Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8MART1996CUMA
10 DIŞ HABERLER
S o s y a l i z m i n o n ü ç b u ç u k y ı l ı v e s o n r a s ı
spanya'da sol kaybetmediALİK1ŞLAK
MADRİD- Ispanya'da 3 mart pazar günü yapilan
genel seçimleri yine sol kazandı! Hayır, sağ kazanma-
dı. Sosyalizmin ölümünü sabırsızlıkla bekleyen ve
özleyenler bir kez daha hüsrana uğradılar. Evet, mu-
hafazakâr Halk Partisi (PP) seçimleri kazandı, ama
"sosyalizm" 14 yıl önce neredeyse, yine aynı yerdç,
sayılan yine a>Tiı. Sağ olarak Halk Partisi yüzde 38.85
oyla birinci parti olurken solda, ikinci parti Ispanya
Sosyalıst lşçı Partisi (PSOE) yüzde 37.48, Ispanya
Komünist Partisi liderliğindeki Birleşik Sol koalisyo-
nu (IU) ise üçüncü"parti olarak yüzde 10.58 oy aldı-
lar. Sağuı oylan yüzde 38JJ5, soluntopiamoyian yüz-
de 49.43! Bu üç ulusal partinın dışında kalan partiler
ise yerel partiler, yalnızca kendi özerk bölgelerinde se-
çime girerek ulusal mechse temsilci gönderiyorlar.
1982'de sosyalistler yüzde 48 oy oranıyla iktidara
geldiler. Komünistlerin oyu ile birlikte solun topiam
oyu yüzde 52 idi. Halk Partisi'nin oyu ise yüzde 26
İSCİLER
1985 yılına kadar Sosyalist Işçi
Partisi, partinın kardeş işçi
sendıkası sosyalist Genel İşçi
Birhği (UGT) ile organik
bağlannı sürdürdü. Öyle ki,
sendika üyeleri aynı zamanda
partinin de üye kartını
taşıyorlardı. 1985 yılmda
sendika, hükümetin sosyal
politikalannı eleştirerek parti
ile sendika arasındaki bağlan
kopardı. Sendika, Gonzalez'i,
liberal politikalar uygulamakla
suçladı. Parti ile sendika
arasındaki görüş aynhklan,
1988 yılında UGT'nin, ülkenin
komünist eğilimli ikinci büyük
işçi sendikası fşçi
Komisyonlan (CCOO) ile
eylem birliği içinde bır genel
greve gitmesiyle daha da
keskinleşti. Işçıler, "Felipe,
sana kızıyonız, ama oyumuz
yine de sana" diyerek sosyalist
partıyi desteklediler.
idi. 1933'te sosyalistlerin oyu yüzde 39, komünistle-
rin oyu yüzde 9, solun topiam oyu yüzde 48, Halk Par-
tisi ise merkez partisi CDS'nin oylarını da alarak yüz-
de 35'e yükseldi. Geçen pazar yapılan seçimlerde so-
lun topiam oylan yüzde 49.43! Yani, 1982'de yüzde
52 olan solun oylan, 1996'da yüzde 49.43! Sosyalist-
lerin kaybettikleri yüzde 1.5'luk oy, komünistlere git-
ti. Ve sag, birinci parti oldu. Öyle görünüyorki, 13 bu-
çuk yıldan beri "sosyatizm" diyen lspanyol halkı, da-
ha uzun bir süre "sosvalizm" demeye devam edecek.
Halkınm kararlılıkla sosyalizm dediği, sosyalizmin
böylesine uzun bir süre istikrarlı bir çogunlukta kal-
dıgı az ülke vardır.
Son yıllarda yaygınlaşan yolsuzluk söylentileri, iş-
sizlik, devletin teröre karşı GAL adı altındaölüm man-
galan kurmuş olduğu söylentileri karşısında sağın ezi-
ci bir zafer kazanması, solun yok olması bekleniyor-
du. Oysa sosyalist hükümetin yolsuzluk politikalan-
nı, ekonomi politikalannı eleştiren sosyalistler sağa
degil, komünist eğilimli Birleşik Sol'a kaydılar.
Ispanya'da sağ kazanmadı, solun oylan aynı; Ispan-
ya'da seçimleri "Halk Partisi" kazandı, "SosyaKst İş-
çi Partisi" kaybetti.
Ispanya'da sağ kazanmadı, çünkü Ispanya'da sağ
yok! Yıllardan beri bağıra bağıra yineliyor Halk Par-
tisi liderleri, seçim gününe kadar hep iddia ettiler: Biz
sağ parti değiliz, merkez partisiyiz! Yani sağın kötü-
lüğünü, istenmezliğini İspanyollann yalnızca sol ya-
nsi değil, öteki yansı da biliyor, kabul ediyor! Sağın,
solun söylemini kopya ettiği bir dünyada, sağın sağ-
dan kaçtığı bir dünyada sosyalizmin öldüğu savunu-
lamaz.
Ispanyollar, sosyalistlere bir uyanda bulunmak is-
tediler, ama sağa da ezici bir zafer vermediler. Sıray-
la iktidar değişimi, demokrasinin temel kuralıdır. tk-
ridar sırası sağda. Ama Halk Partisi'nin işi çok zor,
mutlak çoğunluktan 20 milletvekili eksikler. Ya yerel
millıyetçi partilerle bır koalisyon kuracaklar ya da dı-
şandan destekli birazınlık hükümeti; sonuçta istikrar-
lı bir hükümet olması çok zor.
Öte yandan artık sağın da bir denenme sırası gel-
mişti, sosyalistleri dinlendirmek gerekiyordu. Sosya-
listler bile "demokratik bir diktatörlüğe" doğru gidil-
diğinden yakınmaya başlamışlardı. Gerçi hep demok-
ratik seçimlerle iktidara geliyorlardı, ama 14 yıl ke-
sıntisız iktidarda kalmak, aynı kişinin kesintisiz 14 yıl
başbakan olması bıraz diktatörlük değıl miydi? Sos-
yalistlerin, "Arnkbiziseçıııeyin''diyecek halleri yok-
ru; buna halk karar verdi!
Ispanya'da 'sosyalizm' derken. bunu 'sosyal demok-
rasi' olarak anlamak daha doğru olur. Sağ partilerle
sol partiler arasinda çok bir farkın kalmadığının sav-
landığı günümüzde İspanyollann yine de, tüm yolsuz-
luk söylentilerine rağmen 'sosyalizm" adma sahip çık-
malan; sosyalizmin özgürliikçü, eşitlikçi, dayanışma-
cı, demokrat ruhuna sahip çıkmalan önemlidir, anlam-
hdır.
Ispanya'nın en çok okunan ve güvenilen gazetesi
El Pais'in Dış Haberler Müdürü MigueJ Angel Basta-
nier, Cumhuriyet'e görüşlerini şöyle bildirdı: Sosya-
list parti seçimleri kaybetti. Elbette ömürboyu kazan-
malan beklenemezdi. Politikacılar yorulmuşlardı,
halk aynı yüzlerden yorulmuştu. Politik ve ekonomik
skandallar sosyalistlere kan kaybettirdi. Sosyalistler
Ispanya'da modern dönüşümü, onurlu bir ekonomik,
politik değişimi getirmek iddiasıyla iktidara geldiler.
Sosyalizm 14 yıîda lspanya'ya her alanda özgürlük
getirdi. Franco zamanında kürtaj yasaktı örneğin; an-
cak zengin kadınlar Ingiltere' ye gıdebiliyorlardı. Sos-
yalistler ekonomiyi yenilediler; hantal, devlete yük
olan kamu iktisadi teşekküllerini, yerinde özelleştir-
me politikalanyla verimli hale getirdiler. lspanya, sos-
yalistlerle dünyaya açıldı ve uluslararası alanda önem-
li bir noktaya geldi; Yugoslavya'da Ingiltere ve Fran-
sa'dan sonra üçüncü askeri güç olarak bulundu; Kör-
fez krizinde önemli katkılan oldu. Şimdi Halk Parti-
si birinci parti oldu, ama çok genel vaatlerde buluna-
rak kazandı; açık politikalan yok, umut olamadılar.
Hükümet de ortada zaten, kimin kuracağı belli değil;
Türkiye'de olduğu gibi uzun süre alabilir.
SOSYAL
CÜVENLİK
Emekliler, sosyalistlerin doğal
destekçileri. 1982 yılında her
üç kişiden biri işsizlik yardımı
ya da maaşı alırken bugün beş
kişiden dördü, yani yüzde 80'i
sosyal güvence altında. Sağın
sosyal güvenlikte önemli
kesintiler yapması beklentısı
emekçileri sosyalizme
bağlıyor.
CEÇMİŞE DÖNÜS
KORKUSU
Ispanyollar hâlâ Franco
döneminin baskılannı
unutmadılar. Polıs baskısı.
kadınlara sokakta sigara içme
yasağı. Franco'dan sonra
kadınlar birdenbire sigaraya
saldırdılar, sokaklarda. her
yerde. Minı etek yasağı.
Sosyalistler "Biz mini etekli bir
tspanya istiyonız" diyorlar. Her
şeyden önce özgürlük diyen
Ispanyollar, tüm ekonomik
sıkıntılara, yolsuzluk
söylentilerine rağmen
sosyalizmden vazgeçmiyorlar.
Son yıllarda, Franco dönemini
ancak kitaplarda okumuş,
faşizmi yaşamamış yeni nesil
korkusuzca Halk Partisi'ni
desteklemeye başladı.
TEROR
ETA terörünün "kökü
kaztnamadı" Bask'ta
çoğunluğun aynlığa karşı
olmasına rağmen çok az
sayıda bir aynlıkçı kesim
terörü destekliyor. ETA'nın
politik kolu Herri Batasuna
Partisi'nin 1986 genel
seçımlerinde 5 milletvekili
vardı. 1983 seçimlerinde
yalnızca 2 milletvekili
çıkarabildi. Son seçimlerde
yine 2 milletvekili çıkardı,
ama oylan 25 bin azaldı.
Gittikçe sayılan azalıyor. Ama
terör ışte bu; üç kişi de kalsa
terör yine sesini duyurabilir,
varlığını sürdürebilir.
Sosyalizm, 1982'den 1993'e
kadar on altın yıl yaşadı.
Ekonomik büyümeden herkes
payını aldı. İşsizlik oranı daha
sonra yüzde 20'lere dayanınca
da Gonzalez. işsizlığın
yalnızca ispanya'nın ya da
kendilennin ekonomi
politikalannın değil, tüm
dünyanın sorunu olduğunu
lspanyollara anlatabildi. Sağ,
daha inandıncı alternatıf
politikalar da sunamadı.
Ispanyanın başkenti Madrid'de büyük bir gösteri düzenleyen sol örgütJer, Ispanya'nın NATO'ya üye ülkeler arasında yer almasına şiddetie karşı çıktlar.
EKONOMİ
Sosyalistler, yüzde 14
olan enflasyonu yüzde
4'lere düşürdüler.
1982'de kişi başına milli
gelir 4.500 dolariken
bugün 13 bin dolar.
Sağlık hizmetlerini
genelleştırdiler; bugün
İspanyollann tümü sağlık
hizmetlerinden ücretsiz
olarak yararlanabiliyor.
Zorunlu eğitim yaşı
16'yaçıkanldı. 1982'de
eğıtimin ve savunmanm
milli gelir içindeki
paylan aynı iken bugün
eğitimin payı
savoınmanın payımn tam
iki katı.
BİR KİSİSEL-KURUMSAL YOLSUZLUK
Madnd-Sevilla şehirlerini bağlayan ve yedi saatlik yolu iki saate indiren
Uçan Tren'in ıhalesınde Alman Siemens fırması yüzde 3 komisyon verir.
Paranın bir kısmınm partiye, bır kısmının da bazı sosyalist mılitanlann
cebine gittiği iddia edılir. Sevilla uçan trenlerinin ihalelennde
Gonzalez'in Alman ve Fransız şirketleri arasında çok sıkıştınldığı
söyleniyor. Siemens, ihale kendisine verilmezse İspanya'daki tüm
yatınmlannı durdurma tehdidınde bulunuyordu. Öte yandan lspanya,
Fransa Sosyalist Partisi 'ne, Bask aynlıkçı terör örgütü ETA'ya ındirdiği
darbeler ıçin borçlu durumdaydı. Şimdi de Fransız şirketi Alsthom'a uçan
tren ihalesi venlerek bu borç ödenmeliydi. Sonunda orta yol bulundu;
ihale, Siemens ve Alsthom arasında paylaştınldı. Sağ, uçan trenlerin,
Gonzalez'in kenti Sevilla'ya lüks bir yatınm, bir israf olduğunu
savunarak sosyalistleri hep suçladı. Bugün Gonzalez'e aynı güven
sürüyorsa, halk ya Gonzalez'in yolsuzluklann içinde olmadığına
inanmıştır ya da her şeye rağmen sosyalizme inanmıştır; sağ gelse, o da
aynı yolsuzluklan yapabilir. Aynca 14 yıl hükümette kalan bir partide bu
kadarcık yolsuzluk olabilir! Üstelik, kişisel olarak Gonzalez aynı güveni,
onuru korudu; tüm dünya yolsuzluklarla çalkalanırken 14 yıllık
başbakanlığında köşeleri dönmedi. Sağ basm birkaç iddiada bulundu,
ama tutturamadı. Halk, Gonzalez güveniyle partinin kusurlannı affetti.
BIR KİŞİSEL
YOLSUZLUK
Balık baştan koktu. Başbakan
Yardımcısı, Gonzalez ile daha
üniversite sıralannda yan yana
Francodiktatörlüğüne karşı savaşmış,
partinin ikinci adamı, ılencı kanadın
liden Alfonso Guerra'nm kardeşi
Juan Guerra, Sevilla'da nüruzunu
kullanarak iş takıpçıliğı yapmış,
rüşvet alrruş. Villalar, arabalar almış,
kansını yenilemiş. Alfonso Guerra
«Haberim yoktu" dedı. Halk
inanmadı. Belki Gonzalez de
inanmadı ve Guerra'yı başbakan
yardımcılığından aldı. Gonzalez'le
Guerra'nın aralan açıldt, yıllardan
beri konuşmuyorlar. Juan Guerra
yolsuzluğu yıllardan beri sağ basının
gündemınden düşmedı.
L
BİR KURUMSAL
YOLSUZLUK
1989'daki genel
seçimlerden önce Sosyalist
İşçi Partisi yöneticileri
"Filesa" adında paravan bir
danışman şirketi kurarak
bazı banka ve şirketlerden
danışmanlık hizmeti
karşılığında para toplariar.
Daha sonra bu danışma
hizmetlerinin "hayal"
olduğu anlaşılır.
Yolsuzluklar ortaya
çıktığında sosyalistlerin 22
yıllık liden Felipe Gonzalez,
hiçbır şeyden haberi
olmadığını, her şeyi, o da
herkes gibi basından
öğrendığini söyler.
DEVLET
TERÖRÜ
1980'liyıllannbaşlannda
Ispanya'da birçok politikacı
ve güvenlik güçleri arasında,
Bask aynlıkçı terör örgütü
ETA'nın üstesinden gelmenin
tek yolunun, "devletin
güvenlik güçlerinin de ETA'ya
karşı, yine ETA'nın terör
yöntemlerini kuUanmak"
olduğu görüşü yaygındı.
Devletin, Antiterörist
Özgürlük Grubu (GAI)
denilen bir ölüm mangası
kurduğu, lspanya ve Fransa
BASK bölgelerinde ETA
militanlanna saldınlar
düzenlediği ortaya çıktı Sağ
basın dilinden düşürmedi
ölüm mangalannı. Ölüm
mangalannın başındakı gizli
lider "Mister X", sağa göre
Felipe Gonzalez'di. "GAL'in
varüğından haberim yoknı"
dedi Gonzalez. Halk.
Gonzalez'in, ölüm
mangalannın şefı olduğuna ya
inanmadı ya da afFetti
Gonzalez'i. İktidarda sağ
olsaydı, aynı şekilde bır devlet
terörüne göz yummaz mıydı?
T
Yunan basımndan Ingilizlepe 'övgii'
Türkiye ile Yunanistan
arasındaki Kardak
kayalıklan bunalımını
Avrupa Birliği'nin
gündernine getiren
Yunanistan, geçen
hafta Brüksel'de, bu
konuda en çok
Ingiltere'nin muhalefeti
ile karşılaşınca, sadece Yunanistan
hükümetini değü, Yunan basınını da çok
kızdırdı. Yunanlı gazeteciler, Londra'ya
öylesine öfkelenmişler ki, zaman zaman
bizim magazin basınını bile aratmayan
LONDR4
GÜNLÜĞÜ
\ - Z c l f i f /.f îı^i'.İf li
başlıklar atması ile ünlü
gazetelerden birinin
editörünün, Brüksel'deki
yabancı meslektaşlanna
şöyle dert yandığı bile
söyleniyor:
"Arkadaşlanm
tutrnasalardı, o gün
birinci sayfa manşetini
'Eşcıncel Ingilizler' şeklinde atacaktm.."
Tabii Yunanlı meslektaşımız, 'eşcinsel
1
kelimesinin yerine aslında bunun daha
'veciz' şeklini öneriyordu, ama bizim
terbiyemiz müsaade etmiyor.
Suudi rejim karşıtı sorun oldu
Suudi Arabistan rejimine karşı mücadele eden Profesör
Muhammed El Masari'nin, geçen ay Ingiltere'den
sınırdışı edilmesini kararlaştıran Ingittere hükümeti,
göçmen işlerine bakan bir mahkemenin, bu karan
"gözden geçjrme" istemi karşısında ne yapacağın
şaşırmış durumda. Bir yanda, Londra'daki
karargâhından yolladığı Internet mesajlan, fakslar ve
bildirilerle, Kral Fahd rejimini çökertmeye çalışan ve
kendısini "insan haklan savunucusu" olarak
sunan bir profesör, dığer tarafta, ingittere'nin
en "yağlı" silah müşterisi Suudi
Arabistan rejimi... Ne yardan, ne serden
geçebilen Ingiliz hükümeti, muhalefetten
gelen çağnlara uyup Masari'yi tutmaya karar
verse, bu kez Muhafazakârlar'ın "Körfez'deki en
güçlü müttefikimizi yitiririz" çağnsı ile karşılaşacak. < ^
Tersini yapsa, bu kez de, aslında "şeriat rejiminr*-*—
"~^
savunan" bir kiştyi "insan haklan savunucusu"
olarak feda ettiği için eleştiriye uğrayacak.
'Sebzelerle
konuşan krar
Kraliçe 2. Elizabeth'in en büyük oğlu ve tahtın
vârisi Galler Prensi Charles, boşanma davası ile
olduğu kadar, zaman zaman çeşitli konularda
yaptğı çıkışlarla da sürekli kendinden söz ettirir.
Chartes, bir süre önce de "Ben boş
vakitlerimde bitkilerie, ağaçlaria sohbet
ederim" demişti. işte, Kraliyet ailesinin ve
monarşinin geleceğinin tartışılmaya başlandığı
bugünlerde, ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin
Galler'den sorumlu sözcüsü Ron Davies "Biz,
sebzelerle konuşan birini başımızda kral
olarak görmek istemiyoruz" diyerek
tartışmaya yeni bir boyut kattı. Gerçı, İşçi Partili
"gölge" Galler Bakanı, bu sözleri nedeniyle,
sonradan özür dıledı, ama av merakı bilinen
Prens Chaıies'ın, "ogullanna kanlı sporlan
ögretmesi" ve benzeri diğer suçlamalannı geri
almayarak, monarşi yanlılannı ve Muhafazakâr
Partili üyelerini kendine düşman etti.
Avusturalya'da 13 yıllık iktidardan sonra muhalefete döndü
işçi Partisi seçimleri kaybetti
AKIN ÇAĞATAY
MELBOURNE - Geçen cumartesi
günü yapılan Avustralya federal seçim-
leri liberal ve ulusal partiler koalısyo-
nunun ezicı zaferi ile sonuçlandı. Ana
muhalefet konumundaki koalisyon
partileri bir öncekı seçimde yaptıklan
Katma Değer Vergisi programı gibi
seçmenlerin büyük tepkı duyduğu ha-
talan yinelemeyince koalısyonun se-
çun başansı beklenenin de üstünde ol-
du. Yaklaşık % 6.5 oranındakı oy deği-
şimi ile 13 yıldır iktidarda kalan işçi
partisi 148 üyeli Temsılciler Mecli-
si'nde kesin sonuçlar açıklanmamakla
birlikte, sandalyelerinden ancak üçte
birini elde edebildi. Koalisyon partile-
ri ise 100'e yakın sandalyeyı garantile-
diler.
Temsilcıler Meclisi'nde üyeliklerin
büyük çoğunluğunu liberal-ulusal par-
tiler koalisoynu ele geçirirken senato-
da durum farklı gerçekleşti ve koalis-
yon çoğunluğu elde edemedi. Üçte bi-
ri yenılenen senatoda demokratlann ki-
lit parti konumunu korumalan nede-
niyle koalisyonun gücü fazla değil.
1983 yılında ülkeyi pek parlak ol-
mayan bir durumda devralan İşçi Par-
tisi, işsizlik oranının bir ara yüzde on-
lara kadar yükselnıcsı, tüm dünya ile
birlikte yaklaşık 4 yıl süren bir ekono-
mik durgunluk dönemı yaşanmasına
karşın Avustralya'yı Asya-Pasıfık böl-
gesine açması, çok kültürlülük konu-
sunda kalıcı atılımlar yapılması, işsiz-
• Avustralyalı politika ve sosyal bilimler uzmanlan, İşçi Partisi
iktidannın sona ermesinin başlıca nedenleri arasında halkın, uzun
sürenin sonunda artık yeni bir iktidar görme isteğinin yani sıra
hükümetin icraatlann kişilerin günlük yaşamma ve rcfah
düzeyine istenen katkıyı sağlamadığını gösteriyorlar.
likle mücadelede önemli yollar alın- lememesi ve gençlerle 40 yaşm üstün-
ması, enflasyonun düşük oranda tutu-
labilmesi, iş yaşamının sendikalarla iş-
verenler arasında uzlaşma sağlarursa
olabildığinde sorunsuz olarak sürdü-
rülmesi, yerli halklar ile göçmenler
hakkında özellikle ırkçılık karşıtı bir
politika izlenmesi ve sağlık ile sosyal
güvenlik konulannda köklü reformlar
yapması sayesinde iktidannı 13 yıl sür-
dürmeyi başardı.
A\oıstralyalı politika ve sosyal bilim-
ler uzmanlan, işçi Partisi iktidannın
sona ermesinin başlıca nedenleri ara-
sında halkın, uzun sürenin sonunda ar-
tık yeni bır iktidar görme isteğinin ya-
ni sıra hükümetin icraatlann kişilerin
günlük yaşamına ve refah düzeyine is-
tenen katkıyı sağlamadığını gösteriyor-
lar. Aynca koalisyon partilerinin seçim
propagandalannda sağlık, sosyal gü-
venlik, vergı iadesi, işsizlik oranının
düşürülmesi küçük ölçekli ışletmeler,
çevre konulannda etkilı vaadlerde bu-
lunması, etnık toplumlara akıllıca yak-
laşımı, endişe yaratabilecek demeçler-
den kaçınması ve kısmen İşçi Parti-
si'nin propagandalannı örnek alması
sayesinde seçim zafenni elde ettiği ka-
nısı hakim. Bunlann dışında ülkedekı
ışsız sayısının bir türlü aşağılara çeki-
dekı işsizlerin ümitsizce iş arayışlan
lşçı Partisi iktidannı devıren önemli
nedenlerden biri olarak gösteriliyor.
Seçımden önce sendikalann gücünü
azaltarak zorunlu sendika üyelığini kal-
diracaklan ve işçilerle ışverenlerin kar-
şılıklı olarak pazarlık yöntemiyle iş
sözleşmesi imzalayacağî bir ortam ya-
ratacaklannı belirten yeni Başbakan
John Hovvard'ın, bu durumda sendıka-
lan ve işçi kesımını karşısma alması ve
ülkede grevlerin ardı ardına patlak ve-
receği öngörüleri yaygın.
Koalisyon partilerinin iktidannda,
Avustralya'nın dünyaya örnek olarak
gösterilen çok kültürlülük politikası-
nm da yara almastndan kaygı duyulu-
yor. Özellikle yeni seçilen koalisyon
milletvekillennden bazılarının demeç-
lerinde ortaya çıkan ırkçı yaklaşımla-
nn aynmcılıkla birleşerek şiddetlen-
mesi de kamuoyunda kaygı uyandıran
dıger konulann arasında yer alıyor.
Doğal olarak tüm bu kaygılar, Mel-
bourne ve Sydney kentlerinde yoğun-
laşmış, yüz bine yaklaşan nüfusuyla
genelde İşçi Partisi'ne destek veren ve
işsizlik oranı yüzde 30 olarak belirle-
nen Türk toplumu içinde 3e yoğun bi-
çımde yaşanıyor.