Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 NİSAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
I.Ü. HukukFakültesi'ni işgal ettikleri gerekçesiyle yargılanan 51 öğrenciden 3l'i tahliye edildi
Oğrencfler dayaıuşma içindeİstanbul Haber Servisi - istanbul Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi'ni ışgal ertiklen ge-
rekçesıyle "Oğrenim özgürlüğünü engelle-
mek, kanııı nıalına zarar vermek, duvariara
pankart asnıak. toplanh \e gösteri yürüyü-
şü kanununa nıuhalefet etmek*" suçİanndan
yargılanan toplam 51 ki^iden tutuklu bulu-
nan 31 'ı dün tahlıye edildi.
İstanbul Ünıversitesi Hukuk Fakültesi'ni
29 Şubat 1996 tarihınde işgal ettikleri uerek-
çesiyle haklannda TCK'nin 188. 516. 537
ve291 I maddelerınden **Öğrenimözgürlü-
ğünü engellemek. kamu malına zarar \er-
mek. du\ arlara pankart asıpya/ı yazmak \e
toplann ve gösteri yürüyüşü kanununa mu-
halefet etmek*" suçlamasıyla haklannda da-
va açılan îıse ve ünıversiteöğrencileri ıle li-
se mezunu toplam 51 kış.ınin davası görül-
meye başlandı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mah-
kemesı"ndedünyapılanılkduruş.mayaÜm-
ranive Cezae\ı"nde tutuklu bulunan 31. tu-
luksuz yargılanan 15 sanık. 20'nin üzerinde
avukat \eöğrencılenn aılelerı katıldı. Arka-
daşlanna destek vermek ısteyen kalabalık
bıröğrenei grubu da sabahın erken saatlerin-
den itibaren Sultanahmet Adlıvesi'nin önün-
detoplandı. "Arkadaşlanmızserbestbırakıl-
sın". "Eğitimde özeUeştirmeye hayır" yazılı
ve "ÖzgürGençlik". "Yeni DemokratGenç-
lik" ve "Detrimci Proleter Gençlik" ımzalı
pankartlaraçan grup. duruşma sonuna kadar
adljye önünde beklediler.
Ünıversite. lıse öğrencileri ile öğrenci ol-
mayan ve ünıversite sınavlanna hazırlandık-
lannı belirten samklann önce kımlık tespiti
yapıldı. Daha sonra sorgulan yapılan sanık-
lar tek tek söz alarak ışgal olayını telev izyon
ve radyoda yayımlanan haberlerden duyduk-
lannı söylediler. İstanbul L'niversitesi'nin
merkezkampusuönünden 1 martta polis ta-
rafından gözaltına alındıklarını belirten öğ-
rencıler. okulun içıne vgamfileregirmedik-
(erine dikkat çektiler.Tutuklu olan 31 sanı-
ğın ımzasını taşjyan savunma dilekçesinın
mahkemeyesunıılmasınınardındansözalan
hâkım. olay günü çekilen fotoğraflan ınce-
ledıklerini belirterek. fotograflann ne za-
man. nerede cekildtğinın bellı olmadıgını
söyledı.Daha sonra söz alan 27 sanıgın avu-
katları. savunma dılekçesini mahkemeye
sundular. Dilekçey i okuvan avukatlar Efkan
Bolaç ve Bilgütay Hakkj Durna. öğrencıle-
nn egıtimde özelleştırmeye ve harçlann ast-
ronomik oranlarda arttırılmasına karşı çık-
tığını vurguladılar. Harçlann yüksek oranda
arttınlmasının "üniversiteterin kapılannı
halk çocuklanna kapatma girişiminin bir
parçası olduğunu" sav unan a\ ukatlar. *Bu
insanlar potisin \e mcd>anın dedigi gibi te-
rörist değil, gerçek y urtsever öğrencilerdir"
dediler. Daha sonra konuşan avukat Muhjt-
tin Köylüoğlu da tutuklamanın gerekçesi ol-
madıgını savundu. Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi'nin 5. maddesine göre tutukla-
ma süresinin makul olması gerektigini söy-
leyen Köylüoğlu. samklann sınavlannın da
yaklaştığı düşünülerek tahliye edilmelerini
ıstedı. Avukat Muzaffer San da devleti so-
yan kişılerin ellerini kollannı sallayarak dı-
şanda dolaştıgını. eğitim hakkını savunan
ögrencilerin ıse yargılandığını söyledı. Sa-
vunma avukatlanndan sonra söz alan savcı,
tutuklu samklann tahliye edilmesini istedi.
Mahkeme. tutuklu bulunan 31 sanıgın tah-
liyesine. Ankara'da bulunduğu için duruş-
maya katılamayan DenizÖznurOzgürek'in
savunmasının Ankara Nöbetçi Ağır Ceza
Mahkemesi'nde alınmasına karar verdi.
Öğrenciler, arkadaşlannın serbest bırakılmasını istedi. Sultanahmet AdJıyesı onunüc toplanaıı öğnenciler yargılanınakta olan arkadaşlanna destek verdi. (KUBİLAY TÜNTÜL)
Ulkücüler saldırdı, polis seyretti• Gazi Üniversitesi öğrencilerinin, ülkücülerin saldınlannı '
protesto etmek amacıyla rektörlük binası önünde düzenledikleri
eylemde. ülkücü öğrenciler polisin gözü önünde bıçak, demir
çubuk ve sopaiarla saldırdılar. Saldında 5 öğrenci ile gazetemiz
foto muhabirlerinden Tarık Tınazay yaralandı.
ANKARA (Gumhuriyet Bürosu) - Ga-
zi Üniversitesi öğrencilen, ülkücülenn
saldınlannı protesto etmek amacıyla rek-
törlük binası önünde düzenledikleri ey-
lemde. ülkücü öğrencılenn bıçak. demır
çubuk ve sopalı saldınsına uğradılar. Sal-
dın sirasında 5 ögrencı ıle gazetemiz fo-
to muhabirlerinden Tank Tınazay yara-
lanırken e> lem y erinden 200 metre uzak-
lıkta bulunan güvenlik güçlerinin müda-
hale etmemesi v e hiçbir saldırganı gözal-
tına almamusı dikkat çekti.
Gazı Ünıversitesi öğrencileri, önceki
gün kampus ıçınde ülkücü ögrencilerin 5
sol görüşlü ögrencıyi döverek ağır yara-
lanıasını protesto etmek ıçın dün rektör-
lük binası önünde toplandılar. "Susma,
sustukça sıra sana gelecek", "Faşizme
karşı omuz omu/a". "Gerici faşist eğrri-
me son". "Gazi bizimle özgürlcşecek"*.
"Ferman devletinse üni\ersiteltr bidm-
dir" sloganlan atan öğrenciler. türküler
e>lıginde halaylar çektiler. Gazi Üniver-
sitesi Rektörü Emer Hasanoğhı ıle gö-
rüşmek isteyen öğrenciler. rektörün bina
dışında olması nedeniyle Eğitim Fakülte-
si Dekanı MustafaTan ile görüşmek için
aralanndan 3 kışı seçtıler.
Öğrenci temsilcileri dekanhk binasına
girdiklerı sırada. rektörlük bmasının 200
metre uzağında bulunan çevık kuvvet
ekıplerınin önünde toplanan ülkücü ög-
rencıler. -•Mlah \llah" dıye tekbır getire-
rek "Ülkücü hareket engellenemez" slo-
ganlan atmaya başladılar. Bır süre sonra
ülkücü öğrenciler. sıvıl polis \e rektörlük
görevlilennin gözü önünde demırçubuk.
bıçak ve sopaiarla rektörlük önünde ey-
lem yapan ögrencılere saldırdılar. Saldı-
n sırasında rektörlüğe sıgınmak isteyen
yaralı ögrenciler bınaya alınmadı. Olay-
lan görüntülemek isteyen gazetemiz fo-
ODPden ANAYOL elestirisi
'Devlet baskısı
giderek artacak'
İstanbul Haber Servisi-Özgurlük ve Da-
yanışma Partısı (ÖDP)Genel Başkanı Ufuk
Uras. ANAP ve DYP'nın ıktisadi ve siyası
programlannın aynı olmasına karşın ayn sı-
yasal yapılarda bulunmasının nedeninın
belli olmadıgını belirterek. "Bu tablo. Tür-
Idye sağının aile içi shasal ensest ilişkisidir**
dedı. ODP. ANAYOL Hükümetı'nin prog-
ramı ve bütçeye ılışkın degerlendırmeleri-
ni, Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezfnde
düzenlenen bır toplantıyla basına açıkladı.
Açılış konuşmasinı ÖDP Genel Bas,kanı U-
fuk Uras'ın yaptığı ".\NAYOL'a »Carşı Öz-
gûrlük ve Dayanışma"'toplantısında. yenı
programın. çalışanlar ve emekçiler açısın-
dan değışen bır ^ey getırmedıği dıle getinl-
di. ANAYOL'un. ışsızın yaşadığı sorunlara
değinmedığını öne süren ÖDP Genel Ba^-
kan Yardımcısı Saruhan Oluç. dev letin kü-
çülmesiyle bırlıkte de\ letın baskısının arta-
cağını öne sürdü. Oluç.
•*tanm alanında uluslara-
rası rekabetin gerekleri-
nin \erine getirileceği'*
şeklindeki açıklamanın.
nüfusunun yansına yakı-
nını köylülenn oluşturdu-
ğu bir ülkede bu insanla-
rın ihtıyaçlanna nasıl
önem verileceğınin bır
göstergesı olduğunu söy-
UfukUras l e d
'; ... ,
\enı butçede ongoru-
len bütçe 410 trılyon lıralık bütçe açığmın
yılın ilk dört ayında aşılacagının beklendı-
gini anlatan Hayri Kozanoğlu. Plan \e Büt-
çe Komisyonu"na v enlecek önergelerle büt-
çe açığının 800 trilyona yükseltıleceğının
öngörüldüğünü kaydettı. Son 10 yıldır büt-
çelerde personel dışı cari harcamalann yüz-
de 70'lik bölümünün "gûvenlik'
>
'harcamala-
n adı altında savaşa gıttığıni söyleyen Hay-
ri Kozanoğlu. bu yıl bu rakamın 210 trilyo-
na. yanı 3 milyardolara çıkacağını belırrtı
Aşiret reislenne bağlandıgı ve hıçbır zaman
yatınma dönüşmediğı öne süriilen ÖDP'nin
raporunda. trilyonlartutanndakı tes.v ıklenn
yeni iş alanlanna kaydınlması gerektigı be-
lirtıldı. Güneydoğu'da süren savaş >iire>in-
de Türkıye'nın toplumsal hızmetler. ya^anı
standartlan.bılımsel veteknolojıkgeiıs,me-
leraçısından geriledığıni ıfadeeden Ertuğ-
rul Ozkök ise yaptıg"ı konuşmada. Türkı-
ye'nin silah alanında hep ilk üç sırada bu-
İundugunu söyledı. ANAYOL'un programı
ile ılgılı konıi'jan diğer konusmacılar da.
ANAYOL'un >.osyal güvenlığı \oL ettıûmı.
kadınlan dışladığını ve bılınçsız bir kültür
atagı yaptıgını öne sürdüler.
Emek Partisi'nin kuruculan arasında çok sayıda sanatçı bulunuyor
'Salon bülbülü değîl^ sokak serçesiyiz^
MİVASE İLKNUR
Türk Myasai ya$amına 25
martta katılan Emek Partisi
kurucular hstesine göz attığı-
mızda ilginç bir birliktelik
gözleniyor Kurucular ara-
sında ağırlıklı olarak ışçifer
\e şaırler var. Amele ruhlu
bu şairler. Sunay Akın'ın de-
>]>ı> le "sokak serçeliğini sa-
lon bülbüllüğüne yeğlemi^
kr."
Bu şairler arasında Can
\'üceLSennurSezer,Gülsünı
Akyüz, Sunaj Akın, Adnan
Sarıcı. Altav Önıer Erdoğan,
Asım Gönen, Ruhan Ma>-
ruk, Te\fik Taş, Tîmuçin Öz-
yürekli \c ^ ılmaz Yeşildağ
v ar. Emek Partisi "nın \ azar-
lan arasında ıse Adnan Öz-
yalçıner, Zihni Anadol. A\-
dın Çubukçu \ e Yücel Sarpdere bul unu> or.
Kurucular arasında bır de heykeltıraş var:
Ca*it Özçoban.
TlP'in kuruluşunda da bu amele-sanatçı
birlikteligine tanık olunmu^tu. Ancak ara-
dan geçen yıllar. sanatı ve sanatçıyı emek
sınıfından kopardı.
Emek Partisi ırtibat bürosunda neden E-
mek Partisi saflannda yer aldıklannı anla-
tan şaır ve yazar Gülsüm Akyüz ile Sunay
Akın. bu bırlıkteliğin birgünlük çalışmay-
la degil: ışçılenn yoğun olduğu yerlerde,
kondularda gerçekleştirilen kültür-sanat ça-
lışmalanyla sağlandığını belirttıler. Gül-
süm Akyüz, buçalışmalarda ı^çılerin sana-
ta ve sanatçıy abakış açısını öğrendigını be-
lirterek şunlan söylüyor:
^İşçilerin-emekcilerin külrüre ve sanata
bakışlannda bir farklılık gördüm. Sanıklı-
ğının aksint. kültürü ve sanatı çok önemsi-
\ orlar. Yeni bir sanatçı tipi oluşması gerekir
Partinin şair kuruculanndan Suna> Akın ile Gülsüm Akyüz.
di\c düşünüvorum. Parti çalışmalanna ge-
Urken sanatçı ve aydın olmamın bana bir
avantaj getirmediğini. işçilerle eşit söz hak-
kınıın olduğunu gördüm. Yeni tip sanatçı
derken masaııın başında orurma>an. kitie-
krle iç içe, ürvtinı vaparken tercihleriyle.
düşüncesiyle havata müdahaleeden, ileriye
doğru değiştirip dönüşrüıvn sanatçı tipini
kastedivorum. 'Neden Emek Partısı' soru-
suna gelince; btnim düma görüşüm, kendi-
mi tanıdığınıdan beri bilimsel sosyalizmin
ışığında. işçilerin, emekçilcrin dünyay ı değiş-
firme mücadelesi içinde olmamı gtrektiri-
yor da ondan. Beni çeken en karakteristik
özellik,emekçilere,'Ey emekçi sınıfı bızbır
parti kurduk. gelin katılın" denmevip "Ge-
lin birhkte ktıralım" denmesivdi. Sınıfa te-
peden bakan değil, sınıfın içinde olan hir
hareket olması."
Sunay Akın. y ola çıkışını yüzyıllarönce-
sıne dayandınyor. Oysa yaşı en fazla 35.0.
yola MÖ Tibilus'la birlikte
çıktığına inanıyor. Tıbilus'un
ş.u dizesıne dayandınyor yo-
la çıkışını:
"Banş çağında ışıMarorak
ve saban."
tnsanlann gerçek yasala-
rının şaırler tarafından ko-
nulduguna inandığını belir-
ten Sunay Akın. Tibılus'un
bu dizesini gerçek bır yasa
olarak algılama nedenini
s.öyle açıklıyor:
"Bir banş çagını düşün-
müş ve bu çağın ne zaman
gercekleseceğini de söyiemiş.
Orak ve sabanın ışıldadığı bir
dümada banşın, iki savaş
arasındakj tutsaklığın sona
ereceğini sövlcmiş. Orak ve
saban. emek aracıdır. Öy le ise
gerçek anlamda bir banş ça-
ğı da emekçilerin egemen ol-
to muhabiri Tank Tınazay'a da saldiran
ülkücü öğrenciler. filmlerı aldılar.
Saldın sonucu 5 öğrenci ile Tınazay
aldıklan darbeler nedeniyle yaralandılar.
Olay yerinde bulunan sı\ ıl polısler, ülkü-
cü öğrencilere herhangi bir müdahalede
bulunmazken eylem yerinin 200 metre
uzağında bulunan çev ik kuvvet de 15 da-
kika sonra olay yenne geldi.
Güvenlik güçleri; bir süre rektörlük
önünde Istiklal Mar^ı söyleyerek "Ko-
rnünist köpekler, vatan sizden ne bekler,
şehitler ölmez, Allahutkber" sloganlan
atan ülkücü ögrencılen dağıtmak için her-
hangi bırgmşimdebulunma-
dılar.
Gazi Üniversitesi'nde 5
öğrencinin yaralanmasıyla
sonuçlanan saldın, Yüksel
Caddesi'nde düzenlenen fo-
rumla protesto edildi. Dilve
Tarih-Coğrafya Fakültesi
öğrencilerinin de destek ver-
digi göstende öğrenciler
"Rektör istifa: Türkeş'in it-
Icri>ıldıramazbizleri,
-
MHP
Nazi. Naâleregeçit yok; Bas-
kılar bizi v ıldıramaz"slogan-
ları attılar.
Güvenlik güçleriyle öğ-
renciler arasında sık sık tar-
tışma yaşanırken. polisler
gösterinin yasal olmadıgını
bildirerek öğrencilerden da-
ğılmalannı istediler.
Öğrenciler de, Gazi Üni-
versitesi'nde ülkücülerin po-
lisin gözü önünde saldırdı-
gını belirterek sorumlulann
bulunmasını istediler. Öğ-
renciler daha sonra olaysız
daiıldılar.
duğu bir çağda kurulabilir. Bi/im toplumu-
muzdada sanatçı.sokaktaki kavgadan uzak
şakıyan bir bülbül olarak algılanır. Oysa
serçe hep sokaktadır. Kışın bik göç etmez.
Zoru görse de kendi kavgasını bırakmaz.
Ben de Emek Partisi"ne kurucu olarak ser-
çe olmayı seçtim.'"
Sıyasetın edebıyatçıyı sınırladıği savına
katılmadığını vurgulayan Gülsüm Akyüz.
"Topluınculann şürinde estetik yoktur di-
>en imgeciler yanılıvor, mesaj var: ama es-
tetik de\ar" diyor.
Sunay Akın, köy derneklen. ceme\ leri ve
sendika salonlannda ınsanlara Anna Frank,
Eyfel Kulesi. Kızıldenliler, ChagaB'dansöz
ettiğini ve her söyleşi sonrasında ınsanla-
rın kendısini tekrar söyleşiye çagırdıklan-
nı anımsatarak "Serçe olmak bu işte. Bül-
bül olup bir salonda şakımaktansa sokakta
serçe olmak her zaman iyidir" diy erek bül-
büllere çağnda bulunuyor.
8 kişinin katili Aydın Çetinkaya yakalandı
İstanbul Haber Servisi - Ala-
cak nedenıy lc 8 ki^ıv ı öldürdü-
ğü gerekçesiy le Adapazan Cc-
zacvfndc yatarken kaçan Ay-
dın Çetinkaya (32} yakalandı.
"Ölüm makinesi" lakaplı Çe-
tinkaya. 3 yıl cezaevinde kal-
dıktan sonra 16şubatta Adapa-
zan Devlet Hastanesı'nden
uyuşturucu kaçakçisi Mustafa
Cam(3
7
) ıle bırlıkte kaçYniştı
Mersin'de 2 tabanca \e fıra-
nna yardımci olan Recep Şere-
foğlu ıle bırlıkte ele geçırılen
Çerınkaya. Ntanbul polisiııe
teslıın cdıldıktcn sonra Asayı^
Şubesı'nc gotürülüp \orgusu
yapıldı. Çetınkaya'nın 1992 yı-
lında Samatya'da Celal Ay-
dm'ın öldıırülniesı. 5 Nı>an
1993'te Samatya "Ceyhan 2
Çay Bahçesi"nde Raına/an \y-
dın, Metin Aydın. Erdenı Aydın.
amcasının oğlu BüJentÇetinka-
ya ve Vlehmet Demirçakır'ın
tabancay la öldürülnıesı. 4 Maı t
!W3 tarihinde BahçelıevlerO-
1 Karayolu'nda Esabil Karataş
v e Cihan Kaplan'ın öldürülme-
si eylemlerini gerçekle>tirdiğı
\c 1989 yılında uyuşturucu
madde kaçakçılıüı yaptığı kay-
dedıldı. 1993 yTlında Büyü'k-
ı,-ckmecc'de bir vıllada 11 ada-
nııyla bırlıkie 1 Kak'^nikof tü-
fek \e 4 tabancayla yakalanan
Çetinkaya. bır gün mutlaka ce-
zaevinden çıkacağını söyleye-
rek "Ortağım Kemal Ây-
dın'dan intikamımı alacağım.
Bana kazık atmak neymiş göre-
cek. Çok kan akacak" demışti.
ÇetınkayavcCam'ınfiraret-
tiğı Adapazarı Dev let HaMane-
si'nde ınahkûm koğuşunda de-
ğil. normal koğıı^ia kalmalan
nedeniy le jandarmalar hakkın-
da soruşturma açılmıştı.
izmir
Katkı payı
ödemeyen
öğrenciye ceza
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-60. Yıl Ânadolu
Lısesı'nde katkı payı
ödemedıklen ıçın bazı
öğrencilenn mezunıyet
gününe almmayacakları
bıldinldı. tzmır Eğıtım-Sen
1 Nolu Şube Başkanı Rkret
Doğan. uygulamanın suç
olduğunu söyledı. Doğan,
"Öğrencinin onunıyla.
gunıruyla kimsenin
oynamaya hakkı voktur.
Okul yöneticileri bu hakkı
nereden alıyorlar? Öğrenciye
bundan daha ağır ceza, daha
ağır baskı olabilir mi~ dedı.
Fıkret Dogan, 60. Yı!
Lısesı'nde para ödemeyen
ögrencılere sınav kâğıdı
verılmedığım. bu
uygulamanın ögrencilerin
ögrenım haklarına yönelık
bır saldırı olduğunu
v urgulayarak şunlan
söy ledı: "60. Yıl Anadolu
Lisesi Koruma Denıeği.
okulun ihtivaçlannın
karşılanması için ara sınıf
öğn'ncilerindcn iki milyon.
son sınıf öğrencilerinden ise
15 milyon katkı payı alıyor. "
AR4YIŞ
TOKTAM1Ş ATEŞ
Laikliğin Krizi - 3
John Keane'nin "Laikliğin Krizi" yada "Sekularız-
min Krizi" başlıklı konuşmasının, Yeni Yüzyıl gazete-
sinde yayımlanan habennde yer alan metındekı kımı
yanlışlıklan düzeltmeyi, bugünkü yazımızda da sürdü-
receğiz.
Aslında bu yazıda, bilımsel yanlışlar olduğu kadar,
mantık hataları da var. Ve bu mantık hatalarınm. Ke-
ane'nin kafasının karışıklığından mı yoksa yazının ha-
berleştirilmesınden mi kaynaklandığını anlamak ger-
çekten çok güç.
Örneğin, "Laikleşme istikrarsızlıkyaratıyor" cümle-
sini anlayabilmek ve değerlendırebilmek bence mum-
kün değil. Keane'nin istikrardan ya da istıkrarsızlıktan
ne anladığı belli olmadığı gibi laikliğin neden istikrar-
sızlık yarattığını anlayabilmek de mümkün olamıyor.
Keane şöyle sürdürüyor: "...Avrupa'da ise laıkieş-
tirme, Müslümanlığa karşı bir akım olarak belinyor.
Çünkü Avrupa'yı Avrupa yapan çok temel unsurlar-
dan biri, Islamın karşısında yer almaktır."
Aynı paragraf içinde "doğnılan" ve "yanlışlan" bır-
birine kanştırarak ınsanların kafalannı allak bullak et-
mek, herhalde özel bir yetenek istiyor. Aynı şeyi. Ke-
ane'nin Türkiye uzantılarında da sık sık görüyoruz.
"Avrupa 'yı Avrupa yapan çok temel unsurlardan bı-
ri, Islam 'ın karşısında yer almaktır" cümlesı doğrudur.
Fakat "Avrupa'da laikleştırme, Müslümanlığa karşı
bir akım olarak belinyor..." lafı nereden çıktı? Avru-
pa'nın laikleşmesıyle, islam'ın karşısında yer almanın
ne ılgisi var? Doğruları ve yanlışlan böylesıne karıştır-
mak, hangı kurnazlığın eserı, hangı beklentılerin so-
nucudur?
Evet; Avrupa'da "Avrupalılık bılıncı"nın uyanma-
sında, ispanya üzennden ve Balkanlar uzerınden ge-
len islam tehdıtlennın büyük etkilerı olmuştur. Fakat
bu bilıncın doğurduğu tepkı, asla laık bır tepkı değil.
tam tersine dinsel bır tepkı, daha doğrusu "Hmstıyan"
bir tepki olmuştur. Acaba Bay Keane, Haçlı Seferle-
rini ve Osmanlı'ya karşı kurulan Hırıstıyan ya da "Haç-
lı" ittifaklannın, "laik"olduğunu mu düşunüyor? Aca-
ba cehaletin bu derecesi mümkün mü?
Hırıstiyan Avrupa, İslamıyet karşısında bılınçlenırken
bu bılıncin laıklikle uzaktan ya da yakından hiçbir ılgı-
si yoktu. Laiklik "Tanrı egemenliğıne" dayanarak yo-
neten krallara ve imparatorlara karşı, "halk egemen-
liği" adına başkaldıran kitlelenn felsefes/dır. Ve bu fel-
sefenin egemen olduğu 19. yüzyılda, islamiyet. artık
Avrupa ıçın bır "tehlike" olma özelliğmı çoktan terk et-
miştı. Endülüs çökmüş, Türkler, Viyana kapısından
geri dönmüşlerdi. Eğer Viyana'yı alabılseydik, Avru-
pa ve dünya tanhi ne kadar değişirdi acaba? Bunu hep
meraketmışımdır...
John Keane'nin iki paragraflık haberındekı "ınoler"
yazmakla tükenmıyor. Örneğin bır yerde şöyle dıyor:
"Laikleşen toplumlarda 'kutsal' ve 'tanrısal' kavramı
hızla gen geliyor..." Lafa bakın... Acaba bu kavram-
lar nereye gıtmışlerdi? Acaba laiklik, bızım kımı şeri-
atçıların ınandıkları ya da dile getırdıkleri gibi "dınsız-
lik" olarak mı tanımlanıyor? Bu ne kadar büyük bır bıl-
gisızliktir?
Keane devam ediyor: "İnsanlar kilıseye ya da ca-
miye gitmeseler bıle Tann'ya inanmaya, ölüm. yara-
dılış gibi olgulan böyle açıklamaya devam ediyor. Bu
ihtiyacın nedenı de modern sıvıl toplumun bıreyler-
de ciddi birsıkıntı ve korkuyaratması... Bu belirstziık
ortamı o kadar tedırgın edıcı kı 'kutsal' kavramı onem
kazanmaya başladı."
Doğrular ve yanlışlar gene iç içe geçmış ve okuyan-
ların kafalarını karıştınyor. Modern sıvıl toplumun bı-
reylerde cıddi sıkıntılar ve korku yarattığı ve bu belır-
sizlik ortamında insanların "kutsal" kımi kavramlara
sanlmak istemeleri doğru birtespittir. Fakat bunun ne-
denini "laiklik" olarak açıklamak, konuyu saptırmak-
tır.
Evet, laiklik, modern sivil toplumun vazgeçilmez
unsurtanndan birıdır. Ama modern sivil toplumu ya-
ratan şey laiklik değil, ekonomik yapılarıdır. Zaten la-
iklik bu sivil toplumun unsurlanndan biri olduğu gibi
bu ekonomik yapının bir sonucudur. Ve modern top-
lumun insanlannda cıddı "sıkıntı ve korku yaratan 6e-
lirsizlik ortamı" da aynı ekonomik yapıdan kaynaklan-
mıştır. Bunu laıkliğe bağlamak mümkün müdür?
Kaldı ki insanlar, laik bır toplum düzenine geçtıkle-
ri zaman "Tann'ya ınanmaktan" vazgeçmedikierı gi-
bi "ölüm, yaradılış gibi olgulan" 6a eskisi gıbı değer-
lendirmeyi sürdürürler. Hem Avrupa'da, hem Turkı-
ye'de kendinı "laık" olarak tammlayan, yanı "laık bir
devlet düzenindenyana olan" insanlar, dinsel inanç-
larınıda korurlar. "Ateizm", yani "Tanntanımazlık"ay-
n birşeydtr, "laiklik" apayn bir şey. Elbette ateıstlerın
kimlik tanımlamalarını laik bır düzen dışında dıle ge-
tirmeleri pek mümkün değildir. Fakat bu. laiklenn de
ateist oldukları anlamına hıçbır zaman gelmez.
"Artık Bay Keane oyküsünü burada~bitireyım" dı-
yordum, ama çok önemli bırkaç nokta daha var. Okur-
lanmın bağışlayacaklanm umarak bu konuda bır ya-
zı daha yazacağım.
Sirket sahipleri araştırılıyor
DPT'de personel
takibe ahndı
• Devlet Bakanı L'fuk Söylemez. bazı DPT
r>ersonelinin "eşleri ve yakınlannın" tıcari
şirketlerde onak olduğunun baptandığını açıkladı.
AYŞE SA\ t\
ANKAR\-Türki>e"nin
en önemli tasarımlarını,
yatırımlarını planlayan
Devlet Planlama Teşkila-
tı'nda (DPT) çalışan bazı
personel ın. eşleri \ e yakm-
İarını ticari s,irketlere ortak
ettikleri belırlendi. DPT'de
bazı personelin ticari şir-
ket kurduğu ya da ortak ol-
duğu sav ları üzerine başla-
tılan soruşturma sonucun-
da. eşleri ve yakınlarını
şirketlere ortak eden per-
sonele yalnızca 'disiplin
cezası' \enlmesi dikkat
çektı.
DPT'de. bir grup perso-
nelin ticari faaliyette bu-
lunduğu. çalışmadıgı hal-
de çalısjr görünerck kıı-
rumdan maaş aldığı sa\ la-
rını ara^tırmak üzere ku-
rum içinde 3 kışılık ince-
leme ve soruşturma ko-
mı.syonu oluşturuldu.
DPT'den sorunılu Devlet
Bakanı L'fuk Söylemez de
sav lar üzenne \jpılan
araştırma sonucunda. bazı
personelin eşleri aracılı-
ğıvla kimı sjrketlere ortak
olduklarını doöruladı.
ANAP İstanbul Jvîıllene-
kili Bülent Akarcairnın.
bu iddialara ilişkın yönelt-
tıği yazılı sorulan vanıtla-
yan Söylemez. DPT'de ça-
lısjir gibi gözükerek ınaaş
aldıklan ve tıcan •;irketle-
re ortak oldukları ileri sü-
rülen kişıler hakkında so-
ruşturma başlatıldığmı bil-
dirdi. Söy lemez, bu kısjle-
rin verımlilıklen hakkında
da birim amirlerindcn bıl-
gi istendığinı belirterek
mesaiye gelmedığı ya da
geç geldığı saptanan per-
sonelin bırını amirlerınce
ızlemeye alıııdığını bıldıı-
dı. Söylemez. "Bugüne
kadar olduğu ü/ere. bu
uyarıdan sonra da perso-
nelin çalıs,nıa saatlerine
uyumu. verimlilikkri dik-
katle i/k'iınıtv e dev aııı edi-
lecektir. >İüsteşarhkta.
de\lef memurluüu «ört'vi
ile bağdaşmayan vcva ya-
salara aykın bir durıım
tespit edilmesi halinde •41'-
rekli i^lem yapılacaktır"
dedı.