07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 UYGARUKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Türkiye'nin kültürel kimliğini 3. Binyıl'a taşıyacak bir 'hükümet programı' önerisi 4 SiiıxliiriilebîIir uygarhk' için... E ğer Türkiye'nin tarih, kültür ve çevre değerlerini koruyarak yeni bir yüzyılı karşılamak isfıyorsak; yani "evrensel kimliğimizi güçlendirerek" uygarlığımızı sürdürmek ve geliştirmek istiyorsak; bugüne dek izlenen yanlışlardan "annmış" bir eylem ve uygulama programının nasıl olması gerektiğini de tartışmak ve irdelemek zorundayız... Türkiye, 1996 yılının bahar aylannı yeni bir hükümetle birlikte karşıladı. 53. hükümet. siyasi yelpazenin merkez sağında bulunan iki partinin ortaklığıyla oluşuyor. Eğer her ŞPV başlangıçta verilen sözlere uygun sürerse ülkemiz, 21. yüzyılı "ANAYOL" feisefesiyle karşılayacak. Bu felsefenin Türkiye'ye nasıl bir yön vereceğini ise önümüzdeki beş yıllık "icraat" gösterecek... Her yeni hükümet döneminde olduğu gibi bu kez de 53. hükümet belli bir "prograınla" ışe koyuldu \e yine bu programına TBMM'nden "güvenoyu" alarak görevine başladı. Ne var ki eğer dikkatinizi çektiyse bu dönem "hükümet programının ne olup ne olmadığT konusunda nedense pek fazla durulmadı: kamuoyunun gündemınde önceki dönemler kadar yer almadı. Oysa anımsanacaktır. 1991 yılı sonlannda DYP-SHP koalisvonu DcminH ve İnönü"nün parti liderlikleri altmda kurulduğunda, o hükümetin en fazla ilgi çeken özelliği "ortaklık protokolü ve hükümet programı" ıdı. 12 Eylül'den sonraki yaklaşık on yıllık dönemin özlemi olan "demokratikkşıne" hedefleri iktidar için programın da temel eksenini oluşturmuş ve yine o günlerde hemen tüm gazetelerde bu hükümet programı ayrıntılarıyla yayımlanmıştı... Şimdi ise yeni bir hükümet dönemi öncesinde bu tür bir "merak" fazla gözlenmiyor. 1991'deki "umut verici" demokratikleşme programmın sınıfta kalmasından mıdır nedir. kımse artık hükümetin neye söz verdiğını ve nelere öncelik tanıyacağım önemsemiyor. Ülkenin "hükümetsiz kalmamış" olması galiba yeterlı görülüyor \e hele Refah Partısi'nin iktidarda yeralmaması belkı de "en iyi program" olarak kabul ediliyor. Kamuoyu, "ülkeyi 21. yüzyıla hazırlayacak" bir hükümet programmı böyle bir aşamada fazla önemsemese bile, bizler "uygarbklann izinde" koştugumuz için yine de önemsıyoruz ve tartışılsın istiyoruz. Çünkü, kolay değil, artık "3. BinytTa geçecegiz ve bu dönemin sonunda ya binlerce yıllık uygarlık birikimlerimizı tümüyle harcayıp yok edeceğiz ya da hiç değilse "alan değerterimizi" yeni bir binyılın şafagında gelecek kuşaklara "estaı ve yaşam kaynagT olarak bırakacağız. Bu nedenle. özellikle "ikinci olasıhğuT gerçekleşebilmesi için, biz de kendimize göre bir "hükümet programı seçeneğj" hazırladık. Bunu yaparken de 53. hükümetimizi oluşturan "bakanhklan" esas alarak ve bu bakanlıklarda "3. Binyıl'a Doğnı" ne gibi politikalann izlenmesi gerektiğine dair düşüncelerımizi özetleyerek bir öneri geliştirdik. Hemen belirtmeliyim ki bu kısa çalışmanın amacı, yeni bir siyasi parti oluşumuna katkıda bulunmak ya da bunu özendirmek falan değil. Eğer Türkiye'nin *t»rih, kültür ve çevre değerlerini" koruyarak yeni bir yüzyılı karşılamak istiyorsak, yani "evrensel kimliğiımzi güçtendirerek" uygarlığımızı sürdürmek vegeliştirme istiyorsak bugüne dek izlenen yanlışlardan "annıruş" bir eylem ve uygulama programının nasıl olması gerektiğini de tartışmak ve irdelemek zorundayız. Hele kı tüm bu konulan "dünya fle btrfikte" ele alıp üstelik tstanbul'da sorgulamaya ve değerlendirmeye soyunacağımız şu HABITAT II öncesindeki sorumluluklarla yüklü bir tarihsel süreçte... Evet. 3. Binyıl'a Doğru Türkiye Programı nasıl olmalı? Tartışmaya açıyoruz: B t N Y I L D O Ğ R U T U R K I Y E P R O G R A M I MHEğramBakanbği •I lk ve orta öğrenımde "çevre ve kültür" ağırlıklı yeni bir eğıtim anlayışına geçile- cek. "Sivilvedetnokratiktopluın"örgütlen- mesinın eğıtım alanındakı kültürel altyapı- sının gelıştırilmesıne önem verilecek. •Ezberlemeye ve salt bılgı yüklenmesi- ne dayalı eğitım programlan yenne "araş- bjrmaya, tartışmaya ve düşünce gefiştirme- ye" yönelten ve gençlen "kattlımcı birey" kımliklenyle sosyal yaşama hazırlayan öğ- renım süreçlen yaşama geçirilecek. • Tarih bilgisı ve bilıncı "uygarlıklann sürekliligj" için gıderek önem kazanan "kültürel birikimlerin geieceğe aktanlma- sı" sorumluluğuna baglı olarak zenginleş- tirilecek. ülkenin kültürel mırasının evren- sel kimliğe olan katkılan, eğitimin temel konulan arasında yer alacak. AtiaJetBakajıbğı • Toplumsal adaleti sadece cezalandır- malarla değil, "özgürlüklerigüvenceyeala- rak" sağlamaya döniik çagdaş hukuk anla- yışmı yaşama geçirıcı çalışmalar yapacak. Düşünce özgürlügünü "ifade özgürlüğü" olarak kabul edecek ve ınsanlann "düşün- ceterini dik'gctirme hakiannı" kısıtlamayan bir Türkiye için çaba gösterecek. • Özellikle çağdaş. planlı kentleşme sü- recinde: hukuka aykın davrananlann sü- rekli kazançlı çıktıklan, yasalara ve kural- lara uyan kent kültürüne sahip yurttaşlann ise yine sürekli "cezah" duruma düştükle- ri **adafctsizortamı"giderici ön/ernlerafa- cak. "Toplumsal çıkarlarasaygı gösterenJe- rin zarar görmeyecekleri" bir hukuk düze- ni için kalıcı poîıtıkalar gelıştırecek... DifişteriBakanfcğı • Uluslararası ilışkılerde artık sadece ekonomik içerikli değil, "kültürel işbîriiği- ne" de ağırlı veren politikalar geliştırecek. Böylece bir yandan Türkiye'nın zengın ve köklü "kültürel kimügi". a>Tiı anda evren- sel saygmlığının da yeniden temel güven- ' cesi kılınırken, öbür yandan yine kültürler arasındaki tarihten gelen baglann öreceği bir "banşortanu", dış polıtıkanın da temel eksenini oluşturacak. • Bu çerçevede örneğin Ege üzenndekı anlaşmazlıklar. Anadolu'da Türk ve Rum halkları arasında yüzlerce yıl yaşanan "dostfukvebanşküİrürünün"anımsanma- sıyla ve bu ortak uygarlık tanhıni simgele- yen bir "kardeşlikanıünın"" sözgelimı Kar- dakkayalıklarınadıkilmesıyleçözümlene- bilecek. Tarm ve Köy İşteri Bakanbğı • Kırsal kesimdekı sosyal, kültürel ve ekonomik yaşam ortamlannı gelişttrici ya- tınm ve hizmet programlannı başlatacak. Köyden kente göçü özendirmeyen ve kır- sal yaşamın kendine özgü kültürel erdem- lerini toplumsal saygınlığın dayanağı kılan kailunma politikalannı yaşama geçirecek. • Uygarlığm sadece kentlerin değil, köy- lerin ve kırsal kesimin de hakkj ve hedefı olduğunu temel alan ulusal gelişme ve top- lumsal ilerleme ilkelerini yaşama geçirici çalışmalar yapacak. Bu konuda. diğer tüm ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak eylem planlan geliştirecek... Kentsd yağmadan elde edilen denetimsiz kazancın giderekya)gınlaşmasL,çevre ve kiiltüriin yok cdildigj bir rantekonomisinin de güçlenmesini sağlıyor. Bu nedenle Maliye Bakanhğı'nın da artık talana tanıdtğı hoşgörüyû terketmesi gerekiyor» ve özenli ömekkri olarak'' ri sağlanacak. gerçekleşmele- Sanayi ve licaret Bakanbğı • Sanayileşmenin sadece bellı bölgeler- de degil, ülkecoğrafyasındadengeli birda- ğılımla gelişebilmesi için alınması gerekli önlemler üzennde yoğunlaşacak. Bu amaç- la. DPT ve dığer ilgili kuruluşlarla birlikte "ülke sanayi planlamasT çalışmasını baş- latacak. • Sanayi kuruluşlannm, öncelikle kendi çalışanlan için gerekli bannma, sosyal \e kültürel amaçlı tesislenni yine öncelikle kendilennin yapması ilkesi, yatınm izinle- ri ve teşviklerin de önkoşulu olacak. Böy- lece çalışanlann "konut hakkı", gecekon- dulaşmaya göz yumularak degil, sağlıklı bannma ortamlan yaratılarak karşılanacak. • Toplumun çevre hakkını gözetmeyen ve çevre kirlenmesınekarşıönleminialma- yan sanayi yatınmına artık hoşgörüyle ba- kılmayacak. Türkiye'nin 2000 yılına "çe>- rcvezararlı girişimlerden annarak" girme- si hedeflenecek. SağMt Bakanbğı • Tabipler Odası ıle ışbirliğı içerisinde u konıyucubekimlik"anlayışını ve uygula- masını yurt düzeyinde etin kılacak çalış- malar yapacak. • Toplum ve çevre saglığını gözeten ya- şama ve çalışma ortamlannın yaratılması ve geliştirilmesi için. kırsal ve kentsel yerleş- me kararlannda ımar planlama süreçlenne kirlenmeye karşı önlemlerin de getırilmesi sağlanacak. • Sağlıklı konut \e yaşam çevrelennin el- de edilmesı yönünde, mimar- lık ve şehircilik alanındakı çağdaş norm ve standartlann geliştirilmesine katkıda bulu- nacak çalışmalar yapılacak. üzere önlemler geliştirecek. • Ülkeye evrensel kimliğini veren. tanh içındekı ve yaşayan "tüm küttürlerineşsay- gınbkta olduğu" btfınei ıçcnsınde kalkın- mada kültürel zengınlıklenn korunarak ge- liştınlmesı hedefinı yaşama geçincı etkin çalışmalar yapacak. • Toplu Konut Idadesi'yle işbırliği içe- nsınde, kültür mırası niteliğindeki sivil mi- marlıkörnegiyapılannonanmı vesıhhileş- tirmeleri yönünde kullanıcılarına ve sahıp- lerine yeterlı "kredi" verilmesı uvgulama- smı başlatacak. Aynı şekılde, SfT kapsa- mındaki tanhsel kent dokulannın da koru- ma ve geliştirme projeleri için yine TO- Kl"deki kredi olanakları devreye sokula- cak... ve anlayışı terk edilecek. Bu konuda Kül- tür Bakaniıgı, mimarhk, arkeoloji ve sanat tarihi alanlanndaki mesle odalan ve der- nekler, aynca çevre. kültür veekoJoji konu- lannda yoğunlaşan sivıl toplum örgütleriy- le birlikte politika ve programlar geliştın- lccek... İçtşteHBakankğı Çevre Bakankğı • Evrensel çevre polıtikalannda çağdaş yönetim anlayışının artık temelini oluşturan "toplumsal çevre duyarlılığının örgütlen- mesi" ve "sivildemokratik kuruluşlarla et- kin işbirliğj" sürecıni Türkiye"de de y aşama geçirmek üzere calışmalannı yoğunlaştıra- cak. Gönüllü çevre kurumlannın ve yerel toplumsal inısiyatiflenn karar\euygulama süreçlenne "aktif demokrarik katılımr özendirilecek. • ÇED uygulaması yaygınlaştırılarak "kesinleşmiş yer seçimlerindc abnacak tek- nikönlemler'"anlamında degii. asıl önem- lisı "yer secimlerini doğnı beliriemek için" gerekli ön araştırma ve kararsüreçlerini oi- gunlaştırma anlamında uygulanması sağ- lanacak. • Clkenin tarihsel ve kültürel degerle- riyle. geleneksel kent dokulannın "çevre değeri sayılmadığı" mevcut çevre mevzuatı • "Kente karşı suç" kavramının imar. çevre ve yerel yönetimler hukukunda artık yeralmasını sağlayacak. Ülkenin kültür ve doga degerlerinin yagmalanmasını en az -hırsıziık ve soygıın" kadar önemseyen bir "hukuk nizamı" anlayışını temel alacak. Kaçak yapılaşmanın önlenmesinde etkin rol üstlenecek. yapanlara ve göz yumanla- ra engel olacak. • Eski eser kaçakçılıgını sadece "antika eşya ve eski paralar" ile sınırlı gören "ma- Irypci" anlayışı artık aşarak örneğin Anado- lu'^^K' tarihi evlerin sökülerek Istanbul'da- k> ""tpazarlannda parça parça satılmalan- ni da engel olacak. SİT alanlanndaki tah- ribatı, miman mirasın yok edılmesini. tari- hi kent dokulannın yıkılmasını.. "terih ve kümır sucu" olarak kabul edip üzerine gi- decek. Opman Bakaniğı BaymdrtakveİsfcânBakaııfegı Kültir Bakanhgı • Ülkenin genel olarak imannda yöresel değerleri ve geleneksel kimlikleri gözeten bayındırlık hizmetlenni "bötgeplanlamala- n" sürecini başlatarak yaşama geçirecek. Fizıksel planlamada "bflimsefliği v«demok- ratik katihmı" gözeten bir hıyerarşinin ül- ke genelinde kurumsallaşması için yerel yönetımlerle. üniversitelerle ve meslek ku- ruluşlanyla işbirbirliği ortamını sağlaya- cak. • Son yıllardaki tercihleri nedeniyle bir "otoyol bakanhgı" niteligine dönüşen ku- rumsal kimliğini artık gözden geçirerek gerçekten her yönüyle bir "bayındırük" misyonunu üstlenici politikalar geliştire- cek. İstanbul ve Çanakkale boğazlanna köprüler yerine demiryolunu da içeren tüp geçış projelerini destekkyecek. Göçe daya- lı kentleşme. gecekondulaşma ve kaçak ya- pılaşmayla doğan sorunlann çözümünde belediyelere yardımcı olarak. • Yapılaşma ve imar sürecinde meslek odalannın toplum ve çevTe yaranna geliş- tirdikleri "demokratik mesleki denetim" anlayışının kurumsallaşması için yeni ya- sal düzenlemelerin öncülüğünü yapacak. Belediyelerle mimar ve mühendis odalan arasında "sağhklı kendeşme ve nitelildi ya- pılaşma" hedefine dönük ortak uygulama ve işbirliği süreçlenne destek verecek. • Her bir yöresi mimarhk ve çevre kül- türü açısından farklı ve özgün karakterler taşıyan Türkiye gibi bir uygarlıklar ülkesin- de, bölgesel kimlikleri ve coğrafı girdileri göz ardı eden "tip proje" uygulamasuıa ar- tık son verilecek. Kamubinalan vetüm res- mı yapılaşmalann, 'asık suratlı ve tekdüze devlet yapdan" olmaktan çıkanlıp "ülke mimarlıgının vekültür birikiminin en üsrün • Ülkenin kültür ve doğa değerleriyle tarihsel kent do- kuîan \e arkeolojik zenginlik- lerinin korunmasında en etki- li ve yasal güce sahip kurum- lan arasında yer alan KüJriir ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurullan'nın "özerk,demok- ratikve kanlıma" bir anlay iş- la. bilımsel duyarlıklan daha da güvence altına alınarak ye- niden yapılanmaları için ça- lışmalar yapacak. Koruma ku- rulları üzerindekı siyasi ve ekonomik baskılar. koruma- dan yana olan sivil toplum ör- gütleriylede işbirliği içerisin- de etkisiz hale getirilecek. • SİT alanlanndaki yapı- laşma baskılanna ve genelde SİT kavramına karşı çıkan an- layışlara karşı yine konuya duyarlı demokratik kuruluş- lar ve bilim çevreleriyle bir- likte mücadele edecek. Ülke- nin zengin kültür kimliğinın korunması yönünde tüm ulu- sal ve uluslararası kurumlarla ortak eylem programlan oluş- turacak. • Belediyelerin korumad.ı karşı "taraf" değil. yörelen- nin kültür ve doğa değerlen- nin sahibi ve bekçilen olma- lan yönünde çalışmalar başla- tacak. Kentsel korumada Mi- marlar Odası, beledıyeler ve koruma kurullan arasında güçbırliğı ortamını yaratmak • Orman alanlannın yagmalanmasını meşrulaştıran ve yine orman alanlannın hızla azalmasına neden olan tüm yasal dü- zenlemeler iptal edılerek mevzuatın gene- linde korumaya ve geliştirmeye dönük ye- ni ve radikal önlemler getinlecek. • Özellile. onnanları yasadışı işgal ve tahrip edenlere "talanın karşıhğında tapu verilmesini" öngören ve bunu "orman köylüsünû kalkındırma" gerekçesine bağlayan 30 Ekim 1995 ta- rih ve 4127 sayılı yasa he- men yürürlükten kaldınla- cak. Erozyona ve orman- sızlaşmaya karşı mücade- le, "ulusal eytem planlan- na" bağlanarak 21. yüzyı- la doğru en büyük kam- panya şeklinde sürdürüle- cek. • Ormanlık kıyilann tu- rizm yapılaşmasına tahsisi ve kiralanması uygulama- sına son verilecek. "Özel ormanlarda" rant yapılaş- masına dönük yağma ve tahribat durdurulacak. Mil- li park ve tabiat parkı uygu- lamalan yaygınlaştırıla- cak. Ormanlann özelleşti- rilmesi düşüncelerinden vazgeçilecek... Binlerce yıidır insanoğlunun uvgarlık merkezi olan Anadolu, evrensel kîmliğini 3. Binyıl'a da taşıyabilecek mi? • İmar \e çevre yağma- sından elde edilen yüksek rant gelirlerini de denetim altına alacak. Kentlerin ve kent topraklannm talanı ve arazi spekülasyonunun ya- rattığı "kara para" üzerin- deki hoşgörü ortamına son vererek bu tür haksz ve vergisiz kazançlar uğruna ülkenin kültür ve çevre de- gerlerinin tahrip edilmesi sürecine el koyacak. • Kültür, sanat ve tasan- ma dönük mimarhk hiz- metlerine özendirici "ver- gi bağışıkhklan" getirerek ülkenin yaratıcı potansiye- fini mali sorunlar altında ezilmekten ve köreltmekten kurtancı ön- lemler geliştirecek... Ibrbm BsJnnfeğı • Ülkenin tarih ve doğa değerleriyle kentsel, kültürel zenginliklerini koruma an- layışından uzak bir rant ve yağma yapılaş- masına kurban eden. !2Eylürününlü"Tu- rizmi Teşvik Yasası" hemen yürürlükten kaldınlacak. Kültür ve çevre ağırlıklı yeni bir düzenleme yapılacak. • Her türlü turizm planlaması, uygula- ması ve özendirilmesi uygulamalannda, Türkiye'nin evrensel kimliğini oluşturan kültürel ve doğal mirası ile uygarlık deger- lerinin ve ulusal erdemlerinin "korunması ve geüştjrilmesj" temel ılke olarak benim- senecek. • Turizm adına gerçekleşcn kıyı, kent ve orman yağmacılığı ile son yıllarda yaylala- n da betonlaşma tehdidi altına sokan ayn- calıklı, özel imar haklanna dayalı "turizm merkezi" uygulamalanna son verilecek. • Özellikle tarihsel doku ve kültürel kim- liğın özgün ve güçlü olduğu bölgelerdeki yerleşmelerde, bir yandan yöre halkının sosyal kalkınmasım "ev sahipligi gururunu yaşayarak" sağlayabilecek. öbür yandan da mimari mirasın ve mevcut yapı stokunun korunarak değerlendirilmesine katkıda bu- lunacak yaygın bir "pansfyonculuk"kültü- rü ve uygulaması da tunzmı teşvik politi- kasının temelini oluşturacak... Çahşımı ve Sosyal Güvendk Ü • Çalışanlann malı sorunlannın ve gü- vencelerinin sağlanmasının yani sıra, ülke- nin bu "üretken" nüfusunun "sosyalküJtü- rel ve bflimsel gdişmesini" de sağlayıcı ön- lemlenn alınması tçın çalışmalar yapacak. • Emeğiyle geçinenlerin toplumdakı "entetektüel nygıniıkiannı" geliştırici ve güçlendırici hizmet programlan başlatacak. Her ışyerinin. aynı anda bir "uygarhk oku- hı" olması için gerekli sosyal ve kültürel hizmet normlannı devreye sokacak. Enerf Bskanbğı • Termik santrailar, nükleersantrallar gi- bi ülkenin çevre ve yaşam değerlenyle ge- nelde uygarlığm geleeeğını tehdit eden kır- letıci enerjı kaynaklan yerine, sürdürülebi- lirgeiişme ilkelerine uygun ve "dogal,eko- tojik dengeleri gözeten" enerii politikalan- nı Türkıye'ye kazandırmaya çalışacak. • Enerji üretiminde Türkiye'nin iklim özelliklerini ve doğal potansiyellerini de- ğerlendirmeye özen göstererek akarsu. gü- neş, rüzgâr vb. gibi olanakfan 21. yüzyılın temel kaynaklan kılabilecek araştınna ve planlamalan başlatacak. m Savunma Bakanlği • Ordunun "sivil demokratiktoplum" il- kesi ve hedefinin "alternatifi"' olarak görül- düğü anlayışlann gıderek terk edilmesı ve tam tersine, yine ordunun aynı sivil ve de- mokratik toplumsal gelişmenin bir parcası ve yandaşı olduğu yönündeki çağdaş poli- tikalann güçlenmesi için çalışmalar yapa- cak. • Ulusumuzun "asker bir mfllet" değil, tarihsel gelenekleriyle temelde "uygar bir toplum" olma kimliğiyle dünya ülkelen arasında saygın ve güçlü yerini alabilece- ğinı; bu nedenle de sadece "savaşmasnu bi- len" değil; banşı, hoşgörüyü ve kardeşliği savunmasını ve güçlemiirmesini bilen bir ulus kimliğiyle milli savunma politikamı- zın "evrenseJ saygmhğıııın da göçtenecegj- ni" esas alan eğitim programlan geliştire- cek... UbştrmaBakanfeğı • 1950'lerden bu yana ülkenin kalkınma- sım ve gelişmesini olumsuz yönde etkile- yen "karayolu ağırhkh" ulaşım politikası artık terk edilecek. Türkiye'nin öncelikle "demiryohı ağianyb" yeniden örülmesi atı- lımına "1946'lardaki btrakıklığı yerden" yeniden başlanacak ve ülke düzeyinde top- lu yük ve insan taşımacılığı, uygar ülkeler- dekı gibi "çağdaş demiryohı sistenıleriyle" gerçekleştirilecek. • Yolsuzluklann, çevresel tahribatm ve tüketim ekonomisinin başlıca unsuru hali- ne gelen otoyol projeleri ve uygulamalan durdurularak "ulusal ulaşım planlaması" kapsamında yeniden ele alınacak. Buna gö- re; dört bir yani denizlerle çevrili Türki- ye'de "denizyohı ulaşımı" da özendirilerek yeni demiryolu sistemleriyle desteklenmiş bir ulaşım şebekesinin yaygınlaşması sağ- lanacak. • Belediyeler ve özeinkle metropol kent yönetimleri, kent ıçi ulaşımda da demiryo- lu (metro ve tramvay) ağırlıklı çözümleri- ni geliştirmek üzere devlet tarafından des- teklenecekler. Istanbul'da demiryolu tüp ge- çiş 21. yüzyıl başına yetiştirilecek ve ula- şımda denizden yararlanma aşamasına da hemen geçilmesi sağlanacak. 3. Boğaziçı köprüsü düşüncesi ise tarihe gömülecek... ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Tarihe Bakışın Neresindeyiz? Geçenlerde bir öğrencimin çok haklı olarak belirt- tiği gibi, tarihlerine eğilişlerinde çağcıl bakış açılarını yakalayamayan toplumlar, resmi tarihlerle yetinmek zorunda kalırlar. Resmi tarihle yetinmek zorunda kalmak ise, ken- di geçmişi üzennde sürekli kafa yormak, bugünden gelecege uzanacak köprüleri böylece üretilecek dü- şüncelerin temeline dayandırmak yerine, ezbercilik- le yetinmekten başka bir şey değildir. Oysa, hele tarih söz konusu olduğunda ezbercili- ği yeğlemek, başka deyişle geçmiş üzennde düşün- mekten daha başlangıçta vazgeçmek, en tehlikeli bilgisizlik türlerinden biridir. Hiçbir olay, sırf geçmişte oldu diye tarihsel olay ni- teliğini kazanmaz. Tarih biliminin "tarih"saydığı geç- miş ile kronolojik geçmişi bütünüyle eşanlamlı say- mak, günümüzün çağcıl topfumlannda çoktandırterk edilmiş olan bir tarihçilik anlayışının ürünüdür. Sırf "geçmişte" kaldığı için "geçmişe ait" sayılan olaylann yeri arşivler, nesnelerin yeri ise olsa olsa müzelerin teşhir salonlan değil; fakat depolandır. Modern anlamda tarih ise, ancak geçmiş-bugün çizgisinin herfıangi bir noktasında ya da çeşitli nok- talannda gerçekleşen bugün 'lepaylaşım süreçlerin- den kaynaklanabilecek bir olgudur. Bugünün oluş- masında herhangi bir payını saptayamadığımız olay- ları ve olguları bugüne taşımakta ve bugünden say- makta direnmek, örneğin bugünün yaşam gereksi- nimlerini karşdaması olanaksız yapılarda oturmakta inat etmek kadar tuhaf bir tutumdur. Antika merakı, insanları elbet kimi nesnelere kul- lanım değerini düşünmeksizin yakınlık duymaya ite- bilir. Gelgelelim tarihe bakış, ne antika tutkusuyla, ne de bir antikacı dükkânının atmosferiyle özdeşleştiri- lebilir. Çağcıl bakış açısı doğrultusunda tarih, ancak: "Ta- rih, nedir?'" sorusunun sürekli eşliğinde ilerieyebildi- ği, tarih niteliği sürekli sorgulanabildiği takdirde ger- çek anlamda tarih olabilir. Böyle bir soru ve sorgula- ma, tarihi sürekli olarak ezbercilik yöntemiyle ilintisiz değerlendirmelerin gündeminde tutabilmenin tek yo- ludur. Bugün özellikle Batının düşüncede ileriemiş top- lumlannda neden kısa aralıklarta "yeni" tarihlerin ya- zılmakta olduğuna bakmak, sanınm yukarıdan beri sözünü ettiğim bakış açısının ne olduğu konusunda bir fikir verebilir. Insanoğlunun -elbet eğer kendisi isterse!- zengin- leşerek ilerieyen düşüncesi, her alanı olduğu gibi geçmişi de yeni bağlamlar içerisinde değerlendir- mesini, düne kadar bugün'le bağlantısı kurulamamış olaylan belli biranlam düzeyinde bugüne kenetleme- sini sağlar. Böylece daha düne kadar "tarihsel" nite- liğini taşımadığı düşünülen olaylar, bugünkü bakışı- mız açısından bu niteliği kazanır. Ama bu, tarihe bir ezber konusu olarak değil; fa- kat biraraştırma konusu olarak bakılabilmesine bağ- lıdır! En az bunun kadar önemli bir nokta da, tarihin ye- ni kuşaklara nasıl bir eğitim anlayışıyla verildiğidir. Prof. Dr. Nermi Uygur, "Felsefeye Çağn" adlı ki- tabının biryerinde, felsefe eğitiminin temel amacının öğrencilen "fetsefe sorusu sorabilecek konuma ge- tirmek "olduğunu söyler. Bu çok doğru saptamayı tarih eğitimine üyguladı- ğımız takdirde, bu eğitimin "ideal" amacının da öğ- rencilere geçmişte olup bitenleri ezberletmek değil; fakat onlara geçmişi bugün açısından sorgulamayı ve bunun için gerekli bilgi donanımını nasıl elde ede- ceklerini öğretmek olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzün Türktoplumu, geniş kesimleri açısın- dan tarihiyle hesaplaşmak, onu bugün ve gelecek bağlamında değerlendirmek yerine, tarihe kapan- mış, ancak arada -Ömeğin "milli" bayram günlerin- de ve sınavlarda!- açılan dosyalar gözüyle bakan bir toplumdur. Bu topluma "Cumhuhyet Çocuğu" olmanın şartı bile, "Bizanslı ve Osmanlı olmadığmı söylemek" di- ye belletilmiştir. Özetlersek: Günümüzün Türk toplumu, aslında kendini tarihinden yoksun kılmakta direnen bir top- lumdur. Özellikle seçim zamanlannda ve seçimlerin hemen ardından yapılan konuşmalarda siyasilerimizin bol bol "tarihte yeni" ya da "ian'hte beyaz" sayfalar aç- tıklanndan ya da açacaklanndan söz etmeleri, yaşan- masında aslında hiçbir olağanüstü yan bulunmayan günleri bile -sırf o gün kendileri de "orada" bulun- duklanndan!- "tarihi gün" ilan etmaleri, onca tarih- sel birikime karşın aslında ne denli "tarih yoksulu" ol- duğumuzun en belirgin göstergesi değil midir? Pembe Panter öksüz kaldıPARİS(A.4)-'Pembe Panter'in yaratıcısı ABD'li ünlü 'kara roman' ve 'vvestern' yazan Marvin Albert, Fransa'da geçirdiği kalp krizi sonucu 72 yaşında öldü. llk olarak 1952'deyazdığı "The road's end - Yolun Sonu" adlı romaııı ile dikkat çeken Albert, mafya ile mücadele çerçevesinde yazdığı ve silah pazarlannı. yasadışı işlere bulaşmış bir polisi ve görevini kötüye kullanan bir belediye başkanının hikâyesini gözltr önüne serdiği 'Soldato'. 'Refroidissemcnt' ve 'Le Grand Gachis' adlı eserleriyle de tanınıyordu. Kara roman serisi içinde önemli bir yer tutan 'Indesirable', 'Fais des bulles' v e 'Je reprends mes boules' adlı romanlannda ise Miami'deki özel yaşamlan gözler önüne seriyordu. Hollywood'da sekiz yıl senaristlik de yapan yazann. filme çekilen y apıtlan arasında 'Duel at DiabJo 1 . 'Rough night in Jericho' ve 'Lady in cement' gibi yapıtlan bulunuyor. VV'estern dalında da romanlan bulunan Marvin Albert'in eserlerinden sinemaya uyarlanan filmler arasında John Stur^s'in yönetmenliğini yaptığı'The Lavv and the Jack Wade' ve Blake Edwards'ın yönettiği ünlü 'La Panthere Rose - Pembe Panter' bulunuyor. 13. ULLSLARARASI ANKARA MÜZİK FESTİVALİ Rüya Tanerin pıyano resıtali Resim Heykel Müzesi'nde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle