Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Enosis Dogması
Rembetıkoyla, sırtakıyle, çıftetellıyle, rakıyla, uzoyla, 'Ege
Denızı banş denızıdır' uyutmasıyla dostluk olmaz Cıddıyetle,
doğrulukla, konuşmakla, anlaşmakla dostluk olur Sıvıl toplum,
asker toplum aynmı yapan provokatörlenn, kışkırtıcılann
kulaklan çınlasın Iş, çıktı geldı askenn sırtına yuklendı
METİNERKSAN
G
rek dılındekı "heno-
sis"sozcuğu, Yunan dı-
lınde "enosis" sozcuğu
biçımıne donuşmuştur
"Henosis" veya "enosis "
sozcuğu, bırlık, bıtışık-
lık, bırleştırme, bıre ındırgeme, ılhak
katma, ekleme, bağlama, ıltıhak, katılma
anlamında bır sozcuktur Latınce "uni-
tas", ingılızce "unite, muty" sozcuklen
gıbı
Grek dılındekj "dogma"sözcuğu, Turk
dılıne gene "dogma" sozcuğu bıçımınde
ve anlamında gırmıştır "Dogma" sozcu-
ğu, Grek ve Turk dıllennde "bilimsel bil-
gileri yadsıvan (inkâr eden) bır tanımla-
ma, duzmece (sahte) \e vapa\ (suni) ku-
ramsallığı; soylence (efsane) \e boşınan
(hurafe) önermelennden ka\naklanan
ideolojik bir oğretı ve bir sav" anlamında
kullanılır
15 Hazıran 1826"da, Osmanlı kara or-
dusunun asıl gucunu oluşturan fakat sa
vaşma gucunu ka>betmış bulunan yenı-
çen ocağı, de\ let tarafindan yapılan şıd
detlı bır davranışla kanlı bır bıçımde da-
ğıtıldı ve yok edıldı 20 Kasım 1827'de
ıngılız, Fransız, Rus bağlaşık donanma-
sı, bır savaş durumu olmamasına karşın,
bırbaskın yaparak Mora Yanmadası'nda
Navann Lımanrndademırlı bulunan Os-
manlı donanmasını yaktı ve vok ettı Bu
ıkı trajık olay, Osmanlı devletını denız
ve kara ordulanndan yoksun bıraktı 3
Şubat 1830'da, o donemın yayılmacı, so-
murgecı, saldırgan, yağmacı ve zorba uç
devletı olan lngıltere, Fransa ve Rusya
arasında, bu devletlenn yayılmacılık ve
somurgecılık çıkarlan doğrultusunda,
Londra'da 'Londra ProtokolıT adıyla ım-
zalanan bır protokol ıle "kâğıt üstunde'
bağımsız bır Yunanıstan dev letı kuruldu
24 Nısan 1830'da, denız ve kara guçlen-
nı yenıden oluşturmaya uğraşan Osman-
lı devletı, bu uç zorba devletın ba^kısı
sonucu bağımsız Yunanıstan devletının
varlığını kabul ettı
"Enosis" deyımı ve kavramı, bu tanh-
ten sonra, Yunan devletınm Yunan sıya-
sal yetkesının ve Yunan ulusa! kultüru-
nun, her Yunanlının bılıncınde ve bılınç
altında oluşturduğu ve canlı tuttuğu, coş-
kulu devıtken, anaso>cu (ırkçı), ırksal
(etnık) bır söylence (efsane mıtos) ve bır
ılkeolmuşrur Akıldışı bılımdışı,hukuk-
dışı, bencıl çıkarcı, bağnaz, tutucu, sal-
dırgan kıyıcı, şoven, dınsel vayılmacı
ve nıılıtanst olan "enosis" efsanesı ve ıl
kesı, "enosis" sozcuğunu "tannsal ve
kutsaPbır "dogma* nıtelığıne donuşrur-
muştur u
Enosisdogması" ıle buyülenmış
her Yunanlı, farelı koyun kavalcısının ar-
kasından gıden çocuklar gıbı "enosis"
sozcuğunun tekıcı bu> usunden kurtula-
maz "Enosis dogması" Yunanlıların
"Kuçuk AsyafelaketT dedıklen, Turkle-
nn, Atatürk'un komutasında kazandığı
Anadolu savaşından (1919-1922) sonra,
Yunan devletının ve Yunan sıvasal yetke-
sının Yunanıstan'ın ıç ve dış sıyasehne
donuk olarak somurduğu, Yunan kamu-
oyunu vedunyakamuovunu "Türkyada
Türkhe tehKkesi" ıle aldatıp ıçende oy
almak ve dışanda taraftar bulmak ıçın
kullandığı bırtuzak duşunce halıne getı-
nlmıştır Fakathıçbırbılımsel.hukuksal,
tanhsel doğruluğu olmayan "enosisdog-
ması" oyleyadaboyle Yunan ulusal bır-
lık ve beraberlığının ovulecek, ovunule-
cek ve ozenılecek bır sımgesıdır
1814*ten bu yana.once Yunanlılığın son-
ra Yunanıstan'ın yayılmacı, buyumecı ve
elde etmecı amaçlarını gostergeleyen
"Filiki Eterya, Etniki Eterja, Megali İdea,
Pan Hellenizm, Büyuk Bizans, Bu>uk Vü-
nanistan, Tannsal Kutsal \e Ebedi Baş-
kent Konstantinopolis, Enosis, Pan Hele-
nik Kıbns Enosis" deyımlen ve duşun-
celen, Yunan ulusal bılıncını oluşturan,
Yunan ulusallığını devıngen ve coşkulu
olarak surduren ozendıncı ve onurlandı-
ncı olgulardır Yunanıstan'da dev let, sı-
yasal yetke. ulusal kültur, basın, resmı ve
ozel radyolar resmı ve ozel televızyon-
lar bu devımlerın destekçısı ve yayıcısı-
dır Ne vazık kı, bınlerce yıllık uzun, bu-
yuk ve şereflı bırtanhe, sayısız doğrula-
ra ve soylencelere karşın, Turk ulusal bır-
lık ve beraberlığının böyle bır sımgesı
yoktur Turklüğu ummetlıkten kurtaran
Ataturk ulusçuluğu da "yeni dürrya düze-
ni"yurtturmacılanncadışlanmakta Evı-
nı Amenkan Dolan'yla kıraya veren
cumhurbaşkanlan, Amenkan Dolan'yla
Amenka'da yatınm yapan başbakanlar,
altın, dolar, mark bınktıren dın tuccan
sıyasıler, Atatürk ulusçuluğuna sırtlannı
donmuşlerdır
Turkıye ve Yunanıstan arasındakı de-
nızın tanh oncesı çağlardan ben değışık
adlan vardır Grekler bu denıze "Arkhi-
pelagos" (Adalar Denızı) ya da "Aigaion
Arkhi Pelagos" (Ege Adalar Denızı), Ro-
malılar bu denıze "Mare Insulae" (Ada-
lar Denızı) ya da "Mare Archipeiago Ae-
geum" (Ege Adalar Denızı) derlerdı
Grekçe ve Latınce sozlukler şoyle yazar
Arkhı Ada, Pelagos- Denız, Insulae
Ada, Mare Denız demektır Grekçe "ai-
gaion" ve Latınce "aegeum"sozcuklen-
nın kok adı olan, Grekçe despot ya da ke-
çı anlamına gelen ve bu denıze venlmış
ad olan "aigeus"sozcuğu, oğlunu öldu
sanıp, bu denızde ıntıhar eden mıtolojık
Attıka kralının adıdır
Doğru adı "Adalar Denizi"olan Ege
Denızı'nde 3042 ada ve adacık vardır
214 bın kılometrekare olan Adalar Denı-
zı'nın23bınkılometrekaresı adaveada-
cıktır Adalar Denızı'nın yuzde 10'u ka-
ra parçasıdır 41-35 kuzey enlemlen ara-
sında kuzeyden guneye 660 kılometre
boyunca bır dıkdortgen bıçımınde uza-
nan Adalar Denızı'nın genışlığı, yakla-
şık olarak kuzeyde 270 km, ortada 150
km, guneyde de 400 km'dır Ortalama
dennlığı 350 ıle 1500 metre arasında de-
ğışen Adalar Denızı, Kerpe Adası'nın
batısında 2529 metre dennlığe ulaşır Ça-
nakkale Boğazı'ndan Adalar Denızı'ne
sanıyede 12 bın 600 metrekup su akar,
Adalar Denızı'nden Çanakkale Boğa-
zı'na sanıyede 6 bın 100 metrekup su gı-
rer
Adalar Denizi, uluslararası adı Turk
Boğazlan olan İstanbul Boğazı ile Mar-
mara Denla veÇanakkale Bogaa'nın do-
ğal bir uzantısıdır. Türk Boğazlan, Ada-
lar Denizi ile Orta Akdeniz'ın birleştıği
yerde açık denize çıkar ve son bulur. \u-
nanistan'ın Adalar Denizı'nde karasula-
nnı 6 deniz milınden 12 denız miline çı-
karnıası, Turk Boğazlan'nı kapaması ve
kcsmesıdır. \dalar Denızı, TurkrveCum-
huriyetı dev letinin bir iç denizidir.
Yunanıstan "enosis" tutkusuna ya da
Turk sendromuna (Sendrom Bır hasta-
lığın tum belırtılen) ılışkın çok ılgınç bır
ısteğı, Sevr Antlaşmasf nm hazırlık aşa-
masıolanve 12 Şubat- lOMart 1920 ta-
nhlen arasında yapılan 1 Londra Kon-
feransı'nda yapmıştır Yunanıstan Baş-
bakanı Yenizelos, 8 Mart 1920'de yapılan
toplantıya sunduğu muhtırada, Buyuka-
da, Hevbelıada, Burgazada, Kınalıada ve
bu adalar çevresınde bulunan adacıklan,
Türk yonetımınde Yunanlı nıtelıklennı
korumuş Yunan adalan olarak tanımla-
mış ve bu adalann tstanbul şehn ve İs-
tanbul Boğazfna yakıniığı nedenıyie
uluslararası komısyonun denetımınde
bulunacak olan tstanbul şehn ve İstanbul
Boğazı'nın yazgısına bağlanmasını ıste-
mıştır Fakat aynı muhtırada Venizelos,
Erdek Vanmadası'nın ku/e>inde bulu-
nan ve Vlarmara Adalan olarak bilinen
on adayı, Yunan adalan olarak tanımla-
yarak bu on adanın Vunanistan'a veril-
mesini ve Yunanistan'a bağlanmasını ke-
sin bir koşul olarak ılen surmuştur.
Yunanıstan ın "enosis" tutkusu bıt-
mez, tukenmez Turkıye'nın ızledığı ıç-
tenlıklı dostluk polıtıkasından yararla-
nan Yunanıstan, 1931 yılında bır krallık
kararnamesı ıle Yunanıstan'ın hava saha-
sını 3 mılden 10 mıle çıkanr Turkıye,
Yunanıstan'ın bu karanna karşı gelmez
Fakat bu krallık kararnamesının resmı-
leşmesı, 197O'lı yıllarda gerçekleşecek-
tır Yunanıstan, 1936 yılında Montreux
Boğazlar Sozleşmesı'nın hemen ardın-
dan karasulannı 3 denız milınden 6 de-
nız mılıneçıkanr Turkıye, Yunanıstan'ın
bu karanna da karşı gelmez Hatta o do-
nemın unlu Dışışlen Bakanı TevfîkRüş-
tü Aras Yunanıstan'ın Lımnı ve Sema-
dırek adalannı askerleştırebıleceğı konu-
sundabıleolumludüşûncelerbıldınr Yu-
nanıstan, 195O'lı yıllann başında FIR
(Flıght Informatıon Regıon) çızgısı adı
venlen hava denetım bolgesı çızgısının
Adalar Denızı üstunde Turk-Yunan kara-
sulan çızgısınden geçmesını sağlar ve bu
karannı ılaneder Turkıye, Yunanıstan'ın
bu karanna da karşı gelmez Yunanıstan,
197O'lı yıllann başında Adalar Denı-
zı'nde denız tabanı, toprak altı ve kıta sa-
hanlığını ıçeren alanlann Türk karasula-
nnın bıttığı çızgıden başladığını bıldınr
ve ılan eder Turkıye Yunanıstan'ın bu
karanna da etkılı bır bıçımde karşı gel-
mez Yunanıstan, 1980'lı yıllann ıçınde,
karasulannı 12 denız mılıne çıkaran. Tur-
kıye'nın Adalar Denızı'nın değışık nıte-
lığını anlatamadığı ve etkın bır davranış-
la bu değışık nıtelığı savunamadıği unlü
denız konferansı karanna uyarak karasu-
lannı 6 denız milınden 12 denız mılıne
çıkaracagını ılan eder Yunanıstan'ın bu
karan uzenne Turkıye, Yunanıstan'ın 6
denız mılınındışındayapacağı bır gınşı-
mı "savaş nedeni" olarak kabul ettığını
Yunanistan'a ve dunya kamuoyuna bıldı-
nr Yunanıstan 1980'lı yıllann başından
bu yana Adalar Denızı'nde Yunanistan'a
ılışkın karalar ve adalar çevresınde 24
denız mılıne kadar uzanan arkeolojık ka-
lıntılannı ve tanhsel zengınlıklennı ko-
ruması altına alacak bıtışık bır bolge ılan
ermeolasılığındansözetmektedır Yuna-
nıstan, Ege Bakanlığı adıyla bır bakan-
lıkkurmuştur Yunanıstan'ın Ege Bakan-
lığfnın merkezı Mıdıllı Adası'dır Yuna-
nıstan'ın emeklı denız, kara, hava subay-
lan, Yunan denız guçlenne ılışkın savaş
gemılenyle Adalar Denızı'nı dolaşarak
bu denızdekı adalann yerleşım durumla-
nnı araştırmaktadır
Rembetikovla, sirtakiyle, çiftetelliyle,
rakıyla, uzoyla, "Ege Denizi banş denizi-
dir" uyutmasıyla dostluk olmaz. Ciddi-
yetie, doğrulukla, konuşmakla, anlaş-
makla dostluk olur. Sivil toplum - asker
toplum aynmı yapan prmokatörlerin,
kışkırtKilann kulaklan çınlasın. İş, çıktı
geldi askerin sırtına \uklcndL Bakalım
şundi ne \apacaklar? Adalar Donın'nin
vansı Turkıye'nin, yansı Yunanıs-
tan'ındır. Bu sorunun başka çıkar >olu
yoktur. Savaş ya da banş, Yunanıstan'ın
akıllı ya da akilsız davraıuşına baglıdır.
1996 yılının Ramazan Bayramı. lstan-
bul'dabaşsağlığınagıtmekJe, bayramı ls-
tanbul'da karşılamak ve geçırmekle kut-
lanmaz 1996 yılınm Ramazan Bayramı,
tmroz Adası'nda Türk ulusunun bayra-
mını kutlamakla karşılanır
ARADABIR
AHMET ARPAD
Politikacımn Kültürü
Yuksek duzey polıtıkacılanmızı televi2yonlarda sık
sık konuşturuyoriar Ayakustu roportajlarda va da gun
ışıyana dek suren ıç sıkıcı, tekduze açık oturumlarda
akıllarına gelenı soyluyorlar 24 Aralık 1995 seçımlerı
oncesı ve sonrası da hep konuştular Eveleyıp geve-
ledıler, bol "eee 7/ tumcelerle' hep aynı şeylen yı-
neleyıp durdular Çok konuştular, az anlattılar Bılınç-
lı ya da bılınçsız
Mılletvekılınden bakanına, başbakanından cum-
hurbaşkanına tum polıtıkacılanmızın ortak bır yanla-
n var Sozcuk dağarcıkları ne yazık kı taş çatlasa 1000
sozcuğu geçmıyor Içlerınde doğru-durust tumce ku-
ramayanlar, Turkçeyı yanlış kullananlar çoğunlukta
Elıne venlen metnı okurken zoriananlar da az degıl
Kultur yoksulu ınsanlar orneğı
•
Son 20-25 yılda toplumunun ıçınden ustun başa-
nlı çok az yazar, duşunur, gazetecı, sınema ve tıyat-
ro sanatçısı, rejısor, bestecı ve muzısyen çıktı Toplu-
ma çok gereklı bu ınsanlan uretemedık Unlu sanat-
çılarımızın ve edebıyat adamlarımızın tumu 1940-
1970 yılları arasında yetışmış, gıdenlenn de yen dol-
durulamamıştır Onların bıraktığı bır boşluk var He-
nuz yaşayan ya da yakın geçmışte yıtırdığımız bu ın-
sanlar da ne yazık kı son 15 yıkJa pek venmlı olama-
mıştır
Ezanın Arapça okunduğu, dın dersının zorunlu kı-
lındığı, Koy Enstıtulennın ve Halkevlennın, Turk Dıl Ku-
rumu ıle Turk Tanh Kurumu'nun kapatıldığı, bunakar-
şılık ılk ve orta derecelı okuldan fazla camının (70 bın)
oldugu, bırbın ardına açılan ımam-hatıp lıselerınde
yarım mılyona yakın gereksınım fazlası ogrencının
(100 bını de kız') yetıştırıldığı bır ulkede kultur genle-
meyecek de ne olacak? Gereklı gereksız hemen he-
men her kente kurulan unıversıteler, sayısı belırsız
ozel televızyon ve radyolar ya da çanak-çomleğın ya-
nı sıra "boyalı gazete" satan basın mı toplumu kultu-
redoyuracak'' 60 mılyonluk bu ulkede kıtaplar ellı yıl-
dır hâlâ en fazla 3 bın basıyorsa, bızı yonetenler gut-
tuklerı "kulturpolıtıkalan" ılebaşanyaulaşmış sayılır
198O'lı yıllarda "beşıbıryerde" generaller ıle onlann
Turkıye'yı yonetmelenne ızın verdığı polıtıkacılar, ul-
ke kulturunun uzenne tam "tuy dıktı " Amaç, ınsanı-
mız duşunmesın, duşunce uretmesındı
Yuzyılımızın ıkıncı yansında somurucu kapıtalıst du-
zen, kucağına oturttuğu ulkelerde beyınlen yıkanmış
ınsanlan kullandı, ıstedığı bır toplumu oluşturacak
polrbkacıları her zaman buldu
12 Eylul faşızmının darbesı ıle devrılen Turkıye, ara-
dan geçen 16 yıla karşın bır turlu kendıne gelemıyor
Yedıgı sert yumrukla tam sersemlemtş boksor öme-
ğı ayağa kalkarken yıne sendelıyor, rıngı boyluyor
"Beşıbıryerde" generallerın, duşuncenın kokunu ku-
ruturken unıversıtelerden bınlerce oğretım uyesını at-
mas "duşunen Turkıye"ye tanhınde ındınlmış en bu-
yLk darbelerden bındır 1980'lı yıllarda program ve ça-
lışmalannın onceden belırlendığı, sınırlandırıldığı, kı-
mı guçlerce yonlendırıldığı yuksekoğrenım kurumla-
nndagunumuz toplumuna yararlı ınsanlar yetıştınldı
sanan, kendını aldatır Somuru duzenının maşalan,
tartısmayan, ıncelemeyen, gerçeğı araştırmayan, pek
duşunmeyen bır toplum yarattı Kultursuz Ne kadar
da başanlı olduklan, Devlet istatıstık Enstıtusu'nun
son açıklaması ıle ortaya çıktı Haikımızın tuketım har-
carralannda eğıtım, yuzde 1 42 oranı ıle en son sıra-
da yer almakta Acı bır gerçek
Lak Turkıye Cumhunyetı'nı yok bılen kultur yoksu-
lu çteırzengını polıtıkacılar, genç ve etkın kafalardu-
şunnesın, ınceleyıparaştırmasın, uretken olmasın ıs-
tı\Of Ancak nufusumuzun yuzde 50'sı otuz yaşın al-
tında. Çok ınsanımızın tek umudu onlar Dırençlerı
her oeçen gun bıraz daha kırılan ınançlı bır avuç ger-
çek juşunurun de
CHP'yi Geriye İstiyorum
PlX>f. Dr. MUSTAFA OZYURT Uludağ Üm Tıp Fak Oğretım Üyesı
H
ıçbır kışısel çıkar gozetmeksızm, içinde. Onlar kendilerini yönetcmiyorlarsa onlan
oy kullanmaya başladığım ılk se- ben vonetecegim dıve ortava çıkan kimselerin on-
çımden bugune değın, oyumu se- lardanfarkulıklannedır? \klageleceksorubude-
ve seve verdığım eskı CHP'yi ge- ğil midir? En çok emek verdigımi/ ınsanlann, en
nye istiyorum Bunda da kendı çok yatınm yaptığımu ınsanlann kendı kendile-
olçulerımde haklıyım sanınm rini yönetemeyeceklerini bana kabul ettiremezsi-
oy kullanmaya başladığım ılk se-
çımden bugune değın, oyumu se-
ve seve verdığım eskı CHP'yi ge-
nye ıstıyorum Bunda da kendı
olçulerımde haklıyım sanınm
Cunku benım CHP »le tanışıklığım oldukça eskı-
ye dayanır 1949-50 ders yılında ılkokula başla-
dığımda, smıfimızdakı karatahtanın üstunde, sol
yakalannda altıok rozetı bulunan Atatürkve İnö-
nü'nun resımlennın yan yana asılı olduğunu
anımsıyorum Yaz tatılı donuşunde, Ataturk'un
bır başka resmı tek başına aynı yerdeydı artık Or-
taokul son sınıfta bu altıoklu partının genel baş-
kanının seçım konuşmasını (1957 erken mıllerve-
kılı seçımı), Adapazan Gümrükonu Meydanı'nda
bır soğüt ağacının tepesınde dınledım
Cızırtılı hoparlörden yayılan boğuk sesıyle ls-
met lnonu, "Laiklik ve ünrversite muhtariyeti el-
den gidiyor" dıye bağınyordu Kursude hemen
yanında tsmail Riıştü Aksal, Nihat Eriın ve Faal
Şerafettın Burge vardı Ne yalan soyleyeyım, la-
ik sozcuğuyle layık demek ıstedığını sanmıştım
Ama ünıversıte ıle muhtar arasında hıçbır bagın-
tı kuramadığımı da açık yureklılıkle soylemelı-
yım Ünıversıte oğrencılığı yıllanmda lsmet Ino-
nü ıçın ünıversıte özerklığının hava gıbı, su gıbı
yaşamsal kavramlardan bın olduğunu öğrendım
Ilen yaşına karşın laiklik konusunda ve ünıversı-
te özerklıgınden asla ödun vermedığıni gözledım
Toplumumuzun geleceğının ozerk ünıversıte-
de şekılleneceğıne yurekten ınanırdı Unıversıte-
nin ayn bır yen vardı Inonü'nun gunlünde Bu-
nun en guzel örneğı, bır başka yazımda da alıntı
yaptığım, 12 Mart donemının Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Memduh Tağmaç ıle araMnda ge-
çen aşağıdakı konuşmada saklıdır tnonu, Tağ-
maç'a şoyle dıyordu "Bak, iki gozüm. Sen ben-
den ne istiyorsun, biliyor musun ? Bu memleketia,
yetişmelcri için en çok emek verdigi insanlar ken-
di kendıleruu yonetemezler. Sen, benim buna inan-
mamı istiyorsun. Doğrudur, olaylar çıkıyor, polis
gelivor, jandarma girfyor. Hatalaryapılıyor. Ama
bıitün bunlar halledilebilir hususlardır. Özerklik
niz.'
20Ekım 1991 genel seçımlennınardından yuz-
de kırk sekız oy desteğıyle bınnci, 24 Hazıran
1993 tanhınde eskı Devlet Bakanı TansnÇiUer'ın
DYP Genel Başkanlığf na seçılmesıyle ıkıncı kez
yenılenen koalısyon protokolu ıle hukümet prog-
ramında yer venlen hedeflere ulaşmakta çok az
ılerlemesağlanabıldığıbırgerçektır Doç Dr De-
niz Baykal'ın CHP Genel Başkanı olmasıyla
uçuncu kez yenılenen hukumet programında da
değışmeksızm kalan maddeierden bır tanesı şu
tumcelen kapsamaktadır
- Hukumet koklü bir universıte reformu gerçek-
leştirecek. Hukumet; ozgur, malı olanaklan en iyi
aşamaya getirilmış bir ünıversıte anlayışını kazan-
dıracaktır. l nivcrsıte, tum goruş ve düşüncelerin
ifadesini bulduğu bir bilim ortamıdır.
Bır rastlantı mıdır, yoksa Tann'nın unıversıte-
lenmıze kotu bır armağanı mı bılınmez Yukan-
dakı satırlan hukumet programında okuyan Prof
Dr Tansu Çıller ve yardımcısı Prof Dr Erdal
İnönü de ozerk unıversıtelerden yetışmış ıkı öğ-
retım üyesıydı Uçüncü kez yenılenen koalısyo-
nun başbakan yardımcısı da yıne Sıyasal Bılgıler
Fakultesı kokenlı bır oğretım üyesıydı ve bır za-
manlar ünıversıte özerklığının çok sıkı savunucu-
suydu Ustune ustluk ünıversıte özerklığının her
zaman yanında olan köklu CHP'nın yenı genel
başkanıdır Ama yanıldiğımız nokta, CHP, bızım
bıldığımız ünıversıte özerklığının savunucusu,
devnmlenn bekçısı, ılk kurultayı Sıvas Kongresı
olarak benırmenen, bır başka kurultayında Mus-
tafa Kemal'ın Buyuk Nutku'nu okuduğu Turkı-
ye Cumhunyetı ıle ozdeşleşmış CHP değılmış
meğer Yenı CHP (') ımış
CHP'dekı tutarsızlık tek ünıversıte ozerklığıne
bakış açisıyla sınırlı kalsaydı, uzennde dunılma-
vabılırdı Ancak partının ust duzeyınden on uye-
nın ve Genel Başkan Sayın Denız Baykal'ın baş-
kanlığındakarşilıklı soyleşılennı ıçeren seçım kı-
tapçığına ek olarak, gazetelerde boy boy çıkan
ılanlardan (12, 17, 18, 23 12 95 tanhlı Cumhun-
yet, 16, 17 12 '95 tanhlı Hurnyet ve 15, 17, 18,
23 12 '95 tanhlı Yenı Yuzyıl) oğrenıyoruz kı Tur-
kıye'yı yenıden kurmak yıne CHP'nın ışıymış,
ama yenı CHP'nın ışıymış Şımdı sorma sırası
benım gıbı yıllardır CHP'ye gonül vermış mılyon-
larda Eskı CHP'nın neyı eksıktı ya da yenı
CHP'nın nesı fazla? Bu ılanlann hıçbınnde
CHP'nın altı ılkesıne yer venlmedığı gıbı, CHP
ıle ozdeşleşmış Ataturk devnmlennden odün ver-
meyen, partının en sıkmtılı yıllannda genel baş-
kanlığını yapan tsmet tnonu adından köşe bucak
kaçilması mı, yenı CHP anlayışı
7
SHP dönemınde adı yolsuzluklara kanşanlann
el üstunde tutulduğu, gerçek sosyal demokratla-
nn tu kaka edıldığı yenı CHP'yi değıl, durustlu-
ğun erdem sayıldığı eskı CHP'yi genye ıstıyorum
" Vatandaş, oylar bölunmesin diye iki merkez sağ
partiye yöneldi" gıbı ıpe sapa gelmez açıklama-
larla yuzde 12 7 gıbı CHP'nın hıçbır dönemınde
gormedığı oy kaybından kolay kolay kurtulacağa
benzemıyor durumunuz Bu yuzden eskı CHP'yi
genye ıstıyorum
Yıllannı CHP saflannda entmış olanlan kena-
ra sıkıştınp partıden kopmalannı sağlayan, sonra
da "Safralan atük" dıyecek kadar nankorlenn
guçlendığını, vatandaştan ağızlannın payını dıbe
vurarak alanlann soz sahıbı olduğu yenı CHP'yi
değıl, eskı CHP'yi genye ıstıyorum
Yamanmak ıstenen yenı sloganı, gerçek CHP
seçmenının gözünde doyunıcu olmamıştır Tam
tersıne, CHP'lıler arasında tepkı bıle uyandırdı
dıyebılınm Yenı CHP anlayışı ve hızıpçı yapısıy-
la yonetımı surdurmesı durumunda partının bır
sonrakı seçımde sılınıp gıdeceğını söylemek fal-
cılık olmaz sanınm Ulke barajının zar zor aşıl-
masında, kannca karannca bır oyla da olsa, kat-
kım olduğu ıçın böyle gıderse son kez verdığım
oyumu yenı CHP'den genye ıstıyorum Unutulan
çok onemlı bır nokta şudur CHP, sıradan bır sı-
yası kuruluş değıldır Ûlkedekı tum olumlu gelış-
melenn altında ımzası vardır Bunu kımse, ıstese
de ıstemese de kolay kolay sılemez
PENCERE
TARTIŞMA
Ege'de Yankılanan Banş Çağnlan
attbk(1kızoe)
adaakbnretı
firtmalar
anlamsız
kışkırtıcilanna ısyan
ederken anlamlı bır odul
torenı geldı gozlenmızın
onune Abdi İpekçı Banş
ve Dostluk Odulu'ne layık
gorulüp ekım ayında
davetlı olarak gırtığımız
Atına'da 5 gun sure ıle
yaşadıklanmız canlılığını
hıç yıtınneyecek anılar
olarak kalacak
belleğımızde Trafik
ka?asında yıtırdığı
çocuğunun kalbını hasta
bır Turk çocuğuna veren
Pasalidi, ozel odulunu
alırken "Çocuğumu
yaşatamadım, içim kan
ağlıyor, ama çocuğumun
kalbi bir Turk çocuğunda
y~aşadığı için mutluyum"
dıyordu Bu sozler, savaş
kırşırtıcılannın,
çıkarcılann,
körukleyıcılennın suratma
ınen guçlu bır şamar
olmalı Yıne odül
alanlardan, ılkokul
oğrencısı Eda, sevgılı
"Dido Sotiriu"nun elınden
odulunü aldıktan sonra
kompozısyonunu okuyor
"Tum insanlara
seslenıvorum, yok edecek
daha ne kaldı!.. Buyuklerin,
bizlere oğrettiklerivle,
yaptıklan tamamen farklı»
Bizlere, 'hayvanlan sevın"
diyorlar. Oysa onlar,
hayvanlan zevklerine
oldüriip, kokuniı
kurutuyortar. Doğayı
korumamızı soylüyorlar™
Denizler mavi yerine siyah,
yasadığımız topraklar ise
çop y ığını. Neden bu savaş,
bu gözvaşı neden?.. Hani
bize oğrettıkleriniz,
dostluklar, sev giler nerede?
Tum buyııkler, si/lerc
yalvarırım. Bitsin bu
savaş, bu gozyaşı. Bizlere
dunyayı kırılmış.
bozulmuş bir oyuncak
gibi bırakmayın. Banş
içinde yaşamak çok mu
zor? Oğretmenleriniz
sizlere dostluğun,
kardeşliğin, sevginin ne
demek olduğunu
öğretmedi mi? Paylaşmak
nedir, oğrenemediniz
mi?.. Savaşanlar,
dövüşenler, bir tek
kendinize zarar
vermiyorsunuz... Tüm
dünya insanlarına zarar
veriyorsunuz. Eğer hiçbir
şey bilmiyorsanız
yanınızdaki bir çocuğa
sorun. 'Dostluğun, banşın
anlamını sıze soyler ' Bir
gun olsun biz çocuklann
dunyasına gehneye ne
dersüıiz? Kim bilir belki de
beğenir kaürsuuz."
Küçuk Eda,
kompozısyonuna başlık
koymamış "Admı siz
koyun" dıyor
Işte savaş tacırlenne bır
şamar da kuçuk
Eda'dan Sevgılı dost
Andreas Politakis'ın. Abdi
tpekçi anısına, gıderek
guçlenen, yureklı ve
anlamlı çabalan gıbı ve ıkı
yakadakı banş sevdalılan
var oldukça, umut hıç yok
olmayacak Ikı ulkenın
yonetıcılen, Ataturk ıle
Venizelos'un dostluğunu
hıç unutmamak
zorundadır
Dahası, ornek almak
zorundadır Aynca,
Ege'nın bu yakasında
yaşayan Ali ıle ote
yakasında yaşayan Aleko
hep dost oldular ve hep
dost kalacaklar
Saynur Gdendost
Bodrum
Romanlarınız ve ansıklopedilerıniz
yerinizden aiınır.
Tel.: 554 08 04
ELAZIĞ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1995 8
Mustafa Ay tarafından lbrahım Taşel mırasçılan aleyhme ıkame edılen ortaklığın gıdenlmesı davası ıle Elazığ Izzetpaşa Mahallesı Çuhadar
mevkıındekı ada 1108, parsel 6 sayılı taşınmazın satışı suretı ıle paydaşlar arasındakı ortaklığın gıdenlmesı talep edılmış, yapılan yargılama
sırasında hıssedarlardan Fende Taşel, Zulfu Taşel ve Halıme Taşel'ın adreslen tespıt edılemedığınden ılanen teblıgat yapılmasına karar venl-
mış olmakla. davalılar Halıme Zulfü ve Fende Taşel'ın 7 3 1996 gunu saat 09 00'da mahkememızde hazır bulunmalan veya kendılennı bır
vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde jokluklannda yargılama yapılarak karar venleceğı, davalılara meşruhatlı davetıye teblığı yenne kaım
olmak uzere ılanen teblığ olunur
Basın 71460
Umit Otan'ın Kitabı...
Once Isveç muhabınmız Gürhan Uçkan'ın 11 şu-
bat gunu Cumhunyet'te çıkan 'Stockholm Mektu
öu'ndan bır alıntıyı bıriıkte okuyalım
"Sosyal Demokratlar'ın partı yonetım kurulu, nuk-
leer reaktorlerın devre dışı bırakılması ıçın ılkadımı,
reaktörlerden bırını 1998'de kapatarak atacağını
açıkladı Bu adımı, endustnnın eneqı gereksınmesı
nzıkoya sokulmadan otekı adımlar ızleyecek, du-
zenlı olarak bütun reaktorler kapatılacak Rusya ve
Ukrayna gıb' komşu ulkelerdekı bakımsız nukleer
reaktorlerın yarattığı kaygıyı dennden duyan Isveç
halkının bu açıklamayı sevındıncı bulduğu açık
1980'de yapılan halk oylaması sonucunu göz onu-
ne alan parlamento, çalışmakta olan 12 nukleer re-
aktorun kademelı olarak 2010 yılına dek kapatılma-
sını yasaya bağlamıştı "
•
Insan belleğı unutkanlıkla sakattır
Çernobıl deyınce aklınıza ne gelıyor"?
1986'nın Nısan ayında Ukrayna'da patlayan nuk-
leer santral değıl mı1
O gunlerde bızım kamuoyunda bır kaygı başla-
mıştı Çunku ıçerde ve dışarda çıkan haber ve yo-
rumlara bakılırsa, çevre ulkeJerde yaşayanlar kanser
nzıkosu altına gırmışlerdı, ama bu rızıkonun hesabı,
olçusu, orantısı yapılamıyoyrdu Sozgehmı Rıze ça-
yını yudumlayan Anadolu ınsanı sağlığını tehlıkeye
atıyor muydu9
Bu konuda hukumet uyelen bızı ra-
hatlatmak ıçın her şeyı yaptılar, televızyon ekranın-
da demlı Karadenız çaylarını hopurdeterek demeç-
ler verdıler
"Merak etmeyın, bıze bır şey olmaz1
"
Turkıye'nın butun kahvelennde muşterıler ocağa
seslendıler
"Gonder bır çaynobıl1
"
•
Gerçek gazetecının ıkı nıtelığı olmalı Bırıncısı 'fıkr-
ı takıp', ıkıncısı 'ınceleme ve araştırma' '
Çernobıl olayı kısa surede unutuldu, bır bakıma
uyutuldu, ama gazetecı Çernobıl'ı unutmadı, Ümit
Otan *'Anadolu'da Çernobıl'ler yaşanmasın" dıye
sorunun ustune yurudu, "Çaynobıl" adını verdığı kı-
tabıyla okurların karşısına çıktı "Izmır Kıtaplığı" ya-
yınlanndan olan "Çaynobıl"öe konu çok boyutlu ça-
lışmayla ırdelenıyor
Anadolu'yu nukleer santrallarla donatacak mıyız?
'Evet' ya da 'hayır' demek ıçın yeterlı donanıma ve
bılgı bınkımıne sahıp mıyız'' llgılı kurumlar, orgutler,
unıversıteler konuyla haşır neşır olmuşlar mıdır?
Yoksa bu ışın ustune çıkar odaklarının gudulemesıy-
le mı gıdıyoruz''
Umıt Otan'ın kitabı, yalnız Turkıye'yı değıl, okya-
nuslan da kapsayan bır çevre bılıncıyle sorunu ele alı-
yor
Okunması gereklı bır krtap
1
•
Turkıye Elektnk Uretım ve lletım AŞ Genel Mudu-
ru Mustafa Turhan, Akkuyu Nukleer Santralı'nın ya-
pım ve ıhalesıyle ılgılı hazırlıklar surerken bır açıkla-
ma yaptı
"Artık teknohji o kadar ıleriedı kı nukleer santral
yakınında ınsanlar pıknık yapıyohar Zaten bızde ol-
masa da dunyadakı santrallar dunyayı yok etmeye
yeter"
Çevrecüer Turhan'a tepkj gosterd/ler
Yazımı Can Yücel'ın 'Son Soz' başlıklı şıınnden ai-
dığım dızelerle bıtırıyorum
Nukleer desantralızasyon
Nukleer santrallara son
Dıye höykürurken dört ıklım dört köşe
Yannın Çernobıl şehıtlerı
Sız bıre nalçın ağızlılar
Kurtlanmış patates suratlılar
Akkuyu'ya radyasyon ışemeye kalkanlar
Kalın kafalannıza dank etsın kı
Hormonlu domates gıbı bebeler ıstemıyor bu mıl-
let.
FİKRET
KIZILOK
BAHAR KONSERLERİ.
Bağlantı için:
MUTLU ÖDEMİS 0.532 245 36 37
Mımar, ressam, yazar
CİHAT BURAK'ı
saygıyla, sevgıyle anıyoruz.
3 Mart 1996 Pazar 12 00
Zıncırlıkuyu Mezarhğı A-136/37
AİLESİ
ORHAN APAYDIN DEMOKRASİ BARIŞ VAKFI
1996 YILIÖDÜLLERİ
PROGRAM
Açış Konuşması
Odul Dağıtımı
llhan Selçuk
Banş Öduiu - Greenpeace
Orgutu Adalet Odulu HalıtÇelenk
Demokrası Odulu Eşber Yagmurderelı
Genel Degertendırme "Vakıf Odullerı ve 1995 Yılf
Konuşmacı Erdal Atabek
Tanh 2 Mart 1996 Cumartesı
Saat 1400
Yer Ist Ataturk Kultur Merkezı Kuçuk Salon
Türk Kalp Vakfı 20. Yılını Kutluyor.
TÜRK KALP VAKFI
Tel.: (0.212) 275 1244(7 Hat) Faks: 266 47 12