Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 1996 PAZAR
HABERLER
47 öğrencili Başkent Üniversitesi'ne bütçeden 27 milyara ek 150 milyar lira aynldı
Türk-îslam sentezcîlere dev ödenekANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
ANAP ve DYP milletvekilerinın gece
yansı verdiği önergelerle bütçeden
Türk-İslam sentezci kuruluşlara
ödenek yağdınldı. Aynı saatlerde, daha
önce bütçeden 27 milyar lira verilen
"47öğrencili" Başkent Üniversitesi ile
775 milyar lira verilen Bilkent
Üniversitesi'ne 150'şer milyar liralık
ek ödenekler aktanldı.
1996 yılı bütçe yasa tasansı üzerinde
TBMM Plan \e Bütçe Komisyonu'nda
dün sabaha karşı tamamlanan
ANAYOL'dan devlet 'tOrpİIİ' ANAP ve DYP milletvekillerinin, Plan ve
Bütçe Komisyonu'na gece yansı verdikleri önergelerle Türk-îslam sentezci dernek
ve vakıflara büyük oranlara varan ödenekler verildi. Bütçeden, Türk Ocağı Vakfı'na
15 milyar, Aydınlar Ocağı'na 10 milyar, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı'na 10 milyar,
Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı'na 35 milyar lira ödenek verildi.
görüşmeier sırasında, gece yansı
iktidar milletvekillerinin önergeleriyle
Türk-İslam sentezci dernek ve
vakıflara ödenek aktanldı. Bütçeden,
Türk Ocağı Vakfı'na 15 milyar.
Aydınlar Ocağf na 10 milyar. Hoca
Ahmet Yesevi Vakfı'na 10 milyar. Türk
Dünyası Araştırmalar Vakfı'na 35
milyar lira ödenek venldi. Bu vakıflara
ödenek aktanlmasının ardından DSP-
CHP milletvekillerinin Atatürkçü
Düşünce Dernegi'ne 5. Stratejik
Araştırmalar Vakfı'na 3 milyar lira
ödenek verilmesi yönündeki önergeleri
de kabul edildi.
Görüşmelerde sabaha karşı yine
ANAP ve DYP milletvekille'rinin
verdiği önergelerle daha önce Yüksek
Öğretim Kurumu (YÖK) bütçesi
üzerindeki görüşmeler sırasında 21
milyar lira ödenek verilen toplam "47
öğrencili'" Başkent Üniversitesi'ne ve
775 milyar lira ödenek verilen
Bilkent Üniversitesi'ne
150'şer milyar liralık ek ödenekler
aktanldı. Aynı önergelerle
Kazakistan'da kurulması
programlanan Hoca Ahmet Yesevi
Üniversitesi'ne 500 milyar liralık
ödenek öngörüldü.
Bütçeden TRT'ye de 500 milyar liralık
ödenek aktanldı.
Şanlıurfa'da çağdaş giysili öğretmenlerin sınır köylerine gönderildiği ileri sürülüyor
Urfa'da laik öğretmene tesettür zulmüŞAJVLILRFA (Cumhuriyet) - Şanlıurfa
Valisı Ziyaettin Akbulut'un eşı Adviye
Akbulut'un 1990 yılında kente gelmesiyle
başlayan 'tesettürlü öğretmen'
uygulamasının son 6 yılda Urfa'nın bütün
okullannda yaygınlaştığı bildirildi. Vali
Akbulut ile yerel basının "Atatürk
düşmanı" olarak tanımladığı Milli Eğitim
Müdürü Öner Ergenç'in desteklediği
uygulama nedeniyle. kentin bütün
okullannda yüzlerce bayan ögretmenin
derslere tesertürle girdıği öğrenildi. Milli
Egitim Şube Müdürü Mehmet
Gürbüzer'in eşi Nermin Giirbüzer'ın de
tesetrür uyguladığı kentte, çağdaş giyimlı
öğretmenlerin sınır köylerine gönderildiği
öne sürülüyor. 1990 yılına kadar tek bir
tesettürlü öğretmen ve bayan kamu
çalışanın bulunmadığı Şanlıurfa'da, Vali
Ziyaettin Akbulut'un aynı yıl kente
atanmasıyla kamu kurumlarında gerici
kadrolaşma büyük boyutlara ulaştı. Son
karamame ile Konya'ya atanan valinin
öğretmen olan eşi Adviye Akbulut da.
kente türbanı ilk kez getirerek bütün
okullar ve kamu kuruluşlannda
yaygınlaştırdı. Görevli olduğu okullarda
derslere türbanla giren valinin eşinden
cesaret alan yüzlerce bayan ögretmenin de
kent merkezi. ilçeler ve tüm köylerdeki
yüzlerce okulda derslere türban \e
tesettürle girmeye başladığı belirlendi.
Birçoğu siyah göziük. siyah giysi ve
eldivenler kullanan öğretmenlerin.
sınıflannda Atatürk ve cumhunyet karşıtı
konuşmalar yaparak öğrencileri
etkiledikleri anlatılıyor. Milli Eğitim Şube
Müdürü Mehmet Gürbüzer'in öğretmen
olan eşi Nermin Gürbüzer'in de görevli
olduğu Şerif Özden llkokulu'nda, türban
ve tesettürü yaygınlaştırmak için çalıştığı
_'örie sürülüyor. Aynı okulda llkay Çakarcı
veTülay Irmak adlı öğretmenlerin de
"^ siyahlar içinde. örtünerek derslere
girdikleri saptandı. Urfa'nın okullannda
hızla yaygınlaşan tesettürlü öğretmen
uygulamasını. Vali Ziyaettin Akbulut ile
kardeşi. DYP Siirt 11 Başkanı Nuri
Ergenç'ten destek alan Urfa Milli Egitim
Müdürü Öner Ergenç'in yaygınlaştırdığı
öne sürülüyor. Eşinin de siyah giysilerie
örtündügü belirlenen Ergenç'in, Urfa
yerel basınında da sık sık "Atatürk
düşmanı Milli Eğitim müdürü" başlığıyla
manşet olduğu saptandı.
Puvardan silinen Atatürk
Atatürk'le ilgili toplantı duyurulannı
okullara yansıtmamak. kentte yapılan
bütün tarikat toplantı lannda da boy
göstermekle suçlanan Öner Ergenç'in.
okullarında Atatürk köşesi açan
ögretmenlere baskı uyguladığı.
cezalandırdığı da iddia ediliyor. Akpmar
Lisesi Müdürü Mahmut Fedai'nin de,
okulda Atatürk köşesi açtıktan bir süre
sonra "ögrenci dövdüğü gerekçesiyle"
soruştunnaya uğradığı öğrenilirken,
Ergenç'in. çağdaş giyimli bayan
öğretmenleri sınır köylerinde
görevlendırdiği belirtildi. Yatılı Bölge
Okulu duvanndaki. Atatürk'ü
Kocatepe'de gösteren 14 metre
yüksekliğindeki yağlıboya resmi sildiren
Ergenç'in. tüm tepkilere karşın resmin
okul idare^ince yeniden yapılmasına da
karşı çıktıgı öğrenildi. 1991 seçimlerinde
Siirt'te. ANAP'tan milletvekili aday adayı
olduğu da saptanan Öner Ergenç ile Vali
Ziyaettin Akbulut ikilisi tarafından
sindirildiklerini anlatan demokrat ve
Atatürkçü öğretmenler, bu ikilinin. okul
yönetimlerine baskı yaparak bütün
okullarda mescit açtırdığını. bazı
okullardaki sınıfların da mescide
dönüştürüldüğünü, okul müdürlerinin de
ilkokul öğrencilerini namaz kılmaya
zorladığını söylediler. BahçeJievler
llköğretim Okulu'nda öğretmenler odası
olarak da kullanılan kütüphane ve spor
salonunun mescide dönüştürüldüğü
saptandı.
Tarikat yurtları yayguılaştı *
Achiye Akbulut ve Milli Eğitim Şube Müdürü'nün eşi tesettüre öncii-
lükediyor. Vali Ziyaettin Akbulut ve Milli Eğitim Müdürü Öner Ergenç'in
son beş y ıldaki çabaian sonucu de\ letokullanndaki gerici uygulama ve kad-
rolaşmaların > anı sıra. kentteki tarikat okulları \e v urtlannın da kendi dö-
nemlerinde vavgınlaştığı öne sıirüldü. Devletin 100 milvarlık arsasını ayh-
ğı 150 bin liradan Fethullahçılara yakın olduğu öne sürülen İpek Vakfi'na
25 yıllığına kiralayan Akbulut'tan destek alan bu vakıf\e benzerterinin bün-
velerinde ilkokul. kolej. tarikat yurtları vc dershanelerini de yaygmlaştır-
dıklan öğrenildi. Bu arada kent genelindeki imam- hatip liselerinin savısı-
nın da iki katına çıktıgı bildirildi.
Basın toplantısı düzenledi
Erbakan, iktidar
hayalinden vazgeçmedi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP Genel Başka-
nı Necmettin Erbakan.
ANAP-DYP azınlık hükü-
metinin kuruluşundan bu
yana yaklaşık 1.5 ay geç-
mesine karşın iktidar haya-
linden vazgeçmedi. Anaya-
sa Mahkemesi'nin. Mesut
Yümazbaşkanlığındaki Ba-
kanlar Kurulu'nun güv eno-
yu alamadığı yönündeki sav -
lannı haklı bulacağını ileri
süren Erbakan. Cumhurbaş-
kanı'nın da hükümeti kur-
ma görevini y ıne kendileri-
ne v ermek zorunda kalaca-
ğını söyledi Bundan sonra
RP'siz bir hükümet seçene-
ğinin kalmadığı görüşünü
savunan Erbakan. DYP ve
ANAP milletvekillenne par-
tisine katılma çağnsında bu-
lundu ve "Gelin 46 ruhunu
yeniden canlandıralım" de-
di.
RP lideri. dün bir basın
toplantısı düzenleyerek Ana-
yasa Mahkemesi'ne güven
oylamasının iptali istemiy-
le yaptıklan başvurunun ge-
rekçesini anlattı. TBNfM
Başkanlığı ve Cumhurbaş-
kanlığı'na da aynı istemle
başv urduklannı ifade eden
Erbakan. Meclis Başkanı
Mustafa Kalemli'nin ise
yanlış bir Meclis karannı
uygulamakta ısrar ettiginı
söyledi. Kalemli'nin kendi-
lerine. "Ükincelemeleregö-
re kararda bir yanbşlık yok"
dediğini anlatan Erbakan.
"llkinceleme.diyor. Demek
ki Meclis Başkam'nın hu-
kukçulan,otavı ayaküstüde-
ğerlendirmiş ve başkana
yanlış bilgi vermiş"görüşü-
nü ileri sürdü.
Meclis Başkam'nın böy-
le bir konuda tek başına ka-
rar veremeyeceğini kayde-
den Erbakan. TBMM Baş-
kanlık Divaru'run derhal top-
lanması gerektiğini söyle-
di. Hükümetin güvenoyu
alabilmesi için toplantıya
katılanlann salt çoğunluğu-
nun kabul oyuna gereksi-
nim bulunduğuna dikkat çe-
ken Erbakan. 1982 Anaya-
sası'nın hazırlavıcılanndan
Prof. Orhan Aldıkaçtı'nın
da bir gazeteye verdiği de-
meçte. bunu yanlış yorum-
ladıgını öne sürdü.
NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR
Parti politikalannı beğenmeyen üç büyük kentin il başkanı harekete geçti
CHP'de yeniden yapdanma arayışı
SERDARK1ZIK
İZMİR-CHP'de
genel merkez
politikalannı
benimsemeyen il
örgütleri harekete
geçti. Muğla'da
buluşan Ankara. lstanbul. Izmir ve
Muğla il başkanlan. yeniden köklü
bir yapılanmaya gereksinim
duyuldugunu belirterek
tıkanıklığın ancak bu yönde
aşılabilecegini vurguladılar.
CHP'de hareketli bir sürecin ilk
adımlan önceki gün Muğla'da
atıldı. Ankara II Başkanı Haydar
Doğan. lstanbul İl Başkanı
Mehmet Ali Özpolat, İzmir tl
Başkanı Osman Özgüven. Muğla
tl Başkanı Ali Rıza Koca'nın "gizli
toplantısında" partinin içinde
bulunduğu durum değerlendirildı.
Genel merkez politikaları \e
uygulamalannın masaya
yatırıldığı toplantıda. bir dizi
eksiklik ve yanlışlığın altı çizildı.
Yapılması gerekenler dile getirildi.
Temel olarak bir dizi sorunun
yaşandığı. seçim sonuçlarıyla da
ortaya çıkan tıkanıklığın sürdüğü,
halktan kopuk politikalann partiyi
olumsuz bir sürece sürüklediği
belirtildi. Bu tıkamklığı aşmanın
köklü değişimlerle söz konusu
olabileceği vurgulandı.
Başkanlar. partinin içinde
bulunduğu duruma sessiz
kalınmaması gerektiği yönünde
görüş belirtirken gelecek hafta
ortasında birbildiri hazırlanmasını
ve bunun diğer il örgütlerinde
imzaya açılmasını benimsediler.
Gizli toplantıda bu denli önemli
değerlendirmeler yapılırken
Ankara tl Başkanı Haydar Doğan
görüşmey i. "bir tanışma"
toplantısı olarak deüerlendirdi.
•'CHP'de herkesin görebildiği
temel sorunlan tartıştık" diyen
Doğan'a göre partinin ve
toplantının değerlendirmesi şöyle:
"Asünda biz. görüş alış\erişinde
bulundük. Bilindiği gibi,
seçimlerde yeterli düzeyde başan
sağlanamadı. ^erel yönetiınler
sürecinden başlayarak iktidar
süreci de dahil CHP. kendi
kesimleriyle bütünleşemedi. Bu
kesimkrin sorunlan ile talepleri
için yeterince çaba sarf edemedi.
Bağİannı kopardı. Bu da sandığa
yansıdı. Çok ciddi fatura ödendi.
Bunlardan ders çıkarmak la/ınıdı.
CHP kadrolannın yeni dönemde
ne yapacakları çuk önemli. Bu
saatten sonra kendi söy leminde
neyi yapabilecekse onu net olarak
topluma sunmalı. Düşüncelerini
hayata geçirme konusunda ilkeli
davrannıalı. Kendi hedef kitlesiy le,
oy aldığı kesimlerie ancak bu
koşullarda buluşabilir." Parti
politikaları konusunda bu
değerlendirmeyi yapan Doğan'a
göre bu aşamada CHP'nın yerine
getirmesi gereken bir dizi
sorumluluğu var. İstanbul İl
Başkanı Özpolat ise toplantıyla
ilgili. bılgi alışverişinde
bulunduklannı böyledi.
Seçimlerde iktidar olmanın
bedelini ödediklerini. tabanın
küstüğünü vurgulayan Özpolat,
şunları söyledi:
"Şimdi muhalefetteyiz.
Muhalefetin öncülüğü, CHP'ye
düşüyor. Eksikiiklerimizi
düzeitirsik bunu başaracağız.
Halkımız gereken dersi verdi.
Doğal tabanımızla barışacağız.
Kendimizi anlacağız. yapılması
gerekenleri yapacağız. Elbetteki
sıkıntılar var, ama genel başkanlık
sıkıntısı yok. \enisol konusuna
gelince, içinin biraz daha
doldurulması la/ım."
tznıir II Başkanı Özgüven,
toplantıda partinin içinde
bulunduğu durumu
değerlendirdiklerini, kısa bir süre
sonra diğer il başkanlannı da
aralanna katarak bir araya
geleceklerini söyledi. Partinin
bugün içinde bulundugu
durumdan kurtulması gerektiğini.
sol politikalara gereksinim
olduğunu vurgulayan Özgüven.
Muğla toplantısını şöyle
değerlendirdi: *Partinin sağkklı
bir yapıva kavuşması için neler
yapılması gerektiğini görüştük. Bu
konuda geniş açıklamaları daha
sonra yapacağız. Ancak ilk anda
yapılan durum
değeriendirmesinde, herkesin
kabul ettiği gibi CHP'nin içinde
bulunduğu sıkıntılı süreç konu
edildi. Bu süreçten kurtulması için
yapılması gerekenler var. Biz.
partimizin yeniden kendi
kökleriyle buluşmasını istiyoruz.
Partimiz son dönemde kitleler
arasında tartışılır konuma getirildi.
Sol parti olup olmadığımız bile
tartışümaya başlandı. Bu
olumsuzluktan kurtulmak için
köklü bir sol yapılanmaya ihtiyaç
vardır. Partimiz. içinde
bulunduğu konumdan ancak
izleyeceği sol politikalarla kurtulur.
Veni CHP. yeni sol masallarını
artık kimse dinlemivor." İl
başkanlarının toplantısıyla
CHP'de yeni bir sürece yol
alınıvor.
C
an Saydam, Tarsus
Amerikan Koleji'nden ar-
kadaşım. isveç'te otu-
ruyor ve Stockhoim Rad-
yosu'nda çalışıyor. Ge-
çen günlerde uzun bir aradan sonra
Türkiye'ye izne geldi. Can, istanbul'a
gelince aynı sınıfta birlikte okuduğu-
muz arkadaşlarla bir akşam buluş-
maya karar verdik.
Tarsus Amerikan Kolejlilerin, Üskü-
dar Amerikan Kolejlilerle ortaklaşa
kurdukları 'The Clup'ta bir araya gel-
dik. Arkadaşları toplayabiimek için en
çok Mahmut Emirmahmutağlu gay-
ret etti. O sırada Istanbul'da bulunan
15 kadar arkadaş yemeğe gelmişler-
di.
Mahmut, akşam gelirken bizim ço-
cukluk resimlerini de beraberinde ge-
tirmişti. O zamanki fotoğrafları küçük
kartlara basıyorlarmış. Resimlerdeki
çocuk görüntülerinden eski arkadaş-
larımızı tanımaya çâlıştık.
Kolejin hazırlık sınıfındayken çekil-
miş bir fotoğraf vardı. Mahmut, arka-
sınatarih deyazmış. 1958 sınıfı. Şim-
diki ÖSYM Başkanı Prof. Eres Söy-
40 yıl önce Tarsus...
lemez, Dünya Bankası'nda üst düzey-
de görev yapan Atilla Yaprak, sine-
ma yönetmeni Ümit Elçi, tanınmış
işadamlanmızdan Erkut Yucaoğlu o
sınıfın küçük öğrencileri olarak fotoğ-
rafta sırıtıyorlardı.
Henüz genç bile değil, çocukmuşuz.
Aradan 37 yıl geçmiş. O yıllarda do-
ğan çocuklar, şimdi koca koca insan-
lar oldular. Tarsus Koleji'ndeki sınıf ar-
kadaşlarımızın her biri bir başka şe-
hirdendi. Çok sayıda farklı dinlerden
ve milliyetlerden arkadaşlarımız var-
dı. Bizim çocukluk yıllarımız, Türki-
ye'nin mozaik yapısının belirgin oldu-
ğu yıllardı. Can. Mardinli Süryani bir
ailenin oğluydu, tatillerde Mardin'e gi-
derdi. O zaman Mardin'in ne olduğu-
nu ve tarihi önemini anlayabilecek
çağda değildik. Mardin'i, Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'ndegidipgelmesizor
bir yer olarak bilirdik.
Mardin'e yıllar sonra bir TV progra-
mı için gittiğimde hayran kalmıştım.
Dünya güzeli birşehirdi, hâlâeski özel-
liklerini ve cazibesini koruyordu. Eski
insan malzemesini yitirmişti. Binlerce
yıldır burada yaşayan farklı dinlerden
ve milliyetlerden insanlar buraları terk
etmişlerdi. Tarih, binalarıyla duruyor-
du, insanlar kalmamıştı. Süryanilerin
tamamına yakını isveç'e, İstanbul'a
ve dünyanın başka kentlerine göç-
müşlerdi. Araplar, Kürtler burayı terk
ediyorlardı. Mahmut Emirmahmutoğ-
lu Maraşlıydı. Her tatil dönüşü torba-
lar dolusu antepfıstığı getirirdi. Yaşı-
mız tutmadığı için onunla birlikte oy-
nadığımız Spor Toto kuponlarını ba-
bama imzalatırdık. Maraş'ın tanınmış
ailelerinden birinın oğluydu.
Muhsin Günaştı, Tarsuslu Arap kö-
kenli bir ailenin çocuğuydu. şimdi is-
tanbul'da tıcaret yapıyor.
Vrtali Meşulam, Adanalı bir Yahu-
di ailelerin çocuğuydu. Güzel futbol
oynardı. Şimdi Istanbul'da Anadolu
lisesi sınavlarına hazırianan öğrenci-
lere ders veriyor. Çok başanlı bir öğ-
retici olduğunu gazeteler, dergiler yaz-
dılar.
Sonraları milli boksörolan Kayseri-
li Ermeni Garbis Erkuyumcu da bi-
zim okulun ünlülerindendi. Şimdi Müs-
lüman olduğunu arkadaşlar söyledi-
ler. Can için düzenlediğimız akşam
yemeğine Haydar Hoca da gelmişti.
Haydar Hoca, tüm Tarsusluların tanı-
dığı edebiyat hocasıydı. O, hocaların
hocasıydı. Sabancı Center'da öldürü-
len Özdemir Sabancı ve Toyoto-Sa
Genel Müdürü Haluk Görgün de Ho-
ca'nın Tarsus'tan öğrencileriydiler. On-
ların öidürüldüğü gün, acıyla beni ara-
mıştı ve sevgili öğrencileri için ölüm ila-
nı vermişti. Haydar Göfer Hoca, 194O'lı
yıllarda istanbulda iş ararken Cum-
huriyet gazetesinde gördüğü bir iş ila-
nıyla Tarsus Amerikan Koleji'ne öğret-
men olur. O gün bugündür Tarsus'ta
yaşıyor ve hâlâ Cumhuriyet gazetesi
okuyor.
40 yıl önceki arkadaşlarla toplanın-
ca 40 yıl öncesinin Tarsus'u üzerine
sohbetler ettik. Kaybettiğimiz arka-
daşlarımızı andık. En çok bir tarih ve
doğa cenneti olan Tarsus'taki değişim-
den etkilendiğimizi anladık. Bazı arka-
daşlarımız. Tarsus'u eski güzellikle-
riyle anımsamak için bir daha oraya
dönmemişler.
Can Saydam. İsveç'te yaşıyor ve
bir İsveçliyle evli. Atilia Yaprak. Ame-
rika'da; bazı arkadaşlarımızın nerede
olduğunu bile kestiremedik.
O yıllarda Türkiye'de Ermeni. Ya-
hudi, Rum, Süryani azınlıklar daha ka-
labalıktılar. Onların varlığı ülkemizin
kültürünü ve renklerini zenginleştiriyor-
du. Dedem bakırcıydı ve ortağı Erme-
ni Agop Göçeoğlu'ydu. Agop sonra-
ları şehrin önemli bir bakır tüccarı ol-
du. Şimdi ne yapıyor, nerededirbilmi-
yorum.
40 yıl önceki arkadaşlarımla buluş-
tuğumuzda, o zamanki renklerden söz
ettik. Her şey daha farklıydı. Türkiye
daha değişik bir ülkeydi. Her şehrin
kendine özgü sırları ve güzellikleri var-
dı.
Biz Tarsus'u konuştuk.
Aradan 40 yıl geçmişti ve çok şey
değişmişti. Çoğumuz Tarsus'ta değil,
istabul'daydık.
MIKRO
PİNÇ TAYANÇ
Once Mafyalar Bozuldu!
Eski bir oyundan Metin Akpmar ile Zeki Alas-
ya'nın sesleri yankılanıyor kulaklarımda:
"El öptüren babalar,
Diz çöktüren babalar, •;
Işine gelmeyince,
Kök söktüren babalar!"
içimden gülüyorum... "Nerdeee o eski babalar!!!"
Mafya babası, kendine "kelek atan" adamını "te-
mizletecek" de, bu işi medya sayfalarından ilan ede
ede, hem de mahkeme salonunda yaptırtacakü! Da-
hası, "keklik misali" yakayı ele veren tetikçi de tutup
"Ben bu işin emrinı falan babadan aldım" diyebile-
cekü!
Daha da beteri, mafyanın "kulu" çıkıp babayı vu-
ruşmaya çağıracakü!
Yok efendim, ekmekler falan değil; önce mafyalar
bozuldu!!!
Oysa, ne güzel kurulmuştu düzen! Tepede "6ü-
yük" baba oturuyordu; altında dizim dizim kraliçele-
ri, prensleri, prenseslerı vardı... Prensler, kendilerine
verilen "mansıplardan" yıyebildiklerince yiyor, sonra
da sırayı ardında gelene bırakıyorlardıü!
Sonra, ne olduysa oldu (asıl olan "büyük" babaya
oldu elbet!!!), mansıp pastası kralıçelere, prenslere,
prenseslere yetmez oluverdi. Yiyici çoğalıp yenile-
cek küçülünce önce kraliçeler, prensler ve de pren-
sesler birbirine düştü; ardından iş, uşaklann birbiri-
ne düşmesine kaldı...
insanoğlu bir kez birbirini yemeye düşmeye gör-
sün... Kimse kimseyi tanımaz oluyor! Kimse kimseyi
tanımayınca da bir zamanlar "selam" niyetine veri-
len rüşvetlerin hesabı sorulur oluyor!
İş hesao sormaya varınca, babalara gün doğuyor.
Ama, babalar o eski babalar değil artık! Ne kestikle-
ri "racon"a uyan var, ne "ahkâmlanna" kulak asan...
Çünkü onlarfarkına bile varmadan, heryanlan "ye-
ni yetme" mafyalaria kuşatılıvermiş!
Üstelik, yetmelerin hepsınin bellerinde, "büyük"
babanın "himmetiyle" ahmı satımı serbestleştirilen
silahlar, ceplerinde gene "büyük" babanın himmetin-
den sağladıkları dolarlar, marklar...
Eski babalar istedikleri kadar "El öptürürüz, diz
büktürürüz, kök söktürürüz" diye dilerinde tüy bitire-
dursun; yeni yetmeler "Biz de biraz ıçerde yatar, pa-
rayı bastırıp dışan çıkar, sonra da kapağı dışarılara
afanz"diyesiler...
Mafya bile, düzenin "mütemmim cüz'ü" konumu
1
-
na geldi miydi. bozulan düzenden payını alıyor! Nç
Omerta kalıyor ortada. ne "büyük" babanın anısına(!]
ve de "ailesine" saygı(!). ne "işbitiriciliğin" saygınlı-j
ğı(!) ne de vurup vurup da vurulma raconu. ;
Adamın biri, Karadeniz'de sarp bir tepeye tırmanı-
yor. Bakıyor bir kalabalık, bir kalabalık ki sormayıni
insanlar tepenin ucunda sıra olmuşlar, yann başındâ
da iki kişi... Sıranın başında duranı, tutup kolundan
yar aşağı fırlatıveriyorlar.
Fırlatılaniardan "f;/("çıkmıyor! Hagayret, keyif du-
yuyorlarü!
Bizimki dehşet içinde "n'apıyorsunuzyahu?" diyor,
yarın başındakilerden yanıt:
"Ha bugün Temel atma töreni vardur da!!!"
Ana fikir: Bir ülkede "düzen "in koruyuculuğu, "bü-
yük" babalar tarafından mafyalara teslim edilmişse;
kimin kimi, ne uğruna ne yapacağının hesabı kestiri-
lemez.
Ana fikrin ana fîkri: Bozuk düzenin mafyası da
bozukturü!
Kısa. .Kısa...Kısa...Kısa.Kısa.
• Türkiye ve Türkmenistan arasında 1992 yılında
imzalanan "Askeri Eğitim Işbirliğı Anlaşması".
Bakanlar Kurulu'nca onaylanarak dünkü resmi
gazetede yayımlandı.
• DYP Merkez Karar Kurulu üyesi emekli savcı '
N'urullah Ayduı, yolsuzluklarla mücadele için bir an
önce "Kamu Hizmetleri Ahlak ^asası" çıkanlarak
Başbakanlık, Yargıtay ve sa% cılıklarda özel birimler
kurulmasını önerdL
• Kültür Bakanı \e Hükümet Sözcüsü Agâh Oktay
Güner. kültürel alanlarda faaliyet gösteren işletmelerin
rekabet gücünü arttıracak hukuki tedbırleri. AB ile
paralellik sağlayacak bir biçimde ele aldıklannı
bildirdi.
• Mersin'den başiavan. Divarbakır ile Lrfa'ya uzanan.
M' bolücü örgütün de adının kanştıği gübre yolsuzluğu .
oia>'i> la ilgili olarak .\lersin"de faaliyet gösteren
Heksantaş Şirketi'nin sahibi Nebi Halhallı ile ,
muhasebecisi Hülya Ayhan gözaltına alındı.
• Yargıtay. "Biraydın. birörgüt ve Kürt sorunu" adlı'
kitabında. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu yüce
önder Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle. Ankara 2.}
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından I yıl 6 ay hapis }
cezasına mahkûm edilen sosyolog-yazar Ismail
Beşikçinin cezasını onadı. \ \
• Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bazı temel atma
ile açılış törenierine katılmak ve incelemelerde
bulunmak üzere bugün Zonguldak'a gidecek.
• DYP Genel Başkanı Tan;>u Çiller. 17 nisanda
Zonguldaktan teşkilat kongrelen için start verecek. ;
Çiller. mayıs ayı içinde de öiresun. Bilecik, Kütahya,
lstanbul. Adana \e Aydın kongrelenne katılacak.
• DİSK ile KESK tarafından ortaklaşa diizenlenen
"Mezarda emekliliğe. baskılara. işsizliğe ve pahalılığa
hayır" yürüyüş \e mitingi bugün Adana'da yapıiiTOr.
H Muş'un Varto ilçesınde PKK'hler ile girdiği
çatışmada şehit olan jandarma komando onbaşı Haydar
Gözer(21). ailesinin ısteği üzerine davul-zuma
eşliğinde düzenlenen törenle toprağa verildi.
• Siverek'i il yapma \aadi yüzünden mahkemelik olan;
siyasiler hâlâ yeni il teklifi veriyoıiar. TBMM İçişleri
Komisyonu'nda. 11 yeni il ve 35 yeni ilçe kurulmasına
ilişkin yasa önerisi bulunuyor.
• CHP Genel Başkan Yardımcısı. Adana Milletvekili
Erol Çevikçe, sorunlann. partisinin iktidar olmasıyla
çözümlenebileceğini söyledi.
• Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu, Ege ve Akdeniz
sahillerindeki yat limanlarının kapasitesinin 10 bine
ulaştığını. bunu yeterii bulmadıklannı ve kapasiteyi 20
bine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.