Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-4 NİSAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kişi başına et tüketimi Avrupa'da 92 kilograma ulaşırken Türkiye'de bu oran 27.6 düzeyinde
TürklıalkıetyiyemiyorANKARA (Cumhurnet
Bürosu) - Türkiye'de ailele-
rin yüzde 47'si ekonomik ne-
denlerle veterli düzeyde hay-
vansal gıda alamazken var
olan et alımının da tngilte-
re"de görükn 'deli inek' has-
talığınin yarattığı panik so-
nucu yüzde 25 oranında düş-
tüğü bıldırildi. Halkın beyaz
ete hücum etmesi sonucu E-
BK de beyaz et olarak nite-
lendirilen tavuk ve tavuk sa-
Icatatı ürünlerinin satış fiyat-
lanna ortalama olarak yüzde
•8 ile 20 oranında zam yaptı.
Ankara Bölgesı Veteriner
Hekimleri Odası tarafından
tyapılan "Ulusal Hayvancılı-
ğımız" adlı araştırmada, Tür-
.kiye'deki günlük protein tü-
ketiminin yüzde 21.3'ünün
hayvansal kaynaklı olduğu-
na dikkat çekilirken bu ora-
-nın gelişmiş ülkelerde yüzde
57.6 olduğu belirtildi. Türki-
ye'de insanlann yeterli ve
dengelı beslenmediginin
saptandıgı vurgulanan araş-
tırmada. "Türk ailelerinin
yüzde 47'si yeterli hayvansal
protein alamamakta. bebek
ve çocukların \ ü/de 20'sinde
büyüme ve gelişme geriliği gö-
rülmekte. bu oran kırsal ke-
simde > üzde 40'a çıkmakta,
kiiçük çocukların >üzde 20'sinde raşi-
tizm bulunmakta \e gençlerin yüzde 17'si
normal kilonun altında buiunmaktadır"
dendi.
Araştırmada. gelişmiş ülkelerde hay-
vansal üretimdeki yüksek verimliliğın.
proteinin düşük maliyetle üretılmesin-
Tarım Bakanlığı yetkilileri, 'deli inek' hastalığı konusunda uyardı
Türkiye için dolaylıriskvarANKARA (Cumhurh et Bürosu)
- Tanm ve K.öyişleri Bakanlığı
yetkilileri, 'deH inek' hastalığımn
gündeme gelmesinden sonra
Ingiltere'den et ithal edilmediğini
söylediler.
Yetkililer, 27 martta îngiltere,
Italya, Fransa. Portekiz ve
îsviçre'den et ithalinin
durdurulduğunu belirttiler. Sağlık
Bakanı Yddınm Aktuna'nın
karanyla deli inek hastalığı,
bildirimi zorunlu hastalıklar
kapsamma aldı.
Dolayh ithalat
Tanm %-e Köyişleri Bakanlığı
yetkilileri, damızlık ve kasaplık
hayvan ithalatının Almanya,
Hollanda, Romanya ve Ukrayna
ağırlıkh olarak yapıidıgını
vurgulayarak "Ancak bu
ülkelerin İngiltere'den et ve kemik
unu yemi ithal ertiği volunda
haberler *ar. Bu nedenie Türkiye
için dolaylı yoMan bir risk söz
• Tanm Bakanlıpı yetkilileri, 27 marttan sonra Ingiltere'den
et ithal edilmediğini bildirirken Türkiye"de dolaylı yönden
risk unsurunun olduğunu söylediler.
• Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna'nın karanyla
deli inek hastalığı, bildirimi zorunlu hastalıklar
kapsamma aldı.
konusu cdabüir" dediler.
Türkiye'nin Ingiltere'den aralık-
şubat ayında 40 ton löp et ithal
ettiğini kaydeden yetkililer,
şunlan söylediler:
u
Bu et A>rupa Birliği kararlan
uyannca. sakatat ve sinirlerden
annmtş olarak, deli inek hastalığı
göriilmeyen (,-iftiiklerden ve 2 nesil
boyunca annesinde deli inek
hastalığı belirknmeven
hayvanlardan elde edtlen etlerdir.
Avrupa Birliği. zaten sadece bu
etterin ihracına izin vermişti.
Avrupa Birliği kararlan uyannca,
27 marttan itibaren Ingiltere'den
ithalatı durdurduk."
Yetkililer. Ingiltere'den aralık-
şubat aylan arasında getirilen
etlerin de Akdeniz sahillerindeki
lüks otellerde tüketildiğini
bildirdiler. Yem Sanayicileri
Birligi Başkanı Prof. Dr. Murat
Zinciriioğlu. Türkiye ye et ile et-
kemik unu ithal edilmediğini
vurgulayarak yerli hayvanlarda
ve tavuk sektöriinde bir tehlike
olmadığını kaydetti.
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi virolojistlerinden Prof.
Dr. İbrahim Burgu. deli inek
hastalığı nedeniyle açıkta satılan
ve menşei belli olmayan süt ve
süt ürünlerinin tüketimindetı
kaçınılması gerektiğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, deli
inek hastalığımn büyükbaş
hayvanlardan sindirim sistemi
yoluyla insanlara geçtiğini
vurgulayarak, hastalığın ilk
belirtisinin huy degişikliği
yaratmak olduğunu söylediler.
Hastalığın ilerledikçe aşın
duyarlılık ve saldırganlık
yarattığını vurgulayan yetkililer,
klinik belirtiler başladıktan sonra
ölüme kadar geçen sürenın iki
hafta ile 1 yıl arasında
değişebileceğini kaydettiler.
Yetkililer. "Hastaük. kuduzgibi
beyin ve sinir sistenıini etkileyen
hastalıklarla. kaşıntı nedeniyle de
ekzo-paraziter hastalıklarla
benzerük gösteriyor. Hastanuı
beyni süngerimsi bir hal alıyor ve
vücutta kaşıntı başlıvor" dediler.
Yetkililer, hastalığın ılk kez
Afrika'da görüldüğünü
vurgulayarak şunlan söylediler:
"1986>ılında Çekoslovakya. 1989
vılında ise tngütere'de görüldü.
İngiltere'de 10-12 \akada ölünı
oldu. Türkiye'de ise böyle bir
vaka beürienemedi."
den kaynaklandığı vurgulanarak Batılı
ülkelerin Türkiye"den 2.7 kat daha faz-
la hayvansal protein tükettiği bildirildi.
Bitkisel ve hay\ansal gıda tüketimi ara-
sında denge kurulamadığında "gizli aç-
lık, yalancı tokluk" gibi rahatsızlıklann
ortaya çıktığı belirtiler» araştırmada. ta-
hıla dayanan beslenme yetersizlikleri-
Tiin, akli ve zihni faaliyetleri yavaşlata-
rak "şizofrenik'" vakalar yarattığı kayde-
dildi. Araştırmada, Türkiye nüfusunun
yeterli ve dengeli beslenebilmesi için
halkın günlük protein ihtiyacının en az
yüzde 50"sinin hayvansal ürünle karşı-
lanmasının gerektiği bildirildi. Avrupa
Birliği ülkelerinde kişi başına düşen et
tüketiminin yılda 92 kilogram olduğuna
isaret edilen raporda, Türkiye'de bu ora-
nın 27.6'da kaldığı saptandı.
Araştırmada. Türkiye nüfusunun sağ-
lıklı ve dengeli beslenmesi için kişi ba-
şına yılda 36 kilogram et.
400 kilo süt ve 250 adet yu-
murta tüketilmesinin gerek-
tiği kaydedildi.
Ülkemizde zaten az olan
et tüketiminin daha da düş-
mesi, Doğu Anadolu'daki
besicileri olumsuz etkiledi.
Hayvanlarını satacak pazar
bulamayan besiciler, sorun-
larının çözümü için hükümet
nezdinde girişimlerde bulu-
nuyor.
Doğu Ziraat Odaları Böl-
ge Başkanı Cihat Güngör.
bölgede altı aydır ağır şartla-
rında yüksek maliyetlerle
beslenen 150 bin civarında
büyükbaş hayvanın en geç
bu ay içinde kesiminin ya-
pılması gerektiğini söyledi.
Hastalık yüzünden Bursa ve
Konya'daki et satışları da
yüzde 50-70 oranında geri-
ledi.
Beyaz ete zam
Sığır etinden kaçan halkın
beyaz ete yönelmesiyle bu
ürünlerin fiyatlannda görü-
len artış da sürüyor. Et ve
Balık Ürünleri AŞ (EBK).
beyaz et olarak nitelendiri-
len tavuk ve tavuk sakatatı
ürünlerinin satış fiyatlarına
ortalama olarak yüzde 8 ile
20 oranında zam yaptı.
EBK'nin uygulamaya başladıgı yenı
fiyat ayarlamasıyla tavuğun kilogram
satış fiyatı 135 bin liradan 162 bin lira-
ya çıkanldı. Yapılan zamla tavuğun
kanat fiyatı da 120 bin liradan 130 bin
liraya yükseltildi.
Yaklaşık 5 milyon hayvanın imhasını öngören karar ingiltere'de tepkiyle karşılandı
AB'den
Haber Merkezi- Avrupa Bırhğı tanm bakanlan.
Ingıltere'deki büyükbaş hayvanlann imhasını ka-
rarlaştırdı. 6 yıl içinde her hafta 15 bin sıgır olmak
üzere 4 milyon 700 bin büyükbaş hayvanın imha-
binı öngören karar Ingiltere tarafından 'kabul edi-
lemez' bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uzmanlan da 'de-
li inek' hastalığı ile insan beyninde tahribata neden
olan BSE (Creutzfeld-Jakob Disease) arasında bağ-
lantı olduğunu dairbilimsel birkanıtbulunmadıgı-
nı söyledi. Ingiltere"de baş gösteren 'deli inek' has-
talığı ile ilgili önlemlerı tartışmak üzere Lükseın-
burg'da bir araya gelen AB tanm bakanları, 40 sa-
at süren, plaganüşj^oplaflgdan sonra dün saBaJ^
yaptıklah açıklamada lnğiuere'deki bûyüVbaş hay-'
vanlann imhasını kararlaştırdıklarını bildirdiler.
Toplam 4 milyon 700 bin hayvanı kapsayan imha
karan 6 yıllık bir süreyı kapsıyor. İmha edilecek
hayvanlann içinde önemli bir bölümü süt ineklen
oluşruruyor. Düşük et verimi olan bu hayvanlar de-
li inek hastalığında en rısklı grubu oluşturuyor. AB
tanm bakanlannın deli inek hastalığını kökten yok
etmek için onayladığı belge. itlaf edilecek kesım-
lik büv ükbaş hayvanlardan doğacak zarann yüzde
30'unun Ingiliz hükümetince karşılanmasını, besı
çiftçılerinın uğrayacağı zarann yüzde 70"inin ise dı-
ğer AB ülkeleri arasında paylaştırılmasını öngörü-
yor. Toplantıda, Ingıltere'nın. AB'nin lngilız sıgır
etı ve sığır etı mamullenne koyduğu yasagı nisan
av ı sonunda kaldınlması yönündekı isteğı de AB ta-
nm bakanlannca reddedildı. Irlanda Tanm Bakanı
Ivan Yates, yaptıgı açıklamada lngıliz hükümetinin
karşı çıkmasına rağmen Ingiltere'den sıgır eti ve
AB'den adaletlı bir yaklaşım bekledıklerını y
yen Hogg. "Bu toplantının sonuçlannın Ingiltere
tarafından onavlanmasmın mümkün olmadığını
üzülerek ifade edhorum" dedı.
Yunanistan kanştı
Yunanıstan'da. 'deliinek'hastalığımn görüldüğü
Ingiltere'den tonlarca et ithal edılmesi yanında, has-
talıktan ölen on binlerce tavnğun etlerinin pıyasa-
ya sürüldügünün anlaşılması üzerine. Yunanistan
kanştı. Yunan halkı. her türlü et tüketimıni boykot
karan aldı. Yunanıstan'da 1 mılyondan fazlaçalışa-
nı temsıl eden Yunan Işçi Sendikaları Konfederas-
ı-ürynlerinın ithal edilmesine ilişkin d.ünya çapında- ^onu'nun (GSEE) öncülüğünde, tüm ülkede 37 tü-
"Ici yâsâğın geçerlilıgVrii koruduğunübeiirtti. Ingıf-""'k'etîci or'ğunj'nuın katıldiğı eti böykof eyldrni bugün
tere ise AB'nin deli inek hastalığımn önlenmesine
ilişkin plamnı onaylamadı. Ingiltere Tarım Bakant
Douglas Hogg. yaptıgı basın toplantısında karan
'kabul edilemez' buldugunu sö\ledı. Ingiltere'nin
karşılaştıgı bu özel sorunun çözümü konusunda
yapılacak. Yunanistan'da aynca, yapımında bevın.
kemik iliği vecanlı hücre gibi. hayvansal maddele-
nn kullanıldıgı kozmetik ürünlerinin satışı da has-
talık riskı taşıdığı gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı ta-
rafından yasaklandı.
PVİPTTlPİİtf»F Ç
u
k
u r o v a
LnKersitesi'nde karşıt görüşlü öğrencilerin önceki gün
C j l t ı n i ^ ı ı t r i gerçekleştirdiği iki ayn eylem ilginç görüntülere sahne oldu. Eğitim
'Fakültesi önünde bir ara>a gelen Demokratik Lnhersite Platformu, Türkiye Oğrenei Dernekleri Konfederasyonu
• ve Yurtsever Gençlik ü\esi öğrenciler, kampus içerisinde yaklaşık bir saat yürüyüş yaparak harçlann >ükseltilme-
îsi ve öğrencUere > önelik saldınları protesto ettiler. Öğrenciler. "Baskılar bizi \ıldıramaz; Harçlar savaşa gidiyor; Ya-
tşasın devrim \e sos>alizm" şeklinde slogan atıp \üriirken. kampus içinde cami ve mescitlerin azlığını protesto için
»toplu namaz kılan öğrencileıie karşılaştılar. Slogan atmayı kesen sol görüşlü öğrenciler. diğer öğrencilerin namazı
Sbitirmesinin ardından halav çekerek e>lemlerine son verdiler. (Fotograf: SABlT ÖZKESER)
» ! I 1
JRektör Berkarda: Kendi güvenlik birimimizi oluşturmalıyız
Öğrenciler polisten yakındıi İstanbul Haber Servisi - tstanbul
îüniversitesi öğrencileri. Rektör Prof.
jDr. BUIent Berkarda'ya polisin yanlı
jtutumunu şikâyet ettiler. Prof. Berkar-
jda, "İdeal olan, kendi güvenlik birimi-
* mizi oluşturmaktır" dedi.
i 1Ü Rektörü Prof. Berkarda. Siyaşal
5 Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ül-
•kü Azrak. bazı öğretim üyeleri ve öğ-
J renciler. dün üniversitenin Siyasal Bil-
• gilerFakültesi'ndedüzenlenentoplan-
»tıda, üniversitedeki sorunlan tartıştı-
51ar.
J Rektör Prof. Berkarda. amaçlannın
• öğrencilerin görüşlerini \e dileklerini
»dinlemek ve önenleri üniversitenin
îyetkilikurullarındagörüşmekoldugu-
*nu. öğrencilerin istemesi halinde bu
, toplantılan her çarşamba yineleyecek-
Jlerini söyledi. Daha sonra ögrencilere
• söz verildi. Ortamın zaman zaman ger-
»ginleştiğı toplantıda. öğTenciler daha
Jçok ünıversitedekı pvolisin yanh tutumıı
jve öğrcnci öıgütlenmesi üzerinde ko-
•nuştular. Polisten yakınan öğrencile-
rin anlattıklanndan bazı örnekler şöy-
le: "Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bir
süre önce bize satırlaıia, bıçaklarla sal-
dınldığında ben polise parmak sallaını-
şım diye geçenlerde gözaltına alındım
ve feci şekikie dövüldüm."
"Üniversite kapısında yapılan ara-
madapolis.elimdeki "International Po-
litics' adlı İngilizce ders khabını uzun
uzun inceledi. Bir kitap böyle aranır
mı' diyesorduğumdabirsi%ilpolis,'Ta-
bii ki aranır. Siz de okula kitapla gel-
meyin" dedi. Marx'ın, Lenin'in kitap-
lanndan vazgeçtim, ders kitabı böyle
sorgulanıyorsa bunun sorumlusu sizsi-
niz."
"Polis aranıa sırasında cebimdeki
CHP tüzüğünü bulunca," Bu si> asi bir
şey. sende ne anyor' diye sordu. sonra
da tüzüğü elimden aldı."
"Bu polis. okula satııiarla, bıçaklar-
la gelenlerin polisi. Bizim değil. Biz kan-
dırıldık. Burava üniversite divc geldik.
polis akademisi çıktı."
Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, üni-
versitenin fıziksel şiddeti dışlamak zo-
runda olduğunu belirterek "Güvenlik
güçleri şiddeti azalncı değil, artrıncı bir
rol oynuyor. Bunu pozitrf söylemleıie
aşmak zorundayız" dedi.
. Toplantıda. Yüksek Öğretim Kanu-
nu'nda bazı değişiklikler öngören ya-
sa tasansında yer alan öğrenci birliği
konusu da tartişıldı. Bazı öğrenciler,
birkaç gün önce Nizam-ı Alem Ülkü
Ocaklan'nın "üniversite öğrencileri
birliği'' kurulmasına yönelik toplantı-
sını eleştirerek öğrenci örgütlerinin za-
ten v ar olduğunu. "yukandan dayatı-
lan bir model" istemediklerini \ urgu-
ladılar.
UBA'nın haberine göre. İstanbul Ba-
rosu Başkanı Turgut Kazan. Nizam-ı
Âlem Ocaklan'nca düzenlenen kurul-
tayı eleştirerek "Kurultaydaöğrencile-
rin tüm kanalları ve görüşleri temsil
edilmediği gibi, toplantının belli bir kes-
imin güdümündeki görüntüsü de en-
dişe vericidir" dedi.
KULTUR KOLH
i
KÜLTÜR KOLEJİ
EĞİTİM KURUMLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İ N S A N K~A Y N A K L A R İ M E R K E Z İ
1996/1997 ÖĞRETİM YILI İÇİN
İNGİLİZCE ÖĞRETİM YAPAN LİSE İLE
FEN LİSESİ, İLKOKUL VE ANAOKULU BÖLÜMLERİNE
ÖĞRETMENLER ve YÖNETİCİLER
ALINACAKTIR
ÖĞRETMENLER (En az beş yıl deneyimli)
• ANAOKULU
• İLKOKUL
• ÜSE
• FENÜSESJ
: Anaokulu öğretmenleri ve çocuk gelışimi uzmanlan
: a) Sınıf öğretmenleri
b) İngilizce öğretmenleri
c) Branş öğretmenleri
; Tüm ders öğretmenleri (İngilizce - Türkçe)
: Tüm ders öğretmenleri (Türkçe)
• ÖYS HAZKUK BÖLÜMÜ : Her ders için dershane öğretmenleri
EĞİTİM YÖNETİCİLERİ/UZMANLAR (ingilizce bilmek tercih nedenidir)
• LİSE : a) Müdür Yardımcıbrı
b) Bölüm Başkanları (her bolüm için)
c) Eğitim uzmanları
d) Okul sekreterleri
e) Okul kitaplık görevlileri
• REHBERÜK : Rehberlik uzmantarı ve psikolojik damşmanlar
• ÖLÇME/DEĞERLENDİRME: Konusunda uzmanlar (Part time olabilir)
• BİLG4 İŞLEM : Programcılar ve operatörler
BAŞVURU
• İSTANBIA İÇİ BAŞVURULAR
• İSTANBUl DtŞI BAŞVURUAR
Kühür Kdeji Genel Müctürlüğü,
İnsan Kaynaklan Merkezi'nde
başvunj (ormu doldurulmalıdır.
(0-212) 559 04 88 EX 476
Genet Müdurtük Inson Kaynaidan Merkezıne ozgeçmiş
ve fotografla birlıkte posta yolu ile başvurulmalıdır.
• Başvurular gizfi tutuiocaldır.
• SON BAŞVURU TARİhfl 26. 4. 1996'dr.
KULTUR KOLEJİ GENEL MUDURLUGU
İNSAN KAYNAKLARI MERKEZİ
9.-10. K1SIM 34 750 ATAKÖY-İSTANBUL
TEL (0-212) 559 04 88 FAX: 560 47 79
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Bazı Şeyleri Görebilmek...
istanbul'dakı günlük sağ basının, en "kabadayı" tem-
sılcisı olarak görünen bir gazetenın, 31 mart pazar gu-
nü ilginç bir manşetı vardı. Bırinci sayfanın en üstün-
de, yanm sayfayı kapsayan bir biçimde atmışlardı man-
şetı ve vesikalık resim boyutundaki bir fotografımın ya-
nında. "Gör bunları Toktamış Bey" diyorlardı.
Alt manşet aynen şöyleydı: "Mılas Atatürkçü Dü-
şünce Demeğı'nın toplantısında konuşan Cumhuriyet
yazarı Prof. Toktamış Ateş, Türkiye'dedindarinsanla-
ra laiklik' adına işkence ve zulüm yapılmadığını iddia
ederek 'Laiklik tam anlamıyla özgürlüktür' dedi. Ancak;
Türkiye 'deki laiklik adına sergılenen uygulamalar, Prof.
Toktamış Ateş 'i tekzip ediyor. işte bunlardan sadece
ikisi."
Ve örnek olarak başı örtülü olduğu için ÖSYM'nin,
evraklarını kabul etmediği genç bir kızla. kimı bakan-
lıklardaki başörtüsü tartışmaları anlatılıyor. Ve bunlara
izin verilmemesi, "zulüm "olarak değerlendiriliyor.
Defalarca ve defalarca yazdım. Binlerce kez dile ge-
tirdim. Benim özgürlük anlayışım çerçevesinde, ne kim-
senin kılığına kanşırım, ne kıyafetine. isteyen inançla-
nnın gereği. isteyen çıkarlarının gereğı. isteyen de pek
yakıştığını düşünerek başını örter. Gözüme pek de hoş
gelmese bile. kendi kararıdır. rahatsız da olmam. (Ama
bu arada "sarıklara" ve "sanklılara" ciddi bir itirazım var.
Sank ve cüppe, "din adamı kisvesı "dır. Canı isteyen ba-
şına sarık dolayıp cüppe giyemez. Dünyanın hiçbir ye-
rinde izin vermezler buna. Ne Hıristiyan bir ülkede pa-
paz kılığında sokaklarda dolaşabilirsiniz. ne Budist bir
ülkede Budist rahip kılığında. Buna herkesten once
din adamları karşı çıkar. Ama bızde din adamlarımız
seslerını çıkartmadığı gibi, buna el atması gereken
cumhuriyet savcılan da galiba "so/cu kovalamaktan"
buna fırsat bulamıyorlar.)
Başını örten insanlara benim hiçbir itirazım yoktur,
ama "topluyaşam "ı düzenleyen kimi kurallar vardır. Bu
kuralları beğenirsinız ya da beğenmeyebilirsinız. Ama
eğer o toplum içinde yaşıyorsanız, o kurallara uymak
zorundasınız. Eğer uymazsanız, o kurallann yaptırım-
lanna (müeyyıdelerine) katlanmak zorundasınız. Bu ku-
ralları beğenmek ya da beğenmemek de sızin kararı-
nızdır. Beğenmedığinız kuralları değıştirmeye çalışmak
da sizın haklarınız arasındadır. Ama mevcut kurallara
"uymamak hakkınız" yoktur. Insanların kurallara uy-
ması ıçın zorlanmasını da "zulüm" ya da "işkence"
olarak değerlendiremezsıniz. Ancak o kuralların "zalım
kurallar" olduğunu dile getırebilirsiniz ve bunların de-
ğiştırilmesi için uğraşabılirsinız.
Kımi mesleklerin "üniformaları" vardır. Eğer o mes-
leği seçersenız, nerede. neyı giyeceğinizi önceden bil-
meniz gerekir. Örneğın Harp Okulu ya da polis okulu-
na giden bir öğrenci. sabah cimnastiğınin şortla yapı-
lacağını bilır. Eğer bırisi çıkar da "Efendim, ben dlnim
gereği dizımın üstunu açamam" der ve cimnastığe
"asker kılotu" ile çıkmak isterse. adamı kapının önüne
koyarlar. Buna zulüm diyemezsmiz.
Aynı şekilde, "namaz kılarken pantolonum buruşu-
yor" bahanesı ile şalvar gıymek isteyen adama da sa-
dece gülerler.
içkili bir lokantaya gıden bir insan. ıçki içmeme hak-
kına sahiptir. Ama "Inancım gereği içkiiçılen yerdeye-
mek yemem" diye düşünüyorsa, tek hakkı o lokanta-
ya bir daha adım atmamaktır. O lokantada içki içilme-
mesini istemek ve bu isteği yerine getırilmezse, bunu
"zulüm" olarak nitelemek hakkı yoktur.
Ya da sinemaya giden bir "tiryakı", sınema salonun-
da eğer sigara içilmiyorsa, bu kuralı "zulüm" olarak de-
ğerlendiremez. Ya fuayeye çıkar ve sıgarasını içer ya
da oturur evinde televızyon seyreder.
Trafik de belli kurallara göre düzenlenmiştir, eğitim
de. Bu kurallara uymamak diye bir hak yoktur. Ama siz
"Tannnın kuralları kul kurallanndan önce gelir" inancı-
na sahıpseniz ve tanrının kurallarını egemen kılmaya
çalışırsanız. "kıyamet kopar. "Çünkü bu, demokrasiyi
ortadan kaldırarak, bir islam şeriatı devleti kurmak is-
temektir ki; dünyanın hiçbir demokrasisinde, "demok-
rasiyi yok etme özgüıiüğü" yoktur.
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na başörtüsü
konusunda çok başvuru oldu. Tümü reddedildı. Çün-
kü okullarında başortüsüne izin verilmeyen öğrencile-
re, "Siz bu kuralı önceden bilmiyor muydunuz7" so-
rusu sorulduğunda, verecek yanıt bulamadılar. Dünya-
nın hiçbir mahkemesı kurallara uymamayı bir "hak", ku-
ralları uygulamak istemeyi de "zu/üm"yada "işkence"
olarak görmez.
Ve her şey bir yana. örtünme konusunda islamıyet
içinde de kımı tartışmalar vardır. Örneğin bundan bir
süre önce. aralarında Prof. H. Hatemi, Prof. Yaşar Nu-
ri Öztürk gibi değerli bilginlerin de bulunduğu bir grup
araştırmacı, Kuran'daki ayetin yoaımlanması konu-
sunda anlaşamadılar. Örtünmesi gereken "zinet ye-
rf'nın neresi olduğunu net bir biçimde ortaya koyama-
dılar.
Genç kızlanmızın bir kısmı "tercihim" başka şekilde
kullanırken. bir kısmı kara çarşafa giriyor. Tann buyru-
ğu olduğuna göre "tercih hakkı" olabilir mi? Demek ki
net olmayan bazı şeyler de var.
Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir ve tüm vatan-
daşlarının tam bir din ve vicdan özgürlüğü vardır. Hiç
kimse kimsenin inancına ya da inançsızlığına karışa-
maz. Ve devletimizin bu yapısını değiştirmek. kimse-
nin "haddı" değildir. Çoğunluk olsalarbile...
Zira hiçbir demokrasıde. "çoğunluk, azınlığın hakla-
rını ve özgürlüklehni" ortadan kaldıramaz. Eğer bun-
lara tecavüz ederse. ortada demokrasi-memokrasi kal-
mamış demektir. Ve bu durumda azınlığın "direnme
hakkı" doğar.
Demokrasi herkes için gereklidir. Bugün demokrasi
kuralları içinde demokrasinin altını oymaya çalışanlar.
kendilerini pek kumaz sanıyorlar ama aslında bindik-
leri dalı kesıyorlar. Dilinden Atatürk'ü düşürmeden,
Atatürk'ün tüm yaptıklarını yıkmaya çalışan ikınci bir
Kenan Evren zor bulunur.
Demokrasimizın kıymetini bilmeli ve önündeki engel-
leri yıkmak için çabalamalıyız. Enerjimizı boş işlerde de-
ğil, bu amaç yönünde tüketmeliyız.
Eğitim-sen Cenel Başkanı Bal
'Eylemci öğretmenlerin
soruşturmalan durmalı'
ANK.AR.A (Cumhuriyet
Bürosu) - Euıtiın-Sen Genel
Başkanı Kemal Bal. 9-13
mart günleri arasında düzen-
lenen eylemlere katılan öğ-
retmenlere açılan soruştur-
maların durdurulması. sür-
günlenn kaldınlması \e eği-
tim çahşanlannın ayhktaban
ücretlerinın 35 milyon lira\a
çıkanlmaMiıı istedı. Bal. ıs-
teklerınin kabul edilmemebi
durumunda evlemlerini siir-
düreceklerini bildirdı.
Millı bğıtım Bakanı Tur-
han Ta\an. Küıtım-Scn Ge-
ncl Ba^kanı Kemal Bal \ebe-
raberindeki heyeti kabul etti.
Bıikan Tıırhan l.n.ııı. öğıvt-
monlere her zaman kapı>ının
aı;ık olduğunu \c dı\ alogdan
\ana olduğunu "-öyledi Ön-
der \e örnek olma>ı gereken
öürctnıenlerın sokaöa dökül-
nıelennı istemediğini anlatan
Tayan. Türkiye'\ i bölmek is-
tevenlere bakanlığı boyunca
izin \ertneyeceğini kaydetti.
Sorunların taratlar arasin-
da görü^ülerek çözümlenebi-
leceğini anlatan Bal. sendi-
kanın görev inin üye ve diğer
çalışanların haklannı koru-
mak \e \eni lıaklar kazan-
mak olduğunu belirterek et-
kinliklerınin gizli olmadığı-
nı. kanıuo\unun bilgisinde
\apıldığını kaydetti.
Bal. 5-13 mart günleri ara-
sinda Gihenpark'tj yapılan
oturma ev lemlerine katilan
öğretmenler hakkında açılan
!<oruşlurmaLnın kaldınlnıa-ii
\e Mirgünlerın duvdurulnıa-
MIII !^teye^ek tjleplerının ka-
bul odıİmenıc^ı halinde e\-
lePîieıı siırdüreceklenni bil-
dirdı