04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Enosis Dogması Rembetıkoyla, sırtakıyle, çıftetellıyle, rakıyla, uzoyla, 'Ege Denızı banş denızıdır' uyutmasıyla dostluk olmaz Cıddıyetle, doğrulukla, konuşmakla, anlaşmakla dostluk olur Sıvıl toplum, asker toplum aynmı yapan provokatörlenn, kışkırtıcılann kulaklan çınlasın Iş, çıktı geldı askenn sırtına yuklendı METİNERKSAN G rek dılındekı "heno- sis"sozcuğu, Yunan dı- lınde "enosis" sozcuğu biçımıne donuşmuştur "Henosis" veya "enosis " sozcuğu, bırlık, bıtışık- lık, bırleştırme, bıre ındırgeme, ılhak katma, ekleme, bağlama, ıltıhak, katılma anlamında bır sozcuktur Latınce "uni- tas", ingılızce "unite, muty" sozcuklen gıbı Grek dılındekj "dogma"sözcuğu, Turk dılıne gene "dogma" sozcuğu bıçımınde ve anlamında gırmıştır "Dogma" sozcu- ğu, Grek ve Turk dıllennde "bilimsel bil- gileri yadsıvan (inkâr eden) bır tanımla- ma, duzmece (sahte) \e vapa\ (suni) ku- ramsallığı; soylence (efsane) \e boşınan (hurafe) önermelennden ka\naklanan ideolojik bir oğretı ve bir sav" anlamında kullanılır 15 Hazıran 1826"da, Osmanlı kara or- dusunun asıl gucunu oluşturan fakat sa vaşma gucunu ka>betmış bulunan yenı- çen ocağı, de\ let tarafindan yapılan şıd detlı bır davranışla kanlı bır bıçımde da- ğıtıldı ve yok edıldı 20 Kasım 1827'de ıngılız, Fransız, Rus bağlaşık donanma- sı, bır savaş durumu olmamasına karşın, bırbaskın yaparak Mora Yanmadası'nda Navann Lımanrndademırlı bulunan Os- manlı donanmasını yaktı ve vok ettı Bu ıkı trajık olay, Osmanlı devletını denız ve kara ordulanndan yoksun bıraktı 3 Şubat 1830'da, o donemın yayılmacı, so- murgecı, saldırgan, yağmacı ve zorba uç devletı olan lngıltere, Fransa ve Rusya arasında, bu devletlenn yayılmacılık ve somurgecılık çıkarlan doğrultusunda, Londra'da 'Londra ProtokolıT adıyla ım- zalanan bır protokol ıle "kâğıt üstunde' bağımsız bır Yunanıstan dev letı kuruldu 24 Nısan 1830'da, denız ve kara guçlen- nı yenıden oluşturmaya uğraşan Osman- lı devletı, bu uç zorba devletın ba^kısı sonucu bağımsız Yunanıstan devletının varlığını kabul ettı "Enosis" deyımı ve kavramı, bu tanh- ten sonra, Yunan devletınm Yunan sıya- sal yetkesının ve Yunan ulusa! kultüru- nun, her Yunanlının bılıncınde ve bılınç altında oluşturduğu ve canlı tuttuğu, coş- kulu devıtken, anaso>cu (ırkçı), ırksal (etnık) bır söylence (efsane mıtos) ve bır ılkeolmuşrur Akıldışı bılımdışı,hukuk- dışı, bencıl çıkarcı, bağnaz, tutucu, sal- dırgan kıyıcı, şoven, dınsel vayılmacı ve nıılıtanst olan "enosis" efsanesı ve ıl kesı, "enosis" sozcuğunu "tannsal ve kutsaPbır "dogma* nıtelığıne donuşrur- muştur u Enosisdogması" ıle buyülenmış her Yunanlı, farelı koyun kavalcısının ar- kasından gıden çocuklar gıbı "enosis" sozcuğunun tekıcı bu> usunden kurtula- maz "Enosis dogması" Yunanlıların "Kuçuk AsyafelaketT dedıklen, Turkle- nn, Atatürk'un komutasında kazandığı Anadolu savaşından (1919-1922) sonra, Yunan devletının ve Yunan sıvasal yetke- sının Yunanıstan'ın ıç ve dış sıyasehne donuk olarak somurduğu, Yunan kamu- oyunu vedunyakamuovunu "Türkyada Türkhe tehKkesi" ıle aldatıp ıçende oy almak ve dışanda taraftar bulmak ıçın kullandığı bırtuzak duşunce halıne getı- nlmıştır Fakathıçbırbılımsel.hukuksal, tanhsel doğruluğu olmayan "enosisdog- ması" oyleyadaboyle Yunan ulusal bır- lık ve beraberlığının ovulecek, ovunule- cek ve ozenılecek bır sımgesıdır 1814*ten bu yana.once Yunanlılığın son- ra Yunanıstan'ın yayılmacı, buyumecı ve elde etmecı amaçlarını gostergeleyen "Filiki Eterya, Etniki Eterja, Megali İdea, Pan Hellenizm, Büyuk Bizans, Bu>uk Vü- nanistan, Tannsal Kutsal \e Ebedi Baş- kent Konstantinopolis, Enosis, Pan Hele- nik Kıbns Enosis" deyımlen ve duşun- celen, Yunan ulusal bılıncını oluşturan, Yunan ulusallığını devıngen ve coşkulu olarak surduren ozendıncı ve onurlandı- ncı olgulardır Yunanıstan'da dev let, sı- yasal yetke. ulusal kültur, basın, resmı ve ozel radyolar resmı ve ozel televızyon- lar bu devımlerın destekçısı ve yayıcısı- dır Ne vazık kı, bınlerce yıllık uzun, bu- yuk ve şereflı bırtanhe, sayısız doğrula- ra ve soylencelere karşın, Turk ulusal bır- lık ve beraberlığının böyle bır sımgesı yoktur Turklüğu ummetlıkten kurtaran Ataturk ulusçuluğu da "yeni dürrya düze- ni"yurtturmacılanncadışlanmakta Evı- nı Amenkan Dolan'yla kıraya veren cumhurbaşkanlan, Amenkan Dolan'yla Amenka'da yatınm yapan başbakanlar, altın, dolar, mark bınktıren dın tuccan sıyasıler, Atatürk ulusçuluğuna sırtlannı donmuşlerdır Turkıye ve Yunanıstan arasındakı de- nızın tanh oncesı çağlardan ben değışık adlan vardır Grekler bu denıze "Arkhi- pelagos" (Adalar Denızı) ya da "Aigaion Arkhi Pelagos" (Ege Adalar Denızı), Ro- malılar bu denıze "Mare Insulae" (Ada- lar Denızı) ya da "Mare Archipeiago Ae- geum" (Ege Adalar Denızı) derlerdı Grekçe ve Latınce sozlukler şoyle yazar Arkhı Ada, Pelagos- Denız, Insulae Ada, Mare Denız demektır Grekçe "ai- gaion" ve Latınce "aegeum"sozcuklen- nın kok adı olan, Grekçe despot ya da ke- çı anlamına gelen ve bu denıze venlmış ad olan "aigeus"sozcuğu, oğlunu öldu sanıp, bu denızde ıntıhar eden mıtolojık Attıka kralının adıdır Doğru adı "Adalar Denizi"olan Ege Denızı'nde 3042 ada ve adacık vardır 214 bın kılometrekare olan Adalar Denı- zı'nın23bınkılometrekaresı adaveada- cıktır Adalar Denızı'nın yuzde 10'u ka- ra parçasıdır 41-35 kuzey enlemlen ara- sında kuzeyden guneye 660 kılometre boyunca bır dıkdortgen bıçımınde uza- nan Adalar Denızı'nın genışlığı, yakla- şık olarak kuzeyde 270 km, ortada 150 km, guneyde de 400 km'dır Ortalama dennlığı 350 ıle 1500 metre arasında de- ğışen Adalar Denızı, Kerpe Adası'nın batısında 2529 metre dennlığe ulaşır Ça- nakkale Boğazı'ndan Adalar Denızı'ne sanıyede 12 bın 600 metrekup su akar, Adalar Denızı'nden Çanakkale Boğa- zı'na sanıyede 6 bın 100 metrekup su gı- rer Adalar Denizi, uluslararası adı Turk Boğazlan olan İstanbul Boğazı ile Mar- mara Denla veÇanakkale Bogaa'nın do- ğal bir uzantısıdır. Türk Boğazlan, Ada- lar Denizi ile Orta Akdeniz'ın birleştıği yerde açık denize çıkar ve son bulur. \u- nanistan'ın Adalar Denizı'nde karasula- nnı 6 deniz milınden 12 denız miline çı- karnıası, Turk Boğazlan'nı kapaması ve kcsmesıdır. \dalar Denızı, TurkrveCum- huriyetı dev letinin bir iç denizidir. Yunanıstan "enosis" tutkusuna ya da Turk sendromuna (Sendrom Bır hasta- lığın tum belırtılen) ılışkın çok ılgınç bır ısteğı, Sevr Antlaşmasf nm hazırlık aşa- masıolanve 12 Şubat- lOMart 1920 ta- nhlen arasında yapılan 1 Londra Kon- feransı'nda yapmıştır Yunanıstan Baş- bakanı Yenizelos, 8 Mart 1920'de yapılan toplantıya sunduğu muhtırada, Buyuka- da, Hevbelıada, Burgazada, Kınalıada ve bu adalar çevresınde bulunan adacıklan, Türk yonetımınde Yunanlı nıtelıklennı korumuş Yunan adalan olarak tanımla- mış ve bu adalann tstanbul şehn ve İs- tanbul Boğazfna yakıniığı nedenıyie uluslararası komısyonun denetımınde bulunacak olan tstanbul şehn ve İstanbul Boğazı'nın yazgısına bağlanmasını ıste- mıştır Fakat aynı muhtırada Venizelos, Erdek Vanmadası'nın ku/e>inde bulu- nan ve Vlarmara Adalan olarak bilinen on adayı, Yunan adalan olarak tanımla- yarak bu on adanın Vunanistan'a veril- mesini ve Yunanistan'a bağlanmasını ke- sin bir koşul olarak ılen surmuştur. Yunanıstan ın "enosis" tutkusu bıt- mez, tukenmez Turkıye'nın ızledığı ıç- tenlıklı dostluk polıtıkasından yararla- nan Yunanıstan, 1931 yılında bır krallık kararnamesı ıle Yunanıstan'ın hava saha- sını 3 mılden 10 mıle çıkanr Turkıye, Yunanıstan'ın bu karanna karşı gelmez Fakat bu krallık kararnamesının resmı- leşmesı, 197O'lı yıllarda gerçekleşecek- tır Yunanıstan, 1936 yılında Montreux Boğazlar Sozleşmesı'nın hemen ardın- dan karasulannı 3 denız milınden 6 de- nız mılıneçıkanr Turkıye, Yunanıstan'ın bu karanna da karşı gelmez Hatta o do- nemın unlu Dışışlen Bakanı TevfîkRüş- tü Aras Yunanıstan'ın Lımnı ve Sema- dırek adalannı askerleştırebıleceğı konu- sundabıleolumludüşûncelerbıldınr Yu- nanıstan, 195O'lı yıllann başında FIR (Flıght Informatıon Regıon) çızgısı adı venlen hava denetım bolgesı çızgısının Adalar Denızı üstunde Turk-Yunan kara- sulan çızgısınden geçmesını sağlar ve bu karannı ılaneder Turkıye, Yunanıstan'ın bu karanna da karşı gelmez Yunanıstan, 197O'lı yıllann başında Adalar Denı- zı'nde denız tabanı, toprak altı ve kıta sa- hanlığını ıçeren alanlann Türk karasula- nnın bıttığı çızgıden başladığını bıldınr ve ılan eder Turkıye Yunanıstan'ın bu karanna da etkılı bır bıçımde karşı gel- mez Yunanıstan, 1980'lı yıllann ıçınde, karasulannı 12 denız mılıne çıkaran. Tur- kıye'nın Adalar Denızı'nın değışık nıte- lığını anlatamadığı ve etkın bır davranış- la bu değışık nıtelığı savunamadıği unlü denız konferansı karanna uyarak karasu- lannı 6 denız milınden 12 denız mılıne çıkaracagını ılan eder Yunanıstan'ın bu karan uzenne Turkıye, Yunanıstan'ın 6 denız mılınındışındayapacağı bır gınşı- mı "savaş nedeni" olarak kabul ettığını Yunanistan'a ve dunya kamuoyuna bıldı- nr Yunanıstan 1980'lı yıllann başından bu yana Adalar Denızı'nde Yunanistan'a ılışkın karalar ve adalar çevresınde 24 denız mılıne kadar uzanan arkeolojık ka- lıntılannı ve tanhsel zengınlıklennı ko- ruması altına alacak bıtışık bır bolge ılan ermeolasılığındansözetmektedır Yuna- nıstan, Ege Bakanlığı adıyla bır bakan- lıkkurmuştur Yunanıstan'ın Ege Bakan- lığfnın merkezı Mıdıllı Adası'dır Yuna- nıstan'ın emeklı denız, kara, hava subay- lan, Yunan denız guçlenne ılışkın savaş gemılenyle Adalar Denızı'nı dolaşarak bu denızdekı adalann yerleşım durumla- nnı araştırmaktadır Rembetikovla, sirtakiyle, çiftetelliyle, rakıyla, uzoyla, "Ege Denizi banş denizi- dir" uyutmasıyla dostluk olmaz. Ciddi- yetie, doğrulukla, konuşmakla, anlaş- makla dostluk olur. Sivil toplum - asker toplum aynmı yapan prmokatörlerin, kışkırtKilann kulaklan çınlasın. İş, çıktı geldi askerin sırtına \uklcndL Bakalım şundi ne \apacaklar? Adalar Donın'nin vansı Turkıye'nin, yansı Yunanıs- tan'ındır. Bu sorunun başka çıkar >olu yoktur. Savaş ya da banş, Yunanıstan'ın akıllı ya da akilsız davraıuşına baglıdır. 1996 yılının Ramazan Bayramı. lstan- bul'dabaşsağlığınagıtmekJe, bayramı ls- tanbul'da karşılamak ve geçırmekle kut- lanmaz 1996 yılınm Ramazan Bayramı, tmroz Adası'nda Türk ulusunun bayra- mını kutlamakla karşılanır ARADABIR AHMET ARPAD Politikacımn Kültürü Yuksek duzey polıtıkacılanmızı televi2yonlarda sık sık konuşturuyoriar Ayakustu roportajlarda va da gun ışıyana dek suren ıç sıkıcı, tekduze açık oturumlarda akıllarına gelenı soyluyorlar 24 Aralık 1995 seçımlerı oncesı ve sonrası da hep konuştular Eveleyıp geve- ledıler, bol "eee 7/ tumcelerle' hep aynı şeylen yı- neleyıp durdular Çok konuştular, az anlattılar Bılınç- lı ya da bılınçsız Mılletvekılınden bakanına, başbakanından cum- hurbaşkanına tum polıtıkacılanmızın ortak bır yanla- n var Sozcuk dağarcıkları ne yazık kı taş çatlasa 1000 sozcuğu geçmıyor Içlerınde doğru-durust tumce ku- ramayanlar, Turkçeyı yanlış kullananlar çoğunlukta Elıne venlen metnı okurken zoriananlar da az degıl Kultur yoksulu ınsanlar orneğı • Son 20-25 yılda toplumunun ıçınden ustun başa- nlı çok az yazar, duşunur, gazetecı, sınema ve tıyat- ro sanatçısı, rejısor, bestecı ve muzısyen çıktı Toplu- ma çok gereklı bu ınsanlan uretemedık Unlu sanat- çılarımızın ve edebıyat adamlarımızın tumu 1940- 1970 yılları arasında yetışmış, gıdenlenn de yen dol- durulamamıştır Onların bıraktığı bır boşluk var He- nuz yaşayan ya da yakın geçmışte yıtırdığımız bu ın- sanlar da ne yazık kı son 15 yıkJa pek venmlı olama- mıştır Ezanın Arapça okunduğu, dın dersının zorunlu kı- lındığı, Koy Enstıtulennın ve Halkevlennın, Turk Dıl Ku- rumu ıle Turk Tanh Kurumu'nun kapatıldığı, bunakar- şılık ılk ve orta derecelı okuldan fazla camının (70 bın) oldugu, bırbın ardına açılan ımam-hatıp lıselerınde yarım mılyona yakın gereksınım fazlası ogrencının (100 bını de kız') yetıştırıldığı bır ulkede kultur genle- meyecek de ne olacak? Gereklı gereksız hemen he- men her kente kurulan unıversıteler, sayısı belırsız ozel televızyon ve radyolar ya da çanak-çomleğın ya- nı sıra "boyalı gazete" satan basın mı toplumu kultu- redoyuracak'' 60 mılyonluk bu ulkede kıtaplar ellı yıl- dır hâlâ en fazla 3 bın basıyorsa, bızı yonetenler gut- tuklerı "kulturpolıtıkalan" ılebaşanyaulaşmış sayılır 198O'lı yıllarda "beşıbıryerde" generaller ıle onlann Turkıye'yı yonetmelenne ızın verdığı polıtıkacılar, ul- ke kulturunun uzenne tam "tuy dıktı " Amaç, ınsanı- mız duşunmesın, duşunce uretmesındı Yuzyılımızın ıkıncı yansında somurucu kapıtalıst du- zen, kucağına oturttuğu ulkelerde beyınlen yıkanmış ınsanlan kullandı, ıstedığı bır toplumu oluşturacak polrbkacıları her zaman buldu 12 Eylul faşızmının darbesı ıle devrılen Turkıye, ara- dan geçen 16 yıla karşın bır turlu kendıne gelemıyor Yedıgı sert yumrukla tam sersemlemtş boksor öme- ğı ayağa kalkarken yıne sendelıyor, rıngı boyluyor "Beşıbıryerde" generallerın, duşuncenın kokunu ku- ruturken unıversıtelerden bınlerce oğretım uyesını at- mas "duşunen Turkıye"ye tanhınde ındınlmış en bu- yLk darbelerden bındır 1980'lı yıllarda program ve ça- lışmalannın onceden belırlendığı, sınırlandırıldığı, kı- mı guçlerce yonlendırıldığı yuksekoğrenım kurumla- nndagunumuz toplumuna yararlı ınsanlar yetıştınldı sanan, kendını aldatır Somuru duzenının maşalan, tartısmayan, ıncelemeyen, gerçeğı araştırmayan, pek duşunmeyen bır toplum yarattı Kultursuz Ne kadar da başanlı olduklan, Devlet istatıstık Enstıtusu'nun son açıklaması ıle ortaya çıktı Haikımızın tuketım har- carralannda eğıtım, yuzde 1 42 oranı ıle en son sıra- da yer almakta Acı bır gerçek Lak Turkıye Cumhunyetı'nı yok bılen kultur yoksu- lu çteırzengını polıtıkacılar, genç ve etkın kafalardu- şunnesın, ınceleyıparaştırmasın, uretken olmasın ıs- tı\Of Ancak nufusumuzun yuzde 50'sı otuz yaşın al- tında. Çok ınsanımızın tek umudu onlar Dırençlerı her oeçen gun bıraz daha kırılan ınançlı bır avuç ger- çek juşunurun de CHP'yi Geriye İstiyorum PlX>f. Dr. MUSTAFA OZYURT Uludağ Üm Tıp Fak Oğretım Üyesı H ıçbır kışısel çıkar gozetmeksızm, içinde. Onlar kendilerini yönetcmiyorlarsa onlan oy kullanmaya başladığım ılk se- ben vonetecegim dıve ortava çıkan kimselerin on- çımden bugune değın, oyumu se- lardanfarkulıklannedır? \klageleceksorubude- ve seve verdığım eskı CHP'yi ge- ğil midir? En çok emek verdigımi/ ınsanlann, en nye istiyorum Bunda da kendı çok yatınm yaptığımu ınsanlann kendı kendile- olçulerımde haklıyım sanınm rini yönetemeyeceklerini bana kabul ettiremezsi- oy kullanmaya başladığım ılk se- çımden bugune değın, oyumu se- ve seve verdığım eskı CHP'yi ge- nye ıstıyorum Bunda da kendı olçulerımde haklıyım sanınm Cunku benım CHP »le tanışıklığım oldukça eskı- ye dayanır 1949-50 ders yılında ılkokula başla- dığımda, smıfimızdakı karatahtanın üstunde, sol yakalannda altıok rozetı bulunan Atatürkve İnö- nü'nun resımlennın yan yana asılı olduğunu anımsıyorum Yaz tatılı donuşunde, Ataturk'un bır başka resmı tek başına aynı yerdeydı artık Or- taokul son sınıfta bu altıoklu partının genel baş- kanının seçım konuşmasını (1957 erken mıllerve- kılı seçımı), Adapazan Gümrükonu Meydanı'nda bır soğüt ağacının tepesınde dınledım Cızırtılı hoparlörden yayılan boğuk sesıyle ls- met lnonu, "Laiklik ve ünrversite muhtariyeti el- den gidiyor" dıye bağınyordu Kursude hemen yanında tsmail Riıştü Aksal, Nihat Eriın ve Faal Şerafettın Burge vardı Ne yalan soyleyeyım, la- ik sozcuğuyle layık demek ıstedığını sanmıştım Ama ünıversıte ıle muhtar arasında hıçbır bagın- tı kuramadığımı da açık yureklılıkle soylemelı- yım Ünıversıte oğrencılığı yıllanmda lsmet Ino- nü ıçın ünıversıte özerklığının hava gıbı, su gıbı yaşamsal kavramlardan bın olduğunu öğrendım Ilen yaşına karşın laiklik konusunda ve ünıversı- te özerklıgınden asla ödun vermedığıni gözledım Toplumumuzun geleceğının ozerk ünıversıte- de şekılleneceğıne yurekten ınanırdı Unıversıte- nin ayn bır yen vardı Inonü'nun gunlünde Bu- nun en guzel örneğı, bır başka yazımda da alıntı yaptığım, 12 Mart donemının Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Memduh Tağmaç ıle araMnda ge- çen aşağıdakı konuşmada saklıdır tnonu, Tağ- maç'a şoyle dıyordu "Bak, iki gozüm. Sen ben- den ne istiyorsun, biliyor musun ? Bu memleketia, yetişmelcri için en çok emek verdigi insanlar ken- di kendıleruu yonetemezler. Sen, benim buna inan- mamı istiyorsun. Doğrudur, olaylar çıkıyor, polis gelivor, jandarma girfyor. Hatalaryapılıyor. Ama bıitün bunlar halledilebilir hususlardır. Özerklik niz.' 20Ekım 1991 genel seçımlennınardından yuz- de kırk sekız oy desteğıyle bınnci, 24 Hazıran 1993 tanhınde eskı Devlet Bakanı TansnÇiUer'ın DYP Genel Başkanlığf na seçılmesıyle ıkıncı kez yenılenen koalısyon protokolu ıle hukümet prog- ramında yer venlen hedeflere ulaşmakta çok az ılerlemesağlanabıldığıbırgerçektır Doç Dr De- niz Baykal'ın CHP Genel Başkanı olmasıyla uçuncu kez yenılenen hukumet programında da değışmeksızm kalan maddeierden bır tanesı şu tumcelen kapsamaktadır - Hukumet koklü bir universıte reformu gerçek- leştirecek. Hukumet; ozgur, malı olanaklan en iyi aşamaya getirilmış bir ünıversıte anlayışını kazan- dıracaktır. l nivcrsıte, tum goruş ve düşüncelerin ifadesini bulduğu bir bilim ortamıdır. Bır rastlantı mıdır, yoksa Tann'nın unıversıte- lenmıze kotu bır armağanı mı bılınmez Yukan- dakı satırlan hukumet programında okuyan Prof Dr Tansu Çıller ve yardımcısı Prof Dr Erdal İnönü de ozerk unıversıtelerden yetışmış ıkı öğ- retım üyesıydı Uçüncü kez yenılenen koalısyo- nun başbakan yardımcısı da yıne Sıyasal Bılgıler Fakultesı kokenlı bır oğretım üyesıydı ve bır za- manlar ünıversıte özerklığının çok sıkı savunucu- suydu Ustune ustluk ünıversıte özerklığının her zaman yanında olan köklu CHP'nın yenı genel başkanıdır Ama yanıldiğımız nokta, CHP, bızım bıldığımız ünıversıte özerklığının savunucusu, devnmlenn bekçısı, ılk kurultayı Sıvas Kongresı olarak benırmenen, bır başka kurultayında Mus- tafa Kemal'ın Buyuk Nutku'nu okuduğu Turkı- ye Cumhunyetı ıle ozdeşleşmış CHP değılmış meğer Yenı CHP (') ımış CHP'dekı tutarsızlık tek ünıversıte ozerklığıne bakış açisıyla sınırlı kalsaydı, uzennde dunılma- vabılırdı Ancak partının ust duzeyınden on uye- nın ve Genel Başkan Sayın Denız Baykal'ın baş- kanlığındakarşilıklı soyleşılennı ıçeren seçım kı- tapçığına ek olarak, gazetelerde boy boy çıkan ılanlardan (12, 17, 18, 23 12 95 tanhlı Cumhun- yet, 16, 17 12 '95 tanhlı Hurnyet ve 15, 17, 18, 23 12 '95 tanhlı Yenı Yuzyıl) oğrenıyoruz kı Tur- kıye'yı yenıden kurmak yıne CHP'nın ışıymış, ama yenı CHP'nın ışıymış Şımdı sorma sırası benım gıbı yıllardır CHP'ye gonül vermış mılyon- larda Eskı CHP'nın neyı eksıktı ya da yenı CHP'nın nesı fazla? Bu ılanlann hıçbınnde CHP'nın altı ılkesıne yer venlmedığı gıbı, CHP ıle ozdeşleşmış Ataturk devnmlennden odün ver- meyen, partının en sıkmtılı yıllannda genel baş- kanlığını yapan tsmet tnonu adından köşe bucak kaçilması mı, yenı CHP anlayışı 7 SHP dönemınde adı yolsuzluklara kanşanlann el üstunde tutulduğu, gerçek sosyal demokratla- nn tu kaka edıldığı yenı CHP'yi değıl, durustlu- ğun erdem sayıldığı eskı CHP'yi genye ıstıyorum " Vatandaş, oylar bölunmesin diye iki merkez sağ partiye yöneldi" gıbı ıpe sapa gelmez açıklama- larla yuzde 12 7 gıbı CHP'nın hıçbır dönemınde gormedığı oy kaybından kolay kolay kurtulacağa benzemıyor durumunuz Bu yuzden eskı CHP'yi genye ıstıyorum Yıllannı CHP saflannda entmış olanlan kena- ra sıkıştınp partıden kopmalannı sağlayan, sonra da "Safralan atük" dıyecek kadar nankorlenn guçlendığını, vatandaştan ağızlannın payını dıbe vurarak alanlann soz sahıbı olduğu yenı CHP'yi değıl, eskı CHP'yi genye ıstıyorum Yamanmak ıstenen yenı sloganı, gerçek CHP seçmenının gözünde doyunıcu olmamıştır Tam tersıne, CHP'lıler arasında tepkı bıle uyandırdı dıyebılınm Yenı CHP anlayışı ve hızıpçı yapısıy- la yonetımı surdurmesı durumunda partının bır sonrakı seçımde sılınıp gıdeceğını söylemek fal- cılık olmaz sanınm Ulke barajının zar zor aşıl- masında, kannca karannca bır oyla da olsa, kat- kım olduğu ıçın böyle gıderse son kez verdığım oyumu yenı CHP'den genye ıstıyorum Unutulan çok onemlı bır nokta şudur CHP, sıradan bır sı- yası kuruluş değıldır Ûlkedekı tum olumlu gelış- melenn altında ımzası vardır Bunu kımse, ıstese de ıstemese de kolay kolay sılemez PENCERE TARTIŞMA Ege'de Yankılanan Banş Çağnlan attbk(1kızoe) adaakbnretı firtmalar anlamsız kışkırtıcilanna ısyan ederken anlamlı bır odul torenı geldı gozlenmızın onune Abdi İpekçı Banş ve Dostluk Odulu'ne layık gorulüp ekım ayında davetlı olarak gırtığımız Atına'da 5 gun sure ıle yaşadıklanmız canlılığını hıç yıtınneyecek anılar olarak kalacak belleğımızde Trafik ka?asında yıtırdığı çocuğunun kalbını hasta bır Turk çocuğuna veren Pasalidi, ozel odulunu alırken "Çocuğumu yaşatamadım, içim kan ağlıyor, ama çocuğumun kalbi bir Turk çocuğunda y~aşadığı için mutluyum" dıyordu Bu sozler, savaş kırşırtıcılannın, çıkarcılann, körukleyıcılennın suratma ınen guçlu bır şamar olmalı Yıne odül alanlardan, ılkokul oğrencısı Eda, sevgılı "Dido Sotiriu"nun elınden odulunü aldıktan sonra kompozısyonunu okuyor "Tum insanlara seslenıvorum, yok edecek daha ne kaldı!.. Buyuklerin, bizlere oğrettiklerivle, yaptıklan tamamen farklı» Bizlere, 'hayvanlan sevın" diyorlar. Oysa onlar, hayvanlan zevklerine oldüriip, kokuniı kurutuyortar. Doğayı korumamızı soylüyorlar™ Denizler mavi yerine siyah, yasadığımız topraklar ise çop y ığını. Neden bu savaş, bu gözvaşı neden?.. Hani bize oğrettıkleriniz, dostluklar, sev giler nerede? Tum buyııkler, si/lerc yalvarırım. Bitsin bu savaş, bu gozyaşı. Bizlere dunyayı kırılmış. bozulmuş bir oyuncak gibi bırakmayın. Banş içinde yaşamak çok mu zor? Oğretmenleriniz sizlere dostluğun, kardeşliğin, sevginin ne demek olduğunu öğretmedi mi? Paylaşmak nedir, oğrenemediniz mi?.. Savaşanlar, dövüşenler, bir tek kendinize zarar vermiyorsunuz... Tüm dünya insanlarına zarar veriyorsunuz. Eğer hiçbir şey bilmiyorsanız yanınızdaki bir çocuğa sorun. 'Dostluğun, banşın anlamını sıze soyler ' Bir gun olsun biz çocuklann dunyasına gehneye ne dersüıiz? Kim bilir belki de beğenir kaürsuuz." Küçuk Eda, kompozısyonuna başlık koymamış "Admı siz koyun" dıyor Işte savaş tacırlenne bır şamar da kuçuk Eda'dan Sevgılı dost Andreas Politakis'ın. Abdi tpekçi anısına, gıderek guçlenen, yureklı ve anlamlı çabalan gıbı ve ıkı yakadakı banş sevdalılan var oldukça, umut hıç yok olmayacak Ikı ulkenın yonetıcılen, Ataturk ıle Venizelos'un dostluğunu hıç unutmamak zorundadır Dahası, ornek almak zorundadır Aynca, Ege'nın bu yakasında yaşayan Ali ıle ote yakasında yaşayan Aleko hep dost oldular ve hep dost kalacaklar Saynur Gdendost Bodrum Romanlarınız ve ansıklopedilerıniz yerinizden aiınır. Tel.: 554 08 04 ELAZIĞ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo 1995 8 Mustafa Ay tarafından lbrahım Taşel mırasçılan aleyhme ıkame edılen ortaklığın gıdenlmesı davası ıle Elazığ Izzetpaşa Mahallesı Çuhadar mevkıındekı ada 1108, parsel 6 sayılı taşınmazın satışı suretı ıle paydaşlar arasındakı ortaklığın gıdenlmesı talep edılmış, yapılan yargılama sırasında hıssedarlardan Fende Taşel, Zulfu Taşel ve Halıme Taşel'ın adreslen tespıt edılemedığınden ılanen teblıgat yapılmasına karar venl- mış olmakla. davalılar Halıme Zulfü ve Fende Taşel'ın 7 3 1996 gunu saat 09 00'da mahkememızde hazır bulunmalan veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde jokluklannda yargılama yapılarak karar venleceğı, davalılara meşruhatlı davetıye teblığı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın 71460 Umit Otan'ın Kitabı... Once Isveç muhabınmız Gürhan Uçkan'ın 11 şu- bat gunu Cumhunyet'te çıkan 'Stockholm Mektu öu'ndan bır alıntıyı bıriıkte okuyalım "Sosyal Demokratlar'ın partı yonetım kurulu, nuk- leer reaktorlerın devre dışı bırakılması ıçın ılkadımı, reaktörlerden bırını 1998'de kapatarak atacağını açıkladı Bu adımı, endustnnın eneqı gereksınmesı nzıkoya sokulmadan otekı adımlar ızleyecek, du- zenlı olarak bütun reaktorler kapatılacak Rusya ve Ukrayna gıb' komşu ulkelerdekı bakımsız nukleer reaktorlerın yarattığı kaygıyı dennden duyan Isveç halkının bu açıklamayı sevındıncı bulduğu açık 1980'de yapılan halk oylaması sonucunu göz onu- ne alan parlamento, çalışmakta olan 12 nukleer re- aktorun kademelı olarak 2010 yılına dek kapatılma- sını yasaya bağlamıştı " • Insan belleğı unutkanlıkla sakattır Çernobıl deyınce aklınıza ne gelıyor"? 1986'nın Nısan ayında Ukrayna'da patlayan nuk- leer santral değıl mı1 O gunlerde bızım kamuoyunda bır kaygı başla- mıştı Çunku ıçerde ve dışarda çıkan haber ve yo- rumlara bakılırsa, çevre ulkeJerde yaşayanlar kanser nzıkosu altına gırmışlerdı, ama bu rızıkonun hesabı, olçusu, orantısı yapılamıyoyrdu Sozgehmı Rıze ça- yını yudumlayan Anadolu ınsanı sağlığını tehlıkeye atıyor muydu9 Bu konuda hukumet uyelen bızı ra- hatlatmak ıçın her şeyı yaptılar, televızyon ekranın- da demlı Karadenız çaylarını hopurdeterek demeç- ler verdıler "Merak etmeyın, bıze bır şey olmaz1 " Turkıye'nın butun kahvelennde muşterıler ocağa seslendıler "Gonder bır çaynobıl1 " • Gerçek gazetecının ıkı nıtelığı olmalı Bırıncısı 'fıkr- ı takıp', ıkıncısı 'ınceleme ve araştırma' ' Çernobıl olayı kısa surede unutuldu, bır bakıma uyutuldu, ama gazetecı Çernobıl'ı unutmadı, Ümit Otan *'Anadolu'da Çernobıl'ler yaşanmasın" dıye sorunun ustune yurudu, "Çaynobıl" adını verdığı kı- tabıyla okurların karşısına çıktı "Izmır Kıtaplığı" ya- yınlanndan olan "Çaynobıl"öe konu çok boyutlu ça- lışmayla ırdelenıyor Anadolu'yu nukleer santrallarla donatacak mıyız? 'Evet' ya da 'hayır' demek ıçın yeterlı donanıma ve bılgı bınkımıne sahıp mıyız'' llgılı kurumlar, orgutler, unıversıteler konuyla haşır neşır olmuşlar mıdır? Yoksa bu ışın ustune çıkar odaklarının gudulemesıy- le mı gıdıyoruz'' Umıt Otan'ın kitabı, yalnız Turkıye'yı değıl, okya- nuslan da kapsayan bır çevre bılıncıyle sorunu ele alı- yor Okunması gereklı bır krtap 1 • Turkıye Elektnk Uretım ve lletım AŞ Genel Mudu- ru Mustafa Turhan, Akkuyu Nukleer Santralı'nın ya- pım ve ıhalesıyle ılgılı hazırlıklar surerken bır açıkla- ma yaptı "Artık teknohji o kadar ıleriedı kı nukleer santral yakınında ınsanlar pıknık yapıyohar Zaten bızde ol- masa da dunyadakı santrallar dunyayı yok etmeye yeter" Çevrecüer Turhan'a tepkj gosterd/ler Yazımı Can Yücel'ın 'Son Soz' başlıklı şıınnden ai- dığım dızelerle bıtırıyorum Nukleer desantralızasyon Nukleer santrallara son Dıye höykürurken dört ıklım dört köşe Yannın Çernobıl şehıtlerı Sız bıre nalçın ağızlılar Kurtlanmış patates suratlılar Akkuyu'ya radyasyon ışemeye kalkanlar Kalın kafalannıza dank etsın kı Hormonlu domates gıbı bebeler ıstemıyor bu mıl- let. FİKRET KIZILOK BAHAR KONSERLERİ. Bağlantı için: MUTLU ÖDEMİS 0.532 245 36 37 Mımar, ressam, yazar CİHAT BURAK'ı saygıyla, sevgıyle anıyoruz. 3 Mart 1996 Pazar 12 00 Zıncırlıkuyu Mezarhğı A-136/37 AİLESİ ORHAN APAYDIN DEMOKRASİ BARIŞ VAKFI 1996 YILIÖDÜLLERİ PROGRAM Açış Konuşması Odul Dağıtımı llhan Selçuk Banş Öduiu - Greenpeace Orgutu Adalet Odulu HalıtÇelenk Demokrası Odulu Eşber Yagmurderelı Genel Degertendırme "Vakıf Odullerı ve 1995 Yılf Konuşmacı Erdal Atabek Tanh 2 Mart 1996 Cumartesı Saat 1400 Yer Ist Ataturk Kultur Merkezı Kuçuk Salon Türk Kalp Vakfı 20. Yılını Kutluyor. TÜRK KALP VAKFI Tel.: (0.212) 275 1244(7 Hat) Faks: 266 47 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle