07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22MART1996CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Dr. Kutsal Tülbentçi, Türkiye'nin hava kirliliğine karşı çözüm aramakta geç kaldığını söyledi 'Enerji tüketoni İJİliııçli yapılmah'Istanbul Haber Servisi - Gelişmiş toplumlann uygulamaya koyduklan etkin önlemler ile hava kirlıliği sorununu çözmüş olmalanna karşın, Türkiye'de bu konuda çözüm aranmakta geç kalındığıı bildirildi. Istanbul Teknik Üniversitesi Kimya-Metalurji Fakültesi öğretım üyelerinden Prof. Dr. Kutsal Tülbentçi, ülkemizde kentsel anlamda hava kirliliğine neden olan en şiddetli etkenin "ısınma için bilinçsiz bir şekilde rükerilen enerji" olduğunu belirttı. Prof. Dr. Kutsal Tülbentçi, "hava kirliliginin azaltılmasında ısı yautunının önemi" konusunda yaptığı araştırmasında, her geçen yıl dünya atmosferindeki karbondioksit miktannın 19 milyon ton arttığını bildirdi. Tülbentçi, "Son yıilarda dünyanın çeşitli yörelerinde görüien iklim düzensidikleri, seller, firtınaJar, tayfunlann esas nedeni, armosferde • Istanbul Teknik Üniversitesi Kimya-Metalurji Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kutsal Tülbentçi, "Son yıllarda dünyanm çeşitli yörelerinde görülen iklim düzensizlikleri, seller, fırtınalar ve tayfunlann esas nedeni atmosferde oluşan kirlilik ve atmosfere sahnan muazzam enerjidir" dedi. oluşan bu kirlilik ve atmosfere salınan muazzam enerjidir'' dedi. Türkiye'deki kentsel hava kirliliğinin en büyük nedeni olan enerji ^ tüketiminin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıği'nın 1994 verilerine göre dağılımı ise şöyle: "Konutlar yüzde 37, endüsfri yüzde 33, ulaştu*ma 22, tarım yüzde 5 ve diğerleri yüzde 3." Prof. Tülbentçi, Türkiye'de hava kirlilıği için kalıcı bir çözüm olan vapılara ısı yalıtımı uygulaması yerine daha pahalı ve süreklilıği belirsiz olan yakıt kalitesini yükseltmenin tercih edildiğini belirtti. Bu konuda yapılması gereken en etkin yöntemın ısı yalıtımına gereken önemi vermek olduğunu kaydeden Tülbentçi, şu görüşlere yer verdi: "Avrupa Topiuluğu'na kabul edilebilmek için pek çok konuda büyük fedakâriıklar gösteren yöneticilerimiz nedense yalıtun ve enerji ekonomisi konusunda AT ülkelerinin duyarükğuıı göstermemektedirler." Tülbentçi'nin, gereksiz ve aşın yakıt tüketimini kısarak kentsel hava kirliliğinı azaltmak için yaptıgı öneriler ı>>e şöyle: "- Kaçak yapılaşma hı/la durdurulmalı, özellikle kamu ara/isi ü/erinde yapılanlar için af kanunlan çıkanlmamalıdır. - L'ygulanması mecburi olan ısı yalıtımı uygulamaları sıkı bir biçimde takip edilmeli. - Isı yalıtımı özelliğine sahip olan yapı malzemelerinden alınan KDV'yi ve diğer vergileri asgari hadde indirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır. - Binasına ısı yalıtımı yaptırmak, penceresini çift cam veya ısı cama dönüştürmek isteyenlere düşük faizli orta vadeli krediler hazırlanmalıdır. - Medyada, özeilikle devlet televizyon ve radyolarında ısı yalıtımı ve kentsel hava kirlıliği ilişkisini vurgulayan, bu konudaki önlem ve önerileri içeren programlar ile kamuoyu bilinçlendirilmeli." Türk-İs 'Sosyal hukuk devletini savunacağız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türk-lş, yenı hükümetın kurulmasının ardından yapı- lan zamlann, çahşanlann yükünü daha da art- tırdığını belirterek ekonomik bunalımın yü- künü çalışanlann sırtına yıkmayı hedefleyen yeni istikrar programlannın gündemde oldu- ğunu ve sosyal devleti yok etmek isteyenle- rin, başansızlıklann'n sorumluluğunu taşı- dıklan SSK'yi tasfiye etme çabası içinde ol- duklannı bildirdi. Türk-Iş. "demokratikleşme sürecinin hıziandınlınası, devleti küçuifmeça- balanna karşı çıkılarak. anayasada öngörü- len demokratik ve laik sosyal hukuk devleti an- bytpnın yaşama geçirümesinin" önceiıkli is- temlen arasında yer aldığını açıkladı. Türk-lş'e üye sendıkalann eğitim ve teşki- latlandırma sekreterlerinin katılımıyla yapı- lan toplantıda alınan kararlar bir bildirgeyle açıklandı. Türk-lş'in. başta sosyai güvenlik olmak üzere, tüm alaniarda kazanılmış hak- lan koruyacağı kaydedilen bildirgede, toplu- sözleşmeyle sınırlı sendıkacılık anlayışının aşıiması ve çözümü siyasi alana kaymış temel sorunlar için etkili biçimde mücadele edil- mesi gerektiği belirtildi. Bildirgede, sendi- kalann televizyon ve radyo kurmasının önün- deki engellerin kaldınlması istendi. 1996 yı- lının sorunlarla başladığı belirtilen bildirge- de, hükümetin kurulmasının ardından "sağ- nak gibi yağan zamlann ve artan issiztiğuT. tüm çalışanlann, emeklilerin ve işsizlerin omuzlarındaki yükü daha da tas,ınmaz hale getirdiği savunularak şöyle denildi: "Tam üyeük güv encesi alınmadan Avrupa Biriigi ile girilen gümrük birligl bu sorunlanmizı daha da artüracaktır. Bunalımın yükünü çaiışanla- nn sırtına yıkmayı hedefleyen yeni istikrar programlan gündemdedir. Sosyal devleti yok etmek isteyenler, SSK'y i tasfiye etme niyet ve çabası içindedir. Başta işçi suııfi olmak üzere tüm çahşanlann, işsizlerin ve emeklilerin acil çözüm bekleyen sorunlan hükümet progra- mında yer büe almamısür." İHD'de basın açıklaması yapan kavıp aileJeri, bu tür olaylann takipcisi olacaklannı sövlediler. (UĞUR GÜN YÜZ) Ocak'ın kaybımn birindyıhİstanbul Haber Servisi - Kayıp yakınlan, cesedi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak'ın kayboluşunun birinci yıldönümünde, tnsan Haklan Derneği'nde basın açıklaması yaptı. Kenan Bilgin. Hüseyin MorsümbüL İsmail Şahin, Hasan Ocak, Rıdvan ' Karakoçun aileleri ı\i HakkârTde ' kaybolan köylülerin yakınlannın katıldığı toplantıda bu tür kayıp olaylannın Türkiye'de 'olağan' hale gelmesinden yakınıldı. Muhalif insanlann gözaltma almdığını ve kaybedildiğini belirten kayıp yakınlan, "Bu acı son bulsun. Artık başka anne babalar çocukian için ağlamasın" dediler. Sırasıyla söz alarak yakınlannın nasıl kaybolduğunu anlatan aileler. 'nıuhalir kimliğe sahip insanlann bu türuygulamalarlafcafs.ıla$tığını * belirttiler. Bu 'kirli listenin' uzamamasını isteyen aileler, "Başka anne- babalann yüreği yanmasın. Susmayalım ve bu olaylaruı takipçisi olahm" diye konuştular. lnsan Haklan Derneği Kayıplara Karşı Komisyon üyeleri ise Hasan Ocak'ın, kayıplann ilki olmadığına dikkat çektiler. Hasan Ocak -ölaymdan sonra da Batman, Silvan, "İstanbul ve Dargeçit'te yüzlerce "kişinin kaybolduğunu belirten İ yetkilüeri, "Devlet, uluslararası sözleşmelere imza abyor ama iç hukukunda bunlan yok sayıyor" diye konuşrular. Süleyman Demirel, özel üniversitelerin, rektörler toplantısında görüşüleceğini söyledi 'Korsan üniversiteler yasaya uygıın değiP • Cumhurbaşkanı, özel okullar konusunda belli zorlamalarla karşı karşıya bulunulduğunu belirterek "Ama ben şahsen yine de bu üniversitelerin devletin denetimi altında bulunması taraftanyım" dedi. A1VKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, kamuoyunda "korsan ünrversite" olarak adlandınlan özel üniversitelerin sertifika ver- me hevesi içinde bulunduğunu, ancak bunun yasalara uygun ol- madığını söyledi. Demirel, konu- nun bugün yapılacak rektörler toplantısında tartışılacağını bil- dirdi. Demirel, kamuoyunda "korsan üniversite'' olarak adlan- dınlan üniversiteler arasında sa- yılan ve Avustralya New England Üniversitesi'nin Ankara'da şube- sıni açan Atılım Öğrenci Konse- yi Başkanı Emin Bostancıer ve beraberindeki öğrencıleri kabul etti. Konsey Başkanı Bostancıer, kendilerinin kamuoyunda "kor- san öğrenci" olarak tanımlandık- lannı ve bu statüden kurtulmak ıçın özel üniversiteler konusunda devletten yardım istediklerini be- lirterek YÖK Yasası'ndaki deği- şiklığin bir an önce gerçekleştiril- mesini istedi. Demirel, Türkiye'de devlet ve vakıf üniversitelerinin bulundu- ğunu, özel üniversite ve yükse- kokulun anayasa gereği yasal bir statü kazanmadığını ifade ederek bir süredir özel okullar konusun- da belirli zorlamalarla karşı kar- şı>a bulunulduğunu bildirdi. Özel üniversitelerin sertifika verme hevesi içinde bulunduğunu, an- cak bunun yasalara uygun olma- dığını vurgulayan Demirel, üni- versiteye giremeyen öğrencilerin yurtdışında girdikleri özel okul- îardan Türkiye'ye gelerek "denk- lik belgesi'' istediklerini söyledi. Demirel, ülkede okumak isteyen hiçbirgence devletin sırtını çevi- remeyeceğini, o nedenle yeni üni- versitelerin kurulduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Üniversi- te kurmak kolay bir şey değil. Şimdi bize "Bırakın özel üniver- siteler kurulsun. Niçin endişeedi- yorsunuz?' deniliyor. Bunun bir- çok sakıncalan olabilir. \ncak bu konulan yapacağınıız rektörler toplantısında ele alacağız. Ama ben şahsen yine de bu üniversite- lerin devletin denetimi ahında bu- lunması taraftanyım. Ama şunu biün,ben 'Bu ülkenin herçocuğu mutlaka okumalT diyen bir insa- nını. Onun için size de yardımcı olacajun." YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından hazırlanarak Demirel'e sunulan YÖK yasata- sansı taslağında, Türkiye'de ya- bancı üniversitelerin şubelerinin açılmast öngörülüyor. Aziz Nesin'in anısına düzenlenen yanşmada, Giordano Bruno adlı yapıt ödüle layık görüldü ÇYDD'nin tiyatro yanşması sonuçları açıklandı Istanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşam Destekleme Derneği'nin yazar Aziz Nesin'in anısına tiyatro dâhnda düzenlediği yanşmada, Erhan Gökgücü'nün yazıp yönettiği Giordano Bruno adlı yapıt ödüle layık görüldü. Seçici kurul aynca Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun Uyarlayıp sahnelediği Aristofanes'ın "Eşek Arüan" adlı çalışması ile Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü'nün Reşat Nuri Güntekin'in "Bir Yağmur Gecesi" adlı yapıtına özendirme ödülü verdi. ÇYDD'nin geçen yıl kaybettiğimiz yazar Aziz Nesin'in anısına düzenlediği "Çağdaş Yaşam Büyük Ödülü" sahibıni buldu. Prof. Dr. Sevda Şener, Prof. Dr. Zehra ıpşiroğhı, Doç. Dr. Hülya Nutku. oyun yazan Tuneer Cücenoğlu ve avukat İhsan Biçki'den oluşan seçici kurul, 1995- 1996 tiyatro sezonunda yurt düzeyinde sahnelenmeye başlanan Türk tiyatro yazarlannın oyunlanndan, "Atatürkçü düşünceyi savunan ya da laik, demokratik Türkiyc C umlıuriveli müoadelesi ve ideaüne kâtkı sağlayan" yapıtlan değerlendirdi. Seçici kurul sözcüsü Tuneer Cücenoğlu'nun yaptıgı yazılı açıklamada, 1600yılında düşüncelerinden dolayı engizisyon tarafından yaktınlan Giordano Bruno adlı bilim adamının bedensel yok edilişinden. günümüzde yakıldığı yerde heykelinin dikilmesine varan evrenscl çizgisinin anlatıldığı yapıtın, gerek metin gerekse sergileniş olarak olgun bir düzeyde bulunduğuna dikkat çekti. Aynca Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Pamukkale Motel bir yıllığına yeniden kiralandı Koruma projesine darbe vuruldu ÖMERYUKTSEVEN DENİZLİ - Pamukkale'yi Koruma Projesi çerçevesinde yıkımı öngörülen ve Külrür Bakanhgı'nca tahliyesi istenen Denizli Ozel Idare Müdürlüğü'ne ait Pamukkale Motel, II Genel Meclisi'nin olağanüstü toplantısında bir yılhğına yeniden kiraya verildi. Özel ldare'ye yılda 24 milyar kira geliri getirdiği için "altın yurourtiayan tavuk" gözüyle bakılan motel için alınan karar çevreciler arasında tepkiyle karşılandı. UNESCO'nun "Dönya Külrür Mirasa" listesine aldığı Pamukkale'de bilim adamlannm da katılımıyla yapılan uluslararası toplantıda yıkılması karariaştınlan 5 motelden biri olan Pamukkale Motel için alınan karar, diğer motellerin sahibi olan özel sektöre de cesaret verdi. Özel motellenn. bu karardan sonra tesislerini tahliye etmek yerine yeni sezon için rezervasyonlara yöneleceği öğrenildi. Böylelikle Pamukkale'yi Koruma Projesi'nin en önemli halkalanndan bni olan motellenn yıkımı yine sürüncemede kaldı.. Pamukkale Motel'in 15 martta sona eren kira süresinin bir y»l daha uzatılması îl Genel Meclisi'nde sert tartışmalara * neden oldu. Üç saat süren tartışmaiardan sonra DYP grubu kira süresinin uzatılması yönünde oy kuHanırken ANAP grubu çekımser kaldı. CHP grubu ise ret oyu kullandı. DYP'lı üyeler, motelden ayda 2 milyar gelir sağlandığını belirterek, "devletin zarara uğramaması için diğer moteller tahliye edildikten sonra burası Kültür Bakanuğı'na dcv redilmeli'" gorüşunü savundu. CHP'li üyeler ise devletin uyguladığı bir projeye yine devletin darbe vurduğunu savunarak. "Parraıkkale'yi altın yTimurtlayan tavuk gibi görmekten, tarih adına. gelecek nesiller adma vazgeçmek zorundajTz" diye konuştular. Toplantıya başkanlık eden Vali Vekili CelaJettin Eran'ın da ret oyu kullandığı oylamadan sonra kiranın yüzde 60 pranında arttınlması kararlaştınldı. Kira sözleşmesi sona ereceği için valiliğe ihtar çeken Kültür Bakanhğı'nın yazısmda ise şu görüşlere yer verildi: "Mülldyeti Hazine'ye ait olup bakanhğımıza tahsisi olan 9K3 nolu parsel üzerinde bulunan Pamukkale Motel'in kira sözieşmesiııin yeniknmemesi ve feshedilmesi, nıotelin bakanbğunıza tesümi hıısusunda bilgilermid ve gereğini riea ederinı." Fakültesi Tiyatro Kürsüsü'nün hazırladığı, Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun uyarlayıp sahnelediği Aristofanes'in "Eşek Anlan" adlı çalışması ile Ankara Üniversitesi Dil \e Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü'nün hazırladığı Reşat Nuri Güntekin'in "Bir Yağmur Gecesi" adlı çalışması özendirme ödülüne layık görüldü. Seçici kurul aynca Istanbul ve îzmir Devlet Tiyatrolan tarafından sergilenmckte olan J.Lawrance-RXee'nin yazdıklan 'Maymun Davası' adlı oyunu da izlenmesi gereken özenli bir çalışma olarak nitelendirdi. Mayıs ayında düzenlenecek ödül töreninde kazananlara birer başan belgesi, Saim Bu^y'ın yaptıgı Aziz Nesin heykelcikleri, büyük ödülü kazanan oyuna ise para ödülü verilecek. De\ let Tiyatrolan'na da laik cumhuriyeti sa\ unduğu. ülkemizdeki demokratikleşme çabalanna katkıda bulunduğu için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bakırköy Şubesi taidfından teşekkür belgesı venlecek. Protesto Oğrenciler yine Ankara yolunda İstanbul Haber Servisi- Üniversite öğrencileri yann Ankara K'zılay Meyda- nı'nda öğrenim harçlarını ve eğitimin özelleştirilmesi için yapılan girişimleri bir protesto göstcrisi düzenle- yerek protesto etmeye hazır- lanıyorlar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelin rek- törlerle aynı gün yapacağı toplantıda hiçbir öğrencinin bulunmamasını eleştircn oğrenciler, "23 mart günü (yann) Kı/ılay Meyda- nı'nda son 15 yılın en büyük eylemini gerçekleştireceğiz" dediler. Konuyla ilgili olarak Çumhuriyet'e bilgi veren Üniversiteli Oğrenciler Platformu üyesi bir grup öğ- renci, bu gece saat 22.00'de Haydarpaşa Gan'ndan ha- reket edeceklerini ve yann saat 13.00'te gösteriyi ger- çekleştireceklerini belirte- rek "Bütün duyaıiı insan- lardan destek bekliyoruz. Ev kadınlan, işçiler, memurlar, herkes o gün Kızılay Mey- dam'nda bizi desteklesin. Çünkü bu sadece öğrencile- rin sorunu değil. Bizim veli- lerimiz olan sizlerin de soru- nu" diye konuştular. 'Eylemlerimizde karariiMz'1 . Oğrenciler, eylemlerine sonuna kadar devam ede- ceklerini, gözaltılann ve tu- tuklamalann kendilerini yıl- dıramayacağını vurguladı- lar. Özeilikle harçlann kal- dırılmasını isteyen oğrenci- ler şunlan söyledi: "Biz eylemlerimizde ka- rariıyız ve sonuna kadar de- vam edeceğiz. Arkadaşlan- mızın cezaev ine anlması hiç- bir şey değil. Biz vanz. Bi- zim ve onlann talebini sonu- na kadar savunacağtz. Ayak seslerimkin duy ulmasını is- thoruz." HAFTAY4BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Sıvas Gerçeği...Yıl 1977. Ecevit'in ünlü Niksar, Şiran, Erzıncan gezısindeydik. Her yerde kurşunlarkonuşmuştu.CHP'nınseçımoto- büsü delik deşik olmuştu. Çok korkulu anlar yaşamış- tık. Polisin tutumu genelde olumsuzdu. Birçok tehlike- yi jandarmalar önlemişti. Ama gezinin son dufağı olan Sıvas il sınırlanna gi- rildiği andan başlayarak, havanın bırden değiştiğini fark ettik. Polisin yaklaşımı sevecen ve candandı. Her an bir olay çıkacakmış izlenımi kaybolmuş, yerini g i * ven ve coşku almıştı. Nedenıni merak edip araştırdık. Meğer "solcu" polislenn sürgun yeriymiş Sıvas. Za- ten 1950'lerden beri hep CHP'ye oy vermiş bir ildi. "Kemalizmin kalesi"nöen, MC hükumetınin de umu- dunu kestığı anlaşılıyordu. • • • Nereden nereye? O günlerden, 37 insanımızın -düşüncelerinden do- layı, inançlanndan dolayı- çıra yapıldığı günlere geldi Sıvas... RP'lıbirbeledıyeyemahkûmedildi Adı "Cum- huriyet" olan üniversitesi, RP'ye eleman ve milletve- kili yetiştiren bir araca dönüştürüldü. Alevi yurttaşlar - can kaygısı ile- göçe zoriandı. "Karşı devrim", Atatürk'ün Sıvas Kongresi'nden "rövanş"i almak için, elinden geleni yapıyor. Ama her şey henüz bitmedı... Sindirılmeye çalışılan kesımler kol kola vermeye başladılar. Çeşitli sıvıl toplum örgüt- lennde bir araya geliyorlar. Örgütlendıkçe de guçlen- nin bilincine vaımaya başlıyorlar. Sorun bir kez daha devlette. Devleti yonetenlerin ka- falannda. Savaşımı elbette ki aydınlıktan yana olanlar kazana- cak... Kısa sürede mi, uzun surede mi? Acılı mı acısız mı?.. Bu devlete bağlı... Devletin gerıcı guçlere verdı- ği desteği çekip çekmemesıne bağlı! • • • Onümde iyı hazırlanmış bir Sıvas dosyası duruyor. Ve bu dosya, DSP'nin "Sıvas raporu"nun tamamen gerçekleri yansırtığını gösterıyor. il merkezinde, RP, esnaf kesımi üzerinde mutlak bir egemenlik kurmuş durumda. Iki yerel TV'den SRT bu partinin, SİPAS da Büyük Birlik Partisi'nin sözcüsü. Cumhunyet Üniversitesi, son iki yılda "şenatçı" bir kadrolaşma içinde. iki yılda tam 43 öğretim üye ve yar- dımcısı üniversiteden aynlmak zorunda kalmış. Bu ünıversitede olup bitenler, tüm belgeleri i!e şu anda YÖK'ün yeni başkanının önunde Kırsal kesımdeki olaylar 1993 yılından beri sürüyor. Sıvas köyleri, en az Doğu ve Güneydoğu köyleri ka- dar yoksul. Devlet içindeki bazı "fanatik" öğelerin, Ate- vilere "potansiyel suçlu" gözü ile bakmaları, sorunu daha da ağırlaştırıyor. Ama yurtiçı ve dışındakı yüzün üstündekı Alevi der- neğinin olaya yaklaşımı da çok soğukkanlı değil... So- runun sadece "Alevi karşıtlığ: "ndan kaynaklandığını sanmak ve buna göre tutum takınmak kimin ışine ya- nyor? 2 Temmuz alevlerinde kimin işine yaradı ise onun!.. Onlann! • • • Aleviler, laik-demokratik Cumhunyete sahip çıktık- lan için hedefler. Ama asıl hedef Atatürk'ün Cumhuri-' yeti!.. Asıl hedef Sıvas'taki Aleviler değil, Sıvas'taki tüm demokratlar, tüm Kemalistler! Soaınu "mezhep çatışması" sınırları içinde görmek ya da göstermak, Gumhuriyet düşmanlarının oyunuj na gelmektır. ' Sıvas'ta hazır8h ayında beledıye başkanı seçılecek} Bir ay sonra da, üniversitesinin rektörü belli olacak.j Tüm ilerici güçler, bu iki olaya gereken önemı vermek zorundadır. Anadolu'ya aydınlığı götürmeyen, karanlığa alet olan bir üniversite, Cumhuriyete ihanet demektir... Sıvas'ı din devleti heveslilerine terk eden bir devlet ise, top- lumuna ihanet etmiş demektir. Tarih haınleri affetmez! DÜZELTME: "Kardeş ve Biz" başlıklıyazıda, Veni- zelos'un Atatürk'ü"NobelBanşÖdülu"neadaygös- feren mektubunu, Dr. Süreyya Sofuoğlu 'nun ortaya çıkardığını yazmıştım. Oysa bu konuyu her yonüyle açıklığa kavuşturan ılk kışinın, Özgen Acar olduğu anlaşılıyor. Sayın Acar, bu nedenle, Atatürk'ün doğu- munun 100. yılında "Abdi ipekçı Barış Odulü"nun de sahibi olmuştu. Hem de istanbul ve Atına komiteleri, ilk kez aynı kişiyi ödüllendirmışlerdı. Yanlışlığı düzel- tip, özür dihyorum. K r a l 1 \ n i ı ı o d ü i l o r e n i ^ ^ ' l 9 9 5 V * ? y . , ^ dun gece Svvıssotel de duzenlenen gala gecesiy le sahiplerini buldu. Halkoylaması sonucu seçilen sanatçılar. 8(M)'ü n-jkın davet- linin alkışlanyla ödüllerini aldı. Sanat ve iş dünyasının tanınmış simalannın kabldığı gece, tüm dünvaya INTERNET aracılığıyla naklen yayımlandı. Pop müzik, Türk sa- nat mü/iği, Türk halk müziği, fantezi/arabesk müzik. en iyi grup, *°5'in en yenisi ka- tegorilerinde en başanlı kadın ve erkek sanatçılara 18 dalda ödül verildi. Yekta Okur Özel Ödülü, bir süre önce geçirdiği uçak kazası sonucu ölen Onno Tunç'a verildi. Ge- cedc davetliler. araJannda Arif Sağ, Ahmet Kaya ve Sezen Aksu gibi sanatçıların bu- lunduğu ödül sahiplerini dinleme keyfini yaşadı. (Fotoğraf: ALPIÎR TURGÜT) Serbest pazar prensiplerine aykırı' ABD'li kadınlardan HABITAT'a tepki FLîAT KOZLLKLL VVASHINGTON - Dünya konut ve çevre sorunlanna çözümler bularak Üçüncü Dünya ülkelerine 'daha iyi yaşam' koşullan sağlamayı amaçlayan Birleşmiş Milletler(BM) HABlTAT 11 Konferansı'na katılacak 'Amerika için Kadınlar Orgütü' (Concerned ^'omen For America-CWA), global işbiriiğinin tehlikeli olduğunu iddia etti. Yaklaşık 60 bın üyesi bulunan CWA'nın başkanı Dr Beverly l.ahayes, 'ABD'de okullarda öğrenciiere dünya yurttaşlığının, gezegenimize baglılığımı/ı göstermedc tek bir ülke yurttaşı olmaktan daha etkili olacağının' öğrctildığinı belirterek "hu yolla ulusal bağımsı/lıklann tehlikeye [»irdiğini' ıleri sürdü ve üyeleri uyardı. BilKlinton yönetımınin 'glonalleşme' polıtikasını eleştircn Lahayes. açıklamasında. "Bu konferansın ; amacı yaşamı sürdürnıeve yetevek düzeyde tüketim kavranıını dünya ölçeğinde uygulamaya çalışmak. Kav ram ekonomik v e çev resel nçıdan radikal bir politika sunuyor" dodı. Bununla gıda. enerji ve diğer kaynaklannı bir ülkenin yurtta^larının tüketcbileceğı lımitte tutmanın hedeflendığin: ^:ı\unan Lahayes. >u görii^kn dıle "Liırdr "Bu felsefe yaşamı devam ettirecek düzeyde tüketim öneriyor. Kaynaklann bu türden dagıtımu ütopik Marksist düşünceye benziyor. Bu felsefe \merikan serbfst pa/ar p'renMplerinin fam karşıtıdın l'lusal bağunsı/lığıni!/ hu yolla tehlikeye güıyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle