07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA TURK - ABD ILIŞKILERI İncirlik üssündeki 20 atom bombasının Türkiye'nin denetiminin dışında olduğu öne sürüldü... '75 atom bombasıvar 9 kUliasıOZGEN ACAR AIVKARA - ABD Doğal Kaynaklar Savunma Kurulu'nun (NRDC) açıkladığına göre Amerikan atom bombalannın konuşlandınldığı iilkeler arasında Türkiye 3. sırada yer alıyor. Türkiye'deki 75 adet atom bombasının "B6T tipi olduğu ve Balıkesır, Mürted (Ankara) ile İncirlik (Adana) hava üslerinde bulunduğu açıklandı. NRDC uzmanlan Robert S. Norris ve VVTlliam M. Arkin'in yaptıklan saptamalara göre Türkiye'dekı Amerikan üssü tncirlik'te bulunan B61 tıpı atom bombalanndan 20 tanesi NATO planlan çerçevesinde "vurucu güç" olarak doğrudan doğruya ABD Hava Kuvvetleri'nin gözetimi ve denetimi altında. Ev sahibi Türkiye'nin bu 20 bombanın kullanımında herhangi bir denetimi bulunmuyor. Buna karşılık, ülkemizdeki öteki 55 bombanın ise Türkiye ile ABD'nin ancak "çift anahtar*" sistemi ile kullanılabilecekleri bır "güvenlik" sistemıne bağlı olduğu anlaşılıyor. I987'de yürürlüğe giren SElA anlaşmasından iki yıl önce Türkiye'de 489 nükleer silah bulunduğu, ancak bunlann Sovyetler'le yapılan anlaşmalar nedeniyle dünyadaki genel indinm çerçevesinde 75'e düştüğü belirlendi. NRDC'nin değerlendirmelerine göre 1985 y\hnda ABD'nin kendi ülkesi dışındaki dokuz ülkede 6.551 nükleer silah bulunuyordu. O tarihte Türkiye 4. sıradaydı. Washington-Moskova anlaşmalan çerçevesinde ABD, Kore'den 151 ve Guam'dan 428 atomunu çekerek bu ülkeleri tümden nükleer silahlardan anndırdı. O tarihlerde 549 atom silahı ile 3. sırada bulunan Italya, şimdi 40 bombayla Türkiye ile yer değiştirdı ve dördüncülüğe geriledi. Yunanistan'da Araxos Üssü'nde 164 olan nükleer silah sayısı da on yıl sonra Hollanda ve Belçika ile birlikte onar bombaya düştü. 3.396 nükleer silahı konuşlandıran Almanya, bugün de 245 atom bombasiyla birinciliğini koruyor. Ingıltere ise 1,268'den 90'a inmesıne karşı ikinciliğini yine sürdürüyor. NRDC uzmanlan, Rusya'nın kendi sınırları dışındaki herhangi bir başka ülkede nükleer silahının bulunmadığını duyurdu. Aynı verilere göre Amerika 1992'den bu yana 9 değişik tip atom silahını devre dışı bırakarak. nükleer başlıklı silahlann sayısını da 24 bınden 9 bine düşürdü. ABD aynı tarihte Almanya'da Spangdahlem, Italya'da Rimini ve Ingiltere'de Heyford üslerinı nükleer silahlardan temizledi. SEİA, eylülde feshedilmezse atom bombalannın üslerde bulunuşu bir yıl daha uzayacak Yardım azalırken koşullar artıyorTürkiye ile ABD arasında dokuz yıl- dır yürürlükte olan "Savunma ve Eko- nomik İşbirliği Anlaşması (SEİA)" ey- lül ayında taraflarca "feshi ihbar"da bu- lunulmazsa aralık ayından geçerli ol- mak üzere bir yıl daha uzayacak. Türk dıplomatlan, Amenkan yardımına amk "liayır" denilmesinın zamanının geldi- ğini hükümete bildirdiler. Türkiye, bu anlaşmadan dogan yü- kümlülüklerinı yerine getirip, -NATO şemsiyesı altında da olsa- Amerikan Si- lahlı Kuvvetlen'ne üsolanaklannı sağ- lamayı sürdürüyor. Buna karşılık ABD. Tüdcıye'ye taah- hüt ettiği "yardım"ı her geçen yıl mik- tar olarak azaltmakta ve aynca koşulla- nnı da ağırlaştırmaktadır. 1980'de yenilendikten sonra yapılan ikili müzakereler sonucunda, SEtA'nın 12 Aralık 1986'dadörtyılsüreileyeni- den uzatılması Başbakan TurgutÖzaTın döneminde kararlaştınldı. Anlaşma 16 Mart 1987'de VV'ashington'da ımzalan- dı. O günden sonra da herhangi bir ih- barda bulunulmadığı ıçin bırer yıl sürey- le uzatılıyor. Bu anlaşmanın gereği olan ABD'nin Türkiye'ye yaptığı askeri ve ekonomik yardımlar ise (mılyon dolar olarak) Tablo- 1 de yer alıyor. (*) Yönetimin önerisi olup, bu raka- mın kongrede 100 milyon dolar düze- yine ineceği bildıriliyor. Ötekı yıllann rakamlan ise gerçekJeşen mıktarlan gös- termektedir. Bu tablo incelendiğinde şu sonuçlar ortaya çkmaktadır: Hibe değü, kredi 1. ABD, SElA'nın ılkelenne ters dü- şen bir davranışla ve tek yanlı bir karar- la 1993 yılında askeri yardımı "hibe"du- rumundan çıkanp "kredi" konumuna Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Toplam Anapara 230.359 237.421 252.689 244.911 212.000 198.274 212.281 203.640 193.675 236.378 176.379 176.379 154.509 132.638 134.101 132.639 125.944 113.017 97.609 68.888 30.953 3.865 3.865.549 Faiz 281.775 266.586 249.898 232.246 216.702 202.102 185.062 169.735 156.956 141.071 122.880 106.866 90.803 76.535 63.879 51.119 38.491 26.730 16.537 7.907 1.821 210 2.705.911 Toplam 512.134 504.007 502.587 477.157 428.702 400.376 397.343 373.375 350.631 377.449 299.259 283.245 245.312 209.173 197.980 183.758 164.435 139.747 114.146 76.795 32.774 4.075 6.274.460 Yardımın Cınsi 1990 Asken hıbe 412 2 Asken kredı 85 6 Asken eğıtım h. 3 4 Ekonomik destek 14 3 Toplam 515 5 1991 500 - 34 50 5534 1992 475 25 3.4 75 578 4 1993 - 450 3.1 125 5781 1994 - 405 1 120 526 1995 - 3645 1 50 415 5 1996 - 320 1 33.5 354 5 1997 175 1 60 246 TABLO -1: ABD'nin Türldye'ye yapüğı askeri ve ekonomik yardımlar. TABLO-2: Türkiye'nin anapara ve faiz olarak ödeyeceği borclannın dökümü. geçirmiştır. 2. Bu krediler şu koşullarla verilme- ye başlanmıştır: A) Türkiye'ye yardımdan daha çok, Amerikan silah sanayiinin ülkemize olan ihracatını -bir anlamda askeri Eximbank kredisı gibi- fınanse etmeye yönelmış- tir. B) Asken kredı koşulton, ulustârarâ- sı alanda serbest piyasada uygulanan ti- cari krediler için geçerli olan yüksek fa- iz oranlannı içermektedir. C) Yunanıstan ile 710 oranında ön- görülen bir dengeye göre verilmekte- dir. 3. Yıllık kredi mıktarlan gittikçeazal- tılmıştır. Türkiye'nin ortak savunmada- ki gücünü gösterebilmesı için gerekli olan yardım miktannın çok altında olan Amerikan hükümetinin Türkiye'ye yar- dım/kredi önenleri dahı kongreden ma- kaslanarak çıkmaktadır. Kaldı kı yöne- timin öneri rakamlan da her yıl azalan bir eğilim göstermektedir. Yönetimin, 1997 için 175 milyon do- larlık önerisinin 100 mılyon dolar düze- yıne ineceği sanılıyor. (Bu durumda Tür- kiye 1997'de, 100 milyon dolar kredi olanağı elde ederken geçmıştekı kredı- lerin borç taksidi olarak faizi ile birlik- te 502.5 milyon dolar ödemek zorunda- dır.) 4 Türkiye'ye gerçek anlamında "yar- dım", bağış nıteliğindeki "Ekonomik Destek Fonu"ndan yapılan ödemedir. Clinton yönetimi 1997 için 60 milyon dolarolarak önermiştir. Bu rakam ise Tür- kiye'nin 1995 yılı ihracatı ile kıyaslan- dığında sadece "bir günlük ihracaö** demektir. Bır başka deyışle Türkiye yıl- da bır gün ıhracat yapmasa, bu yardıma "hayır"diyebilecekdurumdadır. Kaldı ki bu rakamın kongrede 20-25 milyon dolara ınmesi de söz konusudur. Gerek askeri kredi ve gerek ekonomik yardım konusunda birdemeç veren Tür- kiye'nin VVashington Büyükelçisi Nüz- het Kandemir, "böyle bir yardımın ka- bul edilmeztiğini hükumetine üettiğüır açıkladi. Kaldı kı Türkiye, 100 milyon dolar- Itk "yüksek faizliaskeri kredTyi vema- kaslanması söz konusu bir günlük ihra- catına eşdeğer 60 milyon dolarlık "eko- nomik yardımı" şu siyasal ve diploma- tik baskı ortamında sağlayabilmektedir: Borçlar katlanıyor 1. Kongrede; A) Yunan ve Ermeni lobilerinin yanı sıra; B) Insan haklan ihlalleri konusunda Amerikan inceleme heyetlerinin Türki- ye'nin içışlerine kanşan baskılan; 2. Türkiye'nin ulusal çıkarlan için gereksıniminı duyduğu Sıkorsky helikop- terlerine ya da ötekı silahlara konan am- bargo tehditlen; 3. Üstelik yüksek faizli kredi Türk ckonomisi üzenndeolumsuzetkilerya- ratmaktadır. (Ömeğin 1996 yılında Tür- kiye Amenka'ya asken kredilerle ilgi- li olarak 237.4 milyon dolan "ana pa- ra" ve bundan daha fazla miktarda, 266.6 mılyon dolarlık "faiz" olmak üze- re toplam 505 milyon dolar ödeyecek- tir. Gelecek yıl Türkiye alacaği 100 mil- yon dolar krediye karşılık aynı dönem- de 252.7 milyon dolan ana para. 250 milyon dolan faiz olmak üzere toplam 502.6 milyon dolarborç ödeyecek ve bun- dan sonra da Amenka "Türkiye'ye as- keri yardım yaptım" diyecektir. "Amerikan yardımı"nı daha iyı algı- layabilmek ıçın Türkiye'nin 2.016 yılı- na değin Amerika'ya anapara ve faiz olarak ödeyeceği asken yardım borçla- nntn dökümünü Ocak 1996tarihı itiba- nyla (000 eklenecek) Tablo-2 de açık- lıyoruz: Görüldüğü üzere ABD, TÜrkiye'de kullandıği asken üsler karşısmda "yar- dım"dan daha çok "borç" vermıştır. Bu borç yükü altında Türkiye, 2016 yılına kadar aldığı her 57 dolar borca karşılık Amerika'ya yılda ortalama 43 dolar da faiz ödemek zorunda kalacaktır. Türk-ABD ticareti tek yaıılı işüyorİki ülkenin dış ticaretinde Türkiye üçün birini, ABD ikisini alıyor. Işadamlan da Türkiye'yi 'yarının en önemli 10 pazan' arasında görüyor Eşki Cumhurbaşkanı Tur- gut Ozal'ın Amerikan yöne- timıne yaptığı. Ingıhzce "tra- de, notaid" sözlen ile özetle- nen "yardım değil ticaret isti- yoruz" ilkesınin sadece bır kanadı gerçekleşiyor. Ameri- kan yönetimının Ozal'ın iste- mediği "yardım"ı makasla- makla kalmayıp, yüksek faiz- li kredi koşullanna bağladı- ğı, buna karşılık ikili ticarete koyduğu engelleyıci kotalan kaldırmayıp açığı Türki>e aleyhine arttırdığı gözleniyor. 1994'te ABD. Ozal'ın bu ilkesinden yola çıkarak Tür- kiye'yi de yannın "en büyük 10pazarmdan biri" anlamına gelen "big emerging market (BEM)" listesının ıçıne aldı- ğını ilan ettı. ABD yönetimi. "Türk ekonomisinin gelişme- sine önemli katkıda buluna- cak" bu BEM stratejisıni ger- çekleştırmek amacıyla Ame- rikan şirketlen ile işadamlan- nı bu pazardan paylannı bir an önce almalan için teşvik ve destekleme yolunda önemli adımlar attı. Amerikan yönetiminin Tür- kiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile gümrük birliği (GB) an- laşmasını imzalamasında önemli, etkın bir dıplomaük çaba içinde olduğu ve bu ko- nuda Türkiye'ye en büyük desteği sağladığı biliniyor. Çin, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin yanı sıra Polon- ya ve Türkiye'nin de gelecek 10-15 yıl içinde önemli bir pazar patlaması yaşayacağı, Amerikan işadamlanna duyu- ruldu. Bu amaçla ABD Ticaret Bakanı Ron Brovvn haziranda Türkiye gelecek. 1994'te Polon- ya'yla birlikte TÜrkiye'de de atak yapılması beklenirken. araya giren 5 Nisan Kararları Washington'ın Türkiye konusunda daha ted- birli adımlar atmasına neden oldu. Brown'ın geciken Türkiye ziyaretinın haziranda olaca- ğı açıklandı. Türk-Amerikan dış ticareti Türkiye ile ABD arasındaki ithalat ve ıh- racat ılışkılen ile dış tıcarette ortaya çıkan Tür- kiye aleyhındeki açık şöyledir: 1. Türkiye ile ABD arasındaki ticarette al- tı yıllık süre boyunca (5 Nisan Kararlan'nın ıhracat etkisi dışında) henüz bir kıpırdama gö- rülmüyor. Lobilere karşı Demirel'in 4 kozu Süleyman Demirel ABD'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ABD-Türkiye arasında- ki işbiriiğive dayanışmanın dün\adaki banş ve Lstikrar açısın- dan büyük önemi oîduğunu vurguladL İki ülkenin aralann- daki ilişkivi geliştirmek için kararlı olduklannı betirten Demi- rel, ABD Başkanı Bill Clinton ile ikili ve ulusiararası konular- da görüş abşverişinde bulunacağını kaydettL Demirei, Esen- boga Havalimanı'nda yaptığı basm topbnnsmda,gezinin ama- arun. iki ülke arasında, "genişletilmiş ortaklık" zeminindeson yıllarda hızla gelişmekte olan ilişkileri daha da ik'riye götür- mek oîduğunu biklirdi. İki ülke arasındaki ilişkilerin uzun bir süresavunma ağırlıklı oîduğunu anlatan Demirel, ekonomik, bilimsel ve küttün.1 alanlarda da işbirtiği olanaklannın geliş- tirilmesine çalışıklığını kaydetti. Demirel ve beraberindeki heyet, Türkiye saati ile 22JH) sıralarında VVashington'a indL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel yann Beyaz Saray'da ABD Başkanı Bill Clinton ile sa- dece 45 dakikalık bir görüşme yapacak. Gö- rüşmede. Ankara ve Washington'ın de- ğerlendirmeleri açısından ulusiararası so- runlar ve ikili ilişkiler adeta 100 metrelik bir sürat koşusunun hızı içinde gerçekle- şecek. Bir başka deyişle, her iki başkan tüm sorunlan kendi paylanna düşen 22.5 da- kika içinde anlatmak durumunda. Genellikle TurgutÖzal'ın başbakan ve cumhurbaşkanı. Tansu Çiller'in de baş- bakan olarak Beyaz Saray'a yaptıklan "resmi" ya da "iş"ziyaretlerinde, 10-15 da- kikalık başbaşa görüşmelerden sonra ya he- yetlerhalindeki görüşmelere geçmışlerya da işyemeğinde sorunlan müzakereyi sür- dürmüşlerdi. Demirel'in Beyaz Saray programında değil akşam yemeği, bir öğle iş yemeği da- hi bulunmuyor. Anımsanacağı üzere De- mirel, salı günü Ankara'da Bayan Clin- ton'ı Cankaya Köşkü'nde bir öğle yeme- ğindeağırlamıştı. Cumhurbaşkanı Demirel'in Beyaz Sa- ray'a yaptığı bu ilk ziyaretin 45 dakikaya sığdınlmasının, Başkan Clinton'ın bu yıl Cumhuriyetçi BobDolekarşısındagirişe- ceği başkanlık seçimı rekabetınde kendi çalışmalanna "daha fazla zaman ayırma gereğini duyduğu" bıçımınde yorumlanı- >or. Demirel'in bu zıyaretini 8-9 nısanda Yunan Başbakanı Konstantin Simitis'in ve mayısta da Yunan Cumhurbaşkanı Kons- tantin Stefanopulos'un, haziranda ise Kıb- ns Rum Başkanı Glafkos Klerides'ın zi- yaretlennin izlemesi de bir başka açıdan önem taşıyor. Özellikle Başbakan MesuC Vılmaz'ın Atina'ya yaptığı "önkoşulsuzdiyaiog" içe- ren banşçağnsı. Demirel'in konumunu Be- yaz Saray'da ve kongrede Yunan lobisı karşısında güçlendırmişe benziyor. Demırel'i Washıngton'da güçlendiren bır başka dayanağını ise yine Başbakan Yıl- maz'ın Ermenistan'a yaptığı "İlkelerbU- dirgesini imzalamanız durumunda iki ül- ke arasındaki sının açanm" bıçimındeki açıklaması oluşturuyor. Buaçıklamanın De- mirel'in Ermeni diasporası karşısında da- ha rahat konuşmasına yol açacağı anlaşı- lıyor. Demirel'in kongrede Ermeni tasa- nlan ile tanınan Cumhuriyetçi başkanlık adayı Dole ile bugün bır görüşme yapaca- ğı açıklandı. Demirel'in Beyaz Saray'daki bir başka önemli rahatlığını ise kısa bir süre önce Is- raıl'e yaptığı gezisi sağlayacak. 2. Amerika iki ülke arasındaki toplam dış ticaretten genelde her yıl yaklaşık üçte iki- sini, Türkiye ise üçte birini almayı sürdürü- yor. Ticaretin gerek bu düzeyde kalmasında ve gerekse Türkiye aleyhine bir dengesizlik oluşmasındaçeşitli etkenlenn rol oynadığı bil- dıriliyor. Tekstil kotası Amerika, önemli gelişme gösteren Türk tekstiline karşı, gerek yerli üreticilerin, ge- rekse bu pazara daha önceden girmiş ötekı ülkelerin lobilerinin etkisiyle Türk tekstili- ne kota koydu. Özal zamanında yapılan çe- şitli girişimlerle bu kotaların miktan arttınl- mışsa da öngöriilen miktarlar Türkiye'nin ihracat potansiyelinin çok altıda kaldı. Bugüne değin Türkiye'nin anlatamadığı bu gerçeği Amerıka'nın başkanlık seçiminin sonbaharda oluşu nedeniyle Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel'in de Clinton a anlat- ma şansının olamayacağı söylenıyor. Buna karşılık Türk diplomatları ile işa- damlannın. Türk tekstilinın Amerika'ya ih- racatı konusunda gerek Amerikan yönetimı- ne ve gerek dıplomatlanna anlattıklan ılginç bır gelişme gözleniyor. Buna göre Türkiye'nin Avrupa Birliği ile imzaladığı GB Anlaşması'nda herhangi bır tekstil kotası bulunmuyor. Avrupa Birliği'nin ABD ile anlaşmasındada bir tekstil kotası yer almıyor. Dolayısıyla ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı tekstil kotası ile uygulamanın hiç- bır pratık anlamı olmayacaktır. Çünkü mü- te^ebbis Türk tekstil ihracatçısı, Avrupa Bir- liği üzerinden Amerikan kotasını rahatlıkla delmeye hazırlanmaktadır. ABD. son yıllarda Amerikan pazarında patlama gösteren Türk makarnasına karşı benzen engellemeleri de devreye koymuştur. Türk makarna üretıcisi ve ihracatçısının da aynı yöntemleri kullanacağı anlaşılıyor. Amerikan yasalarına göre herhangi bır ürünün belırli bir ülkeden ginşinde belli bir oranın üzerinde patlama olmuşsa Amerika o ülkeden gelen bu ürüne kota gibi engeller koymakta ve kendi üretıcısıni "damping" olasılığına karşı korumaktadır. Ancak yakın tarihe kadar Türkiye'nin ABD'ye çokdüşük düzeydeki tekstil ve makarna ihracatının bır- den atmasını "damping" olarak kabul etme- sı, bu maddelere yönelık engellemelen ge- tirmiştir. Önümüzdeki günlerde Amerikan pazannda önemli gelişmeler sağlayacak öte- ki Türk ürünlerinı de aynı tehlikenin bekle- dığı öngörülüyor. ABD Ticaret Bakanı Brovvn, ay başında VVashıngton'da Türk vc Amerikan işadamla- nna yaptığı konuşmada, "Gümrük birii- ği'nden sonra ABD ile işadamlannın bu pa- zara yönelmelerini teşvik ve desteklemek" amacıyla özetle şunları söyledı: "AB ile gümrük birliği anlaşmasının Ame- rika'nın Türkiye'ye ihracatını artnracağını tah- min ediyoruz. Ancak Avrupa Birliği'nin ih- racatı daha da artacağı için şu anda Türki- ye'nin ithalatında > ü/de 11 'lik bir paya sahip olan ABD'nin vü/desi azalacakâr." ABD Ticaret Bakanı. Türkiye'nin AB ile imzaladığı GB anlaşmasının "ABD'ninsana- yi ürünlerindeki yüzde 11 'lik gümrük vergi- sini yüzde 4'e indirdiğinc" dikkatı çektıkten sora şöyle konuşmuştu: "Aynca yüzde 15-20 oranındaki toplu ko- nut fonu kalkıyor. Bu durum, Amerikan fir- malannın ya tek başlanna ya da Türk firma- lan ile ortak vatırnı yapmâlanna önemli fır- sat yaratacak. Türkiye, genç ve enerjik nüfu- sunun yanı sıra büyük kaynak /enginliği ve hrsatlar ile büyümesini ve gelişmesini sürdü- rüyor. Amerika da bu büyü- medeki yerini almalıdır." ABD Ticaret Bakanı. iki ülkenin hükümetlerine ve işa- damlarına ticaret ve fırsatlar konusunda tavsiyelerde bu- lunacak bır "İşGetiştirme Ku- rulu"nu gerçekleştirmeye ça- lıştığını açıkladı. Bakan. "Geçen on yıl için- de OECD içinde en yüksek kalkınma hızı elde eden Tür- kiye"nın ;>on bırkaç yıl ıçın- de "bazı kısa vadeli sorunlar- la karşılaştığına" da değın- meden geçmedı. lOvillıkbekleyiş İşadamlannın sorun ve dert- lerine tercüman olan Brown'ın. haziranda Anka- ra'ya yapacağı ziyarette. ba- zı Amenkan işadamlan, Tür- kiye'de yatınm yapmak ıste- diklen halde 10 y ıldır Türki- ye'den karar beklediklcrine dikkati çekecek Brovvn a gö- re "Yoğun rekabet koşullan- nın bulunduğu dünyada. sü- ratti karar aimanınönemi bü- yük." Anımsanacağı üzere, iki ülke arasında "yatınmla- nn teşviki ve korunması an- laşması" ımzalanmı^tı. Cum- hurbaşkanı Demirel'in bu ge- zısinde. üzennde 10 yılı aşkın bir süredir çalışılan "çiftever- gilendirmenin önlenmesi an- laşması" da imzalanacak. Bu anlaşma TÜrkiye'de yatınm yapan Amerikan fırmalannın kazançlanndan iki kez vergi alınmasını önleyecek. Ozal'ın önerdıgı "yap-işlet-devret" yön- temınin tngilızce karşılığının kısası olan 'BOT' çerçevesinde Türkıye'de yatınm yap- mak isteyen pek çok Amerikan kuruluşunun bulunduğu bildıriliyor. Bu çerçevede tek örnek olan ve Tekirdağ'da temelı atılıp inşasna başlanan "Marmara Gaz Santralı"nı ENRON Şirketi ile Wing Group yapmaktadır. BazrAmenkan firma- lan da 540 milyon dolara mal olacağı öngö- riilen bu türelektnk santrallarından yapmak istediklerini açıkladılar. Aynca telekomüni- kasyon projeleri konusunda da bazı başvu- rularbulunuyor. Ancak Anayasa Mahkeme- si'nın BOT ile ilgili mevzuatı iptal ctmesi ve bu konudakı gerekçesinı uzun bır süredir açıklamamasınm, Amerikan ı^adamlannın şıkâyetlenne ve yatınmlann gecikmesine yol açtığı öne sürülüyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle