09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ILO'nun hazırladığı sosyal güvenlik projesinde özel sigortacılık güvenilmez olarak nitelendirildi Devlet olmadan sistem yürümez • Bünya Bankası tarafından hükümete sunulmak üzere ILO'ya hazırlatılan sosyal güvenlik ve sağlık refonnu projesinde; özel sigortacıhk sisteminde, ©zellikk düşük ücret gruplan için emekli aylığı garantisinin devlet desteği olmadan sağlanamayacağı vurgulandı. ESRA YENER ~ A.NKARA - "Sosyal devfet" ilkesi doğrultusundaki kamu işlerini de özelleştirmeyi be- nimseyen ve sosyal güvenlik kuruluşlannın işlevlerinı özel sigortalara devretme planını koalisyon protokolüne koyan ANAYOL hükümetinin hede- fi, Dünya Bankası ve Uluslara- rası Çalışma Örgütü'nce de (1LO) sakıncalı bulundu. Dün- ya Bankası tarafından Türk hü- İcümetine sunulmak üzere 1- LO'ya hazırlatılan "Sosyal Gü- venlik ve Sağlık Sigortası Re- form Projesi"nde, özel sigorta sisteminde, özellikle düşük ücret gruplan için emekli aylığı garantisinin devlet desteği olmadan sağlanamayacağı vurgulandı. Özel sigorta- cılık sisteminin yürümesi için yatınlacak primlerin, enflasyon karşısında kayba uğ- ramayacak yöntemlerle değerlendirilmesı- nin gerektiğine dikkat çekilen raporda, bu güvencenin sağlanmasının olanaksız oldu- ğu belirtıldi. Raporda, pnm ödemelerinde gösterge olarak kullanılan ücretlenn artış- lannın enflasyonun altında tutulması nede- niyle sosyal güvenlik sisteminde büyük sı- kıntılar yaşandığının vurgulanması dikkat çekti Raporda, sosyal güvenlik sisteminin rehabılitasyonu için hazırlanan 4 projede de, emeklı'lık yaşının kadınlar için 53, er- kekler için de 55 sınınna yükseltılmesı: sı- Sağlıkta özelkştinneye gidilınesinin sorunlar yumağı halindeki sistemi daha da kanşüracağı belirtiliyor. nınn 10 yıl içinde kadınlar için 58, erkek- ler ıçm de 60'a çıkanlması öngörüldü. Ra- porda, emeklılik için 30 yıllık çalışma ko- şulu getinlmesı de önenldı. Dünya Bankası tarafından ILO'ya yap- tınlan ve yeni hükümete sunulacak olan ra- porda, sosyal güvenlik sisteminin rehabıli- tasyonu için 4 seçenek öngörüldü. Seçe- neklerin tümünde, emeklilik yaş sının yük- seltilirken, pnm hesaplamasma esas olacak matrah asgari ücrete bağlandı. Raporda emeklilik için asgari 30 yıl çalışma koşulu da getınldı. Raporda, pnm ödemelerinde gösterge olarak kullanılan ücretienn artışlannın enf- lasyonun altında tutulması nedenıyle sos- yal güvenlik sisteminde büyük sıkıntılar yaşandığı da vurgulanarak. hükümete sunu- lan projelenn gerçekleştinlebılmesı için pnm ödeme matrahında taban olarak kabul edilen asgari ücretın reel olarak değerkey- betmemesi gerektığı vurgulandı. Raporda, sosyal güvenlik sisteminin rehabılitasyonu ıçın önerilen 4 proje şöyle: IJ'roje: Halen memur taban katsayısına bağlı olan pnm ödemelen, asgari ücret te- mel alınarak saptanacak matrahla uy gula- nacak. Bu çerçevede. en düşük pnm öde- me matrahı asgan ücret, en yüksek matrah da asgan ücretın 5 katı olacak. Proje hem SSK'ye hem de Emekli Sandığı'na bağlı çalışanlardan 40 yaşın altında olanlar için uygulanacak. Ücretin yüzde 21.5'i oranın- da pnm ödenecek. Proje başladığında emeklilik için asgari yaş sının kadınlar ıçın 53, erkekler ıçın de 55 olarak uygulanacak. Yaş sının, 10 yıl içinde aşamalı olarak ka- dınlar için 58, erkekler için de 60'a yüksel- tilecek. Emeklilik için en az 30 yıl çalışma koşulu getinlecek. Çalışaniann ücretlenn- den kesilecek primlerin belli bir oranı yeni çıkanlacak bir tahvıle yatınlarak değerlen- dirilecek. En düşük emekli aylığı. belirle- necek ortalama ulusal ücretin yüzde 25'in- den az olamayacak. Emekli aylıklanna, her çaiışanın ücretine göre ayn ayn belırlene- cek kişısel ortalama referans ücretınm de yüzde 1.5'ı oranında ek yapılacak. 2. Proje: Sosyal güvenlik sisteminin is- tege bağlı olarak özel veya devlet tarafın- dan yürütülmesı temelıne dayandınldı. Iki grup ıçın de, yine asgan ücret pnm ödeme- de matrah olarak kullanılacak. Ücretlenn yüzde 21.5'i oranında prim kesilecek. Bu secenekte de emeklilik yaş sı- nınnın, projenın başında ka- dınlar için 53, erkekler için 55, 10 yıllık süre sonunda da ka- dınlar için 58, erkekler için de 60'a yükseltilmesi öngörüldü. Emeklilik için 30 yıl çalışma koşulu getirilen seçeneğe gö- re, emekli rnaaşı en az kişisel referans ücretinin yüzde 4O'ı düzeyinde olacak. 'Devlet katkısıgerekir Raporda, bu secenekte ön- görülen özel sigortacıhk siste- minde, düşük ücretle çalışanla- nn emekli aylıklannın çok dü- şük kalacağina dikkat çekile- rek, özel sigortacıhk sistemin- de düşük ücretler için devlet katkısı verilmesi gerektiği vur- gulandı. 3. Proje: Bu projede iki seçe- nek sunuldu. llk seçeneğe gö- re, yine asgari ücret pnm öde- me matrahı olarak kabul edile- cek ve prime esas taban-tavan diğer seçeneklede aynı oran- larda uygulanacak. Ücretler- den yüzde 16.5 oranında pnm kesilecek. Yaş sının diğer seçe- nekler için öngörülen düzeyde uygulanacak. Emekli aylığı ortalama ulu- sal ücretin yüzde 20'si ile kişisel ortalama referans ücretinin bınde 75'inin toplamı dü- zeyinde belirlenecek. Aynı projenin ikinci seçeneğinde, yal- nızca emekli maaşı değiştirildi. Buna göre, emekli aylığı kişisel ortalama referans üc- retinin yüzde 1.33 oranında uygulanacak. Ancak emekli aylığı ortalama ulusal ücre- tın yüzde 20'sinden az olmayacak. 4. Proje: Bu seceneğin uygulanması du- rumunda prime esas ücret matrahında ta- van, asgari ücretin 3 katı olacak. Ücretler- den yüzde 21.5 oranında prim kesilecek. Emekli ayhğına, kişisel ortalama referans ücretinin yüzde 1.5'i düzeyinde ek yapıla- cak. Emekli aylığı, ortalama ulusal ücretin yüzde 25'inden az olmayacak. Doktorlar karamsar Hüküıııetiıı hedefi özellestinne tstanbul Haber Servisi - Hükümet programına alın- mamış olsa bile SSK'nin yağrnalanma sürecinin de- vam edeceği, SSK işlevsiz- leştikçe özel sigortacıhk sis- teminin devreye sökulacağı ve "sağlık hizmetlerinin özel- lestirileceği' 1 belirtildı. Türk Tabıpleri Birliğı (TTB), sağ- lık hizmetlerinin özelleştiril- mesine yönelik planın 1980'lerden bu yana uygula- nan senaryonun keskinleş- miş şekli olarak nitelerken Devrimci Sağlık-iş Sendika- sı Genel Başkanı Doğan Ha- Hs ise SKK. Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın özelleş- tirilmesi projesinin hükümet programında yer aldığını ve özelleştırmenin süreceğini vurguladı. Türk-Iş'e bağlı Sağlık-lş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet An" Tann- verdi de sağlıkta özelleştir- menın "genel sağlık sigortası yaygmlaşnnlmadan" yanlış sonuçlardoğuracağını söyle- di. TTB Genel Sekreteri Dr. Ata Soyer, sosyal güvenlik şemsiyesinin ortadan kaldı- nlması durumunda sağlık hizmetlerindeki eşitsizliğin daha da artacağını söyledi. Dr. Soyer. bir yönüyle Dün- ya Bankası diğer yönüyle ye- ni bir MC hiikümeti olarak tanımlanabilecek ANAYOL hükümetinin sağlık politika- sının çeşitlı baskılara dayalı olarak hazırlandığını belirte- rek şöyle devam etti: "Dünya Bankası'nın bas- nrmasn la sağlıkta bu son de- rece zarariı özelleştinne uy- gulamasına geçilmesi iç ban- şı da tehlikeye sokacakbr. L'nurulmamaİıdır ki 70 yılhk bir deneyime sahip işçi sınıfi ve sendikalar ile TTB iç ban- şın bozulmasına yönelik bu programı uygulama şansı sağtamayacaktır." Dr. Ata Soyer özelleştirme politikalannın birçok Avrupa ülkesinde denendiğini. ancak hayal kınklığı ile karşılaşıl- dığını anımsattı. Dr. Soyer, sonuçlan özetle şöyle sırala- dı: 1 - Özelleştirilen ya da salt mali verimlilik esasına göre çalışan hastaneler büyük merkezlerde toplanmaktadır. Bunun nedeni işletme man- tığıdır._ 2 - Özelleştirilen hastane- ler büyük kentler ve zengin bölgelerde daha zengin top- lumsal sınıflara hizmet su- narlar. 3 - tşte bu iki olgu iki sınıf- lı bir sistem yaratacaktır. Sosyal güvenceleri olmayan genel bütçeden desteklenen gruplar ilk, alt sınıfi piyasa fiyatlannı bir biçimde karşı- lıyabilenler ikinci üst sınıfi oluşturacaktır. 4 - Yine bu iki olgu kay- naklann dağılımında ve tah- sisatında büyük bir verimsiz- liğe işaret eder. Devlet deste- ği olmaksızın diğer bölgele- re kaynak yönlendirmek ola- naksızlaşır. 5 - Özelleştirme ile halka doğrudan yansıyan fiyatlar birkaç misli kadardır. Sağlık Bakanlığı'nın ürettiği dokü- manlarda hastane fiyatlan- nın en az üç katına çıkacağı belirtilmektedir. 6 - Özelleştirme, sağlık emekçileri için işşizlik de- mektir. Ingiltere'de özelleş- tirmenin ilk 4 yılında 10 bin sağlık emekçisi işinden atıl- mıştır. Türkiye'de bu oranın daha yüksek olması beklen- melidir. TTB Genel Sekreteri So- yer. SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'un özelleştirilmesi- ne yönelik bölümü Başbakan Yılmaz'ın okumamasını ise şöyle değerlendirdi: "Mesut Yılmaz hükümeti SSK, Emekli Sandığı, Bag-Kur'un tasfiyesinden kesinlikle vaz- gecmiş değildir. Hükümetin bu kuruluşlann tasfiyesine yönelik iki hedefi \ardır. Bi- rincisi 6 av da hızlı tasfhe sag- lamak, ikincisi tedricen za- mana \ayarak tasfiye oluş- turmak. Ancak hızlı tasfiye bü>ük tepki çekince ilk uy- gulamadan vazgectiler. tkin- cisinL yani zamana yayarak tasfıyeyi u>gula>acaklar." 'Tfirkiye haar değfl^ Türk-lş'e bağlı Sağlık-lş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet AJi Tannverdi de sağlıkta özelleştiımeye sen- dika olarak karşı çıktıklannı belirtti. Özelleştirme konu- sunun yıllardır tartışıldığını anımsatan Tannverdi, Türki- ye'nin buna hazir olmadığı- nı savundu. Genel sağlık sigortalan yaygınlaştınlmadan hastane- lerin "birileri"nin eline ve- rilmesinın yanlış sonuçlar doğrucağını söyleyen Tann- verdi,"Devlet, özeİleştirerek sorunu çözemez. Biz, sağlık- taki sorunlann orurulup ko- nuşulmasuu, tarüşılmasını is- tiyoruz"'dedi. Devrimci Sağ- hk-lş Sendikası Genel Baş- kanı Doğan Halis ise SSK'nin sağlık hizmetleri- nin özelleştinlmesinin hükü- metin temel politikalanndan biri olduğunu söyledi. Doğan Halis, SKK. Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın özelleş- tirilmesi projesinin hükümet programından çekilmesini ise "şike muhalefetTl olarak değerlendirdi Çocuklardan gazetemize ziyaret lstanbul Ünrversitesi Tıp Fakültesi Çocukevi öğrencileri dün Cumhuriyet'i ziyaret ederek, bir ga/etenin hazırlanışından basılıncaya kadar geçen siircci \erinde gördüler. Biitün servisleri dolaşarak yetkililerden bilgi alan 5-6 >as grubundaki çocukiar, birbirinden ilginç sonılanyla çalışanlan terlettiler. Çocukiar aynca bombalı bir saldın sonucu >aşamını \itiren gay^temi/ yazan l'ğur Mumcu için gazetemizde vapılan köşeye de karanfil bırakitılar. (Fotoğraraf: UĞUR GÜNYÜZ) ANAYOL'la emeklilik çok zor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Başbakan Mesut Yılmaz'ın, basıldıktan sonra hükümet programından çıkardığı. "sosyal güvenlik kuruluşlannın tasfiye- a"neilişkinhükmün, kim tarafından da- hiledildığianlaşılamadı. llktoplantısın- da, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandı- ğı'nın, "tasfiye" yerine. "rehabilitasyo- nunu" kararlaştıran ANAYOL hüküme- ti, emeklilik yaşının da yükseltılmcsini benımsedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Enün KuL hükümet programın- dan çıkanlan sosyal güvenlik kuruluşla- nnın tasfiyesine ilişkin bölüm konusun- da. "Bu hükmün programa nasılgirdigi- ni ben de keşfedemedün" dedi Ancak, benzer bir hedefe koalisyon protokolün- de de yer verilmesi, "sosyal güvenlik ku- ruluşlanna tasfiye" bölümünün "faili mechul" olduğu açıklaması konusunda kuşku doğuıdu. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'ntn zamanla tasfıye edilerek, bu kurumlann işlevlerinin özel sektöre devredılmesine ilişkin hükmü son anda programdan çı- karan ANAYOL azınlık hükümeti, dün yaptığı ilk toplantıda, bu kurumlann ma- li yapılannın iyileştirilmesini kararlastır- dı. Başbakan Mesut Yılmaz'ın, dünkü kabine toplantısında, "Bu hususlan en kısa zamanda gözden geçirerek, ortaya, üzerinde taraflann uzlaşöğı bir kanun teküfıçıkann" talımatı verdigı ögrenıldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul, hükümet programını matba- aya gönderirken bulunmayan bu hüküm- lerin, "redaksiyon heyetinde" eklenmiş olabileceğini söyledi. Sosyal güvenlik kuruluşlannın tasfiyesine ilişkin prog- ram hükmünüTBMM Genel Kurulu'nda gören Yılmaz'ın, tepkisini kendisine ilet- tiğini belirten Kul, "Saym Başbakan'ın bize gosterdiği tepkiyi Sayın Ecevit'e ilet- tim. Nasılgirdiğini ben de keşfedemedim. Zateo, o konuyla ilgisiz bir >ere girmiş. Sosyal güvenlik konusu 10 sayfa ileride ele alınryor. /aten o bölümle de tenakuz içinde" dedi. Kul, yeni yasaönerisi bazır- lanırken, DSP lideri Bülent Ecevit'ın de görûşlerinin alınacağını söyledi. Hükü- mette ilk soruna neden olan bu hükmün. CHP ile koalisyon döneminde, aynı yön- de biröneriyi TBMM'ye getiren DYP ta- rafından programa yerleştirilmiş olabile- ceğine dikkat çekildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Gençler Haklılar ANAYOL kabinesi, her türlü beklentimin ötesinde kötü çıktı. 12 Eylül dönemınin Bülend Ulusu hükü- meti bile bu kabineden daha olumluydu. Eğer "ANA- REFAH" kurulsaydı ve RP'Iİ teknokratların yer aldığı bir kabine oluşturulabilseydi bundan çok daha iyi olurdu. Neyse, bunları ve koalisyon protokolünü haf- tayaelealmakıstiyorum. Bugünkü konumuz, öğren- ciler ve son eylemleri. Kimileri son eylemleri salt bir "harç eylemi" olarak görmekte ısrar ediyor. Ve yüz binlerce öğrenci var- ken bu eyleme katılan birkaç yüz ya da birkaç bin öğ- renciye bakarak "Canım, zaten bunlar bir avuç terö- rist. Aynca aralannda öğrenci olmayan bir sürü adam var" diyerek kendilerinı rahatlatmaya çabalıyortar. Televizyonlardan görebildığım kadanyla, istanbul Üniversitesı'ni işgal eden grup içinde pek öğrenciye benzemeyen tipler olduğu gibı, lıse çağında çocuk- iar da vardı. Ama bu gördüklerim, doğrusu beni ra- hatlatmadı, tam tersine ürküttü. Zira eğer öğrencile- rimiz, öğrenci olmayan birılerinden "medet umma- ya " başlamışlarsa ya da en azından "aralanndan afa- mıyorlarsa" durum çok ciddi demektır. Aynca bu eyleme katılan öğrencilerin sayısına ba- karak da aldanmamak gerekir. Bu tür olaylarda katı- lımcı sayısı bir çığ gibi büyür. Nasıl bir tepeden yu- vartanmaya başlayan ufak bir kartopu ovaya her şe- yi yıkıp deviren bir çığ gibi ınerse öğrenci olaylann- daki katılımcı sayısı da buna benzer bir biçimde ar- tar. Bu eyleme katılan öğrencilerden bir bölümü tutuk- landı. Şimdi içeride, yoğun bir "siyasal eğitim" alıyor- lar. Yaşam onlan, hiç akıllarından geçirmedikleri bir yerlere doğru sürüklüyor. Kimı uç siyasetler, gençler arasında "taban tutmaya", militan ve sempatizan sa- yısını arttırmaya çalışıyor. Ve biz bu "gidişatı" seyre- diyoruz. Hattazemin hazırlıyoruz. Olacak şeydeğil... "Suç işleyen, cezasını çe/cer"diyortar. Doğrudur, bir suç işleyen bunun cezasını çekmelidir. Ama bu genç- lerin bir kısmı biraz "macera", biraz "A7eyecan" arar- ken bir kısmını da "umutsuzluk" ve "isyan" gırdap- lanna atan koşullan da dıkkate almak gerekmez mı? Kaldı ki bir suç ve suçlu cezalandırılırken amaç, "in- tikam almak" değildir. Amaç, o suç işleyen ınsanı "topluma kazandırmak" ve bu suçu bir daha ışleme- yecek bir yapıya kavuşturmaktır. Bizde ise tam tersi yapılıyor. Ve bu çocuklarımız gitgide "düzenın dışı- na" ıtiliyor, gitgide "keskinleştiriliyor." Böyle bir anla- yış kime yarar sağlar?.. Bu eylemler harç eylemi falan değil. Bu eylemler, eyleme katılanlann bir bölümü açısından, düzene kar- şı olan tepkilerınin dile gelmesi, bir bölümü açısından da kendi "siyasetlerine" kazandırmanın bir yöntemi. Polisin salladığı her cop, bu ikinci gruba birkaç sem- patizan kazandınyor. Hapıste geçen her hafta, kın ve nefret tohumlarının biraz daha yeşermesıne yol açı- yor. Ve onun için "birileri", öğrencileri ve polisleri sü- rekli "çatıştırmaya" çabalıyor. Bu oyunlara gelme- mek gerek. Prof. Berkarda'nın derin bir üzüntü içinde olduğu- na eminim. Ne demokratlığı ve ne de iyi niyetı konu- sunda en ufak bir kuşku duymuyorum. Ve böylesine "zarar-ziyan" veren eylemlen neden "hazmedemedi- ğini" ve tepkı duyduğunu da çok iyi anlıyorum. Fa- kat yukanda değindiğım iki grubu birbınnden ayırmak gerek. Amacı isyanını dile getırmek olan "öğrenci"yle, amacı, siyasetine sempatizan ve militan kazanmak olan "teröristi" aynı kefeye koymamak gerek. Eğer aynı kefeye koyarsak bundan başkalan kazançlı çı- kar. Öğrencilerimiz, gençlerimiz isyan etmekte haklılar. Zira "insafsız" bir düzen içinde yaşıyoruz. Sorun, üç kuruşluk katılım payı değildir. Sorun, düzenin eşitsiz- liği, düzenin adaletsizlığidir. Ve bu eşitsizlik günden güne artmakta, bu adaletsizlik günden güne büyü- mektedir. Toplumumuzun yüzde 10'luk bir bölümü, Isviçre standartlarında yaşarken geri kalanlar, "günü kurtarmaya" çabalamaktadır. Genç ve yürekli bir in- san buna isyan etmez mi? İsyan etmesi gerekmez mi? Her yerde çifte standart uygulanıyor. Yasalar zen- ginler için farklı, fukaralar için farklı işliyor. Toplumu- muzdakimileri "derebeyı"oldu, kimileri "köleleştiril- mek" isteniyor. Lüks otellerde milyarlann döndüğü kumamaneler serbest. Hatta gazetelere ilan veriyorlar. Ama gece- kondu semtinde kumar oynanan kahvelen polıs ka- patıyor. Eğer sızi Rotary ya da Lions kulübü konfe- ransa çağınrsa izın-mizin gerekmez. Ama eğer bir sendika ya da Atatürkçü Düşünce Demeği'nın bir şu- besi davet ederse yandınız. Nüfus kâğıdı sureti, ika- metgâh, iki hafta önceden emniyete bıldirme zorun- luluğu vs. ortaya çıkıyor. Bu toplantıya siyası şube- den gözlemciler gönderiliyor. Selim Edes ABD'de fink atıyor, yakında Engin Ci- van da ona katılır. Ama iki ekmek çalan adam, yıllar- ca içeride tutuluyor. Bu toplumun yüz akı olan Yaşar Kemal hapse mahkûm oluyor. Namuslu bir genç bunlara isyan etmez mi? Insanı insan yapan tüm değerler ayaklar altında. Para her şeye ve her yere egemen oldu. Ahlak, onur, çalışkanlık, dürüstlük gibi erdemler "çağdışı" sayılı- yor. Bunları savunanlara "enayi" diyorlar. Bunların yerini "köşe dpnmek" gibi, "iş bitirmek" gibi pespa- yelikler aldı. Özal'ın ve Özal gibilerinın ektiklen rüz- gârın ortaya çıkardığı fırtınanın hasadını yapıyoruz şimdilerde. Ve kimileri hâlâ Özal'ı özlüyor... Kör mü bizim gençlerimiz, kendilerini nelerin bek- lediğini görmüyorlar mı? Ve o yaşlann heyecan ve duygusallığı içinde, bu "bezirgân saltanatına" isyan etmeye haklan yok mu? Bence var. Bence gençlerimiz haklılar. Bir Dönemin Eylemcileri Anlatıyor "Orgeneral Eken suikastini nasıl gerçekleştirdim?" "Nurtıak'ta, uyuyan askerleri vurmaya kıyamadık." "Türkiye'nin en büyük banka soygununu nasıl gerçekleştirdim?" "Mahir Çayan Silahlı Kuvvetlerie nasıl ilişki kurdu?" "Çeyrek yüzyıl sonra THKP-C eylemleri." "Mahir Çayan'la cezaevinden nasıl kaçtık?" Hasan Ataol, Aydın Çubukçu, Haa Tonak, Zrya Yılmaz, Oktay Etiman, Emekli Binbaşı IbraNm Kesiân. Yılın yazı dizisi, 9 Mart'ta Siyah Beyaz'da başlıyor. Ayrıca, 9 Mart girişimi ve 12 Mart 'a ilişkin değerlendirmeleriyle: Emekli Amiral Vfedii BiJget, Emin Değer, Yılmaz Erkekoğlu, Emekli General Celil Gürkan, Baki Tuğ, Talat Turhan... Yılmaz'a çağn: Kapatma davasını geri çekin Oğretmen sokağa îniyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Me- mur sendikalannın gre\ lı-toplusözleşme- lı sendıkal hak isteklenne yönelik eylem takvımı işlemeye bâşladı. Yasal statüleri- ne DYP-CHP koalisyonu döneminde ka- vuşamayan kamu çalışanlan. ANAP- DYP azınlık hükümetını toplu pazarlık masasına çağırmak için kollan sıvadılar. DYP-CHP koalisyonu döneminde Anka- ra Valilıği'nce kapatılması için dava açı- lan Eğıtim-Sen, Başbakan Mesut Yıl- maz'dan, davanın geri çekilmesmı istedi. Eğitim, bilim ve kültür ışkolunda 6 yıl- dır örgütlü olan Eğitim-Sen hakkında, ge- çen yıl Ankara Valilığf nm açtığı kapat- ma davasının 13 mart çarşamba günü ya- pılacak duruşması. sendikalı öğretmenler tarafından bugün Ankara'da başlatılacak oturma eylemiyle protesto edilecek. Bu- günden itibaren 13 marta kadar Güven- paık'ta 99 Eğitim-Sen yönetıcısı tarafın- dan gerçekleştirilecek oturma eyleminin ardından, Ankara'da buluşacak olan bin- lerce eğitim çahşanı, Başbakan Yılmaz'ı, seslenne kulak venneye çağıracak. Bu- gün Güvenpark'ta saat 14.00'te başlaya- cak olan oturma eylemıne, 95 şube yöne- tıcısi ile 4 genel merkez yönetıcısı katı- lacak. Çadır kurularak gece-gündüz sü- rekli, dönüşümlü olarak gerçekleştinle- cek olan oturma eylemi sürerken 12-13 mart günlerinde de 5 ılden Ankaraya yü- rüyüş başlatılacak. Öğretmenler, 13 mart çarşamba günü 28. Asliye Hukuk Mah- kemesı'nde yapılacak olan duruşmayı ız- lemek üzere Ankara'da toplanacaklar. Kamu Emekçileri Sendıkalan Konfe- derasyonu (KESK) eylem takvımı kap- samında oturma eylemi düzenleyen Eğı- tim-Sen, Başbakan Yılmaz'a mektup göndererek kapatma davasının geri çe- kılmesını, üye ve yönetıcıler hakkında- ki soruşturmalann durdurulmasını iste- di. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal ımzalı mektupta, şu görüşlere yer venldı: "6yıldırfnlimeşruvvherkesingö- zü önünde vartığını ve faaliyetlerini sür- düren sendikalanmızın vaıiığını ortadan kaklırmayı hedefleyen bu da\ ranışı onay- layacağınızı düşünmek bile istemiyoruz." Amasya Vali, sağ ; basmm hedefi; AM.\SYA (Cumhuriyet) - Arala- nnda Türkiye \e Akit gazetelennın' de bulunduğu sağ görüşlü yayın or-- ganlan. Amasya Valısı Haynıllah. Yıldız'ı, Ûzbaraklı beldesınde yaptı- ğı bir konuşmayı çarpıtarak hedef gösterdı. ' Amasya Valısı Hayrullah Yıl-, dız'ın. 28 şubat günü kentıh Özba-; raklı beldesınde yaptığı konuşması- nıçarpıtan Akıtve Türkiye gazetele-i ri. şenatçı çe\ relen ayaga kaldırdılar^ Akıt gazetesı "Valiye ftak" başlığını; kullandığı habennde. valının. Özba- raklı Bcledıye Başkam'na. makam.' odasında bulunan 'Tebareke' surcsi; ıçın "Indir onu oradan" dıye bağır-- dığını yazdı. Aynı yönde bir haberin^ çıktığı Tûrkiye gazctesı, Valı Yıl-', dız'ın gırışimlcn ve kentteki yerel; yayın organlannın konuşnıanın ger- çek metnını yayınılamas! iberınedü-! zeltme yayımladt.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle