Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 1996 PERŞEMBE
14 KULTUR
Hülya Uçansu, Sinematek misyonunu sürdüren Film Festivali'nin 15.yılını kilometretaşı olarak nitelendiriyor
Yönetmen smemasıkavramı yerieşti
CUMHUR CANBAZOGLU
Sınematek'in kapandığı, etrafı vurdu-
lukırdılı ticari filmlerin kapladığı biror-
tamda sinemaya gönül vermış *cesur' in-
sanlann Sanat Filmleri Haftası adıyla baş-
lattıgı Uluslararası Istanbul Film Festiva-
li on beş yaşmda. Sınematek"in boşluğu-
nu doldurmak amacıyla doğan, zamanla
Hollyvvoodun önemli fılmlenne yer ve-
ren ve doksanlarda yenıden sanat sıne-
•nasına dönen festıvalın on beş yıllik öy-
ıcüsünü. bu yılın taşıdığı esprıyı festiva-
lin yönetmenı Hülya L'çansu'dan öğren-
dik.
- Festival on beş yılda nereden neneye
geldi ?
HÜLYA UÇANSU- On beş yıl önce
film festivalini düzenlenleyecek ekıp iki
temel amaçla yola çıktı; ilki uluslararası
alanda kabul görmüş sanat filmlennin ül-
kedeki tican gösterimini teşvik etmek, di-
ğeri de ülke sinemasının yurtdışında ta-
nıtımına katkıda bulunmak Festfvalın
başladığı 1982'de iiikede Sinematek ka-
patılmıştı, seks ve karate filmlennin göz-
de olduğu bır dönemde Sinema Günleri
adeta bır \aha görevı üstlendi.
Aradan geçen yıllarda festıvalin bakı-
şıdadeğışti. Kuruluşyıllannda ticari film
sıkıntısı vardı piyasada. Sonradan Ame-
rikan şırketleri Istanbul'da bürolarını aç-
tı, Avrupa sinemasının örnekleri de satın
alınıp sınemalarda gösterilmeye başlandı.
Özelliklebuyıl festivaldeki ilgidence-
saret alarak getınlen sanat filmlennin sı-
nemalardakı başansı dikkat çekti. Bir se-
yirci profili yaratmayı hedeflemıştık.
Filmleri oyunculanyla değil yonetmen-
leriyle tanıyan, bilen insanlann festivaiı
olacaktı. Bubaşarıldı, artık ülkemizdeyö-
netmen sineması kavramı yerleşti.
- Festivalin bu yılki esprisi ne sizce ?
UÇANSU- Programa baktığınızda fes-
tıvalın tamamen sanat sinemasına kaydı-
|ı göriilüyor; 15. yılımızda sinefıllere yö-
nelık seçımleryaptık. Birkere Amerikan
fılmlen hıç yok. Bundan sonradaolacak-
sa, bağımsız Amenkan sınemasından ör-
neklergetınlecek. VVarner Bross'dan yal-
nız "Sense and SenabiBty''i alıyoruz.
Çünkü kültürel ağırlığı olan bır film.
Bu yılın esprisi sinemanın 100. yılı ve
festivaiın on beşıncı yılı. Bir tür kılomet-
retaşı olan bir yıl. Sinematek misyonunu
sürdürmemiz gerekıyor. Hem Jim Jar-
mushgıbı genç biryönetmenı tanıtıyoruz,
~W~*l rograma baktığınızda festivalin sanat
M-S sinemasına kaydığı görülüyor; 15.
A. yılımızda sinefillere yÖnelik
seçimler yaptık. Bu yılın esprisi sinemanın
100. yılı ve festivalin on beşinci yılı. Bir tür
kilometretaşı olan bir yıl. Sinematek
misyonunu sürdürmemiz gerekiyor.
B
ir seyirci profili yaratmayı
hedeflemiştik. Filmleri
oyunculanyla değil
yönetmenleriyle tanıyan, bilen
insanlann festivali olacaktı. Bu
başanldı, artık ülkemizde yönetmen
sineması kavramı yerleşti.
hem Jean Renoir'dan yedı, sekız film gös-
teriyoruz. Asya sinemasına yer venyo-
ruz. Dünya dagıtımında Amerikalılar ka-
dar güçlii değiller. Dağıtım şansı az olan
filmlerle seyırciyi buluşturmayı sürdüre-
ceğiz.
- Pekiyi festivali bdeyen kac sinefil var
İstanbul'da ?
UÇANSU- Film festivalinın çekirdek
izleyıcı sayısının artık oluştuğunu ve bu
sayının düşmeyeceğıne inanıyorum. Ge-
çen yıl doksan bın bılet satıldı. davetliler,
akreditasyonlar da katılırsa sayı yüz bın
olur. Bu düzeyı sürdürmeyi hedeflıyoruz.
- Uluslararası sinema çevrelerinde ts-
tanbul Festivali hangi yönleriyle tanıru-
yor?
UÇANSU- Büyük festival ler gibi göv-
de gösterisine gırişmiyoruz. Onlar çok
büyük pazar konumundalar ve prestij sağ-
lamak ıstiyorlar. Istanbul Festivali seçıl-
mış, sinema değeri olan fılmlenn toplu-
ca sergilendiği. Türk sinemasının son dö-
nem ürünlerinin uluslararası koşullarla
izlendiği bır organızasyon. Yabancılar
geldiklerinde Türk filmlerinın Ingilızce
elektronik altyazıyla sunulduğu, ortala-
ma bırprodüksiyon kalitesınin tutturuldu-
ğu bir festival izlıyorlar. Ayrıca büyük
festivallerde izleyiciylc alışveriş kaygısı
pek yok. Oralarda sadece profesyoneller-
le. alıcı ve satıcılar çalışıyorlar. Biz izle-
yıcisi olan bir fcstivaliz.
-85yaşındaki Antonionryifestivaleko-
nuk olmaya ikna etrini/ ?
UÇANSU- Cıddı sağlık sorunlan olan,
yaşı çok ilerlemiş Antonioni cesaret edip
gelıyor. Cesaret edıp diyorum, çünkü fes-
tivallerdekı organızasyonlarçogu kez kö-
tü sürprizlerle dolu. Daveti kabul etmesi
geçmiş yıllarda gelenlerin verdiği olum-
lu referans. Bu bizi çok sevindirdi ve he-
yecanlandırdı. Eşiyle gelecek. Eşı "Bu-
lutlann Ötesinde"nin çekımlerini belge-
selleştırmiş. Antonionı'nin basın toplan-
tısından önce göstereceğiz.
- Sanat sinemasına yönelen festivaL, ba~
şının ağnmaması için film seçerken oto-
sansür uyguluyor mu ?
UÇANSU- Hayır sansür yok. Örneğin
Alan Tanner, ** Lady M'nin Günlüğü"
adlı filmı ıçın, "Bu film başınızabelaola-
bilir, vermeyeyim" dedı Ben de." Geçen
yıl Oshıma'ıun o iki ünlü filmini göster-
dik". dedım. İkna oldu ve verdı. Otosan-
sür mümkün olduğu kadar yapmıyoruz.
Bu ülkede uluslararası festivallerden san-
sürü Tınaz Tîtiz kaldırdı. Onun katkısı
büyüktür. Bu hareket pıyasadaki filmle-
re de yansıdı, onlarda da sansür hafifle-
di.
- İstanbul Festivali'ninfilmseçerken di-
ğer yerli festivaHerin yolunu ükadıgı söy-
leniyor. Ne derece doğru bu söylenti?
UÇANSU- Örneğın Antonioni filmini
Ankara da ısteyınce Italyanlara, " Film
için çok büyük para ayınyoruz ve önce biz
istiyonız'" dedık Dünyanın her yennde
ülkedekı program ve geçmiş açısından bır
numaralı festivalin böyle bır hakkı ol-
duğuna ınanıyoruz. Siz hıç Cannes'ın
Fransa'da daha önce gösterilmiş bir filmi
aldığını gördünüz mü ? Doğru mantık bu.
- Yerli yönetmenlerden bizinı sinemayı
dışladığuiız, en kötü salona koyduğunuz
seklinde yakınmalar geliyor. Türk sine-
masına ayn festival düzenlenebilir mi ?
UÇANSU- Türk filmlennin Istanbul
festivalinde gösterılmesının ana hedefi
yurdışından çağırılan festival yöneticı-
lerıne, eleştirmenlere ve gazetecilere
tanıtımını yapmak.
Bu filmlerin yüzde 95'ı daha önce vız-
yona çıkar, eğer biz bunlan bin kişılik sa-
lona koyarsak on kişi gelıyor ve moraller
bozuluyor. Deneyimlerden vizyon gör-
müş filmin seyircisinin festivale gel-
mediği anlaşıldı. Türk sinemacılarının
yakınmalanna katılmıyorum. Ciddı par-
alarharcanarakbütünfilmlere elektronik
altyazılaryazılıyor, yetersiz tanıtım mal-
zemeleri çoğaltılıyor. Festival sırasında
kurulan ılışkiler sonucu dünyanın sanat
merkezi Paris'te altı ay sürecek Türk film-
leri toplu gösterisi düzenlenebılıyor. Az
şey değil bunlar.
6
Umudını ve yaşama bagbhğnı arayışları'
MÜMTAZ SAĞLAM
UmurTürker; Istanbul Atatürk
Kültür Merkezı'nde sergılemekte
olduğu son resımlennde, 'Arayış-
larvel/nutuluşlar'genel başlığı al-
tında; figür kaynaklı soyutlama se-
rüvenınin yenı açılımlannı sunu-
yor. Tematık kapsamın da çağnştır-
dığı gıbı. bireyın hüzün dolu ya-
şantı evreleri ve daha çok kopuşlar
üzerinde tesıs etmiş ınsan ilışkıle-
nndekı açmazlann ön planda futul-
duğu yapıtlarda; bır bakıma. bire-
yın topluma, karşı cinse ve en kö-
tüsü, kendısıne yönehkyabancılaş-
masının yansımalan ırdeleniyor.
Türker'ın, 198O'lı yıllardan ıtı-
baren non-figüratıf yönsemeli çız-
giyı terk ederek, yaşadığı toplum-.
saktarihsel (ve bıreysel) ortam ko-
şuflannın da itkisiyle figür kaynak-
lı çözüm arayışlanna kaydığını gör-
mekteyız. Bu süreçte sanatçının fı-
gürlen, yıtıp gitmiş ya da terk edil-
mış bır zamanın tanıklan olarak
resmın uzamsal aynmlannda öyle-
cedururlar. Anısal ve güncel yaşa-
ma ılişkın bu görsel nıtelemeler.
ressamın ıç vedış-gözlemının tıtre-
şımlı zemınmde sahnelenırler. Ve
herbınnde; öfke. başkaldın ve şıd-
det eğilimli tepkısel edimlerden
çok, küskün ve parçalanmış bir du-
yarlığın ıç-sorgulamasından kay-
naklanan bir devınım esas aiınır.
Böylece sanatçı. kendıne sakla-
dığı ^zleri açıga vurmaktadır. Re-
«imfer,,bu ıtirafin yansrma yüiey-
lerıdır ve ızleyıcıyı fergU-flrHîM
1
-
ğı önensiyle baş başâ bırakır. Ayrı-
ca, Türker'in her tuvalinı, 'Ben ile
Öteki' arasında süregıden ılışkıle-
nn şeklınden türemış öykülerin bır
sayfası olarak nıtelemek de olası...
Ön-bilgi düzcyinde venlmış (bı-
çımsel tasarımdan bağlamını belır-
lcycn lanlam, sanatçının dılı ve üs-
lubu doğrultusunda netlık ve derin-
hk kazanmaktadır.
Resmın içkin olan niteliklen. tın-
sel bır genlım ıçınde duran esas fi-
gür'ün gensınde yaşananlarla ılın-
tılıdır. Terk edılen. unutulan; ımge
düzeyınde negatıf çağrışımlarla
yüklü duygusal bır atmosferin bi-
reylerıdır bunlar... Ömekse. çıplak
fıgürlerin uyancı ve etkın cınsel
düttülerrii-zeminındedegıJde; özel
bır içkınlik düzlemınde somutlaş-
tınlması ve değerlendirilmesı gıbı.
Umur Türker'ın son dönem resım-
lerının ıfade yoğunlugu ve bıldın-
sellık yönünü ortaya çıkaran özel-
lıklen kadar. bıçımsel yapılanışı ve
kurgusuna ılişkın çözümlennın de
ön planda tutulması ve tartışıiması
gerekır.
Çünkü; Türker. resmın boyasal
oluşum sürecınde yaşanan tüm bı-
çımsel araştırmalannı doku'ya yö-
nelik (textural) bır kalıtenın sürek-
liliğıne adar. Yanı. gereçle sagladı-
ğı her türlü etkı ve kendilığınden
oluşlar; genelde. belırsız bır yüzey
tasarımmdan çok. resme ılışkin he-
deflenmış dokusal kalıtenın aranı-
şına yöncftktır. Aksı durumda, fr-
gürün çızgısel betimıyle özgürce
boyanmış alt-yüzeyın (fon) bır ara-
dalıgında, etkı-veri ilışkısını bu dü-
zcyde kavramamız mümkün ola-
mazdı. Neredeyse:çızgi, yazı vedi-
ğer ışaret sıstemlennın grafTiti'yı
anımsatan bır yüze> organızasyo-
nunda. boyasal resmın verilenyle
bağıntılanması, sözünü ettigımız
plastık yapı unsurlannın sımge bı-
çımler olarak da değer kazanma-
sıyla ılıntılıdır.
Sansürsüz, doğrudan ve doğaç-
lamacı bır duyarlığın yansımalan,
bu resımsel tavnn hareket tarzını
ve düşüncesını de açıklar böylece.
Sonuçta, soyutlama ıradesının hük-
mettığı çızgısel verılerın (desen),
gıderek figür-mdcârf trirt»telgftP'
1
de sağladıklan biçım-anlam denk-
lıği. kendilığınden bır mizanseni
çağnştıran sahne'ye dönüşüver-
mektedır. Ve artık. resim yüzeyın-
dekı her bıçımsel unsurun, çağn-
şımlı bır ışlev sel etkınlığı söz konu-
sudur.
Sanatçıda, tüm kaygı ve olum-
suzluklann egemen olduğu anlam;
hüzün, gerılım ve kaotık etkilenn
ötesınde/gerısınde gizlenmiş gıbı
duran, sıcak bır yaşam coşkusu ve
özlemmı de hıssettirmektedır. Dı-
rencın göstergesı olarak görebılınz
bunu. Ya da; sanatçının deyışiyle.
umudun ve yaşama baglılığın
arayışlan'dır belki...
Biletler
Kapıda
15. Uluslararası Film Festivali'nde rezervasyondan kalan biletler,
Festival'in başlamasından iki gün önce, 28 Mart Perşembe
sabahmdan itibaren festival sinemaları gişelerinde
satışa sunuluyor.
FESTİVAL SİNEMALARI: FİTAŞ I, FİTAŞ 2, FİTAŞ 3, EMEK, ALKAZAR VE REKS
BİLET FİYATLARI: TAM 300.000 TL, ÖĞRENCİ 200.000 TL
Bu ilan Cumhuriyet gazetesinm katkılarıyla yaymlanmıştır.
Kurumsal
Sponsorlar
EMLAK BANKASI
I1M
MARMARA
I S T A S Î U
V
RENAUI1
Festival Sponsoru
30MART-14NfSAN1996
VEFAT ve TEŞEKKUR
Canımız, herşeyimiz, değerli insan
İLHAN DALKILIÇ
vefatında bizi yalnız bırakmayan,
başta Birleşik Metal İş Sendikası Yöneticileri'ne, telefon veya
telgrafla ve bizzat gelerek acımızı paylaşan tüm Dost ve
Akrabalarımıza teşekkür ederiz.
AİLE8İ
B I LSAK
5.KAT
CÛFEBARREST.
Rezervasyon: 293 37 74
28 Mart, Perjembe 22.30
Bülent
Ortaçgîl
S o ğ a n c ı ı o k . 7 / 5 $ ı r j s e l v i t e r - T a k f i ı
bugece
SAfPHO •«
EflR T H U N10 N
Irlandn Folk Mııziâi
II: 2 4 S 06 68 - 69
T.CM.E.B.
ÖıelTUDEM
EĞİTİM MERKEZİ
LANGUAGE WORLD
• Elementary
• Pre Interrnediate
• Intermediate
• Upper Intermediate
• Advanced
İNGfÜZCE KURS KAYH1ARI
BAŞtAMrŞTlR
Hotostorgazı Cod 2i2Arko8lol Kot 3-4-5
OsmanMy / ^IŞLI
(212)230 02 32-230 02 33-234 35 76
Romanlannız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden aiınır.
Tel.: 554 08 04
İSTANBUL
MINKUL KIYMITLER
BORSASI
Kültür Günleri
NEW AGE KONSER
SERDAR ÇAMLICA
Bugün Saat: 23.00'de
Sıraselviler Cad. No. 89/2 Beyoğiu-lstanbul v (0-212) 251 02 22
Sigara içenler! Bugün kendinize
değerli bır fırsat verın: Sigarayı bırakın.
TÜRK KALP VAKFI
Tel.: (0.212) 275 1244(7 Hat) Faks: 266 47 12
Kadir Has Lisesi'nden
aldığım, mezuniyet
belgemi kaybettim.
Hükümsüzdür.
YILD1R1M ORKAN
HALİLOĞLU
Umutlannızı
Fidan
Dikerek
Yeşertin
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE
EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
IŞILDAKVEYELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Vazgeçemediğimiz
Kış uzun sürdü. Kimileri sanki bitmeyecek; bahar,
ardından yaz gelmeyecek gibi telaşlandı. Kışm grili-
ğinin huzursuz eden atmosferine karşın o kadar
emındim ki; yakında bahar dalını göreceğime. Bıra-
kın mevsimsel dönüşümleri, bır gerçek vardı ortada;
istanbul'un orta yerine nisan geliyordu.
Sinemalı günler artık Istıklal Caddesi'ndeydi. Istan-
bul'a her yıl sinemalı günlerle bahar gelir. istanbul'un
orta yerinde bir bahar dalı açar; ve festivaller, Film
Festivali'y'e başlar. Bir kültür maratonudur; bır duy-
gu maratonudur bu; ve kimileri için kent, bu mara-
tonsuz kent değıldir.
•
Istanbul benzersiz bır kenttir. Doğu ile Batı arasın-
da bir "kültürköprüsü"dür. HABITAT'lı günler, İstan-
bul'un bu özelliğini dünyaya kanıtlayacağı bir başka
sınavdır.
Istanbul öylesine bırıciktir ki her türlü talana ve ya-
lana karşın; kesilen şehzade başlarından yıkılan ben-
zersiz tarihi yapılara kadar dört bir yanında; zengın-
lik olduğu kadar ihanet de vardır.
Ama tüm bunlara karşın, Istanbul öylesine biricik-
tir ki "düşman"\n saldırısına hâlâ direnmektedir. is-
tanbul güzellikler kentıdir ve Istanbul, festivaller ken-
tidir.
Yine bir bahar geldi, havalar hafiften ısınmaya yüz
tuttu, güneşin aydınlığı kışın karamsarlığına baskın
gelmeye başladı; ceketli ve kazaklı günler çok ya-
kında; ve Uluslararası Istanbul Film Festivali geldi
çattı.
Bu yıl on beşincisi. Tam on beş yıl önce başlamış,
bu büyülü perde...
İki gün sonra, her yıl bu aylarda olduğu gibi on beş
günlük yeni bir sinema serüvenine başlayacağız; bi-
linmeyenfilmler,bilinmeyen yönetmenler, bilınmeyen
oyuncular keşfedeceğiz.
•
Uluslararası Istanbul Film Festivalı'nden söz açın-
ca, geçen yılki festival yazımızdan bir alıntı yapama-
dan geçemedik:
Yine bahar geldi, İstiklal Caddesi yine koşuşma-
lara tanık. Gerçi bu yıl yüreğimizde acı var, Onat'sız
bir festival yaşayacağız, ama onun sözlen hep ku-
laklanmızda olacak: "Sinema Bir Şenliktır."
Açılışta, kapanışta, bir basın toplantısında, kahve
içerken, sinema çıkışı bır yerlerde bir duble bır şey
içerken, yolda ıkı matine arası koşuştururken gözle-
rimiz hep onu arayacak. Festivalin onuncu yılı için
yazdığı "Büyülü Fener" yazısında şöyle diyor:
"On yıldır her erken baharla bırlıkte adeta bir kış
uykusundan uyanıyor bu kent. Canlanıyor, güzelle-
şiyor, gülümsüyor.
"Kent kıpırdıyor.
"...Şenliğin yapıldığı mart ve nisan gunlehnde çi-
çeklenen dallar, yeşeren ağaçlaha bıhikte kentin iki
yakasında da bırgençlik rüzgân esiyor, coşkulu, tut-
kulu, sevınçli bır hava salonlann dışına taşarak her
yanı kaplıyordu."
•
Şairin dedıği gibi, "alışkanlıklar da değişir"; doğ-
rudur, ama film festivali kolay kolay değiştiremeye-
ceğımız bir alışkanlıktır. Artık vazgeçemediğimiz'dir.
"Hatyıi.^tsan ay*nı iple çekeceğifTjız, belto de.a'ış-
kanlık ötesi bır yaşam parçamızdır, bizim. Bizım ve
İstanbul'un...
Başka bır şairin de dediğı gibi, "insan alışkanlıkla-
nnı da sever."
Bu sevgi gıderek bir tutkuya dönüştü. Bir sinema
tutkusuna; bir Istanbul tutkusuna, hele de değerle-
rimizi yitırdıkçe; hele de değerlerımız kimılerince kü-
çümsendikçe, biz sinemaya da istanbul'a da sarıl-
dıkçasarıldık....
Artık, nasıl aşksız bir istanbul düşünemıyorsak;
film festivalinin olmadığı bir Istanbul'u da düşünmek
olanaksız...
Tiyatro Eleştirmenleri
Birliği ödülleri
Kültür Servisi- Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Bir-
liği 1955 ödüllerini açıkladı. Ankaralı eleştırmenler.
ödülü Devlet Tiyatrosu sanatçısı Nurşen Cirginkoçla,
ODTÜ Tiyatro Topluluğu arasında bölüştürürken Istan-
bul'daki eleştirmenler "Çöplük" oyunu nedenıyle ödü-
lü Tiyatro Stüdyosu'na verdi.
Istanbul'da, Turgaj Nar'ın "Çöplük"oyunu. metinde-
ki şiirselliği zedelemeyen. ama sahnede kuru kalabile-
cek. oyun kavramından kopuk. edebı şiirsellikle de sı-
nırlandırmayan çarpıcı oyun düzeni ile Işü Kasapoğ-
lu'nun,
oyun dü-
zen i ne
ol ana k
ve de^-
tek yara-
tan sah-
nc tasa-
rımıyla
Du ygu
Sağıroğ-
lu'nun.
oyun kı-
şilerıni
k i ş i l e r
arasın-
daki iliş-
k ı l e r i .
o y u n
kurgu-
sundaki
dengele-
ri özüm-
seyerek
yorum-
layan ve
başarıy-
la seyir- TEBÖdülü. tüm tiyatro öğelerininbaşany-
ciye ak- | a v a r edildiği "Çöplük" ojunu için Tiyatro
t a r a n stüdyosu'na verildL
oyuncu-
luklanyla Zuhal Gencer, Ahınet Uğurlu v e Haluk Bilgi-
ner'in çalışmalan. tiyarronun "toplu sanat*5
tanımına
somut örnek oldu. Bu nedenle TEB Ödülü. tüm tiyatro
öğelerinin başanyla var edildiği "•Çöplük" prodüksıyo-
nu için Tiyatro Srüdyosu'na veri Idi.
Ankara"da ise, tüm yorumlannda yüksek bir oyuncu-
luk düzeyi vc incc bır du>arlık çızgısi sürdürmüş olan
Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Nurşen Girginkoç,
"Asiye Nasıl Kurtulur" oyununda çok başanlı bir kom-
pozisyon çizdi. ODTÜ Tiyatro Şenliği'nı uzun yıllar bo-
yunca elden ele geçen bir mesale gibi bugüne taşıyarak
ülkenın pek çok yöresınden amatör topluluklan her yıl
buluşturan ODTU Tiyatro Topluluğu. çaiışmalarındaki
ciddiyet, sahneye koyduklan oyunlar üzennde tıtız dra-
maturji çalışması ve ortaya koyduklan doğru yorumlar-
ladıkkati çektı Bu nedenle TEB Ödülü. Nurşen Girgin-
koç'la ODTl"ı Tii"i»^ TV,-.!,,!,,^,, nrasmda bölüştürüldü.