05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 1996 PERŞEMBE 12 BIR KONU BIR KONUK i Türk-İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim üyesi Prof.Dr. Ünsal Yavuz: Osmanhca nıelezbîr <likür HILYAKARABAĞLI ANKARA-Ankara Cniversitesi Türk- İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ünsal Yavuz, din ve ırk aynmcılığı yapmayan Atarürkün ulus anlayışının bugün yurtdişinda yasal stafü kazandınlan bazı Atatürkçü derneklertarafından saptırılmaya çalışıldıgını söyledi. "^eni bir Atatürk imajı pompalanmaya çauşdı\or~ diven Yavuz. son demeçlerinde aydınlara yönelik çıkışları ve şeriatçı kesımlerin bir döneme ışaret ederek ortaya attıklan "Camiler, ot deposu yapıldı" söylemleriyle dikkatleri toplayan Kültür Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Agâfı Oktay Güner'in sa\ lannı yanıtladı. Ya\uz. Güner"in "Türk avdınları Atatürk'ün Nutuk'unu lügatla anlayabilirler"* sözlerine. "Nutuk'u lügatla okumava gerek yok. Hiç kimse elinde lügatla işkence de çekmesin. Nutuk. 'Söv lev' adı ve duru bir Türkçe'yle kamuoyuna sunuldu" karşılıgını verdı. Cumhuriyet tarihınin hiçbirdöneminde camilerin ot deposu yapılnıadığına dikkat çeken Yav uz. "Belgesi olmasa da özellikle diUendirilen bu iddia>a belgeli kahramanmaraş \e Sıvas katliamlarını anımsatmak gerekir" dedı. Ankara Üniversitesi Türk Inkılap Tarihi Enstıtüsü ögretim üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz. bazı çevrelerin Atatürk"e sahip çıkma yaklaşimlarının temelinde yatan idelojiler ile Türk aydınını "kcndi klasiklcriy k Atatürk'iin Nutuk'unu lügatsız anlamayan" biçıminde nitelendiren Kültür Bakanı Agâh Okta> Güner'in yorumlarını değerlendirdi. Yavuz, sorulanmıza şu yanıtlan \erdi: - Türk avduıı okumaktan uzaklaştı mı? - Atatürk'iin dil ve yazı devrimiyle birlikte bazı çevrelerin iddia ettiği gibi kültürel bırikınıimize uzak düşmek. onlan terk ctrnek. okumamak gibi bir yaklaşım söz konusu değildir. Çünkü cumhurivet dönemınin Milli Eğitim bakanlannın ilk ele aldıkları konulardan biri dünya klasıklerinı ve bizim sahip olduğumuz kaynaklan hızlı bir biçimde duru Türkçe ve Latince olarak topluma kazandırmak yolunda hızlı birçeviri işlemi başlatmış olmalarıdır. İddia edildiği gibi bir duraksama yoktur. Bu söylem güncel birtakım politika ve ideolojiler sonucunda biraz ^orlamayla ortaya atılan dayanaksız savlardır. - Türk aydını. Atatürk'ün Nutuk'unu lügatsız okuvama/ mı? - Atatürkün Nutuk'unu Türk aydını lügatsız okur. Türk Tarih Kurumu 19~80'li yıllarda Nutuk'u. "Söyle\" olarak yayımladı. Eger. dilın sürekli evrim geçiren kendini yıneleyen bir organizma olduğunu kabul ediyorsak biz artık 19. yüzyıl Osmanlıcası ile konuşmuyoruz. Ösmanlıca. Osmanlılann dilidir. Türkiye • Milli kültürün temeli dindir der ve hangi dil olduğunu da vurgulamazsanız soru işaretlerini çoğaltırsınız. Bu iddia bir kesim tarafından "Müslümanlara 70 yıldır eziyet ediliyor" biçiminde ortaya atılıyor. Sokaktaki samimi dini inançlı insanın kafasını kanştırmaktan öteye gitmedi. Müslümanlara baskı yapılmadı, camiler kapatılmadı. Cumhuriyeti kuruldu. Bizim resmi dilimiz Türkçedir: Arapça. Farsça değil. Yeni kuşagın dilleriyle diyaloğunun kopanlmamasını sağTamak zorundayız. Geçen dönemlerde liselere Ösmanlıca ders konulsun dendi. "Kültürel degerlerden uzak düşüyoruz" gerekçesiyle tartışma \apıldı..Kafdı ki radyo ve TV kanallannda konuşulan dili anlamak ıçin Osmanlıca-Türkçe sözlük kullanmak gerekir. Kültür Bakanı konumundaki kişinin "Lügatla okutmaktan çok" bundan "kurtarma >olunu" araması ve bu yolda adım atması dogru olur. - llusal kültürün temelinin din ve dil olduğu v urgulamasını nasıl \orumluyorsunuz? - Llusal kültürün temeli dildir. Bu doğrudur. Ancak lügatla uygulamaya çalışılan Ösmanlıca diliyse. bu yanlıştır. Bu bizim ulusal kültürümüzün üstünde yükselen dil degiJdir. Ösmanlıca bir melez dildir. Milli kültürün temeli dındır dediğıniz zaman. bundan 10 yıl önce dev letin sorumlu makamlarında olanların söyledikleri "Toplumu bir arada tutan dindir" sözleri çağrışım yapıvor. Toplumlan bir arada tutan unsurun din olduğuna tarih tanık olmadı. Din merkezlı bir birlik ortaya çikanlamadı. Neden? Toplumları yaratan ulusal bilinçtir. Bunun temel harcı tarihsel kimliktir. - Kültür Bakanı Güner'in bu konudaki Prof. L'nsal Yavuz din ve ırkavrımcılığı vapnıavan Atatürk'ün ulus anlayışının bugün vurtdışında yasal statü kazandın- lan bazı Atatürkçü dernekler tarafından saptınlmava çalışıldığını sövledi. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) görüşlerini değeriendirir nıisiniz? - Sayın Bakan'ın konuşmasında bir kez olsun Atatürk adı geçmedi. Atatürk'ten yalnızca "milli mücadele kahramanı. devietin kurucusu" diye söz ediyor. Atatürk adından .söz etmek bu kadar işkence mi gelmektedir Sayın Bakan'a. Bu düşündürüeüdür. Atatürk. '•milli benlik" ve "kültür" derken şunu da ekliyor. "Milli benliğine sahip olamayan toplumlar. milli benliklerine sahip olan toplumların avıdır." Tarihimizde buna en güzel örnek de Osmanlı dev letidir. Osmanlı devleti içinden geldigi tarihsel kimligı reddetmiştir. Ben Türkürn demez. O nedenle: dili, eğitimi, hukuku \e toplumsal yapısı değışmiştir. E.ski Türklerdeki kadının aile \e toplumdaki statüsünü değiştirmiştir. Kimin lehine? Kendinin olmayan kültür çevresinın değerlerı lehine. Yani yozlaşinıştır. Atatürk. bunun farkına varmıştır. Osmanlı devJeti: ulusal, milli benliğine sahip olamamış, ancak milli benliğine 200 yıl öncesinden sahip olan dev letlerin "avı" olmuştur. Onlar ulusal devletlerinı kurmuşlar. sağlam temeller üzerinde çatılarını yükseltmişlerdır. Avlavanlar itilafdevletleridir. Avlannıa tarih'i 1914-1918'dir. Av da Osmanlı de\ letidir. - Camiler, ot deposu iddialanna açıklık getirir misiniz? - Bunun temelinde ulusal kimlik ve o kimligin nıtelikleri karşımıza çıkmaktadır. Milli kültürün temeli dindir der ve hangi dil olduğunu da vurgulamazsanız soru işaretlerini çoğaltırsınız. Bu iddia bir kesim tarafından "Müslümanlara 70 yıldır eziyet ediliyor'" biçiminde ortaya atılıyor Sokaktaki samimi dıııı inançlı insanın kafasını kanştırmaktan öteye gitmedi. Müslümanlara baskı yapılmadı. camiler kapatılmadı. Buna karşın "Islamda baskı yoktur" denilmesine ragmen Van"daki Yüzüncü Yıl Üniversıtesi'ndc bırkaç yıl önce oruç tutmayan öğrenciler dövüldü, kantinlerde baskı yapıldı. niyetli olmayanlara yemekler soğuk çıkanlarak ezivet çektirildi. Bunların belgesi vardır. Ama hiç unutmamak gerekir kı bu ülkedc Kahramanmaraş'ta büyük katliamlar. Sıvas'ta büyük katliamlar tertip edildı. - Sema ve semah gösterileri vasaklandı mı? - Camilere ot doldumlma ıddiasıvla birlikte bu savın da yapılması bazı çevrelerin duyarhlıgından yararlanılarak bazı girışimler başlatma plaııı olabılir. Sayın Bakan'ın konuşmalannı incelediğimiz zaman çok degişik inançtaki iıisanları ilgilendiren konıılara dcğindiğinı görii>oruz. Atatürk'ün tanınımı yaptığı Türk ulusuııda, din ve ırk avnmcılığı yapılmaz. Türkiye sınnian ıçinde Türkçe konu>an insanlardan söz edilir. Atatürk. "Türk Cunıhuriveti'ni kuran Türkive halkına Türk ulusu denir" diyor. Türk halkı değıl. Türkiye halkı diyor. Bu önemlıdır. Türkiye halkı bir potadır.-Bu potada. Katolıfii. Ortodok>u. Alevisi ve Sünnisı degişik inançtan insanlar var. Bu potanın içinde Laz. Çerkes. Ermeni. Rum, Kürt ve Bo^nağı çe^ıtli etnik kökenden gelen insanlan ustalıkla birleştirmiş. ırk ve din aynmcılığı yapmamış. hatta anadil avnmcılığı da yapmamıştır. Ama dev letin resmi dili olan Türkçe"} i konu^malannı ıstemiştir. - Birbirinden çok farklı uçları ilgilendiren bu iddiaların amacı ne olabüir? - Sıya.setçilerin geniş platformda çalışıp ov potanM>ellerinı arttırmaya yönelik bir gınşını olabilir. "Sizlerhep ezildiniz, baskı gördünüz. dışlandınız: ama bi/ sizi tüm bunlardan kurtaracağız"" sloganlan kullanarak tarıkat ve tekke liderlenyle kucak kucağa oturuluvor. Türban bile bu ülkede "meşru bir aksesuvara" dönüştürüldü. Aslında, milli kültür edebıyatı adı altında yapılan Arap milliyetçıliği ile Osmanlı karışımı bir acayip sentez gündeme sokulmak isteniyor. Orta Asya'da Atatürkçü düsünce dernekleri kurdular. Neden 1 ' Ordumuza, dinamik yapısıyla Atatürk'ün ve Atatürkçülügün savunucusu ve koru>ucusu olması nedenıyle şirin görüniTiek için. Bir amacı da Atatürk dernekleri örtüsüyle başka bir Atatürk imajını pompalamak için. ÖRÜŞ/ZİYA HALİS Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hükümet Programı" mı? Ozelleştirme Programı mı? A NAP-DYP arasında kuru- /% lan koalısyon hükümeti- /—% nın "53*üncü Hükümet -X -»- Progrann" incelendigın- de. ana temanın ozelleştirme oîdu- ğu görülecektır. 32 sayfalık hükü- metprogramının(S.7. s.8. s.9.s.l 1. s.12. s.14. s.15. s.17. s.18. s.I9. s.20. s.22) 12 sayfasının çeşitli pa- ragraflannda ozelleştirme ile ılgili görü^lerın fazlalığı. bu bir "Ozel- reştirme programı mı?" akla geti- n\or. Türkıve'de "*24Ocak Kararlan" ile birlikte yoğun olarak gündeme gelen özelİeştirme. son yıllarda adeta her >orunu çözen sihırli bir formül olarak sunulmaktadır. Bu konııda kamuoyunun tek taraflı oluşturulması. kimı gerçeklerin kit- leler tarafından doğru olarak öğre- nilmesını zorlaştırmaktadır. Cumhurıyet'ın kuruluşu ile bir- likte (özel sermave birikıminin cı- lız olduğu koşullarda) ulusal ser- mave bınkımını sağlavan. sonraki yıllarda uyguladıklan politıkalarla özel kesimin gelışmesıne katkıda bulunan. gelır dağılımı. bölgesel gelişme polıtıkaları ıle de öze! ke- sim tarafından vapılamavacak gö- revleri üstlenen KlT'lerın. 19801 ve sonrası yıllarda uvgulanan poli- tikalarla kendı kaderlerıne terk edilmelen ve sonrasında da tüm so- runların ana kaynağı olarak göste- rilmesı olsa olsa ıdeolojık-sıyasi bir yaklaşımın sonucudur. Böyle bir yaklaşımın dogru olmayacagını dü- şünerek. TBMM'de ozelleştirme ile ılgılı yasanın görüşülmesı ve oy- lanması aşamasında yasaya ret oyu vererek tepkimi gösterdım. Halkın çok zor koşullarda büyük fedakâr- lıklara katlanarak v'arartığı bu de- ğerlerın. haraç-mezat satılmasını ıçime sindiremiyorum dogrusu. Herhangi bir KİT'ın verımlı ça- lışmamasının bırçok nedeni olabi- lir. Örneğın sorun: yönetım, aşırı ıstihdam vb. firma dışı müdahale- lerden kaynaklanıyorsa. öncelikle yapılması gereken. ilgili KlT'in özelleştirilmesı değıl. özerkleştıril- mesıdir. Yok eğer KÎT'in verimsiz çalışması: teknolojı ve finansman gibi nedenlerden kaynaklanıyorsa. yapılması gereken: modern tekno- lojık yöntemleri ve uvgun finans- man biçimını ılgılı KIT'e uygula- maktır. Tüm bu çabalara rağmen söz konusu KlT. vcrimlı hale geti- rılemıyorsa (stratejık önemı bulu- nanlann dışındakiler) tasfiyesı ve- y a özel kesıme dev n uv gun bir yön- tem olabılir. Ancak buradan elde . edilecek gelirlerm. kamu açıklan- nı kapatmak ıçın değil. bir fonda toplanarak koınple yenı vatınmla- rın fınansmanında ve veva tekno- lojık >etersızlıkler nedenı>le ve- nmlilıklerı düşmüş tesıslerın mo- dernızasyonu ile tevsi vatınmların- da kullanılması gerekir. Sosyal demokratlar olarak: her platformda özelleştirmeve karşı. özerkleştırme taraftarı olmalıyız. Bunlara rağmen. siyası otonteler mutlak ve tek vöntem olarak ozel- leştirme aracını benımsıvorsa. sos- val demokratların "Özelleşrirme kamu yaranna mı?" sorusu çerçe- vesınde. denetieme ve altematıf oluşturmasının yararlı olacagını düşünüyorum. Türkive gıbı ışsizlı- ğın yaygm olduğu. ışsizlık sıgorta- sının henüz yasalaşmadığı. sosyal güvenlik kurumlannın özelle>tıril- mesinın hedeflendığı bir konjonk- türde. özelleştınne sonucu en faz- la zarargörecek kesim: hiç kuşku- suz çalışan emekçıler olacaktır. Kaidı ki. 1980 sonrası uvaulanan ekonomı polıtikalan sonucu: kamu ve özel kesimin yatınrn eğılımlen zayıflamış. ekonomının ıstihdam kapasıtesı gereklı ölçüde artmamiş- tır. Bu koşullarda yapılacak bir özelleijtınııe (çalı^anlann ve ışsız kalanların ıçensınde bulunduklan zorkoşullargözönüne ulındığında) daha da ağır etkıler varatacaktır. KİT'lenn özelleştirılmesının do- ğuracağı en temel sonuçlardan bı- rıde; Doğu ve Güneydoğu bölgele- nnde hıssedılecektir. Bu bölgeler- deki birçok tesis. kamu elivle 19?0"lu ve sonraki yıllarda kurul- muştur. Ancak 1980 sonrasında tüm teş- vik ve ayncalıklara rağmen. özel sektör bölgeye yatırım yapmamış- tır. Özel sektör y atirım vaparken te- mel olarak. kârîılık kriterinı bazahr ve bu durum bölgesel dengesızlık- len arttırıcı bir ışlev görür. Kışı ba- şına ulusal gelınn çok düşük. va- şama standardının oldukça gen ol- duğu bu bölgedekı KİT'lenn özel- leştirilmesı: son vıllarda ıç dına- mıklerını kavbetme noktasina gel- mış bölge ekonomısını. oldukça oiumsuz etkılevecektır. Proiiramın temel eksenlerınden bırı de. "Sos>alde\let" kazanımla- rının (sosval güvenlik. sağlık. eği- tım ı zaman la kamusal alandan özel kesime devrını öngörmesıdir. Bu durum 12 Evlül Anavasası ile bıle çelışmektedır. Türkıvegıbı van-sa- nay ıleşmiş bir ülkede. dev letin üre- tıci bıraktörolarak iktısadı vaşam- dan çekılmesının uzun dönemdete- ldfısı güç sorunlar yarataeağı mu- hakkaktır. dığervandan henüz sos- val devietin araçlarına (sağlıkta sosvalızas\on. konut. egıtıın vb) yeterlı düzeyde sahip olmamamız nedenıv le. bu alanların özel kesıme dev n. sosval v aşamda da tahrıp edı- cı etkıler varatacaktır. Türkive ekonomısının bugün ıçinde bulunduğu sorunları aşmak ıçın öncelikle vaptlması gereken kapsamlı bırvergı reformudur. Ül- kemızdekı vergı sıstemı: vergi yü- künü ağırlıklı olarak. ücretlıler ve tüketıcıler üzerinde bulundurması nedenıvleadaletlı değildir. \cm hü1 kiimet programında. dolavlı vergı- lerın arttırılacağının öngörülmesı. zaıen adaletsız olan vergı sistemı- nı çalısanlar ve dar gelirliler ale>- hıne daha da ağırlaştıracaktır. Son >ıllarda "kavıt dışı" ekonominin büyüklüğü ürkütücü bovutlara ula- ^ırken. özel kesime aıt büyük şir- ketlerin toplam kârlarının varısının üretinı dışı rantgelırlennden oluş- tuğu görülmektedır. Kay ıt dışı eko- nomının kay ıt ıçme alınarak vergı- lendırılmesı yanında. rantgelırlen- nın de vergılendınlmesı iktısadı so- runlann çözümünde altematıf bir yöntem oîacağı gıbı. toplumun son vıllarda gittıkçe çözülen moral de- ğerlerınin yükselmesınde de etkilı olacaktır. Hükümet programında. özelleş- tinne sonucu mağdur olacak çalı- sanlar ıçın somut bir çözümün ge- liştirılmedığı görülmektedır. tktı- sadı ve sosyal sorunlann bu kadar ağır olduğu bırortamda. sosyal de- mokratların yenı bir yapılanmaya gidıp. özelleştirmeve karşı toplum- sal muhalefetın öncülüğünü ger- çekleştirememelerı durumunda. bu muhalefetın kendisıni "adildüzen" söylemı çerçevesınde ıfade eden- lerce vapılacağı bılinmelidır. Bu nedenlerden dolayı. sosyal demok- ratların reel politikada başanlı ol- maları: takmacakları tavır ve ızle- veceklen yöntemle yakmdan ılış- kilidır. KÖRFEZ İCRA DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 1991-815 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi. kıymeti. adedi. evsafı: Satılmasına karar verilen Sarmaşıkdere 30 L 3B. ada 333. parsel 21 no.lu B Blok 1. Kat 4' 120 arsa paylı 3 no'lu mesken Mimarsi- nan Mah. toplum taşımacılığı yapılan haftanın cuma günleri semt pazarı kurulan Erdalbe> caddesinin doğusunda ve demirvolurıa yakııı kısmındadır. Parsel günevindekı (B) blok betonarme temel üzerı zemin kat ile 1. ve 2. katlar betonarme karkas (kolon. kiriş ve döşeme) duruma ilaveten bazı kısımlanndan ara dolgu duvarlarının tuğla ile örüldüğü görülmü§tür. Azami bina sahası: 1240 X %35: 434 m'dir. İnşaatalanı 434 X 5 kat: 2170 m'dir. Imardurumu 9.6.1989 tarihinden beri geçerlidır. Taşınmaz arsa payı ile birlikte toplam 274.000.000- TL. değerindedir. Satış şartlan: 1- Satış 28.05.19% günü saat 14.00'ten 14.15'e kadar açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmın edilen kıvnıetin vüzde 75'ini \e rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mec- muunu \e satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranm taahhüdü bakı kalmak kaydı şartıyla 07.6.1996 günü 14.00-14.15'te ikinci ıkinci arttırmaya çı- kanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktarelde edilememişse gayrimenkul en çok arrtıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen miiddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu ka- dar ki. arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40"ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çev ırme ve paylaş- tırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektır. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubıınu vermeleri lazımdır. Satış peşın para iledir. alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellâliye resmi. ihale pulu. tapu harç ve masraflan alıcıya aittır. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- lpotek sahibi alacaklılarla diğerilgililerin (*) bu gavrımenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dairolan iddialannı dayanağı belgeler ile onbeşgün içinde dairemizebildirmeleri lazım- dır. Aksı takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleve katılıp daha sonra ihale bedeiinı vatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ıle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmak.sizın dairemizce tahsil olunacak. bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname. ılan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya birörneği uönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi eörmü^ ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları. baskaca bilui almak isteyenlerin 1991 815 tal. >a\ılı dosya numarasıylu müdürlüöümüze başvurmaları ilan ol- unur. 29.3.1996 ~ ' (*) flgilîfer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basm: 7QH5 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Ferda Güley'in Verdiği Ders... CHR 1973 seçımlerinı kazanınca. kurulan CHP-M- SP ortaklığında, Ordu Mılletvekıli Ferda Güley, Ulaş- tırma Bakanlığı'na getirildi. Ferda Güley. o zamana değin, CHP Genel Sekreter Yardımcısfydı. Başbakan (Bülent Ecevit): - Hangi bakanlığı istersiniz? diye sorunca, Ferda Bey, özürdiledı: - Efendim, benim bakan olmam şart değıl! yanıtını verdi. (Genel Sekreter Orhan Eyüboğlu. Başbakan Yardımcısı olmuştu. Genel Sekreter Yardımcılarından Turan Güneş, Dışişleri Bakanlığı 'na getirilmişti. Ken- disi parti yönetiminde kalmayı yeğliyordu.) Partiyi tüm- den boşaltmayın, iyi görüntü vermez, bu... Ben tek- keyi bekleyeyim. - Hayır, kesinlikle hükümette olacaksın! Ferda Güley anlatıyor: "Sonunda Ulaştırma Bakanlığı 'nı aldım. Alışımın ne- deni de, parti siyaseti açısından. pek oyle orası bura- sı çekilip sündürülecek bakanlık olmamasından. Kim- se dezaten istekli olmaz, Ulaştırma Bakanlığı'na. Or- taklıkta, bakanlıklar dağıtılırken, Ulaştırma Bakanlı- ğı 'na pek o denli istekli olmazlar. Yanı, şey gıbıdir; Ge- nelkurmay 'a bıtişık, Dışişleri Bakanlığı 'na doğası ge- reği, uygun yanı olan bir bakanlıktır. Ulaştırma Bakan- lığı 'nın özelyasası vardır; olağanüstü halde, savaş ha- linde, Genelkurmay'la adeta ortak çalışırız. Böyle bir bakanlığa, özellikle bundan dolayı istekli oldum. Bir~ kaç sınıf arkadaşım da vardı, onların da hizmetlerin- den yararlanınm diye (Ferda Güley. ordudan binbaşir lıktan ayrılmıştı)..." - O zaman Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Ekrem Ceyhun'du; onu görevden almadınız. onu anlatmanı- 2i rica edıyorum. - Müsteşar, Adalet Partili. Çünkü, Manisa'da aday; yedinci sıraya koymuş onu Demirel, orada kazana- maymca, dönmüş yerine gelmış. Yasal hakkı olan, yi- ne müsteşarlığa dönmuş. Ben, şımdi Ulaştırma Ba- kanı olunca, ben de bir partinin örgüte bakan genel sekreteryardımcısıyım. Ben de gırtlağıma dek CHP'li- yim. O da gırtlağına dek AP'Iİ. Oyle mi? - Evet! - Ben, nesinibilirim Ulaştırma Bakanlığı'nın? Tren- ler, vapurlar, uçaklar işler, nhtımlar işler, postaneler iş- ler, kocaman, her biri bakanlık büyüklüğünde bakan- lık. Ben, şimdı bunların başma gelmişim. CHP'nin ge- nel sekreter yardımcısı Ferda Güley. Burada benım görevim ne? Hizmet uretmek. Hizmet, hizmeti bilen- le üretilır. Ben, hiç kimseyı değiştirmedım. Önce. müs- teşar geldi, adet olduğu üzere, ıstıfasını verdı: "Sayın Bakanım, rahat çalışmanız için istifa ediyorum!" dedi. "Lütfen kabul buyurunuz..." "Hayır" dedım, "Hızme- te daha yeni başlıyoruz; ilerde birlikte çalışmamızın mümkün olmadığı ortaya çıkarsa, o vakit aynlırsınız. Sız. bir hizmetin başında, deneyimli, bilgili bir kişi ola- rak bulunuyorsunuz" dedim. "Benim üç ilkem var; bir.. dürüstlük, ama aşırı derecede dürüstlük, ıki.. çalış- kanlık, ama aşırı derecede çalışkanlık; üç.. çalıştığı işi bilmek... Sayın Ekrem Beyefendi, bu üç şey kimde varsa, ben onlarla çalışmaya hazırım." Topladım bü- tün personelı, genel müdürleri dahil, bunu söyledim. "Bu üç ilkeyi ararım, kimde varsa, başımın üstünde ye- ri vardır; siyasal görüşünüz, benım için hiç önemli de- ğil, bakanlığa sokmamak uzere. Bakanlığa ya da iş- yerinize, partinizin tercihini sokarsanız, ben de bunu görtirsem, birlikte çalışamayacağımız anlaşılmış olur. Aksı takdirde, bizim görevimız, yarış halınde hizmet üretmektedir. işte izlence (program), işte yıllık uygula- ma; bunları adım adım ızlerim. Ben birşey bılmıyorum, sizden öğreneceğim. Ben ulaştırma bakanı oldum di- ye, bu hizmetlerın hepsini bilebilirmiyim? Hiçbırini bı- lemem. Ben öğrenciyim, sız öğretmensıniz. Ben siya- sal otorıteyi temsil ediyorum. siz de devietin hizmet yerlerini işgal eden deneyimli kışiler olarak, devietin kadrosundasınız. Birlikte ahenk içinde çalışacağız. Görevimiz yanştır" dedım. Böylece on ay içinde, ba- kanlık on ay sürdü. Denızcılik Bankası Genel Müdürü dışında, kimseyi görevden almadım. O da şöyle oldu: Pendik Tersanesı 'ni bız yapalım, diye Japonlarla an- laşmışız. Türk mühendislerı, "Bızyapabiliriz" d/yor/ar: Genel Müdür Celal Bey: "Hayır. biz yapamayız, O- da'nın görüşleri yanlıştır" diyor. Tersane, 1936'dabaş- lamış, öyle duruyor. Yalnız yenni almışız, ortada ter- sane yok. "Görüşüme katılmazsanız aynlınz" dedim. Ancak, böyle bir genel müdürden aynldım. Onu da tö- renleryaparak... Ikıayızınistedi, "Tamam" dedım, an- cak sız kenarda durun, ikı ay sonra da sizi emekli ede- ceğim! 1950'den beri, CHP. Ulaştırma Bakanlığı'na adım atmamış. Koalisyon zamanlarında bile, AP'lile- rin, eski DP'lılerin elinde kalmış. Rüzgânmızın kesin- likle esmediğı bir yer. Bütün genel müdürler, DP za- manından ben, AP'lilerden beri atanıp'durmuş; hiç umurumda değil. "Ben hizmetin üretilmesine bakanm dedım ve bakanlığım sona erdiğı zaman, DPT'nın bir çalışmasında, hem parasal, hem fiziksel olarak, "en fazla hizmet üreten bakanlık" durumuna geldiğimız açıklandı. Ferda Güley, 80 yaşının gençliğini yaşıyordu. Şöyle diyordu: Hizmetin ve devietin devamlılığı egemen düşün- cedir. Ben, AP'Iİ müsteşarla çalıştım diye, siyasal ra- kiplerım Ordu'da aleyhıme propagandalar yaptılar." Ferda Güley, 1977'de alt sıralara düştü, seçımlerı ka- zanamadı. Pendik Tersanesi'nin açılışına da çağrılma- dı. Politikacılar. ondan ders almadılar. Ferda Bey, ANAYOL'da bürokrat pazarlıklarına şaşıyor, şöyle diyor: ; - Denizleri geçtiler, derede boğuluyorlar! < B U L M A C A SEDAT YAŞAYA V 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAĞA: 1/ "Çızılmek. bı- lınmek" örnekle- nnde olduğu gibi. gerçeköznesi bel- lı olmayan eylem çatısınavenlenad. 2J Yayvan sepet... Hak vehukukauv- gunluk; adalet. 3/ İvâbus Şatosu. Şa- 6 hika. Cennerin -, Anahtarları gıbı romanianvla ta- 8 nınmış İngıliz ya- zarı... Hayvanlara " vurulan damga. 4/ Elı ışe yat- kın, becenkli... Kurşunkale- mın temel malzemesi olan karbon mıneralı. 5/Havadaki subuhan... Akıl. 6/Sekizde- lıği olan küre biçımlı bir çe- şıt flüt. II Iskambilde bir kâ- ğıt... Iki dağın arasında kalan büyük çukur. 8/Ley leğe ben- zer bir kuş... Pazar ya da pa- nayır kurulan gün. 9/ Daha çok Karadenız yöresınde gı- yilen bir tür erkek ayakkabı- sı... Bir renk. YL KARIDAN AŞAĞIVA: ; 1/Portekız'ınparabırimı... "Hıçbirşey gideremez— sıkın- tımı Memleketimın şarkılan ve tütünü gıbı" (Nâzım Hik- met). 2/ Duvar taşlarının va da tuğlaiarının harçla dolduru- lup üzerınden mala çekılerek düzeltılen aralığı... Özensiz. gelışıgüzel yapılmıy 3/ L Itislararası Çalışma Örgütü'nün simgesi... Bırininpavınadü^en şey.4/Büyükbakırkap... Ke- nar süsü. 5/Sertbıığdaydaneldeedilen tanelerı ırı un.6/f, ıp- lak vücut resmi... Bırgösterı yada toplantı bınasindakı dın- lenme yen. 8/ Küçük tekne kaptanı... \lesafe. 9/ Bir şiırın, belırlı sayıda dızelerdcn oluşan bölümlerınden her biri.™ Değerlı bir süs ta^ı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle