Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 1996 CUMARTESİ
HABERLER
Vafnin
kabûıe sitemi
• ŞANLIURFA
(Cumhurryet) - Şanhurfa
Valisı Ziyaettin Akbulut,
DYP'nin gûçlü ismi
Necmettin Cevheri'nin
kabineye girmemesine
sıtem etriğini açıldadi.
Akbulut, yerel bir TV'de
"Amca" diye hitap ettiği
Cevheri için, "Kendisine
sitem ettim. "Nasıl bakan
olmazsınız, bizi nasıl
bırakırsınız' diye. "Bizler ne
olacağız" dedim. Endişe
etmememi söyledı. Bakan
Bey bilıyorsunuz amcamız
olur. Urfalılann amcası
olur. O bakımdan
amcamızın peşinı
bırakmayacağız" dedi.
Uranyum
kaçakçılığı
• ANTALYA(AA)-
Antalya'da düsük sevıyede
radyasyon ıçeren 17 gram
uranyum ele geçirildi.
Olayla ılgılı olarak 11 kişi
gözalttna alındt. Polıs,
Kocaeli'nin Gölcük
ilçesınden bazı şahıslardan
uranyum alan kaçakçılann
organize bıçimde nükleer
madde kaçakçılığı
yaptıklannı belirledi.
Yeni otoyollar ve
bakım araçları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Karayollan Genel
Müdürü Dinçer Yiğit.
karayollannda her yıl 200
milyar lira değerinde levha
tahribatı olduğunu, bunun
da can ve mal kaybının
artmasına yol açtigını
bildirdı. Yiğit, otoyollarda
trafik güvenliği
hizmetlerinde kullanılmak
üzere alınan 48 bakım
aracının hizmete sokulması
için düzenlenen törende
yaptığı konuşmada, Türkiye
genelinde Karayollan Genel
Müdürlüğü'nün
şehırlerarası yollarda
toplam 360 bın işaret
levhası bulunduğunu
bildirdı.
Başbakan'a yeni
koruma müdürîi
• ANKARA (AA)-
Başbakanlık Koruma
Müdürlüğü'ne, Ankara
Polıs Koleji Miidür
Yardımcısı Mustafa
Atak getinldi.
Başbakanlık Koruma
Müdürü Resul Kalkan'ın
Emnıyet Genel Müdürlüğü
Teftiş Kurulu kadrosuna
almdığı ve DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'ın
koruma hizmetini
sürdüreceği bildirildi.
Başbakanlık Koruma
Müdürlüğü'ne atanan
Mustafa Atak, daha önce
Yabancılar Şube Müdürlüğü
ile Ankara Emniyet Müdür
Yardımcılığı görevinde de
bulunmuştu.
Erez'in ilk icraatı
• ADANA (AA) - Sanayi ve
Ticaret Bakanı Yalım Erez,
Tanm Satış Kooperatifteri
Birlikleri'ne gönderdiği
talımatla, personel alımının
ikinci bir emre kadar
durdurulduğunu bildırdi.
Çukobirlik Genel Müdürü
Mustafa Gündeşlioğlu,
yazılı açıklamasında, Bakan
Yalım Erez'in faks
talimatıyla, Tanm Satış
Kooperatifleri Birlikleri'ne
her statüde açıktan personel
alımını durdurduğunu
kaydetti. Gündeşlioğlu'nun
açıklamasına göre Bakan
Erez'in talımatı şöyle:
"Birliklerin genel
müdürlükleri ile rüm bağlı
işletme ve kooperatiflerde,
geçici işçiler dahil her
statüde açıktan personel
alımı, ikinci birtalimata
kadar durdurulmuştur.
Aynca, açıktan işe
alınmalan kararlaştınlmış
veya bakanlığımızca
onaylanmış (birlikler arası
nakil hariç) olmakla
beraber, henüz işe
başlatılmamış olanlann
atamalan da iptal
edilmiştir."
Atama kararları
• ANKARA (AA)-
Başbakanlık
Müsteşarhğı'na Birkan
Erdal atandı. Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlanan diğer atama
kararlanna göre
Başbakanlık Personel ve
Prensipler Genel
Müdürlüğü'ne M. Bahattin
Şahin, Adalet Bakanlığı
Ceza tşleri Genel
Müdürlüğü Daire
Başkanlığı'na Personel
Genel Müdür Yardımcısı
Güven Nun Kayral. Sağlık
Bakanlığı Temel Sağlık
Hizmetleri Genel
Müdürlüğü'ne Istanbul
Sağlık Müdürlüğü halk
sağlığı uzmanı Dr. Mehmet
Rıfat Köse getirildi.
Insan Haklan Derneği'nin ocak ayı raporunda 23 kişinin de kaybolduğu bildirildi
Gözahmda 28 öKiıııANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Insan
Haklan Demeği (İHD), ocak ayında 3 bin
13 kişinin gözaltına alındığını, 28 kişinin
gözaltında öldürüldüğünü savundu. tHD,
118 düşünce suçlusunun aldığı hapis
cezalan nedeniyle cezaevlerinde
bulunduğunu, ocak ayında 18 faili
meçhul cinayet işlendiğini bildirdi.
İHD tarafından hazırlanan ocak ayı insan
haklan ihllalleri raporunda, faili meçhul
saldınlarda 16 kişinin yaralandığı
belirtilerek, tstanbul Ümraniye
Cezaevi'nde öldürülen tutuklulann
Alibeyköy'de 8 ocakta yapılan cenaze
törenlen sırasmda gözaltına alınan
Evrensel gazetesi muhabiri Metin
Göktepe'nin dövülerek öldürüldüğü
kaydedildi. Raporda, 1 aylık süre içinde
meydana gelen faili meçhul cinayetlerde,
18 kişinin yaşamını yitirdiği ifade
edilirken, 16 kişinin de yaralandığı
belirtildi.
Aynı dönemde, 37 basın çalışanınm
gözaltına alındığı ve gözaltına alınanlann
hepsinin "sol eğüimii" gazete veya
dergilerde çahştığına dikkat çekilen
raporda, 118 düşünce suçlusunun hâlâ
cezaevinde bulunduğu anımsatıldı.
Ocak ayında kapatılan dernek, sendika ve
yayın organı raporda şöyle sıralandı:
"Kanal D TV, Hedef dcrgisi, Selam
gazetesi, Partizan dergisi, Rash TV, HBB
TV, Ege Küttür Sanat Merkezi, Ozgür-
Der, Devrimci Çözürn dergisL"
1 aylık süre içinde basılan ve aranan
parti, dernek, sendika ve yayın organları
da raporda şöyle belirtildi:
"Kurtuluş gazetesi. Özgür Halk dergisi,
Rad>o Umut, Kurtuluş gazetesi, Evrensel
gazetesi, Alınteri gazetesi, Atılım gazetesi,
Ege Kiiltür ve Sanat Merkezi, Kurtuluş
gazetesi, HADEP Osmaniye ilce binası,
HADEP Konak İlçc Binasi."
Raporda. Tunceli. Sıvas, Hakkân,
Mardin. Diyarbakır ve Bitlis'te
71 kişinin çatışmalarda yaşamını
yitirdiğine işaret edilirken, Sıvas'ta da 40
köy ve mezranın boşaltığı vurgulandı.
Raporda, 43 kişinin işkence gördüğünün
belirlendiği ifade edilerek, 3 bin 13
kişinin gözaltına alındığı, bunlardan
133'ünün tutuklandığı verilenne
yer verildi.
Çalışma yaşamına yönelik ihlallerin
sürdüğüne dikkat çekilen raporda, 586
kişinin işten çıkanldığı belirtildi. Özel
kuruluşlann yanı sıra, Batman
Belediyesi'nden 154. Ağn'nın
Doğubeyazıt ilçesi belediyesinden
de 90, Elazığ'da Fırat Üniversitesi'ne
bağlı meslek yüksekokullannda tcmizlik
işlerinde çalışan 380 kişinin
özelleştirme nedeniyle işten atıldığı
vurgulandı.
Yeni Kültür Bakanı, DGM'nin mahkûmiyet karannı gazetecilerden öğrendi
Güner, Yaşar KemaFden haJbersiz
Kültür Bakanı Cüner mahkû-
mivet karannı incelevecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAYOL
azınlık hükümetinin ANAP'lı Kültür Bakanı
AgâhOktay Güner. ünlü yazar Yaşar Ketnal'ın.
uluslararası tepkılere neden olan mahkûmıye-
tini gazetecilerden öğrendi. Güner, mahkûmi-
yet karanndan bir gün sonra yöneltilen sorula-
ra, "Neden mahkûm olmuş? CMay nedir, hiçbir
şey bilnıiyorum" yanıtını verdı.
Türk-Islam sentezının ıdeologlanndan ola-
rak bilinen ANAP'lı Kültür Bakanı veHükümet
Sözcüsü Ajgâh Oktay Güner, Yaşar Kemal'in
"Düşünce Ozgürlüğü ve Türkiye" adlı kitapta-
ki 2 makalesı nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis. 466 bin
666 lira para cezasına mahkûm edildığıni Ba-
kanlar Kurulu'na girerken gazetecilerin sorula-
n üzenne öğrendi. Güner, birgazetecınin. "Ya-
şar Kemal'everilen cezayı nasıl değerlendiriyor-
suntız" sorusuna şu yanıtı verdr.
"Neden mahkûm ofanuş, niçin mahkûm olmuş,
doğnısu araşüramadım. tnsanJann fikirierini,
düşüncelerini rahatça ifade edebikükleri bir Tür-
Idye'yi gerçekleştirmek istedigimizi hükümet
programımızda beiirttik. Bu olayı inceleyeyim,
sonra rahat konuşay ım. Para cezası nıı, hapis ce-
zası nıu ne kadar? Yaşar KenıaL benim de seve-
rek okuduğum bir yazar. Ama okunmak kim-
seye suç işleme hakkını vermez. Bu mahkûmi-
yeti henü/ incelemedim. Olay nedir, mahkeme
karannı görelim. CMa> nedir, hiçbir şey bilmiyo-
rum."
Güner'den NâzmTa saldırı
Türk-lslam sentezı ıdeologlanndan MHPkö-
kenli ANAP'lı Kültür Bakanı Agâh Oktay Gü-
ner, kaleme aldığı kitaplarda. 'Nurculuğun' ku-
rucusu Said Nursî ile 'Nakşibendi tarikatı'nın.
EsatCoşan'dan önceki şeyhi MehmetZaid Kot-
ku'yu 'devlete candan bağu yurttaşlar' olarak
nitelendınrken dünyaca ünlü ozan Nazıın Hik-
met'i 'AtatürkdüşmanT olarak gösterdi. Güner,
DSPGenel Başkanı Bülent Ecevit'eCHPIider-
liği sırasında ağır suçlamalarda bulunduğu *5 Da-
DIŞ TEPKİLER
Liberation:
Kemal'e cem
hayretverid
MİŞEL PERLMAN
PARİS- Fransa'nın önde gelen gazete-
lennden Liberation, dünkü sayısında ya-
yımladığı bıryorumda, "savcmmberaatka-
ranistemesinekarşın" Istanbul DGM'nin,
tecülı de olsa Yaşar Kemal'ı 20 ay hapse
mahkûm etmesıni "hayretverid* olarak ni-
teledı. Sol egılımlı gazetenın yorumunda,
Yaşar Kemal'in "Kürt kökenB" olduğu
belirtılırken antiterör yasasının "aynbkçı
propaganda" suçuna ilişkın hükümlenn,
"Baü'nın baskdanna karşm hâlâ iptal«ö-
medigine'' işaret edılıyor. Ankara'dakı oto-
ntelenn Kürt sorununa "birçözüm bukmak
üzere" acele etmedıklennı öne süren Lı-
beranon, Avrupalılarla VVashıngton'ın, Gü-
neydoğu'da "PKK'nin asiierine karşT sür-
dürülen "pfcsavaş"a son venlmesı ıçın bir
çözüme vanlmasından yana olduklannı
ifade edıyor.
Gazete, Yaşar Kemal'in mahkûmiyetı-
nın. bu reformlann ivedilığini yeni hükü-
metın kuruluşuyla vurgulamak gereğinı
kaydederken "sağm ilöbüyûk partisi" DYP
ile ANAP arasında 10 hafta sürmüş olan
"pazariıklar"a da dikkat çektı. Yorumda,
"lki lider arasındaki bitmez rekabetin dı-
şında, hiçbir şe>in iki partiyi ayırmadığı"
belirtildi. Liberation, koalısyonun kurul-
ması ıçın "İşçevrelerinin veözeUikleordıı-
nun ağır baskılannın" gerektığıne işaret et-
tı. Aynca, yorumda, "Türk basını tarafın-
dan 'umudun hükümetı' olarakgöstcrilen
bu koalis>onun işi kolay olmayacakür'
1
dı-
yen sol egılimlı gazete, söz konusu hükü-
met ıçındekı anlaşmazlıklar nedeniyle.
Kürt sorunuyla ekonomik alanda, "zor ve
hatta imkânsız tercihJer"e yol açacağı gö-
rüşüne yer verıyor
Bunun yanı sıra, Liberation, "Muhale-
fetin tek bü> ük gficü olan lslamcüar, önü-
müzdcki secimlerde oy sayısuu daha da
artbrnıak şansına sahip" dedı.
Bu arada Fransa'nın "Sunr Tanımayan
\luhabirler" (Reporters Sans Frontıeres)
Örgütü'nün. Yaşar Kemal'in mahkûmıye-
tini kınayan bir protestoyu Başbakan Mesut
Yıtma/'a gönderdiği ögrenıldı.
GazetecÜeri Koruma Komitesi kınadı
maz'a bir mektup gönderek yazar Yaşar Kemal'e verilen cezayı kınadı. Gazetecileri Koruma Komitesi tarahn-
dan V ılmaz'a gönderüen mektupta. "Saşar Kemal >aasında hükümeti. Kürtlerc u>guladığı baskılan gizlemek
amacıyla bir \alan kampaması başlatnıakla suçluyordu. Yaşar Kemal'in mahkûmiu'ti. Türkiye'nin Kürt soru-
nuna Ûişkin özgürce haber yapmayı engeUemeyi hedefleyen kampanyalannın en son örneğjdir" denildi.
kika Bizi Dinler misiniz?' adlı kitabında solun
geleceğine ilışkin olarak "Zaman komünistJe-
rin ve komünistierin emireri olan solda sıfırla-
nn büyük aldanışını ortaya koy acaknr" görüşü-
nu dıle getırdi.
1989'da Tercüman gazetesinde yayımlanan
makalesınde 'Siyaset ve Kültür' konusunu 'sağ
siyaset düşüncesi' yönünden irdeleyen Güner,
"Milli kültürün iki temel dayanağı vardır. Din
vedildir"dedı. Güner, 1980sonrasındakı kıtap-
lannı ANAP'ın politikalan üzerine ayırdı.
Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner, 1972 yı-
lından itibaren birçok kıtaba imzasını attı. Ya-
zarlık yaşamında üç çeviri ve 8 kitap yayımla-
yan Güner. kendı kalemınden "Niçin Kültür Ba-
kanlığı, Kültür Emperyalizmi, Siyaset ve Kütrtir,
Türklslam Sentezi, Anavatan Parrisi'nin Kade-
ri, MHP Davası ve Acüar'' konulannı ınceledi.
1991 yılındamakalelennitopladığı 'İnsan ve Si-
yaset' adlı kitabında Kültür Bakanlığı'nın işle-
\ ini ve kültür politikalannı kendi ideolojik süz-
gecinden geçıren Güner, dev-
letın 'ruhu milli' bir Kültür
Bakanlığı yaratması gerekli-
liğini dile getirdi.
12 Eylül askeri darbesın-
den sonra MHP Genel Başkan
Yardımcısı sıfatıyla 'Milliyet-
çi Hareket Partisi ve İ Ikiicü
Kuruhişlar
1
davasında yargı-
lanan ve 15 ay cezaevinde ka-
lan Güner, yargılanma süreci-
ni 'Savnnma
1
adlı kitabında
aynntılı biçimdeanlattı. Kıtap-
ta, savcılık iddianamesını 'hu-
kuksefaleti' olarak değerlen-
diren Güner, kitabının 'Baht
l'tansın'başlıkh yazısmda şu
görü^lere yer verdi:
"MHP'ninyiğhyüıçkli ida-
recileri, fedakâr gencligi. fan-
letli mensupian nicc bin çile
ile kurşun ile zindan ile kade-
rin insafsı/ örsünde döv üldü-
ler. Zaman, ne dediyseler hep-
sinin dogruluğunu gösterdi.
t'ğradığınuz ifh'ralar. bizi hu-
kukla bogmak isteyen yalan
sesk'ri. hepsi gerçeğin tok sesh-
leyukoldu. Bugüncekirdegiza-
fcri ımhlamış gibi, boş bir ko-
van gibi buiaya aülmış olma-
mız, davamumın soy lu kimli-
ğindendir. Yalmzlığımız gücü-
müzdür. Ne diydim bahtutan-
sın."
Agâh Oktay Güner'in 1991
yılında yayımlanan 'Insan ve
Siyaset' kitabtnın, 'Said Nur-
sî, Kotku ve Vera' adlı maka-
lesınde. Said Nursî adına mev-
lit okutulmasını eleştırenlere,
Kuva-yı Milliye Destanı'nı da
yazan Nâzım Hıkmet'i ömek
göstererek yanıt verdi:
"Bu zat için okutulan mev-
lidin n-jımitehlikeyedüşürdü-
gü, nasıl ve ne ile iddia edilebi-
lir anlayamryonım. Merhum
Said Nursî ve merhum M. Za-
id Kotku'yu şahsen tanuna-
dun, ama onlan tamyanlan,
sevenleri tanıdım. Hepsi bu
toprağm insanı ve devlete can-
dan bağlı yurttaşlardır. Nâzım
Hikmet'i de tanımadım. Kan-
sı \era, İstanbui'a gekfi. Nâzım
gelseneolurdu?Nâzım'ınAta-
türk rejimine düşman olduğu-
nu niçin unutuyorsunuz? Si/in
büyük kabul ettiğinizNâzım 'm
eşine toplanü tertiplemenize
kanşan var mı?"
DGM'nin Yaşar Kemal'i düşüncelerinden ötürü mahkûm etmesi büyük tepki yarattı
6
Bu karar sizi utandırmıyor mu?'Haber Merkezi- Yazar Yaşar Kemal'in
"Düşünce Ozgürlüğü ve Türkrye" adlı kı-
tapta yer alan, "Türkiye Czerindeki Kara
Gökyüzü" ve "Zulmün Artsm" başlıkh ya-
zılan nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis cezasına
çarptınlması >iırtiçi ve yurtdışında tepkile-
re neden oldu. Almanya Dışişleri Bakanı
Klaus KinkeL cezayı "Türkiye'deld hoşgörii
ve düşünce ozgürlüğü açtsından aülnıış bir ge-
ri adıitı" olarak nitelendirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Kinkel, dün
yaptığı yazılı açıklamada. Yaşar Kemal'le
Ekım 1995'te Frankfurt'taki kitap fuannda
görüştüğünü anımsatarak "Göriişmemizde
kendisini destekkvecegimi belirtmis. ve Al-
manya'ya davet etmiştim" dedı.
CHPİ1 Başkanı Mehmet Ali Özpolat,
DGM 'nin verdıği cezayı demokrasiye veril-
miş bir ceza olarak nitelendirdiğini belirtti.
Özpolat, Türkiye'nin ve bu ülkenin tüm in-
sanlannın Yaşar Kemal 'e çok şey borçlu ol-
duğunu vurgulayarak şunlan sövledi:
"Bu ülkeye yıllarca en büyük kattalan yap-
mış bir insan olarak Yaşar Kemal'e Türk
mahkemelerinden ceza çıkması. bu üikenin
insanlannı sevmemekle, bu ülkenin geüşme-
sini istememekle açıklanabüir ancak."
Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyo-
nu (DİSK) adına yapılan açıklamada ise dü-
şünmenin bir kez daha suç sayıldığı vurgu-
lanarak şu görüşlere yer verildi:
"Başbakan Mesut Yıbnaz, TBMM Genel
Kunılu'nda okuduğu programda 'fikir öz-
gürlüğünün önündeki engellerkaldınlacak'
derken, avıu gün Devlet Güvenlik Mahke-
mesi. yalnı/ca düşüncesini açıkJadığı için bir
yazara 1 yıl 8 ay hapis cezası vermekteydi. İş-
te bu Türkiye'nin temel çelişkisidir. Yaşanan-
lardan çıkanlan sonuç. hükümet olanlann
ve hatta başbakanlann da ötesinde bir gücün
Türkiye'nin yaşamını düzenlediğidir."
Behramoğlu: Hukuk ayıbı
Banş Inisiyatifi adınaAli Rıza Dizdar da
yaptığı açaklamada "İnisiyatifin Kurucu Baş-
kanı Yaşar Kemal'e verilen ceza, onun be>-
ninin futsak edilemeyeceğini bilmeyenierin
cchaletidir" denildi.
DGM'nın karannı "çüunazyolda ilerlen-
diğinin kanrü" olarak nitelendiren İP Genel
Sekreten Mehmet Bedri Gühekin de "Kürt
sorunun çözümü Naşar Kemal'lerin mah-
kûm edihnesindcn değil, daha çok konuşma-
lanndan veyazmalanndan geciyor" dedi.
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Başka-
nı AtaoJ Behramoğlu, Yaşar Kemal'in yazı-
lanndan ötürü mahkûm edilmesini, Türkiye'de
adalet ve hukuk adınayapılacak en büyük ayıp
olarak nitelendirdi.
Behramoğlu, açıklamasında şu görüşlere
yer verdi:
"Bu ayıp aynı zamanda bizimdir, bütün
aydınlanndır. Politikanın dışında kalmaya
çaüşarak sanaty a da bilim yaptıklannı sanan
bütün aydınlara. sanatçüara sesleniyorum: Di-
limizin, kühürümüzün büyük ustasının ya-
zılanndan ötürü mahkûm edilmesi, sizleri
ülkemizadma utandırmıyor mu? Eğerutan-
dınyorsa, nasıi bir tepki göstermeyi düşünü-
yorsunuz ve bundan böy le de politikanın dı-
şuıda, ülke sorunlanna tepkisiz kalmay ı sür-
dürecek misiniz?" Öğretım Elemanlan Sen-
dıkası'ndan (ÖES) yapılan yazılı açıklama-
da, Yaşar Kemal'in mahkûm edilmesinin
Türkiye'de düşünce özgürlüğünün düzeyini
gözler önüne seren somut bir gösterge oldu-
ğu vurgulanarak şöyle dendı:
"C'stelik bunun,'2000li vıllann eşiğinde.
çağdaş bir Türkiye' söyleminin topiunual bir
hedefolarak konduğu bir dönemdey apılma-
sı, çağdaşhk kav ramııun bu tür söy lemlerde
ne denli içi boşalülmış, sadece dışsal göster-
geleri anlatan bir kavraına dönüştürüldüğü-
nü de ortaya koymaktadır."
Nezihe Meriç de Yaşar Kemal'le ılgili
DGM'nin karannı şöyle değerlendirdi:
"Bir ulusun yetiştirdiği değeıier, sanatçn
lar vardır. Bunlar o ulusun küitürünün de-
ğerleridir. O kültür onlan yetiştirmiş, kabul
ctmiş, y üceltmiştir. Onlar bizün orta direği-
mizdir. Bunca yıkür yaşama biçtikleri anla-
nu n hesabuu vererek yasaiTuşlanlır. 21. yüz-
yıL insan, özgürlük, insanca yaşamak ve baş-
kalan hcp bu hesabuı içindedir. Bazı adlar bu
değerlerin toptan temsilcisidir; Yaşar Kemal
gibi. O bir kişi değil Id!"
Türkeş: Yaşar Kemal suçhı
MHP liden Alpaslan Türkeş, dünkü ba-
sın toplantısında, konuya ilişkin soruya,
"Yargı, tarafsız da\ ranmıştır. Yaşar Kemal
suçludur. Mahkeme de suçlu bulmuşrur" ya-
nıtını verdi. Türkeş, Yaşar Kemal'in, mah-
keme heyetine yönelik, "Sizbeniyargüanu-
yorsunuz. Ben sizi 10 yıl içinde yargdayaca-
ğun" sözlerini eleştirerek "Yazaruğını şöh-
ret haKndeduyuran bu insanın mahkemedeki
davranışlan yakışıksızdır" dedı.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yirmi Yaş... İlkbahar...
Gençlik, ömrün en güzel çağıdır derler.
Bütün basmakalıp sözler ve inanışlar gibi, gözden
geçirilmesi gerekiyor...
Gençlik, gerçekten de en güzel çağı mıdır ömrün?
Ya da, sadece en güzel çağı mıdır?
Bir deftere yıllar önce yazdığım bir cümle zihnim-
den hiç silinmedi: "Korkunç, 22 yaşındayım!"
Bugünden baktığımda da haksız olmadığımı düşü-
nüyorum. Birçok konuda gecikmiştim çünkü. Biri-
kimlerim yetersizdi. Yaşanması gereken birçok şey
yaşanamamıştı. Ve ömrün ilk yirmi yılı geçip gitmişti
bile...
•••
insan ömrünün, bilinmezliklerle en dolu, sorular ve
kaygılarla en çarpıntılı, en kutsal ve en büyülü döne-
mi olan çocukluğu bir yana bırakıyorum... Zihnimizin
ve bedenimizin tek bir konuda yoğunlaştığı, kendi-
mize aşın dönük olduğumuz ilk ergenlik yıllannı da...
Fakat yirmi yaşın öncesı ve sonrasındaki birkaç yıl,
lise birlerde başlayan ve üniversite sonlara kadar sü-
ren bir dönem (şimdi o dönemi geride bırakmış olan-
lann çoğu, bunlan artık anımsamıyor olsa bile) hayat-
lanmızın gerçekten en güzel, en yiğit, sözcüğün tam
anlamıyla en delikanlı, fakat aynı zamanda da en zor,
en sancılı, en gergin, en boğuntulu çağıdır...
• • •
Gençlik çağıyla ilgili yapıtlar içinde beni en çok et-
kilemiş olanlardan biri, yüzyılımızın ilk yansında ya-
şamış ve kendısı de genç yaşta ölüp gitmiş bir Fran-
sızyazannın, Paul Nizan'ın "Fesaf" (Conspiration) ad-
lı romanıdır... Özdemir Ince'nin Türkçe çevirisinden
(Bilgi Yayınevi, 1975) şu satırian birlikte okuyalım:
"Gençler, gençliğin can sıkıntısı ve düzensizlik ça-
ğından başka bir şey olmadığını iyi bilirler; yirmi ya-
şında, yitirilmiş fırsatlann sersemliğinin yarattığı be-
lirsiz öfkeyle uykuya dalınmamış tek bir akşam yok-
tur... Pek ender sözünü etseler, sözünü etmekten
utansalarbile, ölümü herkesten fazla vesabırta genç-
ler düşünürler: her boş gün yitirilmiş, yaşam çıkma-
za girmiş gibi gelir onlara..."
• • •
"Yirmi yaş" ve "ilkbahar" sözcükleri Fransızcada
mutlu bir uyak oluşturur.... Yırmi yaş, ömrün ilkbaha-
ndırgerçekten de... llkbahargibi umutla dolu bir baş-
langıç; ama aynı ölçüde de güvenilmez, gergin, iniş-
li çıkışlı... Belki de bu benzeriik nedeniyle, 1920'li yıl-
lar Fransası'ndakı devrimci üniversite gençliğini (68
kuşağının öncülerini) anlattığı romanında Paul Ni-
zan, ılkbahar betimlerine sık sık yer verir: "İlkbahar
yaklaşıyordu. Çok sert aylar yaşanmıştı, ama buzlar
eriyor ve sağanaklar kışın sonunu haber veriyordu..."
Ya da: "Ilkbahara bağlanan umutlann gökyüzü kadar
çarçabuk erıdiği, mart sağanaklannın soğukyardak-
çısı nisan başlannda yağmuriu birgündû. Bu kara yağ-
mur ve pazar nedeniyle Paris bomboştu...."
• • •
1996 kışıyla ılkbahannın çekiştiği şu günlerde ye-
niden bir gençlik rüzgân esiyor Türkiye'de... TV ek-
ranlanndaki görüntülerine, gazetelerdeki fotoğrafla-
rına bakıyorum... Sözlenne kulak veriyorum... (Şim-
diden ihtiyar kimilerini her zamankfkışkırtıcı ya da so-
rumsuz unsurian bir yana bırakırsak) kendi gençlik yıl-
larımdan, 6O'lı yıllardan tanıdığım bir gençlik bu... Ina-
nıyorum kı ilk gençliklerini 4O'lı ya da 50'li yıllarda bı-
rakmış toplumcu, yurtsever kuşakların temsilcileri
de, bu delikanlıları ızlerken, içlerinde ilkbahann kıpır-
dadığını duyumsamışlardır...
• • •
Belki hiçbir zaman genç olmamış ya da içlerinde-
ki gençlik kıvılcımı daha doğmadan bastınlmış yaşlı
ya da orta yaşlılar, bugünün yöneticileri, koro halin-
de saldırıyorlar bu gençliğe... Coplatıyor, yerlerdesü-
rüklüyor, okuldan uzaklaştınyor, tutuklatıyor, ellerin-
den geldiğinde öldürtüyorlar da... Bir zamanlar "genç"
olduklannı iddia eden kimileri de ağırbaşlı "baba"ve
"akıl hocası" havasındalar... Hepsinin ortak yönü,
gençliğin sonsuz ilkbahanndan, o hüzün ve inanç
dolu, gözüpek ve kınlgan, tutku ve acı duymaya ay-
nı ölçüde yetenekli, sevgili ve eşsiz gençlikten son-
suzca uzaklaşmış olmalarıdır...
• • •
Paul Nizan, gençlik ve sonrasıyla ilgili düşüncele-
rini sürdürüyor: "Otuzyaşında her şey bitmiştir artık,
her şey yoluna yordamına girmiştir; ölüme alışılma-
ya başlanır; buluşmaların, kibarlıklann, ailelerin, ka-
zanılan paranın arasında, yirmi yaşa oranla daha az
yapılır genye kalan yılların hesabı, insan artık kendi
gerçek vahığına tamamen kavuştuğuna inanmega baş-
lar. Gençlik, gelip geçmıştir, ağır ağır ölüme gidilir...
Duygulandıncıdır gençlik çağı, mutludur, yftikhayal-
lerin dokunaklı halelenyle süslenmiştir..."
Dısisleri'nden savunma
6
Programımızda
düşünce özgür
9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Dışişleri Bakanlı-
ğı. 53. hükümet programın-
da "teröre, baskiy a. cebir ve
şkklete yönelmemek kaydıy -
b, ifade özgürlüğünün önün-
deki tüm engellerin ortadan
kakununasuıın" öngörül-
düğünü belirterek tstanbul
Devlet Güvenlik Mahkeme-
sinin (DGM), "halkı düş-
manlığını tahrik ettiği" ge-
rekçesiyle yazar Yaşar Ke-
malhakkında verdiği 1 yıl 8
aylık hapis cezası ile ilgili
eîeştirilerde, bu unsurun da
dikkate alınması gerektiği-
ni bildirdi.
Dışişleri açıklamasında,
Türkiye'yi yurtdışında da
zor durumda bırakan mah-
kûmiyet karanmn savunma-
sı yapılamazken hükümet
programındaki "demokra-
tikleşme" hedeflerine gön-
dermede bulunulması dik-
kat çekti.
*~ İstanbui DGM'nin, "Dü-
şünce Ozgürlüğü ve Türki-
ye* adlı kitapta yer alan
"Türkrye Üzerindeki Kara
Gökyüzü" başlıkh yazısın-
da, "halkı düşmaniığa tah-
rik ettiği'* gerekçesiyle Ya-
şar Kemal hakkında verdi-
ği hapis cezasmın yurtdı-
şındada geniş yankılar uyan-
dırması, Dışişleri Bakanlı-
ğı "nı harekete geçirdi. Ba-
kanhk dünyaya, yeni hükü-
met programında, düşünce
özgürlüğünün önündeki en-
gellerin kaldınlmasma yö-
nelik hedeflerin yer aldığı
mesajını verdi.
Dışişleri Bakanlığı"ndan
dün yapılan yazılı açıkla-
mada, savcının beraat iste-
mesine karşın, mahkeme-
nin 1 yıl 8 ay hapis cezası
verdiği ve bunu 5 yıl erte-
ledeği anımsatıldı. Mevcut
mevzuat ve yargı bağımsız-
lıgı ilkesi karşısında, karar-
la ilgili yorumda bulunma-
nın doğru olmayacağı vur-
gulanan açıklamada, şu gö-
rüşlere yer verildi:
"TBMM'ye sunulan yeni
hükümet programında,suç
isnadı olan ırk farkuugı ko-
nusuna dtğinilmemekk bir-
likte, 'Teröre, baskıya, cebir
ve şiddete yönelmemek kay-
dıyla ifade hürriyetinin
önündeki tüm engeller orta-
dan kaldınlacaktır" şeklinde
yer alan açık ifadenin, bu
vesile ile dikkate getirilmesi
uygun olacakhr."