08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Maliye, bankacılık, döviz ve borsa işlemlerini vergi numarasına tabi yasal işlemler kapsamı dışında bırakıyor Kara paraya devlet desteği• Tüm ekonomik faaliyetleri kayıt içine almak için 5 milyonun üzerinde mükellefe tek vergi numarası veren Maliye Bakanlığı, ikinci aşamada ücretlileri de numaralandırdıktan sonra, gayrimenkul ve araç alım satımı gibi yasal işlemlerde, vergi numarası arayacak. • Triryonlann döndüğü banka ve borsadaki işlemlere, son olaylarla Türkiye'de en çok buralarda kara para aklandığı ortaya çıktığı halde vergi numarası zorunluluğu getirilmeyeceğini bildiren Maliye yetkilileri, paranın ürkerek kaçmasının istenmediğini söylediler. HÜLYAGENÇ Kayıt dışı ekonomiyi kayıt ıçine almak içın hazırlanan herkese tek vergi numarası uygulaması ölü doğuyor. Şırket ve dığer tüzelkişilerden sonra, iJancı aşamada ücretJilere de vergi numarası verilmesini planlayan Maliye Bakanlığı, bu noktadan sonra, vatandaşlann yasal işlemlerini bu vergi numaralannı kullanarak gerçekleştırmelennı öngörüyor. Ancak îıazırlığı sürdürülen proje çerçevesinde. bankacılık ve döviz işlemlerinin vergi numarası koşuluna bağlı yasal işlemler kapsarru dışında bırakılacak olması, "kara paraya serbcstlik sağlanması" olarak yorumlanıyor. 5 milyonu aşkın mükellefe tek vergi numarası verilmesi işleminin tamamlandığını belirten Maliye Bakanlıği yetkilileri, bankacılık işlemlerinin, vergi numarası sorulması zorunlu işlemler kapsamı dışında tutulmasmı ıse "Para istenmeyen başka alanlara kaçar" bıçiminde açıkladılar. Oysa, özellikle son banka batışlannın ardından, Türkiye'de kaynağı belli olmayan servetlerin bankacılık sistemi ile yoğıın bicimde aklandığı ortaya çıkmıştı. Daha önce vergi dairelerinde kaydı bulunan mükelleflere öncelikli olarak tek vergi numarası verildiğini söyleyen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Bilgı Işlem Daire Başkanı Adnan Yıkbnm, ücretli kesimin de tek vergi numarası sistemıne geçirilmesi için çalışmalann sürdüğünü bildirdi. Geçiş sürecinin 3 ayı bulabileceğini dile getiren Yıldınm. ücretli kesimin tamamına vergi numarası verilmesinin ardından bazı ışlemJerde vergi numarasını zorunlu tutacaklannı söyledi. Bu zorunluluğun ev, araba ve arsa satışlan başta olmak üzere temelinde verginin yattığı yerler olacağını kaydeden Yıldınm, uygulamaya geçildikten sonra alım- satım işlemleri yapmak isteyen vatandaşlann vergi idarelerinden numara almalannın zorunlu hale getirileceğini bildirdi. Bankacılık işlemlennde vergi numarası zorunluluğunun bulunmayacagını bildiren Yıldınm, faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bankacılık hizmetlerinin kontrol edilmeye kalkılmasının hatalı olduğunu dile getirdi. Yıldınm, durumun sermayenin başka yatınm araçlanna kaymasına neden olacağını ileri sürdü. 'Zamania değişebılir' Şu an için bankacılık işlemlerinde tek vergi numarası uygulamasını zorunlu hale getirmek için sistemin uygun olmadığını yineleyen Yıldınm, bu uygulamanın zamanla değiştirilebileceğine dikkat çekti. Döviz bürolan ve borsada yapılacak işlemlerde de vergi numarası kullanma zorunluluğu getirilmeyeceğini açıklayan Yıldınm, tek vergi numarasının getirilmesiyle bilgı toplamayı planladıkJannı, hayat standardı ve artan oranlı vergiden kaçanlan yakalama olanağı bulacaklannı söyledi. Herkese tek vergi numarası verilmesinin kayıt dışı ekonomiyi kayıt içıne sokmaya gücü yetmeyeceğini söyleyen DSP îstanbul Milletvekili N'ami Çağan, bu uygulamanın yalnızca bürokratik olduğunu belirttı. Hükümetın kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine sokmaya niyetli olmadığını da ileri süren Çağan, bankacılık, borsa ve döviz bürolannda yapılacak işlemlerde vergi numarasının zorunlu tutulmayışının bunun bır göstergesi olduğunu ıfade etti. Kavıt dışı ekonomiyi engellemek içın gelır servet çapraz denetiminin yapılması gerektiğini vurgulayan Çağan. götürü verginin de kaldınlması gerektiğini vurguladı. Servet denetımi yapılmadıktan sonra, bütün vatandaşlara tek vergi numarası vererek bütün bilgileri bir numarada toplamanın anlamı olmadığını belirten Çağan, "Servet incelemesi yapılmadan kayrt dışı ekonomi engeUencmez. Tek vergi numarası da vergi dairclerine servet incelemeyetkisi vermhor'" dedı. Paranın başka yatınm araçlanna kaçacağı gerekçesiyle bankacılık. döviz bürolan ve borsa işlemlerinde vergi numarasının zorunlu tutulmamasının büyük hata olduğunu söyleyen Çağan. konut, arsa ve araba satışlanna getırilecek olan denetimın kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye katkısı olmayacağına değındi. Meclıs'e ıki defa gelır-servet çapraz denetiminin yapılabilmesi içın önerge verdığinı belirten Çağan, bu önergelerin Meclıs'ten geçemediğinı hatırlatarak bunun, hükümetın kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmeye nıyetı bulunmadığımn bır göstergesi olduğunu söyledi. Kayıt dışı ekonomiyi kontrol altına almanın volunun bankacılık hizmetlerinin denetlenmesinden geçtiğini söyleyen Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Malı Müşavirler Odalan Birliğı (TÜRMOB) Başkanı Mustafa Özyürek, bankacılık hızmetlennın denetlenmesının yalnızca kara para aklayanlan korkutacağını vurgulayarak korkacak bırşeyı olmayan sermaye sahıplerinin başka yatınm araçlanna kaçmayacağmı belirtti. Sosyal güvenlik sistemini özelleştirmekten vazgeçmenin ardında anayasaya aykınlık yatıyor Ecevit'le birlikte SoysaPdan da korktular DSP Milletvekili Mümtaz Soysal caydmcı oldu. AHMETÇELtK ANAYOL koalisyonunun sosyal güvenlik sistemini özelleştirme hede- finden başlangıçta vazgeçmesi, kamu- oyuna, DSP lideri Bülent Ecevit'ın muhalefetinin sonucu olarak yansı- tılmasına karşır.. atılan ilk geri adı- mın temelinde anayasaya aykınlık yatıyor. Gerçekleştiğinde Türkiye'yi sosyal güvenlik sistemini özelleştiren üçiincü ülke konumuna getirecek olan projede. DSP lideri Ecevit'ten çok, özelleştirmeye karşı yürüttüğü hu- kuk mû'cadelesıyle tanınan aynı par- tinin Zonguldak Milletvekili ve Ana- yasa Hukuku profesörü MümtazSoy- saTın "caydHİcı" rol oynadıği belir- tiliyor. Dünyada sosyal güvenlik sistemi- ni tamamen özelleştiren ikı ülke bu- lunduğu. bunlann da, diktatör Pinoc- bet dönemindeki Şılı ile Dünya Ban- kası'nın baskısıyla özel sosyal sigor- ta sistemine geçen Peru olduğu kay- dedildı. Her iki ülkede de prim yü- • Anayasanın 60. maddesi, "Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" hükmünü içeriyor. Buna aykın bir uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nden döneceği kaydediliyor. Sosyal güvenliği özelleştiren dünyadaki iki ülke Şili ve Peru. le tasarruflannın özel sigorta şirket- leri veö/cl cmeklilik fotılan aractlığıy- la yürünjlmesT anayasaya aykın bu- lunuyor. Söz konusu protokol maddesinin ardında ıse emeklilik yaşınınyüksel- tılmesı konusunda baskı yaptığı be- lirtilen Dünya Bankası'nın olduğu ileri sürülüyor. SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur ANAYOL protokolünde yeralan tas- fiye planının arkasında Dünya Ban- kası'nın olduğuna dikkat çeken To- çoğlu, şöyle konuştu: "3Mart 1996 tarihli ANAYOL hü- kümet protokolünde anayasanın 60. maddesigözardı edilerek Emekli San- dığı, Bagkur ve SSK'nin tasn>e edil- künün tamamen işçilerin sırtma yük- lendigıni kaydeden Türk-Iş Genel Mali Sekreten ve SSK Yönetım Ku- rulu üyesi Enwr Toçoğlu, Şılı'de özel sigorta fonlannın Amerikan banka- lannın denetimine gırdiğinı söyledi. Toçoğlu. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın tasfiyesi ve sistemin özel sektöredevredilmesinm "Herkessos- yal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bugüvenliği sağlayacak gerekli tedbir- leri ahr ve teşkilatı kurar" şeklınde- kı anayasanın 60'ıncı maddesine ay- kın olduğuna dikkat çekti. ANAYOL protokolünde yer alan, "Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kunımu ve Bağ-Kur'un tasfiye edi- lerekçahsanlann cmeklilik rşJemleriv- mesi ve rum çalışaniann emeklilik iş- lemleriyle tasarnıflannın özel sigor- ta şirketleri ve özel emeklilik fonlan aracılıgıvla vürütülmesi öngörülmek- tedir. Aynca sağlık hi/metlerinin sos- yal güvenlik sistt'nıinden a\nlması ve hastanelerin ö/ellestirilmesi planlan- maktadır. Hükümetın getirmek iste- diği model. işverenin katkısının <»l- madığı bir zorunlu tasamıf sistemi- dir ve üstelik fonlar özel sektörün efin- de topjanacaktır." Sosyal güvenlik sisteminin, çalışan ile işsiz. sıgortalı ile emekli, hasta ile hasta olmayan arasında bir dayanış- ma öngördüğünü dile getiren Toçoğ- lu, ANAYOL protokolünde herkesin parası kadar hızmetten yararlanma- sı anlayışının egemen olduğuna dik- kat çekti. Sosyal güvenlik sistemıyle ilgıli protokol maddesinin toplusözleşme düzeninede aykın olduğunu belirten Toçoğlu, "SSK kamunun malı değil. İlk önce kamulaşürsınlar, sonraözel- leştirsinler r ' dedı İlk muhalefet DSP lideri Bülent Ecevit'ten geJdi. C E N E V R E O T O M O B İ L F U A R I Otomobilde 'gerçek' rekabet FUARDAN KISA KISA. Cenevre'de en çok ilgi çeken modeller arasında Formula 1 otomobilleri vardı. Ford'un yeni geliştirdiği Zetec motoruna sahip Sauber-Ford ve ayrıca yeni renklere bürünmüş Jordan-Peugeot bu hafta sonu başlayacak yanş sezonundaki otomobilleri görme olanağı sağladı. Yeni Formula 1 otomobillerinde güvenlik nedeniyle sürücü kabini daha geniş ve yan duvarian daha yüksek. • HONDA'nın bu yıl Touring Şampiyonalannda yarışacak Honda Accord Super Touring otomobili de yanş renkleriyle sergilendi. Bu yılki şampiyona birçok markanın katılması nedeniyle çok çekişmeli geçeceğe benziyor. • PORSCHE, merakla beklenen yeni ve küçük spor otomobili Boxster'ı Cenevre'de sergilemedi ama bu fırsattan yararlanarak ilk resmi fotoğraflannı dağıttı. Müşterilerin, Porsche hayranlannın ve tabii ki medyanın gösterdiği ilgiden memnun kalan şirket Boxster'ı yakında kamuoyuna göstereceğini belirtti. • CITROEN'in yeni mini otomobili Saxo da Cenevre'deki en önemli yeni otomobillerden biriydi. Peugeot 106 ile aynı şasiyi paylaşan otomobil, arkadan da kuzenine çok benziyor. Citroen de bu nedenle reklamlarda otomobilin yeni ön bölümünü ve içini vurguluyor. • VOLKSVVAGEN standının yan bölümünde yer alan bir makinede eski VVV'lerin fariannı değerlendirmek amacıyla plastikten yeni tospağa modelinin oyuncaklan yapılıyordu. Internet'teki otomobil markaları O tomobil şirketleri de Internet'e girmekte gecikmedi. Otomobille ilgili her türlü bilgiye artık bu bilgisayar ağından ulaşmak mümkün. Başlangıç olarak otomobille ilgili binden fazla adresi içeren Yahoo bölümüne gitmek iyisi; http://www.yahoo.com/Recreation/Automobiles/ yazarak ulaşabilirsiniz. Onerebileceğimiz bazı adresler ise şöyle: * FerrariNet http://www.psc.edu/%7Ersnodgra/Ferrahi/ * Webfoot's Usefel Automotive Infonmation http://www.webfoot.com/lots/info/usefulb.info.ht ml * WWW Vırtual Library http://www.w3.org/hypertext/DataSources/bySub jetc/Automotive /utomotive.html * Mercedes-Benz http://www.daimler-benz.com * Volksvvagen http://www.vw.com * Toyota http://www.toyota.com * Opel http://www.opel.com C enevre Otomobil Fuan'nda sergilenen yenilikler otomobil dünyasının son yıllarda nasıl daha büyük viteslere geçtiğini gösteriyordu. Artık eskisi gibi yeni bir model üretip sonra da ufak tefek yeniliklerle ilgiyi canlı tutmak yok. Sürekli yenilikler sunmak, sürekli teknoloji üretmek, otomobil dünyasında söz sahibi olmanın tek yolu. Otomobil şirketlerinin bu amansız rekabetinden de alıcı kârlı çıkıyor. Bu durumu sağlayan en önemli etken ise "serbest" rekabet. Hani şu bizim adını çok andığımız, ama bir türlü uygulayamadfğımız ya da "Kendine Müslüman" dedirtecek şekilde uyguladığımız kavram. Gerçek serbest rekabet koşullannın geçerli olduğu Avrupa ve Arnerika'da üreticiler eskisinden daha güventi, daha çevreci ve teknik olarak çok daha gelişmiş yeni modellerini eski modelle aynı fiyattan sunabiliyor. Türkiye'de ise her zaman hak ettiklerinden fazlasını isteyen ve buna engel olacak kimse bulunmadığı için de istediğini hep alan otomobil üreticileri var. Yakında yerli otomobillerin borsada ışlem gören "kıymetli" yatırımlann araçları arasına girmesine doğrusu hiç şaşırmam. Cenevre'de yine gördüğümüz ve daha önceden de alıştığımız bir şey de basının el üstünde tutulmasıydı. Gazetecilerin işlerini en iyi şekilde yapabilmeleri ve haberlerini en çabuk şekilde ülkelerine ulaştırabilmeleri için her türlü olanak sunulmuştu. Hem fuar salonunda hem de otomobil üreticilerinin standartlarında basın için çalışma ve dinlenme bölümleri hazırlanmıştı. Artık sadece iyi bir şey üretmenin değil, aynı zamanda bunun sunulmasının da çok önemli olduğunu bilen şirketler, rnedyayı en iyi şekilde kullanmak istiyorlar. Fuar, Türkiye'den gazeteci akınına uğradı Cenevre Otomobil Fuarı'na Türkiye'den giden gazeteci sayısı bu yıl oldukça kabanktı. Bu kalabalığın nedeni de Türkiye'deki otomobi! üreticilerinin artık gelenekselleşmeye başlayan fuar gezisi davetleriydi. Fakat, Renault, Opel ve Tofaş ayrı gruplar oluşturduğu için bu grupların içinde haklı olarak bulunan otomobil dergileri üyelerinin yanında büyük gazetelerin her birinden (otomobilden anlayan anlamayan ya da seven sevmeyen) birden fazla kişi yer aldı. Cumhuriyet'in kendi olanaklanyla fuara katıldığını öğrenen otomobilci dostlarımız "Bağımsızlığı biraz abartmıyor musunuz?" diye bize takıldılar. Buna karşıhklı güldük. • M ercedes'in Amerika'daki fabrikasında üreterek eylül ayında piyasaya sunacağı arazi otomobili AAV (All Activrty Vehicle) fuarda büyük ilgi gördü. Mercedes ısrarla eylülde çıkacak modelin görünüşünün farklı olacağını ve bu modelin sadece bir beyin jimnastiği olduğunu belirtiyor. H yundai Elantra Station: Yeni Elantra'nın Station modelini Cenevre'de ilk kez sergileyen Hyundai bu modeli dört kapılı modelle aynı fiyata ve çift hava yastığı ve hidrolik direksiyonla sunuyor. L ada2110: Lada'nın yeni geliştirdiği orta sınıftaki modeli 2110 çağdaş bir görünüme ve 72 beygiriik bir motora sahip. Lada'nın 6 yıl paslanma garantisi verdiği otomobil şehir içinde sadece 7.9 litre benzin tüketiyor. H onda CR-V: Japonya'da piyasa sunulduğu geçen Ekimden beri büyük ilgi gören Honda'nın arazi aracı CR-V normal bir otomobile benzer bir sürüş ve arazi araçlannda ilk kez rasttanan düz bir taban ve esnek bir oturma düzeni sağiıyor. IŞÇINEV EVRENINDEN ŞÜKRAN SONER Tasfiye Hükümet, DSP'nin güvenoylamasını engellemesi kaygısı ile SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'un tasfi- yesinden vazgeçmiş. Programında sağlık, eğitim hiz- metlerinde özelleştirme, KlT'lerin bir an önce satışı var. Mesut Yılmaz'ın yazılı metindeki bölümü okuma- ması ile programdan çıkmış bulunan "tasfiye''nin programda yer alıp almamasının simgesel olmaktan öte, ANAYOL iktidanndaki uygulamaya önemli bir değişiklık getıreceğinı sanmıyorum. Sendikacılık hareketinin örgütlülük ve moral de- ğeıier anlamında çöküş sürecinde olmasına aldan- mayın. Türkiye'de SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'u "tasfiye" etmek, bırakınız azınlık, koalisyon hüküme- tini, parlamento çoğunluğunu almış iktidarlann bile gü- cünü aşar. Dahası 12 Mart, 12 Eylül askeri iktidarlan bile böyle bir karan alıp, uygulayamazlardı. Dikkat ettinizse, çiçeği bumunda Çalışma Bakanı Emin Kul, polıtik bıraçıklama ile, "tasfiye" sözcüğü ile maksadın aşıldığının sandığını söylemıştir. Böyle bir amacın dogru olmayacağını kişisel görüş olarak açıklamak gereğini duymuştur. Sosyal güvenlik sistemini yok etmek değil, kısıtla- mak isteyen Fransız iktidannın başına gelenlerı, Fran- sa'daki işçi eylemlerini geçen ay uzaktan da olsa iz- ledık. "Fransız ışçi sınıfı bilinci, sendikacılık hareketi bizde nerede?" demeyin. Sosyal güvenlik sistemini yok etme boyutundaki bir siyasi iktidar karan, sendi- kacılanmız niyetli olmasa da, sadece sendikalı 1 mil- yonun altındakı ışçıyı değil, 5 mılyona ulaşmış SSK'li- yi, 2 milyonu aşmış Emekli Sandığı üyesini, örgütsüz olsalar da milyonlarla sayılan Bağ-Kur'luyu ayağa kaldınr. Emin Kul'un dediği gibi maksadını aşmış da olsa, ANAYOL iktıdannın programında sosyal güvenlik ku- rumlannın "tasfiye "sinden söz edilmesinin anlamı ne- dir? Yeni dünya sömürü düzeni ve ideolojisinin, en has- talıklı boyutu ile ANAYOL programı ve iedolojisine yansımasının bır aynasıdır. ANAYOL iktidannın sos- yal haklara yönelik saldırı ve olumsuz uygulamasının, sosyal devleti rafa kaldırmasının hazırlıklannda kul- lanılacak araçlardan bıridir. Programdan "tasfiye"çıkanlmıştır. Ancakkonu bu halı ile gündeme getinlerek, sosyal güvenlik sistemi- nin bugün içinde bulunduğu sorunlar ve çöküş süre- cine çözüm üretmek yerine katlama yapmanın yolu- nun açılması hedeflenmiştir. ANAYOL iktidan bir yandan özel sigorta sistemle- rinı, paralı sağlık hizmetini destekleyecek, geliştire- cek her yolu açacak, diğer yandan çok kötü işleyen, ıflastakı sosyal güvenlik kurumlannı ayağa kaldırmak üzere yapılması gerekenlerin hiçbirini yapmayacak- tır. İdeolojik anlamda sosyal güvenlik sistemlerinin "tasfiyesi" gerektiğı propagandası ile, devletin sos- yal güvenlik sıstemlerine yönelik yükümlülüklerinin yerine getirilmemesine gerekçe yaratılacaktjr ANAYOL hükümetı, arkasına sermaye cephesını, medyayı ala- rak, sosyal güvenlik sistemlerine yönelik sorumluluk- larını üzeririden atmaya çalışmaktadır. işçilerin, emeğı ile geçınenlerin, sivil toplum örgüt- lerinin, kamu çalışanları ve işçi sendikalannın SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'a ilişkin olumsuzlukiardan ötürü hükümetten hesap sormalannın yolu tamamen kapatılmak ıstenmektedir. Saldın ile hak bilinci, hak arama için eyleme geçme yok edilmektedir. ANAYOL iktidannın sosyal güvenlik kurumlanna yöneiik devlet sorumluluklannın hiçbirini yerine ge- timnemesı, olumsuzluklara olumsuzluk katması zaten çıkmazda ve çöküşte olan bu kurumlann yavaş ya- vaş daha da fazla çöküşe sürüklenmesi anlamına gelmektedir. Böytece bir kalemde sosyal güvenlik kurumlannı "tas- fiye" edemeyecek ideoloji, uzun bir zaman süreci içinde, fiilen bunu gerçekleştiımeyi amaç edinmiştir. Yazımızın başında vurguladığımız gibi, ANAYOL hü- kümeti programında sosyal güvenlik kurumlarının "tasfiye" edilmesi karannın bulunup bulunmaması uygulamada hiçbirşeyi değiştirmemekte, bu kurum- lan batırma politikalannın çok daha bilinçli, kasıtlı uy- gulanacağı gerçeğini ortadan kaldınmamaktadır. Dünya nımetlennden en çok pay alan, en gelişmiş ülkelerde bile yeni dünya sömürü düzeninin en acı- masız reçetelerinde ancak yer alabilen, insan hakla- nna aykın "sağlık ve eğitim hizmetlerinin özelleştiril- mesi" ilkesi tartışılmakta, toplumun şıddetli tepkisini almaktadır. Çünkü dünyanın en zengin ülkeleri ve ekonomilerinde de halk çoğunluğunun en doğal ve en önemli insan haklan arasında olan sağlık hızmet- lerinden ve eğitim hizmetlerinden yarartanamaması sonucunu getirmektedir. Türkiye gibi yoksulluğun ve işsizliğin milyonlaria ölçüldüğu bir ülkede, sağlık ve eğitim hizmetlerinin özelleştirilmesini hükümet programına almak, 'VaA>- şi kapitalizm uygulayacağım' 'demekten başka hiç- bir anlam taşımaz. Yineliyoruz, ANAYOL'un "vahşi kapitalizmi" bu bo- yutlan ile uygulamaya gücü yetmez. Ancak isteme- sine bile medyanın alkış vermesi, sivil toplum örgüt- lerinin, dığer siyasi partılerin yeterince gür sesle kar- şı çıkmaması ne yazık ki ülkemiz içın ciddi bir "demok- rası ve insan haklan" ayıbıdır. Sümer Tekstil Uzlaşma tamam, satış iptal davası sürüyor UFüKTEKtN ADANA - Sümer Hol- ding'e bağlı yedi fabrikay- la ilgili olarak yeni işveren- leri ile işçilerarasında anlaş- ma protokolü yapılmasına karşın fabrikalann satışıyla ilgili davaiar geri çekilme- di. Türk-Iş'e bağlı Teksif Sendikası, bir anlamda KİT satışlanna "dur" dıyen A- nayasa Mahkemesinin PTT"nin T'sıyle ilgili iptal karannı incelemeye aldı. Sümer Holding bünyesin- deki Adana. Erzincan. Şan- lırufa, Karaman, Eskişehır. Nevşehir ve Hereke'deki ye- di testil ve yapağı fabriİca- sının özelleştırme kapsa- mında satışıyla ilgili işlem- ler tamamlandı. Başbakan- lık Özelleştirme Idaresi ta- rafmdan satışı !9ocaktares- men gerçekleşen yedi fab- rikada çalışan işçiler. Teksif Sendikası'nın öncülüğün- de, Kamu işletmecılıği Ge- liştirme Merkezi KfGEM'in desteğiyle satış iptal dava- lan açmışlardı. Kıdem tazminatları dev- letçe garantı edilen ancak dondurulan işçiler, bir sü- redir yürüttükleri mücadele- nın ilk evresinden başanlı çıkmayı bildiler. Kamuoyu desteği de alan direnişçi iş- çiler, örneğin Adana öze- linde fabrikadan bir an ol- sun aynlmadılar ve kıdem tazminatlannın ödenmesi- ni sağlayabilmek için iş akit- lerini feshettirdıler. ihbar tazminatını yeni işverenden alabılmeyı garantılemek için de işverenle uzlaşma proto- kolü imzaladılar. Protokole imza koyduktan birgün sonra Cumhuriyet'in birinci sayfasında manşetten verilen "KİT satışlanna dur" başlıklı haber üzerine Anayasa Mahkemesı'nın söz konusu karannı inceleme- ye aldılar. Teksif Sendikası Genel Başkan Vekili Osman Yurtsever, konunun aynntı- lannı öğrenmek amacıyla DSP Îstanbul Milletvekil- leri Prof. Dr. NamiÇağan'la görüştü. (ClGEM'denaynn- tılı bilgi alan sendika yetki- lileri, fabrikalann satışıyla ılgılı olarak Ankara Idare Mahkemesi'nde daha önce açtıklan iptal davasını sür- dürmevı kararlaştırdılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle