Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 MART1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
TURK - ABD ILIŞKILERI
İncirlik üssündeki 20 atom bombasının Türkiye'nin denetiminin dışında olduğu öne sürüldü...
'75 atom bombasıvar
9
kUliasıOZGEN ACAR
AIVKARA - ABD Doğal Kaynaklar
Savunma Kurulu'nun (NRDC)
açıkladığına göre Amerikan atom
bombalannın konuşlandınldığı
iilkeler arasında Türkiye 3. sırada yer
alıyor. Türkiye'deki 75 adet atom
bombasının "B6T tipi olduğu ve
Balıkesır, Mürted (Ankara) ile
İncirlik (Adana) hava üslerinde
bulunduğu açıklandı.
NRDC uzmanlan Robert S. Norris ve
VVTlliam M. Arkin'in yaptıklan
saptamalara göre Türkiye'dekı
Amerikan üssü tncirlik'te bulunan
B61 tıpı atom bombalanndan 20
tanesi NATO planlan çerçevesinde
"vurucu güç" olarak doğrudan
doğruya ABD Hava Kuvvetleri'nin
gözetimi ve denetimi altında. Ev
sahibi Türkiye'nin bu 20 bombanın
kullanımında herhangi bir denetimi
bulunmuyor.
Buna karşılık, ülkemizdeki öteki 55
bombanın ise Türkiye ile ABD'nin
ancak "çift anahtar*" sistemi ile
kullanılabilecekleri bır "güvenlik"
sistemıne bağlı olduğu anlaşılıyor.
I987'de yürürlüğe giren SElA
anlaşmasından iki yıl önce
Türkiye'de 489 nükleer silah
bulunduğu, ancak bunlann
Sovyetler'le yapılan anlaşmalar
nedeniyle
dünyadaki genel indinm
çerçevesinde 75'e düştüğü belirlendi.
NRDC'nin değerlendirmelerine göre
1985 y\hnda ABD'nin
kendi ülkesi dışındaki dokuz ülkede
6.551 nükleer silah bulunuyordu.
O tarihte Türkiye 4. sıradaydı.
Washington-Moskova anlaşmalan
çerçevesinde ABD, Kore'den 151 ve
Guam'dan 428 atomunu çekerek bu
ülkeleri tümden nükleer silahlardan
anndırdı.
O tarihlerde 549 atom silahı ile 3.
sırada bulunan Italya, şimdi 40
bombayla Türkiye ile yer değiştirdı
ve dördüncülüğe geriledi.
Yunanistan'da Araxos Üssü'nde 164
olan nükleer silah sayısı da on yıl
sonra Hollanda ve Belçika ile birlikte
onar bombaya düştü.
3.396 nükleer silahı konuşlandıran
Almanya, bugün de 245 atom
bombasiyla birinciliğini koruyor.
Ingıltere ise 1,268'den 90'a
inmesıne karşı ikinciliğini yine
sürdürüyor. NRDC uzmanlan,
Rusya'nın kendi sınırları dışındaki
herhangi bir başka ülkede nükleer
silahının
bulunmadığını duyurdu.
Aynı verilere göre Amerika 1992'den
bu yana 9 değişik tip atom silahını
devre dışı bırakarak.
nükleer başlıklı silahlann
sayısını da 24 bınden 9 bine
düşürdü. ABD aynı tarihte
Almanya'da Spangdahlem, Italya'da
Rimini ve Ingiltere'de Heyford
üslerinı nükleer silahlardan
temizledi.
SEİA, eylülde feshedilmezse atom bombalannın üslerde bulunuşu bir yıl daha uzayacak
Yardım azalırken koşullar artıyorTürkiye ile ABD arasında dokuz yıl-
dır yürürlükte olan "Savunma ve Eko-
nomik İşbirliği Anlaşması (SEİA)" ey-
lül ayında taraflarca "feshi ihbar"da bu-
lunulmazsa aralık ayından geçerli ol-
mak üzere bir yıl daha uzayacak. Türk
dıplomatlan, Amenkan yardımına amk
"liayır" denilmesinın zamanının geldi-
ğini hükümete bildirdiler.
Türkiye, bu anlaşmadan dogan yü-
kümlülüklerinı yerine getirip, -NATO
şemsiyesı altında da olsa- Amerikan Si-
lahlı Kuvvetlen'ne üsolanaklannı sağ-
lamayı sürdürüyor.
Buna karşılık ABD. Tüdcıye'ye taah-
hüt ettiği "yardım"ı her geçen yıl mik-
tar olarak azaltmakta ve aynca koşulla-
nnı da ağırlaştırmaktadır.
1980'de yenilendikten sonra yapılan
ikili müzakereler sonucunda, SEtA'nın
12 Aralık 1986'dadörtyılsüreileyeni-
den uzatılması Başbakan TurgutÖzaTın
döneminde kararlaştınldı. Anlaşma 16
Mart 1987'de VV'ashington'da ımzalan-
dı. O günden sonra da herhangi bir ih-
barda bulunulmadığı ıçin bırer yıl sürey-
le uzatılıyor.
Bu anlaşmanın gereği olan ABD'nin
Türkiye'ye yaptığı askeri ve ekonomik
yardımlar ise (mılyon dolar olarak) Tablo-
1 de yer alıyor.
(*) Yönetimin önerisi olup, bu raka-
mın kongrede 100 milyon dolar düze-
yine ineceği bildıriliyor. Ötekı yıllann
rakamlan ise gerçekJeşen mıktarlan gös-
termektedir.
Bu tablo incelendiğinde şu sonuçlar
ortaya çkmaktadır:
Hibe değü, kredi
1. ABD, SElA'nın ılkelenne ters dü-
şen bir davranışla ve tek yanlı bir karar-
la 1993 yılında askeri yardımı "hibe"du-
rumundan çıkanp "kredi" konumuna
Yıllar
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
Toplam
Anapara
230.359
237.421
252.689
244.911
212.000
198.274
212.281
203.640
193.675
236.378
176.379
176.379
154.509
132.638
134.101
132.639
125.944
113.017
97.609
68.888
30.953
3.865
3.865.549
Faiz
281.775
266.586
249.898
232.246
216.702
202.102
185.062
169.735
156.956
141.071
122.880
106.866
90.803
76.535
63.879
51.119
38.491
26.730
16.537
7.907
1.821
210
2.705.911
Toplam
512.134
504.007
502.587
477.157
428.702
400.376
397.343
373.375
350.631
377.449
299.259
283.245
245.312
209.173
197.980
183.758
164.435
139.747
114.146
76.795
32.774
4.075
6.274.460
Yardımın Cınsi 1990
Asken hıbe 412 2
Asken kredı 85 6
Asken eğıtım h. 3 4
Ekonomik destek 14 3
Toplam 515 5
1991
500
-
34
50
5534
1992
475
25
3.4
75
578 4
1993
-
450
3.1
125
5781
1994
-
405
1
120
526
1995
-
3645
1
50
415 5
1996
-
320
1
33.5
354 5
1997
175
1
60
246
TABLO -1: ABD'nin Türldye'ye yapüğı askeri ve ekonomik yardımlar.
TABLO-2: Türkiye'nin anapara ve faiz olarak ödeyeceği borclannın dökümü.
geçirmiştır.
2. Bu krediler şu koşullarla verilme-
ye başlanmıştır:
A) Türkiye'ye yardımdan daha çok,
Amerikan silah sanayiinin ülkemize olan
ihracatını -bir anlamda askeri Eximbank
kredisı gibi- fınanse etmeye yönelmış-
tir.
B) Asken kredı koşulton, ulustârarâ-
sı alanda serbest piyasada uygulanan ti-
cari krediler için geçerli olan yüksek fa-
iz oranlannı içermektedir.
C) Yunanıstan ile 710 oranında ön-
görülen bir dengeye göre verilmekte-
dir.
3. Yıllık kredi mıktarlan gittikçeazal-
tılmıştır. Türkiye'nin ortak savunmada-
ki gücünü gösterebilmesı için gerekli
olan yardım miktannın çok altında olan
Amerikan hükümetinin Türkiye'ye yar-
dım/kredi önenleri dahı kongreden ma-
kaslanarak çıkmaktadır. Kaldı kı yöne-
timin öneri rakamlan da her yıl azalan
bir eğilim göstermektedir.
Yönetimin, 1997 için 175 milyon do-
larlık önerisinin 100 mılyon dolar düze-
yıne ineceği sanılıyor. (Bu durumda Tür-
kiye 1997'de, 100 milyon dolar kredi
olanağı elde ederken geçmıştekı kredı-
lerin borç taksidi olarak faizi ile birlik-
te 502.5 milyon dolar ödemek zorunda-
dır.)
4 Türkiye'ye gerçek anlamında "yar-
dım", bağış nıteliğindeki "Ekonomik
Destek Fonu"ndan yapılan ödemedir.
Clinton yönetimi 1997 için 60 milyon
dolarolarak önermiştir. Bu rakam ise Tür-
kiye'nin 1995 yılı ihracatı ile kıyaslan-
dığında sadece "bir günlük ihracaö**
demektir. Bır başka deyışle Türkiye yıl-
da bır gün ıhracat yapmasa, bu yardıma
"hayır"diyebilecekdurumdadır. Kaldı
ki bu rakamın kongrede 20-25 milyon
dolara ınmesi de söz konusudur.
Gerek askeri kredi ve gerek ekonomik
yardım konusunda birdemeç veren Tür-
kiye'nin VVashington Büyükelçisi Nüz-
het Kandemir, "böyle bir yardımın ka-
bul edilmeztiğini hükumetine üettiğüır
açıkladi.
Kaldı kı Türkiye, 100 milyon dolar-
Itk "yüksek faizliaskeri kredTyi vema-
kaslanması söz konusu bir günlük ihra-
catına eşdeğer 60 milyon dolarlık "eko-
nomik yardımı" şu siyasal ve diploma-
tik baskı ortamında sağlayabilmektedir:
Borçlar katlanıyor
1. Kongrede;
A) Yunan ve Ermeni lobilerinin yanı
sıra;
B) Insan haklan ihlalleri konusunda
Amerikan inceleme heyetlerinin Türki-
ye'nin içışlerine kanşan baskılan;
2. Türkiye'nin ulusal çıkarlan için
gereksıniminı duyduğu Sıkorsky helikop-
terlerine ya da ötekı silahlara konan am-
bargo tehditlen;
3. Üstelik yüksek faizli kredi Türk
ckonomisi üzenndeolumsuzetkilerya-
ratmaktadır. (Ömeğin 1996 yılında Tür-
kiye Amenka'ya asken kredilerle ilgi-
li olarak 237.4 milyon dolan "ana pa-
ra" ve bundan daha fazla miktarda,
266.6 mılyon dolarlık "faiz" olmak üze-
re toplam 505 milyon dolar ödeyecek-
tir.
Gelecek yıl Türkiye alacaği 100 mil-
yon dolar krediye karşılık aynı dönem-
de 252.7 milyon dolan ana para. 250
milyon dolan faiz olmak üzere toplam
502.6 milyon dolarborç ödeyecek ve bun-
dan sonra da Amenka "Türkiye'ye as-
keri yardım yaptım" diyecektir.
"Amerikan yardımı"nı daha iyı algı-
layabilmek ıçın Türkiye'nin 2.016 yılı-
na değin Amerika'ya anapara ve faiz
olarak ödeyeceği asken yardım borçla-
nntn dökümünü Ocak 1996tarihı itiba-
nyla (000 eklenecek) Tablo-2 de açık-
lıyoruz:
Görüldüğü üzere ABD, TÜrkiye'de
kullandıği asken üsler karşısmda "yar-
dım"dan daha çok "borç" vermıştır. Bu
borç yükü altında Türkiye, 2016 yılına
kadar aldığı her 57 dolar borca karşılık
Amerika'ya yılda ortalama 43 dolar da
faiz ödemek zorunda kalacaktır.
Türk-ABD ticareti tek yaıılı işüyorİki ülkenin dış ticaretinde Türkiye üçün birini, ABD ikisini alıyor. Işadamlan da Türkiye'yi 'yarının en önemli 10 pazan' arasında görüyor
Eşki Cumhurbaşkanı Tur-
gut Ozal'ın Amerikan yöne-
timıne yaptığı. Ingıhzce "tra-
de, notaid" sözlen ile özetle-
nen "yardım değil ticaret isti-
yoruz" ilkesınin sadece bır
kanadı gerçekleşiyor. Ameri-
kan yönetimının Ozal'ın iste-
mediği "yardım"ı makasla-
makla kalmayıp, yüksek faiz-
li kredi koşullanna bağladı-
ğı, buna karşılık ikili ticarete
koyduğu engelleyıci kotalan
kaldırmayıp açığı Türki>e
aleyhine arttırdığı gözleniyor.
1994'te ABD. Ozal'ın bu
ilkesinden yola çıkarak Tür-
kiye'yi de yannın "en büyük
10pazarmdan biri" anlamına
gelen "big emerging market
(BEM)" listesının ıçıne aldı-
ğını ilan ettı. ABD yönetimi.
"Türk ekonomisinin gelişme-
sine önemli katkıda buluna-
cak" bu BEM stratejisıni ger-
çekleştırmek amacıyla Ame-
rikan şirketlen ile işadamlan-
nı bu pazardan paylannı bir an
önce almalan için teşvik ve
destekleme yolunda önemli
adımlar attı.
Amerikan yönetiminin Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği (AB)
ile gümrük birliği (GB) an-
laşmasını imzalamasında
önemli, etkın bir dıplomaük
çaba içinde olduğu ve bu ko-
nuda Türkiye'ye en büyük
desteği sağladığı biliniyor.
Çin, Brezilya ve Hindistan
gibi ülkelerin yanı sıra Polon-
ya ve Türkiye'nin de gelecek
10-15 yıl içinde önemli bir pazar patlaması
yaşayacağı, Amerikan işadamlanna duyu-
ruldu.
Bu amaçla ABD Ticaret Bakanı Ron Brovvn
haziranda Türkiye gelecek. 1994'te Polon-
ya'yla birlikte TÜrkiye'de de atak yapılması
beklenirken. araya giren 5 Nisan Kararları
Washington'ın Türkiye konusunda daha ted-
birli adımlar atmasına neden oldu. Brown'ın
geciken Türkiye ziyaretinın haziranda olaca-
ğı açıklandı.
Türk-Amerikan dış ticareti
Türkiye ile ABD arasındaki ithalat ve ıh-
racat ılışkılen ile dış tıcarette ortaya çıkan Tür-
kiye aleyhındeki açık şöyledir:
1. Türkiye ile ABD arasındaki ticarette al-
tı yıllık süre boyunca (5 Nisan Kararlan'nın
ıhracat etkisi dışında) henüz bir kıpırdama gö-
rülmüyor.
Lobilere karşı
Demirel'in 4 kozu
Süleyman Demirel ABD'de
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ABD-Türkiye arasında-
ki işbiriiğive dayanışmanın dün\adaki banş ve Lstikrar açısın-
dan büyük önemi oîduğunu vurguladL İki ülkenin aralann-
daki ilişkivi geliştirmek için kararlı olduklannı betirten Demi-
rel, ABD Başkanı Bill Clinton ile ikili ve ulusiararası konular-
da görüş abşverişinde bulunacağını kaydettL Demirei, Esen-
boga Havalimanı'nda yaptığı basm topbnnsmda,gezinin ama-
arun. iki ülke arasında, "genişletilmiş ortaklık" zeminindeson
yıllarda hızla gelişmekte olan ilişkileri daha da ik'riye götür-
mek oîduğunu biklirdi. İki ülke arasındaki ilişkilerin uzun bir
süresavunma ağırlıklı oîduğunu anlatan Demirel, ekonomik,
bilimsel ve küttün.1 alanlarda da işbirtiği olanaklannın geliş-
tirilmesine çalışıklığını kaydetti. Demirel ve beraberindeki
heyet, Türkiye saati ile 22JH) sıralarında VVashington'a indL
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel yann Beyaz
Saray'da ABD Başkanı Bill Clinton ile sa-
dece 45 dakikalık bir görüşme yapacak. Gö-
rüşmede. Ankara ve Washington'ın de-
ğerlendirmeleri açısından ulusiararası so-
runlar ve ikili ilişkiler adeta 100 metrelik
bir sürat koşusunun hızı içinde gerçekle-
şecek. Bir başka deyişle, her iki başkan tüm
sorunlan kendi paylanna düşen 22.5 da-
kika içinde anlatmak durumunda.
Genellikle TurgutÖzal'ın başbakan ve
cumhurbaşkanı. Tansu Çiller'in de baş-
bakan olarak Beyaz Saray'a yaptıklan
"resmi" ya da "iş"ziyaretlerinde, 10-15 da-
kikalık başbaşa görüşmelerden sonra ya he-
yetlerhalindeki görüşmelere geçmışlerya
da işyemeğinde sorunlan müzakereyi sür-
dürmüşlerdi.
Demirel'in Beyaz Saray programında
değil akşam yemeği, bir öğle iş yemeği da-
hi bulunmuyor. Anımsanacağı üzere De-
mirel, salı günü Ankara'da Bayan Clin-
ton'ı Cankaya Köşkü'nde bir öğle yeme-
ğindeağırlamıştı.
Cumhurbaşkanı Demirel'in Beyaz Sa-
ray'a yaptığı bu ilk ziyaretin 45 dakikaya
sığdınlmasının, Başkan Clinton'ın bu yıl
Cumhuriyetçi BobDolekarşısındagirişe-
ceği başkanlık seçimı rekabetınde kendi
çalışmalanna "daha fazla zaman ayırma
gereğini duyduğu" bıçımınde yorumlanı-
>or.
Demirel'in bu zıyaretini 8-9 nısanda
Yunan Başbakanı Konstantin Simitis'in
ve mayısta da Yunan Cumhurbaşkanı Kons-
tantin Stefanopulos'un, haziranda ise Kıb-
ns Rum Başkanı Glafkos Klerides'ın zi-
yaretlennin izlemesi de bir başka açıdan
önem taşıyor.
Özellikle Başbakan MesuC Vılmaz'ın
Atina'ya yaptığı "önkoşulsuzdiyaiog" içe-
ren banşçağnsı. Demirel'in konumunu Be-
yaz Saray'da ve kongrede Yunan lobisı
karşısında güçlendırmişe benziyor.
Demırel'i Washıngton'da güçlendiren
bır başka dayanağını ise yine Başbakan Yıl-
maz'ın Ermenistan'a yaptığı "İlkelerbU-
dirgesini imzalamanız durumunda iki ül-
ke arasındaki sının açanm" bıçimındeki
açıklaması oluşturuyor. Buaçıklamanın De-
mirel'in Ermeni diasporası karşısında da-
ha rahat konuşmasına yol açacağı anlaşı-
lıyor. Demirel'in kongrede Ermeni tasa-
nlan ile tanınan Cumhuriyetçi başkanlık
adayı Dole ile bugün bır görüşme yapaca-
ğı açıklandı.
Demirel'in Beyaz Saray'daki bir başka
önemli rahatlığını ise kısa bir süre önce Is-
raıl'e yaptığı gezisi sağlayacak.
2. Amerika iki ülke arasındaki toplam dış
ticaretten genelde her yıl yaklaşık üçte iki-
sini, Türkiye ise üçte birini almayı sürdürü-
yor. Ticaretin gerek bu düzeyde kalmasında
ve gerekse Türkiye aleyhine bir dengesizlik
oluşmasındaçeşitli etkenlenn rol oynadığı bil-
dıriliyor.
Tekstil kotası
Amerika, önemli gelişme gösteren Türk
tekstiline karşı, gerek yerli üreticilerin, ge-
rekse bu pazara daha önceden girmiş ötekı
ülkelerin lobilerinin etkisiyle Türk tekstili-
ne kota koydu. Özal zamanında yapılan çe-
şitli girişimlerle bu kotaların miktan arttınl-
mışsa da öngöriilen miktarlar Türkiye'nin
ihracat potansiyelinin çok altıda kaldı.
Bugüne değin Türkiye'nin anlatamadığı bu
gerçeği Amerıka'nın başkanlık seçiminin
sonbaharda oluşu nedeniyle Cumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel'in de Clinton a anlat-
ma şansının olamayacağı söylenıyor.
Buna karşılık Türk diplomatları ile işa-
damlannın. Türk tekstilinın Amerika'ya ih-
racatı konusunda gerek Amerikan yönetimı-
ne ve gerek dıplomatlanna anlattıklan ılginç
bır gelişme gözleniyor.
Buna göre Türkiye'nin Avrupa Birliği ile
imzaladığı GB Anlaşması'nda herhangi bır
tekstil kotası bulunmuyor. Avrupa Birliği'nin
ABD ile anlaşmasındada bir tekstil kotası yer
almıyor. Dolayısıyla ABD'nin Türkiye'ye
uyguladığı tekstil kotası ile uygulamanın hiç-
bır pratık anlamı olmayacaktır. Çünkü mü-
te^ebbis Türk tekstil ihracatçısı, Avrupa Bir-
liği üzerinden Amerikan kotasını rahatlıkla
delmeye hazırlanmaktadır.
ABD. son yıllarda Amerikan pazarında
patlama gösteren Türk makarnasına karşı
benzen engellemeleri de devreye koymuştur.
Türk makarna üretıcisi ve ihracatçısının da
aynı yöntemleri kullanacağı anlaşılıyor.
Amerikan yasalarına göre herhangi bır
ürünün belırli bir ülkeden ginşinde belli bir
oranın üzerinde patlama olmuşsa Amerika o
ülkeden gelen bu ürüne kota gibi engeller
koymakta ve kendi üretıcısıni "damping"
olasılığına karşı korumaktadır. Ancak yakın
tarihe kadar Türkiye'nin ABD'ye çokdüşük
düzeydeki tekstil ve makarna ihracatının bır-
den atmasını "damping" olarak kabul etme-
sı, bu maddelere yönelık engellemelen ge-
tirmiştir. Önümüzdeki günlerde Amerikan
pazannda önemli gelişmeler sağlayacak öte-
ki Türk ürünlerinı de aynı tehlikenin bekle-
dığı öngörülüyor.
ABD Ticaret Bakanı Brovvn, ay başında
VVashıngton'da Türk vc Amerikan işadamla-
nna yaptığı konuşmada, "Gümrük birii-
ği'nden sonra ABD ile işadamlannın bu pa-
zara yönelmelerini teşvik ve desteklemek"
amacıyla özetle şunları söyledı:
"AB ile gümrük birliği anlaşmasının Ame-
rika'nın Türkiye'ye ihracatını artnracağını tah-
min ediyoruz. Ancak Avrupa Birliği'nin ih-
racatı daha da artacağı için şu anda Türki-
ye'nin ithalatında > ü/de 11 'lik bir paya sahip
olan ABD'nin vü/desi azalacakâr."
ABD Ticaret Bakanı. Türkiye'nin AB ile
imzaladığı GB anlaşmasının "ABD'ninsana-
yi ürünlerindeki yüzde 11 'lik gümrük vergi-
sini yüzde 4'e indirdiğinc" dikkatı çektıkten
sora şöyle konuşmuştu:
"Aynca yüzde 15-20 oranındaki toplu ko-
nut fonu kalkıyor. Bu durum, Amerikan fir-
malannın ya tek başlanna ya da Türk firma-
lan ile ortak vatırnı yapmâlanna önemli fır-
sat yaratacak. Türkiye, genç ve enerjik nüfu-
sunun yanı sıra büyük kaynak /enginliği ve
hrsatlar ile büyümesini ve gelişmesini sürdü-
rüyor. Amerika da bu büyü-
medeki yerini almalıdır."
ABD Ticaret Bakanı. iki
ülkenin hükümetlerine ve işa-
damlarına ticaret ve fırsatlar
konusunda tavsiyelerde bu-
lunacak bır "İşGetiştirme Ku-
rulu"nu gerçekleştirmeye ça-
lıştığını açıkladı.
Bakan. "Geçen on yıl için-
de OECD içinde en yüksek
kalkınma hızı elde eden Tür-
kiye"nın ;>on bırkaç yıl ıçın-
de "bazı kısa vadeli sorunlar-
la karşılaştığına" da değın-
meden geçmedı.
lOvillıkbekleyiş
İşadamlannın sorun ve dert-
lerine tercüman olan
Brown'ın. haziranda Anka-
ra'ya yapacağı ziyarette. ba-
zı Amenkan işadamlan, Tür-
kiye'de yatınm yapmak ıste-
diklen halde 10 y ıldır Türki-
ye'den karar beklediklcrine
dikkati çekecek Brovvn a gö-
re "Yoğun rekabet koşullan-
nın bulunduğu dünyada. sü-
ratti karar aimanınönemi bü-
yük." Anımsanacağı üzere,
iki ülke arasında "yatınmla-
nn teşviki ve korunması an-
laşması" ımzalanmı^tı. Cum-
hurbaşkanı Demirel'in bu ge-
zısinde. üzennde 10 yılı aşkın
bir süredir çalışılan "çiftever-
gilendirmenin önlenmesi an-
laşması" da imzalanacak. Bu
anlaşma TÜrkiye'de yatınm
yapan Amerikan fırmalannın
kazançlanndan iki kez vergi
alınmasını önleyecek.
Ozal'ın önerdıgı "yap-işlet-devret" yön-
temınin tngilızce karşılığının kısası olan
'BOT' çerçevesinde Türkıye'de yatınm yap-
mak isteyen pek çok Amerikan kuruluşunun
bulunduğu bildıriliyor.
Bu çerçevede tek örnek olan ve Tekirdağ'da
temelı atılıp inşasna başlanan "Marmara
Gaz Santralı"nı ENRON Şirketi ile Wing
Group yapmaktadır. BazrAmenkan firma-
lan da 540 milyon dolara mal olacağı öngö-
riilen bu türelektnk santrallarından yapmak
istediklerini açıkladılar. Aynca telekomüni-
kasyon projeleri konusunda da bazı başvu-
rularbulunuyor. Ancak Anayasa Mahkeme-
si'nın BOT ile ilgili mevzuatı iptal ctmesi ve
bu konudakı gerekçesinı uzun bır süredir
açıklamamasınm, Amerikan ı^adamlannın
şıkâyetlenne ve yatınmlann gecikmesine yol
açtığı öne sürülüyor