileri- nin de aynı binayı kullanması bekleniyor. Fen laboratuvarlannın donanımı vakıf tarafından karşılanırken, devlet bütçe- sinden 1995 yılında 2 milyarlık ödenek aynlmadığı için vakıf desteğini çekti. Afyon Kocatepe Üniversitesi: Öğretim elamanı yetersizliği nedeniyle. Selçuk ve Anadolu Üniversitesi gibi yakın üniver- sitelerden getırilen öğretim üyeleri ders- lere giriyor. Balıkesir L niversitesi: Fakülte ve yük- sekokullar. geçici ve elverişsiz binalar- da eğitim verıyor. Profesör ve doçent ih- tiyacının karşılanmasında güçlük çeki- liyor. Oğrenci ahnamıvor Kahramanmaraş Sütçii İmam Üni- versitesi: Yeni açılan ve açılacak olan akademik birimlere öğrenci alınabilme- si için, temelleri atılmış bulunan yeni inşaatlartamamlanıncaya kadar üniver- sitedeeğitimin sürdürülebilmesi amacıy- la derslik, laboratuvar ve ofis alanlan- na ihtiyaç duyuluyor. Üniversitede eği- timin sürdürülebilmesi için merkez kam- pusun bitişiğindeki Fatih Ilköğretim Oku- lu ile Milli Eğitim Bakanlığı Ders Araç Gereçleri Merkezi 5 yıllığına isteniyor. Kınkkale Üniversitesi: Bina sorunu nedeniyle yeni kurulan 4 fakülte açıla- madı. Yatınm ödenekleri yetersiz kaldı- ğı için inşaatlar yüriimüyor. 1995 yılın- da Bakanlar Kurulu karan ile tıp, hukuk ve eğitim olmak üzere 3 yeni fakülte ku- rulmasına karşın. fakültelerin kadro ya- sası çıkmadı. Yasa çıkmadığı için fakül- teler faaliyete geçemiyor. Kocaeli Üniversitesi: Kampusta inşa edilecek fakülte, rektörlük, sosyal ve sportif tesisler, kitaplık, konferans salon- lan ve altyapı için 11 trilyon liraya ihti- yaç duyuluyor. 5 yılda bitırilmesi plan- lanmasına karşın, Devlet Planlama Teş- kilatı'nca(DPT) 1995 yılında 60 milyar lira ödenek verildi. Halen inşa halinde olan iktisat ve idari bilimler fakülteleri- nin verilen bu ödeneklerle 2000 yılın- da bile bitirilmesi olanaklı görülmüyor. Parktupikniky uHakuymkZAFERAKNAR Bir bavram daha öy lesine geçti... lşini uvduranlar ve bayram tatilini hafta sonuy- la birleştirenler lstanbul'u bırakıp gitti. Meydanlar, bü- yük caddeler, köprüler. so- kakJar bayram tatili yapama- dı. dolup taştı. Trafiğin >ü- künü. mesire yerlerine giden yollar çekti. L'lusal. dinsel bayramlann klasikleşmiş mekânlan. alış- tığı müşterilerini agırladı. Şırkeci-Ataköy sahil şeridı- nin "keryeşili. insan sağa- nagınayakalandı. Pikniktü- pünü. mangalını. çaydanlı- ğını. tenceresini kapan Saray- burnu'ndan başlayarak sa- hile yayıldı. Yahnayak çim- lere uzanılıp güneşin tadı çı- kanldı. Kadınlaryine "asıl'" görevinin başındaydı! Ip at- layanlar. çocuksu kahkaha- larattı. Motosikletliler. egzoz gazı vegürültü ıhtiyacını gi- derdi. "burası İstanbul hâ- lâ Tyı anımsattı. Sandal kı- ralayan sevgililer. denizin or- tasında demir attı. Yaşlılar. ağırtakılarak. be- yinsel yaşlılıklarını dosta düşmana gösterdi. Balık tu- tanlar. kafalanru dinleyeme- di. Pamuk helvacılar.fırfır- cılar. balonculargökyüzünü çiçektarlasına döndürdü. Bo- ğaz turu. 100 bin liraya sa- dece hava aldırdı. Gülhane Park) 'nın ağaçlan bogulmak üzereydi. oksijen ihtiyacını karşılayamıyordu. "Deli da- na" vızgeldi: hayvanlarbay- rama kurban edildi. mangal ateşinde kızardı. Maçka Parkı, '•Allah, Al- lah... 7 " dedırtecek göriintüle- re tanıklık etti. Duvarlara yüzlerce balon asan yaşlı adam. balon patlatma zev- kini tatmin etti. Maçka-Gü- müşsuyu hattında "atlı tur"un bedeliyse 100 bin TL'ydi. Turun sınır nişanı yol kenanna gelişigüzel bırakıl- mış. inşaat kumuvdu. At bi- nenler, "Fatih'inistanbul'u fethettiği yaşta>dL.." Bu bayramda klasiklerdı- şında, yeni yükselen bir me- kân dikkat çekti. E-5 trafîği- ni altüst eden. çocuklarla bir- likte anne ve babalara da bay- ram çiiesı yaşatan bu mekân "bağunsız bircumhurhet"tı. Kisaca -Tatiha" olarak ad- landırılan bu cumhuriyet. gerçekte üstü kapatılmı^ bir lunaparktı. Çocuklara fanu- sa konulmuş "ütopa" ken- ti gibi sunuldu. Bavram sü- resince günde 10-11 bin ki- şinin ziyaret ettigi "Tatiha Bağımsız Cumhuriyeti'nde neşelenmek biraz tuzluya patlıyordu. Giriş kişi başına 750 bin TL olarak belirlen- mişti. Her oyunun bir puanı vardı ve puanlar parayla sa- tın alınıyordu. Çocuklarpu- anlan sugibi harcarken bun- iarın parayla satın alındığı- nı elbette unutuyordu. Kuvruklar daha dış kapı- dan başlıvordu. Giren bir da- ha dışan çıkmadığı için gü- neşin altında "TatilyaçUesi" çekiliyordu. Otoparkta ver olmasına karşın otomobiller içeriye alınmıyor. "Şan o\- sun_." dive E-5 trafigi kilit- leniyordu... Ba\Tam eğlencelerinde de- gişen birsey yoktu. Insanlar çekilince. genye hurdaya çık- mış bir İstanbul kaldı. İstanbul da bav ram, >ine alışıldık göriinrülerie geçti. Havanındagüzel olmasından yaraıianan insanlann bir böliimü sahillere inerek parklarda piknik yapn (en üstte). çocuklar metropoJün göbeğinde ata binmenin heyecanını yaşadı (üstte) ve IstanbuPun yeni eğlence merkezi IatiKa (vanda) on binlerin akınına uğradı. (MEHMET DEMİRKAYA) REKTÖRLERDEN ÖDENEKLERE TEPKİ 'Vakıflara yardım sınırlandınlmalı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devletin vakıf üniversitelerinin ödeneklerini arttırması, üniversite rektörlerinin de tepkisini çekti. Ga- ziosmanpaşa Cniversitesi Rektörü Prof. Dr. TurgutTopbaş. vakıf üni- versitelerine yapılacak yardımın devlet üniversitelerininkinden faz- laolmaması gerektiğini belirtirken Balıkesir Cniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Okçu. devlet üniversite- lerine öncelik verilmesi gerektiği- ni söyledi. Okçu. "Vakıf ünjversite- leri spor tesisleri, yüzme havu/lan ve kafeleri ile bir işletme gibi çalışı- y«r. Bizise ikinci oğretinıdenekle edi- len geliri bile kuilanamıyoruz" dive konuştu. Üniversiterektörleri,vakıf üniver- sitelerinin ödeneklerinin arttırıla- rak 1 trilyon 157 milyar liraya ulaş- tınlmasına karşın, kamu üniversite- lerine 86 trilyon liranın yeterli gö- rülmesini doğru bulmadıklannı be- lirttiler. Gaziosmanpaşa Üniversite- si Rektörü Prof. Dr. Turgut Topbaş, vakıf üniversitelerine verilen ödene- ğe sınırlama getirilmesi gerektiği- ni belırterek yasada bu kurumlara verilecek desteğin yüksek tutuldu- ğuna işaret etti. Topbaş. hiçbir za- man vakıf üniversitelerindeki öğ- rencilere yapılan harcamanın dev- let üniversitelerininkinden daha faz- la olmaması gerektiğine dikkat çe- kerek "Tercih yapılacaksa bu de\- letten yana yaptlmalıdır" dedi. Afyon Kocatepe Üruversıtesı Rek- törü Prof. Dr. Şehabettin N iğirbaşı. vakıflara fazla yardım yapılmasını doğru bulmadığını belırterek Tür- kiye'de eğitim ve öğretim seviyesi- nin yükselmesinin Anadolu'daki üniversitelerin gelişmesine bağlı ol- duğunu vurguladı. Yiğitbaşı. "Bfe yoktan yonga çıkarmak için çabalı- yoruz. Fırsat eşittiği ilkesinin de ko- runması gerekiyor" dedi. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lğur Büget de. devlet üni- versitelerine verilen ödeneklerin ta- mamının kullanılamadığından ya- kınarak. "Ödeneklerin azlığından zKade kııllanılamamasından şikâ>et- çiviz. Hepsini versinJer h'u de kulia- nalım. Bazı ünhersiteJer, bütçeleri- nin ancak v üzde 40'ını kullanabili- yorlar" 1 dedi. Vakıf üniversitelerine yüksek oranlarda yardım yapılma- sına karşı olduğunu kaydeden Bü- get. şu görüşleri dile getirdi:"Eğer kâr amacıgütmüvorlarsa belü oran- larda vardım vapdabilir. Ama bunun sınırlı olması gerekivor. Devlet üni- versitelerini vakıflannkinden gerive bırakacak şekilde ödenek verilme- mesi lazım. Nakıf üniversiteleri öğ- retim üyeierine 150-200 milyon lira ücret verirken bizde bu rakam 40- 50 mihona ancak ulaşıyor. " Rus Ortodoks Kilisesi Patrik Alexej II eski KGB ajaıu • Estonya devlet arşivlerinde bulunan belgeler. Rus Ortodoks Kiüsesi'nin başı Patrik Alexej H'nin eski bir KGB ajanı olduğunu ortaya çıkardı. 1958'de, 29 yaşında bir papazken KGB'ye giren patriğin örgüt tarafından Estonya Kilisesi başpiskoposluğuna atanarak ödüllendirildigi de belirlendi. GÜRHAN UÇKAN TALLINN - Rus Ortodoks Kili- sesi'nin başı Patrik Akxej N'nin, Sovyet gizli polisi KGB'ye muh- birlikyapmışolduğuaçıklandı. Es- tonya güvenlik polisi KAPO tara- fından KGB ajanlanna gönüllü ola- rak ortaya çıkmalan için verilen süre 1 nisanda doldu. Bundan son- ra ortaya çıkanlacak kişilerin ad- lan resmi gazetede yayımlanacak. Estonya'nın başkenti Talîinn'de bulunan devlet arşivlerinde gün ışıgına çıkanlan belgelere göre. Rus Ortodoks Kilisesi'nin başı Pat- rik Alexej II, 1958 yılında henüz 29 yaşında bir papazken KGB ta- rafından "işe alındr. Genç papa- zın görevi, Estonya Kilisesi için- de. Sovyet dev leti aleyhinde görüş belirten.davTanankişileri ihbaret- mekti. KGB tarafından "Drozdov" (Kara Tavuk) kod adı takılan Pat- rik. KGB'nin 4. dairesine düzenli olarak rapor v erdi. KGB daha son- ra bu ajanını. Estonya Kilisesi'ne başpiskopos olarak atayarak ödül- lendirdi. KGB'nin 4. dairesinde 1958 yılının yıllık raporunda "Droz- dov"un bir kilise delegasyonuyla Almanya'ya giderek Almancasını ilerletmesi gerektiği de yer alıyor. Uzmanlar doğruluyor Raporda "Kara Tavuk" kod adı taşıyan ajanın gerçek adı geçmiyor. Ama raporu inceleyen uzmanlar, bu kişinin Alexej Il'den başkası ola- mayacağı konusunda görüş birliği içindeler. Estonya Devlet Arşi- vi'nde görevi i tanhçi ve hukukçu IndrekJürko, "Kara Tavuk parrik- ten başkası olamaz. Hakkında çok aynntılı ve doğru bilgüer \ar. Do- ğum tarihi,yeri, vaptıgı iş vetitri n- patıpaynı" şeklinde konuştu. Dev- let arşivinin genel müdürü Vaklur Ohmannda Isveç gazetesi Dagens Nyheter'e belgenin doğruluğu ko- nusunda teminat verdi ve ajanın kimliği konusunda herhangi bir yanlışlığın söz konusu olmadığını söyledi. Alexej Il'nin yıldızı şöyle par~ lamıştı: Alexej Ridiger. 1961 "de yainızca 32 yaşındayken Tallinn'in ve Estonya'nın piskoposluğuna atanarak birçok kişiyi şaşırttı. Te- oloji doktoru olduktan sonra, 1964'te başpiskoposluk unvanını al- dı. Dört yıl sonra Sovyet Estonya- sı'nda. 1986'da da Leningrad'da metropolitlik yaptı. 1990'da ise Moskova'nın, yani dolayısıyla bütün Sovyetler Birli- ği'nin ortodoks kilisesinin patriğı oldu. Bu mevki, Hıristiyanlık dün- yasındaki papalıklaeşdeğerde. Ba- sma sızan belgelere göre 1959 yı- lında ortodoks kilisesinde 125gö- revli KGB hesabına çalışıyor. dü- zenli olarak raporlar vererek muh- birlik yapıyordu. KAPO'ya bin başvuru Estonya güvenlik polisi KA- PO "nun KGB ajanlanna polise baş- \iirmalan için tanıdığı süre 1 nisan- da doldu. KAPO. 1000 kadar Es- tonyalının bu süre içinde başvuru- da bulunduğunu açıkladı. Başvu- ruda bulunmayıp da adı belgeler- de bulunan kişiler. Resmi Gaze- te'de yayımlanacak. Başvurudabu- lunanlar ise, anayasa gereği adla- n açıklanrnadan kovuşturuiacak- lar. 4 GAP ildiıııi^ Güneydoğu'yu şaşırttı GAP'ın yarattığı iklim değişimine hazırlıksız yakalanan, Güneydoğu şimdi de erozyonun pençesine düştü MERİH AK ŞANLIURFA / ADIYAMAN - Günevdoğu Anadolu Bölgesi. GAP'a alışmaya çalışıyor. Yıllar- dır kuraklıktan kıvranan. dualar- dan çare uman bölge halkı. şimdi- lerde aşın yağışlar sonucu su bas- kınlanyla tanışıyor. GAP'a ve ik- lim değişimine hazırlıksız yakala- nan Güneydoğu. "erozyonun pen- çesinde" hızla toprağını yitiriyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi. GAP'ın heyecanını yaşıyor. Yöre halkı, tarih boyunca sürekli ihmal edilmişliğin hıncını bu projeyle çıkarmaya çalışıyor. Fotoğraf ser- gilerine, gazete sayfalanna. telev iz- yon ekranlarına "ibret verici ola- rak" yansıyan kuraklıktan çatla- mış fotoğraflar artık GAP bölge- si için yavaş yavaş geride kalıyor. Şanlıurfa ve Adıvaman denil- diği zaman ilk akla gelen, kurak- lıklığın acımasızlığını çağnştıran acı san renk. yerini yemyeşil biror- tama bırakmış. Yıllardır yağmur hasretiyle kav rulan toprak da yağ- murla birlikte ayağa kalkmış. ko- yu kahverengi rengini ve güzel ko- kuşunu olanca gücüv le ortaya sun- muş. Tozun yerine çamur Şanlıurfalı. Adıyamanlı > urttaş. alışkın olmadığı bir iklimle karşı- laşmanın şaşkıntığında. Daha ge- çen yıl şubat ve mart aylannda vağmur duasına çıkan yurrtaşlar. şimdi aralıksız yağan yağmuru do- yasıya içlerine sindiriyor. Kentle- rin martta başlayarak toz bulutu haline gelen görüntüsü şimdi ye- rini çamura bırakmış. Adıyaman ve Şanlıurfa'nın altyapısı da. alı- şık olunmayan bu koşullann kar- şısında iflas etmiş. Atatürk Barajı'nı besleyen Fı- rat'ın rengi de bulanmış. Suriye de bu bulanıklıktan yakınıyor. Hü- kümet yetkil ileri. "Ptki bu btılanık- lık neden" dive soracaöına. "Su- riye GAP'ıcekemhor_" açıklama- sıvla yetiniyor. Sunye'nin. GAP'la ilgili anti lo- bi çalışmaları bir yana. Fırat'ın bulanıklığı dikkat çekiyor. "Fı- rat'ın suju neden bulanık" soru- sunu irdelerken karşımıza "eroz- yon sorunu" çıkıyor. Atatürk Barajf nın su toplama- sıyla birlikte bölgede birdenbire değişen iklim. \ ıllardır suya has- ret kalan toprağı da yok etmeye başladı. Harran Ovasf nın yanı sı- ra dağlar. ovalar. vadiler ağaçsız. Yağmur ise topragı aldıgı gibi Fı- rat'a boşaltıvor. Erozyon. bölgedeki en büyük tehlıke olarak değerlendiriliyor. Herkesin üzerinde birleştiği bu ko- nuda çahşmalar ağır aksak ilerli- yor. Atatürk Barajı Bölge Müdür Vekili Gülabi Polat. Sunye'nin su- yun bulanıklığı konusunda yaptı- ğı şikâyeti "politik" olarak niteli- yor. Her barajın ekonomik ömrü- nün yaklaşık 100 yıl olduğunu. Atatürk Barajı'nın ömrünün böl- gede ağaçlandırma yapılması du- rumunda 150 yıla kadar çıkanla- bileceğini belirten Polat. "Bizken- di çabalarunızla bir ağaçlandırma yapıyoruz. >IembaJar ve baraj böl- gesinin ağaçlandınlması yapılarak baraj ömrü uzatılabilir. Bu şart- larda çok büyük şev ler yapamıyo- ruz. Bu görev Orman Bakânlığı'na ait Bakanlığın el atması gereki- yor" di>or. TEMA'nın çalışmalan Türkiye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdür Yar- dımcısı Gülay Yaşin. TEMA'nın GAP'ın çeşitli yerlerinde mera ıs- lah çalışmaları olduğunu söylü- yor. Yaşin. "Bölgedeki bütün ba- rajlann çevTcsinin ağaçlandınlma- sı zorunlu. Her yıl tonlarca toprak gidivor. Şu anda bölgede tek bir otoriteninöngördüğü çalışma yok" divor. Geçen yıl Diyarbakır ve Elbis- tan böİgesinde bir araştırma gezi- si yaptıklannı belirten Yaşin. elde ettikleri sonuçlar hakkında şunla- rı anlatıyor: "Bölge gerçekten şid- detfi erozyona maruz. Hav za bazm- da ele alınarak acilen müdahale edilmesi gerekiyor. Meralann ısla- hı, yapılacak erozyonla mücadele çalışmalanndaönceiikkeieahnma- lıdır. Eğer gereken önlem alınırsa kurtanlabilecek sahatar çoğunluk- ta. Bölgeflorisrikzenginük bakımın- dan kendini çabuk yenilevebilecek bir yapıya hâlâ sahip. Bu yüzden yapılaeak çalışmaların başanlı ola- cağını gösteren örnekler var. Şid- detli göç nedeniyle terk edilen ta- rını alanlan. meraya dönüşmeye başlamış. Terk edilen meralar da süratle kendini yenilemeyc yönel- miş. Görüştüğümüz ormancılann da söyledikleri gibi. \ apılaeak ça- hşmalar bölgenin en büyük sorun- lanndan olan işsizliğin çözümü ola- cak."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle