25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 1996 PERŞEMBE / i HABERLER İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi, 500 milyon liralık tazminat davasını yersiz buldu Mahkemeden Gülen'e retHaber Merkezi - Gazetemiz Genel Ya- /ın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya hak- tında Fethullah Cüleo tarafından açılan 500 milyon liralık tazminat davası İstanbul i 0. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce reddedıl- li. Gülen tarafından açılan iki ayn davada cenlen tazminat ödenmesıne ilişkin karar se Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce bozul- iu. Yargıtay. Çetinkaya'nın yazılannın ba- nn özgürlüğü çerçevesinde kaleme alındı- jını. yazılann bütününün "ülkesorunlan- layöneiik haber veyonım niteliğjnde" ol- duğunu beiimi. Gazetemiz yazarlanndan Hikmet Çetin- Laya'nın "PtditikaGünlüğü" ısimli köşe- ıinde 29 Mayıs 1994'te yayımlanan "Şeri- atçı Örgütler" başlıklı yazı nedenıyle Fet- hullah Gülen tarafından Çetinkaya \e Ya- zıişlen Müdürü İbrahim Yıkbz hakkında 500 milyon liralık tazminat davası açılmış- tı. İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkeme- si'nde görülen davanın dünkü oturumun- da gazetemiz a\ukatı Fikret Ilki/. Istanbul Cumhuriyet Başsavcılıgı tarafından aynı yazı hakkında venlen takipsızlık kararını mahkemeye verdı. Cumhuriyet Başsavcı- lığVnın verdiğı takipsizlik karannda şöy- le denildı: "Bilirkişi Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer tarafından hazuianan 28.8.1994 tarihli raporda vazann şeriatçı olarak ta- nımladığı ve iddia ettiği kunıluşlan hedef aldığı şikâyetçiye vönelik hakaret suçunu oluşturacak her hangi bir ibarenin bulun- madığı belirtiImiştir.Gerekçesine katıldığı- mız bilirkişi raponında da belirtildiği gibi vazmın özellikleşikâvetçivi hedef almavıp. şeriatçı olarak tanımlanan ba/ı kuruluşla- nn kurban derisi toplamalannı vefaaliyet- lerini anlattığı. hakaret suçunun oluşmadı- ğpanlaşridı.' Vlahkeme. Gülen tarafmdan açı- lan 500 mılvon liralık tazminat davasının reddıne karar verdı. Yargıtay'ın bozma karan Gazetemızde Çetinkaya'nın "Politika Günlüğü" köşe&ınde 2 Aralık 1994'te ya- v ımlanan "Fethullahcılar" baslıklı yazı ve 3 Aralık 1994"te yayımlanan "Orgüuenme" başlıklı yazı nedenıyle Fethullah Gülen ta- rafından davaaçılmıştı. Istanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi. Çetinkaya ve Yazıış- lerı Müdürü DinçTayanç. hakkında Fethul- lah Gülen'e 25er milyon lira tazminat ödenmesine karar vermı^ti. Gülen tarafından açılan bır başka dava- da daÇetinkayanın lOKasım 1994tarih- lı-Fırtma"ve 11 Kasım 1994 tanhlı "Anıt- kanir'de Bir Şeriatçı" başlıklı yazılan ne- denıyle. İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahke- mesi tarafından Çetinkaya ve Tayanç hak- kında 25'er milyon lıra tazminat ödenme- sıne karar verılmıştı Davaların gazetemiz av ukatlanndan Fikret llkız tarafından tem- v ız edılmesı üzenne Yargıtay 4. Hukuk Da- AİHM kararı 'Gazeteci, haber — kaynağmı gizleyebilir' ZAFER ARAPKİRLİ LONDRA - Avrupa İnsan Hakla- n Mahkemesi (AİHM), gazetecinin haber kaynağmı gızleme hakkının bulunduğuna hükmetti. Bir Ingilız gazetecinin başvuru- sunudeğerlendiren Avrupa Mahke- mesi, Ingiltere'de bır mahkemenin bu gazeteciye verdiği 5 bin sterlın tu- tanndaki cezanın yasal olmadığına karar verdi. Ingiliz gazeteci VVüliam Goodvvin, 'The Engüıeer" adlı bir dergıde ça- lıştığı sırada, bır firmanın malı ışle- riyle ılgili yazdığı haberde, firma içinden birinin sızdırdığı bilgileri kullanmıştı. 'Tetra' adlı firma. bu- nun üzerine mahkemeye başvurarak söz konusu belgeyı görmek ve gaze- tecinin bunu kimden aldıgını öğren- mek ıstedi. Bunu yapmayı reddeden Good- vvin, Ingiliz mahkemesi tarafından 5 bin sterlin (yaklaşık 501 milyon li- ra) para cezasına çarptınldı. Olay üzenne konuyu AlHM'ye götüren \VilliamGoodwin, 1989 yı- lından bu yana süren mücadelesi so- nunda zafere ulaştı. Goodvvin'e. taz- minat ödenmesi de kararlaştınldı. İnsan Haklan Mahkemesi. 'birgaze- tecinin yazdığı her haberde kullandı- ğl kaynakları mutlaka açıklamast- nın zorunlu olmadığına' hükmeder- ken, 'ak.sinedavranma.si halinde.ka- munun yaranna bilgi sızdıracak kay- naklann güveninin kalnıayacağınf vurgulandı AİHM karannda "Bası- run. kamuoy unun çıkariannı gözeten bir kurunı olarak rolünün zedelen- mesi, ancak böyle önlenir" ifadesi kullanıldı. Ingiltere'de daha öncede günde- me gelen 'gazetecinin haber kayna- ğını gizli tutma hakkı' tartışması, özellikle devlet tarafından 'kamugü- venliği ve devlet sırian'gibı konular- da gündeme getiriliyor. Adalet Bakanlığı''na getirilen Mehmet Ağar'a tepkiier bitmiyor. Hemen hemen her gösteride Ağar'ın bakanlığı protesto ediliyor. ÇHD, kampanyaya tüm hukukçulann katılmasını istedi Ağar'a karşı imza kumpanyasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD). geçmişteki uygulamalan nedeniyle Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın görevden alınması içın imza kampanyası başlattı. Imza kampanyasına, tüm hukukçulann katılması ıstendi. Antalya'da 22-24 Mart tarihleri arasında yapılan ÇHD Genişletilmiş Yönetim Kurulu ve Şube Başkanlan toplantısının ardından yayınlanan bildiride. "Mehmet Ağar'ın, geçmişteki uygulamalan. tutum ve davranışlan dikkate alındığında. karakola adalet gelmesi beklenirken. karakolun adalete geldiği kavgısını varatmaktadır" denildı. BıldıtideitAğBVın. Türkıye'de uygulanan işkence. gözaltında kayıplar. yargısız infazlar. cezaevi katlıamlan. sokak dayaklan gıbi ağir hukuk ihlallerinin sorumlulugunu taşımaya de\am ettiği kaydedıldı. Ağar'ın. görevden alınması ıçın ÇHD'nin ımza kampanyası başlattığı anımsatılan bildiride. %u görüşlere yer venldi: "Ü'lkemizde vaşanan ve öliimlere varan cezaevi trajedisi, ÇHD'nin en önemli mücadele alanlanndan biridir. Ancak bu sorunun günlük müdahalelerie ve geejci önlemlerle çözülemeyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle. Türkiye'de cezaevi infaz sistetninin yeniden esorgulanması ve uluslararüstü insan haklan standartlanna uvgun hale getirilmcsi için derneğimiz tantnndan'Ceia Infa/ Projesi' ha/ııianmıştır. Bu projenin uvgulanması sırasında hukuk örgütleri. TTB, Vargı-Sen. TMMOB, S<»syal Hizmet- Sen ve tüm tutuklu vakınlannı ÇHD'ye destek \ermeye davet edivoruz. Olağanüstü dönemlerin olagan hale geldiği ülkemi/de, olağandışı hukuk kurallan ve uygulamalanyla sanık sandahesine oturtulan ve ağır ce/alann mağduru olan çocuk-genç-vaşlı tüm tutuklu vc hükümlülerin ö/gürlüklerine kavuşturulmalan bugünün en temd ihrivacıdır." Hüseyin Çapartar, bir yıl içinde 28 kez gözaltına alındı Gazeteciye 6 gözaltına ahna' rekoru Hüseyin Çapartar, bazen bir gün içinde iki kez gözalüna aJınıyor. sonra serbest kalıyor. ADANA(Cumhuriyet Güney İUeri Büro- su)- Haftalık Atılım gazetesinın Adana Tem- silcisiHüseyinÇapartar,çeşitli gerekçeler- le suçlanarak son bir yıl içensınde 28 kez gözaltına almarak bu dalda rekor kırdı. Bir yıl boyunca ortalama her 13 günde bir em- niyetin yolunu tutan Çapartar, gazete büro- sunu 'nasılsa.vinebasılacak'düşüncesıylear- tık düzeltmedığini. bazı polislerle de 'sen- li benli' olduğunu anlatıyor. Siyasal geçmişinde 10 yıllık hapis ceza- sı bulunan Atılım gazetesi Adana temsilcı- sı Hüseyin Çapartar. kendısinı 'sosyalistga- zeteci' diye tanımlıyor. TKP-ML örgütü da- vasından 9 ayn cezaevinde yattığını belir- ten Çapartar. üç yıl süreyle Gaziantep'te 'gazetecUik' yapmış. Geçen yılın 15 martın- da Adana'ya yerleşen Çapartar, ilk gözaltı- na alınışını şöyle anlatıyor: "Geldiğimiz gün eşimle beraber evi taşı- mıştık. Ertesi gün. vani 16 martta büroya gel- dik ve hemen poiisler basular. Götürülüp sorgulandım. O haftavı hiç unutanııvorunı: 20'sinde ve 22'sindc de büroya gelip götür- düler. "Artık götürmezler. soracaklannı sor- dular' diye düşünürken 24 ve 25 martta da giklem altına aldılar. Yine bt'n/er sevleri ge- rekçe gösterivuıiardı; vasak vavın. yasadışı örgüt üvcliği gibL" Bazen bır gün ıçerisinde iki kez gözaltı- na alındığını anlatan Çapartar. tümünde sav - cılıga çıkarılmadan serbest bırakılmış "Gö- zaltına alanlar av nı ekip degil ki. Birinde te- rörle mücadeleyse, diğerinde çe>ik kuvvet, bazen dedernekler masası ya da güvenlik şu- besi alıyor" diye konuiju>or Gaziantep'teki üç yıllık yaşamı sırasında 17 kez. Adana'dakı bir yıl boyunca ise tam 28 kez emnıyetçe gözaltına alınan Hüseyin Çapartar. ıstemeyerek kırdığı bu rekorun nedenini, şöyle açıklıyor: "Ben gazeteciyim. ama muhaliflm. Ben ya- sadışı örgüt üyesi değilim.elimde silah da vok. Kalem var. Âtıbm gazetesi var. Vasadışı ör- gütlerie bağlantıma gelince... Bazı örgütle- rin baa görüşlerine \akınlığım var. ama o ör- gütlerin ne üvesivinı ne militanıvım. Düze- ni teşhir ettikçegözaltına alınıvorum. Büro- muz o yüzden basılıvor. Artık bazı polislerle ahbap bile olduk. N'ot- da selamlaşıyoruz kimileriyle. Senli-benli ol- duk desem abartma değil. O kadar çok bas- kın vaptvoriar ki artık büroyu dü/enlemiyoruz bile." Gazeteciye işkence iddiası İstanbul Haber Servisımızın habenne göre. Polıs tarafından basılarak mühürlenen Odak dergisinin yazıişlen müdürü Erhan Duman. 13 mart günü dergi merkezıne yapılan baskında gözaltına alınan 6 kışiye Terörle Mücadele Şubesi'nde işkence yapıldığını ileri sürdü. Erhan Duman, Özgürlük ve Dayanışma Partisi İstanbul il yöneticileriyle birlikte İstanbul Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında, dergi merkezıne yapılan baskında e^yalarının yasadışı bır şekilde talan edildiğini ilen sûrdü. Pankart ve.döv iz taşıyan bir grubun da destek amacıyla katıldığı açıklamada Duman. bazı gazetelerde dergi çalışanlarıyla ilgili olarak "gidi örgüt ü\esi" gıbı haberler yayımlandığını, ancak bu kişilerin mahkemeye bile sevk edilmeden serbest bırakıldıüını belirtti. iresı. her ıkı davada venlen karan bozdu. Yargıtay ü>eleri Clkü Aydın. Salim Oztu- na ve Yüksel Acun tarafından venlen boz- ma karannda, "Fethullahçılar" ve "Örgüt- lenme"başlıklı yazılann "basınözgürlüğü çerçevesinde" değerlendınlmesı gerektıgi vurgulandı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesı Baş- kanı Cahit Keskin ıle üye Erbay Tavlan'ın muhalefet şerhı kovduğukararda *övle de- nildı. "Anavasanın 28. maddesine göre ba- sınözgürdür. Demokratiktoplumlardaö/- gür basının en önemli görcvi. kamuv u ilgi- lendircn konularda açıklamalar vapniak. ha- ber vermek.eles.tiri ve.vorumlarda buluna- rak toplumu avdınlatmak ve kamuov u oluş- turmaktır. Tüm hak veöıgüriüklcr gibi ba- sın özgürlüğü de sınırw de- ğildir ve kişUik haklanyla sınır- lıdır, Örgutlenme" başlıklı >aa- da, okullardaki şeriatçı örgüt- lenmelerin nasıl ulduğu anla- tılmakta ve tarikat liderkriv- le görüsen. onlara taviz veren politikacılar cieşa'rilmektt:oiup. yazının hiçbirverindedavacH dan so/ edilmemektedir. Dava konusu 'Fethullahçı- lar' başlıklı vazıda bir mahke- mt karanndan alıntı yapdarak "Fethullahçılar'ın ne anlanıa geldiği anlatilmış. Türk Hava kunımu, kurban derisi,Akya- a Vakfı gibi konulara değinil- miş, Kuzey Irak'ta okul açıl- ması hakkında ilgililere soru- lar vönelrilnıişrir. Bu vazıda davacıyla ilgili olarak aynen 'F.meklı bır saız olan Fethul- lah Hoca'nın askerı lıselerde, polıs kolejleri ve akademile- rindekı şeriatçı örgütlenme- lerde nıçın adı geçıvor' biçi- minde bir cümle>er almakta- dır. Na^nın bütünü. ülkesorun- lanna v önclik haber vt yorum nitt-li0ndedir. Oavacının adı- nın geçtiği cümle dc bu sınır- lar içinde kalmakta olup. kişi- lik haklarına saldın niteliğin- de değildir." Yargıtay 4. Hukuk Daıresi. dığerdavada daov çokluğuy- la bo/ma kararı verdı. Ba^kan Cahit Keskin. üşc Erbay Tay- lan'ın muhalefet ettığj. üye- ler Ülkü Aydın, Salim Oztuna ve Yüksel Acun tarafmdan ve- rilen kararda. Hikmet Çetin- kaya'nın "Fırtına" ve "Anıt- kabir'de Bir Şeriatçr başlık- lı yazılannın haber vermek, eleştın veyorumMnırlan ıçın- de kaldığı v urgulandı Karar- da, şöyle denildı: "Dava konu- su 'Fırtına' başlıklı yazının bir bölümü 10 Kasım ve Atatürk ik> bir bölümü başörtüsü ile il- gidir. Bir diğer bolümünde ise davalı yazann deyimiyle" şen- atçı bır gazetede' yeralan bir vazıdan söz edilmcktedir. Da- ha sonraki satırlarda ise da- valı vazar, neden şeriatçı ör- güttenmelerde davacının adı- nın geçtiğini merakettiğini bil- dinmkte. arkasından da da- vacının açtığı davalardan söz etmektedir. Ardından satırba- şı yapılmıs ve av nca şu cümle- ye yer verilmiştir: 'O san^ın mavı gözlü çocuğun bakışla- rında yakaladığımız umudu. ışığı varasa çığlıklanvia sön- dürtmeveceğı?.' Cörüldüğü gibi' Fırtına' başlıklı bu ya/ı ba- sın özgüıiüğünün tanıdığı ha- ber verme,eleştiri ve vorum sı- nırlan içindedir. Davalı yaza- nn, şeriatçı örgütlenmeİerde neden davacının adının geçti- ğini merak ettiğini bildirmesi bu çerçeve içindedir. Vazıda yeralan "varasa çıglıgr sözle- rinin davacıv la bağlanbsı açık değildir. Kaldı ki va/ının içe- riği ve konunun anlatımı göz önüne alındığında bu ifadede de aşınlık görülmemiştir. Da- va konusu ikinci yazı ise'Anıt- kabır'de Bır Şeriatçı" başlıkb- dır. 10 Kasım 1994 günü Anıt- kabir'deki tören sırasında mey- dana gelen olay anlatılmakta. davacı tarafından açılan da- valardan sözedilmektedir. Va- zar. aynca "demokratık. laik cumhunyetın sonsuza kadar varolacağı' konusundaki kuş- kulannıdilegetirmiştir. Bu va- zıda davacıdan ...şenatçı ör- gütlenmeİerde adı geçen emek- lı vaız' olaraksözcdilmiştir. Va- /ının bütünü değeıiendirildi- ğinde basın özgüriüğünün SJ- mriannın aşılmadığı görül- mektedir." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Paralı Eğitim, Coplu Eğitim Coplu, kan-revanlı politika aşamasına getirmeyi başardığımız yüksek öğrenım sorunu iki noktada ki- litleniyor: Öğrenimin kalitesizliği ve öğrenimi yaygın- laştıramamak. iktidarlar. ünıversitelerin kalitesini art- tıracak çözümler ve değişıklikler gerçekleştiremedi- ler. Ayrıca, yüksek öğrenime olan büyüktalebi öngö- rüp orta vadeli çözümler üretemediler. Politikacılarımızın yaptığı tek şey, yeni üniversite- ler açma kararı oldu. 5 yıl içinde üniversitelerin sayı- sını 60'lara yükseltme karanndan 10 yıl önce yapıl- ması gereken, yeni ünıversitelerin altyapısını hazırla- ma kararları almaktı. Örneğin 5 bin seçkin öğrenciyi çok lyı bırer akademısyen olarak hazırlamaktı. Şimdı geldiğımiz nokta, bir açmazlar yığınıdır. Hükümetler, doğru politikalar üretemedikleri gibi, para da uretemediklen içın geldikleri ıflas noktasın- da hep aynı role soyunuyorlar: Sorunun çözümünü halkm sırtına yıkmak. Yanı eğitımi tamamen paralı yap- mak. Gerekirse polis copuyla. • • • Hızla paralı eğitıme yönelme politikası, üniversite harçlarını enflasyonu bir kaç kez katlayarak arttırma biçiminde uygulanıyor. Bu polıtıkanın sahıplerının görünüşte şöyle bır ge- rekçeleri var: Efendim parası olanlar, halkın sırtından hatta yoksuilann sırtından yüksek öğrenım yapıyor. Biz adil bir düzen kuruyoruz, parası olanlardan parasını alıyoruz, olmayanlara ise başvurduklannda harç bur- su veriyoruz.... Öyle mı?! Yıl bitecek, tek kuruş harç bursu alan bir öğrenci yok. Gerekçe: Bütçeonaylanmamış!.. Türkiye'de neye, kıme güveneceksiniz? Bu bursu verseler bile, kımsenın kuşkusu olmasın, yarın harç bursu alınmasını lyıce zorlaştıran uygula- malar getıreceklerdır. Yarın, öğrenim, sadece büyük çoğunluk için, pa- rası olanların okuyabileceğı bir sisteme dönüşecek- tiı. Bunun tehlikesini kım hesaplıyor? Türkiye taşları yerli yenne oturmuş bir ülke değil. İhtiyacı olan herkesin burs bularak okuyabileceğı kamusal şartlar oluşmuş değil. Ekonomık hayatta olduğu gibi, eğitim sisteminin çark- ları da, gıderek daha çok sayıda yoksulluk üretmeye yönelik çalışacak. Dolasıyıyla, eğitim ve öğrenimde fırsat eşitsizliği artacak... Dolayısıyla, sınrflar arası uçurum ve sosyal bu- nalım artacak. . Dolayısıyla, özellikle din tüccarlannın ekmeğin- deki yağın üzerine bal sürülmüş olacak. Çünkü bugün, genellikle yoksul öğrencileri burs vererek okutma ve yarının kadrolarını oluşturma po- litikasını en iyi yurüten onlar. Bugün örneğin 10 bin yüksek öğrenim öğrencisi fi- nanse edıyorlarsa, yarın 100 bin, 200 bin öğrenciyi okutacakları koşullar oluşacak Türkiye'de. Kimsenin kuşkusu olmasın, 300 bin öğrenciyi bile okutacak mali kaynakları yaratabilirter! Her polıtikanın sosyal bir yönü ve bedeli vardır.: Bunon, çok yönlü maliyet hesabını kım yaptı? ••• Bir yaygın görüşe göre de, ashnda öğrenciler harç- lann arttınlmasına karşı değil. Sadece bir kaç kışkırtı- cı ve tahrikçı var ortada! Sadece ıçi boş bir laf! Gerçeğı öğrenmek için öğrenciler arasında niçin bir anket yapmıyorlar? Her kıtlesel hareketin içinde -bunlar öncüler de ola- bilir- uç noktada görüş sahiplerı veya örgütleri vardır ve olacaktır da. Gözler sadece uç noktalan görüyor. "Tahrikçiler" edebıyatı, sadece, haklı talepleri gözar- dı etmek, duyamazlıktan gelmek ve örtbas etmek için kullanıldı. Eğitımın paralı yapılmasına karşı çıkmak için, sanı- rım, "tahrike" hıç gerek yok. insanlar bırtakım haklannı savunurtar. Hatta, bunun- la yetinmez, daha fazlasını ısterler. • • • "Öğrenciler niçin ünıversitelerin kalitesinin yüksel- mesi için mücadele etmiyor?" diyor bilim dünyasın- dan bazı dostlarımız. Yüksek öğrenimin asıl sorunu- nun, kötü bir öğrenım ve eğitim olduğuna, bilim dü- zeyinin çok düşük olduğuna işaret ediyorlar. Bir kıyaslama yapma şansı yok ki öğrencinin. Za- ten ağır bır yarıştan çıkmış, zar zor üniversiteye gir- miş ve eline geçirdiği bu olanaktan yararlanmaya ça- lışıyor. Oğrenci, tabiı kı araştırmalı ve üniversite öğrenimi- nin kalitesinin düşük olmasına, belki de birinci olarak karşı çıkmalı. Ancak, kalite yükseltmenin esas kavgası üniver- site yönetimleri ve hocalar tarafından verilmemeli mi? ••• Harçları bir kaç kez arttırmak, üniversitelerde öğ- renim kalitesinin yükselmesini mi sağlayacak? Sahi, sağlayacağına inanan bir öğretim üyesi var mı? Yoksa. daha derin toplumsal sorunlar mı yaratacak? Paralı eğitim, ülkemiz gerçeğinde ancak keskin- leşen sosyal bunalıma eşlik eder ki, bu sistem de an- cak coplu eğrtimle birlikte sürdürülebilir. Bunun ılk örneklerinı yaşamaya başladık. Bölgeyi gezen isviçreli heyet. güventik güçlerinin halka baskı uyguladığını ileri sürdü Güneydoğu'da devlet îsrail gibiİstanbul Haber Servisi- Nevnız bayramı öncesi gittilden Güneydoğu'dan dönen İsviçreli heyet sözcüleri. "Güney doğuda güvenlik güçlerinin halka uvguladığı teröriin. IsraiCin FilistinJilere uyguladığı terörden daha ağır olduğunu" öne sürdü. İsvıçre'den azınlık haklannı koruyan demekler ve 3 siyasi parti adına adına Güneydoğu'da incelemeler yapan 8 kişilik heyet, izlenimlerini dün insan Haklan Demeği'nde (IHD) yaptıklan toplantıyla anlattılar. Heyet adına açıkama yapan Albert GuMer ve Theresse Joeggin. "Azınük haklannı korumak bir devleti küçültmez, aksine güçlendirir" diye konuştular. Bunun en iyi örneğinin Isviçre'de görüldüğünü belirten heyet üyeleri, geçen günlerde yapılan bir referandumda ülkenin yüzde birinin kullandığı dördüncü bir dilin resmi yerlerde kullanılmasının kabul edildiğini söyledi. Gittikleri şehirlerde yetkililerden alınan bilgilerin çelişkili olduğunu öne süren heyet. yetkilılenn kendilerine yardımcı olmadığını belirtti. Nevruz kutlamalannın bir çok yerde boykot edildiği izlenimını edindiklerinı belirten heyet üyeleri. bölgede operasvonlann devam ettğini kaydettiler. Heyet içinde bulunan bazı kişilerin incelemeler yapmak üzere daha önce Filistin'e gittiğini anlatan İs\içreli gözlemciler, şöyle konuştular: "Cüney doğu'da halka uygulanan terör, İsrail'in Kilistin'e uyguladığı terörden daha ağır olduğunu gördük" Heyet bır soru üzerine geçen hafta Almanya'da PKK gösterileri sırasında güvenlik güçlerinin göstericilere davranışını yanlış bulduklannı söyledi. t Qzgür basın susturulamaz' Bu arada Atılım gazetesi muhabırleri ve okuyuculannın Terörle Mücadele Şubesı ekiplennce gözaltına alınması Beyoğlu'nda basın açıklamasıyla protesto edildi. Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi'nın bazı üyeleri ve Atılım gazetesi çalışanlannca "Ozgür basın susturulamaz", "Bizegücünüzyetmez" şeklınde slogan atarak, "Atılım susturulamaz" vazdı pankartnla yapıjan açıklamada, basına yönelik saldınlann durdurulması ıstendi. Güvenlik güçlerinin basına yönelik saldınlannı protesto etmek amacıyla basına işçi kaskı takarak basın açıklaması yapan ÇGD Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Şık. toplumsal olaylarda polisin kimliğinın tespıtınin yapıiabilmesi amacıyla "yaka numarası"ta^ımasına yönelik kampanya başlattıklannı söyledi Atılım gazetesi adına yapılan açıklamada ise, gözaltına alınanlara yapılan ışkencelerin televizyon ekranlannda bile apaçık görülduğü belirtildi. Gazete sahibinin ve çalışanlannın "örgüt üyesi" olarak lanse edılmesinin bir komplo olduğu öne sürülen açıklamada. saldınlara karşı tüm duyarlı kurum ve kişilenn tepki göstermesi gerektığı belirtildi. Anadolu Anonim Türk Sigorta ŞirketKnden Hissedarlara Duyuru Şirketimizin 1995 yılı kâr paylorı 29.3.1996 - 3.5.1996 tarihleri arasındo, îürkiye Iş Bonkası'nın aşağıdo belirtilen şubelerinde, "1995 Kör Payı Kuponu" korşılıgında, nominal degerin o o7O'i oronında (500.- TL nominal degerde beher hisseye 350.- TL) ödenecektir. 3.5.1996 torihinden sonraki ödemeler ise, Rıhhm Caddesi 57, Karoköy, İstanbul adresindeki şifket merkezinden yopılocaktır. Türkiye İş Bankası şubeleri: Istanbul'da Sirkeci, Beşiktaş, R. Kodıköy, Bokırköy ve Bostancı şubeleri; Ankara'da Yenişehir ve Ankaro şubeleri; izmir'de izmir subesi. Diget illerde, il merkezi konumundaki şubeler. ANADOLU SİGORTA TÜRKİYE IŞ BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle